ANKARA KALES -23.3.2017

advertisement
ANKARA KALESİ - 23 .3.2017 - ANAYURT
A.B.D’ den
O.B.D. DOĞRU GİDİŞ
Prof.Dr.ANIL ÇEÇEN
S-1- A.B.D. Amerika Birleşik Devletleri kısaltılmış olarak ifade edilmektedir . O.B.D. ile ne
kastedilmektedir . O.B.D. başlığı ile ifade edilmek istenen nedir ?
C-1- O.B.D. baş harfleri ile kısaltılmış olan kavram Orta Doğu Birleşik Devletleridir . Böyle bir kavram
resmen daha ortaya konulmamıştır . Ama eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin resmİ bir
ziyaret için İstanbul’a geldiği bir aşamada , Türk gazetecilerinin soruları üzerine , hayattaki tek
emelinin bir gün kurulacak olan Orta Doğu Birleşik Devletleri çatısı altında Türklerin , Arapların ve
Kürtlerin ortak bir devlet çatısı altında yaşamaları olarak açıklamıştır .Kürt asıllı bir siyasetçinin ABD
desteği ile Irak gibi bir Arap devletinin cumhurbaşkanlığına seçilmesi normal olmayan bir durum
olarak ortaya çıkınca , gazetecilerin bu doğrultudaki sorularını Talabani ,Orta Doğu Birleşik Devletleri
projesi ile karşılamaya çalışırken , konuyu bir devlet adamı olarak Türk kamuoyunun tartışmasına da
açmıştır . Talabani’nin Orta Doğu Birleşik Devletleri hedefini ortaya koyması ile birlikte bu doğrultuda
çeşitli gelişmeler ve olaylar birbirini izleyerek siyasal gündemi belirlemiştir .Bazı Türk bilim adamları
ve siyasetçileri de Orta Doğu’nun geleceğini tartışırken , zaman zaman Orta Doğu Birleşik Devletleri
tanımlamasını kullanmaktan çekinmemişlerdir . Celal Bayar’da bir ara küçük Amerika olacağız
diyerek böyle bir projeyi öne çıkarmıştı .
S-2- Devletler hukuku ,Siyaset bilimi , uluslararası ilişkiler ,jeopolitik ve strateji bilimleri açısından Orta
Doğu Birleşik Devletleri tanımlaması ne anlama gelmektedir . ?
C-2- Bu siyasal kavram Orta Doğu bölgesini kapsadığı için , dünyanın merkezi coğrafyasının yeniden
yapılandırılmasını gündeme getirmektedir . Bir anlamda bugünkü Orta Doğu düzeninin ortadan
kaldırılacağı ve eskisinden çok farklı yeni bir bölgesel düzen oluşturulmaya çalışıldığını çok açık bir
biçimde ifade etmektedir . Buna göre , Birinci Dünya Savaşı sonrasında batılı emperyalistler
tarafından çizilmiş olan sınırlar bir çok yönden devre dışı bırakılmaya çalışılmakta ve eski sınırlar
yerine yenileri çizilerek batının yeni egemen güçlerinin çıkarları doğrultusunda yepyeni bir merkezi
alan yapılanması ortaya çıkarılmak istenmektedir . Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra ABD
emperyalizmi bölgeye gelerek , demokrasi getiriyormuş bahanesi ile alt kimlikleri birbirine karşı
kışkırtarak ve bütün Orta doğu devletlerini hem etnik çatışmalara hem de mezhepler çekişmesi
üzerinden geride kalması gereken din savaşlarına doğru sürüklemeye çalışmıştır . Böylece , eski
Osmanlı İmparatorluğu arazisi üzerinden yirminci yüzyılın başlarında oluşturulmuş olan devlet
yapılanmaları ortadan kaldırılmak istenmiştir .
Devletler hukuku ayaklar altına alınırken , siyaset biliminin bilinen teorileri alt üst edilerek
emperyalizmin çıkarları doğrultusunda yepyeni bir Orta Doğu yaratılma hedefine öncelik verilmiştir .
