2012 Kognitif Patoloji T rk e

advertisement
KOGNİTİF PATOLOJİ
PROF.DR. MÜFİT UĞUR
MOTOR KORTEKS
PREFRONTAL
KORTEKS
TALAMUS
Asosiasyon
Korteksi
Striatum
Ventral
Tegmentum
Amigdala
Hipokampus
•KOGNİTİF FONKSİYONLARLA İLGİLİ MERKEZLER
Kognitif fonksiyonların tanımı•Psikiyatrik hastalıklarda kognitif bozuklukların bulunduğu
Kraepelin tarafından bildirilmiş ve ilk episod psikoz durumlarında
ortaya çıkan tabloya “demans Preacox” adı verilmiştir.
•Hastalığın ortaya çıkmasından evvel görülmeye başlayan bir takım
kognitif bozukluk durumlarının hastalığın ilerlemesine karşı israr
edici bir biçimde kaldığı o zamandan beri gösterilmektedir.
•Kognitif bozuklukların kesin başlangıç zamanı ve hastalığın
başlangıcından sonra ilerleyiş şekli uzun zaman anlaşılamamıştır.
•Daha sonraki çalışmalarda kognitif bozulmanın ilk psikoz
episodu için klinik anlamlığılı üzerinde durulmuş ve yapılan
çalışmalar kognitif bozukluğun ilk psikoz hecmesinin başlangıcı
ile ilgili görülmüştür (O’Caroll 2000).
İlk ortaya çıkan kognitif bozukluklar1.
Sosyal kuralları tanımayarak onlara uygun olmayan davranışlar göstermek.
2.
Gereksiz stereo tipik davranışların artması,
3.
Sosyal ilişkilerde ve kişiler arası ilişkilerde anlamlı gerilemelerin olmaya
başlaması.
4.
İmpulsivite halinde artma. Söz konusu bu durumun karşılaşılan zorluklar ile
(Psikososyal kriz durumları ) daha da artması
( Saykin et al 1994).
5.
Executif fonksiyonlarda ( icra fonksiyonlarında ) bozulmaların olması ( bir işe
başlayamama,sürdürememe ve planlamanın bozulması). ( Joyce et al 2002)
Kognitif bozuklukların tipleri ve tabiatıPsikotik durumlarda ortaya çıkan kognitif bozuklukların önemli olanları şöyle sıralanır;
1.
Hafıza bozuklukları ( Anlık hafıza,Uzak hafıza gibi ),
2.
Dikkat bozuklukları ( Kognisyonların yavaşlaması),
1.
Executif fonksiyonların bozulması ( olayları sıralama,organize etme ,
fleksibilitenin bozulması),
2.
Konuşmanın bozulması,
3.
Motor fonksiyonlarda görülen bozulmaların olması,
4.
Visiyospatial fonksiyonların ( mesafe ile ilgili görüşün) bozulması,
kognitif
Alanların yerleri•
•
Günümüzde kognitif bozukluklar ile ilgili olduğu bilinen üç önemli alan üzerinde
durulmaktadır;
–
a-Prefrontal assosiasyon korteksi
–
b-Limbik assosiasyon korteksi
–
c-paryeto-temporo-oksipital assosiasyon korteksi
Bu alanların elektrikse uyarılmaları ile motor hareketlerin gözlenmemiş olmasından
dolayı eskiler bu sahalara sessiz korteks - silent korteks adını da vermişlerdir.
6
Assosiasyon korteksinin önemli fonk.Assosiasyon korteksinin iki önemli fonksiyonu üzerinde durulmaktadır.
•
Değişik kortikal bölgeleri primer sensoryel entegre etmek suretiyle, düşünce ve idrak
olaylarında en yüksek merkez görevini üstlenir.
•
Sensoryel korteks ile motor korteks arasında bağlantılar oluşturmak suretiyle motor
hareketlerde düşünce de devreye girer.
•
Prefrontal korteks major kompleks motor hareketlerin koordinasyonunu yapar
•
Paryeto-temporo-oksipital korteks ise sensoryel durumlar ile konuşma arasında
entegrasyonu sağlar
•
Limbik korteks ise hafıza , emosyon,motivasyonlar ile ilgili entegrasyonları yapar.
