Kanser Tanısı Alan Hastaların Yaşadığı Fiziksel ve

advertisement
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013: 12(3)
Araştırma / Research Article
TAF Prev Med Bull 2013; 12(3):219-224
Kanser Tanısı Alan Hastaların Yaşadığı Fiziksel ve Psikolojik
Semptomların Belirlenmesi
[Studying the Physical and Psychological Symptoms of Patients with Cancer]
ÖZET
AMAÇ: Bu çalışmada amaç, kanser tanısı alan hastaların yaşadığı fiziksel ve psikolojik semptomların,
yaşanma sıklığının ve şiddetinin değerlendirilmesidir.
YÖNTEM: Kesitsel tipteki bu araştırmanın örneğini, Şubat-Ağustos 2010 tarihleri arasında Ankara ilinde
bir üniversite hastanesinde, Onkoloji Bilim Dalında tedavi alan ve araştırmaya katılmaya kabul eden 142
kanser hastası oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında “Hasta Tanımlama Formu”, psikolojik ve fiziksel
semptomlarını değerlendirmek amacıyla “Beck Depresyon Envanteri (BDE)”, “Beck Anksiyete Envanteri
(BAE)” ve “Edmonton Semptom Tanılama Ölçeği (ESTÖ)” kullanılmıştır.
BULGULAR: Hastaların yaş ortalaması 49,35±36,61’dir ve %54,9’u ayaktan tedavi almaktadır.
Çalışmaya dâhil edilen hastaların %16,2’si kolon kanseri, %13,4’ü meme kanseri tanısı almışlardır.
Hastaların BDE puan ortalaması 8,59±6,36 olup, araştırma kapsamına dâhil edilen hastaların %88,7’nin
BDE’ye göre depresif belirtiye sahip olduğu belirlenmiştir. BAÖ puan ortalaması ise 11,39±7,53 olarak
hesaplanmıştır. Hastaların en sık yorgunluk (%87,3), nefes darlığı (%76,1) ve uykusuzluk (%67,6)
yaşadıkları belirlenmiştir. Hastaların en şiddetli yaşadığı semptomlar ise, iştahsızlık (6,02±2,77),
yorgunluk (5,33±2,09) ve uykusuzluktur (5,04±2,42).
SONUÇ: Bu çalışma bulguları göstermektedir ki, kanser hastalarında en sık görülen ve en şiddetli
hissedilen semptomlar yorgunluk, uykusuzluk ve depresif belirtilerdir. Bazı semptomlar kanser
hastalarının çoğu tarafından yaşanırken, bazı semptomlar daha az hasta tarafından, fakat daha şiddetli
olarak yaşanabilmektedir. Bu nedenle kanser hastalarının yaşadığı semptomların hem sıklığının hem de
hastanın bu semptomları ne şiddette hissettiğinin kişisel olarak ayrıntılı bir şekilde değerlendirmesi
gerekmektedir.
SUMMARY
AIM: Aim of the descriptive study was to evaluate the frequency and severity of physical and
psychological symptoms so as to determine palliative care needs of cancer patients.
METHOD: Total 142 patients who were treated in oncology clinic at an university hospital were enrolled
in the cross sectional research. “Descriptive Information Questionnaire” was developed by the authors
and the adapted “Beck Depression Inventory (BAI)” and “Beck Anxiety Inventory (BDI)”, “Edmonton
Symptom Assessment System (ESAS)” to evaluate psychological and physical symptoms were used to
collect data.
RESULTS: The mean age was 49.35±36.61 years and 54.9% of them were out-patients. %16.2 of the
patients were diagnosed with colon and 13.4% breast cancer. The mean BDI score was 8.59±6.36 and
88.7% the patients have depressive symptoms. The mean BAI score was 11.39±7.53. The three most
frequent problems were fatigue (87.3%), breathlessness (76.1%), and insomnia (67.6%). The mean of the
highest-ranking problems were anorexia (6.02±2.77), fatigue (5.33±2.09) and insomnia (0.04±2.42).
CONCLUSION: The study shows that some symptoms might be experienced by majority of the cancer
patients as well as some symptoms might be felt more severe by fewer patients. Therefore, It should be
assessed that both the frequency and severity of symptoms that patients experienced associated with
cancer and its’ treatment individually and focusing on primary care.
Memnun SEVEN1
Aygül AKYÜZ1
Neşe SEVER2
3
Şefika DİNÇER
1
Koç Üniversitesi Hemşirelik
Yüksek Okulu, İstanbul.
2
Diyarbakır Asker Hastanesi,
Diyarbakır.
3
GATA Haydarpaşa Eğitim
ve Araştırma Hastanesi,
İstanbul.
Anahtar Kelimeler:
Okul Taraması, Sağlık
Parametreleri, Koruyucu
Hekimlik.
Key Words:
Cancer, Symptoms,
Palliative Care.
Sorumlu yazar/
Corresponding author:
Memnun SEVEN
Koç Üniversitesi Hemşirelik
Yüksek Okulu,
İstanbul,Türkiye.
