Farmakoloji

advertisement
22.05.2014
Farmakoloji
Öğr.Gör.Dr. Soner METE
Sunum İçeriği
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Farmakoloji giriş
İlaçlarla İlgili Temel Kavramlar
İlaçlarla Tedavi
Sınıflandırma ve Adlandırma
İlaç Kaynakları
İlaç Özellikleri
Yeni İlaç Geliştirme
Farmasötik Şekiller
İlaçları Uygulama Yerleri
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları-Farmakokinetik
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları-Farmakodinami
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
Doz-Konsantrasyon-Yanıt-İlaçlar arasındaki etkileşmeler
İlaçların Toksik Etkileri
1
22.05.2014
Tarihçe
•
•
•
İlaçlar hakkında ilk yazılı bilgilere Ebers papirüslerinde
M.Ö. 1550 rastlanmaktadır. (800 reçetelik ve tanımlanan
700 ilaç)
Sümer ve Mısırlılar’a ait kalıntılarda, ilaç olarak kullanılan
bitkilerle ilgili kayıtlara rastlanmaktadır.
Paracelsus
modern
tıbbın
yanında,
modern
farmakolojinin
(İlaçbilimi)
de
kurucusu
olarak
nitelendirilebilir.
Farmakolojinin Tarihsel Gelişimi
M.Ö. 2000 Al, bu kökü ye.
M.S. 1000 O kök kötü. Gel, bu duayı oku.
M.S. 1850 O dua batıl inanç. Al, bu iksiri iç.
M.S. 1940 O iksir yılan yağı. Al, bu hapı yut.
M.S. 1985 O hap etkisiz. Gel, bu antidepresanı al.
M.S. 2013 O antidepresan işe yaramaz. Al, bu kökü ye.
2
22.05.2014
Farmakoloji Giriş
•
Farmakoloji, Yunanca ‟pharmacon” (ilaç) ve ‟logos‟
(bilim) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur.
•
Farmakoloji: İlaçların kaynaklarını, kimyasal ve fiziksel
özelliklerini, vücuda alınışlarını, etki şekillerini ve hastaya
verilecek hale getirilme yöntemlerini araştıran bilim
dalıdır.
• Araştırmanın son amacı;




hastalıkların tedavisi,
tanısı,
önlenmesi (profilaksisi)
ve diğer tıbbi amaçlar (gebeliğin önlenmesi) için en
uygun kimyasal maddenin saptanması ve ilaç olarak
geliştirilmesidir.
Farmakolojinin Dalları
Farmakokinetik
Farmakodinamik
Klinik Farmakoloji
Farmakoterapi
İmmünofarmakoloji
Nörofarmakoloji
Farmakoloji
Biyokimyasal
Farmokoloji
Toksikoloji
Kemoterapi
Moleküler Farmakoloji
Farmasötik Kimya
Biyofarmastik
3
22.05.2014
Farmakolojinin Dalları
Farmasötik kimya
• İlaçların canlıda emilim, dağılım, metabolizma ve atılımını
(itrah) inceleyen bilim dalıdır.
• İlaçların canlılardaki kimyasal, fizyolojik etkileri ile etki
mekanizmalarını inceleyen bilim dalıdır.
• İlaçlarla veya diğer kimyasal maddelerle oluşan
zehirlenmeleri, zehirli maddelerin yapısını, özelliklerini,
etki mekanizmalarını, zehirlenme belirtilerini ve tedavilerini
inceleyen bilim dalıdır.
• İnsan vücudunu istila eden parazit, mikroorganizma ve
bakterilerin yaptığı hastalıkların tedavisini inceler.
• İlaçların, hastalıkların tedavisinde kullanılmasını inceleyen
bilim dalıdır.
• İlaçların kimyasal yapısını ve özel şekillerde hazırlanmasını
(tablet, ampul, kapsül vb.) inceleyen bilim dalıdır.
Biyofarmasötik
• İlaçların farmasötik şekillerine göre emilimini inceler.
Farmakokinetik
Farmakodinamik
Toksikoloji
Kemoterapi
Farmakoterapi
Klinik farmakoloji
Moleküler
farmakoloji
Biyokimyasal
farmakoloji
Nörofarmakoloji
İmmünofarmakoloji
• Yeni ilaçların, bulunması ve geliştirilmesi amacıyla normal
ve hasta insanlarda uygulanmasını ve sonuçların
değerlendirilmesini inceleyen bilim dalıdır.
• Canlıda biyolojik sistemlerle, ilaçlar arasındaki fizik ve
kimyasal etkileşmeleri moleküler düzeyde inceleyen bilim
dalıdır.
• İlaçlar ile enzimler arasındaki etkileşmeleri inceleyen bilim
dalıdır.
• Sinir sitemini etkileyen ilaçların özelliklerini ve etki
mekanizmalarını inceleyen bilim dalıdır.
• İlaçların immün sisteme etkilerini inceleyen bilim dalıdır.
İlaçlarla İlgili Temel Kavramlar
• Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre;
İlaç:
• fizyolojik durumları ya da patolojik olayları, alanın yararı için
değiştirmek, incelemek amacıyla kullanılan veya kullanılması
öngörülen bir madde ya da ürün olarak tanımlanır.
Doz:
• Bir defada verilen ilaç miktarıdır.
Drog:
• Tedavi amacı ile kullanılan tek bir maddedir.
Günlük
doz:
• Gün boyunca verilmesi tavsiye edilen ilaç miktarıdır.
Yan etki:
• İlaçların olağan dozlarında bile istenilen tesirlerine ilaveten
yaptıkları istenmeyen etkileridir.
Toksik
etki:
• Genellikle ilaçların farmakodinamik etkilerinin şiddetlenmesine
bağlı hasta için rahatsızlık veren ve bazı durumlarda ölüme
neden olabilen etkidir.
Emniyet
aralığı:
• İlacın tedavi dozu ile toksik etki gösteren dozu arasındaki
aralığa denir.
4
22.05.2014
İlaçlarla İlgili Temel Kavramlar
Endikasyon:
Kontrendikasyon:
• İlacın,
kullanılması
durumlarına denir.
gereken
• İlacın,
kullanılmaması
durumlarına denir.
gereken
Rezistans:
• Mikroorganizmaların özelliklerine bağlı
olarak ilaçlara direnç gelişmesi ve
ilaçların etkisiz kalmasıdır.
Tolerans:
• İlaçlar
devamlı
kullanıldığında,
normalde alınan etkinin gittikçe
azalması durumudur.
İlacın yarılanma ömrü:
• Bir
ilacın
plazmadaki
konsantrasyonunun yarıya inmesi için
geçen süredir.
İlaçlarla İlgili Temel Kavramlar
Profilaksi:
• Hastalıkların oluşumunu ya da gelişimini önlemek
amacıyla yapılan tedaviye yönelik girişimlerdir.
Yarar / Risk
oranı:
• İlaçlar normal dozlarda kullanıldıklarında bile toksik
tesirler oluşturabildiklerinden (Örn. kanser ilaçları) ilaç
tedavisinde göz önünde tutulması gereken nokta; ilacın
yararının zararına üstünlüğünün saptanmasıdır.
Farmakope:
• İlaç yapmak için gerekli formül ve tariflerin yazılı olduğu
kitaptır.
Antagonizma:
• Bir ilaç (antagonist) diğer bir ilacın (agonist) etkisini
önler
veya
ortadan
kaldırırsa
bu
duruma,
"antagonizma" adı verilir. Çeşitli ilaç ve zehirli
maddelerle meydana gelen zehirlenme olaylarında bu
reaksiyondan yararlanılır.
Sinerjizma:
• İki ilacın birlikte kullanıldığındaki etkisi, yalnız
kullanıldığındaki etkisinden daha fazla olmasına
sinerjizma denir. Bir ilacın etkisinin diğer ilaç tarafından
arttırılmasıdır.
5
22.05.2014
İlaçlarla İlgili Temel Kavramlar
• Bazı maddeler gebe kadınlar tarafından
alındıklarında, plasentadan fötal dolaşıma
geçerek fötusta kalıcı bozukluklara neden
olur. Bu duruma, teratojenezis ya da
fötotoksik etki denir.
Teratojenik etki:
• Çeşitli sebeplerle meydana gelen ve hücre
DNA‟sında oluşan
kalıcı değişiklerdir.
Mutajen; mutasyona neden olan etken
maddedir.
