Kan Transfüzyonu - BEÜ Hemşirelik Hizmetleri

advertisement
BEÜ
ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ
HEMŞİRELİK HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ
HİZMET İÇİ EĞİTİM
Modern anlamda transfüzyon;
Tam kan yerine, kanın sadece hastaya gerekli
bileşenlerinin
belirlenip uygulanmasıdır.
Transfüzyon neden yapılır?
 Kan hacmini sağlamak,
 Dokulara oksijen taşınmasını sağlamak,
 Kanama ve koagülasyon bozukluklarını düzeltmek,
 İmmünolojik eksikliği gidermek….
Tam kan
 Hücresel bileşenleri
 Eritrosit
 Trombosit
 Granülosit
 Plazma bileşenleri
 Taze donmuş plazma(tdp)
 Albumin
 İntravenöz immunglobulin
 Kriopresipitat
 Pıhtılaşma faktörleri
TAM KAN
Tanım
 Bir ünite 450 ml kan ve 63ml CPDA-l (antikoagulan
solüsyon), 112gr/dl hgb, %35-45 htc içerir.
 Labil koagülasyon faktörleri (V ve VII) yoktur.
 +2 - +6 alarmlı ve ısı kontrollü, onaylı kan merkezi
dolabında saklanmalıdır.
 Buzdolabından çıkarıldıktan sonra 30 dk içinde
transfüzyona başlanmalıdır.
Ne zaman kullanmalı?
 Hipovolemi oluşturan akut kan kaybında eritrosit
replasmanı amaçlı,
 “Exchange” transfüzyon (Kan değişimi),
 Eritrosit süspansiyonu ve konsantreleri temin edilemeyen
ancak eritrosit transfüzyonu gerektiren hastalarda
endikedir.
Kontrendikasyonları
Aşağıdaki durumların varlığında dolaşım yüklenmesi riski
vardır;
 Kronik anemi
 Kalp yetmezliği
Kronik anemi ile seyreden hastalıkların
anemisinin düzeltilmesinde tam kan
kullanılması önerilmez.
Uygulama
 Alıcı ile ABO ve RhD uygun olmalı
 Kan torbasına asla herhangi tıbbi bir ilaç eklenmemeli
 Transfüzyon 4 saat içinde bitirilmeli
ERİTROSİT KONSANTRESİ
Tanım
 Plazmasının çoğu uzaklaştırılmış 150-200 ml eritrosit,
 Hgb yaklaşık 20gr/100ml (1 ünitede yaklaşık 45 gr)
 Htc %55-75
 +2 - +6 alarmlı ve ısı kontrollü, onaylı kan merkezi
dolabında saklanmalıdır.
 Buzdolabından çıkarıldıktan sonra 30 dk içinde
transfüzyona başlanmalıdır.
Ne zaman kullanılmalı?
 Anemik hastalarda,
 Akut kan kaybında kristaloid ve replasman sıvıları ile
beraber kullanım.
UYGULAMA
 Alıcı ile ABO ve RhD uygun olmalı
 Kan torbasına asla herhangi tıbbi bir ilaç eklenmemeli
 Transfüzyon 4 saat içinde bitirilmeli,
 Transfüzyon akışını sağlamak için Y tipi infüzyon
setinden 50-100 ml serum fizyolojik eklenebilir.
ERiTROSİT SÜSPANSiYONU
 100 ml normal salin, adenin, glukoz, mannitol (SAG-M)





veya eşdeğer ek solüsyon eklenmiş minimal plazma içeren
150-200 ml eritrosit,
Hgb yaklaşık 15 gr/100 ml (1 ünitede yaklaşık 45 gr),
Htc % 50-70,
Raf ömrü yaklaşık 42 gün.
+2 - +6 alarmlı ve ısı kontrollü, onaylı kan merkezi
dolabında saklanmalıdır.
Buzdolabından çıkarıldıktan sonra 30 dk içinde
transfüzyona başlanmalıdır.
Ne zaman kullanılmalı?
 Anemik hastalarda,
 Akut kan kaybında kristaloid ve replasman sıvıları ile
beraber kullanım.
KONTRENDİKASYONLARI
 Yenidoğanların kan değişimi (exchange)
transfüzyonlarında önerilmez. Ek solüsyon; plazma, %45
albumin, kristalloid sıvı veya serum fizyolojik ile
değiştirilebilir.