Bu nedenle dünya ülkeleri arasındaki uluslararası ilişkiler bozulmuş , jeopolitik biliminin getirmiş
olduğu gerçekler göz ardı edilerek bir an önce batı emperyalizminin ve İsrail siyonizminin istediği bir
yeni Orta Doğu yapılanması , A.B.D benzeri bir Orta Doğu Birleşik Devletleri kurulmasını sağlayacak
doğrultuda dışarıdan zorlanırken , bütün merkezi alan tam anlamıyla bir terör ve savaş coğrafyası
haline getirilmiştir . Gizli emperyal planlar doğrultusunda batılı devletler yeni stratejiler geliştirirken
üçüncü dünya savaşını başlatacak düzeyde tehlikeli gelişmeleri bölge ülkelerine dayatmışlardır .
Küreselleşme döneminin çeyrek asırı Orta Doğu bölgesinde yıkım operasyonları ile geçmiştir .
S-3-Orta Doğu Birleşik Devletleri projesinin , ABD, İngiltere ve İsrail’in merkezi coğrafya planları ile ne
gibi bağlantıları bulunmaktadır ?
C-3-Her üç emperyal devletin merkezi alan ile ilgili geleceğe dönük projelerinin tamamı eski Osmanlı
İmparatorluğu toprakları üzerinde bir bölgesel federasyonu kendi çıkarları doğrultusunda
gerçekleştirmeyi hedeflemektedir . Bölgeye Birinci Dünya savaşı galibiyeti sonrasında gelen İngiltere
İstanbul’u işgal ettikten sonra Konstantinapolis merkezli bir Yakın Doğu Konfederasyonu kurmaya
yönelmiştir . Bu plana göre Balkan,Kafkas,Anadolu ve Orta Doğu bölgelerinde oluşturulacak dört adet
federasyon daha sonra Payitaht olan İstanbul’a bağlanarak , Yakın Doğu Konfederasyonu adı altında
örgütlenecek bir merkezi büyük devlet Britanya İmparatorluğunun dünya devleti olarak geliştirilen
Commonwealth yapılanması içerisinde ,İngilizlerin yönetiminde bir anlamda Amerika Birleşik
Devletleri gibi 40-50 eyaletten oluşacak bir merkezi federasyon oluşturulacaktı . Ne var ki ,
Sovyetler Birliğinin Amerikan sermayesi ile kurulmasından sonra İngiliz planı gerçekleşememiştir .
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Amerika Birleşik Devletleri bölgeye gelerek Nato ile merkezi
alan egemenliğini kurmuş ve bunun sonucunda da İsrail bir Yahudi devleti olarak iki bin yıl sonra
üçüncü kez kurulabilmiştir . ABD. ikinci dünya savaşı sonrasında bölgeye gelirken , geleceğe yönelik
Büyük Orta Doğu projesine ; Türkiye’de Orta Doğu Teknik Üniversitesini , Türkiye ve Orta Doğu Amme
İdaresi Enstitüsünü ve Yakın ve Orta Doğu Çalışma Enstitüsü gibi kamu kurumlarını kurdurarak eski
Osmanlı devletinin merkezi topraklarında kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyetini Orta Doğu’ya doğru
yönlendirmiştir . ABD , merkezi alanda OBD adı ile anılacak bir Orta Doğu Birleşik Devletleri
yapılanmasını Büyük Orta Doğu Projesi ile devreye sokmuş ve bölgenin siyasal yapılanmasını Türkiye
üzerinden Nato desteği ile O.B.D. sürecini başlatmıştır . ABD açısından konuya bakılırsa , ikinci dünya
savaşı sonrasında merkezi alanda İngiliz planı olan Yakın Doğu Konfederasyonu devre dışı bırakılmak
istenmiş ve bunun yerine Büyük Orta Doğu Projesi adım adım uygulamaya geçirilmiştir .