7
Assosiyasyon alanlarının bağlantılarıFrontal lobun önü PREMOTOR ALAN ve PREFRONTAL ASOİASYON KORTEKSİ
olarak ikiye bölünür.
•
Prefrontal korteks duysal uyaranlara karşı verilen cevaplardaki emosyonel
durumlar, executif fonksiyonlar ile ilgili düzenlemeleri yapar.
•
Premotor alanın değişik bölümlerinden afferent yollar ile uyarılar alır.Buradan
tekrar motor kortekse duyular ile kontrol edilmiş biçimde motor sinyaller
gönderilir.Böylece motor hareketlerimiz dahi beyindeki merkezlerde kontrol
edilmek suretiyle düşünce, duygu ve emosyonel tonlarımız ile kontrol edilir.
•
Sensoryel uyaranlar ise hareketlerimizin soyut özelliklerine etki ederek onları belli
bir toplumsal talep içinde organize eder, sıralar.
8
Limbik asosiasyon korteksi•
Limbik asosiasyon korteksinin uyarılması en çok emosyonel durumlara etki
etmektedir.
•
Anterior temporal korteksin uyarılmasıyla daha çok Korku hali gözlenirken,
uyarılmanın artması sonucunda değişik özellikler ile kendini gösteren kişilik
değişiklikleri ortaya çıkabilmektedir.
•
Bu kişilik bozuklukları ise daha çok emosyonel özellikler ile giden kişilik
bozukluklarından oluşmaktadır. ( Acıma ,acındırma, dikkat çekme gibi ).
•
Marcus Raichle ise yaptığı çalışmalarda emotif durumlarda temporal lobun ön
bölgesinin aktive olduğunu göstermiş ve bu durumlara en çok emotif
durumlar ile panik hallerinin sebep olduğunu bildirmiştir.
9
Paryetal lob asosiasyon alanları•
Anterior paryetal lob PRİMER SOMATİK SENSORYEL KORTEKS’i
oluşturmaktadır.
•
Posterior paryetal lob ise YÜKSEK SENSORYEL ASOSİASYON ALAN ‘larını
ihtiva etmektedir.
•
Canlılarda bu alanların tahrip edilmesi beden algılaması ile ilgili öğrenmeyi
bozmaktadır.
•
Vernon Mountcastle maymunlarda yaptığı çalışmalarda paryetal bölgede bulunan
belli hücrelerin görsel uyaranlara cevap üretmede gerekli olduğunu
bildirmektedir.
•
•
Bu görsel algıyı yapan hücrelerin ışık algılaması DİKKAT ile güçlenmektedir.
Bu yüzden paryetal korteksin UZAYSAL DİKKAT durumu ile alakalı olduğu
hakkında görüş birliği bulunmaktadır. Objelerin uzayda tutulması ,manüple
edilmesi bu sahanın bir fonksiyonudur.
10
Paryetal lob lezyonları•
Paryetal lob lezyonu olanlarda uzaysal ilişkili beden imaj kusurları ve beden imajının
idrak bozukluğu bulunur.
•
Dominant hemisferin Paryetal lobunun tahribi ise ( Çoğunlukla Sol ) konuşma
bozukluğu olan AFAZİ halleriyle ,çevredeki objeleri tanıma bozukluğu olan
AGNOZİ durumlarına yol açar.
•
Somatosensoryel duyumların sağlam olmasına rağmen hastanın eliyle temas ettiği objeyi
tanıyamamasına ASTEREOGNOZİ adı verilir.
•
Sol paryetal lobun alt bölümlerinde ortaya çıkan lezyonlar ise sağ -sol taraf
diskriminasyon kusuruna yapan GERSTMAN SENDROM’ una yol açar.
ı -Sağ-sol diskriminasyon kusuru olur,
ii-Parmak agnozisi olur, ( Dokunulan parmak tanınmaz)
iii-Disgrafi (yazı yazmaya engel bir durum olmadığı halde yazamama),
iv-Diskalkuli ( Mat kalkulasyon yapamama).
