Geleceğin Dünyasına Hazırlanmanın Ve Radikal Değişimi Başarmanın Yolu: DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİ Prof.Dr. Coşkun Can Aktan “... Come my friends, ‘tis not too late to seek a newer world. ...for my purpose holds To sail beyond the sunset... and tho’ We are not now that strength which in old days Moved earth and heaven; that which we are, we are; One equal temper of heroic hearts, Made weak by time and fate, but strong in will To strive, to seek, to find, and not to yield.” Lord Tennyson* “The deed have been awakened- Shall I sleep? The world’s at war with tyrants- Shall I crouch? The harvest’s ripe- and shall I pause to reape? I slumber not; the thorn is in my couch; Each day a trumpet soundth in mine ear, Its echo in my heart” Lord Byron* * İki ünlü İngiliz şair Lord Tennyson (1809-1892) ve Lord Byron (1788-1824)’un değişim konusundaki bu güzel sözlerini anlam ve mesajı bozmamak için Türkçe’ye tercüme etmemeyi yeğledim. Dünya çok hızlı bir değişim süreci içerisinde bulunuyor. Globalleşme adı verilen değişim trendi tüm dünyada global ve bölgesel ekonomik entegrasyona uyumu zorunlu kılıyor. Uluslararası ticaret ve sermaye hareketlerinin önündeki engellerin azalmasına paralel olarak tüm dünyada rekabet giderek artıyor. Bilim ve teknolojideki başdöndürücü gelişmeler daha rekabetçi bir dünya ekonomisinin oluşmasını sağlıyor. Piyasaların her geçen gün daha fazla serbestleştiğine tanık oluyoruz. Devletin ekonomideki ağırlığının giderek azaltılması yönündeki istekler ve çabalar giderek yaygınlaşıyor. Ekonomik ve teknolojik alandaki bu değişimler yanısıra siyasal alanda demokratikleşmenin tüm dünyada önem kazandığını ve ülkelerin daha demokratik bir yönetim için mücadeleler verdiklerini görüyoruz. Ayrıca "sivilleşme " adını vereceğimiz bir değişim trendinin genel olarak tüm dünyada dikkate değer bir gelişme olduğunu gözlemliyoruz. Sivil toplum kuruluşlarının sayıca artması ve bu kuruluşların insan hak ve özgürlüklerine daha fazla duyarlı olmaya başlaması demokratikleşme trendini hızlandırıyor. Özetle, dünya ekonomik , teknolojik ve siyasal alanda hızlı bir değişim trendi içerisinde bulunuyor. Dünyadaki değişim trendi ve yeni değişim dinamikleri kamu, özel ve üçüncü sektördeki tüm organizasyonları yeniden yapılanmaya zorlamaktadır. Ancak hızla değişen dünyaya ayak uydurabilmek, yapılması gereken en uygun değişiklikleri zamanında ve süratle yapmak sanıldığı kadar kolay değil. Değişim çağında yaşıyoruz, dolayısıyla en başta kendimizden başlayarak her şeyi gerektiği şekilde değiştirmek zorundayız. Değişimi başarabilmenin sırrı değişimi iyi yönetmekten geçmektedir. Özellikle 1990'lı yılların başından itibaren Organizasyonel Değişim Yönetimi (Organizational Change Management) adı verilen yeni bir araştırma alanında değişimin nasıl 2 başarıyla yürütülebileceği inceleme konusu yapılmaktadır. "Organizasyonel değişim yönetimi" son yıllarda yaygın olarak "Değişim Mühendisliği" (Reengineering) adı altında gerek akademik dünyada, gerekse iş dünyasında büyük bir ilgi uyandırmaktadır. Biz bu araştırmamızda Değişim Mühendisliği adı verilen organizasyonel değişim yönetimi tekniği hakkında bilgiler vermeye çalışacağız. Ülkemizde akademik alanda henüz bu konuda kapsamlı çalışmalar