deşarj standartları uygulamasında açmazlar

advertisement
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
V. ULUSAL
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ
ORTA ANADOLU BÖLGESİNDE ATMOSFERİN
KOMPOZİSYONUNUN BELİRLENMESİ
Ebru Yörük1, Canan Yeşilyurt2, Banu Bayar3, Gürdal Tuncel4
(1) MSc. Öğrencisi, Çevre Mühendisi, ODTÜ Çevre Müh. Bölümü, [email protected]
(2) Kimya Mühendisi, Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzıssıha Enstitüsü, 06531 Ankara
(3) Kimya Yüksek Mühendisi, Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzıssıha Enstitüsü, Ankara
(4) Prof. Dr., Öğretim Üyesi, ODTÜ Çevre Müh. Bölümü, [email protected]
ÖZET
Bu çalışmada Ankara’nın yaklaşık 50 km uzağında bulunan Çubuk’ta konuşlandırılan kırsal bir
istasyondan 1993 ve 2000 yılları arasında yaklaşık sekiz yıl toplanan SO2, NO2, HNO3, NH3,
SO42-, NO3-, NH4+, Pb, Cd, V, Mg, Ca, K gibi aerosol ve gaz fazlı kirleticilere ait veriler
değerlendirilmiştir. İstasyon bir EMEP istasyonu olup 1993’ten beri Sağlık Bakanlığı
tarafından işletilmektedir. Toplanan örnekler EMEP prosedürlerine uygun olarak Sağlık
Bakanlığı, Refik Saydam Hıfzıssıha Araştırma Müdürlüğü laboratuarlarında analiz edilmiştir.
Yapılan çalışmada elde edilen veriler Avrupa ve Türkiye’deki diğer istasyonlardan elde edilen
verilerle karşılaştırılmış ve Orta Anadolu’nun SO2 dışındaki bütün parametreler için düşük
kirlilik düzeylerine sahip olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca ölçülen parametrelerin zenginleşme
faktörleri hesaplanmış ve V, Mg, Ca, K’ın toprak kökenli, bunların dışında kalan iyon ve
elementlerin ise antropojenik kökenli olduğu tespit edilmiştir. Son olarak parametreler arasında
birbiriyle ilişkili olanları tespit etmek amacıyla kirletici konsantrasyonları arasındaki
korelasyon ilişkileri incelenmiştir.
Anahtar kelimeler: Orta Anadolu, kirlilik düzeyi, zenginleşme faktörleri, korelasyon ilişkileri
COMPOSITION OF ATMOSPHERE AT CENTRAL ANATOLIA
ABSTRACT
In this study, the data for aerosol and gaseous pollutants like SO2, NO2, HNO3, NH3, SO42-,
NO3-, NH4+, Pb, Cd, V, Mg, Ca, K collected for nearly eight years between 1993 and 2000
from a rural station at Çubuk, which is located 50 km from Ankara, were interpreted. The
station is an EMEP station and it is operated by Ministry of Health since 1993. The samples
were analyzed at the Ministry of Health, Refik Saydam Hygiene Center in accordance with
EMEP procedures. Data obtained from the study has been compared with the data of the other
stations in Europe and Turkey, and it has been seen that Central Anatolia had lower pollution
levels for all parameters except for SO2. Moreover, enrichment factors of the parameters were
calculated and it has been determined that V, Mg, Ca and K are soil originated; ions and
elements except for these are antropogenic. Finally, correlations between the pollutants were
investigated to understand groups of measured parameters that show similar pollutants.
Keywords: Central Anatolia, pollution level, enrichment factor, correlation matrix
Orta Anadolu Bölgesinde Atmosferin Kompozisyonunun Belirlenmesi
Ebru YÖRÜK
GİRİŞ
Atmosferdeki gaz fazlı kirleticilerin atmosferik olaylarda önemli bir rol oynadığı (Erduran ve
Tuncel, 2001) ve atmosferik aerosollerin Dünya’nın iklimi üzerinde etkili olduğu (Bardouki
ve diğerleri, 2003) uzun zamandır bilinmektedir.
Türkiye’yi çevreleyen Akdeniz, Ege ve Karadeniz bölgelerindeki aerosol ve gaz fazlı
kirleticilerin kimyasal kompozisyonu ve bu kirleticilerin kaynakları ve kaynak bölgeleri
üzerine literatürde bir dizi çalışma yapılmıştır (Odabaşı ve diğerleri, 2002; Erduran ve Tuncel,
2001; Güllü ve diğerleri, 2000; Kubilay ve diğerleri, 2000; Kubilay ve Saydam, 1995;
Hacısalihlioğlu ve diğerleri, 1992). Bu çalışmalarda Türkiye’nin atmosferinin üç ana
kaynaktan etkilendiği tespit edilmiştir. Bunlar, uzun mesafeli taşınımla Avrupa ve Rusya
üzerinden gelen antropojenik kökenli kirleticiler, Afrika üzerinden gelen toprak kökenli
kirleticiler ve Akdeniz, Ege Denizi ve Karadeniz’in kendilerinden kaynaklanan deniz kökenli
kirleticilerdir.