11
Paryetal lob lezyonları1.
Paryeto oksipital bölgelerin bilateral lezyonları sonrasında ortaya çıkan tabloya
BALİNT SENDROMU adı verilir.
i-Uzayda belli bir noktaya istemli olarak göz küresi hareketleri yapılamaz.
ii-Optik ataksi gelişir ( sadece bakmak suretiyle bir objenin tutulması
bozulmuştur),
iii-Görsel uyaranlara konsantre olma zorluğu vardır.
2.
Nondominant paryetal lob lezyonların da konuşma bozulmaz.
3.
Sağ paryetal lezyonlu olanlarda uzaydan ve kendi bedenin sol tarafından gelen duysal
uyaranlara karşı bir kayıtsızlık hali vardır.
4.
Hasta bedenin bir yarısını hiç algılamaz( Complete neglect).Bu tarafıyla hastanın
giyinme,soyunma ve yıkanmasında ileri derecede bozukluk olur.
5.
5. Bu taraftaki beden sahaları görme sahasına getirildiğinde onun kendilerine ait
olmadığını da ifade ederler.
6.
Bazı vakalarda çizme apraksisi de gelişebilir.
12
Sosyabilite ve sosyal ilişkiler•
Farklılaşarak gelişen sinir hücrelerinin oluşturduğu beyin kendine özel bir
davranış biçimi belirler.
•
Bu süreç içerisinde edinilen bilgiler ve kritik cinsel kimlik tanımaları sosyal
gelişim ve idraklerin gelişmesi bakımından önemlidir.
•
Bu dönem içerisinde gelişen bebek ,normal bir çevre içinde geliştiği kadar sosyal ve
davranışsal olarak sağlıklı olabilir.
•
Normal davranışların ve sosyabilitenin kazanılmasında en önemli olay
İdantifikasyon veya İmprinting olayıdır. Bu şekilde kazanılan özellikler çok
kuvvetle kalıcı olur ve değiştirilemez ( kuşların doğuştan anneye bakıp uçmayı
öğrenmeleri gibi ).
•
İmprinting ( markalama- kotlama )postnatal gelişimin çok erken döneminde ve
çok kısa süre içinde edinilmektedir.
•
Bu dönemde ilgilenilip bakılmayan çocuklar ileri dönemlerde sosyal uyum
bozuklukları gösterirler. Sosyal uyum bozuk olur.
13
Sosyabilite çalışmaları•
Anne ortamında gelişen çocuklar ile kreşlerde gelişen çocuklarda genetik
faktörlerden çok çevre faktörünün etkisiyle bir takım problemlerin daha
çok ( Spitz ),
•
Anne mahrumiyetinde gelişen çocuklarda ortaya çıkan durumlar onların motor ve
intellektüel performansını daha da bozmaktadır. Spitz bu tabloya diğer belirtiler ile
birlikte anaklitik depresyon adını vermiştir.
•
Gelişimleri daha geri oluyor,
•
Daha az kelime öğrenebiliyorlar,
•
Daha çok enfeksiyona maruz kalıyorlar . ( RENE SPİTZ).
14
Emosyon•
Emosyon birincil değerlendirme sistemidir. Eylemleri pekiştirirler.
•
Aynı zamanda bir uyarı -değerlendirme sistemi görevi yapar. Bu şekilde dikkat
üzerinde güçlendirici etkisi de bulunmaktadır.
•
Emosyonel uyaranın hedonik tonu ile anlam daha rahat anlaşılır.
•
Emosyonel değerleri ile uyaranlar kategorize edilirler ( eğlence ile
ilgili,sürpriz, öfke ,korku ,keder ya da utanç gibi ).
•
Bedensel değişimle ilgili algıların beyindeki temsiline somatik marker adı
verilir (mide barsak şikayetlerinin ortaya çıkardığı emosyonel durum gibi).
•
Orbitofrontal korteks kontrolunda olmaktadır.
15
Sinir ağı gelişimi-kognisyonlar•
M.S.S hücrelerinin ;
1.
2.
3.
4.
5.
