tc ege üniversitesi sağlık bilimleri enstitüsü kanser tedavisi alan

advertisement
T.C.
EGE ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
KANSER TEDAVİSİ ALAN ÇOCUKLARDA SEMPTOM SIKLIĞI VE
SEMPTOM KÜMELERİNİN BELİRLENMESİ
HEMŞİRELİK PROGRAMI
Doktora Tezi
Sevcan ATAY
DANIŞMAN
Prof.Dr.Zeynep CONK
İZMİR
2008
ii
ÖNSÖZ
Bu araştırmanın planlama aşamasından yazım aşamasına kadar fikir ve
görüşleriyle beni destekleyen değerli danışmanlarım Prof. Dr. Zeynep Conk’a
Prof.Dr.Zuhal Bahar’a,
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
Çocuk Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyelerinden Doç. Dr. Mehmet Kantar’a,
araştırma sürecinde fikir ve görüşleriyle yönlendirdiği, tez izleme jürisi olarak
çalısmanın yürütülmesinde katkıları için Yard.Doç.Dr. Bahire Bolışık’a ,
Araştırmanın planlanması aşamasında katkılarını aldığım Doc.Dr.Fisun
Şenuzun Ergün’e, istatistik aşamasında Yard.Doc.Dr. Saniye Çimen’e, Arş. Gör.
Burcu Uçer’e ve Arş. Gör. Murat Bektaş’a bilgi ve zamanlarını ayırdıkları için,
Çalışmanın
yürütülmesini
kolaylaştırdıkları
için,
Çocuk
Onkoloji
Kliniklerinde görev yapan hekim ve hemşire arkadaşlarıma ve Ege Üniversitesi Tıp
Fakültesi Tülay Aktaş Onkoloji Merkezi öğretmeni Şenay Utku’ya, çalışmanın
yürütülmesinde yardım ve desteklerini aldığım hastalar ve ailelerine,
Doktora programım sürecinde destekleri için Prof.Dr.Besti Üstün’e, Doc.
Dr. Günsel Başer’e . Prof. Dr. Nurgün Platin’e
Doktora programım
süresince her zaman beni yüreklendiren ve desteklerini
yakından hissettiğim aileme ve dostlarım Ayfer Elçigil,Sunay Çaput’a ,
Sonsuz teşekkürlerimi sunarım…
Sevcan ATAY
Eylül 2007 – İZMİR
iii
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
ÖNSÖZ ……………………………………………………………………..II
İÇİNDEKİLER……………………………………………………………..III
ŞEKİLLER DİZİNİ………………………………………….…………..…X
GRAFİKLER DİZİNİ …………………………………………….……….X
SİMGELER VE KISALTMALAR
DİZİNİ………………………………………………..….….……XI
GİRİŞ
1.1.Problemin Tanımı ...................................................................................... 1
1.2.Araştırmanın Amacı ..........................................….................................... 3
1.3. Araştırmanın Önemi ..........................................................…...............…3
1.4.Sınırlılıklar .............................................................................…............... 4
1.5.Tanımlar .................................................................................................... 5
1.6.Genel Bilgiler
1.6.1.Çalışmanın Dayandığı Teori..................………….................................. 6
1.6.2. Semptomların Kümelenmesini Etkileyen Faktörler…………………....10
1.6.2.1. Demografik Özellikler ...................………………………….............10
1.6.2.2. Hastalıkla ilgili özellikler……………………………….…………....12
1.6.2.3. Fonksiyonel Durum ……………………………...…………..………13
1.6.2.4. Kanser Tedavisi ……………………………………………..…….....14
1.6.2.5. Tedavi Yörüngesi……………………………………….……..……...15
iv
1.6.3.Semptom Kümelerini Belirlemede Kullanılan Yöntemler ………..……….…...….16
1.6.4. Semptom Kümelemesinin Onkolojide Kullanıldığı Diğer
Çalışmalar ….………………………………..……………………….….…….…..19
1.6.5. Semptom Kümelenmesinin Diğer Alanlarda Kullanımı
1.6.5.1 Genel Tıp…………………………………………………….……….……..23
1.6.5.2 Psikoloji/Psikiyatri……………………..…………………………….……..24
1.6.6.Çocuklarda Kemoterapi Ile Ilişkili Semptomlar……………………………...25
1.6.7. Kanserli Çocuklarda Semptom Kümeleri……………………….……...…...28
1.6.8. Semptom Kümelenmesinin Hemşirelikte Önemi………………….…….…..29
v
Sayfa No
BÖLÜM II
GEREÇ VE YÖNTEM
2.1.Araştırmanın Şekli …………………………………………………………32
2.2. Veri Toplama Araçları …………………………………………………….32
2.3. Araştırmanın Yeri ………………………………………………..….……..33
2.4.Araştırmanın Evreni…………………………………………………..…….33
2.5. Araştırmanın Örneklemi ...……………….…………………………..……33
2.6.Bağımlı ve Bağımsız Değişkenler…………………………………….……34
2.7. Verı Toplama Yöntemı Ve Süresı …………………..………..…………..34
2.8. Verilerin Analizi Ve Değerlendırme Teknıklerı ..…………………….…...35
2.9. Süre ve Olanaklar ……………………………………………………..…..37
2.10. Etik Açıklamalar………………………………………………………….37
2.11. Araştırmada Yaşanan Güçlükler……………………………….…………37
BÖLÜM III
BULGULAR
3.1. Kanserli Çocuklara İlişkin Tanıtıcı Özellikler .……………………………39
3.2. Kanserli Çocukların Semptom Prevelansları ve özellikleri…….….………41
3.2.1 Kanser Tedavisinin Birinci Ayında Deneyimlenen Semptomların
Prevelansı ……………………………………………………..……….………41
3.2.2 Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Deneyimlenen Semptomların
Prevelansı . ………………………………………………………………….…43
3.2.3. Kanser Tedavisinin Üçüncü Ayında Deneyimlenen Semptomların
Prevelansı ………………………………………………………………………44
vi
3.2.4 Kanser Tedavisinin Birinci Ayında Semptomların Deneyimlenme
Sıklığı................................................................................................................45
3.2.5. Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Deneyimlenen Semptomların
Sıklığı................................................................................................................46
3.2.6. Kanser Tedavisinin Üçüncü Ayında Deneyimlenen Semptomların
Sıklığı................................................................................................................47
3.2.7. Kanser Tedavisinin Birinci Ayında Deneyimlenen Semptomların
Şiddeti................................................................................................................48
3.2.8. Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Deneyimlenen Semptomların
Şiddeti.................................................................................................................50
3.2.9. Kanser Tedavisinin Üçüncü Ayında Deneyimlenen Semptomların
Şiddeti..................................................................................................................51
3.2.10. Kanser Tedavisinin Birinci Ayında Deneyimlenen Semptomların Yarattığı
Rahatsızlık Düzeyi...............................................................................................52
3.2.11. Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Deneyimlenen Semptomların Yarattığı
Rahatsızlık Düzeyi...............................................................................................54
3.2.12. Kanser Tedavisinin Üçüncü Ayında Deneyimlenen Semptomların Yarattığı
Rahatsızlık Düzeyi................................................................................................55
3.3. Kanserli Çocukların Semptom Kontrolüne ilişkin Tedavi alma
Durumları .............................................................................................................57
3.4. Kanserli Çocukların Tedavilerinin Birinci,İkinci ve Üçüncü Ayında
deneyimledikleri Semptom Sayıları......................................................................61
3.5. Kanserli Çocuklarda Tedavilerinin Birinci,İkinci ve Üçüncü Ayında Belirlenen
Semptom Kümeleri.................................................................................................62
vii
BÖLÜM IV
TARTIŞMA
4.1. Çocukların Ailelerinin Tanıtıcı Özelliklerinin Tartışılması ...................... 68
4.2. Çocuklarda Deneyimlenen Semptomlara İlişkin Bulguların Tartışılması... 71
4.3.
Antiemetik
Kullanma
Ile
Bulantı
Kusma
Arasındaki
İlişkinin
Tartışılması……………………………………………………………………. 77
4.4. Kanser Tedavisi ile Semptom Kümelerine Ilişkin Bulguların
Tartışılması......................................................................................................... 79
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERİLER
5.1.Sonuçlar……………………………………………………………………86
5.2. Öneriler………………………………………………………………...
91
BÖLÜM VI
Özet ……………………………………………………………………………92
Abstract ……………………………………………………………………….94
BÖLÜM VII
YARARLANILAN
KAYNAKLAR………....................................………………..........................96
EKLER
EK I : ÇOCUKLARA YÖNELİK BİLGİ FORMU
EK II : MEMORİAL SEMPTOM DEĞERLENDİRME ÖLÇEĞİ (10-18)
viii
EK III : Etik Kurul İzni
EK IV : Araştırmayı Uygulama Yazısı
EK V : Araştırmayı Uygulama Yazısı
EK VI : Araştırmayı Uygulama Yazısı
EK VII: Araştırmayı Uygulama Yazısı
ÖZGEÇMİŞ
TABLOLAR
Sayfa No
1.Çocuk ve Ebeveynlerin Tanıtıcı Özellikleri .................................................39
2.Kanser Tedavisinin Ilk Ayında Deneyimlenen Semptomların
Prevelansları......................................................................................................42
3. Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Deneyimlenen Semptomların
Prevelansları.......................................................................................................43
4. Kanser Tedavisinin Üçüncü Ayında Deneyimlenen Semptomların
Prevelansları.......................................................................................................44
5. Kanser Tedavisinin Birinci Ayında Deneyimlenen Semptomların
Sıklığı.................................................................................................................45
6. Kanser Teadvisinin İkinci Ayında Deneyimlenen Semptomların
Sıklığı.................................................................................................................46
7.Kanser Tedavisinin Üçüncü Ayında Deneyimlenen Semptomların
Sıklığı...........................................................................................................47
8. Kanser Tedavisinin İlk Ayında Deneyimlenen Semptomların
Şiddeti...........................................................................................................49
9.Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Deneyimlenen Semptomların
ix
Şiddeti...........................................................................................................50
10.Kanser Tedavisinin Üçüncü Ayında Deneyimlenen Semptomların
Şiddeti...........................................................................................................51
11. Kanser Tedavisinin İlk Ayında Deneyimlenen Semptomların Yarattığı Rahatsızlık
Düzeyi...................................................................................................................53
12.Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Deneyimlenen Semptomların Yarattığı Rahatsızlık
Düzeyi....................................................................................................................54
13. Kanser Tedavisinin Üçüncü Ayında Deneyimlenen Semptomların Yarattığı Rahatsızlık
Düzeyi.....................................................................................................................56
14.Kanser Tedavisinin Birinci,İkinci ve Üçüncü Ayında Çocukların Semptom Kontrolüne
İlişkin Tedavi Alma Durumları................................................................................57
15. Kanser Tedavisinin Birinci Ayında Antiemetik Tedavi Alma İle Bulantı Kusma
Semptomu Görülme Durumu...................................................................................58
16. Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Antiemetik Tedavi Alma İle Bulantı Kusma
Semptomu Görülme Durumu...................................................................................59
17. Kanser Tedavisinin Üçüncü Ayında Antiemetik Tedavi Alma İle Bulantı Kusma
Semptomu Görülme Durumu....................................................................................60
18.Kanser Tedavisinin Ilk Üç Ayında Görülen Ortalama Semptom Sayısı..............61
19.Kanser Tedavisinin Ilk Üç Ayında Ortalama Kız ve Erkek Semptom
Sayısı........................................................................................................................62
20. Aylara Göre Oluşan Semptom Kümeleri............................................................66
x
ŞEKİLLER
Sayfa No
1. Rahatsız Eden Semptomlar Teorisi .......................................................8
2. Rahatsız Eden Semptomlar Teorisinden Geliştirilen Çalışma
Yapısı Örneği...........................................................................................9
Araştırma Deseni………..........………………….…………………….38
GRAFİKLER
Sayfa No
1. Kanser Tedavisinin İlk Ayında Oluşan Semptom Kümeleri.....................63
2. Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Oluşan Semptom Kümeleri.................64
3. Kanser Tedavisinin Üçüncü Ayında Oluşan Semptom Kümeleri..............65
xi
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
MSDÖ: Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeği
EÜTF:Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi
DEÜTF:Dokuz Eylül Üniverstitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi
YÇH:Sosyal Sigortalar Kurumu Yenişehir Çocuk Hastanesi
SSK :Sosyal Sigortalar Kurumu
xii
BÖLÜM I
GİRİŞ
1.1. PROBLEMİN TANIMI
Kanser;
hastalıkların
tanı
ve
tedavisindeki
değişiklikler,
çevresel
karsinojenlerin artması, modern tanı işlemlerinin gelişmesi, beklenen yaşamın
uzaması ile çağımızın önde gelen hastalıklarından birisi olmuştur. Kanser geçmişte
ölümcül hastalık olarak kabul edilmesine rağmen günümüzde hayati tehdit eden
kronik bir hastalık olarak ele alınmaktadır (138).
Çocuklarda kanser, erişkinlere göre daha nadir görülmekle birlikte, tüm
kanserlerin %0. 5’ini 15 yaşından küçük çocuklar oluşturmaktadır. Dünyada her yıl
ortalama 200.000 (%85’i gelişmekte olan ülkelerde) yeni çocukluk çağı kanseri
görülmektedir (38). Ülkemizde Kanser Savaş Dairesi Başkanlığı’nın 1999 yılı
verilerine göre; 0-19 yaşları arasındaki kanser insidansı yüzbinde 4.96 olarak
bulunmuştur (93,94).
Çocukluk çağı kanserlerinde en çok kullanılan tedavi şekli kemoterapidir.
Son yirmi yılda çocukluk çağı kanserlerinde tedaviye yanıtı arttırmak için
kemoterapi dozlarının arttırılması ve/veya çeşitli kemoterapi ilaçlarının birlikte
kullanımı gibi farklı yaklaşımlar benimsenmiştir. Kemoterapi uygulanmasında
yapılan bu değişiklikler beş yıl sağkalımın artmasını sağlamıştır. Bununla beraber
kemoterapide yüksek doz ilaçların kullanımı çocukların, çok sayıda semptom ya da
semptomun neden olduğu sorunları deneyimlemesine yol açmıştır (75). Uzun ve
yoğun (agresif) kanser tedavisi çocukların yanı sıra ebeveynlerini ve kardeşlerinide
içine alan acı verici bir aile hastalığı olarak kabul edilmektedir. Özellikle çocuğun
yaşadığı semptomlar kontrol altına alınmadıysa tüm aile bu durumdan olumsuz
etkilenerek,
aile
bütünlüğünün
bozulması,
aile
fonksiyonlarının
yerine
getirilememesi, belirsizliğin artması, yaşam kalitesinin bozulması, enerjinin
azalması, bakım yükünün artması, umutsuzluğun artması gibi durumlarla
sonuçlanabilmektedir (131,136). Kanserle ilişkili semptomların nedenlerinin ortadan
kaldırılması ve deneyimlenen semptomların uygun girişimlerle tedavi edilmesi
kanserli hastalarda yaşam kalitesini yükseltecek, semptomların kontrolü ile ailenin
hastalık öncesi gerçekleştirdiği eylemlere dönüşünü ve/veya yeni eylemlere karşı
istekliliğini arttıracaktır (61).
Semptom araştırmalarının klinik yönetiminde kanıta dayalı uygulamaları
arttırmak gereklidir, bunu başarmak ise kanserli bireylerde geçerli, güvenilir çok
boyutlu ölçeklerle semptomlara ilişkin değerlendirilmelerin yapılmasını gerektirir.
Kanserli hastaların eş zamanlı çok sayıda semptom deneyimlemesinden yola
çıkılarak çeşitli gruplar tarafından semptom kümeleri oluşturulmaya başlanmıştır.
Semptom yönetimi araştırmalarına ışık tutmak için önemli alanlardan biri, klinik
olarak anlamlı olan semptom kümelerinin ve semptomların görülme sıklığının
belirlenmesi gerekliliği belirtilmektedir (10,44).
Kanser tedavisinin yönetiminde hemşirenin rolü doğrudan çocukta var olan
semptomların belirlenmesi ve yaşam kalitesini arttırmayla bağlantılıdır. Tedavinin
neden olduğu yan etkilerin etkin şekilde yönetilmesi ve azaltılması çocuğun normal
yaşantısına dönüşünü hızlandıracaktır. Yan etkilerin görünümünü azaltmak için ilaç
kullanımı azaltılacak ve rahatlatılan semptomlar ile hastaların sonuçları (fonksiyonel
durum ,yaşam kalitesi) iyi yöne doğru yönelim gösterecektir (32,104).
2
1.2 ARAŞTIRMANIN AMACI
Yapılan çalışmalar incelendiğinde kanserli çocuklarda semptom sıklığının
belirlenmesine yönelik çalışmalar sınırlıdır. Çocukluk çağı kanserlerinde semptom
kümelerinin oluşturulduğu çalışmaya rastlanmamıştır. Bundan yola çıkarak kanser
tedavisi alan çocuklarda Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeği (MSDÖ 10-18)
kullanılarak
deneyimlenen semptomların belirlenmesi ve semptom kümelerinin
oluşturulması amaçlanmıştır.
1.3. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ
Kanserli çocuklar ile yapılan çalışmalar incelendiğinde semptomların
belirlenmesinde
daha
çok
kesitsel
ve
niteliksel
yöntemlerin
kullanıldığı
görülmektedir. Yapılan niteliksel çalışmalar semptomlara ilişkin değerli bilgiler
sağlamasına rağmen, Bendolow ve Williams semptomların belirlenmesinde faklı
yaklaşımların gerekliğini savunmaktadırlar (137). Kanserli çocuklarda semptom
sıklığının ve özelliklerinin belirlenememesinin bir nedeni olarakta, değerlendirmede
kullanılacak geçerli ölçeklerin olmaması gösterilmektedir ( 137,138 ).
Çocukların yaşadığı semptomlar ve semptomların neden olduğu sorunları
belirlemeye yönelik ilk çalışmalar, işlemlere bağlı gelişen ağrı ve kemoterapinin
neden olduğu bulantı kusmanın değerlendirilmesine yöneliktir. Bu çalışmalarla
çocukların işlemlere bağlı ağrı ve kemoterapinin neden olduğu bulantı kusmaya
ilişkin etkin
veriler elde edilmiştir. Bu veriler doğrultusunda çocuklara uygun
girişimlerde bulunularak baş etme yetenekleri arttırılmıştır. Bununla beraber,
çocuklar bu süreçte
tek bir semptom deneyimlemedikleri için, semptomların
belirlenmesinde çok boyutlu ölçeklere gereksinim duyulmuştur (108,109). Kanserli
çocuklarda çok sayıda semptomun bir arada değerlendirildiği az sayıda çalışma
3
bulunmaktadır. Bu nedenle çocukluk çağı kanserlerinde semptom sıklığı ve
özelliklerinin anlaşılması sınırlıdır (137).
Bireysel semptomların sıklığının, şiddetinin ve bu semptomun neden
olduğu sıkıntının kapsamlı tanımlanması özellikle klinik çalışmalarda önemlidir (34).
Ama sadece semptom sıklığının belirlenmesi ile semptomların
yoğunluğu ve
semptomun neden olduğu sıkıntı atlanabilir. Dahası bu semptomlar grup ya da küme
şeklinde görülebileceğinden, etkili ölçümler yapılabilmesi için
arasındaki ilişkiler belirlenmelidir
( 33). Çünkü
bu semptomların
çocuğun deneyimlediği belli
semptomların kümelenmesi çocuğun durumunu kötüleştirebilir ya da tedavinin
etkinliğini azaltabilir ( 131,134).
Semptom araştırmalarının klinik yönetiminde kanıta dayalı bilgileri arttırmak
gereklidir, bu alanda kanıt oluşturmak içinde kanserli çocuklarda deneyimlenen
semptomlara ilişkin daha çok veriye gereksinim vardır.
Bu alandaki çalışmalar
kanserli hastaların semptom yükünü azaltarak bakım verenlerinde bakım kalitesini
geliştirecektir (42,44,67). Ama şimdiye kadar yapılan çalışmalar semptomların
kümelenmesinde bilimsel bir kanıt oluşturamamıştır (101).
Bu çalışmanın, yeni tanı konmuş kanserli çocukların
tedavi alırken
deneyimledikleri semptomların prevalansı ve özelliklerinin belirlenmesine katkı
sağlayacağı düşünülmektedir. Ayrıca çocuklarda deneysel olarak semptom
kümelerinin belirlendiği ilk çalışma olması bakımından önemlidir.
1.4. SINIRLILIKLAR
Bu araştırma kullanılan ölçek 10-18 yaşları arasındaki çocukları kapsadığından
bu yaş grubundaki çocuklar araştırmaya alınmıştır. Bu araştırma zaman, işgücü ve
maliyet etkenleri nedeniyle sadece İzmir ilinde çocukların en sık tedavi gördükleri
kurumlar çalışmaya alınmış diğer hastanelerde tedavi alan çocuklar araştırmaya
4
alınmamıştır. Bu veriler bazı bilgiler için temel veri oluştursa da, tüm çocuk onkoloji
hasta grubuna genellenemeyeceği düşünülmektedir. Araştırmanın veri toplama süreci
Ağustos 2006 ile Ağustos 2007 tarihleri arasında olduğu için sadece bu süre içinde
araştırmaya alınan hastaları kapsamaktadır.
1.5.TANIMLAR
Semptom
Meriam-Webster’s Collegiate sözlüğünde semptom, hastalık ya da fiziksel
bozukluğun subjektif bulgusu olarak tanımlanmıştır. Oxford İngilizce sözlüğünde ise
hastalığın ya da etkilerinin oluşturduğu durumda değişiklik (fiziksel ya da mental)
olgusu olarak tanımlanır (61). Türk Dil Kurumu sözlüğünde ise “bulgu” olarak
tanımlanmaktadır (142).
Semptom Görünümü
Semptom görünümü, semptomun sıklığını
ve süresini içerir. Sıklığı verilen
zaman içerisinde, bireydeki semptomun sayısı, süresi ise semptomun verilen süre
içinde subjektif deneyiminin süresini vermektedir (97).
Semptom Sıkıntısı
Semptom sıkıntısı bireylerin algılarıyla bildirdikleri can sıkıcı ya da rahatsız edici
mental ve fiziksel acı çekmenin derecesi olarak adlandırılır (97).
Semptom Deneyimi
Semptom deneyimi, semptoma verilen yanıt, semptomun anlamlılığının
değerlendirilmesi ve semptomun algılanmasını kapsayan dinamik bir süreçtir
(43,44).
Küme
Birlikte görülen şeylerin sayısı olarak tanımlanır.
5
Kümelenme
Sözlük anlamı “bir şeylerin birlikte gruplanması” olarak tanımlanır (89). Türk Dil
Kurumu sözlüğünde Yığılma, biriktirme, toplanma, kümülasyon.şeklinde
tanımlanmıştır (142).
Semptom Kümelenmesi
Dodd ve arkadaşları (2001) tarafından üç ya da daha fazla eş zamanlı
semptomun birbiriyle ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Kim ve arkadaşlarının (2005)
tanımlarında ise semptom kümesi “2 ya da daha fazla semptomun birbiriyle ilişkisi
ve birlikte görülmesi ” şeklinde tanımlanmıştır.
Eş Anlamlı Kullanımlar
Semptom kümeleri, “semptom takımyıldızları” ve “ semptomların birlikte
görünümü” olarak kullanılır. Kümelenmenin sözlük anlamı “bir şeylerin birlikte
gruplanması” olarak tanımlanır. Takım yıldızı ise daha çok psikolojinin kullandığı
“bir ana fikir hakkında kümelenme için ilişkili şeylerin grubu” şeklinde kabul
edilmektedir. Bu sözlük anlamlarından hiçbiri semptom yönetimi araştırmalarında
kullanılan semptom kümelenmesi ile tam uygun olmadığı belirtilmektedir ( 44).
1.6. GENEL BİLGİLER
1.6.1. ARAŞTIRMANIN DAYANDIĞI TEORİK ÇERÇEVE
RAHATSIZ EDİCİ SEMPTOMLAR TEORİSİ
Rahatsız edici semptomlar teorisi 1995 de Lenz ve arkadaşları tarafından
geliştirilen ve 1997 de tekrar düzenlenmiş olan, orta düzey bir teoridir. Rahatsız
edici semptomlar teorisi, semptom araştırmaları ile elde edilen
bulgularının
entegresyonu ile oluşturulmuştur. Eş zamanlılık ve semptomların birbiriyle ilişkisi
yönüyle semptom kümelerinin oluşturulmasında anahtar rol oynamaktadır. Bu teori
üç boyuttan oluşmaktadır (Şekil 1).
I. boyut semptomları etkileyen faktörler
6
(fiziksel, psikolojik ve durumsal) II. boyutu, semptomların
süresi, yoğunluğu,
niteliği ve sıkıntısı olarak tanımlanan boyutu ve III.boyutu ise bu semptomların
neden olduğu kognitif ve fonksiyonel aktiviteleri içeren bireylerin başarımlarına
etkisi olarak ele alınmaktadır (89).
Bu teoriye göre semptomlar tek başına görülebileceği gibi eş zamanlı da
görülebilir. Bu önerme, kümelerin oluşturulmasında
semptomların eşzamanlı
görünümüne tutarlı bir katkı sağlamaktadır. Semptomlar eş zamanlı görüldükleri
zaman birbirlerinin etkilerini kötüleştirici olabilirler. Bu önerme deneysel olarak
henüz kanıtlanmamıştır. Bu teorinin bir diğer önermesi, aynı değişkenin birçok
semptomu
etkileyebilmesi
bakımından
tek
girişim
çok
sayıda
semptomu
etkileyebilir. Bu görüş semptom kümelerinin klinik kullanımına ışık tutar (7).
Bu teorinin çeşitli sınırlılıkları vardır. İlki teoride semptomun kendisinin mi
semptom deneyimininin mi tanımlandığı açık değildir. Semptom genellikle hastalığın
subjektif ya da objektif bulgusu olarak tanımlanır. Bununla beraber semptom
deneyimi semptomun kişi için anlamını ve semptomun kişiye etkisini yansıtır (7).
Örneğin semptomların sıkıntı boyutları ve etkileyen değişkenler bu teoride aslında
semptomdan ziyade semptom deneyimi tanımı gibi görünmektedir (89).
İkinci olarak semptomların dört boyutunun (yoğunluğu, süresi, sıkıntısı ve
niteliği) birbiriyle ilişkisinin nasıl olduğu açık değildir. Üçüncü olarak etkileyen
değişkenlerin bir spesifik boyutu mu ya da tüm boyutları etkileyip etkilemediği açık
değildir. Dördüncü olarak teoride üç unsur arasındaki ilişki açıkca tanımlanmamıştır.
7
Şekil I. Rahatsız Edici Semptomlar Teorisi (97)
Bu teoride
kavramların nasıl kategorize edileceği konusunda açık kanıt
bulunmamaktadır. Örneğin depresyon bu teoride psikolojik faktör olarak tanımlanır.
Ama depresyon semptom da olabilir (89).
Rahatsız eden semptomlar teoirisinin eş zamanlı görünüm ve semptomlar
arasındaki
ilişkiler
gibi
bazı
önermeleri
semptom
kümelerinin
kavramsallaştırılmasında çerçeve sağlar. Bu teoride bazı faktörlerin ( demografik ve
klinik değişkenler) semptom kümelerini etkileyip etkilemediği incelenmiştir. Çünkü
semptom kümelerini doğrudan etkileyen faktörler hakkında deneysel veri yoktur, bu
8
değişkenler tek ya da çok sayıda semptomların ilişkilerini araştıran çalışmaların
temeline dayanarak seçilmiştir ( 89).
Şekil II.Rahatsız Eden Semptomlar Teorisinden Geliştirilen Çalışma Yapısı
Örneği (89)
Not: * Çalışma tasarımıyla kontrol eden değişkenleri gösterir.
Semptom kümelerine geride kalan faktörlerin etkisi istatistiksel olarak incelenebilir.
9
1.6.2.
SEMPTOMLARIN
KÜMELENMESİNİ
ETKİLEYEN
FAKTÖRLER
Semptomların kümelenmesine neden olan bazı faktörler önceden tahmin
edilebilirse ve kümedeki semptomların yoğunluğu bilinirse
semptom kümelerini
etkileyen faktörlerin tanımlanması kolay olabilecektir. Eğer tedavi modelleri gibi
belli özellikler küme oluşturma için açıklığa kavuşursa, bu bilgiler veri toplama için
kullanılabilir (35). Semptomların kümelenme örüntülerini hangi değişkenlerin
değiştirebileceği
(kümelerin varlığını belirlemede) ya da kümedeki semptom
yoğunluğunu nelerin etkileyebileceğinin bilinmesi semptomların yönetiminde de
önemli veri sağlar. Var olan semptom araştırmaları tek ya da çok sayıda semptomun
etkisi gibi değişkenlerin gösterilmesiyle semptom kümelerini hangi değişkenlerin
etkileyebileceğe bir miktar ışık tutmuştur (89).
1.6.2.1.Demografik özellikler
Bazı araştırmacılar tarafından çeşitli demografik özelliklerin (yaş, cinsiyet, iş
durumu ve evlilik durumu) semptomların yoğunluğuna eşlik edebildiği bulunmuştur.
Degner ve Sloan (1995) çalışmalarında kadınların erkeklere göre daha sıkıntılı
semptom deneyimledikleri bildirilmiştir. Pater ve arkadaşları (1997) tarafından
kadınların erkeklere göre daha fazla yorgunluk yaşadıklarını belirlenmiştir. Ama
diğer çalışmalarda cinsiyet ve semptom yoğunluğu arasında ilişki bulunmamıştır
( 84 ).
Semptom sıkıntısı/yoğunluğu ile yaş arasındaki ilişkiye bakılan
çeşitli
çalışmalarda çelişkili bulgulara rastlanmıştır. Bazı çalışmalarda ilişki bulunmamış,
(24) bazılarında ise yaş azaldıkça semptom sıkıntısının azaldığı bulunmuştur (20).
