Daha detaylı bilgi ve açıklamalar için tıklayınız…

advertisement
ANJİYOGRAFİ NEDİR ?
Anjiyografi; insan vücudundaki tüm damarların, içlerine yüksek yoğunlukta bir madde verilerek
grafilerinin çekilmesi anlamında, genel bir tanımlamadır. İnsan vücudundaki tüm organların (kalp,
beyin, iç organlar, kol ve bacaklar dahil) damarları olduğu için anjiyografileri yapılmaktadır. Yapılan bu
anjiyografiler sayesinde damarlar ile ilgili birçok hastalığa sağlıklı biçimde tanı koymak ve tedavi
etmek olasıdır.
Anjiyografi, uygulandığı bölgelere göre bazı isimler ile belirtilmektedir:
Serebral Anjiyografi : Beyin ve boyun damarlarının anjiyografisi.
Koroner Anjiyografi: Kalp ve kalbi besleyen damarların anjiyografisi (kardiyologlar tarafından yapılır).
Visseral Anjiyografi: Tüm iç organlara ait anjiyografiler (Böbrek, akciğer, dalak, karaciğer v.s.).
Periferik Anjiyografi: Kol veya bacak damarlarına yönelik yapılan anjiyografiler.
Ayrıca, tüm adı geçen sistem ve organların toplar damarlarının görüntülendiği Venografik İncelemeler
ile bazı bölgelerdeki lenf damarlarının görüntülendiği Lenfanjiyografik İncelemeler de anjiyografi
kapsamındaki Radyolojik inceleme yöntemleridir.
Anjiyografik işlemler; en sağlıklı olarak, özel olarak geliştirilmiş DSA (Digital Subtraksiyon Anjiyografisi)
cihazlarında yapılmaktadır.
Adı geçen anjiyografik işlemlerde, değişik tipte malzemeler kullanılmaktadır. Ayrıca damar
görüntülenmesi için, içlerine yüksek yoğunlukta bir madde (Kontrast Madde) verilmesi zorunluluğu
vardır. Anjiyografi sırasında incelenmesi istenilen damar içine özel olarak geliştirilmiş kateter adı
verilen ince bir tüp sistemi ile girilerek adı geçen kontrast madde verilmekte ve bu sırada seri biçimde
grafiler alınmaktadır. Grafi çekimi sırasında hastanın hareketsiz kalması ve bazı bölgeler için de kısa
süreli nefes tutması gerekmektedir.
Radyoloji Nedir?
Radyoloji (Radyodiagnostik) veya halk arasında eskiden kullanılan şekliyle röntgen doktorluğu,
hastalıkların tanısı için hizmet veren bir tıp alanıdır.
Eski röntgen mütehassıslarının günümüzdeki karşılığı radyoloğlardır. Yaklaşık otuz yıl öncesine kadar
sadece röntgen cihazlarıyla verilen bu hizmet, artık çok çeşitli ve gelişmiş aletler kullanılarak
gerçekleştirilmektedir. Teknolojideki baş döndürücü gelişmeler ile radyoloji branşının içerik olarak
tıbbın en hızlı ilerleyen dalı olduğu söylenebilir.
Radyoloji Dalları ve Alanları Nelerdir?
Günümüzde Tanısal ve Girişimsel Radyoloji olmak üzere iki ana gruba ayrılır.
Tanısal Radyoloji; Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG), Bilgisayarlı Tomografi (BT),
Ultrasonografi (USG), Röntgen (X-ray) gibi tüm görüntüleme yöntemlerini kapsar ve isminden de
anlaşılacağı üzere tanıya odaklıdır.
Girişimsel Radyoloji ise radyolojik yöntemler eşliginde yapılan tedavi edici girişimleri ya da tanı
koymak için hastaya bazı girişimlerin yapılmasını kapsar. Birçok hastalıkta direkt tedavi olanağı
sağlayan, cerrahi yöntemler ile tedavi edilemeyen veya ameliyat edilmesi riskli olan hastalar için
alternatif tedavi yöntemleri sunan, yeni ve gelişmekte olan bir radyoloji dalıdır. Avantajları, pek çok
işlemin hasta yatışı gerektirmemesi veya kısa süreli yatış gerektirmesi, çoğunlukla genel anestezi
uygulanmaması, cerrahiye kıyasla ağrı ve riskin düşük, iyileşme süresinin daha kısa olması ve
çoğunlukla işlemin cerrahiye göre daha ucuz olmasıdır.