Atmosferdeki kirleticilerin kuru ve yaş çökelme yoluyla yıkanması sulu ortamların kimya,
biyokimya ve sediman oluşumunu etkilemekte (Guerzoni ve diğerleri, 1999) ve ormaların
ekosistemlerine ciddi bir zarar vermektedir (Scarascia-Mugnozza ve diğerleri, 2000). Bu
yüzden elde edilen bütün veriler hayati öneme sahiptir. Günümüzde Orta Anadolu ve
Karadeniz bölgelerinde hala büyük bir veri eksiği bulunmaktadır.
Yapılan çalışmada Orta Anadolu’daki veri eksiğinin giderilmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla
Anadolu Platosun’na konuşlandırılan kırsal bir istasyondan elde edilen veriler Avrupa ve
Türkiye’deki diğer istasyonlardan elde edilen verilerle karşılaştırılarak Orta Anadolu’daki
kirlilik düzeyi tespit edilmiştir. Ayrıca zenginleşme faktörleri yöntemiyle toprak kökenli
kirleticilerin toplam kirleticilere oranı belirlenmiştir. Son olarak ölçülen parametreler
arasındaki ilişkiler korelasyon faktörleri kullanılarak incelenmiştir.
DENEYSEL
Bu çalışmada kullanılan örnekler, Ankara’ya yaklaşık olarak 50 km mesafede, Çubuk’ta
kurulmuş olan bir istasyonda toplanmıştır. İstasyon en yakın yerleşim birimi olan Çubuk’a 12
km mesafede olup, etrafında herhangi bir nokta veya alan kaynağı bulunmamaktadır. Çubuk
istasyonu Türkiye’nin tek EMEP istasyonu olduğundan, istasyonda yapılan örnekleme ve
bunu takip eden analizler EMEP prosedürlerine göre yapılmaktadır.
Aerosol örnekleri Hi-Vol örnekleyici yardımıyla seluloz filtreler üzerine toplanmıştır.
Örnekleme sürekli olup, fitreler 24 saatde bir değiştirilmiştir.
Gaz fazlı kirleticiler olan SO2, HNO3, NH3 değişik kimyasallarla impregne edilmiş filtreler
üzerinde toplanmıştır.
Toplanan bütün örnekler, Ankara’da Sağlık Bakanlığı, Refik Saydam Hıfzıssıha Araştırma
Müdürlüğü laboratuarlarında analiz edilmiştir.
SO42- ve NO3- analizleri iyon kromatografisi yöntemiyle Dionex 100 iyon kromatografisi
kullanılarak yapılmıştır. Bu analizler için iyonları içeren filtreler yarım saat süre ile su
içersinde ultrasonik banyoda bırakılarak iyonlar çözeltiye geçirilmiş ve daha sonra çözeltiden
100 µL alınarak iyon kromatografa enjekte edilmiştir.
Metal analizleri Perkin Emler 1100B atomik adsorbsiyon spektrometresi ve buna bağlı HGA
700 grafit fırınlı atomlaştırıcı kullanılarak yapılmıştır. Metaller içen filtreler önce HNO3 – HF
karışımı ile çözünürleştirilmiş ve daha sonra AAS ile analiz edilmiştir.
Daha önce belirtildiği gibi, istasyon bir EMEP istasyonu olduğundan, örnekleme ve analiz
yöntemleri EMEP’in çok sıkı veri kalite programından geçirilmektedir. Bütün QA/QC
programını burada tartışmak çok uzun olacaktır. QA/QC programında, alan ve laboratuar kör
örneklerinin rutin analizi, yapılan analizlerin standart referans maddelerle kontrolü, bazı
örneklerin tekrar analizleri, çift örnek analizleri gibi çalışmaları içermektedir. Örneklerin
analize hazırlanması HEPA filtresinden geçirilmiş hava altında yapılmakta ve bu şekilde
325
Orta Anadolu Bölgesinde Atmosferin Kompozisyonunun Belirlenmesi
Ebru YÖRÜK
kontaminasyon şansı en aza indirilmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın yukarıda sözü edilen
laboratuarı, her sene, gerek EMEP ve gerekse WMO tarafından organize edilen
interkalibrasyon çalışmalarına katılmaktadır.
