Kuru Madde

advertisement
1
4- SÜT SIĞIRLARININ KURU MADDE, ENERJİ ve BESİN MADDELERİ GEREKSİNİMLERİ
Süt ineklerinin yaşama payı ile verim payı (gebelik, süt ve döl verimi) için gerek
duydukları enerji ve besin maddelerini yeterli ve uygün oranlarda içeren rasyonlarla
beslenmeleri gerekir. Yüksek verimli süt ineklerine uygulanan beslenme programları
çok özen gerektir. İneklerin verim güçlerine göre bir laktasyon döneminde kendi vücut
ağırlıklarının 10-20 misli süt üretmeleri, 1 kg süt üretimi için meme bezlerinden 400500 kg kan dolaşması, ineklerin ayrıca yılda bir yavru vermesi olayın önemini
vurgulamaktadır.
Yüksek süt veriminde olan ineklerde yoğun bir madde değişimi söz konusudur.
Örneğin laktasyon döneminde 7000 kg süt veren bir inek bu miktar süt ile yaklaşık 266
kg yağ, 245 kg protein, 330 kg süt şekeri ve 49 kg mineral madde olmak üzere toplam
890 kg besin maddesini dışarı atar. Bunun yanı sıra inek vücut ağırlığını korumak,
yaşamını sürdürmek, gebe ise döl yatağındaki yavruyu beslemek de zorundadır. Bu
denli yüksek bir fizyolojik yük altında bulunan ineklerde ihtiyaç duyulan besin
maddelerinin tamamının rasyonlarla karşılanması büyük önem taşır.
Süt verim dönemlerinde bulunan ineklerin beslenmesinde enerji, protein, selüloz, A
D ve E vitaminleri ile kalsiyum, fosfor, magnezyum ve tuz kritik besin maddeleri olarak
bilinir. Bunların hayvana eksiksiz verilmesi halinde diğer vitamin ve mineral madde
ihtiyaçlarının da karşılandığı kabul edilir. Sözü edilen enerji ve besin maddelerinin
tüketilen kuru madde (KM) içinde yeterli miktar ve oranlarda bulundurulması gerekir.
Ayrıca su ihtiyacının karşılanmasına da özen gösterilmelidir.
a- Kuru Madde
Yem maddelerinin yada rasyonun % 100 susuz kısmını ifade eden kuru maddenin
(KM) tüketimi rasyon düzenlenmesinde çok önemli bir unsurdur ve özellikle yüksek
verimli süt ineklerinde ayrıcalık taşıyan bir konudur.
Gebe hayvanda yem yada kuru madde tüketimi buzağılamadan yaklaşık 6 hafta önce
düşmeye başlar. Bu durum her ne kadar işkembenin baskısı ile fiziksel olarak ortaya
çıkarsa da hormon faaliyetine bağlı metabolik düzenleme sonucu da gerçekleşebilir.
Gebeliğin son dönemlerinde düşük olan KM tüketimi laktasyon başlangiçinda süt
veriminin pike ulaştığı dönemde hızlı bir artış göstermez. Bir başka ifade ile doğumu
izleyen günlerde süt veriminde meydana gelen hızlı bir artışa karşılık KM
2
tüketimindeki artış daha yavaş gerçekleşir. Süt verimi 3-8 haftada en yüksek düzeye
(pik) ulaşırken kuru madde tüketimi doğumu izleyen 12-14. haftada en yüksek düzeye
ulaşır. Dolayısıyla yüksek verime sahip ineklerde süt veriminin en yüksek döneminde
besin maddeleri ve özellikle enerji gereksiniminin sınırlı olan KM tüketimi ile
karşılanması mümkün değildir. Bu durumda orta düzeyin üzerinde süt veren ineklerde
vücut depolarının hareketlendirilmesi (mobilize edilmesi) zorunlu olmaktadır. Süt
verme dönemine yeterli kondisyonda giremeyen ineklerde bu sorun canlı ağırlık
kaybına yol açmakta, sonuçta süt verimi düşmektedir. Buzağılamadan 4-5 ay sonra
yem tüketimi tekrar azalmaya başlar ve bu azalma gebeliğin son 6 haftasında hızlanır.
