BUHRAN DEVRİ'NE ( Duraklama ) GENEL BİR BAKIŞ... U.F.OMER Uz.Tarih Öğretmeni1 T arihçilerin genel kabulüne göre Duraklama Devri, 1579'da Sokullu Mehmet Paşa'nın ölümüyle başlar ve 1683 tarihli II. Viyana bozgununa kadar devam eder. Gerçekten de bu dönem incelendiğinde, hem devlet teşkilatında hem de sosyal hayatta bir takım aksaklıkların baş gösterdiği görülür. Bununla birlikte, söz konusu olan bu aksaklıklar fetihleri ve doğal olarak da devletin genişlemesini durduramamıştır.2 Kanuni'nin hemen ardından tahta geçen oğlu II. Selim ( S a r ı S e l i m ) zamanında, 1571 tarihinde ilk mağlubiyet yaşanmış, donanmamız i n e b a h t ı d a bozguna 3 uğratılmıştır. Ancak bu yenilgi bile Kıbrıs'ın fethedilmesini engelleyememiştir. 1574'te Tunus ele geçirilmiş; 1578'de Fas'ta kazanılan E l - K e s r u ' l - K e b i r zaferi ile Osmanlı hakimiyeti Kuzey Afrika'nın batı ucuna kadar ulaşmıştır. Aynı dönemde doğu yönünde de Osmanlının ilerleyişi devam etmiştir. 1639'da İran ile yapılan K a s r - ı Ş i r i n Anlaşması ile aşağı yukarı bugünkü Anadolu-İran sınırı 4 çizilmiştir. 1 MUSTAFA ERASLAN ANADOLU LİSESİ Uzman Tarih Öğretmeni Bir başka ifade ile, Duraklama döneminde Osmanlı Devleti'nin fetihleri devam etmiş ve sınırlar az da olsa genişlemiştir. 3 Hatırlanacağı üzere, İnebahtı yenilgisi ve ardından yaşanan Kıbrıs'ın fethinden sonra, İstanbul'a gelen Venedik elçisi ile görüşen dönemin Vezir-i Azamı Sokullu Mehmet Paşa, elçinin, "Biz de sizin donanmanızı yaktık" demesi üzerine, "Evet siz bizim donanmamızı yakmakla sakalımızı tıraş etmiş oldunuz, oysa biz Kıbrıs'ı sizden almakla kolunuzu kestik. Kesilen kol yerine gelmez ama tıraş edilen sakal daha gür çıkar" diyerek donanmamızın yakılmasının önemsiz olduğunu vurgulamıştır. Bu olaydan çık kısa süre sonra Osmanlı donanması yeniden inşa edilmiş ve tekrar Akdeniz'e açılmıştır... 44 K a s r - ı Ş i r i n Anlaşması IV. Murat döneminde yapılmıştır. Zağros Dağları bu anlaşma ile iki taraf arasında sınır kabul edilmiştir. Bu dağlar iki ülke arasında doğal sınırı oluşturduğundan uzun yıllar sınır olma özelliğini korumuştur. 2 1 Kossaklar Doğuda ve batıda bunlar yaşanırken, kuzeyde de Osmanlı'ya yönelik saldırılar başlamıştır. Kuzey cephesini açmamızda burada yaşayan k o s s a k l a r ı n Osmanlı'ya yönelik saldırıları etkili olmuştur. Kossaklar bir ara İstanbul'un Karadeniz sahiline kadar saldırı ve yağmalarda bulunmuşlardı. Kossaklar 1649'da bağımsız bir devlet kurmuşlarsa da daha sonra Rus çarlığına başlamışlardır. Dolayısıyla bu durum Osmanlı için daha da tehlikeli olmuştur. Bu nedenle Sokullu döneminde Lehistan Seferi düzenlenmiştir.5 Duraklama döneminde Avusturya ile yapılan savaşlara 1606'da Z i t v a t o r u k Anlaşması ile son verilmiştir. Bu anlaşma ile daha önce Avusturya karşısında elde etmiş olduğumuz siyasi ve psikolojik üstünlüğü kaybettik.6 II. Viyana Bozgunu 17. Yüzyılın son çeyreğine doğru Katolik Habsburgların baskısından kurtulmak isteyen Ortodoks Macarlar, Osmanlı yönetiminden yardım istediler. Padişah, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa komutasındaki büyük bir orduyu, 1683'te Viyana'ya gönderdi. Bu yılın Temmuz ayında Viyana'yı kuşatan Osmanlı ordusu, Kırım ordusunun ihaneti sebebiyle başarılı olamadı. Bozguna uğradı ve geri çekilmeye başladı.7 Bozgundan sonra Avusturya, Venedik ve Lehistan K u t s a l İ t t i f a k'ı oluşturdular. Bu ittifaka daha sonra Rusya ve Malta da katıldı. Kutsal İttifak devletleriyle dört ayrı cephede savaşlar yaptık. Bu cephelerde yenildik. Nihayet 1697'de yaşanan Z e n t a Bozgunu ile barış istemek zorunda kaldık. İki yıl sonra 1699'da imzalanan Karlofça Anlaşması ile büyük toprak kaybına uğradık. Başta Macaristan olmak üzere Balkanlar'da ve Ukrayna'da geniş topraklar kaybettik. Duraklamanın Sebepleri Avrupa'da kuvvetli merkezi devletlerin ortaya çıkması, Sömürgecilik ile zenginleşen Avrupalının bilim, teknoloji ve kültür alanında büyük gelişmeler göstermesi, Coğrafi keşiflerle birlikte, İ p e k ve B a h a r a t ticaret yollarının eski önemini yitirmesi, Hanedan üyelerinin ( şehzadelerin ) ve devlet adamlarının iyi yetişmemesi, Merkezi otoritenin zayıflaması, 5 Lehistan'ın fethi ile Osmanlı hakimiyeti kuzeyde B a l t ı k D e n i z i n e ulaşmıştır. Zira anlaşma ile Avusturya Arşidükü ( imparator ) protokol bakımından Osmanlı padişahına eşit sayılmaya başlamış; daha önce Avusturya'dan alınan yıllık vergi kaldırılmış, bunun yerine bir defaya mahsus olmak üzere toplu bir vergi alınmıştır. 