Çocuğun Anlamı Nedir?

advertisement
AİLE EĞİTİMİ
“ENGELLİ BİR
ÇOCUĞA SAHİP
OLMAK”
Hazırlayan
Özel Eğitim Öğretmeni
Nuray DUMAN
AİLE NEDİR?
• İki kişinin oluşturduğu
birlikteliktir.
• Veya aynı çatı altında yaşayan
kişilerin oluşturduğu birlikteliktir.
• Toplumdaki en küçük yapı
birimidir.
• Kadın ve erkeğin yasalar önünde
belli bir akitle ve toplumun
kabulüyle bir araya gelerek
ürünü(çocuğu) oluşturmalarıdır.
Çocuğun Anlamı Nedir?
Öncelikle çocuk, kadın ve erkeğin ortak ürünüdür.
Döllenmede anneden ve babadan gelen 23
kromozomun birleşmesiyle oluşan bir ürün. Bu özelliği
ön planda tutan çiftler için genlerin karışımının
sonucu merak konusudur. Bazıları için aile adının
kuşaktan kuşağa taşınması önemlidir.
Çocuğun kadın ve erkek için taşıdığı
anlamları şöyle sıralayabiliriz.
• Çocuk annenin ve babanın sağlıklı olduğunun
bir göstergesidir. Kadının hamile olmasıyla
kendi ailesine eşinin ailesine ve topluma
verdiği mesaj, “bakın ben sağlıklı, cinsinin
özelliklerini gösteren sağlıklı bir kadınım.
Üretiyorum.
• ”Erkeğin verdiği mesaj da benzeri anlam
taşımaktadır.Bu nedenle istendik bebekleri
olacak anne ve baba adaylarının yolda
yürüyüşleri bile daha farklıdır.
• Çocuk bir armağandır. Öncelikle
kadının erkeğe verdiği bir armağan
daha sonrada eşlerin kendi
ailelerine verdiği bir armağandır.
Bu nedenle genellikle kadınlar
annelerine erkeklerde babalarına
ilk kez durumu açıklarlar. Burada
çiftin ailelerine ilettiği, ben de
sana benziyorum. Ben de anne ya
da baba oluyorum. Genellikle bir
annenin en büyük isteği kızının da
kendisi gibi anne olmasıdır. Bu
nedenle özellikle bizim
toplumumuzda kız çocukları doğum
yaparken yanlarında anneleri
bulunur. Çünkü armağanını önce o
almak ister.
• Çocuk neslin devamıdır. Özellikle kırsal
kesimlerde erkek çocuk ailelerin
gelecek nesillerinin güvence altına
alındığının bir göstergesi olarak kabul
edilir. Erkek çocuğu olanın aile içindeki
saygınlığı daha fazla olur.
• Çocuk eşleri birbirine bağlayan bir
bağdır. Bazı bireyler evliliklerini bir
arada tutmak için çocuk sahibi olurlar
bu akılcı bir yol değildir, çünkü
genellikle çoktan bozulmuş olan ilişkiye
yeni bir sıkıntı ekler,bundan da en çok
etkilenen çocuktur. Ancak
toplumumuzda çocuk hala evliliğin
kurtarıcısı olarak görülmektedir.
• Çocuk ile bazı özlemlerimizi gideririz. Çocuğumuzun,
bizim yapmak isteyip de yapamadığımız isteklerimizi
gerçekleştirmesini isteriz. Daha çocuk doğmadan
çocuğun geleceği ile ilgili hayaller kurulur. Çocuğun
cinsiyetinden başlayıp çocuğun hangi okulları
okuyacağı hangi mesleği seçeceğine kadar hayaller
kurarız. Hiçbir zaman sahip olmadığımız olanakları
çocuklarımıza vermek ve bize davranılmasını
istediğimiz biçimde çocuklara davranmak istediğimiz
için çocuk sahibi olmuşuzdur.