Laktasyon başlangıcında gerek iştah azlığı gerekse canlı ağırlık kaybı gibi nedenlerle,
ineklerde KM tüketiminin laktasyonun diğer dönemlerine göre % 18 daha düşük
olduğu saptanmıştır. Bu dönemde kuru madde tüketimini maksimum düzeye çıkarmak
için bazı önlemler alınabilir. Buna göre; a) çok iyi dengelenmiş bir rasyon hazırlanması,
b) çok iyi kaliteli kesif ve kaba yemlerin verilmesi, c) çok az miktarlarda günde 5-6 kez
yemleme programı uygulanması, d) yemlik üzerinin aydınlatılması, e) yemin 24 saat
süre hayvanının istemine hazır bulundurulması, f) yemlikteki yemlerin zaman zaman
karıştırılması, şeklinde sıralanan önlemlere başvurularak KM tüketimi artırılabilir.
b-Kuru Madde Tüketiminin Düzenlenme Mekanizması
Hayvanlar yem tüketimleri ile fizyolojik gereksinimleri arasında bir denge kurma
çabası içindedirler. Yaşama ve verim payı (süt üretimi, büyüme, gebelik) ihtiyaçlarını
karşılayacak ölçüde besin maddesi almaya çalışırlar. Kuşkusuz bu dengenin
kurulabilmesi yemin özellikleri ile hayvanın gereksinimlerine bağlıdır.
Yüksek süt veren inekler verimde en üst seviyeye ulaştıkları laktasyon başlangıcında
iştahının azalmasına da bağlı olarak ağırlık kaybederler. Bu dönemde oluşan ağırlık
kaybı canlı ağırlığın % 10’una kadar çıkabilmektedir. Ağırlık kaybının hızlı olması
durumunda metabolik bozukluklar ortaya çıkar. Yapılan araştırmalar kondisyonu iyi
olan ağır ırklarında laktasyonun ilk 70 gününde l00 kg vücut yağının güvenle
kullanılabildiğini göstermiştir. Bu değer buzağılamayı izleyen dönemdeki ağırlığın %
15'ine eşdeğerdir.
Yapılan bir çalışmada laktasyonda 7000 kg miktarında süt veren bir ineğe yiyebileceği
kadar (ad libitum) kesif yem verilmesi halinde dahi laktasyon başlangıcında hayvanın
günde 10-15 Mcal enerjiyi vücut depolarından kullandığı ortaya konmuştur. Bu miktar
3
enerji 1-2 kg vücut yağına eşdeğerdir. Laktasyon başlangiçinda negatif enerji dengesi
laktasyon ortasında dengelenmiş, laktasyonun son döneminde ise hayvan her gün 15
Mcal enerji depolamıştır.
Bu araştırmalardan alınan sonuçlara göre yüksek verimli hayvanlar laktasyon
başlangıcında harekete geçirdiği vücut depolarını verimin azaldığı dönemde tekrar
yerine koymaktadır. Bu durumda iyi bir kondisyonla laktasyona giren ineklerin
diğerlerine göre bir avantaja sahip oldukları kabul edilebilir.
Süt ineklerinde dönemlere göre kuru madde tüketimi, süt verimi ve canlı ağırlık
değişimi Şekil 5.’de şematize edilmiştir.
Dolgu maddesi bakımından zengin kaba yemler ağırlıklı bir besleme programında yem
tüketimi fiziksel olarak ayarlanır. Bu teoriye göre ön midelerin özellikle işkembenin
kapasitesi düşük kaliteli kaba yemlerin tüketimini sınırlandırır. Bu tür yemlerin
sindirimi ve fermantasyonu düzenlemesi hayvanın ısı artışı, çevre ısısı ve rutubeti ile
ilgilidir.
