1 İÇİNDEKİLER İçindekiler Giriş 1. Değişim Mühendisliği Tanımı ve

advertisement
0
İÇİNDEKİLER
İçindekiler
Giriş
1. Değişim Mühendisliği Tanımı ve Kapsamı
1. 1. Temel
1. 2. Radikal
1. 3. Çarpıcı
1. 4. Süreç
2. Değişim Mühendisliği’ ni Ortaya Çıkaran Etmenler
3. Değişim Mühendisliği’ nin Temel Görüş ve Özellikleri
4. Değişim Mühendisliği’ ni Kim Gerçekleştirecek?
5. Değişim Mühendisliği’ nin Başarıyla Uygulanabilmesi İçin Gerekli Şartlar
6. Değişim Mühendisliği Uygulama Aşamaları
6. 1. Hammer/Champy Yöntemi
6. 2. Johnson A.Adosomwan Modeli
6. 3. Manganelli / Klein Yöntemi
6. 4. Kodak Yöntemi
6. 5. Hyde Yöntemi
7. Değişim Mühendisliği Uygulayan İşletmelerde Görülen Değişiklikler
8. Değişim Mühendisliği’nde Başarısızlığa Sürükleyen Hatalar.
9. Değişim Mühendisliği’ nin Uygulandığı Örgütlerden Örnekler
10. Değişim Mühendisliği Yaklaşımının Türkiye Şartlarında Değerlendirilmesi
10. 1. Değişim Mühendisliği’ nin Türkiye’ de Uygulanabilirliği
10. 2.Türkiye ‘ de Değişim Mühendisliği Uygulama Örnekleri
10. 2. 1. Netaş’ta Değişim Mühendisliği Uygulamaları
10. 2. 2. Türk Sandoz’ da Değişim Mühendisliği Uygulamaları
10. 2. 3.Dimes AŞ’ de Değişim Mühendisliği Uygulamaları
10.3. Değişim Mühendisliği’ nin Türkiye Uygulamasında Karşılaşılabilecek Sorunlar
Sonuç
Kaynaklar
1
GİRİŞ
Günümüzde, dünyadaki gelişmeler tüm organizasyonları değişime zorlamaktadır.
Değişimin nasıl gerçekleştirileceğinden önce değişimin zorunluluğunu kavramak daha çok
önem taşımaktadır. Eğer değişimin kaçınılmaz olduğuna inanırsak, o zaman değişimi
gerçekleştirmek konusunda daha samimi ve cesur adımlar atmamız mümkün olabilir.
Bugün gelişmiş ülkelerde başta özel sektör kuruluşları olmak üzere tüm organizasyonların
mevcut örgüt yapılarını, sistemlerini ve süreçlerini yeniden inşa ettiklerini görüyoruz.
Dünya çapında firmaları inceleyen kıyaslama çalışmaları açıkça göstermiştir ki, rekabetçi
ve değişime ayak uydurabilen bir firma olabilmek için ürün ve hizmetleri geliştiren ve
sunan süreçlerin yönetilmesi gereklidir. Dünyanın önde gelen firmaları süreçlerini
tanımlamış ve etkili bir şekilde yönetmektedirler (Aktan 2003, 13- www.filizeyuboglu.com
,02. 03. 2009)
Değişim için yapılacak ilk iş “yeniden düşünme” dir. Ancak yeniden düşünerek
ve dünyadaki gelişmeleri anlayarak değişimin bir zorunluluk olduğuna kendimizi ve
organizasyonunun başındaki lider ve üst yöneticileri inandırabiliriz. Değişim Ne’dir?
Niçin/Neden gereklidir? Nereye ulaşılmak istenmektedir Ne zaman gerçekleştirilecektir?
Nasıl yapılacaktır? Bu beş “N” li sorulara ilaveten bir de “K” lı sorunun cevabını
araştırmak değişimin başarısı için gereklidir: Değişimi Kim gerçekleştirecektir? Değişimin
öneminin ve gereğinin iyi kavranabilmesi için bu 5-N ve 1-K olarak ifade edebileceğimiz
soruların bilimsel bir analizinin ve değerlendirilmesinin yapılması gereklidir. Değişim
mühendisliği çalışmalarına başlamadan önce bu soruların titizlikle ele alınması ve
araştırılması önem taşımaktadır. İkinci aşamada değişimin planlanması ve tasarımının/
dizaynının
yapılması gerekir. Değişimin “yeniden tasarımı”nın yapılmasından sonra
mevcut organizasyonunun örgüt yapısının değiştirilmesi gerekir. Buna “reorganizasyon”
denmektedir. Son aşamada organizasyonda mevcut yapı, sistem ve süreçlerin “yeniden
yapılandırılması” gerekir. Tüm bu işlemler Değişim Mühendisliği (Reengineering) adı
verilen bir yeni yönetim tekniğini gündeme getirmiştir.
Tasarlanan gelecek; olmayı başarmayı, yaratmayı arzuladıklarımızdır ve bunlara
ulaşabilmek önemli bir değişikliği ve ilerlemeyi gerektirecektir. Değişim Mühendisliği
bunu sağlayacaktır.
2
1. Değişim Mühendisliği Tanımı ve Kapsamı
Değişim mühendisliği kavramını ilk kullanan kişi Michael Hammer adında
Amerikalı bir yönetim uzmanıdır. Hammer’in 1990 yılında ünlü Harvard Business Review
adlı dergide yayınladığı “Reengineering: Don’t Automate Obliterate” başlığını taşıyan
makalesinin yayınlanmasından sonra “reengineering”, kavramı gerek iş dünyası, gerekse
akademik dünyada büyük ilgi görmüştür. ABD’de halen Hammer and Company adlı
yönetim danışmanlığı şirketinin başında bulunan Michael Hammer’in 1993 yılında James
Champy ile birlikte yayınladığı Reengineering the Corporation (Şirketlerde Değişim
Mühendisliği) ve 1995 yılında Steven A. Stanton ile birlikte kaleme aldığı Reengineering
Revolution- A Handbook – (Değişim Mühendisliği Devrimi) başlıklı kitapları tüm dünyada
çok büyük bir ilgi görmüştür. Türkçe’ye de çevirileri yapılan bu iki kitap ülkemizde kısa
zamanda büyük ilgi ve beğeni kazanmıştır(Aktan 2003, 18).
Dilimize “süreç yenileme”, “süreçlerin yeniden yapılandırılması” veya “değişim
mühendisliği” olarak aktarılan “business process reengineering “ kavramı, toplam kalite
yönetiminden sonra son yıllarda en çok sözü edilen kavram olmuştur. Değişim
Mühendisliği bir kavram olarak, işletmelerin rekabet koşullarına uyabilmeleri ve
müşterilerine daha iyi daha kaliteli, daha çabuk ve daha ucuz hizmet sunabilmeleri için,
işletme bünyesindeki tüm iş yapma usul ve süreçlerinin köklü bir şekilde gözden
geçirilmesi ve yeniden yapılandırılmalarını ifade etmektedir. Değişim Mühendisliği
yoluyla, tüm örgütsel faaliyetler yeniden analiz edilir ve bu faaliyetlerin verimli bir şekilde
nasıl yapılacağı sorusu cevaplanmaya çalışılarak, faaliyetler yeniden tasarlanır (Koçel
2005, 403).
Bu konudaki ilk resmi tanım Michael Hammer ve David Champy tarafından
yapılmıştır. Süreç Yenileme “Maliyet, kalite hizmet ve hız gibi çağımızın en önemli başarı
ölçütlerinde çarpıcı geliştirmeler yapmak amacıyla işletme süreçlerinin temelde yeniden
düşünülmesi ve radikal olarak yeniden tasarlanması” (Hammer ve Champy, 1994, s.29).
Hammer’in 1995 yılında Steven A.Stanton ile birlikte yazdığı Değişim
Mühendisliği Devrimi kitabında yaptığı tanım da şu şekildedir:
3
“Değişim Mühendisliği, performansta çarpıcı geliştirmeler yapmak amacıyla iş
süreçlerinin temelden yeniden düşünülmesi ve radikal bir şekilde yeniden tasarlanmasıdır.”
Daniel Petrozzo ve John Stepper ise “Değişim Mühendisliği, müşteriler nezdinde
işletmenin ürettiği mal ve hizmetlerin saygınlığını arttırmak, kalite, maliyet ve zaman
konularında köklü gelişmeler sağlayabilmek için, işletmenin organizasyon yapısı,
kullanılan tüm süreçler ve bunları destekleyen bilgi akış sistemlerinin hep birlikte yeniden
yapılandırılmasıdır” şeklinde bir tanım yapmışlardır (Koçel 2005, 403).
Genel olarak Değişim Mühendisliği, bir organizasyonun düşünme ve iş yapma
usullerini köklü bir biçimde değiştirmesidir. Sözü edilen bu değişim, iş süreçlerinin,
organizasyonel yapının, yönetim tarzı ve yaklaşımının, ücretleme ve ödüllendirme
sisteminin ve işletme sahipleri, müşteriler, tedarikçiler ve diğer dış çevre birimleri ile olan
ilişkilerin yepyeni bir bakış açısıyla yeniden ele alınmasını kapsar (Metin a.g.e 20’den
aktaran Bolat vd.).
Bu tanımlardan da anlaşılacağı gibi, değişim mühendisliği genelde anlaşıldığı gibi
sürekli ve küçük gelişmeler sağlamak değil, tüm örgütsel süreç ve faaliyetlerde köklü ve
büyük değişiklikler yapmaktır. Organizasyonu daha dinamik, daha esnek ve daha yaratıcı
bir hale getirecek şekilde süreçleri yeniden tasarlamaktır.
Değişim Mühendisliği tanımı dört anahtar sözcük içermektedir (Hammer ve
Champy 1994, s 29-32).
1.1.Temel:
Değişim Mühendisliği’nde örgüt iş adamları ve şirketler işleyiş tarzları hakkında en
temel soruyu sormak durumundadırlar: Yaptığımız işi neden yapıyoruz ve neden bu
şekilde yapıyoruz? Bu temel soruları sormak insanları, işlerini yürütüş tarzlarının altında
yatan söze dökülmemiş kural ve varsayımları gözden geçirmeye zorlamaktadır.
4
1.2. Radikal
Mevcut olanla oyalanarak yapay değişiklikler yapmaktan öte eskiyi tamamen
değiştirerek köklü değişiklikler yapmak anlamına gelmektedir. Var olan tüm yapıları ve
prosedürleri göz ardı edip işin yeniden icat edilmesi demektir.
1.3. Çarpıcı
Değişim Mühendisliği marjinal veya aşamalı gelişmeler yapmak değil, performansta
önemli sıçramalar gerçekleştirmek ve eskiyi çöpe atıp yenisini getirmek demektir. Mevcut
olanla oyalanarak yapay değişiklikler yapmaktan öte eskiyi tamamen değiştirerek köklü
değişiklikler yapmak anlamına gelmektedir. Örneğin bir şirkette maliyetlerde % 10
oranında bir fazlalık varsa kalitesinde % 10 oranında bir düşüklük varsa ve iyileştirmeye
ihtiyaç duyuluyorsa burada değişim mühendisliğine ihtiyaç yoktur. Bu iyileştirme aşamalı
eğitim ve teşviklerle gerçekleştirilebilir.
1.4. Süreç
Süreç “… bir veya daha fazla girdinin bir araya gelerek sonuçta müşteri için değer
yaratacak çıktının[bu bir ürün ya da hizmet olabilir] oluşturulduğu faaliyetler dizisidir.
Bazı yönetim uzmanları değişim mühendisliği ya da yeniden yapılandırma yerine süreç
yenileme kavramını kullanmayı tercih etmiştir. Burada amaç, “süreç” kavramı üzerinde
yoğunlaşmak ve bunun önemini vurgulamaktır. Hammer ve Champy kitaplarında şirket
yöneticilerinin çoğuna en büyük sorunları yaşatan kavramın süreç olduğunu işadamlarının
çoğunun “süreç-odaklı” olmayı beceremediğini; bunların görev, iş, insan, yapı gibi
kavramlar üzerinde yoğunlaştığını belirtmişlerdir.
Aşağıdaki yeniden yapılandırma tapınağı şekli bu anahtar sözcüklerle oluşan
Değişim Mühendisliği daha rahat kavramamızı sağlayacaktır.
5
Şekil 1 Yeniden Yapılanma Tapınağı (Carr ve Johanson’ den aktaran Demirci)
Yeniden yapılanma tapınağının tepesinde rekabet gücü görülmektedir. Ana unsur ve
hareket noktası rekabet gücüdür. Temelde en iyi uygulamalar, tabanda ise değişim
yönetimi ve risk yönetimi bulunmaktadır. Tapınağın dayandığı üç sütun ise, süreç odaklık,
radikal değişim(davranışlar bazında ) ve iş sonuçlarındaki çarpıcı gelişimdir.
2. Değişim Mühendisliği’ ni Ortaya Çıkaran Etmenler
Örgütleri değişime zorlayan faktörleri şu şekilde sıralamamız mümkündür:

Globalleşme ve rekabet

Uluslar arası ve bölgesel entegrasyonların önem kazanması

Bilgi teknolojilerindeki gelişmeler

Yeni teknolojik buluşmalar

Yeni oluşan pazarlardan pay kapma yarışı
6

Ekonomik kalkınmanın itici gücünün insan kaynağı olduğunun anlaşılması

Müşterilerin bilinçlenmesi ve müşteri beklentilerinin değişmesi

Uluslar arası ticarette standardizasyona gidilmesi
İşte, dünyadaki tüm bu gelişmeler değişimi ve yeniden düşünmeyi gerekli ve
kaçınılmaz kılmaktadır.
Değişim Mühendisliği’ kavramı zaman zaman yeni yönetim teknikleri ile
karıştırılmaktadır. 1992 yılında ABD’de yapılan bir anket çalışmasının sonuçlarına göre
ankete katılan üst düzey şirket yöneticilerinin %88’i Değişim Mühendisliği uyguladıklarını
ifade etmekle birlikte sadece % 46’sı Değişim Mühendisliği’ ni doğru olarak
tanımlayabilmişlerdir. Ankete katılanların %54’ü Değişim Mühendisliği‘ ni teknolojik
değişiklikler yapılması, ürün geliştirme, verimliliği artırma, müşteri tatmini şeklinde
tanımlamışlardır. Ankete katılanların %9’u ise Değişim Mühendisliği’ nin ne demek
olduğunu bilmediklerini ifade etmişlerdir ( Aktan 2003, 21,22).
3. Değişim Mühendisliği’ nin Temel Görüş ve Özellikleri
Değişim Mühendisliği, iki temel görüş üzerine kurulmuştur (Hammer, Champy
1994):
• İşe beyaz bir sayfa açılarak başlanması, şirketin bütün bölüm ve operasyonlarının yeniden
tasarımı,
• Şirket organizasyonunun çok ve çeşitli fonksiyonlar olarak değil, az sayıda başı sonu
belli olan ve devamlılık arz eden süreçler olarak görülmesi.
Bu temel görüşlerden yola çıkarak Değişim Mühendisliği’ nin uygulandığı iş
süreçlerinde ortaya çıkan 9 ortak özellik şunlardır( Hammer, Champy 1994, 45-58)
1. Pek çok iş, bir tek iş halinde birleştirilir.
7
Süreç tanımında belirttiğimiz gibi müşteri için değer yaratılırken birbirinden farklı
işlemler yapılmaktadır. Örneğin; sipariş alma, pazarlama, Ar-Ge, satın alma, kalite kontrol
vb. Bu farklı faaliyetler klasik örgütlerde etkinlik ve işbölümü amacıyla ayrı ayrı
departmanların sorumluluğuna verilmiştir. Ancak değişim mühendisliği, bu tür işlerin
kendi aralarında birleştirilmesini vurgulamaktadır. Örneğin; satın alma, üretim, pazarlama
işlerini birleştiren bir sipariş gerçekleştirme süreci oluşturulabilir ve bu faaliyetlerle ilgili
personel siparişi gerçekleştirme grubu oluşturabilirler. Kısaca değişim mühendisliğine göre
yapılması gereken, bölümler ya da organizasyonlar üzerinde değil, temel iş süreçlerinin
yeniden düzenlenmesi yönünde yoğunlaşmaktır. Süreçten; sürecin başından sonuna kadar
tüm sorumluluğu üstlenebilecek kişi (vaka elemanı) veya bu yeteneklere sahip bireylerden
oluşan ekip (vaka ekibi) sorumludur. Birleştirilmiş süreçler, süreç yöntemi ile ilgili
giderlerin de azalmasını sağlamaktadır. Sürece katılan elemanlar müşterinin ihtiyacının
zamanında ve sorunsuz halledilmesi konusundaki tüm sorumluluğu üstlenmekte ve
böylece,
eskisine göre daha
az
denetime
gereksinim
duyulmaktadır. Böylece
organizasyonda denetim yerine, yetkileri arttırılmış elemanlar, çevrim süresinin azaltarak
kusursuz bir ürün veya hizmet yaratılması için yeni ve yaratıcı yöntemler bulmaya teşvik
edilmektedir. Birleştirilmiş süreçlerin bir avantajı da kontrolün azaltılmasıdır. Bu
süreçlerde daha az
kişi
yer aldığından, elemanlara sorumluluk verilmesi ve
performanslarının izlenmesi kolaylaşır(Koçel, 2005, 405).
Değişim Mühendisliği’ nin en büyük ortak özelliği montaj hattının kaldırılmış
olmasıdır. Vaka elemanına dayandırılmış bir süreç montaj hattına dayalı sürece göre 10 kat
hızlı işlemektedir. Örneğin Bell Atlantic yüksek hızlı bir dijital hizmet bağlantısının
kurulması için gerekli zamanı 30 günden 3 güne indirmiştir(Hammer ve Champy, 1994,
47).
2. Kararları elemanlar verir.
Bu yaklaşımı uygulayan organizasyonlarda görülen bir ortak özelik te çok sayıda ve
birbirini takip eden işlerin, vaka elemanlarına ve vaka ekiplerine yaptırılarak, süreçlerin
yatay ve dikey olarak birleştirilmesidir. Dikey birleştirme, elemanların yanıt almak için
yönetim hiyerarşisine gitmek yerine kendi kararını kendisinin vermesi demektir. Bu
8
şekilde, karar verme işten ayrı görülmek yerine, o işin bir parçası haline gelmektedir Kitle
üretimi anlayışındaki işi gerçekten yapan insanlar, yaptıkları işi kontrol etmemektedirler.
Bu yaklaşımda bunun için zamanlarının ya da eğilimlerinin olmadığı düşünülür. Hiyerarşik
yönetim yapıları bu varsayıma dayanarak oluşturulmuştur. Muhasebeciler, denetimciler ve
kontrolörler işi kontrol etmekte, kaydetmekte ve izlemektedirler. Yöneticiler işçileri
yönetir ve olağan dışı durumlarla ilgilenirler. İşi hem yatay hem dikey olarak
birleştirmekle; gecikmelerin önlenmekte, elemanların yetkileri artırılmakta, genel
giderlerin düşürülmekte, müşterilerden iyi tepkiler alınmaktadır.
3. Sürecin içindeki adımlar doğal bir sıra içinde gerçekleştirilir.
Değişim Mühendisliği’nin uygulandığı süreçler, düz hat şeklinde sıralanmazlar. Düz
hat sıralamasının ortaya çıkardığı yapay iş sıralaması yerine, işler doğal akışında
gerçekleştirilir. Geleneksel bir süreçte işin ikinci kişiye geçmesi için birinci kişinin işi
tamamlaması gerekmektedir. Bu ise, yapay bir akışkanlık yaratarak işi yavaşlatmaktadır.
Bu yaklaşımın uygulandığı süreçlerde iş, neyin neyi takip etmesi gerektiği göz önüne
alınarak faaliyetler sıralanır. Bu şekilde süreçler iki şekilde hızlandırılmaktadır. Öncelikle,
pek çok işin aynı anda yapılabilmesi sağlanır. İkinci olarak, bir sürecin ilk ve son adımları
arasında geçen zamanın azaltılması, sonra yapılan faaliyetle uyumsuz hale düşürecek
büyük değişikliklerin etkisini azaltır. Böylece organizasyonların bir diğer gecikme kaynağı
olan işin yeniden yapılması sorunuyla daha az karşılaşılır.
4. Süreçlerin pek çok çeşidi vardır:
Kitlesel üretim biçiminde girdiler ve çıktılar tek tip ya da benzer kalıplar
şeklindedir. Ancak günümüz ortamının talepleri çok değişken olmaktadır. Bunun için aynı
sürecin pek çok çeşidine ihtiyaç duyulmaktadır. Çok çeşidi olan süreçler genellikle, belirli
bir durumda hangi tipin daha iyi sonuç vereceğinin saptandığı ön eleme adımıyla
başlamaktadır. Bu süreç basit ve kolaydır her tip süreç kendine uygun olaylarla ilgilenir.
IBM Credit’ de eleme adımı kullanılarak kredi verilmesi sürecinin 3 versiyonu (tamamen
bilgisayarda işlenen normal durumlar için, anlaşma temsilcisinin görev aldığı orta
zorluktaki durumlar için ve anlaşma temsilcisinin uzman danışmanlardan yardım alarak
9
üstelendiği zor durumlar için ) belli bir durumda hangisinin daha iyi sonuç vereceğine göre
diğerleri elenmektedir.
5. İş en mantıklı yerde gerçekleştirilir.
Geleneksel organizasyonlarda iş uzmanlar etrafında organize edilir ve bu çok
maliyetli bir sonuçtur. Organizasyonlarda yapılan işlerin büyük bir kısmı, birbirinden
bağımsız organizasyon birimlerinin gerçekleştirdiği, birbirleriyle bağlantılı iş parçalarının
birleştirilmesini kapsamaktadır. Oysa işi organizasyonların ötesine geçirerek planlamak, bu
birleştirme gereksinimini ortadan kaldırır. Örneğin, kırtasiye malzemelerinin alımının
şirket içindeki satın alma departmanı tarafından yapılması yerine, ihtiyacı olan departman
tarafından önceden pazarlık yapılarak hazırlanmış olan fiyat listesine göre yapılması,
sürece birkaç departmanın katılmasını engelleyecektir.
6. Kontrol ve denetimler azaltılır.
Değişim Mühendisliği’nin uygulandığı süreçlerde en aza indirgenen, değer
yaratmayan süreçlerden birisi, denetim ve kontroldür. Değişim Mühendisliği’nin
uygulandığı süreçlerde kontrol ancak ekonomik açıdan mantıklı olduğu ölçüde
kullanılmaktadır. Geleneksel süreçlerde hiç değer yaratmayan, sadece elemanların süreci
istismar etmemelerini sağlayan kontrol ve denetim adımları oldukça fazladır. Tipik bir
satın alma sürecinde, satın alma departmanı isteyen kişinin imzasını kontrol ederek
elemanın o değerde malı almaya yetkili olup olmadığını ve o departmanın bütçesinin
uygunluğunu kontrol eder. Bu kontrol işleminin tek amacı, organizasyondaki bireylerin
almamaları gereken malı almalarını önlemektir. Tüm bu kontrollerin yapılması, zaman ve
işgücü harcanmasını gerektirir. Kontrol işi, asıl satın almadan daha fazla zamana ve
çalışmaya neden olmaktadır. Kontrol maliyetinin, satın alınan malın maliyetini aşması bile
söz konusu olabilmektedir. Değişim Mühendisliği’nin uygulandığı süreçlerde ise, işin
yapıldığı anda kontrol edilmesi değil, genel kontroller tercih edilmektedir. Örneğin; bazı
otomobil sigorta şirketleri gelen talepleri işleme faaliyetlerinde arabadaki hasarı incelemek
ve şirketin tamir için ne kadar ödeme yapacağını saptamak için talep uyarlayıcı ve
değerlendirici denilen yöntemlerle tamircinin faturayı şişirmesini veya gereksiz işler
10
yapmasını önlemek amacını gütmektedirler. Ancak bunların maliyeti çok yüksektir ve
genelde müşterileri çileden çıkaran bir sürece neden olmaktadır. Değişim Mühendisliği’ ni
uygulayan bazı şirketler küçük kazalarda bunları devreden çıkarmış ve müşteriyi
onaylanmış bir tamirciye göndermişlerdir. Faturaların şişirilmesini de periyodik olarak o
tamircinin faturalarını inceleyerek ve diğerlerinin standartlarıyla karşılaştırarak önlemeye
çalışmışlardır. Bunu suistimal eden tamircilere ise bir daha müşteri yolmama şeklinde bir
uyarı vermişlerdir.
7. Mutabakat en aza indirilmiştir
Değişim Mühendisliği’nin uygulandığı süreçlerde en aza indirgenmiş, değer
yaratmayan işlerden birisi de mutabakattır. Bu, süreçteki harici bağlantı noktalarının sayısı
azaltılarak, mutabakat yapılmasını gerektiren durumlarda birbirleriyle uyumsuz veri
alınması olasılığı azaltılmaktadır. Örneğin; Wal- Mart, Procter& Gamble ile işbirliği
yaparak Pampers çocuk bezi stoklarına değişim mühendisliği uygularken bu ilkeyi
uygulamıştır. Pampers’ ın büyük boyutundan ötürü stoklanmada çok fazla depo alanına ve
maliyete ihtiyaç vardı. Wal Mart bu konuda ülke çapında perakendeciler ve depolar
arasındaki ürün akışı üzerinde yaptığı araştırmalarda bu konuda kendisinden daha bilgili
olduğunu gördüğü P&G’ a başvurdu. Kendisine her gün dağıtım merkezlerindeki
stoklarının ne kadarını merkeze göndereceğini bildirecekti. Bu yeni uygulama başarılı
sonuçlar verdi. Bir süre sonra WM, P&G’ dan satın alma tavsiyelerini atlayıp WM’ ın
gereksinim duyacağı bezleri doğrudan yollamasını istedi. Böylece stok devri işlemini
tedarikçisine devretmiş oluyordu. Burada Wal Mart’ a pek çok şirket çocuk bezi
sağlayabilir, ama P&G ayrıca stok yönetim sürecini de gerçekleştirerek bezlerine bir değer
eklemekte ve böylece büyük bir perakende zincirinin tercih edilen tedarikçisi haline
gelmektedir.
8. Tek temas noktasını bir vaka yöneticisi oluşturur.
Değişim Mühendisliği’nin süreçlerinin bir diğer ortak özelliği, “vaka yöneticisi”
adı verilen kişilerdir. Sürecin adımları çok karmaşık ya da tek bir kişi veya bir ekip
tarafından birleştirilemeyecek kadar dağınık olduğunda bu mekanizma işe yaramaktadır.
11
Hala karmaşık olan süreçle müşteri arasında tampon vazifesini gören vaka yöneticisi,
müşterinin yanında, aslında öyle olmamasına rağmen, sürecin gerçekleştirilmesinden
kendisi sorumluymuş gibi davranır. Bu rolü gerçekleştirmek için vaka yöneticisinin, süreci
gerçekleştiren asıl kişilerin kullandığı bilgi sistemine ulaşabilmesi ve gerektiğinde destek
almak üzere sorularını ya da taleplerini bu kişilere götürebilmesi gerekmektedir.
9. Merkeziyetçi işlemler yaygınlaşır.
Süreçlerine
Değişim
Mühendisliği
uygulayan
şirketler,
aynı
süreçte
merkeziyetçilik ile merkeziyetçilikten uzaklaşmanın avantajını birleştirebilmektedir. Bilgi
teknolojisi, şirketlerin ayrı birimlerinin tamamen özerkmiş gibi faaliyet gösterip yine
merkeziyetçiliğin yarattığı boyut ekonomisinden yararlanabilmelerini sağlamaktadır.
Örneğin, saha satış temsilcilerinin telsiz modemlerle merkez ofise ya da şirketin genel
merkezine bağlanabilen dizüstü bilgisayarlarla donatılması, satıcılara toplanan bilgilere
anında ulaşma olanağını vermektedir. Ayrıca, kullanılan yazılımlara yerleştirilen
kontroller, satıcının mantıksız fiyatlar vermesini ya da şirketin karşılayamayacağı teslimat
programları veya diğer şartların belirlenmesini engellemektedir. Bu teknoloji sayesinde
şirketler bölgesel saha ofislerinin bürokratik mekanizmalarını ortadan kaldırmak, satış
temsilcilerinin özerkliğini ve yetkisini artırmak ve aynı anda şirketin satış fiyatları ile
şartları üzerindeki kontrolünü geliştirmek üzere satış sürecine Değişim Mühendisliği
uygulayabilmektedir.
Değişim Mühendisliğinin uygulandığı tüm süreçler birbirine benzememektedir.
Yukarıda belirtilen bütün özelliklerin yenilemenin uygulandığı tüm süreçlerde bulunması
zorunlu değildir. İşletmeler bu ilkelerden işletmelerinin yapısına ve yaptıkları işlere
hangileri uygunsa onları alıp süreçlerinde kullanacaklardır.
4. Değişim Mühendisliği’ ni Kim Gerçekleştirecek?
Değişim Mühendisliği Kim Gerçekleştirecek? sorusunun cevabı asla bir kişi
değildir, bunu gerçekleştirecek olan bir ekiptir. Bu ekip üyelerini aşağıdaki gibi
sıralamamız mümkündür (Hammer ve Champy 1994, 93- 107):
12
Lider; Tüm Değişim Mühendisliği çalışmasını onaylayan ve iş görenleri Değişim
Mühendisliği uygulamasını başarılı bir şekilde tamamlanması için motive eden kişi.
Süreç Sahibi; Belirli bir sürecin ve sürece uygulanan Değişim Mühendisliği çalışmasından
sorumlu olan yönetici.
Değişim Mühendisliği Ekibi; Belirli bir sürece bu uygulamayla görevlendirilmiş, bu sürece
teşhis koyan ve yeniden tasarlanmasıyla uygulanmasını yöneten takım.
İdare Komitesi; Üst düzey yöneticilerden oluşan, şirketin genel Değişim Mühendisliği
stratejisini geliştiren ve bunun ilerlemesini izleyen birim.
Değişim Mühendisliği Çarı (Koordinatör): Şirket içinde uygulamanın tekniğini ve
araçlarını geliştirmekten ve ayrı ayrı uygulanan Değişim Mühendisliğini birbirlerini
güçlendirmesini sağlamak amacıyla entegre bir şekilde yöneten ve yönlendiren kişidir.
Başarıya ulaşmak için ekip içindeki her bir birimin görevini eksiksiz bir şekilde
yapıyor olması gerekmektedir.
5. Değişim Mühendisliği’ nin Başarıyla Uygulanabilmesi İçin Gerekli Şartlar
Değişim
mühendisliği
tekniği
ile
organizasyon
içi
(örgütsel)
değişim
gerçekleştirilirken özellikle şu konular üzerinde durulmalıdır(Aktan, 2003, 32-34):

