ADRENAL HASTALIKLAR Prof.Dr.M.Sait Gönen İstanbul Bilim Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hast.Bilim Dalı Adrenal korteks en önemlileri kortizol, aldosteron, adrenal androjenler olmak üzere bir çok steroid üretir. Bunların az veya çok üretilmelerine göre çeşitli klinik durumlar görülür. Anatomi • Doğumdan sonraki 3 yıl içinde fetal bölge kaybolur. Korteksin dış katman hücrelerinden yetişkin tipi adrenal korteks gelişir ve 3 ayrı bölgeye ayrılır. • . glomerulosa • . fasikülata • . retikularis korteks Major Steroid ürünü Aldosteron Zona Glomerulosa Zona kortisol Fasikulata Zona kortisol Retikularis DHEAS 17 -estradiol Steroid etkisi Mineralokortikoid Glukokortioid Glukokortioid Androjen estrojen Adrenal Korteks hipofonksiyon (yetersizlik) hiperfonksiyon Akut • Cushing sendromu • Steroid çekilmesi • hiperaldosteronizm kronik (Addison Hastalığı) • otoimmun • TB/Fungal • Metastatik kanser • amiloid hemakromatozis • Virilizasyon sendromu • Glomerulosa’dan aldosteron üretilir. Bu bölgede 17-alfa hidroksilaz enzimi eksiktir. Bu nedenle kortizol ve androjenler üretilemez. • Fasikülata adrenal korteksin en kalın katmanıdır. Androjen ve kortizol bu bölgede üretilir. • Retikülaris medullanın üstündeki bölgedir. Yine bu bölgede de kortizol ve androjenler üretilir. • Fasikülata ve retikülaris bölgeleri ACTH kontrolü altındadır. Hipokortisolizm • Hipotalamik hastalık • Anterior hipofizer hastalık • Addison hastalığı – Otoimmun – Tuberculosis – Metastatik Tümörler – Cerrahi • İlaçlar örn: metirapone • Uzun süredir kullanılan steroidin kesilmesi Primer ( Addison hastalığı ) • Etioloji ve insidans • Otoimmun • Metastatik maligniteler veya lenfoma • Adrenal kanama • Enfeksiyonlar • Adrenolökodistrofi • İnfiltratif hastalıklar • KAH • Familyal glükokortikoid yetersizliği • İlaçlar • Genel popülasyonda adrenal yetersizliğin sıklığı yaklaşık olarak 4/100.000 dir. Her yaş grubunda görülebilir. Cinsiyet farkı yoktur. Özellikle metabolik stres veya travma durumlarında klinik belirti verir. • Patofizyoloji Adrenal korteksden salgılanan başlıca hormonlar kortizol (hidrokortizon), aldosteron ve DHEAS (dehidroepiandrosterone) dur. Yetişkin adrenallerinden günde yaklaşık 20 mg kortizol, 2 mg kortikosteron ve 0.2 mg aldosteron üretilir. Androjenler primer görevlerini vücutta testosterona dehidrotestosterona çevrildikten sonra yerine getirirler. Addison’da idrar , tükrük, ter ve Gastrointestinal sistemde Na çıkışında artış ve K çıkışında azalma olur. Sonuç olarak kanda Na ve Cl düşükK yüksektir. Elektrolit dengesindeki değişimlerle birlikte idrar konsatrasyon yeteneği azalır ve : şiddetli dehidrasyon plazma hipertonisitesi asidoz düşük dolaşım volümü hipotansiyon ve şok gelişir Kortizol yetersizliği hipotansiyona katkıda bulunur ve karbonhidrat, yağ, protein metabolizmalarında çeşitli ölçülerde bozukluklara ve insülin sensitivitesinin artmasına yol açar. Kortizol yokluğunda proteinlerden yeterli miktarda karbonhidrat üretilemez, hipoglisemi ve azalmış karaciğer glikojen deposu. Halsizlik nöromusküler fonksiyon azlığına bağlı olarak ortaya çıkar. Adrenal salgıda azalmaya bağlı olarak infeksiyona, travmaya ve diğer stres olaylarına rezistans azalır. Miyokardiyal güçsüzlük ve dehidrasyon kardiyak debiyi azaltır ve dolaşım bozukluğu meydana gelir. Kortizol seviyelerinin düşüklüğü ACTH ve