avrupa b*rl****n*n tar*hsel gel***m

advertisement
1
AVRUPA BİRLİĞİ TARİHİ II
Roma-Maastricht
AET – AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU
2





Roma Antlaşmaları’yla kurulan Avrupa topluluklarından biridir.
AET’de öngörülen modelin diğerlerinden farkı ekonominin tümünü
kapsaması.
AET Antlaşması siyasi konulardan çok ekonomik bütünleşme olgusuna
önem veriyor.
Temel alt yapısı dört özgürlüğün sağlanmasıdır:
 Malların
 Kişilerin
 Hizmetlerin ve
 Sermayenin serbest dolaşımı.
Dört özgürlüğün sağlanmasını müteakip:
 Tarım, ticaret, çevre, ulaştırma gibi ortak politikalar;
 Rekabet, mevzuatın yakınlaştırılması gibi
ortak kurallar izlenerek ekonomik entegrasyon gerçekleştirilecektir.
AET – AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU
3

Antlaşmanın 7. maddesinde Topluluğun kurumları sayılmıştır. Bunlar:
 Avrupa Parlementosu
 Konsey
 Komisyon
 Adalet Divanı
 Sayıştay (Sayıştay daha sonra eklenmiştir, 1975)

Bu kurumlara danışsal nitelikte görev yapan:
 Ekonomik ve Sosyal Komite ile
 Bölgeler Komitesi Yardımcı olacaktır.
AET – AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU
4

Ayrıca Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası da mali nitelikte
kurumlar olarak görev yaparlar.

Uluslarüstü yetki kullanma bakımından Antlaşma, kurumlara AKÇT
modeline kıyasla oldukça cimri davranmıştır.

Geçiş döneminde (1 Ocak 1958- Ocak 1970) bir iki istisna dışında genelde
oybirliği ile karar alınmıştır.

Nitelikli çoğunluk bu dönemden sonra uygulama sahası bulmuştur.
AVRUPA ATOM ENERJİSİ TOPLULUĞU
(AAET / EURATOM)
5

25 Mart 1957’de imzalanıp 1 Ocak 1958’de yürürlüğe giren Roma
Antlaşmaları’yla kurulan topluluklardan ikincisidir.

Sektörel bütünleşme hedefini ortaya koymuştur.

Temel Hedef: “Nükleer ürünlerde rekabet değil, üye devletler arasında
işbirliği”

Bununla birlikte AAET, sadece nükleer enerjide değil, halk sağlığı ve çevre
alanlarda da önemli kazanımlar sağlıyor.

Antlaşma, AKÇT’nin aksine süre ile sınırlı değil. Bu açıdan AET’ye benzer.

Öte yandan sektörel olması nedeniyle AET’den ayrılarak AKÇT’ye yakındır.

Kurumsal yapı konusunda ise AET Antlaşması’yla bütünlük gösterir.
AVRUPA BÜTÜNLEŞMESİ
6

AET Antlaşması’yla 12 yıl sonunda bir Ortak Pazar kurulması hedeflendi.
Bu amaçla kademeli olarak:
 Ticaretin önündeki engeller kaldırılacak,
 İthalatta ortak bir gümrük tarifesi uygulanacak,
 Üye ülkeler arasında kişi, mal, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımı
sağlanacak,
 Ortak tarım ve ulaştırma politikaları izlenecek ve
 Avrupa Sosyal Fonu ve Avrupa Yatırım Bankası kurulacaktı.

Euratom Antlaşması ise nükleer enerji konusunda bir Ortak Pazar
oluşturacaktı. Fakat bütünleşmede AET’nin gölgesinde kaldı ve daha çok
araştırma faaliyetlerine yöneldi.
AVRUPA BÜTÜNLEŞMESİ
7

AET Antlaşması ile ekonomik bütünleşmeye yönelik iddialı hedefler ortaya
koyan altı ülkenin arasında İngiltere yoktu.