Uygulama
 Alıcı ile ABO ve RhD uygun olmalı,
 Kan torbasına asla herhangi tıbbi bir ilaç eklenmemeli,
 Transfüzyon 4 saat içinde bitirilmeli,
 Eritrosit konsantresi ya da tam kandan daha iyi akım hızı
sağlanır.
LÖKOSİTİ AZALTILMIŞ ERİTROSİTLER
Tanım
 Lökosit filtresi kullanılarak filtrelenmiş olarak hazırlanan
bir ünitede ˂5x10 6 lökosit bulunduran eritrosit süspansiyonu
ya da konsantresi,
TROMBOSiT KONSANTRESİ
Tanım
 Bir donasyondan elde edilen trombositler ve 4-6 donörden
hazırlanmış üniteler şeklinde iki şekilde elde edilir.
 İçinde
en az 55x109trombosit
 ˂1.2x109 eritrosit
 ˂0.12x 109lökosit bulunmalıdır.

 Daha uzun süreli saklamaya uygun ve onaylı torbalarda
olmadığı sürece ajitasyonla/sallanarak 20-24°C‘ de 72
saate kadar saklanabilir (2-6 °C‘ de saklanmamalıdır).
 Uygunluk testi gerekli değildir. ABO uyumlu olması
önerilmektedir. Rh negatif kişiler, süspansiyonun içindeki
eritrosit miktarı çok az da olsa immünize olmamaları için
Rh negatif ürün almalıdırlar .
Ne zaman kullanılmalı?
 Trombositopeni, ve trombosit fonksiyon bozukluğuna
bağlı kanamalarda,
 Kemik iliği yetersizliğinde görülen trombositopeniye bağlı
kanamaların önlenmesinde kullanılır.
Kontrendikasyonları
 Cerrahi hastalarda preoperatif ciddi trombosit yetersizliği




olmadığı sürece kanamayı önlemek için endike değildir.
İTP (idyopatik trombositopenik purpura)
TTP (trombotik trombositopenik purpura)
DİK (dissemine intravasküler koagülopati)
Hipersplenizm olgularında endike değildir.
Uygulama
 Havuzlanmış trombositler genellikle havuzlandıktan





sonraki ilk 4 saat içinde infüze edilmelidir.
Trombosit fonksiyonlarını bozacağından asla buzdolabına
konmamalıdır.
Trombositler için kan setleri dışında özel bir infüzyon
setine ihtiyaç yoktur.
30 dk içinde infüze edilmelidirler.
Doğurganlık çağında RhD negatif bir bayana RhD pozitif
trombosit konsantresi verilmemelidir.
Mümkün olduğunca ABO uygun tormbosit verilmelidir.
TAZE DONMUŞ PLAZMA (TDP)
Tanım
 Tam kandan plazmanın ayrılması (ilk 6 saat içinde) ve hızla
-25 °C ya da daha alt ısıda soğutularak hazırlanır. (200-300 ml)
 Normal plazma düzeylerinde stabil koagülasyon faktörleri,
albumin ve immünglobulin içerir.
 Faktör VIII düzeyi normal taze plazma düzeyinin %70’i
kadardır.
 -25 °C ve daha altı ısıda 1 yıl süreyle saklanabilir.
 Kullanılmadan önce kan merkezinde plazma eritici cihazlar ile
30-37°C‘ de çözdürülmelidir.
 Eridikten sonra buzdolabında 2-6°C‘ de saklanmalıdır,
mümkün olan en kısa sürede (20 dk içinde) kullanılmalıdır .
 Plazma eritrosit içermediği için cross-match gerekmez,
ancak hasta ile aynı kan grubundan plazma kullanılması
önerilmektedir .
 Transfüzyon dozu genelde 10-15 ml/kg
 İnfüzyon hızı 200 ml/saati geçmemelidir.
Ne zaman kullanmalıyız?
 Multipl koagülasyon faktör eksikliklerinin yerine


konması;
Karaciğer hastalığı
Warfarin (antikoagülan) aşırı dozu
Masif transfüzyon alan hastalarda koagülasyon faktör
eksiklikleri,
TTP (trombotik trombositopenik purpura)
DİK (dissemine intravasküler koagülopati)
TDP uygulamasında dikkat edilmesi gereken
noktalar
 Özellikle hızlı infüzyonlarda akut allerjik reaksiyonlar sık
görülmektedir.
