Çocukluk Çağı Kapak ve Lakrimal Sistem Hastalıkları

advertisement
Köktekir BE, Okudan S. Çocukluk Çağı Kapak ve Lakrimal Sistem Hastalıkları 2013;1(4):258-264
ÇOCUKLUK ÇAĞI KAPAK VE LAKRİMAL SİSTEM HASTALIKLARI
PEDIATRIC EYELID AND LACRIMAL SYSTEM DISEASES
Bengü Ekinci Köktekir, Süleyman Okudan
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Konya
Yazışma Adresi
Özet
Dr. Bengü Ekinci Köktekir
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Göz Hastalıkları Anabilim Dalı
42075, Konya, Turkey
Çocuklarda görülen göz kapağı ve lakrimal sisteme ait hastalıkların çoğu doğumsal
hastalıklardır. Bu malformasyonların bir kısmı tek başına görülürken, bir kısmı da
başka malformasyonların eşlik ettiği sendromların bir parçası olarak ortaya çıkabilir. Klinik tablo sadece kozmetik düzeltme gerektiren hafif durumlardan çok ciddi görme kaybıyla sonuçlanan ağır durumlara kadar geniş bir değişkenlik gösterir.
E-posta: [email protected]
Tel: 0-(332)224 45 43
Faks: 0-(332) 224 45 42
Anahtar Kelimeler
Konjenital kapak anomalileri, pitozis, konjenital nazolakrimal kanal
tıkanıklığı, orbital anomaliler
GİRİŞ
ABSTRACT
Eyelid and lacrimal system diseases observed in children are usually of congenital diseases. Some malformations may be isolated, while some of them occur as a component
of syndromes associated with other malformations. Clinical presentation might vary
from mild cases that need only cosmetic reconstruction or severe cases associated
with severe visual loss.
Key words: Congenital lid abnormalities, ptosis, congenital nasolacrimal duct obstruction, orbital anomalies.
Çocuklarda görülen göz kapağı ve lakrimal sisteme ait hastalıkların çoğu doğumsal hastalıklardır. Bu malformasyonların bir kısmı tek başına görülürken, bir kısmı
da başka malformasyonların eşlik ettiği sendromların bir
parçası olarak ortaya çıkabilir.
Konjenital kapak anomalilerinin en sık sebepleri
arasında gözün gelişiminden sorumlu olan genetik defektler, teratojenik etkenler ve anoploidiler yer almaktadır. 1-5
A. Anormal interoküler mesafelerin tanımı
a. Hipertelorizm
Orbita iç duvarları arasındaki mesafenin uzun
olması durumudur. Çok sayıda hastalıkla birlikte görülebilir. 6,7 Kafa tabanı gelişim bozukluklarıyla ilişkili olarak
ortaya çıktığı düşünülmektedir.
b. Telekantus
İç kantuslar arası mesafenin uzun olması ile karakterize bir durumdur. Pek çok sendromla ilişkili olarak
görülebilir.7
Selçuk Pediatri 2013;1(4):258-264
258
B. Kantüs Yerleşimindeki Farklılıklar
Lateral kantüslerin yukarı yönlenmesine “Mongoloid kapak aralığı” adi verilir. Çoğunlukla Down sendromuyla ilişkilendirilmesine rağmen, normal olarak Asya
ırkında ya da pek çok diğer hastalık ve sendromla birlikte
gözlenebilir. 8
Lateral kantüslerin aşağı yerleşimli olmasına ise
“Antimongoloid kapak aralığı’ adı verilir. Sıklıkla Treacher-Collins sendromunda gözlenir.
C. Göz Kapağının Konjenital Anomalileri
Göz kapağı konjenital anomalileri fetüsün gelişim dönemine göre farklı şekillerde sonuçlanabilir ve kapak dokularının bir kısmı ya da tamamı etkilenebilir. Bu
konjenital anomaliler tek başına olabilir ya da fasiyal veya
sistemik anomalilerle beraber görülebilir.
a. Ablefaron
Göz kapağının hiç gelişmediği oldukça nadir bir durumdur. Sıklıkla diğer oküler ve sistemik hastalıkların (örn.