Kısa bir süre sonra İngiltere, bir Serbest Ticaret Alanı oluşturmayı öngören
ve AET’ye göre daha gevşek yapıdaki EFTA’yı kurdu.

Ocak 1960’ta Stokholm Konvansiyonu ile kurulan EFTA’nın amacı
ekonomik ve siyasi bütünleşmeden çok üyeleri arasında serbest ticareti
sağlamaktı.

AET’nin dışında kalan Avusturya, Danimarka, İngiltere, Norveç, Portekiz,
İsveç ve İsviçre EFTA üyesi oldular.

EFTA, gümrük vergilerinin kaldırılması konusunda başarılı olsa da uzun
vadede önemli bir varlık gösteremedi.
AVRUPA BÜTÜNLEŞMESİ
8


Avrupa bütünleşmesinin ilk yıllarında çeşitli sorunlarla karşılaşıldı, buna
rağmen önemli başarılar da elde edildi. Örneğin:
 Ortak Pazar için konulan 12 yıllık hedefe planlanan zamanda
ulaşılamadı. Ama gümrük vergileri hızla düşürüldü ve 1 Ocak 1968
tarihinde en azından sanayi mallarında bir Gümrük Birliği oluşturuldu.
Kurumsal alanda:
 8 Nisan 1965 tarihli Birleştirme/Füzyon/Brüksel Antlaşması’yla üç
topluluğun Konsey ve Komisyonları birleştirildi. Böylece Kurumsal
Enflasyona son verildi.
 1975 yılında AET liderlerini bir araya getiren Avrupa Konseyi
kurumsallaştırıldı.
 1979’da Avrupa Parlamentosu’na ilk doğrudan seçimlerin yapılmasıyla
AET daha demokratik bir hale getirildi.
AVRUPA BÜTÜNLEŞMESİ
9

Ekonomik alanda:
 Üye devletlerin ulusal sanayilerini ithal ürünlere karşı korumak için
kullandıkları miktar kısıtlamaları kaldırıldı.
 1958-1965 arasında AET üyeleri arasındaki ticaret üçüncü ülkelerle
ticarete kıyasla üç kat hızlı büyüdü.
 Aynı dönemde 6 ülkenin GSMH’si yıllık ortalama % 5,7, kişi başı
gelirleriyse % 4,5 artış gösterdi.
 Tarımın GSMH’ye katkısı ise yarı yarıya azaldı.
 Malların serbest dolaşımı önündeki tarife dışı engellerin kaldırılması
için özellikle norm ve standartlar 1960’lar ve 1970’ler boyunca
uyumlaştırılmaya çalışıldı.
 Bugün bile hâlâ çeşitli kısıtlamalar olsa da kişilerin serbest dolaşımı
için söz konusu dönemde önemli adımlar atıldı.
 1968 yılında uzlaşıya varılan Ortak Tarım Politikası ile tarım
ürünlerinde Tek Pazar kuruldu. Çiftçilere fiyat garantisi verildi.
AVRUPA BÜTÜNLEŞMESİ
10

Avrupa Toplulukları’ nın özellikle ekonomik bütünleşme alanındaki başarısı
diğer ülkelerin de üyelik başvurusunda bulunmasıyla sonuçlandı.

1973’te İngiltere, İrlanda ve Danimarka Topluluklara katıldı.

1981’de Yunanistan, 1986’da İspanya ve Portekiz’in katılımlarıyla üye sayısı
başlangıçtaki 6’nın iki katına çıkarak 12’ye ulaştı.
TEK AVRUPA SENEDİ
11

1980’li yıllara gelindiğinde AET artık Avrupa Topluluğu (AT) adıyla
anılmaktaydı. AT’nin nüfusu 322 milyona ulaşmıştı ve toplam dünya
ticaretinin 1/5’i Topluluk tarafından gerçekleştiriliyordu.

Kendine has bir yönetim yapısı, bir adalet sistemi ve vatandaşların temsil
edildiği bir Avrupa Parlamentosu vardı.

Bunlara karşılık bütünleşmede bazı problemler de yaşanmaktaydı.