6.
gelişmesi ,
büyümesi ,
etkinliğin genişlemesi,
bağlantılarında değişikliklerin meydana gelmesiyle
öğrenme ve
adaptasyon meydana gelir.
Bunların oluşunda Nöroplastisite önemlidir.
16
Kognitif fonksiyonların merkezi•
Kognitif fonksiyonların merkezi durumunda olan Prefrontal korteks geniş bir
ağ şebekesiyle beynin diğer bölgeleri ile bağlantı halinde bulunmaktadır.
•
Bu bağlantıların önemli olanları;
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
Amigdala,
hipokampus ve
derin temporal yapılar
Ventral frontal lob
Hipotalamus
Ventral striatum
nucleus accumbens,
Ventral tegmental alan ;
bu alanlar arasındaki bağlantılar Dopamine ile yönetilir.
17
Limbik sistem
•
Limbik sistem kortikal ve subkortikal yapılardan oluşur. Bunlar;
1.
2.
3.
4.
Cingulate korteks,
Hipokampus,
Talamus,
Hipotalamus tan oluşur.
•
Daha sonra şu oluşumlar da limbik loba dahil edilmiştir;
1.
2.
3.
Amigdala,
Nucleus Acumbens
Orbitofrontal korteks (De Leux-1996)
•
Limbik yapıların emosyonel tonu ortaya çıkartıcı özelliği bulunur.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
Emosyonları,
Motivasyonlar,
Cinsellik davranışları,
Sosyal davranışlar,
Çatışma ve kaçınma reaksiyonları ,
Açlık,susuzluk,doyma ,
Korku ,üzüntü mutluluk ve öfke kontrolünün gelişmesi, iletimi ve ifadesini düzenler.
(Mac Lean ,Papez)
18
Limbik yapılar
a-ORBİTOFRONTAL KORTEKS
•
Prefrontal korteksin altında ,gözlerin ve orbitanın hemen üzerinde bulunur.
•
İnsanlarda oldukça iyi gelişmiştir, ancak diğer memelilerde de azda olsa var,
1.
2.
3.
4.
Mükafatlandırmalarda,
Cezalandırmalarda,
Emosyonlarda ,
Motivasyonlarda önemli rolü olduğu bilinir ( Rolls).
•
Primer güçlendirmeler burada yapılır (ses- korku şartlı refleksi),
•
Bu yüzden ; bu merkez assosiyatif öğrenmenin merkezidir.
•
Domasio primer güçlendiriciler ile sekonder güçlendiriciler arasında kurulan
assosiasyonların EMOSYONLAR bakımından önemini gösterdi.
•
Bu yüzden bu sahaya ve Prefrontal kortekse emosyonların zirvesi olarak
bakılır (Rolls-Domasio).
19
Orbitofrontal korteks nöronları
•
Bu nöronlar karşılaşılan uyaranın Hedonik –Affektif ödüllendirme durumlarına karşı
hassastır ve böyle durumlarda orbitofrontal korteks nöronlarından çıkan uyarıların
miktarı artar.
•
Maruz kalınan stimulusun değişmesi halinde de orbitofrontal nöronların deşarjı değişir.
•
Alınan gıdaların damak zevki verme özelliğinin azalması durumlarında da yapılan
çalışmalarda orbitofrontal nöronların ürettikleri akımlarda azalma olur ( Cabanac,1979).
•
İnsanlarda mutluluk veren temas hissi ve hoşa giden koku alınmasında (Francis 1999),
hoş ya da nahoş tat alma durumlarında (Zald,Lee, Fluegel 1998), hoşlandığımız bir
müzik parçasını dinlediğimizde ( Blood, Zatorre 1999), veya bir maddi ödül ile
mükafatlandırılma esnasında orbitofrontal korteks nöronlarında deşarjlarda
değişiklikler olur.FMRI ve PET çalışmaları orbitofrontal korteks fonksiyonlarında
değişiklik gösterir.
•
Oysa travmatik anıların gösterilmesi Prefrontal korteks deşarjlarını bozar. PET tetkikiyle
kan akımı azalır.
