ĐSTANBUL TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ TARĐHĐ KENTSEL ALANLARDA TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA SÜRECĐNDE YAŞANAN DEĞĐŞĐM: FENER-BALAT ÖRNEĞĐ YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Begüm ŞĐŞMANYAZICI Anabilim Dalı : Mimarlık Programı : Mimari Tasarım Tez Danışmanı: Prof. Dr. Hülya TURGUT YILDIZ HAZĐRAN 2009 ĐSTANBUL TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ TARĐHĐ KENTSEL ALANLARDA TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA SÜRECĐNDE YAŞANAN DEĞĐŞĐM: FENER-BALAT ÖRNEĞĐ YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Begüm ŞĐŞMANYAZICI (502061008) Tezin Enstitüye Verildiği Tarih : 04 Mayıs 2009 Tezin Savunulduğu Tarih : 02 Haziran 2009 Tez Danışmanı : Prof. Dr. Hülya TURGUT YILDIZ (ĐTÜ) Diğer Jüri Üyeleri : Prof. Dr. Alper ÜNLÜ (ĐTÜ) Prof. Dr. Nilgün ERGÜN (ĐTÜ) HAZĐRAN 2009 ÖNSÖZ Beni akademik dünya ile tanıştıran, öngörüleri ile yol gösteren ve yetkinliği ile mesleki ufkumu geliştiren Sevgili Hülya Turgut’a teşekkürü bir borç bilirim. Kentsel Yenileme Metodları Dersi çerçevesinde benimle yakından ilgilenen ve tüm çalışmam süresince benimle kaynaklarını paylaşan Sayın Nilgün Ergün’e ve jürideki katkılarından dolayı Sayın Alper Ünlü’ye çok teşekkür ederim. Bu çalışmamda ve yüksek lisans eğitimimin her aşamasında yardımlarını ve anlayışını esirgemeyen aileme, arkadaşlarıma ve Has Mimarlık ailesine teşekkürü bir borç bilirim. Alan çalışması kısmında bana zaman ayıran ve yardımcı olan herkese sonsuz teşekkürler ederim. Haziran 2009 Begüm ŞĐŞMANYAZICI (Mimar) iii iv ĐÇĐNDEKĐLER Sayfa ÖNSÖZ .................................................................................................................. iii ĐÇĐNDEKĐLER .......................................................................................................v KISALTMALAR ................................................................................................. vii ÇĐZELGE LĐSTESĐ .............................................. Hata! Yer işareti tanımlanmamış. ŞEKĐL LĐSTESĐ ................................................................................................... xi ÖZET .................................................................................................................. xiii SUMMARY ...........................................................................................................xv 1. GĐRĐŞ ..................................................................................................................1 2. KENTSEL YENĐLEME .....................................................................................5 2.1 Kentsel Yenileme Kavramı ..............................................................................5 2.2 Kentsel Yenilemenin Tarihsel Gelişimi ...........................................................7 2.3 Kentsel Yenileme Yöntemleri ........................................................................13 2.4 Bölüm Sonucu ...............................................................................................23 3. TOPLUMSAL ve MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA............................25 3.1 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Tanımı .....................................26 3.2 Kentsel Yenileme ve Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin Đlişkisi ...........................................................................................................33 3.3 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Yaklaşımları ............................34 3.4 Bütüncül Yaklaşım: Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Bileşenleri42 3.4.1 Sosyo-kültürel bileşenler ........................................................................42 3.4.2 Ekonomik bileşenler ...............................................................................51 3.4.3 Politik bileşenler.....................................................................................55 3.5 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin Sonuçları..................56 3.6 Kavramsal Çerçeve: Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Süreci Etkileşim Sistemi ..........................................................................................59 3.7 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin Dünyadaki Değişimi 63 3.8 Đstanbul’da Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma ...............................65 3.8.1 Ekonomik değişimler ve azınlıklara yönelik politikalarla şekillenen toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma .............................................65 3.8.2 Đstanbul’da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin değişimi ..............................................................................................................69 3.8.2.1 Birinci toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası 70 3.8.2.2 Đkinci toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası 76 3.8.2.3 Üçüncü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası 82 3.8.2.4 Dördüncü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası 84 3.9 Bölüm Sonucu ...............................................................................................98 4. FENER-BALAT SEMTLERĐNDE YAŞANAN TOPLUMSAL ve MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA ........................................................... 101 4.1 Fener-Balat Semtleri’nde Yaşanan Tarihsel Süreç ....................................... 104 4.2 Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi (3. Dalga) ............................................. 108 4.2.1 Rehabilitasyon Projesinin Amacı ve Hedefleri ...................................... 108 4.2.2 Rehabilitasyon Projesinin Aktörleri ve Finansmanı .............................. 110 v 4.2.3 Rehabilitasyon Projesinin Yöntemi ...................................................... 114 4.3 Fener-Balat Yenileme Projesi (4. Dalga) ..................................................... 117 4.3.1 Yenileme Projesinin Amacı ve Hedefleri.............................................. 117 4.3.2 Yenileme Projesinin Aktörleri ve Finansmanı ...................................... 119 4.3.3 Yenileme Projesinin Yöntemi .............................................................. 121 4.4 Fener-Balat Halkı ile Yapılan Görüşmelerin Tespitleri ................................ 124 4.5 Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projelerinin Karşılaştırılması ve Değerlendirilmesi ....................................................................................... 134 4.6 Bölüm Sonucu ............................................................................................ 140 5. SONUÇ VE ÖNERĐLER ................................................................................ 143 KAYNAKLAR.................................................................................................... 149 EKLER ............................................................................................................... 159 vi KISALTMALAR ABD IFEA UNESCO ECD ĐBB TOKĐ KĐPTAŞ T.M.Y.Y. S.S.R. : Amerika Birleşik Devletleri : Institut Français d’Etudes Anatoliennes/ Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü : United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization/ Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu : Engineering Consulting Development/ Mühendislik Danışmanlık Geliştirme : Đstanbul Büyükşehir Belediyesi : Toplu Konut Đdaresi : Konut Đmar Plan Turizm Ulaşım Sanayi ve Ticaret A.Ş. : Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma : Social and spatial restructuring vii viii ÇĐZELGE LĐSTESĐ Sayfa Çizelge 2.1 : Tarihsel süreçte kentlerin değişimi. ....................................................12 Çizelge 3.1 : Farklı toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma tanımları. ...............32 Çizelge 3.2 : Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma bağlamında kentsel yenileme çalışmaları. ........................................................................40 Çizelge 3.3 : Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin sonuçları..........59 Çizelge 4.1 : Semt sakinlerinin coğrafi kökeni. ..................................................... 107 Çizelge 4.2 : Rehabilitasyon projesinin etapları ................................................... 114 Çizelge 4.3 : Fener-Balat’ta yaşama nedenleri. ..................................................... 126 Çizelge 4.4 : Fener-Balat’tan taşınma isteği. ......................................................... 126 Çizelge 4.5 : Mahallenin fiziksel ve doğal yapısından hoşnutluk düzeyi. .............. 127 Çizelge 4.6 : Hizmet alanlarından hoşnutluk düzeyi. ............................................. 128 Çizelge 4.7 : Konutlardan hoşnutluk düzeyi. ......................................................... 128 Çizelge 4.8 : Uygulanacak bir yenileme projesinden beklentiler. .......................... 129 Çizelge 4.9 : Yenileme projesinin finansman seçenekleri. ..................................... 131 Çizelge 4.10 : Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nin değerlendirilmesi. ............. 132 Çizelge 4.11 : Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projeleri’nin karşılaştırılması ve değerlendirilmesi. ...................................................................... 139 ix x ŞEKĐL LĐSTESĐ Sayfa Şekil 1.1 : Tez süreci. ............................................................................................xiv Şekil 2.1 : Kentsel temizleme çalışmasını ifade eden karikatürler ...........................14 Şekil 2.2 : London City Hall ve Riverside Yeniden Geliştirme Projesi ....................16 Şekil 2.3 : Paris Marais Bölgesi . ............................................................................18 Şekil 2.4 : Pompidou Meydanı ................................................................................18 Şekil 2.5 : 1940’larda ve günümüzde Soho’dan bir görüntü ....................................19 Şekil 2.6 : Soho’da yer alan dükkan ve konutlar .....................................................19 Şekil 2.7 : Batı Dok Alanı’na ait görüntüler. ...........................................................22 Şekil 2.8 : Queen Meydanı .....................................................................................23 Şekil 2.9 : Liverpool’daki konutlar. ........................................................................23 Şekil 3.1 : Kentsel yenileme çalışmaları ile T.M.Y.Y. süreci arasındaki ilişki. ........33 Şekil 3.2 : Konsantrik Zon Modeli ..........................................................................35 Şekil 3.3 : Konsantrik Zon Modeli ..........................................................................35 Şekil 3.4 : Beyaz ırkın kent merkezine geri dönüşü. ................................................47 Şekil 3.5 : Amerikalı soylulaştırıcılar......................................................................48 Şekil 3.6 : Sanatçıların peşinden giden yeni orta sınıf. ............................................49 Şekil 3.7 : Sanatçıların değer artışına neden olması.................................................51 Şekil 3.8 : Kent mekanındaki ekonomik değişim döngüsü. .....................................54 Şekil 3.9 : Kavramsal çerçeve: toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin etkileşim sistemi. ...................................................................................62 Şekil 3.10 : Đstanbul’da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgaları. ..............................................................................................................69 Şekil 3.11 : Kuzguncuk. .........................................................................................72 Şekil 3.12 : Arnavutköy. .........................................................................................74 Şekil 3.13 : Ortaköy sahil şeridi ve meydanı . .........................................................76 Şekil 3.14 : Cihangir ...............................................................................................78 Şekil 3.15 : Galata . ................................................................................................79 Şekil 3.16 : Tünel ..................................................................................................81 Şekil 3.17 : Sulukule’nin yenileme çalışmalarından önceki hali . ............................88 Şekil 3.18 : Sulukule Kentsel Dönüşüm Projesi ......................................................89 Şekil 3.19 : Ayvansaray Projesi ile ilgili sunum ......................................................91 Şekil 3.20 : Ayvansaray Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projesi .............................91 Şekil 3.21 : Tarlabaşı Yenileme Projesi’nden sokak görünümleri. ...........................94 Şekil 3.22 : Tarlabaşı Yenileme Projesi’nden sokak görünümleri ...........................95 Şekil 3.23 : Tarlabaşı Yenileme Projesi kapsamında planlanan avlular. ..................96 Şekil 3.24 : Đstanbul’da T.M.Y.Y. sürecinin değişimi..............................................97 Şekil 3.25 : Đstanbul’da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin değişimi ve alan çalışması.................................................................. 100 Şekil 4.1 : Alan çalışması yöntemi ...................................................................... ..103 Şekil 4.2 : Balat yangınlarından biri...................................................................... 104 Şekil 4.3 : Çalışma alanının havadan görünüşü ..................................................... 108 Şekil 4.4 : Balat Çarşısı’nın projeden önceki ve sonraki hali ................................. 109 xi Şekil 4.5 : Fener–Balat Rehabilitasyon Projesi’nin amaçları ................................. 110 Şekil 4.6 : Fener–Balat Rehabilitasyon Projesi’nin aktörleri ................................ 111 Şekil 4.7 : Halkın katılımı ile gerçekleştirilen toplantılar ...................................... 112 Şekil 4.8 : Halkın katılımı ve projedeki belirleyiciliği........................................... 112 Şekil 4.9 : Fener–Balat Rehabilitasyon Projesi yöntem ve aktörleri ...................... 116 Şekil 4.10 : Fener–Balat Yenileme Projesi’nin amaç ve hedefleri ......................... 119 Şekil 4.11 : Fener–Balat Yenileme Projesi’nin aktörleri ....................................... 119 Şekil 4.12 : Fener–Balat Yenileme Projesi yöntem ve aktörleri ............................ 123 Şekil 4.13 : Surlar üzerine inşa edilen yapılar ....................................................... 124 xii TARĐHĐ KENTSEL ALANLARDA TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA SÜRECĐNDE YAŞANAN DEĞĐŞĐM: FENER VE BALAT ÖRNEĞĐ ÖZET Kentler canlı mekanizmalar olduğu için oluşumlarından itibaren bir yıpranma ve yenilenme döngüsü içinde, sosyo-kültürel, ekonomik, fiziksel, politik ve teknolojik birçok bileşenin etkileşimi ile biçimlenirler. Her değişim kendi içindeki dönemin özelliklerine göre şekillenmekte ve bunun sonucunda da kent mekanı farklı değişim süreçlerinden geçmektedir. Bu değişim süreci içinde günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen kentsel alanların, iyileştirme çalışmaları ile kente kazandırılmaya çalışıldığı görülmektedir. Kentsel yenileme olarak adlandırılan bu çalışmalarla, kent bütününden kopan parçaların kente entegrasyonu sağlanmaktadır. Sanayinin kent dışına taşınması, banliyöleşme ve yoğun göç ile çöküntü alanları haline gelen kent içi tarihi konut alanları da 1960’lardan sonra kentsel yenileme çalışmalarının odak noktası olmuştur. Dünyadaki örneklerde 1960’larda başlayan değişim süreci, Türkiye’de 1980’lerde kendini göstermiştir. 1980’lerde bireysel mücadelelerle gelişen rehabilitasyon çalışmaları zamanla yerini daha örgütlü bir şekilde hazırlanan kamu projelerine bırakmıştır. 2000’li yıllara gelindiğinde ise, tarihi kent içi konut alanlarında gerçekleştirilen yenileme çalışmalarının çok farklı bir döneme girdiği görülmektedir. 2005 yılında çıkartılan kanun ile yasal zemine oturtulan bu çalışmaların bütüncül planlama anlayışından uzak, dönüşümün sosyal ve ekonomik boyutlarından bağımsız, katılımın olmadığı projeler üzerinden hazırlandığı görülmektedir. Kent içi konut alanında yaşanan fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel değişimlerin güncelliğini koruması ve Türkiye gibi tarihi değerler taşıyan bir ülkede yenileme çalışmalarının oldukça önemli olmasından ötürü tez konusu olarak, tarihi kentsel konut alanlarının yaşadığı değişim süreci seçilmiştir. Dünyada yaşanan bu değişim süreci 1960’larda yaşanan sınıfsal değişimi vurgulamak amaçlı genelde soylulaştırma (Đng. gentrification) sözcüğü ile ifade edilmektedir. Buna karşın tez genelinde, zamanla sürecin belirtilen soylu sınıfla bir ilişkisi kalmamasından ötürü, süreç toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sözcüğü ile ifade edilmiştir. Böylece değişimin arkasında yatan diğer bileşenler de vurgulanmıştır. Tezin teorik kısmında, sürecin bileşenleri, aktörleri, dinamikleri, sonuçları ve değişimi vurgulandıktan sonra, alan çalışmasında Đstanbul’daki tarihi kent içi konut alanlarının yaşadığı değişim sürecini ortaya koymak amacıyla Fener-Balat’ta farklı iki yaklaşımla tasarlanan projeler karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Bu projelerden ilki olan rehabilitasyon projesi, kamu öncülüğünde önceden hazırlanmış projeler üzerinden bütüncül bir bakış açısı ile hazırlanan çalışmaların yer aldığı üçüncü dalgada gerçekleştirilmiştir. 2009 yılında proje hazırlıkları başlayan yenileme projesi ise, noktasal çözümleri, koruma anlayışından kopuk oluşu ve yerel halkı arka planda tutan tutumundan dolayı eleştirilen dördüncü dalgada yer almaktadır. xiii Bu iki farklı proje, bölge halkı ve proje temsilcileri ile yapılan görüşmeler ve özellikle dördüncü dalgadaki yenileme projeleri ile ilgili akademik camia ve mimarların eleştirileri ışığında karşılaştırılarak, önümüzdeki süreçte hazırlanacak yenileme projeleri için çıkarımlarda bulunulmuştur. Tez çalışması içinde incelenen başlıklar ve bu başlıkların incelenme yöntemlerini içeren şekil aşağıda yer almaktadır: T.M.Y.Y. BĐLEŞENLERĐ T.M.Y.Y. AKTÖRLERĐ Farklı aktör ve bileşenler açısından sürecin sonuçları KENTSEL YENĐLEME METODLARI TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA (T.M.Y.Y.) T.M.Y.Y. SÜRECĐNDEKĐ DEĞĐŞĐM DOKÜMANTER ARAŞTIRMA KARŞILIKLI GÖRÜŞME DÜNYADA T.M.Y.Y SÜRECĐNDEKĐ DEĞĐŞĐM iSTANBUL'DA T.M.Y.Y SÜRECĐNDEKĐ DEĞĐŞĐM ĐSTANBUL’DAKĐ T.M.Y.Y. SÜRECĐNDE 3.DALGA ĐSTANBUL’DAKĐ T.M.Y.Y. SÜRECĐNDE 4.DALGA FENER-BALAT REHABĐLĐTASYON PROJESĐ FENER-BALAT YENĐLEME PROJESĐ PROJELERĐN KARŞILAŞTIRILMASI GÜNLÜK GÖZLEM DOKÜMANTER ARAŞTIRMA TEKNĐĞĐ ĐLE BĐLGĐ EDĐNME NĐTELĐKSEL KARŞILAŞTIRMALI ANALĐZ YÖNTEMĐ ile ÖRNEK VAKA ĐNCELEMESĐ ĐKĐNCĐ ADIM: Alan Çalışması ĐLK ADIM: Kavramsal Çerçeve NĐTELĐKSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMĐ SONUÇLAR : Geleceğe yönelik öneriler Şekil 1.1 : Tez süreci. xiv CHANGING PROCESS of the SOCIAL and SPATIAL RESTRUCTURING IN HISTORICAL SITES: CASE OF FENER-BALAT SUMMARY Cities and towns have been shaped, influenced and changed since the times they were first founded by numerous factors including technology, politics, economy, geography and socio-culture. Each evolution is shaped in the context of its own time period and thus each urban location is subject to different change processes. Cities prolong their existences within a perpetual cycle of depreciation and renewal, based on the fact that they are living mechanisms. In this context, efforts to incorporate urban areas which fail at meeting the demands of the contemporary world into the cities themselves are observed. These efforts, called urban renewal, allow the urban pieces that at one time have been detached from the city be integrated back into it. Inner city housing zones have become areas that have suffered economic, sociocultural and physical deposition, due to the late 1960’s relocation of industrial works to outer skirts of the city, heavy migration to city’s inner layers and suburbanization. Changing process that had started through examples in 60s worldwide took place in 1980s in Turkey. Mostly considered individual rehabilition efforts in 1980s turned into better organised public efforts over the time. However, during year 2000s, it is witnessed that inner city housing zones rehabilitation works realised are entered into totally different era and period. Decree legislated in 2005, which provided legal ground for further projects were not really standing by on the side of totally integrated and planned approach, totally independent from social aconomic aspects of the transformation and minimized participation took place. Changing process of the social and spatial restructurıng in historical sites as a thesis topic was chosen due to socio-cultural, economic and pyshical changes in inner city housing zones are contemporary issues currently and plays great role in Turkey, which possess considerable historical value and importance. Experienced concept of change process in the world in 1960s led to use the term “gentrification” to emphasise evolution of hierarciachal class , however, the real implied meaning of hierarciachal class seperation faded away over the time and no association to noble class prevailed anymore and to serve this purpose, It will be used “toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma” (social and spatial restructuring) definiton instead of “gentrification” in this dissertation to elaborate multilayer of process. The projects conducted under two different approaches for Fener-Balat; is discussed in order to manifest alternation processes of historical inner city residential areas throughout the thesis on application samples. xv Rehabilitation project study was realised on the third wave through projects in the leadership of public/state initiated projects in the light of integrated point of view. Renewal project inaugurated in the early 2009 is placed on the fourth wave and was criticized for its focal solution proposals, being far away from protective approach and ignoring local people’s opinions. These two seperate projects were compared with each other to derive conclusions for future renewal projects on the basis of interviews with local public and project representatives and also in the light of critics directed by academic people and architechs especially related with fourth wave renewal projects. All covered headings and themes in the dissertation and their research methodology diagram is indicated below; COMPONENTS OF S.S.R. ACTORS OF S.S.R. LITERATURE RESEARCH Effects of the process for different actors and components URBAN RENEWAL METHODS SOCIAL AND SPATIAL RESTRUCTURING (S.S.R.) CHANGE IN THE PROCESS OF S.S.R. IN ISTANBUL 3. WAVE IN ISTANBUL IN THE PROCESS OF S.S.R. 4. WAVE IN ISTANBUL IN THE PROCESS OF S.S.R. FENER-BALAT REHABILITATION PROJECT FENER-BALAT RENEWAL PROJECT COMPARISON OF THE PROJECTS CASUAL OBSERVA TION LITERATURE RESEARCH INTERVIEW IN THE WORLD QUALITATIVE COMPARATIVE METHOD SECOND PART: Case Study FIRST PART: Conseptual Framework QUALITATIVE RESEARCH METHOD Results: Suggestions for the future projects xvi 1. GĐRĐŞ Dünya sosyo-kültürel, fiziksel, ekonomik, politik ve teknolojik dinamikler çerçevesinde değişmekte, kentsel alanlar da bu değişimin yansıdığı mekanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu dinamiklerin karşılıklı etkileşimi ile şekillenen kent mekanı, her çağda, her ülkede ve her şehirde bazı benzerlikler ve farklılıklar içermektedir. Bu nedenle de hiçbir şehir bir diğerinin aynı olarak şekillenmemektedir. Buna rağmen, belli başlı olaylar çerçevesinde dünya üzerindeki tüm şehirler genel olarak, benzer şekilde etkilenmiştir. Başlangıç tarihi her ülkede farklı olmasına rağmen, genel olarak 1960’lardan itibaren kent içi alanların bir kısmının orta ve üst sınıf tarafından terk edilerek yeni bir değişim sürecine girdiği gözlemlenmektedir. Sanayinin de şehir dışına çıkması ile kent merkezleri iyice boşalmış, bu boşalan mekanlar da kırsal alanlardan kent merkezine doğru yaşanan başka bir göç dalgası ile daha alt sınıfa mensup insanlar tarafından doldurulmuştur. Kent merkezleri bu etkilerle gün ve gün ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziksel bir bozulma sürecine girmiştir. Ekonomik durumu kısıtlı olan kişiler yaşadıkları evlere ve çevrelerine yatırım yapamadıklarından, birçok tarihi ve mimari değeri yüksek olan kent içi konut alanları da zamanla bozulmaya başlamıştır. Akademi dünyasının dikkatini çeken tarihi kent içi alanların yaşadığı bu değişimi anlatmak üzere, ilk olarak 1964 yılında Glass “Londra’daki işçi mahallelerinin orta sınıf tarafından yavaş yavaş ele geçirilmesi durumu”nu “soylulaştırma (Đng. gentrification)” sözcüğü ile adlandırmıştır (Glass, 1964). Londra işçi mahallelerinde yaşanan değişimi anlatmak üzere kullanılan sözcük zamanla tüm dünya kentlerinde tarihi kent içi alanlarda yaşanan değişimi anlatmak üzere kullanılmaya başlanmıştır. Kent içi mekanında yaşanan ve Glass tarafından ilk kez adlandırılan bu süreç için yapılan ilk çalışmalar, 1979’a kadar talep yönlü yaklaşım çerçevesinde, süreçte görev alan kişiler ve onların tercihleri üzerine yoğunlaşmıştır. 1979’dan sonra ise sürecin oluşumuna neden olan ekonomik etmenler de, arz yönlü yaklaşımla yürütülen çalışmalarda sorgulanmaya başlamıştır. Son dönemde yapılan araştırmalar ise, sürecin çok boyutluluğu üzerinde durmaktadır. 1 Dünyada olduğu gibi Türkiye’deki tarihi konut alanları da içinde bulunduğu dönemin özelliklerine bağlı olarak farklı süreçlerde değişiklik göstermiştir. 1980’lerde Arnavutköy, Kuzguncuk ve Ortaköy zengin çevresel değerleri çerçevesinde bireysel girişimlerle yenilenirken, 90’larda Beyoğlu mahallelerinin yoğun kültür ve eğlence etkinlikleri çerçevesinde yenilendiği görülmektedir. 2000’li yıllarda ise, yenileme çalışmaları tarihi yarımadaya kaymıştır. Önceki örneklere nazaran daha büyük ölçekli ve planlı projeler üzerinden şekillenen süreçte kamunun etkisi de artmıştır. 2005 yılından sonra ise, özellikle çıkartılan 5366 sayılı kanun ışığında Türkiye’de yenileme çalışmaları yeni bir boyut kazanmıştır. Son dönemde yenileme çalışmaları kapsamında sosyal boyutun önemsenmediği, rant esaslı, noktasal çözümler ile koruma ilkelerinden bağımsız çalışmaların yürütüldüğü görülmektedir. Kent içi konut alanlarında yaşanan fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel değişimlerin güncelliğini koruması ve Türkiye gibi tarihi değerler taşıyan bir ülkede bu yenileme çalışmalarının son derece önemli olmasından ötürü, tez konusu olarak tarihi kentsel konut alanlarında yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılandırma süreci seçilmiştir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, Türkiye’deki tarihi kent içi alanlarının, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci içinde, hangi bileşenlerin etkileşimi ile nasıl bir değişim içine girdiğinin ortaya konulması ile sürecin çok boyutluluğunun vurgulanmasıdır. Böylece, tarihi kent içi konut alanlarında uygulanacak yenileme çalışmalarında tüm sorulara cevap verecek, geniş katılımlı, herkesin çıkarlarının korunduğu, adil ve çok boyutlu projelerin uygulanması için çıkarımlarda bulunulacaktır. Böylece özellikle 2000’li yıllardan sonra Đstanbul’daki çoğu tarihi kent içi konut alanının değişimine neden olan bu süreç üzerinde düşünülmesi sağlanacaktır. Konu ile ilgili birçok bilimsel çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar kapsamında sürecin bileşenleri, aktörleri ve sonuçları genelde talep yönlü veya arz yönlü çalışmalarla tek yönlü olarak ele alınmıştır. Bu çalışmaların belli bir bileşene odaklanması ve süreci oluşturan etmenlerin birbirleri ile etkileşimini göz ardı etmesinden dolayı, zamanla yerini tüm bileşenlerin bir arada ele alındığı bütüncül yaklaşımlı çalışmalara bırakmıştır. Türkiye’de kent içi konut alanlarının değişimini konu alan çalışmalar ise genelde belli bir alanda gerçekleşen değişimleri tespit etmek amaçlı alan çalışmaları ile yürütülmektedir. Bu çerçevede, 2001-2006 arasında yapılan alan çalışmalarında Kuzguncuk, Galata ve Cihangir en fazla ele alınan örnekler olmuştur (Uzun, 2001; 2 Đslam, 2003; Şalgamcıoğlu, 2005; Kütükoğlu, 2006). Bu araştırmalarda genel olarak, yapılan anket çalışmaları ile fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel değişimler tespit edilmeye çalışılmıştır. Genellikle sürecin sonucunda yerinden edilen halk ile ilgili ve onların istekleri ile ilgili bir çalışma yapılmamış, sadece var olan yapı tespit edilmiştir. Bu nedenle tezin alan çalışmasında genelde üzerinde durulan aktör yerel halk olmuştur. Onların istekleri, ihtiyaçları ve görüşlerine yer verilmiştir. Tez, niteliksel araştırma yöntemi çerçevesinde iki adımda hazırlanmıştır. Bütüncül bir bakış açısı ile yapılan çalışmanın ilk adımında, konunun teorik kısmı oluşturulmuştur. Teorik kısımda kentsel yenileme yöntemlerine, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecine, süreçin bileşenlerine, dinamiklerine, sonuçlarına, dünyada ve Đstanbul’da sürecin değişen boyutuna yer verilerek, Đstanbul’daki değişim süreci farklı dinamikler çerçevesinde örneklendirilmiştir. Tezin ikinci adımı olan alan çalışması kısmında ise, Đstanbul’daki tarihi konut alanlarında son dönemde yaşanan yenileme çalışmalarındaki değişimi vurgulamak ve ileriye yönelik çıkarımlarda bulunmak için farklı dönemlerdeki farklı yaklaşımlarla Fener-Balat’ta planlanan yenileme projeleri karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Bu kapsamda 1996 yılında çalışmaları başlanan ve 2008 yılında tamamalanan rehabilitasyon çalışmaları ile 2009 yılında çalışmaları başlanan yenileme projeleri incelenmiştir. Bu doğrultuda proje görevlilerinden alınan bilgiler ve son dönemdeki yenileme çalışmaları hakkında mimar ve akademisyenlerin yaptıkları eleştiriler üzerinden iki farklı proje özelinde iki dönemin karşılaştırılması yapılmıştır. FenerBalat sakinleriyle yapılan görüşmelerde de bölge halkının ihtiyaç ve istekleri belirlenerek, tüm bu veriler ışığında herkesin çıkarlarının korunduğu çok boyutlu yenileme projelerinin planlanması konusunda çıkarımlarda bulunulmuştur. Yukarıda yer verilen amaç doğrultusunda ikinci bölümde toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma çalışmalarının kentsel yenileme çalışmalarının neresinde yer aldığı, sürecin oluşmasındaki tarihsel nedenler ve hangi durumlarda başvurulan bir yöntem olduğu açıklanmış ve alternatif kentsel yenileme yöntemleri tanıtılmıştır. Üçüncü bölümde, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma üzerine farklı bakış açıları getiren tanımlara değinilmiştir. Süreçle ilgili tanımlara yer verilirken, özellikle son dönemde yapılan çalışmalarda kent mekanında yaşanan ve kentsel yenileme çalışmalarının farklı yöntemlerine ışık tutan değişimlerin de aynı başlık altında 3 incelenmesinin doğruluğu sorgulanmıştır. 1920’lerden itibaren kent mekanının değişimi ve gelişimini sorgulayan yaklaşımlara yer verilerek, bu yaklaşımların toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci üzerine yapılan çalışmaları nasıl etkiledikleri üzerinde durulmuştur. Benimsenen bütüncül yaklaşım çerçevesinde sürecin, sosyo-kültürel, ekonomik ve politik bileşenlerine değinilmiş ve sonuçlarının farklı kişiler açısından olumlu ve olumsuz yönleri irdelenmiştir. Đstanbul’da yer alan tarihi kent içi konut alanlarında yaşanan değişimler yaşandığı alan, zaman ve farklı dinamiklerden ötürü dört aşamada örnekler üzerinden incelenmiş, dünyada ve Đstanbul’da tarihi konut alanlarının yaşadığı değişim sürecine yer verilmiştir. Dördüncü bölümde tez genelinde teorik olarak ortaya konulan yenileme çalışmalarındaki bütüncül yaklaşımın önemini uygulama örnekleriyle pekiştirmek ve Đstanbul’da son dönemde yenileme çalışmalarının geçirdiği değişimi göstermek amacıyla aynı alanda farklı iki yaklaşımla ele alınan Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projeleri karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Tezin son bölümü olan 5. bölümde ise, ileride uygulanacak yenileme çalışmaları için çıkarımlarda bulunulmuş ve yenileme çalışmalarında tüm bileşenlerin ele alındığı bütüncül yaklaşımla hazırlanan projelerin yer aldığı yeni bir dönemin ihtiyacı vurgulanmıştır. 4 2. KENTSEL YENĐLEME Kent mekanının günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen parçalarının yeniden yaşanabilir canlı alanlar haline getirilerek kente kazandırılması olan kentsel yenileme, geçmişten günümüze çok boyutlu değişimlerin etkisi altında kalmıştır. 1950’lerin başında kentsel temizleme (Đng. urban clearance) olarak adlandırılan yıkıp yeniden inşa etme süreci, çağdaş toplumun ihtiyaçlarını karşılayamayan veya tam olarak çalışmayan kent dokusunu yeniden hayata döndürmeyi amaçlayan kentsel yenileme çalışmalarında hakim yöntem olmasına karşın, özellikle 1960’lardan sonra korumacı anlayışın yaygınlaşması ile korumanın mümkün olduğu alanlarda yerini, yeniden canlandırma, koruma ve rehabilitasyon çalışmalarına bırakmıştır. Son dönemde ise, kentsel yenileme çalışmalarında yıkıp yeniden inşa etme ve koruma yöntemlerinin her ikisine de başvurulduğu görülmektedir. Bu bölümde, tarihi kentsel alanlarda yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecindeki değişimi belirtmek amacıyla öncelikle kentlerin gelişim ve değişimi incelenmiştir. Daha sonrasında ise, bu bağlamda değişen ve şekillenen kentsel yenileme yöntemlerine yer verilmiştir. 2.1 Kentsel Yenileme Kavramı Kentsel yenileme, sözlük tanımına göre, “mevcut kentleri ve merkezleri düzeltmek ve günün gereklerine uydurmak amacıyla yeniden planlama ve bunu uygulamadır” (Hasol, 1998). Kentsel yenileme çalışmalarında en önemli olan nokta ekonomik, sosyal veya fiziksel olarak günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen kent mekanlarının, bu ihtiyaçlar çerçevesinde yeniden planlanarak hayata döndürülmesidir. Özden ve Narlı da, yaptıkları tanımlamalarda, kentsel yenileme çalışmaları ile kentin çöküntü alanları olarak kabul edilen parçalarının, canlandırılıp hayata döndürülmesi sonucu yeniden kente kazandırıldığının üzerinde durmuşlardır (Özden, 2008; Narlı, 2006). Kent mekanı; ekonomik, politik, sosyal, kültürel, teknolojik birçok bileşenin etkisiyle şekillenmektedir. Fiziksel çevre, insanların yaşadıkları çevreleri ve konutları için yaptıkları harcalamalarla, politik olarak alınan kararlarla, kültürel etkilerle, 5 teknolojik değişikliklerle ve insanların kendi yaşam tarzlarına yakın sosyal gruplarla birlikte yaşama istekleri ile biçimlenmektedir. Kentlerin yeniden planlanması olan kentsel yenileme de Healey tarafından içinde ekonomik, politik ve sosyal birçok bileşeni içeren ve günlük yaşamımızı çok farklı boyutlarda etkilemesinden ötürü birçok disiplini ilgilendiren bir süreç olarak tanımlanmaktadır (Healey, 1992). Bu nedenle kentsel yenileme, birçok bileşenin etkileşimi ile oluşan çok boyutlu bir süreci ifade etmektedir. Süreçteki çok boyutluluğu vurgulayan Erden, kentsel yenilemeyi, “fiziksel ve sosyal açılardan çöküntü sürecine girmiş alanların; ekonomik, fiziksel, sosyal ve çevresel koşullarının gelişmesini sağlamak” olarak nitelendirmektedir (Erden, 2006). Kentsel yenileme çalışmaları, bazı hedefler etrafında şekillenmektedir. Aaen’e göre, kentsel yenilemenin başlıca beş hedefi vardır. Bunlardan ilki, yapı-çevre standartlarını iyileştirerek ve daha iyi bir yaşam kalitesi sunarak, alanda yaşayanlara fayda sağlanmasıdır. Đkincisi, konut alanlarının iyileştirilmesi maliyetinin, yerleşimde yaşayanlarca karşılanmasıdır. Bu nedenle de maliyet, sanayi sektöründeki ortalama maaşların yüzde yirmisini aşmamalıdır. Üçüncü hedef, düşük gelirli ev sahiplerini daha iyi konut standartlarına kavuşturabilecek konut yardımları verilmesidir. Dördüncü hedef, mülk sahibi olma konusunda (alanda yaşayanlara yapıların daha iyi bakımı ve daha iyi çevre yönetimi sağlanması açısından) teşvik edici olmasıdır. Bu nedenle kentsel yenileme, aynı zamanda kiracıları ev sahibi yapmayı hedeflemelidir. Ve son olarak da kentsel yenileme, uzun dönemde, kısmen çevreyi iyileştirerek, sosyal aktiviteler, sosyal servisler sağlayarak kısmen de çocuklu ailelere daha geniş konutlar temin ederek yaşam kalitesi daha yüksek, normal bir nüfus yapısına ulaşmaya yardımcı olmalıdır (Aaen, 1999; Aktaran Özden, 2008). Erden’e göre ise, kentsel yenileme süreci dört temel hedefi sağlamayı amaçlamaktadır. Bunlar; “kentlerdeki fiziksel çöküşü durdurmak ve tarihi dokunun sürdürülebilirliğini sağlamak, ekonomik yaşamı canlandırmak, kentsel yaşam kalitesini arttırmak ve kültüre dayalı dinamikleri harekete geçirmek ve son olarak her ölçekte katılımı sağlamaktır” (Erden, 2006). Kentsel yenileme çalışmaları, daha önce vurgulandığı gibi, birçok disiplini ilgilendiren ve direk insan faktöründen etkilenen bir süreci kapsadığından, bu çalışmalarda her ölçekte katılım son derece önemlidir. Bu nedenle Kocabaş katılımın önemini vurgulamak amacıyla, kentsel yenilemeyi, “ortaklık-tabanlı eylem programlarını uygulamayı hedefleyen, bütünleştirilmiş (Đng. 6 integrated) kamu sektörü öncülüğünde yürütülen bir süreç” olarak tanımlamaktadır (Kocabaş, 2006). Yukarıda belirtildiği gibi, kentsel yenilemenin ana hedefi, kentin fiziksel, sosyal, kültürel ve ekonomik çöküşünü durdurarak, daha yaşanabilir ortamlar yaratmak, bunu yaratırken de başta yerel halk olmak üzere her ölçekte katılımı sağlamaktır. Yapılan incelemeler sonunda kentsel yenileme günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen kentsel alanların mevcut yasalar çerçevesinde, kamu, özel sektör veya kamu-özel işbirliği ile, fiziksel, ekonomik ve sosyal olarak iyileştirilerek kente kazandırılmasıdır. 2.2 Kentsel Yenilemenin Tarihsel Gelişimi Kentlerin dinamik bir organizmaya benzediği, zaman içinde sosyo-kültürel, ekonomik, teknolojik ve fiziksel açılardan dönüşüme uğradıkları yadsınamaz bir gerçektir. Kentlerin değişim ve dönüşümünde etkili olan dört kırılma noktasının kentsel yenileme çalışmalarını da şekillendirdiği görülmektedir. Sanayi Devrimi ile şehirlerin kalabalıklaşması, II. Dünya Savaşı ile özellikle Avrupa kentlerinin harap olması, sanayisizleşme ve banliyöleşme ile kentlerin boşalması ve demografik yapıda, meslek gruplarında ve kişisel tercihlerde değişim yaratan küreselleşme ile ekonomik, sosyal ve fiziksel bozulma yaşayan kent alanlarının kente kazandırılması için özellikle 1950’lerden sonra kentsel yenileme çalışmaları başlamıştır (Baransü, 1989; Ergün, 2006-2007; Thorns, 2004). Her dönemin kendine özgü verileri, ihtiyaçları ve yaklaşımları çerçevesinde de kentsel yenileme çalışmaları farklı şekillerde biçimlenmiştir. Bu nedenle, kentsel yenilemenin oluşumu ve zaman içindeki değişimini anlayabilmek için sürecin öznesi olan kentlerin gelişimini incelemek gerekmektedir. Kentsel yenileme öncesi kentsel gelişimin tarihçesine baktığımızda, ilk dönem olarak karşımıza şehirleşmenin statik dönemi çıkmaktadır. Bu dönemde şehirler gelişmelerine karşın tüm nüfusun içinde şehirsel nüfusun oranı statik durumunu korumuştur (Baransü, 1989). Ortaçağ kent merkezi, hem alanı hem de nüfusu bakımından değişmeye ve gelişmeye kapalıdır. Đkinci dönem olan sanayi öncesi döneme gelindiğinde ise, deniz aşırı ticaretin gelişmesi sonucunda liman şehirlerinin önem kazandığı ve böylece 16 ve 17. yüzyıllarda ticaretle zenginleşmenin başladığı gözlemlenmektedir. Bu dönemde zenginleşmenin 7 etkileri olarak binaların iyileştirildiği ve az da olsa kent merkezine göçlerin başladığı görülmektedir (Ergün, 2006-2007). Sanayi çağına geldiğimizde, şehirlerdeki çekim gücünün arttığı, böylece kırsal alanlardan kentlere göçlerin başladığı görülmektedir. “Bu göçler sonucunda; şehirsel nüfus, tüm nüfusa oranla %80 civarına ulaşmıştır” (Baransü, 1989). Dünya Gelişme Raporu’nda da görüleceği üzere 1850’lerde Sanayi Devrimi ile birlikte yaşanan bu yoğun göç ile şehirlerin yapısı değişmiştir (World Development Report, 1999/2000). 1850’lerde Endüstri Devrimi ile başlayıp 1950’lerde modern kent oluşana kadar geçen süreçte yaşanan yoğun göçler beraberinde barınma sorununu doğurmuştur. Oluşan barınma sorununu çözmek amacıyla, fabrikaların ve yeni iş yerlerinin yakınında çoğunlukla büyük apartman şeklinde konut alanları oluşturulmuştur. Göç ve yoğun yapılaşma sonucu oluşan bu tip sağlıksız çevreler, zamanla insanların sağlığını tehdit eder duruma gelmiştir. 1939–1945 yılları arasında yaşanan II. Dünya Savaşı ile özellikle Avrupa kentlerinin bombardımanlar sonucu tahrip olduğu görülmektedir. Savaş sonucu oluşan yıpranma ve yıkılmalar sonucu kentler köhnemeye yüz tutmuştur. Özden’in de belirttiği gibi bundan sonraki dönemde “yakılıp yıkılmış kentlerin yenilenmesi, tahrip olmuş zengin kültür mirasının onarılması, ekonomik çöküntüye uğramış alanların yeni fonksiyonlarla canlandırılması zorunluluğu ve insanların sağlıklı, yaşanabilir bir çevrede ikamet etme arzusu, kentsel yenileme zorunluluğunu doğurmuştur” (Özden, 2008). Böylece sanayileşme sonucu oluşan yoğun göçler ve savaşın etkisi ile gerileyen kent mekanlarının geri kazanılması için kentsel yenileme çalışmaları başlamıştır. 1950 ve sonraki döneme gelindiğinde modern kentlerle karşılaşılmaktadır. Bu dönemde kentsel mekanın kişilerin ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırıldığı görülmektedir. Ulaşım sistemleri geliştirilerek özellikle otomobil kullanımının yaygınlaşması ile birlikte kent merkezinde yaşayan, sanayiden para kazanan orta ve üst orta sınıf kişilerin, oturulacak alan olarak, kent dışındaki, insan sağlığına daha uygun yeşil çevreleri seçtikleri görülmektedir. Bu durum kentsel mekanda yeni bir kavram olan ‘banliyö’leri1 (Đng. suburb) doğurmuştur. Kurtuluş’un da belirttiği gibi 1 “Dünyada banliyöleşme (Đng. suburbia) ya da banliyö (Đng. suburb) denildiğinde ilk akla gelen, kentin merkezi alanlarının dışında, orta sınıflar için planlı olarak kurulmuş yerleşmeler gelmektedir. 8 “sanayi öncesi kentlerde çekirdeği oluşan ve sanayi kentiyle birlikte yaygın yerleşmeler haline gelen banliyöler, modern kentleşme literatürüne orta sınıfın yarattığı bir mekansal farklılaşma biçimi olarak girmiştir. Banliyöleşme, özellikle 1950’lerden sonra kent merkezleri için bir dönüm noktası olmuş ve kent merkezleri adeta terk edilmiş çöküntü alanları haline gelmiştir. Boşalan şehir merkezleri de zamanla ticaret, ofis ve daha düşük gelirli halk için konut görevi görmeye başlamıştır” (Kurtuluş, 2005). Kent içi konut alanlarının kullanımı, sanayileşmenin etkisiyle kentsel alanlarda yaşanan yoğun göçle aynı zamana denk gelmektedir. 1950’lerde kent merkezlerinde yaşayan birçok kişi banliyölere giderken arkalarında tarihi alanlarda kullanılmayan boş konut alanları bırakmışlardır. Aynı dönemde kent mekanına dahil olan göçmenler de bu alanları yaşam mekanı olarak benimsemişlerdir (Frieden, 1964). 