Çocukluk Çağı Kapak ve Lakrimal Sistem Hastalıkları - Köktekir
BE. ve Okudan S.
Ablefaron-makrozomi sendromu) eşlik ettiği ablefarona
kriptoftalmus ve mikrofalmi eşlik etmektedir.10
b. Mikroblefaron
Göz kapaklarının vertikal olarak kısa olması durumudur.11
Ablefaron ve mikroblefaron nadir görülen konjenital kapak anomalileridir ve ablefaronda daha ciddi olmakla birlikte her iki anomalide de açık kalmaya bağlı olarak konjonktival ödem, korneal ülserasyon gibi komplikasyonlar
gelişebilir. Göz küresinin normal olarak geliştiği olgularda
kapak rekonstrüksiyonuna yönelik cerrahiler uygulanmaktadır.11,12 Destekleyici olarak göz yüzeyinin nemlendirilmesine ve korunmasına yönelik suni gözyaşı damla ve
jelleri kullanılmaktadır.
c. Kriptoftalmus
Hamileliğin yedinci ayında kapak kıvrımı oluşmaması sonucunda, cilt alından yanağa kadar orbital dokuları örtecek şekilde devamlılık gösterir.13 Nadir bir anomalidir. En
sık otozomal resesif kalıtım gösteren Fraser sendromuyla
(genital hipoplazi, laringeal stenoz ve böbrek anomalileri eşlik eder) birlikte görülür.2 Konjonktiva ve korneada
gelişim anomalileri ve mikroftalmi eşlik edebilir. Cerrahi
ile göz kapakları ayrılır ve protez göz uygulamaları yapılır.
d. Kapak kolobomu
Alt ya da üst göz kapak kenarında çentiklenmeyle izlenen
parsiyel ya da tam kat doku defekti mevcuttur (Resim 1).
2,9,14
Resim 1. Üst göz kapağında izole kolobom olgusu (Dr.
Cem Mocan’ ın arşivinden alınmıştır).
Patogenezinde kesin olmamakla beraber nöral krest hücrelerinin migrasyon defekti, vitamin A fazlalığı, yetersiz
plasental dolaşım ve lokal mekanik faktörler gibi intraute-
rin faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Çoğunlukla
üst kapağın iç ve orta kısmında dikdörtgen seklinde bir
defekt olarak izlenir. İzole ya da sistemik hastalıkların bir
parçası olarak görülebilir. Üst kapak kolobomları genellikle tek başına, bazen Goldenhar sendromuyla (okuloaurikularvertebral sendrom) birlikte görülebilir.1,2 Alt kapak
kolobomları ise genellikle kapak lateral ve orta 1/3 kısımda görülür ve birinci brakial arkın gelişim anomalisi olan
otozomal dominant Treacher-Collins sendromuna (mandibulofasiyal disostoz) eşlik edebilir.2,9 Medikal tedavisinde korneayı ve oküler yüzeyi korumaya yönelik gözyaşı
damla ve jeller yer alırken, cerrahi tedavide göz kapağındaki defekti kapatmaya yönelik girişimler uygulanır.9,15
e. Ankiloblefaron
Göz kapaklarının dış ya da iç kısımda konjenital olarak
füzyonu sonucu oluşan nadir bir bozukluktur ve genellikle izole olarak görülür.1 Otozomal dominant formu ektodermal displazi ve yarık damak ya da dudak ile karakterize
Hay-Wells sendromuna eşlik edebilir.16 Cerrahi ile yapışıklıklar açılır ve kapak kenarı oluşturulur.
f.Oblefaron
Kapak aralığının horizontal olarak genişlemesiyle karakterizedir. Göz kapağı cildinin kısalmasıyla göz kapağının
lateral kısmı aşağı doğru yer değiştirmiş ve dışa dönmüştür (lateral ektropion). Oküler yüzeyin açıkta kalmasına
bağlı bulgular görülebilir.17 Kabuki-Make up sendromuyla
birlikte görülebilir.18 Açıkta kalmaya bağlı kornea patolojileri varsa lateral tarsorafi ve kantoplasti uygulanır.