10
Bower ve ark.(2000) çalışmasında iş ve evlilik durumunun yorgunluğa eşlik
eden bir faktör olduğu bulunmuştur. Ama bu bulgular diğer çalışmalarda
doğrulanmamıştır ( 21). Çeşitli çalışmalarda yaş ve cinsiyetin semptom sıklığı ile
ilişkili olup olmadığı araştırılmış, ama tutarsız bulgular elde edilmiştir. Curtis Krech
ve Walsh (1991) tarafından ilerlemiş kanserli hastalarda en sık görülen on semptom
belirlenmiştir, aynı zamanda kadınların daha sık ve ciddi
gastro intestinal sistem
(GIS) semptomları yaşadığı belirlenmiştir. Benzer bir çalışmada Donnelly& Wall
(1995) ilerlemiş kanserlerde yapılan çalışmalarında bazı semptomlara yaş ve/veya
cinsiyetin eşlik ettiği bulunmuştur. Ama bu çalışmalarda yaş ve cinsiyet
değerlendirilirken tedavi tipi ya da primer tümör alanı belirtilmediği için,
semptomların yaş ve cinsiyetle ilişkisi tam olarak gösterilememektedir (89,91).
Given ve arkadaşlarının (2001) çalışmasında yorgunluk ve ağrı ile yaş arasında
ilişki bulunmamıştır, ama kadınların ağrı ve/veya ağrı deneyimleri daha yüksek
bulunmuştur ( kanser tipi ve tedavi tipi kontrol edildikten sonra).
Cooley ve arkadaşlarının (2003) çalışmasında
üç farklı zamanda bireysel
semptom sıkıntısına demografik özelliklerin (yaş, cinsiyet, ırk, gelir durumu) eşlik
etmediğinin gösterilmesiyle, akciğer kanserli hastalarda semptom sıkıntısına
demografik değişkenlerin etkisi tartışmalı hale gelmiştir. Portonery ve ark (1994) ise
yaş ve cinsiyet ile semptom sıklığı arasında fark bildirmemeleri de bu bulguları
desteklemektedir.
Hoffman ve arkadaşlarının (2007) yeni tanı almış akçiğer kanserli hastalarda
ağrı, yorgunluk ve uykusuzluğun eş zamanlı göründüğü belirlenmiş ama bu semptom
kümesinin cinsiyet ile ilişkisi bulunmamıştır
11
1.6.2.2. Hastalıkla ilgili özellikler (kanserin evresi, yeri ve eş zamanlı
hastalıklar)
Semptom
yoğunluğunu
etkileyen
faktörler
semptomdan
semptoma
değişebilir. Bazı araştırıcılar tarafından kanserin evresi, kanser alanları ve eş zamanlı
hastalık gibi hastalıkla ilişkili faktörlerle semptom sıkıntısı/semptom yoğunluğu
arasında ilişki bulunmuş, diğer bazı çalışmalarda ise yorgunluğun yoğunluğu ile
değişkenler arasında ilişki bulumamışdır (24.40,84).
Semptom sıklığı kanserin evresine göre değişebilir. İlerlemiş evre akciğer
kanserlerinde, en sık bildirilen semptom solunumda güçlüktür (127). Diğer birkaç
çalışma da ise farklı ilerlemiş kanser tiplerinde ağrı, yorgunluk, zayıflık, anoreksia,
kilo kaybı, enerji yokluğu, konstipasyon, dispne ve/veya erken doyma gibi
semptomlar belirlenmiştir (36).
Diğer bir kaç çalışmada ise kanserin evresi ve hastaların deneyimlediği
semptomların sayısı arasında farklılıklar belirlenmiştir, ama bu farklılıkların kanserin
evresinden mi ya da kanserin evresiyle ilişkili almak zorunda olduğu tedaviden mi
kaynaklandığı açık değildir (27,67).
Semptom sıklığı ile tümörün bulunduğu bölge arasındaki ilişkileri
inceledikleri çalışmalarında, Vainio ve Auvinen (1996) çalışmalarında ilerlemiş
kanserlerde semptom sıklığının kanserin bulunduğu bölgeye göre farklılık gösterdiği
bulunmuştur. Örneğin bulantı, jinekolojik ve mide kanserine sahip bireylerde daha
sık yaşanılan semptom olarak belirlenmiştir.
Given ve arkadaşlarının çalışması (2001) deneyimlenen semptomlara
hastalıkla ilişkili özelliklerin etki edip etmediği konusunda daha doğrudan bilgi
sağlamıştır. Onların çalışmalarında kanserli bölge, başka hastalıkların varlığı
kanserin evresinin ağrı ve yorgunluğa eşlik ettiği bulunmuştur.
12
Gift ve arkadaşlarının (2004) çalışmalarında küme içindeki semptom sayısını
bireyin diğer hastalıklarının etkilediği bulunmuştur.
1.6.2.3. Fonksiyonel durum
Çoğu çalışmada semptom sayısı/yoğunluğu ve başarım durumu arasında
istatistiksel ilişki bulunmuştur. Örneğin Gift ve arkadaşlarının (2004) çalışmalarında
kümedeki semptom sayısı arttıkça bireyin fonksiyonel durumunun azaldığını
belirlenmiştir. Semptomlar arasındaki doğrudan ilişki açıkca anlaşılamamıştır. Ama
çoğu çalışmada daha şiddetli semptomların fonsiyonel düzeyi azaltma varsayımı
üzerinde durulmaktadır.
Dodd
ve arkadaşlarının
(2001) kemoterapi alan 93
yapılandırdıkları prospektif çalışmada,
kanserli hastada
yaşam kalitesi ölçeği kullanılarak
kemoterapinin başlangıcında ve üçüncü kürün sonunda yorgunluk,ağrı ve uykusuzluk
değerlendirilmiş ve
Karnosky performance Scale (KPS) ile ölçüm yapılmıştır.
Kemoterapinin başlangıcında KPS 84.8 puan, ikinci ölçümde KPS 82.7’ye düştüğü
belirlenmiştir. İkinci zamanda ölçülen yorgunluk ortalaması 6.83, ağrı 2.94 (onlu
skalada) ve uykusuzluk 7.4 (ters hesaplama hastaların çoğu yeterli uyuduklarını ifade
etmişlerdir)olarak belirlenmiştir. Birinci ve ikinci zamandaki semptomlar arasındaki
korelasyonlar, ağrı ve yorgunluğun KPS’ye etkisi anlamlı, ama ikinci zamandaki
uyku yetersizliği ile anlamsız ilişki bulunmuştur.
Fox & Lyon (2006) çalışmalarında yeni tanı almış kanserli hastalarda ağrı,
yorgunluk ve depresyon arasındaki ilişkiyi ve bu kümenin yaşam kalitesine etkisine
değerlendirilmiştir. Depresyon ve yorgunluk birbiriyle ilişkili ama ağrı ile ilişkisiz
bulunmuştur. Ayrıca depresyon ve yorgunluk yaşam kalitesini olumsuz etkilediği
belirlenmiştir.
13
Fox ve ark.(2007) yüksek riskli gliomlu 73 hasta ile yaptıkları çalışmada eş zamanlı
görülen semptomlar arasında anlamlı ilişkilere bakılmış, depresyon, yorgunluk, uyku
bozukluğu ve kognitif bozukluk anlamlı derecede birbiriyle ilişkili, depresyon ve ağrı
birbiriyle ilişkisiz bulunmuştur. Semptomların yaşam kalitesine yaptıkları etkide
depresyon, yorgunluk, uyku sorunları ve kognitif bozukluk
yaşam kalitesi ile
korelesyon göstermiş, ağrı ve yaşam kalitesi ilişkisi anlamsız bulunmuştur.
Kanser tedavisinden önceki fonksiyonel durum kanser tedavisinden sonraki
fonksiyonel durumu etkileyebilir. Örneğin Smets ve arkadaşlarının (1998)
çalışmalarında hastaların radyoterapiden önceki temel fonksiyonel başarımlarına
tedavi kesildikten 9 ay sonra ulaştığı bulunmuştur.
1.6.2.4. Kanser Tedavisi
Cerrahi tedavi, kemoterapi, radyoterapi ve bu tedavilerin eş zamanlı kullanımı
semptom sıklığına ve yoğunluğuna etki edebilir. Bir kaç çalışmada farklı tedavi
tiplerine göre semptom yoğunluk ve/veya sıklığına ilişkin veri sağlanmıştır. Örneğin
Cooley ve arkadaşları (2003) akciğer kanserli hastalarla yaptıkları çalışmalarında en
çok sıkıntı veren semptomların tedavi şekillerine (kemoterapi, radyoterapi) göre
değiştiği bulunmuştur. Yorgunluk, ağrı ve uykusuzluk semptomlarının cerrahi
girişim yapılan hastalarda, yorgunluk, iştah azalması ve bulantının radyoterapi alan
hastalarda, yorgunluk, uykusuzluk iştahsızlık kemoterapi alan grupta, yorgunluk, ağrı
ve uykusuzluk semptomları ise eş zamanlı tedavi alan grupta en sıkıntılı semptomlar
olarak belirlenmiştir. Bir kaç çalışmada da eş zamanlı tedavi alanların tek tedavi
alanlara göre daha çok semptom deneyimlediği belirlenmiştir.
Farklı kemoterapi rejimi alan hastaların da deneyimledikleri semptomlar ve
yoğunlukları değişiklik göstermektedir. Ama bu fark her çalışmada bulunmamıştır.
Patridge, Burstein ve Winer’in (2001) çalışmalarında yan etkilerin kemoterapi
14
rejimlerine göre hafifçe değiştiği bulunmuştur. Örneğin antrasiklin içeren ilaç alan
hastalar tarafından (daunorubicin, doxorubicin,ipurubicin ve idarubicin) daha sık ve
daha ciddi kısa süreli yan etki deneyimlenmiştir. Fiets ve arkadaşlarının (2003)
çalışmasında ise farklı adjuvan kemoterapi ve radyoterapi alan hastaların
sergiledikleri semptomlar arasında farklılık belirlenmemiştir. Bottomley ve
arkadaşlarının (2004) iki farklı kemoterapi rejimi alan hastaların yaşam kalitesini
değerlendirdikleri çalışmalarında iki grup arasında yan etkiler açısından anlamlı fark
bulunmamıştır.
Semptom sıklığının görünümü tedavi modellerine göre hafifçe farklılık
göstermektedir. Ama yinede tutarlı bir fark bulunamamıştır. Bu alanda daha ileri
çalışmalara gereksinim vardır.
Gift ve arkadaşlarının (2004) çalışmaları kanser tiplerine göre semptom
kümelemede bize önemli bilgiler sağlamıştır. Hastaların önceki aldıkları kemoterapi
rejimi ile ilişkili kümedeki semptom sayısını bildirmişlerdir.
1.6.2.5. Tedavi Yörüngesi
Semptom sıklığı ve yoğunluğu kanser tedavisi sırasında ve sonrasında zaman
içinde farklılık gösterir. Bulantı kusma gibi semptomlar gerçekten tedavi ile
ilişkilidir. Tedavi kesildikten sonra bazı semptomlar azalabilir. Bazı semptomlar ise
tedavi bitsede devam edebilir.
Prospektif olarak
yapılan çalışmalar
açıkca göstermiştir ki semptom
yoğunluğu ve sıklığı tedaviyle değişebilir. Hoskins (1997) cerrahi sonrası bir yıl 710 gün de bir semptom örüntülerini gözlemlediği çalışmasında, her semptomun sıklık
örüntüsünün farklı zamanlarda olduğu bulunmuştur. Örneğin operasyon bölgesinde
ağrı en sık ameliyattan hemen sonra, yorgunluk ise ameliyattan iki ay sonra daha sık
deneyimlenmiştir.
15
Jocobsen ve arkadaşları (1999) semptom yoğunluğunu belirlemek için
yaptıkları
çalışmalarında
kemoterapi
başlamasından
sonra
yorgunluğun
yoğunluğunda artma bildirmişlerdir. Berger ve Higginbotham, (2000) tarafından
meme kanserli hastalarda kemoterapiden 2 gün önce, 1-4 gün arasında, 5-10 gün
içinde, 11-21 günde ve iki ay sonra yorgunluk ve semptomların neden olduğu
sıkıntısı gözlemlenmiş, yorgunluk üçüncü siklusta tedaviden sonraki 1-4 gün sonra
en yoğun yaşandığı ve sonraki siklusta ve günlerde dereceli olarak azaldığı
belirlenmiştir. Benzer şekilde semptomun neden olduğu sıkıntısıda üçüncü siklustan
sonraki 1-4 ve 5-10 günlerde en yoğun şekilde yaşandığı belirlenmiştir. Berger
(1998) tarafından yorgunluk düzeyinin üç kemoterapi siklusunda gözlemlendiği bir
diğer çalışmada, yorgunluk düzeyi her kemoterapiden 48 saat sonra daha yüksek
düzeyde bulunmuştur.
Given ve arkadaşları (2001) çalışmalarında kanser tedavilerini tamamlayan
(kemoterapi,radyoterapi,cerrahi tedavi) hastalarda 40 gün sonra ağrı ve/veya
yorgunluk semptomlarının devam ettiği bulunmuştur.
Özetlenecek olursa demografik özelliklerin ya da tedavi hastalık ile ilişkili
faktörlerin semptom görülmesine ve yoğunluğuna eşlik edip etmediği sonucuna
varılamamaktadır. Bu durum çalışmalardaki heterojenlikten kaynaklanabilir.
Bununla beraber bu değişkenlerin tümü de kümede yer alan semptomların
yoğunluğuna ya da semptomların kümelenmesine katkıda bulunabilir.
1.6.3. Semptom kümelerini belirlemede kullanılan yöntemler
Onkoloji alanında semptom kümelenme çalışmaları 2 grupta toplanmıştır.
Birinci grup önceden küme oluşturulup küme içindeki semptomlar arasındaki ilişkiye
ve semptom kümesinin hasta sonuçlarına etkisine bakmak şeklinde yapılandırılmıştır.
İkinci grup semptom kümelerinin deneysel olarak belirlenmesidir. İkinci grupta daha
16
çok faktör analizi ve küme analizi kullanılmıştır ( 101,103). Hem faktör analizi hem
de küme analizi açıklayıcı ve tanımlayıcı yöntemlerdir. Benzer semptom
örüntüleriyle bireylerin kümelenmesi (küme analizi) ya da semptomların altta yatan
yapılarını incelemede faktör analizi kullanılabilir. Kümede yer alan semptomlardan
hangilerinin birbirini etkilediği path modelleri kullanılarak incelenebilir. Bir
semptomun diğerini etkilemesi mümkündür. Path modelleri semptom grupları gibi
değişkenler arasındaki hem doğrudan hem dolaylı ilişkilerin incelenmesine izin verir.
Regresyon teknikleri, path analiz yöntemleri ve yapısal eşitlik modelleri
değişkenlerin etkilerini incelemede kullanılabilir. Dolaylı ve doğrudan ilişkilerin
incelenmesi semptomların birbirini nasıl etkilediğinin anlaşılmasında yararlı olabilir
( 10,11).
Cleeland ve arkadaşları (2000) tarafından MD Anderson semptom Envanteri
kullanilarak üç farklı örneklem grubunda hiyeraşik küme analizi ile iki küme
oluşturulmuştur.ilki bulantı kusmayı içeren gastro intestinal küme, ikincisi ağrı,
yorgunluk, uykusuzluk, emosyonel sıkıntı, solunum sıkıntısı, uykulu olma, ağız
kuruluğu, üzgün olma ve karıncalanma semptomları içeren genel faktör kümesidir.
İştah azalması ise her iki kümeye dahil olmuştur.
Sarna ve Brecht (1997) çalışmalarında Semptom Distress Ölçeği kullanılarak
semptom yapıları faktör analizi ile araştırılmış ve için beş faktör belirlenmiştir. Gift
ve arkadaşlarının (2003) çalışmasında akciğer kanserli hastalarda faktör analizi ile
semptom kümeleri oluşturulmuştur. Bender ve arkadaşları (2005) tarafından
hiyerajik küme analizi kullanılarak semptom kümeleri oluşturulmuşştur. Walsh ve
Rybicki (2006) tarafından hiyeraşik küme analizini kullanılarak, kümeler
oluşturulmuştur. Kümeye giriş için korelasyon değeri kesim noktası 0.68 olarak
belirlenmiş ve prevelansı <0.15 altında olan semptomlar analize alınmamıştır. Bu
17
yöntemle yedi semptom kümesi oluşturulmuştur. Bu çalışmalar önemli bilgiler
sağlamasına rağmen kullanılan semptom değerlendirme ölçekleri farklı, kullanılan
yöntemler tedavi yörüngesi farklı olduğun dan yeterli kanıt sağlamamıştır (91).
Semptom kümelerinin tanımlamadaki özelliklerde açıklık olmayışından ötürü,
tanımlanan semptom kümeleri çok komplikedir. Dahası önerilen semptom kümeleri
deneysel kanıta dayanmamaktadır. Dodd ve arkadaşları (2001) ağrı, yorgunluk ve
uykusuzluk semptomlarını içeren kümeyi önceki semptom çalışmalarından yola
çıkarak önermiştir. Ama onların çalışmasında semptomlar arasında zayıf ilişki
bulunmuştur.
Diğer araştırmacılar (Gift ve arkadaşları 2003) eş zamanlı görünen ve birbiyle
korelasyon gösteren dokuz semptom belirlemişlerdir. Onların çalışmasında semptom
kümelerini oluşturmak için çeşitli tedavi noktalarında akciğer kanserli hastalarda
semptomlar faktör analiziyle bulunmuştur. Ama bu semptom kümesinin kullanımı
tartışmalıdır. Çünkü onların çalışmasında hastalardaki bu semptomların ne zaman ve
nerede kümelendiği açıklığa kavuşturulamamıştır (89).
Deneysel
olarak
semptom
kümelerini
belirleme
için,
durumların
özelleştirilmesine gereksinim vardır ( örneğin tedavinin belli bir noktası, benzer
tanıya sahip bireyler gibi). Minumum ilişkilerin gücü, ilişkilerin tipi ve süresi ve eş
zamanlı semptomları oluşturan durumlar belirlenmelidir. Spesifik durumlara ilişkin
semptom kümelerinin oluşturulması ya da semptom kümelerinin tahmininde önceki
tek semptom araştırmalarından yola çıkılarak kümeler oluşturulabilir.
kümelerinde
değişmezliğin,
hastalıklara
sağlanabileceği düşünülmektedir (89).
18
özgü
kümelerin
Semptom
oluşturulmasıyla
1.6.4.
Semptom
Kümelenmesinin
Onkolojide
Kullanıldığı
Diğer
Çalışmalar
Onkoloji alanında semptom kümelenmesi ile ilgili ilk çalışmalar Sarna (1993)
tarafından başlatılmıştır. Akciğer kanserli 69 hastada yapılan çalışmada eş zamanlı
deneyimlenen seçilmiş semptomların (yorgunluk, ağrı ve uykusuzluk) semptom
sıkıntısı ölçülmüş, ağrıyla eş zamanlı deneyimlenen yorgunluk %41, uykusuzluk ise
%31 bulunmuştur.
Hickok ve arkadaşlarının (1996) radyoterapi alan akciğer kanserli hastaların
tıbbi kayıtlarında yaptıkları incelemede yorgunluk, ağrı ve depresyonun eş zamanlı
semptom olduğu belirlenmiştir. Hastaların %78’inde yorgunluk, %80’inde ağrı,
%12’inde depresyon olduğu saptanmış, ancak semptomlar arasındaki ilişki
belirlenmemiştir.
Gaston-Johannson ve arkadaşlarının (1999) meme kanserli hastalarda ağrı,
yorgunluk ve depresyonun sağlık durumuna etkisini belirlemeye ilişkin semptom
kümeleme çalışmasıyla bu alanda önemli ilerleme sağlanmıştır. Bu çalışmada
adjuvan kemoterapisini tamamlayan ve transplantasyon bekleyen evre II-IV 127
hastanın %91’inde yorgunluk, %47’inde ağrı ve %54’ünde depresyon belirlenmiştir.
Ağrı, yorgunluk ve depresyon arasında anlamlı derecede ilişki bulunmuştur (ağrıyorgunluk=0.34,ağrı-depresyon=0.25, depresyon-yorgunluk=0.58).
Jacobsen ve arkadaşlarının
(1999) çalışmasında ağrı, üzgün olma,
bulantı,ağız yaraları, kas zayıflığı,tat değişiklikleri, uyku sorunları, titreme gibi
semptomların 54 meme kanserli hastada yorgunluğu arttırdığı saptanmıştır.
Beck ve Schwartz (2000) semptom yönetimi alanındaki çalışmaların
değerlendirilmesine ilişkin yapılandırdıkları kesitsel çalışmada 84 yatan ve poliklinik
19
hastasında, ağrı yoğunluğunun, yorgunluk ve uyku kalitesi üzerine etkisi incelenmiş,
ağrının, yorgunluk ve uykusuzluğa katkıda bulunduğu sonucuna varılmıştır ( 42).
Given ve arkadaşlarının (2001) 65 yaş üzeri meme, kolon, akciğer ya da
prostat kanseri olan 826 hastada yaptıkları çalışmada benzer bulgular saptanmış,
bildirilen ağrı, yorgunluk ve uykusuzluk küme olarak anlamlı bulunmuştur.
Gift ve arkadaşları(2003), fiziksel semptom deneyimi ölçeğini kullanarak
yaptıkları çalışmada
akciğer kanserli hastalarda eş zamanlı yedi semptom
belirlenmiştir. Kronbah alfa katsayısını kullanarak 3-6 ay sonra semptom
kümelerinin sürekliliği test edilmiştir. Üç farklı zamanda kümedeki semptomlar
arasında benzer katsayılar bulunmuştur ve zaman içindeki semptomların sürekliliği
ve iç tutarlılığı benzer bulunmuştur.
Gift ve arkadaşlarının (2004) yaptıkları bir diğer çalışmada fiziksel semptom
deneyimi ölçeği kullanılarak yeni tanı almış yaşlı kanserli hastalarda ortalama 11
semptom belirlenmiştir. En sık bildirilen semptom %70 ile yorgunluk ve semptom
şiddeti de (1-3lü skala) 1.33-2.33 arasında bulunmuştur. Bu çalışmada eş zamanlı
görülen semptomlar yorgunluk, bulantı, zayıflık, iştah azalması, kilo kaybı, tat
değişiklikleri ve kusma olarak belirlenmiştir.
Chan (2005) tarafından yapılan radyoterapi alan ilerlemiş akciğer kanserli
hastalardaki çalışmasında, anksiyete, yorgunluk ve solunum sıkıntısı seçilerek
oluşturulan semptom kümesi üç farklı zamanda değerlendirilmiştir. İkinci ve üçüncü
zamanda üç semptom arasında orta derecede korelasyon bulunmuş, en güçlü
korelasyon ise yorgunluk ve solunum sıkıntısı arasında belirlenmiştir (0.71 P<0.002).
Bender ve arkadaşlarının (2005) meme kanserli hastalarla yaptıkları sekonder
analizde hastalığın farklı evrelerinde olan hastalarla yapılmış çalışmalar kullanılarak,
üç semptom kümesi oluşturulmuştur. Çalışmalardaki semptomlar
20
hiyeraşik
kümeleme analiziyle belirlenmiştir. En çok semptom I. Çalışmada saptanmıştır. Üç
çalışmada 5 ortak semptom bulunmuştur. Kümede yer alan semptomlar arasındaki
ilişki değerlendirilmemiştir.
Esper ve Heidrich (2005) tarafından palyatif bakım ortamında yatan hastalar için
4 semptom kümesi oluşturulmuş ve bu kümelerde yer alan semptomların
etiyolojileri, birbiriyle ilişkisi ve klinik yönetimini tartışılmıştır.
Palyatif bakım
ortamında aşağıdaki semptom kümeleri belirlenmiştir.
1. Ağrı, konstipasyon ve konfüzyon
2. Anksiyete, ajitasyon ve deliryum
3. Bulantı, anoreksiya ve dehidratasyon
4. Öksürük , soluk almada güçlük ve yorgunluk
MD Anderson Semptom Envanterinin Çince, İngilizce ,Filipin dili ve Japonca
için yapılan geçerlik güvenirlik
çalışmalarında, faktör analiziyle 2 küme
belirlemişlerdir. Bu çalışmalarda ilk kümede ağrı, yorgunluk, uyku bozukluğu,
emosyonel sıkıntı, solunum sıkıntısı, uykusuzluk, ağız kuruluğu üzgün olma
hatırlama güçlüğü, karıncalanma ve uyuşukluk bir küme oluştururken, bulantı kusma
ayrı küme oluşturmuştur(107, 129,130). Aynı ölçeğin Ivanova ve arkadaşları (2005)
tarafından yapılan Rusça geçerliğinde ağrı, yorgunluk, uykuda bozulma, uykusuzluk,
iştahsızlık bir küme oluşturmuş, bulatı kusma soluk almada güçlük, karıncalanma,
hatırlama güçlüğü ve iştahsızlık diğer kümeyi ,emosyonel sıkıntı ve üzgün olma
diğer kümeyi oluşturmuştur.
Walsh ve Rybicki (2006) 38 maddeli semptom çeklistini kullanarak palyatif
bakım merkezinde yaptıkları çalışmada bulantı ve kusma semptomunun ayrı bir
küme oluşturduğu belirlenmiştir. Çalışmada bulantı kusma ile aynı kümede yer alan
halsizlik Walsh ve Rybicki’nin çalışmasında farklı bir küme içinde yer almaktadır.
21
Chen ve Tseng (2006)13 maddeli MD Anderson Semptom Envanteri ve 14 maddeli
Hastane Anksiyete ve Depresyon Skalasını (14 maddeli) kullanarak 23 yatan hasta
128 poliklinikten izlenen hasta ile yaptıkları çalışmalarında faktör analiziyle kümeler
belirlenmiş.
Ağrı,
yorgunluk,uykusuzluk,iştahsızlık,uykulu
olma,
bir
küme
oluşturmuş, bulantı kusma farklı bir küme içinde yer almıştır.
Gleason ve arkadaşları (2007) yeni tanı almış beyin tümörlü hastalarda
yaptıkları çalışmada The Functional Assessment of Cancer Therapy beyin tümörü
formu (FACT-Br) ve The Center for Epidemiolojik Studies Depression Scale
(CESD) kullanılmıştır. Semptom kümeleri dört farklı yöntem ile belirlenmiştir. Bu
yöntemlerle ( Pearson korelasyon, çok boyutlu derecelendirme, açıklayıcı faktör
analizi ve küme analizi) ile kümeler oluşturulmuştur. Prevalansı %20 üzerinde olan
semptomlar analize alınmıştır. Yapılan istatistiksel incelemede oluşan kümelerin
benzer olduğu belirlenmiştir.
Chow ve arkadaşlarının(2007) Edmonton Semptom Assessment Scale( ESAS)
kullanarak radyoterapi alan kemik metastazlı hastalarda belirledikleri semptom
kümelerinde tedavi öncesi üç küme belirlenmiştir. Daha sonra ise radyoterapi
başlandıktan sonra 1. hafta, 2.hafta,
4. hafta, 8.hafta
ve on ikinci haftalarda
semptom değerlendirilmesi yapılmış. Tedavinin başlangıcında
1. küme: yorgunluk, ağrı, uyusuzluk, iyi hissetmeme
2. küme: anksiyete depresyon
3. küme: solunum sıkıntısı bulantı ve iştahta azalma belirlenmiştir. Radyoterapi
sonrası aynı küme içinde yer alan bazı semptomlarda değişiklikler olmuştur.
Chen ve Lin (2007) MD Anderson Semptom envanterini kullanarak yaptıkları
doğrulayıcı faktör analiziyle ağrı yorgunluk, rahatsız uyuma, uykusuzluk, bir küme
oluşturmu iştahsızlık ise iki kümede birden yer aldığından bulantı kusma
22
semptomunun yer aldığı kümeye dahil edilmiştir. Üzgün ve sıkkın olma semptomu
ise bir diğer kümeyi oluşturmuştur.
Yorgunluk uykusuzluk ve depresyon birçok çalışmada ya tek semptom olarak
ya da çok boyutlu
ölçeklerle değerlendirilmiş,
çalışmalar göstermişki bu üç
semptom kanserde eş zamanlı görülmektedir (45).
1.6.5.SEMPTOM
KÜMELENMESİNİN
DİĞER
ALANLARDA
KULLANIMI
1.6.5.1. Genel Tıp
Semptom kümeleme, genel tıpta sık kullanılan bir kavramdır. Bu kavram
hastalıkların altta yatan patofizyolojilerini, semptomların sınıflandırılmasını ve
semptomların örüntülerini araştırmakta kullanılmıştır. Kotagel ve arkadaşlarının
(1995)
çalışmasında nöbetle ilgili semptomlar küme analizi kullanılarak analiz
edilmiş ve belirlenen semptom kümesi içindeki semptomlar arasında güçlü ilişki
bulunmuştur. Alvir ve Thys-Jacops (1991) perimenstural semptom kümelerine
kalsiyum tedavisinin etkisini araştıran çalışmalarında faktör analizi yoluyla 4
semptom kümesi tanımlanmış ve faktörlerde yüksek iç tutarlılık bulunmuştur.
Genel tıpta kullanılan küme içinde yer alan semptomların sayısına ilişkin sınır
bildirilmemiştir. Örneğin perimenstural semptomlara ilişkin belirlenen kümede iki
semptom bulunmuştur (3).
Semptom
kümelerinin
nöbetlerin
sınıflandırılmasında
ve
ayrıntılı
tanılanmasında önemli rolünün olduğu vurgulanmaktadır. Benzer şekilde dispepsi
gibi fonksiyonel intestinal bozukluklarda semptom kümelerine dayanan hastalık
sınıflaması araştırma ve tedavi içinde kullanılmaktadır. Diğer araştırmalarda da
astımda panik bozuklukları ayrıntılandırmak için semptom kümeleri kullanılmıştır
(88). Genel tıpta yapılan çalışmalarda semptom kümeleri hastalığın altta yatan
23
boyutlarını belirlemede kullanılmış ve kümelerin belirlenmesinde daha çok faktör
analizi kullanılmıştır.