melanosit uyarıcı aktivite etkileri olan lipotrofin salgılanmasını uyarır ve cild ve mükoz membranlarında Addison hastalığının tipik bulgusu olan hiperpigmentasyon meydana getirir. Semptom ve belirtiler • güçsüzlük, yorgunluk, ortostatik hipotansiyon erken bulgulardandır. • Pigmentasyon artışı: yaygın esmerleşme; özellikle basınç noktalarında. Alında, yüzde, boyunda ve omuzlarda esmer lekeler, yer yer vitiligo alanları, areola da ve ağız, dudak, rektum ve vajina mükoz membranlarında mavimsi-siyah renk değişiklikleri” Primer Adrenal yet.de klinik bulgular • • • • • • • • Yavaş başlangıç Zayıflık ve yorgunluk Kilo kaybı, anoreksi hiperpigmentasyon Hipotansiyon,taşikardi Hiponatremia Hiperkalemia Kas ve karın ağrısı >95% 100% 100% 92% 88% 88% 64% 56% Anoreksi, bulantı, kusma, diyare soğuğa tahammülsüzlük hipometabolizma baş dönmesi, senkop EKG de uzamış QT ve PR aralığı EEG de ritm yavaşlaması Semptomların yavaş ve nonspesifik doğası nedeni ile hastalara ilk anlarda tanı konması gecikebilir ve nöroz tanısı ile tedavi görebilirler. Kilo kaybı, dehidrasyon, hipotansiyon, küçük kalp boyutları ilerlemiş vakaların özellikleridir. Adrenal kriz: • Asteni • Şiddetli karın, alt ekstremite ağrıları • Periferik vasküler çöküntü • Renal yetersizlik ve azotemi • Düşük vücut ısısı Tablosu ile belirgindir. Travma, infeksiyonlar, operatif girişimler, aşırı terleme başlatıcı olabilir. Addison Hast. Laboratuvar bulguları • Düşük Sodyum ( <130 meq/L) , yüksek potasyum (> 5 meq/L), düşük HCO3 ( 15-20 meq/L) ve yüksek üre tipik klinik tablo ile birlikte karakteristik bulgulardır. Addison hastalığı için Adrenal yetersizlik için test Test 250 mcg synacthen IV uygulanarak gerçekleştirilir. Normal injeksiyon öncesi değerleri 5-25 µg/dL arasında değişir. 30-90 dakika arasında iki katına çıkar. değerin 20 µg/dL ve daha yüksek olması gerekir. En düşük Primer ve sekonder adrenal yetersizlik arasındaki ayrım nasıl yapılmalıdır? Sekonder hipoadrenalizm vakalarının çoğunluğu hipofizin hasarı sonucu oluşur. Bu nedenle hipofiz MR ya da BT si tm yada atrofi ayrımını yapmada çok yararlıdır. Empty-sella’da fonksiyon testleri yapılmalıdır. Primer adrenal hastalığı olan kişilerde plazma ACTH seviyeleri yüksektir(>= 50 pg/mL). Hipotalamus veya hipofiz yetersizliği olanlarda ise ACTH değerleri düşüktür. • ACTH bakılamadığı durumlarda metirapon testi uygulanabilir. Metirapon 11hidroksilasyon enzimlerini bloke eder. Bundan dolayı kortizol seviyelerinde düşme olur. Normal kişilerde düşen kortizolün etkisi ile kortizol prekürsörlerinde artış olur. Synacthen ile hipotalamik-hipofizer yetersizliğin ayırımı yapılabilir: sonra ACTH yükselmesi 100 µg ıv uygulanmasından normalde gerekir. 30-40 Hipofiz pg/ml hastalığı hastalarda genellikle yanıt saptanmaz. ye olan Tanı Çoğu hastada sınırda adrenal rezervler sayesinde hastalık gizli kalabilir. Ağır stres ile bu hastalarda akut adrenal yetersizlik gelişmesi mümkündür. Bazı vakalarda hafif olsa da hiperpigmentasyon her zaman Addison şüphesini uyandırmalıdır. • Ayırıcı tanı: • Addison’da erken safhalarda dinlenme ile düzelen halsizlik şikayetleri vardır. • Nöropsikiyatrik halsizlik de ise hastalar sabah uyandıklarında kendilerini daha yorgun hissederler. • Bir çok myopati sendromlarında yine karakteristik kas tutulum dağılımı farklıdır ve pigmentasyon yoktur. İnsülin fazla salgılanması