OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ Çocuğun cinsel eğitimi ülkemizde yeterince ele alınmamış ve aydınlığa kavuşturulmamış bir konudur. Bunun en önemli nedeni kültürümüzde bu konunun yasak olarak algılanmasıdır. Cinsel bilgilerin sır olarak saklandığı bir ortamda yetişen gençler çoğunluktadır. Anne babalar büyümekte olan çocuklarının sorularına cevap vermeye çalışırlar. Ama iş cinsiyet ve üreme konularına gelince şaşırıp kalırlar. CİNSEL KİMLİĞİN GELİŞİMİ NASIL OLUR? 3-6 yaş arası oedipal dönemdir. Bu dönemde bir erkek çocuğun ilk sevgilisi annedir. Babayı yataktan atar. Annesiyle kendisinin evli olduğunu hayal eder. Babayı kendisine rakip olarak görür. Ve anne babanın en küçük birbirlerine karşı olan ilgisini kıskanır. Kız çocukları için de ilk sevgili babadır. Anne rakiptir. Kız çocuğu babasının sevgisini kazanmak için annesi gibi davranmaya çalışır. Onun topuklu ayakkabılarını giyer. Makyaj yapar. Annesi gibi davranarak kadınsı kimliği benimser. Erkek çocuk da annesinin ilgisini kazanmak için babası gibi davranır. Örnek; baba anneden su isterse çocuk da “anne bana su ver” gibi konuşmalarla erkek kimliğini benimser ve işte ilk cinsel kimlik gelişimi böylece başlamış olur. Bu dönemde erkek çocuğu babayla kız çocuğu anneyle sorunlar yaşayabilir. Bu geçici bir durumdur. Anne-babanın olabildiğince sakin ve anlayışlı olması gerekir. Çocuğun cinsel kimlik kazanmasında en önemli etken özdeşim olayıdır(anne babaların model olduğu davranışlar). Cinsel özdeşim yaklaşık 3 yaşından itibaren oluşmaya başlar. Çocuk erkek ve kız davranışlarını anne ya da babasına özendiği için, onlara benzemek istediği için benimser. Cinsel gelişimin yolunda gitmesi için bazı koşullar gerekir. Kız çocuklarla annesi, erkek çocuklarla babası arasındaki ilişki ne kadar yakın ve olumlu ise özdeşim o denli kolay oluşur. Cinsel kimlikleri olgunlaşmış ve iyice belirlenmiş anne ve babayla büyüyen çocuk bu gelişmeyi önemli bir güçlüğe uğramadan tamamlar. Erkekte toplumun aradığı nitelikleri taşıyan bir baba, çocuğuna iyi örnek olacaktır. Kadın kimliği belirgin bir anne, kızına iyi bir özdeşim örneği olacağı gibi, oğluna da erkek kimliği geliştirmesinde yardımcı olacaktır. Erkek çocuklarını kız ya da kız çocuklarını erkek gibi yetiştirmek çocuğun cinsel kimliğinin gelişimini engelleyebilir. Ayrıca kişiliği baskın annesini model alan erkek çocuk, kız oyunları oynamaya ve süslenmeye başlayabilir. Eğer baba da otoriter ise, çocuk anneye daha çok yaklaşıp yumuşak bir kişilik geliştirilebilir. Ergenlik çağına doğru bu davranışları onaylanıp, hiçbir önlem alınmıyorsa, bu çocuklarda cinsel kimlik sapması görülebilir. Cinsel kimlik gelişiminde ebeveynin yapması gereken en önemli hareket, doğru model oluşturmak ve çocuktaki yanlış davranışların üzerine gitmeden nedenini araştırmak ya da bir uzmana başvurmak olmalıdır. ÇOCUK CİNSEL EĞİTİMİ NEDİR? Cinselliğe ilgi 2-4 yaşlarında başlar. Çıplaklık son derece doğal ve