[email protected]
Gönderme Tarihi/Date of Submission: 24.07.2012, Kabul Tarihi/Date of Acceptance: 19.10.2012, DOI:10.5455/pmb.1-1343053458
GİRİŞ
Kanser tüm dünyada ve ülkemizde en önemli
sağlık sorunlarından birisidir. Uluslararası Kanser
Araştırmaları Kurumu (IARC) 2008 yılında 12,4
milyon yeni kanser vakası, 7,6 milyon kanser nedenli
ölüm ve 28 milyon kanserli hasta olduğunu tahmin
etmektedir. Bu veriler, dünyada yaklaşık 28 milyon
kişinin ve ailesinin kanser ve kanser tedavisi ile
ilişkili semptomlar ile baş etmek zorunda kaldığını
göstermektedir (1,2,3,4,5).
Kanser hastaları, sadece hastalık süreci ile ilgili
değil, aynı zamanda kanser tedavisinin yan etkilerine
bağlı olarak birçok sorun yaşamaktadır. Bunlar, ağrı,
iştahsızlık, kaşeksi, tat değişiklikleri, saç dökülmesi,
bulantı, kusma, mukozit, yorgunluk, dispne gibi
fiziksel ve uyku düzensizlikleri, depresyon, anksiyete
gibi psikolojik semptomlardır (6,7,8). Kanser tanısı
almak hastanın, bir yandan fiziksel sorunlar ile baş
etmeye çalışmasına, diğer yandan geleceğe ilişkin
belirsizlik yaşamasına neden olabilmektedir. Bu süreç
hastada
ruhsal
bozukluk
gelişme
riskini
artırabilmektedir (1). Kanserli hastalarda en sık
görülen ruhsal bozukluk olan depresyonun görülme
oranı %4,5-58,0 gibi çok geniş bir aralıkta
değişmektedir.
Anksiyete
bozuklukları
ise
depresyondan sonra kanser hastalarında en sık
görülen ruhsal bozukluklardır (1,2,9,10,11). Tanı ve
tedavi sürecinde yaşanan anksiyete ve depresyonun,
fiziksel ve diğer psikolojik semptomları arttırarak,
kanser hastalarının yaşam kalitesini olumsuz
etkilediği ve tedaviye uyumu azalttığı belirtilmektedir
(12,13). Kanser hastaları hem acılarını hafifletmek,
www.korhek.org
219
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013:12(3)
hem de yaşam kalitelerini yükseltmek için palyatif
bakıma ihtiyaç duymaktadırlar (4,10).
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)'ne göre palyatif
bakımın amacı, hayatı tehdit edici bir hastalıkla
karşılaşan erişkin/çocuk hasta ve ailesinin yaşadığı
fiziksel, psikososyal ve manevi sorunları kontrol
ederek, yaşam kalitelerini iyileştirmektir. Kanserde
palyatif bakım ise, erken ve ileri evre, son dönem ve
hastalıksız takip dönemleri dahil olmak üzere,
kanserin her aşamasında fiziksel, psikolojik ve sosyal
semptomların kontrol edilmesini ve her türlü
rehabilitasyon desteğini kapsamaktadır. Kanser tanı
ve tedavi sürecinde yaşanan sorunların etiyolojisi tam
olarak ortadan kaldırılamadığından, semptomların baş
edilebilir hale getirilmesi gerekmektedir (4,14).
Kanser hastalarının palyatif bakım gereksinimlerinin
karşılanarak,
etkin
bir
hemşirelik
bakımı
verilebilmesi
için,
hastaların
sık
yaşadığı
semptomların ve bu semptomların şiddetinin
değerlendirilmesi öncelikli bir konudur. Literatürde
kanserli hastaların yaşadıkları semptomların her
birinin tek tek değerlendirildiği çok sayıda çalışma
vardır (1,13,15). Bu çalışmalar, belirli semptomlar
için derinlemesine veri sağlamakla birlikte, hastaların
yaşadığı tüm sorunları bütün olarak ele alabilmek için
yetersiz kalabilmektedir (16). Bu bakış açısı ile bir
kanser hastasının yaşayabileceği tüm semptomları ve
ne şiddette yaşandığını bilmek ve değerlendirebilmek,
hemşire olarak bireye özgü bakım sunabilmek için
önemli bir konudur (15,17).
Bu çalışmada kanser tanısı alan hastaların bakım
gereksinimlerini belirlemek için, kanser tanısı ve
tedavisine ilişkin yaşanan fiziksel ve psikolojik
semptomların sıklığının ve şiddetinin değerlendirilmesi
amaçlanmıştır.
