7. PATOLOJİK PSİKOLOJİ DERSİ Notları_20

advertisement
PATOLOJİK PSİKOLOJİ
DERSİ
Dr.Ayhan Çakıcı Eş
Psk. Danışman
SOMATOFORM BOZUKLUKLAR
• Somatoform ortak özellikleri genel tıbbi bir
durumu düşündüren ve genel tıbbi bir
durumla, bir maddenin doğrudan etkileriyle ya
da başka bir mental bozuklukla(Ör:Panik
Bozukluk) tam olarak açıklanamayan fiziki
semptomların varlığıdır.
• Kaygının
neden
olduğu
bedensel
(somotoform) bozukluklar herhangi bir neden
olmadan kendini gösterir.
• Bedensel hastalıkların oluşumunda duygusal
belirleyicilerin önemi büyüktür. Bu tür
hastalıklarda duyguların boşalımını sağlayan
yollar kapanmış olduğundan, gerilim iç
organlar yoluyla olur. Bu süreç bilinç dışında
oluşur. Bu tür kişiler, hiçbir belirti taşımayan
bedensel hastalıklardan yakınırlar. Diğer bir
deyişle, onların hiçbir bedensel rahatsızlıkları
yoktur. Bu tür rahatsızlıklarda ortaya çıkan
belirtiler, duygulara normal olarak eşlik eden
bedensel tepkilerin abartılmış biçimleridir.
• Somatoform Bozuklukları 7 başlık altında
inceleyeceyiz.
1.Somatizasyon Bozukluğu
• Somatizasyonu stresin ya da duygusal
sorunların fiziksel yakınmalarla ifade edilmesi
olarak tanımlayabiliriz. Ruhsal sıkıntı ve
gerginlik
uygun
biçimde
ifade
yolu
bulamadığında kişi bunun için bedenini
kullanmakta
ve
sıkıntısını
'bedenselleştirmekte’ yani bedeniyle ifade
etmektedir.
• Kişinin mesleki, sosyal ve özel hayatındaki
işlevselliğini etkilemektedir.
• Somatizasyon bozukluğu 30 yaşından önce
başlar ve yıllar süren kronik bir seyir gösterir.
Bedensel yakınmalar için genellikle ruh sağlığı
uzmanlarına başvurulmadığı için, kişinin
yakınmalarının düzelmemesi ve kronikleşmesi
söz konusudur.Bu durum çok miktarda ilaç
kullanımına ve gereksiz tedavi masraflarına yol
açmaktadır.
• Bir başka önemli konu da, kişinin bu belirtileri
bilinçli olarak ortaya çıkarıp çıkarmadığıdır.
Kesinlikle bilinçli bir çabanın ürünü değildir,
kişi bunları isteyerek yapmamaktadır.
• Somatizasyon bozuklukları aşağıdaki tanı
ölçütlerini karşılaması gerekmektedir.
• a) Dört ağrı semptomu: En az dört ayrı yer ya
da işlevle ilişkili ağrı öyküsünün bulunması.
Ör:Baş, karın, sırt, eklem ağrıları, ya da idrar
yapma sırasında ağrı olması gibi.
• b) İki gastrointestinal semptom: Ağrı dışında
en az gastrointestinal semptom öyküsünün
olması. Ör:Bulantı, şişkinlik, kusma, birçok
yiyeceğin dokunması ve barsak bölgesi
bozuklukları, mide yanması ve kabızlık gibi.
• c) Bir cinsel semptom: Ağrı dışında en az bir
cinsel ya da üreme organlarıyla ilgili semptom
öyküsünün olması. Ör: Cinsel ilgisizlik, aşırı
kanama, gebelik boyunca kusma, idrar
kaçırma, idrardan yanma, kasıklarda ağrı gibi.
• d) Bir ağrı ile sınırlı olmayan ve nörolojik bir
durumu düşündüren en az bir semptom ya da
defisit öyküsünün bulunması (koordinasyon ya
da denge bozukluğu gibi konversiyon
semptomları, yutma güçlüğü, boğazda
düğümlenme
duygusu,
hallüsinasyonlar,
dokunma ya da ağrı duyumu yitimi, çift görme,
körlük, sağırlık, bayılma dışında bilinç yitimi)
2.Farklılaşmamış Somatoform
Bozukluğu
• Bu
bozukluğun
Somatizasyon
bozukluklarından farkı burada bir alanda
bozukluğu söz konusu olmasıdır. Bir ya da
daha fazla fiziki yakınma olabilir.
• Bu bozukluğun süresi en az 6 aydır.
• Çocuklarda genelde cinsel istismardan dolayı
gece işemesi veya kusma şeklinde kendini
gösterbilir.
3.Ağrı Bozukluğu
• Bu bozuklukta, bir ya da daha fazla anatomik
bölgede
görülen
ağrı
klinik
açıdan
değerlendirilmeyi
gerektirecek
kadar
şiddetlidir.