 Hayatı tehdit eden ciddi anafilaktik reaksiyonlar oluşabilir.
 Tek başına hipovolemi kullanım endikasyonu değildir.
Kan Transfüzyonunda Dikkat Edilecek Noktalar-1
 Mümkün olduğu sürece alıcıya kendi ABO ve RhD
grubundan kan verilmelidir.
 Çok acil durumlarda 0 grubu kanla transfüzyon yapılabilir.
 Transfüzyona başlamadan önce mutlaka cross- match
yapılmalıdır. Ameliyat masasında ve tüm uygulamalarda
hastaya verilecek kanın gerçekten o kişiye ait olup
olmadığı bir kez daha kontrol edilmelidir.
Kan Transfüzyonunda Dikkat Edilecek Noktalar-2
 Kan verilmeden önce sadece özel kan ısıtıcılarında
ısıtılmalıdır.
 Eğer infüzyon hızı 100 ml/dk dan hızlı ise soğuk kan kalp
durmasına neden olur.
 Kanın son kullanma tarihi kontrol edilmelidir.
 Üstte kalan plazmanın görünümüne, rengine, yapısına
bakarak, kanın hemolizli olup olmadığına dikkat
edilmelidir.
Kan Transfüzyonunda Dikkat Edilecek Noktalar-3
 Transfüzyon öncesi veya transfüzyon sırasında hastaya bir
sıvı vermek gerekiyorsa, bu sıvı serum fizyolojik dışında
bir sıvı olmamalıdır.
 Dextroz etkileşiminde eritrositler hemolize uğrayabilirler.
Serum fizyolojik dışında verilecek maddeler ayrı bir
damar yolundan uygulanmalıdır.
 Kanın içine başka ilaçlar (örn: antihistaminik)
konmamalıdır.
Kan Transfüzyonunda Dikkat Edilecek Noktalar-4
 Transfüze edilen hasta aşağıdaki şekilde takip edilir;
 Transfüzyon öncesi,
 Transfüzyon başlayınca,
 Transfüzyonun 15. dakikasında,
 Transfüzyon sırasında en azından her saat,
 Transfüzyon bitiminde,
 Transfüzyondan 4 saat sonra,
 Tehlikeli transfüzyon reaksiyonlarının klinik belirtileri
genellikle erkenden ortaya çıktığından (ilk 15 dakika) kan
çok yavaş verilmeli ve hasta yakından izlenmelidir.
 Hastanın;
 Genel görünüşü,
 Isısı
 Nabzı
 Kan basıncı
 Solunum sayısı
 Sıvı dengesi
- Aldığı oral ve IV aldığı sıvı
- İdrar atımı
Kontrolleri yapılamlıdır.
Kan Transfüzyonunda Dikkat Edilecek Noktalar-5
 Transfüzyon ile ilgili her türlü bilgi hasta dosyasına mutlaka
kaydedilmelidir.





Transfüzyon başlangıç saati,
Transfüzyon bitiş saati,
Transfüzyon edilen ürünün tipi ve hacmi,
Transfüzyon edilen ürünün özgün donasyon numarası,
Yan etkileri,
 Transfüzyona kadar geçen süre içinde kan klinikte doğru
saklama koşullarında muhafaza edilmelidir.
 Mümkün olan her koşulda hasta ve hasta yakını kan
transfüzyonu konusunda bilgilendirilmelidir.
 Kan istem formundaki tüm ayrıntılar kurallara uygun, tam ve
doğru olarak doldurulmalıdır.
Kan Transfüzyonunda Dikkat Edilecek Noktalar-6
 Tam kan, eritrosit süspansiyonu, ve taze donmuş plazma
kan bankasındaki soğutuculardan çıkarıldıktan sonra 30
dk içinde kullanılmalıdır.
 Bu süre içinde transfüzyon başlatılmayacak ise bu işe
uygun bir soğutucuda 2-6 ̊ C de saklanmalıdır.