Değişim mühendisliği ancak etkin bir liderlik ile gerçekleştirilebilir. “Etkin
Liderlik” olmadan değişim mühendisliğini gerçekleştirmek olanaksızdır. Hammer
bu
konuda
şu
önemli
uyarıda
bulunmaktadır:
“Değişim
mühendisliği
uygulamasının başarısızlığa uğraması durumunda, gerçek neden üst düzey
yöneticilerin yetersiz anlayışlarına ya da değişim mühendisliği çalışmasının
liderliğine dayandırılabilir. Değişim mühendisliği her zaman üst yönetimin
odasında doğar ve genellikle yine bu odada ölür.”
13

Değişim mühendisliği uygulamalarında Toplam Kalite Yönetimi tekniklerinden en
geniş bir şekilde yararlanılmalıdır.

Ekip
çalışması,
çalışanların
motivasyonu,
çalışanların
takdir
edilmesi,
ödüllendirilmesi ve benzeri faktörlere önem verilmelidir.

Değişim mühendisliği, Stratejik Yönetim adı verilen yeni yönetim tekniği araçları
ile donatılarak uygulanmalıdır.

Değişim mühendisliği uygulamalarında insan kaynaklarının yönetimine önem
verilmelidir. İnsana değer veren, insan kaynağından en geniş ölçüde istifade etmeyi
hedefleyen “Önce İnsan” felsefesi organizasyon kültürünün temeli olmalıdır.

Değişim mühendisliği uygulamalarında organizasyon dışındaki en iyi uygulamaları
bulmak ve bunlardan yararlanmak için “benchmarking” adı verilen yönetim
tekniğinden yararlanılmalıdır.