1950’lerde özellikle göç sonucu, alt gelir seviyesinden kişilerin kent içi alanlara yerleşimi ile çöküntü bölgeleri haline gelen mekanlar, kentsel yenileme çalışmalarının ana öznesi olmuştur. Kent içi alanlarda ki sosyo-kültürel, ekonomik ve fiziksel olarak bozulmuş çevreler, yapıların yıkılıp yeniden inşa edidiği kentsel yenileme çalışmaları ile kente kazandırılmaya çalışılmıştır. Amerika’daki kentsel yenileme çalışmaları başlarda, bazı etnik gruplar için özellikle oluşturulan programlar olarak karşımıza çıkmıştır.2 1963 yılının 1960’lara kadar yıkıp yeniden inşa etme yöntemi ile sürdürülen kentsel yenileme çalışmalarında, özellikle kişilerin evlerinden edilmesi sorunundan ve kentsel temizleme sonucunda oluşan boş arazilere gerekli talebin olmamasından ötürü, korunabilecek binaların korunup günün koşullarına uygun hale getirilmesinin kentsel yenileme çalışmalarında en uygun yöntem olduğuna karar verilmiştir (Anderson, 1964). Böylelikle kentsel yenileme çalışmaları 1960’lardan sonra farklı bir boyut kazanmış, bu dönemden sonra yeniden canlandırma, rehabilitasyon, koruma ve yeniden geliştirme programlarının yaygınlaştığı görülmüştür. Korumacı anlayışın benimsenmesinde, kanunlar da büyük görev üstlenmiştir. Đlk olarak 1961 Banliyö olgusu daima, belirli ekonomi politikaları, sermaye birikim biçimi, toplumsal iş bölümü, sınıfların konumu ve mekansal olumsallıklar gibi bağlamlara bağımlı mekansal farklılaşmayı ifade etmektedir” (Kurtuluş, 2005). 2 Amerika’da yaşanan kentsel yenileme çalışmalarının başlarında, çoğunlukla göçmen zenci fakir ailelerin yaşadığı alanların yıkılarak, bu kişilerin yerlerinden edildiği görülmektedir. Zenci azınlık nüfusuna yönelik tutulan bu tavırdan ötürü kentsel yenileme başlığı altında Amerika’da yürütülen bu çalışmalara “Zenci Nakil” (Đng. Negro Removal) programı adı da verilmiştir (Anderson, 1964). 9 yılında Hollanda’da gerçekleştirilen Eski Eserler Kanunu (Đng. Monument Act) daha sonrasında Fransa’daki Loi Malraux tarafından devam ettirilmiştir. 1967’de Đngiltere’de Kentsel Değerler Yasası (Đng. Civic Amenities Act), aynı yılda Đtalya’da Kent Planlama Yasası (Đng. Urban Planning Act) ve 1973’de Türkiye’de ‘Eski Eserler Kanunu’ile tarihi yapılar koruma altına alınmıştır (Tiesdell ve diğerleri, 1996). Amerika’daki sürece baktığımızda ise, 1949 yılında Konut Kanunu’nun (Đng. Housing Act) hakim olduğu görülmektedir. Bu kanuna göre, standart altı kötü konutlar kentsel temizleme ile yok edilecek, konut açığını çözmek için konut üretimi ve yeterli toplumsal katılım teşvik edilecek ve her Amerikalı aile için temiz bir ev ve yaşanabilir bir çevre hedefi gerçekleştirilecektir (Anderson, 1964). 1966 yılına gelindiğinde ise Amerika’da da Ulusal Tarihi Koruma Kanunu (Đng. National Historic Preservation Act) ile korumacı anlayışın benimsendiği görülmektedir (Tiesdell ve diğerleri, 1996). 1960-70’lerde başlayan korumacı anlayış milliyetçi, dini yaklaşımlara öncelik vererek, bireysel binaları ve sanatsal değeri yüksek yapıları korumayı tercih etmiştir. Korunan yapıların çoğu bir milletin tarihini anlatan figürler taşıyan yapılar veya katedral/ kilise gibi dini yapılar olmuştur. Korumacı anlayışın ikinci dalgasında ise tarihi yapı grupları ve bu alanların bulunduğu bölgelerde koruma yaygınlaşmıştır (Tiesdell ve diğerleri, 1996). Modern kentte 1980’lerle hız kazanan küreselleşme3 de, insanların yaşamlarını, hayat tarzlarını, sınıfsal ilişkilerini, mesleklerini ve tüm bunlara bağlı olarak da yaşadıkları çevreleri ve kentleri değiştirdiğinden kentsel yenilemeye yön veren başka bir dönüm noktası olmuş ve kentlerin şekillenmesinde büyük rol oynamıştır. Thorns, küreselleşmenin dünyayı biçimlendiren, dönüştüren; sosyal, politik, ekonomik, kültürel ve ekolojik süreçlerden oluşan bütünsel bir olgu olduğunu vurgulayarak, bu küresel olguların kentlerin ölçek ve nüfus olarak büyüklüğü nedeniyle kentler üzerindeki etkisine dikkat çekmiştir (Thorns, 2004). 3 “Küreselleşme ulus-devlet sınırlarını aşan yeni ilişki ve etkileşim biçimlerinin ortaya çıkması, kentlerin ulusal-kültürel yerleşim sistemleri içindeki özerkliklerinin artması ve küresel ölçekte mal, hizmet, bilgi ve sermaye akışında avantajlı konumda bulunan kentlerin ön plana çıkmasıdır” (Işık, 1995). 10 Nitekim Akın da kentsel mekan organizasyonlarında meydana gelen değişimlerden bahsederken, küreselleşme sonucu işgücünün sektörel yapısında ve istihdam olanaklarında farklılıklar meydana geldiğinden, hizmet sektörünün payının arttığından ve bunun da gelir gruplarını, tüketim taleplerini ve yaşam alışkanlıklarını değiştirerek, kentsel mekanda dönüşümlere sebep olduğundan bahsetmiştir (Akın, 2000). Küreselleşme ile birlikte özellikle 1980’lerin dönüşüm projelerinin odağı kentin boşalmış, atıl ve çöküntü alanlarının yeniden canlandırılması olmuştur. Avrupa’da ve Amerika’da bu dönüşüm projelerinin örnekleri olarak; Nottingham/ Lace Çarşısı, Birmingham/Jewellery Bölgesi, Bradford/Küçük Almanya gibi değerini yitiren birçok endüstriyel ve ticari mekanın günün ihtiyaçlarına uygun şekilde yenilenmesi gösterilebilir (Tiesdell ve diğerleri, 1996). Aynı süreçte yeni orta sınıfın kent merkezlerindeki köhnemiş tarihi konut alanlarına geri dönmeleri ve buraları kendi yaşam tarzlarına uygun hale getirerek bu mekanlarda sosyal, ekonomik ve fiziksel değişimlerde bulunmaları kentsel yenileme çalışmalarında korumacı bir anlayışın doğmasına yol açmıştır. Tiesdell, Oc ve Heath’ın da belirttiği gibi, çoğu Avrupa ülkesinde ve Amerika’da, 1960 ve 70’lerden itibaren “buldozerden kaçan” kent içi alanlarındaki tarihi yapılar rehabilitasyon, akabinde de toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecine girmiştir (Tiesdell ve diğerleri, 1996). Kişisel tercihler etrafında şekillenen kentsel yenileme çalışmalarının hedeflerinden biri de, kent merkezlerindeki canlılığı arttırmak adına, üst ve orta sınıfın bu alanlara çekilmesidir. Çünkü kentler, mali ve sosyal canlılıklarını sürdürebilmek için ekonomik olarak farklı yapılara sahip, çeşitli sınıflardan insan topluluklarına ihtiyaç duyarlar (Kingsley&Austin, 1993). Bu nedenle de, kent merkezlerinden ayrılıp kentin dış çeperlerine taşınan kişilerin, vergilerini bu alanlarda ödemelerinden ötürü üst ve orta sınıfın kent merkezlerinden ayrılması arzu edilen bir durum değildir. Çizelge 2.1’de tarihsel süreçte kentlerde değişikliğe yol açan Sanayi Devrimi, II. Dünya Savaşı, banliyöleşme, sanayisizleşme ve küreselleşmenin doğurduğu fiziksel, ekonomik ve sosyal sonuçlara yer verilmiştir. Kentsel yenileme çalışmalarında Avrupa ve Amerika’daki örnekler incelendiğinde, genelde yenileme çalışmaları ortak noktalar barındırmasına karşın temelde bazı farklılıklar içermektedirler. Bu farklılıklar; kültürel birikim, aktörler ve etnik gruplar olarak toplanabilir. 11 Çizelge 2.1 : Tarihsel süreçte kentlerin değişimi. SANAYĐ DEVRĐMĐ 1850 FĐZĐKSEL SOSYAL EKONOMĐK - Sağlıksız yaşam alanları (dar sokaklarkalabalık konutlarbüyük apartmanlar-hava kirliliğikanalizasyon ve su şebekelerinde yetersizlikler) - Đşçi sınıfının doğması - Burjuva sınıfının yapısal değişimi - Kentlerde nüfus artışı - Orta sınıfın zenginleşmesi II. DÜNYA SAVAŞI 1939/1945 - Binalarda yıpranma ve yıkılmalar BANLĐYÖLEŞME 1950 - Şehrin banliyö alanına doğru büyümesi - Banliyölerde insan sağlığına daha uygun yeşil alanlarda alçak katlı konut üretimi - Kent merkezlerinde terketmeye ve yatırımsızlığa bağlı fiziksel bozulmalar - Erkek nüfusunun savaştan dolayı azalması - Savaştan dolayı ekonomik zayıflama - Fiziksel olarak bozulan alanların yıkılarak yeniden inşası - Düşük gelir sınıfının kent merkezlerine, üst-orta sınıfın banliyölere kayması (sınıfsal değişim) - Yatırımın şehir dışına kayması - Kent merkezlerinin ekonomik olarak zayıflaması (vergi ve yatırımsızlık) SANAYĐSĐZLEŞME KÜRESELLEŞME 1970& sonrası - Şehrin banliyölere doğru büyümesi ve insan sağlığına uygun yeşil alanlarda alçak katlı konut üretimine devam - Sanayinin şehir dışına çıkması sonucunda boşalan alanların yenilenerek şehir yaşantısına katılması - Fiziksel mekanda koruma bilincinin yaygınlaşması - Küreselleşme ile, meslek gruplarında ve tüketim alışkanlıklarında değişim (yeni orta sınıf) - Ekonomik olarak yeni orta sınıfın doğması - Gelir eşitsizliği Avrupa kentlerindeki kültürel birikimin Amerika’ya göre daha yoğun olması, Kentsel yenileme çalışmalarında korumacı bilinci daha etkin kılmıştır (Ergün, 20062007). Avrupa şehirlerindeki yenileme hareketlerinin II. Dünya Savaşı sonrası bir patlama şeklinde ortaya çıkmasının en önemli nedeni de şehirlerin bombardımanlar sonucu tahrip edilmiş olmasıdır (Baransü, 1989). Tahribat sonrasında, Avrupa şehirlerindeki kültürel birikim, yıkılan yapıların asıllarına uygun olarak yeniden 12 inşası ile korunmuştur. Bazı şehirlerde ise savaş sonrasında, kentsel yenileme çalışmaları ile farklı yerleşim alanları yaratıldığı görülmektedir. Avrupa’daki kentsel yenileme çalışmalarının Amerika’dakilerden bir farkı da, Amerika’da federal hükümet ile yerel hükümetin birlikte çalışmasına karşın, Avrupa’daki örneklerde çoğunlukla projelerin halk tarafından yürütülmesi olmuştur (Ergün, 2006-2007). Bu nedenle Avrupa ve Amerika’daki kentsel yenileme çalışmaları süreçte rol oynayan aktörler açısından farklılıklar içermektedir. “Eski köle kültürünün bir yansıması olarak, ortaya çıkan ve etnik gruplara karşı takınılan itici tavır, ABD’de gecekondulaşmayı (Đng. slum) güçlendirmiştir. Avrupa’da etnik nedenlere dayalı yabancılaşma büyük şehirlerde mevcut olmakla birlikte, hiçbir zaman ABD’deki boyutlara ulaşmamıştır” (Baransü, 1989). Amerika’daki kentsel yenileme çalışmaları özellikle ilk dönemlerinde, daha önce belirtildiği gibi bazı etnik gruplar için oluşturulan programlar çerçevesinde şekillenmiştir. Bu nedenle Amerika’daki kentsel yenileme çalışmalarında etnik grupların rolü oldukça yüksektir. 2.3 Kentsel Yenileme Yöntemleri “Kentsel yenileme, kentin kendi dinamiklerine ve içinde barındırdığı çeşitli özelliklerine göre farklı müdahale türlerini gerektirmektedir. Kentte ekonomik anlamda bir çöküş yaşandığında ekonomik canlanma hedefine yönelik tedbirler alınmaktadır. Sosyal anlamda bir çöküntü söz konusu ise sosyal yapıyı iyileştirici yöntemlere başvurulmaktadır. Fiziksel anlamda bir eskimişlik, köhnelik durumunda teknik tedbirlerle yenileme sağlanmaya çalışılmalıdır. Çoğu zaman da bunların birkaçı birden aynı alanda çözümlenmek durumundadır” (Özden, 2008). Çünkü daha önceden de belirtildiği üzere, kentsel yenileme içinde birçok olguyu barındıran bir kavramdır. Uygulanacak alanın yerel özelliklerine, aktörlerine ve ihtiyaçlarına göre o alan için doğru yöntemin belirlenmesi gerekir. Bu nedenle hangi durumda hangi kentsel yenileme yönteminden faydalanılacağına karar verilebilmesi için tüm türlerin özelliklerinin ve oluşması düşünülen sonuçlarının incelenmesi gerekmektedir. Kentsel yenileme çalışmaları incelendiğinde, kentsel alanların ya kentsel temizleme veya yeniden geliştirme çalışmaları ile yıkılıp yeniden yapılandırıldığı ya da yeniden 13 canlandırma, rehabilitasyon, sağlıklaştırma çalışmaları ile korunarak yeniden yapılandırıldığı görülmektedir. Bu uygulamaların yanı sıra, yıkıp yeniden yapma ve koruma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı yeniden üretim çalışmaları da görülmektedir. Bu çerçevede kentsel yenileme yöntemleri beş ana başlıkta incelenmiştir. •Kentsel temizleme (Đng. urban clearence): Kentsel temizleme, “çöküntüye uğrayan bir kentsel alan parçasındaki fiziksel dokunun tümüyle yıkılıp yerine yeni bir doku getirilmesi” olarak tanımlanmaktadır (Özden, 2008). Özellikle 1950’lerin son yarısında, birçok ülkede gecekondu ve standart altı konut alanlarında, kentsel temizleme çalışmalarının uygulandığı görülmektedir (Bellush&Hausknec, 1967). 1960’lara gelindiğinde korumacı yaklaşımın benimsenmesi ile yerini mevcut yapıların iyileştirilmesi çalışmalarına bıraksa da halen daha uygulamalarına rastladığımız bu yöntemin daha ne kadar tartışılacak ve uygulanacak olduğu bilinmemesine karşın, yüksek maliyeti, sosyal sorunlar oluşturması ve bazı durumlarda önemli tarihi yapıların kaybedilmesine neden olmasından ötürü koruma çözümü olmayan alanlarda uygulanması arzu edilmektedir. Aşağıdaki karikatürlerde kentsel temizlemenin yerinden edilme ile eşdeğer bir olgu olduğu çarpıcı bir biçimde anlatılmıştır. Đlk şekilde kentsel yenileme çalışmalarındaki yıkım, buldozer ve ondan kaçan insan figürü ile resmedilmiştir. Đkinci şekilde ise, Gecekondu Temizleme Departmanı (Đng. Slum Clearance Department) ile Evsizlere Yardım Departmanı (Đng. Homeless Aid Department) düşündürücü bir şekilde yan yana resmedilmiştir (Şekil 2.1). Şekil 2.1 : Kentsel temizleme çalışmasını ifade eden karikatürler (Url-1). 14 Diacon’a (1991) göre bir alanda temizleme kararı alınabilmesi için gerekli ölçütler sırası ile insan yaşamı için uygun olmayan yapıların bulunması; kötü yerleşim düzeni, dar ya da kötü düzenlenmiş ara sokaklar nedeniyle insan sağlığı için tehlikeli ya da zararlı yapıların bulunması; alandaki kötü koşullarla başa çıkmanın en etkin yolunun, alandaki tüm konutları ve diğer yapıları yıkıp alanı temizlemek olması; alandan taşınacak olanlar için emin ve uygun bir yerleşim yerinin temin edilebilmesi ve son olarak temizleme programını yürütecek yeterli kaynağın var olmasıdır (Özden, 2008). Bu noktada en önemli ölçüt kuşkusuz alanda uygulanacak en etkin yolun ne olduğudur. Çünkü tüm olumsuz sonuçlarına rağmen bazı durumlarda kentsel temizleme en etkin yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak böyle zamanlarda, Diacon’un da belirttiği gibi yeterli maddi kaynak ile yerli halk için emin ve uygun bir yerleşim alanı sağlanmalıdır. Ayrıca yerli halkın tercih ve ihtiyaçları ön planda tutularak, seçilecek yerleşim alanının uygunluğu özellikle test edilmelidir. 1930 yılında Đngiltere’de çıkartılan Gecekondu Temizleme Kanunu (Đng. Slum Clearance Act) doğrultusunda birçok yerleşimde kentsel temizleme haritaları (Đng. slum clearance map) oluşturularak, temizleme çalışmalarının yapıldığı görülmektedir Londra Homerton’daki Nisbet Sokağı da 1935-36 yılları arasında kentsel temizleme çalışmalarının uygulandığı alanlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır (Url-2). Đngiltere’de 1930’lu yıllarda yürütülen kentsel temizleme çalışmalarından biri de Brighton Borough Gecekondu Temizleme Konseyi Programı (Đng. Brighton Borough Council Slum Clearance Programı) doğrultusunda yürütülmüştür. Bu program çerçevesinde, Đngiltere’deki insan sağlığı için problem teşkil eden çoğu yapı yıkılarak, yenilenmiştir. Projeyle sadece konutlar yıkılarak yenilenmemiş, aynı zamanda 1884 yılında çıkarılan Brighton Geliştirme Kanunu (Đng. Brighton Improvement Act) çerçevesinde kanalizasyon sistemleri de kurulmuştur (Url-3). •Yeniden geliştirme (redevelopment): Yeniden geliştirme; “uzun dönemde arazi kullanışı ve nüfus politikalarını yansıtan, kent ölçeğinde bir nazım plana uygun olarak evvelce inşa edilmiş bir alanı istimlak etme, bu alanı temizleme ve yeniden yapma, mevcut arazi kullanışını ve nüfus dağılım şeklini 15 değiştirme ve elden geçirme olayı” olarak açıklanmaktadır (Çetiner, 1981). Keleş’e göre burada dikkat edilmesi gereken, kazanılan toprağın yeni kullanışlara ayrılmasıdır (Keleş, 2000). Eğer alanın genel yapısı ve binaların düzeni ekonomik aktivite için veya yeterli yaşam şartı için imkan vermiyorsa ve yapılar gerçek anlamda bir bozulma sürecine girmişse, bu alanlarda yeniden geliştirme yöntemine başvurulması gerekmektedir (Bellush&HausknecM, 1967). Smith, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma çalışmalarını, yeniden geliştirme çalışmalarından ayrı tutarak; yeniden geliştirme çalışmalarının eski yapıların rehabilitasyonunu değil daha önceden geliştirilmiş alanlarda yeni inşaatı kapsadığını belirtmektedir (Smith, 1982). Kanada, Vancouver’de yer alan Fairview Slope Bölgesi’nde gerçekleştirilen kentsel yenileme projeleri, yeniden geliştirme çalışmalarına örnek gösterilebilir. 1970’lerde Fairview’deki çoğu su kenarı yerleşimi, endüstrinin şehir dışına kayması sonucu, yeniden geliştirme çalışmaları çerçevesinde açık alışveriş ve kültür alanına dönüştürülmüştür. Mevcut binalar yıkılarak yerine apartmanlar yapılmış, böylece başlarda endüstri şehri olan Fairview zamanla kültürel ve ticari aktivitelerin yer aldığı, yüksek katlı yapılaşması olan yeni bir kimliğe bürünmüştür (Lees ve diğerleri, 2006). Şekil 2.2 : London City Hall ve Riverside Yeniden Geliştirme Projesi (Url-4). Yeniden geliştirme çalışmalarına Londra’nın Riverside Bölgesi’nde yaşanan değişiklikler de örnek olarak verilebilir. Nehir kıyısında yer alan eski endüstri arsaları, proje kapsamında konut, kültür, eğlence ve ticaret aktivitelerinin yer alacağı yeni bir kimliğe bürünmektedir (Lees ve diğerleri, 2006). 16 Yeniden geliştirme çalışmaları örneklerden de anlaşılacağı üzere çoğunlukla eski işlevini yitiren ve korunması gerekli olmayan endüstri alanlarının farklı fonksiyonlarla tekrar kent yaşamına katılmasında uygulanmaktadır. •Yeniden canlandırma (revitalization): Yeniden canlandırma, “sosyo-kültürel, ekonomik ya da fiziksel açılardan çöküntü süreci yaşamakta olan kentsel alan parçalarının, çöküntüye neden olan faktörlerinin ortadan kaldırılması ya da değiştirilmesi sonucu, tekrar hayata döndürülmesi ve canlandırılması” olarak tanımlanmaktadır (Narlı, 2006). Özden de yeniden canlandırmayı benzer şekilde, “ekonomik, sosyal ya da fiziksel açılardan bir çöküntü dönemi yaşayan ya da bu çöküntü dönemi sonucunda terk edilmiş, başıboş bırakılmış kent parçalarının, özellikle de kent merkezlerinin, çöküntünün kaynağı olan faktörlerin ortadan kaldırılması ya da değiştirilmesiyle tekrar hayata döndürülmesi” olarak açıklamaktadır (Özden, 2008). Yeniden canlandırma çalışmaları ile kent yaşamından kopan alanların kente kazandırılmasındaki önemi Tiesdell ve diğerleri şu şekilde vurgulamışlardır: “Çoğu şehirler, bünyesinde barındırdığı tarihsel ve kültürel bileşenlerinden ötürü ‘mekan duygusu’ ve ‘kimlik’ kazandıran alt birimlerden oluşur. Genellikle bu birimler şehir merkezlerinde yer alır ve bu bölgelerin yeniden canlandırılması; yatırımcı ve girişimcileri buna bağlı olarak da turistleri ve halkı, bu bölgelere çekerek tüm şehrin yeniden canlanmasına neden olur. Böyle alanlar müze veya müze çevreleri olamaz. Bu nedenle yeniden canlandırma çalışmalarının, kent bütününden kopan alanları şehir yaşantısına bağlaması gerekmektedir” (Tiesdell ve diğerleri, 1996). Yeniden canlandırma çalışmalarında en önemli nokta, yöntemin isminden de anlaşılacağı üzere, kentten kopan parçaların yeniden canlandırılarak kente entegre edilmesidir. Bu sayede sadece fiziksel yenileme ile kentten kopuk bir müze çevresi yaratmanın önüne de geçilmiş olur. Keleş’e göre yeniden canlandırmada dikkat edilmesi gereken husus, “yapıların özgün işlevlerini yitirdikleri halde, yapı olarak sağlam bulunmalarına karşın, değerlerinin türlü nedenlerle azaldığı durumlarda ortaya çıkan bir gereksinme olmasıdır” (Keleş, 2000). 17 Paris’in Marais Bölgesi’ndeki çalışmalar konut temelli yeniden canlandırma projelerine örnek olarak verilebilir (Şekil 2.3). Fransız Devrimi’ne kadar Marais soylu ve burjuva kesiminin yaşadığı canlı ve popüler bir konut alanı iken, daha sonrasında işçi sınıfı ve Yahudiler’in konut alanına dönüşmüştür. Bu süreçte bölge, ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziki anlamda bir bozulma yaşamıştır. 1970’lerde Pompidou Meydanı’nın inşası ve Eski Et Pazarı Les Halles’in kültürel ve ticari bir mekana dönüştürülmesi ile alanda ekonomik ve sosyal anlamda yeniden canlanma çalışmaları başlamıştır (Smith, 1996). Şekil 2.3 : Paris Marais Bölgesi (Url-5). Yeni ve eski mekanların bir arada oluşturduğu etki ve bu alanlarda yapılan yeniden canlandırma çalışmaları, yeni orta sınıfın bu alana geri dönmesine neden olmuştur. Böylelikle konut alanları yenilenmiş ve yeni orta sınıf için yeni yaşam alanlarına dönüşmüştür (Smith, 1996). Bu örnekte Marais’te uygulanan canlandırma çalışmalarının tarihi kent içi konut alanlarında sınıfsal bir değişimi tetiklediği ve bunun da beraberinde sosyal, fiziksel ve ekonomik bir dönüşüm yarattığı görülmektedir. Şekil 2.4 : Pompidou Meydanı (Url-6). 18 New York’un Soho Bölgesi de konut temelli yeniden canlandırma projelerine örnek olarak gösterilebilir. (Tiesdell ve diğerleri, 1996) 1940’lara kadar dökme demir antrepo ve fabrika binalarından oluşan bir endüstri bölgesi olan Soho, endüstrinin bu alandan taşınması ile birlikte bozulma sürecine girmiştir. 1960 ve 70’lere gelindiğinde bu binalar, ucuz maliyetlerinden ve sanatçıların sanatlarını icra etmek ve eserlerini saklamak için gereksinim duydukları yüksek tavan, açık plan ve büyük pencereli yapılar olmalarından ötürü uygun bir çalışma mekanı olarak, sanatçıların yaşam ve çalışma alanlarına dönüşmüştür (Url-7). Şekil 2.5 : 1940’larda ve günümüzde Soho’dan bir görüntü (Url-8). Şekil 2.6 : Soho’da yer alan dükkan ve konutlar (Url-9,10). 19 Soho zamanla pahalı giysilerin satıldığı dükkanları, restoranları, butikleri ve hoş eski yapıları ile turistleri ve yeni orta sınıfı içine çeken bir bölgeye dönüşmüştür (Url-7). Böylelikle yeniden canlandırma çalışmaları ile kentten kopan bölge, tekrar kent yaşamına katılmıştır. Konut temelli yeniden canlandırma çalışmalarına Glasgow/The Merchant City, London/Shad Thames gibi örnekler de verilebilir. Bu örneklerin yanı sıra konut alanlarını içermeyen turistik ve kültürel mekanlarda yeniden canlandırma çalışmaları (Castlefield/Manchester, Temple Bar/Dublin, Lowell/Massachusetts) olabileceği gibi, endüstriyel ve ticari mekanlarda da yeniden canlandırma çalışmaları yapılabilir. (The Lace Market/Nottingham, The Jewellery Quarter/Birmingham, Little Germany/Bradford) (Tiesdell ve diğerleri, 1996) •Rehabilitasyon/eski haline getirme (rehabilitation): Sözlük tanımına göre rehabilitasyon, “harap ya da terk edilmiş eski yapıların, tarihsel çevrelerin, değişen gereksinimleri karşılayacak biçimde onarılarak çağdaş yaşama katılmasının sağlanması, iyileştirmedir” (Hasol, 2008). Rehabilitasyon Özden’e göre “bozulmaların, sağlıksız ve niteliksiz gelişmelerin başladığı, ancak özgün niteliğini henüz kaybetmemiş olan kentsel alanların yeniden eski haline kavuşturulmasıdır” (Özden, 2008). Kişilerin yerinden edilişi ve evsiz kalışı üzerine 1960’lardan sonra, kentsel yenileme çalışmaları başka bir boyut kazanmış ve bu çerçevede var olan yapıların korunarak iyileştirilmesini amaçlayan rehabilitasyon programları yaygınlaşmıştır Rehabilitasyon, yaşamak için daha uygun mekanlar yaratmak adına konutların ve mahallelerin iyileştirilmesi anlamına gelmektedir. Müdahale zamanı açısından farklı bir yöntem olarak yorumlanan rehabilitasyon, asıl fonksiyonunu kaybeden veya ekonomik aktivitelerde ve yaşam şartlarında gerileme olan ya da bakımsızlıktan dolayı genellikle yapısal gerileme yaşanan alanlarda uygulanır (Bellush&Hausknec, 1967). Bu yöntem için çok büyük miktarda devlet yardımı gerekmektedir. Ayrıca sürecin yönetimi karışıktır ve fazla zaman almaktadır. Barselona’da yer alan Citutat Vella Bölgesi’nde yapılan çalışmalar rehabilitasyon projelerine, örnek olarak gösterilebilir. 19. yüzyılın ortalarına kadar Ciutat Vella Bölgesi Barselona’nın politik, endüstriyel ve finansal 20 merkezi iken daha sonrasında sosyal, ekonomik ve fiziksel çöküntü yaşayan bir bölgesi haline gelmiştir. Bu çerçevede, alandaki sorunları ortadan kaldırmak ve bu alanı tekrardan kent yaşamına dahil etmek için 1986 yılında Ciutat Vella Rehabilitasyon Projesi başlatılmıştır (Url-11). •Yeniden üretim (regeneration): Yeniden üretim; ekonomik aktivitenin kaybolduğu alanlarda ekonominin tekrardan canlandırılması, toplumsal işlevin bozulduğu durumlarda restore edilmesi veya sosyal bir azalmanın olduğu yerlerde sosyal artırımın sağlanması; çevresel kalitenin yenilenmesi veya ekolojik dengenin kaybolduğu yerlerde ekolojik dengenin sağlanması olarak ifade edilmektedir. Bu nedenle yeniden üretim, yeni kentleşme planlama ve geliştirmenin aksine var olan şehir bölgelerinin yönetimi ve planlanmasını içerir. Bundan önceki müdahaleler kentsel temizleme ve ulaşım altyapılarını geliştirmeyi kapsamasına rağmen yüzyılın son çeyreğinde, yeniden üretim yaklaşımının hakim olduğu görülmektedir. Yeniden üretim bir alan için geliştirilen; sosyal, ekonomik, politik ve çevresel hedefleri karşılamak için gerçekleştirilir (Couch ve diğerleri, 2003). Narlı’ya göre yeniden üretim, “tümüyle yok olmuş, bozulmuş, köhnemiş, dolayısıyla çöküntü bölgesi haline gelmiş alanlarda yeni bir dokunun yaratılması ya da mevcudun iyileştirilmesi ile bu alanların kente kazandırılması anlamlarını içermektedir. Dilimizde daha çok kentsel dönüşüm olarak kullanılan kavram budur” (Narlı, 2006). Yeniden üretim çalışmaları incelendiğinde aslında bu yöntemin birden fazla kentsel yenileme yöntemini bünyesinde barındırdığı görülmektedir. Çoğu yeniden üretim projesinde yıkıp yeniden yapma ve koruma uygulamalarını içeren farklı yöntemlerin birarada kullanıldığı görülmektedir. Londra’nın Doklar Bölgesi’nde 1981 ve 1998 tarihleri arasında yeniden üretim projeleri gerçekleştirilmiştir. 1805 yılında inşa edilen ilk rıhtımla birlikte Doklar Bölgesi hızla gelişmiştir. Ancak 1950’lere gelindiğinde fiziksel olarak kirlenen ve terk edilen bu alan, adeta bir çöküntü bölgesi haline dönüşmüştür. Londra’nın problem noktası olarak görülen, kentten kopan ve işlevini yerine getirmeyen bu alanın, kentle bağlantısını kurmak ve canlandırmak amacıyla 21 1981 yılında kamu ve özel sektörün işbirliği ile Doklar Bölgesi Yeniden Üretim Projesi başlatılmıştır (Ergün, 2006-2007). Aşağıdaki resimlerde Batı Dok Alanı’nın yeniden üretim projesi öncesi ve sonrasındaki durumu gösterilmektedir (Şekil 2.7). Şekil 2.7 : Batı Dok Alanı’na ait görüntüler (Url-12). Resimde de görüldüğü üzere, 1980’lerde çevresel, ekonomik ve sosyal olarak bozulmuş olan Doklar Bölgesi, yeniden üretim projesi kapsamında yenilenerek kente geri kazandırılmıştır. Doklar Bölgesi’nde yaşanana benzer bir yeniden üretim projesi Liverpool’da da gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında Queen Meydanı düzenlenmiş ve kent yaşamına geri kazandırılmıştır (Şekil 2.8). Projede aynı zamanda bazı konutların korunarak yenilendiği, bazı konutların ise yeniden inşa edildiği görülmektedir (Şekil 2.9). 22 Şekil 2.8 : Queen Meydanı (Url-13). Şekil 2.9 : Liverpool’daki konutlar (Couch, C., ve diğerleri, 2003). 2.4 Bölüm Sonucu Kentler, değişen ekonomik, politik, teknolojik, kültürel, sosyal ve siyasi koşullara paralel olarak dönüşüm ve değişim geçiren, yaşayan organizmalardır. Kentsel yenileme, kent mekanının günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen parçalarını yeniden yaşanılabilir canlı alanlar haline getirerek bu mekanların yeniden kente kazandırılmasıdır. Bu amaca hizmet eden çalışmalar için ilk zamanlarda, yıkıp yeniden inşa etme yöntemi tercih edilirken, korumacı anlayışın benimsendiği, son 23 dönemde ise uygulanan alana bağlı olarak her iki yönteme de başvurulduğu görülmektedir. Bu bölümde, farklı kentsel yenileme yöntemlerine, yöntemlerin zaman içindeki değişimine ve uygulanmış somut örneklerine yer verilmiştir. Küreselleşme sonucu demografik ve mesleki yapısı değişen orta sınıfın, banliyöleşme ve sanayisizleşme ile boşalarak çöküntü haline gelen tarihi kent içi alanlarına yerleşmesinin bu alanların şekillenmesine neden olduğuna değinilmiştir. Üçüncü bölümde ise, bu bölümde anlatılan kentsel yenileme yöntemlerinin sonucunda oluşan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecine yer verilecektir. 24 3. TOPLUMSAL ve MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA Tarihi kent içi alanlar, ikinci bölümde değinilen bir dizi olay sonucunda toplumsal ve mekansal bir yeniden yapılanma sürecine girmiştir. 1960’larda etkisini gösteren yeniden yapılanma ile birlikte, çöküntü bölgesi haline gelmiş kent içi konut alanları, yeni orta sınıfın yerleşimi ile birlikte, fiziksel, sosyo-kültürel ve ekonomik değişimler yaşamıştır. 1960’lardan itibaren tarihi kent içi alanlarının kaderi haline gelen ve kentsel yenileme çalışmalarının çoğunun sonucu olarak karşımıza çıkan tarihi konut alanlarının rehabilitasyon çalışmaları ile geri kazandırıldığı bu süreç, ilk olarak ‘soylulaştırma (Đng. gentrification)’ olarak adlandırılmıştır. Soylulaştırma terimi yabancı ve yerli kaynaklarda sınıfsal bir çağrışım yapmasından ötürü çoğu zaman benimsenmemiş ve yerine yeni karşılıklar arayışına gidilmiştir. Yabancı çalışmaların bazılarında kente geri dönüş hareketi olarak adlandırılan süreç, bazı çalışmalarda da mahallenin canlandırılması (Đng. neighborhood revitalization) olarak adlandırılmıştır. Aynı şekilde sürecin zaman zaman başka kentsel yenileme yöntemlerinin adı ile de anıldığı görülmektedir. Halk tarafından da benimsenmeyen soylulaştırma sözcüğü yerine fiziksel yapıyı anlatan New York’ta kahverengi yapı taşlı sıra/ teras ev (Đng. brownstoning), Baltimore’da kendine yeterli (Đng. homesteading), Toronto’da beyaz badanalı (Đng. whitepainting) veya beyaz duvar (Đng. whitewalling), San-Francisco’da da kırmızı tuğla bina (Đng. red-brick chic) sözcüklerinin kullanıldığı görülmektedir (Lees ve diğerleri, 2006). Yabancı kaynakların yanı sıra yerli kaynaklarda da terim için ortak bir karşılık bulunamamıştır. Çoğunlukla soylulaştırma sözcüğünün kullanıldığı kaynaklara rastlansa da, mutenalaştırma (Keyder, 2000), sosyo mekansal yenileme (Uzun, 2006a), kentsel sızma (Ünlü, 2005), gentilizasyon (Bektaş, 1996), burjuvalaştırma (Köksal, 2006) gibi sözcüklerin de yer yer kullanıldığı görülmektedir. Tez genelinde; sürecin 1964 yılında belirtilen soylu sınıfla bir ilişkisi kalmamasından ötürü, sürecin çok bileşenli yapısını tarif etmek amacıyla soylulaştırma yerine toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sözcüğü kullanılacaktır. 25 Bu bölümde, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma üzerine farklı bakış açıları getiren tanımlara değinilecektir. Kentsel yenileme çalışmaları ile toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci arasındaki ilişki irdelenerek, kentsel yenileme çalışmalarının farklı sonuçlarına değinilecektir. 1920’lerden itibaren kent mekanının değişimi ve gelişimini sorgulayan yaklaşımlara yer verilerek, bu yaklaşımların toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci üzerine yapılan çalışmaları nasıl etkiledikleri üzerinde durulacaktır. Benimsenen bütüncül yaklaşım çerçevesinde sürecin sosyo-kültürel, ekonomik ve politik bileşenlerine değinilecek, sürecin sonuçlarının farklı kişiler açısından olumlu ve olumsuz yönleri irdelenecektir. Dünyada olduğu gibi Đstanbul’da da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin yaşadığı değişim incelenerek, her dönemin kendi özelliklerine yer verilecektir. Yaşandığı bölge, zaman ve süreci oluşturan etmenler açısından dört ana dalgada incelenen Đstanbul’daki süreç için farklı örnekler de toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin farklı dinamikleri çerçevesinde irdelenecektir. 3.1 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Tanımı Tezde toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma olarak da adlandırılan soylulaştırma (Đng. gentrification) sözcüğü, ilk olarak, sosyolog Glass tarafından 60’lı yılların başında “Londra’daki işçi mahallelerinin orta sınıf tarafından yavaş yavaş ele geçirilmesi” ile sosyal yapıda ve konut piyasasında yaşanan değişiklikleri ifade etmek için kullanılmıştır (Glass, 1964). Glass, yaşanan bu değişimi o güne kadar yaşananlardan farklı tutarak, süreci gerçekleştiren aktörlere gönderme yapmak amacıyla sözcüğü soylu (Đng. gentry) kökünden türetmiş ve böylece soylu sınıfa kültürel olarak eklemlenmeye çalışan ‘yeni bir soylu kesimin’ çıkışını alaycı bir şekilde gözler önüne sermiştir (Yavuz, 2006). “Sözcüğün kökü, asillerden sonra gelen iyi sosyal pozisyona sahip kişi anlamına gelmekteyken, mastar hali olan soylulaştırmak (Đng. gentrify) orta sınıfa uygun olacak şekilde, bir yerin veya bir yapının restore edilmesi, iyileştirilmesi anlamına gelmektedir” (Cowie, 1989). Londra’da yaşanan değişimi tarif etmek için bu sözcüğün seçilmesinden de anlaşılacağı üzere, belli bir sınıfa ait kişiler sürecin oluşmasında son derece etkili olmuştur. 26 Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin oluşmasında etkili olan aktörler, başta Glass tarafından Đngiliz soylu sınıfı olarak belirtilmesine karşın zaman içinde yerini, sanatçılara ve özellikle de küreselleşme sonucu oluşan yeni orta sınıf profesyonellere bırakmıştır. Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın sözlük anlamı “Kötüleşen ya da son zamanlarda yenilenmiş şehir alanlarına, orta sınıfa mensup insanların dışarıdan gelip yerleşmesi durumudur” (Merriam-Webster, 1989). Süreç başka bir sözlükte, “Bir semtin, çoğunlukla çöküntü halindeki konut alanlarının kültürel pazarlama stratejileri ile ya da yeni gelen daha varlıklı kişilerce yenilenmesi ve fiziksel olarak iyileştirilmesi süreci” olarak açıklanmaktadır (Hasol, 2008). Sürecin sonuçlarını içeren bir başka sözlük tanımına göre ise, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma “Orta sınıf ailelerin kent mekanına gelişi ile, mülkiyet değerlerinde artışa ve ikincil olarak da fakir ailelerin yerinden edilmesine neden olma” olarak ifade edilmektedir (Oxford American Dictionary, 1980). Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, birçok bilim dalının ilgi alanına giren karmaşık bir süreç olduğundan, kaynaklarda konu ile ilgili farklı tanımlara rastlamak mümkündür. Behar’ın da vurguladığı gibi “bu kadar çok sayıda disiplini ve mesleği bir masa etrafında buluşturan az sayıda kavram bulunmaktadır. Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma teorisine katkıda bulunan ekonomistler, sosyologlar, şehir plancıları veya coğrafyacıların her biri olgunun değişik yönleriyle ilgilenmekte veya aynı yönlerini değişik kavramsal araçlarla incelemektedirler” (Behar, 2006). Konuyla alakalı yerli kaynakların çoğu şehir planlamacılarına aitken, (Uzun, Đslam, Ergun, Erden, Yavuz) yabancı kaynaklarda coğrafyacıların (Smith, Slater, Hamnett, Ley) çoğunlukta olduğu görülmektedir. Konu ile ilgili yapılan çalışmalar incelendiğinde, farklı bakış açılarına göre aynı başlık altında birçok değişik tanım yapıldığı görülmektedir. Hamnett’in ‘Kör Adam ve Fil: Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanmanın Açıklanması’ (Đng. The Blind Men and The Elephant: The Explanation of Gentrification) kitabında, yaşanan bu tanım karmaşası, filin neye benzediğini tam olarak tarif edemeyen kör adamlara benzetilerek vurgulanmıştır (Hamnett, 1991). Konu üzerine yapılan çalışmalar incelendiğinde, sürecin genellikle birbirinden farklı üç bakış açısı doğrultusunda tanımlandığı görülmektedir. Liberal hümanistler, 27 sürecin toplumsal boyutunu ön plana çıkartırken, yapısalcı marksistler sürecin ekonomik yapısını ön planda tutmaktadır. Son yıllarda ise, sürecin tüm boyutlarını ele alan bütüncül bakış açısı ile yapılmış tanımlara rastlanmaktadır. Bu farklı metodolojik çerçeveler konunun farklı sonuçlarını gözler önüne sermektedir.4 Liberal hümanistler toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin, küreselleşme sonucu yaşam kriterleri, hane halkı yapısı ve tüketim kalıpları değişen yeni orta sınıfın tercihleri üzerinden şekillendiğini belirterek, talep yönlü tanımlamalar (Đng. demand-side explanations) ile süreci açıklamaya çalışmışlardır. Talep yönlü yapılan çalışmalar, sürecin oluşmasında etkili olan aktörlerin kimler oldukları, nereden geldikleri ve neden yaşamak için kent merkezlerini tercih ettikleri sorularını yanıtlamaya çalışmıştır. Lyons, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmayı kendini diğer insanlardan farklı hissetmek adına seçilen bir yaşam biçimi olarak görmekte ve “bizim gibi” insanlarla bir arada yaşama isteğine bağlamaktadır (Lyons, 1995). Genellikle bu noktada sanatçılar büyük rol oynamaktadır. Çünkü farklı yaşam biçimlerinden dolayı, sanatçıların yaşadığı tarihi konut alanları adeta farklı yaşam biçimi simgeleri haline gelmiştir. Bunun yanısıra, değişen tarihi konut çevreleri genelde sınıfsal açıdan homojen olarak geliştiğinden kişilerin aynı sosyal statüden kişilerle birlikte yaşama isteğine de cevap vermektedir. Konuyu mülkiyet ve ekonomi temelli ele alan yapısalcı marksistler toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin, rant farkı (Đng. rent gap) ve değer farkı (Đng. value gap) teorileri, arsa ve konut pazarı ve artan ulaşım maliyetleri üzerinden şekillendiğini belirterek, arz yönlü tanımlamalar (Đng. supply-side explanations) ile süreci açıklamaya çalışmışlardır. Sürecin ekonomik etkileri üzerine yoğunlaşan Smith’e (1979, 1987, 1996) göre toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, özel yatırımla, orta sınıf konut alıcılarının ve kiracılarının akını sonucu şehir içi alanlardaki fakir işçi sınıfı mahallelerinin yenilenmesini içeren bir süreçtir. Smith, kent içi alanların yaşadığı bu süreci “20. yüzyıl kentsel teorilerinin öngördüğü gibi, şehir içi alanlarının ve kent merkezlerinin 4 Bu bölümde kısaca toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma tanımları farklı bakış açıları altında incelenecek, “3.3. Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Yaklaşımları” bölümünde ise bu farklı yaklaşımlar daha ayrıntılı şekilde irdelenecektir. 28 kaderi” olarak nitelendirmektedir (Smith, 1996). Smith yaptığı çalışmalarda Ley ve arkadaşlarının savunduğu talebin de süreçte önemli olduğunu, ancak bunun asıl neden olmadığını vurgulamaktadır (Smith, 1986). Ergün’e göre konuyu arz yönlü ele alan çalışmalarda toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma “bazı alanlarda uzun bir yatırımsızlık sonucu doğan yeniden yatırım süreci” olarak tarif edilmektedir (Ergün, 2006). Hamnett, talep yönlü ve arz yönlü yapılan tanımlamaların tek tek süreci açıklamakta yetersiz kaldıklarını vurgulamış (Butler and Hamnett, 1994) ve bu farklı bakış açıları ile yapılan tanımların birbirleriyle çelişen değil birbirlerini var eden çalışmalar olduklarını belirtmiştir (Hamnett, 1991). Lees de toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın karmaşık coğrafyasının, farklı bakış açıları ile yapılan bu çalışmaları bir araya getirdiğini vurgulamıştır (Lees, 2000). Bu noktada asıl önemli olan nokta, Ley’in de belirttiği gibi sürecin oluşumunda hangi nedenin üstün geldiği değil, nasıl bir arada çalışarak sonuçta bu süreci doğurduklarıdır (Ley, 2002). Çünkü farklı bileşenler birbirine vuran bilardo topları gibi birbirini tetiklemekte ve sürecin sonuçları da bu etkileşimden doğmaktadır. Smith’in arz yönlü ekonomik açıklamaları ve Ley’in talep yönlü kültürel açılımları politikanın, politikacıların ve devletin süreçteki etkisini göz ardı etmelerinden dolayı eksik kalmıştır. Bu nedenle yapısalcı marksistler tarafından benimsenen rant farkı ve liberal hümanistler tarafından benimsenen kültürel farklılık (Đng. cultural distinction) teorileri devletin kent yaşamına olan etkisini (alt yapı, eğitim, ulaşım, kültür ve güvenlik hizmetleri) dikkate almamalarından dolayı eleştirilmiştir (Slater, 2006). Bunun sonucunda, sürecin farklı bileşenlerine odaklanarak yapılan tanımlamalar son yıllarda yerini fiziksel, ekonomik, sosyal, kültürel ve politik bileşenlerin bütüncül bir bakış açısı ile ele alındığı tanımlamalara bırakmıştır. Süreci çok boyutlu ele alan çalışmaların öncülerinden Hamnett süreci, “önceden işçi sınıfı mahalleleri veya işgal edilmiş çöküntü bölgeleri olan alanların orta sınıf veya üst gelir seviyesine sahip gruplar tarafından istilası sonucu, çoğu yerli halkın yer değiştirmesine veya yerinden edilmesine neden olan eş zamanlı fiziksel, ekonomik, sosyal ve kültürel bir fenomen” olarak açıklamaktadır (Hamnett, 1984). Soyso- 29 mekansal yaklaşım5 ile toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, ekonomik, sosyal ve kültürel bileşenleri bir araya getiren bir süreç olarak görülmektedir (Smith and Butler, 2007). Benzer bir bakış açısıyla Smith ve Williams da işçi sınıfı konutlarının ve terk edilmiş konutların rehabilitasyonunun sürecin sadece bir boyutu olduğunu belirterek, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın bünyesinde ekonomik, mekansal ve sosyal bileşenler içeren bir yeniden yapılanma süreci olduğunu belirtmişlerdir (Smith and Williams, 1986). Hamnett’e göre, doğru ve eksiksiz bir toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma tanımı, ‘nerede, niçin ve ne zaman’ sorularına yanıt vermelidir (Hamnett, 1984). Yapılan incelemeler sonunda bu sorulara yanıt verecek ve tüm bileşenleri içerecek şekilde toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, uzun yatırımsızlık döneminden sonra yatırımcılar için yüksek kar potansiyeli taşıyan alanları, çoğu zaman devlet politikalarıyla, yeni orta sınıfın yaşam tercihlerine uygun hale getirmek için yürütülen; fiziksel, ekonomik ve en önemli olarak da sosyo-kültürel bir değişim süreci olarak tanımlanabilir. Bu çerçevede ikinci bölümde yer verilen, kentsel yenileme yöntemleri ile yaşanan ekonomik, fiziksel ve sosyal değişim toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini ifade etmektedir. Bazı kaynaklarda toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın diğer kentsel yenileme yöntemleriyle birlikte değerlendirildiği görülmektedir. Kimine göre, bu süreç yeniden canlandırma çalışmalarının içinde bir alt başlık olarak ele alınırken (Carmon, 2004), kimilerine göre ise yeniden canlandırmayla eş anlamlı olarak, “bir kentsel alandaki ekonomik faaliyetlerin veya konut stoğunun yenilenmesi ve iyileştirilmesini” tanımlamak için kullanılmaktadır (Ergün, 2006). Kimi zaman da yarattığı olumsuz etkileri örtmek amacıyla yapılan çalışmaların yeniden üretim olarak adlandırıldığı görülmektedir (Smith, 2008; Shaw, 2008). Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma kent mekanında gerçekleştirilen yeniden yapılanma çalışmalarının sonucu olmasından ve kelime anlamı olarak sınıfsal bir değişimi yansıtmasından ötürü devlet politikası olarak da genellikle farklı kentsel yenileme yöntemlerinin adları ile anılmaktadır. 5 Sosyo-mekansal yaklaşım, kent mekanında yaşanan değişim ve dönüşümü önceki yapılan çalışmalardan farklı olarak, bütüncül bir bakış açısı ile ele almaktadır. Bu yaklaşıma tezin “3.3 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Yaklaşımları” bölümünde detaylıca yer verilecektir. 30 Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma çalışmaları farklı kentsel yenileme yöntemleri ile anılırken, son dönemde yapılan çalışmalarda T.M.Y.Y.sözcüğüne getirilen farklı ön adlar ile yeni yöntemlerin yaratıldığı düşünülmektedir. Ancak bu yeni olduğu düşünülen yöntemler, ya T.M.Y.Y. sürecini ya da ikinci bölümde yer verilen kentsel yenileme yöntemlerini ifade etmektedir. Örneğin yapılan bazı çalışmalarda kent içi ticaret alanlarında yaşanan değişim, ticari toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma (Đng. comercial gentrification) olarak adlandırılmıştır. Park Slope ve Prag’da yapılan çalışmalar incelendiğinde ticari alanlarda yaşanan değişimin konut alanlarında yaşanan değişimden daha fazla olduğu görülmektedir. Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, tarihi kent içi alanlarda yaşanan fiziki ve sosyal değişime bağlı olarak ekonomik değişimi de içermektedir. Bu nedenle bu alanlarda ticari bir değişimin de yaşanması kaçınılmazdır. Eğer bu alanda yaşanan değişimi konut bölgesinde yaşanan değişimden ayrı tutmak istersek de kentsel yenileme yöntemlerinden biri olan yeniden canlandırma bu örnekleri tarif etmek için kullanılabilir.6 Aynı şekilde, New Orleans-Vieux Carre Bölgesi’ndeki turistik bölgelerde ve eğlence alanlarında yaşanan değişim de Gotham (2005) tarafından adlandırıldığı gibi turistik toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma (Đng. tourism gentrification) değil, yeniden canlandırma çalışmalarının örneklerindendir. Đngiltere’nin güney kıyısında yer alan Brighton ve Hove kıyı bölgelerinde yaşanan değişimi Griffith (2000), kıyı alanlarında toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma (Đng. coastal gentrification) olarak adlandırmıştır. Birçok kıyı bölgesinde (Doklar Bölgesi, Baltimore, Barcelona Limanı) yaşanan ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziksel değişim genellikle tarihi konut alanlarının rehabilitasyon çalışmalarını da içermesine rağmen, kapsamlarından ötürü yeniden üretim çalışmaları arasında sayılmaktadır. Kent dışı alanlarda yaşanan değişimi de Parsons’un belirttiği gibi kırsal alanlarda toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma (Đng. rural gentrification) başlığı altında değil, ele alınan projenin özelliklerine göre yeniden üretim veya yeniden geliştirme çalışmaları başlığı altında ele almak daha doğrudur. Son çalışmalarda yer verilen yeni üretim toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma (Đng. new-built gentrification) olarak adlandırılan, ıslah edilmiş endüstri alanlarında yeni konut üretimi ise, sürecin yapısına en ters olan tanımlamadır. Zaten yeni üretim toplumsal ve mekansal yeniden 6 Đkinci bölümde kentsel yenileme yöntemlerine detaylıca yer verilmiştir. 