 Eğer uygun bir soğutucu yok ise kan kullanılacak ana
kadar kan merkezinde muhafaza edilmelidir.
Kan Transfüzyonunda Dikkat Edilecek Noktalar-7
 Kullanılmayan kan ve kan ürünleri kayıt edilmek,
saklanmak ya da imha edilmek üzere kan merkezine tekrar
gönderilmelidir.
 Trombosit konsantreleri kan merkezinden çıkartılırken
ısısını 20-24 ̊ C arasında koruyacak bir taşıyıcı içine
konulmalıdır. Asla buzdolabına konmamalıdır. En kısa
sürede hastaya verilmelidir.
Gelen kanı;
- Hemoliz yönünden,
- Renk yönünden ( eritrositlerde daha koyu renk ile
karakterlenen bakteriyel kontaminasyon),
- Torbada delik yada kaçak olup olmadığı,
yönünden mutlaka kontrol ediniz.
Kan Transfüzyonunda Dikkat Edilecek Noktalar-8
 Hasta bilgileri ile kan merkezinden gelen kan/kan ürünü
-
•
•
üzerindeki bilgileri karşılaştırarak mutlaka kontrol edin.
Hastanın kimlik bilgileri ve cinsiyeti
Yatış protokol numarası
Yattığı servis/ünite
Kan grubu
Kan ürünü seri numarasını kontrol edin,
Kanın son kullanma tarihini kontrol edin.
İNFÜZYON SÜRELERİ
KAN/ KAN ÜRÜNLERİ
BAŞLANGIÇ SÜRESİ
UYGULAMA SÜRESİ
Tam kan ve eritrosit
süspansiyonları
Soğutucudan çıktıktan
sonraki 30 dk içinde
4 saat içinde (ortam
ısısıyüksek ise daha çabuk)
Trombosit konsantreleri
Hemen
20 dk içinde
TDP
Mümkün olan en kısa
zamanda
20 dk içinde
KAN TRANSFÜZYONUNU KOMPLİKASYONLARI
 Kan ve kan kompenentleri infüzyonuna bağlı meydana gelen
istenmeyen reaksiyonlar Kan Transfüzyon Reaksiyonları’dır.
 Sıklığı: %5-10
 Transfüzyon sırasında karşılaşılan her belirti ve bulgu, yaşamı
tehdit eden transfüzyon reaksiyonu kabul edilmeli ve aynı anda
tanı ve tedaviye başlanmalıdır.
 Kan tranfüzyonu yararlı olduğu kadar aynı zamanda tehlikeli
bir tedavi yöntemidir.
 Mortalite oranı küçük cerrahi girişimlere oranla daha yüksektir.
Kan transfüzyonuna bağlı yan etkiler iki grupta
toplanabilir;
A. Erken transfüzyon reaksiyonları
B. Geç Transfüzyon reaksiyonları
A. Erken transfüzyon reaksiyonları
A.1. Akut Hemolitik reaksiyonlar (En korkulanı)
Nedeni: Yanlış Kan Grubundan transfüzyon.
Klinik tablo; ölüme giden Kardiyovasküler çöküşten hafif
hemoliz sonucu gelişen anemiye kadar farklı şekilllerde
görülebilir.
 Titreme, ateş (ilk belirti), taşipne, nefes darlığı, siyanoz,
infüzyon bölgesinde ağrı, göğüs, sırt ve bel ağrısı,
ajitasyon hipotansiyon ve şok.
 Hemoglobinüri, anüri ve oligüri gelişebilir.
Tedavi
 Kan transfüzyonu sonlandırılır. Kanın ve hastanın grubu,
koagülasyon testleri, trombosit sayısı ve Hb değerleri
kontrol edilir.
 İdrar sondası yerleştirilir, hematüri kontrol edilir.
 Mannitol ve intravenöz sıvı ile osmotik diürez sağlanır.
(oluşan immünkompleksler renal tübüllere zarar vererek
böbrek fonk boz, oligüri ve anüriye yol açmasını önlemek)
A.2. Febril Nonhemolitik Transfüzyon
Reaksiyonları (FNHTR)
 En sık görülen ( %45-50) yan etkilerdendir, hayatı tehdit
eden bir olay değildir.
 Transfüzyon sonrası başka bir nedene bağlı olmadan vücut
ısının 1C veya daha fazla artması (0.5-1 saat içinde), baş
ağrısı ve bazen döküntü ve bulantı.