GEREÇ ve YÖNTEM
Kesitsel tipteki bu araştırmanın evrenini ŞubatAğustos 2010 tarihleri arasında Ankara ilinde bir
üniversite hastanesinde, Onkoloji Bilim Dalında
tedavi alan tüm kanser hastaları oluşturmuştur. Bu
Onkoloji Bilim Dalında yıllık olarak yaklaşık 650
hasta yatarak tedavi görmektedir. Araştırmada
örnekleme yapılmamış, araştırmanın yürütüldüğü
tarihlerde, ayaktan kemoterapi ya da yatarak tedavi
alan, herhangi bir iletişim sorunu olmayan, 18
yaşından büyük ve araştırmaya katılmayı kabul eden
142 hasta çalışmaya dahil edilmiştir.
Uygulama öncesi, araştırmanın yürütüldüğü
hastanenin etik kurulundan onay alınmıştır.
Araştırmanın uygulama aşamasında, araştırmacı
haftanın belirli bir günü kliniğe giderek, araştırma
kriterlerine uyan tüm hastalara araştırmanın amacı ve
yöntemi hakkında bilgi vermiştir. Veriler çalışmaya
katılmayı kabul eden ve sözlü onayları alınan
hastalardan, yüz yüze görüşme tekniği ile
toplanmıştır. Bu aşamada yaklaşık 45 hasta
vakitlerinin olmaması, kendini iyi hissetmeme gibi
220
nedenlerden dolayı araştırmaya katılmayı kabul
etmemiştir. Ayrıca yaklaşık 30 hasta tıbbi durumları
nedeni ile araştırma sorularının hepsini eksiksiz
cevaplayamadıklarından
araştırmaya
dâhil
edilememişlerdir. Veri toplama süresi yaklaşık 15-20
dakika sürmüştür.
Verilerin toplanmasında “Hasta Tanımlama
Formu”, psikolojik semptomları değerlendirmek
amacıyla “Beck Depresyon Envanteri (BDE)” ve
“Beck Anksiyete Envanteri (BAE)”, diğer psikolojik
ve fiziksel semptomları değerlendirmek amacıyla
“Edmonton Semptom Tanılama Ölçeği (ESTÖ)”
kullanılmıştır.
Hasta Tanımlama Formu; hastaların yaşadığı
semptomları etkileyebileceği düşünülen yaş, eğitim
düzeyi, çalışma ve medeni durum gibi bazı
sosyodemografik özellikleri ile hastalığa ve tanı
sürecine ait özellikleri sorgulamakta ve 15 sorudan
oluşmaktadır. Araştırmacılar tarafından ilgili literatür
incelenerek geliştirilmiştir. Hastaların hastalık
tanılarını bilmeme ihtimaline karşı, hastalık tanısı ve
evresine ilişkin bilgiler hasta dosyalarından elde
edilmiştir. Hastaların çalışma durumları hastalık
tanısına ve hastanede yatma durumuna bağlı olarak
farklılık
gösterebileceğinden
ayrıntılı
olarak
sorgulanmıştır. Ayrıca Beden Kitle İndeksi (BKİ)
hastaların elde edilen boy ve kilo bilgileri
kullanılarak araştırmacı tarafından hesaplanmıştır.
Beck depresyon envanteri (BDE); 1979 yılında
Beck ve ark. tarafından geliştirilen BDE’nin Türkçe
geçerlilik ve güvenirlik çalışması 1988 yılında Hisli
tarafından yapılmıştır. BDE, depresyonda görülen
duygusal, somatik, bilişsel ve motivasyona dayalı
belirtileri ölçen, kendini bildirim ölçeğidir. BDE’de;
11’i bilişi, 2’si duyguları, 2’si açıkça görülen
davranışları, 1’i kişilerarası sorunları ve 5’i somatik
semptomları ölçen toplam 21 belirti kategorisi
bulunmaktadır. Dört maddeden oluşan her madde
sıfır ile üç arasında puan almaktadır. Bu puanların
toplanmasıyla toplam depresyon puanı elde edilir.
Toplam puan aralığı 0-63'tür. Toplam puanın yüksek
oluşu, depresyon düzeyinin ya da şiddetinin
yüksekliğini gösterir. BDE’nin 17 ve üstündeki
puanlarının %90’dan daha fazla doğrulukla tedavi
gerektirebilecek
depresyonu
ayırt
edebildiği
belirlenmiştir. Ölçeğin amacı depresyon tanısı
koymak değil, depresyon belirtilerinin derecesini
objektif olarak belirlemektir (18). Bu çalışmada
Cronbachs’ alfa katsayısı 0,76 olarak hesaplanmıştır.