1.6.5.2. Psikoloji/Psikiyatri
Onkolojide semptom kümeleri yeni olmasına rağmen psikloloji psikiyatri ve
tıp geniş ölçüde kullanılmıştır. Bu alanlarda semptom kümeleri hastalığın
fizyopatalojjisi bilinmediği zaman
tedavi ve tanı için rehberler geliştirmek için
kullanılmıştır. Klinisyenler geçmişte psikolojik bozukluklar daha iyi anlamak ve tanı
koymak için semptom kümelemeyi kullanmışlardır. Semptom kümeleri başlangıçta,
klinik izlenimler ve uzman görüşlerine göre tanımlanmıştır. Daha sonra istatistiksel
yöntemlerle semptom kümeleri belirlenmeye başlanmıştır.Semptom kümelerinin
oluşturulmasında
faktör analizi kullanılarak semptomların altta yatan boyutları
araştırılmıştır (88).
Amdur ve Liberzon (2001) faktör analizi kullanarak Post
Travmatik Stres Bozukluğunu’nun semptomlarını yapılandırmayla ve küme içindeki
semptomlarda görülen altta yatan özellikleri açıklığa kavuşturulmuştur. Psikolojik
bozukluk, semptomların toplanması olarak kavramsallaştırılmıştır.
Oluşan bu
kümeler tanı ve sınıflama için temel sağlamıştır (88).
Psikiyatrik bozukluklarda her semptom kümesi farklı özellikler sunmakta ya
da semptom örüntüleri tanı ve sınıflama için kriter olarak kullanılabilmektedir.
Amdur ve Liberzon (2001) küme içinde semptomlar arasındaki ilişkilerin, çapraz
kümelerden daha güçlü olduğunu varsaymaktadır.
Psikolojik bozukluklarda etiyoloji ya da fizyopatoloji araştırmaları semptom
kümeleri olarak ifade edilen semptom örüntülerine dayanmaktadır. Dun ve
arkadaşlarının (2002)
unipolar ve bipolar depresyon çalışmalarında
spesifik
semptom kümelerinin bölgesel serabral metabolizmayla ilişkisi belirlenmiştir.
24
1.6.6.Çocuklarda Kemoterapi ile ilişkili semptomlar
Çocukluk çağı kanserlerinde kemoterapi sık kullanılan tedavi şeklidir. Tanı
aşamasından sonra remisyonu sağlamak için kemoterapi dozlarının yüksek kullanımı
yaygındır. Kemoterapi tedavisine bağlı görülen semptomlar arasında anemi,
yorgunluk, trombositopeni, lökopeni, bulantı kusma, saç kaybı, kilo kaybı, diyare
konstipasyon stomatit gibi çok sayıda semptomu içerebilir. Bu semptomlar tedavi
dozlarının kısıtlanması, tedavi geçikmelerine yol açması ve iyileşme oranını azaltma
bakımından hayati öneme sahip olabilir (2,9).
Kanser tedavisinin sadece tedaviye bağlı akut yan etkileri değil aynı zamanda
geç yan etkileri de vardır. Bunlar arasında
kronik yorgunluk,entellektüel
fonksiyonlarda bozulma ve fiziksel aktivitede de azalma sayılabilir (138,139). Ream
ve
arkadaşlarının
(2006)
22
adölsean
ile
yorgunluğun
değerlendirildiği
çalışmalarında (8 kişi tedavi sırasında , tedavisi kesilmesinden sonraki bir iki yılda
olanlar ve beş yıl tedavisiz izlenen) tedavisi devam eden grupta yorgunluk ortalama
yedi, bir iki yılda olan grup 4.6 beş yıl tedavisiz izlenen grupta ise 5.1 bulunmuştur.
Örneklem grubu küçük olmasına rağmen yorgunluğun ileriki yıllarda da
deneyimlendiği bulunmuştur.
Kanserli
çocuklarda
görülen
semptomlara
ilişkin
yapılan
literatür
incelemesinde ilk pediatrik kanser semptom araştırmalarının üç ana nokta etrafında
toplandığı belirtilmektedir. İlki işlemlere bağlı gelişen ağrı, tedavinin neden olduğu
bulantı-kusma, ve kanser tanısına uyumla ilişkili olarak psikososyal semptomlar ele
alınmıştır(2,12,48). Bu semptomlardan farklı olarak ilk olarak Enskar ve arkadaşları
tarafından (1997) yorgunluk ve hasta hisssetme semptom olarak ele alınmıştır.
Enskar ve arkadaşlarının (1997) kanserli adölesanlar ile yaptığı görüşmeler sırasında
kendilerini sürekli yorgun, halsiz
hissettikleri kusmalarının olduğu ve bunların
25
adölesanların kendilerini hasta hissetmelerine yol açtığı bildirilmiştir.Hinds ve
arkadaşları (1999) tarafından yapılan bir çalışmada yorgunluk sağlık personeli,
aileler ve çocuklar tarafından önemli bir sorun olarak ortaya konmuştur.
Yapılan literatür incelemesinde ağrı, en sık bildirilen semptomlardan biridir.
Kanserli çocuklarda ağrı, ameliyat sonrası, fantom, mukozit, işlemlere bağlı ve
kemoterapiye bağlı olabilir. Tümörle ilişkili ağrı daha çok relaps ve tedaviye dirençli
tümörlerde, kontrol altına alınması en zor ağrı daha çok tümörlerin santral ve
periferik sinir sistemine metastazında görülür. Kanserli çocuklarda ağrı, vinkristin
uygulanmasından sonra periferal nöropati, kortikosteroid kullanımına sekonder
osteonekrotik ağrı, ve büyüme faktörlerinin uygulamasına bağlı medullar kemik
ağrısıdır. Kanserli çocuklarda ağrının %40’ı işlemlere bağlı ağrıdır (79, 80).
Tek semptoma yönelik araştırmalar bazı semptomların iyi anlaşılmasını
sağlamasına rağmen, hastalar nadiren tek semptom deneyimlediği için çoklu
semptom değerlendirmenin gerekliliği vurgulanmaktadırlar (109). Armstrong
tarafından
(2003) solid tümörlü hastaların eş zamanlı ortalama 11-13 semptom
deneyimlendiği
bildirilmiştir.Araştırmacılar
kanserli
çocuklarda
çok
sayıda
sempttomun bir arada değerlendirildiği çalışmalara odaklanmışlardır. Bu nedenle
çocukluk kanserlerinde semptom sıklığı ve özelliklerinin anlaşılması sınırlıdır
(135,137).
Collins ve arkadaşlarının (2000) Memorial Semptom Değerlendirme
Ölçeği’ni kullanarak yaptıkları çalışmada ise 10-18 yaş grubu kanserli çocuklarda %
49.7 enerjinin azalması, %49.1 ağrı ve %48.4 uyku hissi belirlenmiştir.
Collins
ve
arkadaşlarının
(2002)
7-12
yaş
kanserli
çocuklar
ile
gerçekleştirdikleri çalışmada deneyimlenen semptom sayısı ortalama 1.9 du (-+1.6)
bulunmuş, semptomlar yorgunluk (%35.6), ağrı (%32.4), uykusuzluk (%31.1),
26
kaşıntı (%25), iştahın olmaması (22.3), endişe (%20.1), bulantı (%13.4), ve üzüntü
(%10.1) şeklinde sıralanmıştır.
Drake ve arkadaşlarının (2003) Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeği’ni
kullanarak ölmekte olan hastalarda yaptıkları semptom belirleme çalışmalarında,
ölmeden önceki bir hafta içinde hastaların ortalama 11 semptom deneyimledikleri ve
altı semptomun (enerjinin olmaması, uykusuzluk, cilt değişikliliği, huzursuzluk, ağrı
ve ekstremitelerde ödem) çocukların %50’sinden daha fazlasında görüldüğü
saptanmıştır.
Hedström ve arkadaşlarının (2005) 56 yeni tanı almış 13-18 yaş arasındaki
adölesanlarda tanıdan 4-8 hafta sonra yarı yapılandırılmış form ile telefonla
görüşülerek yaptıkları semptom belirleme çalışmalarında en çok sıkıntı veren
semptomlar %91 saç kaybı, %84 kilo kaybı, %62 yorgunluk ve %62 okuldan uzak
kalma ve % 54 mukozit olarak bildirilmiştir.
Yılmaz’ın (2006) çalışmasında deney ve kontrol grubundaki çocukların,
deney grubunda %29.2, kontrol grubunda %36 mukozit, %12 -%12.5 anüs
çevresinde bozulma,%12- %8 cilt bütünlüğünde bozulma, %12- %4 diyare, %12.525 -%20-40 konstipasyon, %40 iştah kaybı,bulantı kusma ise deney grubunda %
62.5- kontrol grubunda ise %44 bulunmuştur.
Erdem’in çalışmasında ebeveynlerin bildirimlerine göre evde deneyimlenen
semptomlar,
%93.3saç dökülmesi ,%90 iştahsızlık, %90ishal %90 ateş,%90
kansızlık,%90 yorgunluk,%83.3 bulantı- kusma, %80 kilo kaybı, %80 enfeksiyon ,
%73.3 ağız yarası,%53.3 tat değişiklikler,%40 kanama, %36.7 idrarda yanma, %36.7
makatta yara, %26.7 kabızlık ve %26.7 ağız kuruluğu belirlenmiştir.
27
Aydın’ın (2003) 23 kanserli çocuğun ebeveyni ile yaptığı çalışmada anneler
çocuklarında en çok bulantı kusma, ağızda yaralar , diyare, iştahsızlık enfeksiyon ve
yorgunluk gibi semptomları deneyimlediklerini belitmişlerdir.
Linder’in
1998-2003 yılları arasında çocuklar ile yapılan 19 çalışmayı
incelediği çalışmasında en sık yorgunluk ve bulantı kusma belirlenmiştir.
1.6.7. Kanserli Çocuklarda Semptom Kümeleri
Diğer kanserli hastalar gibi çocuklarda da en üst düzeyde iyileşme sağlanması
için verilen tedavi nedeniyle sıkıntılı semptomlar yaşarlar. National Institutes Of
Health State Of The Science On Symptom Management In Cancer tarafından ağrı,
depresyon ve yorgunluk gibi çocuklarda sıkıntıya neden olabilecek semptomların
kanseri tedavi etme girişimlerinden dolayı gözden kaçırıldığı iddia edilmektedir.
Hedström ve arkadaşlarının (2003) 121 kanserli çocukta yaptıkları çalışmalarında en
sıkıntılı semptomlar
ağrı, bulantı ve yorgunluk olarak belirlenmiştir. Collins ve
arkadaşlarının (2001) çalışmalarında en sık yaşanılan fiziksel semptom %35 enerji
azalması ve ardından ağrı, uykusuzluk, bulantı, öksürük ve iştahsızlık belirlenmiştir.
Hockenberry & Hooke (2007) kanserli çocuklar ve adölesanlara ağrı,
uykusuzluk yorgunluğun etkisini ve bu kümenin fiziksel performansa etkisin
inceledikleri gözden geçirme çalışmasında çocuk, aile ve sağlık personeli tarafından
ifade edilen yorgunlukla birlikte uyku sorunları da bildirilmiştir. Çalışmada sürekli
IV hidrasyon ve kemoterapi alan hastaların uykuya başlamada gecikme,uyku
derinliğinde azalma ve uyku bölünmelerinin sık yaşandığı ve yorgunlukla beraber
ortaya çıktığı, tedavinin neden olduğu ağrı (venöz giriş araçları, port giriş bölgeleri
gibi) sık görüldüğü ve yorgunluk deneyimleyen çocuklarda ağrı yoğunluğunu
arttırdığı bildirilmiştir. Bu semptomların varlığı çocuğun fiziksel performansını
azaltacağı ve bu durumun onların akranlarından izole olmasını sağlayacağı
28
savunulmaktadır. Aynı çalışmada bu semptom kümesinin fiziksel performansa etkisi
büyüme ve gelişmenin devamı için yaşa uygun hareket sağlamanın önemi
vurgulanmış ve uyku sorunları ve yorgunluğun azaltılması için günlük aktivitenin
azaltılmasının tartışmalı bir konu olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Kişisel faktörler cinsiyet, aile, kültür, etnik köken, yaş ve gelişimsel evre
içinde ele alınır. Çevresel faktörler kemoterapi için hastanede olma, okula devam ve
tedavi sıklığını içerir. Bu faktörlerden yola çıkarak Hockenberry & Hooke (2007)
kanserli çocukların yorgunluk, uykusuzluk ve ağrı semptomlarını birlikte
deneyimledikleri
ve
bu
kümenin
sonucu
olarakta
çocukların
fiziksel
performanslarınının ve davranışlarının etkilenebileceğini savunmaktadır.
İleriki
çalışmalarda semptomlar arasındaki ilişkilerin araştırılması semptom sıkıntısı
yaşayan çocukların girişimlerine destek sağlayabileceği vurgulanmaktadır (80).
1.6.8. SEMPTOM KÜMELEMESİNİN HEMŞİRELİKTE ÖNEMİ
Kanserli hastalarda semptomların önlenmesi ve yönetiminin ilk basamağı
değerlendirmedir. Değerlendirme geçerlik güvenirliği kanıtlanmış ve çok boyutlu
ölçekler ile yapılmalıdır. Semptom değerlendirmesinin hasta ilk kliniğe kabul
edildiğinde başlaması ve belli aralıklarla
tekrarlanması önerilmektedir (57,108).
Şimdiye kadar semptomlarla ilgili çalışmaların çoğunda yorgunluk gibi tek semptom
ya da depresyon, anksiyete gibi onlara eşlik eden semptomlara yönelinmiştir. Bu
yaklaşım bazı semptomların anlaşılmasında ilerleme sağlamasına rağmen, hastalarda
eş zamanlı çeşitli semptomlar görüldüğünde rehber olamamıştır (42). Kanserli
hastalar günlük aktivitelerini kısıtlayacak eş zamanlı çok sayıda semptom
deneyimlerler. Bu durum tek başına yaklaşım yerine sistematik değerlendirmeyi
gerektirir. Semptom kümelerinde semptom sayısının artması, tedavinin gidişini
29
olumsuz etkileyebilmekte, hastaların foksiyonel durumu,günlük yaşamı ve çevresiyle
ilişkileri olumsuz etkilenmektedir (69).
Semptom kümeleme hemşirelik literatüründe yeni kullanılmaya başlayan bir
kavram olmuştur. Semptom kümelerinin belirlenmesiyle hemşirelerde farkındalık
gelişeceği ve daha doğru semptom tanımlayabilecekleri, semptomun rahatlatılmasını
arttıracak girişimler hedefleyebilecekleri vurgulanmaktadır. Bunların sonucu olarak
ta hasta bakım sonuçlarında gelişme sağlanacaktır (44). Tüm kanserli hastaların
semptom kümeleri hemşireler tarafından belirlenmeli ve
aynı zaman da belli
kanserlerde ilave semptomların da görülebileceğinin farkında olunmalıdır (67).
Küme içindeki semptomlardan biri diğerini etkileyebileceğinden, bu etkinin
bilinmesi semptom yönetimi ve önlenmesi için girişimleri aydınlatabilir. Hastanın
fonksiyonel durumu ve yaşam kalitesi semptom kümeleri içinde yer alan semptomlar
tarafından olumsuz etkilenir. Bu semptom kümelerinin hastanın gelecekteki
morbitidesine olumsuz sinerjik etkiye sahip olabileceği ileri sürülmektedir. Ama bu
etki tam olarak açıklığa kavuşmamıştır (11,17). Elde edilen bulgular ortak hemşirelik
girişimlerinin uygulanmasıyla
kümede yer alan semptomların yönetimi fikrini
desteklemektedir. Küme içindeki çok sayıda semptomları tedavi etmek için ortak
girişim kullanma yaklaşımı umut verici olarak görünmektedir. Semptom kümesi
kavramının kanser tedavisinin neden olduğu yan etkilerin sinerjik özelliklerinin
anlaşılmasında ilerleme sağlayacağı ve etkili hemşirelik girişimlerini arttıracağı
savunulmaktadır (133).
Semptom kümeleme kavramının açıklanmasında kavramsal, metadolojik ve
analitik yaklaşımda tam bir fikir birliği yoktur. Günümüzde analitik yaklaşım olarak
logistik regresyon, küme analizi ve aracılıklı modeller benimsenmektedir. Bu
karmaşık insan deneyiminin anlaşılmasında yeni analitik yaklaşımlara, çocuklar ve
30
farklı kültüre sahip bireylere ilişkin bilgi çok az olduğundan bu alanda yapılacak
çalışmalara gereksinim olduğu vurgulanmaktadır (16,108).
31
BÖLÜM II
YÖNTEM
2.1. ARAŞTIRMANIN ŞEKLİ
Araştırma, kanser tedavisi
alan 10-18 yaşları arasında çocuklarda tedavinin
birinci, ikinci ve üçüncü aylarındaki, semptom sıklığının ve semptom kümelerinin
belirlenmesi amacıyla yapılan açıklayıcı ve tanımlayıcı tipte bir araştırmadır.
2.2. KULLANILAN GEREÇLER
Araştırmada iki veri toplama formu kullanılmıştır.
2.2.1.Çocuğun Demografik Özellikleri Formu
Bu formda araştırmacı tarafından literatür bilgileri doğrultusunda hazırlanan
kanserli çocuğun yaşı, tanısı, hastalığın evresi, en son tedavide alınan kemoterapi
ilaçları, semptom kontrolü için kullanılan ilaçlar, ebeveynin yaşı, eğitimi ve çalışma
durumu, ailenin ekonomik durumu gibi soruları içeren sorular yer almaktadır (EK 1).
2.2.2. Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeği (MSDÖ) 10-18
Çalışmada veriler Collins ve arkadaşları tarafından yetişkin formundan çocuklara
uyumlandırılarak yapılan geçerlik güvenilirlik çalışmasında Fiziksel, Psikolojik ve
Genel Durum İndeksi alt boyutlarında Kronbach alfa değeri sırasıyla 0.83,0.87 ve
0.85 bulunmuştur. Atay ve arkadaşları (2007) tarafından Türkçe geçerlik güvenirlik
çalışması yapılan
Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeği (MSDÖ) verilerin
toplanmasında kullanılmıştır. MSDÖ 10-18 yaşları arasında kanserli çocukların son bir
haftada deneyimledikleri semptomları değerlendirmede kullanılan 30 maddeli çok
boyutlu bir ölçektir. Ölçekte yer alan yirmi iki semptomun son bir haftadaki sıklığı,
şiddeti ve çocukta yarattığı sıkıntıyı içeren üç alt boyutu, sekiz semptomun ise şiddeti
ve çocukta yarattığı sıkıntıyı içeren iki boyutu yer almaktadır. MSDÖ yapılan Türkçe
geçerlik güvenirlik çalışmasında Kronbach alfa güvenirlik katsayısı alfa =.93,
32
fizyolojik alt boyut alfa=.92, psikolojik alt boyut alfa=.93 ve Genel Durum İndeksi
.93 olarak belirlenmiştir. Ölçeğin geçerlik ve güvenirlik düzeyi yüksek
bulunduğundan çalışmada veri toplama aracı olarak kullanılmasına karar verilmiştir.
2.3. ARAŞTIRMANIN YERİ
Araştırma İzmir ili merkez sınırları içerisinde bulunan Ege üniversitesi Tıp
Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Tülay Aktaş Kemik İliği ve
Transplantasyon Merkezi Pediatrik Onkoloji Bilim Dalı, Sosyal Sigortalar Kurumu
Yenişehir Çocuk Hastanesi Onkoloji Kliniği, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp fakültesi
Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı ve Dr.Behçet Uz Çocuk Araştırma ve
Uygulama Hastanesi Onkoloji Kliniğinde yapılmıştır.
2.4. ARAŞTIRMANIN EVRENİ
Araştırma evrenini İzmir ili merkez sınırları içerisinde bulunan Ege
üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Tülay Aktaş Kemik İliği
ve Transplantasyon Merkezi Pediatrik Onkoloji Bilim Dalı, Sosyal Sigortalar
Kurumu Yenişehir Çocuk Hastanesi Onkoloji Kliniği, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp
fakültesi Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı ve Dr.Behçet Uz Çocuk
Araştırma ve Uygulama Hastanesi Onkoloji Kliniğinde Ağıstos 2006-Ağustos 2007
tarihleri arasında ilk kez kanser tanısı alan
10-18 yaşları arasındaki çocuklar
oluşturmuştur
2.5. ARAŞTIRMANIN ÖRNEKLEMİ
Araştırma evrenini İzmir ili merkez sınırları içerisinde bulunan Ege
üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Tülay Aktaş Kemik İliği
ve Transplantasyon Merkezi Pediatrik Onkoloji Bilim Dalı, Sosyal Sigortalar
Kurumu Yenişehir Çocuk Hastanesi Onkoloji Kliniği, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp
fakültesi Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı ve Dr.Behçet Uz Çocuk
33
Araştırma ve Uygulama Hastanesi Onkoloji Kliniğinde Ağıstos 2006-Ağustos 2007
tarihleri arasında ilk kez kanser tanısı alan ve kemoterapi alan
10-18 yaşları
arasındaki 54 çocuk örneklemi oluşturmuştur. Araştırmaya dahil edilme kriterleri:
-
İlk kez kanser tanısı almak
-
10-18 yaşları arasında olmak
-
Kemoterapi almak
-
Türkçe okuma yazma bilmek
Araştırmaya alınmama kriterleri:
-
Daha önceden kanser tanısı almak
-
10-18 yaşları dışında olmak
-
Radyoterapi almak
-
Bilişsel bozukluğu olmak
2.6. BAĞIMLI VE BAĞIMSIZ DEĞİŞKENLER
Araştırmanın bağımlı değişkenleri; Kemoterapi uygulanan çocukların
deneyimledikleri semptom prevelansları, deneyimlenen semptomların süresi, şiddeti
ve neden olduğu sıkıntı, semptom sayıları ve semptom kümeleri oluşturmuştur.
Araştırmanın bağımsız değişkenleri; Çocuğun yaşı, cinsiyeti, tedavi ayları,
semptom kontrolüne ilişkin ilaç alma durumları oluşturmuştur.
2.7. VERI TOPLAMA YÖNTEMI VE SÜRESI
Verilerin toplanmasında sosyo demografik özellikler ebeveynlerden, kullanılan
ilaçlar ve tanıya ilişkin özellikler hasta dosyasından ve semptomlara ilişkin özellikler
çocuklardan elde edilmiştir. Çocuklardan elde edilen verilerde araştırmacı tarafından
Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeği
kullanılarak
birebir çocuğun
doldurması sağlanmıştır. Veri toplama formu kanser tedavisinin birinci, ikinci ve
34
üçüncü ayında olmak üzere üç kez doldurtulmuştur. Araştırmanın süresi Ağustos
2006-Ağustos 2007 tarihleri arasındaki bir yıllık süreyi kapsamaktadır.
2.8. VERILERIN ANALIZI VE DEĞERLENDIRME TEKNIKLERI
Araştırma sonunda elde edilen verilerin analizinde SPSS (Statistical Package For
Social Science) 15.0 Paket programı ve Software Multi-Variate Statistical Package
(MVSP) v.3.12 kullanılmıştır. Kullanılan test ve analizler şunlardır:
1.
Çalışmaya alınan çocuk ve ebeveynelere ilişkin tanıtıcı bilgiler sayı ve yüzde
dağılımları,
2.
Aylara göre semptomların prevelansı ve özelliklerinin belirlenmesinde
sayı,yüzde dağılımları,
3.
Aylara göre semptom ortalamaları, ortalama, standart sapma ve minumum
maksimum değerler,
4.
İlk üç ayda deneyimlenen semptom sayılarının ortalamalarının farkı, tekrarlı
ölçümlerde tek yönlü varyans analizi
5.
İlk üç ayda kız ve erkek çocuklar tarafından deneyimlenen semptom sayıları
arasındaki fark, ki kare,
6.
Antiemetik kullanma ile bulantı kusma semptomları arasındaki ilişki ki kare,
7.
İlk üç ayda oluşan semptom kümelerinin belirlenmesinde Software MultiVariate Statistical Package (MVSP) v.3.12 (Pearson Coefficent , Further
Nearest) kullanılmıştır (13).
* İstatistiksel olarak P<0.05 olan değerler anlamlı olarak kabul edilmiştir.
Walsh ve Rybicki
(2006) tarafından yapılan
çalışmalarında semptom
kümelerini belirlerken %15 prevelansın altında kalan semptom analize alınmamıştır.
Bu bilgiden yola çıkılarak
Lisa Rybicki ( Department of Biostatistics and
Epidemiology Center for Palliative Medicine, Cleveland Clinic Taussig Cancer
35
Center) ile e posta
ile yapılan görüşmede istenilen sayıda semptomun analize
alınabileceği belirtilmiştir. Otuz semptomu içeren ölçekten anlamlı semptom
kümeleri oluşturmak için prevalansı %20’nin altında kalan semptomlar analize
alınmamıştır. Semptom kümelenmesini Dodd ve arkadaşları (2001) tarafından
yapılan semptom kümeleme tanımında “üç ya da daha fazla sayıda semptomun bir
biriyle ilişkisi” tanımından yola çıkılarak küme oluşturmada en az üç semptomun
birlikteliği aranmıştır. Semptom kümelerinin belirlenmesinde ilişkinin derecesi
konusunda fikir birliği bulunmadığından korelasyon düzeyi 0.25 ve üzeri ilişki küme
oluşturmada kullanılmıştır (11,55,88).
İstatistiksel olarak semptom kümelerinin tipleri ve sayılarını belirlemede hem
faktör analizi hem de küme analizi kullanılmaktadır. Faktör analizi değişkenler
arasında ilişkileri ve çok sayıda semptomlardan anlamlı grupları tahmin etmede
kullanılır (1,11). Faktör analizine benzer şekilde küme analizi de semptom gruplarını
belirlemede kullanılabilir. Küme analizi değişkenler arasındaki ilişkiyi analiz eden
bir yöntemdir. Genellikle daha önceden var olan teorik şartlar yoksa gereklidir.
Faktör analizi gibi veri küçültme tekniğidir. Faktör analiz altta yatan boyut ve ya da
ortaklıkları arar. Küme analize ise değişkenliklerin benzerliklerini gösterir. Küme
analizi bazı araştırmacılara göre bir istatistiksel yöntem olarak kabul edilmemektedir.
Çünkü bulguların doğruluğunu belirleyecek p değeri gibi anlamlılık düzeyi yoktur,
değişmezlik varsayımını karşılamayabilir. Küme analizi küme ya da grupların
birlikte gözlemlerinin nasıl keşfedildiğini arayan matematiksel algoritmalar oluşturur
(13). Küme analizi teorik olarak ya da verilerden anlamlı gruplar oluşturma
bakımından faktör analizi ile benzerdir. Küme analizi ile faktör analizinin farkı
faktör analizi veriyi ölçüm, işlemden geçirilmiş (aralık düzeyi belirleme gibi)
gerektirir. Küme analizinde ise verinin kısıtlanma düzeyi yoktur (89).
36
Şimdiye kadar kanser hastalarında semptom kümeleme çalışmaları ya deneysel
olarak ya da yeniden tanımlanma şeklinde yapılmıştır. Deneysel yöntemle yapılan
çaılşmalarda faktör analizi ve küme analizi kullanılmıştır (55).
2.9. SÜRE VE OLANAKLAR
Araştırma 2006 Temmuz ayına kadar ölçeğin geçerlik güvenirlik çalışması
gerçekleştirilmiştir. Ağustos 2006 da veri toplanmaya başlanmış 2007 Ağustosa
kadar bir yıl sürede veriler toplanmıştır.
2.10. ETIK AÇIKLAMALAR
Araştırmanın yapılacağı kurumlardan yazılı olarak izin alınmıştır. Ayrıca
araştırmaya katılan ebeveynlere ve çocuklardan araştırmanın amacı açıklanarak izin
alınmıştır (EK 3,4,5,6). Araştırmada elde edilen verilerin isim belirtilmeden
raporlaştırılacağı ebeveynlere açıklanmıştır.
2.11. ARAŞTIRMADA YAŞANAN GÜÇLÜKLER
Araştırma Ekim 2005-Aralık 2007 tarihleri arasında yapılmıştır.
yürütülmesi
sırasında
aşağıdaki
güçlüklerle
karşılaşılmıştır.
Çalışmanın
Çalışmanın
yürütülmesinde Izmir ili sınırları içinde bulunan dört kurum bulunduğundan ulaşım
sorunları yaşanmıştır. Ikinci ve üçüncü aylarda çocuklar tedaviye evlerinden
geldiklerinden ve tedavileri poliklinikten devam ettiğinde çocuklara ulaşmada
sorunlar yaşanmıştır.
Ayrıca Türkiye’de daha önce küme analizi kullanılarak semptom kümesi
oluşturulan çalışma bulunmadığından ve küme oluşturmada
fikir birliği
bulunmadığından, istatistiksel yöntemin gerçekleştirilmesinde güçlükler yaşanmıştır.
