Berna ERDOĞAN DURAN - Ulusal Tez Merkezi

advertisement
T.C.
BEYKENT ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME YÖNETİMİ ANABİLİM DALI
HASTANE VE SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ BİLİM DALI
YÖNETİM, HEMŞİRELİK HİZMETLERİ VE ETİK
(Yüksek Lisans Tezi)
Tezi Hazırlayan:
Berna ERDOĞAN DURAN
İSTANBUL, 2015
T.C.
BEYKENT ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME YÖNETİMİ ANABİLİM DALI
HASTANE VE SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ BİLİM DALI
YÖNETİM, HEMŞİRELİK HİZMETLERİ VE ETİK
(Yüksek Lisans Tezi)
Tezi Hazırlayan:
Berna ERDOĞAN DURAN
Öğrenci No:
1207460079
Danışman:
Prof. Dr. Mehmet Fikret GEZGİN
İSTANBUL, 2015
YEMİN METNİ
Yüksek Lisans Tezi olarak sunduğum ‘‘Yönetim, Hemşirelik Hizmetleri ve
Etik’’ başlıklı bu çalışmamın bilimsel ahlak ve geleneklere uygun şekilde tarafımdan
yazıldığını, yararlandığım eserlerin tamamının kaynaklarda gösterildiğini ve
çalışmamda kullanıldıkları her yerde bunlara atıf yapıldığını belirtir ve bunu
onurumla doğrularım 19/12/2015
Adı ve Soyadı
: Berna ERDOĞAN DURAN
Danışmanı
: Prof. Dr. Mehmet Fikret GEZGİN
Türü ve Tarihi
: Yüksek Lisans/Tezi, 2015
Alanı
: Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi
Anahtar Kelimeler : Hemşire, Yönetim, Etik
ÖZ
YÖNETİM, HEMŞİRELİK HİZMETLERİ VE ETİK
Çalışmada yönetim ve etik kavramları incelenmiş, sağlık hizmetlerinin
vazgeçilmez rollerini üstlenen hemşireler araştırma kapsamına alınmıştır. Bu
çalışmada kaynak taraması tekniğinden faydalanılmış, mesleki tecrübe ve
gözlemlere de yer verilmiştir.
Sağlık hizmetleri toplumun sağlığının korunmasında vazgeçilmez bir
role sahiptir. Sağlık hizmetlerinin etkin bir şekilde yürümesi, sağlık
çalışanlarıyla doğrudan ilgilidir. Sağlık çalışanlarının psikolojik olarak sağlıklı
olmaları,
etkin
sağlık
hizmetinin
sunulmasını
sağlayacaktır.
Sağlık
çalışanlarının psikolojik olarak sağlıklı olmaları ise çalışma koşulları ile
ilgilidir. Özellikle yöneticilerin personele karşı olan tutum ve davranışları,
personelin çalışma durumunu olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Yöneticilerin tutum ve davranışlarında önemli olan konu ise etik kavramıdır.
Yöneticilerin etik ilkelere uygun tutum ve davranış sergilemeleri, çalışanların
örgütsel
güven
ve
bağlılık
algılarını
yükselterek,
iş
tatminlerini
ve
motivasyonlarını sağlayacaktır. Böyle bir ortamda sağlık hizmet sunum kalitesi
de yükselmiş olacaktır.
i
Name and Surname : Berna ERDOĞAN DURAN
Supervisor
: Prof. Dr. Mehmet Fikret GEZGİN
Degree and Date
: Master, 2015
Major
: Hospıtal And Health Management
Key Words
: Nurse, Management, Ethics
ABSTRACT
MANAGEMENT, NURSING SERVICES AND ETHICS
Management and ethical issues were examined in this study, nurses
assumed the roles of health care has been indispensable in the study. This study
benefited from the technical literature, are included in the professional
experience and observation.Health care has an essential role in the protection of
public health. Effectively walk of health services is directly related to health
care. Psychologically they are healthy health workers will ensure the provision
of effective health services. Psychologically they are healthy is related to the
working conditions of health workers. In particular, the attitude and behavior
of managers towards staff, can affect the status of the staff in a positive or
negative direction. The crucial issue is the ethics of managers in attitudes and
behaviors. Attitudes and behaviors exhibited by the ethics of managers,
employees, raising the perception of organizational trust and commitment will
ensure job satisfaction and motivation. In such an environment the quality of
health service delivery will be increased.
ii
İÇİNDEKİLER
Sayfa No:
ÖZ ................................................................................................................................. i
ABSTRACT ................................................................................................................ ii
TABLOLAR LİSTESİ ............................................................................................. vi
ŞEKİLLER LİSTESİ .............................................................................................. vii
KISALTMALAR .................................................................................................... viii
GİRİŞ ...........................................................................................................................1
BİRİNCİ BÖLÜM
SAĞLIK HİZMETLERİ ve HEMŞİRELİK MESLEĞİ
1. SAĞLIK KAVRAMI, SAĞLIK HİZMETLERİ KAVRAMI, SAĞLIK
HİZMETLERİNİN SINIFLANDIRILMASI ve NİTELİKLERİ .....................4
1.1. Sağlık Kavramı................................................................................................. 4
1.2. Sağlık Hizmetleri Kavramı .............................................................................. 5
1.3. Sağlık Hizmetlerinin Sınıflandırılması ve Nitelikleri .................................... 11
1.3.1.Koruyucu Sağlık Hizmetleri ................................................................. 12
1.3.2.Tedavi Edici Sağlık Hizmetleri ............................................................. 13
1.3.3.Rehabilite Edici Hizmetler .................................................................... 14
2. HEMŞİRELİK MESLEĞİ TANIMI, TEMEL NİTELİKLERİ ve
ÇALIŞMA KOŞULLARI ....................................................................................15
2.1. Hemşirelik Mesleği Tanımı ........................................................................... 15
2.2.Hemşirelik Mesleğinin Temel Nitelikleri ....................................................... 15
2.3. Hemşirelik Mesleğinde Çalışma Koşulları .................................................... 16
3. MESLEKİ BAŞARININ GEREKLERİ ve HEMŞİRELERİN
SORUMLULUKLARI .........................................................................................18
3.1. Mesleki Başarının Gerekleri .......................................................................... 18
3.2. Hemşirelerin Sorumlulukları.......................................................................... 20
İKİNCİ BÖLÜM
YÖNETİM KAVRAMI ve ETİK
1.YÖNETİMİN TANIMI ve FONKSİYONLARI .................................................26
1.1. Yönetimin Tanımı .......................................................................................... 26
1.2. Yönetimin Fonksiyonları ............................................................................... 28
1.2.1. Planlama Fonksiyonu ........................................................................... 29
iii
1.2.2. Örgütleme Fonksiyonu ......................................................................... 30
1.2.3. Yürütme Fonksiyonu............................................................................ 30
1.2.4. Koordinasyon Fonksiyonu ................................................................... 31
1.2.5. Denetim Fonksiyonu ............................................................................ 31
2.YÖNETİM SÜRECİNİN ÖZELLİKLERİ, UYGULANMASI ve
DEĞERLENDİRİLMESİ ...................................................................................32
2.1. Yönetim Sürecinin Özellikleri ....................................................................... 32
2.2. Vizyon Misyon ve Stratejik Amaçların Belirlenmesi ............................. 33
2.3. Strateji Oluşturma ................................................................................... 34
2.4. Stratejinin Uygulanması .......................................................................... 34
2.5. Stratejinin Değerlendirilmesi .................................................................. 35
3. ORGANİZASYON ve ORGANİZASYONEL YAPININ ÖNEMİ ..................35
3.1. Organizasyon.................................................................................................. 35
3.2. Organizasyonel Yapının Önemi ..................................................................... 36
3.2.1. Profesyonelleşme ................................................................................. 36
3.2.2. Uzmanlaşma ......................................................................................... 37
3.2.3. Biçimselleşme ...................................................................................... 37
4.ETİK TANIMLAMALARI ve DEĞERLENDİRİLMESİ ................................38
4.1. Etiğin Tanımları ve Değerlendirilmesi........................................................... 38
4.2. Etik Türleri ..................................................................................................... 39
4.2.1. Mesleki Etik ......................................................................................... 39
4.2.2. Örgütsel Etik ........................................................................................ 40
4.2.3. Yönetsel Etik ........................................................................................ 41
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
HEMŞİRELİK HİZMETLERİNDE YÖNETİM ve ETİK
1. HEMŞİRELİK HİZMETLERİNDE YÖNETİM UYGULAMALARI ...........42
1.1. Kalite Odaklı Yönetim ................................................................................... 42
1.2. Kıyaslama....................................................................................................... 53
1.3. Dış Kaynak Kullanımı ................................................................................... 53
1.4. Değişim Yönetimi .......................................................................................... 55
2.HEMŞİRELİK HİZMETLERİNDE ETİK.........................................................60
2.1. Hemşirelik Hizmetlerinde Yönetsel Etik ....................................................... 60
2.1.1. Hemşirelik Hizmetlerinde Genel Etik .................................................. 60
2.1.2. Hemşirelik Hizmetlerinde Hasta Bakımında Etik ................................ 63
iv
2.2. Yönetici Hemşireler İçin Etik İlkeler ............................................................. 66
2.2.1. Hemşirelikte Genel Etik İlkeler ........................................................... 66
2.2.2. Yönetici Hemşirelerin Uygulaması Gereken Etik İlkeler .................... 71
SONUÇ ......................................................................................................................74
KAYNAKÇA .............................................................................................................77
v
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo No.
Sayfa No.
Tablo 1. Yönetim Tanımları .................................................................................. 27
Tablo 2. Etik Kriterler ............................................................................................ 60
Tablo 3. Hemşirelerin Etik İlkeleri ....................................................................... 64
vi
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil No.
Sayfa No.
Şekil 1. Sağlık Hizmetleri ....................................................................................... 12
Şekil 2. Yönetim Fonksiyonları .............................................................................. 29
Şekil 3. Yönetim Süreci Özellikleri ....................................................................... 33
Şekil 4. Hemşirelerin Kaliteli Hizmet Sunumlarında Dikkat Edecekleri
Hususlar ..................................................................................................... 49
Şekil 5. Hemşirelikte Etik İlkeler .......................................................................... 71
vii
KISALTMALAR
ABD
: Amerika Birleşik Devletleri
AÇS
: Ana Çocuk Sağlığı
AKP
: Adalet ve Kalkınma Partisi
ANA
: Amerikan Hemşireler Birliği
C.
: Cilt
DEÜ
: Dokuz Eylül Üniversitesi
DKK
: Dış kaynak kullanımı
DPT
: Devlet Planlama Teşkilatı
DSÖ
: Dünya Sağlık Örgütü
GSS
: Genel Sağlık Sigortası
HYD
:Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi
ICN
: Uluslararası Hemşirelik Konseyi
KHBY
: Kamu Hastane Birlikleri Yasası
MHRS
: Merkezi Hastane Randevu Sistemi
s.
: Sayfa
S.
:Sayı
SBE
:Sosyal Bilimler Enstitüsü
SDP
: Sağlıkta Dönüşüm Programı
SGK
: Sosyal Güvenlik Kurumu
SSK
:Sosyal Sigortalar Kurumu
v.b.
: ve benzeri, ve benzerleri
v.diğ.
: ve diğerleri
VSD
: Verem Savaş Derneği
WHO
: Dünya Sağlık Örgütü
TKY
: Toplam Kalite Yönetimi
YYLT
:Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi
viii
GİRİŞ
Çalışma Konusunun Seçimi: İnsan hayatı gibi önemli bir görevi üstlenen
sağlık sektöründe, çalışanların yüksek verimde çalışmaları, toplum sağlığı için önem
arz etmektedir. Sağlık personelinin verimli çalışmasında ise yöneticilerin payı
büyüktür. Etkin bir yönetici çalışanların iş tatminini ve motivasyonunu yükselterek
verimli çalışmalarını sağlayabilir. Özellikle sağlık sektöründe önemli bir göreve
sahip olan hemşirelerin verimli çalışmaları adına yöneticilerin takındıkları tutum ve
davranışlar önemli olmaktadır.
Yöneticilerin çalışanlar tarafından olumlu algılanmasında ise etik davranışlar
büyük öneme sahiptir. Sağlık ve hemşirelik hizmetlerinde etik algının benimsenmesi ve
tüm personelin etik kurallara uygun hareket etmesi, çalışanlar arasında güvensizlik
duygusunu ortadan kaldırarak, tüm çalışanların daha verimli çalışmalarını sağlayacaktır.
Sağlık hizmetlerinin kalitesi ve verimliliğinde hasta memnuniyeti kadar çalışan
memnuniyeti de önemlidir. Çalışanların memnuniyeti motivasyonla, motivasyon da etik
ilkeleri benimseyen yönetici ve çalışanlarla mümkün olmaktadır. ‘’Yönetim, Hemşirelik
Hizmetleri ve Etik’’ konusunun seçiminde; verilen hemşirelik hizmetlerinde yönetimin
ve etik anlayışın, performans ve verimlilik üzerindeki etkilerinin ortaya konulmak
istenmesi ve ayrıca, sağlık kamuoyunda yönetim ve etik konusuna ilgisizlik ya da
yeterince farkında olmama durumu etkili olmuştur.
Çalışmanın Amacı: Sağlık sektöründe çalışanın psikolojik durumları
oldukça
önemlidir.
güçlendirilmesi,
Özellikle
çalışan
moral
çalışanlarda
ve
güven
motivasyonunu
ve
aitlik
arttırarak
duygularının
daha
verimli
çalışmalarını sağlayacaktır. Çalışanların güven ve aitlik duygularının arttırılmasında
ise etik kavramı oldukça önemlidir. Bu konuda özellikle yöneticilerin tutum ve
davranışlarında etik davranmaları, çalışanların daha verimli çalışmalarını sağlayarak
hasta memnuniyetini olumlu yönde etkileyecektir.
Çalışmanın Önemi: Her sektörde olduğu gibi hemşirelik hizmetlerinin
yönetiminde de bazı kıstaslar önemlidir. Özellikle sağlık sektörü gibi insan hayatının
söz konusu olduğu ve kesintisiz hizmet verilmesi gerektiği bir sektörde etkin hizmet
1
sunumu önemlidir. Etkin hizmetin sunulmasında ise çalışanların psikolojik durumları
önem taşımaktadır. Sağlık ekibi içerisinde hemşirelerin önemli bir öğe olduğu
tartışmasızdır. Dolayısıyla, hemşirelik hizmetlerinin aksamadan, verimli bir şekilde
gerçekleştirilmesi yöneticilerin tutum ve davranışlarında etik davranmalarına
bağlıdır. Bu çalışmada hemşirelik hizmetlerinde yönetim ve etik olgularının
incelenmesi; kamuoyunda ilgisizliğin yok edilmesi, bu konulardaki boşluğun
doldurulması ve sağlık mesleği mensuplarının konuya dikkatini çekmek açısından
önemlidir.
Çalışma Planı: Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde
sağlık hizmetleri ve hemşirelik mesleğinden bahsedilmiştir. Sağlık ve hemşirelik
kavramları açıklanmış, sağlık hizmetlerinin çeşitliliğinden bahsedilmiş, hemşireliğin
nitelikleri ve sağlık bakımındaki rolleri anlatılmıştır. Etik anlayış içinde çalışmaları
gereken sağlık ekibinin önemli bir üyesi olan hemşirelerin sorumlulukları
irdelenmiştir.
İkinci bölümde yönetim kavramı ve etik konusu incelenmiştir. Yönetimin
hedeflerine ulaşabilmesi sürecindeki fonksiyonları açıklanmış, stratejik yönetimin ve
organizasyonel yapının önemi anlatılmıştır. Etik kavramı açıklamalarına yer
verilmiş, etik çeşitlerinden bahsedilmiştir.
Son bölüm olan üçüncü bölümde ise hemşirelik mesleğinde yönetim ve etik
kavramlarının ilişkileri incelenmiştir. Hemşirelerin kaliteli hizmet sunmalarında
dikkat etmeleri gereken hususlar açıklanmış, mesleki etik kriterlerden ve
hemşireliğin etik ilkelerinden bahsedilmiştir. En son olarak da yönetici hemşirelerin
uygulaması gereken etik ilkeler başlıklar halinde açıklanmıştır.
Kullanılan Metod ve Teknikler: Araştırmada literatür taraması tekniği
kullanılmıştır. Mevcut kaynaklar taranarak, tezle ilişkili olan konular yorumlanarak
tez kapsamına alınmıştır.
Karşılaşılan Zorluklar ve Sınırlamalar: Çalışmada karşılaşılan zorluk,
konuyla ilgili güncel kaynakların sınırlı olması ve yabancı dil bilgisi yetersizliği
nedeniyle yabancı kaynaklara doğrudan atıf yapılamamasıdır.
2
Ayrıca, 2002 yılında gerçekleştirilen “Sağlıkta Dönüşüm Programı” (SDP) ve
akabinde 2005 yılında geçilen “Aile Hekimliği” sistemi ile 2001 yılında Kanun
Hükmünde Kararname ile yürürlüğe giren “Kamu Hastaneleri Birliği Yasası”
(KHBY) sonucunda, özellikle birinci basamak sağlık hizmetlerinde ve hastanelerde
yönetim ve idare yapılarında değişiklikler olmuştur. Bu yeni yönetim ve idare
yapılarının etik, yönetim ve hemşirelik konularındaki etkileri ile ilgili yeterli çalışma
olmaması da çalışmanın başka bir sınırlılığını oluşturmuştur.
3
BİRİNCİ BÖLÜM
SAĞLIK HİZMETLERİ ve HEMŞİRELİK MESLEĞİ
1. SAĞLIK KAVRAMI, SAĞLIK HİZMETLERİ KAVRAMI, SAĞLIK
HİZMETLERİNİN SINIFLANDIRILMASI ve NİTELİKLERİ
1.1. Sağlık Kavramı
Bedenin hasta olmaması, ruhsal iyilik olarak algılanan sağlık kavramını
sağlık hizmetlerinin daha etkili sunulması ve halkın bilinçlenmesi bakımından daha
detaylı açıklamak gerekmektedir. “Sağlık kavramı genellikle hasta olmama
anlamında kullanılmakta, hastalık kavramı ile ilişkili, dolayısıyla negatif bir mesaj
iletecek biçimde gerçekleştirilmektedir. Fakat kişiler kimi zaman hasta olduklarının
bilincine varamayabilirler.”1 Sağlık, insan yaşamının vazgeçilmezleri arasındadır.
İnsanlar sağlıklı oldukları sürece yaşamlarından keyif alırlar. Sağlık hizmetleri veren
kurumların buradaki önemi ise, insan yaşamının vazgeçilmezi olan sağlığı korumak
ve iyileştirmektir.
Bireylerin ne tür şartlarda sağlıklı, ne tür şartlarda hasta olarak
nitelendirilebileceği, sağlığın öznel ve nesnel ayrımı gerçekleştirilerek sağlanır.
“Objektif sağlık kavramı, bireyin kendini mental, fiziksel ve sosyal bakımdan ne
şekilde hissettiği ve bu durumu algılama biçimi şeklinde ifade edilmektedir. Sağlık,
kişinin fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan çevreyle olan düzenli uyumu olarak
nitelendirilebilir.”2 Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi, kişinin doktor kontrolünde veya
yapılan tahlil ve tetkiklerinde herhangi bir bulguya rastlanılmaması sağlıklı olduğu
anlamına gelmez. Hem beden hem de ruh sağlığı açısından kişinin kendisini nasıl
hissettiği de önemlidir.
Sağlık sistemi ise, toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesi, sağlıklı
bireylerin sağlıklarının korunması, sağlıksız bireylerin sağlığına kavuşması için
S.Kaya, Sağlık Hizmetlerinde Sürekli Kalite İyileştirme, Ankara, 2005, s.24
N.Devebakan, Sağlık İşletmelerinde Algılanan Hizmet Kalitesi ve Ölçümü, Dokuz Eylül
Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi (YYLT), İzmir,
s.16
1
2
4
yapılan planlı çalışmaların tümü olarak belirtilebilir. Bu amaçla 1. 2. ve 3. Basamak
sağlık kuruluşları ve özel dal merkezleri kurulmuştur. 1. Basamak sağlık
kuruluşlarında (Aile Hekimlikleri, Toplum Sağlığı Merkezleri) asıl görev; sağlığı
bozulmadan ele almak, koruyucu sağlık hizmetleri ile gerekli önlemleri ve sağlıklı
yaşam şeklini halka anlatmak, uygulatmak ve takipçisi olmak iken, 2. ve 3. Basamak
sağlık kuruluşlarında (devlet hastaneleri, üniversite hastaneleri, dal merkezleri,
rehabilitasyon merkezleri) ise bozulmuş olan sağlığı düzeltmek amaçlanmaktadır.
Devletin, vatandaşın gelirine ve statüsüne bakmadan sağlık hizmetlerinden
faydalandırması yaşama hakkının da bir gereğidir. Bir toplumun sağlık hizmetleri
devlet tarafından sağlanmalıdır. Türkiye’de sağlık hakkı ile ilgili olarak, anayasanın
56. Maddesinde de belirtildiği üzere, bireylere sağlık hizmetini sunma zorunluluğu
devlete verilmiş bulunmaktadır. Devlet, bireyin ve yaşadığı çevrenin sağlıklı
olmasından sorumludur ve bu hizmeti veren kişi, kurum ve kuruluşların denetimini
de planlar.
1.2. Sağlık Hizmetleri Kavramı
Sağlık hizmetleri bireylerin sağlığının korunması, teşhis, tedavi ve bakım
amacıyla bireysel ve kurumsal şekilde özel kişilerin ya da kamunun sunduğu
hizmetler şeklinde ifade edilebilir. Sağlık hizmetlerinin en önemli amacı, toplum
içinde kişilerin hayat sürelerini uzatmak ve sağlık konfor derecesini yükseltmektir.
‘’Sağlık sistemi, toplumun sosyal ve insancıl yaşayabilmesi için gereklidir.
Sağlık sistemi, topluma etkin fayda sağlar, bu faydaları ve sistemin gerekliliği şu
şekilde ifade edilebilir:

Erken ölümler önlenerek yaşam süresi uzatılır.
 Sağlık için psikolojik ve fonksiyonel normlardan sapmalar mümkün
olduğunca azaltılır.

Hastalık mümkün olduğunca azaltılır.

Sakatlık mümkün olduğunca azaltılır.

Yüksek düzeyde iyilik ve bireysel tatmine erişilir.

Direnç artırılarak sağlığın korunması yeteneğinin oluşturulması
sağlanır.
5

Çevre ile ilişkilerde yüksek bir tatmine ulaşılabilir.

