Dr.Güvenç GÖRGÜLÜ Sindirim sisteminin fonksiyonu, vücuda alınan besin maddelerini mekanik ve kimyasal olarak parçalamak ve gerekli olanlarını kan dolaşımına absorbe (emilim) etmektir. Mekanik parçalanma: ağızda çiğneme ile başlar ve midebarsak düz kaslarının kasılması ile devam eder. Kimyasal pankreasın parçalanma: salgıladığı midenin, bazı incebarsakların enzimler aracılığı ve ile karbohidrat, protein ve yağlar kolayca absorbe olabilecek büyüklükte moleküllere parçalanır. Emilim: Mekanik ve kimyasal parçalanma sonucu oluşan son ürünler, su, mineral ve vitaminlerle birlikte ince barsaklardan kana verilir. Sindirim sistemini başlıca şu yapılar oluşturmaktadır: ¾Ağız ¾DİŞLER ¾DİL ¾Tükrük bezleri ¾Farinks (YUTAK) ¾Özofagus ¾Mide ¾Barsaklar ¾DUODENUM ¾JEJUNUM ¾İLEUM ¾Rektum ¾Anüs. ÜST ÖZEFAGUS SFİNKTERİ ALT ÖZEFAGUS SFİNKTERİ PİLOR SFİNKTERİ İLEOÇEKAL SFİKTER ANAL SFİNKTERLER GASTROİNTESTİNAL KAN AKIMI SİNDİRİM VE EMİLİM ¾Karbonhidratların sindirimi ağızda başlar ince bağırsaklarda tamamlanır ¾Proteinlerin sindirimi midede başlar ve ince bağırsaklarda tamamlanır; ¾Yağların sindirimi ise ince bağırsaklarda olur. Mide yüzeyini kaplayan mukoza epiteli müköz hücreler ve bunların arasında pariyetal hücrelerden oluşur. Mide mukoza epiteli arasına yerleşmiş bez hücrelerinden mide salgısı mide boşluğuna salınır. İNSANIN MİDE YAPISI Mide salgısı içinde hidroklorik asit (HCL), Pepsinojen, müsin, gastrin hormonu bulunur. Midenin salgılama fonksiyonu sinirsel ve hormonal yollarla kontrol edilir. Besinlerin mideye inmesiyle uyarılan mide bezleri gastrin hormonu salgılarlar. Bu hormonda mide bezlerinin enzim salgılamasını uyarır. İnce Bağırsaklar ve Kalın Bağırsaklar Midede kısmen sindirilen besinler bağırsaklara geçer. Diğer sindirim bölgelerinden belirgin olarak ayrılan bağırsak hayvanlar aleminde ilk olarak yassı solucanların bazılarında görülür. Memeli hayvanlarda sindirim sisteminin büyük bir kısmını oluşturan bağırsaklar mideden anüse kadar uzanır. Bunun başlangıcı oniki parmak bağırsağı, takip eden kısmı ince bağırsak, son olarak da kalın bağırsaktır. Pankreas bezinden salınan pankreas sıvısı ve karaciğerden salınan safra sıvısı birer kanalla oniki parmak bağırsağına açılır. İnce bağırsakla kalın bağırsağın bağlantı kısmında bulunan körbağırsak insanda çok küçülmüşken atlarda ve domuzlarda sellüloz sindirimi yapılabilmesi için çok gelişmiştir. Kemirici tavşanlarda ise çok uzun yapılı olan bu kısımda ek olarak B vitamini sentezlenir. Körbağırsaktaki salgının büyük bölümü müsin'dir. Müsin sindirim kanalını mekanik etkilerden korumasının yanısıra bağırsak duvarını bakteriyel aktiviteye karşı korur. Aynı zamanda atık maddelerin birbirine yapışarak şekillenmesini sağlar. Sindirim ile ilgili enzim sekresyonu olmamasına karşın kalın bağırsaklara ulaşan içerikten mukoza hücreleri aracılığıyla su inorganik tuzlar bazı kısa zincirli yağ asitleri ve glukoz emilimi