DO­I:10.4274/tnd.54715 Turk J Neurol 2016;22:37-38 Kongre ve Toplantılardan İzlenimler / Meeting Highlights Egemen İdiman Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye Avrupa Multipl Skleroz Tedavi ve Araştırma Komitesi (ECTRIMS) 2015 Kongresi, 7-10 Ekim 2015 tarihinde resmi olmayan rakamlara göre 9,000 kişinin katılımı ile Barselona’da yapıldı. Bilimsel programda ana başlıklar; multipl sklerozda (MS) erken tedavi yaklaşımları, uzun süreli tedavi etkinliği, B-hücre deplesyon tedavileri, immün yanıtların modülasyonu, nöroproteksiyon ve tamir, prognostik belirteçler, görüntüleme yöntemlerindeki yeni gelişmeler, genetik ve çevresel risk faktörleri ve MS rehabilitasyonuydu. MS’te erken tedavilerin önemi, gerek fiziksel gerekse kognitif dizabilite üzerine olumlu etkileri, klinik, immünolojik ve radyolojik çalışmalar temelinde yeniden tartışıldı. Çevre-genetik ilişkileri, hijyen hipotezi, enfeksiyöz ajanlar (özellikle Ebstein Barr virüsü), aşılar, vitamin D, tuz tüketimi, vücut kitle indeksi, stres ve son yılların gözde konusu mikrobiyomlar konusundaki çok sayıda çalışma ile modifiye edilebilecek risk faktörlerinin önemi vurgulandı. Uzun süreli ilaç kullanımlarında etkinlik ve risk profili konusunda dikkat çeken çalışmalar arasında natalizumab (NTZ), alemtuzumab, fingolimod ve teriflunamid, dimetil fumarat çalışmaları başta geliyordu. NTZ konusundaki en önemli çalışmalardan biri yaklaşık 1,500 olgunun ortalama 36 ay tedavi edildiği “İsveç Ulusal Kohort Çalışması” idi. Bin üç yüz elli beş hastada JC virüs (John Cunnigham virüs) antikor pozitivitesi (%41,1) ya da gebelik (%15,2) nedeniyle NTZ kesilmiş, ancak 268 hastada hastalık aktivitesinin artması üzerine yeniden NTZ tedavisine başlanmıştı. Beş yıldan fazla süre NTZ alan 496 hastada uzun süreli gerek klinik takip gerekse manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile hastalık aktivitesinin stabilize olduğu ve “Genişletilmiş özürlülük durum ölçeği” skorlarında azalma gözlendiği bildirildi. Bu seride olası en yüksek hasar progresif multifokal lökoensefalopati (PML) (%0,3) olarak bildirildi. Çalışmada PML riskine karşın NTZ’nin iyi tolere edildiği, çok etkin ve etkinliğinin sürekli olduğu bildirildi. NTZ konusunda yapılmış diğer on bildiride de benzer sonuçlar vardı. Ayrıca NTZ’den fingolimod veya dimetil fumarata yapılan geçişlerin relaps riskini artırdığı bildirildi. Alemtuzumab çok sayıda çalışma ile etkinlik ve güvenlik konusunda yerini belirledi. Teriflunamid, fingolimod, dimetil fumarat etkinlik ve güvenlik bildirileri yanında klasik immünmodülatörlerin hala yerini koruduğunu kanıtlayan çalışmalar vardı. Rituksimabın da nöromiyelitis optikadan (NMO) sonra MS tedavisinde yerini almaya başladığı gözlendi. Patogenezde B lenfositlerin öneminin belirlenmesi ardından birçok ilacın B lenfositler üzerine de etkili olduğu vurgusu yapılmaya başlandı. Tüm ilaç çalışmalarında etkinlik “no evidence of disease activity” (NEDA) ile değerlendirilmeye başlandı. Ocrelizumabın gerek ataklı yineleyici ‘relapsing-remitting’ (RR) MS’te