8. Empirik araştırmalar Uzun yıllardan beri grup odaklı insan

advertisement
8. Empirik araştırmalar
Uzun yıllardan beri grup odaklı insan düşmanlığı olgusunu araştıran Wilhelm Heitmeyer
tarafından yayımlanan „Deutsche Zustände“, adlı uzun süreli araştırmaya teori bölümünde
genişçe değinilmişti. Bir süredir bu araştırma kapsamında Müslümanlara karşı düşmanlıklar
da sorgulanmaktadır.
İlk önce dışlama ve aşağılamaları artıran gelişmelerle ilgili göstergelere göz atalım. Burada ilk
göze çarpan nokta, katılımcıların yüksek ölçüde sosyal düşüş korkusuna sahip olmalarıdır.
Buna göre sorulanların % 92,4ü „Gelecekte sosyal düşüşler çok daha sık olacak “.1 ifadesini
desteklemektedir. İlginç olan, katılımcıların azınlıkların değersiz görülmelerini de aynı
zamanda tastiklemeleridir. Kendi hayat standartlarıyla ilgili hissettikleri tehdidin, kaynakların
dağılımı konusundaki rekabeti güçlendirdiğini ve bunun da başkalarıyla dayanışma
duygularını körelttiğini ve dışlamaya yol açtığını katılımcıların % 75,2’si desteklemektedir.
Farklı gruplar arasındaki eşitsizliğe de değinilen araştırmada, katılımcıların % 61,1’i
Almanya‘da çok fazla zayıf grupla ilgilenilmesi gerektiğine katılmaktadır. Friedrich-Ebert-Vakfı
(FES), somut olarak katılımcıların Müslümanlara yönelik tutumlarını sorgulayan „Die Mitte in
der Krise-Merkez krizde“ başlıklı araştırmasında aşırı sağ eğilimleri sorgulamıştır. Bu
araştırmada, kimliğini başkalarını dışlama üzerine kurma eğiliminde olan iki önemli nokta ön
plana çıkmaktadır. Katılımcıların dörtte birine yakını (% 23,6) halka dayalı bir diktatörlükten
yana olduğunu belirtirken („Almanya‘nın şu an ihtiyaç duyduğu halkın tamamını temsil eden
tek bir partidir.“) daha güçlü bir milli duyarlılık talebini de tasdiklemektedir. Örneğin
katılımcıların % 37,6‘sı şu ifadeye destek vermektedir: „Artık daha güçlü bir milli duyguya
sahip olmalıyız.“ Bunun yanında % 30,6 oranında kişi, yabancı ülkelere karşı Alman
çıkarlarının sert yöntemlerle de savunulmasına katılmaktadır.
Halkın % 26,8i ise „Alman politikasının en büyük hedefi, Almanya‘yı layık olduğu güce ve
itibara ulaştırmasıdır.“ ifadesine katılmaktadır. Ankete katılanlar, yabancıları halk kavramına
dahil etmemektedir. Bu da „Federal Almanya, fazla sayıdaki yabancı sebebiyle tehlikeli bir
derecede yabancılaşmış durumdadır“ ifadesine katılanların oranından anlaşılmaktadır.2 Batı
Almanlar’da bu ifadeye katılanların oranı % 33,6, Doğu Almanlarda ise % 43,3’tür. İslam veya
Müslüman düşmanı tutumlar ise araştırmada iki özel soru ile saptanmıştır: Katılımcıların %
1
Bkz. Heitmeyer, Wilhelm: Krisen – Gesellschaftliche Auswirkungen, individuelle Verarbeitungen und Folgen
für die Gruppenbezogene Menschenfeindlichkeit, in: Heitmeyer, Wilhelm (Hrsg.): Deutsche Zustände, Folge 8,
Berlin 2010, S. 24
2
Bkz. Decker et al. 2010, S. 75-81
55,4ü „Bazı kişilerin Araplardan fazla hoşlanmadığını anlayabiliyorum “ ifadesine destek
vermektedir.