Beck anksiyete envanteri (BAE); Beck ve ark.
tarafından (1988) tarafından geliştirilmiştir. Kişinin
yaşadığı anksiyete belirtilerinin sıklığını ölçmek
üzere hazırlanmıştır. Türkçe geçerlilik ve güvenirlik
çalışması Ulusoy tarafından (1993) yapılmıştır. BAE
21 belirti kategorisi içermekte ve dört maddeden
oluşan her kategori sıfır ile üç arasında puan
almaktadır. Toplam puan aralığının 0-63 olduğu likert
tipinde bir kendini değerlendirme ölçeğidir. Toplam
puanın yüksekliği kişinin yaşadığı anksiyetenin
yüksekliğini gösterir. Cronbach alfa katsayısı 0,92
www.korhek.org
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013: 12(3)
olarak hesaplanmıştır (19). Ölçeğin belirli bir kesme
noktası bulunmayıp, bu çalışmada tüm katılımcıların
BAE puan ortalaması (11,39±7,53), ölçeğin kesme
noktası olarak kullanılmıştır. Bu kapsamda, bu
çalışmada BAE puan ortalaması 11,3’den yüksek
olan kişilerin anksiyete belirtilerine sahip olduğu
değerlendirilmiştir. Bu çalışmada Cronbach alfa
katsayısı 0,80 olarak hesaplanmıştır.
Edmonton semptom tanılama ölçeği (ESTÖ);
Bruera ve ark. (1991) tarafından kanser hastalarında
yaygın
olarak
görülen
dokuz
semptomun
değerlendirilmesi amacıyla geliştirilmiştir. Ölçeğin
Türkçe geçerlilik ve güvenirlik çalışması 2009 yılında
Sadırlı ve Ünsar tarafından yapılmıştır. Ölçekte yer
alan semptomlar; ağrı, yorgunluk, bulantı, üzüntü,
endişe, uykusuzluk, iştahsızlık, kendini iyi hissetme
durumu, nefes darlığı ve diğer sorunlardır. Ölçekte
diğer
sorunlar
bölümüne
literatür
bilgileri
doğrultusunda
Türkçe
geçerlilik
güvenirlik
çalışmasını yapan Sadırlı ve Ünsar tarafından,
hastalarda ilave olarak görülen semptomlardan 3
tanesi (ciltte ve tırnaklarda değişiklik, ağızda yara,
ellerde uyuşma) eklenmiştir. Bu nedenle bu
çalışmada toplam 11 maddelik şekli kullanılmıştır.
Her bir semptomun şiddeti 0’dan 10’a kadar olan
sayısal numaralarla değerlendirilmektedir. 0 puan
semptomun olmadığını, 10 puan ise semptomun çok
şiddetli hissedildiğini göstermektedir ve 0’dan 10’a
doğru semptomun şiddeti artmaktadır (20). Ölçeğin
Türkçe geçerlik güvenirlik çalışmasında Cronbach
alfa katsayısı kemoterapi öncesi 0,83, kemoterapi
sonrası 0,76 olduğu belirtilmektedir (20). Bu
çalışmada Cronbach alfa katsayısı 0,70 olarak
hesaplanmıştır.
İstatistiksel Analiz
Araştırmada
elde
edilen
verilerin
değerlendirilmesinde SPSS 15.0 paket programı
kullanılmıştır. Verilerin dağılımlarını göstermek için
sayı ve yüzdelikler kullanılmıştır. Araştırmada
kullanılan ölçeklerin güvenirlikleri Cronbach alfa
katsayısı hesaplanarak değerlendirilmiştir. Yaşanan
semptomların kümelenme şekillerini değerlendirmek
için faktör analizi yapılmıştır. Tanımlayıcı
istatistikleri için aritmetik ortalama, standart sapma
gösterimi kullanılmıştır.
BULGULAR
Tablo 1’de araştırmaya dâhil edilen hastaların
tanıtıcı özellikleri yer almaktadır. Hastaların yaş
ortalaması 49,4±36,6’dır ve %54,9’u ayaktan tedavi
almaktadır. Ayrıca hastaların %53,5’i erkek, %39,5’i
ilköğretim mezunu, %33,8’i hiç çalışmamış ve %69’u
hiç evlenmemiştir. BKİ’ye göre hastaların %38’i
normal kilodadır.
Tabloda gösterilmemekle birlikte, çalışmaya dâhil
edilen hastaların %16,2’si kolon kanseri, %13,4’ü
meme kanseri tanısı almışlardır. Ayrıca hastaların
%76,0’ında kanserin metastaz yapmadığı, %83,0’ına
kemoterapi, %38,0’ına radyoterapi ve %56,3’üne
cerrahi tedavi uygulandığı belirlenmiştir.
Hastaların BDE puan ortalaması 8,59±6,36 olup,
araştırma kapsamına dâhil edilen hastaların
%88,7’nin BDE’ye göre depresif belirtiye sahip
olduğu belirlenmiştir. Araştırma kapsamındaki
hastaların BAE puan ortalaması ise 11,39±7,53 olup,
%38’inin anksiyete belirtilerine sahip olduğu
belirlenmiştir.
Tablo 2’de hastaların ESTÖ‘ne göre yaşadıkları
semptomlar ve semptom şiddeti ortalamaları
gösterilmiştir. Hastaların en sıklıkla %87,3’ünün
yorgunluk, %76,1’inin nefes darlığı, %67,6’sının
uykusuzluk yaşadıkları belirlenmiştir. Semptomların
yaşanma şiddeti açısından bakıldığında ise en şiddetli
yaşanan semptomların iştahsızlık (6,02±2,77),
yorgunluk (5,33±2,09) ve uykusuzluk (5,04±2,42)
olduğu görülmektedir.
