din nedir - imamhatipliyim

advertisement
TEMEL DİNİ BİLGİLER 1. ÜNİTE “DİN KAVRAMI” ÖZET
1.
DİN NEDİR?
Din; itaat, hesap, sorumluluk ve hüküm anlamlarına gelir. Terim olarak din, akıl sahibi insanları kendi özgür
iradeleriyle iyiye ve doğruya yönelten ve onların mutluluğunu amaçlayan kurallar bütünüdür.
Bu kuralların başında inanç esasları, ibadetler ve ahlak ilkeleri gelmektedir
İnsanın yeme, içme, temiz hava ve giyinmeye ihtiyacı olduğu gibi inanmaya da ihtiyacı vardır. İnsanda yeme, içme ve
barınma gibi biyolojik ihtiyaçlar nasıl doğuştan geliyorsa din duygusu da doğuştandır.
İnsan her zaman yüce ve kudretli bir varlığa güvenme, ona sığınma ve ondan yardım dileme ihtiyacı hisseder. Bu
sığınma ve güvenme duygusu din ile karşılanır.
2.
İNSANLIK TARİHİNDE DİN OLGUSU
İnsanlık tarihi çeşitli yönleriyle incelendiğinde, insanın yaşadığına dair bilgilere ulaşılan her zaman ve mekânda din
gerçeği ile karşılaşılmaktadır.
İslam’a göre, dini gönderen Allah’tır. Allah evreni ve insanı yaratmış, insanı doğruya yönlendirecek kitaplar ve
peygamberler göndermiştir. Bu peygamberler, insanları her şeyin yaratıcısı olan Allah’ın birliğine inanmaya
çağırmışlardır.
Nitekim kuranda şöyle ifade edilir: “Her millet için mutlaka bir uyarıcı (peygamber) bulunmuştur.”
Yani bozulan yozlaşan her millete Allah onların doğru yolu(hidayeti) bulsunlar diye peygamber göndermiştir.
3.
İNANMANIN ÇEŞİTLİ BİÇİMLERİ
İnanmak, insanoğlunun doğuştan itibaren taşıdığı ve farklı şekillerde ifade edip yaşattığı bir duygudur. Bu duyguyu
ifade etmedeki farklılıklar, değişik inanma biçimlerini doğurmuştur. İnsanlar kimi zaman vahiy kaynaklı bir dine
yönelmiş kimi zaman da değişik düşüncelerden kaynaklanan anlayışları din olarak kabul etmiştir.
Vahye dayalı olan inanç biçimi; neye, nasıl inanılacağını açıklamıştır. Vahiy, nelere inanacağımız, peygamberler de
inancımızı nasıl hayata yansıtacağımız konusunda bizlere rehberlik etmişlerdir.
Buna rağmen insanların neye, nasıl inanacakları hususunda farklılıklar olmuştur. Böylece tarih boyunca tanrı inancı
konusunda monoteizm, politeizm, gnostisizm, agnostisizm ve ateizm gibi çeşitli inanç biçimleri ortaya çıkmıştır
Monoteizm (Tek Tanrıcılık), Tanrı’nın varlığını ve birliğini savunup eşi ve benzeri bulunmadığına inanmaya
monoteizm veya tek tanrıcılık denir.
Politeizm (Çok Tanrıcılık), birçok tanrının varlığına inanmak demektir. Politeizme göre evrende birden fazla tanrı
vardır ve bu tanrıların farklı görevleri bulunmaktadır.
Gnostisizm (Gizemcilik), Bilgi ve sezgi anlamına gelen gnos kelimesinden türetilmiştir.
Gizemcilik anlayışına göre, başta Tanrı olmak üzere tüm varlığa ve olaylara ilişkin gerçek bilginin kaynağı vahiy ve
akıl olmayıp sadece keşif ve ilhamdır.
Agnostisizm (Bilinemezcilik), Tanrı’nın varlığının bilinemez olduğunu ileri süren bir akımdır.