Gümrük Birliği kurulmuş olmasına rağmen Ortak Pazarın kurulması
çabaları yavaşlamıştı.

Özellikle:
 Kişilerin ve sermayenin serbest dolaşımı önündeki engeller,
 Bir üye devletten diğerine değişen sınai üretim norm ve standartları
 Ulusal vergi oranlarındaki farklılıklar Ortak Pazarın kurulmasını
güçleştiriyordu.
TEK AVRUPA SENEDİ
12

Tek para birimine geçmeden gerçek bir Tek Pazar’ın kurulamayacağı
ortaya çıktı.

Tek para birimi, çelişkili biçimde hem ulusal egemenlikten feragat
anlamına gelecek hem de siyasi birliğe doğru atılmış önemli bir adım
olacaktı.

Topluluk üyesi ülkelerin liderleri bu sorunlara iki önemli girişimle karşılık
verdiler:
1.
Avrupa Para Sistemi’nin yürürlüğe sokulması(1979)
2.
Tek Avrupa Senedi
TEK AVRUPA SENEDİ
13

AET Antlaşmasında ekonomi politikalarının koordinasyonu öngörülmüş
fakat Topluluğa bu konuyla ilgili yetki verilmemişti. Bu nedenle ekonomi
politikaları alanında koordinasyon bir hayli düşük seviye kalmıştı.

1960’lı yılların sonlarından itibaren özellikle Fransa ve Almanya’nın çeşitli
girişimlerine rağmen kayda değer bir ilerleme sağlanamamıştı.

1973’teki Arap-İsrail Savaşı, petrol krizi, Bretton Woods sisteminin
çökmesi gibi uluslararası gelişmeler de bu koordinasyonu imkansız hale
getirmişti
TEK AVRUPA SENEDİ
14

1979’a gelindiğinde Avrupa Para Sistemi kuruldu.

Bu sisteme göre Avrupa Para Birimi (ecu) aracılığıyla bir Döviz Kuru
Mekanizması oluşturuldu.

Döviz Kuru Mekanizması aracılığıyla para istikrarının sağlanması ve döviz
kuru dalgalanmalarının önüne geçilmek istenmiştir.

Bu yöndeki tartışmalar Maastricht Antlaşması ile yeni bir ivme
kazanmıştır.
TEK AVRUPA SENEDİ
15

Lüksemburg ve Lahey’de Şubat 1986’da imzalanan Tek Avrupa Senedi’nin
temel hedefi:
 “İç Pazarı Tamamlamak”.

Bu hedef için bir tarih de belirlendi: 1 Ocak 1993.

Bu amaçla 300’e yakın sayıda yönerge çıkarıldı.

Böylelikle tarife dışı engeller olarak nitelendirilen fiziki, teknik ve mali
engellerin kaldırılması planlanıyordu.

Yapılan düzenlemeler başarılı olmuş ve 1 Ocak 1993 hedefine uygun
olarak “Tek Pazar”ın oluşması sağlanmıştır.

Böylece ekonomik ve sosyal birleşme sağlanmıştır.
TEK AVRUPA SENEDİ
16

Tek Avrupa Senedi’yle getirilen diğer yenilikler:
 Nitelikli çoğunlukla karar alınan alanlar genişletildi.
 Avrupa Parlamentosu’na yeni yetkiler kazandırıldı.
 Araştırma ve çevre konularında topluluklara yeni sorumluluklar verildi.
 Siyasi İşbirliği mekanizması hukuki bir zemine oturtuldu.
 O tarihe kadar de facto nitelikteki “Avrupa Konseyi” de jure hale
getirilip hukuki sürece dahil edildi.
MAASTRICHT ANTLAŞMASI
17

Avrupa bütünleşmesine o tarihe kadar en önemli katkıyı sağlayan belge
Maastricht Antlaşması’dır (Avrupa Birliği Antlaşması).

