Microsoft PowerPoint - Kan Transf\374zyonunun \335mm\374nolojik

advertisement
Kan Transfüzyonunun
İmmünolojik Olmayan Yan
Etkileri
Prof.Dr.İdil Yenicesu
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
• Enfeksiyon bulaş riski 10.000 kat azaldı
• Enfeksiyon dışı komplikasyonların başa
gelme olasılığı 1000 kat fazla
Perrotta PL, Snyder EL. Blood Rev 15: 69-83,2001.
• Transfüzyon için kullanılan ürün ile
bağışçıdan alınan kanın içeriği
birbirinden farklıdır.
– Biyokimyasal/Metabolik değişiklikler
– Biyomekanik/Membran değişiklikleri
– Oksidatif değişiklikler
• Geri dönüşümsüz olarak hasar görmüş olan
eritrosit sayısı artar
– STORAGE LESION
• Biyokimyasal değişiklikler
–
–
–
–
–
Laktat artar
pH azalır
ATP azalır
2-3-DPG azalır
Glutatyon azalır
• Biyomekanik değişiklikler
– Veziküller artar
– Membran alanı azalır
– Deformabilite azalır
• Oksidatif değişiklikler
– Lipid peroksidasyonu
– Biyoaktif madde salınımı artar
Transfusion 2006;46:1712-8.
• 2872 hastaya 14 günden az 8802 ünite
eritrosit
• 3130 hastaya 14 günden fazla 10 782 ünite
eritrosit
– Hastanede kalma süresi uzun
– 1 yıllık mortalite oranı yüksek
– 72 saati geçen entübasyon süresi
– Renal yetmezlik oranı
– Sepsis oranı yaşlı eritrosit verilenlerde yüksek
AMA
• Çalışma grubunun yaş ortalaması 70
• Eşlik eden hastalıkları var
• Tüm hastalara koroner arter tıkanıklığı
veya kalp kapak hastalığı veya her ikisi
için ameliyat yapılmış.
• STORAGE LEZYON etkisini
değerlendirmek için uygun değil
HİPERPOTASEMİ
• Depolama sırasında eritrositin üste
kalan kısmında potasyum artar.
• Güncel yöntemlerle üste kalan kısmın
hacmi toplam hacmin %40’ından azdır.
Bu nedenle K yoğunluğu normal kanın
potasyum yoğunluğundan daha yüksektir.
Hiperkaleminin insan vücuduna
olan olumsuz etkileri
• Kas güçsüzlüğü
• Kalp üzerine etkileri
– EKG Değişiklikleri
•
•
•
•
Sivri T dalgaları
P dalgası kaybı
PR uzaması
QRS uzaması
– Ventriküler fibrilasyon
– Asistoli
• CPDA-1 ile hazırlanmış olan eritrositlerde
başlangıç K düzeyi 5.1 mmol/L iken 35.günün
sonunda 78.5 mmol/L’ye ulaşır.
• SAGM ile hazırlanmış olan eritrositlerde
başlangıç K düzeyi 2.1 mmol/L iken 42.günün
sonunda 45.3±3.7 mmol/L’ye ulaşır.
• Depolanmış eritrositlerin transfüzyonunu
takiben ilk 2 saatte eritrositlerin bir kısmı
parçalanır. Bu durum da potasyum artışına
katkıda bulunur.
İrradiasyon ve etkisi
• Işınlanmış ürünlerin 24. saatteki ve
42.gündeki K miktarları ışınlanmamış
ürünlere göre yüksektir.
• Yıkama K miktarını azaltır.
• Ürün önce ışınlanıp sonra yıkanır ise
potasyum miktarı ilk 6 saat düşük kalır.
• Özellikle bebek ve küçük çocuklarda
transfüzyondan sonra hiperkalemi oluşabilir.
• Ancak transfüzyon sonrası K değerini
belirleyen klinik ve fizyolojik birçok faktör
bulunduğu için artışın boyutlarını belirlemek
her zaman mümkün değildir.