olan hastalarda ise ataklar her hangi bir zaman olabilir, adrenal fonksiyonlar normaldir ve hastalarda belirgin ağırlık artışı saptanabilir. Yeterli adrenal salgılama kapasiteleri olmayan hastalarda glukoneogenez düşük olduğu için açlıkta hipoglisemi gelişir. Özellikle ; -diüretik alan kardiyak veya karaciğer hastalarında, -SIADH sendromunda da hiponatremi saptanabilir. Ancak bunlarda hiper-pigmentasyon, hiperkalemi ve yüksek üre değerlerinin saptanması nadirdir. -Bronkojenik kanserde, -demir veya bakır gibi ağır metal zehirlenmelerinde, -kronik cild hastalıklarında, -hemokromatozlarda da cildde hiper-pigmentasyon olabilir. Bu nedenle cildde renk koyulaşmasında bu durumlar akla gelmelidir. Sıkça gözlenen bir durum ise vitiligo ile hiperpigmentasyon birlikteliğidir. Bu durumlarda Addison düşünülmelidir. Tedavi: Akut adrenal yetersizlikte: Tedavi hemen başlanılmalı. Eğer hasta akut yetersizliğe girmişse hızlı ACTH testi hasta düzelene kadar ertelenmelidir. Hidrokortizon 100 mg ıv yoldan 30 dakikada uygulandıktan sonra yine 100 mg hidrokortizon içeren 1 lt NaCl % 0.9 ve % 5 dextroz solüsyonu 2 saat içinde verilir. Ek olarak dehidrasyonu düzeltecek miktarda % 0.9 NaCl verilmesi gerekebilir. Tedavi sırasında K düşebileceğinden yakından takip edilmelidir. Yanısıra kan pH sı da monitorize edilmeli ve gerektiği takdirde bikarbonat hazır edilmelidir. İdame tedavisi Tedavinin en önemli basamağı hasta ve yakınlarının eğitimidir. Hasta günlük doz değişimini yapabilecek düzeyde eğitilmelidir. Bu olanaksız ise; doz artırmayı gerektirecek durumlar konusunda eğitilmeli ve doktorunu araması sağlanmalıdır. Tedavi yaşam boyu yeterli doz ve biyolojik ritme uygun glukokortikoid ve gerek gösteren olgularda mineralokortikoid raplasmanı ile yapılır. Genelde: Glukokortikoid olarak hidrokortizon 10-20 mg sabah ( 07.00); 5-10 mg akşam 16.00-18.00) oral yolla verilir. Günlük dozlamada optimal dozun sabah 2/3, akşam 1/3 oranında dağılımı korunmalıdır. Mineralokortikoid olarak fluorohidrokortizon gerek duyulan olgularda 0.1 mg sabahları verilir ( ancak hastaya göre gün aşırı da verilebilir.) Ender olarak fizik ve psişik aktivitesi yüksek olanlarda steroide bağlı psikotik değişiklikler belirginse günlük doz 3 e bölünebilir. Bu durumda günlük optimal dozun sabah ½, öğlen ¼, akşam edilmedilir. da ¼ oranında dağılımı tercih Enfeksiyonlar, küçük ve büyük cerrahi girişimler, gebelik, travma, stres, sıvı kaybı, gastroenterit, ve benzer durumlarda tedavide uygulanan rutin dozların artırılması gerekir. Hasta açlık, aşırı sıvı kaybı, uzun süreli stresler ve yolculuk konusunda uyarılmalıdır. Doz artırımı gerektiren koşullar düzelene kadar artırılmış doz tedavisi sürdürülmelidir. tedavinin izlenmesinde vücut ağırlığı, 24 saatlik idrar miktarı, kan basıncı, kan elektrolitleri ve ACTH kullanılır. Tedavide tercih edilecek ilk ilaç hidrokortizon preparatları olmalıdır. Ancak bulunamadığı takdirde gukortikoid preparatlar eşdeğer dozlarda verilir (tablo ) Etken madde eşdeğer dozu Hidrokortizon 20 mg Prednizolon 5 mg Deksametazon 0.5 mg Metilprednizolon 4 mg Sekonder adrenal korteks yetersizliği (SAY) SAY panhipopitiütarizmde, izole ACTH yetersizliğinde, kortikosteroid alan olgularda, veya kortikosteroid tedavinin kesilmesi esnasında gözlenebilir. Panhipopitiütarizm en sık Sheehan tanısı alan kadın hastalarda gözlenmesine