 Tam kan ve eritrosit süspansiyonlarında görülme sıklığı:
%6
 Trombosit süspansiyonlarında görülme sıklığı %30
civarındadır.
Tedavi: Transfüzyon hızının azaltılması ve antipiretik
uygulaması ile kontrol altına alınır.
A.3. Allerjik Transfüzyon Reaksiyonları
 Ürtiker ile başlar nefes darlığı ve anaflaksiye kadar
gidebilir. Deri aşırı duyarlık belirtileri; eritem, ürtiker ve
kaşıntı sık görülür.
 Ağır reaksiyon geçiren vakalarda yıkanmış eritrosit
kullanmak gerekebilir.
 Tedavi:Oral veya parenteral antihistaminikler proflaktik
ve tedavi amacı ile verilebilir.
A.4. Anaflaktik Transfüzyon Reaksiyonları
 Ani bir kötülük hissi, ciltte yaygın kızarma (flushing),




ürtiker, larinks ödemi ve bronkospazm.
Nedeni bilinmeyen allerjenler veya anti IgA antikorlarıdır.
Ölümcül olabilir, 10 ml gibi az transfüzyonlarda bile
reaksiyon gelişebilir.
Şüphe anında transfüzyon durdurulur.
Tedavi: Hemodinamik destek ve solunum desteği
sağlanır.
A.5. Transfüzyonla İlişkili Akut Akciğer Hasarı(tralı)
 Solunum sıkıntısı, siyanoz, öksürük. Semptomlar ani ve
şiddetlidir. Çoğunlukla transfüzyonu izleyen ilk saatlerde
ortaya çıkar.
 Lökosit antikorlarının alıcı lökositleri ile reaksiyona
girmesi sonucu akciğer dokusunda sekestrasyon ve
kapiller geçirgenlik artar.
 Tedavi: Transfüzyonun kesilmesi ve destek tedavisi
(çoğunlukla mekanik ventilasyon gerekir).
A.6. İmmün Nedenlere Bağlı Olmayan Transfüzyon
Reaksiyonları
 Mekanik, kimyasal veya bakteri kontaminasyonuna bağlıdır.
 Hızlı transfüzyon uygulanması, ısı farklılıkları, SF dışında diğer
sıvılarla karıştırılması.
 Masif transfüzyonlar hipotermiye, sitrat toksitesine, hemostaz
bozukluklarına, asit-baz dengesizliklerine ve dolaşım
yüklenmesine neden olurlar.
A.7. Akut Bakteriyel Transfüzyon Reaksiyonları
 Ürünün
bakteri ile kontamine olması, vericinin
enfeksiyonu,
alım
esnasında
aseptik
teknik
kullanılmaması, saklama ve uygunsuz taşıma koşulları ve
transfüzyon süresinin 4 saati aşması.
 Yüksek ateş, şok, ağrı ve hemoglobinüridir.
 Kan ürünlerinin incelenmesi, plazmada hemoliz, pıhtı,
renk değişimi, gaz oluşumu varsa kullanılmamalıdır.
B. Kan Transfüzyonuna Bağlı Geç Komplikasyonlar
 Geçikmiş Hemolitik Transfüzyon Reaksiyonu
 Transfüzyona Bağlı Graft Versus Host Hastalığı (TR-
GVHD)
 Posttransfüzyon Purpurası
 Demir Yüklenmesi
B.1. Geçikmiş Hemolitik Transfüzyon Reaksiyonları
 Önceden transfüzyon uygulanmış veya gebelik nedeniyle
duyarlılaşmış alıcılarda, subgrupların eritrosit antijenlerine
karşı antikor gelişebilir ve bu durum sonraki
transfüzyonlarda geçikmiş tipte hemolize yol açabilir.
B.1. Geçikmiş Hemolitik Transfüzyon Reaksiyonları
 Görülme oranı 1/500 ve çoğunlukla kadınlarda görülür.
 Transfüzyon sonrası Hb düşüşü, ikteri ve Hemoglobinüri
ve böbrek fonksiyonlarında yetersizlik görülebilir.
 Öldürücü
değildir, tedavi gerektirmez. Sonraki
transfüzyonlarda sorun yaratır.