Değişim mühendisliğinin amacı tek başına organizasyon için performansı artırmak
olmamalıdır. Sosyal sorumluluk ve ahlak alanında da yeni bir değişim projesinin
gerçekleştirilmesi hedeflenmelidir.
6. Değişim Mühendisliği Uygulama Aşamaları
6. 1. Hammer/Champy Yöntemi
Akademik kökenli olan Hammer ve Champy’ye göre, Değişim Mühendisliği 6
basamaklı bir süreçtir:
1-Değişim Mühendisliğine Giriş: Üst yönetim projeyi başlatır. Mevcut durum açık şekilde
ortaya konur. Bir vizyon belirlenerek tüm çalışanlara duyurulur.
14
2-İşletme Süreçlerinin Belirlenmesi: İşletme içi ve dışıyla ilgili tüm süreçler, birbirleriyle
ilişkileri de göz önüne alınarak geniş bir perspektifle incelenir. Tüm süreçlerin grafik
yardımıyla gösterilmesi faydalıdır.
3-İşletme Süreçlerinin Seçilmesi: En kolay şekilde yeniden tasarlanacak süreç seçilmeye
çalışılır. Buradaki kriter, müşterilere yönelik iyileştirmenin en fazla olacağı sürecin
seçilmesidir.
4-Seçilen Süreçlerin Anlaşılması: Süreçlerin şimdiki durumları ve gelecekte olması
beklenen durumları üzerinde yoğunlaşılır.
5-Seçilen Süreçlerin Tekrar Tasarlanması: Hammer ve Champy’ye göre, beşinci aşama, en
önemlisidir. Hayal gücünün kimi zaman çılgınca bile sayılabilecek şekilde kullanılması ve
yaratıcılık gerektirir.
6-Yeniden Tasarlanan Süreçlerin Uygulanması: Son aşama, tüm bu aşamalar sonunda
ortaya çıkan yeni süreçlerin uygulanmasıdır. Hammer ve Champy’ye göre, önceki 5 aşama
başarılı olursa, uygulamada bir sorun çıkmayacaktır.
Hammer ve Champy’ye göre, Değişim Mühendisliği çalışmalarındaki başarısızlığın
önemli sebepleri zayıf yönetim ve açık olmayan hedeflerdir. Kişilerin değişime direncini
de önemli bir engel olarak görmektedirler.
6.2. Johnson A.Adosomwan Modeli
Johnson A.Adosomwan’ a göre üst yönetimin değişime inanması, Değişim
Mühendisliğinin başarı ile uygulanması için gerekli ilk şarttır. Üst yönetimin en başta
değişimin gerekliliği konusunda ikna edilmesi gerekir. Bunun için organizasyonda insan
kaynaklarına ve stratejik yönetime önem verilmesi gerekir. Ayrıca organizasyonda üretim,
pazarlama, denetim süreçlerinin analiz edilmesi, performans değerlendirilmesi ve
ölçülmesi konusunda çalışmalar yapılması, müşteri ihtiyaçlarının en iyi şekilde
karışlanması konularında çaba gösterilmelidir. Tüm bu aşamalardan sonra organizasyonda
15
yapılan değişikliklerin gözden geçirilerek, daha yüksek performansa ulaşabilmek için
çalışmaların sürdürülmesi gerekir (Aktan, 2003, 41)
Şekil 2 Organizasyonda Sürekli Gelişme ve Yüksek Performansa Ulaşmak İçin
Gerekli On Aşama (Adosomwan 1193, 4’ den aktaran Aktan 2003, 43)
6. 3. Manganelli / Klein Yöntemi
Değişim Mühendisliği alanında çok önemli çalışmaları olan danışmanlar Raymon
L.Mangenelli ve Mark M.Klein 1994 yılında yazdıkları Değişim Mühendisliği El Kitabı
(The Reengineering Handbook) içerisinde organizasyonsal değişimin beş aşamada
gerçekleştirilebileceğini yazmaktadırlar. Manganelli ve Klein sadece işletmenin stratejik
hedefleri ve müşteri ihtiyaçları ile ilgili süreçlerin yeniden tasarlanması üzerinde durulması
gerektiğini savunurlar. Bu iki Değişim Mühendisliği uzmanına göre, Değişim
16
Mühendisliği ile ilgili olarak ön hazırlık çalışmalarının ardından organizasyonda bir süreç
haritasının oluşturulması; organizasyonda bir atılımı gerçekleştirmeye imkân sağlayacak
vizyonun belirlenmesi, süreçlerin teknik ve sosyal boyutlarının tüm yönleriyle analiz
edilmesi ve son olarak da organizasyonda transformasyonun gerçekleştirilmesine yönelik
uygulamaların yapılması gereklidir. Bu konuda ayrıntılı olarak yapılması gereken işlemler
aşağıda yer almaktadır (Aktan, 2003, 42- 46):
1-Hazırlık: Tüm ilgili kişilerin Değişim Mühendisliği projesine hazırlanmaları ve hedef
belirlemeleri aşamasıdır.
2-Tanımlama: Organizasyonda, yeniden tasarlanacak işletme süreçleri yanında müşteri
odaklı bir süreç de tanımlanır.
3-Vizyon: Süreçlerin şimdiki performansı ve gelecekte olması gereken düzeyi belirlenir.
4-Yeniden Tasarım: Bu aşama, kendi içinde teknik ve sosyal tasarım olarak ikiye
ayrılmaktadır. Yeni süreçlerle ilgili bilişim teknolojisinin kurulması teknik tasarım,
örgütsel ve kişisel gelişmeyi içeren iş çevresinin tasarımı ise sosyal tasarımı oluşturur.
5-Dönüşüm: Beşinci aşamada, yeniden tasarlanan süreçler ve iş çevresi örgüte adapte
edilir.
6. 4. Kodak Yöntemi
Kodak firmasının tüm dünya genelindeki işletmelerinde uyguladığı bir yöntemdir.
Bir çok uygulama örneğinde olduğu gibi, Kodak yöntemi de Hammer ve Champy’nin
yönteminden etkilenmiştir. Kodak yöntemine göre Değişim Mühendisliği 5 basamaktan
oluşmaktadır:
1-Proje Başlangıcı: Projenin planlanması, projeyle ilgili kural ve prosedürlerin belirlenmesi
aşamasıdır.
17
2-Sürecin Anlaşılması: Bu aşamada proje ekibi oluşturulur, süreç modelleri ve süreç
yöneticileri belirlenir.
3-Yeni Süreç Tasarımı: Bilişim Teknolojisi imkanları göz önüne alınarak, seçilen işletme
süreçleri tekrar tasarlanır.
4-İşletme Dönüşümü: Yeni tasarlanan süreçler uygulamaya konur. Bu süreçler için gereken
örgütsel altyapı adaptasyonu sağlanır.
5-Değişim Yönetimi: Son basamak ilk dört aşamaya paralel olarak gerçekleştirilir.
Değişim Mühendisliği çalışmalarında ortaya çıkan ekip faaliyetine devam eder
6. 5. Hyde Yöntemi
A.C. Hyde adındaki yönetim uzmanı ise organizasyonsal değişimin beş aşamada
gerçekleştirilmesini önermektedir. İlk aşamada değişimin gerekliliğinin ortaya konulması,
ikinci aşamada değişim için stratejik planın hazırlanması, üçüncü aşamada süreçlerin
yeniden tasarımının yapılması, dördüncü aşamada uygulama öncesi insan kaynaklarının
yönetimine önem verilmesi ve son aşamada ise organizasyonda transformasyon için
uygulamaların yapılması önerilmektedir(Aktan 2003,42-44).
18
Şekil 3 Hyde Değişim Mühendisliği Uygulama Aşamaları
7. Değişim Mühendisliği Uygulayan İşletmelerde Görülen Değişiklikler
İşletmeler, klasik yönetim düşüncesinden sıyrılıp Değişim Mühendisliği’ ni
uygulamaya geçtiğinde işletmelerde bir takım değişikliklerin yaşandığı görülecektir.
Değişim Mühendisliği’ ni uygulayan işletmelerde aşağıdaki değişiklikler görülür (Hammer
ve Champy, 1994: 59-73):
19

İş birimleri işlevsel bölümlerden süreç ekiplerine doğru değişir.

İşler, basit görevlerden çok boyutlu işlere değişir.

İnsanların rolleri kontrol edilenden yetkilendirilene doğru değişir.

İşe hazırlama yetiştirmeden eğitime doğru değişir.

Performans ölçüm ve ücret politikalarında odak noktası faaliyetten sonuçlara
değişir.

İlerleme kriterleri performanstan yeteneğe değişir.

Değerler koruyucudan üretkene değişir.

Yöneticiler amirden antrenöre değişir.

Örgüt yapıları hiyerarşiden sadeliğe doğru değişir.

Üst düzey yöneticiler skor tutucudan lidere doğru değişir.
8. Değişim Mühendisliği’ nde Başarısızlığa Sürükleyen Hatalar
Değişim Mühendisliği büyük zaman, emek ve para gerektiren bir faaliyet niteliği
taşır. Girişimlerin bir bölümü firmanın yerini sağlamlaştırması, etkinlik ve verimliliğini
arttırmasıyla sonuçlanırken, daha büyük bir bölümü başarısızlıkla sonuçlanmakta, zaman
emek ve para kaybından öteye gitmemektedir. Bu oran bazen % 50- % 70 e kadar
çıkmaktadır ( Hammer ve Stanton 1998, 11 )
Genel bir sınıflama yapmak gerekirse değişim mühendisliği çalışmalarının iki risk
grubundan oluştuğu söylenebilir;

Birincisi “fonksiyonel risk” olarak adlandırılan gruptur; yanlış sistem ve işlerin
seçilmesi, yetersiz tanımlama ve prosedürle, yetersiz bilgi akış sistem ve teknolojisi
kullanma gibi hususları içeren risk faktörüdür. Bu anlamdaki risk, niteliği itibariyle
teknik bir karakter taşımaktadır. Bu hususlarda yapılan hata ve yanlışlar, süreç
yenilemenin başarısını olumsuz olarak etkilemektedir.

İkinci risk grubu, “politik risk” olarak adlandırılır, üst kademenin yetersiz desteği,
işletme içinde değişime gösterilen direnç, baştaki arzu ve hırsın zamanla
20
kaybolması gibi hususları içermektedir. Çoğu kez bu risk grubu çalışmaları ve
sonuçları daha fazla etkilemektedir.
Değişim Mühendisliği bir satranç oyunu gibidir, örneğin rulet gibi sadece şansa
bağlı değildir. Daha iyi oynayan kazanır, sonuca etkiniz vardır. Kaybetme ise yeteneğe ve
stratejiye bağlıdır. Başarı, işletmelerin bir bütün olarak izleyeceği stratejilere bağlıdır.
İşletmelerin en çok yaptığı hataları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz (Hammer ve Champy
1993, 189-202):

Bir süreci değiştirmek yerine tamir etmeye çalışmak.

İş süreçleri üzerinde yoğunlaşmamak.

Sürecin yeniden tasarlanması dışında her şeyi göz ardı etmek.

İnsanların değer ve inançlarının ihmal edilmesi

Küçük sonuçlarla yetinmeye hazır olmak

Çok erken vazgeçmek

Sorunun ve Değişim Mühendisliği çalışmasının kapsamının tanımlanmasına
öncelik vermek(önce hedefler belirlenmeli, sorunun tanımlanması ve kapsamının
belirlenmesi çalışmalar sırasında atılacak adımlardır).

Mevcut şirket kültürlerinin ve yönetim davranışlarının Değişim Mühendisliği’nin
başlamasını engellemelerine izin vermek.

Değişim Mühendisliği’ni en alttan en üste doğru uygulamaya çalışmak.

Çalışmayı
yönetmek üzere, Değişim
Mühendisliğini
anlamayan bireyleri
görevlendirmek.

Değişim Mühendisliği’ ne ayrılan kaynaklar konusunda cimrilik etmek.

Değişim Mühendisliği’ ni şirket gündeminin ortalarına gömmek.

Enerjinin pek çok büyük Değişim Mühendisliği projesi arasında dağılması

Genel müdürün emekliliğine iki yıl kala Değişim Mühendisliği çalışmasını
uygulamaya başlamak.

Değişim Mühendisliğini kimseyi mutsuz etmeden gerçekleştirmeye çalışmak.

Değişim Mühendisliği’ nin getirdiği değişimlere gösterilen direnç karşısında geriye
çekilmek.

Değişim Mühendisliği çalışmasını sürüncemede bırakmak.
21
Üç yönetim uzmanı olan, Cross-Feather-Lynech yazdıkları Şirket yönetiminde
Rönesans: Değişim Mühendisliği Sanatı adlı kitapta değişimi engelleyebilecek on faktörü
ele almaktadır. Yazarlar bu faktörleri “on dinamit” olarak yorumlamaktadır. Bu on faktör
ve/veya etken aşağıda yer almaktadır (Aktan, 2003, 53-54 ):

Organizasyonda tüm çalışanlar arasında mevcut bir vizyonun bulunmaması
durumunda Değişim Mühendisliği gerçekleştirmeye çalışmak.

Müşteri ihtiyaçlarını ve piyasa trendini tanımadan değişimi gerçekleştirmeye
çalışmak.

Tüm organizasyon sistemini anlamadan ve tanımadan organizasyonun bir
bölümünü ya da alt süreçleri yeniden yapılandırmaya çalışmak.