İnsan zihninin hiçbir metafizik gerçeği bilemeyeceğini söyleyen agnostikler, Tanrı inancı konusunda tarafsız kalmayı
tercih etmişlerdir. Bu akıma göre, dinler Tanrı’dan gelmemiştir.
Ateizm (Tanrıtanımazlık), Tanrı’nın varlığını reddetmek ve Tanrı yokmuş gibi davranmaktır. Ateizm, Allah’ın
varlığını inkâr ettiği gibi tüm dinlere ve dinlerin Tanrı tasavvurlarına da karşıdır.
4.
DİN-BİREY İLİŞKİSİ
İnsan; akıllı, irade sahibi ve inanan bir varlıktır. Bu özellikleri ile diğer varlıklardan ayrılır. Allah insanı sahip olduğu
bu farklı özelliklerinden dolayı dinin emir ve yasaklarından sorumlu tutmuştur.
Din, insanın inanma ve güvenme ihtiyacını karşılar. İnsan her zaman yüce ve kudretli bir varlığa güvenme, ona sığınıp
ondan yardım dileme ihtiyacı hisseder. Yaratıcıya güvenme ve ona sığınma insanı yüceltir.
İnsan, günlük hayatında karşılaştığı yalnızlık, çaresizlik, korku, üzüntü, hastalık, musibet ve felaketler karşısında
yegâne teselli kaynağı olarak dini görür. Dinî değerler insanı ruhsal bunalımlardan korur. Başarı için ümit ve cesaret verir.
İnsanı kendisine güvenilen ve çevresine karşı daha duyarlı olan biri haline getirir. Din, maddi ve manevi her türlü
sıkıntıya karşı insanın direncini artırır.
5.
DİN-TOPLUM İLİŞKİSİ
İnsan toplumsal bir varlıktır. Bireysel olarak insanları iyi ve faydalı işler yapmaya yönelten din, toplumları yücelten ve
geliştiren bir olgudur. Din, insanlar arasında; merhamet, şefkat, sevgi ve barış duygularının ortaya çıkmasını sağlar.
Yoksula, yetime, düşküne yardımcı olmayı emreder. Ayrıca din; kin, nefret ve intikam gibi her türlü kötülüğün ve kötü
düşüncenin ortadan kalkmasını, insanların kardeşçe, barış ve huzur içinde yaşamasını amaçlar. Çünkü insan maddi ve
manevi yönden başkalarına ihtiyaç duyar. Bu nedenle insanların iyi ilişkiler içinde olması gerekir. Bu alanda din, insana
birçok değer öğretir. Bu konuda Allah, şöyle buyurmaktadır: “Onlar o kimselerdir ki mallarında isteyen ve yoksun
olanların haklarını ayırırlar.” Böylece toplumda bazı bireylerin sıkıntıları paylaşılmış olur.
6.
YERYÜZÜNDE BELLİ BAŞLI DİNLER
KABİLE
DİNLERİ
DOĞU ASYA
DİNLERİ
HİNT DİNLERİ
ASLI
BOZULMUŞ
İLAHÎ DİNLER
Dinka
Taoizm
Hinduizm
Yahudilik
Nambalar
Konfüçyanizm
Caynizm
Hıristiyanlık
Ga
Şintoizm
Budizm
Ainu
HAK DİN
İSLAM
Sihizm
Maori
6.1. Kabile Dinleri
Kabile dinleri (geleneksel dinler), belli bir kurucusu, inanç sistemi, kutsal kitabı bulunmayan dinlerdir. Bu dinler
tamamen bir kabileye aittir. Yayılma özellikleri yoktur. Kabilenin bütün üyeleri kabile dinine bağlı olmak zorundadır.
6.2. Doğu Asya Dinleri
Konfüçyanizm, Çin’de ortaya çıkmış bir dindir. Adını, kurucusu kabul edilen Konfüçyüs’ten almaktadır. Bu dinde
ahlaki öğretiler ön plandadır. Konfüçyüsçülük, Çin halkının yaşayış tarzını, dinî inançlarını ifade etmektedir.