yapılmış değildir. Son yıllarda ülkemizde özel sektör kuruluşlarının konuya ilgisinin arttığı gözlemlenmektedir. Özellikle büyük şirketlerin bu konuda ciddi çalışmalar içerisinde olduğu görülmektedir. Asıl değişmesi gereken kamu kurum ve kuruluşları ise maalesef herzaman olduğu gibi rehavet ve atalet içerisindeki konumunu muhafaza etmekte, bunun ötesinde değişime karşı direnmektedirler. Değişim mühendisliğinin en başta kamusal organizasyonların yeniden yapılandırılması için kullanılması gerektiğine şüphe yoktur. Değişim mühendisliği, tüm sektörlerde (kamu+özel+üçüncü sektör) bir başka ifadeyle tüm organizasyonlarda uygulanabilecek bir değişim yönetimi tekniğidir. Geleceğin dünyasına şimdiden hazırlanmanın ve radikal değişimi başarabilmenin sırrı organizasyonel değişimi iyi yönetmekten geçmektedir. Bunun için de Değişim Mühendisliği'ni öğrenmek gereklidir. I. RADİKAL DEĞİŞİM YÖNETİMİ: DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİ Değişim Mühendisliği, herhangi bir organizasyonda yapı, sistem, süreç ve uygulanan politikalarda hızlı ve radikal yeniden tasarım ve değişiklikler yapılarak organizasyonun daha yüksek bir performansa ulaşmasını ve bir atılımı gerçekleştirmesini amaçlayan yeni bir organizasyonel değişim tekniğidir. Bir başka ifadeyle, değişim mühendisliği bir atılım (breakthrough) stratejisi ile organizasyonda 3 performans düzeyini yükseltmek ve daha sonra bu performansın sürekliliğini sağlamak için geliştirilmiş bir tekniktir. Değişim mühendisliği, yönetim bilimi alanında oldukça yeni bir kavramdır. 1990’lı yılların başında ortaya çıkan bu kavram, yönetim dünyasında çok büyük bir ilgi görmüş ve günümüze değin bu alanda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Değişim mühendisliği kavramını ilk kullanan kişi Michael Hammer adındaki bir Amerikalı yönetim uzmanıdır. Hammer’in 1992 yılında ünlü Harvard Business Review adlı dergide yayınladığı “Reengineering: Don’t Automate, Obliterate” (Değişim Mühendisliği: Otomasyon Değil , Yıkıcı Güç) başlığını taşıyan makalesinin yayınlanmasından sonra “reengineering”, kavram ya da konsept olarak özellikle iş dünyasında büyük bir beğeni kazanmıştır. ABD’de halen Hammer and Company adlı yönetim danışmanlığı şirketinin başında bulunan Hammer’in 1993 yılında James Champy ile birlikte yayınladığı Reengineering the Corporation (Şirketlerde Değişim Mühendisliği) ve 1995 yılında Steven A. Stanton ile birlikte kaleme aldığı Reengineering Revolution -A Handbook- (Değişim Mühendisliği Devrimi) başlıklı kitapları tüm dünyada çok büyük bir ilgi gördü. Türkçe’ye de çevirileri yapılan bu iki kitap ülkemizde de kısa zamanda büyük ilgi ve beğeni kazanmıştır. Michael Hammer ve James Champy 1993 yılında yayınladıkları “Reengineering the Corporation” adlı kitaplarında değişim mühendisliğini şu şekilde tanımlamaktadırlar: “Değişim mühendisliği, maliyet, kalite, hizmet ve hız gibi çağımızın en önemli performans ölçülerinde çarpıcı geliştirmeler yapmak amacıyla iş süreçlerinin temelden yeniden düşünülmesi ve radikal bir şekilde yeniden tasarlanmasıdır.” (s.29) 4 Hammer ve Champy “iş süreçlerinin yeniden düzenlenmesi ve yeniden yapılandırılması”nın değişim mühendisliğinin temel konusu olduğunu belirtmektedirler. Hammer ve Champy’e göre değişim