g.Konjenital entropion
Kirpikli kapak kenarının içeri dönmesidir. Tahrişe bağlı
sulanma, konjonktivit ve keratit görülebilir. Patogenezinde pretarsal orbikularis kasının hipertrofisi, tarsın yapısal
bozukluğu ve alt kapak retraktörlerinin disgenezisi öne
sürülmüştür.19 Suni gözyaşı ve jellerle oküler yüzey nemlendirilir. Kendiliğinden düzelme görülmediği için genellikle cerrahi olarak düzeltmeye ihtiyaç duyulur.
h. Epiblefaron
Göz kapağında kirpiklerin korneaya doğru dönmesine yol
açan bir cilt katlantısı mevcuttur (Resim 2). 1,19
Konjenital entropiondan farklı olarak tars ve kapak kenarı
normal pozisyondadır. Sıklıkla Asya ırkında gözlenir.
Çocukluk Çağı Kapak ve Lakrimal Sistem Hastalıkları - Köktekir BE.
ve Okudan S.
Selçuk Pediatri 2013;1(4):258-264
259
Resim 2. Epiblefaron, kirpikler korneaya temas etmektedir.
Resim 3. Epikantus (Dr. Cem Mocan’ ın arşivinden alınmıştır).
Orbita ve yüz gelişiminin tamamlanmasıyla birlikte düzelme eğiliminde olduğu için suni gözyaşı damla ve jelleri ile
takip edilir. Kirpiklerin kornea teması sonucu irritasyon
bulgusu fazla olan olgularda cerrahi girişim uygulanabilir.19
k. Konjenital Pitozis
Bir ya da her iki göz kapağının doğumsal olarak düşük olmasıyla karakterizedir (Resim 4). 1,2,23,24
Resim 4. Sol göz kapağında konjenital pitozis
i. Konjenital ektropion
Tüm göz kapağının dışarı dönmesidir. Açıkta kalmaya
bağlı kornea patolojilerine yol açabilir. Sıklıkla blefarofimozis sendromuyla birlikte görülür.20 Down sendromu,
mikroftalmi, oblefaron ile birlikte primer olarak ya da konjenital iktiyozis hastalığında (otozomal resesif bir hastalıktır, skatrisyel ektropion ile karakterize bir cilt hastalığıdır),
travma ve yanık sonrası sekonder olarak da görülebilir.21
Genellikle alt kapağı etkiler. Oküler yüzeyi korumak için
suni gözyaşı damla ve jelleri kullanılır. Korneada açıkta
kalmaya bağlı kornea bulguları şiddetli ise cilt flebi ya da
grefti ile rekonstrüksiyon cerrahisi uygulanır.
j.Epikantus
Genellikle görmeyi etkilemeyen gözün iç kısmındaki cilt
katlantılarıdır (Resim 3). 1 Cilt katlantısının yerleşimine
göre dört tipi vardır: epikantus invertus, epikantus tarsalis, epikantus palpebralis ve epikantus suprasiliyaris.22 Epikantus invertus, blefarofimozis sendromuyla ilişkilidir.20
Epikantus tarsalis Asya ırkında sıklıkla gözlenir. En sık
gözlenen epikantus palpebralisde burun kökünden başlayan ve üst göz kapağının iç kısmına uzanan cilt katlantısı
varken, epikantus suprasiliyariste bu cilt katlantısı kasa
kadar uzanmaktadır. Zamanla kendiliğinden düzelebildiğinden cerrahi için burun kemiğinin gelişimini tamamlaması beklenir.
Selçuk Pediatri 2013;1(4):258-264
260
Etiyolojiye göre miyojenik, aponevrotik, nörojenik ya da
mekanik olarak sınıflandırılır. Ağır formları levator palpebralis kasının ya da tendonunun hipolazisi ile seyreder
ve kapak kıvrımı görülmez. Kliniği, görmenin etkilenmediği hafif olgulardan, görmenin ciddi etkilendiği, baş pozisyonunun görüldüğü ağır kapak düşüklüklerine kadar
değişkenlik gösterebilir. Üst kapak kenarının pupillayı örttüğü olgularda göz tembelliği gelişmesi riski olduğundan
erken cerrahi planlanır.
