akc**er kanserler*nde genet*k

advertisement
AKCİĞER KANSERLERİNDE GENETİK
Dr.İSMAİL SAVAŞ
ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ
GÖĞÜS HASTALIKLARI ANABİLİM DALI
AKCİĞER KANSERİ
• Dünyada mortalitesi en yüksek kanserdir.
• İnsidens olarak , kadınlarda meme , erkeklerde
prostat kanserinin arkasından ikinci sıradadır.
• Dünyada yıllık olgu sayısı 1.6 milyondur. Ölüm hızı
aynı yıl 1.4 milyon olmuştur.
• Erkeklerde genel ölüm hızları olarak akciğer
kanseri ölümü vasküler hastalıkların arkasından
ikincidir.
• 5 yıllık sağkalım %15-25 arasındadır.
AKCİĞER KANSERİ
• Hücresel ve moleküler mekanizma çalışmaları
epidemiyoloji, hastalığa yatkınlık ,
karsinogenez, kanser progresyonu, ilaca direnç
ve radyoterapiye katkılar sağlamıştır.
AKCİĞER KANSERİNDE GENETİK
• Genetik ve çevresel faktörler akciğer kanseri
gelişiminde önemli risk faktörleridir.
• Tokuhata ve Lilienfeld akciğer kanserinin ailesel
geçişi olduğunu dair çalışmalar yapmışlardır.
• Sigara hikayesini erkeklerde, aile hikayesini
kadınlarda önemli bulmuşlardır.
• Sigara içmeyen akciğer kanserli olguların sigara
içmeyen akrabalarında artmış akciğer kanseri riski
saptamışlardır.
Güney Louisiana çalışması
• Yaş, cins,meslek, sigara etkisi düzeltildikten
sonra akciğer kanserli olan bireyin yakın
akrabaları incelenmiştir.
• Birinci derece akrabalarda güçlü bir risk artışı
saptanmıştır.
• 40 yaş üzeri kadınlarda ailesinde kanser
olmayanlara göre 9 kat risk olduğu
gözlenmiştir.
AKCİĞER KANSERİNDE AİLE HİKAYESİ
• Kreuzer ve ark. 50 yaş altı akciğer kanserli
hastaların birinci derece akrabalarında akciğer
kanseri riskinin 2.6 kat daha fazla olduğunu
göstermiştir.
• Sellers ve ark. Akciğer kanseri riski yüksek olan
337 ailede otozomal kodominant bir örnek
göstermişler ve akciğer kanserinden sorumlu
bir gen bölgesi olduğunu söylemişlerdir.
AKCİĞER KANSERİNDE AİLE
HİKAYESİ
• Samet ve ark.
Ebeveynlerden biri akciğer kanseriyse risk 5 kat
artıyor.
• Akciğer kanserli kadınlarda yapılan bir çalışmada;
Aile hikayesi olan sigara içmeyenlerde 5.7,
Aile hikayesi olmayan sigara içenlerde 15.1
Aile hikayesi olup sigara içenlerde 30 misli risk
Tuberk Toraks. 2009;57(3):251-8.
Ergün D, Savaş I, Ergün R, Kaya A, Gülhan M.
• 213 yeni veya daha önceden akciğer kanseri
tanısı konan hastalar alındı.
• 200 sağlıklı birey kontrol seçildi.
• Akciğer ve diğer kanserler yönünden ailevi
yatkınlık, yaş, cins, sigara alışkanlığı ve kanser
hücre tipleri incelendi.
• Hasta grubunun 1. derece akraba sayısı 2058
ve kontrol grubunun 2045 bulundu.
Tuberk Toraks. 2009;57(3):251-8.
Ergün D, Savaş I, Ergün R, Kaya A, Gülhan M.
• Akciğer kanserli 213 bireyin %38’inde pozitif aile
hikayesi saptandı.
• Bu bireylerin %41.9’inde akciğer kanseri, %19’unda
gastrointestinal sistem kanseri , %7.6’sında meme
kanseri , %5.7’inde prostat kanseri, %25.7’inde diğer
sistem kanserleri (larinks,deri,kemik, hematolojik
sistem, santral sinin sistemi).
• 213 hastanın %4.6’sında eşlik eden diğer sistem
kanserleri vardı. (mesane, böbrek, akciğer ve başboyun)
• Kontrol grubunda kanser için pozitif aile hikayesi %21.5
ve istatistik olarak anlamlıydı.(p< 0.001).
Tuberk Toraks. 2009;57(3):251-8.