Mutajenik etki:
Karsinojenik etki:
• Vücuttaki hücrelerin, yeterli derecede
farklılaşmaya uğramadan, kontrolsüz ve
hızlı bir şekilde bölünmeleriyle kendini
gösteren duruma kanser (karsinoma)
denir. Kanseri oluşturan tüm maddelere
karsinojen adı verilir. Örnek: asbest, tütün
dumanı, antineoplastik ilaçlar vb
İlaçlarla Tedavi
Ampirik
(ilkel)
tedavi
İkame
(Yerine koyma)
tedavi
Semptomatik
(Palyatif)
tedavi
İlaçla
Tedavi
Profilaktik
(Koruyucu)
tedavi
Radikal
(Rasyonel)
tedavi
6
22.05.2014
İlaçlarla Tedavi
Ampirik (ilkel)
tedavi
• Hastalığın sebebini, oluşum mekanizmasını ve
ilacın hastalığa etki şeklini bilmeden, yalnız gözlem
ve denemelere dayanılarak yapılan tedavi şeklidir.
Günümüzde geçerliliğini yitirmiş bir tedavi şeklidir.
Semptomatik
(Palyatif) tedavi
• İlaçlarla hastalığın nedenini ortadan kaldırmadan
bulgu ve belirtilerini gidermek için yapılan tedavidir.
Örnek: Tonsillitte yükselen vücut sıcaklığının, ateş
düşürücü ile düşürülmesidir.
Radikal
(Rasyonel) tedavi
• İlaçlarla hastalığın nedeninin tamamen ortadan
kaldırılmasına, “radikal tedavi” denir . Örnek:
Tonsillitin antibiyotik ile tedavi edilmesidir.
Profilaktik
(Koruyucu) tedavi
• Hastalıklardan korunmak için yapılan uygulamadır.
Örnek: aşı uygulamaları, bazı ameliyatlarda
ameliyat öncesi antibiyotik verilmesi vb.
İkame
(Yerine koyma)
tedavi
• Vücutta eksikliği görülen maddelerin eksikliğini
gidermek için yapılan tedavidir. Örnek: Demir
eksikliği anemisinde, hastaya uygun yollardan
demir (Fe) içerikli ilacın verilmesi.
İlaçlarla Tedavi
• İlaç kullanılırken organizmanın fizyolojisinin ve ilacın
etki mekanizmasının çok iyi bilinmesi gerekir. En iyi
tedavi için;
7
22.05.2014
Sınıflandırma ve Adlandırma
• İlaçlar,
özelliklerine
sınıflandırılır.
göre
aşağıdaki
Farmakolojik etki ve
kullanım amaçlarına göre;
şekilde
• antipiretik (ateş düşürücü)
ilaçlar, analjezik (ağrıyı
geçiren ) ilaçlar
Kaynaklarına göre:
• bitkisel, hayvansal vb.
Kimyasal yapılarına göre;
• glikozidler, alkoloidler,
steroidler vb.
Etki yerlerine göre;
• Kalp ve damarlar üzerine etkili
olan ilaçlar “Kardiyovasküler
sistem ilaçlar” olarak adlandırılır.
Hazırlanış şekillerine göre;
• ofisinal, majistral ve
spesiyaliteler.
Sınıflandırma ve Adlandırma
• İlaçların adlandırılması üç şekilde olur.
Genel ad (jenerik=uluslararası ortak adlandırma):
• Sağlık alanında uluslararası bilimsel ortaklık sağlamak, bilimsel yayınların
kolay ve anlaşılır olması için ilaçların genel adı kullanılır. Örnek: diazepam,
digoksin parasetamol vb.
Ticari ad (marka veya müstahzar adı):
• İlacı bulan firmanın kendi ürünlerine verdikleri özel addır. Tek bir ilacın değişik
adda birçok müstahzarı vardır. Örneğin: Dikloron, Difenak, Voltaren,
Miyadren vb. ilaçların hepsi analjezik, antienflamatuar, antiromatizmal olarak
kullanılan ilaçlardır.
Kimyasal ad:
• Uluslararası Kimya Birliği tarafından verilen addır. Genellikle uzun ve
karmaşık olduğundan uygulamada kullanılmamaktadır. Örnek: Genel adı
parasetamol olan ilacın kimyasal adı N-asetil-para-amino-phenol‟dür.
8
22.05.2014
İlaç Kaynakları
İlaç Kaynakları
9
22.05.2014
İlaç Kaynakları
Sentez İlaçlar
• Laboratuvar ortamında sentez yoluyla elde
edilen ilaçlardır. Eter, ilk sentez yoluyla elde
edilen ilaçlardandır. Günümüzde doğal
kaynaklı ilaçların büyük çoğunluğu sentez
yoluyla üretilmektedir. İlaçların kimyasal
yapılarında bazı yapay değişikliklerle yarı
sentetik ilaçlar da elde edilmektedir. Örnek:
yarı sentetik penisilin vb.
• Bu teknik ile son yıllarda ilaç elde edilmeye
başlanmıştır. Memeli hayvan hücrelerinden
alınan DNA molekülü çeşitli işlemlerden
geçirildikten
sonra
kolay
üretilen
bir
mikroorganizmanın
sitoplazması
içine
DNA Rekombinasyon
Tekniği ile Elde Edilen yerleştirilir. Bu yöntemle büyüme hormonu,
insülin ve bazı aşılar elde edilmiştir
İlaçlar
İlaç Özellikleri
İlaçlar vücutta nasıl bir değişiklik yaparlar?
 İlaçlar vücut fonksiyonları veya zihinsel fonksiyonlar
üzerinde etki oluştururlar.
 İnsan vücudunda üretilen veya dışardan alınması
gereken ve eksikliği sonucu hastalık oluşturan aktif
maddeleri yerine koyarlar.
 Vücuda girerek hastalık yapan patojen mikrop, parazit
veya bazı zararlı maddeleri dışarıya atar veya yok
edilmelerini sağlarlar.
10
22.05.2014
İlaç Özellikleri
İlaçlar hangi özelliklere sahip olmalıdır?
I.
İlaç kullanılış amacı ile ilgili hücre ve yapılara ve
buradaki biyolojik olaylara etki yapmalı, diğer yapı ve
olayları
etkilememelidir.
Buna,
ilacın seçicilik
(selektivite) özelliği denir. Bu özellik ilaçlarda tam
olarak değil, göreceli olarak bulunur. Örneğin digital
glikozidleri kalp kasına en fazla etki gösterir.
II. İlaç etkisinin geçici olması gerekir. Yani ilaç uygulaması
kesilince etkisi kısa bir süre sonra ortadan kalkmalıdır.
Vücutta kalıcı etki genellikle zehirlerin bir özelliğidir.
III. İlacın etkisi doza bağımlı olmalıdır. (Doz: bir defada
verilen ilaç miktarıdır, bir gün boyunca verilmesi
önerilen miktar günlük doz diye adlandırılır.)
İlaç Özellikleri
İlaç Etkilerinde Rol Oynayan Faktörler !!
İlaçların
Veriliş Yolu
ve şekli
• Damar yolu ile verilen ilaçlar; diğer yollar ile verilen
ilaçlara göre daha çabuk etki sağlar.
Gelişim
Dönemleri
• Bazı ilaçlar hamilelik süresinde fetüs üzerindeki
olumsuz etkilerinden dolayı kullanılmaz. Özellikle
bebeklerin organları gelişimlerini tamamlamadığından
ilaçlara duyarlıdır. Yaşlı insanlar da yaşlanma
sürecinde fizyolojik değişiklikler geçirdiğinden bazı
ilaçlara karşı duyarlıdır.
Cinsiyet ve
Kilo
• Kadın ve erkekler arasında hormonel farklılıklar vardır.
Cinsiyet, hormonların bazı ilaçları parçalaması ve
etkisi üzerinde önemli bir faktördür. Bununla birlikte
uygulanan ilacın dozu herkese uymayabilir. Bu
nedenle bazı ilaçların dozları, kişinin kilosuna göre
ayarlanarak uygulanır.
Genetik
Kültürel
Faktörler
ve
• İlaçların büyük bir kısmı karaciğer enzimleri tarafından
yıkılır. Bu enzimlerin çalışmaları ile ilgili olarak insanlar
arasında bireysel farklılıklar mevcuttur. Kişinin yöresel
olarak kullandığı bazı bitkisel tedaviler ilaçların etkisini
azaltabilir ya da zıt etki gösterebilir.