7 Şubat 1992’de Maastricht’te (Hollanda) imzalanan antlaşma onay
aşamasında önemli sorunlar yaşanmıştır.

Danimarka’da ikinci kez referandum düzenlenmiş; Fransa,
İrlanda,İspanya, Portekiz’de anayasa değişiklikleri yapılmıştır.

İngiltere ise ancak ortak para politikasının dışında kalarak antlaşmayı
onaylamıştır.

Bu sorunlar aşıldıktan sonra antlaşma ancak 1 Kasım 1993 tarihinde
yürürlüğe girebilmiştir.
MAASTRICHT ANTLAŞMASI
18




Örgüte verilen Avrupa Birliği adının isim babası bu antlaşmadır.
Antlaşma egemenlik yetkileri konusunda üye devletlere ciddi kısıtlamalar
getirmiştir.
İngiltere başbakanı John Major, topluluğun karar alma mekanizmasının
gereğinden fazla merkezileştiğini, bunun da endişe verici olduğunu
söylemiştir.
getirilen temel yenilikler şunlardır:
 İşbirliği yerine, birlikte karar alma mekanizması
 Sosyal politika
 Kültür
 Eğitim
 Ulaşım
 Halk sağlığı
 Avrupa vatandaşlığı
MAASTRICHT ANTLAŞMASI
19

Antlaşma Avrupa bütünleşmesini üç sütun üzerine
oturtmuştur. Bu üç sütundan oluşan yapıya Avrupa
Birliği adı verilmiştir.
AVRUPA
BİRLİĞİ
AKÇT-AETEURATOM:
Ekonomik
ve
Parasal Birlik
Ortak Dışişleri
ve
Güvenlik
Politikası
Adalet ve
İçişlerinde
İşbirliği
MAASTRICHT ANTLAŞMASI
20
1. AKÇT- AET- EURATOM: EKONOMİK VE PARASAL BİRLİK:
En eski ve klasik olan sütundur. Bu sütuna Topluluklar sütunu denmektedir.
 Bu sütundaki her konu hukuki bir temele dayanmaktadır.
 Bu konuların başlıcaları:













Topluluk hukuku
Gümrük Birliği ve Ortak Pazar
Tarım Politikası
Yapısal Politikalar
Ticaret Politikası
AB Vatandaşlığı
Tüketicinin Korunması
Sosyal Politika
Sığınmacılık Politikası
Dış Sınırlar
Göç
EURATOM
AKÇT
MAASTRICHT ANTLAŞMASI
21

Topluluk hukuku, uluslar üstülük, yetki ikamesi, oransallık, entegrasyon,
doğrudan etki, doğrudan uygulama, öncelik gibi kavramların tamamı bu
sütunda yer almaktadır.

Diğer iki sütunun içerdiği konular daha çok “hükümetler arası işbirliği”ni
hedeflemektedir.
2. ORTAK DIŞİŞLERİ VE GÜVENLİK POLİTİKASI:

Bu sütun daha önce Tek Avrupa Senedi’yle kurumsallaştırılan “Avrupa
Siyasi İşbirliği”nin devamı olarak nitelendirilebilir.

Bu sütunda savunma ve dış politika konularındaki işbirliği ele alınmıştır.
Fakat örgüte verilen yetkiler son derece kısıtlıdır.
MAASTRICHT ANTLAŞMASI
22





3. ADALET VE İÇİŞLERİNDE İŞBİRLİĞİ:
Bu sütunda üye devletlerin kimi ortak çıkarları söz konusudur
Dolayısıyla bu alanda yetki devri 2. sütun kadar sorunlu olmamıştır.
Sınır kontrolleri, polis birimleri arasında işbirliği, ırkçılık, göçmen sorunları,
uyuşturucu trafiği örgütlü suçla mücadele gibi sorunlar bu sütuna
alınmıştır.
Burada Komisyon birçok yetkiyi üye devletlerle birlikte kullanacaktır. Bu da
Konsey’in Komisyon’a müdahalesini azaltmıştır.
Fakat bu alana ilişkin yapılacak düzenlemelerle ilgili Parlamento’ya bilgi
verme zorunluluğu getirilmiştir.
Ayrıca Roma Antlaşması’nın birçok maddesi Maastricht Antlaşması ile
değiştirilmiştir.
MAASTRICHT ANTLAŞMASI –
AVRUPA PARA BİRLİĞİ
23

Maastricht Antlaşması’nın getirdiği bir diğer önemli yenilik “Ekonomik ve
Parasal Birlik”tir.