Konfüçyüsçülüğün kutsal metinleri, Beş Klasik ve Dört Kitap oluşturur.
Konfüçyüs, öbür dünyanın varlığını inkâr etmemekle beraber, yapılan kötülüklerin cezasının bu dünyada çekileceğini
söylemiştir. Konfüçyüs’e göre dua ve ibadet bir görevdir fakat devamlı yapılması bir zorunluluk değildir.
Taoizm, bugün hâlen yaşayan Çin dinlerinden biridir. Bu din, Çin dinlerinin genel özelliğini oluşturan “Tao” kavramı
üzerine kurulmuştur.
Mistik yönü ağır basan bir dindir. Kurucusu, Lao-Tzu’dur.
Taoizm’in kutsal kitabı Tao-Te-King’te (Tao ve Fazilet) anlatıldığına göre evren, iki gücün tesiri altındadır. Bunlar,
Yin ve Yang’tır. Yin, dişil; Yang da eril gücü temsil etmektedir.
Taoizm’in ahlaki prensipleri üç ana noktada toplanabilir: 1) Basit bir hayat yaşayarak tutumlu olmak. 2) Mütevazı
olmak, nefsini gurur ve kibirden uzaklaştırmak. 3) Bütün canlılara karşı merhametli olmak.
Taoizm’in sembolü yin-yang, evreni etkisi altında tutan iki zıt gücü ifade eder.
Şintoizm, “tanrıların yolu” anlamına gelmekte ve Japonların geleneksel millî inançlarını ifade etmektedir. Şintoizm’in
belli bir kurucusu ve inanç sistemi yoktur. Çok tanrılı bir din olup millî ve geleneksel bir karakter taşır. Şintoistler diğer
dinlere tepki göstermezler. Ata ruhlarına saygı bu dinin en önemli özelliklerindendir. Şintoizm, tanrılarının çokluğu ile de
meşhur olan bir dindir.
Yaklaşık sekiz milyon tanrısı vardır. Tanrı “Kami” diye ifade edilir. Şintoistlerin çoğu aynı zamanda Budist’tir.
Japonlara göre insanın iki dini olabilir. Bu düşünceden hareketle Japonlar, “Biz Şintoist doğar, Budist ölürüz.” derler.
6.3. Hint Dinleri
Hinduizm, Hintlilerin, inanç ve geleneklerini ifade eder. Hinduizm dinine bazı kaynaklarda Brahmanizm de
denilmiştir. Bu dinin tespit edilmiş bir kurucusu yoktur.
Hinduların tanrı inancında üçlemenin (Trimurti-Teslis) varlığı dikkat çeker. Bu üçleme içinde Brahma, yaratıcı; Vişnu,
koruyucu; Şiva ise yok edici tanrıdır. Himalaya Dağları ve Ganj Nehri kutsal yerler olarak kabul edilir.
Hindular, ruhun ölmezliğine inandıkları için ölülerini gömmezler. Cesetleri yakarak külleri Ganj Nehri’ne atarlar.
Hinduizm’de önemli bazı dinî kavramlar vardır:
Yoga: İnsanın beden, zihin ve manevi gücünü bir araya getiren egzersizdir
Meditasyon: Yoga uygulamalarından biri olan meditasyon, zihni olumsuz düşüncelerden arındırma ve rahatlama
yöntemidir.
Karma: Bir sebep sonuç kanunudur. Bu nedenle insan geçmişte ne yapmışsa gelecekte de onu görecektir.
Reenkarnasyon (Ruh göçü/Tenasüh): Ruhun bir bedenden başka bir bedene geçmesidir.
Budizm, MÖ VI. yüzyılda Hindistan’da ortaya çıkmıştır. Budizm’in kurucusu olarak kabul edilen Buda (Gotama) bir
filozoftur. Kendisine, ilham geldiğine inanıldığından “aydınlanmış” anlamında “Buda” ismi sonradan verilmiştir.
