DUYUM VE ALGI Çevremizden gelen uyarıcıların farkında olmamızı

advertisement
DUYUM VE ALGI
Duyum çevremizdeki enerji değişikliklerinin, yani uyarıcıların, bir duyu organı
vasıtasıyla sinir enerjisi haline dönüştürülüp beyine ulaştırılması; algı da beyine
ulaştırılan uyarıcıların yeniden örgütlenip yorumlanarak anlamlı hale getirilmesidir.
Her Türlü Soru ve Önerileriniz İçin [email protected] Adresine Mail Atabilirsiniz. Her Hakkı Saklıdır.
FATİH HANOĞLU
Çevremizden gelen uyarıcıların farkında olmamızı ve dolayısıyla bu uyarıcılara
uygun davranışlarda bulunmamızı duyum ve algı adı verilen iki süreç sağlamaktadır.
Duyu organlarımız tarafından kaydedilen uyarıcıların örgütlenip, yorumlanarak
anlamlı hale getirilmesi belirli ilkeler çerçevesinde yapılmaktadır.
Bu ilkeler, aynı zamanda algısal yaşantılarımızın özellikleri ya da algının
özellikleri olarak da adlandırılır. Seçicilik, değişmezlik, örgütlenme ve derinlik algısı
algının başlıca özellikleridir.
Algının özelliklerinin doğuştan mı geldiği yoksa öğrenme yoluyla sonradan mı
kazanıldığı sorusunun kökeni 17.yüzyıla kadar uzanan tartışmalı bir sorudur. Son
yıllarda yapılan araştırmalar, algısal özelliklerden bazılarının doğumda var olduğunu,
bazılarının da öğrenme yoluyla sonradan kazanıldığını göstermektedir.
Her Türlü Soru ve Önerileriniz İçin [email protected] Adresine Mail Atabilirsiniz. Her Hakkı Saklıdır.
FATİH HANOĞLU
İçinde yaşadığımız çevreyi belirli bir yapısı, sürekliliği ve anlamı olan bir çevre
olarak algılamamız bu özellikler sayesinde mümkün olmaktadır. Algı yanılmaları ve
algıda öğrenmenin rolünü Açıklayabilmek Algının özellikleri, daha önce de
belirttiğimiz gibi, günlük yaşam açısından büyük önem taşır. Değişmezlik, örgütlenme
gibi özelliklerin yokluğu çeşitli ilizyonlara neden olmaktadır.
ÖĞRENME
• Öğrenmenin çok çeşitli yolları olmasına karşın, tüm öğrenme durumlarında,
öğrenmenin temel özelliklerinin üç ayrı yoldan öğrenildiği önerilmiştir. Bunlar tepkisel
koşullama, edimsel koşullama ve gözlem yoluyla öğrenme süreçleridir. Tepkisel
koşullamada organizma doğuştan getirdiği bir tepkiyi bir başka uyarıcıya karşı
göstermeyi öğrenir. Edimsel koşullama davranışların kendi yarattıkları sonuçlarına
bağlı olarak değişmesi ve öğrenilmesi sürecidir. Her iki koşullama türünde de
Her Türlü Soru ve Önerileriniz İçin [email protected] Adresine Mail Atabilirsiniz. Her Hakkı Saklıdır.
FATİH HANOĞLU
• Öğrenme konusu yaşamımızda öylesine önemlidir ki, bir bakıma, tüm yaşamımızın
bir öğrenme ve değişme sürecinden ibaret olduğu söylenebilir. Ancak, öğrenmenin
yalnızca akademik bilgilerin kazanılması olarak tanımlanmaması gerekir. Yaşantılar
sonucu davranışlarda meydana gelen oldukça uzun süreli değişmelere öğrenme denir.
Yaşamımızı sürdürürken tıpkı istendik davranışları olduğu gibi istenmedik davranışları
da öğreniriz. Öğrenmenin üç temel yolunu; tepkisel koşullanma (Klasik şartlanma),
edimsel koşullanma, gözlem yoluyla öğrenme süreçlerini ve davranışlara etkisini
açıklayarak tartışabilmek.
öğrenmenin olabilmesi için, öğrenen kişinin belirli uyarıcılarla doğrudan doğruya
karşılaşması gerekir.
Oysa gözlem yoluyla öğrenmede buna gerek yoktur.
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ-PSİKOLOJİ ANABİLİMDALI
Her Türlü Soru ve Önerileriniz İçin [email protected] Adresine Mail Atabilirsiniz. Her Hakkı Saklıdır.
FATİH HANOĞLU
Başka insanların davranışlarını gözleyerek, söylediklerini dinleyerek ve
yazdıklarını okuyarak da öğreniriz. Aslında bizim toplumsal bir varlık olmamızı
sağlayan bilgi ve becerilemizin büyük bir bölümü gözlem yoluyla öğrenilmiştir. Bu
bölümde söz konusu öğrenme türleri ayrı ayrı açıklanmış olmasına karşın, her hangi
bir öğrenme durumunda bu öğrenme türlerinden her hangi biri veya üçü birden yer
alabilir ve organizmanın öğrenmesini belirleyebilir.
Download