• Daha önce yaşanılan bir ağrının tekrarı
şeklinde, öğrenilmiş davranış sergilenebilir.
Ör:Sevmediği biriyle evlenen, sevmediği bir
işte çalışan veya kendini yetersiz gören
kişilerde görülme olasılığı oldukça yüksektir.
4.Konversiyon Bozukluğu
• Kişinin çare bulamadığı veya çözüm
getiremediği bir olay sonrasında ani bir
şekilde, ciddi bir fiziksel veya nörolojik
hastalığı taklit edercesine veya varmış gibi bir
takım semptomlar göstermesidir. En sık
görülen türü sara nöbeti geçirir gibi kasılıp
bayılmasıdır. Ciddi bir felç yaşantısı yaşanması,
geçici körlük, ayağın tutmaması ve buna
benzer şekillerde görülebilir. Bu bir rol yapma
değildir. Kişi bunu hastalıktan kaynaklanan bir
durum olarak algılar.
• Kişi bu semptomlardan ikincil bir kazanç sağlar,
fakat bu bilinçaltı düzeydedir. Kişi bunu ilgi
çekmek
maksadıyla
yapmaz.
Örneğin
bayıldığında, yaşadığı ve içinden çıkamadığı bir
durumdan uzaklaşma ihtiyacı içindedir.
5. Vücut Dismorfik Bozukluğu
• Görünümündeki hayali bir kusur ile uğraşıp
durma vardır. Kişinin hafif bir anomali varsa
bile, kaygısının buna göre belirgin olarak aşırı
olması.
• Örneğin burnu düzgün olduğu halde, sürekli
çirkin olduğunu düşünmesi ve bu düşüncelerin
sürekli olarak tekrarlanmasıdır.
6. Hipokondriazis
• Hipokondriazis hastaları vücut fonksiyonları ile
yüksek oranda ilgilidir. Herhangi bir geçerli
fiziksel hastalığı olmamasına rağmen kişi
fiziksel semptomlar ile yüksek oranda ilgilidir.
• Sağlığı ile ilgili kaygıları yaşamını yönlendirir,
aktivitelerini kısıtlar, çevre ilişkilerini bozar.
Hipokondriazis hastaları somatik işlevler ile
ilgilerinin psikolojik olduğunu göremezler.
• Ör:Hızlı yürümeden astım olduğuna ya da kalp
hastası olduğunu, vücudundaki her belirtiden
bir hastalığı olduğunu düşünüyor olmak.
• ‘Hastalık hastalığı’ diye bilinen bu hastalık
kişinin vücut belirtilerini yanlış yorumlayıp
ciddi bir hastalığa yakalandığı korkusu ile
yapılan yeterli tıbbi değerlendirmelerin
sonuçlarına güvenmeyip hastalık düşüncelerini
devam ettirmesidir. Hipokondriaklar sıklıkla
başvurdukları hekimin yetersiz olduğuna
kanaat getirirler.
• Sürekli
yakınan
Hipokondriaklar
özel
yaşamında mutsuz, iş hayatında başarısız
olmaya başlar. Bir süre sonra çevrelerindekiler
kişinin şikayetlerinin gerçekçi olmadığını görür
ve kişiyi dinlemekten vazgeçerler.
7.Başka Türlü Adlandırılamayan
Somatoform Bozukluk
• Bu kategoriye herhangi bir özgül bir
somatoform bozukluk için tanı ölçütlerini
karşılamayan somatoform semptomlarını
karşılar.
• Örnek: Gebe olduğuna ilişkin yanlış
inanış(Psödosiyezis).
ÇOCUK VE ERGENLERDE RUHSAL
BOZUKLUKLAR
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu:
• Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)
aşırı hareketlilik, kısa dikkat süresi ve ataklıkla
(yetersiz dürtü kontrolü) karakterize bir
bozukluktur. DEHB çocuk ve ergen ruh sağlığı
ve
hastalıkları
bölümlerine
yapılan
başvuruların en sık nedenlerinden biridir.
• Okul öncesi çocuklukta başlayıp yetişkin
yaşamda da değişik bulgularla seyredebilen
süreğen bir bozukluktur.
• Tedavi edilmediği takdirde, belirtileri çocuğun
eğitim ve yaşantısının hemen her alanını
olumsuz etkilemekte, yoğun ruhsal, sosyal ve
okul sorunları ortaya çıkmaktadır.
• DEHB, okul yaşı çocuklarının yaklaşık %35’inde gözlenir.
• Sıklık konusunda ergen ve erişkinlerdeki
bilgilerin sınırlı olduğu belirtilmektedir.
• Erkeklerde sıklığı kızlardan fazla olduğu
bildirilmektedir.