Budizm’de inancın temelini “Buda’ya sığınırım, Dhamma’ya sığınırım ve Sangha’ya sığınırım.” cümleleri oluşturur.
Budizm kutsal metinlerine, “üç sepet” anlamına gelen Tripitaka adı verilmiştir.
Budizm’de karma-tenasüh (ruh göçü) inancı, bedenin ve arzuların ihtiraslarından kurtulmayı ifade eder. Nirvana ise
defalarca dünyaya gelme döngüsünden kurtulmaktır. Budizm’in temel hedefi insanı tek kurtuluş ve mutluluk noktası
olarak görülen nirvanaya eriştirmektir.
Caynizm, Budizm gibi MÖ VI. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Kurucusu, soylu bir aileden gelen Vardhamana’dır.
Vardhamana, kendisinin tenasüh çemberinden kurtulduğunu ileri sürmüştür. Vardhamana, ruh göçü çemberinden
kurtulmayı başardığı için “muzaffer” anlamında “Cina” lakabını almıştır. Onun bu lakabı, daha sonra kurduğu dine isim
olmuş ve bu din, Caynizm olarak adlandırılmıştır.
Caynistler, tanrı yerine “Tirthankara” denilen kutsal varlıklara tapınırlar. Öldürmemek, yalan söylememek, çalmamak
ve asgari bir mal ile yetinmek onların en önemli ahlaki prensipleridir.
Sihizm, MS XVI. yüzyılda Hindistan’da kurulmuştur. Kurucusunun adı Guru Nanak’tır.
Nanak, daha sonra İslam’la karşılaşmış ve ondan aldığı tevhit gibi bazı prensipleri Hindu inançlarıyla karıştırarak yeni
bir din kurmuştur. Taraftarlarına “Sih”, kurulan yeni dine de “Sihizm” adı verilmiştir. Sihler, özel giysileriyle dikkat
çekerler. Dinî faaliyetlerinin merkezi Amritsar’daki
Altın Mabet’tir (Har Mandir-Şivdagon).
Sihler, tek Tanrı’ya, Adi-Granth adlı kutsal kitaba, bir kimsenin davranışlarının gelecek hayattaki hâline tesir
edeceğine (karma) ve ruh göçüne (tenasüh) inanırlar.
Sihler, Hindular gibi ölülerini yakarlar. İneğe saygı inancını devam ettirirler fakat genelde et yediklerinden
Hindulardan ayrılırlar. Sigara kullanmaz ve şarap içmezler.
6.4. Vahye Dayalı Dinler
Yahudilik, Hz. Musa’nın peygamber olarak gönderildiği kavmin ismi ve Hz. Musa’ya gönderilen İslam’ın insanlar
eliyle değiştirilmesiyle ortaya çıkan dinî ve millî inancın adıdır.
Hz. Musa’nın tebliğine muhatap oldukları için Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudiliğin temel ilkelerini oluşturan
“On Emir”i Hz. Musa’ya vahyetmiştir. Yahudiler, peygamberliğin Hz. Musa ile sona erdiğini iddia ederler ve ondan
sonra gelen peygamberleri kabul etmezler.
Yahudiler tanrının varlığına ve birliğine inanırlar. Bu dine göre tanrı yaratılmamıştır, sonsuzdur.
Babil sürgününden sonra millî bir din hâline getirilmiştir. Kutsal kitaplarında yer alan ifadelere göre Yahudiler
kendilerini; dünya milletleri arasında seçilmiş bir kavim olarak görmektedirler. Onlara göre herkes Yahudi olamaz.
Yahudi olabilmek için öncelikle İsrailoğulları soyundan gelmek gerekir.
Yahudilerin kutsal kitabına Eski Ahit (Ahd-i Atik) denir. Buna Yahudiler, Tanah adını verirler.