Miyojenik kökenli pitozlar arasında en sık olanı konjenital distrofik pitozdur. Levator kasının primer, lokalize
distrofisi sonucu gelişir. İzole ya da üst rektus kası zayıflığı
ile birlikte gözlenebilir. Nadiren genetik geçiş gösterebilir. İleri olgularda pitozise bağlı olarak ya da eşlik eden
Çocukluk Çağı Kapak ve Lakrimal Sistem Hastalıkları - Köktekir
BE. ve Okudan S.
şaşılık, yüksek astigmatizma ve anizometropi nedeniyle
gözde tembellik gelişebilir. Bu olgularda tedavi, cerrahi
olarak göz kapağının görsel aksı acık bırakacak şekilde
kaldırılmasıdır.24 Hafif olgularda cerrahi ertelenebilirken,
göz tembelliği açısından yüksek risk taşıyan olgularda erken müdahale edilmelidir. Diğer miyojenik pitoz sebepleri
arasında kronik progresif eksternal oftalmopleji, miyotonik distrofi ve myastenia gravis sayılabilir.25,26
Blefarofimozis; bilateral pitozis, epikantus invertus, lateral
ektropion ve telekantus ile karakterize otozomal dominant bir sendromdur.1,20 İki tipi vardır; Tip 1 ve Tip 2.
Kadınlarda tip 1 blefarofimozisde hipogonadizm ve infertilite izlenebilir. Blefarofimozis sendromu, fetal alkol
sendromu, Ohdo sendromu ve birçok anoploidilerle birlikte görülebilir. Pitozis genellikle ağır olduğundan cerrahi
düzeltme erken dönemde planlanır.
Okülomotor sinir felci, Horner sendromu (Resim 5).
Resim 5. Sol gözde kapak düşüklüğü ve miyozis ile karakterize konjenital Horner sendromlu bir olgu.
Marcus Gunn sendromu ve okulomotor sinirin aberan rejenerasyonu nörojenik pitoz sebeplerindendir.27,28 Cerrahi
planlama miyojenik kökenli pitozislere benzerlik gösterir.
Üst göz kapağında ödem ya da tümör varlığında mekanik pitozis gelişebilir. Tedavi primer etiyolojiye
yönelik olarak uygulanır. Travma sonrası kapak ödemi,
hematomu ya da kesici yaralanmalar sonucu travmatik
pitozis gelişebilir. Travmatik pitozis en az 6 ay izlendikten
sonra cerrahi planlanmalıdır.
anomalileri ve mental retardasyonla karakterizedir.29 Cornelia de Lange sendromunda kirpikler uzun ve kıvrıktır.2
Oliver-McHarlene sendromunda trikomegali (uzun kirpikler) görülür.30 Kirpiklerin gri hattın arkasında bulunmasına distikiazis adı verilir ve lenfödem-distikiazis sendromunda görülür.31
E. Çocuklarda Lakrimal Sistem Hastalıkları
a. Lakrimal punktum ve kanalikül atrezisi ve stenozu
Doğumsal olarak lakrimal punktum ve kanaliküllerin gelişimi sırasında kanalizasyon olmaması sonucu ortaya çıkar.32 Göz yaşarması (epifora) gözlenir. Down sendromlu
çocuklarda görülebilir. Punktum, üzerinde ince bir müköz
membranla kaplı olabilir. Bu olgularda membran bir iğne
yardımıyla perfore edildikten sonra sondalama işlemi uygulanır. Tedavi edici olmazsa silikon tüplerle lakrimal entübasyon yapılması gerekebilir. b. Aksesuar punktum
Normal yerleşimli punktumun genellikle nazalinde yerleşimli bir ya da daha fazla sayıda delik görülür.33 Olguların
bir kısmında sulanma şikâyeti olabilir. Semptomatik değilse tedavi gerektirmez.