İneklerde kuru madde tüketimi canlı ağırlığı, fizyolojik durum (süt verimi, sağım
dönemi, gebelik), işkembein kapasitesi ve etkinliği, vücut kondisyonu gibi hayvana
bağlı faktörler, yem maddelerinin özellikle kaba yemlerin tipi ve kalitesi
(sindirilebilirliği), istekle tüketilme özelliği gibi yeme bağlı faktörler ile bakım, önceki
yemleme düzeyi ve sıcaklık gibi diğer çevre faktörlerinin etkisi altındadır.
İneklerde süt verimi ve canlı ağırlık dikkate alınarak hesaplanan günlük KM miktarı
tablo 2 de gösterilmiştir.
Süt ineklerinde günlük toplam KM ihtiyacı canlı ağırlık ve süt verimi dikkate alınarak
bu tablodan hesaplanabilir.
4
Tablo 2. Süt ineklerinde canlı ağırlık ve süt verimine göre günlük KM gereksinimi
Canlı ağırlık (kg)
400
Günlük %4 Yağlı Süt Verimi
500
600
700
800
Canlı ağırlığın yüzdesi (%)
10
2.7
2.4
2.2
2.0
1.9
15
3.2
2.8
2.6
2.3
2.2
20
3.6
3.2
2.9
2.6
2.4
25
4.0
3.5
3.2
2.9
2.7
30
4.4
3.9
3.5
3.2
2.9
5.0
4.2
3.7
3.4
3.1
5.5
4.6
4.0
3.6
3.3
35
40
45
--
5.0
4.3
3.8
3.5
50
--
5.4
4.7
4.1
3.7
55
--
---
5.0
4.4
4.0
60
--
---
5.4
4.8
4.3
5
c-Enerji
Yüksek süt verimine sahip inekler sağımın ilk 3-8 haftalık döneminde en
yüksek süt verim düzeyine ulaşırlar. Bu dönemde hayvanın enerji gereksinimi
en yüksek düzeydedir. Kuru madde tüketiminin sınırlı olduğu pik döneminde
enerji ihtiyacının rasyonlarla karşılanması mümkün olamamakta, dolayısıyla
enerji açığı vücut depoları harekete geçirilmek suretiyle kapatılmaya
çalışılmaktadır. Bu durum canlı ağırlığı 650 kg, yıllık süt verimi 6500 kg olan
bir inekte enerji bilançosunun verildiği Şekil 4.’de açık olarak görülmektedir.
Buna göre pik dönemini de içine alan laktasyonun başlangıç döneminde
ineğin yemle alabildiği enerji miktarı gereksiniminin altında kalmakta hayvan
negatif enerji dengesine girmektedir. Daha öz ifade ile inek vücut depolarını
(yağı) kullanarak süt veriminde genetik gücüne ulaşabilir. Daha sonraki
dönemlerde hayvanın bir yandan KM tüketiminde pik noktaya ulaşması diğer
yandan süt veriminin azalmaya başlaması ile vücuttan harcanan depolar
yerine konulmaya başlar.
Şekil 5.te de gözleneceği üzere yüksek verimli süt inekleri özellikle laktasyon
başlangıcında süt verimini devam ettirebilmek için vücut rezervlerini
kullanırlar. Buna bağlı olarak sözü edilen dönemde canlı ağırlık kaybı
meydana gelir. Sonraki dönemlerde kaybedilen canlı ağırlık tekrar kazanılır.
Yüksek süt veriminde olan hayvanlarda laktasyonun ilk 1/3'ünde yoğun besin
maddeleri ihtiyacının mümkün olduğu ölçüde kesif yem ağırlıklı besleme ile
karşılanmasına çaba harcanmalıdır. Yoksa süt verimi düştükten sonra tekrar
eski düzeyine çıkarılması olası değildir.
Laktasyondaki ineklerde Net Enerji (NE) yaşama ve verim payı için eşit şekilde
değerlendirildiği için NE'Laktasyon' (NEL) enerji değeri olarak kullanılır.