7 Kırım ordusu, tutmakla görevli olduğu İ s k e n d e r K ö p r ü s ü n ü tutmayarak, yardıma gelen düşmanın bu köprüden geçmesine izin vermiştir. Bu ordu kuşatmayı sürdüren Osmanlı ordusuna arkadan saldırmış ve Viyana bozgununun başlamasına neden olmuştur. 6 2 Yaygınlaşan İ l t i z a m S i s t e m i8 ile birlikte, mültezimlerin köylü üzerindeki baskıyı artırması ve bu durumun iç isyanlara9 neden olması, Yeniçeri Ocağı'nın ve askerlik teşkilatının bozulması, Savaşlardan elde edilen gelirlerin ( g a n i m e t l e r i n ) K azalması, arlofça Anlaşması ile alınan kötü sonuçlardan sonra Osmanlı devlet adamları, öncelikle devletin iç durumunun düzeltilmesi Başarısızlığın sebebi orduda bulunmuş gerektiğine karar ve ordu iyileştirilmedikçe verdiler. kaybedilen toprakların geri alınamayacağı anlaşılmıştır. Bu nedenle 18. yüzyıldan itibaren ıslahat çalışmaları başlatılmış ve ordu ıslah edilmiştir. Başlarda yerli devlet adamları ile yapılan ıslahatlarla istenilen hedeflere ulaşamayınca, yurt dışından subay ve teknisyen getirtilmiştir. Baron dö Todd, Kont dö Bonneval bunlar arasında sayılabilir. Bu yöntem değişikliği başarılı sonuçlar vermiş, başta T o p ç u ocağı olmak üzere H u m b a r a c ı ve L a ğ ı m c ı ocakları ıslah edilmiştir. Bunun sonucunda savaşlarda başarılı sonuçlar alınmaya başlanmış, Avusturya, Rusya ve Venedik gibi devletler yenilgiye uğratılmıştır. Aynı yüzyılda Avrupa'da yaşanan bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler Avrupa'nın baş döndürücü bir hızla gelişmesine neden oldu. Osmanlı Devleti çağın gerisinde kalan kurumlarıyla bu gelişmeye ayak uyduramadı. Askeri silah teknolojisi bakımından rakiplerinin sürekli olarak gerisinde kaldı. Savaşların kaybedilmesi, bunun sonucunda savaş tazminatları ödemek zorunda kalınması, Osmanlı maliyesinin bozulmasına, giderlerinin artmasına neden olmuş; yönetim artan masrafları karşılamak için yeni vergiler koymuş ve daha önce konular vergilerin oranlarını artırmıştır. 10 Bu durum Anadolu'da pek çok isyanın çıkmasını neden olmuştur. Celali İsyanlarını bu kapsamda değerlendirebiliriz. 8 İ l t i z a m S i s t e m i ile devlet, gelir getiren kaynaklarını peşin bedel ile kişilere belli süreliğine devreder. Bu kişiler o süre içinde vergileri toplama yetkisini elde ederler. Ancak mültezimler ( iltizam sahipleri ) halktan, verdiklerinin misli mislini aldıklarından halk bunun sonucu olarak ayaklanmalar başlatmıştır. Celali İsyanları da böyle başlamıştır. 9 Celali İsyanları 10 Celali İsyanları, Anadolu'da vergilerin çokluğu ve yerel yöneticilerin haksız ve kanunsuz davranışları sebebiyle çıkmıştır. İsyanı ilk başlatan Bozok eyaletinde ( Y o z g a t t a ) Celal isimli bir vatandaştır. Bu olaydan sonra Anadolu'da vergi meselesi yüzünden çıkarılan bütün isyanlar Celali Ayaklanmaları adı ile anılmıştır. Bir başka ifade ile Celal, bu isyanların tamamını çıkarmamış, ilk isyanı çıkararak isyanların isim babası olmuştur. 3 Dış Borçlar ve Duyun-u Umumiye Osmanlı Devleti ilk defa 1854'te Kırım Savaşı sırasında, savaş masraflarını karşılamak amacıyla İ n g i l t e r e d e n dış borç almıştır. Bu durum maliyenin düştüğü zor durumun açık göstergesidir. Sonraki yıllarda bu şekilde dış borç almak yaygınlaşmaya başladı. 1800'lü yılların sonuna gelindiğinde Osmanlı Devleti, bırakın aldığı borçları ödemeyi, borçların faizini dahi ödeyemeyecek durumu düşmüştür. Bu durum Duyun-u Umumiye idaresinin oluşturulmasına, Osmanlı'nın gelir kaynaklarının bu idareye aktarılmasına ve öncelikli olarak dış borçların buradan ödenmesine neden olmuştur.11 Fransız İhtilalının Etkileri Fransa'da monarşinin yıkılmasına ve Cumhuriyet idaresinin kurulmasına zemin hazırlayan Fransız İhtilalı başta Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devleti olmak üzere bütün imparatorlukları etkilemiştir. Bu ihtilal ile birlikte milliyetçilik, ulusçuluk, eşitlik ve adalet gibi kavramlar ortaya çıkmış; özellikle ulusçuluk ve milliyetçilik fikir akımları çok uluslu devletler olan imparatorlukları olumsuz etkilemiştir. Bu durum milliyetçilik ayaklanmalarına neden olmuştur. Osmanlı Devleti egemenliğinde bulunan Balkan ulusları milliyetçilik fikir akımının etkisine kalarak devlete baş kaldırmışlardır. Bu bölge üzerinde tarihi emelleri olan Rusya ve Avusturya-Macaristan gibi devletler Balkanlara egemen olabilmek için bu ayaklanmaları yoğun şekilde desteklemişlerdir. Anayasal düzenle birlikte M e b u s a n M e c l i s i açılmış, azınlıkların bu mecliste kendilerini temsil edecek mebus ( vekil ) göndermelerine izin verilmiş ve bu amaçla da seçimler yapılmıştır. Açılan ilk mecliste temsil hakkını elde eden azınlıklar, ayrılıkçı fikirlerini dile getirmeye başladılar. Bu durum padişah Abdülhamit'in meclisi kapatmasına ve Anayasa'yı yürürlükten kaldırmasına neden olmuştur. 