Tablo 1: Araştırmaya dâhil edilen hastaların tanıtıcı
özellikleri
n=142
Yaş (Ort±SS)=49,4±36,6
n
%
Hastanede yatma durumu
Yatan hasta
64
45,1
Ayaktan hasta
78
54,9
Cinsiyet
Erkek
76
53,5
Kadın
66
46,5
Eğitim durumu
İlköğretim
56
39,5
Lise
52
36,6
Üniversite ve üzeri
34
23,9
Çalışma durumu
Halen çalışıyor
32
22,5
Hiç çalışmamış
48
33,8
Şu an çalışmıyor
30
21,1
Emekli
32
22,5
Medeni durum
Bekar
34
23,9
Evli
98
69,0
Boşanmış/ayrı yaşıyor
10
7,0
BKİ
Zayıf (<18,5)
22
15,5
Normal (18,5-24,9)
54
38,0
Şişman (>25)
66
46,5
Bu çalışmada, hastaların yaşadığı semptomların
belirli gruplarda bir arada toplanıp toplanmadığını
değerlendirmek için faktör analizi yapılmış ve Tablo
5’te sonuçları gösterilmiştir. Tabloya göre hastaların
yaşadıkları semptomlar genellikle 4 faktöre ayrılmıştır.
Endişe, iştahsızlık, kedini iyi hissetmeme, üzüntü,
bulantı ve uykusuzluk semptomları bir grup, nefes
darlığı, yorgunluk, ağrı ile ciltte ve tırnaklarda
değişiklikler bir başka grubu oluşturmuştur. Ağızda yara
ve ellerde uyuşma semptomları, diğer semptomlardan
www.korhek.org
221
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013:12(3)
ayrı olarak tek başına birer faktör oluşturmuştur
(Tablo 3).
TARTIŞMA
Bu çalışmada kanser tanısı alan hastaların
%88,7’nin depresif belirtiye ve %38’inin anksiyete
belirtilerine sahip olduğu belirlenmiştir. Karabulutlu
ve ark. (2010) yaptıkları çalışmada kanser
hastalarının %61,5’inde anksiyete, %81,3’ünde
depresyon olduğunu tespit etmiştir. Jadoon ve ark.
(2010) kanserli hastaların %66’sının anksiyete ve
depresyona sahip olduğunu belirtmektedir. 2007
yılında yapılan bir derlemede ise, kanser hastalarının
%20-50’sinde hafif ya da şiddetli derecede depresyon
görülmekle birlikte, %15’inde majör depresif
bozukluk olduğu belirtilmektedir (22). Bu
çalışmaların dışında, farklı çalışmalarda da kanser
hastalarında depresyon görülme sıklığının yüksek
olduğu belirtilmektedir (2,7,9,13). Bununla birlikte,
kanser hastalarında depresyon görülme sıklığının,
kanserin türüne, evresine, hastanın yaşına, tedavinin
türüne veya kanser tanısından sonra geçen zamana
bağlı olarak değişiklik gösterdiği de belirtilmektedir
(22).
Bu çalışmada kanser tanı ve tedavisine bağlı
olarak, hastaların en yüksek oranda yorgunluk
(%87,3), nefes darlığı (%76,1) ve uykusuzluk
(%67,6) şikâyeti yaşadıkları belirlenmiştir. Tsai ve
ark. (2010) farklı kanser türlerine sahip hastalar ile
yaptığı çalışmada, en sık görülen semptomun
yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık ve ağrı olduğunu
belirtmiştir (23). Sigurdardottir ve ark. (2008) ise
özellikle palyatif bakım gereksinimi olan hastaların
yaklaşık %70’inin nefes darlığı yaşadığını
belirtmiştir. Tokgöz ve ark. (2008) hastaların
%50’sinde genellikle tıbbi yardım gerektirecek kadar
şiddetli uyku bozukluğu yaşandığını belirlemişlerdir
(25). Benzer şekilde bazı çalışmalarda da kanser
hastalarında en sık yaşanan semptomların yorgunluk,
ağrı,
iştahsızlık
ve
bulantı-kusma
olduğu
belirtilmektedir (26,27,28). Farklı kanser tanı ve
tedavisi alan hasta gruplarında yürütülen bu
çalışmalar benzerlik göstermekle birlikte, hasta
grubunun tanı ve tedaviye ilişkin özelliklerine göre
yaşanan semptomların sıklığı ve şiddetinin
değişebileceği düşünülmektedir. Bu çalışmada
hastaların %62’sinin ağrı yaşadığı belirlenmiştir.