– Yüksek hacimde transfüzyon
– Yüksek potasyum miktarı içeren ürün transfüzyonu
– Hipovolemi
Ölüm riski
• The Public Health Agency of Canada
– 2 olgu
• SHOT(1996-2009)
– 0 olgu
• The Australian Hemovigilance Reports
(2008-2010)
– 0 olgu
Kimler risk altındadır?
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Hastanın hipovolemisi
Eritrositin yaşı
İrradiye ürün kullanımı
Yıkama yapılmamış olması
Transfüzyon hacminin yüksek olması
Transfüzyonun hızı
Alıcının asit-baz dengesi
Alıcının böbrek fonksiyonları
Alıcının santral kataterinden transfüzyon
yapılması
TAHA’yı önlemek için
• Masif transfüzyonlarda eritrositi
yıkamak
• Geniş iğneler kullanarak transfüzyon
yapmak
• Taze kan kullanmak
• Potasyumu emen filtreler kullanmak
Tedavi
•
Hücre dışında bulunan potasyumun
hücre içine sokulmasını sağlamak için
200-500 cc %10’luk glikoz 30 dakikada
intravenöz olarak infüze edilir. Bu
infüzyon daha sonra 500-1000 cc olacak
şekilde saatlere yayılacak şekilde devam
ettirilir.
• Normal insülin yanıtı olmayan kişilerde 10 ünite insülin
cilt altına uygulanır. Genellikle bu uygulamalar kan
potasyum düzeyinin birkaç saat içinde 1 mEq/L
azalmasına neden olur.
• Alkolozda serum potasyum seviyesinin azalmasına
neden olur. Bu nedenle hastanın asidozu var ise 44132 mEq bikarbonat 1 litre glikozlu sıvıya
eklenmelidir.
• Hemodiyaliz ve potasyum bağlayıcı reçineler örneğin
‘sodium polystyrene sulfonate’ (15-30 g) da tedavide
kullanılabilir.
• Transfüzyon ile oluşabilecek hiperkaleminin
hastada soruna neden olabileceği durumlarda
transfüzyon saatleri uzatılabilir veya 7
günden daha taze ürün kullanılabilir.
• Plazmanın uzaklaştırılması transfüzyon yapılan
toplam potasyum miktarının azalmasını
sağlayabilir.
• Eritrositlerin yıkanması potasyumu
uzaklaştırsa da bu uygulamaya nadiren
başvurulmaktadır.
Hipotermi
• Sıklıkla hemorajik şok nedeniyle masif
transfüzyon yapılan kişilerde görülür.
• Genellikle travma hastalarına ısıtılmamış
ve geniş hacimde kan transfüzyonu
yapılması sonucu oluşur.
– Açık vücut boşluğu
– Isı merkezinin kontrolünün bozuk olması
Hipoterminin sonuçları
•
•
•
•
•
Sitrat metabolizması bozulur
Karaciğerin çalışması aksar
İlaçların atılımı uzar
Akut faz proteinlerinin yapımı bozulur
Pıhtılaşma faktörlerinin yapımı bozulur
– Her 1 derecelik azalma koagülasyon faktörlerinin
aktivitesini %10 azaltır.
• Periferik vazokonstriksiyon oluşur
• Metabolik asidoz meydana gelir
• Kardiyak arest olabilir.
Önlem ve Tedaviler
• Oda sıcaklığını
arttırma
• Hastanın üstünü
örtme veya
lambalarla ısıtma
• Ventilatördeki
gazları ısıtma
• Kullanılan sıvıları ve
kanı ısıtma
Transfüzyon ilişkili koagülopati ve
trombositopeni
• Özellikle masif transfüzyon yapılan
hastalarda;
–
–
–
–
Dilüsyonel koagülopati
Tüketim koagülopatisi
Artmış fibrinolizis
Trombositopeni gelişebilir.
2 kan hacmi kadar eritrosit transfüzyonu
yapıldığında;
– Trombosit sayısı <50000
– Fibrinojen<100 mg/dl
Tetkikler
•
•
•
•
•
PT
PTT
Trombosit sayısı
Fibrinojen
Serum haptoglobülin
– 20 üniteden fazla eritrosit alanların
%75’inde trombosit sayısı<50.000
– 12 üniteden fazla eritrosit alanların
%100’ünde PT zamanı 1.5 kat uzundur.