Ergün D, Savaş I, Ergün R, Kaya A, Gülhan M.
• Akciğer kanserli hastaların aile üyelerinde
akciğer kanseri , gastrointestinal kanser, meme
kanseri riski artmış olarak bulundu.
• Akciğer ve diğer sistem kanserleri dışında (
prostate ve gastrointestinal sistem kanserleri
dışında) akciğer kanserli hastaların erkek
kardeşlerinde akciğer kanseri anlamlı olarak
artmıştı ki, bu da genetik geçişi
desteklemektedir.
GEN-ENZİM ETKİSİ
• Birçok genetik ve çevresel faktörler
etkileşimdedir.
• Gen-enzim ilişkileri
Prokarsinojenlerin aktivasyonu,
detoksifikasyonu
DNA bağ bütünlüğü, DNA tamir mekanizmaları
GEN-ENZİM ETKİSİ
• Glucuronyl transferase; karsinojenik bileşikleri
( siagara dumanındaki potent karsinojen
metilnitrozamino metaboliti ) bağlar ve
inaktive eder.
• Cytochrome P450 , ilaç metabolize eden
genetik polimorfik bir enzimdir.
GEN-ENZİM ETKİSİ
• Cytochrome P4501A1 genindeki polimorfizm
yassı hücreli kanserli hastalarda bağlantılı
bulunmuştur.
• Cytochrome P4501A1 ve aromatik
hidrokarbon karboksilaz, benzopyrene ve
diğer poliaromatik hidrokarbonların
metabolik aktivasyonundan sorumludur.
• Akciğer kanserli hastalarda artmış Cytochrome
P4501A1 aktivitesi gösterilmiştir.
Genetik yatkınlık
Phase II enzyme
(Glutathione S-transferase)
Phase I enzymes of cytochrome p450
(CYP1A1, CYP2D6)
CYP1A1 Polimorfizimi
Glutathione S-transferase de genetik defekt
Artmış akc. CA riski
GEN-ENZİM ETKİSİ
• Herediter genetik geçiş bireylerin sigara içiş
davranışını da etkilemektedir.
• Siagar içme davranışını etkileyen genler dopamin
reseptörleri, dopamin ve serotonin taşıyıcı alleller
ve cytochrome P450 ( CYP2A6) allelleridir.
• Bu genetik faktörler nikotin ve diğer
nörotransmitterlerin metabolizmasını ve
bağlanmasını etkiler.
• GST-m izoenzimi yetersiz veya GSTM1 null
tiplerde akciğer kanseri riski %10-60 daha fazladır.
GEN-ENZİM ETKİSİ
• Sigara dumanındaki maddelerin metabolitleri (
Polisiklik aromatik hidrokarbonlar, aril
aminler,nitrozaminler gibi) GSTM1 in potansiyel
substratıdır.
• CYP1A1 ve GSTM1 genotipi arasında bağlantı
vardır.
• GSTM1 null genotip ve CYP1A1 olan bireylerde
risk artmaktadır.
• Akciğer parenkimlerinde DNA parçalanmaları
artmaktadır.
AKCİĞER KANSERLERİNDE GENETİK
• Tümörün ortaya çıkması ve ilerlemesi birçok
basamağın etkilenmesiyle oluşur.
• Herbir basamak yoğun klinik ve laboratuar
araştırmaya adaydır.
• Sigara içimi en önemli risk faktörü olmasına
rağmen sigara içenlerin %10-15’inde akciğer
kanseri gelişir.
• Akciğer kanserinin gelişmesinde bireyler arasında
genetik ve epigenetik faktörlerin farklılığı ortaya
çıkmaktadır.
AKCİĞER KANSERLERİNDE GENETİK
AKCİĞER KANSERLERİNDE GENETİK
• Normal hücreden malign hücreye transformasyon
çok basamaklı bir durumdur ve bir seri genetik
değişimle invazif kanser gelişir.
• Bronş epitelindeki progresif patolojik değişim üç
farklı morfolojik formda olabilir.
Squamous displazi
Atipik adenomatöz hiperplazi
Diffüz idyopatik pulmoner nöroendokrin
hiperplazi
AKCİĞER KANSERLERİNDE GENETİK
• Squamous displazi ve karsinoma insitu yassı
hücreli kanserin preneoplastik lezyonudur.
• Atipik adenomatöz hiperplazi adenokanserin
• Nöroendokrin hücre hiperplazisi ise
nöroendokrin akciğer kanserlerinin ön
lezyonudur.
