PROJENİN TÜRKÇE ÖZETİ

advertisement
PROJENİN TÜRKÇE ÖZETİ
Akciğer kanseri en sık gözlenen solid tümör olup yılda 1.2 milyon insan akciğer kanseri
tanısı almakta ve bunlardan 1.1 milyonu hastalık nedeniyle kaybedilmektedir. Kombinasyon
kemoterapi ve kemoradyasyon gibi tedavi yöntemlerindeki ilerlemelere rağmen küçük hücreli
olmayan akciğer kanserli hastaların sağ kalım sürelerinde çok az bir ilerleme
kaydedilebilmiştir. Kolorektal kanser, skuamöz hücreli baş ve boyun kanseri, renal hücreli
karsinoma, küçük hücreli olmayan akciğer kanseri ve glioblastoma gibi çeşitli kanserlerde
EGFR hücre içi sinyal iletiminin bozulmuş olduğu bilinmektedir. EGFR aktivasyonu hücre
içinde Ras-Raf-MAPK ve PI3K/Akt yolaklarını aktive eder. Karsinogenezisin bu iki önemli
sinyal yolunda kontrolör görevi yapan EGFR’ye yönelik antikorlar kullanılarak yapılan
immünohistokimyasal çalışmalar küçük hücreli olmayan akciğer kanseri dokularının
%34’ünde EGFR’nin normal akciğer dokusuna göre aşırı ekspresyona uğradığını göstermiştir.
Akciğer
kanseri
gelişiminde
epidermal
büyüme
faktörü
reseptörünün
öneminin
belirlenmesiyle bu reseptörün aktivitesini engelleyecek oral kullanımda aktif, selektif EGFR
tirozin kinaz inhibitörleri olan Gefitinib (Iressa; Astra Zeneca, Macclesfeld, UK) ve Erlotinib
(Tarveca; OSI Pharmaceuticals Inc., Melville , NY) adlı ilaçlar geliştirilmiştir. Bu ilaçlar ile
ilgili olarak yapılan iki büyük Faz II çalışmasında daha önceden kemoterapi almış ancak
tedaviye cevap vermemiş olan küçük hücreli olmayan akciğer kanseri hastalarında %11.8-18
oranında iyileşme gözlenmiş, %40-43 oranında ise semptomatik gerileme belirlenmiştir.
Yapılan araştırmalar sonucunda bu ilaçlara cevap veren küçük hücreli olmayan akciğer
kanseri hastalarının EGFR geninin tirozin kinaz domaininin ATP bağlama bölgesini kodlayan
dizilerinde mutasyon belirlemişlerdir. Klasik tedavi protokollerine rağmen iyileşme
gözlenmemiş olan hastalarda, EGFR selektif inhibitörleri ile tedavi sonrasında iyileşme
gözlenmesi, bu hastalarda verilen kemoteröpatik ilaçların aktive etmesi gereken apoptotik
yolların çalışmasını engelleyen çeşitli proteinlerin ekspresyonlarının etkilenmiş olabileceğini
düşündürmektedir. Son yapılan çalışmalar Mcl-1 ve PTEN proteinlerinin ekspresyonlarının
EGFR sinyal yolu aktivasyonu ile değişebileceğini ve bu proteinlerin ekspresyon
değişimlerinin apoptozis indüksiyonu ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Bu
çalışmada ülkemiz küçük hücreli olmayan akciğer kanseri hastalarında EGFR tirozin kinaz
domaini mutasyonlarının hastalık etiyolojisinde önemli olup olmadığının belirlenmesi
hedeflenmektedir. Ayrıca, EGFR mutasyonuna ve EGFR aşırı ekspresyonuna sahip olan
küçük hücreli olmayan akciğer kanseri tümör dokularında apoptotik uyarılara hücresel
cevapda önemli olan Mcl-1 ve PTEN proteinlerinin ekspresyonlarının nasıl etkilendiğinin de
araştırılması planlanmaktadır. Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri tanısı almış olan 50
hastanın cerrahi operasyon sonucu elde edilen tümör materyallerinden, kontrol olarak
kullanılmak üzere tümör materyaline komşu olan normal dokudan DNA ve protein izolasyonu
gerçekleştirilecektir. EGFR gen mutasyonlarının % 98'i bu genin 18, 19 ve 21 numaralı
ekzonlarında bulunduğu için sadece bu ekzonlarda mutasyon taraması yapılacaktır. Elde
edilen bu protein lizatları ile EGFR, Mcl-1 ve PTEN proteinlerine spesifik antikorlar ile
gerçekleştirilecek olan western blot çalışması ile bu proteinlerinin ekspresyon seviyeleri
belirlenecektir. Bu proteinlerin tümör dokularındaki dağılımını ve ekspresyon seviyelerini
incelemek için immunohistokimyasal boyama tekniği uygulanacaktır. Hastalardaki immün
ceyaplılık durumunu belirleyebilmek için ayrıca TNF-alfa proteininin ekspresyon seviyesi
western blot ve immünohistokimya teknikleri ile incelenecektir.
PROJENİN İNGİLİZCE ÖZETİ
Despite advances in threatment such as combination chemotherapy and chemoradiation,
survival has improved very little over past few decades. It is well known that EGFR cell
signaling is deregulated in colorectal, squameous head and neck cancer, renal cell carcinoma,
glioblastoma and NSCLC. EGFR activates Ras-Raf-MAPK and PI3K/Akt pathways in the
cell. Immunohistochemical analyses revealed that EGFR protein is over expressed in NSCLC
tissues. Because of the importance of the EGFR signaling in cancer development , selective
EGFR inhibitory molecules Gefitinib, (Iressa; Astra Zeneca, Macclesfeld, UK) and Erlotinib
(Tarveca; OSI Pharmaceuticals Inc., Melville , NY), has developed. In two Phase II studies,
%11.8-18 response rate and %40-43 symptomatic improvement has detected in chemotherapy
refractory NSCLC patients. Somatic activating mutations in the tyrosine kinase domain of the
EGFR gene have been detected in responder cases. Chemotherapy resistance is a common
feature of NSCLC cells. It has been suggested that expression levels of the several proteins
with the critical roles in the apoptotic or antiapoptotic signaling pathways might be changed
in cancer cells. Recent studies suggest that expression of the Mcl-1 and PTEN proteins might
be regulated
by EGFR signaling and these proteins might have critical roles in the
chemotherapy resistance. The aim of this study, is detection of the etiological importance of
the EGFR tyrosine kinase domain mutations in NSCLC patients in our country, possible
relationships between Mcl-1 and PTEN protein expression levels and EGFR somatic
mutations or EGFR overexpression. For this purpose, DNA and protein isolations will be
applied from normal and tumor tissues of NSCLC patients. DNA sequences of exon 18,19
and 21 of the EGFR gene will be evaluated by DNA sequencing . EGFR , Mcl-1, TNF-alfa
and PTEN protein expression levels will be detected by western blotting and
immunohistochemistry techniques using specific antibodies.
Download