Hipokalsemi
• Kan bileşenleri saklanırken antikoagülan
olarak sitrat kullanılır. Her eritrosit
ünitesinde yaklaşık 3 gr sitrat bulunmaktadır.
• Sağlıklı bir erişkin karaciğeri 3 gr sitratı 5
dakikada metabolize eder.
– 5 dk’da 1 üniteden fazla transfüzyon yapılıyor ise
veya
– Karaciğerin bu fonksiyonu hipotermi veya daha
önce geçirilmiş bir hastalık nedeni ile bozulduysa
sitrat birikmeye başlar ve normalde beklenen
yoğunluğun 40-140 katına ulaşabilir.
Hipokalsemi bulguları
• EKG de uzamış QT mesafesi
• Azalmış ventrikül kontraksiyonu nedeni
ile dolaşım yetmezliği oluşması
• Periferik vasküler direncin azalması
nedeni ile hipotansiyon gelişimi
• Kaslarda tremor
• Tetani
• Ventriküler fibrilasyon
Asidoz ve Alkaloz
• Kan bileşenleri CPDA ile saklandığı için taze
kan bileşenlerinin pH’ları çoğunlukla 7
civarındadır.Ancak 21.günde 6.6-6.8
düzeylerine inmeye başlar.
• Sitrat vücutta HCO3’a dönerek metabolize
olduğu için metabolik alkaloz oluşabilir.
• Masif transfüzyonda kan bileşenlerinin
sıklıkla alkaloz oluşturmasını bekleriz.
– Asidoz sıklıkla masif transfüzyon yapılmasına
neden olan durumun yarattığı doku
perfüzyonundaki bozulmaya bağlıdır.
• Asidozun koagülopatiyi arttırabileceği
unutulmamalıdır. Örneğin:pH 7.4 den
7ye düşünce;
– FVIIa aktivitesi %90dan fazla
– Faktör VIIa/doku faktörü kompleksi %55
den fazla
– Faktör Xa/faktör Va kompleksi %70 den
fazla azalır.
• Tüm bu nedenlerle;
– Ciddi kanamalarda, özellikle eski
eritrositler ile transfüzyon yapılıyor ise pH
7.2den yüksek olmalıdır.
– Özellikle karaciğer hastalığı olanlarda
masif kanama ile karşı karşıya kalındığında
bu durumu sağlamak oldukça güçtür;
• Laktat metabolize edilemez.
• Sitrat HCO3 a dönemez.
SEPTİK TRANSFÜZYON
REAKSİYONLARI
• USA’da 2001-2003 yılları arasında FDA
tarafından bildirilen transfüzyona bağlı
ölümlerin %14’ü bakteriyel kontaminasyon
nedeni ile
• Kan ürünlerinin bakteriyel kontaminasyon
oranı 1/3000 ANCAK sepsis nadir
– Eritrosit transfüzyonunda 1/250.000
– Trombosit transfüzyonunda 1/25.000
• Aferez-random farkı
• Çift kol –tek kol farkı
Önlemler
• Tek kol kullanımı
• ‘Diversion pouches’ kullanımı
• Ürünün salınımı öncesi kültür sonucunun
bakılması
• Patojen inaktivasyon
TACO
•
•
•
•
•
•
Transfüzyonların %1’inde görülür.
Dispne
Öksürük
Taşikardi
Hipertansiyon
Nabız basıncında artma
TACO için risk faktörleri
•
•
•
•
Kardiyopulmoner yetmezliği olanlar
Renal yetmezliği olanlar
Bebekler
Tanıda; Brain Natriuretic Peptide
kullanılabilir.
• Dolaşım yüklenmesi bulguları oluştuğunda
transfüzyon durdurulmalı ve damar yolu açık
tutulmalıdır.
• Ancak daha fazla sıvı verilmesi
sınırlandırılmalıdır.
• Hasta oturur pozisyona getirilmeli ve oksijen
desteği verilmelidir.
• Tedavi konjestif kalp yetmezliğinde olduğu
gibi yapılır.