Girişimsel radyoloji, tıbbın hızla ilerleyen bir dalı olup, radyolojinin tedavi edici bölümüdür.
Girişimsel radyologlar, görüntüleme kılavuzluğunda minimal invaziv yöntemlerle perkütan (ciltten
girilerek) tedaviler yaparak diğer klinik branşlara birçok konuda yardımcı olmaktadırlar. Temelleri 60’lı
yıllara dayanan girişimsel radyolojik tedavilerde, işlemlerin çeşitliliği, karmaşıklığı ve derinliği son
zamanlarda çok artmıştır. Bu şekilde çok geniş bir spektrumdaki işlemlere özgü yöntem ve teknikler
geliştikçe, daha kritik ve dokunulamaz hastaların girişimsel tedavileri yapılabilir hale gelmiştir.
Girişimsel radyolojideki işlemler; görüntüleme kılavuzluğunda cerrahiye göre çok daha az invaziv
yöntemler kullanarak, tedaviyi yönlendirir. Genellikle bu işlemler hastalar için daha kolaydır. Çünkü
geniş kesiler yoktur, daha az ağrı, risk ve daha kısa iyileşme zamanı ile işlemler tamamlanır.
Girişimsel radyologlar önceden elde edilmiş görüntüler üzerinde gerçekleştireceği işlemi planlar.
Daha sonra kateterleri (birkaç milimetre kalınlığındaki plastik tüpler) damarlardan veya perkütan
olarak (ciltten girilerek), görüntüleme kılavuzluğunda (Dijital Substraksiyon Anjiografi, Floroskopi,
Ultrason, Bilgisayarlı Tomografi) yönlendirirler. Bu işlemler lokal veya gereğinde genel anestezi
altında gerçekleştirilir.
Girişimsel radyolojik işlemler vasküler (damarla ilgili) ve nonvasküler (damar dışı organlarla ilgili)
olarak iki büyük gruba ayrılır. Vasküler girişimler de nörovasküler girişimler (beyin damarları ile ilgili)
ve periferik vasküler girişimler (beyinin dışında kalan organların damarları ile ilgili) olarak ikiye ayrılır.
Vasküler (damarla ilgili) girişimsel radyolojik işlemlerin en sık yapılanı tanısal klasik anjiografidir.
Ancak asıl önemli olan kısmı anjiyografik teknikleri kullanarak yapılan tedavi edici işlemlerdir. Bunlar
genel olarak daralmış damarların açılmasını (Balon anjioplasti (PTA) ve Stentleme) veya hastalıklı
damarların kapatılmasını (Embolizasyon) içerir. Ancak bunların dışında da, yine damar içinden
yapılan, değişik tedavi edici işlemler uygulanmaktadır.
Balon anjioplasti (PTA) ve Stentleme işlemleri, tıkalı veya daralmış atardamar yada toplar damar
hastalıklarında hastalıklı damar lümeninin damar içerisinden yapılan balon kateterler veya stent
(metalik kafesler) ile ilerletilmesiyle açılması işlemidir. Kalp damarları dışındaki bütün damarların bu
tip tedavileri Girişimsel radyoloji hekimlerince gerçekleştirilir. Bunlar böbrek ve diğer iç organlar, kola
veya bacağa giden damarlar ve beyin damarları olarak sınıflandırılabilir.
Kalpten çıkan ve bacaklara giden aort damarının ölümcül olabilen genişlemelerine aort anevrizması
denmektedir. Bu hastalıklar eskinden bütün karın açılarak yapılan ameliyatlarla tedavi
edilmekteydiler. Ancak artık günümüzde Girişimsel radyoloji hekimleri sadece kasık yada koltuk altı
damarından girerek özel kaplamalı stentler ile bu tip hastalıklı damar genişlemelerini tedavi
etmektedirler.