karşın, diğer hipofiz dokusunu tahrip eden patolojilerde de rastlanabilir ( 9 İ). Bu patolojide akut adrenal yetersizliğe yol açabilen etkenlere karşın uyarı alınamadığı için şok tablosu gelişebilir. Bazı hastalarda bazal sekresyon normal olabilir. ACTH salgısı bozulmadığından cild rengi açıktır. Klinik olarak yakınmalar ve bulgular primer adrenal yetersizlikte olduğu gibidir. Bunlara sekonder yetersizliğe neden olan patolojilere ait belirtiler de katılır. Ancak mineralokortikoid yetersizliğine ait bulgular yoktur yada çok siliktir. ACTH yetersizliği nedeniyle spesifik pigmentasyon yoktur yada atipiktir. İlaç kullanıma bağlı olanlarda Cushingoid yüz görünümü olabilir. Laboratuvar olarak anemi, nötropeni, lenfositoz, eosinofili vardır. Na, K, üre, kreatininin, bikarbonat normal, ACTH düşüktür. SAY’de Tedavi: Primer adrenal yetersizlikte olduğu gibi yeterli dozda ve biyolojik ritme uygun kortikosteroid verilir. Bu olgularda mineralokortikoid replasmanına hiç gerek olmaz. Akut yeterszilik döneminden sonra idame tedavisine devam edilir. Monitorizasyon primer yetersizlikte olduğu gibidir ancak ACTH takibinin yeri yoktur. Primer mineralokortikoid yetersizlikleri • Hiporeninemik hipoaldosteronizm: hiperkalemi, düşük aldosteron, düşük renin. Tedavide seçilecek hidroklorotiazid preparatlarıdır. K kısıtlaması yapılmalıdır. Küçük dozlarda deoksikortikosteron da eklenebilir. Hiperreninemik hipoaldosteronism + hiperkalemi akla primer adrenokortikal yetersizlik: AIDS, ACE inhibitör tedavisi, renin yetersizlikleri, heparin tedavisi getirmelidir. ADRENAL KORTİKAL HİPERFONKSİYON Bir veya daha fazla adrenal hormonun hipersekresyonu belirgin klinik sendromlara neden olur, örn: -androjenlerin aşırı üretimi adrenal virilizm, -glukokortikoidlerin aşırı üretimi Cushing sendromu, -aldosteronların aşırı salınımı ise hiperaldosteronizm gibi... Bu sendromlar çoğunluğunlukla çakışan özelliklere sahiptirler. ADRENAL VİRİLİZM (Adrenogenital Sendrom) Konjenital yada edinsel adrenal androjenlerin aşırı salınmasına yol açan sendroma verilen isim Semptom ve belirtiler Etkileri hastanın yaşına ve cinsiyetine bağlı olarak değişir. Kadınlarda erkeklere oranla daha belirgindir. Yetişkin kadınlarda adrenal virilizm adrenal hiperplazi yada adrenal tm tarafından yol açılır. Sebep ne olursa olsun ¨ Hirsütizm ¨ Saç dökülmesi ¨ Akne ¨ Sesin kalınlaşması ¨ Amonere ¨ Uterus atrofisi ¨ Klitoral hipertrofi ¨ Artmış kas kitlesi şeklinde belirtileri vardır. Libido artmış olabilir. vakalarda hhirsütizm tek bulgu olabilir. Hafif Tanı ve tedavi CT veya MR incelemesi bir tümörün virilizasyon nedeni olarak ayırımında oldukça yararlıdır. Gecikmiş virilizan adrenal hiperplazi KAH ın bir varyantıdır. Her ikisi de kortizol prekürsörlerinin hidroksilasyon kusurundan kaynaklanır. DHEA-S, 17OH prg, testosteron ve androstenodion atar. DHEAS değerinin dexametazon ile suprese olması ile tanı konur. Tedavi dexa ile yapılır. Adrenal hiperplazilerin tersine virilizan adenom veya karsinomlarda dexametazon ile supresyon ya yoktur ya da parsiyel bir supresyon olur. adrenelektomi tedavide ilk seçenektir. CUSHİNG SENDROMU Kortizol yada bağlantılı kortikosteroidlere uzun süreli maruz kalma neticesi ortaya çıkan klinik tabloya verilen isim. Etioloji Adrenal korteksin aşırı çalışması ACTH bağımlı yada adrenal adenomda olduğu gibi bağımsız