11
22.05.2014
İlaç Özellikleri
İlaç Etkilerinde Rol Oynayan Faktörler !!
Çevre
ve
Beslenme
• Yüksek kesimlerde oksijenin az olması bazı ilaçlara
hassasiyeti artırabilir. Büyük bir kazaya uğramış kişiye
kazanın bulunduğu bölgede sedatif (sakinleştirici)
grubu bir ilacın uygulanması sakinleşme süresini
uzatabilir. Beslenme biçimi de ilaç etkilerini, vücudun
ilaca karşı reaksiyonunu etkileyebilir
Psikolojik
Etmenler
• Yapılan tedaviye inanmak ilaca karşı tepkiyi
etkilemektedir. Öte yandan ilacın yaratacağı etkiye
inanmama ilacın etkilerinin az ya da daha yavaş
ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
Kronik
Böbrek
yetmezliğiKaraciğer
yetmezliği
• Eliminasyon ve metabolizma açısınsan önemli olan
böbrek ve karaciğer, yetmezlik durumlarında ilaç
ömürleri uzayabilir ve toksik etki yaratabilir.
Tedavi
Zamanı
• Yemeklerin hemen ardından ilacın oral yolla alınması
ilacın emilimini geciktirir.
Yeni İlaç Geliştirme
İlaç Geliştirme
(Bio)Sentez
Klinik Öncesi İncelemeler (tarama testleri) (Faz 0)
Klinik Denemeler
Faz 1
Faz 2
Faz 3
Ruhsatlandırma
Pazarlama Sonrası Denemeler (Faz 4)
12
22.05.2014
Yeni İlaç Geliştirme
 (Bio)Sentez
 Klinik Öncesi İncelemeler (tarama testleri)
• Faz 0 :Öngörülen etkinin araştırılması ve aynı zamanda
maddenin terapötik indeksi, farmakokinetik özellikleri ve
toksisitesinin araştırılması
– Kültür
– İzole organlar
– Deney hayvanları
 Klinik Denemeler:
• Faz 1 : 20- 80 sağlıklı gönüllüde yapılır. Bu fazda ilaç
artan dozlarda verilerek,




insanın dayanabilirliği (tolerebilitesi),
ilacın güvenirliği,
güvenli doz aralığı,
insandaki farmakokinetiği ile plazma
farmakodinamik etki arasındaki ilişkiler
ilişkisi saptanır),
düzeyi ve
(FK/FD
Yeni İlaç Geliştirme
 Klinik Denemeler:
• Faz 2 : Yaklaşık 200 (kısıtlı sayıda) ilacın hedefi olan
hastada yapılır;
 İlacın optimal dozu,
 terapötik doz aralığı,
 terapötik etkinin derecesi ve yan tesir profili saptanır,
 Klinik Denemeler:
• Faz 3 : Çok sayıda hastada ve çok merkezde yapılan;
genellikle;
– ilacın terapötik etkisini plasebo ile
değerlendirmek ve
– yarar/risk oranını saptamak amacıyla yapılır
karşılaştırarak
 Ruhsatlandırma
 Pazarlama Sonrası Denemeler
• Faz 4 : Ruhsatlandırılmış ilacın
–
yüksek doz, yeni endikasyon, yeni yaş grubu (yaşlı,
çocuk..), yeni veriliş yolu, yeni yan etkileri gibi amaçları
hedefleyen çalışmalardır.
13
22.05.2014
Yeni İlaç Geliştirme
İlaç Eşdeğerlikleri
Farmasötik Eşdeğerlilik : İki farklı müstahzarın, Aynı etkin
maddenin veya maddelerin aynı molar miktarını, aynı veya
karşılaştırılabilir standartlara uyan farmasötik şekiller (tablet,
kapsül, ampül..) içinde içermesidir.
Terapötik Eşdeğerlilik : Bir müstahzarın, Etkililiği ve
güvenliği daha önceden saptanmış başka bir müstahzarla
aynı etkin maddeyi içermesi ve aynı etkililik ile güvenliliği
klinik olarak göstermesi halidir.
Biyoeşdeğerlilik : Farmasötik eşdeğer iki müstahzarın, Aynı
molar dozda verilişinden sonra biyoyararlanımlarının
(absorpsiyon hız ve derecesi boyutlarıyla) ve böylece
terapötik etkilerinin hem etkililik (efikasite) hem de güvenlik
bakımından aynı olmasını sağlayacak derecede benzer
olmasıdır.
14
22.05.2014
Farmasötik Şekiller
•
İlaçların hastaya verilebilecek şekilde özel kalıplara
sokulmuş hallerine ilaçların farmasötik şekli denir.
Katı Farmasötik Şekiller
Ağızdan alınanlar
•
•
•
Tablet
– Toz halindeki ilaçların çeşitli bağlayıcı maddelerle
karıştırılarak özel makinalarda sıkıştırılması ile elde
edilir. Silindir, disk veya mercimek şeklinde olabilir.
Mide-barsak kanalında su alıp şişerler ve dağılırlar
(disintegrasyona uğrarlar). Köpüren (efervesan)
tablet ve çiğneme tableti gibi şekilleri de vardır.
Draje
– Tabletlerin
şeker,
çikolata
gibi
maddelerle
kaplanması sonucu elde edilirler. Böylece alınmaları
daha kolaylaştırılmış olur
Pilül
– Toz halindeki etkin maddelerin bal, koyu şurup gibi
inert yapıştırıcı maddeler ile yoğurulduktan sonra
küçük küreler haline getirilmeleri ile elde edilen
preparasyonlardır.
15
22.05.2014
Katı Farmasötik Şekiller
Ağızdan alınanlar
•
•
•
•
•
Kapsül:
– Lezzet ve kokuları hoşa gitmeyen katı ve sıvı ilaçların kolay
alınmasını sağlayan zeytin veya silindir şeklinde jelatin
muhafazalardır. Mide asidinden veya enzimlerinden bozulan ilaçlar
keratin veya mide sindirimine dayanıklı başka maddelerle
kaplanmış kapsüller halinde hazırlanırlar, bunlar barsakta açılır ve
barsak kaplamalı (enteric coated) kapsüller adını alırlar.
Kaşe:
– Lezzet ve kokuları hoşa gitmeyen ilaçları koymak için hazırlanmış,
nişastadan yapılan yassı silindirik şekilli muhafazalardır.Örn.:
Gripin
Toz (Poudre)
– Sentetik veya doğal kaynaklı çeşitli ilaçlar toz haline getirilerek
kaşık veya diğer ölçeklerle ağızdan alınırlar.
Paket:
– Toz halindeki ilaçların bir kezlik dozlarının kağıttan yapılmış ufak
muhafazalara konulması suretiyle hazırlanır.
Pastil:
– Ağız içinde bekletilerek eritilen, genellikle ağız boşluğundaki
hastalıkların tedavisinde kullanılan bir ilaç şeklidir.
Katı Farmasötik Şekiller
Diğer yollardan
•
•
•
Supozituvar:
– Rektuma uygulanmaya özgü, kakao yağı, hidrojenlenmiş
bitkisel yağ veya gliserin-jelatin-su karışımı gibi oda
sıcaklığında katı, vücut sıcaklığında eriyen sıvı yağlar ile
hazırlanan koni şeklindeki farmasötik şekillerdir.
Ovül:
– Kadınlarda vajinaya uygulamak üzere hazırlanmış
supozituvarlara benzeyen farmasötik şekillerdir.
Transdermal terapötik sistem (TTS):
– Etkili maddenin bir flaster içine yerleştirilmesiyle hazırlanan
farmasötik şekillerdir. Göğüs ya da kulak arkasına
yapıştırılarak ilacın ciltten absorbsiyonu sağlanır.
16
22.05.2014
Katı Farmasötik Şekiller
Sıvı Farmasötikler
•
•
•
Solüsyon:
– Etkin maddelerin su veya başka bir çözücüde çözülmesi
suretiyle elde edilir. Ağız içine uygulanan şekline gargara
denir.
Enjeksiyonluk Solüsyon:
– Vücuda enjekte edilmeye özgü steril ve izotonik veya
hipertonik solüsyonlardır. Yağlı solüsyonlar intravenöz
olarak veya cilt altına enjekte edilmezler. Çözelti halinde
çabuk bozulan ilaçlar steril ampul veya viyal (küçük şişe)
içinde kuru toz halinde hazırlanırlar. Kullanılacakları zaman
steril çözücü ilave edilerek uygulanırlar.