rahattır bu yaş çocukları için. Zaten çocuklar için 3 yaşına kadar vajenin ve penisin kulağından veya burnunda farkı yoktur. Sadece çocuk kendi bedenindeki girinti çıkıntıları incelemeye başlar. Sonra da annebaba veya kardeşinin girinti çıkıntıları izler. Yıkanırken, tuvaletini yaparken vb. Çocuklar 3-4 yaş civarı cinsellikle ilgili sorular sormaya başlarlar. Bir soru biter diğeri başlar. Cevap onu tatmin etmediyse tekrar tekrar sorar. Bu sorulara mümkün olduğu kadar açık, net, kısa ve yaşına uygun cevaplar verilmelidir. Örneğin sen kızsın ve kızlarda pipi yoktur erkeklerde vardır gibi. Aslında işin püf noktası şu; anne-baba cinsellik konusunda ne kadar rahat olursa çocuklarının sorularını da aynı rahatlıkta cevaplayabilir. Ancak kaygılı ise, eyvah dünyanın sonu şeklinde duruma yaklaşıyorlarsa eh o zaman da çocuklarının sorularını ya duymazdan geleceklerdir ya da baştan savma, saçma sapan yanıtlar vereceklerdir. Unutmayın; Bu eğitimi vermek için anne-babanın da cinselliğe ve kendi cinsel kimliğine bakışı önemlidir çünkü çocuğunuz sizin davranışınızı örnek alacaktır. Çocukken cinsellik konusunda edinilen yanlış ve sağlıksız bilgiler yetişkinlik döneminde de yetişkinin cinsel yaşamını hadi onu da bırakın bir kenara kendi cinsel kimliğine bakışını belirleyeceğinden uygun ve sağlıklı cinsel eğitim çocuklara verilmelidir. Çünkü kendi bedeniyle ilgili bilgi edinmesi onun en doğal hakkıdır. ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM NE ZAMAN VERİLMELİDİR? Bebeğe, ana ve babasının ilettiği en önemli etkenler sıcaklık, rahatlık ve yakınlıktır. Doğumdan sonraki birinci yılda bebeğin ilk cinsel duyguları, yıkanma ve altının değiştirilmesi sırasında ortaya çıkar. Bebek bezinin genital bölgedeki baskı ve hareketi, bebeğin hoşlandığı haz verici duyumsamalardır. Bebek el ve kol hareketlerini daha iyi kontrol edebilecek kadar, biraz daha büyüyünce, kazara cinsel organlarına dokunabilir ve haz verici bir duygunun yeniden yaşanmasını istemek çok doğal ve insana özgü olduğundan, bebek yeniden cinsel organlarına dokunmaya çalışır. Erkek bebekler penislerini çekiştirirler; fakat kız bebekler cinsel organlarının gizli olması nedeniyle dokunmakta daha güçlük çekerler, bu nedenle kız bebeklerde cinsel organlarına dokunma daha az görülür. Bazı ana babalar bu erken cinsel ilgiden rahatsız olur ve bunun anormal olduğundan endişelenirler. Oysa bebeklerin bu davranışı tümüyle doğal, normal ve sağlıklıdır. Cinsel eğitim bu noktada başlar. Ana babaların akıldan çıkarmamaları gereken nokta şudur: Sizin tarafınızdan çocuğu şaşırtıcı ve korkutucu olabilecek öfkeli bir tepkinin gelmesi, duygusal gelişim açısından zararlıdır ve henüz ortaya çıkmamış mastürbasyon için de engelleyici değildir. Küçük çocuklar, kendi bedenleriyle çok ilgilidirler. Okul öncesi çocuk, çevredeki dünya kadar, kendi hakkında da bilgi sahibi olmaya güçlü bir istek duyar. 