31 yapılanma çalışmalarına örnek olarak gösterilen; Fairview Slope-Vancouver yeniden geliştirme, Newcastle yeniden üretim ve Riverside-Londra da yeniden geliştirme projeleri arasında sayılmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sözcüğüne getirilen ön adlar ile ifade edilmeye çalışılan yenileme çalışmaları, 3.1 nolu çizelgede “içerik, dünyadan örnekler ve asıl işaret ettiği kentsel yenileme yöntemleri” başlıkları altında özetlenmiştir. Çizelge 3.1 : Farklı toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma tanımları. FARKLI TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA TANIMLARI TANIMIN ĐÇERĐĞĐ Ticari Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma (Commercial GentrificationBoutiqueification-Retail Gentrification) - Tüketici tercihleri çerçevesinde konut mekanları yerine ticari mekanların yenilenmesi - Yeni ve daha karlı dükkan, restoran ve kafe gibi ticari mekanların açılması - Park Slope - Prag Yeniden Canlandırma (Revitalization) Turistik Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma (Tourism Gentrification) - Bir mahallenin eğlence ve turistik faaliyetler çerçevesinde yenilenmesi - New OrleansVieux Carre Yeniden Canlandırma (Revitalization) Kıyı Alanlarında Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma (Coastal Gentrification) - Kıyı bölgelerinin turistik ve ticari fonksiyonlar çerçevesinde yenilenmesi - Brighton and Hove (Đngiltere Güney kıyısı) Kırsal Alanlarda Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma (Rural Gentrification) - Kent mekanına özgü olan sürecin, insanların sakin yeşil alanlarda yaşamak istemelerinden ötürü kent dışı-kırsal alanlara kayması - Adirondack State Park-New York - Hebden Bridge Bölgesi-Doğu Yorkshire Yeniden Canlandırma (Revitalization) - Islah edilmiş endüstri alanlarında yeni konut inşatı - Newcastle - Fairview SlopeVancouver - RiversideLondra Yeniden Geliştirme (Redevelopment) Yeniden Üretim (Regeneration) Yeni Üretim Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma (New-built Gentrification) 32 DÜNYADAN ÖRNEKLER ASIL ĐŞARET EDĐLEN KENTSEL YENĐLEME YÖNTEMĐ Yeniden Üretim (Regeneration) Yeniden Üretim (Regeneration) 3.2 Kentsel Yenileme ve Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin Đlişkisi Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, “yeni bir kentsel araştırma alanı açmak isteyen akademisyenler, bir hikaye oluşturmak ve kent yaşamındaki yeniliklere yönelmek isteyen medya, farklılığı kullanarak alıcıları ve kiracıları kent merkezlerine çeken emlak komisyoncuları ve kendileri için narsist bir koşu içinde olan yeni orta sınıf tarafından oluşturulan entelektüel, politik ve ekonomik bir strateji” (Lees, 1994) olabileceği gibi, kentsel alanlarda gerçekleştirilen yenileme çalışmalarının önceden tasarlanan veya tasarlanmayan bir sonucu olarak da karşımıza çıkmaktadır. Đster planlı bir strateji isterse, kendiliğinden oluşan bir süreç olsun kentsel alanlarda gerçekleştirilen her yenileme çalışması o alanda değer artışı yaratmakta bu durum da beraberinde bu alanlarda sınıfsal değişimin yaşandığı toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini doğurmaktadır. Bu bağlamda kentsel yenileme çalışmaları ile toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci arasında yakın bir bağ bulunmaktadır. YIKIP – YENĐDEN ĐNŞAA ETME KENTSEL TEMĐZLEME (URBAN CLEARANCE) YENĐDEN GELĐŞTĐRME (REDEVELOPMENT) KORUMA REHABĐLĐTASYON (REHABILITATION) T.M.Y.Y. SÜRECĐ YENĐDEN CANLANDIRMA (REVITALIZATION) KARMA YENĐDEN ÜRETĐM (REGENERATION) Şekil 3.1 : Kentsel yenileme çalışmaları ile T.M.Y.Y. süreci arasındaki ilişki. Kentsel yenileme çalışmaları alınan kararlar açısından üç başlıkta incelenmektedir. Daha önce de yer verildiği üzere, yenileme çalışmalarında ya yenileme yapılacak alanın yıkılıp yeniden yapılandırıldığı, ya korunarak sağlıklaştırıldığı ya da bu iki yöntemin de bir arada kullanılarak yenilendiği görülmektedir. Bu üç farklı uygulama biçiminde de gerçekleştirilen çalışmaların sonucunda fiziksel, sosyal ve ekonomik değişime bağlı olarak istemli veya istemsiz bir şekilde toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci yaşanmaktadır. 33 3.3 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Yaklaşımları Kentlerin yaşadığı değişim ve dönüşümler ile bunların altında yatan nedenler üzerine, 1920’lerden günümüze kadar birçok farklı yaklaşımda çalışma yapılmıştır. Kentsel yenileme üzerine yapılan bu çalışmalar, temelde değişen kent mekanını incelemelerinden ötürü daha sonra toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma üzerine yapılan çalışmalara da ışık tutmuştur. Bu nedenle, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma özelinde yapılan çalışmalara geçmeden önce kentsel yenileme çalışmalarının incelenmesinde fayda vardır. 1970’lerden sonra toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma üzerine yapılan çalışmalara kadar kent mekanındaki değişim üzerine birçok farklı yaklaşımda çalışma yapılmıştır. Bunlardan ilki 1920 ve 1930 tarihleri arasında hakim olan ekolojik yaklaşım iken, ikincisi 1930’lardan sonra hakim olan neo-klasik ekonomik yaklaşımdır. 1970’lere gelindiğinde siyasi ekonomik ve neo-weberian yaklaşımla yapılan çalışmalar görülmektedir. 1970’lerden sonra ise, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma üzerine yapılan çalışmalarla eşgüdümlü olarak sosyolojik yaklaşımlar içeren çalışmalar yapılmıştır. •Ekolojik Yaklaşım: 1920 ve 1930 tarihleri arasında ekolojik yaklaşım, kentlerin gelişimi ve değişimi üzerine yapılan çalışmalarda hakim yaklaşım olmuştur. Chicago ekolünün sosyologları Park ve öğrencileri Burgess ile Mc Kenzie, ekolojik yaklaşımın öncülerindendir. Bu yaklaşım, kentsel alandaki insan yerleşimlerini biyoloji ve ekolojiden ödünç alınan kavramlarla anlamaya ve açıklamaya çalışmıştır. Park, sosyal yapı ile konut seçimi ve mekan kullanımı arasındaki bağın ne olduğuyla ilgilenmiş ve sınıflar, etnik ve dinsel gruplar arasındaki çatışmaların arazi kullanımında da çatışmalar doğurduğunu vurgulamıştır (Gottdiener and Hutchison, 2006; Thorns, 2004). Park’a göre kişisel zevkler ve konfor, mesleki ve ekonomik tercihler, büyük şehirlerin nüfuslarını sınıflandırmakta ve birbirinden ayırmaktadır (Park, 1925-1967). Park ve Burgess tarafından kentlerin değişimi ve gelişimini anlatmak üzere Konsantrik Zon Modeli oluşturulmuştur. Kent, bu modele göre kent beş adet ortak merkezli halkanın iç içe geçmesinden oluşmaktadır. Bu halkalar en içten dışa doğru; merkezi iş alanı, boş ve bozulmuş yapılar ile fabrikaların 34 bulunduğu geçiş alanı, işçi sınıfı alanı, konut alanı ve banliyö alanlarıdır. Aşağıdaki şekilde Park ve Burgess tarafından oluşturulan Konsantrik Zon Modeli yer almaktadır. Şekil 3.2 : Konsantrik Zon Modeli (Url-14). Konsantrik Zon Modeli’nde merkezden dışa dağılım (Đng. decentralization) ve merkezde toplanma (Đng. concentration) terimleri üzerine yoğunlaşılmıştır. Bu terimler, şekil 3.3’te görüldüğü gibi daha sonraları kent merkezlerinden dışa dağılım (Đng. suburbanization) ve kent merkezlerine geri dönüş (Đng. gentrification) süreçlerini açıklamada da kullanılmıştır. Şekil 3.3 : Konsantrik Zon Modeli (Url-15). Ekolojik yaklaşımla yapılan çalışmalar, daha çok kişilerin özellikleri ve onların tercihleri üzerine yoğunlaşıp, sürecin temelinde yatan ekonomik etmenleri, gayrimenkul piyasasını ve politik etmenleri göz ardı etmeleri nedeniyle eleştirilmiştir (Gottdiener and Hutchison, 2006). Ayrıca bu yaklaşım, Uzun’un da aktardığı gibi, “değişimin arkasındaki dinamikleri açıklamakta ve toplumda yer alan yerel gelişmelerle sosyo-ekonomik ve 35 kültürel değişimlerin arasındaki bağlantıyı ayrıntılı olarak ele almakta yetersiz kalmıştır” (Uzun, 2001) •Neo-klasik Ekonomik Yaklaşım: Kent mekanının gelişimi ve değişimi üzerine yapılan çalışmalarda 1920 ve 30 tarihleri arasında hakim olan ekolojik yaklaşım, 1930’lardan sonra yerini neo-klasik ekonomik yaklaşıma bırakmıştır. Cadwallader’e göre neo-klasik ekonomilerde temel bakış açısı, “bireysel tercihlerin, hem ekonominin doğasının hem de bu ekonominin yer aldığı toplumun yapısının şekillenmesine yardım etmesidir” (Cadwallader, 1996). Bu yaklaşım Uzun’a göre, “yerleşim alanlarının gelişimini ve yeniden yapılanmasını, arazi kullanımı ile kentsel fonksiyonların dağılımı gibi sınırlı bir çerçevede ele alınmasından ötürü son dönem kentsel yeniden yapılanma çalışmalarını açıklamakta sınırlı kalmıştır. Ekonomik bazlı teoriler, insanları ve insanların yaşam tarzları gibi sosyal bileşenleri dışarıda bırakmasına karşın, neo-klasik yaklaşım insanların seçimlerinin önemini vurgulayarak, bireysel tercihlerin analizinde küçük de olsa bir yol kat edilmesine neden olmuştur” (Uzun, 2001). Kişilerin tercihlerinin, mekanın şekillenmesinde etkili olduğunun görülmesi daha sonraki çalışmalarda toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın ana bileşenlerinden biri olan kişisel tercihlere ışık tutmuştur. 1960’lara gelindiğinde Glass, Londra’daki işçi sınıfı mahallerinde ekonomik, sosyal ve fiziksel olarak yaşanan değişimi tarif etmek amacıyla ilk kez özünde soylu sınıfa atıfta bulunan soylulaştırma (Đng. gentrification) kavramını ortaya atmıştır (Glass, 1964). Glass’ın çalışmasını kendisinden önce yapılan çalışmalardan ayıran özelliği, süreci kentsel yenilemenin altında da olsa farklı bir tanıma yerleştirmesi, süreci oluşturan kişileri ortaya koyması ve sürecin nedenlerini de vurgulaması olmuştur. Şen’e göre başta Londra olmak üzere çeşitli kentlerin yaşadığı bu değişim üzerine yapılan ilk dönem çalışmaları “sürecin nerede meydana geldiği, nasıl yayıldığı ve aktörlerin kimler olduğu gibi ampirik sorular üzerinde durmuştur. Kentlerin yaşadığı toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci üzerine yapılan ilk dönem çalışmaları daha çok eleştirel yaklaşımdan uzak, orta sınıfı analiz etmeye yönelik olup, yerinden edilen işçi sınıfı üzerinde durmamıştır” (Şen, 2005). 36 •Siyasi Ekonomik Yaklaşım: 1970’lerden bu yana, hem kültürel faaliyetlerde hem de siyasi ekonomik faaliyetlerde köklü bir değişim yaşanmıştır. 1970’lerin kentsel yeniden yapılanmasını açıklamak için yeni bir paradigmaya ihtiyaç duyulmuş ve kapitalist toplumda üretim, dolaşım, tüketim ve karşılıklı değişim süreçleri ile bunların kent bağlamında nasıl işlediğiyle ilgilenen, siyasi ekonomik yaklaşım doğmuştur (Harvey, 1997). Değişen kentsel formu, sermayenin birikimi ve sınıf mücadelesi ile açıklaması ve merkezlere yeniden dönmenin arkasında yatan politik sebepleri vurgulamasından ötürü siyasi ekonomik yaklaşım, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci üzerine yapılan çalışmalarda birçok soruya yanıt vermiştir. •Neo-Weberian Yaklaşım: Kent mekanında yaşanan değişim ve dönüşüm üzerine yapılan çalışmalarda, 1970’lerde hakim olan diğer bir yaklaşım da neo-weberian yaklaşım olmuştur. Neo-weberian yaklaşımın öncüsü olan Weber’e göre sınıflar, mal ve işgücü piyasasındaki ekonomik güçleri ile benzer yaşam tarzlarını benimseyen kişilerin kümelenmesi ile oluşmaktadır. Bunun sonucunda da benzer yaşam tarzlarını benimseyen kişilerin bir arada yaşama isteği konut bölgelerini şekillendirmektedir (Saunders, 1979). “Neoweberian yaklaşım üzerinden çalışmalarına devam eden Rex ve Moore, Birmingham’ın iç bölgelerinde konut tahsisinde değişen düzeni incelemişlerdir” (Thorns, 2004). Rex ve Moore kent merkezlerindeki boş ve eski konut alanlarında oturmaya zorlanan göçmenleri araştırarak, sınıfsal farklılıkların konut seçimindeki önemini vurgulamışlardır. Konut alanlarının şekillenmesinde benzer yaşam tarzları olan kişilerin bir arada yaşama isteği ve sınıfsal kümelenmelerin önemini vurgulaması açısından neo- weberian yaklaşım, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma üzerine yapılan çalışmalara ışık tutmuştur. •1970 Sonrası Sosyolojik Yaklaşımlar: 1970 sonrası döneme gelindiğinde kent mekanındaki değişimi açıklamak için üç farklı sosyolojik yaklaşım geliştirilmiştir. Büyüme Mekanizması Yaklaşımı: Geliştirilen üç sosyolojik yaklaşımdan ilki Logan ve Molotch tarafından oluşturulan büyüme mekanizması yaklaşımıdır. Bu yaklaşıma göre, “her mekan, bu alanı 37 kullanmak isteyenlerle, bu alandan kar sağlamayı amaçlayan kişiler arasında çatışma çıkarma potansiyeli taşımaktadır. Bu durumda da büyüme mekanizmasının üyeleri ile bu çevrede yaşayanlar arasında çatışmalar başlamaktadır” (Uzun, 2001). Molotch tarafından ortaya konan büyüme mekanizması yaklaşımı, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinde yeni orta sınıf kadar bu süreçten kar sağlamayı amaçlayan kişilerin de varlığını açıklamak ve sürecin, bu iki tarafın etkileşimi sonucu oluştuğunu vurgulamak için önemli bir yaklaşım olmuştur. Sosyo-Mekansal Yaklaşım: Đkinci sosyolojik yaklaşım ise, Gottdiener tarafından geliştirilen sosyo-mekansal yaklaşımdır. Sosyo-mekansal yaklaşım, kent mekanında yaşanan değişim ve dönüşümü, önceki yapılan çalışmalardan farklı olarak, bütüncül bir bakış açısı ile ele almaktadır. Gottdiener’e göre gayrimenkul gelişimi, hükümet yardımları, kültürel ve global ekonomik değişimlerin tümü, metropolitan alanda değişime neden olmaktadır. Bu nedenle de sosyomekansal yaklaşıma göre politik, ekonomik ve sosyo-mekansal faktörlerin (insanların yaşam tarzları ve diğer insanlarla olan ilişkileri) hepsi mekan kullanımını etkilemektedir (Gottdiener and Hutchıson, 2006). Bu yaklaşım önceki çalışmaların aksine kent mekanının şekillenmesinde tüm bileşenlerin bir arada değerlendirilmesinin gerekliliğini savunarak, özellikle son dönem toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma çalışmalarında oldukça etkili olmuştur. Kentsel Mekanın Ayrılması Yaklaşımı: Kentsel değişimdeki üçüncü sosyolojik yaklaşım Marcuse tarafından geliştirilmiştir. Kent, Marcuse (1989, 1995) tarafından kullanıcılarına göre dört farklı bölüme ayrılmıştır. Marcuse, güçlü sosyal gruplar ve aktörler tarafından sosyal olarak kapsanma ve dışlanma eylemleriyle ayrılmış farklı alt alanların olduğundan bahsetmiştir. Ona göre bu alanlar kendi aralarında görünmez duvarlarla ayrılmıştır (Thorns, 2004). 1970’lerden sonra Marcuse tarafından şehrin ekonomik ve sosyal nedenlerle sınıflara ayrılması, şehirlerde bu kadar kesin sınırlarla 38 ayrılmış homojen yapılar olmadığı halde, sınıfların konut seçimindeki etkisini göstermesi nedeniyle etkili bir teori olmuştur. Kentlerin değişim ve dönüşümlerini araştırmak üzere 1920’lerden bu yana geliştirilen yaklaşımlar, bu yaklaşımların özellikleri ve toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci üzerine yapılan çalışmalara katkısı 3.2 nolu çizelgede özetlenmiştir. •Talep Yönlü Yaklaşım: Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin, tüketici kısmın istekleri (Đng. consumer side-demand) doğrultusunda şekillendiğini savunan kişilerden bazıları; Ley, Hamnett, Butler ve Lees’dir. Bu araştırmalarda sürecin gerçekleşmesindeki ana nedenlerin sosyo-kültürel yapıdaki değişimden kaynaklandığı ileri sürülmektedir. Birey odaklı insancıl yaklaşım olarak da nitelendirilen bu yaklaşım, Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmayı açıklamak için ilk olarak, Ley tarafından kullanılmıştır. Ley, bu yapılanmada yeni orta sınıfın etkisini aşağıdaki şekilde vurgulamıştır. “Yeni orta sınıf, son zamanlarda büyük bir büyüme yaşamıştır. Yaşanan bu büyümenin coğrafi dağılımı çoğu metropolitan alandaki iş profilinin yeniden yapılanmasına neden olmuştur. Aynı zamanda yeni sınıfın büyük çoğunluğu şehir içi konut alanlarını yaşam yeri olarak tercih etmiş, bu durum da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmayı doğurmuştur” (Ley, 1993). 1979’a kadar toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma ile ilgili yapılan çalışmalarda, süreçte görev alan kişiler ve onların tercihleri üzerinde yoğunlaşılmıştır. Ley’in başını çektiği talep yönlü araştırmalar; daha çok değişen demografik yapı, değişen hane halkı sayısı, değişen yaşam tarzları, değişen iş olanakları ve farklılaşan tercihlerin ışığında kent merkezlerinin dönüşümünü incelemiştir. Talep yönlü yaklaşım, 1930’larda hakim olan Neoklasik yaklaşmın bir devamı niteliğinde sürece tek taraflı bakmakta ve sadece sürecin talep eden veya tüketen kısmını açıklamaktadır. Sürecin oluşmasında tüketen kadar önemli görev alan üretenler göz ardı edildiğinden, bu yaklaşım kapsayıcı bir yaklaşım olmaktan uzaktır. •Arz Yönlü Yaklaşım: Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini etkileyen bileşenlerden ikincisi, başta Smith olmak üzere; Hamnett , Weesep ve Musterd gibi kişilerin ileri sunduğu konunun üretim tarafıdır (Đng. 39 Çizelge 3.2 : Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma bağlamında kentsel yenileme çalışmaları. 40 production side-supply). Wassenberg’in de vurguladığı gibi arz yönlü yaklaşım ile yürütülen çalışmalarda, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın ortaya çıkışında ekonomik nedenlerin esas olduğu düşünülmektedir (Wassenberg, 2002 ). Smith’in 1979 yılında yaptığı çalışma, bu yaklaşımın ilk ve en önemli araştırmalarındandır. Arz yönlü yaklaşım ile tanımlayacağımız bu çalışmalar genel olarak, konut piyasasındaki yeniden yatırım olanakları ile sermaye birikim süreci ilişkisine dair genel toplumsal dinamiklerin analiz edilmesini ön planda tutarken, siyasi ekonomik bakış açısını arka planda kullanmaktadır. “Arz yönlü yaklaşım, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma oluşumundaki belirleyici dinamikleri, yeniden yatırımın konusu olan arazi ve mülkiyet değerlerinin belirlenmesi üzerinden açıklamaya çalışmaktadır” (Şen, 2005). Lambert ve Boddy’e göre sürecin üretim kısmında, merkezi alanlarda yaşanan emlak piyasasındaki değişim, ekonomik değişiklikler, konut piyasasındaki bazı düşüş ve değer kaybetmeler önemli yer teşkil etmektedir. Bunun sonucunda da bu alanlara yeniden yatırım yapılması ve bu alanların yeniden yapılandırılması gündeme gelmektedir (Lambert and Body, 2002). Hamnett, Smith’in arz yönlü çalışmaları “sürecin neden üretim temelli ekonomiden servis temelli ekonomiye geçilen alanlarda gözlemlendiği, sürece ihtiyaç duyan birileri olmadan bu sürecin nasıl gerçekleşeceği, sürecin neden bazı alanlarda görülmesine karşın diğer alanlarda görülmediği, etkilerinin neden belirli bir zamandan sonra görülmeye başladığı ve bireysel olarak gerçekleşip gerçekleşemeyeceği” gibi soruları cevapsız bıraktığı için eleştirmiştir (Hamnett, 2003). Hamnett’e ilave olarak, Smith’in açıklamaları Şen tarafından da fazlasıyla ekonomik temelli olması, sürece dahil olan kişilerin kimliği ve tercihleri hakkında bilgi vermemesi ve kuramın sadece Amerika’daki örneklere dayalı olarak oluşturulması ile Avrupa gibi diğer ülke örneklerini açıklamada yetersiz kalması nedeniyle eleştirilmiştir (Şen, 2005). Yukarıda da belirtildiği gibi, arz ve talep yönlü yaklaşımlara getirilen ortak eleştiri, bu yaklaşımların belirli konulara yoğunlaşıp, belirli noktaları dışarıda bırakmalarıdır. 41 Her iki yaklaşıma bakıldığında da bu bileşenlerin birbirinden bağımsız şekilde hareket edemeyecekleri görülmektedir. Bu durumda birbirinden farklı yaklaşımlarla ortaya konan aktörler ve olaylar aslında birbirini destekler ve var eder niteliktedir. Bu noktada esas olan, arz-talep ilişkisidir. Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin oluşumunda; şehrin değişen demografik profili, değişen hane halkı yapısı, ekonomik değişim, iş gücü piyasasının yeniden yapılanması, değişen tüketim anlayışları ve tercihleri gibi talebe yönelik nedenler rol oynamaktadır. Bunun yanı sıra, merkezi alanlardaki değişen gayrimenkul piyasası, ekonomik değişimler, değer düşüşleri gösteren arazi piyasası ve politik nedenler gibi arza yönelik nedenler de bu sürecin oluşumunda yer almaktadır. Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin tüketim kısmında yer alan aktörler, dünyanın her yerinde, yeni orta sınıf iken, üretim kısmında yer alan aktörler ise rant peşindeki girişimciler, inşaat şirketleri ve sigortacılardır. Rose (1984) sürecin bu farklı bileşenlerinin bir arada kaotik bir yapı oluşturduğundan bahsetmektedir. Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma kaotik bir kavram ve kent içinde birçok bileşeni barındıran bir yapılanma olmasından ötürü, süreci geçiren alanlarda meydana gelen değişimler; ekonomik, sosyo- kültürel, politik bileşenlerden biri veya birkaçı ile değil, hepsinin bütüncül yaklaşımı ile incelenmelidir. 3.4 Bütüncül Yaklaşım: Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Bileşenleri Kent, birçok bileşenin etkileşimi ile şekillenen canlı bir mekanizma olduğundan, Healey kentsel yenilemenin-dönüşümün ekonomik, sosyal ve politik bileşenler üzerinden incelemesinin daha doğru olduğunu vurgulamıştır. (Healey, 1992) Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma birçok bileşenin karşılıklı etkileşimi sonucunda kendiliğinden veya planlı bir strateji olarak doğmasından ötürü, kentlerin değişimine neden olan bu sürecin de, bütüncül bir bakış açısı ile sosyo-kültürel, ekonomik ve politik bileşenleri çerçevesinde incelenmesinde fayda vardır. 3.4.1 Sosyo-kültürel bileşenler Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın sosyo-kültürel bileşeni, yeni orta sınıfın tüketim kalıpları, değişen demografik yapısı ve yaşam şekli; kültürel faktörler; 42 sanatçıların yaşam şekli; cinsiyet ve eğitim gibi başlıkları içermektedir. Sosyokültürel bileşenin ana aktörleri yeni orta sınıf profesyoneller ve sanatçılardır. •Yeni orta sınıf ve değişen demografik özellikleri: 1960’lardan sonra yaşanan sanayi sektöründe azalma, finans ve hizmetler sektöründe artışa neden olmuş ve küreselleşme ile üretim temelli endüstriden hizmet temelli endüstriye, mesleki sınıf yapısında da işçi sınıfından beyaz yakalı profesyonellere geçilmiştir. Myles’in da belirttiği gibi 1960 ve 80 yıllarının verilerine göre, kalifiye mesleklerin artan bir hızla yayılması, yeni orta sınıf profesyonellerinin ve yönetimsel mesleklerin artmasına neden olurken, işçi sınıfının azalmasına neden olmuştur (Myles, 1988). “Küresel sermayenin dünya üzerindeki örgütlenme şekli, orta sınıfa finans, emlak, hukuk, eğitim, bilim ve ticaret hizmetlerinde çalışan beyaz yakalı işçilerden oluşan yeni bir toplumsal katmanın eklenmesine neden olmuştur” (Harvey, 1997). Beyaz yakalı profesyoneller, önceki orta sınıftan farklı olarak çoğunluğu üniversite mezunu, geç evlenen ve geç çocuk sahibi olan, farklı tüketim kalıpları ve yaşam tarzları olan yeni bir orta sınıftan oluşturmaktadır (Hamnett, 2003; Ley, 1981- 1996). Yeni oluşan bu sınıfı, önceki orta sınıftan ayırmak için de “genç profesyoneller (Đng. yuppie- young urban professional/young upwardly-mobile professional)” (Ley, 1996) ve “ayrı kadro (Đng. distinctive codre)” (Ley, 1994) gibi farklı terimler kullanılmıştır. Keyder, “oluşan bu yeni toplumsal katmanın, kendi kültürel sermayesini kendisinden önceki orta sınıfların kullandığından daha farklı bir şekilde kullanmak niyetinde olmasından ötürü kendisini bir şekilde farklı seçimlerle, farklı tüketim kalıplarıyla, farklı aile yapısıyla ve farklı işlerde çalışarak, bu kişilerden ayrıştırmaya çalıştığını” vurgulamıştır ( Keyder, 2006). “Tek aileli evler ve çocuksuz çiftlerin ortaya çıkmasına neden olan gelişmiş dünyada doğum oranının azalması ve ileri yaşta evlilik daha önceki nesillere göre oldukça farklı ‘ev oluşturma’ uygulamaları ve etkinlikleri doğurmuştur” (Thorns, 2004). Bu noktada değişen demografik özelliklerin konut alanını nasıl etkilediği görülmektedir. Böylece, 1940’larda ‘Đngiliz soylu sınıfı’ tarafından değişikliğe uğrayan tarihi kent içi konut alanları, zamanla yeni orta sınıfın tercihleri etrafında şekillenmeye başlamıştır. 43 •Yeni orta sınıfın konut tercihi: Değişen yaşam ve çalışma koşulları beraberinde farklı konut seçimlerini de getirmiştir. Kendini, önceki orta sınıftan yaşam şekli olarak ayırmaya çalışan yeni orta sınıfın, konut tercihlerine baktığımızda, üç farklı konut tipine rastlanmaktadır. “Bunlardan ilki, kentin çeperlerine kayan, bahçe içinde yaşama imkanı sunan, kapısında güvenlik elemanı duran, dışa kapalı sitelerde yer alan lüks villalardır. Đkincisi, kent merkezine daha yakın alanlarda konumlanan, kapısında güvenlik elemanı bulunan lüks rezidanslardır. Üçüncüsü ise, kent merkezine yakın, köhneleşmiş; ancak tarihi değerleri ve eski mahalle yaşantısı ile kişilere farklı bir yaşam tarzı sunan, yenilenen konutlardır. Bu üç konut tipinin de ortak özelliği, küreselleşmenin sonucu doğan, yeni orta sınıfın ihtiyaçlarını karşılamalarıdır” (Keyder, 2000). Bu konut tiplerinden, yaşam alanları olarak, çalışma mekanlarına ve kentsel yaşamın dinamik ve çok kültürlü yapısına yakın olan tarihi kent içi alanları tercih eden kısmı, Şen’in de vurguladığı gibi “küresel kültürün taşıyıcısı olma niteliğiyle ayrıcalıklı bir kimliğe sahip” olmaktadır (Şen, 2005). Diğer kişilerden ayrıcalıklı bir kimliğe sahip olmak isteyen yeni orta sınıf, yaşam alanlarında da bu ayrımı açık bir şekilde sergilemek ister. Keyder, “yeni orta sınıf için kentin, değer verilmesi gereken kültürel bir miras, çeşitliliği ve toplumsal heterojenliği üzerine titrenmesi gereken değerler” olduğunu belirtirken, kent merkezindeki tarihi konut alanlarının bu kişilerin konut tercihindeki önemini vurgulamıştır (Keyder, 2000). Tarihi kent içi konut alanları, barındırdıkları tarihi ve mimari değerle, kültürel aktivitelere ve eğlence mekanlarına yakınlıkları ile yeni orta sınıfın ayrıcalıklı kimlik arayışına en iyi cevap veren yaşam mekanlarıdır. Çünkü Ley, Butler ve diğerleri sınıf kompozisyonunda oluşan bu değişime bağlı olarak kültürel yönelmelerde ve tercihlerde de değişiklikler olduğunu belirterek, insanların bu nedenle şehir dışında (Đng. suburb) yaşamak yerine şehir merkezilerinde yaşamayı tercih ettiklerini belirtmiştir (Hamnett, 2003). Ley, şehir içi alanları banliyö yaşamına ve banliyölere doğru genişlemelere karşı oluşturulan “muhalefet mekanları (Đng. oppositional spaces)” olarak nitelendirirken, bu alanları “sosyal olarak çeşitli, farklılıklara açık, hoşgörülü, yaratıcı, eskiyi değerlendiren, el hüneri, kişileştirilen, otoritenin hiyerarşik çizgilerine uymama” sözcükleri ile ifade etmektedir (Ley, 1996). 44 Yeni orta sınıfın çöküntü alanlarına yerleşim tercihi, Zukin (1988)’e göre “moda hayat tarzlarına ve yüksek kültüre meraklı tüketicilerin artan sayısına ve yüksek öğrenimine dayalı dönüşümsel tüketime” bağlıdır. Şen’e göre “mekanın sosyo-ekonomik olarak yenilenmesi, işlevinin yeniden üretilmesi ve bu mekansal ortamların tüketicisi olmak yeni orta sınıfın kendi ihtiyaçlarına uygun fiziksel nitelikteki evlerin varlığı ile mümkün olabilecek bir dönüşümdür” (Şen, 2005). •Bebek patlaması (baby boom): Bebek batlaması (Đng. baby boom)7 döneminde doğan kişilerin olgunlaşması, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin oluşumunda son derece etkili olmuştur. 1930’lu yılların küresel ekonomik durgunluğu ve 2. Dünya Savaşı sonrası doğan çocuklar kıtlık yılları arkasındaki bolluğu yaşamışlardır. Bu dönemde çocuklarının büyümesinde aileler büyük özverilerde bulunmuş, kendi yaşayamadıklarını çocuklarına yaşatmaya çalışmışlardır. Bu nedenle, bu dönemin çocuklarının çoğu üniversite mezunu, yüksek tahsilli, hayattan zevk almayı bilen kişilerden oluşmaktadır. Buna bağlı olarak, hayatı özgürce yaşama arzusu, bu kişilerin geç evlenmesine ve çocuk sahibi olma çağına geldiklerinde de kendi ebeveynlerinin aksine daha temkinli davranmalarına neden olmuştur. Munt, farklı yaşamlarından dolayı, bebek patlaması döneminde doğanların olgunlaşmasının, konut piyasasında bir baskı oluşturduğunu ve toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmaya neden olduğunu ifade etmiştir (Munt, 1987). •Kadınların işgücüne katılımının artması ve işe yakınlık: Banliyö yaşamının tersine evin işe yakın olması, yeni orta sınıfı özellikle de kadınları şehir içi alanlara çekmektedir. Warde’ye göre, kadınlar için evin işe yakın olması toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini pekiştirmektedir. Çünkü kent merkezine yerleşme, işe ve eve ulaşım problemlerine çözüm bularak, zamanın daha verimli kullanılmasını sağlamaktadır (Warde, 1991). Kent merkezinde yaşam, “işe yakın, üretken işler için etkin ve izole edilmemiş 7 Baby boom: Đkinci Dünya Savaşı’nda ciddi nüfus kayıpları yaşayan ve savaşın ardından devlet politikası ile üremeye teşvik edilen ABD ve Avrupa halkları, nüfus patlaması (baby boom) dönemi yaşamıştır. Nüfus artışı hızı savaş sonrasında yükselmiş, 1945-50 arasında yüzde 2.17’ye, 1950-60 arasında ise yüzde 2.81'e kadar tırmanmıştır. Bu kuşağın gençlik dönemleri 1968 öğrenci olaylarına, olgunluk dönemleri ise, 1990 sonrası büyük değişim dönemine denk gelmiştir. Nüfustaki bu artış, 1930’lu yılların küresel ekonomik durgunluğunun ve savaşa bağlı evlilik ve çocuk doğumlarında meydana gelen gecikmenin bir sonucudur (Thorns, 2004). 45 çevreler sağlayarak, kadınlar için arkadaşlıkların kurulabildiği sosyal ve destekleyici bir ortama imkan vermektedir” (Rose, 1984). Çünkü banliyölerde kişiler özellikle de konutta daha çok vakit geçiren kadın ve çocuklar, kent içi alanlarda yaşayanlara nazaran dış yaşamdan daha kopuk, izole bir yaşam sürmektedirler. Bu durum da eski komşuluk ve mahalle ilişkilerini özletmekte ve kişileri kent merkezlerine çekmektedir. Bondi (1991), Warde (1991), Buttler/Hamnett (1994), Mc Dowell (1997) gibi kişiler toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinde etkili olan, kadınların çalışmaya başlamasına bağlı “çift gelirin oluşması” ve “evin işe yakın olması” konuları üzerinde durmuşlardır. Bondi; Rose, Ley, Smith ve Short’un çalışmalarını özetleyerek, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın, kadınların işgücüne katılımının artması ile kuvvetlendiğini (özellikle evli kadınlar) vurgulamıştır (Bondi, 1991). Ayrıca kent merkezlerinde olan ancak banliyölerde olmayan, hayatı kolaylaştıran destek servislerinin çeşitliliği orta gelir seviyesindeki profesyonelleri, özellikle de kadınları ve çocuksuz aileleri bu alanlara çekmektedir (Rose, 1984). Bu nedenle şehir içinde yaşamanın en cazip tarafı, yeni orta sınıfın sosyalleşme sürecinin içinde aktif olarak yer almasına imkan vermesidir. •Cinsel farklılıklar (gay-lezbiyen): Toplumun genelinden farklı cinsel tercihleri olan gay ve lezbiyenler bu farklılıklarını konut mekanına da yansıtarak toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin oluşumuna yardımcı olmaktadır. Gayler kendileri için oluşturdukları konut çevrelerinde özel barlar, spor kulüpleri gibi mekanlar yaratarak kendi aralarında sosyal bir alan oluştururlar. Örneğin San Francisco’da Victorian tarzdaki yapıların, gaylerin bu alanı kendi konut alanları olarak benimsemesi ile korunduğu görülmektedir. Aynı şekilde New York-Park Slope’da gerçekleşen toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinde de lezbiyen yoğunluğunun önemli etkisi olmuştur (Lees ve diğ., 2006). •Irk: Özelikle Amerika’da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma çalışmalarında ırk, çok önemli bir bileşen olmaktadır. Çünkü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinde genellikle istenmeyen ırklara mensup kişilerin bilinçli olarak yerlerinden edildiği görülmektedir. Şekil 3.4’te yer alan karikatürde beyaz ırkın başlarda kent merkezinden dış alanlara doğru 46 yayılımı, son zamanlarda ise kent merkezine geri dönüşü çarpıcı bir şekilde gösterilmiştir. Şekilde azınlıkların şehir merkezlerine taşınması ile beyaz ırkın başta medeniyetin simgesi olarak gösterilen şehir merkezlerinden dış alanlara doğru taşındığı görülmektedir. Kent merkezinden dış kısımlara doğru taşınan beyaz ırk, en son olarak da başta medeniyetin simgesi olarak belirtilen kent merkezine geri dönmektedir. Amerika’da yayınlanan aylık bir dergide, Amerikalı soylulaştırıcılar aşağıdaki resimde yer aldığı gibi genç, beyaz tenli ve çocuklu bir aile olarak resmedilmiştir. Bu durum da, kent mekanının değişimine neden olan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın, özellikle Amerika’da, genellikle belirli bir ırk çerçevesinde şekillendiğini veya dolaylı yönden şekillendirildiğini göstermektedir. •Yeni orta sınıfın tüketim tercihleri: Yeni orta sınıfın talep ettiği sermaye, mekanın belirleyicisi olmaktadır. Harvey’in “sembolik sermaye” olarak tanımladığı bu birikim, “sahibinin zevkinin toplumda ne kadar sivrilmiş Şekil 3.4 : Beyaz ırkın kent merkezine geri dönüşü (Url-16). 47 Şekil 3.5 : Amerikalı soylulaştırıcılar (Stay Free, 2004). olduğunun kanıtı olabilecek lüks mallar koleksiyonudur. Üstün zevk kıstasları üzerinden edinilmek istenen büyük karlar, bu yeni orta sınıfın beğenisini oluşturur. Bu beğeni moda olanda, nostaljide8, benzeşimde ve kitsch’te yoğunlaşır” (Harvey, 1997). Bunun sonucunda da tüketim toplumu doğmaktadır. Artık gerçek ihtiyaçlar ile sahte ihtiyaçlar arasındaki ayrım kalkmakta ve tüketimin toplumsal bir ayrıcalık getirdiğine inanılmaktadır. Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, küreselleşme ile doğan kültür endüstrisi ışığında, yeni orta sınıfa kaybolan veya kaybolmakta olan özlem duydukları tarihlerini, kültürlerini yeniden yaşatmak için hazırlanan bir eskiye dönüştür. •Sanatçılar: Eskiye dönüşte yeni orta sınıfa ışık tutan bir kesim bulunmaktadır. Çünkü yeni orta sınıfın ‘farklı yaşam tarzı’ isteği, sanatçıların yaşam tarzlarını benimsemelerine neden olmaktadır. Sadece yaptıkları eserlerle değil 8 Renato Rosaldo’ya göre, nostaljinin bir tanımı, insanın kendi elleriyle tahrip ettiği şeye duyduğu özleme gizemli, akılla açıklanamaz bir anlam vermesidir (mistifikasyon). Nostaljinin bir başka tanımı ise, kendisi bir aldatmaca, bir kurgu olan ideolojinin bir parçası olduğudur (Yavuz, 2006). 48 yaşam tarzları ile de farklılıklar sunan sanatçılar genellikle entelektüel, belirli bir hayat görüşü olan ve kültürlü kişilerin kapsadığı kesimi ifade etmektedir. Kendini bu insanlardan biriymiş gibi hissetmek isteyen veya farklı birer birey olduklarını ifade etmek isteyen kişiler de, onların yaşam biçimlerine benzer bir yaşam tarzı benimseme yoluna gitmektedirler. Sanatçıların tarihi kent içi konut alanlarına yerleşmesinde ‘düşük maliyet’ ve ‘farklı yaşam tarzı’ son derece etkili olmuştur. Sanatçılar, kent merkezinde yer alan tarihi konut alanlarını, düşük maliyetleri nedeniyle kendi yaşam koşullarına uygun bularak, buraları kendi kimliklerine uyan mekanlar haline dönüştürmüşlerdir. Kuşkusuz, başlarda kimsenin ilgilenmediği, sırt çevirdiği, hatta düşük statü gösteren mekanlar olarak nitelendirilen bu alanlar, özellikle sanatçıların yerleşimi ile birlikte farklı yaşam tarzları benimseyen yeni orta sınıf için yüksek statü göstergesine dönüşmüştür. Bu durum da yeni orta sınıfın neden çöküntü haline gelmiş tarihi konut bölgelerini yeni yaşam alanları olarak tercih ettiklerini açıklamaktadır. Şekil 3. 6’da Behiç Ak’ın sanatçıların peşinden giden yeni orta sınıfı çarpıcı bir şekilde anlatmak için çizdiği karikatür yer almaktadır. Şekil 3.6 : Sanatçıların peşinden giden yeni orta sınıf (Behar, D., Đslam, T., 2006). “Ticari alanlar estetik düzen için, ticarileştirilmiş sanat gibi anlamdan soyutlanmış kısır alanlar olarak görülmektedir. Banliyöler ve alışveriş merkezleri, insani zevklerin yok edilişinin ve toplu pazarın sembolleridir. Bu nedenle zamanla, ticari olarak sömürülen bu mekanlar veya durumlar, 49 sanatçılar tarafından reddedilen alanlar haline gelmiştir” (Ley, 2002). Bu durumda da, tarihi kent içi alanların yaşam alanı olarak tercih edilmesinde “kültürel sermaye bakımından zengin, ekonomik sermaye bakımından fakir sanatçılar” büyük rol almış ve toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma “ekonomik sermayeye daha zengin kesimden takipçiler getiren sanatçıların kültürel yetkinliklerinin toplumsal değerlendirilmesi” olarak tanımlanmıştır (Ley, 1996). Sanatçıların yeni orta sınıfı kent merkezine çekmesine verilecek en iyi örnek, New York’un Soho Bölgesi’nde yaşanan olaydır.9 Soho, 1940 yılında düşük maliyetinden ve sanatçıların yaşam tarzlarına olan uygunluğundan dolayı sanatçılar tarafından konut bölgesine dönüştürülmüştür. 1973 yılında da bir kültür merkezi etiketi ile sunulmaya ve pazarlanmaya başlanmıştır. Bu dönemde, sanatçılara devlet ve belediyeler tarafından maddi destekler verilmeye başlamış ve bu desteklerle birçok eski bina, sanat atölyesi ve sanatçılar tarafından yürütülen etkinlik alanlarına dönüştürülmüştür. Fakat bir yandan da sanatçılara Soho’daki mekanların dönüşümü ile ilgili söz hakkı verilmemiş ve bu semtin pazarlanmasında, etiketlenmesinde sanatçılar ve sanat üretimi çekici bir pazarlama stratejisi olarak kullanılmıştır. Bu durumdan da anlaşılacağı üzere, sanatçılar toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinde sadece ortamı hazırlayan, bir nevi katalizör görevi gören kişilerdir. Ley’e göre toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, sürece farklı aşamalarda katılanların tanımladığı iki aşamalı bir süreçtir. Birinci aşamada öncüler kent merkezindeki alanları, alanın tarihi ve kültürel değerleri ile yaşam tarzlarına uygunluğu nedeniyle tercih etmektedirler. Bu grupta daha çok sanatçılar yer almaktadır ve yatırım amaçları bulunmamaktadır. Đkinci aşamada ise birtakım riskleri göze alıp kent merkezine yatırım amacı ile yerleşen yeni orta sınıf bulunmaktadır. Zaman içinde ikinci aşamada ilk öncülerin yerlerinden edilmesi de söz konusu olabilmektedir (Ley, 1996; Aktaran Uzun, 2006b). 9 New York’un Soho Bölgesi’nde yaşanan yenileme çalışmaları ikinci bölümde, yeniden canlandırma örnekleri arasında gösterilmiştir. 50 Şekil 3. 7’de Behiç Ak tarafından çizilen karikatürde, sanatçıların süreçteki durumu “Sorma ünlü ve parasız bir insanım. Her gittiğim yerde kiraların artmasında neden oluyorum. Kendi yüzümden kendi kiramı ödeyemez hale gelip başka bir yere taşınıyorum.” cümleleri ile vurgulanmıştır. Şekil 3.7 : Sanatçıların değer artışına neden olması (Behar, D., Đslam, T., 2006). Özetle, Ley ve arkadaşlarının çalışmalarında yer verdiği, kişisel tercihler ve değişen yaşam tarzları, kişilerin yaşam alanlarının şekillenmesinde son derece etkili olmuştur. Değişen hane halkı yapısı, tercihler ve çalışma şartları yeni orta sınıfın neden tarihi kent merkezlerini yaşam alanı olarak tercih ettiklerini açıklamaktadır. Yeni orta sınıfla doğan ve çoğunlukla sanatçılar gibi farklı yaşam tarzını benimseyen bir kesim tarafından şekillenen yeni yaşam koşulları ve tercihleri, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini meydana getiren sosyo-kültürel bileşenleri doğurmuştur. Kuşkusuz bu bileşenler sürecin oluşmasında etkili olan zincirin bir halkasıdır ve süreç diğer halkaların da zincire katılması ile oluşmaktadır. 3.4.2 Ekonomik bileşenler Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın ekonomik bileşenleri; ekonomik değer farklılıkları, arsa ve konut pazarı, ekonomik yeniden yapılanma, yeni konut üretimi ve ulaşım maliyetleri gibi başlıkları içermektedir. Ekonomik bileşenlerin ana aktörleri; yatırımcılar, arsa sahipleri, emlakçılar ve kredi sağlayan bankalardır. 51 •Yeni konut üretimi ve ulaşım maliyetleri: Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma üzerine yapılan çalışmalarda konunun ekonomik bileşeni üzerine yoğunlaşan Smith’e göre, savaş sonrası kentlerde yeni konut üretim maliyetlerinin hızla artması ve yeni yapılaşmanın kent merkezinden uzaklaşması, kent merkezlerindeki konut alanlarının rehabilite edilmesini daha ekonomik kılmıştır. Çünkü Smith’e göre banliyöleşme ile artan ulaşım maliyetleri insanların kent merkezini tercih etmelerinde etkili olmuştur (Smith, 1996). Sosyo-kültürel bileşenlerde yer verilen evin işe yakın olması kişisel bir tercih olarak görülmesine karşın, Smith’ in vurguladığı gibi, konunun ekonomik bir boyutu da bulunmaktadır. •Rant Farkı-Değer Farkı Teorileri: Smith’e göre insanları kent merkezinde yaşamaya iten en önemli nedenlerden biri de, rant farkı teorisi (Đng. rent gap theory) olarak adlandırdığı, “bir alanın yatırımsızlık dönemi ile yatırım yapıldığı süreç arasında oluşan değer farkı”nın fazla olmasıdır. Süzülme sürecinin (Đng. filtering theory)10 gerçekleşmesi ve mahallelerin çöküntü alanları haline gelmeleri ile rant farkı daha da artmaktadır. Rant farkının arttığı durumlarda yatırımcı yapıları daha ucuza almakta, yenileme için devletten yardım almakta ve sonucunda oluşan satışta da değer artışından dolayı kar etmektedir. Böylece Smith’ e göre rant farkının fazla olduğu alanlarda toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, arsa ve konut pazarının beklenen bir sonucudur. Bu nedenle süreci sadece kişilerin tercihlerine bağlamak, sürecin oluşmasında son derece etkin rol oynayan inşaatçıları, yatırımcıları, arsa sahiplerini, konut kredisi sağlayan bankaları, emlakçıları, kısacası süreci oluşturan diğer aktörleri göz ardı etmek olur (Smith, 1996). Sykora’nın da vurguladığı gibi süreç, rant farkının en fazla olduğu alanlarda yani mülkiyetin geliştirilmesi ile elde edilecek karın maksimum olduğu alanlarda gerçekleşmektedir. Büyük kar oranları; terk edilen, bozulan, iyi konumda olan ve konut çevresi için çekici bileşenleri olan alanlarda 10 Süzülme süreci (Đng. filtering theory): “Süzülme sonucu bir ekonomik grubun boşalttığı alana daha alt gruptan bir nüfus hareketidir” (Özden, 2008). Böylece orta ve yüksek gelir konutlarının boşalması ile fakirler ve piyasaya ilk girenler için konut sağlanacağı düşünülmektedir (Thorns, 2004). 52 sağlanmaktadır. Başka bir deyişle rant farkı, gecekonduların olmadığı metropolitan alanda çok düşük kira seviyelerine sahip olmayan alanlarda en fazladır (Sykora, 2005). Smith tarafından geliştirilen rant farkı teorisinin Amerika’da yaşanan süreci açıklamasına rağmen Avrupa gibi diğer ülke örneklerindeki süreci açıklamakta yetersiz kalması üzerine, Hamnett tarafından bütünleyici bir kuram olan değer farkı teorisi (Đng. value gap theory) geliştirilmiştir. “Değer farkı teorisi, binanın boş hali ile kiralanarak oluşan yatırım değeri (Đng. tenanted investment value) arasındaki değer farkını ifade etmektedir” (Hamnett, 1984). Özellikle Avrupa kentlerinde yaşanan Kira ve Đskan Kanunlar’ı kişilerin kiralık konutlarından beklenen geliri elde edememelerine neden olmuş ve yapıların bakımsızlığından dolayı da mal sahipleri sorumlu tutulmuştur. Buna ek olarak konut alımında artan devlet desteğiyle birlikte kiralık konutlar, satılık konutlar haline gelmiştir. Hamnett tarafından ortaya atılan değer farkı teorisi de Avrupa’da kiralık bir evin satın alınması için oluşan baskıyı açıklamakta kullanılmıştır (Lees ve diğ., 2006). Bir alanın toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini yaşayabilmesi için öncelikle uzun bir yatırımsızlık dönemi geçirmesi gerekmektedir. Yerleşim alanları bu dönemden sonra yoğun yatırımların yapıldığı bir sürece girmektedir. Çoğunlukla, yoğun yatırım süreci de arkasından durgunluk ve tekrar bir yatırımsızlık süreci ile başa geri dönmektedir. Kent mekanında bir döngü şeklinde yaşanan bu oluşumlar kaçınılmazdır. Yatırımsızlık döneminde konut fiyatlarının düşüklüğü nedeniyle bazı konutların satın alınarak rehabilite edildiği görülmektedir. Bu daha çok bireysel ve küçük çaplı bir değişim olduğundan etkileri algılanmayacak kadar küçüktür. Çünkü bu durum sadece sürecin oluşmasında bir kıvılcım niteliğindedir. Daha sonra çöküntü haline gelen yerleşim alanları bünyesinde barındırdığı kar potansiyeli, yeni orta sınıfın talepleri ve hükümet yardımlarıyla özellikle yatırımcıları bu alanlarda yatırım yapmaya çeker ve bu safhada yenilenen konutlarla yenilenmeyen konutlar arasında Smith’in de vurguladığı gibi rant farkı büyür. Kent mekanında bir döngü şeklinde yaşanan bu ekonomik değişim şekil 3.8’de şematik olarak gösterilmiştir. 