Kaynakları sınırlı olan kesime, sağlıkla ilgili konulara katılımının
sağlanması ve artırılması sağlanır.’’1 Sağlık hizmeti veren gerek özel gerekse devlet
kurumlarının ana amacı; kişinin mevcut durumuna göre yapılabilecek en konforlu
sağlığı sunmaktır.
Türkiye’de sağlık sistemini planlı dönem ve planlı dönem öncesi olarak ele
almak mümkündür. Dr. Refik Saydam’la birlikte sağlık hizmetleri daha disiplinli ve
planlı yürütülmeye başlanmıştır. Dr. Refik Saydam (1923- 1940), en uzun dönem
görevde kalan Sağlık Bakanı unvanına sahiptir. Bu dönemde sağlık hizmetlerinin
tüm yurda yayılmasını sağlayabilmek adına illerde Sağlık Müdürlükleri ilçelerde ise
Hükümet Tabiplikleri kurularak birinci basmak sağlık hizmetleri ile koruyucu sağlık
hizmetlerine büyük önem ve öncelik verilmiştir. Bu dönemde tüm sağlık personelinin
atama ve terfi işlemleri Sağlık Bakanlığı’na bağlanmıştır. Böylece personelin eğitimi,
tayin, terfi ve atamaları belirli bir disipline bağlanmıştır.
Yataklı tedavi hizmetlerinin yine kamu eliyle yapılması öngörülmüştür.
Ancak yerel idareler- belediyeler, il özel idareleri- tarafından yürütülmesi düşüncesi
benimsenmiştir. Bununla birlikte hükümet, yerel idarelerin hastane açmasını,
destekleyip özendirirken, Ankara, İstanbul, Sivas, Erzurum ve Diyarbakır gibi büyük
illerde doğrudan bakanlığa bağlı Numune Hastaneleri açmıştır.
“Dr. Refik Saydam döneminde sağlık hizmetlerinin tüm yurda yayılması
amaçlanmış ve bununla birlikte hastane personelinin de yeterli niteliklere sahip
olabilmesi için çaba harcanmıştır. 1932 yılında doktor açığını kapatmak adına yatılı
tıp öğrenci yurtları açmış ve öğrencilerin temel ihtiyaçlarının sağlanması noktasında
ön plana çıkmıştır. Personelin kırsal bölgede çalışmasını teşvik etmek amacıyla
sağlık hizmetlerinde çalışanlara görece daha yüksek ücret ödenmesi uygulanmıştır.”2
Sağlık hizmetlerinin kırsal alana yeterli düzeyde ulaştırılabilmesi adına “seyyar
tabiplik” uygulaması da bu dönemde başlamıştır. Bu personel ayın yirmi günü köy
ziyareti yapmakla yükümlüdür ve köyde ayaktan tedavi yapmak ve ilaçları ücretsiz
dağıtmakla görevlidir.
1
2
Kaya, s.26
Kaya, s.28
6
Dr. Behçet Uz Dönemi (1940- 1950)’nde bulaşıcı hastalıklara ağırlıklı önem
verilmiştir. 1942 yılında hızla yayılan çiçek hastalığı, savaş sırasında yükselen sıtma
Tüberküloz hastalıkları bu dönemde oldukça yaygın olmuştur.
“Demokrat Parti Dönemi (1950- 1960)’nde Türkiye’de sağlık hizmetlerinde
ciddi gelişmeler meydana gelmiştir. Özellikle bu dönemde dünyada ortaya çıkan
sıtma, çiçek hastalığı ve tüberküloz gibi salgın hastalıklara karşı Türkiye’de de
mücadele yöntemlerine önem verilmiştir. Bu amaçla 1945 yılında 'Olağanüstü Sıtma
Savaş Kanunu' ve 1960 yılında 'Verem Savaş Genel Müdürlüğü' kurulmuştur.”1 1950
yılında Sağlık Bakanlığı tedavi hizmetlerini vermeyi üstlenmiştir. Belediye
hastaneleri kamulaştırılmıştır. Daha önceki dönemlerde kırsal kesimde koruma ve
iyileştirme
hizmetlerinde
görevli
sağlık
çalışanları
kent
hastanelerinde
görevlendirilmiştir. Ancak bu durumun kırsal kesime sakıncası şu şekildedir, yüksek
ücret ve özel muayene yapma izni verilmesi, çalışanlar açısından kentleri çekici hale
getirmiş ve bu durum çoğunun koruyucu hizmetlerdeki görevlerini bırakıp
hastanelere geçmesine neden olmuştur. 1950’lerin sonunda, insan kaynağının
dengesiz dağılımı Türkiye’deki sağlık hizmetlerinin başlıca sorunu haline gelmiştir.
“1960 askeri darbenin ardından
Devlet
Planlama Teşkilatı
(DPT)
kurulmuştur. DPT’nin kurulmasıyla birlikte sağlık sektörü yeniden düzenlenmiştir.
Daha önceki dönemlerde kırsal bölgelerle ayrı ayrı verilen sağlık hizmetleri tek bir
çatı altında birleştirilmiştir. En uzak bölgelerde bile temel sağlık hizmetleri, anaçocuk, aile planlaması, bulaşıcı hastalıklardan korunma ve tedavi hizmetleri ile çevre
ve okul sağlığı hizmetlerini veren sağlık ocakları kurulmuştur.”2 Bu şekilde, hem
koruyucu sağlık hizmetlerinin daha etkin sunulması hem de dağınık ve farklı
kurumlarda verilen hizmetlerin tek elden planlanması yapılmıştır. DPT 2011’den
itibaren Kalkınma Bakanlığı olarak görev yapmaktadır.
1961’de hazırlanan “Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında
Kanun”un amacı tüm vatandaşların sağlık hizmetlerinden adaletli bir şekilde
1
2
Devebakan, s.22
N. Etiler- I. Ergin, “Kentlerde Sağlık Örgütlenmesinin İlkeleri ve Entegrasyon”, Kentlerde
Sağlık Hizmetlerinin Örgütlenmesi, Ankara, 2007, s.38
7
faydalanmasını sağlamak ve düzenlemektir. Bu kanunun öngördüklerini şu şekilde
özetlemek mümkündür:

Sağlık hizmetlerinden tüm vatandaşlar eşit yararlanacaktır.

Sağlık hizmetleri ücretsiz veya katkı payı ile sunulacaktır.

Hastalar istedikleri hekimi veya sağlık kurumunu seçmekte özgürdür.

Hekimler kamuda ya da serbest olarak çalışmada özgürdür.

Hekimler ve diğer sağlık personeli kamuda sözleşmeli olacaktır.
 Birinci basamak sağlık hizmeti veren sağlık ocakları kurulacaktır.
Kademeli sevk zinciri sistemi oluşturulacaktır

Kamu sağlık kuruluşları tek elden idare edilecektir.

Halkın da katılacağı kurullar oluşturulacaktır
Bu kanunun uygulanması ve sonuçları şu şekilde ilerlemiştir:
 ‘’1962 yılında kanun kabul edilmiş ve 1963 yılında yasa Muş ilinde
uygulanmaya başlamıştır.
 1965 yılında Devlet Personel Kanunu yürürlüğe girmiştir. Hekimlerin
ve diğer sağlık personelinin sözleşme ile çalıştırılması ilkesi yürürlükten
kaldırılmıştır. Bunun sonucu olarak da tam süre çalışma ilkesi uygulanamamıştır.
 Bu döneme kadar sağlık ocaklarına hekim atanamamıştır. Bu
dönemde devlet hizmet yükümlülüğü yasası bu açığı kapatmak üzere kabul
edilmiştir. Ocaklarda hekim açığı kapatılmış, ancak yasa gereği ilaç, araç, gereç,
lojman, bina gibi gereksinimler ile ocak- hastane iş birliği sağlanmadığından
beklenen sonuç alınamamıştır.
 İlçelerde sağlık personeli kaymakamın görevine verilmiştir. Bu
nedenledir ki ülke çapında sağlıkta birlik sağlanamamıştır.
8
 Hekim
dışında
sağlık
personeli
yetiştirmede
yeterli
özen
gösterilmemiştir.
 Halkın, sağlık hizmetlerine katkı sağlaması amaçlanmamış bu
doğrultuda ön görülen kurallar getirilmemiştir.
 Hekim sıkıntısının yanı sıra hastane yönetimiyle ilgili gerekli adımlar
atılmamıştır. Sağlık yönetici kadrosu kurulamamıştır.
 Devlet bütçesinden, sağlık sektörüne gidecek mali kaynak yeterli
ölçüde sağlanmamıştır.’’1 Bu dönemde hekim, sağlık personeli ve sağlık yöneticisi
kadrosunun yeterli olmaması ve devlet bütçesinden sağlık sistemine yeterli fonun
gelmemesi, sağlık sektörünü olumsuz yönde etkilemiştir.
Türkiye’de sağlık hizmetlerinden ve politikalarından Sağlık Bakanlığı ve
Devlet Planlama Teşkilatı sorumludur. Bunun yanı sıra sağlık sektöründe önemli
diğer bir kuruluş ise “Sağlık Reformu Proje Genel Koordinatörlüğü”dür ve devlet
bütçesinden sağlık alanında kullanılmak üzere alınan kredilerin kullanımının
koordinasyon ve yönetim sorumluluğunu üstlenmiştir.
“Sağlıkta Dönüşüm Programı (2003 ve sonrası): 2002 seçimlerinden sonra
iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’nin sağlık sektöründe
gerçekleştirdiği ilk reform “Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP)”dır.”2 SDP, yeni
kamu yönetiminin sağlık sektörüne de geçişinin göstergesidir. Yeni kamu
yönetiminin SDP’na yansımalarını şu şekilde özetlemek mümkündür: profesyonel
yönetim oluşturma, standartları belirginleştirme ve performansı ölçme, çıktı
kontrolüne önem verme, desantralizasyon, müşteri odaklılık, rekabete vurgu yapma,
özel sektör yönetimine başvurma ve kaynak kullanımında disiplin sağlama. SDP’nın
temel özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür:
1
2

Denetleyici bir Sağlık Bakanlığı

Desantralizasyon, (yerelleştirme)
Etiler- Ergin, s.39
G, Karadağ- Ö.Uçan, “Hemşirelik Eğitimi ve Kalite”, Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 2006,
Sayı(S.) 1, s.67
9
 Özel sektörden hizmet satın alımı, sözleşmeli personelin istihdamının
sağlanması,
 Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), Bağ- Kur, Emekli Sandığı ve Yeşil
Kart programlarını tek bir çatı altında birleştirecek tek bir satın alıcı bünyesinde
Genel Sağlık Sigortası’nın (GSS) kurulması,
 Kamu hastanelerine özerlik tanımak, aile hekimliği modeline dayalı
güçlü bir koruyucu sağlık ve birinci basamak sağlık hizmetleri sistemi oluşturmak,
 Etkili bir sevk sistemi kurmak ve sağlık kuruluşlarındaki hizmet
kalitesini iyileştirmek vasıtasıyla sağlık hizmetleri sunumu sistemlerinin reforme
edilmesi,
 SDP’nın sağlık reformu hedeflerinin gerçekleştirilmesi için birbiriyle
ilintili konuların ele alınması.

Yeterli bilgi ve becerilere sahip motive sağlık personelinin olması
 Sağlık sistemini destekleyecek eğitim ve bilim enstitülerinin
güçlendirilmesi ve
 Sağlık sektörü karar alma süreçlerinde etkili bilgiye erişimin
iyileştirilmesi konularına yer verilmiştir.
“Sağlık sistemindeki değişim sayesinde, Türkiye’nin Avrupa ve Orta Asya
ülkeleri değerlerini yakaladığı görülmektedir. Bu göstergelere göre Avrupa ve Orta
Asya ülkeleri Ortalama yaşam süresi 70’ken Türkiye’ de bu oran 72 olarak
belirtilmektedir. Yine bebek ölümlerinde 1000 canlı doğumda Avrupa ve Orta Asya
Ülkelerinde ortalama 21 ölümken Türkiye’ de bu değer 20’dir.”1 SDP ile Türkiye’de,
sağlık alanında geçmişe göre yapılan iyileştirmeler ve sağlıkta dönüşümün
avantajları şunlardır:
1
Karadağ- Uçan, s.72
10
 Sosyal güvenlik sistemi Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile tek elde
toplanmış ve bu çalışma ile hizmet sağlayıcılara tek bir yerden ödeyici sistem
oluşturulmuştur.
 “Genel Sağlık Sigortası (GSS)’nın hayata geçirilmesi ile nüfusun
genelinin sağlık hizmetlerinden eşit faydalanması sağlanmıştır.”1
 Performansa dayalı ücret uygulaması ile faaliyet artışı ve hekim
etkenliğinde bir artış meydana geldiği görülmektedir.
 Dönüşüm öncesi halkın genelde birinci basamak sağlık kuruluşlarına
rağbet göstermemesi ve ayakta tedavi görenlerin hastanelerde yığılma meydana
getirmesi ise aile hekimliği uygulaması ile çözümlenmiştir.
SDP'nın son aşaması olan KHBY, Resmi Gazete’nin 2 Kasım 2011 tarihli
mükerrer sayısı ile kanun hükmünde kararname ile kabul edilmiştir. Bu yasa ile
kamu hastanelerine mali ve idari açıdan özerklik sağlanmıştır. Bu yasa ile birlikte
hastanelerin daha verimli şekilde çalışmalarının önü açılmıştır.
Türk Sağlık Sistemi’nde birçok yönüyle köklü değişiklikler ortaya
konulmasını sağlayan GSS, SDP bağlamında gerçekleştirilmiştir. SDP, 2003 yılı
öncesinde Türkiye’de var olan sağlık sisteminin revize edilmesine yönelik olarak
düzenlenmiş bir “Reform Kitabı” olarak değerlendirilmektedir. Bu yönüyle SDP,
geçmişte söz konusu edilen tüm reform programları ve proje çalışmaları ile gelecekte
sağlık sistemine yönelik olarak uygulanması tasarlanan değişiklikleri kolaylaştıracak
planlamaları içermektedir. Bu planlamalar doğrultusunda da: sağlık hizmetlerinin
daha etkili, verimli ve hakkaniyetli olarak organize edilmesi, finansmanının
sağlanması ve hizmet sunulması amaçlanmıştır.
1.3. Sağlık Hizmetlerinin Sınıflandırılması ve Nitelikleri
Sağlık hizmetleri üç ana başlık altında incelenebilir. Bunlar Şekil 1’de
gösterilmiştir. Koruyucu Sağlık Hizmetleri, Tedavi Edici Sağlık Hizmetleri ve
Rehabilite Edici Sağlık Hizmetleri.
1
C.C.Aktan- U.Saran, Sağlık Ekonomisi ve Sağlık Yönetimi, Ankara, 2007, s.348
11
Şekil 1. Sağlık Hizmetleri
Koruyucu
Sağlık
Hizmetleri
Sağlık
Hizmetleri
Tedavi Edici
Sağlık
Hizmetleri
Rehabilite
Edici Sağlık
Hizmetleri
1.3.1.Koruyucu Sağlık Hizmetleri
Koruyucu sağlık hizmetleri, sağlık hizmetlerinin birinci basamağını oluşturur.
Bağışıklama, hastalıkların erken tanı ve tedavisi, beslenmeyi düzenleme, ilaçla
koruma, aşırı doğurganlık kontrolü, sağlıklı gebelik süreci, sağlık eğitimi, kişisel
hijyen eğitimi vb. konular kişiye yönelik hizmetler kapsamında yer alırken; yeterli
temiz su sağlanması, besin kontrolü ve güvenliği, hava kirliliğinin kontrolü, konut
sağlığı, atıkların kontrolü, iş ortamında sağlığı bozucu etkenlerin kontrolü vb.
konular da çevreye yönelik hizmetler kapsamında yer almaktadır.
“Hastalıkların önlenmesi, sağlığın korunması amacıyla sunulan hizmetlerle
gerçekleştirilen düzenlemeler, koruyucu hekimlik dahilinde yer almaktadır.
Koruyucu sağlık hizmetleri en önemli hizmetlerdendir. Koruyucu hekimlik
hizmetleri, gerektiği gibi uygulamaya konulduğunda, uygulandığı bölgede kişilerin
12
hastalığa kapılma olasılıklarını azaltır.”1 Bunu da; düzenli eğitimler, kontroller ve
takiplerle gerçekleştirir. Çevreye yönelik olarak verilen hizmetlerin amacı, yaşanılan
ortamda sağlığı tehdit edici fiziksel, kimyasal ve biyolojik unsurları yok etmek veya
bireylerin bu durumdan etkilenmesini engelleyerek çevreyi olumlu duruma
getirmektir.
1.3.2.Tedavi Edici Sağlık Hizmetleri
Tedavi edici sağlık hizmetleri, hastaların tedavilerini gerçekleştirmek üzere
düzenlenmektedir. ‘’Tedavi edici sağlık hizmetleri üç bölümde sınıflandırılabilir:
İlk Basamak Tedavi Hizmetleri (Primary Care): Hasta kişilerin evde ya da
ayakta tanı ve tedavileri amacıyla düzenlenen hizmetlerdir. Bu sağlık hizmetini
sunan kuruluşlar:
a. Sağlık ocakları
b. Muayenehaneler
c. Verem savaş dispanserleri (V.S.D.)
d. Ana-çocuk sağlığı merkezleri (A.Ç.S.)”2
Buradan da anlaşılacağı üzere, birinci basamakta yer alan, sağlık ocakları,
V.S.D., A.Ç.S. merkezleri, daha çok hastalığa yakalanmama, hastalık risklerini
azaltma ya da varsa hastalığın ayaktan tedavisi ile ilgilenir. 2005 yılından itibaren de
SDP ile birlikte sağlık ocaklarının yerini alan Aile Hekimlikleri, bu sayılan birinci
basamak sağlık hizmetlerini yürütmektedir.
“İkinci Basamak Tedavi Hizmetleri (Secondary Care): Hastalıkların tanı ve
yatırılarak tedavisi amacıyla sunulan hizmetlerdir. Türkiye’de ikinci basamak tedavi
hizmeti sunan kuruluşlar:
e. Tam teşekküllü devlet hastaneleri
f. Özel hastaneler
g. Yataklı sağlık merkezleri
1
2
Devebakan, s.17
Etiler- Ergin, s.41-42
13
Üçüncü Basamak Tedavi Hizmetleri (Tertiary Care): Gelişmiş düzeyde tetkik
ve özel tedavi gereken hastalıklar açısından düzenlenen hizmetlerdir. Türkiye’de
üçüncü basamak tedavi hizmeti sunan kuruluşlar:
h. Ruh ve sinir hastalıkları hastaneleri
i. Kanser hastaneleri
j. Meslek hastalıkları hastaneleri
k. Üniversite hastaneleri”1
İkinci basamakta, ayaktan tedavisi mümkün olmayan, buna karşılık yoğun
bilgi ve teknoloji gerektirmeyen hastaların tedavisi, üçüncü basamakta ise; yoğun
bilgi ve teknoloji gerektiren hastalıkların tedavisi gerçekleştirilir. Birinci basamakta
alınabilecek bir sağlık hizmetinin, üçüncü basamakta talep edilmemesi için sevk
sistemi uygulanmaktadır.
1.3.3.Rehabilite Edici Hizmetler
Yaşanılan bir travma sonrası bedenen ya da ruhen sağlığın tam
kazanılamaması ya da kalıcı etkilerin olması durumunda bunları düzeltmeye yönelik
yapılan hizmetlerdir. “Rehabilite edici sağlık hizmetleri genel olarak, kaza ve
hastalıklara bağlı şekilde oluşan kalıcı sakatlık ve bozuklukların günlük yaşama etki
etmesinin önüne geçmek ya da bu etkiyi asgari düzeye indirgemek, bireyin ruhsal ve
bedensel açıdan başkalarına bağımlı şekilde yaşamamasını sağlamak için
düzenlenmektedir.”2 Bu tip sağlık hizmetleri, bedensel olarak kalıcı hasar ve
sakatlıkların düzeltilmesi amacıyla verilen tıbbi rehabilitasyon ve özrü ya da sakatlığı
olan kişilerin, günlük yaşamda aktif olarak yer alması, başkalarına bağlı olmadan
hayata devam edebilmesi amacı ile yapılan uyum sağlama, öğretme ya da yeni iş
bulma çalışmalarını içine alan “sosyal rehabilitasyon” şeklinde sunulmaktadır.
1
Etiler- Ergin, s.41-42
Etiler- Ergin, s.45
2
14
2. HEMŞİRELİK MESLEĞİ TANIMI, TEMEL NİTELİKLERİ ve
ÇALIŞMA KOŞULLARI
2.1. Hemşirelik Mesleği Tanımı
Mesleğin ilk uygulanmaya başladığı dönemlerden günümüze kadar türlü
kuruluşlar tarafından birçok kez hemşirelik mesleği tanımı yapılmıştır. “Hemşirelik
mesleği birey, grup veya toplumun sağlığının korunması, geliştirilmesi ve hastalık
durumunda iyileştirme gibi önemli sağlık hizmeti sunan bir meslektir.”1 Bu tanım
genel bir tanımdır. Daha doğru anlaşılması bakımından görevlerini biraz daha
detaylandırmak gerekmektedir. Türk Hemşireler Derneği Eğitim Komisyonu
Hemşireliği şöyle tanımlamıştır: “Bireyin, ailenin ve toplumun sağlığını ve esenliğini
koruma, geliştirme ve hastalık halinde iyileştirme amacına yönelik, hemşirelik
hizmetlerinin örgütlenmesi, planlanması, değerlendirilmesi ve uygulanmasından ve
bunları yerine getirecek kişilerin eğitiminden sorumlu bilim ve sanattan oluşan bir
sağlık disiplinidir.”2 Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi, Hemşirelik sadece verilen
talimatları uygulamakla yükümlü sağlık ekibine yardımcı bir personel değildir.
Görevi; hastalık ortaya çıkmadan koruyucu önlemlere ilişkin sunacağı hizmetlerle
başlar, hastalık sürecinde verilen tedaviyi uygularken, sürekli gözlem halinde hastaya
uygun bakım planını oluşturarak devam eder. Bu haliyle de sağlık ekibi içerisinde
rolü önemli bir meslek grubudur.
Hemşirelikte rol, “meslek üyesinden pozisyonuna uygun ya da modelde
beklenen davranışların tümü”3 şeklinde tanımlanmaktadır. Sağlık meslekleri
içerisinde hizmet verdiği grupla en çok etkileşim halinde olan ekip üyesi olarak da
rolünün önemi artmaktadır.
2.2.Hemşirelik Mesleğinin Temel Nitelikleri
Sağlık bakım sisteminde profesyonel bir hemşirenin rolü daha önce de
bahsedildiği gibi bireyi tüm yasamı süresince etkiler ve katkıda bulunur. Bu katkı,
Karadağ- Uçan, s.73
L.Dinç, “Hemşirelik Hizmetlerinde Etik Yükümlülükler” Hacettepe Tıp Dergisi, Cilt (C.) 40, S. 2,
Ankara,2009, s.40
3
Ş.Karagözoğlu, “Bilim, Bilimsel Araştırma Süreci ve Hemşirelik”, Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi
(HYD), S.13, 2006, s. 64
1
2
15
hemşirelik rolleri olarak belirttiğimiz davranışların oluşturduğu fiiller ve bu işlevleri
gerçekleştiren yöntemlerle sağlanır.
Hemşirelerin, sağlık bakımındaki rolleri şunlardır:

“Uygulayıcı,

Karar verici,

Eğitimci,

Bakım verici,

Yönetici,

Araştırıcı,

Koruyucu-gözetici ve savunucu,

Rehabilite edici,

Rahatlatıcı

Danışmanlık ve

Profesyonellik.”1
Tüm bu rolleri yerine getirirken bilimsel yöntemler kullanır ve mesleğin
gelişimine de katkıda bulunmak için gözlemler, araştırır, sorgular. Kısaca özetlemek
gerekirse hemşireliğin amacı; bireyi öncelikle hastalıklardan korumak, hasta bireyi
olabildiğince hızla sağlığına kavuşturmak, ölümcül durumdaki bireye de, huzurlu bir
ölüm için, istediği aktiviteleri yerine getirmesinde yardımcı olmaktır.
2.3. Hemşirelik Mesleğinde Çalışma Koşulları
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Avrupa Bölgesi görevlisi Jane Salvage
tarafından yayımlanan “Etkinliğe Doğru Eylem” kitabında hemşirenin en güncel
görev ve işlevleri kısaca şu şekilde özetlenmiştir.
1
B.Velioğlu, “Hemşirelik Eğitiminde Esaslar”, II. Ulusal Hemşirelik Eğitimi Sempozyumu,
İstanbul,1998
16
“Hemşirenin görevi bireylere doktorları tarafından tavsiye edilen tedavilerini
uygulamaktır. Acil durumlarda gerektiği hallerde tatbik edebilecekleri gibi hekimin
tavsiyesi üzerine sağlık kurumlarında ya da dışarıda hastalara cilt altına, kas içine ve
damar içine enjeksiyon yapmak, bulaşıcı hastalıklara karşı tedbirlerini almak,
kuruma yatırılan hastanın tüm ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmak suretiyle ruhsal,
duygusal ve genel alışkanlıklarını değerlendirmek, moral gücünü arttırıcı gerekli
ortamı ve güveni sağlamak, hastaları hekimlerce yapılacak muayene ve tedaviye
hazırlamak, hastaların çalıştıkları, yaşadıkları, ortamın çetin koşulları içerisinde
ruhsal, fiziksel ve sosyal potansiyellerini belirlemeleri konusunda yardımcı
olmaktır.”1 Kısaca, hastayı merkeze alarak yapılan bakım planı üzerinden, hastayla
ilk karşılaşmasından, tedavi sonrası hayatına kadar uzanan, yaşadığı çevreyi de içine
alan bir dizi işlevi yerine getirmektedir.
Hemşirelik, insan bilimleri ile sosyal, fiziksel, tıbbi ve biyolojik bilimlerden
derlenen bilgi ve teknikler üzerine kurulmuştur. Hemşirelik kendi disiplinine özgü
bilgi ve becerilerinin kavranması ve uygulanmasını gerektiren bir sanat ve bilim
dalıdır. Hemşireler bireyin, ailesinin, arkadaşlarının, sosyal grupların ve toplumun,
sağlık
bakımının
her
aşamasına
gerektiği
gibi
katılımlarını
sağlamakla,
özgüvenlerinin ve geleceklerini belirleme yeteneklerinin gelişmesine yardımcı
olmaktadır. Hemşireler aynı zamanda sağlık alanında ve sağlıkla ilgili hizmetlerde
çalışan diğer meslek grupları ve iş kollarıyla da dayanışma içerisinde
çalışmaktadırlar.
Hemşire doğrudan hemşirelik hizmeti verirken, sorumluluğu üstlenmekte ve
gereken yetkiyi kullanmaktadır. Kendi sunduğu bakımın sorumluluğunu üstlenen
özerk bir uygulayıcı konumundadır. Yönetim, öğretmenlik, uygulama ve araştırma
alanlarında öğrenimine devam edebilmesi için, kişisel gereksinimlerini belirlemek ve
bu gereksinimlerini karşılamak için önlem almak sorumluluğu vardır. Hemşirenin
işlevleri, kaynağını doğrudan doğruya hemşireliğin toplumdaki misyonundan
almaktadır. Hemşirelik bakımının verileceği yer (ev, işyeri, okul, hastane, üniversite,
cezaevi, mülteci kampı ve temel sağlık bakımı veren bir klinik vb.) ya da zaman ne
1
Karagözoğlu, s.68
17
olursa olsun bu işlevlerde herhangi bir değişiklik söz konusu olamaz. Bu işlevler her
ülkede hemşireliğe ilişkin mevzuatta yer almalıdır.
‘’Hemşirelik mesleğinin 25. 04. 2007 tarihinde kabul edilen yeni yasası ile
de, hemşirenin görev ve işlevlerinde, SDP ve bazı sağlık hizmetlerinde
özelleştirmeye ait yasa, yönetmelik ve değişiklikleri yapılmıştır. Bu yasa
değişiklikleri ile birlikte hemşirelik mesleği yıllardır benimsediği hedeflerine ve
vizyonuna daha da yaklaşmıştır.’’1 Mesela bu kanunla; meslekte uzmanlaşma
tanımlanmış, lisans ve lisansüstü eğitimini tamamlayanlara çalışma ortamında rüçhan
hakkı tanınmıştır.
3. MESLEKİ BAŞARININ GEREKLERİ ve HEMŞİRELERİN
SORUMLULUKLARI
3.1. Mesleki Başarının Gerekleri
Tam anlamıyla sağlık hizmeti verilebilmesi için tek bir meslek grubunun
başarılı olması yeterli değildir. Sağlık ekibi içinde yer alan tüm meslek gruplarının
başarılı ve birbiriyle işbirliği içerisinde çalışması gerekmektedir. ‘’Günümüz sağlık
bakım sistemlerinde bütüncül bakımın önemle vurgulandığı kapsamında, tek bir
sağlık disiplininin, sağlıklı ya da hasta birey ve ailesinin tüm gereksinimlerini tam
olarak karşılayabilmesi imkansızdır. Bu sebeple sağlık bakımı ekibinin her bir
üyesinin kendi disiplinine özgü bilgi, beceri ve davranışlarla rol ve işlevlerini,
sorumluluk
ve
yetkileri
doğrultusunda
işbirliği
içinde
yerine
getirmesi
beklenir.’’2Birbirine bağlı bir zincirin halkaları olarak düşünürsek, çok farklı meslek
grubunu bünyesinde barındıran sağlık sisteminin sağlıklı işlemesinde zincirdeki tüm
halkaların, birbirine kenetli (iletişim halinde) olması ve etik anlayışı temel alarak
sorumluluklarını yerine getirmesi önemlidir.
Hemşireliğin sağlık ekibi içinde birçok rolü vardır, bunlar şu şekilde
sıralanabilir:
-Hemşirelikte Bağımsız Roller: Bakım, araştırma, eğitim ve hasta haklarını
savunma ile doğrudan ilişkili olan işlevlerde ortaya çıkar. Hemşirenin eğitsel
1
2
Karagözoğlu, s.69.
Karadağ- Uçan, s.88.
18
düzeyinin, “bağımsız karar verme” otonomi sahibi olmasını sağlayan bir modele
dayandırılması, bağımsız hemşirelik işlevlerinin artmasını da sağlayacaktır. Bakım
verici, rehabilite edici, araştırıcı, danışmanlık ve ilaç dışı tedavi uygulayıcı rolleri
bağımsız roller arasındadır. Bu kavramlar şu şekilde tanımlanmaktadır.
Hemşirenin eğitici rolünde; hemşire hastaya sağlık bakımı ile ilgili tanımları
ve gerçekleri açıklar. Hasta ya da sağlıklı bireye, ailesine ve diğer hemşirelere,
hemşirelik adaylarına yönelik olup, koruyucu, tanı-tedavi edici ve rehabilitatif sağlık
hizmetleri alanlarının tümünde, hemşireden beklenen bir roldür. Öğretim duruma ve
bireye özgüdür. Hasta ve ailesinin bakıma etkin katılımlarını sağlamaktadır.
Öğrenmeyi destekler ve gelişimi (davranış değişikliğini) değerlendirir.
Danışmanlık rolünde; hemşire, bakımı altındaki hastanın ve yakınlarının
sağlıklarını korumaları, hastalıkla baş edebilme yolları ve hastalığın etkilerine karşı
koymaları için kendi sağlayabilecekleri kaynakları tanımalarına, kullanmalarına,
durumlarını tam olarak anlamalarına ve sağlıklı karar vermelerine yardım etmektedir.
Kısacası; bireyin kendi kendine yetebilmesine yardım etmektedir.
Rahatlatıcı rolde; hemşire duygusal destek sağlayarak kişiye bakımında
yardımcı olur. Kişinin kendini tehdit altında hissetmediği, kendini içtenlikle ifade
edebildiği, destekleyici ve geliştirici amaçlara ulaşmak için bireyin yardım
gereksinimi vardır ve bu yardımı hemşire sağlar.
Karar verici rolünde; hemşire herhangi bir müdahalede bulunmadan önce
sahip olduğu bilgiyi yorumlar. Kişi için en uygun olanına birey ile ekip üyeleriyle ya
da acil durumlarda yalnız başına karar verir.
Koruyucu-gözetici ve savunucu rolde; hemşirenin bakım verdiği kişi ya da
grup için fiziksel ve psikososyal olarak güvenli bir ortam sağlar. Tedaviye ilişkin
karar verme süreçlerinde etik ilkeleri göz önüne bulundurur. Hastanın yasal haklarını
korur ve hakkını savunmasına yardım eder.
Yönetici rolünde ise; birçok sorumluluk ve görev yer almaktadır. Hemşire,
kişinin veya ailenin sağlığını korumak, geliştirmek veya sağlığına yeniden
19
kazanmasına yardımcı olmak veya iyileştirmek için bireysel, sosyal ve ekonomik
kaynakları tanımlayıp yönetmektedir.