• Kızlarda DEHB’nun daha çok dikkatsizlik ve
bilişsel zorluklarla seyretmesi, ataklık ve
saldırgan davranış sorunlarının daha az olması
nedeniyle,
gözden
kaçtığı
ya
da
önemsenmediği düşünülmektedir.
• Erkeklerin saldırganlık, ataklık ve davranım
bozukluklarını daha sık göstermeleri nedeniyle
polikliniklere getirilmeleri daha sık ve erkendir.
•
•
•
•
•
a.
b.
c.
d.
e.
Genetik nedenler
Beyin hasarı
Nörotransmitterler
Gıda-katkı maddeleri ve toksik maddeler
Psikososyal etkenler
• a.Genetik Nedenler:
• Genetik ilişki ile veriler, ilk defa bu çocukların
yakınları ile yapılan çalışmalardan elde
edilmiştir. DEHB olan çocukların birinci
derecede akrabalarında bu bozukluğa 4-5 kat
daha sık rastlanmaktadır.
• Özellikle birinci ve ikinci derece akrabalar ile
yapılan aile çalışmaları hiperaktif çocukların
ailelerinde antisosyal kişilik bozukluğu, histeri,
alkolizm ve madde kullanımının daha sık
olduğunu ortaya koymaktadır.
• b. Beyin Hasarı:
• Hastalık tanımlandığından beri bu çocuklarda
perinatal dönemde gizli ya da açık minimal
derecede santral sistemi hasarı olduğu
belirtilmektedir.
• Bu hasara yol açan toksik, metabolik, mekanik
ve dolaşımla ilgili nedenler olabileceği gibi,
erken bebeklik döneminde SSS’ni etkileyen
enfeksiyonlar da söz konusu olabilir.
• Prematüre doğum oranın da sık olduğu ve
prenatal dönemde gelişmekte olan sinir
sistemine
fiziksel
hasarın
bulunduğu
bildirilmiştir.
• Silik nörolojik belirtiler ve birlikte bazı
öğrenme bozukluklarının olması, özgün
olmayan EEG bozukluklarının ve epilepsinin
gelişme olasılığının normalden daha fazla
olması beyin hasarını kanıtlar niteliktedir.
• c.Nörotransmitterler:
• Tedavide kullanılan ilaçların etkilerinden yola
çıkarak nörotransmitterler de irdelenmektedir.
En sık kullanılan ilaçlar olan amfetaminler hem
dopamin hem de norepinefrini etkilediğinden
her iki sistemde de işlev bozukluğu olabileceği
ileri sürülmüştür.
• d. Gıda ve Katkı Maddeleri:
• Her ne kadar boya maddeleri ve koruyucular
gibi gıda katkı maddelerinin, şekerlerin bu
bozukluğa neden olabileceği öne sürülse de
bunlarla ilgili bilimsel kanıtlar yoktur.
• e. Psikososyal etmenler:
• Bozukluğun gelişiminde temel bir etkiden çok
hazırlayıcı ve ortaya çıkışını hızlandırıcı
etkilerden söz edilebilir.
• DEHB olan çocukların sıklıkla parçalanmış
ailelerden geldiği, anne-babanın sürekli
geçimsizliği ve anne-babada psikiyatrik
bozukluklar ile tek ya da ilk çocuk olma
oranının kontrollerden daha fazla olduğu
bildirilmektedir.
• Yetiştirme yurtlarındaki çocukların dikkat
sürelerinin kısa olduğu ve aşırı hareketli
oldukları gözlenmiştir. Bu belirtiler uzun süreli
duygusal yoksunluktan kaynaklanmakta ve
çocuğun evlat edinilmesi gibi durumun
düzelmesiyle ortadan kalkmaktadır.
TEDAVİ
• DEHB semptomlarını azaltmanın en etkili
yollarından biri ilaçtır.
• Fakat bu, ancak kapsamlı bir tedavi planının
parçası olduğu zaman geçerlidir.
• 'Kapsamlı bir tedavi planı' psikolojik, eğitici ve
sosyal bazı tedbirler içermektedir. Bu kapsamlı
tedavi
ebeveynlere
ve
öğretmenlere
tavsiyelerde bulunulması ve bilgi verilmesini
içermeli ve şart olmasa da, psikolojik tedaviyi
de kapsayabilmektedir (örneğin davranışsal
terapi).
• DEHB'yi iyileştiren bir ilaç olmasa da, dikkat
genişliğini artırmakta, dikkat dağılımını
azaltmakta ve odaklanmayı geliştirmektedir.
• İlaçlar birisine yeni davranışlar öğretmemekte
fakat bir insanın yeni öğrenmeye başladığı
becerilere odaklanmasını sağlayabilmektedir.
Kaynak
• Psikolojik Danışma Kuramları / Ersin Altıntaş ve
Mücahit Gültekin Aktüel Yayınları.
Download