mühendisliği “süreç-odaklı” bir yeniden tasarım projesidir. Bu yönetim uzmanları kitaplarında bu konuda şu açıklamayı yapmaktadırlar: “Şirket yöneticilerinin çoğuna en büyük sorunları yaşatan süreç sözcüğüdür. İşadamlarının çoğu ‘süreç-odaklı’ olmayı beceremez; bunlar görev, iş, insan, yapı gibi kavramlar üzerinde yoğunlaşırlar, ama asla süreç üzerinde değil. İş sürecini, bir veya bir kaç çeşit girdinin alındığı, bunlardan, müşteri için değer oluşturacak bir çıktının yaratıldığı faaliyetlerin toplamı olarak tanımlıyoruz” (s.31-32.) Hammer ve Champy’nin yukarıda yaptığı tanım dolayısıyla bazı yönetim uzmanları değişim mühendisliğini “İş Süreçlerinde Değişim Mühendisliği” (Business Process Reengineering) olarak adlandırmayı yeğlemektedirler. Burada amaç “süreç” üzerinde yoğunlaşmak ve bunun önemini vurgulamaktır. Değişim mühendisliği konusunda çalışmalar yapan diğer bazı yönetim uzmanları değişim mühendisliğinin sadece süreçler üzerinde değil, aynı zamanda yapı, sistem, politikalar üzerinde de odaklanması gerektiği üzerinde durmaktadırlar. Daniel Petrozzo ve John Stepper değişim mühendisliği üzerine yazmış oldukları kitapta şu tanımı yapmaktadırlar: “Değişim mühendisliği, kalite, maliyet ve hız yönünden radikal gelişmeler elde edebilmek için organizasyon yapısının, tüm süreçlerin ve tüm bilgi akış sistemlerinin bütünsel olarak yeniden inşaa edilmesidir.” (s.4) Değişim mühendisliği alanında çalışmalar yapan Raymond L. Mangenelli ve Mark M. Klein’in yaptığı tanım ise şu şekildedir: 5 “Değişim mühendisliği, stratejik önem taşıyan ve katma değer yaratan iş süreçlerinin , organizasyondaki yapı, sistem ve politikaların performansı artıracak şekilde radikal ve hızlı bir şekilde yeniden tasarımı demektir.”(s. 8) Dikkat edilirse yukarıdaki tanım içerisinde “süreç” kelimesi kadar “yapı”, “sistem”, “politikalar” kelimeleri kritik öneme sahip olarak kabul edilmektedir. Bizim düşüncemize göre de organizasyonda örgüt yapısı, sistem ve süreçlerin bir arada düşünülmesi ve yeniden yapılandırılmaları önem taşımaktadır. Özetle, değişim mühendisliği, değişimin nasıl en iyi bir şekilde yönetilebileceğini inceler. Değişim mühendisliğinde cevap aranan başlıca sorular şunlardır: • Değişim ne demektir? • Değişim niçin gereklidir? • Değişim nasıl gerçekleştirilecektir? • Değişim bizi nereye götürecektir? Nereye ulaşmak istiyoruz? • Değişim ne zaman gerçekleştirilecektir? • Değişim kim tarafından gerçekleştirilecektir? II. DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİNİN AMACI VE ARAÇLARI Değişim mühendisliğini daha iyi anlayabilmek için değişim mühendisliğinin temel özelliklerini, amaç ve araçlarını kısaca açıklamaya çalışalım: 1. Değişim mühendisliğinin amacı organizasyonda performans düzeyini yükseltmektir. Başlıca performans göstergeleri ise maliyet, kalite, hız ve hizmettir. Düşük maliyet ve yüksek kalitede üretimde bulunmak, ürünleri müşteriye süratle ve 6 en güvenilir şekilde sunmak organizasyonda yüksek performansa ulaşıldığının bazı temel göstergeleridir. 2. Değişim mühendisliği performansta önemli bir sıçrama organizasyonda tüm süreçlerin , yapı, sistem elde edilebilmesi için ve politikaların temelden yeniden düşünülmesi ve radikal bir şekilde yeniden tasarım yapılmasının gereği üzerinde durur. Değişim mühendisliğinin amacı organizasyonel performansta bir “sıçrama” (quantum leap) veya “atılım” (breakthrough)’ı gerçekleştimektir. 