53 YATIRIMSIZLIK DÖNEMĐ (KÖHNEME) Ekonomik bileşen: Arazi-konut fiyatları düşer. Fiziki bileşen: Fiziki yapı bozulur. Sosyo-kültürel bileşen: Düşük gelir seviyesindeki kişiler çoğunluktadır. RANT FARKININ (RANT GAP) MAX. OLDUĞU ARALIK YATIRIM DÖNEMĐ Ekonomik bileşen: Arazi-konut fiyatları artar. Fiziki bileşen: Fiziki yapı iyileşir. Sosyo-kültürel bileşen: Düşük gelir seviyesinden orta-üst sınıflara doğru değişim görülür. DURGUNLUK DÖNEMĐ Ekonomik bileşen: Arazi-konut fiyatları sabit kalır/ azalabilir. Fiziki bileşen: Fiziki yapı yavaş yavaş eskimeye başlar. Sosyo-kültürel bileşen: Sosyal yapı sabit kalır/ yavaş yavaş düşük gelir seviyesine doğru değişim görülebilir. Şekil 3.8 : Kent mekanındaki ekonomik değişim döngüsü. •Ekonomik yeniden yapılanma ve kutuplaşma: Sassen’e (1991) göre, “sosyoekonomik ve maaş kadrosu olarak iki uç noktada yer alan meslekler arasındaki yoğunlaşma, ekonomik olarak yeniden bir yapılanmayı doğurmuş bu olay da sosyo-ekonomik bir kutuplaşma yaratmıştır” (Lyons, 1995). Kutuplaşmanın bir ucunda yüksek gelire sahip kişilerin istila (Đng. invasion) ettikleri alanları ıslah etmesi ve bu alanların değerini arttırması yer alırken, diğer ucunda da artan değerleri karşılayacak ekonomik durumu olmayan kişilerin yerlerinden edilmesi bulunmaktadır. Bu nedenle de Marcuse’a (1986) göre, “toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma kentin coğrafyasına damgasını vuran bir kutuplaşma” olarak tanımlanabilir (Marcuse, 1986; Aktaran Lyons, 1995). •Vergi ve ekonomik yeniden canlanma: Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, konut mekanında sosyal bir dönüşüm yaratmakla birlikte mekanın ekonomik olarak dönüşmesine de neden olmaktadır. Magnusson’un da vurguladığı gibi üst ve orta sınıf, vergi gelirleri üzerinde son derece etkilidir. Bu sınıfların banliyölere gidişleriyle birlikte ekonomik olarak zorlanan kent merkezlerinde yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci, bu alanların ekonomik olarak yeniden canlandırılması açısından son derece 54 etkilidir (Magnusson, 2005). Çünkü üst ve orta sınıfın kent merkezine taşınması, vergilerini de bu alanlara yatırmalarına neden olmaktadır. 3.4.3 Politik bileşenler Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın politik bileşeni, devlet politikalarıyla şekillenmektedir. Politik bileşenin aktörü devlettir. “Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, önceleri olduğu gibi, sıra dışı birkaç yerel yerleşim alanını kapsayan bir olay olmaktan çıkıp zamanla global kentlerin yaşadığı daha sistematik ve kapsamlı bir devlet politikası haline dönüşmüştür” (Smith, 2008). Vergi elde etme ve kentsel yayılımı durdurma, kentsel yenileme politikalarının temel hedeflerinden biri haline gelmiştir. Bu çerçevede, kent merkezlerinde yaşanan boşalma sürecini tersine çevirmek, yerel yönetimlerin temel uğraş alanlarından biri olmuştur. Bu nedenle de yerel yönetimlerin birçoğunun, daha fazla nüfusu kent merkezlerine çekmenin yollarını aradıkları bilinmektedir. “Merkezlere gelmesi istenen nüfus hiç de rastlantısal olarak davet edilmemektedir. Yerel yönetimlerin, bu nüfusu belli bir program dahilinde, farklı sosyal gruplar içinden, belli bir denge doğrultusunda seçip belirlediği görülmektedir. Bu sosyal gruplar arasında mülk sahibi kullanıcılar, hükümetten para yardımı alan kiracılar, diğer kiracılar, çocuksuz genç yetişkinler, yaşlılar ve çocuklu aileler bulunmaktadır. Yerel yönetimler, kent merkezine bu sosyal grupların her birinden belli oranlarda nüfus çekerek, merkezleri, hedefledikleri misyonuna kavuşturmayı ummaktadırlar” (Özden, 2008). Bu çerçevede, kent merkezlerine yatırımı teşvik etmek ve kentten kırsal alanlara doğru kentsel yayılımı (Đng. urban spraw) engellemek için hükümetler çeşitli politikalar üretmektedirler. Bu politikaların içinde kent merkezinde yatırım yapacak kişilere sağlanan vergi kolaylıkları olabileceği gibi kredi imkanları da yer almaktadır. Devletin yatırımcı ve yeni orta sınıfı, kent merkezine çekmeye çalışmasındaki en büyük nedenlerden biri, tüm gününü kent merkezinde geçiren kişilerin vergilerini banliyö belediyelerine yatırarak bu mekanlarda yapılacak yatırımlar için devleti zor durumda bırakmasıdır. Ayrıca yatırımsızlık süreci geçiren alanların suç işlenen mekanlar haline gelerek sosyal refahı bozması da bir başka nedendir ( Bellush ve Hausknecht, 1967). 55 Ekonomik, fiziksel ve sosyal olarak çöküntü yaşayan kent içi alanlar, zamanla suç oranlarının da artması ile kent içinde kapalı gettolar haline gelmiştir. Bu durum da bu alanların kente kazandırılması ihtiyacını doğurmuştur. Bunun sonucunda da kişisel tercihleri nedeniyle yeni orta sınıfın ve ekonomik karlılığı nedeniyle de girişimci ve yatırımcıların ilgisini çeken kent içi alanlarını canlandırmak kentsel yenileme politikalarının ana hedeflerinden biri haline gelmiştir. Ticari olarak zayıflayan bir alandaki ticari aktiviteyi arttırmak da devlet politikaları arasında sayılmaktadır. Kentsel yenileme çalışmaları ile yaşanan sınıfsal değişim ticari mekanlarda da bir değişim yaratmaktadır. Kısacası devlet, uzun süre yatırım yapılmayan köhnemiş kent içi alanlarda yaşanan vergi oranlarındaki düşüş, suç oranlarındaki artış ve ticari aktivitelerdeki bozulma nedenlerinden ötürü, yaptığı yardımlarla ve politikalarla bu alanları tekrar kazanma yoluna gitmektedir. Tüm bu verilerden anlaşılacağı üzere, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin gerçekleşebilmesi için dünyanın her yerinde aynı olan bileşenler; köhnemiş ancak mimari değeri olan yapıların bulunduğu boş veya kendini savunacak ekonomik ve siyasi gücü olmayan kişilerin yaşadığı bir alan, ortamı hazırlayan ve çekici kılan sanatçılar, entelektüeller, harcayabilecek parası olan yeni orta sınıf, rant kaygısı güderek sürecin üretim kısmında görev alan kişiler (girişimciler, sigortacılar, inşaat şirketleri) ve kent merkezlerini yeniden canlandırmak isteyen devlet ve bu amaçla uygulanan kamu politikalarıdır. 3.5 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin Sonuçları Yaşanan değişimler göz önünde bulundurulduğunda sürecin, hem pozitif hem de negatif sonuçları olduğu gözlemlenmektedir. Çünkü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma farklı kişiler için farklı anlamlar içeren karmaşık ve çok boyutlu bir süreçtir. 1985’te New York Times’ta “Soylulaştırma Kötü Bir Kelime mi?” (Đng. Is Gentrification a Dirty Word?) başlıklı bir makale yayınlanmıştır. Bu makaleye göre, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma kimine göre geliştirilmiş konut alanı iken, kimine göre ekonomik olarak karşılanamayacak konut alanı demektir. Kimine göre güvenli sokakları ve yeni ticari fonksiyonları ifade ederken, kimine göre homojen bir sosyal dokuyu ifade etmektedir. Bazıları için konut sahipliğine geçiş iken, bazılarına 56 göre de yüksek kira oranı demektir (The New York Times, 1985). Çünkü önemli olan nokta, sürecin kimin için değerlendirildiğidir. Freeman’a göre de toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma farklı kişileri hatta zaman zaman aynı kişileri bile farklı şekillerde etkilemektedir (Freeman, 2008). Genel hatları ile bakılacak olursa, sürecin sonunda fiziksel iyileşme, sınıfsal değişim, kiracılıktan konut sahipliğine geçiş, konut ve arazi değerlerinde artış gözlemlenir. Slater’e göre “toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, kentlerin fiziksel ve sosyal yapısına şekil vermede önemli rolü olan çekici, güçlü ve bazen de korkutucu derecede hızlı olan bir süreçtir” (Slater, 2002). Konu üzerine yapılan çalışmalardan bazılarında süreç, yapılı çevrenin yenilenmesi olarak görülürken, bazılarında ise büyük sosyal zararlar oluşturan ve alt tabakadan kişilerin yerinden edilişine neden olan bir süreç olarak görülmektedir. Birçok çalışmanın ana konusunu, sürecin en çok eleştirilen sonucu olan yerinden edilme (Đng. displacement) oluşturmaktadır. Hamnett, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmayı, “işçi sınıfı mahallelerinin ya da çok kullanıcılı köhne mekanların, orta veya daha üst sınıf grupları tarafından istila edilmesi ve eski kullanıcıların yerlerinden edilmesi eylemlerini içeren bir süreç” olarak tarif etmektedir (Hamnett, 1984). Benzer yaklaşımla Kennedy’e göre de “üst gelir düzeyine mensup hane halkının, alt gelir düzeyine mensup hane halkı ile yer değiştirerek mahallelerin esas karakterinde ve yapısında oluşturdukları değişimi içeren bir süreçtir” (Kennedy and Leonard, 2001). Sosyolog Đlyasoğlu ve Soytemel süreci, “orta ve üst-orta sınıf kentlilerin, kent merkezlerinde, daha önce çalışan sınıfların oturduğu mahallelere doğru yerleşme eğilimi gösterme trendi” olarak açıklamaktadır (Đlyasoğlu ve Soytemel, 2006). Atkinson’a göre, “yaşanan sosyal, ekonomik ve fiziksel değişimle birlikte kendilerini artık evlerinde hissetmeyen kişiler; mağazaların yapısının değişmesi, komşularının taşınması gibi nedenlerden ötürü sosyal olarak soyutlanmamak için bu alanlardan ayrılmaktadırlar” (Atkinson, 2002). Marcuse da “mahalledeki destek servislerinin, ulaşımın ve kamusal hizmetlerin değişimini” insanların yaşadığı alanları terk etmesi için bir neden olarak görmektedir (Marcuse, 1985). Sykor’a göre sürecin sonunda, yapılı çevrenin yenilenmesiyle birlikte sınıfsal bir değişim yaşanmaktadır. “Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, şehir merkezlerinde yer alan eski yapıların fiziksel olarak yenilenmesi ve yerel halkın onlardan daha üst gelir düzeyine sahip kişilerle yer değiştirmesini içeren eşzamanlı bir süreçtir” (Sykora, 2005). Benzer yaklaşımla 57 Lyons’a göre ise, “toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma şehir içinde yaşanan, yüksek sosyo-ekonomik statüden hane halkının düşük sosyo-ekonomik statüden kişilerle yer değiştirmesini ve fiziksel iyileşmeyi içeren bir süreçtir” (Lyons, 1995). Sürecin sonuçlarını yapılan farklı tanımlar üzerinden yorumlarsak, eğer toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma (Smith’in vurguladığı gibi) bir yeniden yatırım süreci ise, sürecin olduğu yerlerde harap konut stoğuna yatırım yapılmasını gerektirir, bu da değer artışına neden olur. Eğer toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma (Ley’in vurguladığı gibi) yeni orta sınıfın kişisel tercihleri etrafında şekilleniyorsa, sürecin yaşandığı yerlerde sosyal değişim gözlemlenir. Eğer toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma (Zukin’in vurguladığı gibi) kültürel değerlerin tüketimi ile ortaya çıkıyorsa, sürecin sonunda kültürel bir değişim gözlemlenir ( Bernt and Holm, 2005). Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini olumlu açıdan değerlendiren Lees’in, azat etme teorisine (Đng. emancipatory theory) göre, “bu süreç insanları kent merkezinde bir araya getirerek; sosyal bütünlük, tolerans ve kültürel çeşitlilik sağlamaktadır” (Lees, 2000). Yine sürece olumlu açıdan bakan Kennedy’e göre, başlarda özel sektör tarafından yatırım yapmakta tereddüt edilen ve riskli bulunan kent içi tarihi alanlara, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma çalışmaları ile yatırımın teşvik edildiği görülmektedir. Kennedy, sürecin yaşandığı alanlarda yapıların ve sokakların iyileştiğini, toplumda iş ve servis imkanının yaratıldığını, istihdamın yükseldiğini ve suç oranının düştüğünü belirterek sürecin sonucunda yaşanan fiziki, ticari ve sosyal değişimlere ışık tutmuştur (Kennedy, 2002). Shaw ise bu süreci hem pozitif sonuçlarıyla, yani yeni yatırım, fiziki iyileşme, konut sahipliği oranında artma11 olarak, hem de negatif yönleriyle yani fakir hane halkının yerinden edilmesi, sosyal homojenlik ve düşük fiyatlı konut bulma imkanında azalma olarak değerlendirmektedir (Shaw, 2005). Bu yaklaşımın bir benzeri de Bourne’da görülmektedir. Bourne’ya göre “şehir içi alanlarda yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma; konut kalitesini, sosyal servis düzeyini ve yerel vergileri arttırır, düşük kiralı konut stoğunu azaltır ve yerinden edilmeye neden olur” (Bourne, 1993). 11 Bir alanda konut sahipliği oranı ne kadar fazla ise, o alanda toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin yaşanma ihtimali o kadar düşüktür. 58 Smith’in, intikam alma teorisine (Đng. revanchist theory)12 göre ise, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma “şehrin çalınmasına karşı orta sınıf tarafından oluşturulan bir reaksiyon” olarak görüldüğünden, olumsuz bir süreç olarak ifade edilmektedir (Smith, 1996). Çizelge 3.3 : Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin sonuçları. Kaynak: (Atkinson, R., and Bridge, G., 2005) POZĐTĐF Çöküntü alanlarının stabilizasyonu Artan emlak değerleri Yerel vergilerde artış Đleriki gelişmeler için yüreklendirme ve finansal kapasitenin artması Merkezi alanlardan kent dışına yayılımın engellenmesi Sosyal kaynaşmanın artması Devlet yardımı almadan veya alarak rehabilitasyon NEGATĐF Değer artışından dolayı yerinden edilme Yerinden edilmenin psikolojik etkileri Halkta çatışmalar Elde edilebilir konut sayısında azalma Karşılanamayacak değerde emlak fiyatlarında artış Evsizlik Kulisler için yerel harcamalar yapılması Ticaretin ve endüstrinin yerinden edilmesi Yerinden edilme ve çevredeki ucuz alanlarda konut talebi Sosyal çeşitliliğin yok oluşu Nüfus azalımı Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin pozitif ve negatif sonuçlarını özetlemek için, Atkinson ve Bridge tarafından oluşturulan 3.3 nolu çizelgeden yararlanılabilinir. 3.6 Kavramsal Çerçeve: Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Süreci Etkileşim Sistemi Kent mekanının değişim ve dönüşümü üzerine yapılan çalışmalarda geliştirilen yaklaşımlar genelde konuyu bir veya iki bileşen üzerinden irdelemiştir. Ekolojik yaklaşım, neo-klasik ekonomik yaklaşım, neo-weberian yaklaşım, sosyolojik yaklaşımlardan sosyo-mekansal yaklaşım ve kentsel mekanının ayrılması yaklaşımları, sosyo-kültürel bileşenlere ışık tutarak, 1970’lerden sonra toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma üzerine geliştirilen talep yönlü yaklaşımları şekillendirmiştir. 12 Revanchist kelimesi Fransızca intikam anlamına gelen “revanche” sözcüğünden gelmektedir. Revanchist, 19.y.y.’ın sonlarında 2. Cumhuriyet’in liberalizmine karşı oluşan milliyetçi orta sınıf grubunu ifade etmektedir (Smith, 1996). 59 Aynı şekilde, neo-klasik ekonomik yaklaşım, politik ekonomik yaklaşım, neoweberian yaklaşım, sosyolojik yaklaşımlardan sosyo-mekansal yaklaşım ve büyüme mekanizması yaklaşımları da ekonomik bileşenleri konu etmesinden ötürü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma üzerine geliştirilen arz yönlü yaklaşımları şekillendirmiştir. Kent mekanının değişimi ve dönüşümü üzerine geliştirilen yaklaşımlardan, politik ekonomik yaklaşım ve sosyo-mekansal yaklaşımlar da politik bileşenlere ışık tutmuştur. Geliştirilen bu yaklaşımlar üzerinden şekillenen ve toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmayı sosyo-kültürel ya da ekonomik bakış açısı ile inceleyen çalışmalar çok bileşenli olan yapıyı açıklamada yetersiz kalmıştır. Bu nedenle sürecin oluşmasında etkili olan sosyo-kültürel bileşenler (yeni orta sınıfın tüketim kalıpları, değişen demografik yapısı ve yaşam şekli; kültürel faktörler; cinsiyet; ırk ve eğitim), ekonomik bileşenler (ekonomik değer farklılıkları, arsa ve konut pazarı, ekonomik yeniden yapılanma, yeni konut üretimi ve ulaşım maliyetleri) ve politik bileşenler (devlet politikaları ve devlet yardımları) birarada değerlendirilmelidir. Ayrıca sürecin fiziksel bir değişim yaratması ve tarihsel süreçte birçok olayın sonucu olarak şekillenmesi de süreçteki öteki bileşenleri oluşturmaktadır. Bu nedenle bileşenleri açısından ‘kaotik’ olan bu yeniden yapılanma süreci tüm bileşenleri doğrultusunda bütüncül bir bakış açısı ile irdelenmelidir. Bir alanda toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin varlığı sosyal, ekonomik ve fiziksel bazı dinamiklerle test edilmektedir. Bu dinamikler sürecin yaşandığı alana bağlı olarak değişmesine karşın, temel olanlarına aşağıda yer verilmiştir. Sınıfsal değişim ve bölge halkının yerinden edilmesi bu dinamiklerden ilki olan sosyal dinamikler arasında sayılabilir. Artan değerleri karşılayamayan alt gelir seviyesindeki kişilerin sürecin sonunda yerlerinden edildikleri ve bunun da sınıfsal değişimi ve sınıfsal homojenliği doğurduğu gözlemlenmektedir. Bu durum yerinden edilen kişilerde olumsuz psikolojik sonuçlar yaratmaktadır. Genelde devlet politikası olarak teşvik edilen bu süreç, banliyöleşme ile oluşan kentsel yayılımı engellemekte ve sınıfsal değişim ile birlikte suç oranında da azalma gerçekleştirmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki süreci yaşayan alanda azalan suç oranları, kişilerin çevre alanlara 60 itilmesi ile yeni suç alanları oluşturmaktadır. Sosyal homojenlik, yeni orta sınıfın benzer kişilerle yaşama arzusunu desteklemesi açısından da hem yeni orta sınıf hem de bunu bir pazarlama stratejisi olarak gören yatırımcılar için olumludur. Değer artışı ve ticaretin yapısında yaşanan değişim ise, sürecin ekonomik dinamikleri arasında sayılabilir. Köhnemiş tarihi konut alanlarında yaşanan fiziksel iyileşme sonucu, bu alanlarda değer artışı gözlenmektedir. Oluşan değer artışı mal sahibi ve yatırımcılar için olumlu bir sonuç yaratmaktayken, aynı değer artışı alt gelir seviyesindeki kişiler için elde edilebilir konut sayısını azaltmakta ve kiracıların yerinden edilmesine neden olmaktadır. Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci sonunda, konutlarda olduğu kadar ticari alanların yapısında da değişim ve dönüşüm görülmektedir. Mahalle bakkalları, küçük atölyeler ve dükkanlar yavaş yavaş yerlerini sanat galerilerine, lüks restoran, kafe ve dükkanlara bırakmaktadır. Sınıfsal ve ticari değişim beraberinde yerel mali gelirde de artış getirmektedir. Böylece önceden devleti ekonomik olarak zorlayan bu sorun sürecin sonunda çözülmektedir. Alanda yer alan yapıların fiziksel iyileşmesi de fiziksel dinamikler arasında sayılabilir. Yapılan yenileme çalışmaları ile alanda yaşanan fiziksel iyileşme, yerli halk için yaşanılabilir sağlıklı alanlar yaratırken, yeni orta sınıf için statü göstergesi ve kar aracı olmaktadır. Aynı zamanda yapıların yenileme çalışmaları ile korunması deprem vb. risk alanlarında, tarihi yapıların sürdürülebilirliği ve risksiz yaşam alanları oluşturmak açısından da önemlidir. Yukarıda sayılan dinamikler bir alanda toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin yaşandığının göstergesidir. Eğer bir alanda sınıfsal bir değişim, değer artışı ve buna bağlı yerinden edilme, ticari yapının değişmesi ve fiziksel iyileşme yaşanıyorsa o alanda T.M.Y.Y. sürecinin yaşandığından bahsetmek mümkündür. Sürecin pozitif veya negatif olarak değerlendirilmesi daha önce de belirtildiği üzere, bu değerlendirmenin kimler için yapıldığında gizlidir. Çünkü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma yeni orta sınıf, yatırımcılar ve devlet için çoğunlukla olumlu bir süreç iken sürecin sonuçları açısından değerlendirildiğinde, yerli halk için olumsuz bir süreçtir. Şekil 3.9’da Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanama süreci etkileşim sistemi yer almaktadır. Bu sistemde, farklı bileşenlerin etkisinde şekillenen T.M.Y.Y. 61 KENTĐN BÜYÜMESĐ VE DEĞĐŞMESĐ ÜZERĐNE GELĐŞTĐRĐLEN YAKLAŞIMLAR TEK YÖNLÜ YAKLAŞIMLAR BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM TALEP YÖNLÜ YAKLAŞIM T.M.Y.Y. BĐLEŞENLERĐ T.M.Y.Y. AKTÖRLERĐ SOSYOKÜLTÜREL BĐLEŞEN -Yeni orta sınıf profesyoneller, Sanatçılar, -Yerli halk ARZ YÖNLÜ YAKLAŞIM SOSYOKÜLTÜREL BĐLEŞEN EKONOMĐK BĐLEŞEN -Yatırımcılar, Arsa sahipleri, Emlakçılar, Kredi sağlayan bankalar -Yeni orta sınıf profesyoneller, Sanatçılar, -Yerli halk EKONOMĐK BĐLEŞEN -Yatırımcılar, Arsa sahipleri, Emlakçılar, Kredi sağlayan bankalar POLĐTĐK ve YÖNETĐMSEL BĐLEŞEN -Devlet -Merkezi ve yerel yönetimler TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA Sınıfsal değişim Emlak değerlerindekiralarda artış Ticaretin yapısında değişim Kendine yakın kişilerle bir arada yaşama isteği Statü /kar Tercihleri doğrultusunda yeni bir ticari alanın kurulumu Mimari değeri yüksek konut Dışlanma/yerinden edilme/ sosyal yapıda çöküş Elde edilebilir konut sayısında azalma/ yerinden edilme Mevcut ticaretin yerinden edilmesi Yaşanabilir sağlıklı çevre ve konutlar Pazarlanabilirlik Kar Kar Pazarlanabilir konut çevreleri Kent merkezlerinin, yüksek vergi getiren üst ve orta sınıfa bırakılması Kent merkezinde vergi artışı Kent merkezinde vergi artışı Sürdürülebilir –risksiz konut T.M.Y.Y. DĐNAMĐKLERĐ YENĐ ORTA SINIF YERLĐ HALK T.M.Y.Y. AKTÖRLERĐ YATIRIMCILAR DEVLET Fiziksel iyileşme Şekil 3.9 : Kavramsal çerçeve: toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin etkileşim sistemi. 62 sürecine ve sürecin sonucunda doğan dinamiklere yer verilmiştir. Sürecin varlığına işaret eden dinamikler farklı aktörler açısından ayrı ayrı irdelenmiştir. 3.7 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin Dünyadaki Değişimi Kentlerin değişimine neden olan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci, sürecin oluşmasına neden olan aktörlerin, bu aktörlerin rollerinin, ekonomik yapılanmanın veya politik kararların değişmesiyle zaman içinde farklıklar göstermiştir. Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin yaşadığı bu değişim özellikle son yıllarda yapılan çalışmaların ana konusu olmuştur. Đlk olarak 2000 yılında Hackworth ve Smith, dünyada yaşanan bu değişimi göstermek amacıyla toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin farklı etaplarını içeren bir model oluşturmuşlardır. Daha çok New York’ta yaşanan süreci anlatan modelde süreç üç ana, iki geçiş dalgasına ayrılmıştır (Hackworth and Smith, 2001). •1. Dalga (1950-1973): Geliştirilen modele göre 1950-73 yılları arasında yaşanan süreç “tek tük ve devlet odaklı toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma (Đng. sporadic and state led gentrification)” olarak adlandırılmaktadır (Hackworth and Smith, 2001). Sürecin ilk zamanlarında, özel şirketler tarafından kent içi konut alanlarına yapılan yatırım riskli görüldüğünden projeler daha çok devlet tarafından az sayıda ve küçük ölçeklerde gerçekleştirilmiştir. Bu dönemin gelişmesinde Đngiltere’de ev geliştirme izinleri (Đng. house improvement grants) ve Amerika’da 1949-54 yılları arasında geçerli olan konut kanunu (Đng. housing act) etkili olmuştur (Hackworth and Smith, 2001). Geçiş dönemi (1973-1977): Çoğu ülkede yaşanan ekonomik kriz ile ucuzlayan konut, dükkan ve ofis alanları yatırımcılar için cazip bulunmuş, bu durum da 1980’lerde yaşanan değişim sürecine zemin hazırlamıştır (Hackworth and Smith, 2001). • 2. Dalga (1978-1988): Genişleme ve karşıkoyma süreci olarak adlandırılan ikinci dalgada, devlet birinci dalgadan farklı olarak süreçte ana aktör olmak yerine sadece özel sektörün işini kolaylaştırıcı bir şekilde görev almıştır. Bu dönemde devletin rolü, kent yönetiminden kent girişimciliğine doğru kaymış 63 ve özel kamu işbirliği ile gerçekleştirilen projelerde yatırımcıların rolü artmıştır (Hackworth and Smith, 2001). Başlarda Amerika ve Đngiltere özelinde ilerleyen süreç, 1980’lerde global olmayan şehirlere de kaymıştır. Bu dönemde toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın etki alanının genişlemesiyle, sürecin en eleştirilen sonucu olan yerli halkın yerinden edilmesine karşı büyük ayaklanmalar başlamıştır. Ayrıca bu dönem, sanatçıların toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci üzerindeki etkileri açısından da oldukça önemlidir. New York’da yer alan Soho, Tribeca ve Lower East Side bu dönemde sanatçıların etkisi ile dönüşmüş yerlere örnektir (Hackworth and Smith, 2001). Geçiş dönemi (1989-1983): Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin yavaşladığı dönemdir. • 3. Dalga (1994-1999): Durgunluk sonrası yaşanan bu dönemde süreci yönlendiren ekonomik faktörler, kültürel faktörleri gölgede bırakmıştır. Çünkü bu dönemde holding yatırımcılarının sürece dahil olduğu ve devletin artan yardımlarıyla büyük ölçekli projeler gerçekleştirdiği görülmektedir. Bu dönemde özellikle özel-kamu işbirliği ile farklı kentsel yenileme çalışmalarının uygulandığı ve buna bağlı olarak da farklı toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreçlerinin yaşandığı görülmüştür. Bu dönemde sürecin dünya üzerindeki etkisi oldukça artmış ve çok uzak yerlerde de sürecin örnekleri görülmeye başlamıştır (Hackworth and Smith, 2001; Lees ve diğ., 2006). Hackworth ve Smith’in 2000 senesinde geliştirdikleri modele ek olarak Lees, Slater ve Wyly de 2002 yılından itibaren sürecin farklı bir boyut kazandığını vurgulayarak, modele dördüncü bir dalgayı eklemişlerdir. Bu yeni dönem Lees ve Slater’e göre sadece Amerika’ya özeldir ve Đlgiltere’de yaşanan ulusal şehirleşme politikasının gelişmesinin ve kuvvetlenmesinin bu süreçle bir ilişkisi yoktur (Lees ve diğ., 2006). • 4. Dalga (2002- ): 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz özellikle varlıklı kişilerin konut pazarına ‘alternatif yatırım aracı’ olarak bakmasına neden olmuştur. Ekonomik trendler süreci daha çok şehrin yatırım yapılmayan alanlarına doğru kaydırmıştır. Bu durum da düşük gelirli kiracıları ve konut sahiplerini daha fazla zorlamaya başlamıştır. 1990’larda süreç daha olağan bir 64 şekilde ilerlerken, yıllar süren politik ekonomik çalışmalar sonucunda süreç daha programlı bir hal almış ve ulusal politikalar, maddi olarak daha üst sınıfta yer alan kişileri daha fazla kollar hale gelmiştir (Lees ve diğ., 2006). 3.8 Đstanbul’da Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Tarihi kent içi alanlarda yaşanan değişim, 1980’lerin başında Đstanbul’da da etkisini yavaş yavaş hissettirmeye başlamıştır. Đstanbul’da kent içi alanlarda yaşayan, ekonomik durumu iyi olan azınlıklar, özellikle 1950’lerden sonra yaşanan bir dizi olay sonucu yaşadıkları alanları terk etmiş veya terk etmek zorunda kalmışlardır. Azınlıkların terk ettiği bu konut alanları, alternatif konut alanlarının gelişimi (Nişantaşı, Şişli, Kadıköy) ve kent dışı alanlarda başlayan bahçeli konut alanlarının oluşumu ile zamanla üst ve orta sınıfın da terk ettiği alanlara dönüşmüştür. Kent içi konut alanları, yaşanan bu boşalma ile aynı dönemde, Đstanbul’a iş bulmak amacıyla değişik köylerden gelen birçok göçmen için alternatif konut alanı olmuştur. Göçmenlerin yerleştiği bu alanlar da zamanla fiziksel, ekonomik ve sosyo- kültürel açıdan “çöküntü bölgeleri” haline gelmiştir. 3.8.1 Ekonomik değişimler ve azınlıklara yönelik politikalarla şekillenen toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma Kent içi mekanlarda yaşanan değişim ve dönüşümler daha önce de belirtildiği üzere çok boyutlu bir sürece işaret etmektedir. Bu nedenle bu alanların gerilemesi ve yeniden canlanması sadece fiziksel bileşenlerle değil bunun yanı sıra ekonomik, politik ve sosyo-kültürel bileşenlerle de açıklanmalıdır. Đstanbul’daki tarihi kent içi yerleşimleri Osmanlı Dönemi’nden başlayarak, Cumhuriyet Dönemi’nde yaşanan birçok olayla da beslenerek varlığını günümüze kadar devam ettirmiştir. Đstanbul’da yer alan; Arnavutköy, Ortaköy, Kuzguncuk, Galata, Cihangir, Tünel, Tarlabaşı semtleri ve tarihi yarımadada yer alan bir çok tarihi kent içi konut alanı, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini geçirmiş veya geçirmektedir. Bu alanların farklı coğrafi, ekonomik, sosyo-kültürel, fiziksel bileşenleri olmasına karşın hepsinde bulunan ortak özellik, eskiden gayrimüslim olan kesimin yoğunluklu olarak yaşadıkları yerler olmalarıdır. “Osmanlı’nın son dönemi ile Cumhuriyet sonrası bu semtlerdeki en önemli değişim, siyasal nedenlerle Ermeni, Rum ve Musevi halkın yaşadıkları yerleri terk etmek 65 durumunda kalmaları olmuştur. Yerli halkın buradan gitmesiyle boşalan konut ve işyeri mülkiyetlerinin el değiştirme süreci ve biçimi ise dönemin politikaları açısından çarpıcı bir örnektir. Bu dönemde aynı zamanda kamulaştırmalarla devlet, elindeki mülkiyetlerin miktarını da arttırmıştır. Sonuç olarak bu dönem sonunda devletin izlediği yerleşim politikaları, bugün toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmaya konu olan mülkiyetlerin yasal tarihi açısından önemli bir aşamayı tanımlamaktadır” (Şen, 2005). Yavuz’un da belirttiği gibi “azınlıkların terk ettiği bölgelerdeki konutlar haraptır, boştur, boşaltılabilirdir, mülkiyet durumları Osmanlı Đmparatorluğu’nun çözülmesinden bu yana yaşanan çeşitli zorunlu göçler nedeniyle karmaşıktır, çetrefillidir ve bu durum çeşitli aracılar tarafından el konulmaya zemin hazırladığı gibi, mülklerin ucuza elden çıkarılmasına da yol açmaktadır” (Yavuz, 2006). Bu nedenle, Đstanbul’da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinde azınlıklara uygulanan politikalar son derece etkili olmuştur. Azınlıklara yönelik politikalarla yaşanan süreç ve Türkiye’de yaşanan ekonomik politikalar kronolojik olarak aşağıda özetlenmiştir: 1923-1950 Devlet Egemenliğinde Yaşanan Model (State-Dominated Model): Bu dönemde hızlı sanayileşme yaşanmıştır. Yaşanan Büyük Buhran (Đng. Great Depression) ve 2. Dünya Savaşı, Türkiye’nin de ekonomisini olumsuz yönde etkilemiştir (Uzun, 2001). Bu dönemde azınlıklara yönelik uygulanan politikalar Ergün (2004) tarafından aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır: 1914-1924: Azınlık nüfusunun siyasal nedenler ile ülkeyi terk etmesi 1923-1924: Yunanistan ile olan zorunlu nüfus mübadelesi13 1942: Varlık Vergisi14 uygulaması ve buna bağlı mülkiyetin el değiştirmesi 1948: Đsrail Devleti’nin kuruluşu ve Yahudi grupların göçü 13 Nüfus Mübadelesi: 1923 yılında Lozan Antlaşması’na ek protokol uyarınca Türkiye’deki Rumların Yunanistan'a, Yunanistan’daki müslümanların Türkiye’ye zorunlu göçü sürecine verilen addır (Url17). 14 Varlık Vergisi: 11 Kasım 1942 tarih ve 4305 sayılı kanunla konulan olağanüstü servet vergisinin adıdır (Url-18). 66 1950-1960 Liberalleşme: Bu dönemde tarımda makineleşmeye geçilmiş, endüstriyel ve finansal yatırım artmıştır. Tarımda makineleşme beraberinde kırsal alanlardan kentlere yoğun göçe neden olmuştur. 1923-50 arası dönemde yaşanan olayların etkisiyle nüfus kaybederek boşalan kent içi alanları, 1950 sonrasında Đstanbul’un bir sanayi merkezi olarak gelişmeye başlaması ve aynı dönemde tarımdaki kapitalistleşmeyle göçün artması ile kente gelen göçmen nüfus için alternatif konut alanı olmuştur. Bu dönemde azınlıklara yönelik uygulanan politikalar Ergün (2004) tarafından aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır: 1950’li yıllar: 6-7 Eylül olayları 1960’lı yıllar: Rum göçü 1974 Kıbrıs Đşgali: Rum göçü 1960-1980 Đkame Modeli (Substitution Model): Bu dönemde iç pazar arttırılmaya çalışılmıştır. 1950-80 arasında, kırsal yerleşimlerden kent alanlarına yaşanan göç sebebi ile hızlı bir nüfus artışı olmuştur. Bu nüfus artışı beraberinde kent içi alanlarda yeni sorunlar doğurmuştur. 1970’lerde özel araba kullanımının artması ile birlikte üst sınıf kent içi alanlarda yaşanan problemlerden kurtulmak amacıyla kent dışı alanlara taşınmıştır (Uzun, 2001, 2006b). “Kent dışı alanlara yeni orta sınıfın göçünün yanında, 1950’lerden sonra sınıfsal ve kültürel özellikleri ile daha homojen nitelikte olan Nişantaşı, Şişli, Bakırköy, Yeşilköy, Kadıköy gibi örneklerde, 1960’larda kat mülkiyeti kanunuyla ve orta sınıfın ekonomik açıdan iyileşmesiyle apartmanlaşma hızlanmıştır” (Şen, 2005). Böylelikle 1970’lere gelindiğinde apartmanlaşarak gelişen orta sınıf semtlerine ve orta sınıfın kent dışına göçü ile gelişen banliyö alanlarına karşılık eski kent içi alanlardaki yoksullaşma daha da artmıştır. 1980 Sonrası Özelleşme Modeli (Privatization Model): “1980’lerde yaşanmaya başlayan küreselleşme sonucuna koşut olarak Türkiye’de ithalata dayalı bir ekonomik model yerine özel sektörün önderliğinde ihracatı destekleyen bir ekonomik model benimsenmiştir. Esnek ve gelişmiş teknolojinin sanayi işletmelerinde üretimin verimliliği ve yüksek ücretli 67 profesyonellerin yer aldığı hizmet sektörünün özellikle tüketici hizmetlerinde uzmanlaşan dallarının gelişimi hız kazanmıştır” (Uzun, 2006b). Narlı, 1980’lerde Türkiye ekonomisinde yaşanan değişimleri aşağıdaki şekilde ifade etmektedir: “Anavatan Partisi genel başkanı Turgut Özal’ın 1983 yılında başbakan olmasıyla başlattığı ihracata yönelik, dışa açılımı getiren, güçlü bir özel sektör yaratmayı amaçlayan ve devletin ekonomi üzerindeki müdahalesini sınırlandıran liberal ekonomik model, Đstanbul’un ekonomik gelişmesini yeniden şekillendirmiştir. Bu program ile dışa açılan ve dünya piyasalarının talebine göre üretimini yönlendiren Đstanbul, gelişmiş ve dünya ekonomisine eklemlenmiştir. Geçmişte tereddüt eden yabancı yatırımcılar Türkiye’de yatırım yapmaya başlamışlar ve Đstanbul’a şirketler açmışlardır” (Narlı, 2006). Bali’ye göre de “1980’lerde serbest piyasa ekonomisine geçiş sadece bir ekonomik program değişikliği değil, devletçiliğin, tekelciliğin sona ereceğinin, batılı yaşam tarzının mağaza vitrinlerinden, basından ve siyah beyazdan renkliye dönüşecek televizyon ekranlarından evlerin içine kadar nüfuz edeceğinin işaretiydi” (Bali, 2006). “Ekonomik yeniden yapılanma, üretimin yeni örgütlenme biçimleri ve hizmet sektörünün bilgiye dayalı yeni dalların da eklenmesi ile artan önemi çalışan nüfusun kompozisyonu ve yapısında değişikliklere yol açarken, toplumun giderek birbirinden kopan ve farklılaşan gruplarının farklı yaşam alanlarını tercih etmesi özellikle ekonomik faaliyetlerin yığıldığı kentlerde yaşam alanlarının dönüşüm ve farklılaşmasına da yol açmıştır” (Uzun, 2006b). “1980 sonrası uluslar arası ticaret, parasal sermaye ve buna bağlı olarak bankacılık, sigorta kurumları ve aracı kurumlar ile mali yatırım ve danışmanlık kurumları, halkla ilişkiler, reklam-pazarlama alanındaki artan yeni istihdam olanakları yeni orta sınıfın oluşumunda ve ekonomik anlamda güçlenmesinde etkili olmuştur. Đstihdamdaki payı artan hizmet sektörü, yeni orta sınıfın genişlemesine neden olurken yarı zamanlı ve geçici çalışma seçeneği genç bir çalışan profili ile kadın emek gücünü arttırmıştır” (Şen, 2005). 1980 sonrası, kent içinden kentin çevresine doğru olan nüfus 68 hareketinin yanı sıra kentin gerilemiş eski semtlerine yeni bir nüfus hareketinin yaşanmaya başladığı bir dönem olması açısından da son derece önemlidir. 3.8.2 Đstanbul’da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin değişimi Đstanbul’da tarihi kent içi konut alanlarında yaşanan değişim süreci, özellikle 1980 sonrası ekonomik yeniden yapılanma ile oluşan toplumsal ve mekansal dinamikler çerçevesinde oluşmuştur. Arnavutköy, Ortaköy, Kuzguncuk, Galata, Cihangir, Tünel, Tarlabaşı, Fener-Balat, Sulukule, Süleymaniye gibi tarihi kent içi alanlar merkezi iş alanlarına, kültürel ve eğlence mekanlarına olan yakınlıkları, barındırdıkları mimari potansiyel ve eski mahalle yaşamına duyulan özlem ile 1980’lerden sonra yeni orta sınıf için alternatif konut alanlarına dönüşmüştür. Đstanbul’da yaşanan bu toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci, süreci oluşturan etmenler, yaşandığı bölge ve zaman açısından, dört ana dalgada incelenebilir. Đstanbul’da dört dalga halinde yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci şekil 3.10’da özetlenmiştir. : Birinci toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası : Đkinci toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası : Üçüncü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası : Dördüncü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası Şekil 3.10 : Đstanbul’da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgaları. 69 Đstanbul’da yaşanan her toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgasının arkasında farklı bir itici kuvvet bulunmaktadır. Đlkinde zengin çevresel değerler çerçevesinde bireysel girişimlerle şekillenen süreç, ikincisinde yoğun kültür ve eğlence etkinlikleri çevresinde şekillenmiştir. Üçüncü dalgada, süreç daha organize bir şekilde hazırlanan kamusal yatırım projeleri üzerinden biçimlenmiştir. Dördüncü dalgada ise, kamulaştırma çalışmaları ile etki alanı daha geniş ancak sosyal yönü oldukça zayıf projeler hazırlanmaya başlamıştır. “Yerel farklılıklar yüzünden bu dört dalga arasında hatta aynı dalga içinde bile (Galata ve Cihangir arasında olduğu gibi) sürecin hızı ve kapsamı farklılık göstermektedir” (Đslam, 2006). Aşağıda Đstanbul’da dört dalgada incelenen tarihi kent içi konut alanlarında yaşanan değişim, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci dinamikleri üzerinden somut örneklerle tarif edilmektedir. Örnekler, sınıfsal değişim ve kiracıların yerinden edilmesi gibi sosyal dinamikler, emlak-kira değerlerinin artışı ve ticaretin yapısının değişmesi gibi ekonomik dinamikler ve fiziksel iyileşme gibi fiziksel dinamikler çerçevesinde incelenmektedir. 3.8.2.1 Birinci toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin birinci dalgasında yer alan Kuzguncuk, Arnavutköy ve Ortaköy gibi Boğaz semtlerinde gerçekleştirilen yenileme çalışmaları, daha çok konut rehabilitasyonunu içermektedir. Ortaköy’de uygulanan rehabilitasyon çalışmaları, sonrasında bu alanda ticari bir canlanmayı da doğurmuştur. Bu durumda da, sürecin sonunda Ortaköy’de ticari ve turistik bir yeniden yapılanma süreci yaşanmıştır. Kuzguncuk, Arnavutköy ve Ortaköy konut alanlarında yaşanan bu değişim, orta sınıf ve üst sınıf tarafından bireysel girişimlerle plansız ve kontrolsüz olarak başlatılan ve oldukça yavaş ilerleyen bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu dönemde gerçekleştirilen yenileme çalışmaları daha çok zengin çevresel değerler çerçevesinde kültürel ve fiziksel dinamikler etrafında şekillenmiştir. •Kuzguncuk: “Kuzguncuk’ta Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaklaşık 1.350 hanenin sadece yetmişini Müslümanlar oluştururken, 1950’lerin başında gayrimüslim nüfusun kendi ülkelerine dönmeye başlaması ile bu oran giderek artmış ve günümüzde gayrimüslim nüfus yok denecek kadar azalarak yerini Anadolu’dan göç eden nüfusa bırakmıştır. Zaman içinde buradaki eski 70 evlerin bazıları apartmanlara dönüşürken, bazıları da sahiplerinin başka yerlere gitmesi veya ölmesi nedeniyle boşalarak bakımsız kalmıştır” (Uzun, 2001). “Evlerin bakımsız kalarak köhnemesinin diğer bir nedeni de 1983 yılında çıkan Boğaz Geliştirme Yasasıdır. Bu yasa ile birlikte binaların iyileştirmesine yönelik kısıtlamalar getirilmiştir. 1979 yılında, Mimar Cengiz Bektaş’ın bu mahalleye yerleşmesi ve satın aldığı evi yenilemesiyle Kuzguncuk’ta yenileme çalışmaları başlamıştır. Bektaş’ı arkadaşları izlerken, Kuzguncuk zamanla, Đstanbul’un Anadolu yakasının önemli bir merkezi olan Üsküdar’a yakın olması ve diğer yerlere ulaşım kolaylığıyla kent içi bir bölge olarak mimarlar, sanatçılar ve yazarlar tarafından tercih edilen bir yerleşim alanı olmuştur” (Uzun, 2006a). Sosyal dinamikler: “Kuzguncuk’ta bilinçli bir yenileme ile toplumsal ve mekansal bütünlüğün korunmuş olması ve yenilenen evlerin çoğunlukla sahipleri tarafından çeşitli sebeplerle daha önceden terk edilmiş olması nedenlerinden ötürü, alanda sürecin sonunda yaşanan yerinden edilme diğer örneklerdeki boyutlara ulaşmamıştır” (Uzun, 2006b). Kuzguncuk’ta toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinden sonra yaşanan sosyal değişim, diğer Đstanbul semtlerine oranla daha az yaşansa da, Uzun’un gerçekleştirdiği alan çalışmasında Kuzguncuk ve Cihangir’de sürecin sonunda ortaya çıkan ve sayıları giderek artan yeni bir orta sınıftan bahsedilmektedir (Uzun, 2001). Bu nedenle de sosyal statüde yaşanan bu değişim, Kuzguncuk’ta bir toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin yaşandığını ve yaşanmakta olduğunu göstermektedir. Bu çerçevede Kuzguncuk örneğinde sürecin ana dinamiklerinden olan sınıfsal değişim yaşanmasına karşın yoğunluğu diğer örneklere nazaran oldukça azdır. Kuzguncuk’taki kiralar dışarıdan bakıldığında yüksek görünmesine karşın, diğer yenilenen semtlerden farklı olarak yerli halkın halen daha Kuzguncuk’ta barınabilmesi bir çelişki yaratmaktadır. Bu çelişkiyi hem Morgül hem de çevrede bulunan emlakçılar, Kuzguncuklulara farklı kira uygulanması şeklinde açıklamaktadır (Morgül, 2006). Bu da mahallelinin kendi içinde kendi imkanlarıyla, sürecin sonunda yaşanan yerinden edilme sorununa buldukları çözüm 71 olarak nitelendirilebilir. Bu nedenle alanda yenileme çalışmalarından önce yaşayan kiracıların süreçten çok fazla etkilenmediği görülmektedir. Bu durum ile toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin dinamiklerinden biri olan kiracıların yerinden edilmesinin az da olsa önüne geçilmiştir. Şekil 3.11 : Kuzguncuk (Url-19). Semtte yaşanan yenileme çalışmaları ile 1997 yılında Kuzguncuk’ta Kuzguncuklular Derneği kurulmuştur. Bu dernek, “Kuzguncuk’a, Kuzguncuk olduğu için yerleşen ve semti korumayı amaçlayan yeni yerleşimcilerle, yıllardır bu mahalleyi ve mahallenin sosyal kültürel dokusunu korumak için emek verenlerin bir araya geldiği işlevsel bir alandır” (Morgül, 2006). Kuzguncuk’ta kurulan bu dernek ve yürüttükleri “Đlya’nın Bostanı’nı Koruma Eylemi”15 Kuzguncuklular’ın semtlerine olan bağlılıklarının bir kanıtıdır. Yerli halkın semtine bağlı olması ve bunun için mücadele etmesi toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini yavaşlatan bir etkidir. Çünkü sosyal değişim daha çok mahallesini koruyabilmek için politik veya ekonomik gücü olmayan, yapılanlara ses çıkartmayan veya çıkartamayan yöre sakinlerinin olduğu alanlarda gerçekleşmektedir. 15 “Đlya’nın Bostanı, son Rum sahibi Đlya ile anılan; Kuzguncuk’un meyve ve sebze yetiştirilen tarihi bostanıdır. Kuzguncuk’un ender yeşil alanlarından olan Đlya’nın Bostanı yerine, özel bir diyaliz hastanesinin yapılacağı haberi üzerine semt sakinleri ayağa kalkmış ve bostanın savunulması yıllarca bu derneğin esas çabası olmuştur” (Mills, 2006). 72 Ayrıca bu dernek, yerel halk ile proje sonrasında alana gelen kişilerin bir arada çalıştığının, ortak bir noktada birşeyler paylaştıklarının ve birbirlerinden rahatsız olmadıklarının da bir göstergesidir. Yeni gelen kişiler ile yerel halkın anlaşması da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci açısından ender rastlanan bir durumdur. Çünkü genellikle süreç sonunda sınıfsal çatışmalar yaşanmaktadır. Ekonomik dinamikler: Kuzguncuk’ta yaşanan değişim, Arnavutköy ve Ortaköy’de yaşanandan farklı bir şekilde ilerlemiştir. “Kuzguncuk’un diğer iki mahalleden farklı olarak sahile yakın bir merkez olmaması ve coğrafi olarak, denize dik olan Đcadiye Caddesi üzerinde konumlanması alanda yeni ticari bir mekanlaşmayı engellemiştir” (Morgül, 2006). Yaşanan değişimle birlikte emlak değerlerinde de bir artış olduğu gözlemlenmektedir. “1990’larda fiziksel yenilemenin yanı sıra yaşanan sosyal ve buna bağlı ekonomik değişim alanda yaşama talebini doğurmuş ve bu durum da kira ve satış fiyatlarının artmasına neden olmuştur” (Uzun, 2006b). Ancak sosyal dinamiklerde bahsedilen farklı kira uygulaması yöntemi alanda sosyal bir değişim yaşanmasını biraz da olsa engellemiştir. Fiziksel dinamikler: Kuzguncuk’ta yer alan tarihi yapıların genellikle yenileme çalışmaları çerçevesinde bireysel girişimler ile satın alınarak rehabilite edildiği görülmektedir. Bu rehabilitasyon çalışmaları çerçevesinde, çoğu atıl durumda olan tarihi yapı korunarak yenilenmiştir. Bu durum da bir döngü şeklinde daha fazla kişinin ilgisini bu alana çekmiş ve tarihi çevrelerde yaşamak isteyen orta sınıf bu alanda konut almaya başlamıştır. •Arnavutköy: “Arnavutköy’de yaşayan azınlık nüfus, Cumhuriyet sonrası yaşanan olaylardan çok etkilenmemiştir. Ancak 1950’li yıllardan sonra ve özellikle 1974 Kıbrıs sorunu etkisi ile Arnavutköy’de yaşayan Rum nüfusu oldukça azalmıştır. 