ABD’nin sırtından kurulan İsrail devleti ise , milattan önce gelen dinsel yapılanmaya uygun
olarak bütün dünyayı merkezi alana bağlayacak bir Siyonist plana , hem Yahudi dünyasını hem de
Yahudiler ile ortak ilişkilere girerek Armegeddon senaryolarına teslim olmuş Evanjelik Hrıstıyanları
kullanmaya çalışmıştır . Merkezi alandaki Yahudiler ile Evanjelikler bu doğrultuda Osmanlı
hinterlandında etkinliklerini artırırken , Siyonist plana angaje olan bazı Müslüman topluluklar da
onlar ile işbirliğine kalkışarak ve daha etkin bir biçimde örgütlenerek öne çıkmışlardır . Yeni Osmanlı
planlarını ABD gibi İsrail de destekleyerek , Vatikan’ın önderliğindeki bir Hrıstıyan yapılanmanın
merkezi coğrafyada yaygınlık kazanmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır . Küçük İsrail’in bütün
Osmanlı hinterlandını hegemonya altına alabilmesi mümkün olmadığı için , Osmanlı sonrasında
bölgede oluşturulmuş olan devletlerin parçalanması gündeme getirilmiş ve böylece terör ya da savaş
senaryoları doğrultusunda paramparça olacak bir Orta Doğu düzenine doğru gidiş hızlandırılmıştır .
Küçük İsrail’in Büyük İsrail’e dönüşmesi için terör ve çatışma senaryoları üzerinden bir Armegeddon
savaşı ile bütün bölge devletlerini yok etmek ve en az on yıl sürecek bir dünya savaşı sonrasında
küçük küçük eyalet devletleri oluşturarak tıpkı Amerika Birleşik Devletlerinde olduğu gibi 40-50
eyaletten oluşacak Orta Doğu Birleşik Devletlerinin yolu açılmak istenmiştir .
Batı dünyasının neresinden bakılırsa bakılsın , İngiltere’nin Orta Doğu dediği , İsrail’in Orta
Dünya adını verdiği, bölge devletlerinin ise merkezi devletler alanı olarak adlandırdığı Türkiye’nin
tam ortasında yer aldığı orta alanda , dinler,mezhepler,etnik gruplar ,devletler ve emperyal projeler
çarpışırken Osmanlı Hinterlandında yer alan bütün devletler başta Türkiye Cumhuriyeti dahil olmak
üzere hepsi yok olma senaryoları ile karşı karşıyadır .
S-4- Bölgede yaşanan gelişmeleri ABD öncülüğünde bir OBD yapılanması yani Orta Doğu Birleşik
Devletlerinin kuruluşu ile ilgili olarak görebilirmiyiz . ?
C-4-.Son zamanlarda Türkiye ile ABD’nin karşı karşıya gelmesinin arkasında yatan gerçek ,
ABD,İngiltere ve İsrail üçlüsünün merkezi alanda var olan devletlerin parçalanarak etnik ve dinsel alt
kimlikler üzerinden daha küçük devletçikler olarak eyaletleşmeyi dolaylı yollardan
desteklemektedirler . Irak iç savaş ile üçe bölündü ,Suriye bir iç savaş sonrasında alt kimliklerden
oluşacak beş eyalete dönüştürülmeye çalışılmaktadır . Libya fiilen üçe bölünmüştür . Şimdi sıranın
bölgenin diğer devletlerine geldiği görülmektedir . Yeni ABD başkanı Trupm bölgedeki Müslüman
devletlere karşı bir düzenleme getirerek hepsinin parçalanmasına gidecek yolu açmıştır . Tıpkı Irak, ve
Suriye gibi İran,Lübnan, ,Sudan,Somali ve Libya gibi devletler açıkça karşıya alınarak merkezi
alandaki eski Osmanlı eyaletlerinin Orta Doğu Birleşik Devletleri içine alınmasına giden yol böylece
açılmıştır . Bölgede var olan ama batı ile çıkar ilişkisinde bulunan Suudi Arabistan,Katar ve diğer Arap
prenslikleri göz ardı edilirken , bir dönem Osmanlı yönetiminde bulunan bütün İslam ülkelerinin hedef
alındığı anlaşılmaktadır .Atlantik ve Siyonist ittifakı merkezi alanda bir Orta Doğu Birleşik Devletleri
yaratırken ,bölgenin Müslüman devletlerinin eyaletler halinde parçalanmasını gündeme getirecek bir
projede bölge devletlerini resmen karşılarına almaktadırlar . ABD-İngiltere-İsrail üçlüsü bu aşamada
birlikte hareket ederken , bölgenin eski patronu İngiltere ,Avrupa Birliğinden çıkarak merkezi alan
yapılanmasına dünyanın batı tarafından kontrol edilebilmesi için öncelik vermiştir .