AKCİĞER KANSERLERİNDE GENETİK
• Akciğer kanseri gelişen herkes sigara içicisi
olmadığı gibi, sigara içenlerin hepsinde kanser
gelişmez.
• Herediter faktörler akciğer kanseri gelişiminde
rol oynar.
• Akciğer kanserlerinin %25 inde sigara rol
oynamayabilir.
• Bunlar daha çok kadın, periferik yerleşimli,
adenokanser olgularıdır.
TELOMER
• Kromozom uçlarındaki telomerlerin erozyonu
kromozomal anormalliğe neden olur.
• Telomer uzunluğu hücrenin üreme kapasitesini
düzenler, her bölünmeyle telomer kısalır.
• Telomer kısaldıkça hücre yaşlanır ve apoptoza
gider.
• Premalign hücrelerde Telomerazın aktivasyonu (
telomeri uzatan enzim) telomer ucunun kaybını
önler ve hücreler ölümsüz olur.
• Normalde sesiz olan telomeraz küçük hücreli dışı
akciğer kanserlerde %80 den fazla aktifleşmiştir.
APOPİTOZ
• Normal hücrelerde DNA hasarı DNA tamir
cevabının oluşmasına ve hasarlı hücrenin
ortamdan kaybolmasına neden olan apopitoz
programı aktive olur.
• Premalign ve kanserli hücrelerde apopitoz
programının kendisi hasarlıdır, tamir
edilmemiş veya yanlış kodlanmış DNA hasarı
hücre klonlarının devamına neden olur.
KROMOZOMAL DEĞİŞİKLİKLER
• Birçok somatik mutasyon akciğer kanserinde
malign transformasyona neden olur.
• Tümör supressor genler, onkogenler ve DNA tamir
eden genlerdeki mutasyonlar bu
transformasyonda rol oynarlar.
• Kromozomal düzeydeki mutasyonlar (3p, 9p21,
12p, 17p13, 13q), heterozigozite kaybı,
traslokasyonlar, kopmalar, nokta mutasyonlar
akciğer kanserinde gösterilmiştir.
• Bu mutasyonlar tanısal ve prognostik olabilirler.
Malign değişim
• Kromozomal düzeyde ;
Genomik materyalde kayıp
Translokasyon
Mikrosatellit instabilite
• Nükleotid düzeyinde;
Tek veya birkaç nükleotid baz değişikliği
• Transkripsiyon düzeyinde;
Gen ekspresyonunda değişim
ONKOJENİK AKTİVASYON
•
•
•
•
Gen amplifikasyonu
Nokta mutasyonları
Gen aşırı ekspresyonu
Bu mekanizmalar hücre büyümesini sağlayan
mitojenik büyüme sinyallerini oluştururlar.
Epidermal Growth Factor Receptor Gene
• Ekstrasellüler sinyalleri EGFR ligandlarına
bağlanarak ileten transmembran sinyal proteini
dir.
• Tyrosine kinase fosforile olarak intrasellüler
değişiklikler ortaya çıkar.
• Tirozin kinaz reseptör ailesinin 4 üyesi vardır.
EGFR, ErbB-2(HER-2), ErbB-3, ErbB4
• 4 reseptörün intrasellüler Tirozin kinaz uçları
korunmuş olsa da , ekstrasellüler uçları korumalı
değildir, farklı ligandlarla bağlanır.
• Ligandların bağlanmasını takiben reseptörlerin
aktivasyonu ve çeşitli sinyal yolları aktifleşir.
• EGF ve EGF benzeri büyüme faktörleri (TGF-alfa)
başlanarak EGFR’ın aktive olması epitel hücresinin
davranış düzenini ve birçok sinyalden epitel
hücreli bir malign gelişmesinin başlangıcına
neden olabilir.
• Bu yollar RAS/RAF/MEK/MAPK yolları, PI3K/AKT
yolları, sinyal iletim ve aktivasyon yolları….
• EGFR küçük hücre dışı akciğer kanserlerinini %5090’ında aşırı ekspresyon veya anormal aktivasyon
gösterir.
• Bu mutasyonlar 3 farklı somatik mutasyonla (
kopma, eklenme veya missense nokta
mutasyonuyla) oluşur ve exon 19- 21 de
lokalizedir.
• Mutant EGFR ( exon 19 kopması veya exon 21
L858R mutasyonu) EGFR aktivasyonunun
miktarını ve süresinin arttırır.
• EGFR mutasyona uğrarsa özellikle sigara
içmeyenlerde, aktif duruma geçer , aktive
ligandlara ve büyüme faktörlerine sabit
bağlanma olur.