11 D u y u n u U m u m i y e idaresi ile Osmanlı Devleti'ne borç veren devletler, verdikleri kredileri geri alabilmek için Osmanlı'nın gelir kaynaklarına el koymuşlar, burada biriktirdikleri gelirlerle verdikleri paraları almaya başlamışlardır. 4 Kurtuluş Çareleri 17. yüzyılda ve devamında 18. yüzyılda yapılan ıslahat çalışmalarının ortak amacı Osmanlı Devleti'nin Avrupa'ya ayak uydurmasını sağlamak ve dağılmaya yüz tutan devleti ayakta tutmaktı. Özellikle Fransız ihtilalından sonra baş gösteren azınlık isyanları üzerine, devlet idarecileri ve aydınlar, devleti dağılmaktan kurtarmak için çeşitli fikirler ortaya atmışlardır. Bu fikirler Osmanlıcılık, İslamcılık ve Ümmetçilik, Türkçülük, Batıcılık ve Adem-i Merkeziyetçiliktir. 1) Osmanlıcılık Osmanlı topraklarında yaşayan bütün vatandaşları, ırk, dil ve din ayrımı gözetmeksizin eşit kabul eden ve devlete bağlamayı hedefleyen fikir akımıdır. Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı ve Kanun-i Esasi'nin ilanı bu amaçla yapılmıştır. 2) İslamcılık ( Ümmetçilik) Hangi milletten olursa olsun Müslüman olan bütün Osmanlı vatandaşlarının Halife'ye bağlılığını esas alan bir fikir akımıdır. Özellikle I. Abdülhamit döneminde etkili olmuştur. En önemli savunucuları Mehmet Akif Ersoy ve Sait Halim Paşa'dır. Ancak I. Dünya Savaşı'nda Hicaz ve Yemen cephelerinde Müslüman Arapların, savaştığımız İngilizlerle işbirliği yapması bu fikir akımının başarısız olduğunun göstergesidir.12 3) Türkçülük Osmanlı Devleti'nin kurtuluşunun ancak ve ancak aynı dili konuşan, aynı dine inanan bütün Türklerin bir araya getirilmesiyle mümkün olabileceğini savunuyordu. Türkçülük fikir akımı İttihat ve Terakki Partisi tarafından iç politikada uygulanmıştır.13 4) Batıcılık Batılılaşma anlamına gelen batıcılık, II. Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte düşünce akımı haline gelmiştir. Buna göre devlet ancak batılılaşmak suretiyle kurtarılabilir. İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından dış politikada kullanılmış bir fikir akımıdır.14 5) Adem-i Merkeziyetçilik Merkezi hükümetin yetkilerini azaltmayı ve bunun yerine yerel güçlerin yani taşranın güçlerini artırmayı hedefleyen bir fikir akımıdır. Adem-i Merkeziyetçiler L i b e r a l ekonomi modelini savunmuştur. 12 Osmanlı orduları K a n a l Cephesinde ve H i c a z d a İngilizlerle savaşırken, Mekke Şerifi Şerif Hüseyin İngiltere ile işbirliği yaparak bu cephelerde başarısız olmamıza neden olmuştur. İngilizler Şerif Hüseyin'e savaştan sonra bağımsızlık sözü vermişlerdi. 13 Ziya Paşa, Mehmet Emin Yurdakul, Ömer Seyfettin bu fikir akımının en önemli savunucularıdır. T u r a n c ı l ı k ise bu fikir akımının s i y a s i y ö n ü d ü r. Dünyadaki bütün Türklerin bir idare altında birleştirilmesini savunan siyasi bir görüştür. 14 B a t ı c ı l ı k, fikir akımının önemli temsilcileri arasında Abdullah Cevdet, Süleyman Nazif ve Celal Nuri vardır. 5 Bütün bu fikir akımlarının başarısız olduğu görülür. Bunun temel sebebi milliyetçilik fikir akımının giderek güçlenmesi ve halkın bu fikre daha fazla ilgi duymaya başlamasıdır. Milliyetçilik Osmanlının dağılmasını hızlandırırken, Cumhuriyet'in kurulmasını ve Türk Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasını sağlamıştır. II. Meşrutiyet'in İlanı Osmanlı'da kurtuluş için çareler aranırken, 1908'de İngiltere ve Rusya R e v a l 'de bir araya gelerek Almanya'ya karşı işbirliği yaptılar. Bu görüşmelerde İngiltere Rusya'yı Osmanlı topraklarını ele geçirme konusunda serbest bırakmıştır. Bu durum Osmanlı aydınları arasında tepkiyle karşılandı. Özellikle İttihat ve Terakki üyeleri; II. Abdülhamit'in baskıcı yönetimine son vermek, Devleti dağılmaktan kurtarmak, Reval görüşmesinin sonuçlarını etkisiz kılmak, Batılı devletlerin iç işlerimize karışmasını önlemek, ve Meşrutiyet ile elde edilen özgürlüklerin devamını sağlamak amacıyla çalışmaya başladılar. Resne'de Önyüzbaşı Niyazi Bey'in dağa çıkmasına ve isyan etmesine yardımcı oldular. Bu olay üzerine padişah Meşrutiyet'i yeniden ilan etmek ve Anayasa'yı tekrar yürürlüğe koymak zorunda kalmıştır.