Süspansiyon ve Emülsiyon:
– Birbiri içinde çözünmeyen iki fazlı sistemlerdir.
Emülsiyonlarda her iki faz da sıvı, süspansiyonlarda ise bir
faz sıvı, diğer faz katıdır. Süspansiyon, katı ilaçların bir sıvı
içinde ufak partiküller halinde dağılması suretiyle elde edilir.
Katı Farmasötik Şekiller
Sıvı Farmasötikler
•
•
•
•
•
•
•
Şurup:
– %60 dan fazla şeker içeren sıvı preparasyonlardır. Şeker miktarları yüksek
olduğundan içlerinde bakteri veya mantarlar üreyemez. Yalnız diabetli hastalarda
bu konu dikkate alınarak diyet ayarlanmalıdır. % 64 şeker içeren şuruba basit
şurup (sirop simple) adı verilir.
Posyon:
– Az miktarda şeker içeren, etkili maddenin çözünmüş olarak bulunduğu sıvı
farmasötik şekillerdir. Şeker oranı düşük olduğundan içerisinde bakteri ve mantar
üreyebilir. Majistral olarak 4-5 günlük hazırlanır.
Eliksir:
– Alkol ve su içeren, şeker ile tadlandırılmış, kokusu düzeltilmiş bir çözeltidir.
Damla:
– Ufak hacimde verilen ve damla saymak suretiyle kullanılan solüsyonlardır. Ağızdan
kullanılabilir, ayrıca göz damlası (Kolir) burun ve kulak damlası gibi dıştan
kullanılan şekilleri de vardır.
Lavman:
– Rektal yolla kullanılan solüsyon veya süspansiyonlardır. Küçük hacimde olanlara
enema adı verilir.
Merhem (Pomad):
– Etkin maddelerin vazelin, lanolin gibi sıvağlar ile karıştırılması suretiyle hazırlanan,
dışardan sürülmek suretiyle kullanılan preparasyonlardır. Kıvamı daha katı olanlara
pat adı verilir.
Aerosol:
– İnhalasyonla uygulamaya özgü preparatlardır. Özel solventler içinde hazırlanırlar.
17
22.05.2014
İlaçları Uygulama Yerleri
 İlaçların belirli bir yerde etki gösterebilmesi için orada
belirli bir konsantrasyonda bulunması gerekir. Bu
konsantrasyona Minumum Etkin Konsantrasyon (MEK)
denir. İlaç verilirken miktarları ve uygulama yerleri o
şekilde saptanmalıdır ki, aktif madde etki yerine MEK de
ulaşabilsin.
 İlaçların uygulama yerleri, ilacın verilmesiyle elde
edilecek amaca göre iki gruba ayrılır.
İlaçları Uygulama Yerleri
18
22.05.2014
İlaçları Uygulama Yerleri
Lokal
 Cilt üzerine (epidermal) uygulama: İlaçların (merhem,
pomat,vb.) cilt yüzeyine sürülerek uygulanmasıdır.
 Cilt içine (intrakutan) uygulama: Deri testlerinde, ilacın cilt içine
enjekte edilmesidir.
 Omurilik sıvısı içine (intratekal) uygulama: Vertebralar
arasındaki subaraknoid aralığa steril iğne ile girilerek ilaç
enjekte edilmesidir.
 Plevra zarları içine (torasentez- intraplevral) uygulama: Plevra
zarları arasına ilaç verilmesidir.
 Periton içine (intraperitoneal) uygulama: Periton içine ilacın
enjekte edilmesidir.
 Kalp içine (intrakardiyak) uygulama: Acil durumlarda veya kalp
ameliyatlarında myokart içine ve kalp boşluklarına ilaç enjekte
edilmesidir.
 Eklem içine (intraartiküler) uygulama: İlacın enjeksiyon yolu ile
eklem içine verilmesidir.
İlaçları Uygulama Yerleri
Lokal
•
•
•
•
•
•
•
Uterus içine (intrauterin) uygulama: İlacın uterus içine
uygulamasıdır.
Vajina içine (intravajinal) uygulama: Jel, ovül, köpük ve vajinal
tablet şeklindeki ilaçların, vajina içine uygulanmasıdır.
Rektum veya kolon içine uygulama: Rektumun yüzeysel
lezyonları, hemoroid ve bazı kolon hastalıklarında rektum
ve/veya kolona ilaç uygulanmasıdır.
Konjunktiva üzerine uygulama: Solüsyon, pomad veya
süspansiyon şeklindeki steril preparatlar göz ve göz
kapaklarına ait enfeksiyon tedavisinde veya miyozis (pupillanın
daralması) ya da midriyazis (pupillanın genişlemesi) oluşturmak
için uygulanır.
Ağız içi (bukal) uygulama: Ağız ve boğaz mukozasının yüzeysel
iltihaplanmalarında, ilacın ağız boşluğuna uygulanmasıdır.
Burun boşluğu içine (intranazal) uygulama: Toz, solüsyon
(burun damlası) veya sprey şeklindeki preparatların, burun
boşluğuna uygulanmasıdır.
Dış kulağa uygulama: Dış kulak hastalıklarında ilaçlar,
süspansiyon ve merhem şeklinde uygulanır.
19
22.05.2014
İlaçları Uygulama Yerleri
Sistemik
 Sistemik uygulamada ilaçlar; enteral, parenteral, inhalasyon ve
transdermal yollar ile verilir.
Enteral (Sindirim Kanalından) Yol:
 Ağız yolu ile (oral, per os) ilaç verilmesi: İlacın ağızdan,
emilerek veya içilerek alınmasıdır. Oral yol, ilaç alımının en çok
uygulandığı yoldur. Özel durumlarda ağızdan veya burundan
mideye özel bir kateter yardımıyla ilaç veya besleyici madde
solüsyonu uygulanır. Buna gavaj adı verilir.
 Dilaltı (sublingual) yolu ile ilaç verilmesi: İlacın dil altına
konulup, ağız mukozasından ve/veya lenf damarlarından
emilmesidir. 0,5-1 dakika içinde etki başlar. Nitrogliserin gibi
antianjinal ilaçlar, steroid yapılı hormonlar bu yolla
uygulanabilir.
 Rektal yol ile ilaç verilmesi: Ağızdan ilaç vermenin uygun
olmadığı durumlarda İlaçların rektuma uygulanması suretiyle ya
lokal etki elde edilir ya da rektum mukozasından absorbe
edilmek suretiyle sistemik etki elde edilir. Örnek: supozituvar,
enama vb.
İlaçları Uygulama Yerleri
Sistemik
Parenteral yolla ilaç uygulama yolları:
 İntravenöz (İ.V.) enjeksiyon: Bu yolla yalnız suda eriyen veya
su ile karışabilen ilaçlar verilebilir.
 İntraarteriyel (I.A) enjeksiyon: Seyrek başvurulan bir ilaç verme
yöntemidir. Sadece enjekte edilen doku ya da organa ilacın
etkimesi istenilen durumlarda kullanılabilinir. Örnek: Bazı
radyolojik tetkikler için radyoopak maddeler bu yolla verilebilir.
 Cilt altına (S.C.) enjeksiyon: Genellikle ilaç, kol (humerus) veya
uyluk (femur) bölgesinde cilt altına uygulanır. Uygulanan
solüsyonlar bu bölgelerde gevşek yağ dokusu içine yayılıp
absorbe (emilim) olur.
 Kas içi (İ.M.) enjeksiyon: Genellikle ilaç gluteal, deltoid veya
vastus lateralis gibi büyük kütleli kas içine uygulanır.
 Kemik iliği içine enjeksiyon: Bebeklerde venlerin zor bulunması,
yetişkinlerde venlerin büzülmesi veya kalın bir yağ dokusu
içinde gömülmüş olması durumlarında nadiren uygulanır.
20
22.05.2014
İlaçları Uygulama Yerleri
Sistemik
 İnhalasyon (Solunum) Yolu
 Gaz veya buhar halindeki lipofilik (yağda çözünen) ilaçlar,
solunum yoluyla alveol membranını aşıp genel kan
dolaşımına geçer. Gaz ve uçucu sıvı anestezikler bu yolla
verilir. Bazı ilaçlar da solunum yolları, mukoza veya düz kas
tabakası üzerinde lokal etki elde etmek amacıyla kullanılır.