SONUÇLAR ve TARTIŞMA
Ölçülen Parametrelerin konsantrasyonları
Kirlilik düzeylerinin belirlemesi için standartların kullanılması düşük konsantrasyon
değerlerine sahip Çubuk gibi kırsal bölgeler için çok anlamlı değildir. Orta Anadolu’daki
kirlilik düzeyinin belirlenmesinin bir diğer yolu da ölçülen konsantrasyonların dünyada ve
Türkiye’de kirlilik düzeyi bilinen diğer bölgelerle karşılaştırılmasıdır.
Bu çalışma kapsamında Çubuk’ta ölçülen aerosol ve gaz fazlı kirleticilerin ortalama
konsantrasyon değerleri EMEP istasyonlarında ölçülen konsantrasyonlarla karşılaştırılmıştır.
EMEP (Avrupa İzleme ve Değerlendirme Programı), Avrupa’daki hava kirleticilerinin uzunmesafeli taşınımının izlenmesi ve değerlendirilmesine yönelik kooperatif bir programdır.
EMEP Hava Kirliliğinin Uzun Mesafeli Taşınımı Anlaşması’na bağlı olarak 1978’den beri
Avrupa kapsamında 35 ülkede 100’den fazla istasyonda ölçüm yapmaktadır. EMEP
istasyonlarının tümünde aynı saha seçimi, örnekleme ve analiz prosedürleri uygulanmaktadır.
Bu yüzden Anadolu Platosu’ndaki kirlilik düzeyinin belirlenmesinde kendisi de bir EMEP
istasyonu olan Çubuk’tan elde edilen veriler diğer EMEP istasyonlarından elde edilen
verilerle karşılaştırılmıştır.
EMEP istasyonlarında ve Çubuk’ta ölçülen aerosol ve gaz fazlı kirleticilerin ortalama
konsantrasyon değerleri Şekil 1’de verilmiştir. Bu şekilden de anlaşılacağı gibi SO2 dışındaki
bütün parametrelerin Çubuk’ta ölçülen değerleri Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde ölçülen
değerlerden çok farklı değildir. Hatta NO2, NH3, HNO3, NO3- ve NH4+ konsantrasyonlarının
Avrupa’da ölçülen değerlerden daha düşük olduğu görülmektedir.
Yalnız SO2 konsantrasyonlarının Avrupa’daki pek çok ölçümden yüksek olduğu tespit
edilmiştir. SO2’nin atmosferde kaldığı süre birkaç gün ile sınırlı olduğundan, Çubuk
istasyonunu etkileyen lokal kaynakların olduğu söylenebilir. Bu kaynak büyük bir ihtimalle
Ankara’dır.
Şekil 1’de Antalya ve Amasra istasyonlarında ölçülen SO42-, NO3- ve NH4+ konsantrasyoları
da gösterilmiştir. Bu şekillerde dikkat çeken nokta, Akdeniz ve Karadeniz sahillerinde ölçülen
SO42-, NO3- ve NH4+ değerleri birbirine oldukça yakın iken, Çubuk’ta ölçülen değerlerin
bunlardan 4-5 kere daha düşük olmasıdır. Bunun nedeni tam olarak bilinmemekle beraber
sahillere olan taşınım mekanizması ile Anadolu platosunun ortasına olan taşınım mekanizması
besbelli ki birbirinden oldukça farklıdır. Bu mekanizmaların neler olduğunu ve aralarındaki
farklılıkları anlamak için model ve yüksek irtifalarda ölçümleri içeren daha kapsamlı bir
izleme programı gerekmektedir.
Ölçülen Parametrelerin Zenginleşme Faktörleri
Aerosoller ve gaz fazlı kirleticiler doğal ve antropojenik bir çok kaynaktan salınmaktadır.
Zenginleşme faktörleri (EFc) ölçülen parametrelerin ne kadarının antropojenik kökenli
olduğunu gösterdiğinden kirletici kaynaklarının tespitinde kullanılan çok yararlı bir
yöntemdir.
EFc değerleri ölçülen parametrenin havadaki konsantrasyonunun referans elementin havadaki
konsantrasyonuna oranının ölçülen parametrenin topraktaki konsantrasyonunun referans
elementin topraktaki konsantrasyonuna oranına bölünmesiyle hesaplanabilir (Herut, 2001).
Bu çalışmada Mason’ın toprak kompozisyonu (Mason, 1966) referans olarak alınmıştır.
EFc değerlerinin hesaplanmasında ortalama toprak kompozisyonunun kullanıldığı durumlarda,
yerel toprak kompozisyonuyla ortalama toprak kompozisyonu arasındaki farklılıklar dikkate
alınarak, 10’dan küçük EFc değerleri ölçülen parametrenin toprak kaynaklı, 10’dan büyük
değerler ise antropojenik kaynaklı olduğunu göstermektedir (Odabaşı ve diğerleri, 2002).