Ekonomik ve Parasal Birliğin iki yönü vardır:
 Ekonomik birlik
 Parasal birlik

Ekonomik birlik daha çok hükümetler arası işbirliği şeklinde
yürütülmektedir. Dolayısıyla Konsey bu politikanın genel çizgilerini
belirlemektedir.

Daha sonra Komisyon belirlenen bu politikaları karar verme yetkisi
olmaksızın izlemektedir.

Parasal Birlik ise Ekonomik Birliğe kıyasla daha sıkı bir işbirliğini ve takibi
gerektirmektedir.
MAASTRICHT ANTLAŞMASI –
AVRUPA PARA BİRLİĞİ
24



Maastricht Antlaşması’nda Parasal Birliği gerçekleştirmek için çeşitli aşamalar
öngörülmüştür:
Birinci Aşama: Temmuz 1990-Ocak 1994 arası dönemdir.
 Bu aşama hazırlık dönemidir.
 Üye devlet sermayelerinin serbest dolaşımı sağlanacak
 Ulusal paralar konvertibl hale getirilecek
 Böylece parasal birliğin temel koşulları sağlanmış olacak
İkinci Aşama: Ocak 1994-Ocak 1999 arası dönemdir.
 Ortak para birimine geçiş dönemidir.
 Bu dönemde büyük bütçe açıklarından kaçınılacak
 Avrupa Merkez Bankası’nın öncülü olacak Avrupa Para Enstitüsü kurulacak
 Bu enstitü karar alma yetkisi olmamakla birlikte tek para birimine geçiş
açısından gerekli zemini hazırlamıştır.
MAASTRICHT ANTLAŞMASI –
AVRUPA PARA BİRLİĞİ
25

Önceleri Avrupa para birimi olarak düşünülen “ecu” (European Currency
Unit) 1995 Madrid Zirvesi’nde yerini “euro” ya bırakmıştır.

Üçüncü Aşama: 1999 yılı üçüncü dönemin başlangıç yılıdır.
 Üye devletler kendi para politikalarını “euro uygunluk kriterleri”ne
uydurmaya çalışacaklardır.
 Banka faiz oranları, para istikrarı, enflasyon oranı ve özellikle kamu
finansmanı kontrol altında tutulacaktır.
 Yıllık kamu bütçe açığı GSMH’nin % 3’ünü geçmeyecek
 Kamu borç stoku da GSMH’nin % 60’ını aşmayacaktır.
 Bu kriterlerini yerine getiren üyelerin “euro” bölgesine alınmasına
Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi nitelikli çoğunlukla karar
verecektir.
MAASTRICHT ANTLAŞMASI –
AVRUPA PARA BİRLİĞİ
26

Nitekim, 1 Ocak 2002’den itibaren İngiltere, Danimarka, İsveç ve
Yunanistan dışındaki 11 ülkede euro, ulusal paraların yerini almıştır.

Kısa süre sonra Yunanistan katılmış, daha sonra ise Slovenya, Slovakya,
Malta, GKRY, Estonya ve Letonya euro bölgesine dahil olmuş, en son
olarak ise Litvanya 1 Ocak 2015’te 19. ülke olarak Eurozone’a katılmıştır.

Diğer AB üyesi ülkeler (İngiltere ve Danimarka hariç) kriterleri karşıladıkları
zaman euro bölgesine katılmak zorundadır.