3. Hammer’in değişim mühendisliği konusunda yazmış olduğu ilk makalede belirttiği gibi değişim mühendisliği “otomasyon” demek değildir. Değişim mühendisliği, organizasyonel performansta çarpıcı gelişmeler elde edebilmek için otomasyonun önemli olduğunu vurgular ve bilgi teknolojilerinden en geniş şekilde yararlanılmasının gereği üzerinde durur. Otomasyon ve bilgi teknolojilerini, değişim mühendisliği uygulamalarında yararlanılan araçlar olarak görmek daha doğrudur. 4. Değişim mühendisliği “reorganizasyon” kavramı ile de karıştırılmamalıdır. Reorganizasyon, bir organizasyonun örgüt yapısının yeniden düzenlenmesini ifade eder. Değişim mühendisliği, reorganizasyon kavramını da içeren daha geniş boyutlu bir kavramdır. 5. Değişim mühendisliğini “rehabilitasyon” veya “iyileştirme” kavramlarını da içeren bir reform ya da dönüşüm (transformasyon) olarak görmek gerekir. Değişim mühendisliği, değişimin da da transformasyonun nasıl gerçekleştirilebileceğini açıklayan bir yönetim tekniğidir. 6. Değişim mühendisliği, performansı artırmayı hedeflemekle birlikte, organizasyonda küçülmeyi ifade eden “downsizing” ve organizasyonda optimal büyüklüğün önemini vurgulayan “rightsizing” kavramları ile de genellikle karıştırılmaktadır. “Rightsizing” , 7 aynı zamanda işe en uygun elemanın bulunup, yerleştirilmesi veya organizasyonda en uygun iş bölümünün yapılması anlamlarında belirtelim, gerek "downsizing" , gerekse da kullanılmaktadır. Tekrar "rightsizing" değişim mühendisliği uygulamalarında yararlanılan tekniklerdir. 7. Değişim mühendisliği kavramı ile bazı yöneticiler “toplam kalite yönetimi”nin uygulanmasını anlamaktadırlar. Toplam kalite yönetimi müşteri tatminini artırmayı amaçlar. Aynı şekilde toplam kalite yönetimi teknikleri ile organizasyonel performansın artırılmasına çalışılır. Ancak değişim mühendisliği bunun ne şekilde ve nasıl yapılacağı üzerinde durur. Değişim mühendisliğinin temel amacı radikal bir değişimi başarmaktır. Bu çerçevede toplam kalite yönetiminin organizasyonel değişimin gerçekleştirilmesinde yararlanılacak bir yönetim anlayışı olduğunu söyleyebiliriz. 8. Değişim mühendisliği kavramı ile “yeniden yapılanma” (restructuring/reinventing) kavramlarının da bazen birbirine karıştırıldığı görülmektedir. Değişim mühendisliğini “yeniden yapılanma”nın ötesinde “yeniden inşa” olarak ifade etmek çok daha doğrudur. Bazı yönetim uzmanları değişim mühendisliğini, yeni bir “beyaz sayfa” açarak herşeye yeniden başlama olarak yorumlamaktadırlar. Hammer ve Champy, Değişim Mühendisliği Devrimi başlığını taşıyan kitaplarını şu sözlerle bitirmektedirler: “Değişim Mühendisliği Devrimi, insanlık tarihinin ender dönüm noktalarından birisi, geçmişten tam anlamıyla kopma anlamına gelmektedir. Bizden öncekilerden devraldıklarımızda küçük değişiklikler yapma yerine işe yeniden başlama, boş bir sayfa üzerine vizyonlarımızı yazma şansımız olacak.” ( s. 211.) 8 Bu çarçevede değişim mühendisliğini “sıfır temelli yönetim” (zero based management) olarak adlandırmamızın yanlış olmayacağını düşünüyorum. Bunun anlamı, organizasyonda her şeyi baştan düşünmek, deyim yerindeyse sıfırdan başlayarak tüm yapı, sistem ve süreçleri yeniden dizayn etmektir. 