• Çocuk anne ve babanın
gelecek sigortasıdır.
Yaşlılıkta yalnızlıktan
korunmak için aileler çocuk
isterler.
• Bazıları içinse çocuk sevgidir.
Eğer annenin hamilelik döneminde her şey
yolunda gider, çocuk beklentilere uygun olarak
doğarsa aile kendisi için önemli olan anlam
gerçekleştiği için olayı kutlar. Kadının, kocası
ailesi içindeki statüsü artar. Baba eş, dost ve
arkadaşlara doğumu müjdeler. Tüm anlamlar
olumlu yönde gerçekleşmiştir.
Engelli Çocuk Karşısında Ailelerin
Gösterdiği Tepkiler
• Ailelerin tepkilerini açıklayan çeşitli modeller
vardır. Bunlardan en bilineni “aşama modeli”
olarak belirtilen ve ailelerin çeşitli aşamalardan
geçerek kabul ve uyum aşamasına geldiğini
varsayan modeldir.
Eğer çocukta doğumsal bir yetersizlik
varsa, çocuk hamilelik döneminde düşleri
kurulan beklentilerin hiçbirini yerine
getiremeyecektir. Aile bu durumla
karşılaştığında önce ŞOK yaşar.
Şok durumları, bireyin beklenmeyen,
istenmeyen ancak ani biçimde ortaya çıkan
durumlarda gösterdiği tepkidir.
Birey bu durumu, trafik kazası, çok sevilen
bir yakının ölümü ve engelli çocuğa sahip
olduğunu anladığı anda yaşar. Birey gözünü
kapatır. Bununla gözünü açtığında her şeyin
tekrar eski haline döneceğini düşünür.
Ancak gözünü açtığında durum
değişmemiştir.Bu zaman yeni bir somatik
evre başlar İNKAR.
• Bu aşamada birey, çocuğun
durumunu reddetmekte, çocuğa
bu tanıyı koyan doktorları
suçlamaktadır. Çocuğun da olağan
dışı bir durum yoktur. Bunun
tanısını doktor koymuştur. Doktor
yanlış tanı koymuştur. Bu nedenle
başka doktorlara gitmek gerekir
diyerek doktor doktor dolaşılır.
Her doktor durumu teyit
etmektedir. Değişen bir durum
yoktur. Bu durumun nedenini
aramaya başlar bu SUÇLAMA
aşamasıdır.
• Anne, babayı, daha çok da baba
anneyi suçlamaktadır. Çünkü
çocuk 266 gün anne tarafından
taşınmıştır. Bu suçlama neden
benden değil senden, senin
ailenden kaynaklanmaktadır
görüşüne varan bir tırmanma
biçimine dönüşebilir.
• Suçlamadan sonra KABUL aşaması yaşanır.
Bu aşamada aile artık mevcut durumda
çocuğa nasıl yararlı olacağı konusunda
tutumlar geliştirir.
• Aile bu aşamaları ne kadar çabuk geçer ve
çocuğa gerekli erken müdahaleleri yaparsa,
çocuklarda gözlenebilecek olası gelişim
geriliklerinin oldukça sınırlı alanlarda
kalacağını belirtmek gerekmektedir. Süre
uzadıkça gelişimin kritik dönemleri olan 0-2
yaş kaçırılmış olacak ve çocuğun ileriki
yaşlarında üstesinden gelemeyeceği
olumsuzlukların temeli atılabileceği gerçeğini
unutmamak gerekmektedir.
Başka bir model Sürekli Üzüntü modelidir. Bu
yaklaşıma göre, aileler gerek aile içi yaşantıları,
çocuğun farklılığı, gerekse toplumsal tepkilere bağlı
olarak sürekli bir üzüntü ve kaygı içindedirler. Bu
doğal bir süreç olarak algılanmakta ve patolojik olarak
düşünülmemektedir.
