Basın Bülteni Ayrıntılı bilgi için: Ayşe Başer İlyada İletişim 212 273 23 32 [email protected] 02 Mart 2007 Plastik Makine Üreticisi Küçük Sektörün Sorunları Büyük Plastik sektörünün en önemli yapı taşlarından biri olan ancak çok da ön plana çıkmayan plastik makine üreticileri ve ihracatçıları, sorunlarını aşıp Türkiye’de ve dünya pazarlarında etkin bir rol üstlenmeyi hedefliyor. 1950’li yıllarda tamiratla başlayan Türk makine sektörü, bugünlere gelindiğinde önemli bir mesafe almış durumda. Genel olarak bakıldığında, Türkiye’nin makine ticareti 40 milyar dolar. Türkiye’nin bu alandaki ihracatı yıllık 6 milyar doları buluyor. İhracatta yüzde 15’lik bir artış meydana geldiği görülüyor. İçeride ise 6 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğü var. Türkiye ekonomisinin en büyük sorunlarından biri olan dış ticaret açığının yüzde 40’ının makine ithalatından kaynaklanması, makine sektörünün önemini daha da artırıyor. Makine ticareti, 2 trilyon dolar ile dünya ticareti içinde önemli bir hacme ulaşmış durumda. Otomotivden sonra 2. sırada yer alıyor. Bu alanda Almanya, ABD ve Çin gibi dünya devleri başı çekiyor. Çin’in payı ise hızla artıyor. Türkiye’de makine üreticilerinin sayısı 21 bin civarında bulunuyor. Bu sayı Avrupa Birliği toplamına eşit olsa da Avrupalı üreticinin yarattığı katma değer ile Türk üreticisi arasında ciddi bir uçurum söz konusu. Avrupa Birliği’ndeki makine üreticilerinin ciroları 4-5 milyar dolarları bulurken bu rakam ülkemizde 187 bin dolara düşüyor. Firma sayısının çokluğuna karşın büyüklük anlamında Türk üreticileri Avrupa ülkelerinin gerisinde kalıyor. PAGDER’in (Plastik Sanayicileri Derneği) verdiği rakamlar ışığında Türkiye ve dünyada plastik makine sektörünü mercek altına aldığımızda, ortaya şu tablo çıkıyor; Dünya plastik işleme makineleri üretimi 25 milyar dolara ulaşmış durumda. Üretimde yüzde 50 payla, Avrupa Birliği ülkeleri liderliği elinde bulunduruyor. Çin, ABD ve Japonya ise pazarın diğer önemli üreticilerini oluşturuyor. Bu ülkelerin pazar paylarının toplamı ise yüzde 32. Dünya plastik işleme makineleri ihracatı 18 milyar dolar. Üretimdeki tablo ihracatta da değişmiyor ve AB ihracatın yarısını tek başına gerçekleştiriyor. Avrupa Birliği ülkeleri yıllık 12 milyar dolar üretim gerçekleştirirken, 9 milyar dolar da ihracat yapıyor. Avrupa Birliği’nin üretim ve ihracatının yarısını Almanya tek başına gerçekleştiriyor. Türkiye’de plastik işleme makineleri sektöründe toplam 808 firma bulunuyor. Bu firmaların 209’u birden fazla makine üretiyor. 2006 yılında sektörde 124 milyon dolarlık üretim gerçekleşirken, 401 milyon dolarlık ithalat yapıldı. Sektör, ürettiği makinelerin yaklaşık yüzde 50’sini ihraç ederek, 62 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaştı. İç pazar satışları ise 463 milyon dolar oldu. Plastik sektörünün en büyük sorunlarından biri olan hammaddede ithalata olan bağımlılık plastik işleme makineleri alanında da yaşanıyor. Plastik sektörünün ihtiyaç duyduğu plastik işleme makinelerinin yüzde 87’si ithalatla karşılanıyor. Yerli makine üreticileri ise pazardan ancak yüzde 13 pay alabiliyor. Sektör 2006 yılında üretim ve ihracatını artırmayı başardı. Geçtiğimiz yıl plastik işleme makineleri üretimi yüzde 14, ihracatı ise yüzde 15 oranında artış gösterdi. Buna karşın sektörün ithalatı yüzde 4, iç pazar satışları da yüzde 1 azaldı. Bundan dolayı plastik işleme makineleri dış