37
ÇALIŞMA SÜRECININ ZAMAN PLANI
Evre
ve Amaç
Yöntem
Zaman
Adımlar
EVRE I
Hazırlık
EVRE II
EVRE III
EVRE IV
Semptom
Geçerlik-Güvenirlik
Değerlendirilmesinde
Çalışması
kullanılacak ölçeğin geçerlik
güvenirlik
çalışmasını
gerçekleştirmek
Aralık 2005
Ağustos 2006
Kavram
ve
konuların Literatür taraması
açıklığa kavuşturulması
Çalışmaların incelenmesi
Veri toplamak
Aralık 2005
Ağustos 2007
Verilerin
analizini
gerçekleştirmek
Verilerin raporlaştırılması
38
Ağustos 2006
Ağustos 2007
Eylül 2007
Kasım 2007
BÖLÜM III
BULGULAR
Bu bölümde kanser tanısı ile izlenen 10-18 yaş grubundaki çocukların ve
ailelerinin tanıtıcı özellikleri, ilk kez kanser tanısı alan çocukların tedavilerinin
birinci ikinci ve üçüncü ayında deneyimlediği semptomların prevelansı ve özellikleri,
deneyimlenen semptomların sayısı, cinsiyete göre özellikleri, semptom kontrolüne
ilişkin tedavi alma durumları ve belirlenen semptom kümeleri sunulmuştur.
3.1 KANSERLİ ÇOCUKLAR VE AİLELERİNE İLİŞKİN TANITICI
ÖZELLİKLER
Kanserli çocukların tedavi aldıkları kurumlar, yaş dağılımları, cinsiyet, eğitim
durumları, tanı özellikleri, anne ve babaların yaş, eğitim ve çalışma durumları, sosyal
güvence durumlarının sayı ve yüzdeleri Tablo 1’de verilmiştir.
Tablo I. Kanserli Çocuklar ve Ailelerine İlişkin Tanıtıcı Özellikler (n=54)
TANITICI ÖZELLİKLER
KURUM
EÜTF
DEÜTF
YÇH
BUÇH
YAŞ
10-12
13-15
16-18
CİNSİYET
KIZ
ERKEK
EĞİTİM
İLK OKUL
ORTA OKUL
LİSE
OKUL BAŞARISI
ORTA
İYİ
ÇOK İYİ
SAYI
YÜZDE
15
13
13
13
27.7
24.1
24.1
24.1
21
24
9
38.9
44.4
16.7
30
24
55.6
44.4
15
24
15
27.8
44.4
27.8.
7
15
32
13.0
27.8
59.2
39
ÇOCUĞUN TANISI
LÖSEMİ
LENFOMA
KEMİK TÜMÖRÜ
DİĞER
ANNE YAŞ
30-39
40-49
50-59
ANNE EĞİTİM
OKUR YAZAR DEĞİL
İLK OKUL
ORTA OKUL
LİSE
YÜKSEK OKUL
ANNE İŞ
ÇALIŞMAYAN
ÇALIŞAN
BABA YAŞ
30-39
40-49
50-59
BABA EĞİTİM
OKUR YAZAR DEĞİL
İLK OKUL
ORTA OKUL
LİSE
YÜKSEK OKUL
BABA İŞ
ÇALIŞMIYOR
İŞCİ
MEMUR
EMEKLİ
SERBEST
GELİR DURUMU
AZ
DENGELİ
FAZLA
SOSYAL GÜVENCE
EMEKLİ SANDIĞI
SOSYAL
SİGORTALAR
KURUMU
BAĞKUR
YEŞİLKART
TOPLAM
19
12
6
17
35.2
22.2
11.1
31.5
27
22
5
50.0
40.7
7.3
9
31
3
8
3
16.70
57.4
5.6
14.7
5.6
49
5
90.7
9.3
11
33
10
20.4
61.1
18.5
1
33
8
4
8
1.9
61.1
14.8
7.4
14.8
3
23
4
5
19
5.6
42.6
7.4
9.2
35.2
27
27
-
50.0
50.0
00.0
4
30
7.4
55.6
6
14
54
11.1
25.9
100.0
Çocukların tanıtıcı özellikleri incelendiğine % 44,4’nün 13–15 yaş grubunda,
%55.6’sı kız,
% 44.4’ü altı-sekizinci sınıfta, %59.2’sinin okul başarısı çok iyi
40
düzeydedir. Çocukların %35,2’sinin lösemi tanısı ile izlendiği belirlenmiştir.
Çocukların ebeveyn özellikleri incelendiğinde, annelerin %40,7’sinin 40–49 yaşları
arasında, % 57,4’sinin ilkokul mezunu, % 90,7’sinin herhangi bir işte çalışmadığı
belirlenmiştir. Babaların ise % 61,1’i 40–49 yaşları arasında, %61,1’inin ilkokul
mezunu, % 42,6’sının işçi olarak çalıştığı bulunmuştur. Ailenin gelir gider durumları
bakıldığında ailelerin yarısının gelirleri giderlerine eşit, yarısının ise gelirleri
giderlerinden az belirlenmiştir. Ailelerin %55.6’sının bağlı olduğu sosyal güvencesi
ise ile Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK)dur.
3.2. KANSERLİ ÇOCUKLARIN SEMPTOM PREVALANSLARI ve
ÖZELLİKLERİ
3.2.1 Kanserli Çocuklar
Tarafından Tedavilerinin Birinci Ayında
Deneyimlenen Semptomların Prevelansı
Bu bölümde ilk kez kanser tanısı alan hastaların tedavilerinin ilk ayında
Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeği kullanılarak belirlenen
sayı ve yüzdeleri verilmiştir ( Tablo 2).
41
semptomların
Tablo
2.
Kanser
Tedavisinin
Birinci
Ayında
Deneyimlenen
Semptomların Prevelansları
SEMPTOM
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
23.
24.
25.
26.
27.
28.
29.
30.
Iştahsızlık
Bulantı
Saç dökülmesi
Sinir Olma
Halsizlik
Kusma
Ağız kuruluğu
Ağrı
Uykulu hissetme
Üzgün olma
Terleme
Kilo kaybı
Endişe
Ağız yarası
Öksürük
Baş dönmesi
Ağız tadında değişme
Deri değişiklikleri
Huzursuzluk
El ve ayakta karıncalanma
Kabızlık
Kendine yabancılaşma
Uyumakta güçlük
Ishal
Kaşıntı
Dikkati toplamada güçlük
Nefes darlığı
Yutma güçlüğü
Idrar yapma sorunları
El ve ayak şişme
Son Bir Hafta İçinde
Evet
Hayır
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
43
43
41
37
36
36
33
32
31
31
26
26
22
21
21
19
19
19
18
16
16
16
14
14
13
12
12
8
4
4
79.6
79.6
75.9
68.5
66.7
66.7
61.1
59.3
57.4
57.4
48.1
48.1
40.7
38.9
38.9
35.2
35.2
35.2
33.3
29.6
29.6
29.6
25.9
35.9
24.1
22.2
22.2
14.8
7.4
7.4
11
11
13
17
18
18
21
22
23
23
28
28
32
33
33
35
35
35
36
38
38
38
40
40
41
42
42
46
50
50
20.4
20.4
24.1
31.5
33.3
33.3
38.9
40.7
42.6
42.6
51.9
51.9
59.3
61.1
61.1
64.8
64.8
64.8
66.7
70.4
70.4
70.4
74.1
74.1
75.9
77.8
77.8
85.2
92.6
92.6
Kanser tedavisinin ilk ayında en çok prevalansa sahip semptomlar %79.6
iştahsızlık ve bulantı, %75.9 saç dökülmesi semptomlarıdır. Kanser tedavisinin ilk
ayında en az prevalansa sahip semptomlar %14.8 yutma güçlüğü, %7.4 ile idrar
yapma sorunları ve el ve ayakta şişme bulunmuştur.
42
3.2.2 Kanserli Çocukların Tedavilerinin İkinci Ayında Deneyimledikleri
Semptomların Prevelansı
Kanser tedavisinin ikinci ayında deneyimlenen semptomların prevalansları
Tablo 3’de gösterilmiştir.
Tablo 3. Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Deneyimlenen Semptomların
Prevelansları
SEMPTOM
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
Iştahsızlık
Halsizlik
Bulantı
Sinirli Olma
Ağrı
Saç dökülmesi
Üzgün olma
Uykulu hissetme
Kusma
Ağız kuruluğu
Kendine Yabancılaşma
Kilo kaybı
Endişe
Terleme
Deri değişiklikleri
Öksürük
Ağız yarası
Yemek tadı
El ve ayakta karıncalanma
Huzursuzluk
Dikkati toplamada güçlük
Baş dönmesi
Kaşıntı
Kabızlık
Uyumakta güçlük
El ve ayakta şişme
Yutma güçlüğü
Nefes darlığı
İshal
Idrar yapma sorunları
Son Bir Hafta İçinde
EVET
Sayı
Yüzde
43
79.6
41
75.9
74.1
40
36
66.7
31
57.4
31
57.4
30
55.6
29
53.7
27
50.0
25
46.3
24
44.4
22
40.7
19
35.2
18
33.3
18
33.3
18
33.3
17
31.5
17
31.5
16
29.6
14
25.9
13
24.1
12
22.2
11
20.4
10
18.5
10
18.5
9
16.7
7
13
6
11.1
6
11.1
2
3.7
Sayı
11
13
14
18
23
23
24
25
27
29
30
32
35
36
36
36
37
37
38
40
41
42
43
44
44
45
47
48
48
52
HAYIR
Yüzde
20.4
24.1
25.9
48.1
42.6
42.6
44.4
46.3
50.0
53.7
55.6
59.3
64.8
66.7
66.7
66.7
68.5
68.5
70.4
74.1
75.9
77.8
79.6
81.5
81.5
83.3
87
88.9
88.9
96.3
Kanser tedavisinin ikinci ayında % 79.6 iştahsızlık, %75.9 halsizlik ve
%74.1
bulantı en sık prevelansa sahip semptomlardır. En az prevelansa sahip semptomlar
43
ise %18.5, kabızlık ve uyumakta güçlük, %16.7 el ve ayaklarda şişme, %13 yutma
güçlüğü, %11.1 nefes darlığı ve ishal, %3.7 idrar yapma sorunlarıdır.
3.2.3
Kanserli
Çocukların
Tedavilerinin
Üçüncü
Ayında
Deneyimledikleri Semptomların Prevelansı
Kanser tedavisinin üçüncü ayında deneyimlenen semptomların prevalansları
Tablo 4’de gösterilmiştir.
Tablo 4. Kanser Tedavisinin üçüncü Ayında Deneyimlenen Semptomların
Prevelansı
Son Bir Hafta İçinde
EVET
SEMPTOM
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30.
Iştahsızlık
Sinir Olma
Halsizlik
Üzgün Olma
Bulantı
Saç dökülmesi
Kusma
Endişeli Hissetme
Kilo kaybı
Uykulu hissetme
Ağrı
Terleme
Ağız kuruluğu
Yutma güçlüğü
Kendine yabancılaşma
Deri değişiklikleri
Öksürük
Baş dönmesi
Yemek tadında değişme
El ve ayakta karıncalanma
Dikkati toplamada güçlük
Ağız yarası
Huzursuzluk
Kabızlık
Uyumakta güçlük
Kaşıntı
Nefes darlığı
İshal
El ve ayak şişme
İdrar yapma sorunları
Sayı
40
34
34
33
32
30
27
23
21
20
20
18
17
16
16
16
16
15
14
14
14
12
11
10
10
7
6
5
3
2
HAYIR
Yüzde
74.1
63.0
63.0
61.1
59.3
55.6
50.0
42.6
38.9
37.0
37.0
33.3
31.5
29.6
29.6
29.6
29.6
27.8
25.9
25.9
25.9
22.2
20.4
18.5
18.5
13
11.1
9.3
5.6
3.7
44
Sayı
14
20
20
21
22
24
27
31
33
34
34
36
37
38
38
38
38
39
40
40
40
42
43
44
44
47
48
49
51
52
Yüzde
25.9
37.0
37.0
38.9
40.7
44.4
50.0
57.4
61.1
63.0
63.0
66.7
68.5
70.4
70.4
70.4
70.4
72.2
74.1
74.1
74.1
77.8
79.6
81.5
81.5
87
88.9
90.7
94.4
96.3
Kanser tedavisinin üçüncü ayında en sık prevelansa sahip semptomlar %74,1
iştahsızlık, % 63 halsizlik ve sinirli hissetme semptomlarıdır. En az deneyimlenen
semptomlar ise %18.5, kabızlık ve uyumakta güçlük %13 kaşıntı, %11.1 nefes
darlığı, %9.3, ishal, %5.6 el ve ayakta şişme ve % 3.7 idrar yapma sorunları şeklinde
sıralanmaktadır.
3.2.4 Kanser Tedavisinin İlk Ayında Semptomların Deneyimlenme
Sıklığı
Bu bölümde çocukların tedavilerinin ilk aylarında deneyimledikleri
semptomların sıklığını içeren bulgular yer almaktadır (Tablo 5).
Tablo 5. Kanser Tedavisinin İlk Ayında Deneyimlenen Semptomların Sıklığı
Son Bir Hafta İçinde
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
Hemen
Hemen Hiç
Bazen
Çok sık
Hemen her
zaman
SEMPTOM
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Iştahsızlık
Sinirli Olma
Halsizlik
Üzgün Olma
Bulantı
Kusma
Endişeli Hissetme
Uykulu hissetme
Ağrı
Terleme
Ağız kuruluğu
Yutma güçlüğü
Öksürük
Baş dönmesi
El ve ayakta karıncalanma
Dikkati toplamada güçlük
Huzursuzluk
Uyumakta güçlük
Kaşıntı
Nefes darlığı
İshal
İdrar yapma sorunları
2
1
1
2
5
1
1
1
1
3
3
1
3
1
2
2
2
3
1
5
1
3.7
1.9
1.9
3.7
9.3
1.9
1.9
1.9
1.9
5.6
5.6
1.9
5.6
1.9
3.7
3.7
3.7
5.6
1.9
9.3
1.9
24
25
23
19
17
22
14
22
19
16
18
6
17
13
11
9
12
6
6
10
6
3
44.4
46.3
42.6
35.2
31.5
40.7
25.9
40.7
35.2
29.6
33.3
11.1
31.5
24.1
20.4
16.7
22.7
11.1
11.1
18.5
11.1
5.6
13
9
10
6
10
14
6
7
5
6
9
1
3
3
2
1
3
4
4
2
-
24.1
16.7
18.5
11.1
18.5
25.9
11.1
13
9.3
11.1
16.7
1.9
5.6
5.6
3.7
1.9
5.6
7.4
7.4
3.7
-
4
2
2
4
4
6
1
1
7
1
3
1
1
2
1
1
1
1
1
-
7.4
3.7
3.7
7.4
7.4
11.1
1.9
1.9
13
1.9
5.6
1.9
1.9
3.7
1.9
1.9
1.9
1.9
1.9
-
45
Kanser tedavisinin ilk ayında ölçek doldurulmadan önceki bir haftada hemen
her zaman deneyimlenen semptom %13 ile ağrı ve % 11.1 ile kusmadır. Çocuklar
tarafından çok sık deneyimlenen semptomlar % 25.9 ile kusma, %24.1 ile
iştahsızlık,%18.5 ile halsizlik ve bulantıdır. Son bir haftada % 46.3 ile sinirli olma,
%44.4 ile iştahsızlık, %42.6 ile halsizlik bazen deneyimlen semptomlar olarak
belirlenmiştir.
3.2.5 Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Semptomların Deneyimlenme
Sıklığı
Kanser tedavisinin ikinci ayında bir hafta içinde en sık deneyimlenen
semptomlar Tablo 6’da gösterilmiştir.
Tablo 6. Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Semptomların Deneyimlenme
Süresi
Son Bir Hafta İçinde
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
Hemen
Hemen Hiç
Bazen
Çok sık
Hemen her
zaman
SEMPTOM
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Iştahsızlık
Sinirli Olma
Halsizlik
Üzgün Olma
Bulantı
Kusma
Endişeli Hissetme
Uykulu hissetme
Ağrı
Terleme
Ağız kuruluğu
Yutma güçlüğü
Öksürük
Baş dönmesi
El ve ayakta karıncalanma
Dikkati toplamada güçlük
Huzursuzluk
Uyumakta güçlük
Kaşıntı
Nefes darlığı
İshal
İdrar yapma sorunları
2
2
1
1
1
1
2
3
1
3
3
3
1
2
2
2
3
1
1
3.7
3.7
1.9
1.9
1.9
1.9
3.7
5.6
1.9
5.6
5.6
5.6
1.9
3.7
3.7
3.7
5.6
1.9
19
26
19
25
21
26
15
11
20
23
8
13
5
10
8
11
10
9
4
8
2
4
1
48.1
35.2
46.3
38.9
48.1
28.3
20.4
37
42.6
14.8
24.1
9.3
18.5
14.8
20.4
18.5
16.7
7.4
14.8
3.7
7.4
1.9
13
4
11
7
11
11
7
6
4
7
9
1
5
1
2
2
3
3
1
1
1
-
24.1
7.4
20.4
13
20.4
20.4
13
11.1
7.4
13
16.7
1.9
9.3
1.9
4
1
3
1
2
1
2
4
1
1
-
7.4
1.9
5.6
1.9
3.7
1.9
3.7
7.4
1.9
1.9
-
46
3.7
5.6
5.6
1.9
1.9
1.9
-
Kanser tedavisinin ikinci ayında bir hafta içinde hemen hemen her zaman
deneyimlenen
semptomlar %7.4 ile iştahsızlık ve ağrı semptomudur. Çok sık
deneyimlenen semptomlar ise %24.1 ile iştahsızlık ve %20.4 halsizlik,bulantı ve
kusma semptomlarıdır. Çocuklar tarafından bazen şeklinde ifade edilen semptomlar
ise % 48.1 iştahsızlık ve bulantı %46.3 halsizliktir.
3.2.6 Kanser Tedavisinin Üçüncü Ayında Semptomların Deneyimlenme
Sıklığı
Kanser tedavisinin üçüncü ayında bir hafta içinde en sık deneyimlenen
semptomlar Tablo 7’da gösterilmiştir
Tablo
7.
Kanser
Tedavisinin
Üçüncü
Ayında
Semptomların
Deneyimlenme Sıklığı
Son Bir Hafta İçinde
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
Hemen
Hemen Hiç
Bazen
Çok sık
Hemen her
zaman
SEMPTOM
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Iştahsızlık
Sinir Olma
Halsizlik
Üzgün Olma
Bulantı
Kusma
Endişeli Hissetme
Uykulu hissetme
Ağrı
Terleme
Ağız kuruluğu
Yutma güçlüğü
Öksürük
Baş dönmesi
El ve ayakta karıncalanma
Dikkati toplamada güçlük
Huzursuzluk
Uyumakta güçlük
Kaşıntı
Nefes darlığı
İshal
İdrar yapmada sorunlar
3
1
4
2
2
1
2
3
4
2
4
5
2
1
2
1
1
5.6
1.9
7.4
3.7
3.7
1.9
3.7
5.6
7.4
3.7
7.4
9.3
3.7
1.9
3.7
1.9
19
21
19
11
18
17
10
9
8
9
2
13
2
7
10
7
11
6
10
3
3
2
1
38.9
35.2
20.4
33.3
31.5
18.5
16.7
14.8
16.7
3.7
24.1
3.7
13
18.5
13
20.4
11.1
12
13
6
10
10
6
11
6
5
8
3
5
4
1
1
4
1
2
1
1
-
22.2
24.1
11.1
18.5
18.5
11.1
20.4
11.1
9.3
14.8
5.6
9.3
7.4
1.9
1.9
7.4
1.9
3.7
1.9
1.9
-
5
1
3
2
3
2
1
3
2
8
2
1
1
1
1
1
1
-
9.3
1.9
5.6
3.7
5.6
3.7
1.9
5.6
3.7
14.8
3.7
1.9
1.9
1.9
1.9
1.9
1.9
-
47
5.6
5.6
3.7
1.9
Kanser tedavisinin üçüncü ayında bir hafta içinde hemen her zaman
deneyimlenen semptomlar % 14.8 terleme, %9.3 iştahsızlık, çok sık deneyimlenen
semptomlar %24.1 sinirli olma, %22.2 iştahsızlık ve endişeli hissetme, bazen
deneyimlenen semptomlar %38.9 iştahsızlık, %35.2 sinirli olma ve %33.3 üzgün
olma olarak belirlenmiştir.
3.2.7 Kanser Tedavisinin İlk Ayında Deneyimlenen Semptomların
Şiddeti
Kanser tedavisinin ilk ayında deneyimlenen semptomların şiddeti Tablo 8’de
verilmiştir.
48
Tablo 8. Kanser Tedavisinin İlk Ayında Deneyimlenen Semptomların Şiddeti
Son Bir Hafta İçinde
Hafif
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
Şiddetli
Çok şiddetli
SEMPTOM
Sayı
Yüzde
Orta
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Iştahsızlık
Sinir Olma
Halsizlik
Üzgün Olma
Bulantı
Kusma
Endişeli Hissetme
Uykulu hissetme
Ağrı
Terleme
Ağız kuruluğu
Yutma güçlüğü
Öksürük
Baş dönmesi
El ve ayakta karıncalanma
Dikkati toplamada güçlük
Huzursuzluk
Uyumakta güçlük
Kaşıntı
Nefes darlığı
İshal
İdrar yapma sorunları
Ağız yarası
Ağız tadında değişme
Kilo kaybı
Saç kaybı
Kabızlık
El ve ayakta şişme
Kendine yabancılaşma
Deri değişikliği
7
7
8
6
8
8
2
5
5
7
10
2
6
10
5
6
6
4
3
6
7
1
3
4
6
6
2
3
2
8
13
13
14.8
11.1
14.8
14.8
3.7
9.3
9.3
13
18.5
3.7
11.1
18.5
9.3
11.1
11.1
7.4
5.6
11.1
13
1.9
5.6
7.4
11.1
11.1
3.7
5.6
3.7
14.8
19
18
18
13
14
13
14
17
19
18
12
4
10
5
8
4
7
5
5
3
5
3
10
10
16
13
11
1
5
6
35.2
33.3
33.3
24.1
25.9
24.1
25.9
31.5
35.2
33.3
22.2
7.4
18.5
9.3
14.8
7.4
13
9.3
9.3
5.6
9.3
5.6
18.5
18.5
29.6
24.1
20.4
1.9
9.3
11.1
12
10
9
9
18
11
6
4
5
1
9
2
4
4
3
2
4
2
5
3
1
5
3
3
17
2
7
4
22.2
18.5
16.7
16.7
33.3
20.4
11.1
7.4
9.3
1.9
16.7
3.7
7.4
7.4
5.6
3.7
7.4
3.7
9.3
5.6
1.9
9.3
5.6
5.6
31.5
3.7
13
7.4
5
2
1
1
3
4
4
3
2
1
1
1
2
1
1
3
2
1
6
1
2
1
9.3
3.7
1.9
1.9
5.6
7.4
7.4
5.6
3.7
1.9
1.9
1.9
3.7
1.9
1.9
5.6
3.7
1.9
11.1
1.9
3.7
1.9
Kanser tedavisinin ilk ayında deneyimlenen semptomlardan en şiddetli olarak
ifade edilen semptomlar %9.3 ile iştahsızlık,%7.4 ile kusma ve uykulu hissetme,
şiddetli deneyimlenen semptomlar %33.3 bulantı,%22.2 iştahsızlık,%20.4 kusma,
orta düzeyde şiddetli deneyimlenen semptomlar %35.2 iştahsızlık ve ağrı %33.3
terleme, sinirli olma ve halsizliktir.
49
3.2.8. Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Deneyimlenen Semptomların
Şiddeti
Kanser tedavisinin ikinci ayında deneyimlenen semptomların şiddeti Tablo 9’da
sunulmuştur.
TABLO 9 Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Deneyimlenen Semptomların
Şiddeti
Son Bir Hafta İçinde
Hafif
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
Şiddetli
Çok şiddetli
SEMPTOM
Sayı
Yüzde
Orta
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Iştahsızlık
Sinir Olma
Halsizlik
Üzgün Olma
Bulantı
Kusma
Endişeli Hissetme
Uykulu hissetme
Ağrı
Terleme
Ağız kuruluğu
Yutma güçlüğü
Öksürük
Baş dönmesi
El ve ayakta karıncalanma
Dikkati toplamada güçlük
Huzursuzluk
Uyumakta güçlük
Kaşıntı
Nefes darlığı
İshal
İdrar yapma sorunları
Ağız yarası
Ağız tadında değişme
Kilo kaybı
Saç kaybı
Kabızlık
El ve ayakta şişme
Kendine yabancılaşma
Deri değişikliği
5
4
6
1
5
4
2
6
8
5
6
3
7
6
7
2
3
2
2
3
3
1
7
4
8
2
3
5
2
6
9.3
7.4
11.1
1.9
9.3
7.4
3.7
11.1
14.8
9.3
11.1
5.6
13
11.1
13
3.7
5.6
3.7
3.7
5.6
5.6
1.9
13
7.4
14.8
3.7
5.6
9.3
3.7
11.1
23
22
22
22
20
13
11
12
16
9
11
2
7
3
8
7
9
6
5
2
2
1
6
12
11
8
4
3
7
9
42.6
40.7
40.7
40.7
37
24.1
20.4
22.2
29.6
16.7
20.4
3.7
13
5.6
14.8
13
16.7
11.1
9.3
3.7
3.7
1.9
11.1
22.2
20.4
14.8
7.4
5.6
13
16.7
12
10
11
6
12
10
5
10
6
4
8
2
4
3
1
4
1
2
4
1
3
1
1
14
2
1
7
4
22.2
18.5
20.4
11.1
22.2
18.5
9.3
18.5
11.1
7.4
14.8
3.7
7.4
5.6
1.9
7.4
1.9
3.7
7.4
1.9
5.6
1.9
1.9
25.9
3.7
1.9
13
7.4
3
2
1
3
1
1
1
1
1
1
7
1
8
-
5.6
3.7
1.9
5.6
1.9
1.9
1.9
1.9
1.9
1.9
13
1.9
14.8
-
Kanser tedavisinin ikinci ayında en şiddetli deneyimlenen semptomlar %14.8
kendine yabancılaşma, % 13 saç kaybı, şiddetli deneyimlenen semptomlar %25.9 saç
50
kaybı, %22.2 iştahsızlık ve bulantı, orta şiddetle deneyimlenen semptomlar %42.6
iştahsızlık ve %40.7 sinirli olma, halsizlik ve üzgün olma olarak belirlenmiştir.
3.2.9. Kanser Tedavisinin Üçüncü Ayında Deneyimlenen Semptomların
Şiddeti
Kanser tedavisinin üçüncü ayında deneyimlenen semptomların şiddeti Tablo 10’da
sunulmuştur.
Tablo 10. Kanser Tedavisinin üçüncü Ayında Deneyimlenen Semptomların
Şiddeti
Son Bir Hafta İçinde
Hafif
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
Şiddetli
Çok şiddetli
SEMPTOM
Sayı
Yüzde
Orta
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Iştahsızlık
Sinir olma
Halsizlik
Üzgün Olma
Bulantı
Kusma
Endişeli Hissetme
Uykulu hissetme
Ağrı
Terleme
Ağız kuruluğu
Yutma güçlüğü
Öksürük
Baş dönmesi
El ve ayakta karıncalanma
Dikkati toplamada güçlük
Huzursuzluk
Uyumakta güçlük
Kaşıntı
Nefes darlığı
İshal
İdrar yapma sorunları
Ağız yarası
Ağız tadında değişme
Kilo kaybı
Saç kaybı
Kabızlık
El ve ayakta şişme
Kendine yabancılaşma
Deri değişikliği
7
6
6
6
3
4
7
5
5
4
5
1
7
3
7
5
3
2
2
5
1
3
1
5
4
2
1
1
6
13
11.1
11.1
11.1
5.6
7.4
13
9.3
9.3
7.4
9.3
1.9
13
5.6
13
9.3
5.6
3.7
3.7
9.3
1.9
5.6
1.9
9.3
7.4
3.7
1.9
1.9
11.1
22
19
21
19
20
13
12
8
8
9
11
1
4
9
5
8
9
9
3
2
3
3
9
13
10
4
1
8
5
40.7
35.2
38.9
35.2
37
24.1
22.2
14.8
14.8
16.7
20.4
1.9
7.4
16.7
9.3
14.8
16.7
16.7
5.6
3.7
5.6
5.6
16.7
24.1
18.5
7.4
1.9
14.8
9.3
11
8
7
6
6
10
3
5
7
5
1
3
4
2
1
1
2
1
1
4
3
1
10
2
1
2
4
20.4
14.8
13
11.1
11.1
18.5
5.6
9.3
13
9.3
1.9
5.6
7.4
3.7
1.9
1.9
3.7
1.9
1.9
7.4
5.6
1.9
18.5
3.7
1.9
3.7
7.4
1
1
1
3
1
2
1
1
1
1
2
1
1
6
2
5
1
1.9
1.9
1.9
5.6
1.9
3.7
1.9
1.9
1.9
1.9
3.7
1.9
1.9
11.1
3.7
9.3
1.9
51
Kanser tedavisinin üçüncü ayında çok şiddetli deneyimlenen semptomlar
%11.1 saç kaybı, %9.3 kendine yabancılaşma, şiddetli olarak deneyimlenen
semptomlar % 20.4 iştahsızlık, %18.5 saç kaybı ve kusma, orta şiddette
deneyimlenen semptomlar ise %40.7 iştahsızlık, %38.9 halsizlik ve %37 bulantı
semptomudur.
3.2.10 Kanser Tedavisinin İlk Ayında Deneyimlenen Semptomların
Yarattığı Rahatsızlık Düzeyi
Kanser tedavisinin ilk ayında deneyimlenen semptomların çocukta yarattığı
sıkıntı ile ilgili bulgular Tablo 11 de verilmiştir.
