minik kalplere ekstra özen

advertisement
MEDICANA SAĞLIK GRUBU AYLIK ÜCRETSİZ YAYINIDIR
EYLÜL 2015 SAYI: 81
MİNİK KALPLERE
EKSTRA ÖZEN
Yenidoğan ve çocuklarda
kalp hastalıkları
Bebeklerde kalp anomalisinin
sebepleri neler?
Bebek ve çocuklarda görülen doğumsal kalp
anomalileri günümüzde başarıyla tedavi
edilebiliyor. Çocuk cerrahisi birimi olan
merkezlerde, en son cerrahi tekniklerle
gerçekleştirilen tedaviler sayesinde bu
çocuklar hayatlarını sağlıklı birer erişkin olarak
sürdürebiliyor.
Bu anomalilere yol açan faktörlerin bilinenleri
arasında annenin sigara ve alkol kullanmasının
yanı sıra bazı ilaçları (diyabet ve epilepsi
hastalıkları için düzenli olarak kullanılan ilaçlar)
kullanması ilk sırada geliyor. Bu alandaki
sevindirici gelişme ise, günümüzde bunların
çoğunun “fötal ekokardiyografi” yöntemi ile
hamileliğin 4. ve 5. ayından itibaren tespit
edilebilir olması.
Ülkemizde bebeklerde doğuştan kalp hastalığı
görülme sıklığı binde 8. Yani her 1000 doğumdan
8’inde bebekler kalplerinde çeşitli anomalilerle
doğuyor. Bu da her yıl, ülkemizde 12 bin kalp
hastasının dünyaya gelmesi demek.
Anne karnındayken
kalp anomali tanısı
Gelişen yöntemlerle bu sorunları bebek henüz
anne karnındayken tespit etmek ve doğumdan
hemen sonra planlanmış bir ameliyatla gidermek
mümkün. Aynı şekilde, çocuklarda rastlanan kalp
hastalıkları da cerrahi ya da cerrahi olmayan
yöntemlerle tedavi edilebiliyor.
Doğuştan gelen kalp anomalilerinin pek çok
sebebi var. Ancak bu sebeplerin büyük bir kısmı
bilinmiyor. Bebek anne karnındayken oluşan bazı
gelişim bozuklukları nedeniyle kalbin
anatomisinde bazı bozukluklar olabiliyor.
Çocuklarda kalp hastalıkları
Çocuklarda görülen kalp hastalıkları yine çeşitli
kalp anomalileri sonucu gelişebiliyor. Bunlar
arasında sıklıkla rastlananların başında “mavi
çocuk” olarak tanımlanan kirli kanın temiz kan
tarafına geçtiği hastalık geliyor. Bu çocuklar
morumsu bir renge sahip oluyor, çok çabuk
yoruluyor. Tabloya, bazen bayılmalar da eşlik
edebiliyor. Bazı çocuklarda ise tam aksine,
temiz kanın kirli kan tarafına geçmesine neden
olan anomaliler olabiliyor. Bu çocuklarda da sık
sık akciğer enfeksiyonları ve sonrasında kalp
yetersizliği görülebiliyor.
Çocuklarda rastlanan diğer bir grup kalp hastalığı
da romatizmal kalp hastalıkları. Çoğunlukla önce
boğaza yerleşen bir bakteri kaynaklı olan bu
hastalık kalp kapakçıklarında deformasyona yol
açabiliyor. Ayrıca, ritim bozuklukları da bazen
doğumsal kalp anomalileri sonucu bazen de
herhangi bir nedene bağlı olmaksızın ortaya
çıkabiliyor.
Kalbi hasta çocuk çabuk yoruluyor
Kalplerinde sorun olan çocuklarda en sık görülen
şikayetlerin başında morarma ve çabuk yorulma,
ağladığında biraz koştuğunda hatta yürüdüğünde
morarmasının artması olarak sıralanıyor.
Birkaç adım attığında yorulan çocuk hemen
çömelerek dinlenmek isteyebiliyor. Annelerin
bu durumda dikkatli olması özellikle ailelerinde
kalp hastalıkları olanların hemen bir uzmana
başvurarak çocuğunu muayene
ettirmesi gerekiyor.