– Flebotomi
– Plazmaferez
• Risk altındaki kişilerde transfüzyon 4
saatte bitirilmelidir.
• Daha uzun sürede transfüzyon yapılması
gerekiyor ise donör maruziyetini
azaltmak için kan bileşeni daha küçük
hacimlere ayrılmalıdır.
• Transfüzyon öncesi ve sırasında
diüretik yapılabilir.
Akut ağrılı transfüzyon
reaksiyonu(APTR)
• Transfüzyon ile birlikte ektremitelerin
uçlarında başlayan keskin karakterdeki ağrı
transfüzyonun sonlandırılması ile hemen
kaybolur.
• Eritrosit, aferez trombosit, havuzlanmış
trombosit transfüzyonları sırasında
görülebilir.
• Sıklığı yaklaşık olarak 4500 transfüzyonda
birdir.
• Şu ana kadar bildirilen vakalarda kullanılan
ürünlerin tamamı saklama öncesi lökosit
filtrasyonu işlemi yapılmış ürünlerdir.
• Hastalar ciddi sırt, göğüs ve ektremite
ağrısından şikayetçidirler. Titreme, taşikardi,
hipertansiyon ağrıya eşlik edebilir.
• Ayırıcı tanıda TRALI, dolaşım yüklenmesi,
akut hemoliz, nonhemolitik febril transfüzyon
reaksiyonu ve alerjik reaksiyonlar
değerlendirilmelidir.
• APTR diğer transfüzyon reaksiyonlarından
daha yoğun şiddete sahiptir.
• Tedavisi semptomatiktir. Narkotik
analjezikler örneğin morfin ağrının
kontrolü için kullanılabilir. Bulgular 30
dakika içerisinde kaybolur.
• Şu ana kadar bildiklerimiz bu yan etkinin
engellenmesi için yeterli değildir.
Hipotansif Reaksiyonlar
• Hipotansiyon transfüzyon sırasında
meydana gelir.
• Transfüzyon reaksiyonlarının ateş,
titreme, solunum güçlüğü, ürtiker, yüzde
kızarma gibi diğer bulguları yoktur
• Transfüzyon başlangıcındaki tansiyon
değerlerinde 10 mm Hg’dan fazla düşüş
olması gereklidir.
• Hipotansiyon transfüzyon başladıktan
hemen sonra gelişir ve transfüzyon
sonlandırılır ise hemen düzelir.
• Eğer transfüzyon durdurulmuş ve 30
dakika geçtikten sonra hipotansiyon
düzelmemiş ise tanı hakkında şüphe
oluşmalıdır.
• Hipotansif reaksiyonlar, eritrosit ve
trombosit transfüzyonundan sonra
görülür.
• Bazı reaksiyonlar lökosit filtreleri ile
ilişkilidir.
• Tanı klinik bulgular ile konulur. Başlangıç
ve diğer nedenlerin olmaması tanıda
değerlidir.
• Ayırıcı tanıda hemolitik reaksiyonlar,
bakteriyel kontaminasyon, TRALI,
alerjik reaksiyonlar, kardiyak aritmi,
myokard enfaktüsü, gizli kanama,
vazovagal reaksiyonlar, ilaç
reaksiyonları düşünülmelidir.
• Tedavide transfüzyon durdurulmalıdır.
• Kişi Trendelenburg pozisyonuna
getirilmelidir.
• İntravenöz sıvı desteği verilmelidir.
• Eğer bu yaklaşımlar tansiyon
değerlerinde yeterince yükselme
sağlamaz ise vazopresör ilaçlar
kullanılabilir.
• Hipotansif reaksiyonları önlemek için ne
yapılabileceği bu reaksiyonların
nedenleri açık olmadığı için
bilinmemektedir.
• Koagülasyonun kontak yolağının
aktivasyonu sonucu oluşan bradikinin
salınımı suçlanmaktadır.
• Bazı reaksiyonlar ACE-inhibitörü veya
lökosit filtresi kullanımı ile ilişkilidir.
• Hipotansif reaksiyonu öngörebilmek de
oldukça güçtür.