52
Tablo 11. Kanser Tedavisinin İlk Ayında Deneyimlenen Semptomların
Yarattığı Rahatsızlık Düzeyi
Son Bir Hafta İçinde
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
Rahatsız
etmedi
Çok az etti
Biraz etti
Oldukça
etti
Çok fazla
etti
SEMPTOM
Sayı
Yüzde
Sayı
yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Iştahsızlık
Sinir olma
Halsizlik
Üzgün Olma
Bulantı
Kusma
Endişeli Hissetme
Uykulu hissetme
Ağrı
Terleme
Ağız kuruluğu
Yutma güçlüğü
Öksürük
Baş dönmesi
El ve ayakta karıncalanma
7
4
2
2
3
2
4
6
5
10
5
1
4
3
3
2
1
2
1
3
5
1
1
12
9
1
1
6
13
7.4
3.7
3.7
5.6
3.7
7.4
11.1
9.3
18.5
9.3
1.9
7.4
5.6
5.6
3.7
1.9
3.7
1.9
5.6
9.3
1.9
1.9
22.6
16.7
1.9
1.9
11.1
20
12
14
15
11
10
6
10
8
10
12
2
10
11
6
4
10
3
3
6
5
1
8
6
11
5
5
3
4
11
37
22.6
25.9
27.8
20.4
18.5
11.1
18.5
14.8
18.5
22.6
3.7
18.5
20.4
11.1
7.4
18.5
5.6
5.6
11.1
9.3
1.9
14.8
11.1
20.4
9.3
9.3
5.6
7.4
20.4
10
14
14
10
7
10
8
12
14
5
9
1
3
2
4
5
2
5
8
2
1
2
3
5
2
9
7
3
-
18.5
25.9
25.9
18.5
13
18.5
14.8
22.2
25.9
9.3
16.7
1.9
5.6
3.7
7.4
9.3
3.7
9.3
14.8
3.7
1.9
3.7
5.6
9.3
3.7
16.7
13
5.6
-
4
7
6
2
16
10
4
2
6
1
5
3
3
3
1
1
2
2
1
2
4
4
10
2
1
3
1
7.4
13
11.1
3.7
29.6
18.5
7.4
3.7
11.1
1.9
9.3
5.6
5.6
5.6
1.9
1.9
3.7
3.7
1.9
3.7
7.4
7.4
18.5
3.7
1.9
5.6
1.9
2
2
6
4
1
4
2
1
1
2
1
2
1
1
5
3
1
8
1
5
-
3.7
3.7
11.1
7.4
1.9
7.4
3.7
1.9
1.9
3.7
1.9
3.7
1.9
1.9
9.3
5.6
1.9
14.8
1.9
9.3
-
Dikkati toplamada güçlük
Huzursuzluk
Uyumakta güçlük
Kaşıntı
Nefes darlığı
İshal
İdrar yapma sorunları
Ağız yarası
Ağız tadında değişme
Kilo kaybı
Saç kaybı
Kabızlık
El ve ayakta şişme
Kendine yabancılaşma
Deri değişikliği
Kanser tedavisinin birinci ayında deneyimlenen semptomlardan en çok sıkıntı veren
semptomlar %14.8 saç kaybı ve %11.1 bulantı, oldukça sıkıntı veren semptomlar %29.6
bulantı,%18.5 saç kaybı ve kusma, biraz rahatsız etti şeklinde ifade edilen semptomlar
%25.9 sinirli olma, halsizlik ve ağrı semptomu olarak belirlenmiştir. Iştahsızlık %37 hastada
çok az rahatsız eden semptom olarak bulunmuştur.
53
3.2.11 Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Deneyimlenen Semptomların
Yarattığı Rahatsızlık Düzeyi
Kanser tedavisinin ikinci ayında deneyimlenen semptomların neden olduğu
rahatsızlık düzeyleri Tablo 12 de gösterilmiştir.
TABLO
12.
Kanser
Tedavisinin
İkinci
Ayında
Deneyimlenen
Semptomların Yarattığı Rahatsızlık Düzeyi
Son Bir Hafta İçinde
Rahatsız
etmedi
Çok az etti
Biraz etti
Oldukça
etti
Çok fazla etti
SEMPTOM
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
Iştahsızlık
Sinir olma
Halsizlik
Üzgün Olma
Bulantı
Kusma
Endişeli Hissetme
Uykulu hissetme
Ağrı
Terleme
Ağız kuruluğu
Yutma güçlüğü
Öksürük
Baş dönmesi
El ve ayakta
karıncalanma
8
1
1
1
1
4
6
3
1
3
1
3
14.8
1.9
1.9
1.9
1.9
7.4
11.1
5.6
1.9
5.6
1.9
5.6
17
22
23
14
9
9
7
15
16
4
12
3
7
6
9
31.5
40.7
42.6
25.9
16.7
16.7
13
27.8
29.6
7.4
22.6
5.6
13
11.1
16.7
12
9
11
10
10
6
8
8
12
4
6
5
2
4
22.2
16.7
20.4
18.5
18.5
11.1
14.8
14.8
22.2
7.4
11.1
9.3
3.7
7.4
4
4
6
4
12
10
3
2
1
2
3
3
2
3
-
7.4
7.4
11.1
7.4
22.6
18.5
5.6
3.7
1.9
3.7
5.6
5.6
3.7
5.6
-
2
1
8
2
1
2
2
1
1
-
3.7
1.9
14.8
3.7
1.9
3.7
3.7
1.9
1.9
-
16
Dikkati toplamada
güçlük
1
1.9
6
11.1
4
7.4
1
1.9
1
1.9
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
Huzursuzluk
Uyumakta güçlük
Kaşıntı
Nefes darlığı
İshal
İdrar yapma sorunları
Ağız yarası
Ağız tadında değişme
Kilo kaybı
Saç kaybı
Kabızlık
El ve ayakta şişme
Kendine
yabancılaşma
Deri değişikliği
1
1
1
2
1
2
3
1
10
6
4
-
1.9
1.9
1.9
3.7
1.9
3.7
5.6
1.9
18.5
11.1
7.4
-
9
3
4
3
4
6
9
9
7
5
2
5
16.7
5.6
7.4
5.6
7.4
11.1
16.7
16.7
13
9.3
3.7
9.3
2
3
6
1
5
6
2
3
3
2
6
3.7
5.6
11.1
1.9
9.3
11.1
3.7
5.6
5.6
3.7
11.1
1
3
1
2
1
1
6
1
1
5
1.9
5.6
1.9
3.7
1.9
1.9
11.1
1.9
1.9
9.3
1
1
1
9
1
8
1.9
1.9
1.9
16.7
1.9
14.8
6
11.1
7
13
3
5.6
2
3.7
1
1.9
30
54
Kanser tedavisinin ikinci ayında en çok rahatsız eden semptomlar %16.7 saç
kaybı,%14.8 bulantı ve kendine yabancılaşma, oldukça rahatsız eden semptomlar
%22.6 bulantı, %18.5 kusma ve %11.1 saç kaybı ve halsizlik, biraz rahatsız ettiği
ifade edilen semptomlar %22.2 iştahsızlık ve ağrı,%20.4 halsizlik, çok az rahatsız
eden semptomlar %22.2 ağrı ve iştahsızlık,%20.4 halsizlik olarak belirlenmiştir.
3.2.12 Kanser Tedavisinin Üçüncü Ayında Deneyimlenen Semptomların
Yarattığı Rahatsızlık Düzeyi
Kanser tedavisinin üçüncü ayında deneyimlenen semptomların neden olduğu
rahatsızlık düzeyleri Tablo 13’de gösterilmiştir.
55
Tablo
13.
Kanser
Tedavisinin
Üçüncü
Ayında
Deneyimlenen
Semptomların Yarattığı Rahatsızlık Düzeyi
Son Bir Hafta İçinde
SEMPTOM
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
Iştahsızlık
Sinir olma
Halsizlik
Üzgün Olma
Bulantı
Kusma
Endişeli Hissetme
Uykulu hissetme
Ağrı
Terleme
Ağız kuruluğu
Yutma güçlüğü
Öksürük
Baş dönmesi
Rahatsız
etmedi
Çok az etti
Biraz etti
Oldukça
etti
Çok fazla
etti
Sayı
Yüzde
Sayı
yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
26
7.4
7.4
3.7
1.9
1.9
9.3
1.9
5.6
9.3
11.1
3.7
7.4
1.9
1.9
1.9
1.9
14.8
13
1.9
1.9
3.7
5.6
11
17
15
15
8
2
10
10
6
6
5
2
5
5
5
9
4
4
3
4
1
1
2
4
6
3
3
1
1
7
20.4
31.5
27.8
27.8
14.8
3.7
18.5
18.5
11.1
11.1
9.3
3.7
9.3
9.3
9.3
16.7
7.4
7.4
5.6
7.4
1.9
1.9
3.7
7.4
11.1
5.6
5.6
1.9
1.9
13
9
8
9
13
10
4
6
2
6
6
5
3
4
1
4
4
6
2
1
1
2
4
6
7
3
2
3
16.7
14.8
16.7
24.1
18.5
7.4
11.1
3.7
11.1
11.1
9.3
5.6
7.4
1.9
7.4
7.4
11.1
3.7
1.9
1.9
3.7
7.4
11.1
13
5.6
3.7
5.6
3
5
4
2
9
7
5
1
6
3
1
1
1
3
1
1
2
4
3
1
8
2
1
4
1
5.6
9.3
7.4
3.7
16.7
13
9.3
1.9
11.1
5.6
1.9
1.9
1.9
5.6
1.9
1.9
3.7
7.4
5.6
1.9
14.8
3.7
1.9
7.4
1.9
3
2
1
5
5
1
2
1
1
3
1
1
2
2
1
1
3
3
5
1
7
2
5.6
3.7
1.9
9.3
9.3
1.9
3.7
1.9
1.9
5.6
1.9
1.9
3.7
3.7
1.9
1.9
5.6
5.6
9.3
1.9
13
3.7
14
4
4
2
1
1
5
1
3
5
6
2
El ve ayakta karıncalanma
4
Dikkati toplamada güçlük 1
Huzursuzluk
Uyumakta güçlük
Kaşıntı
1
Nefes darlığı
İshal
1
İdrar yapma sorunları
Ağız yarası
1
Ağız tadında değişme
Kilo kaybı
8
Saç kaybı
7
Kabızlık
1
El ve ayakta şişme
1
Kendine yabancılaşma 2
Deri değişikliği
3
Kanser tedavisinin üçüncü ayında çok fazla rahatsız eden semptomlar %13 kendine
yabancılaşma, %9.3 saç kaybı, bulantı ve kusma, oldukça rahatsız eden semptomlar %16.7
bulantı,%14.8 saç kaybı,%13 kusma, biraz rahatsız eden semptomlar %24.1 üzgün olma,
%18.5 bulantı, %16.7 iştahsızlık ve halsizlik, çok az rahatsız eden semptomlar %31.5 sinirli
olma %27.8 halsizlik ve üzgün olma olarak belirlenmiştir.
56
3.3 KANSERLİ ÇOCUKLARIN SEMPTOM KONTROLÜNE ILIŞKIN
TEDAVI ALMA DURUMLARI
Bu bölümde çocukların kanser tedavilerinin birinci, ikinci ve üçüncü ayında
semptom kontrolüne ilişkin tedavi alma durumları sunulmuştur.
Tablo 14. Kanser Tedavisinin Birinci, Ikinci Ve Üçüncü Ayında Çocukların
Semptom Kontrolüne Ilişkin Tedavi Alma Durumları
I.Ay
II.Ay
III.Ay
Kullanılan Tedavi
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Sayı
Yüzde
Antiemetik
40
74
33
61.1
23
42.6
Laksatif
1
1.9
2
3.7
2
3.7
Analjezik
2
3.7
2
3.7
3
5.6
Antidepresan
1
1.9
4
7.4
7
13
Almayan
12
16
29.7
24
44.4
Toplam
56*
57*
59*
*Birden fazla yanıt alınmıştır .
Kanser tedavisinin birinci, ikinci ve üçüncü aylarında çocukların semptom
kontrolüne ilişkin tedavi alma durumları incelendiğinde birinci ayda %74, ikinci
ayda %61.1, üçüncü ayda ise çocukların %42.6’sının antiemetik tedavi aldıkları
57
belirlenmiştir. Birinci ayda antidepresan alan çocuklar %1.9 iken, üçüncü ayda
antidepresan alan çocuklar %13 bulunmuştur.
58
Tablo 15. Kanser Tedavisinin Birinci Ayında Antiemetik Tedavi Alma Ile Bulantı Kusma Semptomu Görülme Durumları
BULANTI
Antiemetik
alma
durumu
Alan
Almayan
Toplam
X²
Var
Yok
Sayı
Yüzde
34
85
9
64.3
43
P=.098
Sayı
6
5
11
KUSMA
Toplam
Yüzde
15
35.7
Sayı
40
14
54
Var
Yok
Yüzde Sayı Yüzde
100.0* 30
75
100.0* 6
42.9
36
P=.028
Sayı
10
8
18
Toplam
Yüzde
25
57.1
Sayı
40
14
54
Yüzde
100.0*
100.0*
* Satır yüzdesi hesaplanmıştır.
Kanser tedavisinin birinci ayında antiemetik alan 40 çocuğun %85’inde bulantı, %75’inde ise kusma semptomu deneyimlenmiştir. Antiemetik
tedavi kullanma ile bulantı ve kusma semptomu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (P>0.05).
Tablo 16. Kanser Tedavisinin Ikinci Ayında Antiemetik Tedavi Alma Ile Bulantı Kusma Semptomu Görülme Durumları
BULANTI
Antiemetik
alma
durumu
Var
Yok
Alan
Sayı
27
Yüzde Sayı
81.9
6
Almayan
Toplam
X²
13
62
40
P=.037
8
14
KUSMA
Toplam
Var
Yok
Toplam
Yüzde
18.1
Sayı
33
Yüzde
100.0*
Sayı
20
Yüzde
62.5
Sayı
12
Yüzde
37.5
Sayı
32
Yüzde
100.0*
38
21
54
100.0*
7
27
P=.027
31.8
15
27
68.2
22
54
100.0*
* Satır yüzdesi hesaplanmıştır.
Kanser tedavisinin ikinci ayında antiemetik alan 33 çocuğun %81.9’unda bulantı, %62.5’inde ise kusma semptomu deneyimlenmiştir.
Antiemetik tedavi kullanma ile bulantı ve kusma semptomu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (P>0.05).
60
Tablo 17 Kanser Tedavisinin Ikinci Ayında Antiemetik Tedavi Alma Ile Bulantı Kusma Semptomu Görülme Durumları
BULANTI
Antiemetik
alma durumu
Alan
Almayan
Toplam
X²
Var
Yok
Sayı
Yüzde
19
82.6
13
40.6
32
P=.028
Sayı
4
19
22
KUSMA
Toplam
Yüzde
17.4
59.4
Sayı
23
32
54
Var
Yüzde Sayı
100.0* 12
100.0* 15
27
P=.098
Yok
Yüzde
52.2
48.4
Sayı
11
16
27
Toplam
Yüzde
47.8
51.6
Sayı
23
31
54
Yüzde
100.0*
100.0*
* Satır yüzdesi hesaplanmıştır.
Kanser tedavisinin üçüncü ayında antiemetik alan 23 çocuğun %82.6’sında bulantı, %52.2’sinde ise kusma semptomu deneyimlenmiştir.
Antiemetik tedavi kullanma ile bulantı ve kusma semptomu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (P>0.05).
61
3.4. KANSERLİ ÇOCUKLARIN TEDAVİLERİNİN BİRİNCİ, İKİNCİ VE
ÜÇÜNCÜ AYINDA DENEYİMLEDİKLERİ SEMPTOM SAYILARI
Bu bölümde kanserli çocukların tedavilerinin birinci, ikinci ve üçüncü ayında
deneyimledikleri ortalama semptom sayısı ve kız erkek semptom sayılarına ilişkin
bulgular sunulmuştur.
Tablo 18. Kanser Tedavisinin birinci, ikinci ve üçüncü Ayında Görülen Ortalama
Semptom Sayısı
Ortalama
BIRINCI AY
Standart
Sapma
12.6
Minumum
Semptom
Sayısı
Maksimum
Semptom
Sayısı
3
24
11.2
4.335
P=0.015
+ 4.3
IKINCI AY
F
2
29
2
26
+5.1
ÜÇÜNCÜ AY
9.5
+4.7
Kanser tedavisi birinci ayında ortalama semptom sayısı 12.6, ikinci ayında
11.2 ve üçüncü ayında 9.5 olarak belirlenmiştir. Üç ayda semptom sayıları arasında
istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (P>0.05).
En az deneyimlenen
semptom sayısı iki en fazla deneyimlenen semptom sayısı ise 29 dur.
Tablo 19.Kanser Tedavisinin Birinci,Ikinci Ve Üçüncü Ayında
Kız ve Erkek
Semptom Sayısı
I.Ay
II.Ay
III.Ay
Sayı
Ss
Sayı
Ss
Sayı
Ss
Kız
30
13.4
5.8
12.1
3.0
10.6
5.9
Erkek
24
11.7
4.5
10
3.8
8.2
5.2
X²
T=1.158
P=0.252
T=1.545
P=0.128
T=1.557
P=0.126
Kanser tedavisinin birinci, ikinci ve üçüncü ayında cinsiyete göre semptom
sayılarına
bakıldığında
kızların erkeklere göre daha fazla sayıda semptom
deneyimledikleri belirlenmiştir. Üç ayda kız erkek semptom sayıları arasındaki fark
istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (P>0.05).
3.5. KANSERLİ ÇOCUKLARDA TEDAVİLERİNİN BİRİNCİ, İKİNCİ VE
ÜÇÜNCÜ AYINDA BELİRLENEN SEMPTOM KÜMELERİ
Araştırmanın bu bölümünde ilk kez kanser tanısı nedeniyle kemoterapi alan
hastaların tedavilerinin birinci, ikinci ve üçüncü ayında belirlenen semptom kümeleri
sunulmuştur.
63
Grafik 1. Kanser Tedavisinin Birinci Ayında Belirlenen Semptom Kümeleri
Kanser tedavisinin ilk ayında 0.25-0.50 düzeyinde oluşan semptom kümesi
kusma, bulantı, halsizlik, iştahsızlık ve ağrı bir küme oluştururken, terleme,ishal ve
uyumakta güçlük semptomu aynı pearson katsayısı düzetinde bir küme
oluşturmaktadır. 0.25 pearson katsayısı düzeyinde oluşan semptom kümeleri ise baş
dönmesi, tat değişikliği ve endişeli hissetme, bir küme oluşturuken,
64
huzursuz
hissetme, sinirli hissetme ve üzüntülü hissetme, semptomları bir diğer kümeyi
oluşturmaktadır.
Grafik 2. Kanser Tedavisinin İkinci Ayında Belirlenen Semptom Kümeleri
Kanser tedavisinin ikinci ayında 0.25 -0.50 korelasyon katsayısı düzeyinde
kendine yabancılaşma, huzursuzluk hissi, endişeli hissetme ve üzüntülü hissetme bir
küme oluştururken, aynı korelasyon katsayısı düzeyinde baş dönmesi, terleme ve
öksürük bir küme oluşturmuştur.0.25 korelasyon katsayısı düzeyinde
bulantı,
kusma, ağız kuruluğu ve halsizlik semptomları küme oluşturmuştur, aynı düzeyde
oluşan semptom kümesi ise tat değişikliği,ağız yarası ve iştahsızlık semptomlarını
içermektedir. Bir diğer kümeyi ise kaşıntı, deri değişikliği ve dikkati toplamada
güçlük semptomları oluşturmaktadır.
65
Grafik 3. Kanser Tedavisinin Üçüncü Ayında Belirlenen Semptom Kümeleri
Kanser tedavisinin üçüncü ayında 0.25-0.50 pearson katsayısı düzeyinde
oluşan
semptom kümeleri endişeli hissetme üzüntülü hissetme halsizlik ve
iştahsızlık bir küme oluştururken, aynı düzeyinde kilo kaybı, ağız yarası ve yutma
güçlüğü bir diğer kümeyi oluşturmuştur. Baş dönmesi, huzursuzluk, ağrı ve dikkati
toplamada güçlük semptomları da bir küme oluşturmuştur. 0.25-0.50 Pearson
katsayısı düzeyinde deri değişikliği, uykulu hissetme, kusma, bulantı, tat değişikliği
ve
ağız
kuruluğu
semptomları
66
bir
küme
oluşturmuştur.
Tablo 20. Aylara Göre Belirlenen Semptom Kümeleri
Birinci Ay
PK
0.25-0.50
1. Kusma
2. Bulantı
3. Halsizlik
4. İştahsızlık
5. Ağrı
I.Küme
İkinci Ay
Üçüncü Ay
0.25
1.Baş Dönmesi
2.Tat Değişikliği
3.Endişeli hissetme
0.25-0.50
1. Kendine Yabancılaşma
2. Huzursuzluk
3. Endişeli Hissetme
4. Üzgün Hissetme
0.25
1. Bulantı
2. Kusma
3. Ağız Kuruluğu
4. Halsizlik
III.Küme
I.Küme
III.Küme
0.25-0.50
1. Endişeli hissetme
2. Üzüntülü
hissetme
3. Halsizlik
4. İştahsizlik
I.Küme
1. Kilo kaybı
2. Ağız yarası
3. Yutma güçlüğü
II.Küme
1. Terleme
2. Ishal
3.Uyumakta
güçlük
II.Küme
1.Huzursuzluk
2.Sinirli hissetme
3.Üzgün hissetme
1. Baş Dönmesi
2. Terleme
3. Öksürük
1. Kaşıntı
2. Deri Değişikliği
3. Dikkati toplamama
IV.Küme
II.Küme
IV.Küme
PK:Pearson Katsayısı
67
1. Baş dönmesi
2. Huzursuzluk
3. Ağrı
4.Dikkati
toplamayamama
III.Küme
0.25
1. Deri değişikliği
2.Uykulu issetme
3. Kusma
4. Bulantı
5. Tat değişikliği
6. Ağız kuruluğu
IV.Küme
Kanser tedavisinin birinci ayında 0.25-0.50 arasında iki, 0.25 düzeyinde iki
küme oluşmuştur. Bu kümelerden bulantı, kusma, halsizlik,iştahsızlık ve ağrı
semptomunu içeren küme ikinci ayda bulantı kusma ağız kuruluğu ve halsizlik ile
0.25 düzeyinde küme oluşturmuştur. Bu kümede yer alan semptomlar üçüncü ayda
halsizlik iştahsızlık endişe ve üzüntülü hissetme ile bir küme oluşturuken, bulantı
kusma deri değişikliği,uykulu hissetme,tat değişikliği ve ağız kuruluğu ile bir küme
oluşturmuştur. 0.25-0.50 düzeyinde küme oluşturan terleme, ishal ve uyumakta
güçlük semptomu diğer iki ayda küme oluşturmamıştır. 0.25 düzeyinde küme
oluşturan baş dönmesi,tat değişkiliği ve endişeli hissetme kümesi sonraki aylarda
farklı semptomlarla küme oluşturmuşlardır. Birinci ayda oluşan bir diğer kümede yer
alan semptomlar ise huzursuz hissetme, sinirli hissetme ve üzüntülü hisseetmedir. Bu
küme sonraki aylarda huzursuzluk ve üzüntülü hissetme aynı küme
içinde yer
alırken sinirli hissetme semptomu herhangi bir küme de yer almamaktadır. Ikinci
ayda baş dönmesi, terleme ve öksürük semptomunu içeren küme diğer aylarda küme
oluşturmamıştır.
68
IV.TARTIŞMA
Yapılan
literatür
incelemesinde
kanserli
çocukların
deneyimledikleri
semptomlar ve özellikleri konusunda sınırlı sayıda çalışmaya ulaşılmıştır.
Çocuklarda
kanser
tedavisi
süresince
deneyimlenen
semptom
kümelerinin
belirlenmesine yönelik yapılan çalışmaya rastlanmıştır.
4.1. Çocuklarin Ve Ailelerinin Tanıtıcı Özelliklerinin Tartışılması
Çalışmaya alınan 54 hastanın %55.6’sını kız çocukları oluşturmaktadır.
Yılmaz’ın (2006) Ege Üniversitesi Tülay Aktaş Onkoloji Merkezinde yapmış olduğu
çalışmasında
deney grubundandaki çocukların %66.7, kontrol grubundaki
çocukların %48’ini erkek çocuklar oluşturmaktadır. Erdem’in (2006) 6-12 yaşları
arasında olan kanserli çocuklar ile yaptığı çalışmasında ise hastaların %30’u kız,
%70 erkekler oluşturmuştur. Genç’in (2006) 7-12 yaşları arasında lösemi ve lenfoma
tanısı ile izlenen hastalarla yaptıkları çalışmasında ise örneklemin %60’ını erkekler
oluşturmaktadır. Yapılan literatür incelemesinde de çocukluk çağı kanserlerinde
cinsiyete özgü
özelliklere rastlanmamıştır (Hockenbery 2004, 2007). Cinsiyete
ilişkin bu bulgular örneklem sayıları küçük olduğundan kanıt oluşturacak düzeyde
değildir.
Çocukları tanı özellikleri incelendiğinde ilk sırada lösemiler ve lenfomalar
yer alırken, kemik tümörleri üçüncü sırada yer almaktadır. Yılmaz’ın çalışmasında
deney grubundaki çocukların %54.2’si solid tümör % 45.8’si hematolojik maliynite,
kontrol grubundaki hastaların ise %32’sinin solid tümör, %68’sinin hematolojik
maliynite olduğu belirlenmiştir. Yeh & Wang (2004) kanserli çocuklarla yaptıkları
çalışmalarında örneklemi % 58’i lösemi %15’i lenfoma %5’i ise osteosarkom tanısı
69
olan çocuklar oluşturmuştur. Gelişmiş ülkelerde pediatrik tümörlerin dağılımında
lösemiler (%30-35), santral sinir sistemi tümörleri (%15-20) ve lenfomalar (%10-15)
ilk üç sırada yer almaktadır. Türkiye’de pediatrik kanser verilerine göre lösemiler
(%32), lenfomalar (%25.3) ve solid tümörler [(% 42.7) (nöroblastom, Wilms tümörü,
yumuşak doku, kemik vs)] ilk üç sırayı oluşturmaktadır (23). Çalışmadan elde edilen
bulgular ile Türkiye’deki çocukluk çağı kanser tanılarının dağılımı
göstermektedir. Çalışmanın sonuçlarıyla
benzerlik
Yılmaz’ın çalışmasındaki sonuçlar
arasındaki farklılığın örneklem sayısının az olmasından kaynaklanabileceği
düşünülmektedir
Çalışmaya alınan annelerin yarısı (%50) 30-39 yaş grubunda, %57.4’ü
ilkokul mezunu ve %90.7’si herhangi bir paralı işte çalışmamaktadır. Yılmaz’ın
çalışmasında annelerin yaş ortalamaları deney grubunda 36.2, kontrol grubunda 38.5
olarak belirlenmiştir. Erdem’in (2006) çalışmasında da kanserli çocuğa sahip
annelerin %63.3’ünün ilkokul mezunu olduğu belirlenmiştir. Annelerin çalışma
durumlarında deney grubundaki annelerin % 62.5’i , kontrol grubundaki annelerin
%40’ı
herhangi
karşılaştırıldığında
bir
işte
çalışmamaktadır.
Annelerin
eğitim
Yılmaz’ın çalışmasında yer alan deney grubunda
durumları
annelerin
eğitim durumu farklılık göstermektedir. Bu grupta annelerin % 75’i üniversite ve
üzeri eğitim durumuna sahipken, kontrol grubundaki annelerin %84’ü ilkokul
mezunudur. Genç’in (2005) çalışmasında annelerin eğitim durumu %63.30 ilkokul
mezunu, % 96.70 herhangi bir paralı işte çalışmamaktadır. Bu bulgular çalışmanın
bulguları ile benzerlik göstermektedir. Yılmaz’ın çalışmasındaki annelerin yaş
bulguları çalışmanın bulguları ile benzerlik göstermesine rağmen eğitim durumu ve
annelerin çalışma durumu bakımından farklılık göstermektedir.
70
Kanserli çocuğa sahip babaların ise %61.1’i 40-49 yaş grubunda, %61.12’i
ilkokul mezunu ve %42.6’sı işçi olarak çalışmaktadır.Yılmaz’ın çalışmasında
babaların yaş ortalamaları deney grubunda 40.3, kontrol grubunda ise 42 olarak
belirlenmiştir. Eğitim durumları karşılaştırıldığında çalışmadaki
babaların
çoğunluğu ilkokul mezunu olmasına rağmen Yılmaz’ın çalışmasında deney grubunda
yer alan babaların %70.8’si, kontrol grubundaki babaların %48’i lise ve yüksekokul
mezunudur. Deney grubunda babaların iş durumları % 37.5’i memur, %29.2’si işçi
%20.2’si serbest olarak çalışmaktadır. Erdem’in çalışmasında da babaların %50’sinin
ilkokul mezunu, %53.3’ü işci olarak çalışmaktadır. Çalışmanın sonuçları ile
Yılmaz’ın çalışmasındaki babaların eğitim durumuna ilişkin bulguların farklılığı bu
çalışmada sadece üniversite hastanesinin örneklem grubuna alınması ile açıklanabilir.
Ailenin gelir durumları ve sosyal güvence biçimleri incelendiğinde gelir
durumları ya gelir giderden az ya da gelir giderle dengeli bir şekildedir. Genç’in
çalışmasında da benzer sonuçlar bulunmuştur. Yılmaz’ın çalışmasında deney
grubundaki ailelerin yarısının geliri giderden yüksek, %41.7’sinin ise gelir ve gider
durumları eşit, kontrol grubundaki ailelerin ise %68’ sinin geliri gidere eşit %5’inin
ise geliri giderden azdır. Yılmaz’ın çalışmasındaki bu fark örnekleme alınan grup ile
iişkili olabileceği düşünülmektedir.
Ailelerin sosyal güvencesinin çoğunlukla ( %55.6) Sosyal Sigortalar Kurumu
olduğu belirlenmiştir. Erdem’in çalışmasın da ailelerinin çoğunun (%63.3) sosyal
güvencesini Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) oluşturmaktadır. Genç’in çalışmasında
ise ailelerin çoğunluğunun (%48.30) sosyal güvencesi yeşil kartlı olduğu
belirlenmiştir. Yılmaz’ın çalışmasında ise deney grubundaki ailelerin % 45.8’si
kontrol grubundakilerin ise %72’sinin sosyal güvencesi emekli sandığı kurumudur.