•
Kokain ve diğer mutluluk verici maddeler de orbitofrontal korteksi etkiler.
20
b-Prefrontal korteks
•
Farelere mükafatı andıran kokuların koklatılmasında, kokain ve eroin verilmesi
halinde prefrontal korteks nöronlarının deşarjı artmaktadır. (Chang,Janak 1998).
•
Bu durumlarda ( kullanılan madde ile maddeye bağımlı hale getirilmiş farelerin)
prefrontal korteksteki noronlarının dendritlerinde nöroanatomik değişiklikler
gözlenir.
•
Farelerin damak tadını iyi algıladıkları gıdaların verilmesinin arkasından
bunların prefrontal kortekslerinde dopamine arttığı tesbit
edilmiştir(Bassero1997).
•
Farelere uygulanan elektrik şok uygulamaları ile, stres uygulanan durumlar
sonucunda prefrontal korteks nöronlarında dopamine artışı olmaktadır( Davies).
•
Bu yüzden insanlarda olduğu gibi diğer canlılarda da (fare ,kedi , tavşan)
affektif uyaranlar
her zaman prefrontal korteks ve orbitofrontal korteks
nöronlarında güçlü nöronal aktivasyonlara sebep olmaktadır
21
Orbitofrontal ve Prefrontal nöronların kaybı
•
Prefrontal hücrelerin kaybı sonucunda emosyonel deneyimler ve cevaplarda
azalma olmaktadır.
•
İnsanlarda Öfori, sorumsuzluk durumu, affekt kusurları çok zaman frontal lob
hasarını takiben ortaya çıkmaktadır. Orbitofrontal hasar olduğunda bu durum
daha şiddetli seyreder. (Rolls,Hornak 1994).
•
Affekt körlüğü veya genel apati hali özellikle prefrontal korteksin dorsal bölge
veya dorsomedial bölge hasarlarında sık olmaktadır.
•
Öfori, impulsivite, genel emosyonel inhibisyon haliyse prefrontal korteksin
ventral bölge hasarlarında daha çok olmaktadır. Özellikle ventromedial ve
orbitofrontal hasarlarda en fazla görülmektedir.
•
Koku ve tat ile ilgili uyaranlar doğrudan orbital bölgeye giderken, gene aynı
koku ve tat ile ilgili nöron deşarjları ventromedial bölgeden nucleus accumbense
doğru olmaktadır. Buraların anatomik bağlantılarının bozulması emosyonlara
etki ediyor ( Ongur,Price 2000).
22
Prefrontal lezyonları
•
1.
2.
3.
4.
5.
6.
Prefrontal bölge hasarı olan hastalar;
Damak tadını alır ve tat ile gıdaları ayırırlar,
Bazı basit haz verici durumlardan istifade ederler,
Ağrı duyumuna reaksiyon gösterirler,
Bazı nahoş durumlardan kaçabilirler.
Öfkelenip,korku reaksiyonları gösterirler.
Bazı durumlarda cinsel uyarılmaya girerler.
•
Bu bölgenin hasarı bazı emosyonların kaybı yanı sıra , genelde emosyon
algısını zor ve düzensiz hale getirir ( Domasio , 1994).
•
1.
2.
3.
4.
Hayvanlarda yapılan prefrontal bölge hasarları sonucunda;
Emosyonel durumlara daha kuvvetli affektif tepkiler görülür,
İnsanlara, yılanlara karşı olan agresyon durumu azalır,
Yemek üzere ; verilen gıdaları geri çevirme tandansı ortadan kalkar.
Emosyonların tam kaybından çok ; emosyonel düzensizlik öne çıkar.
23
Prefrontal korteksin insanlarda hasarı
•
İnsanlarda prefrontal korteks hasarından sonra
a-Stratejiler doğru tayin edilmez,
b- stratejinin takibinde hatalarda artma olur.
c-Dorsolateral prefrontal lezyonlarında, hatalardaki perseverasyonlar artar.
d-Cilt otonom ileti cevabında ( sikin conductance) uyaranlara karşı körelme olur.
e-Deri ileti cevabı; uyguladığı stratejinin yanlış olduğu durumda olmaz.
f-Emosyonel durumlarına uygun somatik belirleyici “somatic marker” üretemez.
g-Böylece şuur altı durumlarının yönlendirmesinden istifade edemezler.