2 ya da 3 yaşındaki çocuklar, bakma ve dokunmayla birçok şey öğrenirler ve ancak 5 yaş dolaylarına artık yalın sözlü açıklamaları anlayabilirler. 3-6 yaş döneminde çocuk dokunma yoluyla kendisini ve cinsel organlarını tanımaya başlar. Çocuğun cinsel organlarını elleyerek tanımaya çalışması çoğu kez büyükleri çok rahatsız eder. Çocuğa karışarak "dokunma, yapma", "ellersen kötü olur", erkek çocuklarda "keserler, kopar, çürür" şeklinde yanlış yaklaşımda bulunurlar. Bu gibi hatalı sözler çocuklarda korku, endişe ve utanma duyguları yaratacağından, son derece sakıncalıdır. Üç yaşına doğru, çocuklar kız-erkek ayrılığını sezip incelemeye koyulurlar. Kız çocuk, erkek çocuğun cinsel organı ile daha erken ilgilenmeye başlar. Kendinde olmadığı için üzüntü duyar ve bunu açığa vurur. Buna tanık olan yetişkinin canı sıkılır. Oysa açıkça dile getirilen duygular için rahatsız olunmamalı, gereken açıklama yapılmalıdır. Açıklama: "Kadının çocuk dünyaya getirmesi için böyle bir yapıya ihtiyacı vardır" dan daha karmaşık olmamalıdır. Erkek çocuk, kendi cinsel organından gurur duyar. Bu sebeple, kız çocuğununkiyle ilgilenmez, çünkü bunu bir eksiklik olarak görür. Bu olaylara çevre aşırı önem vermezse çocuk da vermez. (Geleneksel erkek sever yapıyı bir kenara bırakmak gerekir.) Çocuklar, cinselliklerinin farkına vardıkları 3 yaşından itibaren, zaman zaman ana babalarını şaşırtıp, zor duruma düşürecek sorular sorarlar. Doğru olan, bu soruları doğal karşılayıp, anında çocuğun yaş ve gelişim seviyesine göre fazla detaya inmeden yanıtlamaktır. Çocukların cinsellikle ilgili sordukları çeşitli sorular şu şekillerde yanıtlanabilir: Ben nasıl doğdum? (Çocuk bu soruyu sorduğunda hemen o anda yanıt verilmelidir. Ona, "Sen karnımdaki özel bir yerde büyüdükten sonra vücudumda karnımın altında bebeğin dışarı çıkabilmesi oluşmuş bir açıklıktan dışarı çıktın" denebilir.) Neden erkeklerin bebeği olmaz?(Çünkü erkeklerin vücudunda bebeklerin büyümesini sağlayan küçük bir yuvacık yoktur.) Evlenmemiş kişilerinde bebeği olabilir mi? (Evet. Her yetişkin kadın ve erkek bebek sahibi olabilir. Fakat evlenmeyi beklemeleri, bebeğin bir ailesi ve yuvası olması daha doğrudur) CİNSEL EĞİTİMDE AÇIKLIK YA DA GİZLİLİK VE SONUÇLARI Hemen her ana babanın aklına takılan soru şudur: “Çocuklarımızı cinsel hayat konusunda aydınlatmamız gerekli mi?” Günümüzde bu soruya kesin olumlu cevap verilir. Eğer çocuk, doğum, cinsiyet farkı, ana ve babanın rolü gibi konuları ana babasından öğrenmese, başka kaynaklardan cevaplar aramaya başlayacaktır. O zaman sonuç hiç de istendiği gibi olmayabilir. Çocuğun meraklarını yetkili bir kişi karşılamazsa, ortaya çıkacak sonuçları bütünüyle bilebileceğimizi söyleyemeyiz. Bugün yalnız orta yaşa yaklaşan kişiler değil, genç ana babaların pek çoğu da cinsel bilgilerin sır olarak saklandığı bir ortamda yetişmiştir. Ana babaları onlara ne doğum olayı ne de anne ve babanın çocukların oluşmasıyla ilgili rolü konusunda bir şey söylemişlerdir. *İlk olarak masallar uydurmuşuzdur; Leyleğin