“Aktivitelerin koordinasyonunu sağlar,

Sorumluluğu doğru personele doğru zamanda aktarır,

Çalışma ortamında kaynakları yönetir ve etkili kullanımını sağlar,

Çalıştığı kurumu hastaya, bireyi de kuruma karşı temsil eder,

Sağlık kurumunda çalıştığı ortamdaki diğer personeli denetler.”1
Yönetici rolünü tüm bunların ışığında, etik kurallar çerçevesinde, birlikte
çalıştığı ekibe ve sorumlu olduğu hastaya karşı gerçekleştirir.
-Yarı Bağımlılık (Destekleyici Rol): Hemşirelikte yarı bağımlı roller ya da
destekleyici rol, hemşirenin tanı ve tedavi girişimlerinde üstlendiği işlevlerden,
diğer sağlık ekibi üyeleriyle hasta ve ailesi arasında sağladığı koordinasyondan
oluşur. Profesyonel gelişimin olgunluk düzeyine ulaşabilme göstergesidir.
-Bağımlı Rollerde Önemli Unsur: Kişinin karar vermede bir başkasının
rehberlik, yardım ve desteğine gereksinim duymasıdır. Bağımlı roller, hekim
tarafından verilen direktif ve istemlerin hastaya uygulanması ile yerine getirilir.
Tanı ve tedavi edici işlevlerde hemşirenin rolleri hekime bağımlıdır. O halde
uygulayıcı rolde hemşire; bakımın yanı sıra tanı ve tedavi ile koordinasyon
işlevlerini yerine getirir.
3.2. Hemşirelerin Sorumlulukları
Hemşirelerin mesleklerinin bir gerekliliği olarak başlıca sorumlulukları şu
şekildedir:
1

