Çevre Faslı Hakkında Özet Bilgi

advertisement
ÇEVRE FASLI HAKKINDA ÖZET BİLGİ
Avrupa Birliği Üyelik Sürecinde
Türkiye’nin Çevre Müktesebatına Uyumu Kapsamında Yapılacak Değişiklikler
Çevre Faslının açılması ve bu kapsamda Topluluk müktesebatına uyum sağlanması
halkımızın
yaşam
kalitesinin
artırılması
yönünde
önemli
adımlar
atılmasını
sağlayacaktır.
Topluluğun çevre mevzuatı, yatay konular (ÇED, çevresel bilgiye erişim, iklim değişikliği,
hava kalitesinin yönetimi, endüstriyel kirliliğin önlenmesi ve risk yönetimi, su kalitesi, atık
yönetimi, gürültü, kimyasallar ile doğanın ve biyolojik çeşitliliğin korunması başlıkları altında
toplanabilir. “27.Çevre” müzakere başlığı altındaki Topluluk müktesebatının üstlenilmesi
sürecinde Türkiye, AB Çevre mevzuatının tümünü uyumlaştırmak ve uygulamakla
yükümlüdür. Müzakere edilecek tek husus ise, uygulama takvimi ve geçiş süreleridir.
Tarama
toplantıları
ardından
ülkemizin
Çevre
müktesebatına
uyum
durumunun
değerlendirildiği Tarama Raporu hazırlanmıştır. Raporun sonuç bölümünde Çevre Faslının
müzakerelere açılması için iki adet açılış kriteri belirlenmiştir:
¾ Ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde gerekli idari kapasitenin oluşturulmasına
yönelik planlar ve ihtiyaç duyulan finansman kaynakları dahil olmak üzere, bu
fasıldaki
müktesebatın
kademeli
uyumlaştırılmasına,
uygulamasına
ve
yürürlüğe konmasına yönelik kapsamlı bir stratejinin aşamalar ve takvimle
birlikte sunulması,
¾ Türkiye’nin, ilgili AT-Türkiye Ortaklık Konseyi kararlarına göre tabi olunan
çevre müktesebatının uygulanmasına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmesi.
Söz konusu açılış kriterleri sağlanmış ve 13 Kasım 2009’da Müzakere Pozisyon Belgemiz
İsveç Dönem başkanlığına iletilmiştir.
Topluluk müktesebatına uyum, birçok sektör için önemli yatırımlarda (teknolojik, altyapı
yatırımları, işletme maliyetleri ve kurumsal yapılanmada yönetimsel değişikliklerden doğan
maliyetler) bulunulmasını gerektirecektir. Elbette daha temiz bir çevre ve daha yüksek
standartlara ulaşmak zaman alacaktır. Gerekli yatırımların maliyetinin yüksek olması nedeni
ile de yatırımlar zamana yayılacak ve özellikle altyapının tamamlanması için belli alanlarda
üyelikten sonraki dönem için geçiş süreleri talebimiz olacaktır.