(1908)15 31 Mart Olayı ( 13 Nisan 1909 ) Seçimlerin yapılması ve Meclis-i Mebusan'ın açılmasından sonra mecliste karışıklıklar çıkmaya başladı. İttihatçıların içinden çıkan eleştirilerde bulundu. Bu sırada bağımsızlığını ilan etmesi; Girit'in toprak A h r a r kayıplarının isimli muhalif grup ağır yaşanması; Bulgaristan'ın Yunanistan'a katılması eleştirilerin temel sebebi olmuştur. Medyada gazetecilerin İttihat ve Terakki'yi eleştirmeleri, bunun üzerine gazetecilerden Hasan Fehmi'nin öldürülmesi üzerine karışıklık iyice arttı. Gericiler Anayasal düzene son vermek, meclisi kapattırmak amacıyla ayaklandılar. Selanik'teki hareket ordusu İstanbul üzerine yürüyerek isyanı bastırdı. İsyan sonunda II. Abdülhamit tahttan indirildi ve yerine V. Mehmet Reşat padişah yapıldı. 15 Meşrutiyet'in yeniden ilanı ile; Padişahın anayasal hakları sınırlandırılmış, Seçimler yapılmış, Halk padişahın yanında yönetime katılmaya başlamış, Avusturya-Macaristan fırsatı değerlendirerek Bosna-Hersek'i topraklarına katmış, Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiş, Girit, Yunanistan'a katılma kararı almıştır... 6 Trablusgarp Savaşı ( 1912 ) O smanlı Devleti'nde bu gelişmeler yaşanırken Avrupa'da milli birliklerini geç tamamlayan Almanya ve İtalya gibi devletler, fabrikaları için hammaddeye ve ürünleri için pazara ihtiyaç duymaya başlamışlardı. O tarihte dünyanın önemli sömürge alanları büyük devletler tarafından ele geçirildiği için, İtalya, henüz sömürgeleştirilemeyen Osmanlı topraklarına gözünü dikti. Afrika'nın kuzeyinde yer alan Osmanlı toprağı Trablusgarp'ı işgale karar verdi. 16 İşgali gerçekleştirmeden önce İngiltere, Fransa ve Rusya gibi büyük devletlerle ikili görüşmeler yapmış onların desteğini almıştır. İngiltere ve Fransa, İtalya'nın Almanya ile yakınlaşmasını istemediklerinden İtalya'nın Trablusgarp'ı işgaline ses çıkarmamıştır. Osmanlı Devleti; donanmasının yetersizliği, bölgenin merkezden uzakta olması, Trablusgarp ile kara bağlantısının kalmaması, sebebiyle işgale karşı koyamamıştır.17 İtalya bu bölgelerin uygarlık bakımından geri bırakıldığını ve kendisinin burayı işgal ederek bölgeye uygarlık götürdüğünü iddia etmiştir.18 Osmanlı Devleti işgale tamamen sessiz kalmamıştır. İşgali derhal protesto etmiş ve aralarında Mustafa Kemal ve Enver Paşa gibi yurtsever kişilerin bulunduğu gönüllü subayları, bölge halkını örgütlemek için göndermiştir. Bu subayların yaptığı çalışmalar sonucunda İtalyanlar sadece sahil kesimini işgal edebilmişler, iç kısımlara ilerleme imkanı bulamamışlardır. Ancak, amacına ulaşmak isteyen İtalya, Osmanlı Devleti'ni barışa zorlamak ve masaya oturtabilmek için yeni bir hamle yaptı. Ege Denizi'ndeki 12 Ada'ya asker çıkardı, ardından Çanakkale Boğazı'ndaki istihkamlarımızı topa tuttu. 16 Trablusgarp bugünkü Libya ülkesidir. O tarihte M ı s ı r İngiltere'nin işgali altında bulunduğundan Osmanlı toprakları ile Trablusgarp arasındaki kara bağlantısı kopmuştu. 18 Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu'da yapılan işgallerde de İngilizlerin ve Yunanlıların gerekçeleri aynıydı. Böylece dünya devletlerinin desteğini almayı, tepki çekmemeyi hedeflemişlerdi. 17 7 Ouchy ( Uşi ) Anlaşması - 1912 Siyasi durumu yakından takip eden Rusya, yakın tarihte Osmanlı Devleti'nden ayrılarak bağımsızlık elde eden Balkan uluslarını Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırttı. Böylece I. Balkan Savaşı başlamış oldu.19 Osmanlı Devleti bir anda iki ateş arasında kaldı. Bir yandan İtalyanlar, diğer yandan Balkan ulusları saldırıya geçmişlerdi. Zor durumda kalan Osmanlı Devleti İtalya ile anlaşmaya razı oldu. İki taraf arasında Ouchy ( Uşi ) Anlaşması imzalandı.20 Buna Göre; Trablusgarp ve Bingazi İtalya'ya bırakılacak, Trablusgarp halkı dini bakımdan Osmanlı halifesine bağlı kalacak, Rodos ve 12 Ada, Balkan Savaşları'nın sonuna kadar İtalya'da kalacak, İtalya, diğer Avrupa devletlerinin onaylaması durumunda Kapitülasyonların kaldırılmasına karşı çıkmayacaktı. Osmanlı Devleti Uşi Anlaşması ile Kuzey Afrika'daki son toprak parçası olan Trablusgarp'ı kaybetmiştir. 19 Osmanlı Devleti'nin Trablusgarp Savaşı'nda başarısız olması, Balkan devletlerini Osmanlıya karşı savaş ilan etme konusunda cesaretlendirmiştir. 20 U ş i bugün İsviçre'nin Lozan şehri yakınlarındadır. 