Embolizasyon işlemleri anevrizma (damar genişlemesi), arteriovenöz malformasyon (anormal damar
yumağı), tümör veya kanama odağının damar içi ve ciltten kapatılması işlemidir. Bunlar içinde en
kritik olanları beyin damarlarında yapılan işlemlerdir. Eskiden beyin ameliyatlarıyla tedavi edilen
beyin damar hastalıkları, artık kapalı yöntemle damar içerisinden özel üretilen malzemelerle
Girişimsel radyoloji hekimlerince tedavi edilmektedir.
Bir diğer özel embolizasyon işlemi “Kemoembolizasyon”dur. Bunda kanserin bulunduğu organa
damar yolu ile direkt kanser ilacı ve damarı tıkayan ilaç verilir. Genellikle karaciğer tümörlerine
uygulanır.
Girişimsel radyolojideki bir diğer gelişme bacak varislerinin tedavisi ile ilgilidir. Bacaklarda varise
neden olan hastalıklı toplar damarlar, ultrason eşliğinde görüntülenip lazer ile yakılarak tedavi
edilebilmeye başlanmıştır. Bu sayede hastalar ameliyat olmaktan kurtulmakta ve hastaneye
yatmadan günübirlik tedavilerle sorunlarından kurtulmaktadır.
Girişimsel radyolojik işlemlerin ikinci ana grubu ve nonvasküler (damar dışı organlarla ilgili)
işlemlerdir. Tanı koyma amaçlı yapılan nonvasküler girişimsel radyolojik işlemler, görüntüleme
yöntemleri eşliğinde gerçekleştirilen biyopsi uygulamalarıdır. Biyopsiler; prostat, karaciğer, pankreas,
akciğer, böbrek gibi organlardan veya bunların dışındaki tümöral oluşumlardan ultrason veya
tomografi gibi görüntüleme yöntemleri yardımıyla parça alınması işlemidir. Parçalar uzun bir iğnenin
istenen dokuya yerleştirilmesiyle alınır. Biyopsi alınması birçok hastalıkta kesin tanıya ulaşılabilmesi
amacıyla gerçekleştirilen ve bu nedenle de tedaviyi yönlendirmede büyük öneme haiz işlemlerdir.
Tedavi edici nonvasküler (damar dışı organlarla ilgili) girişimsel radyolojik uygulamalar, değişik
anatomik bölgelere ve hastalıklara göre çok çeşitli olup, abse/kist tedavileri gibi sıvı drenajlarını,
böbrek veya safra kanallarına yönelik katater girişimlerini, radyofrekans veya mikrodalga ablasyon
gibi tümör yakma işlemlerini içermektedir.
Abse veya kist gibi hastalıklı sıvı toplanmaları görüntüleme eşliğinde özel iğneler ile cilt geçilerek ve
buralara kateter yerleştirerek boşaltılıp tedavi edilebilirler. Bu yöntemle böbrek kistleri, kist hidatik
gibi bir zamanlar ancak cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilen hastalıklar, kolaylıkla ortadan
kaldırılabilir.
Tümörlerde radyofrekans veya mikrodalga enerjileri bir iğne ile hastalıklı bölgeye, görüntüleme
eşliğinde iletilerek yüksek ısı oluşturulmakta, bir diğer ifade ile tümör yakılarak ortadan
kaldırılmaktadır. Bu yöntem özellikle karaciğer tümörlerinin tedavisinde sıklıkla kullanılmaktadır.
Bununla birlikte potansiyel olarak bir çok tümörde kullanılabilecek bir yöntemdir.
Girişimsel Radyoloji Uygulamaları :
I. Diyagnostik Uygulamalar
Biyopsiler:
İnce iğne aspirasyon biyopsileri ya da Tru-cut biyopsileri çeşitli radyolojik görüntüleme teknikleri
(Ultrasonografi ve/veya Bilgisayarlı Tomografi ) eşliğinde,
a) Boyun kitleleri ve Tiroid nodülleri
b) Toraks kitleleri
c) Batın içi organ biyopsileri (Karaciğer, pankreas, böbrek)
d) Kemik biyopsileri uygulanır.
Anjiyografik uygulamalar:
Vücut damarlarının (arter =atardamar ve ven=toplardamar) ilaç kullanılarak X ışını ile görüntülenmesi
yöntemidir.Genellikle femoral arterden ve nadiren koltuk altı (aksiller) girilerek iğne ve katater
yardımı ile istenen bölge kontrast madde verilerek görüntülenir.