UNUTKANLIĞI HAFİFE ALMAYIN
Alzheimer hastalığı yaşlılıkla beraber ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak
üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan ilerleyici bir beyin
hastalığıdır. Alzheimer hastalığı, klinik olarak sinsi başlayan bellek kaybı, motor
fonksiyonlarda kötüleşme ve davranış bozuklukları ile karakterize bir hastalıktır.
Alzheimer hastalığı bunamanın en sık nedenidir, ancak benzer belirtiler veren
başka hastalıklar da vardır. Bu nedenle, Alzheimer hastalığının diğer bunama
nedenlerinden tam olarak ayırt edilmesi gerekir. Sinir hastalıkları uzmanları yani
nörologlar ve ruh hastalıkları uzmanları yani psikiyatristiler, çeşitli testler, beyin
filmleri ve laboratuvar tetkikleri sayesinde bugün büyük oranda kesin
Alzheimer teşhisi koyabilmektedir.
Alzheimer’ın belirtileri nelerdir?
Alzheimer hastalığının ilk belirtisi genellikle
unutkanlıktır. Ancak buna başka sorunlar da eşlik
eder. Hastalığın belirtileri genel olarak iki gruba
ayrılır; zihinsel ve ruhsal bozukluklar. Zihinsel
bozukluklar; unutkanlık, öğrenme güçlüğü,
konuşma bozukluğu, yolunu kaybetme, kişileri
tanıyamama, karar verme güçlüğü gibiyken,
ruhsal bozukluklar; huzursuzluk, ilgisizlik,
saldırganlık, uyku bozukluğu, amaçsız dolaşma,
hayaller görme ve depresyondur.
Hastalığın üç evresi
Alzheimer yavaş ilerleyen, ancak zaman
içinde günlük yaşamı etkileyerek hastayı geri
dönüşümsüz bir şekilde bakıma muhtaç bırakan
bir hastalıktır. Hastalığın üç evresi vardır;
başlangıç, orta ve ileri evre. Alzheimer hastalığı
herhangi tıbbi müdahale yapılmadığı takdirde
ortalama 9 yıl içinde ölümle sonuçlanır.
Alzheimer hastalığının erken evrelerinde; bellek
kaybı (genellikle yakın bellekle ilgili), günün
tarihini hatırlamada güçlük, daha önce bildiği
mekanları tanımada güçlük (örneğin hasta kendi
evinde olmasına rağmen nerede bulunduğunu
karıştırabilir), karar vermede güçlük ve kelimeleri
bulmada güçlük sayılabilir.
Alzheimer hastalığının orta evresinde; belirgin
unutkanlık, kişileri tanıyamama, yıkanma,
giyinme gibi gündelik işlerde yardım ihtiyacı,
çevrede kaybolma, konuşmada bozulma, hayaller
görme, depresyon gibi ruhsal bozukluklar
görülür.
Alzheimer hastalığının ileri evresinde; aile
üyelerini tanıyamama, yemek yeme ve yürümede
güçlük, zaman içinde yatağa bağımlı hale
gelme, idrar ve gaita kaçırma ve ciddi davranış
bozuklukları görülür.
Erken tanının önemi
Alzheimer hastalığında erken tanı çok önemlidir.
Hastalık, erken dönemde depresyon ile
karıştırılabilir. Depresyon daha hızlı başlangıçlıdır
ve hastaların geçmişlerinde benzer depresyon
öyküsü bulunabilir. Alzheimer hastalığında
ise hastalar bilmediklerini göstermemek için
çaba sarf ederler, inkar süreci yaşarlar. Birden
çok bilişsel alanda fonksiyonel bozukluğa yol
açacak düzeyde bozulmanın ortaya çıktığı
demans durumunda, bellek kaybı ile beraber dile
ilişkin konuşma bozukluğu, amaçlı etkinliklerin
gerçekleştirilememesi veya beceriksizlik,
tanıma yeteneğinde kötüleşme ve yürütücü
işlevlerde yetersizlik gibi sorunlar ortaya çıkar.