8 BALKAN SAVAŞLARI 1) I. Balkan Savaşı ( 1912 - 1913 ) Vaktiyle Osmanlı toprağı olan Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ son yüzyılda bağımsızlıklarını Trablusgarp ilan ederek Savaşı'ndaki Osmanlı Devleti'nden ayrılmışlardı. Bu başarısızlığımız üzerine, Osmanlıya karşı birleşme kararını aldılar. devletler Rusya'nın da kışkırtmasıyla 21 Savaş başladığında Osmanlı ordusu içinde büyük siyasi anlaşmazlıklar vardı. Her şeyden önce hükümet, Rusya'nın Balkanlarda bir savaşa izin vermeyeceğine inanıyordu. Bu nedenle buradaki en önemli muharip ( savaşçı ) taburları terhis etti. Ancak beklenenin aksine Balkan ulusları ittifak kurarak Osmanlıya savaş ilan ettiler. levazım teşkilatımızın bozukluğu; İ k m a l ve subaylarımız arasındaki siyasi çekişmeler ve birliklerimizin terhis edilmesi sebebiyle yenilgiye uğradık. Savaşta Sırplar, İşkodra ve Manastır'ı; Yunanlılar Yanya ve Selanik'in yanı sıra İmroz ve Bozcaada dışındaki Ege adalarını; Bulgarlar ise Edirne, Kırklareli ve Lüleburgaz'ı işgal ettiler.22 Başarısızlık Nedenleri; Subaylar arasındaki siyasal çekişmeler. 23 Ordunun büyük bir kısmının terhis edilmiş olması, Haberleşme ağının yetersizliği, Lojistik unsurları yetersizliği. Osmanlının isteği üzerine Londra'da barış görüşmelerine başlandı. Burada şartları oldukça ağır bir anlaşma imzalandı. 21 Rusların amacı Balkan uluslarının özgürlüğünü kazanmalarını sağlamak değil, Balkan uluslarına egemen olarak burası üzerinden Akdeniz'e kısaca s ı c a k d e n i z l e r e ulaşmaktı. 22 Osmanlı Devleti savaş başladığında hazırlıksız yakalandı bu durumdan yararlanan Arnavutluk bağımsızlığını ilan etti. 23 İttihatçı ve İttihatçı olmayan gibi... 9 Buna göre; Osmanlı ordusu Midye-Enez hattının doğusuna çekilecek, Arnavutluk ve Ege adalarının geleceğine büyük Avrupa devletleri karar verecek, Selanik, Güney Makedonya ve Girit Yunanistan'da kalacak, Dedeağaç, Kavala ve Batı Trakya Bulgaristan'a verilecek, Orta ve Kuzey Makedonya Sırbistan'a verilecekti. Not İttihat ve terakkiciler 1911 yılında çıkardıkları K i l i s e l e r K a n u n u ile Balkanlardaki bütün kiliselerin birleşmesini sağladılar. Halbuki padişah II. Abdülhamit, saltanatı süresince Balkanlardaki bu kiliselerin birleşerek Osmanlıya karşı bir güç oluşturmalarına engel olmak istemişti. 2) II. Balkan Savaşı Birinci Balkan Savaşı sonunda imzalanan Londra Anlaşması Bulgaristan ele geçirilen topraklardan aslan payını almış, bu durum diğer Balkan devletlerinin kıskançlığına neden olmuştur. Bu nedenle Bulgarlara karşı Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ'ın oluşturduğu ittifak saldırıya geçince İkinci Balkan Savaşı başlamış oldu. Komşu devletlerden Romanya da bu durumdan yararlanmak istedi ve Bulgaristan'a savaş ilan etti. Birinci Balkan Savaşı'ndan en zararlı çıkan devlet olan Osmanlı Devleti kaybettiği toprakları geri alabilmek için Bulgaristan'a savaş ilan etti. Bulgar işgalindeki Edirne ve Kırklareli'ni geri almayı başardı. Savaş sonunda dört anlaşma imzalandı : a) Bükreş Anlaşması Balkan devletlerinin kendi aralarında imzaladığı anlaşmadır. Buna göre; Selanik, Güney Makedonya ve Kavala Yunanistan'a, Orta ve Kuzey Makedonya ( Manastır, Üsküp ve Priştina) Sırbistan'a; Dobruca ve Silistre ise Romanya'ya verildi. Önemi Bu anlaşma ile Bulgaristan'ın sınırları daralmış, Kavala Bulgaristan'dan alınarak Yunanistan'a verilmiş ve böylece Bulgaristan'ın Ege Denizi'ne çıkışı engellenmiştir. Ayrıca bu durum Bulgaristan'ın Birinci Dünya Savaşı'nda Almanya'nın yanında yer almasına neden olmuştur. 10 b) İstanbul Anlaşması ( Bulgaristan ile ) İkinci Balkan Savaşı sonunda Bulgarlarla yaptığımız anlaşmadır. Bu anlaşma ile, Edirne, Dimetoka ve Kırklareli'nin Osmanlılarda kalması; Dedeağaç ve çevresinin Bulgaristan'a verilmesi kararlaştırıldı. Anlaşma ile Bulgaristan'da kalan Türklerin durumu da görüşülmüştür.24 Bu bağlamda; Bulgaristan'da kalan Türklerin Bulgarlarla eşit sayılması, İsterlerse 4 yıl içinde Anadolu'ya göç edebilmeleri, İlk ve orta okullarda eğitim dilinin Türkçe olması, Kendi dini görevlilerini kendilerinin seçebilmesi,25 Vakıf edinebilmeleri, kararlaştırılmıştır. c) Atina Anlaşması ( Yunanistan ) Yunanistan'la yaptığımız bu anlaşma ile Yanya, Selanik ve Girit Adası Yunanistan'a bırakıldı. Meriç Irmağı iki ülke arasında sınır yapıldı. Bulgaristan'daki Türklere tanınan azınlık hakları Yunanistan'da kalan Türklere de tanınmıştır.26 d) İstanbul Anlaşması ( Sırbistan ile ) İkinci Balkan Savaşı sonunda Osmanlı Devleti'nin Sırbistan ile sınırı kalmadığı için bu anlaşma ile Sırbistan'da kalan Türklerin durumu görüşülmüştür. 