1998’de semtte sadece 15-20 Rum ailesi kalmıştır. Ülke dışına çıkan nüfusun yerini ise, çoğunluğu Karadeniz’den gelen göçmenler almıştır” (Keyder, 2000). Đstanbul’un diğer tarihi kent içi alanlarında olduğu gibi, azınlıkların yerine gelen düşük ekonomik ve sosyo-kültürel seviyeden halkla birlikte, Arnavutköy de zamanla eskimiş ve köhnemiştir. Keyder’in 73 belirttiği gibi bu alandaki yapıların eskimesinin diğer bir nedeni de “1980’den sonraki yeni mevzuat ile tarihi evlerin korunması amacıyla evlerin dış görünüşlerinin değişmesine getirilen katı kurallar olmuştur. Bu çerçevede tarihi yapıların korunması yoksul ailelere ait yapıların üst sınıflarca ele geçirilmesinin reçetesi haline gelmiştir” (Keyder, 2000). Şekil 3.12 : Arnavutköy (Url-20). Sosyal dinamikler: Arnavutköy’ün toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci tamamlanmadığından, semt nüfusu halen daha sınıfsal açıdan karma bir yapıyı yansıtmaktadır. Sınıfsal olarak heterojen bir yapının bulunması da alanda yaşanan sınıfsal değişimin sınırlı sayıda olduğunu göstermektedir. Daha çok sahil kısmında yaşanan fiziksel ve ekonomik değişim bu alanda sınıfsal bir değişim yaşanmasına neden olurken, iç kısımlarda halen daha emlak değerlerinin çok artmadığı gözlemlenmektedir. Bu durum da kiracıların yerinden edilmesi durumuna diğer örneklere nazaran daha az neden olmaktadır. Ekonomik dinamikler: Deniz kıyısında yer alan konutların çoğunun restorana dönüşmesinden ötürü, alanda ticari bir yapılanmadan bahsetmek mümkündür. Kuzguncuk’a nazaran coğrafi konumu Arnavutköy’ün sahil kısmının bu şekilde dönüşmesine imkan vermektedir. Bu durum da bu alanın hem bu alanda yaşayanlar hem 74 de dışarıdan gelen kişiler açısından yoğun olarak kullanılmasına neden olmaktadır. Alandaki emlak değerlerine bakıldığında ise, rehabilitasyon çalışmaları ile yenileme yapılan mekanlarda zamanla bir değer artışı olduğu gözlemlenmektedir. Fiziksel dinamikler: Arnavutköy’de yer alan tarihi yapılar bireysel çalışmalarla yenilenmiştir. Yapıların yenilenmesinde Kuzguncuk örneğinde olduğu gibi yapıların korunarak rehabilite edilmesi yöntemi uygulanmıştır. Çevrenin ve binaların tarihi ve mimari değeri yaşanan değişim için oldukça önemli dinamikler olmuştur. •Ortaköy: “Ortaköy Meydanı ve çevresi 1989 yılında yerel belediye tarafından başlatılan proje çalışmaları ile 1992’de yeniden düzenlenmiştir. 1970’lerin ortalarında Ortaköy Meydanı’nın tarihi kentsel sit alanı olarak ilan edilmesi, buranın tarihsel birikiminin korunması açısından ilk yasal adım olmuştur. Daha sonra ise bunu Turizme Teşvik Kanunları izlemiştir” (Şen, 2005). Sosyal dinamikler: Başlarda meydanın çevresindeki tarihi konut alanlarını restore ederek Ortaköy’e yerleşen yeni orta sınıf, daha sonrasında alana getirilen eğlence mekanları ile birlikte bu alanda yaşayamaz duruma gelmiştir. Böylece tarihi konut alanlarında yaşanan ve yerli halkın yerinden edilmesine neden olan süreç, burada zamanla ticari yaşamın canlanması ile yeni orta sınıf konut alanlarını da etkileyen bir boyut kazanmıştır. Bunun sonucunda da fonksiyon değişikliğine bağlı olarak Ortaköy’de konut alanlarının sayısı giderek azalmıştır. Đstanbul’da yaşanan diğer toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreçlerinden farklı olarak bu alanda konut fonksiyonunun azalması ve yaşanan değişikliklerle ilişkili olarak herhangi örgütlü bir yapının kurulmaması, bu alandaki ekonomik değişimi kolaylaştırmıştır. Ekonomik dinamikler: Rehabilitasyon çalışmaları ile konut alanlarında yaşanan sınıfsal ve fiziksel değişim zamanla ticari ve turistik mekanların da değişmesine neden olarak, öncesinde Arnavutköy ve Kuzguncuk’ta yaşanan değişimden daha farklı bir boyut kazanmıştır. Konutların çoğu ticari ve turistik faaliyetlerin etkin bir şekilde 75 yürütüldüğü mekanlara dönüşmüştür. Bu nedenle de alanın dönüşmesinde ekonomik dinamikler oldukça etkili olmuştur. Şekil 3.13 : Ortaköy sahil şeridi ve meydanı (Url-21, 22). Fiziksel dinamikler: Alanda bulunan yapıların bireysel çalışmalarla rehabilite edildiği görülmektedir. Bu konutlar ticari mekanlara dönüştürülürken fonksiyon değişikliğine bağlı olarak bazı durumlarda plan, statik ve cephe olarak değiştirildikleri gözlemlenmektedir. Yapıların tarihi ve mimari özellikleri ile coğrafi konumu, bu alanın seçilmesinde ve ticari olarak dönüştürülmesinde oldukça etkili olmuştur. 3.8.2.2 Đkinci toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası 1990’ların başında toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin Cihangir, Galata ve Asmalımescit’te yaşanmaya başladığı görülmektedir. Bu örneklerde, daha çok sanatçı ve entelektüellerin ışığında, bireysel mücadelelerle bir değişim süreci yaşanmıştır. Ortaköy örneğinde olduğu gibi bireysel rehabilitasyon projeleri sonrasında bu alanlarda da ticari ve turistik bir değişim oluşmuştur. Bu nedenle ilk dönemde olduğu gibi bu dönemde de yenileme çalışmaları daha çok kültürel ve fiziksel dinamikler etrafında şekillenmiştir. •Cihangir: “20. yüzyılın başında Cihangir’de yaşayanların büyük bir bölümünü gayrimüslimler oluştururken, 1950’lerin sonunda çoğunun ülkelerine 76 dönmesi ile Cihangir’de boşalan konutlara Anadolu’dan göç eden düşük gelirli nüfus yerleşmeye başlamıştır. 1970’lerde kent merkezinin Beşiktaş, Mecidiyeköy yönüne doğru yayılmasıyla Beyoğlu ve çevresindeki mahallelerin önemi giderek azalırken kısa bir süre içinde Cihangir’in de içinde bulunduğu bölge bir çöküntü alanı haline gelmiştir” (Uzun, 2006b). Sosyal dinamikler: Cihangir’in dönüşmesinde sanatçılar büyük rol oynamıştır. Özellikle kendini yaşam biçimi olarak farklı gören sanatçılar için tarihi ve mimari değeri olan çevrelerde yaşama isteği bu alanın yenilenmesinde oldukça etkili olmuştur. 1990 sonrasında buraya ilk yerleşenler arasında olan sanatçılar Beril ve Oktay Anılanmert, satın aldıkları apartmanın özgünlüğünü bozmadan yenileyerek, bu alanda yaşamaya başlamıştır. Daha sonrasında ise onları birçok sanatçı, akademisyen, mimar ve profesyonel izlemiştir. Bu nedenle de 1990’ların başında mahalleye olan talebin artması ile Cihangir’deki nüfusun yapısı hızla değişmeye başlamıştır. Artan emlak ve kira değerleri özellikle kiracıların bu alandan gitmesine neden olmuştur. Zamanla alanda yaşanan sınıfsal değişim, gözle algılanacak boyutlara gelmiş ve Cihangir yeni orta sınıfın aktif olarak kullandığı bir alana dönüşürken, bölge halkı da çevre alanlara doğru kaymak zorunda kalmıştır. 1995 yılında, Cihangir Güzelleştirme Derneği’nin kurulması ile alandaki yenileme çalışmaları bireysellikten çıkıp daha örgütlü bir yapıya kavuşmuştur. akademisyenler, Cihangir’de mimarlar, yeni profesyoneller yaşamaya ve eski başlamış mahalle sakinlerinden oluşan derneğin amacı mahallenin tarihi yapısının korunması ve yaşam çevresinin kalitesinin yükseltilmesi olmuştur (Uzun, 2006b; Şen, 2005). Cihangir Güzelleştirme Derneği, Kuzguncuklular Derneği gibi semt adına toplu kararlar alınması için kurulmuştur. Ekonomik dinamikler: Cihangir’de yaşanan süreç Kuzguncuk’tan biraz farklı olarak ilerlemiştir. Cihangir’de konut alanlarında yaşanan değişim kadar ticari alanlarda da büyük bir değişim olmuş, 1990’lardan başlayarak mahallede kafeler, restoranlar, antikacılar ve oteller açılmıştır. Bu nedenle, alanın dönüşmesinde fiziksel ve 77 kültürel dinamikler kadar ekonomik dinamiklerin de etkili olduğundan bahsetmek mümkündür. Alandaki emlak değerleri ve kiralar da yapılan yenileme çalışmalarına bağlı olarak büyük bir artış göstermiştir. Bu durum da sosyal dinamiklerde yer verildiği üzere, yerel halkın alanda yaşamasını oldukça zorlaştırmıştır. Şekil 3.14 : Cihangir (Url-23). Fiziksel dinamikler: 1950’lerde Cihangir’de başlayan değişim ve köhneme, 1980’lerin sonuna gelindiğinde, eski yapılara olan talebin hızla artması ile birlikte farklı bir döneme girmiştir. Boğazı ve tarihi yarımadayı gören bir tepede olması, kent merkezine yürüme mesafesinde olması, kentin diğer bölümlerine ulaşımın kolay olması ve Cumhuriyet dönemi mimarisini yansıtan tarihi yapıların varlığı bu mahalleyi özellikle öğrenci, öğretmen ve akademisyenler ile çeşitli sanatçılar açısından çekici kılmıştır. (Uzun, 2001- 2006a). Özellikle 90’lı yıllardan sonra bölgedeki çoğu konut satın alınarak rehabilite edilmiş, sokaklarda yenileme çalışmaları yapılmıştır. •Galata: “Galata’nın ticari hayatı Đstanbul’da yer alan kent içi alanların değişimi ve dönüşümüne neden olan politik ve ekonomik bileşenlerin yanı sıra, merkezi iş alanının 1950 sonrasında başka merkezlere kayması ve 1970’lerde Mecidiyeköy-Şişli hattının önem kazanmasıyla büyük ölçüde zayıflamıştır. Bunun yanı sıra 1990 sonrası zorunlu göçle yoksul bir nüfusun buraya 78 yerleşmesi ile Galata’da toplumsal sorunlar da yaşanmaya başlamıştır” (Şen, 2005). Şekil 3.15 : Galata (Url-24). Sosyal dinamikler: Galata’da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci ilk olarak 1980’lerin sonunda görülmeye başlamıştır. “Süreç, New York’un Soho16 Bölgesi’nde yaşanan değişimler gibi, mimarların ve sanatçıların burada atölye olarak kullanmaya uygun, mimari özelliği olan, yüksek tavanlı fakat bakımsızlıktan dolayı ucuz olan binaları satın alması veya kiralaması ile başlamıştır” (Đslam, 2002). Alana yerleşen öncüler, diğer örneklerde görüldüğü gibi çok kısa sürede organize olarak çevrelerini güzelleştirmek için bir dernek kurmuştur. Derneğin organize ettiği festivaller vb. kültürel aktiviteler de insanları bu semte çekmekte büyük rol oynamıştır (Đslam, 2002). Alanda gerçekleştirilen yenileme çalışmaları oldukça yavaş ilerlediğinden alanda büyük bir sınıfsal değişim henüz yaşanmamıştır. Tek tük yapılan yenileme çalışmalarıyla alanın değerinin giderek 16 Soho’da yaşanan değişimler, ikinci bölümde yeniden canlandırma çalışmaları kapsamında irdelenmiştir. 79 artmasına karşın, sosyal dokunun halen daha heterojen yapısını koruduğundan bahsetmek mümkündür. Sürecin yavaş ilerlemesine bağlı olarak da değer artışı henüz kiracıların büyük bir oranda yerinden edilmesine neden olacak boyutlara gelmemiştir. Ekonomik dinamikler: Galata’nın Beyoğlu’na ve turistik birçok mekana yakın olması alanın ticari ve turistik olarak yeniden yapılanmasına da neden olmuştur. Özellikle son dönemde açılan restoran ve dükkanlar ile alanın yeni bir sürece girdiğinden bahsetmek mümkündür. Sosyal dinamiklerde bahsedildiği üzere gerek alanın büyüklüğüne gerekse sürecin yavaş ilerlemesine bağlı olarak yaşanan emlak değerlerindeki artış diğer örneklere nazaran sınırlı sayıda kalsa da çevrenin yeniden yapılandırılmasına bağlı olarak bir artış yaşandığı gözlemlenmektedir. Fiziksel dinamikler: Galata, Cihangir gibi Beyoğlu mahallelerinden biri olmasına karşın Cihangir’e nazaran değişim sürecini oldukça yavaş yaşamaktadır. Galata ile karşılaştırıldığında, Cihangir’in, daha iyi manzara noktalarına sahip olması, Đstiklal Caddesi’ne ve Taksim Meydanı’na daha yakın olması, araba ile daha rahat ulaşılabilir daha geniş yollara sahip olması17 ve Galata’da apartmanların zemin katlarında faaliyet gösteren çok sayıda imalat atölyesinin bulunması (yarattıkları kirlilik, pis koku ve endüstriyel gaz tüpü kullanımından doğan potansiyel risklerle konut yaşamını sağlıksız etkilemektedir) Galata’da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini yavaşlatmıştır (Đslam 2003a, 2003b, 2006). Tüm bu süreci yavaşlatan etmenlere karşın, alanın sahip olduğu mimari özellikler özellikle yabancılar, sanatçılar ve akademisyenler için alanın dönüşmesinde etkin rol almaktadır. Bu özellikler çerçevesinde konutların yavaş yavaş rehabilite edildiği görülmektedir. 17 Orta ve üst-orta sınıfın arabaya düşkünlüğü göz önünde bulundurulursa, alanda geniş yolların bulunması, alanın seçilip yenilenmesinde oldukça önemli bir faktördür. 80 •Tünel: Şekil 3.16 : Tünel (Url-25). Sosyal dinamikler: “1980’li yıllarda ticari hayatın durma noktasına gelmesi kiraların düşmesine neden olunca özellikle sanatçılar, Tünel’in tarihi evlerine yerleşmeye başlamışlardır” (Ergün, 2006). Bu nedenle Tünel’de yaşanan değişim sanatçıların etkisi açısından Cihangir’de yaşanan sürece benzemektedir. “Alana ilk yerleşen sanatçı, ressam Muzaffer Akyol’dur. Akyol, 1987 yılında kiracı olarak oturduğu evi, 1995 yılında satın almış ve aslına uygun olarak restore ederek, atölye ve yaşam alanına çevirmiştir. Akyol’u birçok sanatçı izlemiştir” (Đnce, 2006). Tünel ölçek olarak diğer alanlara göre oldukça küçük bir yer olmasına karşın, Beyoğlu’nun diğer sokaklarında yaşanması muhtemel değişimi gözler önüne sermektedir. Beyoğlu çevresindeki yapıların genellikle boş olması bu alanda yaşanacak yenileme çalışmaları sonucu oluşacak sınıfsal değişimi belli oranda engellemektedir. Ancak Beyoğlu ve çevresindeki yaşanan değişim çoğunlukla eğlence alanlarının yoğunluğu sebebiyle ticari bir değişim şeklinde geliştiğinden, Tünel’de de yaşandığı gibi zamanla konut fonksiyonunun bu alanda barınmasını engellemektedir. 81 Böyle alanlarda, farklı bir sınıfsal değişimden bahsetmek mümkündür. Çünkü Tünel özelinde birçok tarihi sokak yenileme çalışmalarından önce herkes için ortak kullanılan bir alan iken, restoranların masalarını sokaklara çıkartması ile aslında belirli bir sınıfın oturup eğlendiği bir ortama dönüşmüştür. Bu nedenle burada da sınıfsal bir değişim yaşandığından bahsetmek mümkündür. Ekonomik dinamikler: “Tünel’de sanat evi, galeri gibi kültürel aktiviteler için açılan mekanların etrafında kaliteli kafelerin, barların ve restoranların da açılması, yayaları Taksim’den Tünel’e doğru çekmiştir” (Ergün, 2006). Bu yaşanan ticari değişim de bu alanın dönüşmesinde oldukça etkili olmuştur. “Tünel’de kafe, bar, restoran gibi mekanların açılması ile oluşan canlılık beraberinde bina spekülasyonlarını gündeme getirmiş ve Tünel yaşayanların istememesine rağmen giderek pahalı ve moda bir mahalle olmaya başlamıştır” (Ergün, 2006). Sosyal dinamiklerde yer verildiği üzere alanda çok fazla eğlence yerinin açılmasıyla zamanla Ortaköy’de yaşanan değişim burada da yaşanmış ve çevredeki konut alanları azalmıştır. Fiziksel dinamikler: Tünel’in yenilenmesinde de diğer örneklerde olduğu gibi alanın mimari ve tarihi değeri oldukça etkili olmuştur. Başlarda yapıların sahip olduğu özellikler nedeni ile birçok sanatçının atölye ve evine dönüşen yapılar, daha sonrasında ticari mekanların artması nedeniyle yerini kültürel dinamikler çerçevesinde şekillenen ticari mekanlara bırakmıştır. Tarihi bir çevrede saatlerini geçirmek isteyen birçok kişi için de Tünel’de yer alan restoranlar vazgeçilmez alanlar olmuştur. 3.8.2.3 Üçüncü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası 1990’ların sonlarında toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin, şehrin en yoksul tarihi konut alanları olan tarihi yarımadada yer alan Fener-Balat semtlerine kaydığı görülmektedir. 1998 yılında fizibilite çalışmaları ile başlayıp, 2008 yılında tamamlanan Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi üçüncü dönemde gerçekleştirilen yenileme çalışmalarındandır. 82 Bu dönemde tarihi kent içi konut alanlarının, kente geri kazandırılması için rehabilitasyon projeleri hazırlanmış ve yenileme çalışmaları daha çok sosyal dinamikler üzerinden şekillenmiştir. Çünkü projede sosyal dokunun kentle bütünleşmesi fiziksel iyileşme kadar hedeflenen bir nokta olmuştur. Bu örneği diğer dalgalardaki örneklerden ayıran en önemli özellik, sürecin kurumsal müdahale ile önceden hazırlanmış mimari projeler üzerinden yürütülmesi olmuştur. Böylece, 1980’lerin başında bireysel müdahalelerle başlayan ve birkaç girişimciyatırımcının görev aldığı süreç, zamanla yerini daha fazla kişinin katılımı ile önceden planlanan bir sürece bırakmıştır. •Fener-Balat/ Fener Balat Rehabilitasyon Projesi : Fener-Balat semtleri yaşanan bir dizi olay sonucu18 fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel bozulmalar yaşamıştır. 1996 yılında II. Habitat Kent Zirvesi’nde tarihi ve mimari değerler taşıyan bu semtlerin korunmasının gerekli olduğu vurgulanmış ve bu çerçevede Fatih Belediyesi ile Avrupa Komisyonu ortaklığında bir rehabilitasyon projesi hazırlanmıştır. Sosyal dinamikler: Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi kapsamında, fiziksel olarak yıpranan ve bozulan yapıların rehabilitasyonu hedeflendiği gibi, sosyal yapının iyileştirilerek kadın ve çocukların topluma kazandırılması da hedeflenmiştir. Bu çerçevede projede iki adet sosyal merkez açılarak, bu merkezlerde halkın eğitilmesine ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır. Proje kapsamında uygulama öncesi alan çalışmaları ve fizibilite çalışmaları yapılmıştır. Yapılan çalışmalarda alanın fiziksel, sosyal ve ekonomik verileri elde edilmiş ve proje bu veriler üzerinden şekillenmiştir. Böylece projenin oluşmasında bölge halkının ihtiyaç ve istekleri oldukça etkili olmuştur. Yenileme çalışmaları sonrasında oluşacak değer artışına bağlı yerinden edilmenin önüne geçmek amacıyla proje kapsamında bazı önlemler de alınmıştır. Bu önlemler çerçevesinde yerel halkın başta da kiracıların hakları korunmuştur. Fener-Balat’ın kültürel, fiziksel, 18 Fener-Balat semtlerinin değişmesine neden olan olaylara, “4.1. Fener-Balat Semtlerinde Yaşanan Tarihsel Süreç” bölümünde yer verilecektir. 83 ekonomik olarak kalkınması için çalışmalarda bulunan Balat-Fener Kültür ve Güzelleştirme Derneği de projede etkin görev almıştır. Ekonomik dinamikler: faaliyetlerin Projenin canlandırılarak hedeflerinden ekonomik biri iyileşmenin de ticari sağlanması olmuştur. Bu kapsamda Tarihi Balat Çarşısı rehabilite edilmiştir. Proje ile alanda emlak değerlerinin artması kaçınılmazdır. Sadece projenin duyulması ile birlikte birçok sanatçının, profesyonelin FenerBalat’a yerleştiği görülmektedir. Ancak proje kapsamında yenilenen yapılara getirilen kısıtlamalar19 biraz da olsa bu sosyal değişimi engellemiştir. Bu nedenle de proje sonrasında alandaki sosyal doku halen daha heterojen özelliğini korumaktadır. Fiziksel dinamikler: Alanın yenilenmesinde ve Unesco ile uluslar arası bir çalışmanın yapılmasında asıl neden, sadece Türkiye için değil birçok açıdan dünya için de önem taşıyan bu tarihi çevrenin korunması olmuştur. Bu nedenle de alanın yenilenmesinde fiziksel dinamikler oldukça etkili olmuş ve proje çerçevesinde 210 yapının rehabilitasyon çalışması gerçekleştirilmiştir. 3.8.2.4 Dördüncü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası Đstanbul’daki kent içi konut alanlarının, 2005 yılında çıkarılan 5366 sayılı “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Kanunu” çerçevesinde, farklı bir yenileme sürecine girdiği gözlemlenmektedir. Sulukule Projesi ile başlayan dördüncü dalgadaki yenileme çalışmaları, Tarlabaşı Yenileme Projesi ve tarihi yarımadayı içine alan bir çok yenileme projesi ile devam ettirilmektedir. Devlet bu projelerde daha çok ihaleyi açarak özel bir firmaya planlama ve uygulama işini devreden organ olarak görev almaktadır. Böylece tarihi kent içi konut alanlarında uygulanan yenileme projelerinde devletin rolü son dönemde giderek azalmıştır. Son dönemde gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi planlanan projelerde, yerel halkın geleceği ile ilgili kararların alınmadığı ve bu nedenle yerel halk açısından kontrolsüz 19 Proje çerçevesinde yenilenen konutların beş yıl süre ile satılması ve kiraların enflasyon değerinin üstünde arttırılması yasaklanmıştır. 84 bir sürecin yaşandığı görülmektedir. Bu yenileme projelerinde ekonomik kalkınma ve rant en büyük dinamiği oluştururken, yatırımcılar süreçte en büyük rolü üstlenmektedir. Tarihi kent içi konut alanlarının yenilenmesi sürecinde sosyal, fiziksel, ekonomik ve politik birçok çözümsüzlük sunan son dönem çalışmaları beraberinde konuyla ilgili eleştiri ve yorumları da gündeme getirmiştir. Son dönemde planlanan yenileme projeleri ve özellikle bu projelerin uygulanmasını kolaylaştıran, projelerin yasal dayanağı olan 5366 sayılı kanun hakkında birçok tartışma yapılmış ve halen daha yapılmaktadır. Yapı dergisi; Akın, Okyay, Kuban, Hasol, Çeçener, Gülersoy gibi birçok akademisyen ve mimarın bu konu hakkındaki görüşlerine yer vermiştir. Dergide dördüncü dönemde sur içinde yapılacak ve ilk aşamada Süleymaniye ve Haliç arasında gerçekleştirilicek Đstanbul Müze-kent Projesi büyük bir tarihsel ve tasarımsal yanılgı olarak nitelendirilirek aşağıdaki şekilde eleştirilmiştir: “Dünyanın hiçbir ülkesinde bu büyüklükte bir koruma ve yenileme projesinin, devletin bütün bürokratik örgütleri dışında, çok sayıda mimarı bir çatı altında toplayıp bir araya getirerek ve bütün uluslararası koruma kurallarını çiğneyen, amaca uygun bir yasayı, hiçbir uzman kuruluşa danışmadan hazırlayarak, bir oldu bittiye getirerek gerçekleştiği görülmemiştir. Oysa geçmiş ne kadar uzun ve yoğunsa, onun maddi verilerini koruma süreci de o kadar duyarlılık ve dikkatle yapılır” (Yapı Dergisi, 292). Đstanbul Müze-kent Projesi kapsamında geliştirilen yenileme çalışmalarını eleştiren Kuban, “bu kadar ağır bir mirasın çekirdeğine uydurma tarihi mahalleler yapmayı düşünmek tanımlanması zor bir davranıştır” ifadesini kullanmıştır. Ayrıca Kuban Süleymaniye özelinde son dönemde gerçekleştirilen yenileme çalışmalarını, “bu kadar güçlü bir geçmişten bu kadar az nasiplenmek ortalama toplumsal cehaletin yaygınlığının ve korkunç bir tarih bilinci yokluğunun ifadesidir” sözleri ile eleştirmiştir (Kuban, 2005). Dördüncü dalgada 5366 sayılı kanun çerçevesinde planlanan yenileme projeleri, Akın, Dinçer, Özden ve Demirdizen tarafından, “uluslararası koruma kurallarını çiğneyen, koruma kanunlarıyla çok ilişkili olduğu halde ona referanslar vermeyen, önceden alınmış koruma kararlarını gözardı eden, yeni koruma kurulları oluşturan ve 85 böylece yetki karmaşası doğuran, katılımın olmadığı, bütüncül planlama anlayışından uzak sadece bina ölçeğinde parçacıl ve noktasal çözümleri teşvik eden, yenileme ve dönüşümün sosyal ve ekonomik boyutlarından bağımsız sadece fiziksel yenileme çalışmaları yapan, kamulaştırılan alanların tekrar satışını olanaklı kılan, korumadan çok yeni yapılaşmayı teşvik eden, bölgede yaşayan nüfusun mülkiyet haklarını ihlal eden ve uygulama sonunda bölgede mülk sahipleri ile kullanıcıları yerinden eden, onaylanacak yenileme projelerinin hangi üst ölçek karara bağlı onaylanacağına dair bir ifade bulunmamasından ötürü karar alma süreçlerini kişisel değerlendirme normlarına terk eden” boyutları nedeniyle eleştirilmiştir (Url-26). Özden yukarıda sayılan eleştirilere ilave olarak, dördüncü dalgada yasal sürecin çok hızlı oluşturulmasına karşın, planlama çalışmalarının son derece yavaş ilerlediğini vurgulamıştır (Özden, 2008). Tanyeli ise, hızlı ilerleyen bu yasal sürecin Tarlabaşı gibi mülkiyeti çok belirli olmayan yerlerde uygun olduğunu ancak uygulamada sorunlarla karşılaşıldığını belirtmiştir (Url-26). Akın, Süleymaniye’yi yeniden yaparak ‘tarihi görünümlü’ yeni bir mahalleye dönüştürmenin korumayla herhangi bir ilgisi olmadığını belirterek, Sulukule Yenileme Projesi’yle geleneksel yapıyı boşaltıp semti bambaşka bir kesimin kullanımına açmanın ve sokak dokusu, eski yapı adası, parsel ilişkileri umursanmadan, sanki boş bir alanda yeni bir düzen öneriliyormuş gibi projenin şekillenmesini eleştirmiştir. Akın’a göre, tarihi çevrelerde gerçekleştirilen projelerin yeni yerleşme alanlarından farklı planlanması gerekmektedir (Url-27). Son dönemde planlanan yenileme projeleri UNESCO’nun da eleştirilerine odak olmuştur. Đstanbul’un, dünya kültür mirası listesinde kalıp kalmayacağını belirleyecek raporda, bu projeler aşağıdaki şekilde eleştirilmiştir: “Tarihi yarımadadaki önemli altyapı projeleri ile kent topraklarını kullanıma açmaya odaklanan ve dolayısıyla dünya mirası listesindeki önemli bölgeler için uygun olmayan kentsel yenileme projeleri hakkında kaygı devam etmektedir. Bu projeler bir dünya mirası varlığı ile bağdaşacak koruma planlarını içerecek şekilde düzeltilmemiştir. 5366 sayılı kanunun tatbikatta uygulanması dünya miras listesindeki önemli bölgelerin varlığı ve bütünlüğü için tehdit oluşturmaktadır” (Url28). 86 Kısacası son dönemde gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi düşünülen projeler tarihi kent içi alanlarda geriye dönüşü olmayan sosyal, fiziksel, tarihi ve kültürel tahribatlar yaratmaktadır. Bu durum da son yıllarda yenileme çalışmalarının sonuçlarının önceki dönemlere nazaran, hem yasal boyutuyla hem de projelerin ölçeğine bağlı olarak etki alanının artması ile birlikte daha ağır olduğunu göstermektedir. Planlanan projelerin yıkıp yeniden inşa etme yöntemi üzerine kurulması da çok uzun yıllar önce zararlı etkileri nedeniyle yenileme çalışmalarında vazgeçilen bir yöntem olmasına rağmen, son dönemde koruma çalışmaları içerisinde kendini göstemektedir. Koruma yöntemiyle bağdaşmayan bu uygulamanın da tarihi çevreleri yok edici etkisi gün ve gün artmakta ve var olan yapılı çevreler bozularak yerine uydurma dekor niteliğinde alanlar yaratılmaktadır. Dördüncü dalgada yer verilecek yenileme çalışmaları örnekleri, Fatih ilçesi sınırları içinde tasarlanan projelerle başlanıp, Eminönü sınırları içerisinde olan diğer projelerle devam edecektir. Son olarak da alan çalışması kapsamında detaylıca incelenen Fener-Balat Yenileme Projesi’ne ve bu proje ile benzerlikler gösteren Tarlabaşı Yenileme Projesi’ne yer verilecektir. Örneklerin sayısı arttırılabilecek olmasına karşın, çalışma kapsamı aşağıdaki örneklerle sınırlı tutulmuştur. Bu bölümde incelenen projelerden sadece Sulukule projesi uygulanmıştır. Diğer örnekler henüz proje aşamasındadır. Bu nedenle, veriler daha çok projelerin ve ilgili belediyelerin internet sitelerinden elde edilen bilgilerle sınırlıdır. •Sulukule/ Sulukule Kentsel Dönüşüm Projesi : “1453’te Đstanbul’un fethinden sonra şehri canlandırmak amaçlı, farklı bölgelerde yaşayanları Đstanbul’a çekme politikası ile Romanlar Sulukule’ye yerleştirilmiştir. Menderes döneminde Vatan Caddesi yapılırken, Edirnekapı’da surların bir bölümü ile Sulukule’de 29 ev yıkılmıştır. Neredeyse yarısı yok olan Sulukule, biraz daha surlara doğru kayarak, sur boyuna yerleşmiş olan Haticesultan ve Neslişahsultan mahalleleri ile kaynaşmıştır. 1985 yılında, Sulukuleliler, Turizm Bakanlığı’na ‘Gösteri Evleri Projesi’ ile başvurmuştur. Bakanlıktan olumlu yanıt alan proje, yerel belediye tarafından onaylanmadığı için yasallaşamasa da, ‘Eğlence Evleri’ Sulukule’de faaliyete geçmiştir. Yaklaşık 3500 kişinin çalıştığı eğlence evleri, mahallenin ekonomik kalkınmasını olumlu yönde etkilemiştir. Ancak 1992’de Eğlence Evleri’nin büyük bir çoğunluğunun ve 1994’te de kalan birkaç tanesinin kapatılması ile bölge 87 büyük ve hızlı bir çöküşe uğramıştır. 3500 kişinin işsiz kaldığı, esnafın iş yapmadığı bu dönemde, bölge fakirliğe teslim olmuştur” (Url-29). Sulukule halkının ekonomik olarak zayıflaması bu alanın kentten soyutlanmasına neden olmuş, sonucunda da Sulukule zamanla fiziksel ve sosyo-kültürel olarak çöküntü yaşayan bir alana dönüşmüştür. Mahalleyi içinde bulunduğu bu durumdan kurtarmak amacıyla; Đstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fatih Belediyesi ve Toplu Konut Đdaresi (TOKĐ) işbiriliğiyle, Sulukule Kentsel Dönüşüm Projesi gerçekleştirilmiştir. Şekil 3.17 : Sulukule’nin yenileme çalışmalarından önceki hali (Url-30). Sosyal dinamikler: Proje kapsamında bölge sakinlerinin evleri satın alınmış ve karşılığında yaşayanlara üç seçenek sunulmuştur. Bu seçeneklerden biri evlerini satıp başka bir alana taşınmak, ikincisi evleri için belirlenen bedeli peşinat olarak saydırıp, oturmakta oldukları konutların yerine yapılacak yeni konutlar için belirli bir programa bağlı olarak para ödemeye devam etmek; üçüncü alternatif ise TOKĐ’nin başka bir projesinden konut sahibi olmak için anlaşma yapmaktır. Yerli halkla anlaşılamama durumunda ise, 5366 sayılı kanun çerçevesinde devletin kamulaştırma hakkı bulunmaktadır. Tüm bu seçenekler ve yerli halkın sınırlı maddi imkanları göz önünde bulundurulursa, Sulukule’nin kullanıcı profilinin proje ile değişeceği açıktır. Çünkü proje sonrasında artan kiraları karşılayamayan 88 kiracıların ve projenin masraflarını karşılayamayan mülk sahiplerinin alanda yaşama şansı yoktur. Ayrıca projenin üstü kapalı olan bir amacı da devlet tarafından dışlanan bir topluluğun bu alandan şehrin uzak noktalarına atılmasıdır. Kent bütününden kopan kişilerin kente kazandırılmak yerine başka alanlara itilmesi, sorunu çözmeyeceği gibi hem bu kişileri daha çözümsüz bir yaşama itmekte hem de kent için başka sorunlar yaratmaktadır. Şekil 3.18 : Sulukule Kentsel Dönüşüm Projesi (Url-30). Ekonomik dinamikler: Gerçekleştirilen proje ile birlikte alandaki emlak değerlerinin artması kaçınılmazdır. Çünkü proje yeni orta sınıfın ihtiyaçları doğrultusunda şekillenmiş ve onların alım gücüne 89 göre finanse edilmiştir. Bu çerçevede de sosyal dinamiklerde de belirtildiği gibi artan emlak ve kira bedelleri yerel halkın bu alanda yaşamasını imkansızlaştırmaktadır. Fiziksel dinamikler: Tarihi kent içi konut alanlarından biri olan Sulukule’de gerçekleştirilen projede, yenileme çerçevesinde ele alınan yapılı çevre; sosyal yapısından, tarihi verilerinden, alansal özelliklerinden soyutlanarak, herhangi bir alanda da uygulanabilecek Sulukule’ye özgü olmayan veriler üzerinden şekillendirilmektedir. Proje çerçevesinde birçok tescilli yapı yıkılmakta ve alanda farklı bir doku oluşturulmaktadır. Mevcut doku korunmadığından Sulukule’nin yenilenmesinde alanın tarihi özelliğinin etkisinden bahsetmek mümkün değildir. Sulukule Projesi hem içeriği, hem yerel halkın projedeki yeri hem de yürütülüşü açısından detaylıca incelenmesi gereken bir projedir. •Ayvansaray/ Ayvansaray Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projesi: “Kara Surları ile Haliç Kıyı Bandı arasında yer alan Ayvansaray Mahallesi tarihi dokusuyla çok özel bir konuma sahiptir. Sahip olduğu kültürel zenginliğe rağmen, göçle gelenlerle gelişen olumsuz sosyo-ekonomik durum ve kültürel mirası koruma bilincinin eksikliği bu bölgenin zamanla çöküntü bölgesi haline gelmesine neden olmuştur. Bu sorunu çözmek için, Ayvansaray Mahallesi Fatih Belediyesi tarafından 2005 yılında, kentsel yenileme alanı olarak ilan edilmiştir” (Url-30). Şekil 3.19’da Ayvansaray Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projesi kapsamında yapılan çalışmalar yer almaktadır. Sosyal dinamikler: Yenileme çalışmaları sonrasında oluşan değer artışına bağlı yaşanan yerinden edilme sorununa proje kapsamında herhangi bir önlem alınmadığından, proje sonrasında alanda sınıfsal bir değişim yaşanılması kaçınılmazdır. Yenileme çalışmaları sonrasında proje maliyetlerini ödeyemeyen mülk sahipleri gibi artan kiraları ödeyemeyen kiracılar da bu durumdan olumsuz yönde etkilenecektir. Böylece proje sonrasında alanda yeni bir sosyal doku oluşacaktır. Ayrıca proje kapsamında sosyal olarak çöküntü yaşayan 90 halkı kente kazandırmak amaçlı çalışmaların yapılmadığı da görülmektedir. Bu durum da hem ekonomik hem de sosyal olarak bölge halkını dışlayan bir etki oluşturacak ve yerli halkın başka alanlara gitmesine neden olacaktır. Şekil 3.19 : Ayvansaray Projesi ile ilgili sunum (Url-30). Ekonomik dinamikler: Proje için yapılan çalışmalar henüz onaylanmadığından proje yayınlanmamıştır. Ancak internette proje hakkında verilen ön bilgilerde proje kapsamında konut fonksiyonu yanında otel ve ofis fonksiyonlarının da düşünüldüğü belirtilmektedir. Bu durum da alanın ekonomik olarak yeniden yapılandırılacağını göstermektedir. Ayrıca projenin ‘belirli bir sınıfın’ ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanması da artacak emlak değerlerinin habercisidir. Şekil 3.20 : Ayvansaray Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projesi (Url-31). 91 Fiziksel dinamikler: Daha önce de belirtildiği üzere, resmi olarak yayınlanmamasına karşın projeyi hazırlayan mimarlık ofisinin açıklamalarına göre proje, 16 adet eski binanın röleve-restorasyonrestitüsyon ve 32 adet yeni yapının hazırlanması çalışmalarını kapsamaktadır (Url-31). Ayvansaray Mahallesi’nin sahip olduğu kültürel ve mimari değer, bu alanın yenileme alanı seçilmesinde ve yenileme çalışmaları başlatılmasında oldukça etkili olmuştur. Ancak projelerin şekillenmesinde bu özelliklerin ne oranda etkili olduğu düşündürücüdür. •Süleymaniye/ Süleymaniye Yenileme Alanı ve Kültürel Varlığın Korunması Projesi: Süleymaniye semti de, Đstanbul’un diğer tarihi konut alanları gibi ağır ve yıpratıcı süreçlerden geçerek bugünkü haline gelmiştir. Süleymaniye’yi içinde bulunduğu fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel çöküntüden kurtarmak amacıyla Büyükşehir Belediye’si tarafından Süleymaniye Yenileme Alanı ve Kültürel Varlığın Korunması Projesi hazırlanmıştır. Đstanbul’u “müze kent yapma” sloganı ile başlayan yenileme çalışmaları dördüncü dalgada yer alan diğer yenileme çalışmalarında olduğu gibi bölgenin fiziksel, sosyal ve ekonomik yapısı için birçok çözümsüzlük oluşturmaktadır. Sosyal dinamikler: Proje hakkındaki veriler henüz tam olarak açıklanmamasına karşın, projenin internet sitesinde sosyal halkın geliştirilmesine ve topluma kazandırılmasına yönelik hiçbir çalışmanın planlanmadığı görülmektedir. Ayrıca yerel halkın başta da kiracıların proje sonrasında alanda yaşayabilmesi için hiçbir önlem alınmamıştır. Bu çerçevede Süleymaniye’de proje sonrasında sınıfsal bir değişim yaşanması kaçınılmazdır. Ekonomik dinamikler: “Proje maliyetinin %40’ı taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı nedeniyle Đl Özel Đdaresi tarafından karşılanmakta; geri kalan %60’ını ise ĐBB üstlenmektedir. Yapım maliyetinde ise yine %40’nın Đl Özel Đdaresi tarafından, geriye kalan kısmının ise TOKĐ’nin mülk sahiplerine uzun vadeli ve düşük faizli kredi vermesiyle karşılanması programlanmaktadır” (Url-32). 92 Sınırlı maddi olanakları olan halk düşünüldüğünde kişilerin bu faizleri nasıl ödeyecekleri sorusu doğmaktadır. Projeye katılmamayı tercih edenleri ise iki seçenek beklemektedir. Đlki evlerini KĐPTAŞ’a satmak, ikincisi ise buna da razı olmazlarsa “acil kamulaştırma” kapsamında belediye tarafından uygun görülen bedel karşılığında mülklerini terk etmeleridir (Url-33). Fiziksel dinamikler: Projenin asıl amacı Süleymaniye’de “Osmanlı mahallesi” kimliğinin yeniden canlandırılmasıdır. Bu amaç doğrultusunda alandaki mevcut ahşap yapıların proje kapsamında yıkılarak çelik konstrüksüyon ile yeniden inşa edileceği görülmektedir. Projenin tarihi çevredeki bu “sözde koruma” yaklaşımı projenin komite üyeleri tarafından da eleştirilmektedir. Komite üyeleri Akın ve Đncedayı, Osmanlı ahşap mimarisinin en güzel örneklerinin bu projeyle birlikte tamamen ortadan kaldırılacağını ifade ederek, komitenin projeyle ilgili detayları basından öğrenmek durumunda kaldığını belirtmişlerdir. Bir başka komite üyesi ve Ulusal Ahşap Birliği üyesi Erdoğmuş ise projenin Süleymaniye’yi “müsamere dekoru”na dönüştüreceğini söylemiştir (Url-33). •Tarlabaşı/ Tarlabaşı Yenileme Projesi: “Tarlabaşı, 1535’te Fransızlarla başlayan ülkelerarası elçilik bulundurma uygulaması sonucunda Beyoğlu’na yerleşen elçiliklerde çalışan üst düzey görevlilerin ve bunlara ek olarak Beyoğlu’nda yaşayan Levantenlerin ve gayrimüslimlerin işyeri ve konutlarında çalışanların konut alanı olarak kurulmuştur” (Url-34). Tarlabaşı diğer Đstanbul kent içi konut alanlarında olduğu gibi, azınlıklara yönelik geliştirilen politikalar ve Türkiye’de yaşanan ekonomik uygulamalar çerçevesinde bir değişim sürecine girmiştir. Bu politikaların yanı sıra Tarlabaşı’nda yaşanan değişimde, 1980’lerde Dalan döneminde Tarlabaşı Caddesi’ndeki birçok nitelikli yapının yıkılarak yerine, Tarlabaşı Bulvarı’nın açılması da son derece etkili olmuştur. Bu yıkımla birlikte bölge, Taksim’den tamamen koparak içine kapalı bir alan haline gelmiştir (Keyder, 2000). Zamanla ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziksel olarak köhneme yaşayan semt, suç oranlarının yüksek olduğu ve sadece Doğu-Güneydoğu Anadolu ve 93 Güney Afrika’dan gelen fakir insanların barınabildiği bir alana dönüşmüştür. Tarlabaşı’nda yaşanan bu değişimler, beraberinde bu alanda uygulanacak yenileme çalışmaları ile bu alanın kente geri kazandırılmasını da gündeme getirmiştir. Sosyal dinamikler: Projenin temel hedefi mülk sahiplerinin yenileme sonrasında da alanda yaşamaya devam etmeleri olmasına karşın; önerilen projede mevcut küçük konutların yerine oldukça lüks ve geniş konutların tasarlanması ve alanda düzenlenecek yeni ticari mekanlarla sağlanacak ekonomik canlanma, semtte sınıfsal bir değişimi kaçınılmaz kılmaktadır. Bu olumsuzluklara ek olarak bölge halkının kent yaşamına kazandırılmasına yönelik hiçbir çalışmanın yapılmadığı da görülmektedir. Alanda gerçekleştirilecek yenileme çalışmaları kiracılar için de büyük sorun taşımaktadır. Çünkü proje sonrasında artan kiraları kaşılayamayacak kiracılar alanı terk etmek zorunda kalacaktır. Bu nedenlerden ötürü proje sonrasında alanda sınıfsal bir değişim kaçınılmazdır. Şekil 3.21 : Tarlabaşı Yenileme Projesi’nden sokak görünümleri (Url-35). Ekonomik dinamikler: Proje kapsamında öngörülen yeni bir ticari doku bulunmaktadır. Bu durumda alanda bulunan küçük dükkanlar, büyük ve daha üst sınıfa hizmet veren ticari mekanlarla yer 94 değiştirmek zorunda kalacaktır. Bu durum da küçük dükkanların çalışanlarını ve sahiplerini olumsuz yönde etkileyecektir. Ayrıca proje kapsamında emlak değerlerinin de artması kaçınılmazdır. Çünkü projede alana gelmesi düşünülen orta ve üst sınıflara yönelik lüks konutlar planlanmaktadır. Bu durum da emlak değerlerini arttırmaktadır. Fiziksel dinamikler: Proje, Haziran 2005’de yürürlüğe giren “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun” çerçevesinde daha çok yenilenerek koruma çalışmaları içermesinden dolayı büyük tepki görmüştür. Çünkü proje kapsamında çoğu tescilli yapının sadece cephe olarak korunurken, arkasında bambaşka bir dünya yaratıldığı görülmektedir. Projede alanın dokusuna uymayan tamamen yeni bir yerleşim alanı yaratılması da koruma yöntemi açısından oldukça düşündürücüdür. Şekil 3.22 : Tarlabaşı Yenileme Projesi’nden sokak görünümleri (Url-35) 95 Proje genelinde tarihi yapıların cephelerinin korunarak, yapıların cephe arkasından birleştirilmesi ve avlulu sistem önerilmesi Akın tarafından da aşağıdaki şekilde eleştirilmektedir: “Projelerde plan tipolojilerinin değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Kültür varlığını, bir bütün olarak cephesiyle, planıyla ve parsel düzeniyle korumak zorundadır. Önerilen projeler Tarlabaşı morfolojisinin kalan izlerini de tamamen ortadan kaldırmaktadır. Cepheler korunmakta ve arkalarına onlarla hiçbir ilgisi olamayan Đstanbul’un herhangi bir bölgesinde yapılabilecek yeni bloklar gelmektedir. Önerilen avlulu sistemler de Tarlabaşı’nın özgün fiziksel yapısını tamamen değiştirmektedir. Sokakla doğrudan ilişkili yapı düzenlerinden kalabilenler, hiçbir şekilde bölgeye ait olmayan yeni bir kurgunun içinde zayıf birer dekor niteliğine bürünmektedir” (Akın, 2008). TMMOB Şehir Plancıları Odası Đstanbul Şubesi’nin, Tarlabaşı’ndaki yenileme-dönüşüm sürecini tartışmak üzere 26 Haziran 2008 tarihinde ĐTÜ Taşkışla Kampüsü’nde düzenledikleri panelde de genel olarak 5366 sayılı kanun çerçevesinde parçacıl ve parsel bazında alınan önlemlerle, yerel halkı ve korumacılık ilkelerini göz ardı eden bir yenileme projesinin tasarlandığı belirtilmiştir (Url-26). Şekil 3.23 : Tarlabaşı Yenileme Projesi kapsamında planlanan avlular (Url-35). •Fener-Balat / Fener Balat Yenileme Projesi: 2005’li yıllara geldiğimizde, Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nden sonra Tarlabaşı Yenileme Projesi’ndekine benzer bir yenileme yaklaşımıyla, bölgenin yeni bir sürece girdiği görülmektedir. Bu projede, rehabilitasyon çalışmaları yerini yenileyerek korumaya bırakmıştır. 96 Sosyal dinamikler: Fener-Balat Yenileme Projesi kapsamında yerel halkın topluma kazandırılması için hiçbir sosyal proje öngörülmemiştir. Ayrıca projenin belirli bir sınıfın ihtiyaçları doğrultusunda planlanması ve yerel halkın proje sonrasında alanda kalması için hiçbir önlemin alınmamasına bağlı olarak da proje sonrasında sınıfsal bir değişimin yaşanması kaçınılmazdır. 1.DALGA 2.DALGA 1980 ARNAVUTKÖY KUZGUNCUK BĐREYSEL REHABĐLĐTASYON 1980 1990 ORTAKÖY, CĐHANGĐR, TÜNEL, GALATA BĐREYSEL REHABĐLĐTASYON Kontrolsüz değişim Bireysel müdahale Kontrolsüz değişim Bireysel müdahale YENĐDEN CANLANDIRMA 3.DALGA 1996 FENER-BALAT 2000 ’li yıllar SULUKULE 2005 sonra sı TARLABAŞI FENER-BALAT AYVANSARAY SÜLEYMANĐYE ÖRGÜTLÜ REHABĐLĐTASYON Kontrollü değişim Kamu müdahalesi YENĐDEN GELĐŞTĐRME Kontrolsüz değişim Kamu müdahalesi YENĐDEN ÜRETĐM Kontrolsüz değişim Kamu müdahalesi 4.DALGA Tarihi kent içi konut alanlarında yaşanan kentsel yenileme çalışmalarındaki değişim Şekil 3.24 : Đstanbul’da T.M.Y.Y. sürecinin değişimi. 97 T. M. Y. Y. S Ü R E C Đ Ekonomik dinamikler: Proje çerçevesinde alanda çeşitli restoran, kafe, dükkan gibi ticari fonksiyonlu alanlar tasarlanmaktadır. Bu durumun, alanda yeni bir ticari yapılanma oluşturması kaçınılmazdır. Ayrıca yapılan yenileme çalışmalarının alandaki mülkiyet değerlerini de arttıracağı açıktır. Fiziksel dinamikler: Proje; tarihi yapıların korunması, restorasyonu, restitüsyonu ve yeni yapılar yaratma gibi birçok mimari yaklaşımı içermektedir. Statik olarak ayakta durabilen tescilli yapılar, projede restorasyon tekniğine uygun olarak yenilenecektir. Ancak eğer, yapılarda statik olarak bir problem varsa, bu durumda da tescilli yapılar yıkılarak, aslına uygun şekilde yeniden yapılacaktır. Tescilli yapıların küçük olmasından ötürü kullanım alanlarını arttırmak amacıyla yapıların iç kısımlarının birleştirilmesi ve yapıların cephelerinin korunarak iç kısımlarının yeniden oluşturulması koruma açısından sorgulanması gereken noktalardır. Şekil 3.24’te kentsel yenileme çalışmaları ile sonucunda yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci arasındaki yakın ilişkiye yer verilmiş ve sürecin Đstanbul’da yaşadığı değişim örnekler üzerinden irdelenmiştir. 3.9 Bölüm Sonucu Üçüncü bölümde ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziksel olarak bozulmalar yaşayan ve kentin diğer parçalarından kopan tarihi kent içi konut alanlarında yaşanan değişim süreci incelenmiştir. Tez genelinde toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma olarak adlandırılan bu süreç ile yeni yapılan bir yerleşim alanını, ticari bir dönüşümü veya kırsal alanlarda yaşanan bir değişimi aynı başlık altında incelemenin kent içi tarihi konut alanlarına özgü olan bu yapılanmanın içeriğini değiştireceği belirtilmiştir. Bu çerçevede kentsel yenileme yöntemleri ile toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci arasındaki yakın ilişki ortaya konmuş ve toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın kentsel yenileme çalışmalarından sonra alanda oluşan planlı veya plansız bir değişim süreci olduğuna vurgu yapılmıştır. Bu bölümde kentlerin değişmesi ve gelişmesi üzerine yapılan yaklaşımlar incelenmiş ve bu yaklaşımların çoğunun sürecin sadece bazı bileşenlerine ışık tuttuğu 98 gözlemlenmiştir. Tarihi konut alanlarında yaşanan değişimin, aktörler ve bileşenler açısından çok boyutlu bir süreç olduğu vurgulanarak, yapılan incelemelerin tüm aktörler ve bileşenler çerçevesinde bütüncül bir bakış açısı ile yapılmasının daha doğru olacağı belirtilmiştir. Tarihi kent içi konut alanlarında gerçekleştirilen yenileme çalışmalarının yaşadığı değişim için son yıllarda Amerika özelinde oluşturulan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci değişim modeli incelenmiş, sürecin devletin egemenliğinden özel sektörün egemenliğine geçişi ile ölçeğinin ve etki alanının arttığına vurgu yapılmıştır. Đstanbul’da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci de dünyadaki sürece paralel olarak, dört aşamada incelenmiştir. Arnavutköy, Ortaköy ve Kuzguncuk gibi Boğaz kıyılarını içeren birinci dalga ile Tünel, Galata ve Cihangir gibi eski şehir merkezlerini içeren ikinci dalganın, daha çok bireysel müdahaleler sonucu oluştuğu ortaya konulmuştur. Fener-Balat’ta 1996 yılından sonra yaşanan rehabilitasyon çalışmaları, kurumsal müdahale içermesinden ötürü üçüncü dalga başlığı altında incelenmiştir. 