Çalışanların ve özellikle değişimi gerçekleştirecek grup üyelerinin eğitimini
tamamlamadan süreç yenilemeye başlamak

Değişim Mühendisliği uygulamasını çok çabuk ve hızlı yapmaya çalışmak

Teknolojiyi sadece otomasyon olarak düşünmek ve algılamak

Organizasyonda yeniden yapılanma ve yeniden dizayn sürecinde önemsiz
konularda vakit kaybetmek

Değişimin ve yeniden yapılanmanın insana yönelik boyutunu gözden kaçırmak

Amaçta kararlılığı ve inancı sürdürmekte başarısızlığa uğramak.
Bu faktörlerden de anlaşılacağı gibi çalışanların değişime göstereceği direnç
uygulamayı başarısızlığa sürüklemede önemli bir faktördür. Organizasyonlarda insan
davranışları analiz edildiğinde genellikle çalışanların büyük bir kısmının aktif olarak
değişime karşı direndikleri gözlemlenebilir. Aktif reaksiyon ya da direnç; kasti sabotaj,
değişim çalışmalarını ve planlarını bilinçli olarak bozma ya da engelleme, değişim
yönetimi konusunda yapılan çalışmalardan kaçma ve ilgi göstermeme vs. şekillerde
olabilir. Üst yönetimin etkin liderliği ve kararlılığı sayesinde bu aktif direnç zaman
içerisinde pasif dirence dönüştürülebilir. Bu durumda, bir kısım çalışanlar değişim
yönetimi çalışmalarına fazla ilgi göstermeme, öğrenme ve katılım isteğinde olmama
şekillerde davranış sergileyebilirler. Bir sonraki aşamada ise bu pasif direniş; ilgisizlikkayıtsızlık şeklinde ortaya çıkar. Tüm bu durumlarda, çalışanlar her ne kadar aktif olarak
22
değişime karşı olduklarını beyan etmeseler de değişim yönetimi çalışmalarına aktif destek
sağlamazlar. Sadece pasif bir davranış gösterirler. Bu pasif davranış yerine göre olumlu
ve/veya olumsuz olarak görülebilir. Nihayet, organizasyonsal değişim için “kabul” son
aşamayı oluşturur. Eğer, organizasyonsal değişimin kaçınılmaz olduğu ve bunun
organizasyona ve çalışanlara sağlayacağı yararlar çalışanlara iyi anlatılırsa o zaman
değişimin onaylanması ve aktif destek sağlanması imkan dahilinde olur. Çalışanlar
değişime inandıkları takdirde heyecanla işe sarılabilirler, çalışma gruplarına katılarak
katkıda bulunabilirler. Şekilde görüldüğü gibi “aktif direniş” den “aktif kabul” aşamasına
geçiş bir zaman ister. Bunun için gerekli olan temel şart liderlik ve üst yönetimin
desteğidir. Üst yönetim değişimin önemli ve kaçınılmaz olduğunu her fırsatta organizasyon
çalışanlarına anlatmalı; sabırla, inatla ve kararlılıkla çalışanların desteğini sağlamak için
çaba sarf etmelidir. Etkin liderlik dışında değişimin kabul görmesi ve desteklenmesi için
etkin bir vizyon, etkin bir eğitim ve etkin bir katılım şarttır (Aktan 2003,56-57,).
Şekil Organizasyonsal Değişime Karşı Çalışanların Gösterecekleri Muhtemel
Reaksiyonlar Spektrumu( Judson 1991’ den aktaran Aktan 2003, 58)
23
Hammer ve Stanton’ da değişime gösterilen direncin doğal ve kaçınılmaz olduğunu
ve Değişim Mühendisliğini
uygulamanın en zor yanını bunun
oluşturduğunu
belirtmişlerdir. Burada karşımıza isletmelerin sahip olduğu kültür çıkıyor. Eğer sağlam,
köklü bir işletme kültürü varsa bu değişim çok daha zor olacaktır. Değişim mühendisliği
çabalarının başarısı, öncelikle çalışanların düşünce, güven ve değerleri paylaşmalarına,
organizasyon üyelerinin kültüre bağlılıklarının yönelim ve değişiminin etkili bir şekilde
sağlanmasına bağlıdır, Bunun yanında, kültür, değişim mühendisliğinin insani yönünün
çok önemli bir parçasıdır. Organizasyon amaçlarının anlaşılması, işletme normlarının,
değerlerin paylaşılması ve yeni yapılanlara karşı güven sağlanırsa, organizasyon kültürü
değişim
mühendisliği
çabalarının
başarısını
kolaylaştırır.
Değişim
mühendisliği
uygulamaları başarılmak isteniyorsa işletme kültürü dikkate alınmalıdır.
Değişime gösterilen dirençle başa çıkmada şu ilkelerin olması gerektiğini vurgulamışlardır:
 Dirençle karşılaşacağınızı bilin
 Direnç her zaman yüzünü göstermez, direnci bulun
 Direncin ardında pek çok motivasyon vardır, ne olduğunu anlayın
 İnsanların savunulanlardan çok kaygılarıyla ilgilenin ve bunlarla yüzleşin
 Dirençle başa çıkmanın bir tek yolu yoktur, direnci yönetin
Dirençle başa çıkmanın temel mekanizmalarının ise olumlu ve olumsuz teşvikler,
belirsizliği ve korkuyu yok edecek bilgi aktarımı, tek tek ilişki kurarak müdahale adı
altında destek ve güven vermek, değişimin kaçınılmaz olduğunu göstererek telkin etmek ve
katılım sağlayarak insanları çalışmanın bir parçası haline getirmek olduğunu belirtmişlerdir
( Hammer ve Stanton 1998, 84-86)
9. Değişim Mühendisliği’ ni Uygulayan Örgütlerden Örnekler
Değişim Mühendisliği’ ni başarıyla uygulayan işletmelerden örnekler aşağıda yer
almıştır (Hammer ve Champy 1994,32-41 ve Ardıç 1998):
24

IBM Credit Corporation
IBM' in yan kuruluşu olan IBM Credit Corporation, IBM'ın sattığı bilgisayar
program ve hizmetlerin finansmanını yapmaktadır. Müşteri alımlarının finansmanın
gerçekten karlı bir iş kolu olduğu düşünülürse, IBM Credit, IBM'nin en çok önem verdiği
işletmelerden birisidir. IBM Credit'in operasyonu ilk yıllarda mağara devrinden fırlamış
gibiydi. IBM'nin bölge satış temsilcisi bir finans talebi için aradığında birçok
formalitelerden geçmekteydi. Bu sürecin tamamı ortalama altı gün sürmekte ve hatta bazen
iki hafta gibi bir süreye uzamaktaydı. Buradaki faaliyetler, ilk önceleri, beş adımdan
oluşmakta ve 6-7 gün sürmekteydi ve hatta bazen iki hafta gibi bir süreye uzamaktaydı.
Satış temsilcisine göre bu git gel çok uzundu; zira bu süre içinde müşteri başka bir finans
kaynağı bulabilir, başka bir bilgisayar satıcısı tarafından baştan çıkarılabilir; hatta, tüm
satış anlaşmasından vazgeçebilirdi.
IBM, bu süreci iyileştirmek için ilk önce, anlaşma hakkındaki soruları
yanıtlayacak bir kontrol ofisi kurdu. Ofisteki yetkili, müşteriye istediği bilgiyi
verebiliyordu. Ancak, zincire bir halka daha eklenmişti. Daha sonra iki yönetici, talebi
zincir boyunca kendileri dolaştırdılar. Böylece talepler masalardaki evrak yığınları arasında
beklememiş oluyordu ve 7 günlük işlem 1,5 saate indirilmişti. Yönetim, tüm kredi verme
sürecine bakmaya başlamıştı. Sorun görevlerde ya da görevleri yerine getiren insanlarda
değil, sürecin kendi yapısındaydı. Bir başka deyişle, değişmesi gereken sürecin adımları
değil, kendisiydi. Sonuçta IBM Credit, kontrolörler ve fiyat verenler yerine genel
sorumluları getirdi. Artık başvuru formu bir bürodan bir diğerine gönderilmiyor, anlaşma
temsilcisi adı verilen tek bir kişi formla ilgili tüm isleri yürütüyordu,çünkü işlemler çok
basitti. Eski süreç, yönetimin hayal edebileceği en zor talepler için abartılarak
tasarlanmıştı. İşin büyük bir kısmının memur seviyesinde olduğu anlaşılınca, bu görevleri
kolay bir bilgisayar sistemi ile tek bir kişinin rahatlıkla yapabileceği ortaya kondu.
IBM, çok sayıda uzman yerine, tek sorumlu tayin etmiştir ve tüm bilgi kütüklerine
ulaşımı sağlayan bir bilgisayar sistemi kurmuştur. Böylece yeni tasarımın sağladığı
performans inanılmaz boyutlara ulaşmıştır: 7 günlük süreç zamanını 4 saate indirmiştir.
25
(%100'lük bir gelişme)ve hatalı parça sayısı % 80 azaltılmıştır. (Hammer and
Champy,1997:32 -35)

Ford Motor Co:
Değişim Mühendisliği uygulamalarının en etkili olanlarından biri, Ford Motor
Company' nin muhasebe bölümünde gerçekleştirilen projedir. 1980'lerin başında ABD'de
otomobil sektöründe yaşanan kriz tüm firmaları etkilediği gibi Ford'u da etkilemiş ve
yöneticilerini çeşitli bölümlerden kesintiler yapmaya zorlamıştır. Muhasebe bölümü de bu
kesintilerden nasibini alan bölümlerden birisi olmuştur. Kesintilerden evvel 500 kişinin
çalıştığı bölümde, yeni edinilen bilgisayar sistemlerinin de yardımı ile % 20 oranında bir
kesinti yapılarak 400 kişi kalmıştır. Ford'un rakiplerinden olan Mazda'nın muhasebe
bölümünde ise sadece beş kişi çalışmaktaydı. Bu rakam farklılığı Mazda'nın ve Ford'un
satış hacimlerine göre ayarlama yapılınca bile inanılmaz boyutlarda kalmaya devam
ediyordu. Ford'u rahatsız eden bu durum, belki de yeni bir dönemin başlangıcı sayılabilirdi.
Muhasebe operasyonlarını inceleyen Ford üst yönetimi, faturalama işlemlerinin inanılmaz
zaman ve para kaybına neden olduğunu belirlediler. Her seferinde yazılan faturalar
listelerle karşılaştırılıyor, yanlış olanlar tekrar yazılıyor, iade edilen ürünlerin faturaları
iptal ediliyor ve faturalar bir bölümden, diğer bölüme geçerken bu işlemler
tekrarlanıyordu. Ford bu probleme çözüm olarak "kâğıtsız faturalama" fikrini ortaya attı.
Siparişler veri tabanına girilecek ve her türlü işlem veri tabanında gerçekleştirilecekti. Bu
küçük değişiklik, muhasebe bölümü nüfusunu % 75 oranında azaltmıştı. Ford'un ödeme
kuralı "faturayı alınca ödeme yaparız" iken, "malı alınca ödeme yaparız" oldu. Ford'u
başarıya götüren bu değişikliklerin ana ilkelerini aşağıdaki gibi özetlememiz mümkündür:

Görevlere göre değil, sonuçlara göre organize et.

Süreçlerin, süreçlerin çıktılarını kullananlar tarafından gerçekleştirilmesini sağla.

Bilgi analizi, bilgi toplama veya üretme süreci ile sentez et.

Kaynaklar coğrafi olarak birbirinden uzak olsa da, hepsi bir aradaymış gibi planla.

Sonuçlarını entegre etme yerine, paralel faaliyetleri birbirine bağla.

Karar verme işlemini, süreçlerin gerçekleştirildiği yer ve zamanda sonuçlanır ve
sürecin içine kontrolü yapılandır.
26

Bilgiyi bir kere ve kaynakta edin.

Büyük düşün.