24 İstanbul Anlaşması ile Bulgaristan'da kalan Türk soydaşlarımıza azınlık hakları verilmiştir. Ancak Bulgar yönetimi zaman zaman bu hakları kullandırmama konusunda ısrar etmiştir. Todor Jirkov döneminde Türklerin isimleri zorla değiştirilmiş, Bulgar ismi almaları istenmiş, Türk kızları zorla Bulgar erkekleriyle evlendirilmiştir. 25 Dini görevliden burada kasıt M ü f t ü 'dür. 26 Yunan hükümeti de Bulgar hükümeti gibi anlaşma ile verilmesi gereken hakları zaman zaman vermemişledir. Lozan Anlaşması ile Batı Trakya'daki Türklerle İstanbul'daki Rumlar hariç, Yunanistan'daki Türkler ve Anadolu'daki Rumlar karşılıklı olarak değiştirilmiştir. Bu değişim N ü f u s M ü b a d e l e s i olarak bilinir. 11 BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ( 1914 - 1918 ) Osmanlı Devleti'nin yıkılıp yok oluşuna ve yıkıntıları üzerinde bağımsız yeni bir Türk devletinin kuruluşuna zemin hazırlayan Dünya Savaşı, hem dünya hem de Türk tarihi açısından son derece önemli bir savaştır. Savaşın çıkışında Fransa'da yaşanan ihtilalın ve ihtilal sonrası yaşanan, 25 yıl devam eden, D e v r i m S a v a ş l a r ı 'n ı n etkisi de büyüktür. Savaşın nedenlerini maddeler halinde sıralayacak olursak; Sömürge yarışının hız kazanması, Hammadde ve pazar arayışı, Devletler arasındaki bloklaşmanın hızlanması, Milliyetçilik akımının güçlenmesi, Fransa'nın Almanya'dan Alsas - Loren bölgesini geri istemesi,27 Avusturya - Macaristan veliahdının Saray Bosna'da bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi. Bütün bu sebepler içinde belki de en önemlisi, sanayileşmelerini tamamlayan sömürgeci devletlerin, yeni sömürge alanları, hammadde ve pazar arayışlarıdır. Devletler arasında yaşanan sömürge savaşları, Avrupa'da kutuplaşmalara ve blokların oluşmasına neden olmuştur.28 Savaşı başlatan olay, Avusturya - Macaristan veliahdının Saray Bosna'yı ziyareti sırasında bir Sırp milliyetçi tarafından öldürülmesidir. Avusturya bu olaydan Sırbistan'ı sorumlu tutarak savaş ilan etmiş, Rusya Sırbistan'ın yanında yer alarak Macaristan'a saldırmıştır. Avusturya - Üçlü İttifak'ın diğer üyesi olan Almanya Avusturya Macaristan'ın yanında; Üçlü İtilaf'ın diğer üyeleri olan İngiltere ve Fransa da Rusya'nın yanında yer almıştır. Böylece kısa sürede savaş bütün Avrupa'ya yayılmıştır. 27 Alsas Loren bölgesi, 1870'de Fransa ile Almanya arasında yapılan ve Fransa'nın yenilgisiyle sonuçlanan Sedan Muharebesi sonucunda Almanya'nın eline geçmişti. 28 Bloklaşmalar sonucunda İngiltere, Fransa ve Rusya bir araya gelerek Ü ç l ü İ t i l a f Grubunu; Almanya, Avusturya - Macaristan ve İtalya da Ü ç l ü İ t t i f a k Grubunu oluşturdular. 12 Osmanlının Savaşa Girişi Trablusgarp ve Balkan Savaşları ile önemli toprak kaybına uğrayan Osmanlı Devleti bu savaşlarda sadece toprak kaybetmemiş, aynı zamanda yakın tarihte kendisinden ayrılarak bağımsızlık kazanan küçük devletlere yenilmek suretiyle onurunu da kaybetmiştir. Bu nedenle çıkacak ilk savaşta, savaşa katılmak ve kaybettiği topraklarla, yitirdiği itibarını geri almak istiyordu. Dünya Savaşı başladığında ilk ittifak teklifi İngiltere'ye yapıldı. Ancak İngiltere bu teklifi "Tarafsız kalın" diyerek kabul etmemiştir.29 Osmanlı Devleti dünya savaşından sonra sıranın kendisine geleceğini bildiği için İngiltere'nin rakibi Almanya ile ittifak yollarını aramaya başladı.30 - 31 Almanya başlarda Osmanlı ile ittifaka yanaşmadı. Ancak sonradan Türk ordusu iyi teçhiz edilir ve iyi yönetilirse başarılı olabilir yargısına varmıştır. Bununla birlikte Osmanlı Devleti'ni savaşa sokmakla; savaşı daha geniş bir alana yaymayı, yeni cepheler açtırarak Rusları buralarda savaşmak zorunda bırakmayı, İngiltere'nin sömürgelerine giden Süveyş Kanalı'nı Osmanlıları kullanarak ele geçirmeyi, Sömürgelerindeki Müslümanları ayaklandırarak İngilizleri uğraştırmayı, ve Halifenin dini gücünden yararlanmayı, hedeflemiştir. Resmen Savaşa Girişimiz Savaşa girişimiz, İngiliz donanmasından kaçan iki Alman savaş gemisinin, Çanakkale Boğazı'ndan geçerek İstanbul önlerine demirlemesiyle başladı. İngilizler, tarafsız devlet olmamız sebebiyle bizden ya gemileri sınır dışı etmemizi ya da subaylarını tutuklayarak kendilerine teslim etmemizi istediler. Türk hükümeti Osmanlı Devleti'nin savaş gemilerini satın aldığını bu nedenle teslim edemeyeceğini söyledi.32 29 Çünkü savaştan önce Rusya ile yaptığı 1908 tarihli R e v a l görüşmeleri ile, İngiltere Rusya'yı Osmanlı topraklarını ele geçirme konusunda serbest bırakmıştır. Osmanlı Devleti ile yapılabilecek bir ittifak bu nedenle Rusya'nın çıkarlarına aykırıydı. Bu sebeple Osmanlının ittifak teklifini kabul etmemiştir. 