9. Değişim mühendisliği ile zaman zaman eş anlamda kullanılan ve daha doğrusu kavram kargaşasına neden olan diğer bazı kavramlar da bulunmaktadır. Son yıllarda çok sık olarak kullanılan “yalın organizasyon” esasen değişim mühendisliği alanında kullanılan yeni yönetim tekniklerinden bir tanesidir. Yalın organizasyon, organizasyonda müşterilerin istek ve beklentilerini daha iyi bir şekilde karşılayabilmek için organizasyon yapısının basitleştirilmesini, gereksiz ve katma değer yaratmayan iş süreçlerinin ortadan kaldırılmasını ifade etmektedir. Yani, bürokratik ve hiyerarşik bir yönetim yapısı yerine daha “yalın” bir yönetim yapısının önemi üzerinde durulmaktadır. Bu çerçevede son yıllarda yönetim bilimi alanında çok popüler olan “sıfır hiyerarşi” , “kademe azaltma (delayering) , delegasyon, çalışanları güçlendirme (empowerment) , ekip çalışması gibi kavramların özünde yalın organizasyon modelinin temel unsurları olduğunu belirtmeliyiz. Özellikle, insan kaynaklarının yönetimi alanında kaydedilen çok olumlu gelişmeler neticesinde çalışanların takdir edilmesi, motivasyonu, ödüllendirilmesi kadar çalışanlara yetki ve sorumluluk devredilmesinin organizasyonel performansın artırılması için önemli olduğu savunulmaktadır. yıllarda Müteşebbis (entrepreneur) kavramı yerine son “intrapraneur” kavramının kullanılmasının gerisinde yatan neden insan kaynağına daha fazla önem verilmesini vurgulamak içindir. “Intrapreneaur”, çalışanların işletmeyi, kendilerine aitmiş gibi görmeleri, hissetmeleri ve buna göre davranmaları demektir. Kadame azaltma, sıfır hiyerarşi , yetki devri, delegasyon, ödüllendirme, ekip çalışması, Çalışanlara Hisse Senedi Satış Planı (ESOP) ve saire uygulamalar 9 çalışanların güçlendirilmesi için önem taşıyan yönetim araçlarıdır. Son yıllarda kullanılan “kurumdaşlık” (employeeship) kavramı da esasen çalışanların organizasyondaki önemini vurgulamaktadır. 10.Değişim mühendisliği ile "esnek üretim" arasındaki ilişkiyi de açıklamakta yarar bulunmaktadır. Esnek üretim, bir malı istenilen anda ve istenilen miktarda üretmeyi ifade etmektedir. Geleneksel yönetim anlayışında hakim olan çok sayıda ve kitlesel üretimde bulunmak, çağımızda müşteri beklentilerinin süratle değişmesi ve yeniliklerdeki sürat dolayısıyla önemini kaybetmiş ve bunun yerini esnek üretim anlayışının temelini oluşturan Tam Zamanında Üretim (JIT) anlayışı almıştır. Değişim mühendisliği, organizasyonel değişimde tam zamanında üretim sisteminin uygulanmasını benimseyen bir yönetim tekniğidir. 11.Organizasyonel değişimde yararlanılan bir diğer yeni yönetim tekniği “dış kaynaklardan yararlanma” (outsourcing)dır. Değişim mühendisliğinde, organizasyonların asıl faaliyet alanları ile kendilerini sınırlamaları veya bu alanda uzmanlaşmaları; bunun dışındaki diğer ihtiyaçlarını ya da faaliyetlerini ise dışarıya , yani konunun uzmanı benimsenmektedir. olan işletmelere yaptırmaları görüşü genellikle Dış kaynaklardan yararlanma (outsourcing) nihai olarak organizasyonel küçülmeyi (downsizing) beraberinde getiren bir yeni yönetim tekniğidir. Örneğin, organizasyonun çalışanlara yemek hizmetini bizzat sunması yerine bu işi dış firmalara ihale etmesi ve/veya çalışanlara yemek kuponu vererek bu işi tamamen piyasaya bırakması sözkonusu olabilir. 