gerekse ‘primer progresif’ (PP) MS’te etkin olduğunun gösterilmesi kongredeki tedavi yeniliklerinin en önemlisiydi. PPMS’te nöroproteksiyon açısından lamotrijin, fenitoin, yüksek doz biotin, amilorid, riluzol, fluoksetin ve anti-lingo ile yapılan ve henüz kesin sonuçlara ulaşmamış çalışmalar da sunuldu. NMO spektrum hastalıklar (NMOSD), 2015 kriterleri temelinde geniş katılımlı toplantılarda sunuldu. Serolojik temelde yapılan bu yeni sınıflamada (NMO-immünoglobulin G (IgG) pozitif ve negatif olgular) klinik kriterler, MRG kriterleri, tanıda kırmızı bayraklar, patogenezdeki yeni adımlar ve patogenez ile bağıntılı yeni tedavi yaklaşımları ayrıntıları ile tartışıldı. RRMS ve PPMS’te yeni MRG teknolojilerinin ve yöntemlerinin (7 T MRG ve Na MRG, MRG/pozitron emisyon tomografi, fMRG, manyetik rezonans spektroskopi, difüzyon tensör görüntüleme, post mortem spinal korda nörit morfolojisini haritalayan ve doku Ya­z›fl­ma Ad­re­si/Ad­dress for Cor­res­pon­den­ce: Dr. Egemen İdiman, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye Tel.: +90 533 568 53 64 E-posta: [email protected] Ge­lifl Ta­ri­hi/Re­cei­ved: 14.03.2016 Ka­bul Ta­ri­hi/Ac­cep­ted: 14.03.2016 37 Turk J Neurol 2016;22:37-38 mikrostrüktürünü belirleyen NODDI çalışmaları) kullanıldığı çok sayıda çalışma ile erken kortikal ve derin gri cevher etkilenmesi, demir depolanması ve bölgesel fokal kortikal atrofi, talamus ve talamo-kortikal integritenin bozulması, hippokampal enflamasyon ve hippokampal atrofi ile depresyon ve kognitif etkilenme, yorgunluk ilişkileri, erken temporal lob etkilenmesi, beyaz cevherde azalmış perfüzyon, korpus kallozum indeksi ile kognisyon ilişkileri belirlenmeye çalışıldı. Dikkat çeken bir başka nokta da, bildiriler arasında yer alan beyin omurilik sıvısında (BOS) ve parenkimde gadolinyum konsantrasyonu ve temizlenmesi konusunun ileride daha çok konuşulacak olmasıydı. Serum ve BOS’ta tanı ve prognostik değere sahip olabilecek biyobelirteçlerin belirlenmesi konusunda yoğun çalışmalar göze çarptı. Kitinaz-3 benzeri protein 1, fetuin-A, S 100 protein, glial fibriler asidik protein, kemokin ligand-13, çözünebilir TREM- 38 Egemen İdiman; Kongre ve Toplantılardan İzlenimler 2, lipokalin-2, adipokin, glial ve nöronal belirteçler (serum nörofilamentleri), platelet-derive genler, kinürenin, ekstraselüler mikroveziküller, galektin-8, antiglikolipid antikorlar, deoksiribonükleik asit, ribonükleik asit (RNA) ve miRNA (özellikle miRNA150), eksozomal RNA imzası ve intratekal IgG ve IgM’nin radyolojik bulgular eşliğinde hastalık fenotipini belirleme konusundaki değeri bu biyobelirteçlerin gerçek anlamlarını bulmaları konusunda yapılmış değerli çalışmalardı. Gebelik ve çocuk MS hastaları ayrı ayrı oturumlarda ayrıntılı bir şekilde tartışıldı ve glatiramer asetatın gebelik planlamasında gebelik gerçekleşene dek güvenle kullanılabileceği bildirildi. ECTRIMS 2015’e Türk nörologların çok sayıda ve güncel gelişmelerin hemen hemen tümünü kapsayan çalışmalarla katılmış olmaları Türk Nörolojisi açısından gurur vericiydi.