Strömgren (2002) yorgunluktan sonra en sık görülen
semptomun ağrı olduğunu ve hastaların %92’sinin
ağrı şikâyeti yaşadığını belirtmektedir (29). Nazik ve
ark. (2012) kanser hastalarının %90’dan fazlasının
yorgunluk ve ağrı yaşadığını belirtmiştir. Bununla
birlikte Carr (2002) yaptığı derlemede hastalarda
kanser ağrısı görülme oranının %14-100 gibi geniş
bir aralıkta değiştiğini belirtmiştir (30). Bu çalışmada,
literatürde kanser hastalarında sık karşılaşılan
sorunlar olarak değerlendirilen, bulantı, ağızda yara,
ciltte ve tırnaklarda değişiklik ve ellerde uyuşma gibi
semptomların
daha
az
oranda
yaşandığı
222
belirlenmiştir. Bu semptomların daha az oranda hasta
tarafından yaşanıyor olmasının, araştırmaya dâhil
edilen hasta gurubunun hastalık tanı ve tedavi
sürecine ilişkin özelliklerinden kaynaklanmış
olabileceği gibi, bu semptomların, sağlık personeli
tarafından kontrol altına almasından da kaynaklanmış
olabileceği düşünülmektedir.
Tablo 2: Hastaların ESTÖ’ne göre yaşadıkları
semptomlar ve semptom şiddeti ortalamaları
n=142
n
%
Ağrı
88
62,0
Semptom
şiddeti
ortalaması*
Ort±SS
4,09±2,38
Yorgunluk
124
87,3
5,33±2,09
Semptomlar
Görülme
oranı
Bulantı
62
43,7
4,77±2,50
Üzüntü
66
46,5
5,03±2,52
Endişe
72
50,7
4,77±2,49
Uykusuzluk
96
67,6
5,04±2,42
İştahsızlık
92
64,8
6,02±2,77
Nefes darlığı
108
76,1
4,55±2,05
Ciltte ve tırnaklarda
değişiklik
62
43,7
3,41±1,63
Ağızda yara
28
19,7
2,92±1,35
Ellerde uyuşma
64
45,1
4,34±2,16
Semptom şiddeti ortalaması, sadece semptomu
yaşayan hastalara göre hesaplanmıştır.
Bireye özgü hemşirelik bakımın planlanmasında
semptomların sıklığı kadar hastaların hissettiği
rahatsızlık şiddeti de önemli bir konudur. Bu
çalışmada kanser hastalarının semptom yaşama
sıklıkları ile birlikte, yaşanan semptomların şiddeti
sorgulanmıştır. Sırası ile; iştahsızlık, uykusuzluk ve
yorgunluğun hastalar tarafından en şiddetli hissedilen
semptomlar olduğu belirlenmiştir. İştahsızlık, uyku
ve yorgunluk çoğu hasta tarafından yaşanan
semptomlar olduğu kadar, en yüksek şiddette de
hissedilmektedir. Hemşirelik bakımı açısından
değerlendirildiğinde, bu semptomların bakımda en
çok ele alınması gereken konular olması gerektiği
düşünülmektedir. Tsai ve ark. da (2010) benzer
şekilde kanser hastalarında sırası ile en şiddetli
semptomların iştahsızlık, yorgunluk, halsizlik ve ağrı
olduğunu belirtmiştir (23). Hoekstra ve ark.nın (2004)
çalışmasına göre kanser hastalarının yaşadığı en
şiddetli semptomlar sırası ile yorgunluk, endişe, ağrı
ve uyku bozukluklarıdır (15). Benzer şekilde
jinekolojik kanser tanısı alan hastalar ile yapılan
çalışmada yorgunluk ve uykusuzluk semptomlarının
şiddeti en yüksek, nefes darlığı ve ağızda yara
semptomlarının ise şiddette en düşük hissedilen
semptomlar olduğu belirtilmektedir (28). Bu
çalışmada da semptom şiddeti açısından en düşük
şiddete sahip olan semptom ağızda yara
www.korhek.org
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013: 12(3)
semptomudur. Bu bulgular, kansere bağlı yaşanan
semptomları değerlendirmede ve bakımda bireysel
özelliklerin
göz
önünde
bulundurulmasının
gerekliliğini göstermektedir. Hastanın sık karşılaşılan
sorunları üzerinde durulurken, göz önünde
bulundurulmayan, ama onu çok derinden etkileyen
farklı semptomları olabileceği unutulmamalıdır. Bu
nedenle hemşirelerin sık yaşan semptomların farkında
olmalarının yanı sıra bireye özgü farklılıkları da göz
önünde bulundurarak en etkili hemşirelik bakımını
planlamaları gerekmektedir.
Tablo 3: Hastaların ESTÖ’ne göre yaşadıkları
semptomların faktör analizi sonuçları
1
Endişe
693
İştahsızlık
678
Kendini iyi
hissetmeme
659
Üzüntü
597
Bulantı
578
Uykusuzluk
520
Faktörler
2
3
KAYNAKLAR
Nefes darlığı
691
Yorgunluk
562
Ağrı
535
Ciltte ve tırnaklarda
değişiklik
486
Ağızda yara
Ellerde uyuşma
4
semptoma sebep olabileceği konusunda bilge vererek,
ileriye yönelik önlemler alınması açısından önemlidir.