326
NO2
100
10
1
0,1
100
10
1
0,1
HNO3
konsantrasyon (ug m-3)
SO2
100
10
1
0,1
10
1
0,1
Konsantrasyon (ug m-3)
0,01
SO4
100
10
1
0,1
NO3
10
1
0,1
Konsantrasyon (ug m-3)
Konsantrasyon (ug m-3)
Konsantrasyon (ug m-3)
0,01
Ebru YÖRÜK
NH 3
Konsantrasyon (ug m-3)
Konsantrasyon (ug m-3)
Orta Anadolu Bölgesinde Atmosferin Kompozisyonunun Belirlenmesi
NH 4
10
1
0,1
Amasra
Antalya
Çubuk
Şekil 1. EMEP istasyonlarında ve Çubuk’ta ölçülen parametrelerin ortalama konsantrasyon
değerleri
EFc değerlerinin hesaplanmasında toprak için kullanılacak referans element oldukça
önemlidir. Referans olarak kullanılacak elementin topraktan başka kaynağının olmaması ve
bütün örneklerde ölçülmüş olması gerekmektedir. EFc hesaplarında, toprak referans elementi
olarak genellikle Al kullanılmaktadır. Bunun nedeni Al’un hem topraktan başka kaynağının
olmaması hem de bu elementin birçok analitik yöntemle doğru bir şekilde analizinin mümkün
olmasıdır. Al’un olmadığı durumlarda Fe, Co, Si, Sc gibi toprak kökenli elementler de
referans olarak kullanılabilir.
Bu çalışmada referans olarak kullanılmaya uygun olan elementlerin hiç birisi ölçülmemiştir.
Ölçülen parametreler arasında Ca, K, ve Mg’un bu bölgedeki en önemli kaynağı toprak
olduğundan söz konusu elementlerden birisinin EFc hesaplarında kullanılması düşünülebilir.
Ancak her 3 elementin de toprağın minerolojisine bağlı olarak bir yerden diğerine önemli
farklılıklar gösterdiği bilinmektedir. Ayrıca bu elementler sadece 1993 yılında ölçülmüştür ve
327
Orta Anadolu Bölgesinde Atmosferin Kompozisyonunun Belirlenmesi
Ebru YÖRÜK
bu nedenle Ca, Mg, ve K’dan birisinin EFc hesaplarında referans element olarak kullanılması
halinde EFc hesaplarının sadece 1 yıl için yapılması mümkün olacaktır. Bu nedenle 1993 –
1996 yılları arasında daha uzun bir süre ölçülmüş olan V’un toprak için referans elementi
olarak kullanılıp kullanılamayacağı incelenmiştir.
Vanadyumun fuel oil yanmasıyla atmosfere önemli bir miktarda atıldığı bilinmektedir.
Dolayısı ile atmosferde ölçülen V konsantrasyonlarının bir bölümü antropojenik kökenlidir.
Bu nedenle normal koşullarda V’un toprak referans elementi olarak kullanılması tercih edilen
bir yöntem değildir. Akdeniz bölgesi gibi, çoraklık nedeniyle atmosferde toprak aerosolü
düzeylerinin çok yüksek olduğu durumlarda, antropojenik V bileşeninin, topraktan
kaynaklanan V düzeylerine nazaran çok daha düşük olduğu düşünülebilir. Yapılan çalışmada
V’un toprak referans elementi olarak kullanılıp kullanılamayacağı incelenmiştir.
Şekil 2’de V, K, Ca ve Mg’un referans elementi olarak kullanılmasıyla SO42- iyonu için
hesaplanmış olan EFc değerlerinin birbirleri arasındaki ilişki gösterilmiştir. Şekilden de
görüldüğü gibi, V, K ve Mg ile hesaplanan EFc değerleri arasında oldukça yakın bir ilişki
mevcuttur. Bu, her üç elementin de EFc hesaplarında kullanılabileceğini göstermektedir.
Ancak, Ca’un referans element olarak kullanılmasıyla elde edilen EFc değerleri, özellikle
yüksek değerlerde, diğer elementlerle hesaplanan EFc değerlerinden oldukça farklıdır. Bu da
Ca’un referans elementi olarak kullanılmasının pek doğru olmayacağını açığa çıkarmaktadır
ki bu çok beklenmeyen bir şey değildir. Topraktaki Ca konsantrasyonun bir toprak türünden
diğerine önemli farklılıklar gösterdiği bilinmektedir. Dolayısı ile, istasyon noktasına ulaşan
farklı toprak türlerindeki, EFc hesabının temelini oluşturan, Element/Ca oranları da farklılıklar
göstermektedir.
Şekil 3’de Çubuk, Antalya ve Amasra’da ölçülen parametrelerin zenginleşme faktörleri
gösterilmiştir. Şekilden de görüldüğü gibi, Çubuk’ta EFc hesaplarında V veya K’un referans
element olarak kullanılması sonuçlar açısından önemli bir fark oluşturmamaktadır.