getirdiği, kapının önünde bulunduğu, lahanadan çıktığı, Doktordan ya da Çingenelerden alındığı… *Bazen de bu cevaplar iyi niyetli, ama beceriksizce olmuştur. Nasıl doğduğunu soran bir küçük kıza, annesinin, bir çocuğu olduğu zaman sevinç yerine, çektiği korkunç sancıları anlatması gibi. *Çocukların cinsellikle ilgili sorduklara sorulara, eksik ya da kaçamak cevaplar vermek neredeyse bir gelenektir. Bu tür sorular karşısında ana babanın konuşma biçimleri, yetişkinin mimikleri, esrarlı ses tonları, bedeninin gerginliği ya da gevşekliği ve çocuğu istekli veya isteksiz dinlemesi, sorularını dürüstçe cevaplaması, ona ana-babasının duyguları hakkında bilgi vermiştir. * Çocuğa nereden geldiği konusunda bilgi verme yasağı kimi zaman da susarak gösterilmiştir. Bu yasak o kadar ağırdır ki, çocuk soru sormaması gerektiğini bilinçsizce hisseder. Çocuk böylece susar, soru sormaktan cayar ve görünüşte bu konulara ilgi göstermez. Ancak içinden, bebeklerin nereden geldikleri, erkekler ve kızlar arasındaki farkı, niçin yalnız evli insanların çocuğu olduğunu sorar durur. Bu durumda en büyük tehlike, bu sorunları daha bilgili bir arkadaşın yanıtlamasıdır. Bu cevaplar önce çocuğun ana babasına olan güvenini kaybettirir. Çocukta cinsiyet farkıyla ilgili sorular 2. yaşta doğumla ilgili olanlarsa 3-4 yaşta başlar. Çocukken soruları yanıtlanmadığı ya da yanlış cevaplandığı, ihtiyaçları olduğunda yardım edilmediği için zorda kaldıklarında da ana babalarına başvurmazlar. Bu dönemde cevaplandırılmayan sorular ilerde başka iletişim bozukluklarına sebep olur. Çocukluğunda bilgi verilmeyen genç, ne yeni bir merakla ortaya çıkan sorunun aydınlatmak için, ne de öğüt istemek için ana babasına başvurur. Yalnız başına okuduklarıyla yetinir. Oysa basit birkaç açıklamayla her şey daha kolay olabilir. Çocuğun cinsel konulardaki merakı, öteki meraklar gibi yerinde ve sağlıklıdır. Bu dünyayı tanıma ihtiyacından doğmaktadır. Oysa çocukların kimi şeyleri anlaması için çeşitli olanaklar da vardır. Yeni bir kardeşin doğumu, çocukların nereden geldiklerini açıklamayı sağlar. Hayvanlar da çocukları ilgilendiren canlı bir örnektir. Kız ve erkek kardeşlerin bir arada yıkanması, küçük bebeğin günlük temizliği cinsiyet ayrımını anlatmakta yardımcı olabilir. En kolay ve basit yöntem, çocukların sorularına cevap verme gereğine inanmaktır. YAPILAN GENEL YANLIŞLAR Bazı ailelerde çocuktan hiçbir şey gizlenmeyerek cinsel eğitimin doğru verildiği sanılır. Bunlar ortalıkta açık saçık hatta çıplak dolaşır; çocukla birlikte yıkanırlar. Bu çeşit davranışlar çocuğun merakını gereksiz yere kamçılar. Kavranmaya hazır olmadığı gözlemlerle aklı karışır. Ayrıca ailenin bu tutumu, toplumun cinsel davranışlardan beklediği gizlilik ve anlayışla çelişir. Ancak, anne ve babaların, çocukların kendilerini banyoda tesadüfen çıplak görmeleri durumunda büyük bir tepkide bulunmamaları gerekir. Bu tür bir davranış, çocuğa bir şeylerin yanlış olduğu, cinsel organların