ticaret açığı yüzde 6 gerileyerek, 339 milyon dolar oldu. 2006 yılında 21 ülkeden toplam 401 milyon dolarlık plastik işleme makinesi ithalatı yapıldı. İthalat yaptığımız ülkelerin başında Almanya, İtalya ve Çin gelirken, Avusturya, Tayvan, İsviçre, Japonya, Güney Kore, Fransa ve ABD ilk 10’da yer alan diğer ülkeleri oluşturuyor. Bu on ülkenin toplam ithalattan aldığı pay yüzde 98. Türkiye ithalatın yüzde 68’ini AB ülkelerinden gerçekleştiriyor. İthalatta durum böyleyken, 2006 yılındaki 62 milyon dolarlık ihracatın yüzde 65 gibi büyük bir kısmı Rusya Federasyonu, Romanya, İran, Ukrayna, Kazakistan, Bulgaristan, Özbekistan Azerbaycan ve Çek Cumhuriyeti’ne yapıldı. Plastik işleme makineleri ihracatının yüzde 33’ü Ortadoğu ülkelerine, yüzde 24’ü AB dışı Avrupa ülkelerine ve yüzde 14’ü de AB ülkelerine yönelik olarak gerçekleşiyor. Plastik makine sektörünün, üretimini ve ihracatını artırarak hem iç piyasada ithalatın oranını azaltmak hem de dış pazarlarda daha güçlü bir şekilde varlık gösterebilmesi için çeşitli sorunların aşılması gerekiyor. PAGDER tarafından hazırlanan rapora göre; sektörde çok sayıda firmanın faaliyet göstermesi ve gelişmiş ülkelere kıyasla düşük ölçeklerde üretim kapasitesine sahip olmaları, katma değeri düşük makineler üretmeleri sektörün önemli sorunlarından bazılarını oluşturuyor. AB ülkelerinde faaliyet gösteren toplam 3 bin 451 plastik işleme makine üreticisinin firma başına ortalama üretim değeri 3,5 milyon dolar. Altyapı sorunlarının yanı sıra üretim maliyetlerinin yüksekliği, çoğu KOBİ düzeyinde olan üretici firmaların finansal kaynak bulmada zorluk yaşamaları, pek çok sektörde var olan teknoloji ve Ar-Ge eksikliği sektörün gelişiminin önünde engel olarak duruyor. Sektör ihracatta da önemli sıkıntılar yaşıyor. Tanıtım eksikliğinin yanında uluslararası standartlara yeterince uyum sağlayamama, yetersiz üretim kalitesi ve miktarı, daha önce yurtdışına gönderilen kalitesiz makinelerden kaynaklanan olumsuz algı ihracatçıları zorluyor. Fuarlara maliyet yüksekliği nedeniyle katılamayan firmalar iç pazardaki rekabet ortamında ayakta kalmak için ihracata yeterince odaklanamıyor. PAGDER’in tüm bu sorunların çözümüne yönelik olarak getirdiği önerilerin başında AB ölçülerine göre çok küçük ölçekte üretim yapan firmaların birleşmesi veya büyük iç ve dış siparişlerin karşılanmasında stratejik ortaklık kurmalarını sağlamak için çalışmalar yürütülmesi geliyor. Firmaların uluslararası kurallar ve AB direktifleri, uygun koşullarda kredi bulunması, CE ve diğer sertifikalar, devlet yardımları gibi konularda bilgilendirilmeleri gerektiğinin altı çiziliyor. Plastik işleme makineleri ihracatını artırmak için Rusya, Romanya, Irak, Bulgaristan, İran, Ukrayna, Kazakistan, Suriye, Cezayir, Azerbaycan ve Yunanistan gibi firmalar tarafından önerilen potansiyel dış pazarların araştırılması ve bu pazarlarda sektörün tanıtımının yapılması amacıyla ilgili sivil toplum örgütleri ve kurumlarla karşılıklı işbirliği anlaşmaları yapılması PAGDER’in önem verdiği konulardan birini oluşturuyor. PAGDER’in sektörün sorunlarının aşılmasında ortaya koyduğu önerilerden en dikkat çekici olanı, PAGDER- Plastik Dış Ticaret Şirketi kurulmasının sektör firmalarının ihracatlarını ve pazar paylarını artırmak yönünde olumlu bir adım olacağı yönünde. Böylece daha profesyonel bir yapılanma oluşturulurken, bireysel çabaların yerine güç birliği de sağlanmış olacak.