24
C-Cingulate korteks
•
Hemisferlerde longitudinal bulunan bir orta hat oluşumudur.Bu oluşumun daha çok
anterior bölümü insanlarda emosyonlar ile ilgilidir.
•
Cingulate korteks fonksiyonları bozulmasında insanlarda klinik olarak
depresyon,anksiyete ve stres durumlarının arttığı bildirilir.
•
Yapılan PET çalışmalarında depresyonlu ve anksiyeteli bireylerde, cingulat korteks
disfonksiyonu gözlenir.
•
Ağrının ve huzursuzluğun algılanması ; sağ anterior cingulate korteks te fMRI
değişikliklerine yol açar.
•
Ağrının opiate kullanımı ile azaltılması sonucunda ; cingulat korteksteki PET tetkikinde
sinyallerde artış gözlenir.
•
Anestezi altında yapılan PET tetkikinde , cingulate kortekste ağrıya cevapların azaldığı
gözlenir.
25
Cingulat korteks fonksiyonu
•
Cingulat korteks lezyonlarında depresyon ve obsesife kompulsif bozukluk sık görülür ( Hay et
al 1993).
•
Cinselliği kontrol sıkıntısı yaşayan bazı insanlarda; cingulat korteksin cerrahi olarak tahrip
edilmesi tavsiye edilir (Brown 1995).
•
İnsanlara mükafatlandırma maksatlı kokain, fentanyl, veya marijuana ‘nın intravenöz yolla
verilmesi sonucunda fMRI da cingulat kortekste kan akımı artar.
•
Panik atakları tetikleyen ve nahoş bir his veren Procain HCL enjeksiyonları da cingulat
korteksi aktive eder.
•
Madde bağımlılarına ; kokain kullanıcılarının resimlerinin gösterilmesi dahi , onlarda cingulat
korteks aktivitesinde artmaya sebep olur.
•
Cinsel ilişki esnasında da cingulat korteks te kan akımında artma olur.
•
Geçici üzüntü durumlarında ,tuz ile kötü tat alma durumunun yaşanmasında; Cingulat
aktivitesi değişir. Susuzluk halinde aktivitesi en çok değişen bölgedir.
Değişik yüz ifadeleri,resim gösterme sağ cingulat korteksi etkiler.
Sol hemisfer pozitif emosyonlar ile, sağ hemisfer negatif emosyondan etkilenir.
•
•
26
d-Amigdala
•
İnsanlarda anksiyete bozuklukları kronik amigdala hiperaktivitesi ile ilgilidir.
•
Nahoş koku ve tat ile karşılaşılması halinde PET tetkiklerinde sinyal değişikliği
izlenir.
•
İleri derece susuzluk durumlarında amigdala sinyalleri değişir.Hiddetli ve
korku dolu bir yüz ifade eden resmin görülmesi halinde amigdala da kan
akımında değişme olur.
•
İnsan yüzleri ile nahoş kokular arasında yapılan şartlamalar amigdala da fMRI
sinyallerini baskılarken, sosyal fobilerde sinyaller artmaktadır.
27
Emosyonların işlenişi
Prefrontal korteks
Hipotalamus
Endokrin
Hipokampus
Nuc.solitarius
Viseral
Amigdala
Retiküler
Formasyon
somatosensoryel
Septum
28
Amigdala lezyonları
•
Bilateral amigdala lezyonlarının olduğu durumlarda yüz ifadelerinin
emosyonel tonlarının ( özelikle korkulu) hatırlanması bozulur ( Adolphs) .
•
İnsan sesi ile üretilen korkulu durumların seslerinin hatırlanması da; bilateral
amigdala lezyonlarından sonra bozulur ( Scott et al 1997).
•
Bazı araştırmacılara göre ; vokal korku ifadelerinin bilateral amigdala lezyonu
olanlarda normal bir şekilde hatırlanması , hatanın bazal gangliyonlardan
kaynaklanabileceğini düşündürür
( Anderson 1998).