2000’li yıllara gelindiğinde ise, süreçte devletin azalan, özel sektörün artan rolü ile farklı bir döneme girildiği gözlemlenmiştir. Tarlabaşı ve tarihi yarımadada gerçekleşmesi planlanan sosyo-kültürel, ekonomik ve fiziksel yeniden yapılanma çalışmalarını içeren bu projeler, diğer kentsel yenileme çalışmalarının yer aldığı dönemlerden ayrı tutularak dördüncü dalga kapsamında incelenmiştir. Đstanbul’da 2000’li yıllardan sonra tarihi kent içi konut alanlarında uygulanması düşünülen projeler, önceki çalışmalardan ve özellikle tez genelinde savunulan bütüncül planlama anlayışına yakın rehabilitasyon projesinden oldukça farklı bir sürece girdiğinden, yenileme çalışmalarının geçirdiği bu değişim sürecini belirlemek ve tarihi kent içi konut alanlarında uygulanacak yenileme projeleri için çıkarımlarda bulunmak adına, dördüncü bölümde Fener-Balat’ta üçüncü dalgada gerçekleştirilen rehabilitasyon projesi ile son dönemde uygulanması planlanan yenileme projesi karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Aşağıdaki şekilde Đstanbul’da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci ve dördüncü bölümde incelenen 99 alan çalışması özetlenmiştir. ĐSTANBUL’DA TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA 1.DALGA BOĞAZ KIYILARI 2.DALGA BEYOĞLU 3.DALGA TARĐHĐYARIMADA KURUMSAL MÜCADELE BĐREYSEL MÜCADELE ARNAVUTKÖY ORTAKÖY KUZGUNCUK ASMALIMESCĐT GALATA CĐHANGĐR 4.DALGA TARĐHĐYARIMADA FENER-BALAT TARLABAŞI FENER-BALAT SULUKULE AYVANSARAY SÜLEYMANĐYE Şekil 3.25 : Đstanbul’da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin değişimi ve alan çalışması 100 5.DALGA ORTAK MÜCADELE 4. FENER-BALAT SEMTLERĐNDE YAŞANAN TOPLUMSAL ve MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA Đstanbul tarihi yarımadada yer alan Fener-Balat semtleri, bu alanlarda yaşayan azınlıklara yönelik politikalar ve sonrasında yaşanan köyden kente göç dalgaları ile birlikte büyük bir değişim geçirmiştir. Bu değişim sürecinde hızlı bir şekilde kimlik değiştiren; ekonomik, sosyal, kültürel ve fiziksel olarak gerileme yaşayan FenerBalat, ilk olarak Habitat II sonrası planlanan Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi ile birlikte, bir yenilenme sürecine girmiştir. Rehabilitasyon çerçevesinde başlayan ve fiziksel iyileşme kadar sosyal iyileşmeyi de ön planda tutan bu yenileme çalışmaları 2008 yılında tamamlanmıştır. 2009 yılına gelindiğinde ise, Fener-Balat semtlerini koruyup iyileştirmeyi amaçlayan rehabilitasyon projesinin yerini yeni fiziksel, sosyal ve ekonomik bir doku oluşturmak isteyen ve kamulaştırma kanunu çerçevesinde yasal bir tabana oturtulmaya çalışılan Fener-Balat Yenileme Projesi almıştır. 1900’lü yılların sonunda başlayan ve 2000’li yılların başına kadar devam eden rehabilitasyon çalışmaları, ardından yerini yenileme çalışmalarına bırakmıştır. Böylece tarihi kent içi konut alanlarının kente eklemlenmesi çalışmaları diğer süreçlerden farklı bir döneme girmiştir. Niteliksel karşılaştırmalı analiz yöntemi ile örnek vaka incelemesi kapsamında kentsel yenileme çalışmalarının Đstanbul’un tarihi kent içi konut alanlarındaki değişimi ve günümüzde oynayacağı rol ele alınmıştır. Bu kapsamda sosyal, politik, ekonomik ve fiziksel yapıya dair öneriler getirilmiştir. Böylece, kentsel yenileme çalışmalarının son iki dönemi olan üçüncü ve dördüncü dalga arasındaki farklılıklar ortaya konulmuştur. Aynı alan için planlanan iki farklı çalışmanın artı ve eksi yönleri ile sonucunda yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreçleri belirlenerek tez genelinde savunulan bütüncül yaklaşım çerçevesinde tüm bileşenlerin eksiksiz olarak ele alındığı, tüm aktörlerin çıkarlarının korunduğu daha sağlıklı yenileme projelerinin nasıl yapılacağı sorgulanmış ve yeni bir dalganın ihtiyacı vurgulanmıştır. 101 Örnek vaka incelemesinde, veri toplarken ilk olarak gözlem tekniğinden yararlanılmıştır. Đncelemenin ilk safhalarında, Fener-Balat semtlerinde yaşanan eksiklikler ve Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nin sonuçları, mülakatlarda sorulacak soruları şekillendirmesi amacıyla günlük gözlem tekniği ile incelenmiştir. Veri toplamada başvurulan tekniklerden ikincisi dokümanter araştırma tekniğidir. Dokümanter araştırma tekniği ile öncelikle Fener-Balat’ın tarihsel geçmişi hakkında ilgili kitaplardan ve internetten bilgi edinilmiştir. Daha sonrasında bilimsel makaleler, kitaplar, yazılı ve görsel yayınlar (dergi, tv, gazete) ve internet aracılığıyla; projelerin aktörleri ve görevleri, yöntemi, hedefleri, finansmanı ve sınırları hakkında bilgi edinilmiştir. Özellikle ikinci proje olan yenileme projesi, henüz uygulanmadığı için projenin sonuçlarının alanda gözlemlenmesi ve halkla yapılan görüşmelerde kişilerin proje hakkındaki fikirlerinin tespiti oldukça zordur. Bu nedenle yenileme projesinin verilerini tespit etmek için, genel olarak son dönemde planlanan yenileme projeleri ile ilgili akademik camianın ve mimarların eleştirilerine yer verilmiştir. Son olarak, veri toplamada üçüncü teknik olan görüşmeden yararlanılmıştır. Projeler hakkında daha detaylı bilgi almak amacıyla projelerde görev alan aktörlerle aynı başlıklar altında (projenin aktörleri ve görevleri, projenin yöntemi, hedefleri, finansmanı ve sınırları) yüz yüze yapılandırılmamış sorular (Đng. informal question) üzerinden görüşmeler yapılmıştır. Böylece, genel olarak projeler hakkında bilgi edinilmiş ve bu çerçevede ikinci görüşmede sorulacak sorular hazırlanmıştır. Đkinci görüşmede yapılandırılmış açık uçlu sorular (Đng. formal open-ended question) üzerinden projede görev alan aktörlerle görüşmeler yapılarak bazı konular hakkında daha derinlemesine bilgi edinilmiştir. Projelerin diğer bir aktörü olan bölge halkı ile de yapılandırılmış açık uçlu ve kapalı uçlu sorular üzerinden karşılıklı görüşmeler yapılmıştır. Alandaki otuz kişi ile yapılan karşılıklı görüşmeler yoluyla bu insanların ne kadar süredir Fener-Balat’ta oturduğu, yaşamak için neden burayı tercih ettiği, bu alanda yaşadığı sorunlar ve beklentileri tespit edilmeye çalışılmıştır. Bunun yanı sıra alanda uygulanmış ve uygulanması düşünülen projeler amaç ve hedef, aktör, finansman ve yöntem açısından irdelenmiş ve projelerde bölge halkının katılımı sorgulanmıştır. Sonuç olarak, projelerin aktörlerinden elde edilen veriler ve akedemik camia ve mimarların eleştirileri ışığında iki projenin bütüncül bakış açısı ile karşılaştırılması 102 yapılmıştır. Bu sayede de projelerdeki olumlu ve olumsuz yönler ortaya konulmuştur. Şekil 4.1’de iki projenin karşılaştırılmasında izlenen yöntem şematik olarak açıklanmıştır. NĐTELĐKSEL KARŞILAŞTIRMALI ANALĐZ YONTEMI (Qualitative Comparative Method) ÖRNEK VAKA INCELEMESI (case study) 3. DALGA 4. DALGA FENER-BALAT REHABĐLĐTASYON PROJESĐ FENER-BALAT YENĐLEME PROJESĐ VERI TOPLAMADA BAŞVURULAN TEKNIKLER (data collection) • • GÜNLÜK GÖZLEM (Casual Observation) DOKÜMANTER ARAŞTIRMA (Literature Search) GÖRÜŞME (interview) Yapılandırılmamış Sorular Üzerinden Fener-Balat Bilimsel makaleler, kitaplar, yazılı ve görsel yayınlar (dergi, tv, gazete) ve internet Proje temsilcileri Fener-Balat semtlerinde yaşanan eksiklikler Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nin sonuçları • • • • Fener-Balat’ın tarihsel geçmişi Projenin amaç ve hedefleri Projenin aktörleri ve finansmanı Projenin yöntemi • • • Projenin amaç ve hedefleri Projenin aktörleri ve finansmanı Projenin yöntemi Đkinci mülakatlar için sorular hazırlanmıştır GÖRÜŞME (interview) (Yapılandırılmış Sorular Üzerinden) Proje temsilcileri ve belediye • • • Projenin amaç ve hedefleri Projenin aktörleri ve finansmanı Projenin yöntemi Bölge halkı • • • Yaşayanların ne kadar süredir Fener-Balat’ta oturduklarının, mülkiyet durumlarının ve neden yaşam alanı olarak Fener-Balat’ı seçtiklerinin tespiti Yaşayanların ihtiyaçlarının tespiti Fener-Balat’ta gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi düşünen projeler ile ilgili görüşlerin tespiti Şekil 4.1 : Alan çalışması yöntemi. 103 4.1 Fener-Balat Semtleri’nde Yaşanan Tarihsel Süreç Fener-Balat semtleri, Đstanbul’un diğer tarihi semtlerinde olduğu gibi bir dizi olay sonucu kentsel çöküş ve ekonomik tecrit yaşamıştır. Habitat II sonrası planlanan Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’ne kadar, Fener-Balat’ta yaşanan bu değişimlere neden olan gelişmeler, aşağıdaki şekilde sıralanabilir. •Đskan politikaları: “15.yüzyılda Osmanlı Devleti’nin uyguladığı iskan politikaları ile Anadolu’dan getirilen Müslümanlar ve gayri- Müslimler Haliç bölgesinde iskan edilmişlerdir. Müslümanlar iç kesime, gayri-Müslimler ise kıyılara yerleştirilmişlerdir. Rumlar Fener’e, Kırım’dan gelen Ermeniler Unkapanı ve Balat arasındaki kıyı bölgesine, 15. yüzyılın sonu ve 16. yüzyılda Đspanya ve Portekiz’deki engizisyondan kaçan Museviler ise Balat’a yerleştirilmiştir” (Narlı, 2006). Böylece Balat, kökleri Bizans dönemine kadar uzanan bir Musevi Mahallesi’ne; Fener de Bizans döneminden beri Rumlar’ın baskın olarak yaşadığı bir bölgeye dönüşmüştür (Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998). Şekil 4.2 : Balat yangınlarından biri (Url-36). •Deprem-yangınlar ve toplu ölümler: “1894 yılındaki depremin ve semti kasıp kavuran birçok yangının ardından, semt sakinlerinin en zengin kesimi bugün de Hahambaşılık ve büyük sinagoglar gibi bütün Musevi kurumlarının bulunduğu Galata’ya taşınmak üzere Balat’ı terk etmişlerdir” (Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998). “1865 yılında yaşanan kolera salgını ve 1874 yangını da Balat’ta yaşayan çok sayıda Musevi’nin ölmesine neden olmuştur” (Narlı, 2006). Aşağıdaki resimde Balat’ta yaşanan yangınlardan biri görülmektedir. 104 •Fener dışı göç: “Fener’in varlıklı aileleri 19. yüzyılda Tarabya, Kuruçeşme, Ortaköy ve Arnavutköy’e yerleşmeye başlamışlardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonraki yıllarda bazı zengin Musevi ve Rum aileler Beyoğlu’nda ikamet etmeyi yeğlemişlerdir” (Narlı, 2006). Memur, zanaatkarlar ve küçük tüccarlar da, yangından sonra Fener’deki sıra evlere yerleşmişlerdir (Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998). •Nüfus mübadelesi: “Zenginlerin Şişli, Nişantaşı gibi yeni şık semtlere akını sürerken, Cumhuriyet’in kurulmasından sonra nüfus mübadelesi programı sonucu Fener’de ve diğer semtlerde yaşayan Rum nüfusun büyük bir kısmı da Yunanistan’a göç etmiştir” (Narlı, 2006). •Haliç kıyılarının sanayiye açılması: 1940’larda mimar ve şehirci Henri Prost tarafından hazırlanan planlar ile Haliç kıyıları sanayiye açılmıştır. Böylece kısa zamanda Haliç kıyıları antrepolar, fabrikalar, atölyeler ve depolar ile kaplanmıştır. Haliç çevresi için yıkıcı ve boş olan alanları yok edici bu uygulama ile semtin merkezi ile deniz kıyısı arasındaki bağlantı koparılmıştır. Sanayi alanlarının oluşturdukları atıklar kıyıları kullanılamaz hale getirmiştir (Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998). Buna karşın, bu dönemde Fener-Balat’taki ticari yaşam oldukça hareketli ve renklidir. Balat Çarşısı da en yoğun zamanlarını yaşamaktadır.20 •Varlık vergisi: “Azınlıklara uygulanan Varlık Vergisi (1942) Balat ve Fener’de yaşayan çok sayıda Rum ve Musevi’nin bu alandan ayrılmasına neden olmuştur” (Narlı, 2006). •Đsrail Devleti’nin kurulması: “Đsrail Devleti’nin 1948 yılında kurulması ile Đstanbul’dan ayrılan Musevilerin sayısı artmıştır” (Narlı, 2006). Balat’ın nüfusunun yaklaşık dörtte biri de Balat’ı terk etmiştir (Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998). •6-7 Eylül Olayları-1974 Kıbrıs Barış Harekatı: Yaşanan iki siyasi gelişme de Rumlar’ın bu bölgeden ayrılmasına neden olmuştur. 20 Fener-Balat’ta 19 Nisan 2009 tarihinde halkla yapılan görüşmelerde, Haliç kıyılarının sanayi amaçlı kullanıldığı dönemlerde, ticari yaşamın son derece aktif olduğu belirtilmiştir. Ancak o dönemde sanayiye bağlı yaşanan sorunlar, bölge halkı tarafından yoğun koku ve sağlıksız yaşam çevreleri olarak dile getirilmiştir. 105 •Birinci göç dalgası: Yukarıda sayılan çeşitli nedenlerle boşalan Fener-Balat semtleri, 1960’lardan sonra yaşanan göç ile özellikle Karadeniz Bölgesi’nden gelen göçmenlerin yeni yerleşim alanı olmuştur. •Haliç kıyılarının düzenlenmesi: 1984-89 yılları arasında, Haliç kıyılarının düzenlenmesi programı çerçevesinde Haliç Tersanesi Tuzla’ya taşınmış, 1970’li yılların ortasından itibaren yeni sanayi bölgelerine taşınmaya başlayan Haliç kıyısındaki küçük ve orta ölçekli sanayi tamamen kaldırılmış ve 18.yüzyıla ait son taş binaların büyük kısmı da buldozer darbeleri ile yıkılarak geniş ölçekli kamulaştırmalar ile Haliç kıyılarına park alanları yapılmıştır (Narlı, 2006; Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998). Haliç kıyılarında yaşanan bu değişim ile birlikte sanayi alanlarının oluşturduğu negatif etkilerin önüne geçilmesine karşın, alandaki ticari aktivite giderek bozulmaya başlamıştır.21 •Ticari yaşam: Fener-Balat’ta yeni bir yatırım yapılamadığı için işyerleri kapanmış, ticaretle uğraşan kişiler bölgeyi terk etmiş ve kalanlar da insiyatiflerini yitirerek kendi kabuklarına çekilmişlerdir. Bölgede 16.yüzyıldan beri var olan Balat Çarşısı eski ticari yaşamını kaybetse de günümüzde halen faaliyet göstermektedir. •Sit alanı: Bölgenin sit alanı olarak ilan edilmesi ve buna bağlı olarak imar izni verilmemesi nedeniyle bölge, her türlü yapılaşmaya ve yatırıma kapanmıştır. Bu durum da yapıların gün ve gün yıpranmasına neden olmuştur. •Đkinci göç dalgası: 1990’lı yılların başlarında yaşanan siyasal çalkantılardan ve varolan yoksulluktan kaçarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden FenerBalat’a birçok göçmen gelmiştir. Bunun sonucunda da Fener-Balat, öncesinde Karadeniz, sonrasında da Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden gelen göçmenlerin yeni yaşam alanı haline gelmiştir. Çizelge 4.1’de yer alan grafikte Fener Balat Rehabilitasyon Projesi çerçevesinde yapılan çalışmalarda tespit edilen Fener-Balat semt sakinlerinin coğrafi kökenleri yer almaktadır. Kasım 1997’de Narlı tarafından yapılan bu 21 Fener-Balat’ta 19 Nisan 2009 tarihinde halkla yapılan görüşmelerde, Haliç kıyılarının düzenlenmesi ile ticari yaşamın zayıfladığı, bu durumun da halkın ekonomik yapısını olumsuz yönde etkilediği vurgulanmıştır. 106 çalışmaya göre, bölgede yaşayan birinci önemli grubu Karadeniz Bölgesi’nden gelenler, ikinci önemli grubu Marmara Bölgesi’nden gelenler, üçüncü önemli grubu ise, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan gelenler oluşturmaktadır (Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998). Çizelge 4.1 : Semt sakinlerinin coğrafi kökeni. Kaynak: (Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998) Fener-Balat semtleri, yukarıda yer verilen bir dizi olay sonucu değişmiş ve zamanla fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel olarak zayıflamıştır. Azınlıklara yönelik geliştirilen politikalar; yangın, deprem vb. gibi dış etkenler ve kırsal alanlardan kent mekanına yaşanan göç dalgaları ile sosyal doku ve buna bağlı olarak da ekonomik yapı zamanla değişmiştir. Ekonomik durumu zayıf insanların yerleşmesi ve Haliç kıyılarının sanayisizleştirilmesi ile birlikte bölgede ticari aktiviteler iyice azalmış ve bölge fakirleşmiştir. Kişilerin ekonomik durumlarına bağlı olarak konutlarına ve çevrelerine yaptıkları yatırımlar da sınırlı kalmıştır. Ekonomik durumla birlikte, sit alanında yapılara müdahale zorlukları da politik olarak bölgenin fiziksel anlamda gerilemesine yol açmıştır. Alanın ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziksel olarak bozulması, beraberinde bu alanlarda uygulanacak yenileme projelerinin gerekliliğini gözler önüne sermiştir. 107 4.2 Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi (3. Dalga) 1985 yılında Đstanbul’un UNESCO Dünya Kültür ve Doğa Mirasını Koruma Sözleşmesi’ne dahil edilmesinden sonra yapılan ilk çalışma, Fener-Balat semtlerinin rehabilitasyon projesi olmuştur. Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi kapsamında birçok aktörün; Fener-Balat’ta yaşanan ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziksel çöküntüyü durdurmak amacıyla bir araya geldiği görülmektedir. Proje, uluslar arası birçok aktörü aynı amaç çerçevesinde biraraya getirmesi, tarihi konut alanlarında uygulanan bireysel çalışmaları kamu mücadelesine dönüştürmesi, yöntemi, finansmanı ve hedefleri ile örnek bir proje olarak gösterilmektedir. Program, konut restorasyonu, sosyal rehabilitasyon, Tarihi Balat Çarşısı’nın canlandırılması ve katı atık yönetimi başlıklarıyla sıralanabilecek, dört değişik konuda çalışma yürütmüştür. Programın en önemli yaklaşımı ise, semt halkının kararlara ve uygulamaya etkin katılımını öngörmesi ve proje sonrasında doğacak değer artışlarından yaşayanların en az derecede etkilenmesi için çeşitli önlemler almasıdır. Şekil 4.3 : Çalışma alanının havadan görünüşü (Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998). Şekil 4.3’te çalışma alanının havadan görünüşü yer almaktadır. Kırmızı renkle işaretlenen alan, rehabilitasyon projesinin sınırlarını ifade etmektedir. 4.2.1 Rehabilitasyon Projesinin Amacı ve Hedefleri Rehabilitasyon projesinin amacı Fener-Balat semtlerinde yaşanan sosyo-kültürel, ekonomik ve fiziksel yıpranmayı durdurmaktır. Bu çalışmalarda “Đstanbul’un tarihi merkezinin geleceğinin basit ve yanıltıcı bir yenileme ile turistik özellikli restoran ve 108 seçenekleri arasında sıkışıp kalmadığını kanıtlamak” oldukça önemlidir. (Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998). Projenin birinci hedefi, konutların iyileştirilmesidir. Bu faaliyetin amacı, yapıları korumak ve yapılaşmayı içinde rahatlıkla oturulabilir bir hale getirmektir. Projenin ikinci hedefi, altyapı çalışmaları (ulaşım şebekesi, doğal gaz, elektrik, temizlik, yağmur sularının tahliyesi) ile semt sakinlerinin yaşam düzeyini iyileştirmektir. Projenin üçüncü hedefi, gençlerin istihdamı ve kadınların eğitimi için toplumsaleğitsel tesisler oluşturmaktır. Böylece kent bütününden kopan sosyal dokunun kente geri kazandırılması hedeflenmektedir. Bu çerçevede 2004 yılında alanda yaşayan kadınların ihtiyaçlarını, taleplerini ve kapasitelerini belirlemek amacıyla yürütülen saha çalışması ile 1997 yılında elde edilen sosyo-ekonomik veri tabanı güncellenmiştir. Halen belediyenin binasını sağladığı, teknik destek ekibinin de restorasyon çalışmalarını tamamladığı iki sosyal merkezde belirlenen ihtiyaç ve taleplere yönelik kadınlara ve çocuklara eğitimler verilmektedir (Url-37). Projenin dördüncü hedefi de ekonomik faaliyetlere (zanaat ve ticaret) yeniden hareketlilik kazandırmaktır (Balat- Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998). Bu kapsamda Balat Çarşısı’nın canlandırılmasına yönelik alt yapı ve restorasyon çalışmaları yapılmıştır. Görsel bütünlük için tarihi çarşının iki ana caddesindeki dükkanlarda aynı saçak ve aydınlatma elemanları uygulaması kullanılmıştır. Şekil 4.4’te Balat Çarşısı’nda yapılan rehabilitasyon çalışmalarına yer verilmiştir. Şekil 4.4 : Balat Çarşısı’nın projeden önceki ve sonraki hali (Url-37). Projenin hedeflerinden en önemlisi de, yerli halkın proje sonrasında da alanda yaşamasının devam etttirilmesidir. Yenileme çalışmaları sonrası oluşan değer artışına bağlı yerinden edilme problemini önlemek amacıyla yapılan çalışmaları ve alınan 109 önlemleri projenin restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi aşağıdaki şekilde özetlemiştir: “Yerli halkın daha rahat ve sağlıklı yaşaması için konutların iyileştirilmesi hedeflenmiş ancak başka kişilerin yaşam tarzlarına uyması için konutlarda herhangi fazladan bir yeniden yapılandırma çalışması yapılmamıştır. Proje sonrasında oluşabilecek spekülasyonları engellemek amacıyla, 5 yıl süre ile yenilenen konutların satılamaması ve enflasyon değerleri üstüne kiralanamaması şartı getirilmiştir. Ayrıca projede çalışacak kişilerin 10’undan 1’inin yerel halktan olma zorunluluğu da getirilmiştir. Böylece yerel halkın da projeden ekonomik olarak faydalanması sağlanmıştır. Örneğin çatılarda kullanılan çinkolar, evi ve dükkanı proje kapsamında restore edilen bir kişinin dükkanından sağlanmıştır.”22 Projenin hedeflerinden de anlaşılacağı üzere proje hem fiziksel, hem ekonomik hem de sosyal bir yeniden yapılanmayı planlayan çok boyutlu bir projedir. Projenin amaçları şekil 4.5’te özetlenmiştir. FĐZĐKSEL DOKUNUN ĐYĐLEŞTĐRĐLMESĐ KONUTLARIN VE ALTYAPININ ĐYĐLEŞTĐRĐLMESĐ VALTYAPI SOSYAL DOKUNUN ĐYĐLEŞTĐRĐLMESĐ KADINLARIN VE ÇOCUKLARIN TOPLUMA KAZANDIRILMASI EKONOMĐK DOKUNUN ĐYĐLEŞTĐRĐLMESĐ TARĐHĐ BALAT ÇARŞISI’NIN REHABĐLĐTASYONU Şekil 4.5 : Rehabilitasyon projesinin amaçları. 4.2.2 Rehabilitasyon Projesinin Aktörleri ve Finansmanı Fener-Balat Rehabilitasyon Proje’si 1988’de Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Fener ve Balat semtlerinde, yaşanan yıpranmayı durdurmak amacıyla Avrupa Komisyonu ve Fatih Belediyesi’nin ortaklaşa yürüttüğü bir çalışmadır. Projede yer alan birçok aktör, aynı amaç doğrultusunda koordineli bir şekilde birarada çalışmıştır. Şekil 4.6’da projenin aktörleri yer almaktadır. •Fatih Belediyesi: Fatih Belediyesi projenin başlatılmasında, planlanmasında, yürütülmesinde, kontrolörlüğünde ve onaylanmasında bizzat görev alıp, koordinasyonu sağlayan merkezi bir rol üstlenmiştir. Belediye, fizibilite 22 Rehabilitasyon projesinin restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi ile 17 Mart 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır. 110 çalışmalarında görev almış, Avrupa Komisyonu ile finans anlaşması imzalamış, teknik destek ekibi ile birlikte halkın bilinçlendirilmesine ve katılımına çalışmış, mimari-sosyal ölçüt ve puanlama sisteminin oluşturulmasında kontrolörlük yapmış, ev sahipleri ile sözleşmeler imzalamış, projenin hazırlanmasında (kontrolör olarak) ve onaylanmasında görev almış ve proje uygulamasını kontrol etmiştir. Ayrıca, finansör olarak da projede altyapı çalışmalarının karşılanmasında görev almıştır. UNESCO FATĐH BEL. FATĐH BEL. TEKNĐK EKĐP UZMANLAR IFEA KORUMA KURULU FĐZĐBĐLĐTEALAN ÇALIŞMASI DERNEKLER ve SĐVĐL TOP. KUR. AVRUPA KOMĐSYONU PROJENĐN HAZIRLANMASI FĐNANS ÇALIŞMALARI AVRUPA KOMĐSYONU FATĐH BEL. HAZĐNE MÜSTEŞARLIĞI TEKNĐK DESTEK EKĐBĐ FATĐH BEL. YÜKLENĐCĐ PROJENĐN UYGULAMASI Şekil 4.6 : Rehabilitasyon projesinin aktörleri. •UNESCO Dünya Mirası Merkezi: UNESCO, Kültür Bakanlığı ve tarihi kültürel mirasın korunmasından sorumlu makamlar nezninde; denetim, uzmanlık ve danışmanlık fonksiyonlarını yerine getirmiştir. •Bölge halkı: Bölge halkı projenin kurgulanmasında, biçimlenmesinde, karar aşamasında ve uygulanmasında bizzat görev almıştır. Proje kapsamında rehabilite edilecek binalar saptanmadan önce, ev sahipleri ile ‘restorasyon niyet formu’ çalışması yapılmıştır. Bu çalışma kapsamında, kişilerin binalarında ne tür bir onarıma ihtiyaç duydukları ve böyle bir çalışmada ne derece istekli oldukları tespit edilmeye çalışılmıştır. Restorasyon niyet formu çalışmasından sonra; teknik destek ekibi tarafından mimari-sosyal ölçüt ve puanlama çalışmaları yapılarak, hangi binalarda öncelikli rehabilitasyon çalışmasının yapılması gerektiği belirlenmiştir. 111 olarak Elde edilen bu veriler alt alta sıralanarak, bölge halkıyla toplantılar yapılmıştır. Bu bağlamda, UNESCO’dan, Fatih Belediyesi’nden ve Avrupa Komisyonu’ndan ilgili kişilerin katılımıyla proje, halka tanıtılmaya çalışılmıştır. 150-200 kişilik çok katılımlı görüşmelerle başlayan toplantılar, yerini mahalle muhtarlarının öncülüğünde mahalle toplantılarına son olarak da birebir gerçekleştirilen ev ziyaretlerine bırakmıştır. Bu nedenle halkın katılımı ve projedeki belirleyiciliği son derece önemli olmuştur. Bu durum Şekil 4.8’de özetlenmiştir. Şekil 4.7 : Halkın katılımı ile gerçekleştirilen toplantılar (Url-37). BÖLGE HALKININ PROJEYE KATILIMI VE PROJEDEKĐ BELĐRLEYĐCĐLĐĞĐ 1.ETAP “restorasyon niyet formu” 2.ETAP kişilerin binalarında ne tür bir onarıma ihtiyaç duydukları ve böyle bir çalışmada ne derece istekli oldukları tespit edilmeye çalışılmıştır hangi binalarda öncelikli olarak rehabilitasyon çalışmasının yapılması gerektiği belirlenmiştir “sosyal- mimari ölçüt formu” ve puanlama UNESCO, Fatih Bel. ve Avrupa Komisyonu’ndan ilgili kişilerin katıldığı geniş katılımlı toplantılar 3.ETAP toplantılar ile bölge halkının bilgilendirilmesi ve projeye katılımının sağlanması Mahalle muhtarları öncülüğünde, mahalle toplantıları Birebir görüşmelerin yapıldığı ev ziyaretleri Anlaşılan mülk sahipleri ile sözleşme imzalanması Şekil 4.8 : Bölge halkının katılımı ve projedeki belirleyiciliği. 112 Komisyonu: •Avrupa Avrupa Komisyonu rehabilitasyon giderlerinde, rehabilitasyon işlerinde çalışacak teknik personelin giderlerinde, eğitim ve kadro yetiştirme giderlerinde ve işletme giderlerinde sübvansiyon sağladığı için projenin finansal boyutunda etkin rol oynamıştır. •Türkiye Cumhuriyeti Hazine Müsteşarlığı: Avrupa Komisyonu ve Fatih Belediyesi ile finans anlaşması imzalanmıştır. •Fransız Anadolu Araştırma Enstitüsü (IFEA)- yerel ve yabancı uzmanlarsivil toplum örgütleri- Fener-Balat dernekleri: UNESCO ve Fatih Belediyesi fizibilite çalışmalarında birlikte çalışmıştır. Yerel uzmanlar mimari analizlerde, piyasa analizlerinde, rehabilitasyon maliyeti hesabında, sosyolojik analizlerde ve hukuki analizlerde görev alırken, yabancı uzmanlar şehirsel analiz ve şehirsel düzenleme çalışmalarında, programlamada ve rehabilitasyon ihtiyaçlarının belirlenmesi çalışmalarında görev almışlardır. •Teknik destek ekibi: Barselona Belediyesi’nin kısmen sahip olduğu bir yapım şirketi olan FOMENT Ciutat Vella SA liderliğindeki bir konsorsiyum ile imzalanan hizmet sözleşmesi uyarınca görevlendirilen uzmanlardan oluşan bir teknik destek ekibi, Fatih Belediyesi’ne programın uygulanmasında yardımcı olmuştur. •Koruma Kurulu ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu: Koruma Kurulu ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu hazırlanan projenin Fatih Belediyesi ile birlikte kontrol edilip onaylanması kısmında görev almıştır. •Yüklenici firma: Yüklenici firmalar; ayrı ayrı üç etap halinde gerçekleştirilen yapım ihalesini kazanarak projeyi uygulayan firmalardır. Projenin etapları ve her aşamada gerçekleştirilen çalışmalara çizelge 4.2’de yer verilmiştir. Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi için Avrupa Komisyonu, Fatih Belediyesi ve Türkiye Cumhuriyeti Hazine Müsteşarlığı arasında finans anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşma çerçevesinde projenin giderleri, Avrupa Komisyonu ve Fatih Belediyesi tarafından karşılanmış, yerli halktan rehabilitasyon projeleri çerçevesinde hiçbir ücret talep edilmemiştir. 113 Çizelge 4.2 : Rehabilitasyon projesinin etapları (Url-38). 4.2.3 Rehabilitasyon Projesinin Yöntemi •Fizibilite–alan çalışmaları: 1988’de Fener ve Balat semtlerinin Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmasından sonra Fatih Belediyesi öncülüğünde; UNESCO, Fransız Anadolu Araştırma Enstitüsü, sivil toplum örgütleri ve yerli-yabancı uzmanlar, Fener-Balat semtlerinde fizibilite çalışmaları başlatmıştır. Fizibilite çalışmaları kapsamında; Fener ve Balat semtlerinin kentsel durumu (bölgenin karakteri, yapıların fiziksel durumu, yapılması gereken restorasyon çalışmalarının türü, bölgenin tarihi mirası, yapı malzemeleri, işlevsel dağılım, konutlardaki konfor koşulları ve eksiklikler, uyarlanmış kamu alanları, yolların ve altyapı çalışmalarının durumu, ekonomik faaliyetler), semt halkının özellikleri (köken, demografik özellikler, sosyo-ekonomik özellikler, eğitim düzeyi) ve semt sakinlerinin ihtiyaçları araştırılmıştır. Bu araştırmalar sonucunda düzenleme şeması ve planı oluşturulmuş, sokak düzenlemeleri ve yağmur suyu kanalları, şehir suyu ve kanalizasyon, doğalgaz şebekesi ve ulaşım düzenlemesi paftaları hazırlanmıştır. Yapılan bu çalışmalar 1998 yılında, rapor haline getirilmiştir. Alanda proje öncesinde yerli halkın durumu ve ihtiyaçlarını tespit etmek amaçlı yapılan fiziksel çalışmaların yanısıra sosyal içerikli çalışmaların da yapılması ve projenin bu veriler ışığıda şekillenmesi projenin yaşayanlara verdiği önemi ve projenin sosyal boyutunu gözler önüne sermektedir. •Projenin finans modeli: Fizibilite çalışmalarının ardından, projenin finansal planlanmasına geçilmiştir. Bu aşamada; Avrupa Komisyonu, Türkiye Cumhuriyeti Hazine Müsteşarlığı ve Fatih Belediyesi arasında bir finans anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmaya 114 göre; Avrupa Komisyonu; rehabilitasyon giderlerinde, rehabilitasyon işlerinde çalışacak teknik personelin giderlerinde, eğitim ve kadro yetiştirme giderlerinde ve işletme giderlerinde sübvansiyon sağlarken; Fatih Belediyesi de alt yapı çalışmalarını üstlenmiştir. •Projenin hazırlanması: Finans anlaşması imzalandıktan sonra, 2002 yılında Avrupa Komisyonu, hizmet ihalesi açmıştır. Hizmet sözleşmesi uyarınca görevlendirilen uzmanlardan oluşan bir teknik destek ekibi, Fatih Belediyesi’ne programın uygulanmasında yardımcı olmuştur. Bu ekip, Fatih Belediyesi öncülüğünde mimari-sosyal ölçüt ve puanlama sistemi hazırlayarak, hangi evlerin restore edilmesinin gerekli olduğunu belirlemiştir. Restorasyon çalışması kapsamında tutulan binalar için, ev sahipleri ile görüşmeler yapılmış ve bu görüşmelerin neticesinde de sözleşmeler imzalanmıştır. Kişilerle görüşmeler ve ikna etme çalışmaları, politik siyasi bazı nedenlerden23 ve mülkiyet sorunlarından ötürü oldukça zorlu geçmiştir. Teknik destek ekibi, belediyenin kontrolörlüğünde hazırladığı rehabilitasyon projelerini Koruma Kurulu, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu ve Fatih Belediyesi’nin onayına sunmuştur. •Projenin uygulanması: Projeler onaylandıktan sonra, Fatih Belediyesi ve ECD bir yapım ihalesi açmıştır. Yapım ihalesini kazanan firmalar, üç etap24 halinde belediye ve teknik destek ekibinin kontrolörlüğünde projeleri uygulamışlardır. Proje çerçevesinde yürütülen çalışmalar şekil 4.9’da özetlenmiştir. 23 Yaşayanların çoğu bazı kişilerin kışkırtmasına gelerek, proje çerçevesinde çıkarılan “patrikanenin evlere el koyacağı” söylentilerine inanıp, projeye katılmak istememişlerdir (Projenin restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi ile 17 Mart 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır). 24 Proje, halkın güven probleminden dolayı üç etapta gerçekleştirilmiştir. Böylece kişilerin somut örnekleri görüp, ikna olmasına çalışılmıştır (Projenin restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi ile 21 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır). 115 Fatih Belediyesi UNESCO Yerel ve Yabancı Uzmanlar Fransız Anadolu Araştırma Enstitüsü Fener-Balat Dernekleri + Sivil Toplum Örgütleri Fizibilite çalışması yapılmıştır Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu hazırlanmıştır (1998) Türkiye Cumhuriyeti Hazine Müsteşarlığı Avrupa Komisyonu Fatih Belediyesi Finans Anlaşması yapılmıştır Avrupa Komisyonu teknik destek ekibi için Hizmet Đhalesi Đhaleyi alan teknik destek ekibi çalışmaya başlamıştır. (2003) açmıştır (2002) Konsorsiyum üyeleri: -Foment Ciutat Vella SA -IMC Danışmanlık Şirketi (Đngiltere) -GRET (Fransa) -Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı Halk+ Topluluk Katılım Forumu + Semt Meclisleri Semt halkının program hakkında daha ayrıntılı bilgi sahibi olmasını, program bileşenleri hakkında görüşünü ortaya koyup tartışmalara ve kararlara katılmasını sağlamak amacıyla toplantılar gerçekleştirilmiştir Teknik destek ekibi Fatih Belediyesi Mimari ölçüt ve puanlama sistemi Ev sahipleri Sosyal ölçüt ve puanlama sistemi Fatih Belediyesi Sözleşme imzalanmıştır Teknik destek ekibi – Fatih Belediyesi kontrolünde Koruma Kurulu Restore edilecek evler belirlenmiştir Projeyi hazırlamıştır Ü Ç Fatih Belediyesi Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Proje onaylanmıştır Yapım Đhalesi (ECD+ Fatih Belediyesi) Yüklenici Firma seçilmiştir Fatih Belediye’si ve Teknik Destek Ekibi denetim ve kabulü Proje uygulanmıştır E T A P T A Şekil 4.9 : Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi yöntem ve aktörleri. 116 4.3 Fener-Balat Yenileme Projesi (4. Dalga) Fener-Balat semtleri yürütülen rehabilitasyon çalışmalarından sonra ikinci bir projeye ev sahipliği yapmaktadır. Fatih Belediyesi öncülüğünde daha önce Avrupa Komisyonu ile yürütülen ortaklaşma restorasyon çalışmaları bu proje ile yerini, özel şirket ve belediye arasında yürütülen yenileme çalışmalarına bırakmıştır. Fener-Balat Yenileme Projesi, rehabilitasyon projesinden farklı olarak avan proje evresindedir ve avan proje de henüz Kültür Bakanlığı’ndan onay almamıştır. Bu nedenle bu proje ile ilgili bilgiler internet sitesinde yayınlanan veriler ve projelerin danışmanlarının görüşmeler esnasında verdikleri bilgilerle sınırlıdır. 4.3.1 Yenileme Projesinin Amacı ve Hedefleri Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanına göre projenin amacı, “kentin çöküntü haline gelen alanlarını yeniden kente kazandırarak bu alanları yeniden yaşanabilir yaşatılabilir hale getirmektir.”25 Đhaleyi kazanan firmanın internet sitesinde de projenin amaçları aşağıdaki şekilde tarif edilmektedir: “Đstanbul’un tarihi-kültürel mozaiği açısından en önemli bölgelerinden biri olan yenileme alanının daha güvenli, sağlıklı, yaşanabilir, kentle bütünleşmiş bir yaşam alanı olmasını sağlamak, altyapı ve ulaşımı geliştirmek, sosyal refahı ve kent içi yaşam kalitesini arttırmak, bir iç deniz olan Haliç ile kıyı bandında yaşayanların ilişkisini güçlendirecek yeni kamusal fırsat alanları oluşturmak, bir deprem bölgesi olan Đstanbul’da depreme ve tabii afet risklerine karşı tedbirler almak ve dayanıklı yapılar oluşturmaktır” (Url-39). Projenin hedeflerinden biri olan “ağırlıklı olarak yer alan konut karakterinin turistik ve ticari işlevler ile desteklenmesi ve zenginleştirilmesi”, ihaleyi kazanan firmanın proje koordinatörü tarafından aşağıdaki şekilde açıklanmaktadır: “Projede, turizm fonksiyonu ile yarı kamusal mekanlar oluşturulacak ve mevcut konut stoğu aynen muhafaza edilecektir. Haliç Kültür Vadisi Projesi kapsamında doğacağı öngörülen konaklama ihtiyacı ve bölgenin turstik değerleri nedeniyle alanda bir konaklama mekanı tasarlanacak ve 20 yapı adasından 1’i turizm fonksiyonuna ayrılacaktır. Balat Çarşısı’na alternatif bir ticari yaşam önerilmeyerek, 25 15 Nisan 2009 tarihinde Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanının projenin amaç ve hedefleri ile ilgili sorulara verdiği yanıtlardan alınmıştır. 117 mevcut ticaret devam ettirilecektir. Sadece imalathaneler26 kaldırılacak ve nitelikli ticaret aynen korunacaktır. Örneğin bu alana özgü piyano satıcıları aynen korunacak buna ilave sahil şeridinde zemin katlarda kafe, restoran ve banka gibi bazı ticari faaliyetler düzenlenecektir. Ticaretin korunması uzlaşma süreci için de son derece önemlidir. Çünkü projede işyeri olan mülk sahiplerine işyeri, konutu olan mülk sahiplerine de konut verilmelidir. Ticaret ayrıca, bu alanın gece gündüz yaşam dengesi için de son derece önemlidir. Çünkü projenin hedeflerinden biri de, bu alanın gece ve gündüz yaşamasıdır.”27 Projenin diğer bir hedefi olan “bir iç deniz olan Haliç ile kıyı bandında yaşayanların ilişkisini güçlendirecek yeni kamusal fırsat alanları oluşturmak” için yaptıklarını projenin koordinatörü; “Haliç kıyı bandının düzenlenmesi, belediyenin sorumluluğundadır. Ancak ihaleyi kazanan firma, projede su sporları için bir merkez önermiştir. Bu merkezde kürek ve yelken sporlarının yapılması hedeflenmiştir. Su sporları için oldukça verimli olan Haliç’in sahil şeridinde, hangi sporların nerelerde yapılabileceği hakkında Boğaziçi Üniversitesi’nden danışmanlardan bilgiler alınmıştır. Ayrıca sahil şeridinde tekne çekçek yerleri ve rekreatif düzenlemelere de yer verilmiştir. Sahil şeridinde oluşturulacak kafe ve büfe gibi ticari fonksiyonlar için raylı sistem ve vapurdan ulaşımda, alanın girişi kabul edilen Balat Đskelesi ile Tarihi Balat Kapı’sı arası ayrılmıştır. Bu alanın dışı tamamen rekreatif alan olarak değerlendirilmiştir. Sahil kesimi ile Fener-Balat’ta yaşayanlar, geniş yaya yolları ile bağlanmıştır. Böylelikle, mevcutta kent bütününden kopan, güvenli olmayan ve bu nedenle kullanılmayan sahil şeridi tanımlı hale getirilerek, kent yaşamına dahil edilmiştir.”28 şeklinde açıklamaktadır. Fatih Belediye’si yenileme projeleri danışmanı 26 Đmalathanelerin kaldırılması projede öngörülen bir konu değildir. Koruma Kurulu’na göre Haliç kıyısı imalathanelerden temizlenmelidir. Bu alanda yer alan bütün imalathaneler kanuna aykırıdır. Ayrıca Fener-Balat’ta halkla yapılan görüşmelerde de herkes imalathanelerin kaldırılmasının gerekli olduğunu savunmuştur. 27 16 Nisan 2009 tarihinde proje koordinatörünün, projenin amaç ve hedefleri ile ilgili sorulara verdiği yanıtlardan alınmıştır. 28 16 Nisan 2009 tarihinde proje koordinatörünün, projenin amaç ve hedefleri ile ilgili sorulara verdiği yanıtlardan alınmıştır. 118 da, sahil şeridinin kamusal, sadece demontable yapılardan oluşan yeşil bir alan olarak düzenlendiğini vurgulamıştır.29 Şekil 4.10’da yenileme projesinin amaç ve hedefleri özetlenmiştir. FĐZĐKSEL DOKUNUN YENĐLENMESĐ SOSYAL DOKUNUN YENĐLENMESĐ EKONOMĐK DOKUNUN YENĐLENMESĐ KONUTLARIN ĐYĐLEŞTĐRĐLMESĐ VE YENĐDEN YAPILMASI ÜST VE ORTA SINIFTAN KĐŞĐLERĐN ALANA YERLEŞMESĐ ĐÇĐN DÜZENLEMELER YAPILMASI YENĐ TĐCARĐ MEKANLAR YARATILMASI Şekil 4.10 : Fener-Balat Yenileme Projesi’nin amaç ve hedefleri. 4.3.2 Yenileme Projesinin Aktörleri ve Finansmanı Proje, özel sektör ve kamu ortaklığına dayanmaktadır. Aşağıdaki şekilde projede görev alan aktörlere yer verilmiştir. FATĐH BEL. DANIŞMAN LAR DANIŞMANLAR MĐMARĐ GRUPLAR BÖLGE HALKI MĐMARĐ GRUPLAR ĐHALEYĐ KAZANAN FĐRMA ĐHALEYĐ KAZANAN FĐRMA FATĐH BEL. KORUMA KURULU ALAN ÇALIŞMASI PROJENĐN HAZIRLAN MASI ĐHALEYĐ KAZANAN FĐRMA PROJENĐN FĐNANSMANI ĐHALEYĐ KAZANAN FĐRMA PROJENĐN UYGULANMA SI Şekil 4.11 : Fener-Balat Yenileme Projesi’nin aktörleri. •Fatih Belediyesi: Kamu, projenin bileşenlerini, arsa sınırlarını, projenin içeriğini ve yöntemini belirleyerek, ihaleyi açmaktadır. Fatih Belediyesi, Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nde aktif rol almasına karşın, bu projede kuralları belirleyip özel şirkete devreden birim durumundadır. Belediye sadece projenin her aşamasında kontrolör olarak yer almaktadır. •Özel sektör-Đhaleyi kazanan firma: Yerel halka projeden en fazla pay veren özel şirket belediyenin açtığı ihaleyi almaktadır. Đhaleyi kazanan firma, 29 15 Nisan 2009 tarihinde Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanının, projenin amaç ve hedefleri ile ilgili sorulara verdiği yanıtlardan alınmıştır. 119 kamunun kaynaklarını kullanmadan; avan proje, uygulama projesi, projenin inşaatı, tüm altyapı çalışmaları ve sahil şeridini yapmaktadır. Đhaleyi kazanan firma Fatih Belediyesi kontrolörlüğünde çalışmalarına devam etmektedir. Kültür Bakanlığı tarafından onaylanan projeler daha sonrasında, firma tarafından uygulanacaktır.30 •Mimari gruplar ve danışmanlar: Projenin hazırlanması aşamasında, çeşitli mimari gruplar ve üniversitelerden danışman hocalar görev almaktadır. •Kültür ve Turizm Bakanlığı: Projenin onaylanması kısmında ise, Kültür ve Turizm Bakanlığı devreye girmektedir. •Bölge halkı: Yerel halka en fazla pay veren inşaat şirketinin ihaleyi almasına rağmen, proje kapsamında sadece mülk sahiplerine yaşam imkanı sağlanmaktadır. Bu kapsamda geliştirilen finans modelinin maddi durumu kısıtlı olan mülk sahipleri için ne derece uygun olduğu ve onlara ne derece yaşam imkanı sağladığı da tartışmalara açıktır. Bu nedenle yaşayanların projedeki yeri düşündürücüdür. Buna paralel olarak belediyenin yenileme projeleri danışmanı, projede yaşam imkanı sunulan kişileri, “Fener-Balat gibi tarihi konut alanlarında mülkiyet sorunu yaşanmaktadır. Bir yapı için bazı durumlarda otuz varisin bile bulunduğu görülmektedir. Böylesine, parçalı mülkiyet yapısında da kimse yapılarla ilgilenmemiş, kurul da tarihi yapılara müdahaleye izin vermediğinden alan iyice çöküntü bölgesi haline gelmiştir. Bu proje kapsamında asıl hedef, asıl mülk sahiplerine ulaşılmasıdır. Bu nedenle de projede kiracılar veya işgalciler için bir çözüm önerilmemiştir.” şeklinde açıklamaktadır. Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere, yerel halk sürece dahil edilen bir aktör değildir. Çünkü proje, bölgeye gelmesi planlanan yeni bir sınıf doğrultusunda şekillenmektedir. Projenin finansmanı ihaleyi kazanan firma tarafından karşılanmaktadır. Rehabilitasyon projesinden farklı olarak, finansmanı karşılayanın özel bir şirket 30 15 Nisan 2009 tarihinde Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanı, 30 Mayıs ve 16 Nisan 2009 tarihinde de projenin koordinatörü ile gerçekleştirilen görüşmede, bu yetkililerin aktörlerle ilgili sorulara verdikleri yanıtlardan alınmıştır. 120 olmasından ötürü, yenileme çalışmaları karşılıksız olarak yapılmamaktadır. Projenin finansmanı projenin koordinatörü tarafından aşağıdaki şekilde açıklanmaktadır: “Đhale aşamasında %42’lik oranı belediyeye bırakıp, geri kalan kısmıyla da inşaatı yapmayı öneren firma, projeden belediyeye en fazla oranı veren şirket olmasından ötürü ihaleyi kazanmıştır. Projede mülk sahiplerinin proje sonunda alacakları değeri bulmak amacıyla gayrimenkul değerlendirme şirketleri ile birlikte çalışılmıştır. Bunun için, arsa değeri (imar hakları, konumu, büyüklüğü), bina değeri (bina büyüklüğü, kullanımı, amortismanı, teknik altyapısı vb.), piyasa değeri (emlakçılardan genel beklenti tespiti, gerçekleşen reel satış değerleri, ihaleler vb.) başlıklarından değer biçilip, bu değer üzerinden mülk sahiplerine pay verilmesi öngörülmüştür. Proje kapsamında bu alanda genellikle biçilen değer %100 ile % 60 arasında değişmektedir.”31 Bu kapsamda, konut ve işyeri sahipleri ile anlaşma yoluna gidilmektedir. Bu anlaşmaya göre, mal sahipleri evlerini, iş yerlerini satıp başka bir alana taşınacak veya evleri için belirlenen bedeli peşinat olarak saydırıp, oturmakta oldukları konutların yerine yapılacak yeni konutlar için belirli bir programa bağlı olarak para ödemeye devam edeceklerdir. Mülk sahipleri ile anlaşılamaması halinde ise, 5366 sayılı kanun çerçevesinde belediyenin kamulaştırma yetkisi bulunmaktadır. Burada asıl sorgulanması gereken konu, 5366 sayılı kanundur. Çünkü yerel halka seçme hakkı eğer bu kanun çerçevesinde sağlanırsa bu hakkın ne derece bir “seçme hakkı” olacağı düşündürücüdür. Çünkü bu şartlar altında, yerel halk kuşkusuz iki seçenekten birini benimsemek zorundadır. 5366 sayılı kanun ile ilgili halkla yapılan görüşmelerde de kanun; “çaresizlerin/haksızların eline silah”, “insanlık dışı”, “örneği yok”, “devlet istediğini alır yaklaşımı”, “el koyma politikası, iyi niyet yok” sözleri ile eleştirilmiştir.32 4.3.3 Yenileme Projesinin Yöntemi •Fizibilite-alan çalışmaları: Projenin ilk safhasında Fatih Belediyesi, ihaleyi kazanan firma, mimari grup ve danışmanlar tarafından analitik etütler yapılarak; sosyal profil analizi, fiziksel yapı analizleri, envanter ve rölöve 31 16 Nisan 2009 tarihinde projenin koordinatörünün, projenin finansmanı ile ilgili sorulara verdiği yanıtlardan alınmıştır. 