Kodak
Değişim mühendisliğinin bir diğer örneği Kodak'ın rekabet karsısında yaratmak
durumunda kaldığı ürün geliştirme sürecidir. 1987'de Kodak'ın ezeli rakibi Fuji, 35 mm.ve
tek kullanımlık yeni bir fotoğraf makinesini piyasaya sürdü. Müşteri bu makineyi içinde
filmiyle birlikte satın alıyor, bir kez kullanıyor ve sonra üreticiye geri veriyordu. Üretici
de film bastıktan sonra makineyi yeniden kullanılmak üzere parçalara ayırıyordu. Kodak'ın
bu makineyle rekabet edecek bir urunu yoktu. Hatta üzerinde çalışılan bir model bile
yoktu. Şirketin geleneksel ürün geliştirme süreci, Fuji'nin makinesine rakip bir ürünün
oluşturulabilmesi için 70 hafta harcamasını gerektirmekteydi. Bu kadar uzun bir gecikme,
Fuji'ye mükemmel bir başlangıç yapma ve bu yeni pazarda öne geçme avantajını
sağlayacaktı. Kodak, Fuji'ye bu avantajı vermemek için ürün geliştirme sürecine değişim
mühendisliğini uyguladı. Ürün geliştirme süreçlerinin çoğu, ardışıktır ve bu da süreci
yavaşlatır. Paralel süreçlerde ise, farklı nedenlerden dolayı bir yavaşlık söz konusudur.
Örneğin, ilk önce kameranın gövdesini tasarlayanlar işlerini tamamlar, ardından objektif
kapağı tasarımcıları, ardından film sürme mekanizmacıları tasarımcıları, sırayla işlemlerini
yaparlar. Kısacası, bu sürecin yavaş olması çok doğaldır.
Kodak ürün geliştirme sürecine, CAD/CAM - Bilgisayar destekli tasarım/Bilgisayar
destekli
üretim
sayesinde
değişim
mühendisliğini
uygulayabildi.
Bu
teknoloji,
mühendislerin, çizim masaları yerine bilgisayar istasyonlarında tasarım yapabilmelerini
sağlamaktadır. Sadece, kağıt yerine ekran üzerinde çalışabilmek bile tasarımcıların bireysel
verimliliklerini arttırmaya yeterliydi; bu tür bir teknolojinin kullanımı ise, bir bütün olarak
süreç üzerinde marjinal bir etki sağlayacaktı. Kodak'ın sürecine değişim mühendisliğini
uygulayabilmesini sağlayan teknoloji bütünleşik bir ürün tasarım veri tabanıdır. Bu veri
tabanı her gün tüm mühendislerin çalışmalarını toplar ve uyumlu bir bütüne dönüştürür.
Her sabah, tasarım grupları ve bireyler veri tabanını inceleyerek, başka birisinin önceki gün
yaptığı çalışmaların kendileri veya tasarımın tümü için bir sorun yaratıp yaratmadığına
bakarlar. Sorun varsa, haftalarca ve hatta aylarca boş yere uğraşmak yerine o sorunu
27
anında çözerler. Dahası bu teknoloji üretim mühendislerinin alet tasarımına on hafta
içinde, yani ürün tasarımcıları ilk prototipi oluşturur oluşturmaz başlamalarını
sağlamaktadır. Kodak'ın, uyum mühendisliği adı verilen yeni süreç, uzay ve otomotiv
endüstrilerinde yaygın olarak kullanılmış ve son zamanlarda tüketici ürünleri şirketlerinin
de ilgisini çekmeye başlamıştır. Kodak, uyum mühendisliği sayesinde 35 mm.lik ve tek
kullanımlık fotoğraf makinesini kavramdan üretime geçirmek için gereken süreyi nerdeyse
yarı yarıya azaltarak otuz sekiz haftaya indirmiştir. Dahası, yeni süreç sayesinde ürün
tasarımı bitmeden çalışmaya başlayabilen alet tasarımcılarının görüşlerinden yararlanarak
daha kolay ve ucuz şekilde üretilebilecek bir tasarım yaratılabilmektedir. Kodak tek
kullanımlık makinenin, alet ve üretim maliyetini % 25 oranında azaltmıştır. (Hammer and
Champy,1994, 39- 41)

Taco-Bell ve Hallmark
Değişim Mühendisliği’ ni bir yerde zorunlu kılan unsurlardan birisi de, son yıllarda
inanılmaz bir şekilde gelişen bilgi teknolojisidir. Teknolojinin kullanılması değişim
mühendisliği prensiplerinden biri haline gelmiştir. Bu prensipten faydalanan firmalar
arasında Taco-Bell ve Hallmark, değişim mühendisliği sonucu başarıyı yakalamışlardır.
Taco-Bell bilgi teknolojisinden faydalanarak, yönetim katlarını ortadan kaldırmıştır.
Bölgesel Fast Food lokanta olmaktan, ABD çapında bilinen bir isim olmayı başarmıştır.
1982'de 1500 lokanta ile 500 milyon dolarlık bir şirket iken 1992'de 3600 lokanta ve 3
milyarlık bir şirket olmuştur. 2000 yılındaki hedefleri ise, 20 milyar dolarlık şirket
olmaktır. Taco-Bell'in "K-minus" diye bilinen süreç yapılanmalarından biri mutfakta geçen
zamanı minimuma indirmiş ve lokantalarda yemek üretimi değil, yemek servisi anlayışını
Taco-Bell'de yerleştirmiştir.
Hallmark ise, klasik tebrik kartı markası olmaktan, her kişiye uygun kart üretir hale
gelebilmeye, radikal değişiklikler sonucu ulaşabilmiştir. Bütün ABD çapındaki
satışların özetlerini anında holding yönetimine ileten karar destek sistemleri ve kart
tasarımından üretimine değin beraber çalışan takımlar, Hallmark' ın piyasaya planlanandan
sekiz ay evvel ürün sürmesinde etkili olmuşlardır.
28

Miller Bira
Değişim Mühendisliği ve Benchmarking kararı alarak önce yoğun eğitime önem
verildi ve içinde fabrika müdürü, personel müdürü ve işletmeden yöneticilerin olduğu
gruplar oluşturuldu. Gruplar kalite, üretim, paketleme ve sevkiyattan sorumlu oldular.
Sonuç olarak yönetici kadrosundan % 52 ve ücretlilerden % 30 azaltarak aynı üretimin
daha fazlası yapıldığı görüldü.

Westinghouse Eap
1983 yılında College Station / Texas'ta açtığı elektronik montaj fabrikası en ileri
teknolojiye sahipti. Askeri projeler için ürettiği ürünlerde % 80'inin tekrar tamire ihtiyaç
olduğu görüldü. Japon firmalarında bu oran % 10 civarında idi. Aldığı Değişim
Mühendisliği kararı ile sonuçta ürün maliyetlerinde % 60 düşüş harcanan zamanda %80
tasarruf görülmüştür. Stok seviyelerinde % 65 azalma, ürün üzerindeki tamir ise yarıya
indirilmiştir.

K Shoes Ltd.
1955 yılında İngiltere'de % 9 olan ayakkabı ithalatı İtalya ve Japonya'nın pazara
girmesiyle 1992 yılında % 70'e çıkmıştır. Bu ise K Shoe'u zor duruma sokmuştur. Toyota
modeli sürekli gelişme çalışmaları, iyileştirmeye yardımcı olmasına rağmen çözüm
olamamıştır. Böylece alınan değişim mühendisliği kararı ve çalışmalar sonucu bu güne
kadar 40 müdür ve şefin işine son verilmiştir. Fabrikanın her biri 1 fabrika müdürü ve 2
grup lideri ile yönetilmektedir. Verimlilik kişi başına % 19 artmış, fire 20 misli azalmıştır.
Zamanında teslimat ise % 80'den % 97'ye yükselmiştir.
Farklı alanlarda çarpıcı sonuçlara göz atabiliriz( Sungur, 1995, 19):
Dizayn Süresi:
Kodak: Kavramdan üretime geçmek için gereken süre 70 haftadan 38 haftaya indirilirken
29
uyum mühendisliği CAD/CAM teknolojisinden yararlanılmıştır.
Dec: Dizayn yapan kişilerin verimliliğinde % 500 artış sağlanmıştır.
Hughes: Hatalı parça sayısı % 80 azaltılmıştır.
Schlumberger: Dizayn provaları için harcanan zaman % 80 azaltılmıştır.
Pazara Ulaşma Süresi:
Northern Telecom Terminal Division: Pazara ulaşma süresinde % 70 azalma sağlanmıştır.
GE Aircraft: Prototip geliştirme süresi % 90 azaltılmıştır.
Dun & Brodstreet: Kredilendirme süresi 2742 dakikadan 220 dakikaya indirilmiştir.
AT & T Power System: Prototip geliştirme süresi 53 günden 5 güne indirilmiştir.
Üretim:
Milcom Communications: Montaj zamanında % 75 azalma sağlanmıştır.
Nucor Steel: Verimlilikte % 90 artış kaydedilmiştir.
Cummins Engine: Şarj yükleme zamanında 1.83 günden 40 dakikaya azalma, zamanında
teslim etmede % 30 ila % 100'lük artış edilmiştir.
Coco Cola & Schweppes: Kutulama zamanında % 85 lik artış sağlanmıştır.
Mühendislik:
Milcom Communications: Parça sayısında % 64 azalma sağlanmıştır.
Satın Alma:
Motorola: Tedarik zamanı 55 günden 15 güne indirilmiştir.
Pazar Payı/Karlılık:
Bell Atlantic: Maliyetlerde % 93 azalma sağlanmıştır.
30
Görüldüğü gibi Değişim Mühendisliği’ nde başarısız olan şirketlerin yanında çok
büyük sıçrayışlar elde eden IBM, Kodak, Ford Motor, Coca Cola, Motorola gibi şirketler
de mevcuttur. Bunlar değişim mühendisliğini başarı ile uygulamış ve sektörlerinde lider
olmuşlardır.
10. Değişim Mühendisliği Yaklaşımının Türkiye Şartlarında Değerlendirilmesi
10. 1. Değişim Mühendisliği’ nin Türkiye’ de Uygulanabilirliği
Türkiye koşulları düşünüldüğünde, alınacak yolun çok uzun olması ve zaman
kısıdının
olması
Türkiye’nin
rekabete
yetişmesi
için
bir
sıçrama
yapmasını
gerektirmektedir. Tam Zamanında Üretim, Öğrenen Organizasyon, Sıfır Hiyerarşi, Toplam
Kalite Yönetimi gibi yaklaşımlar bu sıçrama için gerekli olan ancak bu tekniklerin
geliştirildikleri toplumsal yapının Türkiye’ninkine uygun olmaması nedeniyle Türkiye’ye
gereksinim duyduğu gelişimi gerçekleştirmede büyük başarı kazandırmamış tekniklerdir.
Türkiye’nin ihtiyacı olan atılımı Değişim Mühendisliği sağlayacaktır, çünkü bu yöntem
sıçramayı sağlayacak radikal ve çarpıcı gelişmeler sunmaktadır. Türkiye’ye Değişim
Mühendisliği sunduğu fırsatlar şunlardır (web.ttnet.net.tr/noyanz/Resume3_files/BPR.doc:
20. 03. 2009 ) :
1. Yeni organizasyon ve yönetim tekniklerinin çok düşük düzeyde uygulanıyor
olması Türkiye’ye eskiyi atıp yeniye adapte olmasını kolaylaştıracak ve bu
adaptasyon süresini azaltacak bir avantaj sağlayacaktır. Oysa gelişmiş ülkeler
fonksiyonel hiyerarşik organizasyonları uzun süredir uyguladıklarından süreç
odaklı yönetimlere geçişleri daha zordur ve uzun süre alır.
2. Türkiye sanayisi dışa dönük olarak geliştirilmek istenmekte, bu amaçla gıda,
beyaz eşya ve tekstilde belli bir rekabet gücü oluşturulmuştur. Ancak bu
rekabetin sürekliliğini sağlamak ve diğer sektörlere de yaymak ancak Değişim
Mühendisliği sürecine ayak uydurabilmesiyle mümkün olacaktır.
3. Türkiye’deki
yeni
teknolojilerden
yeni
ürünler
geliştirme
konusunda
yararlanılmamaktadır. İşte Türkiye Değişim Mühendisliği sunduğu yeni
teknolojiden yararlanarak yeni fırsatlar yaratma şansını yakalayacaktır.
31
4. Değişim Mühendisliği süreç ve müşteri odaklı olması, pazardaki değişimlere
uyum sağlayacak esnek ve dinamik bir yapı göstermesi açısından küçük ve orta
ölçekli işletmelerde başarı şansını arttırmaktadır. Türkiye imalat sanayisinin
büyük
çoğunluğunun
küçük
ve
orta
ölçekli
işletmelerden
oluştuğu
düşünüldüğünde bu da bir fırsat olmaktadır.
5. Bu çalışmalar, Türkiye’de yeterince esnek yan sanayi eksikliğini tüm süreci göz
önünde bulundurarak gidermeye çalışacaktır.
6. Türkiye’nin rekabet gücünü arttıracak insan kaynakları, özellikle nüfus artış hızı
yüksek ve genç nüfusun çoğunlukta olduğu göz önünde tutulacak olursa, Süreç
Yenilemenin üretken ve rekabetçi ekonomik yapı oluşturacağı söylenebilir.
7. Değişim Mühendisliği uygulamalarının gerektirdiği zekice tasarlanmış iş
süreçlerinin yaratılmasında, değişime uygun, yaratıcı gücü ve anlayışı yüksek
Türk toplumu iyi bir potansiyel oluşturmaktadır.
8. Değişim Mühendisliği uygulamalarının, yeni kaynaklar yaratılmasında ve
makro düzeyde refahı düzeltmesinde en uygun araç olması, Türkiye’nin
istikrarsız makro ekonomik yapısını düzeltecek ve mevcut teşvik sistemlerinin
yetersizliğini azaltacak bir etki yaratacaktır.
10. 2. Türkiye ‘ de Değişim Mühendisliği Uygulama Örnekleri
10. 2. 1. Netaş’ta Değişim Mühendisliği Uygulamaları
Netaş değişim mühendisliği projesini ürün ve servis kalitesinde, finansal
sonuçlarda,müşteri memnuniyetinde ve pazar isteklerine cevap verme hızında yenilikler
yaparak rekabet gücünü artırmayı hedeflemiştir.Bu projenin dört önemli özelliği vardır;
Türkiye’deki ilk değişim mühendisliği uygulamasıdır. Firmanın pazar payı ve finansal
göstergeleri iyi durumdayken uygulanmıştır. Danışman firmadan yararlanılmamış ve
çalışmalar sırasında işten çıkarılan personel olmamıştır. Süreç süreleri; maliyet, kalite ve iç
/ dış müşteri memnuniyeti çalışmalar sırasında devamlı göz önünde tutulmuştur. Karar
alındıktan sonra koordinasyon, hedef belirleme, görev dağılımı ve takip gibi faaliyetleri
yürütecek bir ekip kurularak Avrupa’ya eğitime gönderilmiş ve alınan eğitim şirket
32
geneline yayılmıştır. Proje, sistematik ve yaratıcı bir tarzda uygulanmasına rağmen halen
gerçekleştirilmemiş hedefler de söz konusudur.