olabilir. Suprafizyolojik dozlarda verilen eksojen kortizol veya sentetik analogları adrenokortikal fonksiyonları baskılayıp, ACTH den bağımsız hiperfonksiyon kliniği oluşturabilir. ACTH bağımlı adrenal korteks hiperfonksiyonu aşağıdaki biçimlerde gözlenebilir: 1. hipofiz bezinden aşırı ACTH salgılanmasına 2. ektopik ACTH üreten bir tm varlığında 3. eksojen ACTH uygulanmasında SEMPTOM VE BELİRTİLER § Ay dede yüzü § Trunkal obezite § Distal ekstremiteler incelmiştir § Cild ince ve atrofik § Kas zayıflaması ve güçsüzlüğü § Mor strialar § Hipertansiyon,renal kalkül § Osteoporoz § Glukoz intoleransı § Enfeksiyonlara karşı düşük direnç § Psikiyatrik problemler § Lineer büyümede yavaşlama § Kadınlarda adet düzensizliği § Virilizm kilo alma 90% Mens bzk “Ay yüzü” 75% Akne HT 75% Bruising Stria 65% Osteopenia 40% Hirsutism 65% Ödem 40% Glucoz intol 65% Hiperpig. 20% Kas zayıfl. 60% Plethora 60% 60% 40% 40% K+ meta. alk. 15% TANI Geleneksel olarak uygulanan deksametazon testinde 1 mg dekzametazon akşam 11-12 civarında verilir ve ertesi sabah saat 7-8 sırasında kan alınarak ölçüm yapılır. düşmesi gereklidir. Normalde kortizol değerinin 1,8 µg/dL altına Ancak birçok non-hipofiz Cushing olgusunda bu değerin üzerinde sonuçlar elde edilir. Dekzametazonun 0.5 mg q 6 saat / 2 gün verilmesi ile normal kişilerde ACTH salgılanması inhibe olur. Hipofiz Cushing hastalarında ise ACTH bu baskılanmaya dirençlidir. Yüksek doz yani 2 gün günlük 8 mg dan toplam 16 mg deksametazon ile yapılan baskılamada ise supresyon olması gerekir. Hipofiz adenomları MR veya BT ile çoğunlukla görüntülenebilir. Gadolinium ile güçlendirilmiş görüntüleme daha kesin sonuç verir. Bazı mikroadenomlar görüntülenemeyebilr. Bazı durumlarda bariz ACTH aşırı salgılanmasına karşın hipofiz bezinde histolojik anormaliteler yoktur. Adrenal tm lerde kortizol salgılanması ACTH dan bağımsızdır. Bu sebeple deksametazonun baskılama özelliği yoktur ve plazma kortizol değerleri bundan hiç etkilenmezler. Deksametazon testi hipofizer kökenli Cushing hastalığını diğerlerinden ayırd etmede çok yararlıdır. Cushing hastalığında plazma ACTH seviyeleri orta düzeylerde artmıştır (75 - 200 pg/mL). Ektopik ACTH sendromu tanısını kuvvetlendiren bulgular: • Hipokalemik alkaloz (K < 3.0 mEq/L, HCO3 > 30 mEq/L), serum kortizol değeri > 200 µg/dL. Adrenal hiperfonksiyon tanısı netleşmesi ile yapılması gerekli diğer tetkikler arasında hipofiz MR veya BBT önemli bir yer tutar. Eğer hipofiz tm nin yeri net değilse iki inferior petrozal sinüsten CRH (1 µg/kg) uygulanmadan önce ve sonra eş zamanlı olarak ACTH ölçümü yapılır. Tipik olarak tm tarafında CRH öncesi ve sonrası ACTH değeri daha yüksektir, ve CRH uyarısı ile tm tarafında daha belirgin olarak artış gösterir. Ektopik ACTH sendromlarında CRH uyarısı ile ACTH artışı olmaz. Radyoaktif kolesterol ile yapılan adrenal sintigrafiler hiperplazi-karsinom- adenom ayırımını yapmamıza yardımcı olabilir. Ancak biyokimyasal veriler adrenal tm varlığını işaret ediyorsa ilk görüntüleme tercihi BT dir. Cushing hastalığı/ Sendromu plazma kortizol 23:00 h ve/veya 24h İdrar serbest kortizolü Tükrük kortizolu Cushing sendr. ? Tarama testleri Overnight Dexamethasone Suresyon testi supresyon Supresyon yok yüksek Normal Hiperkortizolizm ihtimali Tanımlayıcı testler Uzun deksametazon Supresyon testi 2 mg deksametazon 2 gün Supresyon yok