 Transdermal (Deri) Yol
 İlacın, özel bir farmasötik şekil içinde ciltten absorbe
edilerek dolaşıma girmesini sağlamak amacıyla cilt üzerine
uygulanmasıdır. Örnek: Nitrogliserin, testosteron, estradiol
gibi ilaçlar bu yolla kullanılır. Skopolamin gibi bazı ilaçlar da
kulak arkasına uygulanabilir.
İlaçları Uygulama Yerleri
Dozajlama
21
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik
 Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler
 İlaçlar vücuda girdikten sonra emilir (absorpsiyon),
dağılır, metabolize olur (biyotransformasyon) ve itrah
(ekskresyonu) edilir.
• A-D-M-E=“İlacın yazgısı”
Absorbsiyon
(Emilim )
Dağılım
Metabolizma
(biyotransform
asyon)
Ekskresyon
(İtrah)
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik
Uygulama alanındaki
ilaç etkisi
Emilim
Plazmadaki ilaç
Dağılım
Dokulardaki ilaç
↓
Metabolizma
Dokulardaki ilaç metabolitleri
Atılım
İdrar, feçes ve safradaki ilaç
ve/veya ilaç metabolitleri
22
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
 İlaçların absorbsiyonu (emilmesi) uygulandıkları yerden
kan veya lenf dolaşımına geçmeleri demektir.
 Absorbsiyonun hızı ve derecesi uygulama yoluna bağlıdır
 Sistemik etki yönünden, ilaç ne kadar çabuk absorbe edilirse etkisi
o kadar çabuk başlar
 İlaçlar vücutta membranlardan nasıl geçerler?
 İlaçların absorbsiyonu ve diğer farmakokinetik olaylar
sırasında membranları aşmaları beş şekilde olur
Pasif (basit) difüzyon
Aktif transport
İlaçların
Membranlardan
Geçişi
Kolaylaştırılmış difüzyon
Pinositoz (endositoz)
Reseptör aracılı endositoz
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
 Pasif (basit) difüzyon: İlacın hücre membranından
geçişi yüksek konsantrasyonda bulunduğu
taraftan düşük konsantrasyona doğru olur.
 Lipid tabakasında çözünerek membranın içinden
geçer
 Suda fazla çözünen (hidrofilik) ilaçlar lipid
tabakasından geçemezler.
 Membrandaki mikro-kanallar veya membran içi
poruslar (delikler) hidrofilik iyonların pasif difüzyonla
geçişini sağlar.
 Aktif transport: İlaç molekülü membranın bir
yüzünde "taşıyıcı" adı verilen doğal bir moleküle
bağlanır ve böylece membranı aşar.
 Bu olay enerji gerektirir.
 İlaçlar düşük konsantrasyonda oldukları taraftan,
yüksek konsantrasyonda oldukları tarafa bu yolla
geçerler.
23
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
 Kolaylaştırılmış difüzyon: İlaç molekülleri yüksek
konsantrasyonda
oldukları
taraftan
düşük
konsantrasyonda oldukları tarafa bir taşıyıcı aracılığı
ile geçerler.
 Enerjiye gereksinim göstermez.
 Pinositoz (endositoz): Büyük moleküllü bileşikler
elektrik yükünün sağladığı kolaylıkla hücreye
yaklaşınca, hücre membranının dış yüzünde bir
çukurlaşma olur, membran molekülü sarar,
membrandan kopan molekül hücre içine girer.
 Bu olayın tersi, yani bir molekülün hücre içinden
çıkması da "ekzositoz" adını alır.
 Her iki olay da enerjiye gereksinim gösterir.
 Reseptör aracılı endositoz: hücre yüzeyinde
kendilerine özgü reseptörlerle kombine olarak hücre
membranını aşarlar.
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
Dozaj şekli
ile ilgili
faktörler
İlaçla ilgili
fizikokimya
sal
faktörler
Uygulama
yeri ile ilgili
faktörler
İlaçların absorpsiyon hızı ve
derecesini etkileyen faktörler
24
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
 İlaçla ilgili fizikokimyasal faktörler
 Molekül Büyüklüğü: Ufak moleküllü bileşikler daha
kolay geçer. Dekstranlar ve heparin gibi büyük
moleküller geçemez
 Molekülün Lipofilikliği: Molekülün non-iyonize şeklinin
lipofilikliği ne kadar fazla ise membranlardan geçişi o
kadar kolaydır.
 Lipofiliklik derecesi: Yağ/su dağılım katsayısı
 Ön ilaç
 İlacın
İyonizasyonu:
membranları aşar
İlacın
non-iyonize
şekli
 İlacın sulu ortamdaki iyonizasyonunu ortam pHsı ve ilacın
dissosiasyon (çözünebilme) katsayısına bağlı.
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
 İlaçla ilgili fizikokimyasal faktörler
 İlaçların tuz şekli: Zayıf asid ve bazların tuz şekilleri ana
bileşiğe göre daha fazla çözünür ve daha hızlı emilirler.
 Partikül Büyüklüğü: İlaç partikülleri ne kadar ufaksa
çözünme daha fazla
 Hidrat ve Solvatlar: İlaç çözücü moleküllerini de içeren
kristaller halinde ise solvat. Daha hızlı ve fazla çözünür.
 İlacın derişimi: Konsantrasyon arttıkça emilim hızlanır
 İlacın Farmakolojik Özellikleri: Damar büzücü veya
genişletici etki.
25
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
 Dozaj şekli ile ilgili faktörler
 Oral uygulanan dozaj şekillerinden yararlanım katıdan
sıvıya gittikçe artar:
Emülsiyon
Solüsyon
(çözelti)
Kapsül
Tablet
Kaplanmış
Tablet
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
 Uygulama yeri ile ilgili faktörler











İlacın uygulandığı yüzeyin alanı
İlacın uygulandığı yüzeyin geçirgenliği
İlacın uygulandığı yerdeki kan akım hızı
Mide-barsak kanalının yapısı
Mide-barsak kanalının pH’sı
Mide-barsak kanalının hareketleri ve boşalma hızı
Mide-barsak kanalının salgıları
Besin
Malabsorbsiyon
İlk geçiş etkisi
Enterohepatik siklus
26
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların absorpsiyonu (emilim)
 Biyoyararlanım: Verilen ilacın sistemik dolaşıma
kimyasal değişikliğe uğramadan geçen kısmı
olarak ifade edilir.
 İlaç enteral yol ile alındığında biyoyararlanımdan söz edlir.
 İV verilen ilaç tümüyle sistemik dolaşıma geçer. Absorpsiyon yoktur.
 İlacın
plazma
konsantrasyonun
zamanla
değişim
grafiği
biyoyararlanım hakkında bilgi verir. Eğri altında kalan alan (EAA),
maksimum konsantrasyon(Cmax) ve max. kons. İçin geçen
süre(tmax) biyoyararlanım ölçüsüdür.
İlacın plazma kons.
İV enjeksiyon
100
oral (p.o) veriliş
absorpsiyon)
(kısmi
0
Zaman
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların Dağılımı
 İlaçların dağılımı: ilacın gerye dönüşümlü olarak kan
dolaşımından hücreler arası alana (hücre dışı sıvı) ve/veya
hücre içi sıvıya geçmesidir.
 Birtakım parametrelere bağlıdır:
 Kan akımı
 Kılcal damarların geçirgenliği
 İlacın doku ve plazma proteinlerine
70 kg
bağlanma derecesi
 İlacın ne kadar lipofilik olduğu
plazma
Hücreler arası
Hücre içi
42 L
14 L
28 L
4L
10 L
27
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların Dağılımı
•
Plazma: Yaklaşık olarak kan hacminin yarısını oluşturan
plazma, kanın şekilli elamanları dışında kalan kısmıdır.
•
Hücreler arası (interstisyel) sıvı kompartmanı: Hücreler
arası boşuğu dolduran sıvı ile BOS (Beyin Omurilik Sıvısı)
ve vücut boşuklarındaki diğer sıvıları içerir.
•
Hücre içi (intraselüler) sıvı kompartmanı: Hücre içinde
bulunan sıvıları içerir.
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların Dağılımı
 Kan Akımı: kalp debisi çeşitli organlara farklı olarak dağıldığından
farklı dokuların kılcal damarlarına ulaşan kan akımı değişkenlik
gösterir.