Ölçülen parametreler arasında SO42-, Pb ve Cd’un ortalama EFc değerleri 100 ile 10 000
arasında değişmektedir. Toprağa göre çok zenginleşmiş olan bu elementlerin Çubuk
atmosferindeki düzeylerini antropojenik emisyonların belirlediği, doğal kaynakların ölçülen
düzeyler üzerinde önemli bir katkısının olmadığı söylenebilir.
Buna karşılık V, Mg, Ca ve K için bütün istasyonlardaki zenginleşme faktörleri ondan
küçüktür. Bu elementlerin atmosferdeki konsantrasyonları ise toprak aerosolleri tarafından
belirlenmektedir ve ölçülen düzeylere antropojenik emisyonlarının etkisi olmamaktadır.
Sadece Antalya istasyonunda ölçülen Ca’un EFc değerinin 10 sınırının üzerinde olduğu
görülmektedir. Bunun nedeni antropojenik kaynakların Ca konsantrasyonlarına etkisi değil,
Akdeniz bölgesinde topraktaki CaCO3 düzeylerinin diğer bölgelerden yüksek olmasıdır.
Yine şekilde, Çubuk ve Amasra’da hesaplanan EFc değerlerinin birbirine çok yakın olduğu,
buna karşılık, Antalya’da ölçülen EFc değerlerinin diğer istasyonlardan yüksek olduğu
görülmektedir. Pb ve SO42- için bu gözlem Antalya bölgesinin antropojenik emisyonlardan
daha çok etkilendiğini gösterebilir. Ancak Antalya’daki yüksek EFc değerlerinin sadece
antropojenik element ve iyonlarla sınırlı olmayıp, doğal kökenli elementlerin de benzer
farklılıklar göstermesi, Antalya’daki yüksek EFc değerlerinin antropojenik kaynakların daha
fazla etkisinden değil, toprak kompozisyonundaki farklıklardan kaynaklandığı izlenimini
vermektedir.
328
Orta Anadolu Bölgesinde Atmosferin Kompozisyonunun Belirlenmesi
Ebru YÖRÜK
Mg-Ca
100000
10000
Mg
1000
100
10
1
1
10
100
1000
10000
K
Mg-K
100000
10000
Mg
1000
100
10
1
1
10
100
1000
10000
100000
K
V-K
100000
10000
V
1000
100
10
1
1
10
100
1000
10000
100000
K
V-Ca
100000
10000
V
1000
100
10
1
1
10
100
1000
10000
Ca
Mg-Ca
V-Ca
100000
10000
10000
1000
1000
V
Mg
100000
100
100
10
10
1
1
1
10
100
1000
1
10000
10
100
1000
10000
K
Ca
K-Ca
100000
10000
K
1000
100
10
1
1
10
100
1000
10000
Ca
Şekil 2. V, K, Ca ve Mg’un referans elementi olarak kullanılmasıyla SO42- iyonu için
hesaplanmış olan EFc değerlerinin birbiri arasındaki ilişkisi
329
Orta Anadolu Bölgesinde Atmosferin Kompozisyonunun Belirlenmesi
Ebru YÖRÜK
1000000
100000
10000
EFc
1000
100
10
1
0,1
SO4
Pb
Cd
Çubek - Ref V
V
Mg
Çubuk-Ref K
Ca
Amasra-ref Al
K
Antalya-Ref Al
Şekil 3. Çubuk, Antalya ve Amasra’da ölçülen parametrelerin zenginleşme faktörleri
Pb
SO4
300
kons (ug m-3)
kons (ug m-3)
1500
1000
500
0
OCA
MAR
SUB
MAY
NIS
TEM
HAZ
EYL
AGU
200
100
0
OCA
KAS
EKI
MAR
MAY
SUB
ARA
TEM
NIS
HAZ
EYL
AGU
KAS
EKI
ARA
Aylar
Aylar
Mg
Ca
kons (ug m-3)
kons (ug m-3)
3
2
1
0
OCA
MAR
SUB
MAY
NIS
TEM
HAZ
EYL
AGU
KAS
EKI
4
2
0
OCA
MAR
SUB
ARA
MAY
NIS
TEM
HAZ
Aylar
EYL
AGU
KAS
EKI
ARA
Aylar
K
Cd
kons (ug m-3)
kons (ug m-3)
300
3
2
1
0
OCA
MAR
SUB
MAY
NIS
TEM
HAZ
Aylar
EYL
AGU
KAS
EKI
200
100
0
OCA
ARA
MAR
SUB
MAY
NIS
TEM
HAZ
EYL
AGU
KAS
EKI
ARA
Aylar
Şekil 4. Ölçülen parametrelerin zenginleşme faktörlerinin mevsimsel değişimleri
Ölçülen parametrelerin zenginleşme faktörlerinin mevsimsel değişimleri Şekil 4’de
gösterilmiştir. Bu şekilden SO42-, Ca, Mg, K iyon ve elementlerinin EFc değerlerinin yaz
aylarında yüksek kış aylarında düşük olduğu gözlenmektedir. Ca, K, Mg toprak kökenli
elementlerdir ve yaz aylarında atmosferdeki toprak konsantrasyonu kışa nazaran yüksektir.