12.Son olarak değişim mühendisliğinin “bütünsellik” özelliği üzerinde durmak gerekir. Değişim mühendisliği, tüm süreçlerin teknik yönleri (teknoloji, standartlar, kontroller vs.) ve sosyal yönleri (organizasyon, çalışanlar, motivasyon, ödüllendirme vs.) ile bir bütün olarak ele alınmasının gereği üzerinde durmaktadır. Değişim mühendisliğinin 10 “bütünsellik” özelliği aynı zamanda şunu ifade etmektedir: Değişim mühendisliği; otomasyon, toplam kalite yönetimi, çalışanların güçlendirilmesi, dış kaynaklardan yararlanma (outsourcing), yalın organizasyon, sıfır hiyerarşi, kadame azaltma , esnek üretim, benchmarking gibi yeni yönetim tekniklerinin tümünden yararlanarak değişimi gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. III. DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİNİN BAŞARIYLA UYGULANABİLMESİ İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR Bir organizasyonda yüksek performansa ve başarıya ulaşmanın yolu organizasyondaki sorunların etraflıca analiz edilmesi ve en uygun çözümlerin bulunmasından ve uygulanmasında geçer. Doğru tedavi için doğru teşhis gereklidir. Bir başka ifadeyle, tedaviden önce doğru tanı şarttır. Herhangi bir organizasyondaki sorunları ortadan kaldırmak için planlı, kararlı, sabırlı ve sistematik olunması önem taşımaktadır. Tüm bunlar organizasyonda yüksek performansa ulaşmak için yeterli değildir. Organizasyonda değişimin nasıl yönetilebileceğini de bilmek gereklidir. Değişim mühendisliği adı verilen yönetim tekniğinin görevi de budur. Değişim mühendisliği tekniği ile organizasyonel değişim gerçekleştirilirken özellikle şu konular üzerinde durulmalıdır: • Değişim mühendisliği ancak etkin bir liderlik ile gerçekleştirilebilir. “Etkin liderlik” olmadan değişim mühendisliğini gerçekleştirmek olanaksızdır. Değişim mühendisliği (reengineering) kavramını geliştiren Michael Hammer bu konuda şu önemli uyarıda bulunmaktadır: “Değişim mühendisliği uygulamasının başarısızlığa uğraması durumunda, gerçek neden üst düzey yöneticilerin yetersiz anlayışlarına ya da değişim mühendisliği çalışmasının liderliğine dayandırılabilir. Değişim mühendisliği her 11 zaman üst yönetimin odasında doğar ve genellikle yine bu odada ölür.” (Hammer and Champy ,1993; 202). • Değişim mühendisliği uygulamalarında Toplam Kalite Yönetimi tekniklerinden en geniş bir şekilde yararlanılmalıdır. • Değişim mühendisliği uygulamalarında Toplam Katılım Yönetimi adı verilen yönetim felsefesinden geniş ölçüde yararlanılmalıdır. Ekip çalışması, çalışanların motivasyonu, çalışanların takdir edilmesi, ödüllendirilmesi ve saire faktörlere önem verilmelidir. • Değişim mühendisliği , “stratejik yönetim” adı verilen “yeni” yönetim tekniği araçları ile donatılarak uygulanmalıdır. • Değişim mühendisliği uygulamalarında insan kaynaklarının yönetimi önem taşımaktadır. İnsana değer veren, insan kaynağından en geniş ölçüde istifade etmeyi hedefleyen “Önce İnsan” felsefesi organizasyon kültürünün temeli olmalıdır. • Değişim mühendisliği uygulamalarında organizasyon dışındaki en iyi uygulamaları bulmak ve bunlardan istifade etmek için “benchmarking” adı verilen yönetim tekniğinden yararlanılmalıdır. • Değişim