Beyin, karaciğer, böbrek > iskelet kasları > yağ dokusu
 Kılcal Damarın geçirgenliği:
 Damarların yapısı:
 Kapiler endotel hücreler arasında bağlantı noktaları bulunur
 Beyin kılcal damarları bağlantı aralıkları yoktur. Kan-beyin
bariyeri
 İlacın kimyasal yapısı:
 Elektrik yükü taşımayan lipofilik ilaçlar kolay geçer
 Elekrik yükü olanlar ise bağlantı noktalarından geçmek
zorundalardır.
 İlaçların proteinlere bağlanması:
 ilaçların geriye dönüşümlü olarak proteinlere bağlanmaları diffüzyonu
elverişsiz kılar
 Proteine bağlı ilaç farmakolojik etki göstermez, ilaç deposu
(rezervuarı) görevi yapar.
28
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların Dağılımı
Sekestrasyon:
• İlaçların dokulara sıkı bir şekilde bağlanıp
depolanmasına
denir.
Örneğin
barbitüratlar
yağda
fazla çözünen
maddelerdir, vücutta SSS (Santral Sinir
Sistemi) ve adipoz doku gibi yağdan
zengin yapılarda toplanırlar.
• Fazla lipofilik ilaçlar intravenöz veya
inhalasyon suretiyle hızlı bir şekilde
verildiklerinde başlangıçta beyin, kalp
ve böbrek gibi fazla kanlanan
Redistribüsyon:
organlarda yüksek konsantrasyonda
toplanırlar. Bir süre sonra ilaç, yağ
dokularına gitme olanağı bulur.
Böylece ilaç için yeni bir dağılım kalıbı
ortaya çıkar.
•
Özellikle, lipofilik ve iyonize olmamış ilaçlar, kolayca fötal
dolaşıma geçebilirler ve fötus üzerinde önemli toksik
tesirler oluşturabilirler
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların Dağılımı
Santral
Sinir
Sistemine
Geçiş:
• Beyin, ilaç etkisine karşı kendini
koruyacak bir yapıya sahiptir (kanbeyin engeli). SSS’ni etkileyen ilaçlar
kural olarak fazla lipofilik bileşiklerdir.
glukoz,
mannitol
hipertonik
solüsyonların injeksiyonu,, sitotoksik
ilaçlar gibi etkenler kan- beyin engelini
gevşetirler
İyon
Tuzağı
• Pasif difüzyona elverişli bir
membranla birbirinden ayrılmış iki
kompartımanda dağılan ilaç, eğer
pH farkı varsa, daha fazla iyonize
olduğu kompartımanda toplanır.
Yani asidik ilaçlar bazik ortamda,
bazik ilaçlar ise asidik ortamda
toplanırlar.
29
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların metabolizması
 İlaçların vücutta enzimlerin etkisiyle kimyasal değişikliğe
uğramasına metabolizma (biyotransformasyon) adı verilir.
 Genellikle daha az etkili veya etkisiz bileşikler haline
gelirler.
 Bazen etkisiz bir bileşik vücutta etkili hale getirilir
 pro-drog (ön ilaç) veya inaktif prekürsör
 Bazı ilaçların metabolizma sonucunda etkilerinde
değişiklik olmaz
 Metabolizma sonucu ilaçların dönüştükleri bileşiklere o
ilacın "metabolitleri" adı verilir.
 İlaçları metabolize eden organ ve yapılar







Karaciğer, enzimlerden en zengin organdır.
Mide-barsak kanalı mukozası,
Akciğerler
Böbrekler
Cilt
SSS
Plazma ve eritrositler.
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların metabolizması
 İlaçların metabolizması genellikle iki fazda olur.
 I. fazda oksidasyon, redüksiyon, kopma
 II. fazda ilaç veya metabolitleri bazı maddelerle bağlanır(
konjugasyon)
 Bazı ilaçlar sadece I. Faza maruz kaldıktan sonra itrah
edilirler.
İLAÇ
Faz I
oksidasyon, redüksiyon, kopma
Metabolit
Faz II
Konjuge ürün
konjugasyon
İTRAH
30
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik – İlk geçiş Eliminasyonu
İV yolla uygulanan ilaç
doğrudan sistemik
dolaşıma katılırlar
Oral yolla alınan ilaçlar
ilk önce karaciğerden
geçerler ve büyük
oranda metabolize
olurlar
KARACİĞER
Vücudun Diğer
Kısımları
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların ekskresyonu (itrah,atılım)
İlaçların
vücuttan
atılmalarında
en büyük payı
olan organlar
böbreklerdir.
Bir kısım ilaçlar
karaciğer
hücreleri
tarafından safra
yollarına
salgılanır.
Gaz ve uçucu
sıvılar
akciğerlerden
Daha az önemli
olan itrah
yolları tükrük,
ter ve sütle
atılmadır.
31
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların ekskresyonu (itrah,atılım)
 Böbreklerden İtrah (Renal İtrah)
 Glomerüler
Filtrasyon:
Glomerül
endotelinin
 Bol miktarlarda hücreler arası porus
içermesi,
 Böbrek korteksinde yaklaşık 1.000.000
glomerüler filtrasyon bulunması
 Glomerüllerden geçen kan akım hızının
yüksek olmasından dolayı çok hızlı
meydana gelen bir pasif difüzyon
olayıdır.
 Plazmadaki serbest ilaç filtrasyona uğrar,
proteine bağlı ilaç glomerüler filtrasyona
uğramaz.
 Dakikada filtrasyona uğrayan sıvı hacmi 130
ml kadardır.
 Buna göre 24 saatteki filtrasyon hacmi 190
litredir. Süzülen sıvının %99'u tubuluslardan
ve toplayıcı kanallardan geri emilir. Bu süre
içinde idrarın dışarı atılan miktarı 1,5 l dir.
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların ekskresyonu (itrah,atılım)
 Böbreklerden İtrah (Renal İtrah)
 Tübüler salgılama:
 Bu bir aktif transport olayıdır. En fazla
proksimal tübülüslerde olur.
 Anyonik (asidik) ve katyonik (bazik)
ilaçlara özgü iki ayrı taşıyıcı türü vardır.
 Katyonik bir ilaç diğer bir katyonik ilacın
ve bir anyonik ilaç diğer bir anyonik
ilacın tübülüslerden salgılanmasını
inhibe edebilir.
 Salgılama suretiyle itrah glomerüler
filtrasyona oranla çok daha hızlı olur.
 İtrahı azaltmaya çalışan bir olay tübüler
reabsorbsiyondur
 Genellikle pasif difüzyon suretiyle olur.
 Tübüldeki konsantrasyon artışından ilaç
tekrar sistemik dolaşıma geçer
 Metabolize edilmemiş ilacın böbreklerden
itrahı suretiyle, bir dakikada o ilaçtan
temizlenen plazma hacmine renal klerens
denir
32
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların ekskresyonu (itrah,atılım)
 Karaciğerden Safra İçine İtrah
 İlaçlar ve metabolitleri karaciğer hücreleri tarafından safra
kanalları içine salgılanırlar ve ince barsaklar içine atılırlar.
Safraya atılım esas olarak pasif difüzyon ve aktif transportla
olur.
 Bazen ilaç molekülleri ince barsaktan tekrar absorbe
olabilir. Buna "enterohepatik siklus" veya enterokepatik
dolanım adı verilir.
–
İlaçların etki süresinin uzamasına neden olan bir olaydır.
İV yolla uygulanan ilaç
doğrudan sistemik
dolaşıma katılırlar
Oral yolla alınan ilaçlar ilk
önce karaciğerden
geçerler ve büyük oranda
metabolize olurlar
KARACİĞER
Vücudun Diğer Kısımları
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakokinetik - İlaçların ekskresyonu (itrah,atılım)
 Akciğerlerden İtrah
 Ufak moleküllü, lipid/su partisyon katsayıları yüksek olan gazlar ve
uçucu maddeler alveol membranını aşarak alveol boşluğuna
geçebilirler. Hava içinde ekspirasyon suretiyle dışarı atılır. Bu geçiş
pasif difüzyonla olur.
 Diğer İtrah Yolları
 Tükrük bezleri ile
 iyodür, bromür, Lityum, eroin, amfetamin;
 Barsak mukozasındaki bezler ile
 çeşitli lipofilik ilaçlar, iyodür ve bromürler atılır.
 Süt içinde itrah da emziren kadınların aldıkları ilaçların
bebeğine geçmesi açısından önemli bir konudur.