29
E-Nucleus Accumbens
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Nucleus Accumbens subkortikal sahada bulunur.
Dopamine ve opioid nörotransmitter sistemleri ile çalışır.
Amigdala nasıl korku için önemliyse; accumbens de pozitif emosyonel durumlar için,
yanı mükafatlar ve haz için o derece önemli bir bölgedir.
Accumbens de bulunan dopaminerjik yolakların aktive edilmesi , genelde
mükafatlandırmalar bakımından çok önemlidir.
Accumbens’teki dopaminerjik ve opioid yolakların ilaçlar ile baskılanması;
accumbens’in emosyonlardaki rolünü araştırmada kullanılır.
Eskiden beri kullanılan alkolün ve morfinin; bu saha üzerinde önemli etkisi bulunur.
Bir mutluluk nörotransmitteri olan dopamin salgısının ölçülmesi ile; bu sahanın
uyarılışı test edilir.
Gıdaların ortaya çıkardığı tat duyumu esnasında ,eroin ve amfetamin kullanımında;
accumbenste aktivite artışı olur.
Erkeklerde ve kadınlarda cinsel ilişki esnasında nucleus accumbens te aktivite artışına
rastlanır.
Dopamine bloke edici ilaçlar;bu sahada dopamini azaltarak anhadoni yapar.
30
F-Lateral hipotalamus
•
Hipotalamus motivasyonların düzenlenmesi için vazgeçilmez bir beyin merkezidir. Özellikle
cinsellik ve açlık ile ilgili emosyonel durumların değerlendirme merkezidir.
•
Kedilerde veya farelerde lateral hipotalamus lezyonlarında; yemek yeme, içme, cinsel
davranışlar ve bir dizi motivasyon gerektiren davranışlarda bozulmalar olur.
•
Ventromedial hipotalamus bölgesinin lezyonlarında ise; yemek yemede ve sosyal agresyonda
artma gözlenir.
•
Lateral hipotalamus nöronları gıdaların haz verici –HEDONİK özellikleri ile orantılı olarak
uyarılma artışı gösterirler. Bu yüzden hayvanlar aç oldukları zaman gıdanın mükafat özelliği
ve hedonik özelliği fazla olur. Lateral hipotalamus fazla uyarılır ve yemek yeme artar,oysa tok
olduklarında gıdanın hedonik özelliği olmadığından; uyarılma o kadar fazla olmaz ve iştah
azalır( Rolls 1999).
•
Açlık esnasında gıdaların damak tadını artırma özelliklerine ALLİESTHESİA adı verilir.
Amigdala ve Orbitofrontal korteks Alliesthesia durumuna göre cevaplar üretirler.
31
g-Ventral Pallidum
•
Afektif reaksiyonlar bakımından önemlidir.
•
Lateral hipotalamusa komşuluk eder.
•
Amigdalanın bir uzantısı olduğunu söyleyenler de vardır.
•
Gıdaların görülmesi ve gıdaların tatları ventral pallidum da bulunan nöronların aktivasyonunu
arttırır.
•
Ventral pallidumun bulunması özellikle tatlı gıdaların tadının alınması bakımından gereklidir.Çünkü
pozitif affektif reaksiyon üretmektedir.
•
Ventral pallidum un eksitotoksinler ile tahrip edilmesi halinde hedonik reaksiyonlar ortadan kalkar
ve normal gıdalara karşı dahi aversiyon reaksiyonları meydana gelir.Hipotalamus lezyonu aversiyon
yapmaz.
•
Tahribattan sonra gıdalar; negatif affektif reaksiyon yapar ve aversiyon olur. Bu yüzden normal
pozitif affekt için vantral pallidal nöronlar gereklidir.
Ventral pallidumun elektrik ile stimulasyonu Parkinson hastalarında denenir.Bunlarda uyarılma
sonunda mani atakları olabilir.
•
32
h-Septum
•
Septum lezyonlarının öfkeyi arttırdığı bilinir.