Ailelerin sosyal güvenceleri ve gelir durumlarına ilişkin sonuçlar karşılaştırıldığında
71
Yılmaz’ın çalışması dışındaki çalışmaların bulguları benzerlik göstermektedir.
Yılmaz’ın çalışmasındaki bu farklılık diğer bulgularda olduğu gibi örneklem grubunu
üniversite hastanesi oluşturması ile açıklanabilir.
4.2.
Çocuklarda
Deneyimlenen
Semptomlara
İlişkin
Bulguların
Tartışılması
Kanser tedavisi alan çocuklarda tedavinin ilk aylarında
en sık prevalansa
sahip semptomlarincelendiğinde birinci ayda iştahsızlık ve bulantı (%79.6), saç
dökülmesi (%75.9) ilk sırada yer alırken , ikinci ayda
iştahsızlık (% 79.6) ilk
sıradaki devam ederken halsizlik/enerjinin azalması (%75.9) ikinci sırada, bulantı
(%74.1) ise üçüncü sırada en sık prevalansa sahip semptomlar olarak belirlenmiştir.
Kanser tedavisinin üçüncü ayına gelindiğinde iştahsızlığın (%74.1) hala en yüksek
prevelansa
sahip
semptom
olma
özelliğini
koruduğu
görülmektedir.
Halsizlik/enerjinin azalması ve sinirlilik (% 63) semptomları aynı yüzde ile üçüncü
sırada yüksek prevelansa sahip semptomlardır. Linder’in 1998-2003 yılları
arasındaki 19 çalışmanın incelendiği çalışmasında kemoterapi alan çocuklarda en sık
görülen semptomların bulantı kusma ve yorgunluk olduğu belirlenmiştir.
Robinson ve Carr (2007) beklentili kusmayı değerlendirdikleri çalışmalarında
82 adölesan
ve 117 kemoterapi siklusunda %32 gecikmiş bulantı kusma
belirlenmiştir. Bu hastaların %55’inde ise iştahsızlık kusmaya eşlik eden semptom
olarak bulunmuştur. Devam eden bulantı ve kusma ile beraber iştahsızlık ve
beslenme durumu etkilenmektedir.
Erdem’in çalışmasında en sık görülen
semptomlar %93.3 saç dökülmesi, %90 iştahsızlık, ishal, ateş, kansızlık ve
yorgunluk, %83.3 bulantı kusma, %80 kilo kaybı, enfeksiyon ve %73.3 ağız yarası
bulunmuştur. Aydın’ın (2003) Çocuğu kanser olan anneler ile görüşerek yaptığı
niteliksel çalışmada en çok bulantı-kusma, ağızda yaralar, ishal, iştahsızlık, beslenme
72
problemleri, ağrı enfeksiyon, yorgunluk, uyku sorunları gibi semptomlar
deneyimledikleri
bildirmişleridir. Yılmaz’ın
çalışmasında deney grubundaki
çocuklarda iştah kaybı %41,7-50, kontrol grubunda %40-72 belirlenmiştir. Genç’in
yeni tanı alan 7-12 yaşları arasındaki çocuklar üzerinde yapılan çalışmasında bulantı
kusma %93.30, mukozit %28.30 (deney ve kontrol grubunda) olarak belirlenmiştir.
Yılmaz’ın çalışmasında bulantı deney ve kontrol grubunda %62.5-44 arasında,
kusma ise deney ve kontrol grubunda %50-36 belirlenmiştir. Kanser tedavisinin ilk
ayında 40 hastanın antiemetik tedavi almasına rağmen %85’inin bulantısı % 75’inin
ise kusması olmuştur. Beslenmede değişim kanserli çocuklarda %8-32 arasında
belirlenmiştir. Beslenme ile ilgili hemşirelik çalışmaları incelendiğinde tedavi
sırasında
kanserli
çocuğun
beslenme
gereksiniminin
değerlendirilmesi,
malnutrisyonu değerlendirme stratejileri ya da çocuğun bozulan dengesini
düzeltmede
standart girişimlerim uygulanması sınırlıdır. Hatta
tedavi sırasında
manutrisyon ve bulantı kusma arasındaki ilişkiye yönelik çok az bulgu vardır (79).
Yüksek prevelansa sahip ve birbiriyle ilişkili olan bu bulgularla çocuklarda
iştahsızlık semptomunun kanser tedavisi devam ederken uzun süre ve çok sık
yaşandığı, çocuk yoğun kemoterapi alırken iştahsızlık ile birlikte bulantı kusmanın
da devam etmesi, bu semptomların önlenmesinde ve yönetiminde
etkili tedavi
stratejilerinin yetersiz olduğunu düşündürmektedir.
Kanser tedavisinin ilk ayında %66.7 görülen halsizlik/enerjinin olmaması
ikinci ayda %75.9 üçüncü ayda ise %63 hastada devam etmektedir. 1998 den beri
çocukluk kanserlerinde en çok ele alınan semptom yorgunluktur. Hem niteliksel hem
de niceliksel çalışmalarla değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmalarda yorgunluğun
çocuklar ve adölesanlarda hem de ebeveynler tarafından farklı algılandığı
belirlenmiştir. Yorgunluk en çok sıkıntı veren semptom olarak bulunmuş, ama tedavi
73
sürecinde nasıl değiştiğine ilişkin çalışmaya rastlanmamıştır (81). Ream ve
arkadaşlarının (2006) 22 adölsean ile yorgunluğun değerlendirildiği çalışmalarında
tedavisi devam eden grupta ortalama yorgunluk puanı 7, tedavisiz bir iki yıl izlenen
grup 4.6, beş yıl tedavisiz izlenen grupta ise 5.1 bulunmuştur. Örneklem grubu küçük
olmasına rağmen yorgunluğun ileriki yıllarda deneyimlendiği bulunmuştur. Enskar
ve arkadaşlarının (1997) kanserli adölesanlar ile yaptığı görüşmeler sırasında
bireylerin kendilerini sürekli yorgun, halsiz hissettikleri kusmalarının olduğu ve
bunların adölesanların kendilerini hasta hissetmelerine yol açtığı bildirilmiştir.
Collins ve arkadaşlarının (2000) Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeği’ni
kullanarak yaptıkları çalışmada 10-18 yaş grubu kanserli çocuklarda en çok
prevelansa sahip semptom % 49.7 ile (enerjinin azalması) halsizlikdir. Johnson ve
arkadaşları (2005) 376 yetişkin kanserli hasta ile yaptıkları çalışmalarında,
kemoterapi sonrası bir hafta içinde yapılan semptom değerlendirilmeside en sık
deneyimlenen semptomlar %79 anemi/yorgunluk,%73 anksiyete, %46 bulantı,%40
depresyon belirlenmiştir. Genç’in çalışmasında deney grubunda yer alan 60 hastanın
yorgunluk sıklığı 8.03, kontrol grubunun 11.13 olarak belirlenmiştir. Yorgunluk
yoğunluğu deney grubunda 27.23 kontrol grubunda 42.13 olarak belirlenmiştir (puan
ortalaması en fazla 14, yoğunluk 70 puandır). Yılmaz’ın çalışmasında ise yorgunluk
ortanca olarak 6-7 olarak belirlenmiştir. Yapılan çalışmalar incelendiğinde
çalışmanın sonuçları ile literatür bilgileri benzerlik göstermektedir. Bu sonuçlar
yorgunluk/halsizlik ilk kez tedavi alan hastalarda ve sonraki dönemlerde de devam
eden sık deneyimlenen bir semptomdur.
Çalışmada ağrı semptomu ilk ayda %59.3, ikinci ayda %57.4 ve üçüncü ayda
%37.4 bulunmuştur. Ağrı, çocukluk çağı kanserleri ile ilgili literatürde en sık
bildirilen semptomdur. Çocukların yaklaşık %84’ünde görüldüğü, ve çocukların
74
%52.8’inde çok sıkıntı yarattığı bildirilmektedir ( 80). Collins ve arkadaşlarının
(2000) çalışmasında ağrı prevalansı
%49.1 belirlenmiştir. Ağrı ile birlikte
çocukların yorgunluklarının arttığı, kendilerini üzgün hissettikleri, iletişim kurmada
isteksizliklerinin arttığı ve yanlız kalmayı tercih ettikleri bildirilmektedir. Ebeveynler
ise yorgunluk ve uykusuzluk olduğunda çocuklarının davranışlarında daha sık
değişiklikler olduğunu bildirilmektedir ( 80). Yılmaz’ın çalışmasında 6 puanlı
değerlendirmede çocukların ortanca puanları 3–4 olarak belirlenmiştir. Çalışmada
kanser tedavisinin birinci ayında ağrı prevalansının yüksek olması, diğer aylarda
düşme göstermesi ağrıya tümörün neden olabileceği tedaviyle tümörde küçülmeyle
birlikte ağrı semptomunun azalmasına yol açabilir. Aynı zamanda tanıdan sonraki
ilk aylarda etkin
ağrı yönetiminin sağlanmasıyla prevelansta azalma sağlanmış
olabileceği düşünülebilir.
Kanserli çocukların tedavi alırken deneyimledikleri semptomlara ilişkin
kanıta dayalı bilgi sınırlıdır. Yapılan diğer çalışmalara bakıldığında Williams ve
arkadaşlarının (2006) yaptıkları pilot çalışmada çocukların tümü (11 hasta) bulantı
deneyimlemiş diğer sık deneyimlenen semptomlar ise yorgunluk, ağrı, saç kaybı,
ağız yarası kusma, iştah azalması, kilo kaybı, ateş ve konstipasyon şeklinde
sıralanmaktadır. Çavuşoğlu (2000) tarafından
lösemili adölesanlarla yarı
yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak yapılan çalışmada da hastalar tarafından
en çok ifade edilen semptomlar tükenme, yorgunluk, burun kanaması, saç dökülmesi,
anoreksiya ve bulantı kusma bulunmuştur.
Kanser tedavisi alan çocuklarda en uzun süre deneyimlenen semptomlar
birinci ayda hemen hemen bir hafta devam eden semptomlar kusma ve ağrı , çok sık
devam eden semptomlar , iştahsızlık, halsizlik, bulantı kusmadır. İkinci ayda
iştahsızlık ve ağrı hemen hemen tüm hafta, iştahsızlık, halsizlik, bulantı kusma ise
75
çok sık devam eden semptomlardır. Üçüncü ayda hemen hemen tüm hafta devam
eden semptomlar iştahsızlık ve terleme semptomlarıdır. Çok sık şekilde devam eden
semptomlar ise iştahsızlık, sinirli ve endişeli olma semptomlarıdır. Collins ve
ark.(2000) çalışmasında en uzun süre devam eden semptomlar idrar yapma sorunları,
yutma güçlüğü ve halsizlik semptomlarıdır. Drake ve ark. (2003) aynı ölçeği
kullandıkları çalışmalarında en uzun süre devam eden semptomlar endişeli olma,
ciltte değişiklikler ve el ayaklarda şişme şeklinde belirlenmiştir. Çalışmanın bulguları
ile literatür bilgilerindeki bu farklılık aynı ölçek kullanılmasına ve aynı yaş grubu
çocuklara
uygulanmasına
rağmen
örneklem
grubundaki
farklılıktan
kaynaklanabileceği düşünülmektedir.
Kanser tedavisi sırasında deneyimlenen semptomların şiddeti incelendiğinde
birinci ayda çok şiddetli deneyimlenen semptomlar iştahsızlık, uykulu hissetme ve
kusma, ikinci ayda saç kaybı ve kendine yabancılaşma, üçüncü ayda ise saç kaybı ve
kendine yabancılaşma semptomlarıdır. Collins ve ark. (2000) çalışmasında idrar
yapma sorunlar, yutma güçlüğü ve ağrı semptomudur. Drake ve ark. (2003)
çalışmasında el ve ayaklarda karıncalanma, idrar yapma sorunları ve halsizlik en
şiddetli deneyimlenen semptomlardır. Semptomların şiddetindeki bu farklılık
çocukların farklı tedavi aşamalarında olmasından kaynaklanabilir.
Çocukların tedavi alırken deneyimledikleri semptomların neden olduğu
rahatsızlık incelendiğinde, tedavinin birinci ayında çok fazla rahatsız eden
semptomlar bulantı ve saç kaybı, ikinci ayda bulantı, saç kaybı ve kendine
yabancılaşma, üçüncü ayda ise bulantı, kusma, saç kaybı ve kendine yabancılaşma
semptomalarıdır. Collins ve ark. (2000) çalışmasında en çok sıkıntı veren
semptomlar yutma güçlüğü, saç kaybı ve uykusuzluk semptomlarıdır. Drake ve ark.
(2003) çalışmalarında en sıkıntılı semptomlar endişeli olma, el ayakta karıncalanma
76
ve baş ağrısı semptomlarıdır. Collins ve arkadaşlarının (2002) diğer çalışmalarında 712 yaşta en sıkıntılı semptom bulantı, üzgün olma, uykusuzluk semptomudur.
Hedström ve ark. (2005) 56 yeni tanı almış 13-18 yaş arasındaki adölesanlarda
tanıdan 4-8 hafta sonra yarı yapılandırılmış form ile telefonla görüşülerek yaptıkları
semptom belirleme çalışmalarında en çok sıkıntı veren semptomlar , saç kaybı, , kilo
kaybı, yorgunluk ve mukozit olarak bildirilmiştir. Yeh & Wang’ın (2004) Taiwanlı
hastalarla yaptıkları çalışmalarında kanserli adölesanların daha çok somatik belirtiler
deneyimlediği belirlenmiştir Bu bulgular doğrultusunda kanserli çocukların tanı
aşamasından hemen sonraki tedavi sürecinde, ayaktan tedavi alırken ve terminal
dönemdeyken farklı semptomlar deneyimlediği ve bu semptomların çocuklarda farklı
düzeyde rahatsızlık yarattığını göstermektedir. Kanser tedavisi alan hastalarda en
çok sıkıntı yaratanlar kanser tanısı ile beraber yoğun kemoterapinin neden olduğu
bulantı kusma ile ilişkili görünmektedir. Ayrıca saç dökülmesi ve kendine
yabancılaşma semptomunun çocuk için çok sıkıntı vermesi dönem özelliği olarak
bedenindeki değişikliklere aşırı tepki vermesi ile bağlantılı olabilir.
Kanser tedavisi sırasında ilk üç ayda deneyimlenen semptom ortalamalarına
bakıldığında en fazla sayıda semptom tedavinin ilk ayında görülmektedir (12.6).
semptom sayısı tedavinin üçüncü ayında düşmesine ( 9.5 ) rağmen üç ayda
deneyimlenen semptom sayıları arasında istatistiksel olarak fark yoktur. En az
deneyimlenen semptom sayısı iki en fazla deneyimlenen semptom ise 29
semptomdur. Literatürde kanser tedavisi sırasında semptomların zamanla nasıl
değiştiğine dair ilişkin bilgiye ulaşılamamıştır. Collins ve arkadaşlarının (2000)
çalışmalarında son iki hafta ile bir ay içerisinde kemoterapi alan hastalarda ortalama
11.6 semptom deneyimlendiği bulunmuştur. Drake ve ark.(2003) Memorial
Semptom Değerlendirme Ölçeği’ni kullanarak ölmekte olan hastalarda yaptıkları
77
semptom belirleme çalışmalarında, ölmeden önceki bir hafta içinde hastaların
ortalama 11 semptom deneyimledikleri ve altı semptomun (enerjinin olmaması,
uykusuzluk, cilt değişikliliği, huzursuzluk, ağrı ve ekstremitelerde ödem) çocukların
%50’sinden daha fazlasında görüldüğü saptanmıştır. Armstrong (2003) tarafından
solid tümörlü hastaların eş zamanlı ortalama 11-13 semptom deneyimlediği
bildirilmiştir. Kanserli çocuklarda semptomlar nadiren tek başına görülmektedir.
Kanser tedavisinin ilk ayında daha fazla sayıda semptom deneyimlenmesi indüksiyon
tedavisi ile beraber yoğun
kemoterapi
başlanması ile ilişkilidir. Daha sonraki
aylarda ilaç dozlarının ve tedavi sıklığının azaltılması semptom sayında azalmaya
neden olabileceği düşünülmektedir.
Semptom ortalamalarına cinsiyete göre bakıldığında kızların erkeklere göre
daha fazla sayıda semptom deneyimledikleri belirlenmiştir. Bu fark istatistiksel
olarak üç ayda da anlamlı bulunmamıştır. Hockenbery (2003) tarafından kanserli
çocukların yorgunluk puanlarının değerlendirildiği çalışmada cinsiyetler arasında
puanlar arasında fark bulunmamıştır. Genç’in çalışmasında ise kızlarda yorgunluk
ortalaması 8.92, erkeklerde 7.44, kızlarda yorgunluk yoğunluğu 27.17, erkeklerde
27.28 belirlenmiştir. Yorgunluk puanları ve yoğunlukları arasında fark görünmesine
rağmen
istatistiksel olarak anlamlı olmadığı belirlenmiştir. Bu sonuçlar
doğrultusunda 10-18 yaşları arasındaki kanserli çocukların
deneyimledikleri
semptom sayıları her iki cinsiyette benzerlik göstermektedir.
4.3. Antiemetik Kullanma Ile Bulantı Kusma Arasındaki Ilişkinin
Tartışılması
Kanser tedavisinin ilk ayında 40 çocuk tarafından antiemetik ilaç almasına
rağmen %85’i bulantı, %75’i ise kusma deneyimlenmiştir. Kanser tedavisinin ikinci
ayında antiemetik alan 32 hastanın %84.4’ü bulantı, %62.5’inin kusma
78
deneyimlediği belirlenmiştir. Kanser tedavisinin üçüncü ayında antiemetik alan 23
hastanın %82.6’sında bulantı, %52.2’sinde kusma görülmüştür. Bulantı kusma
kanser tedavisinin yan etkisi olarak çok sık deneyimlenen semptomlardır. Genç’in
çalışmasında deney grubundaki çocukların tamamı antiemetik almasına rağmen
%90’ında bulantı/kusma, kontrol grubundaki çocukların ise %93.3’ü antiemetik
almasına rağmen %96,7’sinde bulantı kusmanın devam ettiği belirlenmiştir.
Yetişkin kanserli hastalarla yapılan çalışmalarda 5-HT3 antagonisti ve
dexamethasonun birlikte kullanımı ile iyi sonuçlar elde edilmiştir. Bundan dolayı
Multinational Association of Supportive Care in Cancer ( MASCC) ve American
Society of Clinical Oncology (ASCO) rehberlerinde çocukluk çağında da bu
kombinasyonun kullanımı önerilmektedir ( hem yüksek hem de orta emotojenik
etkiye sahip kemoterapi alan hastaların profilaksisinde). (MASCC kanıt düzeyi: orta
/konsensus düzeyi yüksek)(100, 121). Günümüzde çocuklarda standart antiemetik
protokollerin kullanımı ile (5-HT3 antagonisti ve kortikosteroid) emotojenik etkisi
yüksek tedavi alan hastaların
%30’unda akut, %50’sinde ise geçikmiş bulantı
kusmanın devam ettiği belirlenmiştir (121).
Son zamanlarda yetişkin antiemetik
protokolleri içinde yer alan nörokinin reseptör antagonistleri (NK1) çocuklara ilişkin
veri olmadığından kullanımı önerilmemektedir.
Bulantı kusmanın önlenmesinde farmokolojik yöntemler ile birlikte etkinliği
kanıtlanmış bazı tedaviler de önerilmektedir.Bunlardan akupunktur tedavisi ile
bulantı skorları değişmemesine rağmen, antiemetik ilaç kullanma sayısının azaldığı
belirlenmiştir (116),
Benzer şekilde video oyunları yoluyla dikkatin başka yöne
çekilmesi de bulantının azaltılmasında başarılı bulunmuştur. Hipnoz ise daha çok beklentili
bulantının azaltılmasında ve antiemetik sayısını azaltmakta etkili bulunmuştur ( 117).
79
Son yıllarda kemoterapinin neden olduğu bulantı kusmanın önlenmesinde
büyük ilerlemeler olmasına rağmen, emotojenik etkisi çok fazla olan kemoterapi
ilaçları için daha ileri çalışmalara gereksinim duyulmaktadır (121).
Çalışmanın sonuçları ve yapılan çalışmalar karşılaştrıldığında çocuklarda
bulantı ve kusma semptomunun devam ettiği ve bu semptomların çocuğun yaşam
kalitesini, iştahını etkilediği düşünülmektedir. Çocuklarda bulantı kusmayı önlemek
için ulusal rehberlere gereksinim vardır. Bu rehberler ile farklı kurumlarda ve farklı
uzmanlık düzeyinde personel tarafından bakım verilen çocuklara standart önleme
girişimleri
uygulanabilecektir. Bu ortak girişimlerle çocukların bu istenmeyen
semptomlarla baş etmeleri güçlenecektir. Aynı zamanda bu ulusal rehberler daha
deneyimsiz personel içinde yol gösterici olabilecektir (5 ).en: A
4.4. Kanser Tedavisi ile
Semptom Kümelerine Ilişkin Bulguların
Tartışması
Kanser tedavisinin birinci ayında kusma, bulantı, halsizlik, iştahsızlık, ağrı
0.25-0.50 korelasyon katsayısı düzeyinde bir küme oluşturmuştur. Kanser tedavisinin
ikinci ayında 0.25 korelasyon katsayısı düzeyinde bulantı kusma ağız kuruluğu
halsizlik ile birlikte bir küme oluşturmuş, tedavinin üçüncü ayında 0.25 korelasyon
katsayısı düzeyinde
deri değişikliği, uykulu hissetme, kusma bulantı, tat
değişikliği, ağız kuruluğu bir küme oluşturmuştur.
Birinci ayda küme içinde yer alan ağrı ikinci ayda her hangi bir kümeye dahil
olmazken üçüncü ayda başka bir küme içinde yer almaktadır. Birinci ayda küme
içinde bulunan iştahsızlık ikinci ayda herhangi bir kümede yer almadan üçüncü ayda
diğer semptomlar ile kümelenme göstermiştir. Halsizlik semptomu ise birinci ve
ikinci ayda aynı kümede yer almış üçüncü ayda ise farklı semptomlarla kümelenme
göstermiştir.
80
Semptom kümeleme ile ilgili yapılan çalışmalar incelendiğinde Walsh ve
Rybicki (2006) 38 maddeli semptom çeklistini kullanarak palyatif bakım merkezinde
yaptıkları çalışmada bulantı ve kusma semptomunun ayrı bir küme oluşturduğu
belirlenmiştir. Çalışmada bulantı kusma ile aynı kümede yer alan halsizlik Walsh ve
Rybicki’nin çalışmasında farklı bir küme içinde yer almaktadır. Gift ve
arkadaşlarının
(2004)
faktör
analizi
ile
yaptıkları
çalışmalarında
bulantı,
yorgunluk,iştahsızlık, kilo kaybı, tat değişikliği, kusma ve güçsüzlük küme olarak
belirlenmiştir. Gift ve arkadaşları tarafından belirlenen küme ile çalışmanın ilk
ayında belirlenen küme ile bulantı, kusma,halsizlik, iştahsızlık semptomlarının aynı
küme içinde yer alması benzer bir kümeyi düşündürmektedir.
Bender ve arkadaşlarının (2005) semptomları değerlendirmede kullanılan
çeşitli ölçeklerle küme analizi yöntemiyle belirledikleri küme çalışamalarında birinci
çalışmada konsantrasyon kaybı, yorgunluk/enerjini
azalması, uyuma güçlüğü
anksiyete/sinirli hissetme, fiziksel güçte azalma/güçsüzlük, kas ve eklemlerde ağrı ,
sırt ağrısı ve depresif hissetme bir küme oluşturmuş, ikinci çalışmada yorgunluk,
enerji azalması zayıflık, baş ağrısı, depresif hissetme, ansiyeteli hissetme, hafıza
sorunları ve konsantrasyonda azalma bir küme oluşturmuş, üçüncü çalışmada ise
yorgunluk,
enerji
azalması,
fiziksel
güçte
azalma,
depresif
hissetme,
anksiyeteli/sinirli hissetme ve konstrasyon da azalma belirlenmiştir. Altı semptom
her çalışmadaki kümede ortak bulunmuştur. Bunlar yorgunluk, enerji azalması,
fiziksel güçte azalma/güçsüzlük, depresif hissetme, anksiyeteli/sinirli hissetme ve
konstrasyon da azalmadır. Çalışmada belirlenen kümelerle Bender ve arkadaşlarının
çalışmalarınde kümeler benzer değildir. Bu fark hasta grubunudan ve ölçüm için
kullanılan ölçeklerden kaynaklanılabilecği düşündürmektedir.
81
Cleeland ve arkdaşalarının ( 2000) M.D. Anderson Semptom Envanteri ile
yaptığı geçerlik güvenirlik çalışmasında hiyeraşik küme analizi ile semptom
kümeleri belirlenmiş bulantı kusma bir küme oluşturmuş, ağrı yorgunluk, rahatsız
uyku, emosyonel sıkıntı, solunum güçlüğü, uykusuzluk, ağız kuruluğu, üzgün olma ,
hatırlama güçlüğü uyuşukluk ve karıncalanma bir küme oluşturmuştur.
Chen ve Tseng (2006)13 maddeli MD Anderson Semptom Envanteri ve 14
maddeli Hastane Anksiyete ve Depresyon Skalasını (14 maddeli) kullanarak 23 yatan
hasta 128 poliklinikten izlenen hasta ile yaptıkları çalışmalarında faktör analiziyle
kümeler belirlenmiş. Ağrı, yorgunluk,uykusuzluk,iştahsızlık,uykulu olma, bir küme
oluşturmuş, bulantı kusma farklı bir küme içinde yer almıştır. MD Anderson
Semptom Envanterinin Çin, İngilizce ,Filipinler ve Japonca için yapılan geçerlik
güvenirlik
çalışmalarında , faktör analiziyle 2 küme belirlemişlerdir. Bu
çalışmalarda ilk kümede ağrı, yorgunluk, uyku bozukluğu, emosyonel sıkıntı,
solunum sıkıntısı, uykusuzluk, ağız kuruluğu üzgün olma hatırlama güçlüğü,
karıncalanma ve uyuşukluk bir küme oluştururken, bulantı kusma ayrı küme
oluşturmuştur. Aynı ölçeğin Ivanova ve arkadaşları (2005) tarafından yapılan Rusça
geçerliğinde ağrı, yorgunluk, uykuda bozulma, uykusuzluk, iştahsızlık bir küme
oluşturmuş, çalışmanın birinci ayında oluşan küme ile (ağrı, halsizlik, iştahsızlık)
ayrıca üçüncü ayda oluşan semptom kümesinde yer alan bazı semptomlar (
iştahsızlık, halsizlik) yönünden benzerlik göstermektedir. Çalışmada bulantı kusma
her üç ayda aynı küme içinde yer alırken ,bu çalışmalarda bulantı, kusma ,solunum
sıkıntısı, uyuşma, ağız kuruluğu ve hatırlamada güçlük ile aynı kümede yer almıştır.
Chen ve Lin (2007) MD Anderson Semptom envanterini kullanarak yaptıkları
doğrulayıcı faktör analiziyle ağrı yorgunluk, rahatsız uyuma, uykusuzluk, bir küme
oluşturmu iştahsızlık ise iki kümede birden yer aldığından bulantı kusma
82
semptomunun yer aldığı kümeye dahil edilmiştir. Üzgün ve sıkkın olma semptomu
ise bir diğer kümeyi oluşturmuştur. Donoven (2007) yorgunluk uykusuzluk ve
depresyonun birçok çalışmada ele alındığını ve bu üç semptomun
kanserde eş
zamanlı görüldğünü savunmaktadır.Hoffman ve arkadaşlarının (2007) yeni tanı almış
akçiğer
kanserli
hastalarda
yaptıkları
çalışmalarında
ağrı,
yorgunluk
ve
uykusuzluğun eş zamanlı göründüğü belirlenmiştir.
Fox ve Lyon (2006) çalışmalarında yeni tanı almış kanserli hastalarda ağrı,
yorgunluk ve depresyon arasındaki ilişki incelenmiş ve bu kümenin yaşam kalitesine
etkisine bakılmıştır. Depresyon ve yorgunluk birbiriyle ilişkili ama ağrı ile ilişkisiz
bulunmuştur. Ayrıca depresyon ve yorgunluğun yaşam kalitesini olumsuz etkilediği
belirlenmiştir.
Dodd
ve arkadaşlarının
(2001) kemoterapi alan 93
kanserli hastada
yorgunluk,ağrı ve uykusuzluk küme olarak belirlenip ilişkilerin incelendiği
çalışmalarında uykusuzluk diğer semptomlar ile zayıf ilişki göstermiştir. Beck ve
Schwartz (2000) semptom yönetimi alanındaki çalışmaların değerlendirilmesine
ilişkin yapılandırdıkları kesitsel çalışmada 84 yatan ve poliklinik hastasında, ağrı
yoğunluğunun, yorgunluk ve uyku kalitesi üzerine etkisi incelenmiş, ağrının,
yorgunluk ve uykusuzluğa katkıda bulunduğu sonucuna varılmıştır. (Dodd ve ark.
2001). Given ve arkadaşlarının (2001) 65 yaş üzeri meme, kolon, akciğer ya da
prostat kanseri olan 826 hastada yaptıkları çalışmada benzer bulgular saptanmış,
bildirilen ağrı, yorgunluk ve uykusuzluk küme olarak anlamlı bulunmuştur.
Çalışmada yorgunluk/halsizlik ilk ayda aynı küme içinde yer almış,
uykusuzluk başka kümeye dahil olmuştur. Daha sonraki aylarda ise bu üç semptom
aynı küme içinde yer almamıştır.
83
Kümelerin başlangıçta belirlendiği diğer çalışmalarda ağrı, yorgunluk ve
depresyon semptomu küme oluşturulmuş, bazı çalışmalarda semptomlar arasında
ilişkiler bulunmuştur (63). Çalışmada ele alınan semptomlarda doğrudan depresyona
ilişkin bir madde bulunmadığından bu semptomun değerlendirilmesi yapılamamıştır.