Kış aylarında çamur ve buzla kaplı toprak yüzeyinde toprak parçacıklarının rüzgarla aerosol
haline gelmesi minimum düzeyde olmaktadır. Yaz aylarında ise kuru toprak yüzeyi aerosol
oluşumuna çok uygundur. Bu nedenle K, Ca, Mg için yaz aylarında yüksek EFc değerleri
beklenmektedir.
SO42- iyonunun EFc’lerinin yaz aylarında yüksek olmasının nedeni ise diğerlerinden farklıdır.
Antropojenik kökenli bir iyon olan SO42-‘nin yaz ayları konsantrasyonlarının yüksek olması,
SO42-‘nin yaz aylarında Çubuğa taşınımın daha çok, kış mevsiminde daha düşük olması ise bu
330
Orta Anadolu Bölgesinde Atmosferin Kompozisyonunun Belirlenmesi
Ebru YÖRÜK
mevsimde taşınımın daha az olmasıyla açıklanabilir. Kış süresince hava kütleleri kaynak
bölgelerden Anadolu’ya taşınırken sıkça yağmurla yıkanır ve içersindeki diğer element ve
iyonlarla birlikte SO42- de yıkanır. Bu nedenle kış mevsiminde uzun mesafeli taşınım ile
bölgeye ulaşan kirletici düzeyleri düşüktür.
Pb ve Cd elementlerinde ise farklı bir mevsimsel değişim gözlenmektedir. Şekilden de
görülebileceği gibi antropojenik kökenli olduğu bilinen bu elementlerin EFc değerleri kış
mevsiminde daha yüksektir. Bunun iki nedeni olabilir: (1) kış mevsiminde atmosferdeki
toprak aerosolleri daha az olduğundan EFc konsatrasyonları aynı ölçüde azalmayan
elementlerin EFc değerlerinde bir artış beklenir, (2) Pb ve Cd daha lokal kaynaklardan
atmosfere atılıyorsa, bunlar uzun mesafeli taşınım ile bölgeye gelen iyonlar kadar
yıkanmadıklarından kış konsantrasyonları yüksek olabilir. Bu bildiride gösterilmemekle
beraber bu elementlerin konsantrasyonlarındaki mevsimsel değişimlere bakıldığında, kış
mevsimi konsantrasyonlarının da yüksek olduğu görülmektedir. Dolayısı ile, Pb ve Cd’un
EFc değerlerinin kışın yüksek olmasının nedeni, toprak aerosollerindeki azalmadan ziyade bu
elementlerin kış mevsimi konsantrasyonlarının yüksek olmasıdır.
Ölçülen parametreler arasındaki korelasyon ilişkisi
Kirletici konsantrasyonları arasındaki korelasyonlar, parametreler arasında birbirleriyle ilişkili
olanları gösterdiğinden önemlidir. Ölçülen parametreler arasındaki ilişki, kentler ve endüstri
bölgelerinde
genellikle
kirleticilerin
aynı
kaynaktan
atmosfere
atılmasından
kaynaklandığından, bu bölgelerde parametreler arasındaki korelasyonun yüksek olması
kirleticilerin atmosfere atıldığı kaynaklar hakkında bilgi verebilir. Kırsal bölgelerde ölçülen
kirletici konsantrasyonları hiç bir kaynağın doğrudan etkisi altında olmadığından, bu tür
bölgelerde yapılan çalışmalarda ölçülen parametreler arasındaki korelasyonlar kirleticilerin
benzer kaynaklardan atmosfere atılmasından kaynaklanabileceği gibi, atmosfere atılan
kirleticilerin taşınım sırasında geçirdiği benzer değişimlerden de kaynaklabileceğinden,
korelasyon sabitleri hem kirletici kaynakları ve hem de atmosferdeki kimyasal prosesler
hakkında bilgi vermektedir.