“Protokol ve prosedür izleme hatalarını önlemek

Tedavi hatalarını önlemek

Güvenlik tedbirlerini sağlamak

Malzeme ve kullanıcı hatalarını en aza indirmek

Gizliliğe önem vermek
Karadağ- Uçan, s.89.
20

İyi bilgi sahibi olmak

Yanlış tedavi riskini azaltmak”1
-Kuralları İzlemek ve Tahminde Bulunmak: Sağlık hizmeti sunumunda ya
da sonrasında, uygulanan tedaviye bağlı olarak birtakım hatalar meydana gelebilir.
Hastanın tedavi şeklini yazılı ya da sözlü olarak hekimin oluşturması, meydana
gelebilecek olumsuz durumlardan hemşireyi muaf kılmaz. “Mahkeme ortamında
gerek varsayımlar gerekse bir hemşirenin yalnızca kuralları izlediği iddiası
savunulamaz. Bakım standartları, bilhassa bir emir uygun değilse, hastanın güvenliği
ve sağlığı risk içinde ve yazılı emirlerin okunaksız olduğu durumlarda hemşirelerin
emirleri sorgulamasını ve açıklayabilmesini gerektirir.”2 Genel bir kural olarak,
telefon aracılığıyla ve direkt olarak söylenen emirler, yalnızca bir doktorun
kendisinin hazır olup duruma müdahalede bulunamayacağı acil ve akut durumlarda
kabullenilebilir. Duruma ilişkin değişim gösterebilecek protokoller ve emirler
kişiselleştirilmemeli, zaman verimliliği ve geçerliliği amacıyla gözden geçirilmelidir.
-Doktora Haber Vermeme: Hastanın durumu ile alakalı hemşire, doktora ve
ilgili hemşirelere, hastanın izni dahilinde ailesine, hemşirelik veya hastane çalışanları
arasındaki sorumluluk zincirinde yer alan kişilere doğru, tam ve zamanında iletişime
geçerek bilgi sunmalıdır. Kimi hatalı uygulama davalarının çıkış noktası, hemşirenin
doktora bilgi iletmesi hususunda gerektiği kadar ısrarcı olmadığı ya da hastanın
durumunun kritikliği hususunda doktoru ikna edemediğidir. Mahkemeler bu
hususlarda olaydan sonra kurulan iletişim “olmayan, yapılmamış iletişimdir”
prensibini benimsemektedir.
-Yetersiz İzlem: “Bilhassa bir hastanın durumu değişim yaşarken gerekli
biçimde yapılmayan gözlem yanlışları, hasta bizzat kendini zarara uğratma eğilimi
taşırken ya da uygun takip etme sırasında komplikasyon ya da durumda farklılık
saptandığı durumları kapsar. Bir hemşire olarak, en önemli sorumluluklardan bir
N. Ö.Büken, “Tıbbi Malpraktis Konusunda Tartışmalar”, Klinik Tıp Etiği-Hukuku-Tarihi Dergisi,
Ankara, 2003, S.11 s:140
2
Büken 2003, s.140
1
21
tanesi izleme, değerlendirme ve diğer sağlık personeline bilhassa da doktora bilgi
vermelidir.”1
Bu tip durumlarla ilişkili diğer bir husus; hasta takip edilirken ortaya çıkan
sorunlara müdahalede bulunmama durumudur. Hemşirenin hasta güvenliği amacıyla
bağımsız şekilde hareket etme görevi mevcuttur. Hatalı müdahale etmek de
müdahale etmemek de sorumluluk isteyebilir.
-Tedavi Hataları: Yasal yollarla neticelenen en önemli hatalar grubunu
içine alır. Ana hatları şu şekildedir:
 “İzlenmesi gereken ilaca aşina olmamak veya ilacı bilmemek: İlacın
kullanımı sorgulanabilir değil ise, yasalar, ilacın kullanılmasının order
edilmesini gerekli kılmıştır.
 Verilen ilacın kaydedilmemesi: Hatalı kayıt tutulması fazla veya noksan
ilaç kullanılmasının ortak nedenidir.
 Risk grupları için alerjilerin kayıtlı olması veya farkında olmak: Akıl
hastası, çok küçük, yaşlı, iletişimi sınırlı, gelişme geriliği olan veya
karmaşık olan bireyler riskli grubu meydana getirmektedir. Hasta veya
refakatçiye ilaç alerjileri danışılmalı ve bilinen kısaltmalar yardımıyla
kaydedilmelidir”2 Bu nedenledir ki; hemşirelik eğitiminde temel olarak
öğretilen 8+1 doğru kuralı iyi bilinmelidir. Bunlar:
-Doğru İlaç
-Doğru Doz
-Doğru Hasta
-Doğru Zaman
-Doğru Yol
-Doğru İlaç Şekli
-Doğru Kayıt
-Doğru Etki
-Doğru Veriliş Süresi
Büken 2003, s.140
Büken 2003, s.141
1
2
22
Bunlara ilaveten dikkat edilmesi gereken diğer bir durum da; özellikli bir
bölgeye uygulanması gereken ilaçlarda, doğru bölge olduğunun order ve tedavi kartı
karşılaştırılarak yapılmasıdır. Mesela operasyon yapılacak yer hastanın sol tarafında
ise, hekim sol kola herhangi bir girişimsel işlem yapılmamasını isteyebilir. Bunu da
hekim, hasta order kağıdında mutlaka belirtmesi, uygulamayı yapacak olan
hemşirenin de buna dikkat etmesi önemlidir.
-Protokol ve Prosedür İzleme Hataları: Sağlık hizmetleri genellikle anında,
bekletmeden verilmesi gereken bir hizmettir. Özellikle acil müdahale edilmesi
gerekli durumlar başta olmak üzere hemşireler, protokol ve prosedür izleme hataları
yapabilirler. “Hemşire bakımı ile alakalı rehberlik sunmak ve hastanın beklentileri
bakımından hemşirelere eğitim vermek, alıştırmak amacıyla kurum dokümanları
kullanılır. Mevcut politikayı takip etmemek ya da politikası olmamak yasal yollara
sevk edebilir.”1 Yan politikalardan bihaber olmak standartları izlememe yanlışına
mazeret oluşturmaz.
-Gizliliğin İhlali: Bu durum son senelerde davalarda revaçta bir konu
olmuştur. Çünkü kişiler sağlık hallerini açıklamada tıbbi bilgilerine erişilmesindeki
kolaylık dolayısıyla artan bir oranla isteksizleşiyor. Çoğunlukla sağlık bilgilerinin
ayrıcalıklı ve gizli olduğu düşüncesi vardır, kanuni veya izinsiz bir gereklilik
haricinde açıklanamazlar. “Bu, Amerikan Hemşireler Birliği (ANA) ahlaki değerler
ve The Health Insurance Portability And Accountability Act of 1996 de dahil olmak
üzere diğer belgelerle de desteklenmiştir.”2
-Güvenlik Tedbirlerini Sağlama Hatası: Hastayı süregelen şartların, zorla
tutulmayı gerektirmesini ve bireysel riski de göz önünde bulundurarak kullanılan
güvenlik tedbirleri tam belgesiyle güvenle ve dikkatle emniyete alınmalıdır.
“Davalar çoğunlukla zorla tutmalardan veya düşmelerden ortaya çıkar. Zorla
tutmanın veya tutamamanın kararı iyi ve dikkatli bir değerlendirme ile alınmalıdır.
Hemşirelerin esas amacı hastayı veya hasta bakımıyla sorumlu kişiler de dahil olmak
Büken 2003, s.141
Büken 2003, s.142
1
2
23
üzere diğer insanları, hastanın uğratacağı zarardan korumak olmalıdır.”1 Bunun
gerekli olup olmadığı hususunun son kararı doktora aittir.
-Yanlış Tedavi Riskini Azaltmak: Bu mesleğin bakım üstüne oluşturulmuş
olması, hastaların bakım sunan kişiden beklentileri olduğu dikkate alınmalıdır.
Kaygıları dinlenmeli ve değer verilmelidir. “Hemşirelik uygulamalarında hatalı
tedaviye karşın en mühim tıbbi uygulamalar hemşireliğin ahlak değerlerine uyumlu
uygulanmasıdır.”2 İnsanların çoğunlukla kendilerine sağlık hizmeti verenlerin,
sorularını yanıtlamaya değer bulamadıklarından yakınarak yasal haklarını talep
etmeleri dikkate alınmalıdır. Daha önce de belirtilen 8+1 doğru kuralını
benimseyerek ve hastayı da dinleyerek yanlış tedavi riski en aza indirilebilir.
-Malzeme ve Kullanıcı Hataları: Yoğun olarak hemşireler tarafından
kullanılması sebebiyle tıbbi malzeme ya da cihazların üretim, depolama ya da nakil
sonrası oluşabilecek hata veya aksaklığı, kullanım esnasında fark edebilmeleri ve
olumsuz sonuçlar doğurmadan gerekli birimlere haber vermeleri önemlidir.
“Davalarda malzeme, esas veya yanı konu olabilmektedir. Bu grupta kullanım
yanlışları kadar cihaz hataları da göz önünde bulundurulmalıdır.”3 Kullanımdan
kaynaklanan hataları önlemede ise kurumun kalite yönetim politikasını çok iyi
bilmek ve kullanım prosedürünü tam olarak uygulamak, mümkün olduğunca o işe
odaklanmak önemlidir. Ayrıca, tıbbi malzeme ve cihazlar hakkında, bunları
kullanacak hemşirelere de gerekli eğitimlerin düzenli olarak yapılması da malzeme
ve kullanıcı hatalarını en aza indirmede etkili olacaktır.
-İyi Bilgi Sahibi Olunmalıdır: Ülkemizde hemşirelik eğitiminin lisans
dışında hala meslek lisesi seviyesinde de devam etmesi diğer tüm sorunlarının yanı
sıra eğitim eksikliğini de beraberinde getirmektedir. Burada asıl olan; hemşirelerin
mezuniyet bilgileriyle yeterli kalmayıp, yeniliklere ve değişiklere açık olması,
kendisini sürekli geliştirmesidir. “Kişinin eğitimi, sertifikasyonu sürdürmesi, onun
hemşirelik bakım standartlarının gerekli kıldığı bilgilerle başa baş gelmesinin kilit
Büken 2003, s.144
Büken 2003, s.142
3
Büken 2003, s.142
1
2
24
noktasıdır.”1 Alınan meslek içi eğitimlerde de sertifikaların belirli şartlar dahilinde
yenilenmesi gerekli olmaktadır.
“Sağlık bakım sisteminde, hemşirelerin aldıkları sorumluluklar devamlı
olarak artmakta ve farklılaşmaktadır.”2 Hemşire sorumluluklarını, bireysel felsefesini
hemşirelik felsefesine göre uyarlayarak, becerileri, mesleki eğitimle kazandığı
bilimsel bilgileri, insan sevgisini, etik kuralları ve insan haklarına inancını ortaya
çıkararak sağlar.
Sağlık hizmeti verirken, isteyerek ya da istemeden, gerekli dikkat ve özenin
gösterilmediği durumlarda yapılan hatalar beraberinde yasal durumlar getirir.
Hemşirelerin yaptıkları hatalar sıklıkla aşağıdaki şekildedir:
 “Yetersiz takip/yeterli kontrol etmeme
 İletişim eksikliği
 Yanlış/uygun olmayan malzeme kullanımı
 Yabancı cisim unutulması ile ilgili hatalar
 Doktoru haberdar etmeme
 Hastanın düşmesi
 Hekim istemine veya mevcut protokollere uymama
 İlaçlarla ilgili hatalar”3
Doğuma bağlı olarak hatalar da bilhassa ebeler bakımından ayrı şekilde
incelenmesi gerekli olan hata grubu içindedir.
Büken 2003, s.142
P.Velioğlu- K.Babadağ, Hemşirelik Tarihi ve Deontolojisi, Eskişehir,1992,s.10
3
Büken 2003, s.145
1
2
25
İKİNCİ BÖLÜM
YÖNETİM KAVRAMI ve ETİK
1. YÖNETİMİN TANIMI ve FONKSİYONLARI
100 ila 150 sene eskiye dayanan modern yönetimin tarihçesine bakıldığında,
yönetimin genel manada temelinin çok daha eskiye mısır piramitlerine kadar
dayandığı görülmektedir. İnsanların bireysel amaçlarının dışında ortak amaçlarının
da olduğunu fark etmesi ve bu amaçlara ulaşmak için işbirliği yapma gereksinimi
yönetimi de beraberinde getirmiştir. Amaca ulaşabilmek adına birilerinin yardımına
gereksinim duyma ya da bir iş yapma karşılığında maddi ya da manevi kazanç
sağlama isteği neticesinde iş yaptıran (yönetici) iş yapan (işçi/çalışan) kavramlarıyla
yönetim aslında başlamıştır. Tezin bu bölümünde, yönetim ve organizasyon
kavramıyla ilgili çeşitli konulardan söz edilecektir.
1.1. Yönetimin Tanımı
Yönetim kavramı, aynı hedefe ulaşma konusunda işgücü, kaynak, sermaye ve
çalışılan ortamın bir bütünlük içerisinde ele alındığı girişimlerin hepsidir. “Yönetim
kavramı, işletmenin yönetim organı manasında şirketler açısından ilk olarak, ABD
tarafından uzun seneler önce kullanılmıştır. ABD’nin yönetimden söz ettikleri
manaya İngiltere’de yöneten kişi, sorumluluk ve yetki sahibi anlamı verilmiştir.”1 Bu
sebeple yönetim kavramı anlam olarak gerek görev gerekse de bu görevi
gerçekleştiren kişi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
“Genel olarak şirketler, çevrelerinde ortaya çıkan gelişmeleri ve değişimleri
kimi zaman imkan ve fırsatlar kimi zaman da zorluklar ve tehlike şeklinde
görmektedirler.”2 Günümüz dünyasında şirketler rekabet piyasasında ön planda yer
alabilmek adına, yönetim alanındaki gelişmeleri de takip edip uygulayarak, yeni
gelişen teknolojilerin desteği ile araştırma, üretim ve bilgi ağı oluşturabilmektedir.
“Yönetimde yaşanan değişimin daha önce saptanabilir olmasına göre şirket
planları kurmak değil, değişimin belirsiz durumunu şirket politikası şeklinde kabul
1
2
E.Göktepe, “Aile İşletmelerinde Dinamikler”, I. Aile İşletmeleri Sempozyumu, İzmir, 2003, s.42.
M. Ş.Şimşek, Yönetim Ve Organizasyon, Konya,2001, s.218.
26
ederek bu belirsiz durumu olanak şeklinde kullanabilmektir.”1 Piyasanın hızlı ve
devamlı bir biçimde değişim sergilemesi şirketler bakımından var olan yönetim
şekillerinde
farklılaştırmalar
yapmayı
zorunlu
duruma
getirmiştir.
Bu
farklılaştırmaları hayata geçirebilmede ise en önemli yetki ve sorumluluk
yöneticilere ve dolayısıyla yönetime kalmaktadır. “Tüketici gereksinimleri her geçen
gün farklılaşmakta, şirketlerin ise bu farklılaşan gereksinimlere daha hızlı yanıt
vermeleri gerekli olmaktadır. Bu durum da şirketlerin çevreyle sağlayacakları uyum
problemlerinin
üstesinden
gelmelerine
dayalıdır.”2
Çevreyle
ilgili
uyum
problemlerine çözüm üretemeyen şirketler rekabet piyasasında uzun dönemli
başarılar sağlayamamaktadırlar.
“Yönetim süreci, bilinen yönetim sürecinden ayrı düşünülmelidir. Bunun
nedeni, stratejik yönetimin, genel yönetimin bir kısmı olması, hiyerarşik olarak
bakıldığında üst yönetimin alakadar olduğu özel bir yönetim birimi olmasıdır.”3
Şirketlerin dış dünya ile alakalı problem ve çözüm önerilerini içine alan stratejik
yönetim, dış çevre bağlantılarının düzenlenmesi ve sorunların saptanması amacıyla
gerçekleştirilen faaliyetlerin örgütlenmesi, planlanması, koordinasyonu, uygulanması
ve denetim sürecinden meydana gelmektedir.
Tablo 1. Yönetim Tanımları
ARAŞTIRMACILAR
TANIMLAMALAR
Sabuncuoğlu ve Tokol 2001, 164
Yönetim, başkalarına iş gördürme sanatı ve sanatların
en eskisi, bilimlerin en yenisi olarak kabul edilirken,
şirketin amaçlarına ulaşmak için işbirliği ve
dayanışma içinde girişilen bilinçli ve düzenli eylemler
toplamıdır.
Genç 2005, 22
Belirli amaçlara ulaşmak için, eldeki tüm kaynakları
birbiriyle uyumlu, verimli ve etkin kullanabilecek
kararlar alma ve uygulama sanatıdır.
Kaynak: Z. Sabuncuoğlu, ve T. Tokol, İşletme, Bursa, 2001, s.41
H.Ünaldı, “Stratejik Yönetim”, http://www.danismend.com/kategori/altkategori/stratejik-yönetimnedir-ne-degildir/, (18.09.2014)
2
M.Türk, Stratejik İnsan Kaynakları Yaklaşımı Olarak Doğru Ölçeği Bulma (Rightsizing), Adana,
2006, s.2
3
Ö.Dinçer, Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, İstanbul,2003, s.35
1
27
1980’li senelerden bu yana literatürde yer almaya başlayan stratejik yönetim
kavramı, ilk olarak askeri alanda kullanılan yönetim ve strateji sözcüklerinin
birleşiminden oluşmaktadır. Türk, stratejik yönetimi şöyle tanımlamıştır; “Şirket
hedeflerine erişebilmek için şirket ve çevresi arasında rekabetçi ve mükemmel bir
uyumu sağlayacak stratejileri formüle etmek ve uygulamak üzere kullanılan kararlar
ve hareketler dizisi”1. Sağlık alanında stratejik yönetim ise; sağlık hizmetini veren
mesleklerin mensupları, sağlık hizmetleri verilen yer ve sağlık hizmeti verilen
bireyleri ve yakınlarını da kapsayan, özellikle bunlar arasında uyumu sağlamaya ve
devam ettirmeye yönelik stratejileri gerçekleştirmektir.
‘‘Gelecek kavramı stratejik yönetimde önemli bir unsurdur. Şirketin uzun
dönemde elde edeceği başarı ve gücü, var olan vizyonuna dayalıdır. Şayet şirket
vizyon sahibi değil ise ve gelecek dönemde ne şekilde davranması gerektiği
hususunda kendisine dair tanımlamalar gerçekleştiremiyorsa şirketin stratejik hareket
ettiği söylenememektedir.’’2 Sağlık sistemimizde, özellikle hastanelerde de vizyon
belirlemek, hem hizmetin kalitesini arttıracak, hem de çalışan motivasyonunda etkili
olacaktır. Öyle ki, belirlenen vizyonu oluşturabilmek için; sürekli ölçme ve izleme
mekanizmaları kullanılacak, bilimsel araştırma ve yeni uygulamalar takip edilerek
sürekli bir yenilenme içerisinde olunacak, dolayısıyla hasta ve çalışan memnuniyeti
de artmış olacaktır.
“Stratejik yönetim, araçlar ve amaçlar bakımından değerlendirilebilen bir
kavramdır.”3 Amaçları bakımından, değerlendirmeye tabi tutulan şirketin uzun ve
orta vadede vizyonunun ne şekilde olacağını saptamaya çalışırken, araçlar
bakımından ise, bu vizyonu sağlamak adına nelerin gerçekleştirilmesi gerektiği
belirlenmektedir.
1.2. Yönetimin Fonksiyonları
Şirketin yönetim fonksiyonları belirlenen hedeflerine erişebilmek adına
yürütülen
örgütlenme,
planlama,
yürütme,
koordinasyon
ve
denetim
fonksiyonlarından ortaya çıkan süreç şeklinde belirtilmektedir.
Türk, s.5-6
Dinçer, s.27.
3
Ö. F.İşcan, “Stratejik Yönetim Ve İşgören Eğitimi” Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dergisi, Cilt: 14, Sayı: 1, Erzurum, 2000, s.232
1
2
28
Genç ve Demirdöğen’in çalışmasından yararlanarak, yönetim fonksiyonlarını
şu şekilde ifade etmek mümkündür:
Şekil 2. Yönetim Fonksiyonları
DENETİM
YÜRÜTME
KOORDİNASYON
ÖRGÜTLENME
PLANLAMA
YÖNETİM FONKSİYONLARI
BELİRLENMİŞ ÖRGÜTSEL HEDEFLER
Kaynak: N.Genç,- O.Demirdöğen, Yönetim El Kitabı, Erzurum, 1994, s.98
1.2.1. Planlama Fonksiyonu
İşe başlamadan önce, hedefe ulaşmak için nelerin gerektiğinin hazırlanması
sürecidir. “Tüm yönetim sürecinin en önemli ve ilk aşamasını oluşturan planlama
fonksiyonu; şirketin hedeflerine erişebilmesi için gerekli olan tekniklerin seçilme
sürecidir.”1Bu süreç içerisinde, saptanan hedeflerin gerçek olması için ne tip şeylerin
yapılması gerektiği, meydana gelen alternatiflerden hangisinin tercih edileceği,
önceliklerin neler olduğu, şirketin bilinçli şekilde gelişmesini sağlama alternatiflerini
ve yöntemini saptayan süreç şeklinde meydana gelmektedir.
1
Şimşek, s.21
29
1.2.2. Örgütleme Fonksiyonu
İşin planlanması safhasındaki işlemler hakkında karar verme ve örgütün
şeklini oluşturma eylemleridir. “Yönetim sürecinin ikinci kademesi örgütlemedir.
Örgütleme, stratejik olarak karar vermeyi ve alınan kararları uygulamayı
gerektirmektedir.”1 Örgütleme, planlama ile saptanan şirket hedeflerine uygun düşen
örgüt şeklinin oluşturularak hedeflere en kısa zamanda ve az maliyetle erişebilmek
için gerçekleştirilen faaliyetlerin tamamı şeklinde tanımlanabilmektedir.
‘‘Aynı zamanda örgütleme, şirket faaliyetlerinin, işleri gerçekleştirecek
bireylerin ve işlerin net bir şekilde saptanarak tüm bu sürecin işletme amaç ve
hedeflerine doğru yönlendirilmesi süreci şeklinde meydana gelirken, asıl olarak
şirketin otorite şeklinin saptanması şeklinde de tanımlanabilmektedir.2 Sağlık
hizmetleri, çeşitliliği ve insan hayatıyla doğrudan ilgili olması sebebiyle yönetim
bakımından önem arz etmektedir. Bir şirket ya da fabrikada yanlış yönetim
politikaları en fazla verimliliğin düşmesine, dolayısıyla ekonomik zarara uğratırken,
sağlık hizmeti sunumundaki yanlış yönetim kararları, toplumsal sağlığın bozulmasına
kadar götürebilir.
1.2.3. Yürütme Fonksiyonu
İşin yapıldığı, eylemlerin gerçekleştirildiği süreçtir. “Yürütme fonksiyonu,
örgütleme ve planlama fonksiyonları ile beraber oluşturulan yapının eyleme
geçirilerek, uygulama faaliyetlerinin yürütüldüğü süreçtir. Bu sebeple dinamik bir
yapısı vardır.”3 Yürütme fonksiyonunun başarıyı yakalayabilmesi için, yöneticiler
motivasyon, iletişim ve liderlik gibi hususlarda deneyim ve bilgiye gereksinim
duymaktadırlar. Sağlık hizmetleri içinde hemşireler yürütme fonksiyonunu
gerçekleştiren grup olarak değerlendirildiğinde, onların bilgi, beceri ve dikkatleri
kadar, sağlık hizmeti veren kurum ya da kuruluşun yönetim politikalarının da önemli
olduğu bilinmelidir. Hastane yönetimi modern toplumlarda, işin ehli olan sağlık
kurumları işletmeciliği eğitimi almış kişilere bırakılırken, Türkiye’de işletme olarak
N.Genç, Yönetim ve Organizasyon Çağdaş Sistemler ve Yaklaşımlar, Ankara, 2005, s.100
Sabuncuoğlu- Tokol, s.187
3
H. Özgen, A. Öztürk- A. Yalçın, Temel İşletmecilik Bilgisi, Adana, 2005, s.106
1
2
30
değil de, uzun yıllar hayır amaçlı kurumlar olarak düşünüldüğünden Sağlık
Kurumları İşletmeciliği yeni bir disiplin olarak ortaya çıkmaktadır.
1.2.4. Koordinasyon Fonksiyonu
İşin yönetici basamağındakiler tarafından yürütülen bir süreçtir. İş yapılırken,
birimler arasında koordinasyonun sağlanması ve geliştirilmesi hedefe ulaşmada
önemli bir fonksiyondur. “Şirkette amaçlanan hedeflere ulaşılabilmesi amacıyla
gerçekleştirilen faaliyetlerin tamamı ve şirket kapsamındaki her bir departman
arasındaki uyumun sağlanmasına koordinasyon adı verilir. Yöneticilere dair bir
fonksiyon olmakla beraber çoğunlukla uygulama kısımlarında bu fonksiyon için
resmi bir çaba sarf edilmemektedir.”1
Koordinasyon fonksiyonunun öneminin algılandığı şirketlerde departmanlar
arası toplantılar gerçekleştirilerek ya da ayrı bir tane koordinasyon birimi
oluşturularak, ilişkileri devamlı ve daha resmi duruma getirmeye gayret gösterdikleri
görülmektedir. Sağlık hizmeti sunumunda da belirlenen hedeflere ulaşmanın yolu
birimler arası koordinasyonun sağlanması ile mümkündür. Özellikle de yönetici
hemşirelerin, hemşirelik hizmetlerinin aksamaması ve en iyi şekilde sunulması için
koordinasyonu doğru bir şekilde sağlaması gerekmektedir. Kurum politikalarını
hemşirelerin öğrenmesini ve uygulamasını sağlama, politikalara uyum konusunda
yaşanan sorunları idari birimlere iletme, sağlık yönetici ve idarecilerine hemşirelik
hizmetleri konusunda danışmanlık yapma, mesleki gelişmeler, hastane hedefleri ve
sorunlar ile ilgili eğitim ve toplantılar düzenlenmesini sağlama koordinasyonun
başlıca unsurları arasında sayılabilir.
1.2.5. Denetim Fonksiyonu
İşin eyleme geçtiği andan itibaren sürekli olarak gerçekleştirilmesi gereken,
hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığının tespit edildiği, aksama ve sorunların zamanında
çözümlenmesini sağlayan önemli bir süreçtir. “Yönetim sürecinde denetim
fonksiyonu önceden tayin edilen amaçlara erişilip erişilmediğinin belirlendiği süreç
olarak ifade edilmektedir. Denetim sürecinde hedef alınan faaliyetlerin, yönetim
1
Şimşek, s.216
31
sürecinin en başında planı yapılan hedefler ile kıyaslaması gerçekleştirilerek,
geleceğe dair hedef, plan ve amaçlarını daha basit bir şekilde saptama imkanı
bulacaktır.”1 Bahsi geçen anlamda başarıya ulaşmış bir yönetim sisteminin en temel
faktörünün denetim fonksiyonu olduğu ifade edilebilir. Bu şekilde elde edilecek
verilerle, geri bildirimler yapılarak daha sonraki işlevlerin daha az hata ve risk ile
gerçekleştirilmesi ve zamanında müdahale edilmesi sağlanmış olur.
2.YÖNETİM
SÜRECİNİN
ÖZELLİKLERİ,
UYGULANMASI
ve
DEĞERLENDİRİLMESİ
2.1. Yönetim Sürecinin Özellikleri
Yönetim süreci özellikleri şu şekildedir:
 “Yönetim süreci, zamanın verimli ve etkin kullanılmasını gerektirir.
 Yönetim süreci, var olan şirket kaynaklarını maksimum seviyede yarar
sağlayabilecek biçimde kullanılmayı zorunlu kılar.
 Yönetim süreci, amaçları sağlayabilmeye yönelik faaliyetlerdir.
 Yönetim süreci, şirket kaynakları arasında uyum ve iş birliğini zorunlu kılar.
 Yönetim süreci, şirketin kaynaklarının verimli ve etkili bir biçimde
kullanılma zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır.”2 Burada bahsedilen kaynakların
uyumlu ve etkin kullanımı sağlık hizmetinde de önemli bir yönetim şeklidir. Verilen
hizmet alanında işin ehli ve becerisine sahip kişilerin bu alanlarda çalışmalarının
sağlanması ve bunlar arasındaki uyum, hem hizmetin kalitesini hem de çalışanın
motivasyonunu sağlayacaktır.
 “Yönetim, amaçlara erişebilmek için, yöneticiler ve çalışanlar arasındaki
uyum ve iletişimi gerekli kılan bir süreçtir.
 Yönetim süreci, uzmanlaşmayı ve iş bölümünü zorunlu kılan bir süreçtir.
 Yönetim sürecinde, çok fazla insanın gerekli kılınması sebebiyle grupsal bir
süreçtir.
1
2
Şimşek, s.230
Şimşek, s.218
32
 Yönetim süreci, yöneticilerin çalışanlar üzerinde otorite sahibi olmalarını
zorunlu kılar.”1
Yönetim, faaliyetlerinin hayata geçirilebilmesi amacıyla bazı davranış
şekillerinin ve kuralların gerekli olduğunu ortaya koyan niteliklere sahiptir. Yönetim,
bu tip niteliklerin ve zorunlulukların gerçekleşmesine dayalı olarak ortaya
çıkmaktadır.
Şekil 3. Yönetim Süreci Özellikleri
Vizyon Misyon Ve
Stratejik Amaçların
Belirlenmesi
Stratejinin
Değerlendirilmesi
Yönetim
Süreci
Özellikleri
Strateji
Oluşturma
Stratejinin
Uygulanması
2.1.1. Vizyon Misyon Ve Stratejik Amaçların Belirlenmesi
“Vizyon, stratejik yönetimin ilk kademesini meydana getirir ve stratejik
amaçların ve misyonun saptanmasında ilk olarak bu olguların meydana gelişini ve
ifade ettiği anlamları algılamak gerekmektedir. Vizyon aynı zamanda geleceğe somut
şekilde bakmaktır. Geleceğe doğru bakarken de erişilmesi imkansız hayalleri kurmak
değil, gelecekte yaşanabilecek bir durumun fikirlerde oluşturulmasıdır.”2 Misyon
kavramı ise, gerçekleştirilen özel görev manasına gelmekte ve şirketin meydana geliş
1
2
Şimşek, s.218
S.Doğan, Vizyona Dayalı Liderlik, İstanbul,2001, s.51
33
nedenini ve stratejik amaçlarını ne şekilde sağlayabildiğini saptayan kapsamı
oluşturmaktadır.
“Şirket işlevlerini etkili bir biçimde yerine getirebilmek için belli bir süreç
kapsamında sonuçlara etki edebilecek içerikte net bir özellik taşıyabilmeli ve
ölçülebilir nitelikte olmalıdırlar.”1 Vizyon, misyon ve stratejik amaçların
belirlenmesi
kaynakların
gerektiği
gibi
ve
verimli
olarak
kullanılmasını
sağlayacaktır.
2.1.2. Strateji Oluşturma
Önceki aşamada saptanan misyon, vizyon ve stratejik hedeflere yönelik
stratejik planların oluşturulup geliştirildiği kademe şeklinde meydana gelmektedir.
“Strateji oluşturma aşaması stratejik yönetim sürecinin eylem yönünün belirlenmesi
ve önceden saptanan neticelere erişebilmek için gerçekleştirilecek prosedürlerin ve
planların geliştirilme sürecidir.”2
Strateji oluşturma aşamasında şirketin çevresel faktörleri ve dış ve iç
dinamikleri
önemli
şekilde
değerlendirilerek
tüm
taraflarıyla
analizinin
gerçekleştirilip, şirketin önünde yer alan tehditler ve fırsatlar da göz önüne alınarak
stratejik planların gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. Bu planlar gerçekleştirilirken
şirket becerileri ve şirketin dış ve iç dinamiklerinin devamlı şekilde göz önünde
tutulması gerekmektedir.
2.1.3. Stratejinin Uygulanması
Stratejilerin uygulanması aşamasında belirlenen stratejik planlar ve
geliştirilen stratejiler uygulamaya konulabilecek biçimde şirket yapısına inşa
edilmelidir. Bu işlev tüm yönetim aşamalarında titizlikle uygulamaya konulmalıdır.
“Aile şirketlerinin örgüt yapısı, fertler arasındaki ilişkiler, merkezileşme seviyesi,
profesyonel yöneticilere devredilen yetki ve sorumluluklar ve yönetim kurulunun
H.Ülgen,- S. K.Mirze, İşletmelerde Stratejik Yönetim, İstanbul,2004, s.70
N.Alayoğlu, “Aile İşletmelerinin Stratejik Yönetimi ve İşletme Felsefelerine Göre Stratejik Yaklaşım
Farklılıklarının Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma”, 2. Aile İşletmeleri Kongresi,
İstanbul, 2006, s.550
1
2
34
idari yapısı vb hususlarda geliştirilen stratejiler önemle uygulamaya konulmalıdır.”1
Yönetim stratejisinin başarılı bir biçimde uygulamaya konulmasının odak konusu,
aile şirketlerinin, profesyonel yöneticiler ile aile fertleri arasındaki ilişkiyi iyi şekilde
gözlem yapmalarına ve dengeyi sağlamalarına dayalıdır.
2.1.4. Stratejinin Değerlendirilmesi
Stratejilerin değerlendirilmesi aşaması stratejik yönetim sürecinin son
aşamasıdır. Bu aşamada gerçekleştirilen faaliyetlerin şirkete sağladığı faydaları ve
kattığı verimliliği denetimden geçirilerek, süreç tekrardan kontrol edilir ve tekrar
başlar. “Bu sürecin faaliyet alanı çoğunlukla üst yönetimdedir. Bu sebeple bu süreçte
gerçekleştirilen denetimi, ya yönetim kurulu denetiminde ya da yönetim kurulu
tarafından bizzat yapılmalıdır. Aile şirketlerinde bu süreci denetimden geçirerek
yönetim kurulunun ve üst yönetimin çoğunlukla aynı aile fertlerinden meydana
gelmesi, sürecin verimli bir biçimde devam etmesine engel olmaktadır. Genellikle
aynı birey, hem denetlenen hem de denetleyen mevkiinde olabilmektedir.”2 Sürecin
verimli olarak işleyebilmesi için stratejilerin iyi bir şekilde belirlenmesi ve
uygulanması gerekmektedir. Ancak bu şekilde örgütte istenilen verimlilik
sağlanabilir ve örgüt faaliyetleri daha düzenli bir şekilde yürütülebilir.
Bu süreçten verimli bir biçimde yarar sağlayabilmek için yönetim yaklaşımı
kapsamında yönetim kurulu yapısının oluşturulması gerekli olmaktadır. Yönetim
kurulu tüm bu yönetim sürecinde; amaçların belirlenip, stratejinin oluşturulması,
uygulanması ve değerlendirilmesi aşamalarında iyi bir organizasyon politikasıyla
verimliliği yakalayabilir.
3. ORGANİZASYON ve ORGANİZASYONEL YAPININ ÖNEMİ
3.1. Organizasyon
Organizasyon
bilişim
sistemlerinin
bir
öğesini
oluşturmaktadır.
Organizasyonlarda faaliyet gösteren çalışanlar, organizasyonun yapısı, kuralları,
1
2
Alayoğlu, s.552
Alayoğlu, s.553
35
politikası ve kültürü için vazgeçilmezlerdir. Ancak, organizasyon için gerekli
özelliklere sahip çalışanların ilgili yerlerde kullanılması önemlidir.
Satış, pazarlama, üretim, finans, muhasebe ve insan kaynakları organizasyon
fonksiyonlarını oluşturmaktadır. Organizasyonda amaç ise; ürün ve hizmeti
oluşturma, oluşturulan ürün hizmeti satma, organizasyonun finansmanını yönetme,
yürütülen finans kaynaklarının muhasebesini tutma, insan kaynaklarını geliştirme ve
kayıtlarını tutmadır.
Organizasyonun fonksiyon ve amaçlarının gerçekleşmesi için bilişim
sisteminin en verimli şekilde kullanılması gerekmektedir. Organizasyon kültürünün
parçaları bilişim sisteminde her zaman yer almaktadır.
3.2. Organizasyonel Yapının Önemi
3.2.1. Profesyonelleşme
Günümüzde
organizasyonel
yapının
özellikle
hizmet
sektöründeki
verimlilikte artışa sebep olduğu görülmektedir. “Organizasyonel örgütte rutin olarak
yapılan görevleri elemek koşuluyla daha kalifiye işgücüne gereksinim ortaya
çıkaracağı savunulmuştur.”1 Kimi araştırmacılar ise bunun tam zıttı olarak, bilişim
sistemlerinin görevleri bölümlere ayırdığını ve bunun neticesinde de daha az kalifiye
çalışanlarla da bu görevlerin gerçekleştirilebileceğini öne sürmüşlerdir.
Bu varsayımdan hareketle bilişim sistemlerinin üretim ofislerinde görevleri
daha fazla rutinleştirerek kabiliyetli çalışanlara olan gereksinimi azalttığı, buna
karşılık, bilişim sistemlerinin profesyonel ofislerde rutin işleri eleyerek bilişsel
uzmanlaşmayı, dolayısıyla da daha fazla eğitim almış çalışanlara olan gereksinimi
arttırdığı görülmüştür.
“Bir başka araştırmada ise yönetsel raporlar düzenleyen, bunun yanı sıra
hastaların hastanede yatmak amacıyla randevu aldıkları ve talepte bulundukları bir
bilişim sisteminin hastanede kurulmasıyla beraber çalışanların, hastalara ayıracakları
1
M.Tekin- D.A.Akolaş, “Hizmet İşletmelerinde Bilişim Teknolojisinin Stratejik Kullanımına İlişkin
Bir Hastane Uygulaması”, V. Ulusal Üretim Araştırmaları Sempozyumu, İstanbul, 2005, s.51
36
zaman daha fazla olmakta ve dolayısıyla da profesyonel anlamda kendilerini daha
çok geliştirdikleri gözlemlenmiştir.”1 Ülkemizde de SDP çerçevesinde Merkezi
Hastane Randevu Sistemi (MHRS) geliştirilmiş, vatandaşların 182 telefon
numarasını arayarak Sağlık Bakanlığına bağlı hastaneler ile Ağız ve Diş Sağlığı
Merkezlerinden istedikleri hekim için muayene randevusu almaları sağlanmıştır. Bu
sayede hem sağlık hizmeti alanlar hem de bu hizmeti sunanlar için zamandan
kazanım olmuştur.
3.2.2. Uzmanlaşma
Operasyonel seviyedeki görevleri ve yönetimi tek bir mimari çerçevede
toplamak isteyen bilişim sistemlerinin, detaylı iş tanımlamalarını düşürdüğünü,
değişik iş süreçlerini birbirleri arasında elimine ederek, tümleşik iş süreçlerine olanak
tanıdığı söylenmektedir. Organizasyonel yapıda görevleri daha ufak parçalara
bölmek şartıyla uzmanlaşmayı arttırdığını, sonuçta da; inisiyatifi azaltma, işi
rutinleştirme, işin statü ve güç değerini azaltma, iş yükünü yoğunlaştırma ve benzeri
kimi olumsuz etkilere neden olduğu tespit edilmiştir. Daha sonra iş kapsamı gün
geçtikçe zenginleşmiş ve dolayısıyla da daha kalifiye işgücüne gereksinim
duyulmuştur.
3.2.3. Biçimselleşme
Organizasyonel yapının, bilgilerin yayılmasının ve kaydedilmesinin, mevcut
kurallara ve prosedürlere uygun yapılmasının biçimselleşmeyi arttırıcı bir etki
yarattığı
düşünülmektedir.
Biçimselleşme
çalışanların
yönetiminde
ve
denetlenmesinde yazılı dokümanların kullanılmasıdır. Operasyonel resmiyeti arttıran
bilişim sistemleri, performans hesaplanmasına etkinlik kazandırmakta ve kontrolü
kolay hale getirmektedir. Organizasyonel yapı dolayısıyla alt kademelerin daha fazla
bilgilendirilmesi sonucunda; örgütlerin biçimselleşme seviyelerinin düşeceği
saptanmıştır.
1
M.Bingöl, İşletmelerde Bilişim Teknolojileri ve Yenilikçilik: Erzurum, Erzincan ve Bayburt’taki
İmalat İşletmeleri Üzerinde Bir Araştırma, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
(SBE), Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi (YYLT), Erzurum, 2006, s.63
37
4.ETİK TANIMLAMALARI ve DEĞERLENDİRİLMESİ
4.1. Etiğin Tanımları ve Değerlendirilmesi
Etik, bireysel ve toplumsal yaşamın oldukça büyük bir hızla değişim
gösterdiği ve beraberinde farklılaştığı ve yoğun bir değer bunalımının mevcut olduğu
günümüz koşullarında ifade edilmesi çok zor olan bir kavram olarak karşımıza
çıkmaktadır. “Bir toplum düzeni kapsamında bulunan birey, ahlaki hayatı şahsen
yaşamakla beraber, içinde bulunduğu toplumun ahlaki ilke ve değerlerini
davranışlarıyla gösterebilmektedir.”1Ancak ahlak ve etik kavramları birbirine yakın
kelimeler olarak algılansa bile aslında farklıdır. Ahlak; gelenek ve göreneklerle,
yaşanılan toplumun değer yargılarıyla şekillenen bir kavramdır. Etik ise; ahlakı
tartışan, sorgulayan, yargılayan ve ahlak ile ilgili konuşan evrensel kurallardır.
Bireyler, kendi hayatında değerlendirdiği ahlaki kavramların asıl olarak ne
olduklarını ve ne anlam taşıdıklarını incelemeye; ahlaklılığın öğelerini tartışma
kapsamına almaya ve buna benzer hususlarda düşündüğü ve hissettiği bazı durumları
dile getirmeye ve diğer insanlara iletmeye başladığında, normal ahlaklılık düzeyini
geçmekte, etik olgu kavramına ulaşmaktadır.
Etik kelimesinin birey yaşamının her alanında değerlendirmeye alındığını
görmek olası bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. “Etik, hayatın her alanında
eylemleri en iyi şekilde yönlendirme kapsamına alınan, standartların ve ilkelerin
tümü olarak doğruyu ve yanlış durumu fark etmek olarak düşünüldüğü için, tarih
kapsamında değişik toplumlar ve kültürler kendi kurallarını oluşturmuşlardır. Bu
kuralların esasında bazı durumlarda toplumun mevcut algıları olan dine ve
geleneklere, bazı durumlarda ise meslek gruplarının özellikleriyle ilişkili olarak
şekillenmiştir. Bu durumlar özellikle kuralların ve mevcut düzenlemelerin hali
hazırda kesin olarak yerleşim göstermediği toplumlarda ilişkilerin sürdürülmesinin
bir yolu olarak görülmüş durumdadır. Ancak, geçen zaman zarfında özellikle sanayi
toplumuna geçiş döneminde ekonomide, toplumsal yaşamda ve örgütlerde ilişkilerin
daha karmaşık bir yapıya ulaşması her alanda daha kesin kural ve prensiplerin
1
A. Cevizci, Etiğe Giriş, İstanbul, 2002, s.3
38
oluşması ve uygulanmasını kaçınılmaz bir duruma getirmiştir.”1 İlişkilerin mevcut
olan karmaşık yapısı ile ilişkili durumlarda alt sistemlerin oluşmasına sebebiyet
vermiş ve bu sistemler kendi durumlarını tespit ederek bir kurallar sistemi meydana
getirmiştir.
Günümüz koşullarında hala gelişmelerini sürdüren ekonomilerde ve geçiş
toplumlarında etik kurallar ve durumların net bir biçimde yerleşmediği ve
uygulanmadığı görülen bir gerçektir. Bu tarz toplum yapılarında kurumlara ve
sisteme olan güven eksikliği en önemli sorunlardan biri olarak görülmektedir.
4.2. Etik Türleri
4.2.1. Mesleki Etik
Bazı meslek gruplarında etik sorunların çoğalması ya da çoğalan sorunların
farkında olunmaması, meslek etiklerinin meydana gelmesine neden olmaktadır. Tıp
etiği, çevre etiği, hukuk etiği, spor etiği, işletme etiği, eğitim etiği, basın etiği gibi
özellikle toplum faydasına olan meslek gruplarında etik kavramı bu şekilde
sıralanmaktadır. “Meslek etiği, özellikle de direkt olarak bireyle ilgili mesleklerde
uyulması gerekli görülen davranış kuralları biçiminde nitelendirilen bir olgudur.
Meslek etiğinin en önemli unsurlarından biri, dünyanın hangi yerinde olunursa
olunsun, aynı meslekte faaliyet gösteren bireylerin bu davranış kurallarına uygun
tutum ve davranış sergilemeleri önemlidir. Mesleki etik prensiplerini oluşturacak
olan ve bu prensiplerin sürekliliğinin sağlanmasını kontrol edecek bir takım özel
ekiplere gereksinim vardır.”2 Hemşirelikte mesleki etik; sağlık hizmeti verdiği
bireylere güvenli, insan ve hasta haklarına saygılı, bireylerin inanç, değer ve
gereksinimlerini dikkate alarak, dil, din, cinsiyet, sosyal ve ekonomik durum farkına
bakılmaksızın, kişisel çıkar gözetmeden, bireyin mahremiyetine ve sır saklama
ilkesine bağlı kalarak sağlık hizmetini sunması olarak değerlendirilebilir.
G.Aras- A. Müslümov, Türkiye‟de Muhasebe ve Finansal Yönetim Uygulamalarında Etik
Davranışları Etkileyen Faktörlerin Analizi;
http://www3.dogus.edu.tr/amuslumov/research/chapters/Etik_Muslumov_Aras_Turkce.pdf,
(15.10.2014)
2
İ.Pehlivan-İ.Aydın, Yönetsel, Mesleki ve Örgütsel Etik, Ankara, 1998, s.76
1
39
Mesleki etik; çalışma yaşamında hüküm süren doğru ve yanlış tutum ve
davranışları incelemekte, tüm ilişkilerde dürüstlük, doğruluk, sözünde durma gibi
mesleğe özel davranışları gerektiren önemli bir olgudur. Sağduyulu tercihler sunma
durumunda kişilere yol gösteren prensip ve değerleri araştırmaktadır.
4.2.2. Örgütsel Etik
Mesleki etik, bir meslek grubu içinde yer alan kişilerin hepsinin aynı
davranışlarını geliştirmelerini beklemek iken, örgütsel etikte; tek bir meslek grubu
değil, aynı hedef için çalışan tüm meslek gruplarının aynı etik kurallar çerçevesinde
çalışmalarını sağlamaktır. “Örgütsel etik yasal kapsamda personelle aynı tarz
faaliyetlerin yerleştirilmesini öngören örgütün topluma karşı yerine getirmekle
yükümlü olduğu ve sosyal sorumluluk olgularını da sergilediği bir disiplin olarak
görülmektedir. Örgütsel etik algısında bireyler, farklı ve sınırlı olan düşünme ve
kavrama algılarını örgütlerle bütünleştirerek, bireysel güç ve becerilerini aşan
amaçlarını gerçekleştirebilecek duruma gelebilmektedirler.”1 Örgüt benzer bir
hedefle bir araya gelen bireylerin hedeflerine erişmek adına göstermiş olduğu
çabaları ve karşılıklı etkileşimleri oluşturmaktadır. Örgütün iyi etkileşimlere sahip
olması ve iyi bir yapıya kavuşmasında etik değerler önemli bir husus olmaktadır.
“Etik konusunu ilgilendiren temel konulardan birisi, çevrelerine karşı
duydukları sosyal sorumluluk duygusudur. Örgütlerin kar elde etmek, topluma
hizmet etmek ve varlığını sürdürmek gibi çeşitli amaçları vardır. Birçok örgüt için
bunlardan en önemlisi kârı arttırmaktır.”2 Klasik yönetim anlayışında hemen hemen
hiç işlenmemiş bir konu olan örgütlerin sosyal sorumlulukları, modern yönetim
anlayışında üzerinde sıklıkla durulmaya başlanan ve tartışılan bir konu haline
gelmiştir.
1
2
Z. Bursalıoğlu, Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış, Ankara,2004, s.15
Ş.Ömür, İlköğretim Denetmenlerinin Denetim Sürecinde Karşılaştıkları Etik Sorunları Algılama
Düzeyleri, Fırat Üniversitesi, SBE ,YYLT, Elazığ, 2005, s.19
40
4.2.3. Yönetsel Etik
Yönetsel etik temel olarak bireylere şu algıları yüklemektedir:

Diğer bireyleri yakından ilgilendiren ve etkileyen tutum ve davranışlar
sergilemeyi;

Karar ve stratejileri herkesin menfaatine uygun olacak bir şekilde
uygulamayı;

Örgütsel ve bireysel gereksinimlerin sağlanmasını;

Çatışmaların örgüt ve bireylerin menfaatlerini gözetecek şekilde
çözümlenmesini;

Örgütte yapılması gereken görevlerin personele adaletli bir şekilde
paylaştırılmasını;

Emeğin
karşılığının
sağlanmasını;
çalışanların
tarafsız
olarak
değerlendirilmesini;

Örgütün kaynaklarının bir birey veya grup için değil örgütsel hedefleri
gerçekleştirmek için kullanılmasını;
 Hakların ve sorumlulukların adil olarak paylaşımını gerektirmektedir.

Yönetsel kararların sunulmasında tutarlı, yansız ve gerçeklere dayalı
olma durumunu gerektirmektedir. Buradan da anlaşılacağı gibi yönetsel etiğin amacı;
yönetici tutumlarının nasıl olması gerektiği ya da nasıl olmaması gerektiğini
belirlemektir. Mesela; dürüst, doğru, açık sözlü, adil, hoşgörülü, sorumluluk sahibi ve
yasalara uygun davranmak olması gereken özelliklerken, iltimas, ayrımcılık, rüşvet,
istismar, taciz, hakaret, küfür, görev ve yetkiyi kötüye kullanmak kesinlikle olmaması
gereken özelliklerdir.
41
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
HEMŞİRELİK HİZMETLERİNDE YÖNETİM VE ETİK
1. HEMŞİRELİK HİZMETLERİNDE YÖNETİM UYGULAMALARI
1.1. Kalite Odaklı Yönetim
Sağlık sunumlarında
kaliteli
hizmet sunmanın
geçmişi
Hammurabi
Kanunları’na kadar dayanmaktadır. Tarihin en eski ve en iyi korunmuş yasaları
olarak bilinen Hammurabi Kanunlarının 215 ve 220. Maddelerinde şu hüküm yer
alır: “Eğer bir cerrah bronz bıçağı ile özgür bir adamda kesik yapar, adamın yaşamını
kurtarır ya da apsesini açıp iyileştirirse, bronz bıçağı ile girişimde bulunup özgür
adamın gözünü iyileştirirse ona 10 gümüş şekel verilecektir”1 Bu ifadede sağlık
hizmetinin ilk kaideleri görülmektedir.
Öncelikle sanayi sektöründe ortaya çıkan Toplam Kalite Yönetimi (TKY);
üretilen mal veya hizmetin kalitesini arttırmanın yanı sıra, hataların dolayısıyla
maliyetin azaltılması özelliği ile diğer kurum ve kuruluşlara da yayılmıştır. TKY’nin
özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanması, hem devlet ekonomisi, hem de
özel sektöre örnek olması bakımından önemlidir. Kamu kurumları arasında yer alan
hastanelerde de TKY’nin başarıyla uygulanması neticesinde;
-En başta kalite bilincinin oluşmasıyla daha iyiye ve daha doğruya yöneliş
olacaktır,
-Kaliteli hizmet anlayışıyla takdir edilen çalışanların iş doyumu artacaktır,
-Hizmeti
alan
kişiler
açısından,
ödedikleri
vergilerin
iyi
şekilde
kullanılmasını görmeleri, devlete bağlılıklarını arttıracaktır.
-İsrafın önüne geçilecek, doğru harcamaların sayesinde verimlilik artacaktır.
-Sorunlar daha oluşmadan giderilecektir.
1
Kaya, s.18
42
“Bazı tarih bilimcilere göre sağlık sunularında kalite olgusu ilk kez Florence
Nightingale ile başlamaktadır. Nightingale, IX. Yüzyılın sonlarına doğru İngiltere’de
hastanelerde sunulan sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi maksadıyla bir takım
istatistiklerin derlenmesi ve değerlendirilmesini kapsayan bir sistemin kurulmasını
ileri sürerek kalite programlarının temelinin atılmasında önemli katkıda bulunmuştur.
Sağlık sektöründe yüksek teknolojinin yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandığı
1950’li yıllardan sonra, sağlık ile ilgili giderlerin maliyetini kontrol etmeyi amaç
edinen çalışmalara başlanmıştır.”1 Ulusal gelirdeki yükselişin oldukça üzerinde
oranlarda artan sağlık harcamaları sonucunda özellikle Amerika’da bir takım
faaliyetler ortaya çıkmıştır. Müşteri odaklı olmaktan uzak ve genel anlamda kalite
güvencesi hususuna dayalı düzenlemeler yapan bu işletmeler, hekimler tarafından
gösterilen
direnç
sebebiyle,
başlangıçta
yeterli
seviyede
bir
başarı
gösterememişlerdir.
Hemşirelik hizmetlerinde kalite yönetimi; hizmet organizasyonunda tüm
etkenlerin aynı şekilde birlikte geliştirilmesini ifade eder. Bu etkenler; liderlik, insan
kaynağı, ürün/hizmet kalitesi ve yönetimdir. Kalite yönetim anlayışının ise;
planlama, kontrol aşamaları ve kalite sistem standartlarının oluşturulmasıyla
gerçekleştiği kabul edilmektedir. Bu durumun sağlık sektöründeki karşılığı, özet
olarak "hasta mutluluğu" şeklinde ifade edilmektedir.
Doğru olarak yapılan teşhis, doğru tedavi, beklemeksizin ve güler yüzlü bir
şekilde sunulan hizmet, temiz hastane, ferah bir oda, uygun fiyat, vb. gibi hastanın
memnuniyetine dönük faaliyetler bütünü olmakla birlikte, sağlıkta kalitenin faktörleri
olarak görülmektedir.
“Sağlık hizmeti arz edilmesinde geleneksel tedavi algısı, mevcut bilgi ve
bilişimle, sağlık hizmetleri sunumunu artırmayı amaç edinmektedir. Her ne kadar
sağlık hizmetleri sunumları nispeten somut ve açık olarak görülür bir şekilde yer alsa
da, bu çıktıların hizmet kalitesinin ölçülmesinde ve kullanılmasında dikkatli olmak
oldukça önemlidir. Genel olarak sağlık hizmetlerinin sunulmasıyla hizmet
çıktılarının ölçülmesi arasında önemli olarak sayılan bir zaman aralığı mevcuttur.
1
Kaya, s.18
43
Bazı durumlarda, çıktının ne olduğunun değerlendirilmesi ya çok zordur ya da
neredeyse imkânsız bir hal almaktadır.” 1 Bununla birlikte sağlık hizmetini alan pek
çok hasta, sağlık hizmetinin uygun bir biçimde verilip verilmediği; hatta bu hizmetin
gerekli olup olmadığı hususunda yeterli uzmanlık ve yeteneğe sahip olmamaktadır.
Tüm bunların bir neticesi olarak da, hastalar, konunun teknik boyutunun tamamen
dış tarafında kalan hasta doktor ilişkisi ya da hastane ortamı gibi dolaylı nitelikteki
kriterleri kullanarak, hizmet kalitesini değerlendirme hususuna başvurmaktadırlar.
“Bireylerin bilgi seviyelerinin ve gereksinimlerinin her geçen gün artması,
sağlık sektöründeki beklentileri de farklı kılmıştır. Sosyal ağları ve bilgisi genel
olarak daha gelişmiş olan kişiler, sunulan her türlü hizmeti sorgulayarak
değerlendirmeye almaktadır.”2 Bu kapsamda bilgi birikimi artan ve aynı zamanda
sağlık talebi de artan kişilerin yüksek kalitede hizmet ve geniş kapsamlı bilgi ile
beslenmeleri gerekmektedir.
“Hastaların tatminini gerçekleştirmek için hastaların istek, beklenti ve
gereksinimlerini tespit ederek ona verilecek ürün veya hizmetin kalitesini yükseltmek
olası olabiliyorsa, hizmetin ya da üretimin her sürecinde de çalışanların beklenti,
gereksinim ve isteklerini karşılamak da mümkün olabilmektedir. Çalışanlar
kendilerine ürün ya da hizmet sunumu yapan bir başka çalışanın ürün ya da
hizmetinden memnun kaldığı zaman hem kendisinden sonra gelen çalışana iyi hizmet
verecek hem de iş doyumu sağlayabilecektir.”3 Bu şekilde zincirleme bir doğru
davranış şekli yaygınlaşmış olacaktır.
Dolayısıyla müşteri memnuniyetinin sağlanması, çalışan memnuniyetinin
sağlanmasına bağlı olmaktadır. Hemşirelik hizmetlerinde kalite yönetimi sürecindeki
sürekli iyileştirme; sorunların hem analizinde hem de çözümünde, hedef saptama,
takım oluşturma ve kalite sağlama vb. kavramların bütün işletme fonksiyonlarına
dağılımı ancak bütün personelin katılım sağlaması ile mümkün olabilmektedir.
Dolayısıyla sağlık sektöründe de personelin katılımı son derece önemli olmaktadır.
Y. Dursun- M. Çerçi, “Algılanan Sağlık Hizmeti Kalitesi, Algılanan Değer, Hasta Tatmini ve
Davranışsal Niyet İlişkileri Üzerine Bir Araştırma”, Erciyes Üniversitesi, İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Dergisi, S.23, Kayseri, 2004, s.3
2
Dursun- Çerçi, s.4
3
T.C. Sağlık Bakanlığı, Özel Hastaneler Hizmet Kalite Standartları, Ankara, 2012, s.45
1
44
Hemşirelik hizmetlerinde kalite felsefesinin diğer kurumlarda uygulandığı
gibi uygulanması ve sürekliliğinin sağlanabilmesi yöneticilere, yöneticilerin
özelliklerine ve de yeni bir lider düşüncesinin bulunmasına bağlıdır. Liderlik; sağlık
hizmetlerinde başarının sağlanmasını yönlendirici, aynı zamanda da kolaylaştırıcı bir
etkiye sahip olmaktadır.
Hemşireler verdiği tedavi hizmetlerinin yanı sıra dünyada yaşanan gelişim ve
değişimleri sürekli olarak izlemeli ve muhtemel yenilikler konusunda gerekli bilgi
donanımını edinerek uygulamaya koymalıdır. Bununla birlikte bilim insanları
desteklenerek yeni buluşlara teşvikin yapılması gerekmektedir. Kişilerin gereksinimi
olduğu tüm hizmetler doğrudan gerçekleştirilemese de kişinin alacağı hizmetlerin
koordinasyonu sağlanmalıdır. Sürekli geliştirme yaklaşımında kalite seviyesinin
belirlenerek bu seviyenin korunması hedeflenmektedir. Korunan kalite düzeyi aynı
zamanda müşteri gereksinimine göre sürekli geliştirilmek zorundadır.
“Sağlık sektörü, hatayı affetmeyen hizmet sunumlarını yapan sektörlerden bir
tanesidir. Sağlık hizmet sunumunda sağlık kurumlarının verdikleri hizmet kalitesinin
tespit edilmesi ve kaliteli hatasız sağlık hizmetlerinin arz edilmesi, temini ve devamlı
geliştirilmesi amaçlanan hedef olmalıdır.”1 Sağlık hizmetleri sektöründe etkin bir
kalite yaklaşımı programı açısından, teşhis ve tedavi faaliyetlerinin devamlı
incelenmesi ve izlenmesi, hasta kaza sayısının minimuma indirilmesi yoluyla hasta
bakım kalitesi arttırılabilir.
Hemşirelerin yüksek kaliteli sağlık hizmeti sunmalarına ilişkin bazı özellikler
Amerikan Tıp Konseyi tarafından bir raporla belirlenmiştir. ‘‘Yüksek kalitedeki tıbbi
bakımın taşıması gereken özellikler şu şekilde sıralanmaktadır:

Tıbbi bakım, hastanın psikolojisine ilişkin, fiziksel fonksiyonunda,
ruhsal ve entelektüel faaliyetlerinde ve rahatında, hastanın ilgileriyle tutarlı mümkün
olan en kısa zamanda optimal gelişme sağlamalı,

Sağlık durumu yükseltilmeli, hastalık ve bunun gibi durumlar erken
teşhis edilip tedavisi sağlanmalıdır,
1
Ş. Kavuncubaşı, Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi, Ankara, 2000, s.10
45

Tıbbi bakım zamanında sunulmalı, bir başka ifadeyle, bakım
zamanında verilmeli, sürekli olmalı, hastaya uygun olmayan tedavi verilmemeli ve
tedavi süresi gereksiz bir şekilde uzatılmamalı,
 Bakım aşamasında ve bu aşamada ilgili kararlarda hasta ile bilinçli bir
biçimde işbirliği yapılmalı ve hastanın bakım aşamasına katılımını sağlamanın
yolları aranmalı,

İstenilen tedavi çıktısına ulaşabilmek adına gereksinim duyulan
teknoloji ve diğer sağlık sistemi kaynakları etkili bir biçimde kullanılmalı,
 Bakımda devamlılık sağlanmalı ve aynı mesleğe mensup kişilerin de
değerlendirilebilmesi için hastanın tıbbi kayıtları yeterince iyi bir şekilde
sağlanmalıdır.”1
Tüm bunlar gerçekleştirilirken olumlu çalışma ortamlarının sağlanması ve
nitelikli hastanelerin oluşturulması, nitelikli hasta bakımını da beraberinde
getirecektir. Olumlu çalışma ortamının şartları arasında; güvenli, yeterli donanım ve
malzemeye sahip olması, motivasyon, iş doyumu, ekip çalışmasına verilen önem,
eğitim ve yenilikleri takip etmek sayılabilir. Sağlıklı bir iş ortamında çalışan
hemşirelerin sağlığının ve morallerinin iyi olması; kaliteli hasta sonuçlarını ve
dolayısıyla kurumun performansını olumlu etkileyecektir.
Eğitim, personellerin verimliliğine tesirde bulunan en mühim etmenlerden
biridir. Gelişen teknolojiyle beraber, çoğalan rekabet koşulları her seviyedeki
personellerin eğitim ihtiyaç devamlılığını mecburi tutmaktadır. Eğitimin ne ölçüde
fayda sağlayabildiği konusunda bilgi sağlanabilmesi bakımından, personelden nitelik
hususunda aldıkları bilgileri günlük yaşamlarına aktarmaları beklenmektedir.
Sağlık personeli genel olarak; sorumluluk duygusuna sahip, insana saygılı,
insan ve hasta hakları konusunda bilinçli, sağlıklı çevre şartlarının ortaya çıkmasında
birey ve meslek mensubu olarak en üst seviyede sağlık hizmeti sunma gayreti içinde
olan kişidir. Sağlık hizmetinin gerçekleşmesi için ekip çalışmasına ihtiyaç vardır. Bu
ekibin asıl üyeleri hemşire ve hekimler olmaktadır. Hekimler ve hemşireler aynı
amaç doğrultusunda hizmet sunarlar. Amaç; hasta bireyin iyileşmesine ve kendi
1
Devebakan, s.19-20
46
kendine yetebilir konuma gelmesine destek sağlamaktır. Bu sebeple doğal bir ekip
meydana gelmekte ve ekip içinde oluşan iletişim hem hekimleri hem de hemşireleri
alakadar etmektedir.
Sağlıkta kalite uygulamaları, uluslararası standartlarda olan tanı, tedavi ve
bakım hizmetlerinin yanında bütün hizmet süreçleri içinde hastaların gereksinim ve
beklentilerinin
tam
anlamıyla
karşılanması
biçiminde
ifade
edilmektedir.
“Hemşirelik hizmetlerinde kalite uygulamasının gerçekleştirilmesi, hastanelerin
sahip oldukları özellikler açısından son derece güç olduğu görülmektedir.”1 Mevcut
sağlık sistemimizde hemşireliğin hala profesyonel bir meslek olarak kabul
edilmemesi, güvenli çalışma ortamının sağlanamaması, hemşirelik mesleğinde
kariyer fırsatlarının yeterli ve yaygın olmaması, sağlıkta şiddet gibi nedenler kaliteli
hemşirelik bakımını etkilemektedir.
“Türkiye’de sağlık hizmetleri sunumu günden güne daha önemli hale
gelmektedir. SDP ile birlikte hastaneler tek çatı altında birleştirilmiştir. Daha
kompleks olan sağlık hizmetleri böylece biraz daha yalın hale getirilmiştir. Sağlık
hizmetleri sunumu anlamında hastaneler tedavi ve tetkik hizmetleri görevini devam
ettirmektedirler. Dolayısıyla hastanelerde kalite merkezli hizmet sunulması bir hayli
önemli olmaktadır.”2 Bununla birlikte sağlık kurumları Sağlık Bakanlığı çatısı
altında birleştirilerek, verilen hizmet tek elden planlanıp, herkese eşit sağlık hizmeti
sunmak, maliyeti daha iyi kontrol edebilmek ve birinci basamak sağlık
hizmetlerinden herkesin ücretsiz faydalanmasını sağlamak amaçlanmıştır.
“Hastanelerde verilen hizmetin devamlı, kesintisiz ve 24 saat temelinde
olması müşteri memnuniyetinin gerçekleştirilmesi açısından son derece güçtür.
Bununla birlikte sağlık hizmetlerinin sunumu konusunda özel hastanelerin de bu
kapsama dahil olması hizmet rekabetinin oluşmasını sağlamaktadır. Fakat toplum
olarak müşteri memnuniyetine gereksinim hissedilen en önemli yerlerden bir tanesi
de hastanelerdir.”3 Dolayısıyla hastanelerde toplam kalite yönetimi uygulamalarının
gerçekleştirilmesi hem psikolojik hem de sosyal anlamda son derece mühimdir.
Kavuncubaşı, s.271
TC Sağlık Bakanlığı, s.46
3
TC Sağlık Bakanlığı, .s46
1
2
47
Hastaneler bilhassa kurumun bel kemiği olan acil servis hizmetlerinde kalite
merkezli hizmet sunabilmeleri son derece önemlidir. Bununla birlikte yataklı
servislerde uygulanan tedavilerde, hemşire hasta etkileşimi, yemek hizmetlerinin
sunumu, servislerin bakımı hasta memnuniyetinin gerçekleştirilmesi konusunda
önemli olmaktadır.
Hastanelerde bulunan sağlık personelinin ortak amacı tedavi etmek ve en iyi
bakımı sunmaktır. İletişim, planlı faaliyetlerin ve etkili bir ekip çalışmasının temelini
oluşturmaktadır. Ekip üyeleri arasında etkili bir iletişim ve uyumlu bir ilişkinin var
olması hizmetin kalite düzeyini de yükseltir. Etkin bir ekip çalışması adına ekip
üyelerinin görev, sorumluluk ve yetkilerinin net, anlaşılır ve birbirleri ile
çakışmayacak biçimde ifade edilmesi gerekir. Ekip başarıya ulaştıkça hedeflere
erişilecektir. Sağlık ekibinin verimli ve uyumlu çalışmasına etki eden faktörler, ekip
içinde oluşan iyi bir iletişim, yardımlaşma, dayanışma ve ekip üyelerinin mesleki
rollerinde yeterli donanımda olmasıdır. Sağlık ekibini meydana getiren bireylerin,
birbirlerinin görev ve sorumluluklarının farkında olması bireylerin kabiliyetlerinden
optimal seviyede faydalanılması ve mesleki doyumun yaşanması bakımından bir
hayli önemlidir. Hasta bakım kalitesinin yüksek tutulması, hekim-hemşire arasındaki
etkileşim ve işbirliği ile mümkündür.
Hemşirelerin hasta tatminin sağlanmasında önemli olan faktörlerin bazıları şu
şekildedir:

“Fiziksel
etkiler
ile
insan
duyularına
etki
eden
etkilerden
bahsedilmektedir. Örneğin, ışık, koku, hava ve sesler vb. faktörler bireyin tüketim
davranışlarında etkili olmaktadırlar.

edilmektedir.
Sosyal ortam, hastaların kararlarını etkileyen diğer kişiler olarak ifade
Bireyler
etrafındaki
kişilerden
etkilenerek
davranışlarını
değiştirebilirler. Sosyal etki ile bireyler mevcut oldukları grubun davranışlarına ayak
uydurmaktadırlar.