c. Konjenital lakrimal fistül
Genellikle nazolakrimal kanalda bir tıkanıklıkla birlikte
görülür.34 Kendiliğinden kapanma olmazsa nazolakrimal
sistemi açmaya yönelik cerrahiler ve fistülün çıkarılması
gerekebilir.
d. Dakriyosel
Distal boşaltım yollarındaki tıkanıklığa sekonder olarak
lakrimal kesede sıvı birikimi görülür (Resim 6). 35
Resim 6. Sağ lakrimal kese lokalizasyonunda dakriyosel
D. Çocuklarda Kirpik ve Kas Bozuklukları
Kirpik ve kas anomalileri birçok konjenital sendromda
görülebilir. Rubinstein-Taybi sendromu, belirgin kirpikler, palpebral açıklığın aşağı yerleşimli olması, iskelet
Çocukluk Çağı Kapak ve Lakrimal Sistem Hastalıkları - Köktekir BE.
ve Okudan S.
Selçuk Pediatri 2013;1(4):258-264
261
İç kantüsün hemen altında mavi mor bir şişlik olarak gözlenir. Ayırıcı tanısında ensefalosel, hemanjiyom ve dermoid kist yer alır. Enfekte olma riski nedeniyle erken dönemde sondalama ve gerekirse lakrimal entübasyon uygulanır.
e. Nazolakrimal kanal tıkanıklığı
Doğumda çoğu bebekte nazolakrimal kanal gelişimini
tamamlamışken, bir kişim bebekte, nazolakrimal kanal
tıkanığı gözlenebilir. Term bebeklerin yaklaşık %5’inde
görülebilen bu durum, genellikle nazolakrimal kanalın alt
ucundaki ince bir müköz membran kalıntısına bağlı olarak ortaya çıkar.34,36,37 Sulanma ve çapaklanma şikâyetleri
belirgindir. Ayırıcı tanısında konjenital glokom, yabancı
cisim irritasyonu, konjonktivit ve keratit gibi diğer epifora
sebepleri akılda tutulmalıdır.
Olguların %90’ı yaşamın ilk yılında kendiliğinden ya da
masaj ile açılır.37 Masaj parmakla lakrimal kese bölgesine günde 3 kez (her seferinde 10’ar defa) yapılır ve amacı
lakrimal keseyi boşaltarak enfeksiyon riskini azaltmaktır.
Aynı zamanda hidrostatik bir basınç oluşturarak, kanalın
açılmasını sağlar. 1 yaşından küçük olgularda konservatif
tedavi yöntemleri ya da sondalama arasında klinik sonuç
açısından farklılık gözlenmemektedir.37 Akut enfeksiyon
bulgularinda netilmisin ya da Polimiksin B Sülfat + Trimetoprim iceren goz damlalari gecici olarak kullanilabilir.
Ancak kronik enfeksiyon bulguları olan olgularda iyileşmeyi hızlandırmak için daha erken dönemde sondalama
önerilmektedir. Sondalama işlemi genel anestezi altında
ameliyathane koşullarında uygulanır ve sonrasında lakrimal lavaj yapılır. İşlem başarısız olursa, 2 ay sonra tekrarlanabilir. Balon dilatasyon primer olarak ya da başarısız sondalama sonrasında denenebilir.38 Lakrimal sistem
entübasyonu, sondalama ya da balon dilatasyon ile tedavi
olmayan olgularda, bazen de primer tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır.34 Silikon tüpler alt ve üst punktumlardan geçilerek burun içinden nazolakrimal kanal açıklığından çıkılır ve tüp bağlanarak burada 3-6 ay bekletilir.
Alternatif bir yöntem olarak tek bir kanalikül de entübe
edilebilir ancak bazı uygulamalarda korneal abrazyon ya
da tüpün çıkması gibi komplikasyonlar bildirilmiştir. Tüm
bu tedavilerle sonuç alınamazsa dakriyosistorinostomi
ameliyatı planlanarak, lakrimal kese ile burun arasında
kalıcı bir ostium elde edilir.34 Genellikle 2 yaş ve daha büyük çocuklara uygulanmaktadır.