Çubuk istasyonunda ölçülen parametreler arasındaki korelasyon ilişkileri Şekil 5’de
gösterilmiştir. Şekilden Anadolu platosunda iki grup parametrenin kendi içerlerinde ilişkili
oldukları görülmektedir. Birinci grup Ca, Mg ve K’dan oluşmaktadır. Kendi aralarında
oldukça güçlü ([P(r,n)]<0.001) korelasyon gösteren bu elementlerin atmosferdeki ana kaynağı
toprak kökenli parçacıklardır. Her üç elementin de aynı kaynaktan atmosfere atılıyor olması
nedeniyle aralarındaki korelasyonun kuvvetli olması şaşırtıcı değildir.
Kendi aralarında kuvvetli korelasyon gösteren diğer grup ise SO42- , NO3-, NH4+, SO2 ve
HNO3’den oluşmaktadır. Bunlar arasında özellikle SO42-, NO3- ve NH4+ arasındaki ilişki
oldukça güçlüdür. Gerek SO42- ve gerekse NO3- atmosferde fotokimyasal reaksiyonlar
sonucunda oluştuklarından, her ikisinin de oluşumunu belirleyen parametreler (sıcaklık,
radyosyon gibi) aynıdır. Dolayısı ile bu iyonların benzer değişimleri benzer kimyasal
reaktivitelerden kaynaklanmaktadır. NH4+ iyonunun da SO42- ve NO3- ile kuvvetli
korelasyon göstermesinin nedeni, atmosferde oluşan H2SO4 ve HNO3’ün NH3 tarafından
nötrlenerek NH4NO3 ve (NH4)2SO4 oluşturmasıdır. Dolayısı ile atmosferdeki NO3- ve SO42iyonlarının bir bölümünün NH4NO3 ve (NH4)2SO4 halinde olması nedeniyle, NH4+ iyonunun
da SO42- ve NO3- iyonlarıyla korelasyon göstermesi beklenir.
Ölçülen SO2 konsantrasyonlarının SO42- iyonu ile, NO2 konsantrasyonlarının da NO3iyonuyla korelasyon gösterdiği görülmektedir. SO2 ile NO2, SO42- ve NO3- iyonlarının
oluştuğu gazlar olduğundan, bunların atmosferdeki konsantrasyonlarının yüksek olduğu
hallerde oluşan SO42- ve NO3- konsantrasyonları da yüksek olmakta, SO2 ve NO2
konsantrasyonlarının düşük olduğu durumlarda ise SO42- ve NO3- konsantrasyonları da düşük
olmaktadır. Bu şekilde bir ilişki de söz konusu parametreler arasında gözlenen korelasyonlara
neden olmaktadır.
331
Orta Anadolu Bölgesinde Atmosferin Kompozisyonunun Belirlenmesi
Ebru YÖRÜK
S O2
NO 2
HNO3
NH3
S O4
NO 3
NH4
Pb
Cd
V
Mg
Ca
K
Şekil 5. Ölçülen parametreler arasındaki korelasyon ilişkileri
Özetle söylemek gerekirse, bu çalışmada ölçülen parametrelerden toprak kökenli olanlar
arasındaki korelasyonlar, aynı kaynaktan atmosfere atılmalarından, ikincil parametreler ve
bunların oluştuğu gazlar arasındaki korelasyonlar ise atmosferdeki kimyasal proseslerden
kaynaklanmaktadır. Her iki gruba da girmeyen Pb, Cd gibi antropojenik elementler ise hiç bir
parametre ile güçlü bir korelasyon ilişkisi göstermemektedir.
SONUÇLAR
Yapılan bu çalışmada Çubuk’ta ölçülen NO2, NH3, HNO3, NO3- ve NH4+
konsantrasyonlarının Avrupa’da ölçülen değerlerden daha düşük olduğu, SO2
konsantrasyonlarının ise Avrupa’daki pek çok ölçümden yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu
durum Çubuk istasyonunun muhtamelen Ankara’dan etkilendiğini göstermektedir. Ayrıca,
Çubuk’ta ölçülen SO42-, NO3- ve NH4+ konsantrasyonlarının Antalya ve Amasra
istasyonlarında ölçülen konsantrasyonlardan düşük olduğu tespit edilmiştir.
Zenginleşme faktörleri (EFc) kirlilik kaynaklarının tespitinde sıkça kullanılan bir yöntemdir.
SO42-, Pb ve Cd’un ortalama EFc değerlerinin yüksek olması bu iyon ve elementlerin
antropojenik kökenli olduğunu, buna karşılık V, Mg, Ca ve K düşük EFc göstermesi ise bu
elementlerin toprak kökenli olduğunu açığa çıkarmaktadır.
Yapılan çalışmada Çubuk’ta ölçülen parametrelerin EFc değerleri Antalya ve Amasra
istasyonlarıyla karşılaştırılmış ve Antalya’da ölçülen EFc değerlerinin Amasra ve Çubuk
istasyonlarından yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu durum, Antalya bölgesinin toprak
kompozisyonunun diğer bölgelerden farklı olmasıyla açıklanabilir.