Diğer bir model ise “Çaresizlik,Güçsüzlük ve
Anlamsızlık” modelidir. Farklı özellikleri olan bir
çocuğun anne babada yarattığı duygular, yakın
çevrenin (büyükanneler, büyükbabalar, arkadaşlar)
tepkileriyle yakından ilişkilidir. Onların durumu
olumsuz ve çaresizlik içinde algılaması anne ve babanın
da benzer duygular içine girmesine neden olmaktadır.
Tüm bu modeller bize ailelerin yaşadıkları
konusunda ipuçları vermektedir. Her ailenin
kendine özgü olduğu, yaşadıklarının ve
gelişimlerinin de kendilerine özgü olduğu
unutulmamalıdır.
Kardeşlerin Duyguları ve Tepkileri
Kardeşlerin tepkileri de büyük ölçüde
anne babaların tepkileriyle
şekillenmektedir. Kardeşler de aileye
yeni bir kardeş gelmesinin mutluluğunu
çok yoğun yaşamakla birlikte, farklı
özelliğe sahip bir kardeş üzüntü ve
çeşitli karmaşık duyguları beraberinde
getirir. Bilindiği gibi farklı özellikleri
olan bir çocuk tüm aileyi
etkilemektedir.
KARDEŞ TEPKİLERİ
Farketmeme, görmezlikten gelme: Farklı özelliği olan
bir kardeşe sahip olmanın getirdiği kızgınlığın doğal
sonucu olan bu durum, diğer kardeşin anne babanın çok
ilgisini istemesi, çeşitli sosyal baskılar sonucu ortaya
çıkabilir.
Kıskançlık ve kötü davranma: Ailenin ilgi ve sevgisinin
bir ölçüde kendi üzerinden gitmesi, kardeşlerin
kıskançlık duyguları yaşamasına neden olabilir. İlgi
çekmek amacıyla, çeşitli davranış problemleri
yaşayabilir. Kıskançlık duygularının doğal bir sonucu
olarak,saldırganlık, ilgilenmeme gibi duygularda
yaşanabilir.
Korku: Kardeşler kendilerinin ya da
çocuklarının da farklı özelliği
olabileceği korkusunu
yaşayabilirler.Ayrıca ileride farklı
özelliği olan kardeşin tüm
sorumluluğunu alma düşüncesi de
yaşanan duygular içindedir.
Utanma, sıkılma: Farklı özelliğe sahip
kardeşten utanma, arkadaşlarına
bahsetmeme ve sosyal ilişkileri
kısıtlama da yaşanan tepkiler olarak
ortaya çıkmaktadır.
Diğer taraftan farklı özelliğe sahip bir
kardeşi olmanın getirdiği olumlu duygular
ve yaşantılar da bulunmaktadır. İnsan
ilişkilerine ve farklılıklara duyarlılığın
artması, daha toleranslı olma ve
sorumluluk duygularının gelişmesi bunlar
arasında sayılabilir.
Farklı özelliklere sahibi bir çocuğun
ailelerde yol açtığı değişiklikler
Her çocuğun doğumu ailede bir çok yeniliğe ve
değişikliğe yol açar. Anne babaların, kardeşlerin kişilik
özellikleri, birbirlerinden, hayattan, mesleklerinden,
yakın çevreden ve toplumdan beklentileri de farklılaşır.
Bu farklılıklar aileden aileye değişmekle birlikte, anne
babaların kişilik özellikleri, eşlerin birbirlerine ne
ölçüde yakın ve destek oldukları, yakın çevrenin ve
toplumun tepkileri ve desteği bu değişiklikleri
etkilemektedir. Aynı zamanda toplumun ve devletin bu
çocuklara ve ailelere sunduğu hizmetlerin ve servislerin
niteliği ve niceliği de ailelerde meydana gelen
değişiklikleri etkileyen en önemli nedenlerden biridir.