Ancak tedavinin ilk ayında oluşan I. Küme içinde halsizlik/yorgunluk ve ağrı aynı
küme içinde yer almaktadır.
Kanser tedavisinin (ilk ayında oluşan ikinci küme terleme, ishal,uyumakta
güçlük semptomlarını içermektedir. Bu semptomların birlikte görüldüğü çalışmaya
rastlanılmamıştır. Kümede yer alan semptomlar arasındaki ilişki açıklanamamıştır.
Kanser tedavisinin ilk ayında oluşan bir diğer küme ise baş dönmesi,tat
değişikliği, endişeli hissetme semptomlarıdır. Literatürde bu semptomların birlikte
olduğu bir çalışmaya rastlanmamıştır. Endişeli hissetme semptomunun daha çok
dördüncü küme ( huzursuzluk, sinirlilik ve üzgün olma) ile ilişkili olduğu
düşünülmektedir.
Çalışmada da ilk ayda huzursuzluk, sinirlilik, üzüntülü hissetme bir küme
oluşturmuş, ikinci ayda ise huzursuzluk ,kendine yabancılaşma, endişeli hissetme,
üzüntülü hissetme bir küme oluşturmuş, üçüncü ayda ise endişeli hissetme
,üzüntülü hissetme ile aynı küme içinde yer almaktadır.
Ivanova ve arkadaşlarının (2005) çalışmasında emosyonel sıkıntı ve üzüntü
semptomu bir küme oluşturmuştur.
Üç zamanda oluşan bu kümenin daha çok
psikolojik semptomları içeren küme oluşturduğu belirlenmiştir. Gleason ve
arkadaşlarının (2007) yeni tanı almış beyin tümörlü hastalarda faktör analizi ile ile
belirledikleri kümelerde
Ruh durumu olarak adlandırılan semptom kümesi ise
üzgün, depresif ve ansiyeteli hissetme semptomlarını içermektedir. Chen ve Lin
(2007) MD Anderson Semptom envanterini kullanarak yaptıkları doğrulayıcı faktör
84
analizinde üzgün ve sıkkın olma bir küme olarak bulunmuştur. Bender ve
arkadaşlarınının (2005) çalışmasında ,ikinci çalışmada yorgunluk, enerji azalması
zayıflık, baş ağrısı, depresif hissetme, ansiyeteli hissetme, hafıza sorunları ve
konsantrasyonda azalma bir küme oluşturmuş, üçüncü çalışmada ise yorgunluk,
enerji azalması, fiziksel güçte azalma, depresif hissetme, anksiyeteli/sinirli hissetme
ve konstrasyon da azalma belirlenmiştir. Gleason ve arkadaşlarının (2007) yeni tanı
almış beyin tümörlü radyoterapi alan hastalarla yaptıkları çalışmalarında radyoterapi
tedavisinden önce ve dört haftalık radyoterapiden sonra semptom kümelerini faktör
analizi, küme analizi Pearson Korelasyon yöntemiyle kümeler belirlenmiş, iki küme
bir tane semptom çifti belirlenmiştir. Bu iki küme dil ve Ruh durumu kümesi olarak
adlandırılmıştır. Bu kümeler iki zamanda da sabit kalmıştır. Dil kümesini okuma,
yazma ve doğru kelimeleri bulmada güçlük semptomlarını içermiştir. Ruh durumu
kümesi ise üzgün, depresif ve ansiyeteli hissetme semptomları oluşturmuştur.
Konsantrasyonda güçlük ve yorgunluk ise semptom çiftini oluşturmuştur.
Yapılan çalışmalarda kullanılan semptom değerlendirme ölçekleri farklı
olduğundan oluşan kümeler birebir aynı semptomları içermemesine rağmen,
psikolojik semptomların bir küme oluşturduğu literatür ile tutarlılık göstermektedir.
Kanser tedavisinin ikinci ayında II.küme 0 .25-0.50 korelasyon düzeyinde
baş dönmesi, terleme, öksürük bir semptom kümesi oluşturmuştur.Literatürde bu
semptomların birlikte olduğu bir çalışmaya rastlanmamıştır.
Kanser tedavisinin ikinci ayında
IV küme 0.25 korelasyon katsayısı
düzeyinde kaşıntı,deri değişikliği ve dikkati toplamada güçlük semptomlarından
oluşan kümedir. Literatürde bu semptomların birlikte olduğu bir çalışmaya
rastlanmamıştır. Kaşıntı olması ve deride değişikliğin olması fizyolojik olarak
birbiriyle ilişkili semptomlardır. Kaşıntı ile birlikte cilt bütünlüğünde bozulma
85
olması olasıdır. Ancak dikkatini toplamada güçlük semptomu bu iki semptom ile
ilişkilendirilememiştir. Yapılan çalışmalarda kullanılan ölçeklerde bu semptomlar
değerlendirilmediği için bu semptomların ilişkisi açıklanamamıştır.
Kanser tedavisinin üçüncü ayında
I küme 0.25-0.50 düzeyinde endişeli
hissetme, üzgün olma, halsizlik iştahsızlık bir küme oluşturmuştur. Bu kümede
yer alan semptomlar daha önce faklı kümelerde yer alan semptomlardır. Rahatsız
edici semptomlar teorisine göre bu kümedeki temel semptomun iştahsızlık olduğu ve
bu semptomun bireylerde halsizlik/yorgunluk, endişeli olma ve üzgün olmaya neden
olduğu düşünülebilir.
Kanser tedavisinin üçüncü ayında
ve
II küme 0.25-0.50 kilo kaybı,ağız yarası
yutma güçlüğü semptomunun oluşturduğu küme gastrointestinal sistem
semptomlarından oluşmuştur. Ağız yarası ve yutma güçlüğü semptomu çocuklarda
kilo kaybına yol açan faktörlerdir. Bu kümede ağız yarası ve yutma güçlüğü
semptomu kilo kaybı semptomunu açığa çıkardığı düşünülebilir.
Kanser tedavisinin üçüncü ayıda oluşan son semptom kümesi
0.25-0.50 baş
dönmesi, huzursuzluk, ağrı, dikkati toplamada güçlük kümesidir. Beck ve
Schwartz (2000) semptom yönetimi alanındaki çalışmaların değerlendirilmesine
ilişkin yapılandırdıkları kesitsel çalışmada 84 yatan ve poliklinik hastasında, ağrı
yoğunluğunun, yorgunluk ve uyku kalitesi üzerine etkisi incelenmiş, ağrının,
yorgunluk ve uykusuzluğa katkıda bulunduğu sonucuna varılmıştır
Bu kümede ağrı neden olan faktör olarak kümede yer alan baş dönmesi, huzursuzluk
ve dikkati toplamada güçlük semptomlarını ortaya çıkarmış olabileceğini
düşündürtmektedir.
86
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERİLER
-
5. 1 SONUÇLAR
Yeni tanı konmuş 10-18 yaşları arasında kanser tanısı ile izlenen hastalarda
semptom özelliklerini ve kümelerini oluşturmak amacıyla yapılan bu
çalışmanın sonuçlarına göre
-
Çocukların çoğunluğunun kız, ortaokula devam eden, okul başarıları çok iyi
ve çoğunluğunun lösemi tanısı ile izlendiği,
-
Annelerinin yarısının 30-39 yaş grubunda, ilkokul mezunu ve herhangi bir
paralı işte çalışmadığı,
-
Babaların çoğunluğunun 40-49 yaş grubunda,ilkokul mezunu ve işçi olarak
çalıştığı,
-
Ailenin gelir durumlarının az ya da dengeli olduğu ve sosyal güvencelerinin
Sosyal Sigortalar Kurumu olduğu ,
- Kanser tedavisin ilk ayında en sık prevalansa sahip semptomlar %79.6
iştahsızlık ve
bulantı, %75.9 saç dökülmesi,
en az prevalansa sahip
semptomlar yutma güçlüğü, idrar sorunları ve el ve ayakta şişme olduğu,
- Kanser tedavisinin ikinci ayında % 79.6 iştahsızlık, %75.9 halsizlik ve
%74.1 bulantı en sık, kabızlık ve uyumakta güçlük (%18.5), el ve ayaklarda
şişme (%16.7), yutma güçlüğü (%13), nefes darlığı ve ishal (%11.1) ve idrar
yapmada sorun en az deneyimlenen semptomlar bulunduğu,
-
Kanser tedavisinin üçüncü ayında en sık prevelansa sahip semptomlar
iştahsızlık (%74.1), halsizlik ve sinirlilik (% 63), üzgün olma (%61.1),en az
deneyimlenen semptomlar kabızlık ve uyumakta güçlük (%18.5), kaşıntı
87
(%13), nefes darlığı (%11.1), ishal (%9.3), el ve ayakta şişme (%5.6)
ve
idrar yapma sorunları (% 3.7) bulunduğu,
-
Kanser tedavisinin ilk ayında bir haftada hemen her zaman deneyimlenen
semptom %13 ile ağrı ve % 11.1 ile kusma, çok sık deneyimlenen
semptomlar % 25.9 ile kusma, %24.1 ile iştahsızlık,%18.5 ile halsizlik ve
bulantı, % 46.3 ile sinirli olma, %44.4 ile iştahsızlık, %42.6 ile halsizlik
bazen deneyimlen semptomlar olduğu,
-
Kanser tedavisinin ikinci ayında bir hafta içinde hemen hemen her zaman
deneyimlenen semptomlar %7.4 ile iştahsızlık ve ağrı, çok sık deneyimlenen
semptomlar ise %24.1 ile iştahsızlık ve %20.4 halsizlik,bulantı ve kusma,
çocuklar tarafından bazen
şeklinde ifade edilen semptomlar ise % 48.1
iştahsızlık ve bulantı %46.3 halsizlik olduğu,
-
Kanser tedavisinin üçüncü ayında bir hafta içinde hemen her zaman
deneyimlenen semptomlar % 14.8 terleme, %9.3 iştahsızlık, çok sık
deneyimlenen semptomlar %24.1 sinirli olma, %22.2 iştahsızlık ve endişeli
hissetme, bazen deneyimlenen semptomlar %38.9 iştahsızlık, %35.2 sinirli
olma ve %33.3 üzgün olma bulunduğu,
-
Kanser tedavisinin ilk ayında deneyimlenen semptomlardan en şiddetli olarak
ifade edilen semptomlar %9.3 ile iştahsızlık,%7.4 ile kusma ve uykulu
hissetme,
şiddetli
deneyimlenen
semptomlar
%33.3
bulantı,%22.2
iştahsızlık,%20.4 kusma, orta düzeyde şiddetli deneyimlenen semptomlar
%35.2 iştahsızlık ve ağrı %33.3 terleme, sinirli olma ve halsizlik olduğu,
-
Kanser tedavisinin ikinci ayında en şiddeti deneyimlenen semptomlar %14.8
kendine yabancılaşma, % 13 saç kaybı, şiddetli deneyimlenen semptomlar
%25.9 saç kaybı, %22.2 iştahsızlık ve bulantı, orta şiddetle deneyimlenen
88
semptomlar %42.6 iştahsızlık ve %40.7 sinirli olma, halsizlik ve üzgün
olmanın bulunduğu,
-
Kanser tedavisinin üçüncü ayında çok şiddetli deneyimlenen semptomlar
%11.1 saç kaybı, %9.3 kendine yabancılaşma, şiddetli olarak deneyimlendiği
belirtilen semptomlar % 20.4 iştahsızlık, %18.5 saç kaybı ve kusma, orta
şiddette deneyimlenen semptomlar ise %40.7 iştahsızlık, %38.9 halsizlik ve
%37 bulantı semptomu bulunduğu,
-
Kanser tedavisinin birinci ayında deneyimlenen semptomlardan
en çok
sıkıntı veren semptomlar %14.8 saç kaybı ve %11.1 bulantı, oldukça sıkıntı
veren semptomlar %29.6 bulantı,%18.5 saç kaybı ve kusma, biraz rahatsız
etti şeklinde ifade edilen semptomlar %25.9 sinirli olma, halsizlik ve ağrı
semptomu belirlenmiştir. Iştahsızlık %37 hastada çok az rahatsız eden
semptom olarak bulunduğu,
-
Kanser tedavisinin ikinci ayında en çok rahatsız eden semptomlar %16.7 saç
kaybı,%14.8 bulantı ve kendine yabancılaşma, oldukça rahatsız eden
semptomlar %22.6 bulantı, %18.5 kusma ve %11.1 saç kaybı ve halsizlik,
biraz rahatsız ettiği ifade edilen semptomlar %22.2 iştahsızlık ve ağrı,%20.4
halsizlik, çok az rahatsız eden semptomlar %22.2 ağrı ve iştahsızlık,%20.4
halsizlik belirlendiği,
-
Kanser tedavisinin üçüncü ayında çok rahatsız eden semptomlar %13 kendine
yabancılaşma, %9.3 saç kaybı, bulantı ve kusma, oldukça rahatsız eden
semptomlar %16.7 bulantı,%14.8 saç kaybı,%13 kusma, biraz rahatsız eden
semptomlar %24.1 üzgün olma, %18.5 bulantı, %16.7 iştahsızlık ve halsizlik,
çok az rahatsız eden semptomlar %31.5 sinirli olma %27.8 halsizlik ve üzgün
olma belirlendiği,
89
-
Kanser tedavisinin birinci, ikinci ve üçüncü aylarında çocukların semptom
kontrolüne ilişkin tedavi alma durumları incelendiğinde birinci ayda %74,
ikinci ayda %61.1, üçüncü ayda ise çocukların %42.6’sı antiemetik tedavi
aldıkları ,
-
Kanser tedavisinin birinci ayında antiemetik alan 40 çocuğun %85’inde
bulantı, %75’inde ise kusma semptomu deneyimlenmiştir. Antiemetik tedavi
kullanma ile bulantı ve kusma semptomu arasında istatistiksel olarak anlamlı
fark bulunmadığı (P>0.05),
-
Kanser tedavisinin ikinci ayında antiemetik alan 33 çocuğun %81.9’unda
bulantı, %62.5’inde ise kusma semptomu deneyimlenmiştir. Antiemetik
tedavi kullanma ile bulantı ve kusma semptomu arasında istatistiksel olarak
anlamlı fark bulunmadığı (P>0.05),
-
Kanser tedavisinin üçüncü ayında antiemetik alan 23 çocuğun %82.6’sında
bulantı, %52.2’sinde ise kusma semptomu deneyimlenmiştir. Antiemetik
tedavi kullanma ile bulantı ve kusma semptomu arasında istatistiksel olarak
anlamlı fark bulunmadığı (P>0.05),
-
Kanser tedavisi birinci ayında ortalama semptom sayısı 12.6, ikinci ayında
11.2 ve üçüncü ayında 9.5 olarak belirlenmiştir. Üç ayda semptom sayıları
arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadığı (P>0.05),
-
Kanser tedavisinin birinci, ikinci ve üçüncü ayında cinsiyete göre semptom
sayılarına bakıldığında kızların erkeklere göre daha fazla sayıda semptom
deneyimledikleri, üç ayda kız erkek semptom sayıları arasındaki fark
istatistiksel olarak anlamlı bulunmadığı (P>0.05),
-
Kanser tedavisinin ilk ayında 0.25-0.50 düzeyinde kusma, bulantı, halsizlik,
iştahsızlık ve ağrı semptomunun kümelendiği, terleme,ishal ve uyumakta
90
güçlük semptomlarının
aynı Pearson Katsayısı düzeyinde bir küme
oluşturduğu, 0.25 Pearson Katsayısı düzeyinde baş dönmesi, tat değişikliği
ve endişeli hissetmenin bir küme oluşturduğu, huzursuz hissetme, sinirli
hissetme ve üzüntülü hissetme, semptomları bir diğer kümeyi oluşturduğu,
-
Kanser tedavisinin ikinci ayında 0.25 -0.50 Pearson Katsayısı düzeyinde
kendine yabancılaşma, huzursuzluk hissi, endişeli hissetme ve üzüntülü
hissetme semptomlarının bir küme oluşturduğu, aynı Pearson Katsayısı
düzeyinde baş dönmesi, terleme ve öksürük semptomlarının diğer bir küme
oluşturduğu, 0.25 Pearson Katsayısı
düzeyinde
bulantı, kusma , ağız
kuruluğu ve halsizlik semptomlarının, aynı düzeyde
tat değişikliği,ağız
yarası ve iştahsızlık semptomlarının, kaşıntı, deri değişikliği ve dikkati
toplamada güçlük semptomlarının diğer semptom kümesini oluşturduğu,
-
Kanser tedavisinin üçüncü ayında 0.25-0.50 Pearson Katsayısı düzeyinde
endişeli hissetme üzüntülü hissetme halsizlik ve iştahsızlık semptomlarının,
kilo kaybı, ağız yarası ve yutma güçlüğünün diğer bir kümeyi oluşturduğu ve
aynı düzeyde baş dönmesi, huzursuzluk, ağrı ve dikkati toplamada güçlük
semptomlarının küme oluşturduğu, 0.25-0.50 Pearson Katsayısı düzeyinde
deri değişikliği,uykulu hissetme, kusma, bulantı, tat değişikliği ve ağız
kuruluğu semptomlarınında küme oluşturduğu belirlenmiştir.
91
5.2 ÖNERİLER
Çalışmanın sonuçları doğrultusunda aşağıdaki önerilerde bulunulmuştur.
Uygulamaya İlişkin Öneriler
-
Çok boyutlu ölçekler yardımıyla çocukların deneyimledikleri semptomların
değerlendirilmesi,
-
Bulantı kusmayı önlemek için girişimlerin gözden geçirilmesi ve yeni
girişimler planlanması,
-
Antiemetik algoritmalarının gözden geçirilmesi,
-
İştahsızlığı önlemek için girişimler planlanması,
-
Çocukların
sık
aralıklarla
beslenme
durumlarının
değerlendirilmesi
önerilebilir.
Araştırmalara İlişkin Öneriler
-
Tanımlanan
semptom
kümelerinin
çeşitli
istatistiksel
yöntemlerle
karşılaştırılması,
-
Hastalıkların evrelerine göre kümelerin oluşturulması,
-
Tedavi şekillerine göre semptom kümelerinin oluşturulması,
-
Kanser tanılarına göre kümelerin oluşturulması,
-
Daha büyük örneklem grubuyla semptom özelliklerinin incelenmesi
-
Kanser tedavisinin ilk aylarında deneyimlenen semptomların ilerleyen
zamanlarda nasıl değiştiğine ilişkin çalışmaların planlanması önerilebilir.
92
BÖLÜM VI
ÖZET
ATAY, S., Kanser Tedavisi Alan Çocuklarda Semptom Sıklığı ve Semptom
Kümelerinin Belirlenmesi
Araştırma, kanser tedavisi alan 10–18 yaşları arasında çocuklarda tedavinin
birinci, ikinci ve üçüncü aylarındaki, semptom sıklığının ve semptom kümelerinin
belirlenmesi amacıyla yapılan metadolojik ve tanımlayıcı tipte bir araştırmadır.
Araştırma, Ege üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Onkoloji Bilim Dalı,
Yenişehir Çocuk Hastanesi Onkoloji Kliniği, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp fakültesi
Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı ve Dr.Behçet Uz Çocuk
Onkoloji Kliniğinde kanser tanısı nedeniyle kemoterapi alan
Hastanesi
10-18 yaşları
arasındaki kanserli çocuklarla gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini Ağustos
2006-Ağustos 2007 tarihleri arasında araştırma kriterlerine uygun 54 hasta
oluşturmuştur. Araştırma sonunda elde edilen verilerin analizinde SPSS (Statistical
Package For Social Science) 15.0 Paket programı ve Software Multi-Variate
Statistical Package (MVSP) v.3.12 kullanılarak, sayı, yüzde, ortalama, standart
sapma. tekrarlı ölçümlerde tek yönlü varyans analizi, ki kare, küme analizi
kullanılmıştır.
Kanser tedavisin ilk ayında en sık prevalansa sahip semptomlar iştahsızlık,
bulantı, saç dökülmesi, ikinci ayında iştahsızlık, halsizlik ve bulantı, üçüncü ayında
iştahsızlık halsizlik ve sinirlilik, üzgün olma belirlenmiştir.
Otuz maddeli Memorial Semptom Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeği
kullanılarak belirlenen semptomlardan tedavinin ilk ayında dört, ikinci ayında dört
ve üçüncü ayında beş semptom kümesi oluşmuştur.
Bulgular kanserli çocukların tedavilerinin ilk aylarında çok sayıda eş zamanlı
semptom deneyimlediklerini göstermektedir. Bu bulgulardan yola çıkılarak kanserli
93
çocuklarda semptomların değerlendirilmesi ve semptom kümelerinin belirlenmesi
önerilmiştir.
Anahtar kelimeler: kanserli çocuklar, semptom prevalansı, semptom kümelemesi,
semptom değerlendirmesi
94
SUMMARY
ATAY, S., CHILDREN WHO HAD RECEIVED CHEMOTHERAPY WAS
DETERMINED SYMPTOM PREVALENCE AND SYMPTOM CLUSTER
The purpose of this study was to determine
symptom prevalence and
symptom cluster in children who had received chemotherapy and 10-18 aged with
cancer in the first, second and third month of treatment. This is a methodological and
descriptive study.
The study was carried out at Ege University Faculty of Medicine Tülay
Aktaş Bone Marrow Transplantation and Oncology Center Department of Pediatric
Oncology, Dr. Behçet Uz Children Hospital at Departmant of Pediatric Oncology,
Yenişehir Children Hospital and Dokuz Eylül University Faculty of Medicine ,
Department of Pediatric Oncology clinics between August 2006-Agust 2007. The
research sample was constituted of 54 children who had received chemotherapy and
10-18 aged with cancer.
SPSS (Statistical Package For Social Science) 15.0 Package and Software
Multi-Variety Statistical Package (MVSP) v.3.12 were used to analyze the research
data. Data were analyzed by number, percentage, average, standard deviation,
repetitive measure one way variance analysis, chi-square and cluster analysis.
The most prevalent symptom were lack of apetiate, nausea and alopecia in the
fist month of treatment, lack of appetite, lack of energy and nausea in the second
month of treatment and lack of appetite, lack of energy, nervousness and sadness in
the third month of treatment. The Memorial Symptom Assessment Scale has 30
items was used to assess patients’ symptom. 4 symptom clusters in the first month, 4
95
symptom clusters in the second month and 5 symptom clusters in the third month of
the treatment were formed.
These results show that the children have multiple symptoms, which often appear in
groups or clusters. Symptom assessment and symptom cluster were constituted of
children with cancer.
Key
Words:Symptom
cluster,
symptom
cooccurring symptoms
96
assessment,children
with
cancer,
KAYNAKLAR
1. Akgül, A.,(2005). Tıbbi Araştırmalarda İstatistiksel Analiz Teknikleri, Emek
Ofset Ltd. Şti, Ankara.
2. Allen, R., Newman, S.P., Souhami, R. L., (1997). Anxiety and Depression
in Adolescent Cancer: Findings in Patients and Parents at the Time of
Diagnosis. Europan Joumal of Cancer, 33( 8): 1250-1255.
3. Alvir, J. M., Thys-Jacobs, S., (1991). Premenstrual and Menstrual Symptom
Clusters and Response to Calcium Treatment, Psychopharmacol Bull,
27(2):145–148.
4. Amdur, R. L., Liberzon, I., (2001). The Structure Of Posttraumatic Stress
Disorder Symptoms İn Combat Veterans: A Confirmatory Factor Analysis Of
The İmpact Of Event Scale, J Anxiety Disord, 15( 4):345–357.
5. Antonarakis, E. S., Evans ,J. L., Heard, G. F., (2004) Prophylaxis of Acute
Chemotherapy-Induced Nausea and Vomiting in Children With Cancer: What
Is the Evidence? Pediatr Blood Cancer;43:651–658.
6. Armstrong, T. S., Cohen, M. Z., Eriksen, L. R., Hickey, J. V., ( 2004 ).
Symptom Clusters In Oncology Patients and Implications For Symptom
Research In People With Primary Brain Tumors, J Nurs Scholarship, 36:197–
206.
7. Armstrong, T.S., (2003). Symptoms Experience: A Concept Analysis,
Oncology Nursing Forum, 30 (4):601-606.
8. Atay, S., Conk, Z., Bahar, Z., et.al. (2007). Memorial Semptom
Değerlendirme Ölçeği’nin (MSDÖ 10-18) Türkçe Geçerlik ve Güvenirlik
Çalışması,Ege Pediatri Bülteni,14(2):93-99.
97
9. Aydın, A., (2003). Çocuğu Kanser Olan Ailelerin Aile Yükünün
Belirlenmesi. E.Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora
Tezi,İzmir.
10. Barsevick, A. M., (2007). The Concept of Symptom cluster, Seminars in
Oncology Nursing, 23(2): 89–98.
11. Barsevick, A. M., Whitmer, K., Nail, L, M., Beck, S.L., et.al. ( 2006).
Symptom Cluster Research: Conceptual, Design, Measurement, and Analysis
Issues, Journal of Pain and Symptom Management, 31(1):85-95.
12. Bashore, L.,(2004). Childhood and Adolescent Cancer Survivors’ Knowledge
of Their Disease and Effects of Treatment, Journal of Pediatric Oncology
Nursing, 21(2): 98-102.
13. Başkan, E. B., Baykara,M.,Ercan,İ.,et.al. (2005). Vitiligo And Ocular
Findings: A Study On Possible Associations, Journal European Academy of
Dermatology and Venereology,20: 829–833.
14. Beck, S. L., (2007).Clinical Assessment of Symptom clusters, Seminars in
Oncology Nursing, 23 (2): 106–112.
15. Beck, L. S., Dudley, N. W., Barsevick, A.,( 2005). Pain, Sleep Dısturbance,
and Fatigue in Patients With Cancer:Using a Mediation Model to Test a
Symptom Cluster, Oncology Nursing Forum, 32 (3):48-55.
16. Beck, L. S., (2004). Symptom Clusters:Impediments and Suggestions for
Solutions,Journal of the National Cancer Institute Monograph,32:137-138.
17. Bender, M., Ergün, Ş. F., Rosenzweig, M. Q., et.al. (2005). Symptom
Clusters in Breast Cancer Across 3 Phases of The Disease, Cancer
Nursing,28 (3):219-225.
98
18. Berger, A. M., Higginbotham, P., (2000). Correlates Of Fatigue During And
Following Adjuvant Breast Cancer Chemotherapy: A Pilot Study, Oncology
Nursing Forum,27(9):1443-1448.
19. Bottomley, A., Biganzoli, L., Coleman, R. E., et al (2004). Randomized,
Controlled Trial Investigating Short-Term Health –Related Quality Of Life
With
Doxorubicin
And
Paclitaxel
Versus
Doxorubicin
And
Cylophosphamide As First-Line Chemotherapy In Patients With Metastattic
Breast Cancer: European Organization For Research And Treatment Of
Cancer Breast Cancer Group, Investigational Drug Branch For Breast Cancer
And New Drug Development Group Study, Jounal of Clinical Oncology, 22
(13) :2576-2586.
20. Bower, J.E., Ganz, P. A., Desmond, K, A., et al (2000). Fatigue In Breast
Cancer Surviors: Occurrence, Correlates, And Impact On Quality Of Life,
Journal of Clinical Oncology, 18 (4) :743-753.
21. Broeckel, J. A., Jacopsen, ,P. B., Balducci, L., et.al. (1998). Characteristics
And Correlates Of Fatigue After Adjuvant Chemotherapy For Breast Cancer
Journal of Clinical Oncology,16 (5):1689-1696.
22. Bryant. R., ( 2003). Managing Side Effects of Childhood Cancer Treatment
Journal of Pediatric Nursing, 18( 2) :113-124.
23. Büyükpamukçu, M., (2004). Türkiye ve Gelişmekte olan Ülkelerde Çocukluk
Çağı Lenfomaları, XIII. TPOG Ulusal Kanser Kongresi, 18-22 Mayıs,
Kapadokya.
24. Can, G., Durna, Z., Aydıner, A.,(2004). Assessment Of Fatigue In And Care
Needs Of Turkish Women With Breast Cancer, Cancer Nursing, 27(2):153161.
99
25. Chan, C. W. H., Richardson, A., Richardson J., (2005).A Study to Assess
The Existence of The Symptom Cluster of Breathlessness, Fatigue and
Anxiety in Patients With Advanced Lung Cancer, European Journal of
Oncology Nursing, 9 (4):325-333.
26. Chang, V. T., Hwang, S. S., Feuerman, M., (2000). Symptoms and Quality
of Life Survey of Medical Oncology Patients at a Veterans Affairs Medical
Center: a Role for Symptom Assessment, Cancer,88 (5):1175-1183.
27. Chang, V. T., Hwang, S. S., Feuerman, M., et. al. ( 2000). The Memorial
Symptom Assessment Scale Short Form (MSAS-SF)Validity and Reliability
Cancer,89:1162–71.
28. Chang, V. T., Ingham J., (2003). Symptom Control, Cancer Investigation,
21( 4) :564–578.
29. Chen, M, L., Lin, C. C., (2007). Cancer Symptom Clusters: A Validation
Study, Journal of Pain and Symptom Management, 34 (6): 590-599.
30. Chen, M. L., Tseng, H. C.,(2006). Symptom Clusters In Cancer Patients,
Support Care Cancer,14 (8) :825-830.
31. Chow, E., Fan, G., Hadi, S., et.al. (2007). Symptom Clusters In Cancer
Patients With Bone Metastases, Support Care Cancer,15 (9):1035-1043.
32. Cleeland, C. S., Mendoza, T. R., Wang, X. S.,et .al. (2000). Assessing
Symptom Distress in Cancer Patients The M. D. Anderson Symptom
Inventory, Cancer,89:1634–46.