30 Bu arada İngilizlerin tarafsız kalın teklifine karşı Osmanlı hükümeti, - Ege adaları sorununun halledilmesi, - kapitülasyonların kaldırılması ve - Mısır'ın geri verilmesi şartıyla tarafsız kalabileceğini bildirmiştir. Bu teklif İngiltere tarafından kabul edilmemiştir. 31 Savaşa Almanya yanında girmemizde İttihat ve Terakki üyelerinden özellikle Enver Paşa'nın Alman hayranı olması etkili olmuştur. Enver Paşa Almanya'nın savaşı kazanacağını, Almanya yanında yer alırsak Balkan Savaşları'nda kaybettiğimiz toprakları geri alacağımızı söylemiştir. 32 İngilizler bunun böyle olmadığını bilmelerine rağmen inanmış gibi yaptılar. Zira, iki savaş gemisinin Osmanlıya teslim edilmesi Almanya'nın denizlerdeki savaş gücünü azaltacak, aynı zamanda Boğazların Ruslara karşı korunmasını da sağlayacaktı. 13 Bresau ve Goben isimli iki Alman gemisinin isimleri Y a v u z değiştirildi. Askerlerine Osmanlı kıyafetleri giydirildi. gemiler Karadeniz'e açıldı. İki gemi ve M i d i l l i olarak Osmanlı bayrağı çekildi ve Karadeniz'in kuzeyindeki Rus liman ve zahire ambarlarını topa tuttu. Ruslar derhal savaş ilan ettiler ve böylece savaşa fiilen girmiş olduk. Savaştığımız Cepheler Dünya savaşında üç farklı cephede savaştık. Bunlar savunma cepheleri, taarruz cepheleri ve sınırlarımızın dışında savaştığımız cephelerdir. Bu bağlamda; Kafkasya ve Kanal Cepheleri t a a r r u z; Çanakkale, Irak, Suriye, Filistin, Hicaz ve Yemen cepheleri S a v u n m a; Romanya, Galiçya ve Makedonya Cepheleri de sınırlarımızın dışında savaştığımız cephelerdir. 1) Kafkasya ( Doğu ) Cephesi Enver Paşa komutasında Ruslara karşı savaştığımız bu cephede amacımız Rus ordularını imha ederek Kafkaslar üzerinden Asya'daki diğer Türk topluluklarıyla bağlantıya geçmekti. Taarruz savaşı yaptığımız bu cephede, ağır kış şartları altındaki ordumuz Rusları kuşatmak amacıyla S a r ı k a m ı ş H a r e k a t ı 'n ı başlattı. 90.000 kişilik ordumuzun büyük kısmı donarak hayatını kaybetti. Taarruza geçen Rus ordusu doğu illerimizden bir çoğunu işgal etti.33 Kafkas Cephesinde genel olarak başarısız olduk, bu cephedeki tek başarımız Çanakkale Savaşları'ndan sonra bölgeye gönderilen Mustafa Kemal'in34 M u ş ve B i t l i s' i Ruslardan geri almasıdır.35 2) Çanakkale Cephesi Savunma savaşları yaptığımız bu cephede İngilizler, Fransızlar ve onların sömürgelerinden getirdikleri askerlerle savaştık. Çanakkale savaşları deniz savaşları ve kara savaşları olarak iki aşmada gerçekleşmiştir. Deniz savaşlarında müttefik donanması ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldı. Kara savaşları Gelibolu'ya asker çıkarılmasıyla başladı. Savaşın temel nedeni müttefiklerin İstanbul'u ele geçirip Osmanlı Devleti'ni savaş dışı bırakmak istemeleri ve Almanya karşısında zor durumda olan Rusya'ya silah ve malzeme yardımı yapmak istemeleridir. Ayrıca Avrupa'nın ihtiyacı olan Rus buğdayı bu yolla Avrupa'ya götürülecekti. Müttefikler kara savaşlarında da bozguna uğrayıp geri çekildiler. 33 Bu iller, Erzurum, Erzincan, Muş, Bitlis ve Van şehirleridir. Mustafa Kemal bu bölgede 16. Kolordu komutanlığı yapmıştır. 35 Ruslar Dünya Savaşı'ndan çekildikten sonra savaştıkları devletlerle B r e s t L i t o w s k Anlaşması'nı imzaladılar. Bu anlaşma ile işgal ettikleri toprakları geri verdiler. Ayrıca 1877-78 Osmanlı Rus Savaşı sonrasında Berlin Anlaşması ile Osmanlı Devleti'nden aldıkları K a r s, A r d a h a n ve B a t u m u ( E l v i y e - i S e l a s e ) da iade ettiler. 34 14 Savaşın Sonuçları ; Dünya savaşı iki yıl daha uzadı36, Askeri yardım alamayan Rusya'da ihtilal çıktı ve Çar'lık rejimi yıkıldı. Rusya dünya savaşından çekildi. Türklerin kendi toprakları üzerinde yenilemeyeceği anlaşıldı. Mustafa Kemal'in askeri dehası keşfedildi. 3) Kanal Cephesi Almanların isteği üzerine açılan bu taarruz cephesindeki amacımız İngiltere'nin Uzakdoğu'daki sömürgelerine ulaşan en kısa denizyolunu ele geçirmekti. 