Hastaların sahip oldukları zaman, satın alma algısını etkileyen önemli
faktörler arasındadır.
48

Hizmet alım sürecindeki bir başka olgu ise satın alınacak hizmetin
neden satın alınacağı durumudur.”1
Hastalardaki bu davranış şekilleri, hastanelerde sağlık hizmeti bekleyen
hastalar için de geçerlidir. Fiziksel olarak sağlık hizmeti verilen yerin temizliği,
ferahlığı, aydınlatması, hasta bireyin duygu durumunun önemsenmesi gibi faktörler
dikkate alınmalıdır.
Hemşirelerin kaliteli hizmet sunumlarında dikkat edecekleri hususlar Şekil
4’de sıralanmıştır.
Şekil 4. Hemşirelerin Kaliteli Hizmet Sunumlarında Dikkat Edecekleri
Hususlar
Sürekli
Geliştirme
Müşteri
Odaklılık
Sürekli
Eğitim
Kaliteli
Hizmet
Katılımcılık
Motivasyon
Sıfır
Hata
Liderlik
-Müşteri Tatmini ve Müşteri Odaklılık: Küreselleşen dünyanın zorlu
rekabet şartlarında işletmeler artık ürün ve hizmetlerini satmaktan ziyade beklenen
ve istenileni yapmaktadırlar. Gelişen bu yeni yaklaşıma göre müşteri istekleri
yönünde işletmenin bütün bölümlerinin desteklenmesi, yönlendirilmesi ve müşteri
isteklerini giderecek müşteri doyumuna erişilmesi gerekli olmaktadır.
1
Kavuncubaşı, s.271-272
49
“Kalitede bulunan tüm sistemler, işletmenin mevcut müşterilerinin tamamının
tatmin sağlaması doğrultusunda strateji ve politika üretmektedir. Temelinde kalitenin
anlamı müşteri odaklı yaklaşım anlamına gelmektedir.”1 Müşteri tatmininde
meydana gelen artış ve müşteri şikayetlerindeki azalış TKY’nin iyi uygulandığını
göstermektedir.
-Sürekli Geliştirme (Kaizen): Küreselleşen dünyada en yüksek rekabet
gücünü elinde bulunduran işletmelerde kalite yönetiminin başarısı “sürekli
geliştirme” ile doğru orantılıdır. Burada hedeflenen şey belli bir standart oluşturmak
değil, düzeyi, hedeflenen düzeye doğru ne şekilde olursa olsun hızlı ve devamlı
olarak
geliştirmektir.
Japonya’da
uygulanan
kalite
çalışmalarının
başarıya
ulaşmasında sürekli geliştirmenin payı oldukça büyüktür.
Mükemmelliğe ulaşma yolunda sürekli geliştirme ilkesini bir araç niteliğinde
kullanan Japonlar bu sayede ekonomik rekabette uluslararası bir üstünlük elde
etmişlerdir. Sürekli geliştirme prensibine göre hem yaratıcılık hem de orijinal fikirler
desteklenmeli ve özendirilmelidir. Sürekli geliştirme kavramının temeli Japonca olan
“Kaizen” terimine dayanmaktadır.
“Önemli atılımlar biçimindeki gelişmeler işletmede uyum problemleri ortaya
koyarken, ufak adımlar biçimde gerçekleşen gelişmeler değişimi kontrol altında
tuttuğundan uyum probleminin oluşmasını engeller. Dolayısıyla her şeyi iletmek
olasıdır. Bu yaklaşım önemli iki prensibi zorunlu kılar: israfı minimuma indirmek ve
problemleri açığa çıkartmak”2 Ancak sürekli olarak değişen ve kendini yenileyen
organizasyonlar
başarıya
ulaşabilmektedir.
Bu
nedenle
organizasyonların
etkinliklerini ve verimliliklerini devam ettirebilmelerinde sürekli geliştirme
önemlidir.
-Katılımcılık: Sunulan hizmetin verimliliğinin artması, daha da geliştirme
isteğinin olması için, karar alma ve uygulama süreçlerinde konuyla ilgili herkesin
katılımının sağlanıp, fikirlerini söyleyebilecekleri bir ortam oluşturmaktır. Yaklaşık
son on senedir, kaliteye yönelik gerçekleştirilen araştırmaların, örgütlerin teknik
1
2
Kaya, s.45
Kaya, s.45
50
açıdan daha fazla sosyal tarafına yoğunluk vermesi üstüne, ekiplerin varlığı ve etkili
kullanımı hususunda çok daha fazla dikkat çekilmeye başlanmıştır. Sosik, kalite
uygulamaları açısından olması gereken örgüt kültürünün temelleştirilmesi ve
yönetsel anlamda uyumun gerçekleştirilmesinde ve kişisel kabiliyetlerin kolektif
başarılara dönmesinin kaynağında örgütlerde takım çalışmalarını daha kolay hale
getiren uygulamaların önemini vurgulamaktadır.”1 Organizasyonlarda uygulanan
faaliyetlerin
neredeyse
tüm
kademelerinde
oluşabilecek
sorunların
değişik
algılamaları ve de ilgi alanlarına giren bireylerce farklı bakış açılarıyla incelenmesi,
sorunun optimum çözüme erişilmesini daha olası yapacaktır. Bunun en yaygın olarak
bilineni ise takım çalışmalarıdır.
“Herkesin katılımı, katılımcılık ilkesini en iyi şekilde vurgulayan tabirdir.
Çünkü kalitenin oluşması işletmede yer alan bütün çalışanların ortak katkısı ile
ortaya çıkmaktadır. Kalite, herkesin örgütün bir ferdi şeklinde görüldüğü; ekibin
ortaya çıkışı ve ekip çalışmasını kolay hale getiren düzenlemelerin bulunduğu bir
sistemdir.”2 Sağlık hizmeti verilen kuruluşlarda da kalite odaklı yönetim anlayışında
katılımcılık ilkesinin önemi büyüktür. Çalışanların ve hatta hastaların; karar almada
ve alınan kararların uygulanması sürecinde karşılaşılan durumlarla ilgili söz hakkının
olması, sunulan sağlık hizmetinin verimliliğini arttırır. Aksi durumda çalışanlar
sadece verilen görevleri yapacak, bilgi ve becerilerini kullanmayarak, sunulan
hizmetin geliştirilerek daha iyi yapılmasına istek duymayacaklardır.
-Liderlik: Kalite uygulamalarının başarıya ulaşmasında öncelik tepe
yöneticilerinin olmak üzere orta ve alt yönetimlerin bir bütün şeklinde kalite
yaklaşımına gerçek anlamda inanmaları ve bunlarla ilişkili etkinliklerde aktif olarak
katılım göstermeleri son derece önemli olmaktadır. Kalite politikalarını öncelikle
kendileri uygulayarak çalışanlara örnek olmaları da diğer bir önemli husustur.
“Kalite uygulamasına başlamak için karar alma aşaması bile kendi başına
stratejik bir karar niteliğindedir. Tepe yöneticileri bahsedilen örgütsel atmosferi
işletmeye yerleştirecek olan kişilerdir.”3 Tepe yönetimi takım olarak örgütün stratejik
1
Kaya, s.46
Kavuncubaşı, s.41
3
Kaya, s.48
2
51
eğiliminin ne olacağı hususunda uzlaşmaya varmalıdır. Kalitede çalışanların
katılımlarının arttırılması ve güçlendirilmesinin gerçekleştirilmesi amacıyla tepe
yönetiminin kalite prensiplerine sadık kalarak ve kalite felsefesini uygulayarak etkin
liderlik göstermesi bir zorunluluk haline gelmektedir.
-Sıfır Hata: Herhangi bir problemin oluşmadan önce engellenmesi, o
problem oluştuktan sonra çözüme ulaştırmaktan çok daha ekonomik ve kolay
olmasını sağlayacaktır. “Hizmet kalitesindeki amaç, hataları bulmak yerine sıfır hata
ile çalışmak ve tek seferde doğru sonuca ulaşmaktır.”1 TKY problemlerin oluşmadan
engellenmesini gerekli kılmaktadır.
-Motivasyon: Çalışanlardan arzu edilen verimin görülebilmesi, hastane
yönetimine ve çalışma ortamına bağlı olarak değişmektedir. “Motivasyon kelimesi
güdü, harekete geçirme anlamlarına gelmektedir. Motivasyonun üç ana özelliği
vardır: harekete geçirici, hareketi sürdürücü ve hareketi olumlu yöne yöneltici.
Hastanelerde verilen hizmetin verimli ve etkin olabilmesi için motivasyon ve iş
tatminin sağlanmış olması gerekmektedir. Hastanenin başarısı aynı zamanda
çalışanların başarısıdır.”2 Dolayısıyla çalışanların ihtiyaçlarına yönelik çalışma
koşulları geliştirmek önemlidir.
-Sürekli Eğitim: Mevcut bilgilerin yenilenmesi, güncel bilgilerin takip edilip
öğrenilmesi, eski bilgilerin hatırlanması için sürekli eğitim gereklidir. “Eğitim,
çalışanların verimliliğine etki eden en önemli faktörlerden bir tanesidir. Gelişen
teknolojiyle birlikte, artan rekabet şartları her derecedeki çalışanın eğitim
gereksiniminin devamlılığını zorunlu kılmaktadır.”3 Eğitimin ne ölçüde yarar
sağlayabildiği hususunda bilgi sağlanabilmesi açısından, personelden kalite konusu
hakkında aldıkları bilgileri günlük hayatlarına iletmeleri beklenmektedir. Bu şekilde
çalışanların da sürekli bir yenilenme ve gelişme içerisinde olacağı muhakkaktır.
1
Kaya, s.48
Kaya, s.48
3
Kaya, s.48
2
52
1.2. Kıyaslama
Kıyaslama yani benchmarking, herhangi bir örgütte var olan süreçleri, bir
diğer örgütte var olan benzer süreçler ile kıyaslaması yapılan bir tekniktir. “Başka bir
deyişle; ahlaki ve yasal çerçeveden çıkmadan, başkalarının kimi işleri ne şekilde olup
da sizden daha iyi gerçekleştirdiğini keşfetme sanatıdır.”1
“Kıyaslama felsefesinde 'aynen almak' değil 'uyarlamak, adapte etmek'
yaklaşımı
geçerli
olmaktadır.”2
Kıyaslama,
örgütlerin
kendi
geçmişlerini
incelemeleri ve netice elde etmeleri yerine, devamlı ve bilinçli bir şekilde kendi iş
durumlarında en iyi olan şirketlerin belirli işleri nasıl yaptıklarını araştırma konusu
yapmaları, incelemesi, kendi teknikleriyle beraber karşılaştırarak neticeler elde
etmesi, çıkardığı bu neticeler kapsamında bir uygulama planı geliştirerek daha
yüksek bir başarı düzeyine erişme gayesini göstermeleridir.
Hemşirelik hizmetlerinde kıyaslama uygulanması ile en iyi yöntemler
belirlenerek hasta memnuniyeti üst düzeye çıkarılabilir. Özellikle etkinliği
kanıtlanmış uygulamaların sağlık hizmetlerinde uygulanması, sağlık hizmetlerinin
verimliliğini arttırırken aynı zamanda hasta memnuniyeti de sağlanmış olur.
1.3. Dış Kaynak Kullanımı
Değişen dünya koşullarında, yönetim alanındaki gelişmeler, tüm işletmelerin
yapılanmaları, yönetim aşamaları ve başta çalışanlar olmak üzere işletme faaliyetleri
ile ilgili faktörlerde değişime zorlamıştır. İşletmelerin değişen dünya koşullarına
karşı daha esnek bir hal kazanmaları ve oluşabilecek şartlara kısa zamanda cevap
verebilmeleri, faaliyetlerini sürdürebilmeleri için önem arz etmektedir. Bu nedenle
günümüzde işletmeler dış kaynak kullanımı yolunu seçmektedirler.
Dış kaynak kullanımı (DKK), işletmenin mevcut becerilerini kapsamayan
faaliyetler konusunda uzman ve etkili bir hizmet sağlayıcıdan destek almaları
durumudur.
Hizmet alma süreci devretme veya bir bölümü işletme olarak
gerçekleştirilebilmektedir.
1
2
M. Halis, Toplam Kalite Yönetimi: Kapsam, İlkeler ve Uygulamalar. Ankara, 2004, s.153
T. Koçel, İşletme Yöneticiliği, İstanbul, 2003, s.411.
53
“Dış kaynak kullanımı dolayısıyla işletmeler vermek istedikleri hizmetleri
konu üzerinde uzmanlaşan bir işletmeye devredeler.”1 Böylece işletmeler hem
maliyet hem de zaman bakımından önemli oranda tasarruf sağlamış olurlar.
İşletmeler sunmayı hedefledikleri hizmeti, konusunda uzman işletmeden talep ettiği
kalitede temin eder ve işletmenin verimliliği artar.
“Günümüz koşullarında müşterilerin kaliteli hizmet sunumunu düşük
maliyetle elde edebilme beklentileri ve ekonomide yaşanan dalgalanmalar işletmeler
bakımından son derece riskli olmaktadır. Bahsedilen unsurlara yönelik olarak
işletmeler radikal farklılıklar yaratmaktadır.”2 İşletmeler tarafından son senelerde
popüler hale gelen DKK, bu farklılaşmalara adapte olabilmek, sabit maliyetleri
değişken
maliyetler
durumuna
getirmek
amacıyla
verimliliği
yükseltme
doğrultusunda temel faaliyetleri baz alarak, başka faaliyetlerde yer alan tedarikçilerle
işbirliği halinde olmak, belirsizlik ve dalgalanmalardan çok daha az etki altında
kalmak ve teknolojik ilerlemelerden faydalanmak amacıyla ortaya çıkmıştır.
“Dış kaynak kullanımının yönetsel hedefi, işletmenin belli bir hizmetinin
talep edilen bir işletme tarafından destek sağlanması ile yürütülmesidir.”3
İşletmelerin önemli bir kısmı uygulama arzusunda olduğu alan içinde yeterli kaynak
ve uzmanlıklara sahip bulunmadığından içerde kendilerinin sebebiyet verebileceği
bir aksaklığın yaşanmaması açısından dış kaynak kullanımı hizmetini ilk olarak
çözüm yöntemi şeklinde ele almaktadır.
Hemşirenin bu niteliklere sahip ekip üyelerini rapor olarak ilgililere sunması
ve böyle kişilerin takip edilmelerini sağlaması gerekir. Bunun mümkün kılınabilmesi
için de sağlık kurumlarının politikaları hemşirenin kişiyi ve toplumu koruma sözüne
destek sağlayacak biçimde olmalı ve hemşirenin olumsuz durumları zamanında ve
uygun biçimde rapor etmesini kolay hale getirmelidir.
“DKK, hizmet sunumu anlamında faaliyet sergileyen işletmeler tarafından
oldukça fazla tercih edilmektedir. Hizmet alanında faaliyette bulunan işletmelerce
K. Ecerkale- A. Kovancı, ‘’İnsan Kaynaklarında Dış Kaynak Kullanımı’’, Havacılık ve Uzay
Teknolojileri Dergisi, C.2, S.2, İstanbul, 2005, s.69.
2
E. Pelit, “İşletmelerde Dış Kaynak Kullanımı ve Etkinliği: Otel İşletmeleri Açısından Kavramsal Bir
İnceleme”, MPM Verimlilik Dergisi, S.3, Ankara, 2007, s.25.
3
Ecerkale- Kovancı, s.70
1
54
farklı hizmetlerin elde edilmesinde yaygın şekilde kullanılan bu teknik, özellikle de
emek yoğun hizmetlerin elde edilmesinde oldukça yaygın bir yöntemdir.”1 Emek
yoğun hizmet sunumunun bulunduğu konaklama işletmelerinde de yaygın şekilde
kullanılan bir uygulama olduğu görülmektedir.
Hemşirelik hizmetlerine ilişkin olarak örgütsel değişim kararı verildiğinde
saptanan amaç ve gayelerin özelliklerini dikkatle saptanması önemlidir. Örgütsel
değişim yönetiminin asıl gayesi; “ farklılık gösteren iç ve dış çevre koşullarında bile
firmanın faaliyet ve verimliliğini en üst seviyeye yükseltmeyi hedeflemek,
personellerin en yüksek doygunluğu sağlamalarına ve büyümelerine imkân sağlayan
bir örgütsel yapıyı kurmak”2 şeklinde söyleyebiliriz.
Hemşirelik hizmetlerinde dış kaynak kullanımı, stratejik seviyedeki
hedeflerine erişmesi, daha çabuk, kaliteli hizmetlerin ortaya çıkarılarak hastalara
sunulması neticesinde hasta memnuniyetinin gerçekleştirilerek, hem örgütsel
etkililiğin hem de verimliliğin yükseltilmesinde stratejik bir araç şeklinde
kullanılmaktadır.
1.4. Değişim Yönetimi
Değişen günümüz koşullarında bireyler, daha az çaba sarf ederek daha
fazlasına sahip olma isteği içindedirler. Bu durum işletmelerin, müşteri isteklerine
daha hızlı cevap vermelerini gerektirmektedir. “Değişim kavramı işletmeler için bir
süreci oluşturmaktadır. Günümüzde artık işletmelerde faaliyetten daha çok sonuç
önem kazanmaktadır. Değişim süreci, işletmeler için iş sürecini oluşturmaktadır.”3
İşletmeler değişim sürecini çok iyi şekilde yönetmelidirler ve faaliyetlerini bu şekilde
değerlendirmelidirler.
Şirketler değişim süreçlerini, müşteri odaklı olarak yönetmeli ve o şekilde
değerlendirmelidir. Çünkü günümüz müşterileri, hızlı olan ve kısa süren hizmetleri
talep etmektedirler.
1
Pelit, s.10
Pelit, s.10
3
Z. Sabuncuoğlu- M. Tuz, Örgütsel Psikoloji, Bursa, 2003, s.180
2
55
“Değişim yönetiminde ki en önemli kilit nokta, sistemdeki öğeleri ayrı ayrı
olarak değil bir bütün olarak düşünmek, bunları aşamanın bir basamağı olarak ele
almak ve birbirleri ile olan bağlantısını kontrol etmektir. Süreçlerin yanlış bir şekilde
tasarlanması ya da sistemlerin yanlış konfigürasyonu değişim yönetimini olumsuz
olarak etkileyecek ve beklenen değişimin sağlanmasını engelleyecektir.”1 İşletmeler
için en önemli olgu, temel değer ve yeteneklere bağlı kalınarak, bir işletmenin
organizasyon şeklini, iş yapış şeklini, üretim şeklini, kaynak kullanımını,
teknolojisini, insan kaynağının nitelik ya da niceliğini vb. sistemli ve planlı bir
biçimde geliştirerek değiştirme çabası değişimin yönetilmesidir.
İşletmelerde yaşanan değişimler plansız bir şekilde yönetilirse, değişimler
amacına ulaşamazlar. Bu nedenle değişimlerin iyi bir şekilde yönetilmesi, işletme
hedefleri açısından önemlidir. ‘‘İşletmeleri değişim yönetimine iten bazı nedenler şu
şekildedir:

İşletmenin devamlılığını sağlamak.

İşletmenin büyümesi ve gelişmesini gerçekleştirmek.
 İşletmenin iç ve dış çevresine istikrarlı bir bicimde uyum göstermesini
sağlamak.

Çalışanların tutum ve davranışlarını değiştirmek.

İşletmenin etkinliğini artırmak.

İşletmenin verimliliğini artırmak.

Motivasyon ve tatmini en üst seviyeye çıkarmak.

Örgüt içi iletişimi güçlendirmek.

Yeni ortama sorunsuz bir geçiş sağlamak.
 Uygulanan
değişikliklerin
yeni
organizasyon
tarafından
desteklenmesini sağlamak.
 Bireylerin değişikliklerin kendilerini nasıl etkileyeceğini ve rollerinin
nasıl değiştiğini bilmelerini sağlamak.
 Yeni sistem ve bu sistemin esaslarını kolayca anlaşılır kılmak.
1
A. Öncü, Plandan Uygulamaya Değişim Yönetimi, Düşünceden Sonuca İnsan Kaynakları, İstanbul,
2002, s.77
56
 Çalışanların rollerinin ve sorumluluklarının nasıl değişeceğinin
farkında olmalarını sağlamak.