•
Atıkların çevreye ve insan sağlığına en az zarar verecek şekilde bertaraf edilmesine
yönelik teknolojiler/yatırımlar artacak, özel sektöre yeni iş kolları imkanı oluşacak,
•
İnsan sağlığı ve çevre açısından risk oluşturan vahşi atık depolama sahaları
kapatılacak veya uygun şekilde rehabilite edilecek,
•
Atıkların bütün ülke genelinde belirli bir sistem içinde ayrı toplanması, taşınması, geri
kazanılması ve bertaraf edilmesi sağlanacak,
•
Özellikle kağıt, karton gibi ambalaj atıklarının ve elektronik atıkların geri kazanımı
sağlanacak, ekonomik bir değer olarak değerlendirilerek ülke ekonomisine katkı
sağlanacak,
•
Tehlikeli atık kapsamında değerlendirilen pil ve akümülatörlerin ayrı toplanması ve
bertaraf edilmesi sağlanacak,
•
Atık üretimi asgari düzeye indirilecek,
•
Sanayi üretiminde zararsız hammadde kullanımı ve kullanılan maddelerin geri
kazanımı sağlanacak,
•
Yüksek oranda kirlilik yaratabilecek endüstriyel faaliyetlere hangi şartlarda izin
verilebileceği belirlenecek. Mevcut en iyi teknikler uygulanarak kirliliği azaltmaya
ve/veya önlemeye yönelik tedbirler alınacak,
•
Sanayi tesislerinin kurulma aşamasından, lisans alma sürecine kadar halkın katılımı
sağlanacak,
•
Entegre kirliliğin önlenmesi ve kontrolü (IPPC Direktifi) kapsamında sanayi kaynaklı
kirliliğin önlenmesi için atık oluşumu ve bertarafı, enerji verimliliği, hammadde
kullanımı, gürültü, kazaların önlenmesi gibi hususlar bütünsel bir yaklaşımla ele
alınacak,
•
Kirliliğin kaynakta kontrolü, azaltımı, atıkların geri dönüşümü gibi önlemlere
yoğunlaşılacak,
•
İzin prosedürlerini yürüten farklı kamu kurumları arasında etkin bir eşgüdüm
mekanizması oluşturulacak ve izinlerin tek elden verilmesi sağlanacak,
2/3
•
Daha kaliteli yakıt kullanılması hava kalitesinin artırılmasını sağlayacak,
•
Daha sıkı hava kalite standartları uygulanmaya başlayacak, daha temiz hava
solumamız mümkün olacak,
•
2014 yılına kadar hava kalitesi 209 istasyon ile izlenecek,
•
Halkın çevresel bilgiye erişimi ve karar alma süreçlerine katılımının artması
sağlanacak,
•
Hazırlanan plan ve programlar (örneğin turizm planları), çevre değerlendirmesine tabi
tutulacak ve karar vericilere bu bilgi ile birlikte sunulacak,
•
Çevre politikalarının diğer sektörel politikalara entegrasyonu sağlanarak daha sağlıklı
bir çevrede yaşama şartları esas alınacak,
•
Kamu sağlığını ve çevreyi korumak amacıyla yüzme sularına (deniz, göl, nehir gibi)
daha yüksek kalite standartları getirilecek (kamuya açık yüzme sularındaki bazı
kimyasal ve mikrobiyolojik maddelerin belirli oranların altında sağlanacak),
•
Atıksuları arıtan belediye sayısı artacak,
•
Tarım ilaçlarının ve özellikle nitratın yeraltı sularına karışmasının neden olduğu kirliliği
önlemeye yönelik önlemler alınacak,
•
Daha güçlü bir izleme ve denetleme ağı oluşturulacak ve standartların uygulanması
sağlanacaktır.
•
Ekonomik büyüme ve doğal kaynakların kullanımı arasındaki ilişki değerlendirilerek
biyolojik çeşitliliğin korunması sağlanacak,
•
Ülkemizin sahip olduğu doğal zenginlikler ve doğal hayat ülkemizdeki eko-turizmi
yaygınlaştıracak ve Türkiye’nin farklı turist gruplarına hitap edebilmesini sağlayacak,
•
İklim Değişikliğine ilişkin müktesebata uyum kapsamında sera gazı emisyonlarının
ticaretine ilişkin ulusal plan oluşturulacak, endüstriden, motorlu taşıtlardan ve
ısıtmadan kaynaklanan sera gazı miktarını azaltmaya yönelik tedbirler alınacak, daha
az enerji ile ısınma, daha az enerji tüketen araçlarla uzun yol alma, daha az enerji
tüketen teknoloji sistemleri endüstriye entegre edilecek, güneş/rüzgar enerjisi gibi
yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelinecek,
•
Avrupa Birliği’nin Yeni Kimyasallar Politikasını oluşturan “Kimyasalların Kaydı,
Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanmasına ilişkin REACH Tüzüğü” ile kimyasal
maddeler için ayrı bir kayıt mekanizması oluşturulacak, risk değerlendirmesi
yükümlülüğü ise endüstriye bırakılacaktır.
3/3
Download