Otomotiv yöneticilerinin önceliği Euro Bölgesi`ndeki

advertisement
Otomotiv yöneticilerinin önceliği
Euro Bölgesi'ndeki ekonomik dalgalanma ve gelişen
piyasalardaki talep daralması
EY’nin otomotiv sektörü üst düzey yöneticilerinin gelecek 18 aydaki beklenti ve
önceliklerine ışık tutan araştırmasına göre, Euro Bölgesi’ne yönelik ekonomik ve politik
dalgalanmalar ile gelişen pazarlardaki talep daralması önemli riskler olarak öne çıkıyor.
Yöneticilerin önceliklerinin başında “hem ekonomik hem de politik dalgalanmanın
yaşandığı bir ortamda doğru karar almak” geliyor
Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY’nin her yıl yapılan “Otomotiv Yöneticileri Araştırması 2015 16” sonuçları açıklandı. Araştırma kapsamında; dalgalanmaları yönetme, değer önerisini artırma, rekabet
avantajı kazanma, operasyonel etkinliği geliştirme ve kaynaklara erişimi güvence altına alma konuları ele
alınıyor.
Üst düzey yöneticilerden ve EY ortaklarından oluşan 125 katılımcı ile gerçekleştirilen küresel araştırma,
otomotiv sektörünün üst düzey yöneticilerinin gelecek 18 aydaki önceliklerini ortaya koyuyor.
GELİŞEN PİYASALARDA TALEP DARALIYOR
Araştırmaya göre otomotiv sektörü yöneticilerinin önceliklerinin başında Euro Bölgesi'ndeki ekonomik
dalgalanma ve gelişmekte olan piyasalardaki talep daralması geliyor.
Katılımcıların yüzde 63’ü gelişen
pazarlardaki talep yavaşlaması ile Euro Bölgesi'ndeki ekonomik ve politik dalgalanmalarla ile ilgili endişelere
bağlı olarak problem yaşıyor. Katılımcıların yüzde 80’i ise organizasyonlarının bu gibi durumlara karşı
yeterince hazırlıklı olmadığını düşünüyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 71’i, ileri seviyede araç özellikleri ve işlevlerinin (bağlanabilirlik –
connectivity-, sürüş yardımı-driver assistance- ve güç aktarım mekanizmaları-powertrain-) sadakati
sağlamadaki önemi ile ilgili görüş birliğine sahip. Katılımcıların yüzde 39’u bu ihtiyaçları karşılamak için
kendilerini iyi hazırlanmış hissediyor.
Müşteri deneyimini iyileştirmek ve değer önerilerini geliştirmek için dijitale geçişin kritik rolü konusunda da
ortak bir görüş var. Fakat müşteri deneyimini geliştirmek için dijitali kullanma konusunda katılımcıların
sadece yüzde 13’ü kendilerini hazır hissettiğini belirtiyor.
REKABET AVANTAJININ ÖNEMİ ARTIYOR
“Rekabet avantajı kazanma” otomotiv sektöründeki üst düzey yöneticilerin öncelikleri arasında yer alıyor.
Rekabet avantajını kazanma ve sürdürme konusunda üst yöneticilerin stratejik girişim listesinin üst
sıralarında; pazar penetrasyonu ve yayılma, inovasyonel bir yapıda olma ve etkili bir kurumsal strateji
geliştirme sürecine sahip olma bulunuyor. Bununla birlikte, katılımcıların yüzde 73’ü organizasyonlarının
böyle durumlara etkili şekilde cevap verebilmek için yeterince hazırlıklı olmadığını düşünüyor.
Katılımcıların yüzde 84’ü operasyonel etkinliği ve finansal performansı geliştirmek üzere kritik öneme sahip
olduğu belirtilen veri yönetimi ve analizine güçlü bir şekilde odaklandıklarını belirtiyor. Bununla birlikte,
katılımcıların sadece yüzde 12’si organizasyonlarının bu yetkinliği konusunda güven duyuyor.
“TÜKETİCİLERE HIZLI YANIT MARKA SADAKATİ İÇİN TEMEL KOŞUL”
Üst düzey yöneticilerin yüzde 63’ü kritik kaynakların rekabet avantajı sağlayabileceğine inanıyor ve bunu iş
sürekliliği için bir gereksinim olarak görüyor. Kritik kaynaklar listesinin ilk sırasında “yetenek” bulunuyor.
Sermaye/altyapı ve teknoloji ise diğer kritik kaynaklar olarak sıralanıyor. Bu kaynakların güvence altına
alınması tüm sektör için bir zorluk olarak öne çıkarken katılımcıların yüzde 83’u bu konuda kendilerinin
hazır olmadığını ifade ediyor.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Müdürü Orçun Kuyucuoğlu,
otomotiv sektörü yöneticilerinin özellikle gelişmekte olan ve sektörün büyüme seyrini değiştirebilecek bir
duraklama yaşayan pazarlarda devam eden dalgalı yapıya hazırlıklı olmaları gerektiğini söyledi. Kuyucuoğlu,
“Sektör, bilgi teknolojilerinin güvenliği ile analitik ve veri yönetimi araçlarının avantajlarını kullanabilme
konusunda daha hızlı hareket etmeli. Ayrıca, tüketicilerle ilişkide yaşanan değişim sürecine yenilenmiş bir
dağıtım ve satış deneyimi ile daha hızlı yanıt vermek, marka sadakatini yönetmek ve sürdürmek için temel
koşul” dedi.
13.05.2015
Ernst&Young Rapor
Download