B.2. Transfüzyona bağlı Graft Versus-Host Hastalığı (TRGVHD)
 Alıcının bağışıklık sisteminin bozuk olduğu (KİT,HD,
İntraüterin tr. yapılan fetüs, İmmün Yet. Prematüre)
durumlarda meydana gelen ve genellikle öldürücü bir
durumdur.
 Vericinin T lenfositleri ile alıcının hücrelerinin birbirini
etkilemesi sonucu hücre hasarı meydana gelir.
B.2. Transfüzyona bağlı Graft Versus-Host Hastalığı (TRGVHD)
 Hastalığın başlama zamanı transfüzyondan sonra 4-30
günler arasındadır. K.iliği, GİS, KC, AC ve cilt tutulur.
 Kemik iliği tutulumu ile alıcının kök hücreleri vericinin
lenfositleri tarafından tahrip edilir ve bunun sonucunda
ağır pansitopeni gelişir
B.2. Transfüzyona bağlı Graft Versus-Host Hastalığı (TRGVHD)
 Diğer dokuların tutulumu ile ateş, deride makülopapüler
döküntüler, bulantı, kusma, sulu veya kanlı diyare,
karaciğer enzimlerinde yükselme ve hiperbilirubinemi
meydana gelir.
B.3. Demir Yüklenmesi
 Kan kaybı olmayan ve sık transfüzyon uygulanan
hastalarda aşırı demir birikimi oluşabilir.
 Kalp, KC ve endokrin organlarda birikerek KC ve Kalb
yetmezliğine yol açabilirler.
 Şelasyon ( demiri uzaklaştırıcı tedavi) uygulanır.
B.4. Transfüzyonla Geçen Enfeksiyonlar
 Viral enfeksiyonlar
 Kronik taşıyıcılık
 Latent dönemi olan persistan enfeksiyonlar
 Viruslar : (HBV,HCV, HIV-1,2, HAV)
 Prionlar (içinde nükleik materyal bulunmayan asellüler
mo. lar), sifiliz, sıtma, CMV, EBV,
 ParvovirusB19, human herpesvirus 8, GB virus C, TT
virus, babezyoz, kala-azar
 Parazitler: Malarya, tokoplazmosis,
 Transfüzyonla bulaşan bakteriler ve mantarlar…
TRANSFÜZYONLA BULAŞAN
ENFEKSİYONLAR
HIV
HCV
HBV
SİFİLİZ
1/676.000
1/103.000
1/63.000
NADİR
HTLV-1,HTLV-2 - Lökositten
fakir komp. sıfıra yakın
CMV – Seronegatif komponent
kullanımı ile 1/7.500
HPB-B 19 – Hemolitik
anemiler,immünyetmezlikli
hastalar ve hamileler risk
grubu
Malarya – 1/400.000- 1/4.000.000
Bakteriyal Sepsis ES:1/1.000.000
Trombosit ile morbidite:
1/10.000
HDV
Hapatitis
E
TTV
EBV
HHV
6-7-8
Mikrofilariasis
Chagas
Hastalığı
Toxoplazma
Babesiosus
CJD
Lyme
Hastalığı
HAV
Başlıca ölüm nedenleri
 - Grup uyuşmazlığı
 - Akut kalp yetmezliği
 - Hepatit
 - Gr (-) bakteri sepsisleridir.
Transfüzyon pratiğinde temel ilkeler -1
Kan komponentlerinin saklanması:
 Işık ile temas etmemesine dikkat edilmelidir (Isı monitörü
olan özel kan saklama dolaplarında saklanmalı)
 Hastaya verilmeden önce 2 dk süreyle yumuşak
hareketlerle çalkalanarak hücresel ve plazma kısımlarının
karışması sağlanmalıdır.
Transfüzyon pratiğinde temel ilkeler -2
 Damar yolu önceden açılmalı ve akım problemi
olmamalıdır.
 Kübital bölgedeki venler tercih edilmelidir (Santral
venöz kateterler olabilir).
Transfüzyon pratiğinde temel ilkeler -3
 Eritrosit süspansiyonu için damar yolu katateri olarak 18
numara (yeşil) ya da daha kalın, çocuklarda 22 (mavi)
numara katater kullanılmalıdır. Daha ince katater
kullanıldığında
çocuklarda
akım
problemiyle
karşılaşılabilir, infüzyon süresi uzayabilir ve basınca bağlı
olarak hemoliz gelişebilecektir.