Anne babalar, çocuklarını tanıdıkları ve onlara
ilişkin doğru bilgiler edindikleri ölçüde değişim
ve gelişimlerini değerlendirebilir ve ileriye
dönük beklentiler geliştirebilirler.Tüm
beklentiler çocuğun bağımsız yaşam
becerilerini geliştirebilmesine, kazanabileceği
iş ve meslek becerilerini kazanmasına ve
topluma kaynaşmasına dönük olmaktadır. Anne
baba için en önemli değişiklik ve gelişimler
çocuğun kendine yeter hale gelmesi ve kendini
ifade edebilmesidir.
ÇEVRE VE UZMANLARLA
İLİŞKİLER
Ailenin çevreden ve uzmanlardan aldığı destek, yardım
çocuğun yaşıyla birlikte değişmekte şekillenmektedir.
Bebeklikte, uygun tıbbi tanı ve tıbbi yardımlar ve ailenin
duygularına yoğunlaşırken, erken çocukluk döneminde,
çocukların özellikleri, yaşıtlarıyla nasıl kaynaşabilecekleri
yönünde yardımlar uygun olmaktadır. İlköğretim
döneminde, nasıl bir eğitim ortamı, nasıl ve nerede gibi
değişik sistem düzeylerinde arayışlara ve desteklere yol
açmaktadır. Ergenlikle birlikte, bağımsız yaşam, arkadaş
ilişkileri, kabul görme, farklı özelliği olan ergenin kendini
olduğu gibi kabul etmesine yönelik yardımlar, destek ve
anlam kazanmakta ve bu yardımlar ailelerce beklenmekte,
araştırılmaktadır.
Ailelerin Toplumdan Beklentileri
Anne babaların tüm yaşadıkları ile nasıl ve ne ölçüde
başa çıktıkları sosyal destek mekanizmalarıyla paralellik
göstermektedir.Ailelerin yaşadıkları bu beklenmedik ve
karmaşık durumla başa çıkmaları, büyük ölçüde diğer
ailelerle ilişkilerine, onlardan aldıkları desteğe ve onlara
ne ölçüde yardımcı olduklarına bağlıdır. Ailelerin
arkadaşlığa, dostluğa, yalnız olmadıklarını hissetmeye ve
duygusal desteğe ihtiyaçları vardır. Bu desteği
genişletilmiş aile fertlerinden, yakın çevreden aldıkları
gibi psikolojik danışma gruplarında diğer anne ve
babalardan da almaktadırlar. Bu gruplar annelerin,
babaların, birbirlerine duygusal, sosyal yönden
yakınlaşmalarına, yalnız olmadıklarını fark etmelerine
yardımcı olur.
Psikolojik Danışma Çalışmaları
Geleceği düşünmek ve geleceğe ilişkin olumlu beklentiler
içinde olmak, karamsar, karmaşık duyguların,
yaşantıların, olumluya yöneldiğinin işaretleridir. Aileleri
bu yönde desteklemek, psikolojik danışma gruplarının
temel amaçlarındandır. Ayrıca, amaca dönük
davranışların belirlenmesi, şekillenmesi, annelerde
istendik ve olumlu davranışların gelişmesi içinde çıkış
noktası olmaktadır. Ailelerle yapılan psikolojik danışma
uygulamaları bireysel veya grupla yapılmaktadır. Grupla
psikolojik danışma 8-12 arası anne baba ya da kardeşin
bu alanda yetişmiş uzmanla birlikte yürüttükleri
çalışmalardır.
Ailelerin Eğitim Sürecine Katılımı
Ve Aile Eğitimi
Çocukların eğitim ortamındaki gelişiminde
kabul edilen en temel ilkelerden biri
öğretmenlerin, idarecilerin ve ailelerin bu
süreçte hep birlikte yer alması ilkesidir.
Çocukların okul ortamında kazandıkları
becerilerin ev ortamında pekiştirilmesi ve
geliştirilmesi, okul-ev tutarlılığının
sağlanması ve ailelerin okul ortamının etkili
bir öğesi haline gelebilmesi eğitim sürecinin
temel hedeflerindendir.