37 Böylece İngiltere'nin sömürgeleri ile bağlantısı kesilecek ve İngiltere desteksiz bırakılacaktı. Ayrıca daha önce İngiltere tarafından işgal edilen Mısır yeniden ele geçirilmek istenmiştir. Mekke Şerifi Hüseyin'in İngilizlerle işbirliği yaparak ayaklanması sebebiyle Kanal Harekatı başarısızlıkla sonuçlandı. Osmanlıya karşı 38 4) Hicaz - Yemen Cephesi Bu cephede kutsal yerleri korumak amacıyla İngilizlerle savaştık. Mekke Şerifi Hüseyin'in İngilizlerle işbirliği yapması sebebiyle başarılı olamadık. Yemen ve Hicaz topraklarını kaybettik.39 5) Irak Cephesi Cephedeki savaşlar savaşın başında İngilizlerin Basra'ya asker çıkarmasıyla başladı. İngilizler kuzeye doğru ilerlemek, buradaki önemli p e t r o l yataklarını ele geçirmek, Almanya karşısında zor durumda olan Rusya'ya Kafkaslar üzerinden ulaşmaktı. Türk ordusu burada düşmanın yanında, açlık, yokluk ve salgın hastalıklarla uğraşmak zorunda kaldı. Lokal başarılar elde etmemize rağmen genel olarak başarısız olduk.40 36 Müttefikler İstanbul'u ele geçirebilselerdi, Osmanlıyı saf dışı bırakacaklar, Ruslara askeri yardım götürecekler ve Rus ordularıyla Almanya'yı doğudan baskı altına alacaklar, dünya savaşını 1916'da bitirmiş olacaklardı. 37 Bu deniz yolu SÜVEYŞ KANALI'dır. 38 İngiltere savaştan sonra bağımsızlık sözü vererek Arapları Osmanlıya karşı ayaklandırmıştır. 39 Bu cephedeki başarısızlığımız, Araplar arasında H a l i f e l i k kurumunun hiç bir etkisinin kalmadığını gösterir. 40 Irak cephesinde, askeri harekatımızı sevk ve idare edecek doğru dürüst bir haritamız bile yoktu, ancak İngilizlerin elinde ayrıntılı haritalar bulunuyordu. 15 6) Suriye - Filistin Cephesi Kanal harekatındaki başarısızlığımızdan sonra İngilizler kuzeye doğru ilerlediler. Burada Alman generalleri komutasındaki düşmanı durduramadı. Alman generalinin Almanya'ya çağrılması üzerine Yıldırım Orduları Komutanlığı'na atanan Mustafa Kemal İngilizleri Halep'te durdurmayı başardı. Mondros Ateşkesinin imzalanması üzerine cephe kapandı ve Suriye İngiliz işgalinde kaldı. 7) Romanya, Galiçya ve Makedonya Cephesi Bu cephede müttefiklerimiz olan Avusturya ve Bulgarlara yardım amacı Ruslarla savaştık. Amacımız askeri açıdan zayıf olan Bulgaristan'ın savaşta kalmasını sağlamak böylece savaş boyunca Almanya'dan Osmanlı Devleti'ne yapılan sağlamaktı. 41 askeri yardımın devamlılığını Başarılı savaşlar vermemize karşın, Bulgaristan'ın savaştan çekilmesi ile cephe kapanmıştır. Dünya Savaşı'nın Sonuçları Avusturya - Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğu gibi devletler parçalandı, Bazı hanedanlıklar tarihe karıştı.42 Yeni devletler kuruldu.43 Bazı ülkelerde rejim değişikliği yaşandı.44 Dünya siyasi haritası değişti. Cemiyet-i Akvam ( Milletler Cemiyeti ) kuruldu, Sömürgecilik isim değiştirerek M a n d a c ı l ı k ortaya çıktı.45 10 milyonun üzerinde insan hayatını kaybetti. D e n i z a l t ı, Tank ve kimyasal silahlar ilk defa kullanıldı. Cephe kavramı değişti, savaşlar Sivil Savunma kavramı ortaya çıktı. İngiltere en kârlı çıkan devlet oldu, Dünya barışını korumak için yeni anlaşmalar ve P a k t l a r imzalandı. Sınırlar çizilirken m i l l i y e t prensibi dikkate alınmadığından t o p y e k u n savaşa dönüştü.46 ileride yeni savaşlar patlak verdi. 41 Askeri açıdan oldukça zayıf olan Bulgaristan jeopolitik konumu sebebiyle önemli bir yerde bulunuyordu. Almanya, Avusturya - Macaristan, Bulgaristan, Osmanlı Devleti d e m i r y o l u h a t t ı üzerinde yer alıyordu. Askeri yardımın devamı için Bulgaristan'ın savaşta kalması son derece önemliydi. 42 Örneğin Rusya'da R o m a n o f l a r; Avusturya'da H a b s b u r g l a r ; Almanya'da H o h a z e n l e r ; Türkiye'de O s m a n o ğ u l l a r ı... 43 Bu devletler, Polonya, Yugoslavya, Çekoslovakya ve Türkiye'dir. 44 Rusya'da K o m ü n i z m; Almanya'da N a z i z m; İtalya'da F a ş i z m; Türkiye'de C u m h u r i y e t gibi. 45 Wilson ilkelerine göre sömürgecilik yasaklanınca büyük devletler bu yasağı Manda ve Himaye yönetimleriyle delmeye çalıştılar. 46 Topyekun savaşlarda sadece cephedeki askeri birlikler değil, cephe gerisindeki siviller de etkilenmeye başlamıştır. 16 Savaşın Bitişi Amerika Birleşik Devletleri savaş boyunca İngiltere'ye askeri malzeme satışına devam etmiştir. Almanya bu yardımları durdurabilmek için Denizaltıları ile Amerikan ticaret gemilerini batırmaya başladı. Bu arada bir yolcu gemisinin de denizaltılar tarafından batırılması ve sivillerin öldürülmesi üzerine Amerika Almanya ve müttefiklerine savaş ilan etti. ABD'nin savaşa girmesi dengeleri değiştirdi. Neredeyse savaşı kaybetmek üzere olan İngiltere'nin savaşı kazanmasına; savaşı kazanmak üzere olan Almanya'nın da savaşı kaybetmesine neden oldu.47 47 Dünya barışını sağlamayı amaçlayan ABD Başkanı Wilson, savaştan sonra savaşan bütün devletlerin uyacakları 14 maddelik Wilson İlkeleri'ni yayınladı. 17