• EGFR aktivasyonu apoptozis inhibisyonu ve
hücre çoğalma , migrasyon ve hareket
özellikleri artar.
• Küçük hücre dışı akciğer kanserlerinde
aktifleşmiş EGFR mutasyonu olduğunda, wild –
tip EGFR lı tümörlerin aksine , hedeflenmiş TKI
leri tümör gerilemesinde etkilidir.
• EGFR mutasyonu akciğer kanserlerinin %1020’sinde olmaktadır. Bu özellikle iyi
differansiye asiner veya papiller büyüme
özelliği olan nonmüsinöz adenokanserlerde,
sigara içmeyen asyalı kadınlarda daha sıktır.
• Son demografik analizlerde EGFR mutasyon sıklığı
%40-50 lere yükselmiştir.
• Büyük hücreli kanser ve yassı hücreli kanserde
çok azdır.
• Tümör dokusundaki EGFR’ın immünhistokimyasal
incelemesi TKI’ne klinik cevapla korele değildir.
• EGFR mutasyonu moleküler markerdır., hedefe
yönelik tedavide EGFR amplifikasyonundan daha
önemlidir, ve tedaviye cevabın prediktif
faktörüdür.
• FISH EGFR amplifikasyonunu gösterir ve bazen
terapötik cevapla bağlantı gösterir, EGFR
mutasyonu amplifikasyonla koreledir.
PI3K/AKT YOLU
• Reseptör Tirozin kinazların yolunda hücre
çoğalması, büyümesi ve sağkalımında önemli
bir düzenleyicidir.
• Akciğer kanserinde aktive olmuştur.
• Akciğer kanserinde PI3K/AKT erkenden ortaya
çıkar
• Apoptozi inhibe ederek hücre sağkalımını
uzatır.
PI3K/AKT YOLU
• PI3K nın alt ünitesi p85’in SH2 ucunun
bağlanmasıyla aktive olur.
• Mutasyon ve PI3K nın katalitik altünitesini
kodlayan PIK3CA nın amplifikasyonu yassı
hücreli kanserde daha sıktır.
RAS AİLESİ
• Ras protoonkogen ailesi (KRAS,HRAS,NRAS,RRAS)
sinyal iletimindeki membran proteinlerini kodlar.
• RAS genleriyle kodlanan proteinler iki durumda
bulunur.
• GTP’ye bağlı aktif durumdadır ve GTPase etkisiyle
GTP, GDP’a çevrilirse inaktif duruma geçer.
• Nokta mutasyonuyla GTPase aktivitesi kaybolursa
onkojenik potansiyel kazanır.
• Kontrolsüz hücre çoğalması ortaya çıkar.
KRAS ONKOGEN
• 12.kromozomun kısa kolunda bulunur.
• Küçük hücre dışı akciğer kanserlerinin
%20’sinde mutasyon ve küçük bir kısmında
amplifikasyon gösterir.
• Adenokanserlerin %30-50’sinde KRAS
mutasyonu vardır.
• KRAS mutasyonu sigara içen
adenokanserklerde, EGFR mutasyonu sigara
içmeyen adenokanserlerde görülür.
KRAS ONKOGEN
• Mutasyona uğrarsa, GTP devamlılık sağlar ve
sinyal aktif durumda kalır.
• Aktif mutant KRAS kolon ve pankreas gibi çeşitli
epitelyal tümörlerde bulunur, mitojen aktive eden
protein kinaz (MAPK) fosforilasyonunu aktive
eder.
• Bu hücre çoğalması ve tümör ileriemesinin
nükleer sinyaline neden olur.
• Erkek , ileri yaş , ağır sigara içenlerde agrsif tümör
ve kötü klinik görünümle korele gider.
EML4/ALK
• Kromozomal translokasyonuyla ortaya çıkan
onkojenik füzyon proteinleri akciğer kanseri
gibi solid tümörlerde sık değildir.
• Ekinoderm mikrotübül protein 4 (EMLK4)/
anaplastik lenfoma kinaz (ALK) füzyonu son
yıllarad akciğer kanserinde tanımlanmıştır.
• Küçük hücre dışı akciğer kanserlerinde %7 ,
EML4/ALK
• EMLK4 ile füzyon ALK’da ciddi transformasyon
potansiyeli oluşturur.
• Wild-type ALK değişime uğrar.
• EMLK4/ALK daimi mitojenik sinyal salar ve
malign dönüşüme neden olur.
• Sigara içmeyen veya önceden içenlerde daha
sık görülür.
Download