Önemli Noktalar
1. Konjenital göz anomalileri canlı doğumların %2-3’
ünde görülebilir.
2. Konjenital orbita ve göz kapağı anomalileri izole olabileceği gibi, pek çok sendromun bulgusu olarak da görülebilir.
3. Pediatrist ve oftalmolog konjenital göz anomalileri olan
hastaları birlikte takip etmeli ve genetik hastalıklar açısından uyanık olmalılardır.
4. Erken dönemde fark edilen ve tedavi edilebilen bazı
konjenital göz kapağı ve lakrimal sistem hastalıklarında
kalıcı görme kaybı önlenebilmekte ve diğer görülebilecek
komplikasyonların riski azaltılabilmektedir.
KAYNAKLAR
1. Levin AV. Congenital eye anomalies. Pediatr Clin North
Am 2003; 50: 55-76.
2. Dollfus H, Verloes A. Dysmorphology and the orbital
region: a practical clinical approach. Surv Ophthalmol
2004; 49: 547–61.
3. Epstein CJ. The new dysmorphology: application of insights from basic developmental biology to the understanding of human birth defects. Proc Nat Acad Sci USA 1995;
92: 8566-73.
4. Opitz JM. The developmental field concept in clinical
genetics. J Pediatr 1982; 101: 805-9.
5. Van Heyningen V. Developmental eye disease: a genome era paradigm. Clin Genet 1998; 54: 272–82.
6. Kreiborg S, Cohen MM Jr. Ocular manifestations of
Apert and Crouzon syndromes: qualitative and quantitative findings. J Craniofac Surg. 2010; 21: 1354-7
7. Guercio JR, Martyn LJ. Congenital malformations
of the eye and orbit. Otolaryngol Clin North Am. 2007;
40:113-40.
8. Wilson WA, Alfi OS, Donnell GN. Ocular findings in
cytogenetic syndromes. Ophthalmology. 1979; 86: 118490.
9. Dixon MJ. Treacher Collins syndrome. J Med Genet
Selçuk Pediatri 2013;1(4):258-264
262
Çocukluk Çağı Kapak ve Lakrimal Sistem Hastalıkları - Köktekir
BE. ve Okudan S.
1995; 32: 806-8.
10. Price NJ, Pugh RE, Farndon PA, ve ark. Ablepharon
macrostomia syndrome. Br J Ophthalmol 1991; 75: 317-9.
11. Bernardini FP, Kersten RC, de Conciliis C, Devoto
MH. Unilateral microblepharon. Ophthal Plast Reconstr
Surg. 2004; 20: 467-9.
12. Jordan DR, McDonald H.Microblepharon. Ophthalmic Surg. 1992; 23:494-5.
13. Subramanian N, Iyer G, Srinivasan B. Cryptophthalmos: reconstructive techniques-expanded classification of
congenital symblepharon variant. Ophthal Plast Reconstr
Surg. 2013; 29: 243-8.
22. Jordan DR, Anderson RL. Epicanthal folds: a deep tissue approach. Arch Ophthalmol 1989; 107: 1532–5.
23. Bernardini FP, Cetinkaya A, Zambelli A. Treatment
of unilateral congenital ptosis: putting the debate to rest.
Curr Opin Ophthalmol. 2013; 24: 484-7.
24. Allen RC. Genetic diseases affecting the eyelids: what
should a clinician know? Curr Opin Ophthalmol. 2013;
24: 463-77.
25. Schoser BG, Pongratz D. Extraocular mitochondrial
myopathies and their differential diagnoses.Strabismus.
2006; 14: 107-13.
14. Grover AK, Chaudhuri Z, Malik S, Bageja S, Menon
V Congenital eyelid colobomas in 51 patients. J Pediatr
Ophthalmol Strabismus. 2009; 46: 151-9.