Bu soru 2003 yılında sorulduğunda aldığı desteğin oranı % 44,2 idi. Bu durum, bu konuda
%10’luk bir artış olduğunu göstermektedir. Müslümanlara yönelik çok daha belirgin
aşağılayıcı bir açıklama din hürriyeti konusunda sorulan şu soruya verilen cevapla
anlaşılmıştır: „Almanya‘daki Müslümanlar için din hürriyeti önemli ölçüde kısıtlanmalıdır.“ Bu
ifadeyi doğru bulanların oranı % 58,4’tür. Düşündürücü olan, bu ifadeye aşırı sağ eğilimde
oldukları tespit edilen kişilerin % 55,5 ile destek vermesidir. Bu durum, Müslüman veya İslam
düşmanlığının artık toplumun merkezine kadar indiğinin göstergesidir. Aynı zamanda
Müslümanların inançları hakkında aşağılayıcı tutumların aşırı sağ bir tavır olarak
algılanmadığı da anlaşılmaktadır. Bielefeldli psikolog Prof. Zick‘in de işaret ettiği gibi, bu
ifadelerin aşırı sağ bir eğilimin göstergesi sayılmaması, Müslümanların aşağılanmasını
kınayan
bir
normun
olmayışından
kaynaklanmaktadır.
2012‘de
yapılan
Merkez
araştırmalarının da ortaya koyduğu gibi, İslam‘ı eleştiren, İslam düşmanı tutumlarda bir
değişiklik söz konusu değildir. Bu arada İslam eleştirisi ve İslam düşmanlığı arasındakı çizgiler
birbiriyle örtüşmeye başlamıştır. Bunun bir göstergesi, sorulan İslam kritikçilerinin sadece %
30’unun İslam‘a karşı olumsuz duygular beslemediğini söylemesidir.3 Araştırma sonucuna
göre toplumun % 36,2’sinin İslam düşmanı bir tutuma sahiptir. Bu konudaki değerler yabancı
düşmanlığı (% 38,7 Doğu) ve antisemitizm (% 28) ile benzer orandadır.4
Uluslararası perspektif
İslam düşmanlığı ve aşağılamayı uluslararası bağlamda ele alan bir araştırma Andreas Zick‘in
yaptığı „Ötekinin değersizleşmesi“ adlı araştırmadır. Zick ve ekibi Almanya, Büyük Britanya,
Fransa, Hollanda, İtalya, Portekiz, Polonya ve Macaristan gibi ülkelerde gruplara yönelik
alçaltıcı tutumları araştırmıştır. İslam düşmanlığını tespit etmek için ilk önce şu üç ifadeye ne
ölçüde katılındığı sorulmuştur: „Ülkemde çok fazla Müslüman var.“, „Ülkemdeki
Müslümanlar fazla taleplerde bulunuyor.“ ve „ İslam hoşgörüsüz bir dindir.“ Bu üç ifadeye
3
4
Bkz. Decker et al. 2012, S. 100
Bkz. Decker et al. 2012, S. 86 ff.
verilen cevaplara göre bir cetvel oluşturulup, ülkelerdeki İslam düşmanlığı birbiriyle
ölçülmüştür.5
Sonuçlar, Avrupa‘daki İslam düşmanlığı konusundaki farklılıklar için ne diyor?
„Dikkat çeken nokta Avrupalı katılımcıların Müslümanları veya İslam‘ı reddetme konusunda
geniş çapta hemfikir olduğudur. Almanya, İtalya, Macaristan ve Polonya‘daki İslam düşmanı
tutumların benzer oranda ve belirgin olarak en yüksek sayıda olduğu ortaya çıkmıştır. Çok az
bir oranla İngiliz ve Fransız katılımcılar daha az İslam düşmanı olduklarını ifade etmektedirler.