İngiltere ve Danimarka Maastricht Antlaşmasında yer alan ayrıcalıklara
dayanarak euroya geçmeyen AB üyeleridir.
AMSTERDAM ANTLAŞMASI
27

Maastricht Antlaşması’na ekli bir deklarasyonla, 1996 yılında hükümetler
arası bir konferansın toplanacağı ve antlaşma hükümlerinin gözden
geçirileceği belirtilmiştir.

Bu çerçevede Amsterdam Antlaşması 16-17 Haziran 1997’deki Amsterdam
Zirvesi’nde kabul edildi ve 2 Ekim 1997’de imzalandı.

Onay sürecinin tamamlanmasının ardından antlaşma 1 Mayıs 1999
tarihinde yürürlüğe girdi.
AMSTERDAM ANTLAŞMASI
28

Amsterdan Antlaşması’nın başlıca hedefleri:
1.
Birliği Doğu genişlemesine hazırlamak
2.
Ortak para birimine geçişi düzenlemek
3.
Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikası planlarının onaylanması (Yüksek
Temsilci Ofisinin kurulması gibi)
4.
Sağlık ve tüketicinin korunması gibi konularda AB’nin yetkili kılınması
5.
Schengen Antlaşması’nı topluluk hukukuna dahil etmek
6.
Avrupa Parlamentosu’nun yetkilerini genişletmek
.
AMSTERDAM ANTLAŞMASI
29

Schengen Anlaşması bağlamında 2014 itibarıyla 26 Avrupa
ülkesi anlaşmayı imzalayarak Schengen Bölgesi’ne dahil
olmuşlardır:
AMSTERDAM ANTLAŞMASI
30

Amsterdam Antlaşması’nın Birliğin karar alma mekanizmasından dış
ilişkilerine, kurumların reformuna kadar pek çok alanı yeniden
düzenlenmesi beklenmekteydi.

Bu beklentilere rağmen birkaç önemli değişiklikten öteye geçemedi ve
kronik hale gelen kurumsal sorunlara dokunmadı.

Oldukça uzun ve ağır bir dille yazılmış olması, mevcut anlaşmalara sayısız
referans vermesiyle okunması hayli güç bir metin ortaya çıktı.

AB’nin muhtemel genişlemesi sonrasında kaçınılmaz olacak kurumsal yapı
sorununa tatmin edici bir çözüm bulunamadı.

Konseydeki oy dağılımı ve Komisyonun kompozisyonu konusundaki
girişimler ise başarısız oldu. Bu konunun genişlemeden en az bir yıl önce
toplanacak bir hükümetlerarası konferansta ele alınması kararlaştırıldı ve
çözüm ertelendi.
AMSTERDAM ANTLAŞMASI
31

Amsterdam Antlaşması’nın Getirdikleri
 Esneklik: Bazı üye devletlerin belirli politika alanlarında yakın işbirliği
yapmalarına imkan veren çeşitli hükümler antlaşmada ilke olarak kabul
edildi.
 Konseyde karar alma: Nitelikli oyçokluğu sistemi birkaç yeni alanı
içerecek biçimde kısmen genişletildi.
 Parlamento: İşbirliği usulü neredeyse tamamen kaldırıldı, ortak karar
usulü basitleştirildi.

Sınırlı alanlardaki ilerlemeler bir yana:
 Ulusal hükümetlerin topluluk çıkarlarına öncelik vermede isteksiz
davranmaları,
 Büyük ve küçük devletler arasındaki açığın giderek büyümesi gibi
hususlar Amsterdam Antlaşması’na yansımıştır.
NICE ANTLAŞMASI
32