mühendisliğinin amacı tek başına organizasyonel performansı artırmak olmamalıdır. Sosyal sorumluluk ve ahlak alanında da yeni bir değişim projesinin gerçekleştirilmesi hedeflenmelidir. IV. DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİNİ ÖĞRENMELİYİZ... Yeni yönetim anlayışını tanımak ve öğrenmek değişim mühendisliğini uygulamaya başlamadan önce yapılması gereken işlemlerdir. Daha doğrusu, değişim mühendisliğini uygulamadan önce yönetimdeki “yeni” doğruları öğrenmeye çalışmak 12 gereklidir. Yeni yönetim felsefesinin kurucularından biri olarak kabul edilen W.Edwards Deming’in ifade ettiği gibi “transformasyon, derin bilgi gerektirir.” (Transformation requires profound knowledge.”) Bu anlamlı sözün verdiği mesaj açıktır: değişime bilgi ile başlamak ve bilgi ile yönetmek gereklidir. Özetle, değişim mühendisliğine yönetim konusunda derin araştırmalar yaparak, çok okuyarak, kendi sahip olduğumuz veya çalıştığımız organizasyondaki tecrübelerimizden azami ölçüde istifade ederek ve diğer başarılı organizasyonları tanımaya çalışarak başlamalıyız. Bilgisizlik değişimin önündeki en büyük engeldir. Bilgi olmadan ne değişimin gerekliliğini anlayabiliriz, ne de değişimi nasıl yapabileceğimizi bilebiliriz. Bilgi donanımı olmaksızın hiç bir organizasyon, başarılı bir değişim yönetimini gerçekleştiremez. Değişimi başarmak için bilgili insanlar, bizatihi bilginin kendisinden çok daha fazla önemlidir. Bilgiyi kullanacak olan insandır. En gelişmiş bilgi teknolojilerini satın almak yeterli değildir. Bu gelişmiş bilgi teknolojilerini en etkin bir şekilde kullanacak insanlara ihtiyaç vardır. Kısaca değişim yönetiminde insana büyük görev düşmektedir. Hiç bir değişim projesini, lider olmadan başarıya ulaştırmak mümkün değildir. Herhangi bir organizasyonda en başta lider ve üst yönetimin değişim mühendisliğinin amaç ve araçlarını detaylarıyla değilse bile genel hatlarıyla öğrenmesi gereklidir. Değişim mühendisliği çalışmalarının lider ve üst yönetim tarafından yakından izlenmesi ve elde edilen sonuçların yakından izlenmesi şarttır. Değişim mühendisliği bir mucizevi ilaç değildir. Değişim mühendisliği konusunda bir yönetim danışmanlığı firmasına işi havale ederek mucizeler beklemek muhtemelen hayal kırıklığından başka bir şeyle sonuçlanmayacaktır. Organizasyondaki tüm çalışanların değişim mühendisliği çalışmalarına inanması ve 13 katılımı şarttır. Organizasyon çalışanları (“içeridekiler”) ve organizasyon dışındaki kişi ve kuruluşların ( “dışarıdakiler”) bilgi ve becerileriden azami ölçüde istifade edilmelidir. Bazen, “içeridekiler”, kendi organizasyon yapılarını, sistem ve süreçlerini bilmedikleri gerekçesiyle “dışarıdakiler”e danışmanın gereksizliğinden sözederler. Bunun nedeni çoğunlukla “içeridekiler”in yani statükoyu elinde tutanların kendi eksiklikleri ve yanlışlarının ortaya çıkmasını istemedikleri içindir. Ayrıca , “içeridekiler” mevcut kurulu düzenden memnun olduklarından veya özel çıkarları olduğundan değişime karşı genellikle direnme eğilimindedirler. “Dışarıdakiler”in ise organizasyonu tanımamaları ve bilmemeleri dolayısıyal değişim mühendisliği çalışmalarının tamamen danışmanlara bırakılması doğru değildir. Önemli olan danışmanlar ve organizasyon çalışanlarının birlikte katılımı ile