Yeni değişim programına bağlılığı artırmak.
 Yeni programın başarı ve ilerleyişinin kolayca izlenir ve ölçülür
olmasını sağlamak.”1
Değişim sürecinin en iyi şekilde yönetilmesi ve tüm örgütün değişim sürecine
en iyi uyumu sağlaması örgüt verimliliği için oldukça önemlidir. “Değişimin
yukarıda belirtilen olgular çerçevesinde en iyi şekilde yönetilmesi, işletme
hedeflerinin daha hızlı gerçekleşmesini sağlayacaktır. Değişim sürecinde, değişimin
yönetilmesine gerçekten ihtiyaç var mı, varsa ihtiyaçlar nelerdir, bunların
belirlenmesi önemlidir.”2 Değişim yönetiminde belirlenecek olan faktörler, bu
ihtiyacın belirlenmesinde önemlidir.
Değişim sürecinde ihtiyaçların belirlenmesi ve buna göre planlamanın
yapılması önemlidir. Aksi takdirde maliyetler artacak ve işletme bu değişim
sürecinde zarar edecektir. Bunun üstesinden gelinebilmesi için mutlaka işletme
kaynaklarının ve ihtiyaçlarının belirlenmesi gerekmektedir. İhtiyaçların tam olarak
belirlenmemesi, kaynak yetersizliğine neden olacak ve işletme etkin değişim sürecini
yönetemeyecektir. “İşletmelerin ihtiyaçları doğrultusunda hareket etmeleri, minimum
maliyet ve maksimum kazanç sağlayacaktır. İhtiyaçların belirlenmesi birinci
öncelikte olmalıdır. İhtiyaçların belirlenmemesi boşa zaman ve para harcamayı
getirecektir.”3
İşletmeler için belirlenen değişim politikalarının ne şekilde ilerlediği oldukça
önemlidir. “Değişim politikaları temelde dört çeşittir. Bunlar aşağıdaki şekilde
açıklanmaktadır:
-Organize Vazgeçme; Dünü terk etmek olarak kabul edilen anlayıştır. Dünü
devam ettirmek her zaman için kolay değildir. Bununla birlikte zaman kaybını da
nitelendirmektedir. Fakat yenilik yapmak beklenmeyen güçlüklerle karşılaşmaktır.
Bu durumda becerisi kanıtlanmış insanların liderliğine ihtiyaç vardır.
Ö. Yeniçeri, Örgütsel Değişmenin Yönetimi, Ankara, 2002, s.162
Yeniçeri, s.275
3
İ. Barutçugil, Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi, İstanbul, 2004, s.132
1
2
57
-Organize İyileştirme; Değişim lideri için bir sonraki strateji organize
iyileştirme ile mümkün olmaktadır. Bir örgüt içe ve dışa yönelik olarak yaptığı her
şeyin sistematik bir biçimde ve sürekli olarak iyileştirilmesine gereksinim duyar.
Hizmet, ürün, teknoloji, çalışanların eğitimi, bilginin kullanımı vb. herhangi bir
alandaki sürekli iyileştirmeler zaman içinde işletmeyi değişime uğratır, köklü
değişikliklere yol açar.
-Başarıdan Yararlanmak; Değişim liderinin geliştirmeye gereksinim
hissettiği bir sonraki strateji başarıdan faydalanmaktır. Değişim lideri olmayı bir
şekilde başaran işletmeler belirli fırsatlar için uygun iş göreni bulduklarından emin
olmak isterler. Başarılı bir değişim için en iyi fırsat kişinin kendi başarılarından
yararlanması ve bu başarıların üzerine yenilerini eklemesidir. Başarıların
kullanılmasıyla atılan küçük adımlar, yepyeni, farklı, büyük ve temel değişmelere
sebebiyet verir.”1
Hemşirelik hizmetlerinde örgütsel değişim kararı alındığında belirlenen hedef
ve amaçların detaylarının dikkatle belirlenmesi gerekir. Örgütsel değişim
yönetiminin temel amacı; değişen iç ve dış çevre şartlarına rağmen işletmenin
etkinlik ve verimliliğini en üst düzeye çıkarmayı amaçlamak, çalışanların en yüksek
tatmini sağlamalarına ve gelişmelerine olanak veren bir örgütsel yapıyı kurmak
biçiminde ifade edilebilir.
Hemşirelik
hizmetlerinde
değişimi
yönetmenin
farklı
amaçları
da
olabilmektedir. Bu amaçlar aşağıda sıralanmışlardır.
-Örgütte Etkinliği Arttırmak: “Etkinliği arttırmak değişimin en önemli
amaçlarından birini oluşturmaktadır. Başka bir ifadeyle, örgütte yapılan işi daha da
etkin yapabilmek için, işin gerekleri ile işi görenin özelliklerinin bir bütün haline
getirilmesidir.”2 İşin gerekleri ile işi görenin özellikleri arasında açık oluşmaya
başladığı zaman etkinliğin azaldığı ve değişme ihtiyacını bir o kadar arttırdığı
anlamına gelmektedir.
Yaman, Organizasyonlarda Değişim Yönetimi ve İşletmelerde Değişim Yönetimi
Uygulamalarının Etkileri Üzerine Bir Araştırma, Maltepe Üniversitesi, SBE, YYLT, İstanbul,
2007, s.101.
2
Yaman, s.117
1
Z.
58
-Örgütte Verimliliği Arttırmak: “Değişimin farklı bir diğer bir amacı da
verimliliği arttırmaktır. Verimlilik kavramı örgütün içyapısı ve işletme faaliyetleri ile
ilgilidir.”1 Örgüt içinde yapılan işler, iş yapma olguları, kullanılan araçlar, örgütsel
ilişkiler ve bireyler seviyesinde değişiklik seklinde olabilir.
-Büyümek: “Örgütler statik olma özelliklerini çok uzun zaman devam
ettiremezler. Gerek iç ve gerekse dış unsurlar örgütleri bir şekilde büyümeye zorlar.
Örgütün faaliyette bulunduğu sektörde meydana gelecek değişmeler işletmeyi
yakından etkiler.”2 Burada büyüme kavramı, hacim artışını ya da nicelik olarak
gelişmeyi ifade eder.
-Yenilik Sağlamak: “İşletmelerin farklılaşan çevre şartlarında ve rekabet
ortamında başarılı olabilmeleri yenilikçi olmaları ile yakından ilgilidir.”3 Günümüzde
teknoloji, sosyal, yasal, ekonomik ve benzeri alanlardaki gelişmelerin getirdiği
olanaklar örgüt faaliyetlerine de yansıtılmalı ve söz konusu işlevlerini işleyişlerinde
de verimlilik artırıcı yenilikler yapılmalıdır.
-Motivasyon ve Tatmin Düzeyini Artırmak: “İnsanlar standart bir şekilde
çalışmaktan zaman içinde sıkılarak monotonluk duygusu içine girebilirler. Çalışanlar
için her şey yolunda gitse dahi, bu durum çalışanları bir şekilde sıkabilir, değişiklik
ihtiyacı duyabilirler.”4 Bu nedenle değişimin amaçlarından birisi de motivasyon ve
çalışanların tatmin seviyesini arttırmaktır.
-Diğer Amaçlar: Yukarıda sayılan amaçların yanı sıra örgütler için
değişimin, “geleceğe hazır olma, örgüt üyeleri arasında oluşabilecek güven ve
karşılıklı desteği geliştirme, problemlere çözüm üretme, iletişimi geliştirme,
pozisyona dayanan otorite yerine ehliyete dayanan otorite sağlama ve sinerji etkisi
yaratma gibi amaçları da vardır.”5 Örgüt kültürü ile çalışanların gösterdikleri tavır ve
davranışlar arasında bir etkileşim vardır. Örgüt kültürü çalışanların ne şekilde
davranacaklarına ve düşüneceklerine karar verirken çalışanların var olan anlayış ve
tavırları da örgüt kültürünü şekillendirir.
Z. Sabuncuoğlu, İnsan Kaynakları Yönetimi, Bursa, 2001, s.280
Yaman, s.106
3
Yaman, s.106
4
Sabuncuoğlu-Tüz, s.286
5
Yaman, s.106
1
2
59
2.HEMŞİRELİK HİZMETLERİNDE ETİK
2.1. Hemşirelik Hizmetlerinde Yönetsel Etik
2.1.1. Hemşirelik Hizmetlerinde Genel Etik
Mesleki etik tanımı burada da geçerli olmaktadır. Hemşireler için aynı tavır
ve davranışların geliştirildiği ilkelerdir. “Örgütsel etik, yasal bir kapsamda
incelendiğinde çalışanlarda aynı tür tutum ve davranışların sunulduğu ve örgütün
topluma karşı üstlenmiş olduğu hizmetleri sunan, bazı toplumsal durumların
üstlenildiğini gösteren ilkeler dizisi olarak ifade edilmektedir. Örgütsel etik iklim
durumu ise; ahlaki tutum ve davranışlar ile ilgili olan örgütsel prosedür, strateji ve
uygulamalara yansımış bir örgütsel iklim türü olarak gündeme gelmektedir.”1 Başka
bir ifadeyle örgütsel etik iklim, örgütte hangi durumların doğru, hangi durumların
yanlış olarak kabul edildiğini ifade eden kurumsallaşma durumuna gelmiş örgütsel
uygulama ve faaliyetler olarak görülmektedir.
Literatürde sıklıkla kullanılan etik iklim durumları Victor ve Cullen
tarafından ortaya atılan ve iki boyutta inceleme kapsamına alınan etik iklim matriksi
konumundadır. Bu boyutlardan ilki, karar verme aşamasında kullanılan etik
kriterlerdir. Bu kriterler şu şekildedir:
Tablo 2. Etik Kriterler
Etik Kriterler
Açıklama
Egoizm
Kişisel çıkarları en yükseğe getirmek
İyilikseverlik
Ortak çıkarları en yükseğe çıkarmak
İlkelilik
Ahlaki ilkelere bağlılık olarak ifade edilmiştir
Kaynak: L.Dinç, Hemşirelik Hizmetlerinde Etik Yükümlülükler, Ankara,2009, S.108
Dinç, s.108.
1
60
“Sağlık sektörüyle ilgili olarak yapılan etik iklimle ilgili çalışmalar
araştırıldığında benzer sonuçların olduğu görülen bir gerçektir. Ulrich yaptığı
çalışmasında Amerika’da dört bölgede çalışan 1215 hemşire ve sosyal hizmet
uzmanı üzerinden etik iklimin iş memnuniyeti üzerine etkisini incelemiştir.
Araştırma kapsamında pozitif ve işten ayrılma niyetiyle negatif ilişkisi olduğu
saptanmıştır. Bilimsel bilgi kapsamında zaman içerisinde zenginleşen hemşirelik,
çalıştığı alanlara özel olan mesleki ve etik problemleri sonlandırmak hususunda
olabilmektedirler. Teknolojinin gelişmesiyle beraber ortaya çıkan paylaşımı, kişi
hakları
ve
hemşirenin
farklılaşan
rolü;
çalışma
alanlarında
uygulayıcı
pozisyonundaki hemşirelerin karşı karşıya kalabilecekleri etik sorunlara sebep
olabilmektedir.”1 Hemşireler için etik sorunların oluşması, hemşirelerin çalışma
koşullarını değiştirmekte, daha az tatmin düzeyinde çalışmalarını sağlamakta ve
motivasyon düzeylerini azaltmaktadır.
Hemşireliğin var olan değerlerinde ve hemşireden istenilen özelliklerin
değişmesinin bir sonucu olarak, hemşireliğin amacı kapsamında, görevinin; kişinin
sağlık ve hayat niteliğini arttırmak, hastalıkları engellemek, kaybolmuş olan sağlığı
geri sağlayabilmek, güvenli ve insancıl bakımı sağlamak, ağrıları dindirmek olduğu
söylenir. Tüm bunları yerine getirirken eğitimini sürekli güncel tutması, bilimsel
bilgileri takip etmesi, hem verdiği hizmetin kalitesini arttıracak hem de mesleğin
profesyonelleşmesine katkıda bulunacaktır.
Sağlık sektöründe verilen etik kararlar özellikle anestezi altında olan,
bilinçsiz, tüm hayat faaliyetlerinde bağımlı duruma gelmiş, kendi kararlarını sağlıklı
bir şekilde veremeyen hastalar için kritik bir duruma gelebilir. Hastaların
sağlıklarıyla ilgilenmekle yükümlü olarak, ameliyathane hemşiresi hastanın sağlık
hizmeti alım sürecinde güvenliğini sağlamak zorundadır. Ameliyathanede çalışan
hemşirelerin, hastaların tüm yasal haklarını, sağlığını ve güvenliğini sağlamak adına
etik ilkeleri gözetmeleri gerekmektedir. Bireyleri her açıdan yararlanmaya çeken
cerrahi aşama kapsamında bakım verme yükümlülüğü olan hemşirelerin, temel etik
ilke olan bireye saygı durumunda çalışmaları oldukça önemlidir.
1
N. Ersoy, “Onkoloji Hemşireliğinde Etik” Türk Onkoloji Dergisi, C.24, S.4, İstanbul, 2009, s.109
61
Bireye
saygı,
hasta
haklarını
kapsamaktadır.
Bunlar
bilgilendirme,
mahremiyet, karar verme durumunda otonomi, hastanın kişisel ve özel bilgisinin
hukuksal kurallar çerçevesinde gizlenmesi ve hastanın güvenli bir şekilde bakım
hizmeti alması hakkı olmaktadır. Ameliyathanede çalışan hemşirelerin, anestezi alan
bir hasta adına savunuculuk rolüne gelebildikleri, fakat bu durum için bilgi ve
yeteneğe sahip olmalarının gerekli olduğu saptanmıştır.
Tüm bunlarla beraber hemşirelerin, etik karar verme aşamasında kendilerini
çoğu zaman hazırlıksız ve yetersiz olarak gördükleri durumları ifade edilmektedir.
Hemşirelerin yüz yüze geldikleri etik sorunlarla ilgili pek çok araştırma gerçekleşmiş
durumdadır. ‘‘Yapılan araştırmalar sonucunda saptanan belli başlı etik sorunları şu
şekilde sıralamak mümkündür:
 Hastanın izni olmadan ameliyathanede gözlemcilerin bulunması
hususu

Hastaya cerrahlarla ilgili olarak önerilerde bulunma
 Kürtajı doğru bir olgu olarak görmediği durumda bununla ilgili
işlemde görev alma

Şüpheli ilaç kullanımı durumunda rapor etme

Sterilizasyon standartlarına yeterince uymama

Yanlış hastaya ya da yanlış bölgeye cerrahi işlem uygulama
 Bilgilendirilmiş onam hususundaki kuşku, hem aile hem sağlık bakım
personelinin her ikisi için zorunlu olan HIV testi yapma hususunda yaşanan
problemler
 Yeniden canlandırma yapmama direktifini uygulama ve bilgi
vermeme durumunun olması
 Ekip üyelerinden biriyle ilgili olarak ilaç bağımlılığı konusunda kuşku
duyma.”1
1
G. Yıldırım, S. Kadıoğlu, “Etik ve Tıp Etiği Temel Kavramları” Cumhuriyet Üniversitesi, Tıp
Fakültesi Dergisi, S. 29, Sivas, 2007, s.51.
62
2.1.2. Hemşirelik Hizmetlerinde Hasta Bakımında Etik
Etik karar verme ile ilgili olarak, birbiriyle karşılıklı oluşan durumlarda
sistematik bir fikir biçimiyle moral bakımından en doğru faaliyete karar kılınmasını
kapsayan mantıksal bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Etik karar verme
konusunda, cevapların siyah beyaz olması yani kesinlik durumuyla ilgili olarak bir
güvence sunmamaktadır. “Clarke, etik ilkelerin bir pusula şeklinde işlev
sunabileceğini ifade etmekte, pusulanın yön sağlayıcı olduğunu fakat bir yol haritası
gibi hangi yöne gidileceğinin belirtilmediğini göstermektedir.
Gidilecek olan yolu belirlemek adına daha fazla düşünmek ve değerlendirme
sağlamak gerektiğini, başlangıçta aranılan yere/hedefe ulaşmak adına uygulamalarda
pek çok değişim sağlamak gerektiğini, yol boyunca yeterince dikkatli davranmak,
kavramak, seçilen yolun ne sebeple seçildiğinin açıklamasını yapmak gerektiğini
belirtmektedir.”1
Günümüz koşullarında bireylerin yaşamlarını etkileyen kararları vermede
mesuliyetleri zaman içinde artan sağlık ekibi üyelerinin, etik ilkeleri daha kapsamlı
ve yakından bir şekilde tanımaları bir mecburiyet durumuna ulaşmıştır. Sağlık
ekibinin en önemli üye gruplarından olan hemşireler, hasta ve ailelerle daha çok
beraber bulunduklarından genellikle etik sorunları ilk olarak ifade eden ve ele alan
sağlık çalışanları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hemşirelerin çoğunlukla yaşamış oldukları etik ikilemlerden biri sağlık
hizmeti sundukları hastalara fiziksel tespitlerin uygulanma kararıdır. Hemşirelerin
uyguladıkları fiziksel tespitlerin hekim kontrolünde olmaması, etik anlayışın dışında
olmaktadır. Karar alma ile alakalı olarak, karşılıklı oluşan hususlarda olduğu bir
konumda sistematik bir fikir şekliyle moral olarak en doğru etkinliğe karar
kılınmasını barındıran mantıksal bir zaman olarak karşımıza gelebilmektedir. Etik
karar alma hususunda, yanıtların siyah beyaz olması yani netlik durumuyla alakalı
olarak bir güvence vermemektedir.
1
İ. Eşer- G. Hakverdioğlu, “Fiziksel Tespit Uygulamaya Karar Verme” Cumhuriyet Üniversitesi
HYD, C.10, S.1, Sivas, 2006, s.38
63
“Hemşireler hastalara bakım hizmeti kaynaklı olarak tespit etme kararıyla
karşı karşıya bulundukları etik ilkelerden olan otonomi, zarar sağlamama ve
faydalılık ilkeleriyle ilgili ikilemler yaşamaktadırlar.”1 Bu ilkeler Tablo 3’deki
gibidir.
Tablo 3. Hemşirelerin Etik İlkeleri
Etik İlkeler
Açıklama
Bu ilke, zarar verme durumundan kaçınma yükümlülüğü
olarak karşımıza çıkmaktadır. Hipocrates bu ilkeyi “önce
zarar verme” şeklinde ifade etmiştir. Zarar olgusunun nasıl
Zarar Vermeme İlkesi
oluştuğu ve kime göre saptanmasının gerekli olduğu da
oldukça
önemlidir.
Kimi
zaman
geri
dönülemeyen,
onarılamaz veya hayatı önemli ölçüde tehdit eden bir zarar
durumuna engel olmak adına daha az ciddi bir başka zarar
verilebilir.
Bu ilke, yararda bulunma ve oluşabilecek risklere karşı
faydaları dengeleme sorumluluğu olarak görülmektedir.
Yarar sağlama ilkesinin yerine getirilmesi adına risk/ fayda
Yararlılık İlkesi
değerlendirmesi ve yararlar arasında değersel bir seçim
yapılması gerekli olmaktadır. Zarar durumunun oluşmaması
faydalı olmaktan daha önemli olduğu için, “acı ya da zarar
faydadan
fazlaysa”
zarar
vermenin
ortaya
çıkacağı
belirtilmektedir.
Bu ilke, bireylerin karar verme yeteneklerine saygı duyma
ve ona göre davranma sorumluluğu olarak görülmektedir.
Özerklik, bir bireyin inanç ve değerleri kapsamında karar
Özerkliğe Saygı İlkesi
vermesi, hayat planına şekil vermesi ve izlemesi anlamı
taşımaktadır. İnsan olmanın önemli öğeleri kapsamından biri
olan özerklik, tüm insan haklarının da ana dayanağı
olmaktadır.
Kaynak: İ.Eşer- G.Hakverdioğlu, Fiziksel Tespit Uygulamaya Karar Verme,Sivas 2006, s.39
1
Eşer ve Hakverdioğlu, s.39
64
Sağlık sektöründe hemşirelik bakımı, toplumdaki her bireyin hayatının
herhangi bir anında gereksinim hissettiği veya ihtiyaç duyacağı bir hizmet olarak
karşımıza çıkmaktadır. “Sağlık bakım hizmetinin genel olarak kalitesi genel sağlık
hizmetlerinin bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla beraber bakım
her bireyden önce hemşirelerin mesuliyet ve sorumluluğundadır. Bu nedenle
hemşirelerin kaliteli bakım verebilmesi kapsamında gerekli bilgi ve yeteneklere sahip
olması, bakımın insani ve ahlaki tarafı bakımından duyarlılık göstermesi, mesleki
yeterlilik durumunu devamlı olarak geliştirmesi ve meslek ahlakına uygun olarak
hizmet sunması önem taşımaktadır.”1
Meslek ahlakı, belli bir mesleğe sahip olan üyelerin uygulamada uymaları
beklenmekte olan standartları ifade etmekle beraber ilkeler ve kuralların tümü olarak
ifade edilmektedir. İlke, temel fikir, değer ve inançlar; kurallar ise bir sanata, bir
bilime, bir düşünce ve davranış sistemine esas olarak, yön veren ilke ya da nizam
olarak ifade edilmektedir.
Etik problemler ahlaki bir yargıda bulunma konusunu ve seçim yapmayı
mecburi hale getiren durumlarda, kesin bir biçimde doğru ya da yanlış olarak
bakılabilecek kadar basit ve net çözümler vermeyen, oldukça karışık ve insanı
karmaşaya sürükleyen problemler var olabilmektedir. Bu sebeple etik problemlerin
çözüme kavuşturulmasına yönelik uygun olgular hususunda hemşirelerin rehberlik
konularına ve desteğe ihtiyaçları vardır.
Sağlık personeli ve hizmet sağlamış oldukları bireyler arasındaki bir diğer
ilke de yarar sağlamadır. Eğer yararı mevcut değilse zarar vermeme ilkesi göz
önünde bulundurulmak mecburiyetindedir. “Kuralların mevcut olduğu ve dayanağı;
ahlak, hukuk, din, örf ve adetler, gelenekler olarak karşımıza çıkabilir. Hukuk ve
gelenek kurallarının kaynağı farklıdır ve her iki kuralda da önemli olan husus,
kaynağı da emir ve ceza gibi yaptırım içermesi olmaktadır. Gelenekler, örf ve
adetlerden kaynaklı kurallar kapsamında ise, herhangi bir toplumun kültürel
1
S. Duygulu, “Hemşirelik Uygulamalarında Yasal Profesyonel Etik Konular” Hacettepe Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Sempozyumu, Çankırı, 2012, s.8
65
özelliklerinden köken alan ve sosyal yaşamda kabullenilmiş, kısmen manevi
yaptırımları kapsayan (kınama, ayıplama vb.) kurallar olmaktadırlar.”1
Bu kurallar ayrıca o toplumun genel olarak ahlaki değer ve davranış
kurallarını da oluşturmaktadır.
Etik sorunlar ahlaki bir yargıda bulunma durumunu ve seçim yapmayı
zorunlu kılan durumlarda, mutlak olarak doğru veya yanlış olarak görülebilecek
kadar basit ve kesin çözüm önerileri sunmayan, karmaşık ve insanı karmaşada
bırakan sorunlar olmaktadırlar. “Bu nedenle etik sorunların çözülmesine yönelik
uygun yaklaşımlar konusunda hemşirelerin rehberlik durumlarına ve desteğine
gereksinim
bulunmaktadır
Hemşireler,
hastaya
en
yakın
sağlık
meslek
gruplarındandır ve bakım fiziksel ve psikolojik açıdan yakın iletişimi gerektirdiği
için hemşireler hastalarının en hassas, güçsüz, mahrem ve özel olgularına
ulaşabilmekte;
onların
acılı,
kederli,
yalnızlık,
umutsuzluk
duygularıyla
karşılaşabilmektedirler.”2 Bu tanıklık kimi durumlarda onlar adına karar verme
durumunu ve faaliyette bulunmayı gerekli olarak sunmakta; çok basit bir kararla,
ahlaki bir yargıya ulaşılabilmektedir.
Hemşirelerin etik sorunlarını barındıran kodlar ya da ilkelerin gayesi mesleği
en iyi şekilde yerine getirebilmektir. Bahsedilen gayeler kapsamında özellikli hizmet
sunulması ve mesleki gelişim konusu da mühimdir.
2.2. Yönetici Hemşireler İçin Etik İlkeler
2.2.1. Hemşirelikte Genel Etik İlkeler
Etik ilkeler yapısı gereği normatif bir durumdur, yani buyruk özelliği
kapsamındadır ve meslek üyesinden belli olan tipte tutum ve davranışlar arzu
edilmektedir. “Hemşirelerin etik problemlerini kapsayan kodlar veya ilkelerin amacı
mesleğin ideallerinin toplum ve meslek üyeleri kapsamında dağıtılması hemşirelerin
hizmet sunduğu kişi ve gruplara ve mesleğine karşı sorumluluklarına açıklık
1
2
K. Gözler, Hukukun Temel Kavramları, Bursa, 2008, s.17
Duygulu, s.9
66
getirmesi ve hizmetin profesyonel ve etik kurallara uyularak verilmesi durumudur.”1
Sözü edilen amaçlar, nitelikli hizmet arz edilmesi ve mesleki gelişim hususunda
önemli olmaktadır.
Mesleki etik ilkeler genel olarak detaylı, idealist ve soyut olarak
nitelendirilmektedirler. “Etik ilkelerin varlığı uygulama konusunda yüz yüze gelinen
etik sorunların çözümleneceği konusunda yanlış bir olgu meydana gelmesine sebep
olabilmektedir. Tüm bunlarla beraber etik sorunların her biri kendine has olmakta ve
koşulları kapsayan kompleks ve belirsiz bir problem olarak ortaya çıkmıştır. Etik
sorunların yaşandığı belirli bir durum kapsamında, kişisel ve mesleki değerler ile
beraber, etik kuralların birbiriyle olan ilişkisinde, hatta herhangi bir etik ilkeyle yasal
sorumluluk kapsamında çelişkiyi gösteren bir durum olmaktadır.”2 Bu durumda etik
ilkeler, mevcut olan bazı değer, ilke veya sorumluluğa öncelik tanınacağına dair yol
gösteren bir durumda olmaktadır.
“Faaliyetlerin ahlakilik durumu, ilkelere uygun olup olmaması veya
faaliyetin sonucuna göre değerlendirme kapsamına alınmaktadır. Faaliyetin doğru bir
şekilde gerçekleşmesi ve faydalı bir sonuca kavuşması, faaliyeti gerçekleştirenin iyi
niteliklere sahip olmasından daha öncelikli bir durum olmaktadır. Bu bakımdan
incelendiğinde aslında etik kurallar “iyi” olarak tanımlanan hemşirenin nasıl olması
gerektiğini belli olan kurallarla tasvir ederek, hemşireyi ahlaki açıdan ontolojik bir
varlık olarak belirtmekte hemşirenin de birey olarak mevcut olan hataları, yanılgıları
ve sezgilerini önemsemektedir.”3 Daha önemli bir konu ise bakımın bel kemiği
olabilecek hasta-hemşire ilişki durumunun duyuşsal boyutunu, her bir ilişkinin
kendisiyle ilgili olarak özelliklerini dikkate almamaktadır.
“Etik kurallar genel olarak meslek üyelerinin uygulama kapsamında yaşamış
oldukları problemleri ve gereksinimleri dikkate alınmadan genel olarak bir mesleki
örgüt veya kurum tarafından uluslararası belgeler kapsamında ya da direktiflere
dayanılarak hazır duruma getirmekte, hizmetin özelliğini geliştirmek ve hizmet arz
edenleri korumaktan ziyade mesleğin kurumsallaşmasına yönelik olarak ve
Gözler, s.17
A. Elçigil, v.diğ., “Hemşirelerin Karşılaştıkları Etik İkilemlerin İncelenmesi” Anadolu Hemşirelik ve
Sağlık Bilimleri Dergisi, C.14 S.2, İzmir, 2011, s.53
3
Eşer- Hakverdioğlu, s.40
1
2
67
toplumsal itibarını yükseltme gayesine yönelik bir işlev taşıdığı görülen bir
gerçektir.”1 Etik ilkeler hasta ile ilgili olarak yasal haklarının en iyi şekilde
korunması ve hasta güvenliğinin sağlanması bakımından hemşirelere uyulması
gereken kurallara dayalı ana bir çerçeve yaratmaktadır.
Örgütsel etik, yasal bir alanda araştırıldığında personellerde aynı tür tutum ve
hareketlerin sergilendiği ve örgütün topluma karşı üstlenmiş olduğu hizmetleri veren,
kimi
toplumsal
hususların
üstlenildiğini
belirten
ilkeler
dizisi
olarak
söylenebilmektedir.
Örgütsel etik iklim hususu ise ahlaki tutum ve hareketler ile alakalı olan
örgütsel prosedür, politika ve uygulamaların yansımış bir örgütsel iklim çeşidi olarak
söylenebilmektedir. Başka bir söylem ile örgütsel etik iklim, örgütte hangi hususların
doğru, hangi hususların yanlış olarak bakıldığını açıklayan kurumsallaşma konumuna
gelmiş örgütsel uygulama ve etkinlikler olarak görülmektedir. Literatürde çoklukla
kullanılan etik iklim durumları Victor ve Cullen tarafından meydana çıkartılan ve iki
boyutta araştırma kapsamına giren etik iklim matriksi durumundadır. Bu
aşamalardan ilk durum olan karar alma kısmında kullanılan etik kıstaslardır.
Hemşirelik mesleğinde belirlenmiş olan bu yeni etik kodlar kapsamında,
hemşireliğin özü olarak belirlenen hemşirelik bakımını insan onurunun korunmasının
öncelikli olduğu düşüncesi kapsamında değerlendirerek, insan bakımı hemşireliğin
ahlaklı bir yönü olarak kabul görmüştür.“Tüm bunlarla beraber mesleğin mevcut
olan konumunda oluşan yeni değişimlerle birlikte, mesleğe bakış kapsamında
değişikliklere neden olmakla beraber ve mesleğin gayesinin temelinde mevcut olan
etik değerlerin baştan bir şekilde tespit edilmesini gerekli kılmıştır.
Bu hedefle beraber de özellikle 1960 ve 1968 yıllarında Amerikan Hemşireler
Birliği (ANA), 1965 ve 1975 senelerinde de Uluslararası Hemşirelik Konseyi (ICN)
ve 1985 - 1986 yıllarında da Amerikan Hemşirelik Okulları Derneği; hastanın
sağlığının en üstün yarar olduğunu vurgulayarak esas olarak mevcut olan değerin
1
Eşer- Hakverdioğlu, s.40
68
yararlılık olduğunu kabul etmişlerdir.”1 Hemşirelerin, etik karar alma kısmında
kendilerini çoklukla hazırlıksız ve yetersiz olarak düşündükleri durumları
söylemektedir. Hemşirelerin burun buruna geldikleri etik problemlerle alakalı birçok
inceleme gerçekleşmiştir.
“Hemşirelik etiğiyle ilgili yapılmış olan araştırmalar sonucunda belirlenen
yedi değer şu şekildedir;

Fedakârlık (Alturism)