Diğerlerine kıyasla Portekiz‘daki İslam düşmanlığı oranı en düşük olanıdır. Bu sekiz ülke, İslam
düşmanı önyargıların yayılması konusunda birbirlerinden mutlak olarak sadece az bir ölçüde
ayrışırlar.“ (Zick 2011: S. 71)
Genel olarak belirtmek gerekir ki, sekiz ülkede de İslam düşmanı ifadelere destek gayet
yüksek derecededir. Araştırmada ‚1= hiç katılmıyorum, 4= tamamen katılıyorum‘ ifadelerinin
yer aldığı bir cetvelle Avrupa için ortalama rakam 2,57 olarak saptanmıştır.6
Özellikle
Müslümanlara yönelik yabancılaşma korkusunun ne denli akıl dışı / irrasyonel olduğunun bir
örneği, araştırma yapılan ülkelerdeki Müslüman oranının en fazla %7 olmasıdır.
„Görüldüğü gibi sözde islami yabancılaşma algısında Müslümanların genel nüfusa göre
oranları pek bir rol oynamamaktadır.“ (Zick / Küpper / Wolf 2010: S. 51)
İkinci bir uluslararası karşılaştırmalı araştırma din sosyoloğu Prof. Dr. Detlef Pollack
tarafından yapılmıştır. Burada Almanya, Danimarka, Fransa, Hollanda ve Portekiz’de farklı din
mensuplarına
karşı
tutumlar
sorgulanmıştır
(Müslüman,
Hindu,
Budist,
Yahudi).
Müslümanlara karşı olumsuz tutumların oranı uluslararası kıyaslamada % 33,5 ila %36,7
arasında seyretmektedir. Burada Almanya % 57,7 (Batı) ve % 62,2 (Doğu) oranlarıyla göze
çarpmaktadır.7
Jürgen Leibold‘un gruba odaklı insan düşmanlığı bazında yaptığı araştırmada İslam
düşmanlığı ile ilgili analizi, 2003den 2009a kadar geçen süredeki İslamofobya ile ilgili
değişimleri göstermektedir. 2003 yılında sorulanların % 31’i Almanya‘da Müslümanların
sebep olduğu bir yabancılaşmanın söz konusu olduğunu öne sürmektedir. Bu oran 2007de %
5
Bkz. Zick, Andreas: Die Abwertung der Anderen, Berlin 2011, S. 69-73
Bkz. Zick, Andreas / Küpper, Beate / Wolf, Hinna: Wie feindselig ist Europa? Ausmaße Gruppenbezogener
Menschenfeindlichkeit in acht Ländern, in: Heitmeyer, Wilhelm (Hrsg.): Deutsche Zustände, Folge 9, Berlin
2010, S. 51
7
Bkz. Pollack, Detlef: Studie „Wahrnehmung und Akzeptanz religiöser Vielfalt“, S. 5, internet versiyonu:
http://www.unimuenster.de/imperia/md/content/religion_und_politik/aktuelles/2010/12_2010/studie_wahrnehmung_und_a
kzeptanz_religioeser_vielfalt.pdf, eingesehen am 04.03.2013
6
39’a yükselmiş, 2009da % 32’a gerilemiştir. Benzer bir gelişim, „Müslüman göçü olmasın“
ifadesine katılıp katılmadıkları sorusuna verilen cevaplarda ortaya çıkmıştır. 2003 ila 2007
arasında bu ifadeye katılım % 26’dan %30’a yakın bir rakama yükselmiştir, ancak sonraki iki
yıl içerisinde kuvvetli bir düşüş göstermeye başlamıştır (2009da % 21,5 %).8
8
Bkz. Leibold, Jürgen: Fremdenfeindlichkeit und Islamophobie, in: Schneiders, Thorsten Gerald (Hrsg.):
Islamfeindlichkeit, Wiesbaden 2010, S. 154
Download