S-5- Orta Doğu Birleşik Devletleri yapılanmasının Türkiye’ye ne gibi yansımaları bulunmaktadır ?
C-5- Türkiye Cumhuriyetinin içeride ya da dışarıda karşı karşıya kaldığı bütün sorunlar ya da olaylar
tamamıyla Orta Doğu Birleşik Devletlerinin oluşturulması ile yakından ilgilidir . İkinci Dünya Savaşı
sonrasında ABD’nin bölgeye gelmesi ve İsrail’in kurulmasıyla başlayan süreç içinde Lübnan bir terör
merkezi yapılarak bu küçük ülke üzerinden etnik ve dinsel kimlikli terör bütün bölge ülkelerine ihraç
edilmiştir . Lübnan’daki Bekaa vadisinde terörist olanlar daha sonraki dönemlerde küreselleşmeye
uygun olarak neoliberal çizgiye gelerek ve demokrasi görünümünde bölge ülkelerinin alt kimlik
bölünmesine ve etnik teröre sürüklenmesine öncülük yapmışlardır . Soğuk savaş sonrasında
demokrasi görünümünde etnik kavga bölgeye taşınırken , Türkiye güneydoğu bölgesinde ciddi bir
etnik terör ile karşı karşıya kalmıştır . Bugün o bölgede Talabani’nin ifade ettiği gibi Orta Doğu Birleşik
Devletleri yapılanmasına uygun bir ortam yaratılmıştır . Kuzey Irak’ta başlatılan kantonlaşma bugün
Kuzey Suriye’de sürdürülmekte ve Türkiye güney sınırları üzerinden bir kantonlaşma olgusu ile karşı
karşıya bırakılmaktadır . Arap baharının Acem,Azeri,Kafkas baharları biçiminde devam hedeflenirken
bölgenin diğer devletlerinin de parçalanarak eyaletleşmeye doğru sürüklenmesi istenmektedir .
Bölgenin merkezi ülkesi olarak Türkiye komşularındaki gelişmelerden doğrudan etkilendiği
için , Atlantik-Siyonist ittifakının bölgedeki karışıklık senaryoları Türk devletini birinci derecede tehdit
etmektedir . Bölgenin ve dünyanın geleceğe belli olmadan Türkiye Cumhuriyetinin yeni bir anayasaya
yönelerek kuruluştan gelen devlet modelinden uzaklaşması son derece riskli görünmektedir .
Devletin ulusal,üniter,merkezi,laik,sosyal ve hukuki niteliklerinin yeni tartışmalara alet olacağı
önümüzdeki dönemde Türkiye bölge ile birlikte sarsılırken ,komşulardan başlayan eyaletleşme olgusu
Türkiyenin tüm bölgelerinde gündeme gelebilecek ve ülkenin parçalanması dolaylı olarak
gerçekleştirilebilecektir . Orta Doğu Birleşik devletlerine Türkiye’nin on civarında bir eyalet ile
katılması istenmektedir . Bu durumu ,I2 Eylül askeri darbesinin lideri olan Kenan Evren açıkça
söylemiştir . O dönemin basın organlarında bu konu ile ilgili bir çok yazının yayınlanmış olduğunu da
bu aşamada hatırlamak gerekmektedir . Konu ile ilgili bir çok kitap ve makale de durumu gözler
önüne sermektedir . Bölge ülkesi olarak Türkiye Cumhuriyeti devlet yapılanması da tıpkı komşusu
olan eski Osmanlı bölgesi devletleri ile aynı kaderdi paylaşma durumu öne çıkmaktadır . Tam bu
aşamada T.C. Anayasasının 123. maddesinin tartışma konusu haline gelmesi uluslararası ve bölgesel
konjonktüre uygun düşüyor görünmektedir . Dünyanın nereye gideceği belli olmadan anayasa
değişikliği ülke çıkarları doğrultusunda yapılamaz . Devlet modelini değiştirecek anayasa değişiklikleri
ancak oturmuş dünya düzeni konjonktüründe yapılabilir . Unutmayalım daha yeni bir dünya düzeni
kurulmadı ve dünyanın nereye gideceği belli değildir . O zaman kuruluştan gelen devlet modelinin
güçlendirerek bu dönemin atlatılmasını sağlamak Türk milleti ve devleti için kaçınılmazdır .