Arteriyografi uygulamaları:
a) Karotis - Serebral (boyun/beyin) anjiyografi
b) Arcus aortografi, Torasik (göğüs) anjiyografi
c) Abdominal aortografi
d) Renal (böbrek) anjiyografi
e) Çöliak /SMA (batın organları) anjiyografi
f) Üst/alt ekstremite arteriografi
Anjiyografi:
Anjiyografi (Arteriyografi) Uygulamaları : Yüksek teknolojiyi içeren anjiyografi cihazları sayesinde
yüksek çözünürlüklü imaj kalitesi ile en distal dallar yüksek netlikle gösterilebildiği gibi 3 Boyutlu
görüntü de elde edilebilmektedir.
- Abdominal Aortagrafi, ekstremite anjiografileri:
Abdominal aortun, bacak ve ayağın arteryel dolaşımı görüntülenir
- Renal anjiografi:
Hipertansiyonun bir nedeni olabilen böbrek arteri daralması (renal arter stenozu) bu
yöntemde araştırılır. Ayrıca böbrekte tümör şüphesi olan hastalarda, renal transplantasyon
öncesinde ve sonrasında vasküler yapılar incelenmesi amacıyla da uygulanır.
- Çöliak/SMA (superior mezenterik arter) Anjiografi:
Mide, duedonum, karaciğer, dalak ve pankreasa ait vasküler patolojiler teşhis edilebilir.
Gastrointestinal kanama kaynağı araştırılıyor ise genellikle anjiografisi ile birlikte tedavi de
yapılır.
- Torasik Anjiografi:
Torasik aorta ; diseksiyon ve anevrizma yönünden incelenir.
- Arkus Aortografi:
Arkus aorta ve brakio-sefalik damarların darlık, genişleme ve tıkanıklıkları teşhis edilir.
- Üst Ekstremite Anjiografi:
Kolların damar yapıları değerlendirilir. Tıkanık ve darlıkları saptanır ise tedavi amaçlı girişimsel
radyolojik yöntemler uygulanır.
- Karotis/ Serabral anjiografi:
Bu incelemelerde baş ve boyun bölgesinin vasküler yapılarının stenoz, oklüzyon ve
anevrizmaları ile tümörleri teşhis edilir. Anevrizmaların 3 Boyutlu görünütüleri de
oluşturulabilmekte gerek cerrahi gerekse embolizasyon öncesi anevrizma-parent arter ve
boyun ilişkisi yüksek doğrulukla ortaya konabilmektedir.
o
o
o
Serebral Anjiyografi.
3 Boyutlu Serebral Anjiyografi.
Pulmoner Anjiografi:
Pulmoner hipertansiyon ve emboli araştırmak için yapılır. Bu yöntemde giriş bölgesi
femoral vendir.
Venografi:
Venografi Uygulamları:
a) Superior ve inferior venakavagrafi
b) Pulmoner anjiyografi
c) Böbrek venogram, Böbrek üstü bezleri venografi
d) Üst/alt ekstremite venografi
- İnferior Venakavagram:
İnferior vena kava strüktürleri, tümör blokajları ve trombüs nedenleri ortaya konur.
- Renal Venogram:
Renal venlerde tromboz araştırılır.
- Adrenel Venografi:
Adrenal gland tümörlerini görüntülemek açısından yapılır.
- Bacak Venografisi:
Bacağın ve abdomenin derin venleri tromboz açısından araştırılır.
- Safen Ven Venografisi:
By-pass öncesinde, greft olarak kullanılanılan safen venini değerlendirmek için yapılır.