Ölçülen parametrelerin zenginleşme faktörlerinin mevsimsel değişimleri de incelenmiş ve
SO42-, Ca, Mg, K yaz aylarında yüksek kış aylarında düşük, Pb ve Cd’un ise kış aylarında
yüksek yaz aylarında düşük EFc değerleri gösterdiği tespit edilmiştir.
Ca, Mg ve K gibi toprak kökenli elementler için bu durum yaz aylarında toprak yüzeyinden
rüzgarla aerosol oluşumunun fazla kış aylarında ise düşük olmasıyla açıklanabilir.
Antropojenik kökenli SO42- nin yaz konsantrasyonlarının yüksek olmasının nedeni ise bu
iyonunun bölgeye uzun mesafeli taşınımla taşınması ve kış aylarında taşınım sırasında
332
Orta Anadolu Bölgesinde Atmosferin Kompozisyonunun Belirlenmesi
Ebru YÖRÜK
havadan daha fazla yıkanan iyonun yaz aylarında bölgeye daha çok taşınmasıdır. Pb ve Cd’un
EFc değerlerinin kışın yüksek olması ise bu elementlerin kış mevsimi konsantrasyonlarının
yüksek olmasıyla açıklanabilir.
Bu bildiri de son olarak ölçülen parametreler arasındaki korelasyon ilişkileri incelenmiştir ve
ölçülen parametrelerin korelasyon ilişkileri bakımından üç gruba ayrıldığı tespit edilmiştir.
Birinci grupta yer alan Ca, Mg ve K elementleri toprak kökenli elementlerdir ve aynı
kaynaktan atmosfere atılmalarından dolayı güçlü bir korelasyon göstermektedirler. SO42- ,
NO3-, NH4+, SO2 arasındaki korelasyonlar ise atmosferdeki kimyasal proseslerden
kaynaklanmaktadır. Her iki gruba da girmeyen Pb, Cd gibi antropojenik elementler ise hiç bir
parametre ile güçlü bir korelasyon ilişkisi göstermemektedir.
KAYNAKLAR
Bardouki, H., Liakakou, H., Economou, C., Sciare, J., Smolik, J., Ždimal, V., Eleftheriadis,
K., Lazaridis, M., Dye, C., and Mihalopoulos, N. (2003) “Chemical composition of sizeresolved atmospheric aerosols in the eastern Mediterranean during summer and winter”,
Atmospheric Environment, 37:195-208.
Erduran, M. S., and Tuncel, S. G. (2001) “Gaseous and particulate air pollutants in the
Northestern Mediterranean coast”, The Science of the Total Environment, 281: 205-215.
Guerzoni, S., Chester, R., Dulac, F., Herut, B., Loÿe-Pilot, M., Measures, C., Migon, C.,
Molinaroli, E., Moulin, C., Rossini, P., Saydam, C., and Ziveri, P. (1999) “The role of the
atmospheric deposition in the biochemistry of the Mediterranean Sea”, Progress in
Oceanography, 44:147-190.
Güllü, G. H., Ölmez, İ. and Tuncel, G. (2000) “Temporal variability of atmospheric trace
element concentrations over the eastern Mediterranean Sea”, Spectromica Acta Part B,
55:1135-1150.
Hacisalihlioğlu, G., Eliyakut, F., Ölmez, İ., Balkas, T. I., and Tuncel, G. (1992) “Chemical
composition of particles in the Black Sea atmosphere”, Atmospheric Environment,
26A/17:3207-3218.
Herut, B., Nimmo, M., Medway, A., Chester, R., Krom, M. D. (2001) “Dry atmospheric
inputs of trace metals at the Mediterranean coast of Israel (SE Mediterranean): sources and
fluxes”, Atmospheric Environment, 35:803-813.
Kubilay, N. and Saydam, A. C. (1995) “Trace elements in atmospheric particulates over the
Eastern Mediterranean; concentrations, sources, and temporal variability”, Atmospheric
Environment, 29/17:2289-2300.
Kubilay, N., Nickovic, S., Moulin, C., Dulac, F. (2000) “An illustration of the transport and
deposition of mineral dust onto the eastern Mediterranean”, Atmospheric Environment, 34,
1293-1303.
Mason, B. (1966) Principles of Geochemistry, 3rd ed. Wiley, New York.
Odabasi, M., Muzzinoglu, A. and Bozlaker, A. (2002) “Ambient concentrations and dry
deposition fluxes of trace elements in Izmir, Turkey”, Atmospheric Environment, 36:58415851.
Scarascia-Mugnozza, G., Oswald, H., Piussi, P., Radoglou, K. (2000) “Forests of the
Medıterranean region: gaps in knowledge and research needs”, Forest Ecology and
Management, 132:97-109.
333
Download