değişim mühendisliğini sürdürmektir. Değişim mühendisliği çalışmaları bir kişinin değil bir ekibin görevi olmalıdır. Ancak ekip üyeleri arasında anlaşmazlıkların en aza indirilmesi için değişim mühendisliğini yürütecek bir liderin açık olarak tesbit edilmesi ve tüm ekip üyelerinin görev tanımlarının yapılması gereklidir. Son olarak şu konuyu tekrar belirtmekte yarar vardır; değişim mühendisliği sadece özel organizasyonlarda (özel şirketlerde) değil tüm organizasyonlarda (kamu kuruluşları ve üçüncü sektör kuruluşlarında) uygulanabilecek bir yeni yönetim tekniğidir. Türkiye'nin gelecek bin yıla hızla yaklaşırken tüm kurum ve kuruluşları ile topyekün radikal bir değişime ihtiyacı bulunmaktadır. En başta devletin deyim yerindeyse "tepeden tırnağa" tüm kuruluşları ve hizmetleri ile değişimi ve yeniden yapılanmayı "devletin gerçekleştirmesi yeniden kaçınılmazdır. yapılanması" yerine Değişim "devletin mühendisliği yeniden inşası" açısından kavramını 14 kullanmamızın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Aynı şekilde globalleşme ile giderek daha da artan ezici rekabet ortamında yaşayabilmek için özel sektör kuruluşlarının da değişim mühendisliğini öğrenerek, organizasyonel yapılarını, sistemlerini, süreçlerini radikal olarak değiştirmeleri gereklidir. KAYNAKLAR AKTAN, Coşkun Can, Değişim ve Yeni Global Yönetim, İstanbul: MESS Yayını, 1997. AKTAN, Coşkun Can, Değişim Mühendisliği (Reengineering), İzmir: Yayınlanmamış Çalışma, 1997. AKTAN, Coşkun Can, "Değişim Mühendisliğini Öğrenmeliyiz", Gazete Ege, 31 Mart 1996. BERBER, Lance A., Martin J. Sikora and Doroth R. Berger., The Change Management Handbook: A Road Map to Corporate Management Transformation, Burr Ridge: Irwin Publ. 1994. CHAMPY, James, Reengineering Management: The Mandate for New Leadership, New York: Harper Business, 1995. CROSS, Kelvin F., John J. Feather and Richard L. Lynch, Corporate Renaissance: The Art of Reengineering, Cambridge: Mass, Blackwell, 1994. 15 DEMING, Edwards W., The New Economics for Industry, Government , Education, Cambridge: Mass, MIT Press, 1993. DRUCKER, Peter, Managing for the Future, Dutton, New York: Truman M. Talley Books,1992. (Türkçesi için Bkz: Gelecek İçin Yönetim, 1990’lar ve Sonrası), Ankara: T.İş Bankası Yayınları, 1993.) DRUCKER, Peter, Değişim Çağının Yönetimi , (Çev: Zülfü Dicleli) , İstanbul: Türk Henkel Yayınları, 1995. HAMMER, Michael and Steven A. Stanton, The Reengineering Revolution: A Handbook, New York: Harper Business, 1995. (Türkçesi İçin Bkz: M.Hammer ve S.A.Stanton, Değişim Mühendisliği Devrimi , İstanbul: Sabah Kitapları, 1995.) HAMMER, Michael ve James Champy, Değişim Mühendisliği, İş İdaresinde Devrim İçin Bir Manifesto, İstanbul: Sabah Kitapları, 1994. HARMON, Roy L. Reinventing the Business, NY: The Free Press, 1996. JURAN, Joseph M., Managerial Breakthrough: The Classic Book on Improving Management Performance, New York: McGraw-Hill, 1995. KOLTER, John P. Leading Change, Boston: Harvard Business School Press, 1996. 16 LOWENTHAL, Jeffrey H., Reengineering the Organization, Milwaukee: Wisc. ASQC Press, 1994. SMITH, Douglas K., Taking Charge of Change, MA: Addison Wesley Inc, 1996. TOBIN, Daniel R., Transformational Learning, NY: John Willey and Sons, 1996. 17