Örneğin, bulantı ve kusma yaşayan bir hastanın,
daha sonraki dönemde yorgunluk, anksiyete ve
depresyon açısından risk altında olabileceğinin
bilinmesi, gerekli bakımın önceden planlanmasına yol
gösterebilmektedir (16,17).
Sonuç olarak bu çalışmada; kanser hastalarının
yarısından daha fazlasının depresif belirtiye sahip
olduğu, yorgunluk, nefes darlığı ve uykusuzluğun en
sık yaşanan semptomlar olduğu ve iştahsızlık,
uykusuzluk ve yorgunluğun ise en şiddetli hissedilen
semptomlar olduğu belirlenmiştir. Hastaların
yaşadıkları
semptomlar
farklı
semptom
kümelenmeleri şeklinde görülebilmektedir. Bu
çalışmada farklı kanser türlerine sahip hastalar dâhil
edildiğinden; farklı çalışmalarda, belirli kanser
türlerine sahip bireylerde tüm semptomların bir arada
değerlendirilmesi önerilmektedir.
782
1.
Jadoon NA,
Choudhry ZS.
and anxiety in
cross-sectional
10:594.
2.
Güleç G, Büyükkınacı A. Kanser ve
Psikiyatrik Bozukluklar. Psikiyatride Güncel
Yaklaşımlar. 2011; 3(2):343-367.
3.
World Health Organization (WHO) (2008).
World health statistics. 2008, ISBN 978 92 4
0682740 (electronic version).
4.
Tuncer M. (Ed). Türkiye'de Kanser Kontrolü,
Ankara: T.C. Sağlık Bakanlığı Kanserle
Savaş Dairesi Başkanlığı yayını, Ankara.
2009.
5.
Boyle P, Levin B. Dünya Kanser Raporu
2008, Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası
Kanser Araştırmaları Kurumu. 2008.
6.
Aslan Ö, Vural H, Kömürcü Ş, Özet A. (2006)
kemoterapi alan kanser hastalarına verilen
eğitimin kemoterapi semptomlarına etkisi.
C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi.
10(1);15-28.
7.
Sadırlıoğlu
SK.
Kanserli
Hastalarda
Semptom Kontrolünün Değerlendirilmesi,
T.C. Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü Hemşirelik Anabilim Dalı İç
Hastalıkları Hemşireliği Yüksek Lisans
Programı. Yüksek Lisans Tezi, Edirne, 2008.
8.
Yeşilbalkan ÖU, Akyol AD, Çetinkaya Y, Altın
T, Ünlü D. Kemoterapi Tedavisi Alan
Hastaların Tedaviye Bağlı Yaşadıkları
Semptomlar ve Yaşam Kalitesine Olan
Etkisinin İncelenmesi. Ege Üniversitesi
Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi, 2005;21
(1):13-31.
9.
Karakaş S. Kanser Hastalarının Hastalığı
Değerlendirme
Biçimlerinin
Anksiyete
518
Bu çalışmada hastaların yaşadıkları semptomların
bir arada görülme durumlarını değerlendirmek için
faktör analizi yapılmıştır. Bu analiz sonucunda
hastaların yaşadığı semptomlar dört semptom
kümelenmesi oluşturmuştur. Birinci semptom
kümelenmesin de; endişe, iştahsızlık, kendini iyi
hissetmeme, üzüntü, bulantı ve uykusuzluk
semptomları bir arada yaşanan semptomlardır. İkinci
semptom kümelenmesi; nefes darlığı, yorgunluk, ağrı,
ciltte ve tırnaklarda değişiklik semptomlarını
içermektedir. Ağızda yara ve ellerde uyuşma ise diğer
semptomlardan bağımsız olarak tek başına
yaşanabilen semptomlardır. Fan (2007) yaptığı
derlemede,
kanser
hastalarında
görülen
semptomların; gastrointestinal, nörofizyolojik, üst
solunum yolları, emosyonel ya da genel semptomlar
gibi
semptom
kümelenmeleri
gösterdiğini
belirtilmektedir (16). Chen ve ark.nın (2006)
çalışmasında, ağrı, uykusuzluk ve yorgunluk
semptomlarının genellikle bir arada görüldüğü,
bulantı-kusma,
anksiyete
ve
depresyon
semptomlarının da istatistiksel olarak bir arada
kümelendiği
belirtilmektedir
(17).
Semptom
kümelenmeleri, özellikle hemşirelik bakımının
planlanması aşamasında, hangi semptomların bir
arada görülebileceği, hangi semptomun bir başka
Munir W, Shahzad MA,
Assessment of depression
adult cancer outpatients: a
study, BMC Cancer, 2010,
www.korhek.org
223
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013:12(3)
Depresyon ve Yaşam Kalitesine Etkisi, T.C
Atatürk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Psikyatri Hemşireliği Anabilim Dalı Yüksek
Lisans Tezi. Erzurum, 2007.