Estetik

Eşitlik

Özgürlük

İnsan Onuru

Adalet

Gerçekliktir”2
Hemşirelik olgusunun bu yeni - çağdaş gayesi geleneksel kapsamda
hemşirelik modelinin değişmesinde en büyük neden olarak görülmektedir. “Bu
durumun temel sebebi geleneksel hemşirelik modeli kapsamında; hemşire, doktora
itaat etme, gibi pasif iyilikler adına sorumlu tutulmaktayken, çağdaş olarak
hemşirelik modeli kapsamında; hemşireliğin çağdaş gayesi kapsamında uygun olarak
hemşirenin, hastasına saygılı, cesur ve vicdanlı davranması kapsamında gibi aktif
iyilikler adına mesul olduğu bilinmektedir. Bu aktif erdemler kapsamında, çağdaş
hemşirelik için önem arz etmektedir. Özellikle de hemşirenin "hastanın savunucusu"
rolünü üstlenen durumda çok etkili olduğu görülmektedir.”3 Doğal olarak hastayla
devamlı iletişim kapsamında olan bir hemşirenin olası bir etik sorunu daha hızlı bir
şekilde fark edeceği görülmektedir.
Hemşire bu olası karşılaşabileceği
etik sorunları doktora söyleme
sorumluluğuna sahip olduğu gibi, hekim arzusunun hastaya zarar verebileceğine
H. Öztürk, Yönetici Hemşirelerin Etik Davranışları ve Bir Araştırma, İstanbul Üniversitesi, SBE,
YYLT, İstanbul, 2010, s.141
2
Öztürk, s.141
3
Eşer- Hakverdioğlu, s.41
1
69
inanıyorsa bu istemi uygulamama sorumluluk durumuna da sahip olduğu anlamına
gelmektedir.
“Günümüz koşullarında hemşireliğin dayanmış olduğu bu etik ilkeler,
hemşireleri bazı etik ödevler kapsamında yükümlü kılmakta ve meslekleri adına
rehber kurallar getirmektedir. Örneğin faydalılık ilkesi; hemşireye hastası adına iyi
olanı yapma görevini yükleyen bir durumdur. Bu durumun temel sebebi hemşirelerin
özelleştirilmiş eğitim olgusunun olması, onları hastaları için iyi olanı yaptırabilmek
ve hastanın içinde bulunmuş olduğu durumu yükseltmek konusunda yeterli olarak
gündeme getirmiştir.”1 Kötü davranmama ilkesi kapsamında; hiç kimseye zarar
verme durumunun olmaması, zarar vermekten kaçınmak adına bir şey yapmamak
anlamı taşımaktadır.
Aşağıdaki şekilde hemşirelik hizmetlerinde genel etik ilkelere yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere hemşirelerin yeterli düzeyde eğitime sahip olmaları, bir disiplin
sürecinde çalışmaları, kurumsal değerlere saygı gösterilmesi ve hekim ilişkisindeki
olumlu iletişimin etik ilkelerin sağlıklı bir şekilde işlemesine neden olmaktadır.
1
H. Öztürk- F. Yılmaz- N. Demir, “Hastanede Çalışan Yönetici Hemşirelerin Sorunları” Atatürk
Üniversitesi HYD, S.12/2, Erzurum, 2009, s.57
70
Şekil 5. Hemşirelikte Etik İlkeler
Farklı düzeylerde olan hemşirelik eğitiminin yeterliliği
Hemşireliğin iyi tanımlanmış bir disiplin olmaktan yoksun
oluşu
Sağlık hizmetlerinin dağılımında kurumsal bürokrasinin etkin
rol oynaması
Hekim - hemşire ilişkilerindeki çatışmaların devam etmesidir.
Kaynak: İ. Eşer -G. Hakverdioğlu, Fiziksel Tespit Uygulamaya Karar Verme, Sivas, s.42.
2.2.2. Yönetici Hemşirelerin Uygulaması Gereken Etik İlkeler
Yönetici hemşireden hemşirelik bakımına ilişkin olarak gereksinim duyulan;
kişi, aile ve gruplara etkili hizmet arz edebilmesi adına, bu hizmetleri planlaması,
planı uygulamaya koyacak güç ve kaynak durumlarını örgütlemesi, parasal ve insan
gücü kaynaklarını incelemesi, tespit ettiği amaçlarla meydana gelen sonuçları
karşılaştırarak
incelemesi,
tüm
bu
durumları
öngörürken
kaynaklar
arası
organizasyonu sağlaması beklenen bir durum olmaktadır. “Yönetici hemşirelerin
temel etik sorumluluğu, hastaları güvenlik kapsamında garanti altına almak ve
hassasiyet durumundan dolayı bakımı arz eden ve planlayan hemşireler adına kişisel
ve mesleki (uygun destek ve kabul) hemşireliğin güvenlik uygulama durumlarını ve
uygulama tölerans risklerini belirlemektedir. Yönetici hemşirelerin mevcut olan
sınırlı kaynaklarla uygulaması durumunda gereken sorumluluklarıyla ilgili olan rolü
onların ikili temel taraflarını düzenlemekle yükümlüdür. Hastanede görev yapan
hemşirelik hizmetleri yönetimi, hastalara hemşirelik bakımı sunan ve gerekli her
71
türlü imkanı sağlayan hastanenin gaye ve stratejilerinin yerine getirilmesine yönelik
olarak koordineli bir faaliyet olmaktadır. Bu nedenle hemşirelik hizmetleri
yöneticilik görevi de özel bilgi, yetenek ve bireyler için ilişkilerde ileri anlayış
gerektiren bir süreç olmaktadır.”1 Yönetici hemşirelerin etik tutum ve davranışlarını
uygulayıp uygulamama durumlarına bakılarak hastanenin düzenini koruma yetkisi
verilmektedir.
Etiksel durum kapsamında karar alma ve faaliyetlerde hemşire liderlerin hitap
biçimleri, güvenin kurulmasına ve ilgili araştırmalarla işbirliğine yardım etmektedir.
Güven ve işbirliğine olan duyarlılık, devamlılığı bozan engelleyici kızgınlık durumu,
uzaklaşma ve güvenli hasta/müşteri durumunun garantisi kapsamındadır. “Curtin
üniversal değerlere esas olarak alınan ve hemşire liderlerin sorumlulukları ile uyumlu
olan 10 temel etik ilke ileri sürmüştür. Bu ilkeler şu şekildedir:
-Tutumluluk ve Terapötik/İyileştirici İncelik/Zarafet: Çok iyi sağlanacak
olan bakımı garanti altına almak adına kaynakları doğru miktarda değerlendirme ve
bununla birlikte ekonomik gelişimi kapsamaktadır (yaşama saygı, bilgelik, kararlılık
ve doğruluk).
-Örgütsel Beceriler İçinde Klinik Güvenirlilik: Uygulama rehberi
kapsamında, bireysel ve akran değerlendirmesi, öğretim ve danışmanlık, çalışanın
refahını geliştirme stratejileri ve güvenli müşteri bakımı sağlamak adına dengeli
olmaya gereksinim duyulmaktadır.
-Huzur Sağlama: Kişisel kararlarda iletişim sağlayarak ve gerektiği gibi
onları farklılaştırarak akranlar, meslektaş, müşteriler/hastalar, aileler ve genel
ifadeyle halk ile güvenilir ve yararlı ilişkiler geliştirmeyi kapsayan niteliktedir (sevgi,
sorumluluk ve birliktelik).
-Etik Meseleleri Tanımlama: Örgütsel karar durumlarının en yüksek
derecesinde duyulan hemşirelerin klinik ve etik sorunlarını kesinleştirmektir (cesaret,
doğruluk ve adalet).
1
Öztürk, s.141
72
-Sadakat/Bağlılık: Bireylerin sahip olduğu kariyeri geliştirmeleri adına
bireysel ve örgütsel durumları yasaklamaktır (adalet, sorumluluk, sevgi ve
istikrarlılık).
-Etiksel Yetki Devri/Delegasyon: Hemşire olan liderler görevleri devir ettiği
zaman yeterli yetkide devrettiğinde güven ve talep durumlarıyla ilgili anlaşma
gerekmektedir (doğruluk, birliktelik ve cesaret).
-Sorumlulukları İyileştirme: Uygulama öncesinde çalışanların moraline ve
hasta ya da müşterinin bakımına ilişkin olarak etki ettiği için örgütsel değişimler
araştırılması gereken bir durumdur (yaşama saygı, sorumluluk ve konukseverlik).
-İtibari Sorumluluk: Müşteri ya da hastaların paralarına uygun bir şekilde,
kaliteli ve güvenli hizmete erişmesini garanti altına almaktır.
-Kişisel Disiplin: İfade etmeye öfke, korku, intikam ya da öç ile ilgili karar
alımını yasak hale getirilmesidir.
-Sürekli Eğitim: Örgütsel performans durumunun mükemmelliğini ve çok
iyi bakımın sürekliliğini garantilemek adına kaynaklara ve zamana yatırım
yapılmasını ifade etmektedir.”1
Bu ilkeler ışığında amacı iyiyi ve doğruyu göstermek olan etik, sağlık
hizmetlerinde özellikle hemşirelik bakımında da oldukça önemlidir. Çünkü, sağlık
hizmeti verilen kişi sağlığını kaybetmiş, duygusal çöküntü içerisinde yardıma ihtiyaç
duyan kişidir ve özellikli, özenli davranış ve yaklaşım gerektirir.
1
Öztürk, s.58
73
SONUÇ
Sağlık
hizmetleri
toplumun
vazgeçilmez
sektörlerinden
birini
oluşturmaktadır. Sağlık hizmeti eylemlerinin önemli bir bölümünü ise hemşirelik
hizmetleri oluşturmaktadır. Bu nedenle hemşirelik hizmetlerinin görev ve yetkileri
sağlık sektörü içinde önemli bir paya sahiptir. Hemşirelerin görev ve yetkilerini
sağlıklı bir şekilde yerine getirebilmelerin de ise etik kurulların ve yönetimin etkisi
büyüktür. Ancak yönetimin etik davranışlar sergilemesi durumunda, hemşireler
görev ve yetkilerini sağlıklı bir şekilde yerine getirebilmektedir.
Sağlık sektöründe görev yapan yönetici hemşireler, diğer hemşirelerden farklı
olarak etik yükümlülüğe sahip olmaktadırlar. Hemşireler etik olguları bir zorunluluk
olarak
algılamamakta
bunun
yanı
sıra
mesleğin
bir
gerekliliği
olarak
içselleştirmektedirler. Bununla beraber yönetici hemşirelerin etik tutum ve
davranışlar sergilemeleri, hemşirelerin işe olan bağlılıklarını olumlu yönde
etkileyecek ve iş verimliliklerini arttıracaktır.
Bu
çalışmada
yönetim,
hemşirelik
mesleği
ve
etik
kavramları
ilişkilendirilmiştir. Bu kapsamda hemşirelik mesleğinde ve yönetiminde etik
olgusunun önemli olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca etiğin zorunlu olduğu bilincinin
her kademede görev yapan hemşireler tarafından bilinmesi üzerinde çalışmalar
yapılmalıdır.
-Sağlık hizmetleri sunumunda hemşirelerin etik davranışları önemlidir.”
Hasta sağlığının önemi ve kurum itibarının sağlanması adına sağlık çalışanlarının
sergilemiş oldukları etik davranışlar önem kazanmaktadır. Yönetici hemşireler kadar
hemşirelerin kendisinin de etik yaklaşımı son derece önemlidir. Bakım verdiği her
bireyin kendine özgü özelliklere sahip olduğunu unutmadan, bütüncül bir yaklaşımla
sağlık bakımını uygulamalıdır. Kaliteli sağlık bakımı; etik kurallara uygun davranan,
mesleki anlamda sürekli kendini geliştiren hemşirelerle mümkün olmaktadır.
-Etik davranışların sağlanmasında sürekli eğitim önemlidir. Sürekli eğitim
hemşirelerin daha kaliteli hizmet sunmalarında önemli bir faktördür. Özellikle
hemşirelerin eksik oldukları konularda eğitim gereksinimin giderilmesi, daha etkin
74
çalışmalarını sağlayacaktır. Bu durum aynı zamanda hemşirelerin kendine olan
güvenini arttırırken etik algılarını da yükseltmiş olacaktır. Bazı durumlarda
hemşireler etik ikilemde kalmaktadır. Bu ikilemleri çözmek için de etik eğitimine
ihtiyaç vardır. Hemşireliğin çağdaşlaşması, kaliteli hasta bakımı uygulanması ve
meslek statüsünün gerçekleştirilmesi için etik eğitimi önemlidir. Etik eğitimiyle
hemşirelerde oluşturulması istenen etik ilkeler; bireye saygı, dürüstlük, adalet,
sadakat, yararlılık ve kötü davranmamadır. Günümüzde de hemşirelerin bağımsız
rollerini sahiplenerek, profesyonel bir meslek olarak görülmeleri adına, etik ilkelere
ilgilerinin arttığı ve bunları sahiplenmeye çalıştıkları görülmektedir. Çünkü bir
mesleğin meslek olarak kabul edilmesi için profesyonel olarak mesleki etiğe sahip
olması gerekmektedir. Hemşirelerin günümüzde dahi yardımcı sağlık personeli
olarak nitelendirilmesi onlarda mutsuzluk oluşturmakta dolayısıyla meslek etiğine
sarılarak, motive olmaya çalışmaktadırlar. Meslek etiği ile hemşireler kendilerini
hastalarına karşı daha sorumlu, daha bilinçli ve dolayısıyla daha mutlu
hissedeceklerdir.
-Etik davranışların sağlanmasında kişisel disiplin önemlidir. Hemşirelerin
çalışma
ortamlarında
iyileştirilmesi
adına
benimsenmesine
gösterdikleri
yöneticilerden
neden
olmaktadır.
disiplin anlayışı
aldıkları
Yönetici
disiplin
ve
çalışma
algısı,
hemşirelerin
ortamının
etik
etik
ilkelerin
davranışlar
sergileyebilmelerinde ise kişisel disiplin potansiyelleri ve bu konuda aldıkları
eğitimler önem taşımaktadır.
-Yönetici hemşirelerin etik davranışlar sergilemeleri, hemşirelerin daha
huzurlu çalışmalarını sağlayarak bağlılıklarını arttıracaktır. Yönetici hemşirelerin her
çalışana karşı aynı mesafede yaklaşması, çalışanlar arasındaki huzursuzluk ortamını
ortadan kaldıracaktır. Çalışanlar eşit şartlarda çalıştıklarının bilinciyle işlerine daha
bağlı çalışacaklardır. Bu durum hasta memnuniyetini ve tedavi kalitesini olumlu
yönde etkileyen en önemli faktörlerden biridir.
-Yönetici hemşirelerin etik davranışlar sergilemeleri, itibari sorumlulukları
açısından önemlidir, tüm çalışanların gözünde itibarlarını yükseltecektir. Bu durum
75
yöneticilerin daha etkin çalışmasını sağlarken onları iyi bir lider konumuna
getirecektir.
Yönetici
hemşirelerin
çalışma
ortamlarında
sergiledikleri
etik
davranışlar, diğer hemşirelerin örgüte olan bağlılıklarını arttırmada da önemli rol
oynamaktadır.
-Kurum idari amirlerinin ve yöneticilerinin ise hemşirelik mesleğine bakış
açılarını tekrar gözden geçirmeleri gerekmektedir. Hemşirelik mesleği, tanımı ve
görev sınırlarının bilinmesi, birimler arasında; hakkaniyet, liyakat, eğitim, beceri ve
ilgi alanları dikkate alınarak dağılım yapılması, itiraz etme yollarını kapatmak için
servis/birim/görev yeri değiştirilmesi tehditlerini ortadan kaldırması ve sağlık ekibi
içinde en az diğer meslek grupları kadar saygın bir meslek olan hemşireliğe hak ettiği
değeri vermesi idareci ve yöneticilerin etik davranmalarının koşuludur.
-Sağlık hizmeti sunmada görev alan her meslek grubunun kendi içinde
bağımsız rolleri vardır ama bu kendi başlarına kararlar almalarını ve diğer meslek
gruplarından da alınan bu kararlara körü körüne bağlı kalmalarını isteme hakkı
vermemektedir. Tıp etiği; sağlık hizmeti verilecek bireyin yararına olacak her konuda
bu meslek gruplarını birlikte düşünmeye, birlikte tartışmaya ve birlikte kararlar
almaya davet etmektedir.
Sonuç olarak yönetim, hemşirelik ve etik kavramları ilişkilendirildiğinde;
hemşireler açısından eğitimin önemli olduğu ve kendisinden hizmet bekleyen her
bireye sağduyulu ve saygılı yaklaşması, yönetici hemşireler açısından hakkaniyet ve
etik yaklaşım, diğer üst düzey yönetici ve idareciler açısından ise; mesleğin görev
alanları dahilinde hemşireleri çalıştırmaları, adaletli ve dinleyici olmaları, etik
kurallara uygun, kaliteli ve verimli bir sağlık hizmetinin en önemli unsurlarındandır.
76
KAYNAKÇA
Aktan, C.C.- Saran, U., Sağlık Ekonomisi ve Sağlık Yönetimi, Ankara, 2007
Alayoğlu, N., “Aile İşletmelerinin Stratejik Yönetimi ve İşletme Felsefelerine Göre
Stratejik Yaklaşım Farklılıklarının Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma”,
2. Aile İşletmeleri Kongresi, İstanbul, 2006
Barutçugil, İ., Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi, İstanbul, 2004
Bursalıoğlu, Z., Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış, Ankara, 2004
Büken N. Ö., “Tıbbi Malpraktis Konusunda Tartışmalar”, Klinik Tıp Etiği-HukukuTarihi Dergisi, Ankara, 2003
Bingöl, M. İşletmelerde Bilişim Teknolojileri ve Yenilikçilik: Erzurum, Erzincan ve
Bayburt’taki
İmalat
İşletmeleri
Üzerinde
Bir
Araştırma,
Atatürk
Üniversitesi, SBE, YYLT, Erzurum, 2006
Cevizci, A., Etiğe Giriş, İstanbul, 2002
Devebakan, N., Sağlık İşletmelerinde Algılanan Hizmet Kalitesi ve Ölçümü, Dokuz
Eylül Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, YYLT, İzmir, 2005
Dinç, L., “Hemşirelik Hizmetlerinde Etik Yükümlülükler” Hacettepe Tıp Dergisi,
S.40, Ankara, 2009
Dinçer, Ö., Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, İstanbul, 2003
Doğan, S., Vizyona Dayalı Liderlik, İstanbul, 2001
Dursun, Y.- Çerçi, M. “Algılanan Sağlık Hizmeti Kalitesi, Algılanan Değer, Hasta
Tatmini ve Davranışsal Niyet İlişkileri Üzerine Bir Araştırma”, Erciyes
Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, S.23, Kayseri,
2004
77
Duygulu, S., “Hemşirelik Uygulamalarında Yasal Profesyonel Etik Konular”
Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü
Sempozyumu, Çankırı, 2012
Ecerkale, K.- Kovancı, A., ‘’İnsan Kaynaklarında Dış Kaynak Kullanımı’’, Havacılık
Ve Uzay Teknolojileri Dergisi, C.2, S. 2, 2005
Elçigil, A. ve diğ., “Hemşirelerin Karşılaştıkları Etik İkilemlerin İncelenmesi”
Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi, C.14 S.2, İzmir, 2011
Ersoy, N., “Onkoloji Hemşireliğinde Etik” Türk Onkoloji Dergisi, C.24, S.4,
İstanbul, 2009
Eşer, İ.- Hakverdioğlu, G., “Fiziksel Tespit Uygulamaya Karar Verme” Cumhuriyet
Üniversitesi, HYD, C.10, S.1, Sivas, 2006
Etiler, N.- Ergin, I. “Kentlerde Sağlık Örgütlenmesinin İlkeleri ve Entegrasyon”,
Kentlerde Sağlık Hizmetlerinin Örgütlenmesi, Ankara, 2007
Genç, N., Yönetim ve Organizasyon Çağdaş Sistemler ve Yaklaşımlar, Ankara, 2005
Genç, N.- O.Demirdöğen Yönetim El Kitabı, Erzurum, 1994
Göktepe, E. “Aile İşletmelerinde Dinamikler”, I. Aile İşletmeleri Sempozyumu,
İzmir, 2003
Gözler, K., Hukukun Temel Kavramları, Bursa, 2008
Halis, M. Toplam Kalite Yönetimi: Kapsam, İlkeler ve Uygulamalar, Ankara, 2004
İşcan, Ö. F. “Stratejik Yönetim ve İşgören Eğitimi” Atatürk Üniversitesi İktisadi Ve
İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C.14, S.1, Erzurum, 2000
Karadağ, G.-Uçan, Ö. “Hemşirelik Eğitimi ve Kalite”, Fırat Sağlık Hizmetleri
Dergisi, S.1, 2006
Karagözoğlu Ş., “Bilim, Bilimsel Araştırma Süreci ve Hemşirelik”, HYD, S.13, 2006
78
Kavuncubaşı, Ş., Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi, Ankara, 2000
Kaya, S., Sağlık Hizmetlerinde Sürekli Kalite İyileştirme, Ankara, 2005
Koçel, T. İşletme Yöneticiliği, İstanbul, 2003
Ömür, Ş., İlköğretim Denetmenlerinin Denetim Sürecinde Karşılaştıkları Etik
Sorunları Algılama Düzeyleri, Fırat Üniversitesi, SBE, YYLT, Elazığ, 2005
Öncü, A., Plandan Uygulamaya Değişim Yönetimi, Düşünceden Sonuca İnsan
Kaynakları, İstanbul, 2002
Özgen, H.- Öztürk, A.- Yalçın, A, Temel İşletmecilik Bilgisi, Adana, 2005
Öztürk, H., Yönetici Hemşirelerin Etik Davranışları ve Bir Araştırma, İstanbul Ü.
SBE,YYLT, İstanbul, 2010
Öztürk, H.- Yılmaz, F.- Demir, N. “Hastanede Çalışan Yönetici Hemşirelerin
Sorunları” Atatürk Üniversitesi, HYD , C.12, S.2, Erzurum, 2009
Pehlivan, İ.-Aydın, İ., Yönetsel Mesleki ve Örgütsel Etik, Ankara, 1998
Pelit, E., “İşletmelerde Dış Kaynak Kullanımı Ve Etkinliği: Otel İşletmeleri
Açısından Kavramsal Bir İnceleme”, MPM Verimlilik Dergisi, Sayı 3, 2007
Sabuncuoğlu, Z., İnsan Kaynakları Yönetimi, Bursa, 2001
Sabuncuoğlu, Z.- Tokol, T., İşletme, Bursa, 2001
Sabuncuoğlu, Z.- Tuz M., Örgütsel Psikoloji, Bursa, 2003
Şimşek, M. Ş., Yönetim Ve Organizasyon, Konya, 2001
Tekin, M.- Akolaş, D.A., “Hizmet İşletmelerinde Bilişim Teknolojisinin Stratejik
Kullanımına İlişkin Bir Hastane Uygulaması”, V. Ulusal Üretim
Araştırmaları Sempozyumu, İstanbul Ticaret Üniversitesi, İstanbul, 2005
T.C. Sağlık Bakanlığı, Özel Hastaneler Hizmet Kalite Standartları, Ankara, 2012
79
Türk, M., Stratejik İnsan Kaynakları Yaklaşımı Olarak Doğru Ölçeği Bulma
(Rightsizing), Adana, 2006
Ülgen, H.- Mirze, S. K., İşletmelerde Stratejik Yönetim, İstanbul, 2004
Velioğlu B., Hemşirelik Eğitiminde Esaslar II. Ulusal Hemşirelik Eğitimi
Sempozyumu, İstanbul, 1998
Velioğlu, P.- Babadağ, K., Hemşirelik Tarihi ve Deontolojisi, Eskişehir, 1992
Yaman, Z., Organizasyonlarda Değişim Yönetimi ve İşletmelerde Değişim Yönetimi
Uygulamalarının Etkileri Üzerine Bir Araştırma, Maltepe Üniversitesi, SBE,
YYLT, 2007
Yeniçeri, Ö., Örgütsel Değişmenin Yönetimi, Ankara, 2002
Yıldırım, G. Kadıoğlu, S., Etik ve Tıp Etiği Temel Kavramları” Cumhuriyet
Üniversitesi, Tıp Fakültesi Dergisi , S. 29, Sivas, 2007
Aras,
G.,
Müslümov,
Uygulamalarında
A.,
Etik
“Türkiye‟de
Davranışları
Muhasebe
Etkileyen
ve
Finansal
Yönetim
Faktörlerin
Analizi”;
http://www3.dogus.edu.tr/amuslumov/research/chapters/Etik_Muslumov_A
ras_Turkce.pdf, (15.10.2014)
Ünaldı, H., “Stratejik Yönetim”;
http://www.danismend.com/kategori/altkategori/stratejik-yönetim-nedir-nedegildir/, 18.09.2014.
80
ÖZGEÇMİŞ
27.02.1974 Kars ili Kağızman ilçesi doğumluyum. İlkokulu İstanbul’da,
ortaokulu Adıyaman ili Kâhta İlçesinde, lise eğitimimi Kayseri’de tamamladım. 1997
yılında Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulundan mezun oldum. 2012-2013
yılında Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Yönetimi Anabilim
Dalı, Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi bölümünde Yüksek Lisans eğitimine
başladım.
21.11.1997 tarihinde Kayseri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde
Hemşire olarak göreve başladım. 2003 yılında Ankara Abdurrahman Yurtarslan
Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesinde Hemşire olarak çalıştım. 2003-2009
tarihleri arasında İzmir’de Balçova Toplum Sağlığı Merkezinde Hemşire ve Aile
Sağlığı Elemanı olarak görev yaptım. 2009 yılında Karaman İl Sağlık Müdürlüğünde
göreve başladım. 2012 yılında Karaman Devlet Hastanesine resen atanarak, eczane
sorumlu hemşiresi olarak bir yıl görev yaptım. 06.2015 tarihinde kendi isteğimle
Bursa İl Sağlık Müdürlüğüne tayin oldum, halen Bursa İl Sağlık Müdürlüğünde
çalışmaktayım.
Özel ilgi alanlarım; Hemşirelik mesleğindeki gelişmeleri takip etmek, sağlık
kurumları yönetimi, eğitmenlik ve iletişimdir.
Evli ve iki çocuk annesiyim
Aday: Berna ERDOĞAN DURAN
81
Download