Kur’an-ı Kerim’e göre, Yahudilerin Tevrat diye isimlendirdikleri kitap din adamlarınca tahrif edilmiş/ değiştirilmiş,
Allah’ın gönderdiği Tevrat’la alakası kalmamıştır
Yahudiler ibadetlerini “havra” veya “sinagog” denilen yerlerde yaparlar. İbadet dilleri İbranicedir.
Yahudiler günlük; sabah, öğle ve akşam ibadetlerini evlerinde veya sinagoglarda, haftalık ibadetlerini ise cumartesi
günü sadece sinagogda yaparlar. Bu nedenle cumartesi, onların özel ibadet ve tatil günleridir. Mecbur kalmadıkça
cumartesi günleri çalışmazlar. Yahudilerin din adamlarına “haham” denir. Yahudiler, bugün yoğun olarak İsrail’de
yaşamaktadırlar.
Hıristiyanlık, Allah’ın vahiy yoluyla Hz. İsa’ya bildirdiği dinin insan eliyle değiştirildikten sonra almış olduğu isme
denir. Bu dine Nasranîlik de denir. Filistin bölgesinde ortaya çıkmıştır.
Hıristiyanlıkta Hz. İsa teslisin unsurlarından birisidir. Hz. İsa da aynen Hz. Musa gibi İsrailoğullarının soyundandır.
Ancak Hz. İsa, Yahudilerin ırka dayalı din anlayışına karşı çıktığı için Yahudi din adamları onu dışlamıştır. Hz. İsa’ya ilk
başta on iki kişi inanmıştır. Bunlara “havariler” denir. Hıristiyanlık Hz. İsa’dan sonra havarilerin gayretleriyle
yayılmıştır.
Hıristiyanlıkta inanç esaslarının temelini teslis oluşturur. Teslis, “üçlü tanrı inancı” demektir.
Teslisin unsurları; Baba, Oğul ve Kutsal Ruhtur. Hıristiyanlarda; Allah’ın göndermiş olduğu ilk şeklinde tevhit inancı
hâkimken insanlar tarafından sonradan teslis inancı sokulmuştur
Hıristiyanların ibadetleri; günlük, haftalık ve yıllık olarak üç bölümden oluşur. Günlük ibadetler sabah akşam, haftalık
ibadetler pazar günü, yıllık ibadetler ise dinî bayramlarda yapılır. Hıristiyanların ibadet yeri “kilise ve katedral”dir. Din
adamları ise papaz, rahip ve rahibedir. Hz. İsa’nın idam edildiğine inandıkları çarmıh (haç) Hıristiyanlığın sembolüdür.
Hıristiyanlığa göre bütün insanlar günahkâr olarak doğarlar. Bu nedenle bütün bebekler ve Hıristiyanlığa girenlerin kutsal
su ile yıkanarak günahlarından arındığına inanılır. Buna vaftiz ayini denir.
Katoliklik, Ortodoksluk ve Protestanlık Hıristiyanlığın önemli mezheplerindendir.
İslam, Allah tarafından Hz. Muhammed aracılığıyla insanlara gönderilmiş son ilahi dindir.
İslam dininin temel inanç esası, Allah’ın varlığına ve birliğine (tevhide) inanmaktır. Bunun yanı sıra Allah’ın
gönderdiği bütün ilahi kitaplara ve peygamberlere, ahiret gününe, meleklere, kadere inanmak da İslam’ın inanç
esaslarındandır. İslamiyet’in kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’dir.
Müslümanların toplu hâlde ibadet ettikleri yerler, cami ve mescitlerdir. Bununla birlikte temiz ve uygun olan her yerde
ibadet edilebilir. İslam’da Ramazan ve Kurban bayramları olmak üzere iki bayram vardır.
İslam dini evrensel bir dindir. Mesajı bütün insanlara yöneliktir. Getirdiği esaslar kıyamete kadar geçerlidir.
Dolayısıyla İslam dininden sonra başka bir din gelmeyecektir.
Download