•
Septum insanlarda pozitif affekt ile ilgili olup ,bu bölgenin uyarılmasıyla
şizofrenlerde bir takım affektif durumlar ortaya çıkar.
•
Elektirik ile stimule edilmesinde ; cinsel davranışlarda artma olurken, orgasmik
durumlarda gözlenir.
•
Mizaçta , ilgilerde ve bireyin daha çok cinsel anlamda çekici davranışlarında
artma olur.
•
Septal uyarılma sonunda ortaya çıkan uyarılmaların hemen hemen çoğu; septum
bölgesinin beynin diğer sahalarını uyarmasının bir sonucu olarak ortaya çıkar.
•
Bu yüzden çevre beyin sahaları ile çok kuvvetli nöronal yolaklar ile ilişki halinde
bulunan ve emosyonların kontrolünde çok etkili olan bir beyin bölgesidir.
•
Limbik sitemi sakinleştirici görevi vardır.Sosyalizasyonu sağlar ve emosyonlar
kontrol altına alır.
33
i-Beyin sapı
•
Alt beyin olarak bilinir ve refleks faaliyetleri yönetir.
•
Ön beyin tarafından algıladığımız bütün haz ve acı durumları; beyin sapından geçerek ön
beyine ulaşır.Bu yüzden affektif durumlarda önemlidir.
•
Ağrı ;beyin sapı tarafından ,özellikle periaquaductal gri cevher ve onun projeksiyonları
tarafından modüle edilir.
•
Periaqueductal gri cevher descendan uyarılar ile gelen ağrı sinyallerini
durdurabilir,böylece ağrı kontrol altına alınır.
•
Haz ise beyin sapında aynı ağrı gibi; ama Hedonik özelliğine bağlı olarak değerlendirilir.
•
Gıdaların hedonik özelliklerini benzodiazepinler güçlendirdiklerinden bu ilaçlar GABA
reseptörleri ile inhibisyonlara mani olurlar ve iştahı arttırırlar.
•
İnsanlarda benzodiazepine kullanımı kronik hale geldiğinde hemen %25 kilo artışı
gözlenir.
•
Beyin sapındaki en önemli tat merkezi ise pons’ta bulunan parabrachial nucleus tur.
34
f-Hipokampus
•
Öğrenme ve hafıza ile ilgili beyin merkezidir
•
Amigdala ile bağlantıları sayesinde dikkati sürdürmekte faydalıdır.
•
Bu ilişkileri ile emosyonel hayaller kurmayı geliştiren merkezdir.
•
Sol amigdala ile hipokampus; birlikte verbal informasyonların geliştirilip saklandığı
bölümdür.
•
Sağ bölüm ise daha çok öğrenme, hafıza,ile ilgilidir
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
Taktil,
Motivasyonel,
Koku,
Fasial,
Nonverbal ve zaman ile ilgili hafıza,
Çevresel ve emosyonel enformasyonların kaydı.
Hafıza ile ilgili assosiasyonlar, farklılaştırmalar yapılmasında gerekli bir merkezdir.
35
Nekorteks gelişimi
•
Neokortikal gelişimde; gelişimi en son tamamlanan bölge Frontal loblardır. Bu
sebepten bireyin sosyalleşmesi ileri ergenlik dönemlerinde tamamlanır.
•
Frontal bölgelerin daha alt merkezler üzerinde inhibisyon ve kolaylaştırma görevi
vardır.
•
Alt seviyeden çıkan Limbik kaynaklı uyaranlar (cinsellik, yemek yeme, agresyon )
sosyal normlara göre inhibisyona uğrarlar.
•
Septal çekirdek ve amigdala ile birlikte emosyonları ortaya çıkartır.
•
Hemisfer fonksiyonlarının da ayrışmasından sonra ,sağ hemisferin diğer beyin sahaları
ile daha çok bağlantılarının bulunmasından dolayı ,soldan daha çok emotif yük altına
girer.
•
Pozitif emosyonlar ( mükafat,taltif) daha çok sol hemisfer fonksiyonu,
•
Negatif emosyonlar (ceza,mahrum bırakma,stres uygulama,)sağ hem. aittir.
36
Download