26. Gamio S, Garcia-Erro M, Vaccarezza MM, Minella JA.
Myasthenia Gravis in childhood. Binocul Vis Strabismus
Q. 2004; 19: 223-31.
15. Hashish A, Awara AM. One-stage reconstruction technique for large congenital eyelid coloboma. Orbit. 2011;
30:177-9.
27. Smith SJ, Diehl N, Leavitt JA, Mohney BG. Incidence
of pediatric Horner syndrome and the risk of neuroblastoma: a population-based study. Arch Ophthalmol. 2010;
128: 324-9.
16. Weiss AH, Riscile G, Kousseff BG. Ankyloblepharon
filiforme adnatum. Am J Med Genet 1992; 42:369–73.
17. Yip CC, McCann JD, Goldberg RA. The role of midface lift and lateral canthal repositioning in the management
of euryblepharon. Arch Ophthalmol 2004; 122: 1075-7.
28. Demirci H, Frueh BR, Nelson CC. Marcus Gunn
jaw-winking synkinesis: clinical features and management. Ophthalmology. 2010; 117: 1447-52.
29. Lacombe D. Le syndrome de Rubinstein-Taybi. Arch
Pediatr 1994; 1: 681-3.
18. Niikawa N, Matsuura N, Fukushima Y, ve ark. Kabuki make-up syndrome: a syndrome of mental retardation,
unusual facies, large and protruding ears, and postnatal
growth deficiency. J Pediatr 1981; 99:565–9.
30. Oliver GL, McFarlane DC. Congenital trichomegaly
with associated pigmentary degeneration of the retina,
dwarfism, and mental retardation. Arch Ophthalmol
1965; 74: 169-71.
19. Jordan R. The lower lid retractors in congenital entropion and epiblepharon. Ophthalmic Surgery 1993; 24:
494-6.
31. Mangion J, Rahman N, Mansour S, et al. A gene for
lymphedema-distichiasis maps to 16q24.3. Am J Hum Genet 1999; 65: 427-32.
20. Stromme P, Sandboe F. Blepharophimosis-ptosis-epicanthus inversus syndrome (BPES). Acta Ophthalmol
Scand 1996; 74:45-7.
32. Onaran Z, Yimazbaş P, Ornek K. Bilateral punctum
atresia and lacrimal sac fistula in a child with CHARGE
syndrome. Clin Experiment Ophthalmol. 2009; 37: 894-5.
21. Hosal BM, Abbasoglu OE, Gursel E. Surgical treatment of cicatricial ectropion in lamellar ichtiyosis. Plast
Reconstructive Surgery 1999; 15: 355-9.
33. Satchi K, McNab AA. Double lacrimal puncta: clinical
presentation and potential mechanisms of epiphora. Ophthalmology. 2010; 117:180-183.
Çocukluk Çağı Kapak ve Lakrimal Sistem Hastalıkları - Köktekir BE.
ve Okudan S.
Selçuk Pediatri 2013;1(4):258-264
263
34. Schnall BM. Pediatric nasolacrimal duct obstruction.
Curr Opin Ophthalmol. 2013; 24: 421-4.
35. Mackenzie PJ, Dolman PJ, Stokes J, Lyons CJ. Dacryocele diagnosed prenatally. Br J Ophthalmol. 2008; 92:
437-8.
36. Robb RM. Congenital nasolacrimal duct obstruction.
Ophthalmol Clin North Am. 2001; 14: 443-6.
37. Lee KA, Chandler DL, Repka MX, Melia M, Beck RW,
Summers CG, Frick KD, Foster NC, Kraker RT, Atkinson
S; PEDIG. A comparison of treatment approaches for bilateral congenital nasolacrimal duct obstruction. Am J Ophthalmol. 2013; 156: 1045-50.
38. Goldich Y, Barkana Y, Zadok D, Avni I, Pras E, Mezer
E, Morad Y. Balloon catheter dilatation versus probing as
primary treatment for congenital dacryostenosis. Br J Ophthalmol. 2011; 95: 634-6.
Selçuk Pediatri 2013;1(4):258-264
264
Çocukluk Çağı Kapak ve Lakrimal Sistem Hastalıkları - Köktekir
BE. ve Okudan S.
Download