 Alkol de büyük oranda süt ile atılır.
 Gözyaşı ve ter bezleri ile
 iyodür ve bromürler itrah edilirler.
33
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakodinami
 Farmakodinami, ilaçların vücuttaki fizyolojik ve biyokimyasal
olaylar üzerindeki temel etkilerini ve bu etkilerin oluş
mekanizmalarını araştırır.
 Kısaca ilacın vücuda ne yaptığını inceler.
 Reseptör (algaç,alıcı): Hücrelerde, belirli bir makromolekülün özel
bir kısmını oluşturan, etkin endojen madde ve onlara yapıca
benzerliği olan ilaç moleküllerini seçici bir şekilde yüksek afinite
(etkileşim) göstererek bağlayan ve etkinin başlamasında aracılık
eden yerlerdir.
 Kimyasal sinyalibiyolojik sinyal => sinyal transdükleme +
amplifiye
 Agonist: Vücuttaki tüm endojen etkin maddeler ve onlar gibi aktive
edebilen maddeler.
 Antagonist: Agoniste yapıca benzeyen fakat reseptörü aktive
etmeyen ve agonistin etkisini engelleyen.
[İ] + [R] [İ-R]ikinci ulakE1E2E3…..E son etki
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakodinami
 Etki: İlaç moleküllerinin subselüler ve selüler yapılarda
elektrofizyolojik veya biyokimyasal tepkimeler oluşturması
ya da değişikliklere yol açmasıdır.
 Kasılma
 Gevşeme
 Salgılama
 Bradikardi
 Taşikardi v.b.
Terapötik
Etki
Farmakolojik
Yanı
İlaç Etkisi
34
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakodinami
•
•
•
•
Retard etki (gecikmiş etki): terapötik etkinin ortaya
çıkmasındaki gecikme . TSA – en az 3 hafta sonra tam etki
Plasebo etki: etken madde içermeyen fiziksel özellikleri
bakımından aktif ilaca benzeyen maddelerin gösterdiği
etki.
Yan (advers=istenmeyen) etki:
ilaç amacına uygun
dozlarda kullanıldığında ortaya çıkan zararlı reaksiyon.
Toksik etki: hastada ağır zararlara, doku lezyonlarına ve
ölüme yol açan ilaç yan etkileridir.
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakodinami – İlaçların etki mekanizmaları
1.
2.
3.
4.
Reseptörler üzerine etki
İyon kanalları üzerine etki
Enzimler üzerine etki
Taşıyıcılar üzerine etki
35
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakodinami – İlaçların etki mekanizmaları
1. Reseptörler üzerine etki
R
İ
Direkt
İyon kanalı açılır
Enzim
aktivasyonu/inhibisyonu
Agonist
Trandüksiyon
mekanizmaları
İyon kanalı
modülasyonu
İ
R
DNA transkripsiyonu
Antagonist
Etki görülmez
Endojen mediatörler
bloke olur
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakodinami – İlaçların etki mekanizmaları
2. İyon Kanalı Üzerine etki
• Hücre yüzeyine yerleşmiş olan
reseptörlerin
membranda
kenetlendikleri iyon kanalları Na+,
Ca++, Cl- ve K+ kanallarıdır.
i
i
İK
Blokerler
İK
Modülatörler
Geçirgenlik durur
Açılma artar / azalır
36
22.05.2014
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakodinami – İlaçların etki mekanizmaları
3. Enzimler Üzerine Etki
– İlaçlar, vücutta çeşitli yapılarda belirli fizyolojik fonksiyonların
veya patolojik olayların oluşmasına aracılık eden enzimleri
inhibe/aktive ederek bu fonksiyonların veya olayların
değişmesi sonucu etki oluşturabilir. Örn; Aspirin COX
enzimlerini inhibe eder
i
Normal
reaksiyonun
inhibisyonu
Yalancı substrat
Anormal metabolit
üretimi
Prodrog
Aktif metabolit
üretimi
E
İnhibitör
E
m
x
m
E
i
İlaçların Vücuttaki Etki Mekanizmaları
Farmakodinami – İlaçların etki mekanizmaları
4. Taşıyıcılar üzerine etki
Normal
taşıma
İnhibitör
Yalancı
substrat
Normal taşıma
veya
Taşınma bloke
olur
Doğal olmayan
bileşik birikir
37
22.05.2014
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
 MK
(minimum
konsantrasyon):
ilaçların
etki
oluşturabilmeleri için vücuttaki etki yerinde aşması gereken
en az konsantrasyon.
 Etki: verilen ilaç sonucu hücre, doku ve organ üzerindeki
değişiklik.
 Tesir: oluşan etki sonucu dışarıdan gözlenebilen ve
izlenebilen değişiklikler. örn:kan basıncı ölçülmesi
Etki
Yanıt
Tesir
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
•
•
•
Yükleme
Dozu:
ilacın
arzu
edilen
plazma
konsantrasyonuna ulaşmasının gecikmesi durumunda
istenilen konsantrasyona hızlı ulaşmak amacıyla
uygulanan tek dozdur. Sonrasında ilacın infüzyonuna
tedavi dozu ile (idame doz) edilir.
Etkinlik (efikasite): bir ilacın oluşturduğu maksimum
yanıttır.
İlaçların gücü (potens): belli bir etkiyi oluşturmak için
gerekli ilaç dozunun ölçüsüdür.
Doz-yanıt eğri eğimi: dik eğimlilerde ilaç dozunda küçük bir
artış yanıtta büyük değişikliklere yol açabileceği anlamına
gelir.
Biyolojik Etki
•
100
A ilacı
50
0
İlaç konsantrayonunun logaritması
38
22.05.2014
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
A ilacı B den daha güçlü
olduğu halde her ikisinin de
etkinliği aynıdır
C ilacının etki gücü
ve etkinliği A ve B
den daha düşüktür.
100
Biyolojik Etki
A ilacı
B ilacı
50
C ilacı
0
İlaç konsantrayonunun logaritması
A ilacı
ED50
B ilacı
ED50
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
A ilacı B den daha güçlü
olduğu halde her ikisinin de
etkinliği aynıdır
C ilacının etki gücü
ve etkinliği A ve B
den daha düşüktür.
100
Biyolojik Etki
A ilacı
B ilacı
50
C ilacı
0
İlaç konsantrayonunun logaritması
A ilacı
ED50
B ilacı
ED50
39
22.05.2014
İalcın plazma kons.
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlacın
tek
enjeksiyonu
100
doz
İV
50
0
Zaman (Saat)
t 1/2
İlacın yarılanma ömrü (t1/2) doza
bağımlı değildir.
İalcın plazma kons.
Tekrarlanan sabit dozlar, ilacın oral alımının
tekrarlanması ile emilim ve atılım dalgalanmaları
2.0
1,5
1.0
0,5
0
Tek sabit doz, oral yolla
alınan
ilacın
max
konsantrasyondan
sonra
atılım ile düşüşü
Zaman (Saat)
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İV enjeksiyon
100
İlacın plazma kons.
İM enjeksiyon (tam absorpsiyon)
oral
(p.o)
absorpsiyon)
veriliş
(kısmi
0
Zaman
40
22.05.2014
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
Farmakokinetik Etkileşmeler
Farmakodinamik Etkileşmeler
ADME tip etkileşmeler
Antagonizma
Kimyasal
Fizyolojik
Farmakolojik
Sinerjizma
Farmasötik
etkileşmeler
(geçimsizlik)
Kompetitif
antagonizma
Sumasyon
Potansiyalizasyon
Parsiyel agonist
kompetitif
antagonizma
Non-kompetitif
antagonizma
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
 Farmakokinetik etkileşmeler
 Bir ilacın diğer ilacın farmakokinetiğini yani
 absorpsiyon, dağılım, metabolizma (biyotransformasyon)
ekskresyonu (itrah)’nu
değiştirmesi sonucu
oluşur
41
22.05.2014
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
 Farmakokinetik etkileşmeler
 Absorpsiyon düzeyinde, absorpsiyon (emilim) hızını ve/ya
derecesini etkileyen
I. Mide boşalma hızını ve barsak geçiş süresini etkileyen
 Antikolnierjik, TSA, antihistaminik , Opioidler ↓
 Metoklopramid, proton pompası ↑
II. Mide pH değiştiren, çözünme ve parçalanma değişimi
 Antiasidler, H2 res. Antagonistler ↑
III. Mide barsak lümeninde bağlama veya kompleks oluşma
 Tetrasiklin, siprofloksasin ║ demir sülfat, digoksin
IV. Mide barsak epitel dokuyu bozan emilimi etkileyen
 Penisilin; glukoz, tiamin, B12 ve demir emilimini bozar
V. Barsak çeperinde
etkileşmeler
CYP3A enzim ve P glikoprotein ile
 Greyfurt suyu enzimleri etkileyerek bazı ilaçların tedavi indekslerini ↑
↓
VI. Barsak florasını bozarak reabsorpsiyonu değiştiren
 Tetrasiklin ve ampisilin geniş spek. Antibiyotikler uzun süreli
kullanımda florayı bozarlar
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
 Farmakokinetik etkileşmeler
 Dağılım düzeyinde etkileyen
 Plazma proteinlerine (albumin gibi)
ileri derecede
bağlanan iki ilaç arasında görülür.
