ÜSTÜN YETENEKLİ BİR ÇOCUĞA SAHİP OLMAK Üstün yetenekli çocuklar, kendi yaşıtlarından rastgele seçilmiş bir grubun %98’inden daha üstündürler. Yani toplumu oluşturan bireylerin ancak %2’lik bir kısmı bu özelliğe sahiptir. Bu nedenle bu çocukların erken yaşta fark edilmesi ve yeteneklerine uygun bir çevrede yetişmesi son derece önemlidir. Üstün yetenekli çocuklar, daha bebeklik döneminden itibaren bazı yönlerden yaşıtlarından farklılık gösterirler. Sekiz yıl boyunca Brown tarafından yürütülen bir araştırma sonucuna göre üstün zekâlı olarak doğan bir bebeğin normallere göre işitsel ve görsel uyaranlara daha çok tepki verdiği, daha az uyku ihtiyacı duyduğu ve daha büyük yaştaki çocuklarda görülen yüz ifadelerini sergilediği belirlenmiştir. Literatürde, üstün yetenekli çocukların yaşamlarının ilk yıllarından itibaren gelişim aşamalarına normal gelişim standartları gösterenlere göre daha hızlı ulaştıkları vurgulanmaktadır. Erken gelişim döneminde üstün yetenekliliğin işareti olarak kabul edilen özellikler şunlardır (Silverman, 1993; Harrison, 2004): Bebeklik döneminde olağandışı atiklik Uzun dikkat süresi Daha az uyku ihtiyacı Yüksek aktivite düzeyi Aynı yüzleri yaşıtlarına göre daha erken tanıma ve ayırt etme Erken dil gelişimi Merak Keskin gözlem yeteneği Farklı özellikler göstermelerine rağmen üstün yetenekli çocukların büyük bir bölümü, aileleri ya da öğretmenleri tarafından fark edilemeyebilir. Bunun en önemli nedeni, bu çocukların her alanda mükemmel olamayacağı gerçeğidir. Örneğin, gelmiş geçmiş dünyanın en büyük fizikçisi olarak kabul edilen Albert Einstein, üstün bir zekâya sahip olmasına rağmen çocukluk ve gençlik döneminde eğitim hayatında birçok başarısızlık yaşamıştır. Hatta 16 yaşında iken Zürih Teknik Üniversitesi'ne girme sınavında matematik dışındaki konularda -modern diller, zooloji ve botanik bilgisi- başarısız olduğu için bu üniversiteye alınmamıştır. Dolayısıyla önemli olan, bireyin farklı bir zekâya sahip olduğunu erken fark ederek üstün olduğu alanı keşfetmek ve o alanda başarılı olmasına yardımcı olmaktır. Üstün yetenekli çocuklar nasıl anlaşılır? Üstün yetenekli çocuklar, aşağıda yer alan özelliklerin birinde ya da birkaçında çok üstün performans sergilerler. Fiziksel gelişimi diğer çocuklardan daha üstündür. Aşırı duyarlı sinir sistemine sahip olmaları, normal yaşıtlarına oranla daha hareketli olmalarına yol açar. Yürüme, konuşma ve diğer motor becerilerinin öğrenilmesinde akranlarından daha etkindir. Mükemmel bir hafızaya sahiptirler. Birçok olayın nedenini öğrenmeye meraklı oldukları için çok soru sorarlar. Kendilerinden büyüklerle, karmaşık oyunlar oynamak isterler. İlgi alanları geniştir. Akademik konularda yaşıtlarından 1-2 yıl öndedirler. Üstün yetenekli çocukların eğitimi nasıl olmalı? Üstün yetenekli çocukların küçük yaşlarda öğrenme arzularının köreltilmeden eğitime başlamaları çok önemlidir. Bu yüzden bu eğitimin okul öncesinden itibaren verilmesi gerekir. Ancak anne-babalar bu dönemde, yaşıtlarından üstün ve farklı olan çocuklarına uygun bir okul öncesi eğitim kurumu bulma konusunda sıkıntı yaşarlar. Bununla birlikte üstün yetenekli çocuklar genelde gittikleri kreşlerde uyum problemi gösterirler. Bunun nedeni bu özellikteki çocukların çok aktif, bağımsız, mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olmaları ve yaşıtlarıyla değil, daha büyüklerle birlikte olmak istemeleridir. İlköğretim çağına gelindiğinde ise anne-babalar, çocuklarını normallerin gittiği bir okula mı yoksa farklı bir okula gönderme konusunda kararsızlık yaşar. Her iki seçeneğin de kendine göre olumlu ve olumsuz yönleri olmakla birlikte; ileri potansiyele sahip çocuğun yeteneklerinin körelmemesi için ek olanaklar sunularak okulda aldığı eğitim ve öğretimin desteklenmesinin gerekli olduğu söylenebilir. Ne yazık ki, ülkemizde üstün yeteneklilerin eğitimine yönelik ülkemizde profesyonel anlamda faaliyet gösteren kurumlar oldukça sınırlıdır. Bu konuda böyle bir boşluğun olması, ailenin rolünü ön plana çıkarmaktadır. Anne ve babalara öneriler Üstün yetenekli bir çocuğa sahip anne-babalara şunlar önerilebilir. Çocuğunuzu üstün yetenekli olduğu için değil, çocuğunuz olduğu için sevin. İlgi, yönelim ve isteklerini belirleyebilmesi için alternatifli ortamlar hazırlayın. Anne-baba olarak, üstün yetenekli çocuğunuzu yetiştirirken sevgi ve anlayış çerçevesinde ilgilerini destekleme ve yöneltme konularında ortak hareket edin. Çocuğunuzun, zihinsel gelişimleri ne olursa olsun diğer akranları ile geçinmeyi öğrenebilecekleri sosyal ortamlar hazırlayın. Zihinsel gelişimi kadar, fiziksel ve toplumsal becerilerini geliştirmesini teşvik edin. Çocuğunuzun sorduğu soruları sabırla ve istekli bir şekilde cevaplamaya çalışın. Çocuğunuzun sorduğu sorulardan yola çıkarak, onu ilgilendiği konularda onu araştırmaya yönlendirin. Çocuğunuzu asla, diğer çocuklarınızla veya akranları ile kıyaslamayın. Çocuğunuz için evde uyması gereken kurallar ve ölçütleri onunla birlikte belirleyin. Bu konuda aile üyeleri arasında tutarlılık olmasına özen gösterin. Mutlaka evde sorumluluklar ve görevler almasını sağlayın. Başarılarını aşırı abartmayın ve umursamaz ya da olduğundan aşağı biçimde değerlendirmeyin. Beklentilerinizi çok aşağı ya da çok yukarıda tutmayın. Üstün yetenekli bir çocuğa sahip olmak, her anne ve baba için büyük gurur ve mutluluk kaynağıdır. Bununla birlikte anne-baba açısından bu durum, çocuğun üstün yeteneklerinin farkında olmak ve bu yeteneklerine uygun bir eğitim ortamı hazırlamak gibi ek sorumluluklar getirir. Üstün yetenekli çocukların sahip oldukları bilişsel kapasitelerinin kayba uğramaması için ebeveynleri tarafından ilgi ve istekleri doğrultusunda desteklenmesi çok önemlidir. Unutmamalıdır ki, üstün yetenekli çocuğun topluma yararlı bir birey olması, sadece kendi potansiyel gücüne değil, gereksinmelerine duyarlı bir aile ve çevre ortamına bağlıdır. Yrd.Doç.Dr. Faruk Levent Çoluk Çocuk Dergisi, Kasım 2008