S-6-Bölgenin geleceği için alternatif olabilecek başka planlar ya da projeler var mıdır ?
C-6-Osmanlı hinterlandının tam ortasında çağdaş bir ulus devlet kuran antiemperyalist Atatürk ,
Sovyet yayılmacılığına ve batılı emperyalistlerin saldırılarına karşı , Balkan ülkeleri ile Balkan Paktını ,
Orta Doğu ülkeleri ile de Sadabat Paktını kurarak , her türlü dış saldırıya karşı komşular ile ortak
dayanışma içinde bir bölge birliğini gündeme getirmiştir . ABD,İngiltere ve İsrail üçlüsü bölge
devletlerini parçalayarak eyaletler halinde bir bölgesel birliği merkezi alan devletlerine dayatırken
terör ve savaş bütün bölgeye yayılmıştır . Şimdi bölgede mezhep kışkırtmalarını ,din savaşlarını ve
etnik çatışmaları önlemek doğrultusunda Balkan ,Orta Doğu ve Kafkas ülkelerini bir araya getirecek
bir Merkezi Devletler Topluluğuna ihtiyaç bulunmaktadır . Tıpkı Avrupa devletlerinin bölünmeden
bölgesel birliğe yönelmeleri gibi bir bölgesel oluşum modelini Türkiye Cumhuriyeti komşuları ile bir
araya gelerek bir an önce gerçekleştirmesi bölge ve dünya barışı açısından zorunlu görünmektedir .
Bu doğrultuda parçalanarak bir Orta Doğu Birleşik Devletleri değil ama , parçalanmadan var olan
devlet düzenlerinin bir araya gelmesiyle sağlanacak dayanışma içerisinde merkezi alan barışı
sağlanabilecektir . O zaman Türkiye’nin yeni yeri bölge ülkelerini parçalamaya yönelen Atlantik
ittifakı değil ama bölge ülkelerinin yanı olacaktır . Rusya ile savaşa hazırlanan batı ittifakının
bölgedeki askeri yapılanması olan Nato batı blokunun çıkarları için bir Rusya savaşına yöneliyorsa , bu
savaş da bölgedeki diğer savaşlar gibi emperyal ve haksız bir savaş olacaktır . Nato bölgede yeterince
güvenlik sağlayamıyorsa o zaman eskiden olduğu gibi yeni bir CENTO’nun bölge devletleri
dayanışmasıyla kurulmasının zamanı gelmiştir çünkü CENTCOM da barışı sağlayamamıştır .
ABD gibi bir eyaletler yapılanmasıyla oluşturulacak O.B.D. modeli ,terör ve çatışma yolları ile
parçalanma getirdiği için merkezi coğrafyanın geleceği açısından ve bölge ülkelerinin güvenliği için
uygun değildir . Batılı emperyal ülkeler kendi çıkarları için böylesine bir çıkarcı planı bölge ülkelerine
dayattıkları sürece ,Orta Doğu’da barış hiçbir zaman sağlanamayacaktır . Türkiye’nin halen için de
bulunduğu batı ittifakındaki emperyal ülkeler, eğer gerçekten Türkiye dostu iseler ,o zaman eyaletler
yolu ile parçalanarak kurulacak bir Orta Doğu Birleşik Devletleri yapılanmasını değil ama bölge
ülkelerinin barış ve dayanışma içinde oluşturacakları güvenlik ortamında gerçekleştirilebilecek , bir
Merkezi Devletler Birliği modelini elbirliği içinde savunmaları gerekmektedir .
(Daha fazla bilgi için : TÜRKİYE’nin B PLANI ,ANIL ÇEÇEN , Kilit Yayınları , Ankara 2006,540 sayfa)
(TÜRKİYE VE AVRASYA - ANIL ÇEÇEN ,Doğu Kütüphanesi yayınları , İstanbul -2015 ,500 sayfa )
(TÜRKİYE’NİN BİRLİĞİ , ANIL ÇEÇEN , Togan Yayınları , İstanbul -2013, 565 sayfa
Download