33. Collins, J.J., Byrnes, M. E., Dunkel, I. J., et. al.(2000). The Measurement of
Symptoms in Children With Cancer, J Pain Symptom Manage, 19(5):363–
377.
100
34. Collins, J.J., Devine, T.D., Dick, G.S., et. al. (2002). The Measurement of
Symptoms in Young Children With Cancer: The Validation of The Memorial
Symptom Assessment Scale in Children Aged 7–12, J Pain Symptom
Manage.l 23(1):10–16.
35. Cooley, M.E., Short, T. E., Moriarty, H.J., (2003). Symptom Prevalence,
Distress, and Change Over Time in Adults Receiving Treatment for Lung
Cancer, Psycho-Oncology, 12:694–708.
36. Curtis,E.B., Krech, R., Walsh,T.D., (1991). Common Symptoms in Patients
With Advanced Cancer. Journal of Palliative Care, 7(2): 25-29.
37. Çavusoğlu, H., (2000). Problems Related to the Diagnosis And Treatment of
Adolescents with Leukemia, Issues in Comprehensive Pediatric Nursing,
23:15–26.
38. Çetingül ,N., ( 2005). Pediatrik Onkoloji Hemşireliği Kurs Kitabı. İzmir.
39. Decker,C. L., Haase, J. E., Bell, C. J., (2007). Uncertainty in Adolescents
and Young Adults With Cancer, Oncology Nursing Forum,34 ( 3):681-688.
40. Degner L F. & Sloan Jeffrey A. (1995). Symptom Distress In Newly
Diagnosed Ambulatory Cancer Patients And As A Predictor Of Survival In
Lung Cancer, Journal of Pain and Symptom Management,10(6):423-431.
41. Dochert, S. L., Sandelowski, M., Preisser, J. S., (2006). Three Months in the
Symptom Life of a Teenage Girl Undergoing Treatment for Cancer, Research
in Nursing & Health, 29, 294–310.
42. Dodd M.J., Miaskowski C., Paul S.M., (2001).Symptom Clusters and Their
Effect on The Functional Status of Patients With Cancer, Oncol Nurs Forum,
28(3):465–470.
101
43. Dodd, M., Janson, S., Factone, N., et. al. (2001). Advancing The Science Of
Symptom Management, Journal of Advanced Nursing, 33: 668–676.
44. Dodd, M.J., Miaskowski, C., Lee, K.A., (2004).Occurrence Of Symptom
Clusters, Journal of the National Cancer Institute, Monograph, 32: 76-78.
45. Donovan, K. A., Jacobsen, P. B., (2007). Fatigue, Depression, and Insomnia:
Evidence for a Symptom cluster In Cancer, Seminars in Oncology Nursing,
23( 2) : 127–135.
46. Drake, R., Frost, J ., Collins, J. J., (2003). The Symptoms of Dying Children
Journal of Pain and Symptom Management, Vol. 26 No. 1 :595-603.
47. Dun, R.T., Kimbrell, T.M., Ketter, T.A., et. al. (2002). Principal Components
of The Beck Depression Inventory and Regional Cerebral Metabolism in
Unipolar And Bipolar Depression, Biol Psychiatry, 51(5):387–399.
48. Eiser, C., Havermans, T., Craft, A., et.al. (1997). Validity of the Rotterdam
Symptom Checlist in Paediatric Oncology, Medical and Pediatric Oncology,
28:451-454.
49. Ekti, R. G., (2005). Kemoterapi Alan Hastalarda Etkili Hemşirelik
Girişimlerinin Yorgunluk Semptomuna Etkisi, Ege Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi, İzmir.
50. Enskär,H., Carlsson, M., Golsäter, M., et. al.(1997). Symptom Distress And
Life Situation In Adolescents With Cancer, Cancer Nursing, 20(1): 23-33.
51. Epstein, I., Stinson, J., Stevens, B., (2005). The Effects of Camp on HealthRelated Quality of Life in Children With Chronic Illnesses: A Review of the
Literature, Journal of Pediatric Oncology Nursing, 22 (2 ) :89-103.
102
52. Erdem, E ., (2006).Kanserli Çocuğu Olan Annelere Evde Verilen Hemşirelik
Hizmetlerinin Degerlendirilmesi, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara.
53. Esper, P., Heidrich, D., (2005). Symptom Cluster in Advanced Illness,
Seminaris Oncology Nursing, 21(1):20-28.
54. Essen, V., Enskar, K., Kreuger, A., Larsson, B., et.al. (2000). Self-Esteem,
Depression And Anxiety Among Swedish Children And Adolescents On And
Off Cancer Treatment, Acta Pediatr 89: 229-36.
55. Fan, G., Filipczak, L.,
Chow, E., (2007). Symptom Clusters In Cancer
Patients: A Review Of The Literature. Current Oncology, 14 ( 5):173-179.
56. Fiets, W.E., Helvoirt, R. P., Nortier,J.W., (2003). Acute Toxicity of
Concurrent Adjuvant Radiotherapy And Chemotherapy In Breast Cancer
Patients. A Prospective, Conparative, Non-Randomised Study. European
Journal of Cancer 39(8):1081-1088.
57. Fleishman, S.B., (2004).Treatment Of Symptom Clusters: Pain, Depression,
And Fatigue, J Natl Cancer Inst Monogr, 32:119–123.
58. Fochtman D., (2006). The Concept of Suffering in Children and Adolescents
With Cancer, Journal of Pediatric Oncology Nursing, 23 (2): 92-102.
59. Fox, S. W., Lyon, D., Farace, E., (2007). Symptom Clusters in Patients With
High-Grade Glioma, Journal of Nursing Scholarship,39 (1): 61-67.
60. Fox, S. W., Lyon, D. E., (2006). Symptom Clusters and Quality of Life in
Survivors of Lung Cancer, Oncology Nursing Forum, 33 (5): 931-936.
61. Fu, M. R., LeMone, P., Mcdaniel, R. W., (2004). An İntegrated Approach To
An Analysis Of Symptom Management İn Patients With Cancer, Oncology
Nursing Forum, 31(1):65-70.
103
62. Gapstur, R. L., (2007). Symptom Burden: A Concept Analysis and
Implications for Oncology Nurses, Oncology Nursing Forum, 34 (3) ;673680.
63. Gaston-Johannson, F., Fall-Dickson, J. M., Bakos, A.B., Kennedy, M.J.,
(1999).Fatigue, Pain and Depression İn Pre-Autotransplant Breast Cancer
Patients, Cancer Practise, 7:240-247.
64. Gedaly-Duff, V., Lee, K. A., Nail, L., et.al. (2006). Pain, Sleep Disturbance,
and Fatigue in Children With Leukemia and Their Parents:A Pilot Study,
Oncology Nursing Forum, 33 (3):641-646.
65. Gibson, F., ( 2005). Evidence In Action: Fostering Growth Of Research
Based Practice In Children’s Cancer Nursing, European Journal of Oncology
Nursing, 9: 8–20.
66. Gift, A. G.,( 2007). Symptom Clusters Related to Specific cancers, Seminars
in Oncology Nursing, 23(2):136-141.
67. Gift, A.G., Stommel, M., Jablonski, A., Given, W., (2003). A Cluster Of
Symptoms Over Time İn Patients With Lung Cancer, Nursing Research, 52
(6): 393–400.
68. Gift, A.G., Jablonski, A., Stommel, M., Given, W., (2004). Symptom
Clusters İn Elderly Patients With Lung Cancer, Oncol Nurs Forum, 31 (2):
203–210.
69. Given, B. A., Given, C. W., Sikorski, A., et.al. (2007). Symptom Clusters
And physical Function for Patients Receiving Chemotherapy, Seminars in
Oncology Nursing, 23(2): 121-126.
104
70. Given, C.W., Given, B., Azzouz, F., et.al. (2001). Predictors Of Pain And
Fatigue İn The Year Following Diagnosis Among Elderly Cancer Patients, J
Pain Symptom Manage, 21 (6): 456–466.
71. Given, B., Given, C.W., Azzouz, F., Stommel, M., (2001). Physical
Functioning Of Elderly Cancer Patients Prior To Diagnosis And Following
İnitial Treatment, Nursing Research, 50 (4): 222–232.
72. Gleason, J. F., Case, D., Rapp, R. S, et.al. (2007). Symptom Clusters in
Patients With Newly Diagnosed Brain Tumors, J Support Oncol, 5:427–433.
73. Haworth, S. K., Dluhy, N. M., (2001). Holistic Symptom Management:
Modelling The Interaction Phase, Journal of Advanced Nursing, 36(2): 302310.
74. Hedström, M., Haglund, K., Skolin, I., et. al. (2003). Distressing Events For
Children And Adolescents With Cancer: Child, Parent, And Nurse
Perceptions, J Pediatr Oncol Nurs, 20:120-132.
75. Hedström, M., Ljungman, G., Essen, L., (2005). Perceptions of Distress
Among Adolescents Recently Diagnosed With Cancer, Journal of
Hematology Oncology, 27 (1):15-21.
76. Hickok, J.T., Morrow, G. R., McDonald, S., et.al. (1996). Frequency and
Correlates of Fatigue in Lung Cancer Patients Receiving Radiation Therapy:
Implications for Management, J Pain Symptom Manage,11:370–377.
77. Hicks, J., Bartholomew, J., Ward-Smith, P., et. al. (2003). Quality of Life
Among Childhood Leukemia Patients, Journal of Pediatric Oncology
Nursing, 20 (4) :192-200.
105
78. Hinds, P.S., Hockenbery, M., Gilger, E., Kine, N., et.al. (1999).Comparing
Patient, Parent and Staff Descriptions of Fatigue in Pediatric Oncology
Patients, Cancer Nursing, 22:277-289.
79. Hockenberry, M., (2004). Symptom Management Research in Children With
Cancer, Journal of Pediatric Oncology Nursing, 21 ( 3) : 132-136.
80. Hockenberry, M., Hooke, M. C., (2007). Symptom Clusters In Children With
Cancer, Seminars in Oncology Nursing, 23 (2) : 152-157.
81. Hoffman, A. J.,
Given, B. A., Eye von. A., et.al.(2007). Relationships
Among Pain, Fatigue, Insomnia,and Gender in Persons With Lung Cancer,
Oncology Nursing Forum, 34( 4):785-792.
82. Homsi, J., Walsh, D., Rivera, N., et.al. (2006). Symptom Evaluation In
Palliative Medicine:Patient Report Vs Systematic Assessment, Support Care
Cancer, 14: 444–453.
83. Hoskins, C. N., (1997). Breast Cancer Treatment-Related Patterns in Side
Effects, Psychological Distress and Perceived Health Status. Oncology
Nursing Forum, 24(9):1575-1583.
84. Irvine, D. M., Vincent, L., Graydon, J. E., et. al. (1998). Fatigue in Women
With Breast Cancer Receiving Radiation Therapy, Cancer Nursing, 21 (2):
127-135.
85. Ivanova, M.O., Ionova, T. I., Kalyadina, S. A., (2005). Cancer-Related
Symptom Assessment in Russia: Validation and Utility of the Russian M. D.
Anderson Symptom Inventory, Journal of Pain and Symptom Management,
30 (5): 443-453.
106
86. Jacob, E., Hesselgrave, J., Sambuco, G., et. al. (2007). Variations in Pain,
Sleep, and Activity During Hospitalization in Children With Cancer, Journal
Of Pediatric Oncology Nursing, 24 ( 4 ):208-219.
87. Jacobsen, P.B., Hann, D.M., Azzarello, L. M., et. al. (1999). Fatigue in
Women
Receiving
Adjuvant
Chemotherapy
for
Breast
Cancer:
Characteristics, Course, and Correlates, J Pain Symptom Manage,18 (4):233–
242. Johnson, G., Fortner, B., Moore, K., et.al. (2005). Baseline Evaluation of
Assessment, Information, and Management Patterns in a National Quality
Improvement Project, The Journal Of Supportive Oncology,3(6):Suppl 4,3637.
88. Kim, H. J., McGuire, D. B., Tulman, L., Barsevick, A. M., (2005). Symptom
Clusters Concept Analysis and Clinical Implications for Cancer Nursing,
Cancer Nursing, 28 (4):270-282.
89. Kim, H. J., (2006). Treatment-Related Symptom Clusters In Breast Cancer: A
Secondary
Analysis,
University
of
Pennsylvania,;
AAT
3225481
http://proquest.umi.com
90. Kirkova, J., Walsh, D., (2007). Cancer Symptom Clusters—A Dynamic
Construct, Support Care Cancer,15(9):1011-1013.
91. Kozachik, S. L., (2006). Symptom Clusters In Elderly Cancer Patients
The Johns Hopkins University Baltimore, Maryland (AAT
3213738).
http://proquest.umi.com
92. Kotagal, P., Luders, H.O., Williams,G., Nichols, T.R., McPherson, J., (1995).
Psychomotor seizures of Temporal Lobe Onset: Analysis of Symptom
Clusters and Sequences, Epilepsy Res.20 (1):49–67.
107
93. Kutluk, T., (2002). Türk Pediatrik Onkoloji Grubu 2002 Yılı Ulusal
Çocukluk Çağı Kanserleri Kayıtları, XII. Türk Pediatri
Onkoloji Grubu
Kongresi, Istanbul (poster sunumu).
94. Kutluk, T., (2007). Çocukluk Çağı Kanserlerinin Epidemiyolojisi, Klinik
Gelişim, 20 (2): 5-12.
95. Ladas, E. J., Post-White, J., Hawks, R., et. al. (2006). Evidence for Symptom
Management in the Child With Cancer, J Pediatr Hematol Oncol, 28 (9):
601-615.
96. Ladas, E.J., Sacks, N., Meacham, L.R., et. al. (2005). A Review Of The
Nutritional Practices For The Pediatric Oncology Population; Assessment,
Intervention, Nursing, Pharmacology, Quality Of Life, And Survivorship,
Nutr Clin Practice,20:377–393.
97. Lenz, E., Pugh, L.C., Milligan, R.A., Gift, A., Suppe, F., (1997).The Middle
Range Theory Of Unpleasant Symptoms, Adv Nurs Sci,l19 (3):14–27.
98. Lindemalm, C., Strang, P., Lekander, M.. (2005). Support Group for Cancer
Patients. Does it Improve Their Physical and Psychological Well Being? A
Pilot Study, Support Care Cancer, 13: 652–657.
99. Linder, A. A., (2005).Measuring Physical Symptoms in Children and
Adolescents With Cancer, Cancer Nursing, 28 (1):16-26.
100. Multinational Association of Supportive Care in Cancer Consensus
Conference On Antiemetic Therapy Perugia, March 29-31, 2004, Latest
Update: December 2007.
101. Miaskowski, C., Aouizerat, B. E., Dodd, M., et.al. (2007). Conceptual
Issues in Symptom Clusters Research and Their Implications for Quality-of-
108
Life Assessment in Patients With Cancer, J Natl Cancer Inst Monogr,37: 39
– 46.
102. Miaskowski, C.,Aouizerat, B.E., (2007). Is There a Biological Basis For the
Clustering of Symptoms? Seminars in Oncology Nursing, 23 (2):99-105.
103. Miaskowski, C., Cooper, B. A., Paul, S, M., et. al. ( 2006). Subgroups Of
Patients With Cancer With Different Symptom Experiences And Quality-OfLife Outcomes: A Cluster Analysis, Oncology Nursing Forum,33 (5) E79E89.
104. Miaskowski, C.,(2006). Symptom Clusters: Establishing The Link Between
Clinical Practice And Symptom Management Research, Support Care
Cancer,14:792-794.
105. Miaskowski, C., Dodd, M., Lee, K., (2004).Symptom Clusters: The New
Frontier İn Symptom Management Research, J Natl Cancer Inst Monogr.
32:17–21.
106. Miaskowski, C., (2002). The Need To Assess Multiple Symptoms, Pain
Manage Nurs. 3 ( 4):115-116.
107. Mystakidou, K., Cleeland, C., Tsilika, E., et.al. (2004). Greek M.D.
Anderson Symptom Inventory: Validation and Utility in Cancer Patients,
Oncology,67:203–210.
108. Paice, J. A., (2004). Assessment of Symptom Clusters in People With
Cancer, J Natl Cancer Inst Monogr, 32:98-102.
109. Parker, K. P., Kible, L. P., Dunbar, S. B., Clark, P. C., (2005). Symptom
İnteractions as Mechanisms Underlying Symptom Pairs and Cluster, Journal
of Nursing Scholarship, 37 (3): 209-215.
109
110. Partridge, A, H., Bursttein, H., Winer, E. P.,(2001). Side Effets Of
Chemotherapy And Combined Chemohormonal Therapy In Women With
Early-Stage Breast Cancer, Journal of
National Cancer Institute
Monographs, 30:135-142.
111. Pater, J. L., Zee, B., Palmer, M.,et.al (1997).Fatigue In Patients With
Cancer: Results With National Cancer Institute Of Canada Clinical Trials
Group Studies Employing The Eortc Qlq-C30, Supportive Care In Cancer,
5(5):410-413.
112. Platin, N., (Ç.Editör) (1998). Hemşireler için Kanser El Kitabı,
2.Basım.Ankara
113. Portenoy,R. K., Thaler H. T., Kornblith, A. B., (1994). The Memorial
Symptom Assessment Scale: An Instrument For The Evaluation Of Symptom
Prevalence, Characteristics And Distress ,European Journal of Cancer,30
(9):1326-1336.
114. Ream, E., Gibson, F., Edwards, J., et. al.( 2006). Experince of Fatigue in
Adolescents Living With Cancer, Cancer Nursing, 29 (4) :317-326.
115. Recklitis, C. J., (2007). Screening Childhood Cancer Survivors With the
Brief Symptom Inventory-18: Classification Agreement With the Symptom
Checklist-90-Revised, Psycho-Oncology, 16: 429–436.
116. Reindl, T. K., Geilen, W., Hartmann, R., et al. (2005). Acupuncture against
chemotherapy induced nausea and vomiting in pediatric oncology Interim
results of a multi center crossover study. Supportive Care in Cancer, 14(2),
172-176.
110
117. Rheingans, J.I.,(2007). A Systematic Review of Non pharmacologic
Adjunctive Therapies for Symptom Management in Children With Cancer,
Journal of Pediatric Oncology Nursing, 24: 81-94.
118. Rhodes, V. A.,
McDaniel, R.W.,
Homan, S. S, et.al. (2000). An
Instrument To Measure Symptom Experience: Symptom Occurrence And
Symptom Distress, Cancer Nursing, 23(1): 49-54.
119. Rhodes, V. A., Watson, P.M., (1987). Symptom Distress—The Concept:
Past and Present, Seminars in Oncology Nursing, 3: 242–247.
120. Robinson, D.L., Carr, B. A., (2007).Delayed Vomiting in Children With
Cancer
After
Receiving
Moderately
High
or
Highly
Emetogenic
Chemotherapy, Journal of Pediatric Oncology Nursing, 24( 2): 70-80.
121. Roila,F., Feyer, P., Maranzano, E., et.al.(2005). Antiemetics in Children
receiving Chemotherapy, Support Care Cancer, 13:129–131.
122. Sarna, L., (1993). Correlates Of Symptom Distress İn Women With Lung
Cancer, Cancer Pract,l1 (1):21–28.
123. Smets, E. M., Visser, M. R., Willems,G., et. al. (1998). Fatigue And
Radiotherapy Experince In Patients 9 Months Following Treatment, British
Journal of Cancer, 78(7):907-912.
124. Stein, K. D., Denniston, M., Baker, F., et. al. ( 2003).Validation of a
Modified Rotterdam Symptom Checklist for Use with Cancer Patients in the
United States , J Pain Symptom Manage, 26:975–989.
125. Svavarsdottir, E. K., (2005). Caring For A Child With Cancer: A
Longitudinal Perspective, Journal of Advanced Nursing, 50(2): 153–161.
126. Varni, J. W., Burwinkle, T. M., Katz, E. R., et. al. ( 2002). The PedsQL™
in Pediatric Cancer Reliability and Validity of the Pediatric Quality of Life
111
Inventory™ Generic Core Scales, Multidimensional Fatigue Scale, and
Cancer Module, Cancer:94:2090–2106.
127. Vainio, A., Auvinenen, A., (1996). Prevalence of Symptoms Among
Patients With Advanced Cancer: an International Collabotive Study.
Symptom Prevalence Group, Journal of Pain and Symptom Management 12
(1):3-10.
128. Walsh, D., Rybicki, L., (2006). Symptom Clustering In Advanced Cancer,
Support Care Cancer, 14: 831–836.
129. Wang, X. S., Wang, Y., Guo, H., et.al. ( 2004). Chinese Version of the M.
D. Anderson Symptom Inventory Validation and Application of Symptom
Measurement in Cancer Patients, Cancer:101:1890–1901.
130. Wang, X. S., Laudico, A., Guo, H., et.al. ( 2006). Filipino Version of the
M. D. Anderson Symptom Inventory: Validation and Multi symptom
Measurement
in Cancer Patients, Journal of Pain and Symptom
Management, 31 6 :542-552.
131. Williams, P. D., Schmideskamp, J., Ridder, L., et. al. (2006).
Symptom
Monitoring and Dependent Care During Cancer Treatment in Children Pilot
Study, Cancer Nursing, 29 ( 3):188-197.
132. Williams, L. A.,( 2007). Clinical
Management of Symptom Clusters,
Seminars in Oncology Nursing, 23 2: 113–120.
133. Wilmoth, M. C., Coleman, E. A., Smith, S., et.al. (2004). Fatigue,Weight
Gain, and Altered Sexuality in Patients With Breast Cancer: Exploration of a
Symptom Cluster, Oncology Nursing Forum, 31 ( 6):1069-1075.
134. Wolfe, J., Grier, H.E., Klar, N., et. al. (2000) Symptoms And Suffering At
The End Of Life In Children With Cancer. N Engl J Med, 342: 326-333.
112
135. Woodgate, R. L., Degner, L. F., (2003). Expectations and Beliefs About
Children’s Cancer Symptoms: Perspectives of Children With Cancer,
Oncology Nursing Forum,30 ( 3) : 479-491.
136. Woodgate, R. L., Degner, L. F., (2004). Cancer Symptom Transition
Periods of Children and Families, Journal of Advanced Nursing, l46 ( 4):
358-368.
137. Woodgate, R. L., Degner, L. F., Yanofsky, R., (2003). A Different
Perspective to Aproaching Cancer Symptoms in Children, Journal of Pain
Symptom Management, 26 (3):800-817.
138. Woodgate, R. L., (2001). Symptom Experiences İn The İllness Trajectory
Of Children With Cancer And Their Families, Manitoba Üniversitesi,
Yayınlanmış Doktora Tezi, Kanada.
139. Theunissen, J.M.J., Hoogerbrugge, P.M., Achterberg,T., et. al. (2007).
Symptoms in the Palliative Phase of Children With Cancer, Pediatr Blood
Cancer,49:160–165.
140.
Yeh, C,H., Wang, F., (2004). Competence of and Emotional/Behavioral
Problems in Pediatric Oncology Patients in Taiwan, Cancer Nursing, 27 (5):
413-422.
141. Yılmaz, Ç. M., (2006). Bilgi Ve Fiziksel Gereksinimlerine Yönelik Planlı
Taburculuk Programi Ve Evde Bakımın Kanserli Çocuklarda Etkililiği E.Ü.
Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi,İzmir.
142.
……www.tdk.gov.tr
Erişim tarihi 20 Ekim 2007.
113
ÇOCUKLARA YÖNELİK BİLGİ FORMU (EKI)
Adı soyadı:
Tedavinin Sürdüğü Hastane
Çocuğun yaşı:…….
Çocuğun cinsiyeti:
1.Kız
2.Erkek
Çocuğun öğrenim durumu:
1. Okuma yazma bilmiyor
2. İlkokul
3. Ortaokul 4.Lise 5.Üniversite
Okul Başarısı:
1. Orta
2.İyi
3. Çok iyi
Çocuğun tanısı:…………..
Hastalığın evresi:
Ne kadar önce bu tanıyı aldı:
1.Bir ay içinde 2. İki ay
3.Ay
Annenin yaşı:
Annenin eğitim durumu:
1. Okur-yazar değil 2. İlköğretim 3. Ortaokul 4. Lise 5.yüksek okul ve üzeri
Annenin işi:
1. Çalışmıyor 2. İşçi 3.Emekli
4.Memur
5.Serbest meslek
6. Diğer
Babanın yaşı
Babanın eğitim durumu:
1. Okur-yazar değil 2. İlköğretim 3. Ortaokul 4. Lise 5.yüksek okul ve üzeri
Babanın işi:
1. Çalışmıyor 2. İşçi 3.Emekli
4.Memur
5.Serbest meslek
6. Diğer
Ailenin gelir durumu:
1. Gelir gider dengeli
2.Gelir giderken yüksek
3.Gelir giderden az
Ailenin sosyal güvencesi:
1. Yok
2. SSK
3. Emekli Sandığı
4. Bağkur
5.Yeşil
Kart
6.Diğer
Çocuğun aldığı kemoterapi ilaçları:
Kortikosteroid alma durumu:
Semptom kontrolüne ilişkin ilaç alma durumu:
114
MEMORİAL SEMPTOM DEĞERLENDİRME ÖLÇEĞİ (10-18) (EK2)
Adı Soyadı:
Tarih:
I. Bölüm:
Açıklamalar: Aşağıda 22 rahatsızlık sınıflanmıştır. Her birini dikkatlice okuyup, son bir
hafta içinde sende olan rahatsızlık için EVET’i işaretle. EVET’i işaretledinse şimdi bize bu
rahatsızlığın ne sıklıkta olduğunu söyle, genellikle ne kadar kötü ve bunun seni ne kadar
rahatsız ettiğini, uygun yanıtı daire içine alarak belirt. Eğer bu rahatsızlıklar sende olmadı
ise HAYIR’ı işaretle.
SON BİR HAFTADA HİÇ:
DİKKATİNİ TOPLAMADA ZORLUĞUN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
AĞRIN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
HALSİZLİĞİN YA DA ENERJİ KAYBIN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
ÖKSÜRÜĞÜN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
115
KENDİNİ SİNİRLİ HİSSETTİĞİN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta hissettin?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen 3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
AĞIZ KURULUĞUN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
BULANTIN OLDU MU ya da KUSACAKMIŞ GİBİ HİSSETTİN Mİ?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
KENDİNİ UYKULU YA DA SERSEMLEMİŞ GİBİ HİSSETTİN Mİ?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta hissettin?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
EL VE AYAKLARINDA KARINCALANMA,UYUŞUKLUK ya da İĞNELER BATIYOR GİBİ
HİSSETTİN Mİ?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
116
UYUMAKTA ZORLUK ÇEKTİN Mİ?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVETSE: Hangi sıklıkta zorluk çektin?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar zorluk çektin?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
İDRAR (ÇİŞ)YAPMADA SORUNUN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
KUSMAN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
NEFES DARLIĞIN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen 3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
İSHALİN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
117
KENDİNİ ÜZGÜN HİSSETTİN Mİ?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta hissettin?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
TERLEMEN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
ENDİŞELERİN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta endişelendin?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
KAŞINTIN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
İŞTAHSIZLIĞIN YA DA CANININ YEMEK İSTEMEDİĞİ OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
118
BAŞ DÖNMEN OLDU MU ?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
YUTMA GÜÇLÜĞÜN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta oldu?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
HUZURSUZLUK DUYGUSU YAŞADIN MI?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVET ise: Ne sıklıkta yaşadın?
1-Hemen hemen hiç 2-Bazen
3-Çok
4- Hemen her zaman
Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
II.BÖLÜM:
AÇIKLAMA: Aşağıda 10 rahatsızlık var. Her birini dikkatle oku. Son bir haftada sende bu
rahatsızlıklar oldu ise, bunun şiddetini bize söyle ve bunun seni ne denli rahatsız ettiğini ya
da sana sıkıntı verdiğini,uygun yanıtı daire içine alarak belirt. Eğer bu rahatsızlıklar sende
olmadı ise HAYIR yanıtını daire içine al.
SON BİR HAFTADA HİÇ:
AĞZINDA YARALAR OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVETSE Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
119
YEMEKLERİN TADINDA DEĞİŞİKLİK OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVETSE Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
KİLO KAYBIN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVETSE Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
SAÇ DÖKÜLMEN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVETSE Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
KABIZLIK YA DA KAKA YAPAMAMAYA BAĞLI RAHATSIZLIK HİSSETTİN Mİ?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVETSE Ne kadar hissettin?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
EL VE AYAKLARINDA ŞİŞME OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVETSE Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
“BEN KENDİME BENZEMİYORUM” DEDİĞİN OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVETSE Ne düzeyde benzemediğini düşündün?
1-Çok az
2-Orta
3-Ciddi
4-Çok farklıyım
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
DERİNDE DEĞİŞİKLİKLER OLDU MU?
1.
EVET
ya da
2.
HAYIR
EVETSE Ne kadar şiddetliydi?
1-Hafif
2-Orta
3-Şiddetli
4-Çok şiddetli
Bu seni ne kadar rahatsız etti?
0-Rahatsız etmedi
1-Çok az etti 2-Biraz etti 3-Oldukça etti 4- Çok fazla etti
120
121
122
123
124
125
ÖZGEÇMİŞ
Araştırmacı 1992 Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu’ndan mezun
olmuştur. 1994-1997 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Hemşirelik Yüksek Lisans Programını tamamlamıştır.1992 – 1999 yılları arasında
Hacettepe Üniversitesi İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesinde, klinik hemşiresi, denetici
hemşire ve eğitim hemşiresi olarak görev yapmıştır. 1999-2000 yılları arasında Başkent
Üniversitesi Hemşirelik Koordinatör Yardımcısı, 2000 yılında İstanbul Memorial
Hastanesi eğitim hemşiresi olarak görev yapmış, 2001-2003 yılları arasında Akdeniz
Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksek Okulunda öğretim Görevlisi olarak çalışmıştır. Halen
Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu’nda Öğretim Görevlisi olarak
çalışmaya devam etmektedir.
126
Download