Alzheimer tip demans hastalarında ise hafıza ve
konuşma bozukluğu, kelime bulmada zorlanma,
önceden yapabildiklerini yapamama, cisimleri
ve kişileri tanımakta zorlanma, kendiliğinden
bir şey planlayıp üretememe, sosyal ve uğraşı
fonksiyonlarında bozulma, kişilik ve davranış
değişiklikleri gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu
hastalıkta sürekli olan bilişsel yıkım, dereceli
olarak artış gösterir.
Medicana’nın Uzman Hemşİrelerİnden;
DİYABETTE AYAK BAKIMI ÖNERİLERİ
Diyabet, birtakım sorun ve sorumlulukları beraberinde getiren ve yaşam
boyu süren bir hastalıktır. Diyabetik ayak, diyabetin en ciddi ve en ağır
komplikasyonlarından biridir. Bu nedenle hem tıbbi, hem sosyal hem de
ekonomik açıdan diyabette yaşanan ayak sorunları oldukça önemlidir.
Diyabette kan şekeri eğer çok yüksek ve düzensiz seyrediyorsa, ayaklarda
problemler başlar.
Ayaklarda oluşan sorunların
kaynağı nedir?
Sinir Hasarı
Uzun süren kan şekeri dengesizlikleri özellikle
ayaklarda sinir hasarı oluşmasına neden olur.
Bu sinir hasarına Nöropati denir. Nöropati
oluşumu ile ayaklarda ve parmak uçlarında his
kaybı başlar. His kaybı oluştuğunda basınç, ağrı,
kesik, yanık ve yaralanmalar hissedilemez.
Dolaşım Bozukluğu
Kötü kan şekeri kontrolü damarlarda hasarlar
oluşturmaya başlar ve özellikle bacak
damarlarında oluşan tıkanıklıklar sonrasında
dolaşım bozulmaya başlar. Diyabetli hastanın
sigara kullanımı damar tıkanıklığı riskini daha da
artırdığı için sigara kullanmaması önerilmektedir.
Sigara kullanımı sadece ayaklara giden kan
akımında hasar görme riskini değil aynı zamanda
kalp krizi ve felç geçirme riskini de yüksek
oranda artırır.
Diyabetli hastanın
ayak bakımında
dikkat etmesi gereken kurallar
• Sigarayı bırakın.
• Kan şekerinizi kontrol altına almaya çalışmak
için sık kan şekeri kontrolleri yapın.
• Evde, plajda çıplak ayakla yere basmayın,
ayağınıza mutlaka terlik giyin.
• Çoraplarınızı her gün değiştirin, pamuklu ve
ayakları sıkmayan çorapları tercih edin.
• Ayakları her gün ılık su ile yıkayın, kuruma
ve çatlamalara karşı nemlendirici krem ile
ayaklarınızın altını ve üstünü nemlendirin.
• Ayak tırnaklarınızı banyo sonrası yumuşakken
düz çok kısa olmayacak bir şekilde kesin, kesme
işlemi sonrası törpü ile düzeltin.
• Ayaklarınızda oluşabilecek yara, kesi, kızarıklık
gibi hasarları erken fark etmek ve erken
müdahale edebilmek için her gün ayak
kontrolü yapın.
• Ayaklarınızı herhangi bir ısıtıcı veya sıcak su
torbası kullanarak ısıtmayın, bu şekilde ısıtmalar
ciddi yanık tehlikesi oluşturur.
• Kan dolaşımını devam ettirmek için
ayaklarınızla ve parmaklarınızla sağa sola,
öne arkaya dairesel hareketler yapın.
• Ayağınızda oluşan sertlikler, nasırlar, tırnak
sorunlarını doktorunuza danışmadan kozmetik
ürünler ile tedavi etmeye çalışmayın.
• Belirtilen sorunlardan biri ile karşılaşınca
mutlaka doktorunuz ile temasa geçin.
• Takipleriniz için mutlaka bir hastane ve doktor
ile bağlantıda olun ve randevularınıza sadık kalın.
PEDİATRİK KVC
Bebek ve Çocuklarda Görülen
Download