 Daha çok asid ilaçlar arasında
 Sanal dağılım hacmi küçük ve tedavi indeksi dar ilaçlarda
klinik sonuçları bakımından önemlidir.
 Varfarin (antikoagülan) alan hastaya salisilat,
sulfonamid verilmesi, varfarinin serbest hale geçerek
kanamaya sebep olması gibi.
 Albumin üzerinde bağlı olan bilirubin, sulfonamid
kullanımı ile yenidoğanlarda serbest bilirubini artırarak
kernikterusa yol açabilir.
42
22.05.2014
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
 Farmakokinetik etkileşmeler
 Metabolizma düzeyinde etkileyen
 Enzim inhibisyonu
 Etkilenen enzimler genellikle siokrom P450 (CYP)
grubudur.
 Bir başka ilaç tarafından engelenirse, diğer ilacın
plazma düzeyinde istenmeyen artışlar ile etkisi
şiddetlenebilir ve toksik etkiler görülebilir.
 Enzim indüksiyonu
 İndüksiyon sonucu kendi eliminasyonunun dışında
diğer ilaçlarında metabolizmasını hızlandırabilirler.
 İlaç etkinliğinde azalma meydana gelir
 Rifampisin çok çeşitli CYP enzimlerini indükleyebilir ve
terapötik etkinliklerini azaltabilir.
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
 Farmakokinetik etkileşmeler
 Ekskresyonu (itrah) düzeyinde
 Böbrekler özellikle değişmeden atılan ilaç ve ayrıca metabolitlerin
itrahında rol oynayan en önemli organdır.
 Mekanizmalar:
 Glomerüler filtrasyon
 Böbrek kan akımında azalma veya artma ilaçların olağan
etkilerinde değişime yol açarlar.
 Tübüler salgılama
 Taşıyıcı sistem (transpor molekülde) afinitesi yüksek olan
ilaç az olan ilacın plazma düzeyindeki miktarının artmasına
neden olur.
 Probenesid-sefalosporin etkileşmesi
 Asid ilaçlarla zehirlenmede, bikarbonat verilerk idrar pH
yükseltilir ve asidik ilacın itrahı hızlandırılır.
 Bazik ilaçlarla zehirlenmede ise, amonyum klorür veya
askorbik asid verilerek idrar pH azaltılır.
 Tübüllerden reabsorpsiyon
 Yarışmalı veya yarışmasız olarak ilacın idrarla itrah hızı
artırılabilir.
43
22.05.2014
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
 Farmakodinamik etkileşmeler
 Antagonizma: İki ilaç birarada verildiğinde
birbirlerinin etkisini azaltmaları veya yok etmeleridir.
3 şekilde olur.
1. Kimyasal: iki ilaç aralarında kimyasal
reaksiyona girerek birinin diğerini etkisiz hale
getirmesi. Dimerkaprol un başta civa
zehirlenmesi olmak üzere (altın,arsenik) antidot
olarak kullanılması.
2. Fizyolojik: Ayrı reseptör ya da mekanizmayla
etki yaptıkları halde bir ilacın diğer bir ilacı aksi
yönde etki yaparak azaltılması veya ortadan
kaldırılması. Rifampisin, oral kontraseptiflerin
etkisini azaltmaktadır.
Doz-Konsantrasyon-Yanıt
İlaçlar arasındaki etkileşmeler:
 Farmakodinamik etkileşmeler
3. Farmakolojik: Aynı reseptöre yüksek afiniteli ve
seçici bir şekilde bağlanabilen iki ilaç arasındaki
antagonizmadır.
 Kompetitif antagonizma
 Parsiyel agonist kompetitif antagonizma
 Non-kompetitif antagonizma
 Farmasötik etkileşmeler (geçimsizlik): Aynı şişe,
enjektör veya serum içinde kimyasal geçimsizlik
 Bulanıklık ya da çökelti
 Bazı antibiyotikler: gentamisin, penisilin ya
da sefalosporinler
44
22.05.2014
İlaçların Toksik Etkileri
 İlaçlar, istenilen yararlı etkileri yanında birçok zararlı
etkilere de neden olurlar.
 Hiçbir ilacın tek bir etkisi yoktur.
 İlacın kullanım amacı dışındaki etkileri yan etkiler diye
adlandırılır.
 Yan etkisi olmayan ilaç yoktur.
İlaçların Toksik Etkileri
Fonksiyonel
Yalın toksik
etkiler
Biyokimyasal
Yapısal
Özel toksik
etkiler
Mutajenik
İlaçların Toksik
Etkileri
Dayanıksızlık
reaksiyonları
Alerji
Kanserojenik
Teratojenik
İdiyosenkrazi
45
22.05.2014
İlaçların Toksik Etkileri
•
Yalın Toksik Etkiler
– Doza bağımlı olarak gelişen öngörülebilir özellikte
zararlı etkilerdir.
• Fonksiyonel (Farmakodinamik) Toksik Etkileri
– Yalın toksik etkilerin en sık görülen şeklidir.
Hastanın yararı için değişen fizyolojik etkilerin
yanında,
istenmeyen
bazı
fizyolojik
değişikliklerin oluşması durumudur
• Biyokimyasal Toksik Etkiler
– İlaçların
klinikte
ölçülen
biyokimyasal
değerlerde yaptığı değişikliklerdir.
• Yapısal Toksik Etkiler
– İlaçlar ve metabolitlerinin doku ve hücre
düzeyinde yaptığı morfolojik bozukluklardır. En
fazla karaciğer ve böbreklerde oluşurlar
İlaçların Toksik Etkileri
•
Özel Toksik Etkiler
– İlaç veya metabolitlerinin hücre çekirdeğini bozmalarına bağlı
olarak gelişen, genellikle kalıcı nitelikte olan toksik etkilerdir.
• Mutajenik (genotoksik) Etki
– İlaçların veya radyasyonun hücre çekirdeğinde DNA
moleküllerinde oluşturduğu kalıcı yapı değişikliklerine
mutasyon adı verilir. Mutasyon yapan etkenlere
mutajen, mutasyon sonucu oluşan yapıya mutant
denir.
• Kanserojenik (Karsinojenik) Etki
– Kanserojenik etken kimyasal bir madde olabildiği
gibi ultraviole ışınları, X ışınları ve bazı virüsler de
olabilir.
• Teratojenik Etki
– Bazı
maddeler
gebe
kadınlar
tarafından
alındıklarında plasentadan fötal dolaşıma geçerek
fötusta kalıcı bozukluklara neden olurlar. Bu duruma
teratojenezis ya da fötotoksik etki denir.
Teratojenezis oluşturan etkene teratojen adı verilir
46
22.05.2014
İlaçların Toksik Etkileri
İlaçların Toksik Etkileri
 Dayanıksızlık Reaksiyonları
– Kişide bir hastalık hali varsa, ilaca normal kişilerden daha
duyarlı olur ve istenmeyen reaksiyonlar oluşur. Bunlara
dayanıksızlık (aşırı-duyarlık) reaksiyonları denir.
 Alerji
– İlaca karşı reaksiyonun antijenantikor birleşmesi ve antijen-T
lenfositi
etkileşmesi
gibi
immünolojik (bağışıklıklarla ilgili)
mekanizmalara
dayanması
durumudur.
– İlaç alerjisinde en ciddi durum
anaflaktik şoktur. Hafif bir fenalık
duyumsamadan
ölüme
kadar
giden,
değişen
şiddette
reaksiyonlardır.
– Tedavisi
için
adrenalin,
antihistaminikler ve glukokortikoid
ilaçlar verilir
47
Download