Süt ineklerinde enerji kaynağı olarak kullanılan karbonhidratların alımı ile
ilgili bazı önemli kurallar şu şekilde sıralanabilir.
(1) Toplam rasyonun selüloz dışında kalan karbonhidrat [NFC=100-(%
HP+%NDF+%YAĞ+%KÜL)] içeriği % 35-42 civarında olmalıdır. Şeker ve
nişasta gibi işkembede kolay çözünebilen karbonhidratların aşırı
miktarda verilmesi süt yağının azalmasına ve asidozise neden olabilir.
6
(2) Toplam rasyonda % 30-40 aralığında nişasta olmalıdır.
(3) Dışkı pH seviyesi 6 ‘nın altında olmamalıdır. Dışkı pH’sının bu
değerin altında olması işkembeden sindirilmeden geçen, nişastanın
fazla miktarda olduğunu gösterir.
d-Enerji Noksanlığı ve Fazlalığı
Genç hayvanlarda enerji ihtiyacı süt inekleri kadar yüksek olmamakla birlikte,
enerji yetersizliği bu hayvanlarda büyüme hızının yavaşlaması, zayıflama,
normalde 8-12 ay olan cinsel olgünluğa (puberti) ulaşma süresinin gecikmesi
gibi belirtilerle ortaya çıkar. Uzun süren bir enerji noksanlığı düvelerde
pubertinin 18-24 aylık yaşa kadar uzaması sonucunu doğurur.
Yüksek verimli inekler özellikle laktasyon başlangıcında ortaya çıkan enerji
yetersizliğine bir dereceye kadar vücut rezervlerini kullanarak reaksiyon
gösterir. Ancak şiddetli ve uzun süreli bir yetersizlik durumunda
buzağılamadan sonra hızlı bir ağırlık kaybı, laktasyon en üst seviyesinin
düşmesi, kalıcılığın (persistensi) kaybolması yani süt veriminin hızla düşmesi,
laktasyon süresinin kısalması, döl verimi bozuklukları ile ketozis gibi beslenme
bozuklukları ortaya çıkar.
Süt ineklerinde laktasyon başlangiçinda her ne kadar enerji ihtiyacı yüksek
ise de laktasyon ilerledikçe gereksinilen miktar düşer. Bu itibarla laktasyon
sonlarına doğru ya da kuru dönemde uzun süreli yüksek enerji tüketimi
yağlanmaya neden olur. Belirtilen dönemlerde kesif yem miktarı uygün
oranda azaltılır yada kesif yemlerin enerji yoğunluğu düşürülür. Aksi halde
buzağılama sorunları, döl verimi bozuklukları, metabolik hastalıklara
duyarlılık gibi olgular ile karşılaşılabilir.
Genç dişi damızlıklarda, özellikle 4-10 aylık yaş dönemlerinde, aşırı enerji ile
besleme meme bezlerinin yağla dolmasına yol açarak hayvanların gelecekteki
performansını olumsuz yönde etkiler.
e- Protein
Protein büyüme, yaşlanan dokuların tamiri, süt üretimi, ceninin gelişimi için
gerekli bir besin maddesidir. Düvelerde, kuruda bulunan veya düşük verimli
ineklerde işkembede mikroorganizmalar tarafından sentezlenen amino
7
asitlerin yeterli olduğu dolayısıyla bunlarda protein kalitesinin ikinci derecede
önem taşıdığı kabul edilir. Ancak yüksek süt verimli sığırlarda esensiyel amino
asitlere olan ihtiyacın ruminal sentezle karşılanamadığı özellikle metiyonin,
lizin ve valin gibi amino asitlerin süt üretiminde sınırlandırıcı rol oynadığı
gösterilmiştir. Bu nedenle yüksek süt verimi için proteinin bir bölümünün
ruminal parçalanmadan etkilenmeden (bypass protein) şirden ve ince
bağırsaklara geçirilmesi büyük önem taşır. Bypass protein yemdeki proteinin
işkembede parçalanmayan kısmıdır.