Tanımlanan temel süreçlerin yanında çok sayıda bulunan alt süreçlerin de
olması

sebebiyle, temel süreçlerden çok alt süreçlere odaklanılması

Netaş çalışanlarının bir kısmının birden çok takımda yer alması ve takım

elemanlarının yeterince güçlendirilmemiş olması

Hedefin yanlış tespiti

Başarılı şirket uygulamalarıyla kıyaslama yapılmaması.
10. 2. 2. Türk Sandoz’ da Değişim Mühendisliği Uygulamaları
Sandoz’ daki çalışmaya, gerçekte üretim alanının dar gelmesine bir çözüm arayışı
ile başlanmış, ancak, sorun sonuçta değişim mühendisliği yaklaşımı ile ele alınmıştır.
İlaç sanayinin genelinde olduğu gibi, başlangıçta Sandoz'da da yaygın üretim şekli dikey
bölümlemeye dayalıdır. Örneğin, bir bölüm, bir işi alıp yapar, sonra bir başka bölüme
iletir ve sorumluluğu orada biter. Toz karıştırma bölümünde yan mamul üretilir. Bu tür
üretim şekli depolama ve üretim gibi ilave işlemleri gerektirmektedir. Bu işlemler ise,
oldukça maliyetlidir. Sürekli stok miktarını kontrol etmek gerekir ve üstelik yeni bir değer
oluşturulmaz. Bu çalışma yöntemine alternatif ne olabilir? diye sorulmuş, sonunda üretimi
dikey olarak değil, yatay olarak organize etme fikri öne çıkmıştır. Bunun için, üretimi,
baştan alıp sonuna kadar götürecek şekilde değiştirmek gerekmektedir. Bunu
gerçekleştirmek için, iş merkezlerinin birbirleriyle doğrudan ilişkide olacağı bir mekan
hazırlanmış, makineler mümkün olduğu kadar birbirine bağlanmıştır. En önemlisi ise, ilgili
ürün hattından tek bir bölümün sorumlu olmasıdır. Bu çalışma öncesinde Sandoz'da
granülasyon, tabletleme, kaplama, drajeleme ve kutulama gibi ana bölümler bulunup, bu
bölümler ayrı ayrı şefler tarafından yönetilmektedir. Sonuçta çok basit gibi görünen
değişikliklerin, Sandoz'a büyük kazançlar sağladığı görülmüştür. Örneğin, dünyadaki
Sandoz topluluğu içinde, Türk Sandoz, en kısa üretim süresine sahip duruma gelmiştir.
Şimdi bu yöntemle Sandoz'un,
dünya genelinde ana ürünlerin üretim süresini 20 iş
gününün altına indirmeyi hedeflediğinden bahsedilmektedir. Oysa, bu süre şimdiden 10 iş
33
gününün altına inmiştir. Üretim ön süresi yüzde 40, mekan ihtiyacı ise yüzde 25 oranında
azalmış, yan mamul stokları yüzde 95 azalarak, yüzde 5’e inmiş, mamul stokları ise
yüzde 20 düşmüştür (Fidan, 2000).
10. 2. 3. Dimes AŞ’ de Değişim Mühendisliği Uygulamaları
Dimes A.Ş. ülkemizin ilk meyve suyu üreticisi olarak 1964 yılında kurulmuştur.
1975 yılında meyve isleme ve dolumda otomasyona geçmiştir. 1985 yılında Tokat şehir
merkezinde 33500 metrekarelik bir alan üzerine kurulu 16000 metrekarelik kapalı bir
alanda faaliyet gösteren modern bir üretim tesisini ve 3000 tonluk soğuk deposunu hizmete
sokmuştur. 1990 yılında meyve suyunda karton ambalaja geçmiştir.1994 yılında TSE
Uygunluk Belgesi,1999 yılında ISO 9002 Kalite Güvence Sistemi Belgesini almıştır. 1995
yılında Orta Karadeniz Bölgesinde kaybolmaya yüz tutmuş süt hayvancılığının
kalkındırılması ve köyden kente göçün önlenmesi amacıyla süt işleme ve dolum tesislerini
hizmete açmıştır. Bölgesel bir marka olan Dimes A.Ş. değişim mühendisliği uygulayarak,
2000 yılında on ay gibi kısa bir surede tamamladığı İzmir Kemalpaşa fabrikasını devreye
sokmuştur. Bu tesis dünyada meyve suyu üreten fabrikalar arasında teknik donanım
acısından ilk on tesis içerisinde gösterilmektedir. Dimes A.Ş. ürün geliştirme sürecinde
CAD/CAM Bilgisayar destekli tasarım, Bilgisayar destekli imalat sayesinde değişim
mühendisliğini uyguladı. Bunun neticesinde üretimin kalitesini arttırmıştır. Türkiye’nin ilk
vida kapaklı karton ambalajını pazara sunmuştur ve sitrik asit (E330) katkısız ilk meyve
suyunu üretmiştir. Türkiye meyve suyu ve nektar pazarında lider olmuştur. İSO 14001
Çevre yönetim ve HACCP belgelerini alarak dünya standartlarında üretim yaptığını
kanıtlamıştır. 53 ülkeye ihracat yapan ilk Türk meyve suyu markası olmuştur. Ağustos
2005 İSO sanayi verilerine göre Dimes 500 sanayi devi sıralamasında son 7 yılda 190
basamak yükselerek 288’inci sırada yer almıştır. 2004 yılında 30 basamak birden
yükselmiştir. Dimes yapmış olduğu atılımla yılda 300,000 ton meyve suyu üretebilen
80,000 ton meyve isleme kapasitesine sahip 120,000 ton süt ve süt ürünleri işleme
kapasitesine ulaşmıştır. Gıda sektöründe “Hızlı Balık” ödülüne layık görülmüştür. Dimes,
Mayıs 2007 Capital Dergisi’nin yapmış olduğu araştırmada alkolsüz içecekler
kategorisinde Türkiye’nin en değerli markası olmuştur(Ölmez, 2008, 72-74).
34
Değişim mühendisliğini ilk yıllarda anlamayan Türk şirketleri, son yıllarda
değişimin kaçınılmaz olduğunu anlamışlar ve basarıyla değişim mühendisliğini
uygulamaya başlamışlardır. Şirketlerimiz ilk etapta bölgesel pazarda daha sonra ulusal
pazarda ve nihayet uluslar arası pazarda söz sahibi olabilmek için değişimin şart ve
kaçınılmaz olduğunu anlamışlar ve uygulamaya başlamışlardır. İç ve dış pazarda
rakipleriyle rekabet eder seviyeye ulaşmak için daha çok çaba sarf etmeleri gerektiğinin
farkına varmışlardır. Bu da ülkemiz ekonomisi acısından sevindirici bir gelişmedir. Bugün
ülkemizde
büyük
şirketlerde
Değişim
Mühendisliği
çalışmaları
yürütülmeye
çalışılmaktadır. Sandoz, Simko, Digital Dec., Renault-Mais Kalite departmanı, Şişecam,
Netaş, Teletaş, Arçelik, Koç Holding Yönetim Bilgi Sistemleri, Türk Hava Kuvvetleri,
Interbank, Garanti Bankası, Demirbank,Türkiye Elektrik Endüstrisi, Ford Otosan, Sabancı
şirketleri, Eczacıbaşı (İpek Kağıt, Vitra, Artema), Erciyas-Efes Pilsen,Yapı Kredi ve İktisat
Bankası bunlardan birkaçıdır.
10.3. Değişim Mühendisliği’ nin Türkiye Uygulamasında Karşılaşılabilecek
Sorunlar
Türkiye’nin Değişim Mühendisliği uygularken karşılaşacağı muhtemel sorunlar
şunlardır (Sungur, 1995, 19) :

Tepe yönetiminin kararlılığı ve desteğindeki eksiklikler

Organizasyon Kültür kavramının yeterince özümsenememesi nedeniyle sadece
teorik olarak kalması, uygulamaya geçirilemeyerek gözetilmemesi

Uygulamaların zor ve zaman alıcı olması nedeniyle amaçlardan ödün verme

Liderlik ve motivasyon eksikliği

Tam katılımın sağlanamaması

Teknolojik ve sosyal ( beşeri ) tasarımların uygulamaya konulmasında toplumsal
kültürün göz ardı edilerek, birebir kopyalama yönteminin kullanılması