sağlanır. Karbonhidratların Sindirimi Besin maddeleri içinde bulunan en önemli karbonhidratlar nişasta ve glikojen polisakkaritleri ile laktoz ve sukroz gibi disakkaritlerdir. Nişasta ve glikojen halkaları glukoz olan uzun zincir yapısında moleküllerdir ve bu halkalar sindirim borusundaki enzimlerle zincirden koparılır. Bitkisel besinlerde bulunan sellüloz da glukoz halkalardan oluşur, ancak selülozu parçalayan enzimler insan sindirim sisteminde bulunmaz, otçul beslenen hayvanlarda bulunur. Nişasta ve glikojen önce tükrükte bulunan amilaz enzimi ile 5-6 halkalık oligosakkaritlere daha sonra da ince bağırsak sıvısında bulunan amilaz ve Oligosakkaridaz enzimleri ile zincirin tek halkası olan glukoza kadar parçalanır. Proteinlerin Sindirimi Proteinlerin sindirimi midede başlar ince bağırsaklarda sonlanır. Proteinlerin sindirimine katılan enzimler Midede: ¾Pepsin Pankreasta: ¾Tripsin ¾Kimotripsin ¾Elastaz ¾Peptidaz enzimleridir. Bu enzimlerin etkinliği ile uzun zincir oluşturan proteinler tek halka olan amino asitlerine kadar parçalanırlar. Yağların Sindirimi Yiyeceklerle alınan yağların önemli kısmını trigliseritler oluşturur. Yağların sindirimi ince bağırsaklarda olur. Karaciğerin salgısı olan ve safra kesesinde toplanan safra sıvısının oniki parmak bağırsağına salınması ile küçük parçalara ayrılan trigliseritler pankreastan gelen lipaz enzimi ile tek halka olan gliserol ve yağ asitlerine kadar parçalanır. Emilim Besinlerin sindirimi sonucu oluşan glukoz, amino asitler, yağ asitleri ince bağırsak mukoza hücrelerinden emilirler. İnce bağırsak mukozası hücre zarlarında şekerler ve amino asitler için taşıyıcı proteinler bulunmaktadır. Sindirilen bileşikler ATP enerjisi de kullanılarak bağırsak boşluğundan önce hücre içine alınırlar, daha sonra hücrelerden de basit diffüzyonla dolaşım sistemine geçerek portal ven ile karaciğere, oradan da tüm vücuda dağılırlar. Yağ asitleri ve gliserol önce bağırsak hücrelerine alınır. Hücrede tekrar trigliserit sentezlenir. Trigliseritler daha sonra fosfolipid ve proteinlerle birleşerek lipoproteinlere çevrilirler. Lipoproteinler lenf dolaşımı ile bütün vücuda yayılırlar. AĞIZDA SİNDİRİM Ağızda, yiyeceklerin mekanik parçalanması, tükrük salgısı ile bir miktar sulandırılması ve sınırlı hidrolizi yapılmaktadır. Tükrük salgısı günde 1500 ml kadardır. Tükrük salgısında bulunan tükrük alfa-amilazı veya pityalin enzimi, polisakkaritleri disakkaritlere parçalar, müsin ise yiyeceklerin yumuşatılmasını sağlar. Ağızda önemli bir absorbsiyon yapılmamaktadır. MİDEDE SİNDİRİM Midede günde 2500 ml yakın salgı oluşturulmaktadır. Salgıda; ¾Mukus mide mukozasını asit salgısının ¾Bikarbonat tahrişinden korur ¾HCl: protein sindirimine yardımcıdır ¾Pepsinojen: proteinleri peptidlere parçalayan enzim pepsindir. Pepsin ise ancak HCl varlığında pepsinojenden oluşmaktadır ¾İntrinsik faktör: ağızdan alınan B12 vitaminin emilebilmesinde önemli rol oynar ¾Gastrin: Nervus Vagus'un uyarılması (parasempatik etki), mideden gastrin hormonunun salgılanması ve histamin, midenin asit salgısını artırmaktadır. Sindirimin en önemli bölgesi incebarsaklardır. Tüm moleküllerin absorbe olabilecek büyüklükte son ürünlere kadar hidrolizi ve absorbsiyonu incebarsaklarda yapılmaktadır. İncebarsaklar anatomik olarak mideyi kalınbarsaklara bağlar ve 3 bölgeye ayrılırlar. Mideye bağlı olan ilk 20 cm lik bölüm; duodenum, geri kalan bölümler jejunum ve ileumdur. Mide ile duodenum bağlantısında pilor sfinkteri, ileum ile kalınbarsak (kolon) birleşim yerinde ileo-çekal valvül bulunur. ¾Pilor sfinkteri kimusun duodenuma geçişini, ¾ileo- çekal valvül ise ince barsakların içeriğinin kalınbarsaklara geçişini kontrol eder. Duodenumdan sekretin ve kolesistokinin adı verilen iki hormon salgılanır. Bu hormonlar safra kesesinden safra salgısını, pankreasın dış salgısını ve midenin hareketlerini düzenlerler. Duodenuma ayrıca pankreastan ve karaciğerden salgı katılımı yapılmaktadır. Pankreas salgısı, günde 700-3000 ml, karaciğerin safra salgısı ise 300-1000 ml kadardır. Pankreas salgısı çok sayıda sindirim enzimi ve bikarbonat içerir. Bu enzimlerden; ¾pankreas amilazı: polisakkaritleri disakkaritlere, ¾tripsin ve kimotripsin;: proteinleri peptidlere, ¾Karboksipeptidaz: peptidleri amino asitlere hidrolize eder. ¾Pankreas lipazları: adı verilen bir dizi enzim ise trigliseritleri, kolesterol ve fosfolipidleri parçalar. ¾Pankreasın bikarbonat yönünden zengin salgısı, duodenuma gelen asidik kimusun asitliğini nötralize etmektedir. ¾Safra salgısı yağların sindirimi için çok önemlidir. Safra, yağların sulu ortamda bir araya toplanıp büyük kitleler oluşturmasını engeller. Safranın etkisi ile yağlar ufak yağ damlaları haline getirilir. Bu işleme yağların emülsifikasyonu denilmektedir. Emülsifiye edilen yağlara lipaz enzimi kolayca etki ederek onları daha küçük moleküllere parçalayabilmektedir. Yağ sindiriminde safra salgısının bir diğer önemi safra tuzlarının parçalanmış yağ ürünleri ile birleşip miseller oluşturmasıdır. Miseller yağ ürünlerinin ince barsak epitel hücrelerine taşınıp emilmelerini sağlamaktadır. Miseller, suda kolayca çözünemeyen yağ ürünlerini, incebarsak sıvısı içerisinde çözünebilir halde tutmaktadır. İncebarsaklar segmentasyon ve peristaltik olmak üzere iki tip hareket yaparlar. ¾Segmentasyon hareketleri ile kimusun; karıştırılması, ¾Peristaltik hareketlerle ileriye doğru hareketi sağlanmaktadır. Parasempatik uyarı barsak hareketlerini artırırken sempatik uyarı azaltmaktadır. KALINBARSAKLAR Kalınbarsaklarda su, Na+ ve diğer minerallerin absorbsiyonu yapılmaktadır. İleumdan kalınbarsaklara her gün 1000-2000 ml kimus geçer, bu kimusun 200-250 ml si kalın barsaklarda yarı katı feçese çevrilmektedir. Kalınbarsakların kuvvetli absorbsiyon yetenekleri vardır. Bu nedenle çeşitli ilaçlar, özellikle çocuklara, rektal yoldan uygulanmaktadır.