Aile Katılımının Ve Eğitiminin
Temel Gerekçeleri
• Anne babalar çocuklarıyla iletişim içinde olmalıdırlar.
Eğitim sürecinde ve çocukların gelişiminde anne
babaların gözlemlerinden ve görüşlerinden yararlanmak
çocukların gelişimini kolaylaştırıcı bir anlam
taşımaktadır.
• Annelerin eğitim düzeylerinin düşük olması, çocuğa ev
ortamında çeşitli becerilerin kazandırılmasında ve
okuldan beklenen akademik katkılarda bulunmalarına
engel olmaktadır.Aile katılım programları bu yönden
yetişkin eğitimi olarak da algılanmakta ve toplumda
anne babaların, özellikle annelerin gelişimine katkı
sağlamaktadır.
• Ailelerin okulu tanıması, kendilerini okulun bir
parçası olarak hissetmeleri, onların okul ve
öğrenciler için kaynak aramaları içinde fırsat
sağlamaktadır.Ailelerin katılımında bir diğer
gerekçede çocukların akademik
performanslarının, okulun akademik
standartlarının yükselmesine katkısı olmasıdır.
• Sınıf ve okul ortamı içinde ortak bir kültürün
oluşması için ailelerin eğitim sürecine ilişkin bazı
etkinlikleri ev ortamına taşımaları ve bunları
geliştirmeleri de yararlı olmaktadır.
• Ailelerin çocukların gelişimi için en iyi ve etkili
yolları, yöntemleri bulmak için çaba harcarlar.
Zaman zaman bu ipuçlarını bulmada zorlanırlar.
• Aile katılımıyla geliştirilmeye çalışılan
etkileşimden hem çocuklar hem de aileler
yarar görmektedir.
• Çocukların benlik algısı olumlu yönde
etkilenmektedir.
• Çocukların akademik başarılarının arttığı
gözlenmektedir.
• Ailelerin okula ve eğitim sürecine olumlu
tutumlar geliştirmesine yardımcı olmaktadır.
Etkili Aile Programlarının
Özellikleri
• Anne babaların çocuklarının eğitimi, gelişimi ve
eğitim yöntemleri ile ilgili olduğunu kabul
etmek.
• Anne babaların becerilerinin ve özelliklerinin
farklı olduğunu kabul etmek.
• Ailelerin ihtiyaçlarına esnek ve yaratıcı
programlarla destek vermek.
• Ailelerle beklentilerini, rollerini ve
sorumluluklarını paylaşmak.
• Anne babaların çocuklarının gelişimine ve
eğitim ortamına katkılarını vurgulamak.
• Anne babanın çocuklarına ilişkin gözlemlerini,
düşüncelerini ve deneyimlerini öğretmenlerle
paylaşmak.
• Anne baba çocuk ilişkisinin çok özel, yakın ve
uzun süreli, öğretmen öğrenci ilişkisinin ise daha
az özel ve kısa süreli olduğunu hatırlayarak ve bu
farkı dikkate alarak, programları buna göre
planlamak.
• Aileleri karar verme sürecine katmak ve
kararlardan onları haberdar etmek.
• Aile katılımının zaman, enerji ve çaba
gerektirdiğini kabul etmek.
• Dikkati sorunlardan çok çözümlere vermek.
Tüm ailelerin eğitim çalışmalarına katıldığını söylemek
çok gerçekçi olmamaktadır.
 Ailelerin zaman azlığı
 Kendilerinden kaynaklanan duygusal nedenler
 Okul ortamına ve sistemine ilişkin olumsuz nedenler
 Aile eğitiminin ve programlarının önemini bilmemek
 Kendilerine güvensizlik
gibi nedenlerle ailelerin bu programlara katılımında
güçlüklerle karşılaşılmaktadır.
Download