Transfüzyon pratiğinde temel ilkeler -4
 Akım problemlerinde en uygun yöntem komponentin
dilüsyonudur.
 Kan komponentinin dilüsyonu için SF ve zorunlu hallerde
%5’lik albümin solüsyonları kullanılabilir.
 Diğer solüsyonlar (dekstroz) hemolize neden olur.
 Kan ürünlerine ilaç eklenmemelidir.
Transfüzyon pratiğinde temel ilkeler -5
Transfüzyon takibi:
 İlk 5 -10 dk önemli
 Olası transfüzyon reaksiyonlarını saptamak ve önlemek
için yavaş (2-5 cc/dk) yapılmalıdır.
 Daha sonra hastanın tolere edebileceği infüzyon hızında
ve transfüzyon bitinceye kadar saat başı vital bulgular
(nabız, solunum,kan basıncı, ateş) izlenmelidir.
Transfüzyon pratiğinde temel ilkeler -6
 Eritrosit içermediğinden taze plazma,taze donmuş plazma,
trombosit gibi ürünlerde cross- match yapmaya gerek
yoktur. Ancak hasta ile donörün uygun grupta olmaları
gerekir.
 Dondurulmuş ürünler 30-37C de çözündükten sonra
kullanılmalıdır.
İnfüzyon Hızı
 Tam kan ve eritrosit süspansiyonu için 1-3 saattir.
 Transfüzyon 4 saat süreyi geçmemelidir.
 Kapalı lan sistem herhangi bir nedenle açılırsa 24 saat
içinde kullanılmalıdır (maksimum raf ömrü +4 C de 24
saattir).
Transfüzyon pratiğinde temel
ilkeler -7
 Kan komponentlerinin ısıtılması, kanın soğuk veya aşırı
ısıtılmış olarak verilmesi damarlarda spazma yol açar.
 Soğuk kanın hızlı verilmesi kardiyak arreste yol açabilir.
 Kanı ısıtmak için özel cihazlar vardır. Asla kalorifer, sıcak
su gibi ortamlar kullanılmamalıdır. Kanın ısıtıldığı ortam
42 C’yi aşmamalıdır.
Transfüzyon pratiğinde temel
ilkeler -8
komponentlerinin filtrasyonu Pıhtı ve hücre
kümelerini tüm kan komponentleri mutlaka standart
filtreli kan verme setleri ile infüze edilmelidir.
 Mikroagregatlar AC dolaşımında mikroembolilere yol
açarak solunum sıkıntısına yol açar.
 Kan
Transfüzyon pratiğinde temel
ilkeler-9
 Bunları engellemek içinde özel filtreler kullanmak gerekir.
Ancak bunlar pahalıdır ve bunların kullanımında akım hızı
yavaşlar.
 Lökosit filtresi kullanımı ile CMV EBV, HTLV gibi
virüslerin bulaşma oranı azalır.
Transfüzyonu Yapan Hemşirenin Görev ve
Sorumlulukları-1
 Transfüzyon öncesi testleri uygun kanı kan merkezinden




temin etmek,
Kan ve kan ürünü etiketindeki bilgileri kontrol etmek
(Hasta adı,kan grubu, cross-match sonucu),
Uygun transfüzyon setlerini seçmek ve kullanmak,
Transfüzyon sırasında hastayı izlemek,
Transfüzyon reaksiyonlarını rapor etmek ve hasta
dosyasına kaydetmek,
Transfüzyonu Yapan Hemşirenin
Görev ve Sorumlulukları-2
 Kan ve kan ürünü ile transfüzyonun seyri konusunda tüm
bilgileri hasta dosyasına kaydetmek,
 Transfüzyon yapılacak kanın tüm uygunluk belgelerini
transfüzyon öncesi kontrol etmek.
 Günümüzde tansfüzyona bağlı ölümlerin çoğu bu duruma
dikkat edilmemesinden kaynaklanmaktadır.
Transfüzyonda en önemli faktör;
hastaya minimum zararla
maksimum yarar sağlamayı
unutmamaktır.
Download