10. Ell K, Xie B, Wells A. Nedjat-Haiem F, Lee P.
Vourlekis B. Economic Stress Among Lowincome Women with Cancer, Effects on
Quality of Life. Cancer. 2008;112(3).
11. Dedeli Ö., Fadıllıoğlu Ç.,Uslu R. Kanserli
Bireylerin
Fonksiyonel
Durumları
ve
Algıladıkları Sosyal Desteğin İncelenmesi.
Türk Onkoloji Dergisi, 2008;23(3):132-139.
12. Stein KD ve ark. Validation Of Modified
Rotterdam Symptom Checklist For Use With
Cancer Patients In The United States. J Pain
Symptom Manag. 2003;26(5): 975-989.
13. Kutlu R, Çivi1 S, Börüban M C, Demir A.
Kanserli Hastalarda Depresyon ve Yaşam
Kalitesini
Etkileyen
Faktörler.
Selçuk
Üniversitesi Tıp Dergisi, 2011;27(3):149-153.
J Pain Symptom Manag. 2010: 39(4); 655662.
24. Sigurdardottir K.R. Haugen D.F., Prevalence
of distressing symptoms in hospitalised
patients on medical wards: A cross-sectional
study
, BMC Palliative Care 2008, 7:16.
25. Tokgöz G, Yaluğ İ, Özdemir S, Yazıcı A,
Uygun K, Aker T. Kanser hastalarında majör
depresyon yaygınlığı ve ilişkili etkenler.
Anadolu Psikiyatri Dergisi, 2008; 9:59-66.
26. Chen M-L, Tseng H-C. Symptom clusters in
cancer patients. Support Care Cancer.
2006:14; 825–830.
27. Henry DH, Viswanathan HN, Elkin EP. Traina
S, Wade S, Cella D. Symptoms and
treatment burden associated with cancer
treatment: results from a cross-sectional
national survey in the U.S. Support Care
Cancer. 2008;16:791–801.
14. De Conno F, Panzeri C, Brunelli C, Saita L,
and Ripamonti C. Palliative Care in a
National Cancer Center: Results in 1987 vs.
1993 vs. 2000. J Pain Symptom Manag.
2003:25(6). 499-511
28. Nazik E, Arslan S, Nazik H, Narin MA,
Karlangic H, Koc Z, Anxiety and Symptom
Assessment in Turkish Gynecologic Cancer
Patients Receiving Chemotherapy, Asian
Pacific Journal of Cancer Prevention,
2012:13;3129-3133.
15. Hoekstra J, Bindels P E, Van Duijn N P,
Schade E. The Symptom Monitor. A Diary for
Monitoring Physical Symptoms for Cancer
Patients in Palliative Care: Feasibility,
Reliability and Compliance. J Pain Symptom
Manag. 2004;27( 1); 24-35.
29. Strömgren AS, Groenvold M, Pedersen L,
Olsen AK, Sjogren P. Symptomatology of
cancer patients in palliative care: content
validation of self-assessment questionnaires
against medical records. Eur J Cancer.
2002;38:788–794.
16. Fan G, Filipczak L, Chow E. Symptom
clusters in cancer patients: a review of the
literature. Curr Oncol. 2007:14(5);173-179.
30. Carr D, Goudas L, Lawrence D, et al.
Management of Cancer Symptoms: Pain,
Depression,
and
Fatigue.
Evidence
Report/Technology Assessment. Agency for
Healthcare Research and Quality. AHRQ
Publication No. 02-E032. Rockville, MD.
2002.
17. Kirkova J, Walsh D, Aktas A, Davis MP.
Cancer Symptom Clusters: Old Concept But
New Data. Am J Hosp Palliat Care
2010:27(4);282 -288.
18. Hisli N. Beck Depression Envanteri’nin
geçerliği üzerine bir çalışma. Psikoloji
Dergisi. 1988;6:118–122.
19. Öner N. Türkiye’de Kullanılan Psikolojik
Testlerden Örnekler, 2. Baskı. Boğaziçi
Üniversitesi Yayınevi, İstanbul, 2006.
20. Sadırlı S. K, Ünsar S. Kanserli Hastalarda
Edmonton Semptom Tanılama Ölçeği
(ESTÖ): Türkçe Geçerlilik ve Güvenirlik
Çalışması. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi,
2009; 11(4):79-95.
21. Karabulutlu EY, Bilici M, Çayır K, Tekin SB,
Kantarcı R, Coping, Anxiety and Depression
in Turkish Patients with Cancer European
Journal of General Medicine 2010;7(3):296302.
22. Pasquini M, Biondi M., Depression in cancer
patients: a critical review, Clinical Practice
and Epidemiology in Mental Health
2007:3(2).
23. Tsai JS, Wu CH, Chiu TY, Chen CY.
Significance of Symptom Clustering in
Palliative Care of Advanced Cancer Patients.
224
www.korhek.org
Download