• Daha önceki transfüzyonunda hipotansif
reaksiyon geçiren kişilerin takip eden
transfüzyonlarda hipotansif reaksiyon
geçirme olasılığı daha yüksektir.
• Reaksiyonun filtre ile ilişkisi olduğu
düşünülüyor ise farklı bir cins filtre ile
transfüzyon yapılmalıdır.
Nonimmün Hemoliz
• Eritrositlerin saklanması, transferi veya
transfüzyonu sırasında parçalanması ile
oluşur.
• Parçalanmış eritrositlerin transfüzyonu
çoğunlukla geçici hemodinamik, pulmoner,
renal bozukluklara yol açabileceği gibi ölümle
de sonuçlanabilir.
• Hemoglobinemi ve hemoglobinüri en sık
görülen klinik bulgulardır.Renal yetmezliği olan
hastalarda hiperkalemi görülebilir.Ateş de
eşlik edebilir.
• Tanı hemoliz yapabilecek diğer transfüzyon
reaksiyonlarının olmadığının gösterilmesi ve
transfüzyon yapılan eritrosit ünitesinin
hemolizli olması ile konulur.
• Tüm eritrosit ünitelerinde saklama süresinin
uzunluğuna bağlı olarak bir miktar hemoliz
görülür. Ancak bu derece hemolizin
transfüzyonda bir problem yaratması
beklenmemektedir.
• Ayırıcı tanıda hemolitik transfüzyon
reaksiyonları, otoimmün hemoliz, bakteriyel
kontaminasyon, sepsis, PNH, ilaç ilişkili
hemoliz, oksidatif stres(G6PD eksikliği) ve
hematüri yapan nedenler gözden
geçirilmelidir.
• Bazen hemolize sebep olan eritrosit
antikorunu göstermek mümkün olmayabilir. Bu
durum ayırıcı tanıda immün hemolitik
reaksiyon ile nonimmün hemolitik reaksiyonun
ayırt edilmesini güçleştirir.
• Ayırt etmek için tek yol transfüzyon
koşullarınının ve uygulamasının gözden
geçirilmesidir.
• Hastanın direk coombs ve antikor tarama
testinin tekrarlanması ve hemoglobin ,
bilirubin düzeylerinin izlenmesi
kullanılabilecek laboratuar testleridir.
• Kullanılan eritrosit ünitesinin içeriği
incelenmelidir. Ayrıca eritrosit torbasında
içeriği bakteriyel kontaminasyonun olup
olmadığının gösterilmesi için kültür
yapılmalıdır.
Tedavi
• Nonimmün hemoliz oluştuğunda transfüzyon
durdurulmalı ve damar yolu açılmalıdır.
• Kan torbası ve transfüzyon seti daha sonraki
incelemeler için saklanmalıdır.
• Diğer hemolitik transfüzyon reaksiyonları için gerekli
ayırıcı tanı girişimleri yapılmalıdır.
• Daha sonra serum potasyum düzeyleri takip edilmeli
ve hiperpotaseminin etkileri açısından EKG
çekilmelidir.
• Destek tedavi esastır. Renal yetmezlik yok ise
hidrasyon tedavisi uygulanmalı ve idrar çıkışı
izlenmelidir.
• Nonimmün hemolizin önlenmesi saklama,
işleme, transfüzyon basamaklarındaki pratik
uygulamaların eğitimi ile mümkündür.
• Serum fizyolojik dışındaki intravenöz sıvıların
eritrositler ile karıştırılması veya aynı yoldan
verilmesi uygun değildir.
• İnfüzyon pompaları, kan saklama dolapları ve
kan ısıtıcılarının uygun koşullarda çalışıp
çalışmadığı denetlenmelidir.
• Transfüzyonun dar damar yolundan basınç
altında gerçekleştirilmesi de nonimmün
hemoliz riskini arttırmaktadır.
Demir Yüklenmesi
• Her bir eritrosit ünitesi 250 mg demir
içerir.
• 10-15 transfüzyon sonrası
–
–
–
–
Karaciğer
Kalp
Cilt
Endokrin organlarda birikim başlar
Download