Amsterdam Antlaşması genişlemenin doğuracağı sorunları çözmekten
uzak kalınca yeni bir hükümetlerarası konferans 2000 yılında
çalışmalarına başladı.
Nitelikli oyçokluğunun genişletilmesi, Konseydeki oy ağırlıkları,
Komisyonun kompozisyonu, gelecekteki üye devletlerin sandalye ve oy
sayıları gibi konular ele alındı.
Nice Antlaşması 26 Şubat 2001’de imzalandı.
Antlaşmanın hazırlık görüşmelerinde Avrupa bütünleşmesinin gelecekte
nasıl bir seyir izleyeceği temel tartışma konusu olmuştur.
Avrupa:
 Almanların yaklaşımı doğrultusunda “Federal Bir Avrupa” mı olacak?
 Fransızların savunduğu gibi içinde devletlerin varlıklarını koruyacakları
bir “Ulus-Devletler Federasyonu” mu olacak?
 Ya da Değişken Geometrili bir Avrupa mı olacak?
NICE ANTLAŞMASI
33

İmzalanan Nice Antlaşması’yla:
1-Bakanlar Konseyinde oy oranları /karar alma usulü
 Üçlü çoğunluk sistemi getirildi. Buna göre bir kararın alınabilmesi için
şu şartlar sağlanmalıydı:
1.
Oyların nitelikli çoğunluğu (%72)
2.
Üye devletlerin mutlak çoğunluğu
3.
Bir üye devletin talepte bulunması halinde AB nüfusunun nitelikli
çoğunluğu (%62)
2-Avrupa Parlamentosu’nda sandalye sayıları belirlendi.
 Amsterdam Antlaşması Parlamento üye sayısını 700’le sınırlandırmış
olmasına rağmen Nice’te genişlemeyle birlikte bu sayının artabileceği
kabul edildi.
NICE ANTLAŞMASI
34
3- Komisyonun genişlemeden sonra alacağı şekil,
 Komisyonun üyesi sayısı konusunda ise anlaşma sağlanamadı ve her
üye devletin bir üye bulundurmasına devam edilmesi kararlaştırıldı.

Nice Antlaşması’nın yasal açıdan daha önemli bir yönü ise Temel Haklar
Şartı’nın anlaşmalara dahil edilmesi oldu.

1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Avrupa Konseyi tarafından
hazırlanmış ve düzenlenmişti. Fakat bu sözleşme Avrupa Konseyi üyeleri
için geçerliydi ve AB’nin AİHS’yi uygulamasının önünde bazı hukuki
engeller bulunmaktaydı.

AB’ye üyelik için insan hakları bir ön şart olduğundan önceden var olan
haklar geniş bir yelpazede bir araya getirilerek AB’nin yasal yapısına Nice
Antlaşması’yla dahil edilmiştir.
NICE ANTLAŞMASI
35

Nice Antlaşması AB‘yi kurumsal olarak genişlemeye hazırlamakta sınırlı bir
ilerleme sağladı.

Zaten karmaşık olan Karar Alma Mekanizması daha da karmaşık bir hale
geldi.

Nice Antlaşması’nın onaylanması için 7 Haziran 2001’de İrlanda’da yapılan
referandumda seçmenler, ulusal egemenlikten çok fazla taviz verildiği ve
İrlanda’nın tarafsızlığının zarar göreceği endişesiyle antlaşmayı %64 oyla
veto ettiler.

Antlaşmada İrlanda’nın güvenlik konularındaki tarafsızlığına saygı
duyulacağına dair yapılan ek düzenlemeler sonrasında Ekim 2002’deki
ikinci referandumda antlaşma İrlanda tarafından %63’lük bir çoğunlukla
kabul edildi.

Böylece Nice Antlaşması 1 Şubat 2003’te yürürlüğe girdi.
ANAYASAL ANTLAŞMA
36

Zamanla genişleyen ve daha çok bütünleşen AB

Yönetim mekanizmasının yükünde artış ve bazı tıkanmalara yol açtı.
çözüm:

birliğin daha demokratik, saydam ve etkin yapıya kavuşturulması

Bir anayasa hazırlanması

2001 Laeken Zirvesi’nde bir Avrupa Anayasası oluşturmak üzere Valery
Giscard d’Estaing başkanlığında bir Avrupa Konvansiyonu oluşturulmasına
karar verildi.

Konvansiyonu üye ve aday ülkelerin bakanlarından, Parlamento ve
Komisyon üyelerinden 105 kişi oluşturuyordu.