II. Tedavi Edici Uygulamalar
Vasküler Dışı (Nonvasküler) Uygulamalar
Toraks Girişimleri:
a) Torasentez
b) Abse drenajları
c) Trakeobronşial darlıklarda stent uygulamaları
Abdominal Girişimler:
a)Safra yolları girişimleri (bilier PTK , bilier drenaj, bilier stentleme)
b) Safra yollarınına stent yerleştirilmesi,
c) Böbrek kistleri ve abse kolleksiyonlarının drenajı,
d) Perkutan nefrostomi,
e) Antegrad ureteral stent,
o
o
Stentleme
Böbrek Girişimleri
- Perkütan nefrostomi
- Antegrad ureteral stent
- Abse ve kolleksiyon drenajları
- RF Ablasyonları
Vasküler Uygulamalar:
Arteryel uygulamar:
a) Tüm vücut damar darlıklarının balon ve stent ile tedavi edilmesi,

Karotis Anjiyoplasti ve Stentleme





Intrakranyal stent uygulanımı
Subklavyan ve Vertebral arter stentleme
Renal Arter Anjiyoplasti ve Stentleme
Mezenterik Arter Anjiyoplastisi
İliak, Femoral arter ve Popliteal arter anjiyoplasti
b) İntrakranial anevrizma ve arteriovenöz malformasyonların (AVM) embolizasyonu,
c) Stroke vakalarında intraarteriyel trombolizis
d) Karotikokavernöz fistül embolizasyonu
e) Epistaksis,hemoptizi, akut gastrointestinal hemorajilerinde embolizasyon
f) Aort Anevrizma endogreft uygulamaları
g) Kranyal ve Boyun Tümör Embolizasyonları
Karotis ve intrakranyal stenozların balon anjiyoplasti ve stentleme ile tedavileri
Akut strokta intraarteryel trombolizis
Akut inme olgularında neden ana serebral arterlerin trombotik oklüzyonları olabilir. Bu tür patolojiler
belirli bir zaman limiti içinde tedavi edilebilir.
Serebral Anevrizmaların Embolizasyonu
Anterior ve posterior sirkülasyon anevrizmaları direkt koil ile ya da balon modelleme ile embolize
edilebilir.
Kranyal ve Ekstrakranyal Arteriovenöz Malformasyon ve Fistüllerin Embolizasyonları
AVM ve AVF patolojileri çeşitli embolizan ajanlar kullanılarak embolize edilebilir
Brakiosefalik, subklavyan, aortoiliak, femoral ve popliteal stenoz ve oklüzyonların balon
anjiyoplasti ve stentlenmeleri
Periferik arter stenoz ve oklüzyonları balon ve stent uygulamaları ile arterlerin açıklığı sağlanarak
hastanın semptomları giderilebilir.
Periferik vasküler yapılardaki anevrizma ve pseuodoanevrizmaların endograft ile tedavileri
Kaplı stentlerin uygulanımı ile torasik ve abdominal aortadaki anevrizmalar, femoral ve diğer
arterlerde gelişen yalancı anevrizmalar da tedavi edilebilir.
Renal Stenozların tedavisinde balon ve stent uygulamaları
Hipertansiyonun tedavisinde renal arter stenozları stent ve balon ile tedavi edilerek açıklığı
sağlanabilir.
Karaciğer, böbrek Kemoembolizasyon Uygulamaları ve Uterin myom Embolizasyonları
Hepatoselluler Karsinomaların tedavisinde intraarteriyel kemoembolizasyon ile hastanın survi
uzatılabilir. Uterus myomlarının tedavisinde embolizasyon cerrahiye önemli bir alternatiftir.
Venöz uygulamalar:
a) Venöz darlıkların anjiyoplasti ve stentlemesi
b) Hemodiyaliz kateteri yerleştirilmesi
c) Hemodiyaliz fistül darlıklarının anjiyoplasti ile tedavisi
d) Vena Kava İnferiora filtre yerleştirilmesi
e) TIPS
f) Uterin fibroid embolizasyonları
g) Venöz kateter yerleştirilmesi
Diğer girişimsel radyolojik tedaviler :
1) Diabetik Ayak Tedavisi:
Diyabetik hastaların ayak damarlarındaki darlıklar balon ve lazer anjiyoplasti ile tedavi
edilebilmekte ve iyi sonuçlar alınmaktadır.
2) Onkolojik Uygulamar ve Tedaviler:
a) Venöz Port Yerleştirilmesi
b) Kalıcı tünelli ve geçici venöz kateter yerleştirilmesi
c) Karaciğer tümörlerinde
o
o
o
RF ablasyonu
Transarteryel kemoembolizasyon
Portal ven girişimleri
Download