utanç verici olduğu ve başkalarından her zaman gizlenmesi gerektiği düşüncesini verir. Sonuç; Çok küçük çocuğun önünde çıplak dolaşmamaya özen göstermeli, ancak çocuğun aniden gelmesi halinde giyinmeyi normal bir şekilde sürdürerek yöneltilecek bazı soruları cevaplamaya hazır olunmalıdır. Dudaktan öpme, büyüklerin çocuklara yaptığı bu davranış, bu durumdan hijyen açısından zarar görmelerine sebep olur, hem de ayrıcalık olmadığı için kişiye özel olması gerektiğini öğrenemez, “ama herkes yapıyor” savunmasına meydan bırakmış olunur. Kılık kıyafet tercihine dikkat edilmeli, cinsiyete uygun, yaşına uygun ve rahat giysiler içinde olmaları onların özgüvenini kamçıladığı gibi dikkatleri dağılmaz ve arkadaşları arasında alay konusu olmazlar. Küçük ya da çok bol kıyafetler, düşük bel ya da gevşemiş lastikli giyecekler ve külotlu çoraplar ve çok mini etekler çocukları zor durumda bırakıyor dikkatli olunmalıdır. BU DÖNEMDE DİKKAT ÇEKEN DİĞER KONULAR Mastürbasyon nedir? Çocuklar mastürbasyon yapar mı? Mastürbasyon haz veren davranıştır. Çocuk bacaklarını sıkıştırarak ya da bir yere sürtünerek bunu yapabilir. Keyif aldıkça yapmaya devam eder. Burada anne baba bu davranışı hoşgörüyle karşılamalıdır. Bu bir cinsel sapkınlık kesinlikle değildir. Çocuğa haz verici başka bir oyun öğretilirse ve bu oyun ailece oynanırsa bu davranış unutulacaktır. Haz burada en önemli ipucu. Eğlenceli ve hareketli oyunlar gibi önlemler alınabilir. Ancak ayıp, günah gibi kavramlar için uygun yaşlar değildir. Çocuk da suçluluk duygusuna ve sevilmeme, onaylanmama duygularına sebep olabilir. Mastürbasyonu neden yaptığı buradaki en önemli sorudur. İlgi ihtiyacı mı? Anne babayla oynadığı oyunlardan haz alamama mı? Bunların cevapları son derece önemlidir. Sünnetin cinsel gelişimde çocuk açısından ruhsal önemi nedir? Sünnet için uygun olmayan yaş dilimi 3-7 yaş arasıdır. Oedipal dönemde sünnet olan çocuk cezalandırıldığını düşünebilir. Daha önce de söylediğim gibi bu dönem erkek çocuğunun anneye aşık olduğu ve babayı kendine rakip olarak gördüğü bir dönemdir. Böylesi bir dönemde çocuk babasının kendisini cezalandıracağını penisini keseceğini düşünür buna kastrasyon korkusu denir ki sünnet bu bilinçdışı olan korkuyu arttırmaktan başka bir işe yaramaz. Bu da çocuğun ruh dünyasında hasara sebep olabilir. Tuvalet eğitimi ve cinsel duygular 18. aydan 2,5 yaşına kadar uygulanan tuvalet eğitimi, hem çocuğun, hem de annenin ilgisini yeniden cinsel organlara yöneltir. Bebek, altının ıslak olmaması gerektiğini öğrenirken, mesanesinin dolu olduğunu ve onun yakınındaki organlarda bir tür cinsel duygular uyanmasına neden olan baskıyı fark etmeye başlar. Tuvalet eğitimi sırasındaki tutumunuz farklı işlevleri olan aynı organa dikkat çektiği için cinsel eğitim konusundaki tutumunuz şeklinde algılanabilir. ÖNERİLER Bu yaşlarda oynanan oyunlara baktığımızda çoğu doktorculuk, evcilik gibi oyunlardır. Birbirlerini öpebilirler. Ve hatta birbirlerine cinsel