Konvansiyon Mart 2002’de bir Avrupa Anayasası taslağı hazırlamak üzere
çalışmalara başladı
ANAYASAL ANTLAŞMA
37

Konvansiyon tarafından hazırlanan Anayasa taslağı 29 Ekim 2004 günü
yeni katılan 10 ülke dahil 25 üye devlet tarafından Roma’da imzalandı ve
onay sürecine sunuldu.

Anayasa 4 bölümden oluşmaktaydı:
1.
AB’nin temel değerleri, hedefleri, kuvvetler ayrılığı, karar alma süreci,
kurumlar
2.
Temel hak ve özgürlükler
3.
Politikalar ve işleyişi
4.
Antlaşmanın kabulü, yürürlüğü, revizyonu, son hükümler
ANAYASAL ANTLAŞMA
38

Anayasal Antlaşma (AA) kendinden önceki bütün kurucu antlaşmaları
yürürlükten kaldırıyordu.

Üye devlet anayasalarının yerini almayacak ve varlığını onlarla yan yana
sürdürecekti.

İsteyen devlet AB üyeliğinden ayrılabilecekti.

Bir üye devlette: insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi konularında
sürekli ve ciddi ihlal durumları olursa o devletin üyeliği askıya alınabilecekti.

6 ayda bir el değiştiren AB dönem başkanlığı yerine 5 yıl için seçilecek bir
başkanlık sistemi getiriliyordu.

Aynı şekilde bir Avrupa Dışişleri Bakanı seçilecekti.

Nitelikli çoğunluk sistemi ve ağırlıklı oylar da tarihe karışıyor; yerlerine üye
devlet sayısına ve onların nüfuslarına dayalı bir çoğunluk sistemi getiriliyordu.

Anayasanın getirmek istediği en önemli unsurlardan biri de birliğe “tüzel bir
kişilik” kazandırmaktı. Bunun için Maastricht’teki sütun sistemi kaldırılacaktı.
ANAYASAL ANTLAŞMA
39

Anayasal Antlaşma uygulanacak politika ya da konuları 3 gruba ayırmıştı:
 Sadece AB’nin yetki alanındaki konular
 Birlikte yetkili olunan alanlar
 Üye devletlerin yetki alanına bırakılan konular

AB’nin münhasır yetkisinde olan ve birlikte karar alınacak alanlar oldukça
geniş tutulmuştu.

Bunun doğal sonucu olarak salt üye devletlere bırakılan yetkiler ise bir
hayli kısıtlanmıştı.
ANAYASAL ANTLAŞMA
40
ONAY SÜRECİ

8 ülkede onay süreci tamamlandıktan sonra:
 29 mayıs 2005’te Fransa’da (%55) ve 1 Haziran 2005’te Hollanda’da
( %61,6) yapılan referandumlarda antlaşma reddedildi.

Bu vetoların ardından onay takvim ve yöntemlerini belirleyen pek çok
ülke süreci askıya aldı.

2005 ve 2006’da Anayasal Antlaşma ile ilgili çabalar sonuç vermeyince
yeni bir antlaşma taslağı üzerinde çalışılmasına karar verildi.
ANAYASAL ANTLAŞMA
41

Fransa ve Hollanda’da AB Anayasası’nın reddedilmesinin nedenleri:

Avro bölgesi için ekonomik ve politik birliğin sağlanamaması

İktidardaki hükümetlerin icraatlarından duyulan memnuniyetsizlik

Anayasanın ekonomik açıdan “Anglo-Sakson” yöne doğru kaydığı yolundaki
kaygılar

AB’nin geleceği konusundaki genel kaygılar

Fransa’nın Birlik genelindeki nüfuzunu kaybettiği endişeleri

Türkiye’nin birliğe olası üyeliği konusundaki kaygılar

AB düzeyinde kurumsal konularla çok fazla uğraşılıp ekonomik ve sosyal
konuların göz ardı edilmesi
Download