32 Fener-Balat’ta halkla yapılan görüşmelerde elde edilmiştir. 121 çalışmaları yapılmıştır. Tarihi haritalardan (pervitiç-sigorta haritaları) yararlanılarak alanın mevcut durumu, koruma planlarının öngördüğü durumu ve eski durumu ile ilgili veriler elde edilmiştir. •Projenin hazırlanması: Avan projenin analitik etütler kısmı tamamlandıktan sonra, mimari avan proje sürecine geçilmiştir. Avan proje sürecinde dört ay boyunca; mimari gruplar, üniversitelerden danışman hocalar ve belediyeden ilgili kişiler ile atölye çalışmaları yapılmıştır. Avan proje tamamlandıktan sonra proje, Kültür Bakanlığı’nın onayına sunulmuştur. Đki yıldır avan projenin Kültür Bakanlığı tarafından onaylanması beklenmektedir. Projenin onayı alındıktan sonra, aynı firma tarafından gerçekleştirilen Tarlabaşı Yenileme Projesi’nde olduğu gibi, projeler internet sitesi ve sergi aracılığıyla herkesle paylaşılacaktır. Bu adımda, uzlaşma sürecine başlanacaktır. Bu süreçte belediye, bölge halkı ile mülkiyet görüşmeleri yapacak ve bu görüşmelerle birlikte uygulama projeleri çizilmeye başlanacaktır. •Projenin uygulanması: Proje, avan ve uygulama projesini hazırlayan firma tarafından uygulanacaktır.33 Proje çerçevesinde yürütülen çalışmalar 4.12 nolu şekilde açıklanmıştır. Projede, tarihi yapıların korunması, restorasyonu, restitüsyonu ve yeni yapılar yaratma gibi birçok mimari yaklaşımda çalışma yapılmaktadır. Proje alanındaki tescilli yapılar statik olarak ayakta durabiliyor ise, restorasyon tekniğine uygun olarak yenilenecek, statik olarak bir problem varsa, yıkılarak aslına uygun bir şekilde yeniden yapılacaktır. Yapıların statik durumunun belirlenmesi için Đstanbul Teknik Üniversitesi uzmanlarından statik rapor alınacaktır. Tescilli yapıların korunmasındaki yöntemi şekillendiren bir başka nokta, anıt eser ile sivil mimari örnekler arasındaki ayrımdır. Projede anıt eser teşkil eden yapılar, plan şeması ve cephesi ile aynen korunacaktır. Buna karşın, mimari olarak tek başına değeri olmayan, ancak sahip olduğu cepheyle, gabariyle, oranlarla ve sokağa kattığı değerle korunması gereken yapılarda sadece cephenin korunmasına gidilecektir. Tescilli 33 15 Nisan 2009 tarihinde Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanı ve 30 Mayıs ve16 Nisan 2009 tarihinde de projenin koordinatörü ile gerçekleştirilen görüşmede, yetkililerin yöntemle ilgili sorulara verdikleri yanıtlardan alınmıştır. 122 olmayan yapılarda ise, etrafındaki yapıları ön plana çıkartacak şekilde, yeni yapılar tasarlama yoluna gidilecektir.34 1.Aşama Fatih Belediyesi projenin bileşenleri, arsa sınırları, projenin içeriği, yöntemi Đhale Açılıyor Fatih Belediyesi 2.Aşama Đhaleyi Kazanan Firma Mimari Gruplar Danışmanlar 3.Aşama 4.Aşama 5.Aşama 6.Aşama A V A N P R O J E Sosyal Profil Analizi Fiziksel Yapı Analizleri Envanter Çalışması + Rölöve Mimari Avan Proje Kültür ve Turizm Bakanlığı Mimari Avan Projenin onaylanması Đhaleyi Kazanan Firma Đnternet sitesi + sergi Fatih Belediyesi Uzlaşma Süreci Mimari Gruplar Uygulama Projesinin hazırlanması Đhaleyi Kazanan Firma Projenin Uygulanması Şekil 4.12 : Fener-Balat Yenileme Projesi yöntem ve aktörleri. Projenin koordinatörü, Haliç kıyısında yer alan yapıların cepheleri için getirdikleri öneriyi şu şekilde açıklamaktadır: “Eskiden sahil şeridinin sanayi alanı olmasından ötürü, şuan ki Haliç kıyılarındaki çoğu yapıda yaşam alanlarının iç kısma baktığı ve sahil kısmı boyunca yer alan 34 15 Nisan 2009 tarihinde Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanı, 30 Mayıs ve 16 Nisan 2009 tarihinde de projenin koordinatörü ile gerçekleştirilen görüşmede, yetkililerin yöntemle ilgili sorulara verdikleri yanıtlardan alınmıştır. 123 cephelerde de çoğunlukla küçük tuvalet camlarının yer aldığı görülmektedir. Bu nedenle tescilli yapıların asıl mimari değeri sokak içinde kalan cephelerdir. Bu nedenle bu kısımda yeni bir yaklaşım getirilerek, yapıların iç sokağa bakan cepheleri aynen korunmuş, Haliç’e bakan cepheler ise yeniden yorumlanmıştır. Ayrıca mevcutta surların üzerine inşaa edilen birçok yapı da yıkılarak, yeni yapılar surun arkasında tasarlanmıştır.”35 Aşağıdaki şekilde surların üzerine inşa edilen ve proje kapsamında yıkılması düşünülen yapılar yer almaktadır. Şekil 4.13 : Surların üzerine inşa edilen yapılar. Daha önce de belirtildiği üzere, avan proje henüz onaylanmadığından yenileme projesi ile ilgili verilere ulaşmak mümkün değildir. Ancak aynı firmanın Tarlabaşı Yenileme Projesi kapsamında tarihi konut çevrelerinde yaptığı çalışmalar göz önünde bulundurulduğunda yukarıda belirtilen amaçların karşılanmadığı görülmektedir. 4.4 Fener-Balat Halkı ile Yapılan Görüşmelerin Tespitleri Yenileme ve rehabilitasyon projelerinin en önemli aktörlerinden biri olan FenerBalat halkı ile de alan çalışması kapsamında görüşmeler yapılmıştır. Görüşmeler için seçilen 30 kişinin bir kısmının doğma büyüme Fener-Balat’lı bir kısmının da özellikle son 13 yıldır alana yerleşen kişilerden olmasına dikkat edilmiştir. Çünkü 35 16 Nisan 2009 tarihinde ihaleyi kazanan firmanın koordinatörünün, projenin yöntemi ile ilgili sorulara verdiği yanıtlardan alınmıştır. 124 böylece hem bölgede uzun süredir yaşayan kişilerden alanın eksiklikleri öğrenilecek, hem de yenileme çalışmaları sonrasında bu bölgeye yerleşen kişilerin bu alanı seçmelerindeki nedenler tespit edilecektir. Bölge halkı ile karşılıklı görüşmelerde sorulacak sorular kendi içinde gruplara ayrılmıştır36. Üç grupta incelenen bu sorulardan birinci grup, yaşayanların ne kadar süredir Fener-Balat’ta oturduklarının, mülkiyet durumlarının ve neden yaşam alanı olarak Fener-Balat’ı seçtiklerinin tespitine yönelik sorulardır. Alan çalışması kapsamında görüşülen kişilerden %42’si kiracı iken % 58’i mülk sahibidir. Bu kişilerden %74’ü, doğma-büyüme Fener-Balat’lı kişilerdir. Bunun asıl nedeni, uzun yıllardan beri bölgede yaşayan kişilerin alana bağlılıklarının daha fazla olmasından ötürü ihtiyaçları daha iyi belirleyecek olmalarıdır. Buna ek olarak, yakın zamanda özellikle yenileme projeleri ile alana (1-13 yıl arası) taşınan kişilerle de (%26), bu alana gelmelerinde etkili olan nedenler üzerinden görüşmeler yapılmıştır. Görüşülen kişilere Fener-Balat’a gelmeden önce nerede yaşadıkları sorulmuştur. Böylece daha önce oturdukları alanlarla kişilerin yaşam tercihleri arasında bağlantı kurulacaktır. %74’lük bir oranın dışında kalan kişiler çoğunlukla Đstanbul’un Karagümrük, Ortaköy ve Bahçeşehir semtleri ile Ağrı ve Kastamonu illerinden gelmiştir. Bu soruya verilen yanıtlar bu alana gelen kişilerin öncesinde ortak bir yaşam tercihi olmadığını göstermektedir. Çünkü Fener-Balat, birbirinden oldukça farklı özellikleri bulunan, kendi gibi tarihi değerleri yüksek olan Ortaköy’den ve Karagümrük’ten, yeni bir yaşam çevresi olan Bahçeşehir’den ve Karadeniz ile Güney Doğu Anadolu Bölgeleri’nden kişileri bu alana çekmiştir. Kişilerin Fener-Balat’ta yaşamalarının nedenlerinin başında, daha önce ailelerinin de burada yaşaması bulunmaktadır. Bu nedenle bölgeyi kendilerine ait bir yaşam alanı olarak benimsemektedirler. Bunun yanı sıra, komşuluk ilişkileri ve “büyük bir metropolde küçük bir kasaba yaşamı” da kişilerin yaşam mekanı olarak bu alanı tercih etmelerinde oldukça etkili olmuştur. Bölge halkı yaşadıkları alanın tarihi ve mimari özelliklerinin farkında ve bu özellikler ile gurur duymaktadırlar. Görüşülen kişilerden bir kısmının yaşam alanı olarak Fener-Balat’ı seçmelerinin nedenlerinden biri de alanın mimari ve tarihi özellikleridir. Yalnız bu kişiler belirli ekonomik seviyenin üstünde olan kişilerdir. 36 Ekler kısmında Fener-Balat halkına sorulan sorular yer almaktadır. 125 Daha sınırlı maddi imkanları olan kişiler için ise; öncelikle emlak ve kira bedellerinin bütçeye uygunluğu, ikinci olarak bölgenin merkezi alanlara yakınlığı ve çevresel verileri bu alanın seçiminde etkili olmaktadır. Çizelge 4.3 : Fener-Balat’ta yaşama nedenleri. Fener-Balat'ta yaşama nedenleri 8 8 Komşuluk 8 7 6 Bütçeye uygunluk 5 5 Đşyeri / okula yakınlık 5 Tarihi ve mimari değer 4 3 2 Fener-Balat doğumlu veya uzun süreli (çocukluğundan beri) yaşıyor olması 2 2 Çevresel veriler 1 0 Alan çalışması kapsamında sorulan ikinci grup sorular yaşayanların ihtiyaçlarını tespit etmeye yöneliktir. Görüşülen kişilerden %93’lük bir kısım yaşadıkları çevreyi ve konutu değiştirmek istememektedir. Çizelge 4.4 : Fener-Balat’tan taşınma isteği. Fener-Balat'tan taşınma isteği 7% Hayır Olabilir 93% Bu kişiler genel olarak başta sayılan nedenlerden ötürü Fener-Balat’ı seven ve yaşamak için bu alanı tercih eden kişilerdir. %7’lik kiracıların içinde bulunduğu bir kısım da daha iyi bir yaşam alanı ve konut bulduklarında bu alandan taşınabileceklerini belirtmişlerdir. Yaşam koşullarının çok parlak olmamasına karşın 126 alandan taşınma isteğinin bu kadar az olmasının nedeni yukarıda da vurgulanan Fener-Balat’a bağlılıkla ilişkilidir. Görüşülen kişiler, ticari aktivitelerin zayıflığını ve kişilerin işsizliğini semtin en büyük sorunu olarak belirtilmiştir. Kahvehanelerin iş saatindeki yoğunluğu da bu durumu desteklemektedir. Ayrıca dar sokaklara bağlı otopark yetersizliği de alanın önde gelen sorunları arasında sayılmıştır. Fener-Balat’ın sahil şeridinde yer alan yeşil dokuya rağmen görüşülen kişilerin yarısı bölgeyi yeşil alan ve oyun alanı olarak eksik bulmuştur. Bunun başlıca nedeni sahil şeridi ile bölgenin kopukluğu ve yeşil alanların tanımsızlığı olarak ifade edilmiştir. Altyapı sorunu uzun yıllar Fener-Balat’ın en büyük sorunlarından biri olmasına karşın çoğunluğun altyapının son hali ile ilgili fazla sorunlar yaşamadığı görülmektedir. Bunun en büyük nedeni de kuşkusuz, rehabilitasyon çalışmaları çerçevesinde yapılan altyapı projeleridir. Genel olarak çevre temizliği ve toplu taşıma konularında da bölge halkının önemli bir sıkıntısının olmadığı tespit edilmiştir. Çizelge 4.5 : Mahallenin fiziksel ve doğal yapısından hoşnutluk düzeyi. Mahallenin fiziksel de doğal yapısından hoşnutluk düzeyi 80% 70% 60% 50% Yeterli 40% Yetersiz 30% 20% 10% 0% Toplu Taşıma Çevre temizliği Yeşil Alanoyun alanı Ticari aktiviteler Altyapı Otopark imkanı Görüşülen kişiler çoğunlukla eğitim ve kültür alanlarının yetersizliğine vurgu yapmış ve kütüphane eksikliğinden bahsetmiştir. Gazeteci yazar ve doğma büyüme Balat’lı olan bir kişi37 “Murat Molla” kütüphanesinin restorasyonu ile ilgili çalışmaları başlattıklarını ve bu çalışmalar çerçevesinde en kısa zamanda alanda bir kütüphane açılacağını belirtmiştir. Bölge halkı genel olarak son dönemde belediye tarafından 37 19 Nisan 2009’da Balat’ta yaşayan bir kişi ile gerçekleştirilen görüşmenin notlarından alınmıştır. 127 açılan dispanserler nedeni ile sağlık konusunda oldukça memnundur. Ayrıca alışveriş alanı olarak da genelde kendi kendine yeten bir dokudan bahsedilmiştir. Çizelge 4.6 : Hizmet alanlarından hoşnutluk düzeyi. Hizmet alanlarından hoşnutluk düzeyi 80% 70% 60% 50% Yeterli 40% Yetersiz 30% 20% 10% 0% Eğitim alanları Sağlık alanları Kültürel alanlar Eğlence alanları Alışveriş alanları Konut memnuniyeti araştırıldığında, kişilerin küçük alanlı, ıslak hacimleri ortak kullanılan konutlarda yaşamalarına rağmen ısınma ve su yalıtımı sorunları dışında genel olarak konutlarından memnun oldukları görülmüştür. Çizelge 4.7 : Konutlardan hoşnutluk düzeyi. Konutlardan hoşnutluk düzeyi 120% 100% 80% Yeterli 60% Yetersiz 40% 20% 0% Büyüklük Islak hacimler (tuvalet-mutfak) Konutların ısınması Su yalıtımı Strüktürel sağlamlık Hem çevre hem de binalar için zararlı etkileri olan imalathanelerin bölgeden uzaklaştırılması çalışmaları halk tarafından da desteklenmektedir. Çünkü yapılan görüşmelerde 30 kişi de imalathanelerin kaldırılması gerektiğini belirtmiştir. Alan çalışması kapsamında sorulan üçüncü grup sorular ise, yaşayanların FenerBalat’ta gerçekleştirilen veya gerçekleştirilmesi düşünülen yenileme projeleri ile ilgili görüş ve önerilerini tespit etmeye yöneliktir. Görüşülen kişilerden alanda 128 gerçekleştirilmesi düşünülen bir yenileme projesinden beklentilerini tercih sıralarına göre dizmeleri istenmiştir. Bu çerçevede ilk sırada işaretlenen tercihler aşağıdaki tabloda özetlenmiştir. Çizelge 4.8 : Uygulanacak bir yenileme projesinden beklentiler. Uygulanacak bir yenileme projesinden beklentiler Binanın dış tadilatı 0% Binanın iç tadilatı 33% Ticari canlanma - Đş imkanları yaratılması Hizmet alanlarının iyileşmesi 53% Kadınların ve çocukların topluma kazandırılması 14% Bölge halkının alanda uygulanacak bir projeden ilk beklentisi projenin sosyal bir proje olması olarak tasarlanması ve uygulanmasıdır. Görüşülen kişiler halkın özellikle de çocukların çok kötü bir ortamda suçun içinde yaşadıklarının altını çizerek, öncelikle kadın ve çocuklara yönelik geliştirilecek projelerle halkın kazanılması gerekli olduğunu vurgulamışlardır. Yerel halka göre, alanda gerçekleştirilecek bir projede yaşayan halk korunmalı ve Fener-Balat’ı sevenler proje sonrasında da bu alanda kalmalıdır. Fener-Balat Güzelleştirme Derneği Yöneticisi; “Devlet buradaki halkı buraya yakıştıramamakta ve onları buraya yakıştırmaya çalışmak yerine onları bu alandan gitmeye zorlamaktadır. Aynı durum Sulukule’de de yaşanmıştır. Bazı sorunları çözmek yerine, onları başka alanlara atmak ve görmezden gelmek çözüm değildir. Bu alanda ciddi bir potansiyel bulunmaktadır. Bu potansiyel kullanılarak, kalıcı çözümler yaratmak da mümkündür.”38 sözleri ile insanın olmadığı bir projenin mükemmel olamayacağına vurgu yapmıştır. Böylelikle görüşülen kişilerin %53’lük bölümü proje kapsamında kadınların ve çocukların topluma kazandırılmasını ve yerel halkın bilinçlendirilerek proje sonrasında da alanda kalmasını bir yenileme projesinden ilk beklentileri olarak ifade etmiştir. 38 Fener-Balat Güzelleştirme Derneği Yöneticisi ile 16 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır. 129 Görüşülen kişilerin %33’lük kesiminin yenileme projelerinden ilk beklentileri alanda ticari canlanma yaratılması ve buna bağlı olarak da yaşanan işsizlik sorununun önüne geçilmesidir. Bölge halkına göre, buraya gelen turistler bu alanı yaşamadan gitmekte ve bu nedenle de alandaki ticari potansiyel kullanılamamaktadır. Bölgenin tanıltılması ve kişilerin organizasyonu ile bu durumun önüne geçileceği ve birçok kişi için iş imkanı yaratılacağı düşünülmektedir. Bu konu ile ilgili rehabilitasyon projesinin restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi, bölgenin turistik özelliğinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, bunun halkın yararı için kullanılmasının gerekli olduğunu savunmuştur. Ancak ona göre, alanın kimliğini bozarak yaratılacak yeni bir ticari doku, bu alanı yaşamak için buraya gelen kişileri olumsuz yönde etkileyecektir. Bu nedenle, ayakkabı tamircisi, borucu vb. gibi bu alanda var olan ticari yapılar korunmalıdır. Ayrıca, rehabilitasyon projesi kapsamında oluşturulan sosyal merkezde kadınların el işi, tahta boyama gibi konularda eğitilmesine çalışıldığını belirterek, halkta olan bu potansiyelin, merkezi bir yapı (kooperatif, dernek vb.) veya belediye tarafından devam ettirilirse, bölge için yararlı olacağını da vurgulamıştır.39 Görüşülen kişilerin %14’lük kısmı da yenileme projelerinin ilk önceliklerinin hizmet alanlarının iyileştirilmesi olması gerektiğini vurgulamıştır. Yapıların oldukça bakımsız olmasına karşın, kişilerin projelerin sosyal ve ekonomik boyutunu fiziksel boyutundan ön planda tutmaları oldukça önemlidir. Bu nedenle bu soru ve alınan yanıtlar alanda gerçekleştirilmesi düşünülen bir yenileme projesinin önceliklerini belirlemek açısından oldukça önemlidir. Mülk sahiplerine, gerçekleşecek bir proje ile değer artışı olursa evlerini satıp başka bir alana yerleşmeyi düşünüp düşünmeyecekleri sorulduğunda, görüşülen kişilerden hiç kimsenin bu alandan taşınmak istemediği tespit edilmiştir. Çünkü onlara göre, Fener-Balat onların doğup büyüdükleri ve/veya ölmek istedikleri topraklardır. Değer artışına bağlı olarak daha üst sınıftan kişilerin gelmesine ise, sıcak bakmamaktadırlar. Çünkü onlara göre, Fener-Balat yerel halkı ile bir bütündür. Halkın cahil ve bilgisiz olduğunu kabul etmelerine karşın, yaşayanların sosyal anlamda kalkındırılabileceklerini düşünmektedirler. 39 Rehabilitasyon projesinin restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi ile 21 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır. 130 Kiracılar ise, bu alandan genel olarak taşınmak istememelerine karşın, eğer bir değer artışı yaşanırsa başka bir seçenekleri kalmayacağından taşınmak zorunda olacaklarını belirtmişlerdir. Yenileme projelerinde halkın katılımı oldukça önemlidir. Görüşülen kişiler de eğer belirttikleri hedeflere uygun bir yenileme projesi gerçekleştirilirse projede başından sonuna kadar görev alacaklarını belirtmişlerdir. Görüşülen kişilere örnek bir yenileme projesi kapsamında üç adet finans seçeneği sunulmuştur. Son dönemde gerçekleştirilen yenileme projelerinin finans modeli olan seçeneklerden, borçlanarak taksit taksit ödeme, mülkiyetin özel bir şirketle paylaşılması ve mülkün yenileme çalışması yapılacak şirket tarafından satın alınması seçenekleri hiç kimse tarafından benimsenmemiştir. Çizelge 4.9 : Yenileme projesinin finansman seçenekleri. Yenileme projesinin finansman seçenekleri 120% 100% 100% 80% 60% 40% 20% 0% 0% 0% Borçlanarak taksit taksit ödeme Mülkiyetin özel bir şirketle paylaşılması Mülkün yenileme çalışmasını yapacak şirket tarafından satın alınması 0% Hiçbiri Benimsenmeyen bu finans seçeneklerine karşın görüşülen kişiler alternatif finans seçenekleri sunmuştur. Bunlardan ilki kişilere meslek edindirilerek, onların ekonomik özgürlüklerinin sağlanması ve arkasından rehabilitasyon çalışmalarının kısmen devlet tarafından yardım ve kısmen de devlete borçlanma şeklinde yürütülmesidir. Bu çerçevede yürütülen çalışmalarda hem sosyal dokunun kazanılacağı hem de kişilerin kendi imkanları ile gerçekleştirdikleri bir projeye daha bağlı olacakları düşünülmektedir. Đkinci bir finansman önerisi de bölgenin tarihi ve kültürel özelliklerinden faydalanarak alanda festivaller düzenlemektir. Bu sayede alandaki ticari aktivite yoğunluğu arttırılacak ve elde edilen olanaklar da alanın güzelleştirilmesi için 131 kullanılacak, alan güzelleştikçe daha çok insan bu alana gelecek ve bu bir döngü şeklinde ilerleyecektir. Görüşülen kişilerden %60’lık kısım 2005 yılında çıkarılan 5366 sayılı kanundan haberdar değildir. Haberdan olan 9 kişi de (%30) , kanunu “devlet istediğini alır mantığı”, “insanlık dışı”, “çaresizlerin/haksızların eline silah”, “örneği yok”, “el koyma politikası” gibi sözlerle ifade etmiştir. Uygulanan Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi hakkında yaşayanlara sorular sorulduğunda, %67’lik bir kısım proje kapsamında yapılan çalışmaların başarılı olduğunu belirtmiş ve kendilerine böyle bir imkan tanınırsa, hemen başvuracaklarını belirtmişlerdir. Ancak bazı kişiler de (%33) projenin sadece yapıların dış cephelerinde kaldığını ve projenin başta öngörülen sosyal ayağının zayıf kaldığını belirterek projeyi başarısız bulmuştur. Bu bağlamda görüşülen kişilerden Balat’ta yaşayan bir avukat, çalışmaların sadece basit onarım seviyesinde kaldığını, çok vakit kaybedildiğini ve bu nedenle de sosyal çalışmaların beklenilen ölçülerde gerçekleştirilemediğini belirtmiştir.40 Çizelge 4.10 : Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nin değerlendirilmesi. Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi'nin değerlendirilmesi 33% Başarılı Başarısız 67% Uygulanması düşünülen Fener-Balat Yenileme Projesi hakkında sorular sorulduğunda, proje hakkında bilgisi olan kişilerin sınırlı sayıda olduğu gözlemlenmiştir. Bilgisi olan kişilerden bir kısmı da sadece söylenti olarak konudan haberdar olduklarını, ancak proje ile ilgli detaylı bilgilerinin olmadığını belirtmişlerdir. 40 Balat’ta yaşayan bir kişi ile 19 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır. 132 Fener’de yaşayan ve çalışan bir kişi41 yenileme projesindeki bilgilendirme eksikliğini; “Proje hakkında aldığım bazı duyumlardan sonra, benim evimin de proje alanında yer almasından ötürü, belediyeye defalarca dilekçe yazdım ve bilgilendirilmeyi talep ettim. Ancak belediyeden hiçbir geri dönüş olmadı. Kimse bu konu hakkında bir açıklamada bulunmuyor.” sözleri ile vurgulamıştır. Bölge halkı ile yapılan görüşmeler sonucunda, alanda uygulanacak yenileme projesi ile ilgili çıkarımlarda bulunulmuştur: •Alanda yaşanan başlıca sorunlar, eğitim seviyesinin düşük olması, eğitim alanlarının yetersiz olması ve buna bağlı sosyal yapıda bozulma yaşanmasıdır. Bu nedenle alanda gerçekleştirilecek bir yenileme projesinin önceliği sosyal dokunun iyileştirilmesine yönelik olmalıdır. Bu çerçevede, başta kadın ve çocukların topluma kazandırılmasına yönelik projeler geliştirilmelidir. •Sosyal doku ile birlikte alanda ekonomik kalkınma da sağlanmalıdır. Mevcut ticari yapı hareketlendirilmeli ve işsizlik sorununun önüne geçilmelidir. •Çevresel bazı düzenlemeler yapılmalı, bu çerçevede otopark alanları, yeşil alanlar ve oyun alanları düzenlenmelidir. Bunun için alanın kıyı şeridinde yer alan yeşil alan tanımlanmalı ve alanla yaşayan bir kimliğe büründürülmelidir. Çevrede sağlıksız koşullar yaratan imalathaneler kaldırılmalıdır. •Konutlar mevcut hali ile korunmalı ve depreme karşı güçlendirilmelidir. Koruma çalışmalarında yapıların özgünlüğünün bozulmamasına özen gösterilmelidir. Ayrıca konutlarda ısı ve ses izolasyonu sağlanmalıdır. •Uygulanacak bir yenileme projesine bağlı doğacak değer artışı sonucunda yaşanan yerinden edilme sorununa çözüm bulunmalı, bölge halkının proje sonrasında da alanda yaşayabilmesi sağlanmalıdır. •Yenileme projesinde finans modeli oluşturulurken, bölge halkının sınırlı maddi olanakları göz önünde bulundurulmalıdır. Bu çerçevede devlet yardımları ve teşvikler ön planda tutulmalı, alanın turistik verileri proje giderleri için kullanılmalıdır. 41 Balat’ta yaşayan ve çalışan bir kişi ile 16 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır. 133 •Bölge halkı projelere başından itibaren katılmalı, proje hakkında bilgilendirilmeli ve projede söz sahibi olmalıdır. Yaşayanların ihtiyaçları doğrultusunda proje şekillenmelidir. Yukarıda belirtilenler çerçevesinde hazırlanacak bir yenileme projesi bölgenin sosyal, ekonomik ve fiziksel olarak iyileştirilmesinde oldukça önemlidir. Bu nedenle Fener-Balat’ta uygulanacak yenileme projesi dördüncü dalgada planlanan projeden farklı bir bakış açısı ile düzenlenmeldir. 4.5 Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projelerinin Karşılaştırılması ve Değerlendirilmesi Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projeleri birçok açıdan farklılıklar içermektedir. Bu farklılıkların tespitinde, uygulanan bir yenileme projesi ile henüz plan aşamasında olan bir yenileme projesinin birebir karşılaştırılması imkansızdır. Bu çerçevede uygulanan rehabilitasyon projesi hakkında elde edilen bulgular ile yenileme projesi hakkındaki bulgular eş değerde değildir. Çünkü üçüncü dalgada yaşanan yenileme çalışmaları ile ilgili hem projeye hem de alanda projenin sonuçlarına ulaşmak mümkünken, dördüncü dalgadaki yenileme projeleri hakkındaki veriler oldukça sınırlıdır. Bu nedenle iki projenin karşılaştırılmasında hem projelerin aktörlerinden alan çalışması kapsamında elde edilen bilgilerden hem de özellikle dördüncü dalgadaki çalışmalar için 3.8.2.4. bölümde yer verilen akademik camia ve mimarların görüşlerinden yararlanılmıştır. Đki projenin farklılıklarının başında, projelerin amaç ve hedefleri gelmektedir. Rehabilitasyon projesinin ana amacı birçok anlamda çöküntü yaşayan sosyal, fiziksel ve ekonomik bir iyileşme sağlamaktır. Bu çalışmalar kapsamında özellikle mevcut sosyal, fiziksel ve ekonomik dokunun korunarak nasıl kent yaşamından kopan yapının kente geri kazandırılacağı üzerine çalışmalar yapılmıştır. Bu çerçevede bölge halkı sosyal projelerle topluma kazandırılmış, binalar ve çevresi iyileştirilmiş ve ekonomik yapının canlandırılmasına çalışılmıştır. Yenileme projelerindeki ana amaç ise, bölgede sosyal, ekonomik ve fiziksel bir yeniden yapılandırmadır. Bu amaçtaki yeniden yapılandırma alanda yeni sosyal, fiziksel ve ekonomik bir doku oluşturmayı ifade etmektedir. Bu çerçevede çevre, yapılar ve ticari aktiviteler yeni bir sosyal tabaka için yeniden oluşturulmaktadır. Đki 134 projenin amacında yer alan “koruyarak iyileştirme” ve “yeniden yapılandırma” fikri iki projenin en farklı yanlarıdır. Tarihi konut alanlarında uygulanacak yenileme projeleri sosyal, fiziksel ve ekonomik iyileştirmeyi hedeflemelidir. Çünkü tarihi çevrelerde ve yeni bir alanda uygulanacak yenileme projelerinin ana farkı bu hedefte yatmaktadır. Sosyal iyileştirme ve sosyal yeniden yapılandırma iki projenin hedeflerindeki farklılıklardan biridir. Rehabilitasyon projesi kapsamında, yerel halkın, başta kadın ve çocuklar olmak üzere, eğitilmesi amaçlanmış ve bu kapsamda sosyal projeler hazırlanmıştır. Yerel halkın güven eksikliğinden dolayı bu projeler istenilen ölçüde uygulanamasa da bu kapsamda birçok çalışma yürütülmüştür. Yenileme projesinde ise, yerli halkın sosyal rehabilitasyonuna yönelik çalışmalar bulunmamaktadır. Bu durumu Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanı bu projenin sosyal bir proje olmadığını belirterek açıklamaktadır42. Oysaki, böylesine fiziki bozulma kadar sosyal bozulmanın da yaşandığı bir alanda öncelikle sosyal yapının iyileştirilmesi gerekmektedir. Çünkü kişiler kazanıldıktan sonra, onların ekonomik imkanları arttırılabilir ve buna bağlı olarak da fiziksel çevre iyileştirilebilir. Halkla yapılan görüşmelerde de kişilerin bu alanda uygulanacak projelerden ilk beklentileri bu yönde çıkmıştır Unutulmaması gereken nokta bileşenlerin bir zincir halinde birbirini etkilemesidir. Çünkü zincirin bir halkasının eksik kalması durumunda, bu döngü sağlanamaz. Hedeflerdeki farklılıklardan biri de fiziksel iyileştirme ve fiziksel yeniden yapılandırmadır. Rehabilitasyon projesi çerçevesinde mevcut yapının iyileştirilerek korunduğu görülmektedir. Yenileme çalışmalarında ise, fiziksel dokunun iyileştirilmesinde yeni bir sosyal tabakanın ihtiyaçları ön planda tutulmaktadır. Bu kapsamda da yeni fiziksel mekanlar oluşturulmaktadır. Tarihi konut alanlarında mevcut dokunun olabildiğince korunması asıl hedef olduğundan, fiziksel iyileşme sağlanmalıdır. Hedeflerdeki bir diğer farklılık da ekonomik iyileştirme ve ekonomik yeniden yapılandırmadır. Ticari yapının kurgulanmasında da projeler bazı farklılıklar içermektedir. Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nde ticari mekanlarda değişim değil 42 Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanı ile 15 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır. 135 canlanma hedeflenmiştir. Bu çerçevede Tarihi Balat Çarşısı’nda restorasyon ve altyapı çalışmaları yapılmıştır. Balat Çarşısı’nın giriş noktaları, görülebilirliği ve semte bağlantısı şekillendirilmiştir. ile ilgili Yenileme tespitler yapılmış projesinde ise, ve alanın bu çerçevede turizm projeler potansiyelinden faydalanmak amaçlı; zemin katlarda kafe, restoran, banka, dükkan vb. gibi ticari aktivitelerin önerildiği görülmektedir. Ticari yapılanma, bölgenin ekonomik olarak güçlenmesinde son derece etkilidir. Çünkü işsizlik sorunun çok fazla olduğu bir alanda ticari yapının güçlendirilmesi ve yerel halkın çalışmasının arttırılması, bölgeyi her anlamda kalkındıracaktır. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken konu, mevcut dokunun bozulmadan, bu imkanların yerel halk yararına kullanılmasıdır. Bu nedenle, oluşturulacak ticari aktivitelerde yerel halkın çalışmasına imkan verecek ortamlar yaratılmalı, halk bu konuda bilinçlendirilmeli ve örgütlenmelidir. Ayrıca mevcutta yer alan ticari yapı (Balat Çarşı’sı) bozulmamalı, tersine hareketlendirilmelidir. Projelerdeki diğer bir fark da aktörler ve aktörlerin görevlerinde ortaya çıkmaktadır. Rehabilitasyon projesi Avrupa Komisyonu ve belediye ortaklığında yürütülen uluslar arası bir projedir. Özel şirket sadece projenin uygulama safhasında belediyenin kontrolünde devreye girmektedir. Buna karşın, yenileme projesinin en çok sorgulanan tarafı özel bir inşaat firmasının projenin hazırlanmasında, uygulanmasında ve binaların satılmasında tek kişi olarak görev almasıdır. Bu durumu rehabilitasyon projesi restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi; “Bu proje kapsamında projeyi uygulayan, hazırlayan ve binaları satan şirket aynı şirkettir. Bu durumda da kuvvet ayrımı olmamaktadır ve kendilerinin koydukları kuralları kendileri uygulamaktadır.” sözleri ile eleştirmiştir.43. Bu nedenle uygulanacak projelerde kuvvet ayrımına dikkat edilmeli ve gerçek anlamda birbirini denetleyen bir yapının oluşmasına önem verilmelidir. Bu nedenle rehabilitasyon projesi farklı aktörlerin aynı amaç doğrultusunda koordinasyonunun sağlanması açısından örnek teşkil etmektedir. Aktörlerdeki en büyük farklardan biri de yerel halkın projeye katılımı, proje üzerindeki belirleyiciliği ve proje sonrasındaki durumudur. Rehabilitasyon 43 Rehabilitasyon projesi restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi ile 21 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır. 136 projesinde; “rehabilitasyon niyet formları” sonrasında yapılan sosyal-mimari ölçüt ve puanlama çalışmaları ve genelden özele gerçekleştirilen toplantılarla projenin en başından itibaren halkın bilgilendirilmesine ve etkin katılımının sağlanmasına çalışılmıştır. Ancak yenileme projesi kapsamında, yerel halktan kopuk çalışmalar yürütüldüğü görülmektedir. Bunun en büyük kanıtı da projenin saha çalışması ve avan projesi kısmı tamamlanmasına rağmen tezin alan çalışması safhasında görüşülen kişilerin büyük çoğunluğunun projeden haberdar olmamasıdır. Rehabilitasyon projesinde projenin başından itibaren halkın etkin katılımı sağlanmasına rağmen, yenileme projesinde halk proje kuruldan onaylatıldıktan sonra (Tarlabaşı projesinde olduğu gibi), internet ve sergi aracılığıyla bilgilendirilecektir. Ancak herşey tamamlandıktan ve proje kuruldan onaylandıktan sonra halkla paylaşılmasının ne derece yaşayanları projeye kattığı tartışmalara açıktır. Ayrıca, yapılan bu bilgilendirme çalışmalarının da bir sunum mu yoksa ötesinde bir fikir alma mı olduğu zamanlaması ve yöntemi açısından sorgulanmalıdır. Zaten Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanı da projelerin yerel halka özel olarak tasarlanmadığını vurgulamıştır. Alan çalışmasında yapılan görüşmelerde bir kişi; daha öncesinde azınlıklara uygulanan politikanın bu proje ile bir benzerinin şuanki Fener-Balat halkına uygulanacağını ve alanda ikinci bir ‘gönderme dalgası’ yaşanacağını belirtmiştir44. Çünkü devlet, burada yaşayan halkı ‘sorunlu’ olarak kabul ederek, onları başka bir alana göndermenin senaryosunu yazmaktadır. Ancak unutulmamalıdırki, sorunları görmezden gelip başka bir alana kaydırmak, sorunları çözmediği gibi tam tersine, bu durum her zaman yeni sorunlar da doğurmaktadır. Bu nedenle rehabilitasyon projesinde olduğu gibi yenileme projelerinin de yerel halkla birlikte oluşturulması, yürütülmesi ve uygulanması son derece önemlidir. Çünkü bölge halkının yenileme projelerinin planlanmasında ve uygulanmasında etkin rol alması projelerin gerçekçi ve ihtiyaca yönelik olması açısından oldukça önemlidir. Mevcut konut alanlarında yapılan yenileme çalışmaları ile suni değer artışları yaratılmaktadır. Bu suni değer artışlarından yaşayanların en az şekilde etkilenmesi de projelerin ana hedefi olmalıdır. Bu bağlamda, rehabilitasyon projesi kapsamında yerli halkın proje sonrasında oluşacak değer artışlarından etkilenmemesi için çeşitli 44 Balat’ta yaşayan bir kişi ile 19 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır. 137 önlemler alınmıştır. Ancak yenileme projesinin, proje sonrasında yaşayanların bu alanda kalması gibi bir amacı olmadığı için böyle önlemler almadığı görülmektedir. Buna karşın, yenileme projelerinde ana hedef alanın sosyal dokusu ile birlikte korunması olmalıdır. Çünkü mekan kullanıcıları ile bir bütündür. Finansman olarak da iki projede farklılıklar bulunmaktadır. Avrupa Komisyonu’ndan hibe yoluyla elde edilen maddi olanaklar, yenileme projesinde özel bir şirket tarafından karşılanmaktadır. Bu durum da bu projeyi ister istemez bir rant projesine dönüştürmektedir. Yenileme projesi kapsamında oluşturulan finans modeli bu alan için oldukça zorlayıcıdır ve yerli halk için birçok çözümsüzlük yaratmaktadır. Bu nedenle bu alanda uygulanacak projede kamu daha farklı bir yöntem çizip, rehabilitasyon projesinde olduğu gibi sadece uygulama safhasında özel bir şirketle çalışsaydı, bu alan için daha uygun bir model oluşturulabilirdi. Bunun için de kamu kendi imkanlarından, konut vergilerinden45 ve uygun kredilerden yararlanarak daha uygun bir model üretebilirdi. Böylesine tarihi değerleri nedeniyle tüm dünya için korunması gereken alanların, yaşayan halkın sınırlı gelirleri doğrultusunda korunması için alternatif finans modelleri önerilmelidir. Bu çerçevede alternatif finans modellerinde de devlet yardım ve teşviklerine yer verilmelidir. Yöntem olarak iki proje karşılaştırıldığında, koruma tekniği olarak ikisinin de konuya farklı yaklaştığı görülmektedir. Rehabilitasyon çalışmaları çerçevesinde yapılarda basit ve kapsamlı onarım çalışmaları yapılmıştır. Yenileme projesinde ise, statik olarak ayakta duran tescilli yapılar aynen korunacak, statik olarak sorun yaşayan yapılar da yıkılıp, aslına uygun olarak yeniden yapılacaktır. Statik olarak yapıların durumunu rehabilitasyon projesi restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi; “Fener-Balat doldurma bir alan olduğundan bu alandaki çoğu yapı depreme karşı dayanıklı değildir. Bu nedenle raporlara bakılırsa her 10 yapıdan 1’inin yıkılması gerekecektir. Ancak bu proje çerçevesinde 10 yapıdan 9’unun yıkılacağı görülmektedir. Önemli olan bazı sistemlerle zeminin güçlendirilmesi ve yapıların sağlamlaştırılarak mevcut hali ile korunmasıdır.”46 şeklinde açıklamaktadır. 45 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8. ve 18. maddeleri uyarınca mükellef hakkında tahakkuk eden emlak vergisinin %10'u "Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı" olarak ayrılmış ve bu payın Belediyelerin görev alanlarında kalan kültür varlıklarının korunması ve değerlendirmesi amacıyla kullanılması öngörülmüştür. 46 Rehabilitasyon projesi restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi ile 21 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır. 138 Çizelge 4.11 : Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projeleri’nin karşılaştırılması ve değerlendirilmesi. REHABĐLĐTASYON PROJESĐ AMAÇ VE HEDEFLER AKTÖRLER FĐNANSMAN YÖNTEM YENĐLEME PROJESĐ DEĞERLENDĐRME Sosyal, fiziksel ve ekonomik iyileştirme Sosyal, fiziksel ve ekonomik yeniden yapılandırma Tarihi konut alanlarında uygulanacak yenileme projeleri sosyal, fiziksel ve ekonomik iyileştirmeyi hedeflemelidir. Çünkü tarihi çevrelerde ve yeni bir alanda uygulanacak yenileme projelerinin ana farkı bu hedefte yatmaktadır. Avrupa Komisyonu ve Fatih Belediyesi’nin ortaklaşa çalışmasıdır. Fatih Belediyesi ile özel bir inşaat firmasnın ortaklaşa çalışmasıdır. Kuvvet ayrımı var. Kuvvet ayrımı yok. Birinci projede her aktörün farklı görevleri olmasına karşın ikinci projede özel bir firma projenin hazırlanmasından satılmasına kadar her aşamada görev almaktadır. Oysaki, kuvvet ayrımı projenin doğru ve sağlıklı yürütülmesinde çok önemlidir. Bölge halkı projede etkin rol oynamıştır. Bölge halkı projede görev almamıştır. Bölge halkının yenileme projelerinin planlanmasında ve uygulanmasında etkin rol alması projelerin gerçekçi ve ihtiyaca yönelik olması açısından oldukça önemlidir. Yerli halkın proje sonrasında da alanda yaşayabilmesi için önlemler alınmıştır. Yerli halkın proje sonrasında bu alanda yaşamaya devam edebilmesi için önlem alınmamıştır. Yenileme projelerinde ana hedef alanın sosyal dokusu ile birlikte korunması olmalıdır. Çünkü mekan kullanıcıları ile bir bütündür. Avrupa Komisyonu ve Fatih Belediye’si projenin finansmanını karşılamaktadır. Đhaleyi kazanan firma daha sonrasında halktan almak şartı ile finansmanı karşılamaktadır. Yenileme projeleri maddi durumu sınırlı bölge halkı düşünülerek finanse edilmelidir. Bu çerçevede devlet yardım ve teşviklerine yer verilmelidir. Mevcut yapıların basit onarım veya kapsamlı onarım ile rehabilitasyonunu içermektedir. Statik olarak ayakta durabilen tescilli yapılar aynen korunacak, statik olarak zarar görmüş tescilli yapılar yıkılıp aslına uygun yapılacaktır. Tescilli bina dışındaki yapılar ise, yeniden inşa edilecektir. Tarihi çevrelerde yapılar olabildiğince mevcut hali ile korunmalıdır. Bu çerçevede günün teknolojik getirileri yapıların korunması için kullanılmalıdır. 139 Yenileme projesinde statik raporlar yapıların geleceği açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle rehabilitasyon projesi restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefinin de belirttiği gibi bu yapıların analizinde dikkatli davranılmalı, farklı çalışmalarla yapıları yıkılmadan korunabiliyorsa bu yöntemler araştırılmalıdır. Fener-Balat gibi tarihi çevrelerde, yapılar olabildiğince mevcut hali ile korunmalıdır. Kuşkusuz koruma körükörüne yapının yapıldığı dönemin özelliklerini kullanmak değildir. Çünkü önemli olan günün imkanlarını geçmişi en iyi şekilde yansıtmak için kullanmaktır. Bunu yaparken mevcut dokuyu bazı farklı yaşam istekleri çerçevesinde şekillendirerek dekor alanlar yaratmanın doğruluğu da tartışılmalıdır. Çünkü, FenerBalat büyük iç planlarla değil küçük parsellerle geçmişi yansıtmaktadır. Bu nedenle de proje çerçevesinde alandaki tescilli yapılarda küçük mekanları büyütmek amaçlı yapıların içten birleştirilmesi ve yeni mekanlar yaratılması sorgulanmalıdır. Çizelge 4.11’de farklı yenileme dalgalarında yer alan rehabilitasyon ve yenileme projelerinin karşılaştırılması yapılmıştır. 4.6 Bölüm Sonucu Dördüncü bölümde tarihi yarımadada yer alan ve bir dizi olay sonucu kentin en yoksul tarihi konut alanlarından birine dönüşen Fener-Balat’ta yaşanan değişim öyküsü incelenmiştir. Osmanlı Devleti’nin uyguladığı iskan politikaları ile Musevi ve Rumların konut alanı haline gelen semtler; yaşanan deprem, yangın gibi etkilerle yıpranmış ve azınlıklara uygulanan politikalar ile zamanla Karadeniz ve daha sonrasında da Marmara ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden gelen yoksul göçmenlerin yeni yerleşim alanı olmuştur. 1980’lerde Haliç kıyılarının düzenlenmesi kapsamında yapılan yeşil alan düzenlemeleri ve sanayinin kaldırılması çalışmaları ile daha bölgede daha sağlıklı bir çevre yaratılmıştır. Ancak sanayinin kaldırılması semtlerde yaşanan ticari aktiviteyi olumsuz yönde etkilemiş ve düşük gelirli kişilerin alana yerleşmesi ile de ekonomik bir çöküntü yaşanmıştır. Ekonomik çöküntü beraberinde kişilerin konutlarına ve çevrelerine yaptıkları yatırımları etkilemiş ve tarihi çevrelerde yasalarla getirilen kısıtlamalar da bu alanların zamanla fiziksel olarak çöküntü bölgeleri haline gelmesine neden olmuştur. 140 Sosyal, ekonomik ve fiziksel olarak kent bütününden kopan Fener ve Balat semtleri, Đstanbul’un 1985 yılında UNESCO’nun Dünya Kültür ve Doğa Mirasını Koruma Sözleşmesi’ne dahil edilmesinden sonra yeni bir sürece girmiştir. Tarihi çevrelerde gerçekleştirilen yenileme projelerinde üçüncü dalgada incelenen rehabilitasyon projesi çerçevesinde, alan değişmeye ve dönüşmeye başlamıştır. Sosyal, fiziksel ve ekonomik iyileşmeyi hedefleyen bu proje kapsamında, bölge halkını topluma geri kazandırmaya yönelik projeler gerçekleştirilmiş, yapılar iyileştirilerek korunmuş ve ticari yaşam canlandırılmaya çalışılmıştır. 2009 yılına gelindiğinde ise, kent bütününden kopan Fener ve Balat semtlerini kente geri kazandırmak amacı ile yeni bir projenin planlandığı görülmektedir. Sosyal, fiziksel ve ekonomik yeniden yapılanma hedefleyen bu proje mevcut dokunun iyileştirilmesinin hedeflendiği rehabilitasyon projesinden oldukça farklıdır. Amaç ve hedef, aktör, finansman ve yöntem açısından farklılıklar içeren bu proje tarihi çevrelerde gerçekleştirilen yenileme projelerinde dördüncü dalgada incelenmektedir. Böylece, Đstanbul’da ki tarihi konut çevreleri 2000’li yılların başında yeni bir değişim sürecine girmiştir. Dördüncü dalgada, bir ve ikinci dalgada kişisel girişimler ile yavaş yavaş ilerleyen süreçten ve üçüncü dalgada kamusal mücadele ile önceden planlanmış rehabilitasyon projeleri üzerinden yürütülen çalışmalardan daha farklı bir sürece girilmiştir. Dördüncü dalgada incelenen bu yenileme çalışmaları, kamu özel sektör işbirliğine dayanan, büyük ölçekli rant projelerinden oluşmaktadır. Devlet bu süreçte üçüncü dalgadaki etkinliğini bırakarak, sadece özel sektörün işini kolaylaştırıcı bir şekilde projelerde görev almaktadır. Bu kapsamda devlet, 2005 yılında çıkardığı kanun ile kamulaştırmanın önündeki engeli kaldırarak, özel sektör için ‘daha açık ve fedakar’ bir şekilde süreci kolaylaştırmıştır. Dördüncü dalgada yer alan yenileme projelerinde özel sektörün yapısı ve yatırımları da şekil değiştirmiştir. Öncesinde sadece birkaç binanın yenileme çalışmalarında görev alan özel sektör, bu dalgada projelerin her aşamasında görev alarak, yenileme projelerine büyük yatırımlar yapmaktadır. Bu durum yenileme projelerinin rant projelerine dönüşmesine neden olmaktadır. Bu çerçevede öncesinde daha çok kültürel faktörler üzerinden şekillenen süreç zamanla yerini ekonomik faktörlerin tekeline bırakmıştır. 141 Dördüncü dalgada da, üçüncü dalganın öncesinde olduğu gibi sosyal bir değişimin yaşanması kaçınılmazdır. Çünkü projelerde bölge halkını koruyucu ve topluma kazandırıcı hiçbir çalışma yürütülmemektedir. Ayrıca birinci ve ikinci dalgada yaşanan ticari dokudaki değişim, bu dalgada yeniden gündeme gelmiştir. Fiziksel olarak ise diğer tüm dalgalardan farklı olarak önceden hazırlanmış projeler üzerinden yeniden yapılandırma çalışmaları yapıldığı görülmektedir. Bu çalışmalar koruma yerine yeniden yapılandırmaya öncelik vermesi nedeniyle de diğer dalgalardan farklıdır. 142 5. SONUÇ VE ÖNERĐLER Kültür mirasının yaşatılarak korunması ve kent bütününden kopan tarihi alanların kente geri kazandırılması, kültürel sürdürülebilirlik açısından oldukça önemlidir. Tarihi konut alanları yapıldığı dönemin mimari yapım tekniklerini, malzemelerini ve özellikle de konut alanı olduğu için yaşam biçiminlerini yansıtmaktadır. Çünkü kültürel miras, yaşam kültürünün zenginliğinin ve geçmişte varılan teknik düzeyin belgesidir. Bu nedenle kültür varlıklarının sahip olduğu birçok değerin yitirilmemesi için korunmaları gerekmektedir. Bu çerçevede, bu çevreleri nesiller boyu aktarmak herkesin görevi olmalıdır. Bu nedenle, kültürel sürdürülebilirlik ve mevcut yapılarla barınma ihtiyacına çözüm bulmak için tarihi konut alanları yaşatılarak korunmalıdır. Tarihi konut çevreleri zamanla değişerek, günün ihtiyaçlarına cevap veremeyecek duruma gelmiştir. Buna ek olarak alternatif yaşam alanlarının çıkması ile de tarihi konut çevreleri ekonomik olarak daha alt sınıftan kişilerin konut alanlarına dönüşmüştür. Kişilerin sınırlı maddi imkanlara sahip olmaları ve tarihi çevrelerde uygulanan katı kanunlar, bu alanları adeta çöküntü bölgeleri haline getirmiştir. Bu durumun yanı sıra, çoğu tarihi konutun boş bırakılarak kendi kaderine teslim edildiği de görülmektedir. Konut alanlarında gerçekleştirilen yenileme uygulamaları, ilişkilerin içiçe girdiği en karmaşık türdür. Bu mekanların kente kazandırılması ekonomik, yasal ve fiziksel birçok sorun yarattığı gibi insan faktörü ve barınma gereksinimi de süreci oldukça karmaşıklaştırmaktadır. Đstanbul’daki tarihi konut çevrelerinde yaşanan yenileme çalışmaları 1980’lerden günümüze kadar bir değişim sürecinde ilerlemiştir. Đlk başlarda bireysel mücadeleler çerçevesinde tek tük rehabilitasyon çalışmaları ile başlayan süreç zamanla yerini devletin daha etkin katılımıyla gerçekleştirilen büyük ölçekli rehabilitasyon projelerine bırakmıştır. 