organlarını gösterebilirler. Böyle bir durumda paniklememek gerek. Çocuğunuzu karşınıza alıp onunla bunu konuşun. Ona kızmadığınızı ancak pipisini ya da vajenini arkadaşlarına göstermesinin doğru olmadığını eğer merak ettiği bir şey varsa size veya babasına sorabileceğini söyleyin ve konuyu kapatıp uzaktan çocuğunuzu oyun sırasında izleyin. Çocuğunuzu, onun yaşlarında başka bir çocukla cinselliği ya da cinsel organlarını keşfederken yakaladığınızda bu durum onun cinsellik eğitimi almaya hazır olduğunu gösterir. Onu azarlamayın aşağılamayın, utandırmayın ve ona kızmayın. Onlara cinsellik ve bütün vücut bölümleri hakkında meraklı olmanın bir sakıncası olmadığını belirtin. Onların sorularına cevap vereceğinizi ve bütün organların nasıl işlediğini anlatacağınızı söyleyin. Fakat cinsel organların vücudun mahrem bölgeleri olduğu için başkalarına gösterilmemesi gerektiğini anlatın. Soruları cevaplarken gerektiğinden fazla bilgi vermeyin. Çocuğunuzun ne kadar anlayabileceğini bilmek için sağduyunuzu kullanın, bu konuda tek rehber anne babadır. Cinselliği konuşmaktan utanıyor ve kötü bir şey olduğunu düşünüyorsanız çocuğunuzun sizden aldığı bu bildirimle aynı şeyi düşünecektir. Sizin tutumunuzu benimseyecek sorunlarını ve duygularını sizden saklayacaktır. Eğer cinsellik hakkında konuşurken kendiniz rahat hissetmiyorsanız bu görevi diğer ebeveyne bırakabilirsiniz. Ama doğrusu kız çocukların anneden erkek çocukların babadan bu eğitimi almasıdır; çünkü model olacağınız davranışlar çok etkindir. SONUÇ: Cinsel eğitim ne çok erken, ne de çok geç olmalıdır. Çocuğun gelişim düzeyine uymayan bilgi, güçlük yaratır. Çocuğa istendiği anda basit, kısa, gerçek, endişesiz cevap verilmelidir. Çocuklar bu cevapları unutabilirler, fakat yinelemek gereksizdir. Bilgilerin içselleşmesi için belirli bir zaman gereklidir. Çocuklara verilecek cinsel eğitimde sabırlı ve hoşgörülü olmak, endişeye kapılmamak, onun seviyesine inmek ve olası değişik söz ve davranışları olgunlukla karşılayıp, çözmeye çalışmak, çocuğun gelecekteki cinsel yaşamının mutlu ve sağlıklı olması bakımından son derece önemlidir. Çünkü anne ve babaların görevi çocuklarının yalan yanlış cinsel bilgilerle doldurularak büyümelerini engellemek ve ileride sağlıklı cinsel yaşantıları olmasını sağlamaktır. Bunun için anne ve babalar çocuklarının küçük yaşlarda başlayan ve onlarca aslında cinsellik içermeyen dürtüsel bir meraktan öteye gitmeyen sorularını cevaplamak zorundadırlar. Özellikle küçük çocuklarda zaman kavramı yok gibidir “daha sonra” demek soruya hiç cevap vermemekle aynı anlamı taşır. Cevaplar sorular kadar olmalıdır. Destan yazmamıza gerek yok Çocuğun sorularının nedeni bilmediği bir konuya duyduğu meraktır. Bu durum normaldir ve ailenin anlayışlı tutumu ile kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Unutmayın; cinsellik hakkında çocuğa bilgi vermek için en uygun kişiler anne ve babalardır. Çocuk kime soruyorsa cevap hakkı onundur.