Vizyon eksikliği, konuya geçici bir moda olarak bakılması

Takım çalışmaları yerine bireysel çekişmelere girilmesi

İş süreçlerinin fonksiyonel bağımlılıktan kurtarılamaması

İç / Dış müşteri kavramının yerleştirilememesi
35

Toplumsal kültürün geliştirilememesi

Eğitim eksikliği

Yan sanayi eksikliği

Teşvik ve ödül sistemlerinin eksikliği

Devlet ve sosyal kurumların (sendika, dernek, meslek odaları vs.) tutucu yapıları
Değişim Mühendisliği uygulamaları çok özen gösterilmesi gereken bir konudur.
Çünkü tasarlanan süreçlerin işletmede bir kaos yaşanmadan adapte edilmesi gerekecektir.
İşletme durumunun m mevcut durumdan yeni duruma geçinceye kadar ki geçiş
dönemindeki uygulamaları değişim çalışmalarını olumlu ya da olumsuz etkileyecektir.
Eğer bu uygulamalarda personel adına temsilciler seçilebilirse personelin değişimi daha
kolay kabullenmeleri ve değişimle ilgili kararlarda söz sahibi olmaları imkanı doğacaktır
(Aksu, 2000, 47).
SONUÇ
İşletmeler dinamik bir çevrede hizmet vermektedirler. İşletme nerede faaliyet
gösterirse göstersin müşteri ihtiyaçları değişmektedir. Artık müşteriler tüketim ürünlerine,
doğal çevreye karşı daha bilinçli ve duyarlı bir hale gelmişlerdir. Üstelik gelişen teknoloji
ve bilgi işleme ve haberleşme gelişmelerinin yarattığı internet sayesinde dünyanın dört bir
yanında bulunan insanlar birbirlerinin değer, talep ve beklentilerini etkilemektedir. Bütün
bunlar göz önüne alındığında işletmelerin süreçlerinde değişimlerin uygulanması gerekli
hale gelmiştir.
Gelecekte varlıklarına devam edebilecek olan organizasyonlar, rakiplerine göre
sürekli farkı yaratabilecek olan organizasyonlar olacaktır. Fark teknoloji ile yaratılamaz.
Teknoloji eğer onu kullanan insan yoksa tek başına hiçbir şey ifade etmez. Farkı yaratmak;
bilginin, insanın doğasındaki sezgi ve özveri ile birleşmesi sonucu ortaya çıkan yaratıcılık
ilemümkündür(http://www.kalder.org.tr/preview_content.asp?contID=716&tempID=1&re
gID=2 erişim tarihi: 26. 02. 2009)
Çağımızın ünlü yönetim uzmanlarından Deming’in ifade ettiği gibi bilgi, değişim
için son derece önemlidir. Deming, aslında bilgi kelimesini yalnız olarak değil; “derin”
36
(profound) kelimesi ile birlikte kullanmaktadır. Deming şöyle diyor: “Transformasyon,
derin bilgi gerektirir.” Değişim Mühendisliği’ne derin araştırmalar yaparak, çok okuyarak,
kendi sahip olduğumuz veya çalıştığımız organizasyondaki tecrübelerimizden azami
ölçüde istifade ederek başlamalıyız. Bilgisizlik, değişimin önündeki en büyük engeldir.
Bilgi olmadan ne değişimin gerekliliğini anlayabiliriz, ne de yöntemleri örgütümüzde nasıl
uygulayacağımız bilebiliriz. Değişimi başarmak için bilgili insanlar, bilginin kendisinden
çok daha fazla önemlidir. En gelişmiş bilgi teknolojilerini en etkin bir şekilde kullanacak
insanlara ihtiyaç vardır. Kısaca, Değişim Mühendisliğinde insana büyük görev
düşmektedir.
Hiçbir değişim projesini, lider olmadan başarıya ulaştırmak mümkün değildir.
Herhangi bir organizasyonda en başta lider ve üst yönetimin Değişim Mühendisliği’ nin
amaç ve araçlarını detaylarıyla değilse bile genel hatlarıyla öğrenmesi gereklidir. Değişim
Mühendisliği çalışmalarının lider ve üst yönetim tarafından izlenmesi ve elde edilen
sonuçların yakından izlenmesi gereklidir. Organizasyondaki tüm çalışanların Değişim
Mühendisliği çalışmalarına inanması ve katılımı şarttır. Organizasyon çalışanları ve
organizasyon dışındaki kişi ve kuruluşların bilgi ve becerilerinden azami ölçüde
yararlanılmalıdır. Değişim Mühendisliği çalışmaları bir kişinin değil, bir ekibin görevi
olmalıdır.
Değişim Mühendisliği sadece özel organizasyonlarda (özel şirketlerde) değil, tüm
organizasyonlarda (kamu kuruluşları ve üçüncü sektör kuruluşlarında) uygulanabilecek bir
yeni yönetim tekniğidir. Gün geçtikçe artan bürokrasi, hantallaşan örgüt yapısı, yönetim
bilimi alanındaki gelişmelerden uzak olan anlayış ve vatandaşların beklentilerinin
farklılaşması, kamu işletmelerinde de değişim ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Kurumun
büyük ya da küçük olması, mal veya hizmet üreten bir işletme olması, özel veya kamu
sektöründe faaliyet göstermesi önemli değildir. Çünkü Değişim Mühendisliği, işi daha iyi
bir şekilde gerçekleştirmek üzere yeniden tasarlanmasını amaçlar. Bu yüzden Değişim
Mühendisliği her türlü kurumda uygulanabilir (Hammer, Stanton, 1998).
Türk kamu yönetiminde de değişim mühendisliği uygulamalarının bir an önce
başlatılması ve hızla yaygınlaştırılması, kronikleşmiş birçok sorunun çözümü için önemli
açılımlar sağlayacak ve toplumsal gelişmemize önemli katkılarda bulunacaktır. Ülkemizde
özel sektör ve kamu kuruluşlarında herkesin kendine şu soruları sorması gerekmektedir:
Ben kimim, niçin varım, gelecek için vizyonum sahiplendiğim misyonum ne, görevimi
37
layıkıyla yapıyor muyum? Hizmet verdiğimiz insanları, müşterilerimizi odak noktamız,
kurumuzun varoluş sebebi olarak görmezsek ve bu yönde kendimizi ve örgütümüzü sürekli
değiştirme, geliştirme ve iyileştirme yoluna götürmezsek kaybederiz. Bu değişim ve kalite
geliştirmelerini yaparken de büyük hatalar yapmaktayız. Ülkemizde modelleri uygularken
yapılan en büyük hata “gavur yapıyor kardeşim” mantığıyla modeli alıp aynen uygulamaya
çalışmaktır. Batıda uygulanan modellerin ülke kültürü ve kurum kültürü göz önüne
alınmadan gelip aynısıyla uygulanmaya çalışmasıdır(İzgören, 2008,128-165). Oysa bunun
başarıya götürmesi hiç görünen bir sonuç değildir. “ Bırakın şehirleri sokakların bile
kendisine hak bir kokusu vardır(Melisa Gürpınar)”. Bunu göz ardı ederek batılı
uygulamaları aynı şekilde şirketinize adapte ederseniz sonuç alamadığımız gibi kaynakları
boşa kullanmış oluruz.
Organizasyonsal değişimi engelleyebilecek faktörleri önceden tespit etmek, tedavi
yöntemlerini uygulamadan önce hastalığın kaynağını ve etkilerini teşhis etmeye
benzemektedir. Gerçekten de, doğru teşhis, tedavinin başarıya ulaşması için gereklidir.
21.nci yüzyılda çevresindeki değişimlere süratle ayak uydurabilen, akışkan ve geçişken
özelliklere sahip, dinamik görünümlü, vizyonu doğrultusunda başarmaya odaklanmış
organizasyonlar ayakta kalabileceklerdir. Sürekli değişimin yaşanacağı gelecekte, yönetsel
etkinlik ve örgütsel verimliliğin anahtarı “insan” olacaktır.
“Var olan, türlerin en güçlüsü değildir, ne de en zekisi. Hayatta kalan değişime en çok
ayak uydurandır”
Charles Darwin
“Değişime hiç kimse karşı değildir; yeter ki ucu kendisine dokunmasın”
Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitiüsü
"21.
Yüzyılın
cahili,
okuma
yazma
bilmeyen
değil;
öğrenemeyen,
eskiden
öğrendiklerinden gerektiğinde vazgeçemeyen ve yeniden öğrenemeyen olacaktır."
Alvin Toffler
38
KAYNAKLAR
AKSU, Akın. Değişim Mühendisliği Uygulamalarında Karşılaşılan Dirençler ve Yapılan
Hatalar, Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF Dergisi 15(2)2000,ss37-48.
AKTAN, Coşkun Can DEĞİŞİM ÇAĞINDA YÖNETİM SİSTEM YAYINCILIK
İSTANBUL 2003
ARDIÇ, Kadir. İşletmelerde Köklü Değişim Aracı Olarak Değişim Mühendisliği.
SAKARYA ÜNİVERSİTESİ 75. YIL ARMAĞANI, Sakarya, 1998.
BOLAT Tamer, SEYMEN Oya Aytemiz, BOLAT Oya İnci, ERDEM Barış. YÖNETİM
VE ORGANİZASYON. Detay Yayıncılık, Ankara, 2008.
DEMİRCİ, Ahmet. İşletmelerin Yeniden Yapılanma (Reenginering) Faaliyetlerinde Bilgi
Teknolojilerinin Kullanılması ve Mitaş AŞ den bir uygulama. Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi.2001
FİDAN, Yahya. İş Süreçlerinin Yeniden Değerlemesi İ.Ü.Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi
23-24 (Ekim 2000-Mart 2001)
HAMMER, Michael ve STANTON Steven. DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİ DEVRİMİ
Sabah Kitapları, İstanbul, 1998
HAMMER Michael, CHAMPY James. DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİ İŞ İDARESİNDE
BİR DEVRİM İÇİN BİR MANİFESTO, Sabah Kitapları, İstanbul, 1994
İZGÖREN, Ahmet Şerif. GELECEĞİN ORGANİZASYONUNU YARATMAK, Şirketler
İçin Bir Değişim ve Yeniden Yapılanma Kılavuzu. Elma Yayınevi 2008.
KOÇEL, Tamer. İŞLETME YÖNETİCİLİĞİ, Arıkan Yayınları, 2005
39
SEYMEN, Oya Aytemiz. İşletmelerde Yeniden Yapılanma Süreci (Reengineering) ve Otel
İşletmelerinde Ziyafet Organizasyonu İçin Bir Model Önerisi. Yayınlanmamış Doktora
Tezi. Balıkesir Üniversitesi.1999
ÖLMEZ,
Yasin.
Değişim
Mühendisliği
ve
İşletme
Performanslarına
Etkisi,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal bilimler
Enstitüsü, 2008.
SUNGUR, Hakan. Değişim Mühendisliği- Uygulamalar- Türkiye, Endüstri Mühendisliği
Dergisi 6(5)1995,ss15-22.
www.filizeyuboglu.com erişim tarihi: 02. 03. 2009
http://www.izto.org.tr/NR/rdonlyres/EBFBBB8D-E79A-4E39-964984AF6E691085/5682/DegisimMuhendisli%C4%9Fi.pdf
http://www.kalder.org.tr/preview_content.asp?contID=716&tempID=1&regID=2
tarihi: 26. 02. 2009
http://web.ttnet.com.tr//noyanz/Resume3_files/BPR.doc 20. 03. 2009
erişim
40
Download
Study collections