143 Son dönemde ise, tarihi kent içi konut alanlarındaki sosyal ve fiziksel doku için sorunlar yaratacağı düşünülen yeni bir yenileme sürecine girilmiştir. Sadece fiziksel ve ekonomik bir yeniden yapılanmayı hedefleyen, sosyal dokuyu yok edici etkileri olan bu süreçte, devletin rolü giderek azalmış ve sadece süreçte etkin rol oynayan özel sektörün işini kolaylaştıran bir hal almıştır. Đstanbul’daki tarihi kent içi konut alanlarında son dönemlerde yaşanan bu değişim fiziksel olduğu kadar sosyal birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Her proje ile daha fazla çözümsüzlükler doğuran bu yeni süreç, toplumdan dışlanan ve kentin başka alanlarına itilen yeni bir sosyal doku oluşturmaktadır. Fiziksel olarak da tarihi, mimari ve kültürel birikimimize yapılan bu geri dönüşü olmayan tahribat en kısa zamanda önlenmelidir. Bu çerçevede de yeni bir dönemde, bütüncül bir bakış açısı ile sosyal yönü kuvetli, ekonomik ve fiziksel iyileşmeyi hedefleyen ve herkesin çıkarlarının savunulduğu yenileme projelerinin yapılması şarttır. Bu durum yenileme çalışmalarında beşinci bir dönemin gerekliliğini vurgulamaktadır. Konut alanlarının yenilenmesinde karşılaşılan en büyük sorunlardan biri, konunun sosyal boyutudur. Çünkü genellikle ucuz maaliyetlerinden ötürü, altgelir grubuna mensup kişiler tarafından konut alanı olarak seçilen bu alanlarda, yerleşik nüfusun geleceğine karar vermek oldukça önemlidir. Ancak konut alanlarında gerçekleştirilen çoğu proje, yaşayanları gözardı etmekte hatta bu kişileri alandan gitmeye zorlamaktadır. Bu nedenle de beşinci dalga çerçevesinde konut alanlarında yapılacak yenileme çalışmalarının, yerleşik nüfusun çıkarlarını gözetmesi ve ihtiyaçlarını karşılaması gerekmektedir. Yenileme üzerine yapılan çalışmalarda çoğunlukla sorgulanan soru yerleşik nüfusun projeler kapsamında yerinden mi edildiği yoksa yer mi değiştirdiğidir. (Đng. displacement or replacement) Çoğunlukla bu çalışmalarda kiracıların yerinden edildiği mal sahiplerinin ise, yer değiştirdiğinden bahsedilmektedir. Çünkü yenileme sonucu oluşan değer artışı, mal sahipleri için de bir anlamda kar aracı demektir. Burada kilit nokta sürecin farklı kişiler için farklı sonuçlar doğurmasında gizlidir. Gerçekleştirilen yenileme projelerinde sadece bazı kişilerin çıkarlarının gözetildiği görülmektedir. Projelerin genellikle ekonomik durumu iyi kişiler için düzenlendiği, girişimci ve inşaatçıların maksimum kar alabileceği düzeyde planlandığı ve belediyelerin çıkarları doğrultusunda şekillendiği görülmektedir. Buna karşın, yaşayanların tamamen gözardı edildiği ve projede hiç söz sahibi olmadığı 144 anlaşılmaktadır. Oysaki, beşinci dalgada gerçekleştirilecek yenileme çalışmaları herkesin, en başta da alanda yaşayan nüfusun beklenti ve ihtiyaçlarına en adil şekilde cevap vermelidir. Yenileme projelerine, sadece fiziksel veya ekonomik bir yeniden yapılanma olarak bakılmamalı, bu projelerde sosyal yapının da iyileştirilmesi hedeflenmelidir. Yerel halka yönelik bilgilendirme ve eğitim programları yapılarak sosyal kalkınma sağlanmalı ve yaşayanların topluma kazandırılmasına çalışılmalıdır. Bu noktada Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi kapsamında planlanan ve uygulanan çalışmalar oldukça önemlidir. Çünkü sosyal yapı olarak kent yaşamından kopan kişilerin kente kazandırılması bu projenin hedeflerinden biri olmuştur. Bu bağlamda beşinci dalgada kişileri görmezden gelip başka alanlara itmek yerine, onları eğitim programları ile bilgilendirmek, eğitmek, onlara meslek edindirmek ve onları topluma kazandırmak gerekmektedir. Çünkü bu sayede, kişiler sosyal olarak kent yaşamına kazandırıldığı gibi, meslek edindirilerek ekonomik olarak da kent yaşamına dahil edilmektedir. Ekonomik olarak kalkınma da dolaylı olarak kişilerin çevrelerine yaptıkları yatırımları etkilemektedir. Bu nedenle bu bileşenlerin birbirini etkilediği gözardı edilmeden projelerin tasarlanması gerekmektedir Ayrıca beşinci dalgada uygulanacak projelerde yerel halkın etkin katılımı ve bilgilendirilmesinin sağlanması, hem projenin doğru şekillenmesi hem de yaşayanların hakkı olması sebebiyle de şarttır. Bu bağlamda, Fener-Balat Rehabilitasyon çalışmaları kapsamında yerel halkın her aşamada bilgilendirilmesine karşın yenileme projesinde kişilerin projeden habersiz oldukları gözlemlenmiştir. Yenileme projelerinde karşılaşılan en büyük sorunlardan bir tanesi de halkın güven sorunudur. Bu nedenle beşinci dalga yenileme projelerinde özellikle de konut alanlarında birebir kişilerle görüşülmeli, kişiler bilgilendirilmeli, güvenmeleri sağlanmalı ve ihtiyaçları doğrultusunda projeler şekillendirilmelidir. Halktan kopuk olarak planlanan ve yürütülen projelerin sorunsuz olması imkansızdır. Çünkü o alanın tüm verileri orada yaşayanlarda gizlidir. Bu alanları boş mekanlardan ayıran en önemli özellik de, o alanda yaşayan sosyal dokudur. Tarihi konut alanlarında yaşanan en büyük sorunlardan biri de yasal sorunlardır. Çünkü bu alanlarda parçalı mülkiyet yapısına bağlı mülkiyet sorunları yaşanmaktadır. Birden fazla varisi olan konutlarda (bu sayının otuzlara çıktığı 145 durumlarla bile karşılaşılmaktadır) anlaşma/ uzlaşma büyük sorun teşkil etmektedir. Çoğu projenin bu nedenle gerekleştirilemediği veya planlandığı gibi uygulanamadığı görülmektedir. Tarihi çevreler, içinde yaşayanların olduğu kadar kültürel sürdürülebilirlik açısından dünyada yaşayan herkesin de malıdır. Yenileme projelerinde ana hedeflerden biri yaşayanların ihtiyaçları ve beklentilerinin karşılanmasıdır. Ancak dünya için oldukça önem taşıyan bu alanların da mülkiyet veya anlaşılamama sorununa bağlı kaderine terk edilmesi de olanaksızdır. Bu çerçevede beşinci dalgada uzlaşmaya yönelik çalışmalar geliştirilmelidir. Yenileme projelerinde yaşanan, kiracıların yerinden edilmesi sorununun da önüne geçilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede beşinci dalgada geliştirilecek kiracıları koruyan kanunlar ve kiranın enflasyon değerinin üstünde arttırılmasının engellenmesi sosyal sorunlarda da altı çizilen kiracıların yerinden edilme problemine çözüm bulmada yardımcı olacaktır. Çünkü yenileme projelerinin dayandığı yasal çerçeve herkesin çıkarlarını en adil şekilde gözetmelidir. Yenileme projeleri kapsamında doğan ekonomik gereksinmeler, yaşayanların maddi olarak kısıtlı imkanları göz önünde bulundurulduğunda ciddi sorunlar yaratmaktadır. Bu nedenle beşinci dalgadaki projeler kapsamında, yaşayanlara ve mülk sahiplerine uygun finans modelleri oluşturulmalıdır. Bu oluşturulan finans modellerinde devletin ve yerel yönetimin yardımları ve devletin teşvikleri büyük rol oynamalıdır. Çünkü kişilere sınırlı maddi olanaklarından dolayı yardım edilmesi gerekmektedir. Emlak vergisinin Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı olarak ayrılmış %10'luk kısmı bu kapsamda etkin olarak kullanılabilir. Önemli olan kamunun, kaynaklarını en doğru ve adil şekilde herkesin yararına kullanmasıdır. Aynı zamanda devlet bazı teşviklerle de yenileme projelerinde kolaylıklar sağlayabilir. Kamu, son dönem yenileme projelerinde kilit görev üstlenmeli ve projeleri herkesin çıkarları doğrultusunda hazırlamalıdır. Tarafsız bir şekilde projeyi hazırlatan, uygulatan ve her aşamada kontrol eden safhada yer almalıdır. Özel sektörü ise, projenin hazırlanması veya uygulanması safhasında çalışan olarak sürece katmalıdır. Çünkü burada önemli olan nokta kuvvet ayrımıdır. Kişilerin kendi koyduğu kuralları kendilerinin uygulamasının önüne geçilecek şekilde düzenlemeler yapılmalıdır. Tarihi çevrelerin yenilenmesinde başvurulacak yöntemler de son derece önemlidir. Bu yöntemlerde esas önemli nokta ‘koruma’dır. Korumanın nasıl yapılacağı ise 146 projenin gerçekleştiği alana ve o alanın özelliklerine göre değişebilir. Hangi yöntemin uygulanacak alan için daha uygun olduğuna karar vermede, alanda yaşanan sorunlar ve kişiler son derece önemli olmaktadır. Beşinci dalgada fiziksel olarak yıpranmanın önüne geçilirken mevcut dokunun doğru bir şekilde korunması ve gelecek kuşaklara geçmişi yansıtacak şekilde iletilmesi esas olmalıdır. Bunu yaparken günümüzün gerekleri çerçevesinde şekillenen yaşanabilir mekanlar yaratmak gerekmektedir. Çünkü tarihi çevreleri müze alanından ayıran özellik, bu alanların aktif kullanımında gizlidir. Ancak bu uygulamalar esnasında asıl karaktere en az zarar verecek şekilde düzenlemeler yapılması şarttır. Tarihi konut alanlarında yaşanan sosyo-kültürel, ekonomik, politik ve fiziksel sorunlara yanıt arayacak projeler gerçekleştirilmelidir. Bu uygulamalar esnasında sosyal dokunun korunması da ana hedef olmalıdır. Bu nedenle konut alanlarında yaşanan doğru proje, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma projelerinin rehabilitasyon projelerine dönüşmesinde gizlidir. Çünkü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci sınıfsal bir değişimi ifade etmektedir. Yukarıda sayılan tüm sorunlara cevap verecek, çok katılımlı, herkesin çıkarlarının korunduğu, adil ve çok boyutlu yenileme projelerinin planlanması ve uygulanması oldukça önemlidir. Bu bağlamda son dönemde yürütülen çalışmalarda, konuya üst ölçeklerden bakan bütüncül bir bakış açısı ile düzenlenen projeler kullanılmalıdır. Çünkü ancak bu taktirde herkesin mutlu olduğu, tarihi değerleri ile nesiller boyu sürdürülen çevreler yaratılabilir. 147 KAYNAKLAR Aaen, S., 1999. National Strategies For Urban Renewal And Housing Rehabilitation in Normay, p. 203-216, Eds. Andersen, H. S. and Leeather, P., Housing Renewal in Europe, The Policy Pres, Great Britain. Akın, N., 2008: “Bir Sergi Üzerine Görüşler: Tarlabaşı Geleceğini Paylaşıyor”, Mimar. ist Mimarlık Kültür Dergisi, Sayı: 29, s. 13-14. Akın, O., 2000. Küreselleşme Olgusu ve Kent Mekanı Üzerindeki Etkileri: Đstanbul Metropoliten Alanı, 3. Bin Yılda Şehirler: Küreselleşme-MekanPlanlama, s.141-165, Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu, YTÜ Bas.Yay. Mer. Matbaası, Đstanbul, Kasım 1999. Anderson, M., 1964. The Federal Buldozer, A Critical Analysis of Urban Renewal 1949-1962, The M.I.T. Press. Atkinson, R. and Bridge, G., 2005. Gentrification in a Global Context: The New Urban Colonialism, Routledge, London. Atkinson, R., 2002. Does Gentrification Help or Harm Urban Neighbourhoods?, p. 6-14, An Assessment of the Evidence- Base in the Context of the New Urban Agenda, CNR Paper 5, University of Glasgow. Retrieved Decembre 21,2006,from http://www.bris.ac.uk/sps/cnrpaperspdf/ cnr5pap.pdf. Balat ve Fener Semtlerinin Rehabilitasyonu (Đstanbul Tarihi Yarımadası) Raporu, 1998. Bali, R., 2006. Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, s. 203-210, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul. Baransü, B., 1989. Şehir Yenileme, Reyo Basımevi. Behar, D., 2006. Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, s.75-81, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul. Bektaş, C., 2006. Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, s. 169-203, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul. Bellush, J. and Hausknecht, M., 1967. Urban Renewal: People, Politics and Planning, Garden City, N.Y. Bernt, M. and Holm, A., 2005. “Local limits to gentrification, Implıcations for a new urban policy”, p.106-121, Eds. Atkinson, R. and Bridge, G., Gentrification in a Global Context: The New Urban Colonialism, Routledge, London. Bondi, L., 1991: “Gender divisions and gentrification: A critique”, Transactions of the Institute of British Geographers, 16, p. 290-298. 149 Bourne, L. S., 1993: “The Myth and Reality of Gentrification: A Commentary on Emerging Urban Forms”, Urban Studies, Vol. 30, no.1, p.183-189. Butler, T. and Hamnett, C., 1994: “Gentrification, class and gender: some comments on Warde’s gentrification as consumption”, Environment and Planning D: Society and Space, 12, p. 477- 493. Cadwallader, M. T., 1996. Urban Geography: An Analytical Approach, New Jersey: Prentice Hall. Carmon, N., 2004. Neighbourhood: general, p.10493, Eds. Smelser, N. J. and Baltes, P., International Encyclopedia of the Social & Behavioral Sciences, Elsevier, Oxford. Couch, C. ve diğ., 2003. Urban Regeneration in Europe, Blackwell, Oxford. Cowie, A. P., 1989. Oxford Advanced Learner’s Dictionary of Current English, Oxford University Pres-Walton Street, Oxford. Çetiner, A., 1981. Şehir Yenilemenin ve Korumanın Prensipleri, Đstanbul Sempozyumu, 20-21 Kasım 1981, SĐSAV Yay., Đstanbul. Diacon, D., 1991. Deterioration of the Public Sector Housing Stock, Gower Publishing Comp. Ltd., England. Erden, D., 2006. “Kentsel Yenileşme Projelerinin Gentrification Hedefleri ve Etkileri”, s.71-75, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul. Ergün, N., 2006. “Gentrification Kuramlarının Đstanbul’da Uygulanabilirliği”, s.7581, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul. Ergün, N., Ders Notları, 2006-2007. Kentsel Yenileme Metotları, ĐTÜ. Ergün, N., 2004: Gentrification in Đstanbul, Cities_The International Journal of Urban Policy and Planning, Vol:21, no.5, s.391-405, Elsevier. Freeman, L., 2008: “Comment on ‘The Eviction of Critical Perspectives from Gentrification Research’”, International Journal of Urban and Regional Research, Volume 32.1, p. 186-191. Frieden, B. J., 1964. The Future of Old Neighborhoods, The M.I.T. Press. Glass, R., 1964. Aspects of Change, in Centre for Urban Studies London, p.18, Macgibbon and Kee, Londra. Gotham, K. F., 2005: “Tourism gentrification: The case of New Orleans’ Vieux Carre ( French Quarter)”, Urban Studies 42, 7, p. 1099-1121. Gottdiener, M. and Hutchıson, R., 2006. The New Urban Sociology, Westview Press. Griffith, D., 2000: “Social capital and economic apartheid along the coasts of the Americas”, Urban Anthropology 29, 3: p. 255-284. Hackworth, J. and Smith, N., 2001: “The changing state of gentrification”, Tijdschrift voor Economische en Sociale Geografie, 22, p. 464-477. Hasol, D., 1998. Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, YEM Yay., Đstanbul. 150 Hasol, D., 2008. Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, YEM Yay., Đstanbul. Hamnett, C., 1984: “Gentrification and residential location theory: a review and assessment”, p.283-319, Eds. Herbert, D. and Johnston, R. J., Geography and the Urban Environment: Progress in Research and Applications ,Wiley and Sons, New York. Hamnett, C., 1991. The Blind Man and The Elephant: The Explanation of Gentrification, Đngiltere Coğrafya Uzmanları Enstitüsü Tutanakları, 16, 2. Hamnett, C., 2003. Gentrification and the Middle-Class remaking of Inner London, 1961-2001, Urban Studies, 40, 12, p. 2401-2426. Harvey, D., 1997. Postmodernliğin Durumu, Metis Yayınları, Đstanbul. Healey, P., 1992. Rebuilding the city : property-led urban regeneration, E.&FN Spon, London. Işık, O., 1995. 1980 Sonrası Türkiye’de Kent ve Kentleşme Cumhuriyet Dönemi, s. 782-797, Türkiye Ansiklopedisi, 13, Đstanbul. Đlyasoğlu, A. ve Soytemel, E., 2006. “Balat Semtinde Yerel Değişim ve Yenileşme Süreci Đçinde Balatlılar: ‘Bizim Mahalle’ye Yeni Gelenler ve Farklı Stratejiler’”, s.127- 143, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, , Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul. Đnce, A., 2006. “Asmalımescit’te Kültür Endüstri Destekli ‘Yer Değişim’”, s.99113, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul. Đslam, T., 2002. “Genrification in Đstanbul: A Comparison of Different Cases”, yayınlanmamış konferans bildirisi, Upward Neighbourhood Trajectories: Gentrification in a New Centry, Glasgow, Đskoçya, Eylül 2002. Đslam, T., 2003a. “Đstanbul’da Soylulaştırma: Galata Örneği”, yayınlanmamış yüksek lisans tezi, YTÜ. Đslam, T., 2003b. “Galata’da Soylulaştırma: Soylulaştırıcıların demografik ve kültürel özellikleri üzerine çalışma”, s. 159-172, TMMOB Şehir Plancıları Odası Kentsel Dönüşüm Sempozyumu, YTÜ Yayınları, Đstanbul, Haziran 2003. Đslam, T. ve Behar, D., 2006. Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul. Keleş, R., 2000. Yerinden Yönetim ve Siyaset, Cem Yayınevi, Đstanbul. Kennedy, M. and Leonard, P., 2001. Dealing with Neighborhood Change: A Primer on Gentrification and Policy Changes, A Discussion Paper Prepared for the Brookings Institution Center on Urban and Metropolitan Policy. Kennedy, M., 2002. “Gentrification: Practice and Politics”, Upward Neighbourhood Trajectories: Gentrification in a New Centry Conference, September 26-27, University of Glasgow. 151 Keyder, Ç., 2000. Đstanbul Küresel Đle Yerel Arasında, Metis Yayınları. Keyder, Ç., 2006: “Soylulaştırma, Kapıtalizmin Kentsel Mekan Düzeyinde Yansımasıdır”, Mimar. ist Mimarlık Kültür Dergisi, Sayı:21, s: 46- 51. Kingsley, T. G. and Turner, M. A., 1993. Housing Market and Residential Mobility, Wahington, The Urban Institute Press. Kocabaş, A., 2006. Kentsel Dönüşüm (/Yenileş(tir)me): Đngiltere Deneyimi ve Türkiye’den Beklentiler, Literatür, Đstanbul. Köksal, A., 2006. Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, s. 194-197, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul. Kuban, D., 2005: “Đstanbul 1600 Yıllık Bir Müzedir”, Yapı Dergisi, Sayı 288. Kurtluş, H., 2005. Đstanbul’da Kentsel Ayrışma, Bağlam Yayıncılık, Ankara. Kütükoğlu, Đ., 2006. “Mimarlıkta Seçkinleştirme: Cihangir Örneği”, yayınlanmamış yüksek lisans tezi, ĐTÜ. Lambert, C. and Boddy, M., 2002. “Transforming the City: Post-recession gentrification and re-urbanisation”, Upward Neighbourhood Trajectories: Gentrification in a New Centry Conference, September 26-27, University of Glasgow. Lees, L., 1994: “Rethinking gentrification: beyond the positions of economics or culture”, Progress in Human Geography 18, 2, p. 137-150. Lees, L., 2000: “A Re-appraisal of gentrification: towards a geography of gentrification”, Progress in Human Geography, 24: 3, p. 389-408. Lees, L. ve diğ., 2006. Gentrification, Routledge. Ley, D., 1981: “Inner-city revitalization in Canada: a Vancouver case study”, Canadian Geographer, 25, p.124-148. Ley, D., 1993: “Gentrification in Recession: Social Change in Six Canadian Inner Cities, 1981-1986”, Urban Geography, 13 (3), p. 230 -256. Ley, D., 1994: “Gentrification and the Politics of the New Middle Class”, Environment and Planning D: Society and Space, Vol. 12, p.53-74. Ley, D., 1996. The New Class and the Remaking of the Central City, Oxford University Yayınları, Oxford. Ley, D., 2002: “Artists, aestheticisation, and the field of gentrification”, Urban Studies, Vol. 40, 2003, p. 2525- 2542. Lyons, M., 1995: “Employment, Feminisation and Gentrification in London, 198193”, Environment and Planning A 1996,Vol. 28, p. 341-356. Magnusson, L., 2005: Gentrification- The Prospect For European Cities?, Open House International ,Vol. 30, no.3, p.54-60. Marcuse, P., 1985: “Gentrification abandonment, and displacement: connections, causes and policy responses in New York City”, Journal of Urban and Contemporary Law 28, p. 195-240. 152 Marcuse, P., 1986. “Abandonment, gentrification and displacement- the linkage in New York City”, p.153-177, Eds. Smith, N. and Williams, P., Gentrification of the City, Unwin Hyman, London. Marcuse, P., 1989: Dual City: A Muddy Metaphor for a Quartered City, International Journal of Urban and Regional Research, 13, p. 697708. Marcuse, P., 1995. “Not Chaos, but Walls: Postmodernism and the Partitioned City”, Eds. Watson, S. and Gibson, K., In Postmodern Cities and Spaces, Oxford, Blackwell. Mc Dowell, L., 1997. Capital Culture: Gender at Work in the City, Oxford, Blackwell. Merriam-Webster Dictionary, 1989. Franklin Launguage Master Dictionary Thesaurus and Gramer Guide, Franklin Electronic Publisher Inc., Burlington, N. J. 08016-4907, ABD. Mills, A., 2006. “Đlya’nın Bostanını Korumak: Kuzguncuk’ta Bir Mahalle ‘Landscape’i Özlemini Gerçekleştirmek”, s.87-99, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul. Morgül, T., 2006. Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, s.169-200, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul. Munt, I., 1987: “Economics Restructuring, Culture, and Gentrification: a Case Study in Battersea, London”, Environment and Planning A, 19, p. 11751197. Myles, J., 1988: “The Expanding Middle: Some Canadian Evidence On the Deskilling Debate”, Canadian Review of Sociology and Anthropology 25, p. 335-364. Narlı, N., 2006. “Tecride Uğrayan Bir Bölgede Yaşayan Ailelerin Soylulaştırma Projesine Yaklaşımı: Balat- Fener Vaka Çalışması”, s.113-127, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul. Oxford American Dictionary, 1980. Oxford University Press. Özden, P. P., 2008. Kentsel Yenileme, Đmge Kitabevi, Ankara. Park, R. E., 1967. The City, In: R.E. Park, E.W. Burgess and R.D. McKenzie, The city: With an introduction by Morris Janowitz, p. 1-46, Chicago: University of Chicago University Press, 5th Impression. (First impression in 1925). Rose, D., 1984: Rethinking Gentrification : Beyond The Uneven Development of Marxist Urban Theory, Envirement and Planning D: Society and Space, Vol: 1, p. 47-74. Sassen, S., 1991. The Global City: New York, London, Tokyo, Princeton University Yayınları, Princeton, Mew Jersey. Saunders, P., 2007. Urban Politics, A Sociological Interpretation, Routledge, London (First impression in 1979). 153 Shaw, K., 2005. “Local limits to gentrification, Implıcations for a new urban policy”, p. 168-185, Eds. Atkinson, R. and Bridge, G., Gentrification in a Global Context: The New Urban Colonialism, Routledge, London. Shaw, K., 2008: “A Response to the ‘Eviction of Critical Perspectives from Gentrification Research’”, International Journal of Urban and Regional Research, Vol: 32.1, p. 192- 4. Slater, T., 2002: Looking at the ‘North American City’ Through The Lens Of Gentrification Discourse, Urban Georaphy 23: 2 , p. 131-153. Slater, T., 2006: “The Eviction of Critical Perspectives from Gentrification Research”, International Journal of Urban and Regional Research, Vol: 30. 4, p. 737-57. Smith, N., 1979: “Toward a theory of gentrification; a back to the city movement by capital not people”, Journal of the American Planning Association 45, p. 538-548. Smith, N., 1982: “Gentrification and uneven development”, Economic Geography 58, p.139-155. Smith, N., 1986. “Gentrification, the frontier and the restructuring of urban space”, p.15-34, Eds. Smith, N. and Williams. P., Gentrification of the City, Unwin Hyman, London. Smith, N., 1987. “Gentrification and the rent-gap”, Annals of the Association of American Geographers, 77 (3), p.462-465. Smith, N., 1996. The New Urban Frontier: Gentrification and the Revanchist City, Routledge, Londra. Smith, N., 2008: “On ‘The Eviction of Critical Perspectives’”, International Journal of Urban and Regional Research, Vol: 32. 1, p.195-197. Smith, N., 1986. “Gentrification, The Frontier and The Restructuring of Urban Space”, p. 1-15, Eds. Smith, N. and Williams, P., Unwin Hyman, London. Smith, D. P. and Butler, T., 2007: Conceptualising the Sociospatial Diversity of Gentrification: ‘To Boldly Go’ into Contemporary Gentrified Spaces, the Final Frontier?”, Environment and Planning A, 39. 1, p: 2-9. Stay Free Magazine, 2004. “American Gentrifier”, Brooklyn Edition. Sykora, L., 2005. “Gentrification in post-communist cities”, p. 90-105, Eds. Atkinson, R. and Bridge, G., Gentrification in a Global Context: The New Urban Colonialism, Routledge, London. Şalgamcıoğlu, M. E., 2005. “Cihangir’in Kentsel yayınlanmamış yüksek lisans tezi, ĐTÜ. Sızma Dinamikleri”, Şen, B., 2005. “Soylulaştırma: Kentsel Mekanda Yeni Bir Ayrışma Biçimi”, s.127161, Ed. Kurtuluş, H., Đstanbul’da Kentsel Ayrışma, Bağlam Yayıncılık, Ankara. The New York Times, 1985. “Is Gentrification a Dirty Word”, December 23. 154 Thorns, D. C., 2004. Kentlerin Dönüşümü (Kent Teorisi ve Kentsel Yaşam), Çev. Nal, E. ve Nal, H., Soyak Yayınları, Đstanbul. Tiesdell, S., ve diğ., 1996. Revitalizing Historic Urban Quarters, Architectural Pres, Oxford. Uzun, N., 2001. Gentrification in Đstanbul: A diognostic study, Nederlandse Geografische Studies 285. Uzun, N., 2006a. “Đstanbul’da Seçkinleştirme (Gentrification): Örnekler ve Seçkinleştirme Kuramları Çerçevesinde Bir Değerlendirme”, s.75-81, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul. Uzun, N., 2006b. “Kentsel Dönüşümde Yeni Bir Kavram: Seçkinleştirme”, s.340361, Ed. Eraydın, A., Değişen Mekan, Dost Kitabevi Yayınları, Ankara. Ünlü, A., 2004. Avrupa Birliği Uyum Programları Kapsamında Pilot Bölge Olarak Beyoğlu Çöküntü Alanlarının Aktif Kullanım Amaçlı Rehabilitasyon Projesi, TMMOB Mimarlar Odası Đstanbul Büyükkent Şubesi, Çizim Basım Yayın. Warde, A., 1991: “Gentrification as consumption: Issues of class and gender”, Environment and Planning D: Society and Space 9, p. 223-232. Wassenberg, F., 2002. “Is gentrification a way to improve large-scale post-war neighbourhoods?”, Upward Neighbourhood Trajectories: Gentrification in a New Centry Conference, September 26-27, University of Glasgow. World Development Report, 1999-2000. Entering The 21.st Century, Published for the World Bank Oxford University Press. Yavuz, N., 2006. “Gentrification Kavramını Türkçeleştirmekte Neden Zorlanıyoruz?”, s.59-71, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, , Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul. Yapı Dergisi, 2006. “Đstanbul Müze-kent Projesi Kapsamında Gözlemler”, Ed. Kuban, D., sayı 292. Zukin, S., 1988. Loft Living , Radious, London. Url-1 <http://www.cartoonstock.com>, alındığı tarih 08.10.2008. Url-2 <http://www.locallocalhistory.co.uk/municipal-housing/slum-cleance/index. htm>, alındığı tarih 23.11.2008. Url-3 <http://www.mybrightonandhove.org.uk >, alındığı tarih 23.11.2008. Url-4 <http://flickr.com/photos/11602696@N00/2536876374/>, alındığı tarih 11.10. 2008. Url-5 <http://www.insecula.com/musee/M0109.html/>, alındığı tarih 11.10.2008. Url-6 <http://www.freewebs.com/jannekevanderlinden/pompidou01.jpg>, alındığı tarih 11.10.2008. Url-7 <http://en.wikipedia.org/wiki/SoHo>, alındığı tarih 23.11.2008. 155 Url-8 <http://www.nytimes.com/2007/03/18/realestate/18SCAP.html?fta=y>, alındığı tarih 23.11.2008. Url-9 <http:/upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/9/9e/NYC_SoHo_Green_ Street.jpg>, alındığı tarih 23.11.2008. Url-10 <http://www.nycvp.com/NYCVP/Soho%20shopping_500px.jpg>, alındığı tarih 23.11.2008. Url-11 <http://www.eaue.de/winuwd/172.htm>, alındığı tarih 23.11.2008. Url-12 <http://www.lddc-history.org.uk/lddcachieve/index.html>, alındığı tarih 23.11.2008. Url-13 <http://www.barsofliverpool.com/queensquare.html>, alındığı tarih 23.11. 2008 Url-14 <http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/1/1a/Burgess _ model1.svg/300px-Burgess_model1.svg.png>, alındığı tarih 08.10. 2008. Url-15 <http://www.ac.wwu.edu/~stephan/Sociology/302/park/park.html>, alındığı tarih 08.10.2008. Url-16 <http://www.joeydevilla.com/wordpress/wp-content/uploads/2006 /07/ toles _gentrification_comic.jpg>, alındığı tarih 08.10.2008. Url-17<http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiyeYunanistan_N%C3%BCfus _M%C3%BCbadelesi>, alındığı tarih 6.12.2008. Url-18 <http://tr.wikipedia.org/wiki/Varl%C4%B1k_Vergisi>, alındığı tarih 6.12. 2008. Url-19 <http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=5832&start=30>, alındığı tarih 6.12.2008. Url-20 <http://www.istanbulfotograflari.org/data/media/41/Arnavut4.jpg>, alındığı tarih 6.12.2008. Url-21 <http://www.istanbul-rehber.com/images/Harita/Đstanbul%20Gezi/Boğaziçi/ ortakoy- mosque.jpg>, alındığı tarih 6.12.2008. Url-22 <http://www.enhr2007rotterdam.nl/documents/W11_paper_Coskun_ yalcin. pdf >, alındığı tarih 6.12.2008. Url-23 <http://wowturkey.com>, alındığı tarih 6.12.2008. Url-24 <http://img.blogcu.com/uploads/BaYaNLuLu_galata.jpg>, alındığı tarih 6.12. 2008. Url-25 <http://thegate.boyut.com.tr/ImageDisplay.asp?imgID=26600>, alındığı tarih 6.12.2008. Url-26 < http://www.mimdap.org/w/?p=8170>, alındığı tarih 9.01.2009. Url-27 < http://www.yapi.com.tr/Haberler/Iliskili_bprofdrnur-akin-istanbul-rantlasiradanlasiyorb_729.html?KaynakID=59745>, alındığı tarih 9.01.2009. Url-28 < http://www1.cnnturk.com/2009/turkiye/06/24/unescodan.istanbula.agir. elestiri /532183.0/index.html>, alındığı tarih 9.01.2009. 156 Url-29 <http://www.mimarizm.com/kentintozu/Makale.aspx?id=338&sid=328>, alındığı tarih 03.04.2009. Url-30 <http://www.fatih.bel.tr/kate_detay.asp?id=46&tur=387>, alındığı tarih 03. 04.2009. Url-31 <http://www.arkitera.com/news.php?action=displayNewsItem&ID=16799>, alındığı tarih 03.04.2009. Url-32 <http://www.planlama.org/new/planlama.org-yazilari/kentsel-koruma-veyenileme-sorunlarini-ornekler-uzerinden-tartismak-suleymaniye-vetarlabasi.html>, alındığı tarih 03.04.2009. Url-33 < http://bianet.org/bianet/bianet/113695-osmanlilastirilan-suleymaniye>, alındığı tarih 03.04.2009. Url-34 <http://tr.wikipedia.org/wiki/Tarlaba%C5%9F%C4%B1,_Beyo%C4%9Flu>, alındığı tarih 13.12.2008. Url-35 <http://www.tarlabasiyenileniyor.com>, alındığı tarih 13.12.2008. Url-36 <http://www.kesfetmekicinbak.com/atlasdan/eskiatlas/00180/>, alındığı tarih 13.12.2008. Url-37 <http://www.fenerbalat.org>, alındığı tarih 03.04.2009. Url-38 <http://www.mimdap.org/w/?p=9114>, alındığı tarih 03.04.2009. Url-39 <http://www.gapinsaat.com/tr/KDBalat.aspx>, alındığı tarih 03.04.2009. 157 158 EKLER EK A.1 : Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi ile ilgili sorular (Restorasyon işleri koordinatörü, mimari ekip şefi ve Fatih Belediyesi’nden yetkili kişilere sorulan sorular) SORULARIN GRUPLANDIRILMASI: 1.grup sorular: Projenin aktörleri ve aktörlerin görevleri 2.grup sorular: Projenin yöntemi 3.grup sorular: Projenin amaç ve hedefleri 4.grup sorular: Projenin finansmanı 5.grup sorular: Fener-Balat’ta gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi düşünülen projeler ile ilgili görüşlerin tespiti. Not: 5. grup sorular; 1.,2.,3. ve 4. grup soruların hepsini kapsamaktadır. 1.grup sorular: Projenin aktörleri ve aktörlerin görevleri 1) Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nde görev alan aktörler kimlerdir? Bu aktörlerin görevleri ve birbirleri ile ilişkileri hakkında bilgi verir misiniz? Yerli halk bu projeye nasıl dahil edilmiştir, projede nasıl görev almıştır? 2.grup sorular: Projenin yöntemi 2) Projenin yöntemi hakkında bilgi verir misiniz? Nasıl bir çalışma süreci yaşanmıştır? 3) Proje kapsamında yürütülen saha çalışmalarında hangi noktalara dikkat edilmiştir ve elde edilen bulgular projeye nasıl yansıtılmıştır? Yenileme projelerinden önce yapılan saha çalışmalarının önemini nasıl açıklarsınız? 4) “Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi”ni Đstanbul’da uygulanan diğer yenileme projelerinden ayıran en önemli özelliği projenin; ekonomik, fiziksel ve sosyal tüm bileşenleri bir arada ele almasıdır. Genellikle yenileme projelerinde sosyal boyutun göz ardı edildiği görülmektedir. Bu nedenle bu projenin sosyal boyutu hakkında bilgi verir misiniz? Projede neler öngörüldü, neler sağlandı? 5) Projenin tasarım ve uygulama aşamasında karşılaştığınız sorunlardan bahsedebilir misiniz? Tarihi konut alanlarında yaşanan mülkiyet sorunu bu alanda nasıl aşılmıştır? 3.grup sorular: Projenin amaç ve hedefleri 6) Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nin amacının, “Đstanbul’un tarihi merkezinin geleceğinin basit ve yanıltıcı bir yenileme ile turistik özellikli restoran ve seçenekleri arasında sıkışıp kalmadığını kanıtlamak” olduğu vurgulanmıştır. Bu noktada aynı alanda uygulanması düşünülen Fener-Balat Yenileme Projesi’nin “yer alan konut karakterinin turistik işlevler ile desteklenmesi ve zenginleştirilmesi” amacını nasıl değerlendiriyorsunuz? 159 7) Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi ile yerli halkın topluma kazandırılmaya çalışıldığı gibi proje sonrasında da bu alanda yaşamaya devam etmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede proje sonrasında yerli halkı korumak amaçlı alınan; yenilenen konutların 5 yıl süre ile satılamaması, kiraların enflasyon değerinin üzerinde arttırılamaması, konutların iç düzenlemelerinde konfordan ziyade ihtiyaçların önem kazanması ve yeni ticari fonksiyonların oluşturulmaması önlemlerinden bahsedebilir misiniz? Sizce bu önlemler yeterli midir? Başka ne gibi önlemler alınabilirdi? 4.grup sorular: Projenin finansmanı 8) Eğer Unesco’nun sağladığı maddi yardım olmasaydı, benzer bir proje için finansmanı nasıl sağlardınız? Sizce Fener-Balat Yenileme Projesi, Tarlabaşı Yenileme Projesi gibi projelerde son dönemde geliştirilen finansman modelleri bu semtler için uygun mudur? 5.grup sorular: Fener-Balat’ta gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi düşünülen projeler ile ilgili görüşlerin tespiti. 9) Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi ile Tarlabaşı ve Fener-Balat Yenileme Projeleri’ni yöntem, hedef ve aktörler açısından karşılaştırabilir misiniz? 10) Fener-Balat semtlerinde “Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi” kapsamında yenilenen 38 evin Fener-Balat Yenileme projesi sınırları içinde kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? 11) Sizce tarihi konut alanlarında uygulanacak projeler amaç, hedef, aktör ve yöntem açısından nasıl olmalıdır? 12) 5366 sayılı "Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Kanunu’nu nasıl Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması" değerlendiriyorsunuz? Sizce olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir? 13) Bu proje sonucunda edindiğiniz deneyimler ışığında sizce planlama ve uygulama esnasında nelere dikkat etseydiniz proje daha başarılı olurdu? 160 EK B.2 : Fener-Balat Yenileme Projesi ile ilgili sorular (Đhaleyi kazanan firmanın koordinatörüne ve Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanına sorulan sorular) SORULARIN GRUPLANDIRILMASI: 1.grup sorular: Projenin aktörleri ve aktörlerin görevleri 2.grup sorular: Projenin yöntemi 3.grup sorular: Projenin amaç ve hedefleri 4.grup sorular: Projenin finansmanı 5.grup sorular: Fener-Balat’ta gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi düşünülen projeler ile ilgili görüşlerin tespiti. Not: 5. grup sorular; 1.,2.,3. ve 4. grup soruların hepsini kapsamaktadır. 1.grup sorular: Projenin aktörleri ve aktörlerin görevleri 1) Projede görev alacak aktörler kimlerdir? Bu aktörlerin görevleri ve birbirleri ile ilişkileri hakkında bilgi verir misiniz? Yerli halk bu projeye nasıl dahil edilmektedir? 2.grup sorular: Projenin yöntemi (Bu kısım sadece ihaleyi kazanan firmanın koordinatörüne sorulacaktır) 2) Proje, internet sitesinde bahsedildiği gibi, yöntem olarak tarihi yapıların korunması, restorasyonu, restitüsyonu ve yeni yapılar yaratma gibi birçok mimari yaklaşımı barındırmaktadır. Hangi durumlarda hangi yönteme başvurulacaktır ve yeni yapılar yaratmada öngördüğünüz yöntem nedir? Tarlabaşı projesi ile yöntem olarak karşılaştırır mısınız? 3) Proje kapsamında saha çalışmaları yapılmış mıdır? Yapıldıysa saha çalışmalarında nasıl bir yöntem izlenmiş ve nelere bakılmıştır? Mevcut verilerden nasıl yararlanılmıştır? 3.grup sorular: Projenin amaç ve hedefleri 4) “Fener-Balat Yenileme Projesi”nin amacı, hedefleri ve kapsamı hakkında bilgi verir misiniz? Projenin öncelikli hedefi “bölgenin fiziksel yenilenmesinin yapılması ve sosyal yapının kapasitesinin artması” olarak belirlenmiştir. Projede sosyal yapının kapasitesi hangi çalışmalarla arttırılacaktır? 5) Genellikle yenileme projelerinde sosyal boyutun göz ardı edildiği görülmektedir. Bu nedenle bu projenin sosyal boyutu hakkında bilgi ver misiniz? Projede yerli halk için neler öngörülmüştür? 6) Projede alınan kararlar kimin daha iyi koşullarda yaşaması üzerine oluşturulmuştur? 7) Projede Fener-Balat bölgesinde şu anda ağırlıklı olarak yer alan konut karakterinin turistik işlevler ile desteklenmesi ve zenginleştirilmesi amaçlanmaktadır. Alana getirilecek turistik fonksiyon mevcut konut dokusunu ve yerel halkı ne yönde etkileyecektir? Değer artışından dolayı oluşabilecek yerinden edilmeler nasıl engellenecektir? 8) Projenin hedeflerinden “bir iç deniz olan Haliç ile kıyı bandında yaşayanların ilişkisini güçlendirecek yeni kamusal fırsat alanları oluşturmak” nasıl 161 sağlanacaktır? Bu alanların kullanımı için kimin istekleri ön planda tutulacaktır? 9) Projede hedefiniz aşağıdakilerden hangisidir? a) Yerli halkın daha sağlıklı bir ortamda yaşaması ve tarihi yapıların sürdürülebilirliği için fiziksel ve sosyal iyileştirme. b) Fener-Balat Semti’ni içinde bulunduğu fiziksel ve ekonomik çöküntüden kurtarmak adına yapıların iyileştirilmesi ve farklı ticari bir yapının oluşturulması. 4.grup sorular: Projenin finansmanı 10) Projenin finansmanı için geliştirilen model sınırlı maddi olanağı olan yerli halk için uygun mudur? Projenin finansmanı hazırlanırken nelere dikkat edilmiştir? 5.grup sorular: Fener-Balat’ta gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi düşünülen projeler ile ilgili görüşlerin tespiti.(Bu kısım sadece Fatih Belediyesi’ne sorulacaktır) 11) Projenin adının “Fener-Balat Yenileme Projesi” seçilmesinin nedenleri nelerdir? Projede “yenileme” olarak yeni bir yaşam alanı oluşturmak mı vurgulanmaktadır? 12) Projenin diğer bir amacı olan, “kent dokusu ile kıyı bandı arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi” nasıl sağlanacaktır? Böyle bir düşüncede neden projenin sınırları sadece sahil kesimi ile sınırlandırılmıştır? 13) Fener-Balat semtlerinde “Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi” kapsamında yenilenen 38 evin Fener-Balat Yenileme projesi sınırları içerisinde kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? 14) Neden Fener-Balat Rehabilitasyon projesinden sonra, aynı alan için farklı bir yöntemde yenileme çalışmaları başlattınız? Bunda diğer projede gördüğünüz eksiklikler mi neden oldu yoksa aynı alanda yeni bir yöntem mi deniyorsunuz? 15) Sizce Tarihi konut alanlarında uygulanacak projeler amaç, hedef, aktör ve yöntem olarak nasıl olmalıdır? 162 EK B.3 : Fener-Balat halkının sorunlarının ve beklentilerinin tespiti ile ilgili sorular ( Fener-Balat’ta yaşayanlara sorulan sorular) SORULARIN GRUPLANDIRILMASI: 1.grup sorular: Yaşayanların ne kadar süredir Fener-Balat’ta oturduklarının, mülkiyet durumlarının ve neden yaşam alanı olarak Fener-Balat’ı seçtiklerinin tespiti. 2.grup sorular: Yaşayanların ihtiyaçlarının tespiti. 3.grup sorular: Fener-Balat’ta gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi düşünülen projeler ile ilgili görüşlerin tespiti. 1.grup sorular: Yaşayanların ne kadar süredir Fener-Balat’ta oturduklarının, mülkiyet durumlarının ve neden yaşam alanı olarak Fener-Balat’ı seçtiklerinin tespiti. 1) Evinizin mülkiyet durumu nedir? 2) Aileniz ne kadar süredir Fener-Balat’ta yaşamaktadır? 3) Daha önce nerede oturuyordunuz? 4) Fener-Balat’a gelmenizde-oturmanızda etkili olan nedenler nelerdir? Komşuluk ilişkileri, evin/çevrenin kalitesi, ailenize uygunluğu, bütçenize uygunluğu, işyerinize- çocuklarınızın okuluna yakınlığı, alanın ileride değerlenme potansiyeli taşıması, tarihi ve mimari değerinin yüksek olması, gibi nedenlerden hangileri sizin bu alanda yaşamanıza neden olmuştur? Bu nedenler hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyim? Başka bu alanda yaşamanızda etkili olan nedenler nelerdir? 2.grup sorular: Yaşayanların ihtiyaçlarının tespiti 5) Yaşadığınız alanı veya evinizi değiştirmeyi düşünür müsünüz? Değiştirmeyi veya değiştirmemeyi düşünmenizin nedenleri nelerdir? 6) Mahallenizin fiziksel ve doğal yapısından hoşnutluk düzeyinizi aşağıdaki kriterlere göre belirtiniz. Kısaca hangi açılardan yeterli veya yetersiz bulduğunuzu açıklar mısınız? Yeterli Yetersiz Toplu taşıma Çevre temizliği Yeşil alan-oyun alanı Ticari aktiviteler Altyapı Otopark imkanı 7)Mahallenizde yer alan hizmet alanlarından hoşnutluk düzeyinizi aşağıdaki kriterlere göre belirtiniz. Kısaca hangi açılardan yeterli veya yetersiz bulduğunuzu açıklar mısınız? Yeterli Yetersiz Eğitim alanları Sağlık alanları Kültürel alanlar Eğlence alanları Alışveriş alanları 163 8)Konutunuzdan hoşnutluk düzeyinizi aşağıdaki kriterlere göre belirtiniz. Kısaca hangi açılardan yeterli veya yetersiz bulduğunuzu açıklar mısınız? Yeterli Yetersiz Büyüklüğü Islak hacimler(tuvaletwc) Konutların ısınması Su yalıtımı Strüktürel sağlamlık 9)Sizce Fener-Balat’taki imalathaneler çevreyi ne yönde etkilemektedir? Kaldırılmasını ister misiniz? 3.grup sorular: Fener-Balat’ta gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi düşünülen projeler ile ilgili görüşlerin tespiti. 10)Sizce Fener-Balat’ta gerçekleşmesi düşünülen projenin ; binaların çatı ve cephelerinin tadilatı, binaların içlerinin tadilatı,ticari canlanma, hizmet alanlarının (eğitim, kültürel, sağlık vb.. alanlarda) iyileştirilmesi, iş imkanı yaratılması, kadınların ve çocukların bilinçlendirilmesi ve topluma kazandırılması hedeflerini tercih sırasına göre dizer misiniz? Başka FenerBalat’ta uygulanacak bir projeden beklentileriniz nelerdir? Not: Kirada oturanlar için12 nolu soru geçilecektir. 11)Mahallenizde gerçekleşen proje sonrasında bu alanda değer artışı yaşanırsa ve buna bağlı komşularınız değişirse, evinizi satıp başka bir alana yerleşir misiniz? Evinizi satıp taşınmanızın nedenleri; çevrenizin, komşularınızın, alıştığınız çevrenizin değişmesi mi yoksa artan değerden dolayı buradaki konutu satıp başka bir yerde daha iyi bir konut elde etme olasılığınızın olması mı olur? Başka nedenleri de var mıdır? Başka bir alana yerleşmeyi düşünmemenizin nedeni farklı kişilerle Fener-Balat daha iyi olacağını düşünmeniz midir? Sizce Fener-Balat’ta yaşayan kişiler nasıl olmalıdır? Not: Mülk sahipleri için 13 nolu soru geçilecektir. 12)Mahallenizde gerçekleşen proje sonrasında bu alanda değer artışları yaşanırsa ve buna bağlı olarak kiralar artarsa bu durum sizin buradan gitmenize neden olur mu? Kira değişimi sizi etkilemese, Fener-Balat sizce yeni gelen farklı kişilerle daha mı iyi olacaktır? Sizce Fener-Balat’ta yaşayan kişiler nasıl olmalıdır? 13)Eğer belirlediğiniz hedeflere uygun bir proje gerçekleştirilirse, projede görev alıp destekler misiniz? Katılımınız ne yönde olur? 14)Eğer mahallenizde bir proje gerçekleşseydi ve size özel bir şirkete borçlanarak taksit taksit ödeme, mülkiyetin özel bir şirketle paylaşılması veya mülkün yenileme çalışmasını yapacak şirket tarafından satın alınması gibi üç seçenek sunulsaydı hangisini seçerdiniz ? Lütfen nedenlerini belirtiniz. 164 15) 2005 Haziran ayında çıkartılan “YıprananTarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkındaki Kanun” ile ilgili bilginiz var mıdır? Not: 6 yıldan fazla süredir bu alanda yaşayanlar için aşağıdaki sorulara geçilecektir. 16)Fener-Balat Rehabilitasyon projesi uygulanmadan, önce konutunuzun veya işyerinizin bu proje kapsamında rehabilite edilmesini istemiş miydiniz? Sizce projenin Fener-Balat için olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir? Şimdi size böyle bir fırsat verilse evinizin veya işyerinizin Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi ile yenilenmesini ister miydiniz? Neden? 17)Fener-Balat semtinde gerçekleşmesi öngörülen Fener-Balat Yenileme Projesi hakkında bilginiz var mıdır? Sizce nasıl bir projedir? 165 ÖZGEÇMĐŞ Ad Soyad: Begüm Şişmanyazıcı Doğum Yeri ve Tarihi: Đstanbul, 23.12.1983 Adres: Lütfübey Sok. Tavukçuoğlu Apt. No.2/5 Moda-Đst. Lisans Üniversite: Yıldız Teknik Üniversitesi (Bölüm ve fakülte üçüncüsü) Mesleki Deneyim: 2007 Haziran-halen, Has Mimarlık. Yayın Listesi: Şişmanyazıcı, B., 2008, “2010 Kültür Başkentliğinde Kültürsüzleşmeye Doğru”, Yapı Dergisi 317, s.36. 167