Süt ineklerinde protein beslenmesinin başlıca amacı işkembe
mikroorganizmalarının büyümeleri ve optimum mikrobiyel protein sentezi
yapabilmeleri için gerekli amonyağın sağlanması olmalıdır. Ayrıca yüksek
verimli sığırların rasyonlarında işkembede parçalanabilen ve parçalanmayan
protein arasındaki oran ihtiyacı karşılayacak şekilde ayarlanmalıdır. Bu
nedenle yüksek süt veren ineklerde rasyon proteininin bir bölümü işkembede
bypass protein içerikleri fazla olan balık unu, et unu, tüy unu, tavuk mezbaha
unu ve kan unu gibi hayvansal kökenli yemler ile soya küspesi, mısır gluteni
gibi bitkisel kaynaklardan karşılanmalıdır. Bypass proteinin ince
bağırsaklardan emilimi de önem taşır. Bununla birlikte rasyonda bypass
özelliği yüksek proteinin fazla olması mikroorganizmaların azot bakımından
yetersiz beslenmelerine yol açar. Bu durumda bağırsak düzeyinde toplam
protein miktarının azalması, dolayısıyla süt veriminin düşmesi söz konusu
olacaktır. Kaldı ki mikrorganizmaların protein bakımından yetersiz
beslenmesi sonucu diğer besin maddelerinin sindirilme derecesi de olumsuz
yönde etkilenir. Proteinin % 60-65’i işkembede (rumende) parçalanabilen
nitelikte olmalıdır. Bunun da yaklaşık yarısı çözünebilir protein olmalıdır.
Proteinin bu bölümü işkembe mikroorganizmaları için gerekli olan azotun
sağlanmasında etkili olur.
Yüksek verimli süt ineklerine verilen toplam proteinin % 35-40’ı ise
işkembeden bypass olan protein olmalıdır. Rasyonda yağ kullanılması halinde
by-pass protein düzeyi artırılmalıdır. Kesif süt yemlerinde bulunması
gereken ham protein miktarı laktasyon dönemine ve kaba yemin çeşit ve
kalitesine bağlıdır. Yüksek verimli ineklere verilecek toplam rasyonun ham
protein miktarı, laktasyon başlangıcında, en az % 19, laktasyonun ikinci
yarısında ise % 14, kuru dönemde ise % 12 olmalıdır. Rasyonda kaba yem
8
olarak baklagiller kullanılıyor ise kesif yemde protein miktarı düşürülebilir.
Yüksek verimli hayvanlarda kesif yemde protein miktarının % 14'den fazla
olmasında, enerjinin optimum düzeyde sindirimi için, büyük yarar vardır.
f- Protein Eksikliği ve Fazlalığı
Süt verim döneminin (laktasyon) başlangıcında enerji yetersizliğine karşı
vücut yağlarını harekete geçirerek tepki gösteren yüksek verimli inek, protein
eksikliğine aynı hızda tepki gösteremez.Protein yetersizliği yem tüketiminin
azalmasına, selüloz sindiriminin düşmesine neden olur. Protein gereksinimi
karşılanamayan hayvanlar kendi vücut proteinlerini harcamaya başlar. Bu
durum ilk planda süt veriminin düşmesine daha sonra da ağırlık kaybına yol
açar.
Diğer taraftan ihtiyacın üzerinde verilen proteinin sağlığı olumsuz etkilediği
bilinmektedir. Özellikle işkembede oluşan fazla amonyak ve metabolitler ilk
cinsel hücreleri (cenin) gamet ve erken dönemde embriyolar (ceninler)
üzerinde zehirli etki yapmakta, buna bağlı olarak döl verimi sorunları ortaya
çıkabilmektedir. Aşırı protein tüketimi doğum sonrası negatif enerji
dengesinin etkisini artırmaktadır. Proteinli yemlerin pahalı olduğu dikkate
alınırsa süt ineklerine ihtiyacın üzerinde protein verilmesi ile ekonomik bir
besleme programının gerçekleştirilemeyeceği ortaya çıkar
Download