Hiperkortizolizm (Cushing sendromu Etioyolojik testler Yüksek doz dexa supresyon testi ACTH-salgılayan (ektopik) tm ACTH Normal 8 mg Dexa/2 gün Suppression Supresyon yok yüksek supresyon Düşük, tespit edilemedi Adrenal tm Cushing hast. Vakaların %70 Tedavi Tedavide amaç aşırı çalışan hipofiz bezinin veya adrenal bezlerin çalışma düzenini normale getirmektir. Başlangıç olarak hastaların genel durumları yeterli protein ve potasyum replasmanı ile stabil duruma getirilmelidir. Klinik bulgular şiddetli ise tedaviye ketakonazol eklenmeli ( maksimum doz 1200 mg a çıkılabilir). Aşırı salgılanan ACTH kaynağı hipofiz ise transsfenoidal cerrahi ile tm rezeksiyonu uygulanmalıdır. Bu cerrahi girişim deneyimli merkezlerde % 70 başarı sağlar. Başarı oranı tm boyutları ile ilişkilidir, en yüksek başarı oranı tm < 1cm boyutlarında sağlanır. Hamilelik cerrahi için kontrendikasyon değildir. -Cerrahi girişimden yeterli fayda göremeyen hastalarda veya nükslerde radyoterapi gerekebilir. -Adrenelektomi hastaya ömrü boyunca steroid replasmanını gerektirir. -Ayrıca Nelson sendromu gelişme riski vardır. adrenelektomi uygulanan -Nelson salgılanan hastaların sendromunda % hipofiz melanosit-uyarıcı pigmentasyon gelişir. 5-10 nunda genişlemeye hormon görülür. devam nedeniyle eder, şiddetli -Adrenokortikal tümörler cerrahi yolla çıkarılır. -Hastalar cerrahi girişim ve sonrasında destek kortizol tedavisi almak durumundadır. Çünkü non-tümör adrenal dokuları baskılanmış durumdadır. -Benign adenomlar laporoskopik olarak çıkarılabilir. - Multinodüler adrenal hiperplazide bilateral adrenelektomi gerekir. -çoğunlukla tümör dissemine olduğu için çıkarılamaz. -Adrenal baskılayıcılar örneğin mitotan, ketokonazol böyle olgularda hayat kalitesini artırmak için kulanılması gerekebilir. HİPERALDOSTERONİZM Aldosteron fazla salgılanmasından klinik tablo. kaynaklanan Aldosteron adrenaller tarafından salgılanan en güçlü mineralokortikoiddir. Na tutulumunu ve K atılmasını sağlar. aldosteron distal tubullerde lümenden tübüler hücrelere, K ve hidrojen karşılığında sodyum geçmesini sağlar. Bu ilişki sadece tubuler hücrelerde değil aynı zamanda tükrük bezinde, intestinal mukozada ve ter bezlerinde de gerçekleşir. Aldosteron sekresyonu renin-anjiotensin mekanizması ve daha az ölçüde ACTH kontrolünde olur. proteolitik bir enzim olan renin juxtaglomerüler böbrek hücrelerinde yapılır, kan basıncı ve volümünde azalma ile salgılanır. Renin etkisi ile karaciğerde anjiotensinojen anjiotensin-I e çevrilir. Anjiotensin-I akciğerlerde anjiotensin-II’e dönüştürülür. Anjiotensin-II aldosteron sekresyonunu, daha az boyutlarda da deoksikortizon ve kortizol sekresyonunu da tetikler. Primer aldosteronizm PA çoğunlukla tek taraflı glomeruloza tümörlerinden daha az sıklıkla da karsinomdan yada adrenal hiperplazisinden kaynaklanır. Aldosteron aşırı salgısında • Hipernatremi, •Hiperklorhidri •Hipervolemi •Hipokalemik alkaloz •Hiperglisemi, ve glikozüri •Hafif orta derecede hipertansiyon ; •şeklinde laboratuvar bulgularının yanısıra letarji, tetani, geçici paraliz, diastolik hipertansiyon, hipokalemik nefropatiye bağlı poliüri ve polidipsi, kişilik değişiklikleri gibi klinik belirtiler de gözlenir. Bir tümör durumunda yüksek miktarlarda (> 10 g/gün) tuz alınmasına karşın aldosteron sekresyonu genellikle > 200 µg/gün civarlarındadır. Tanı Spirinolakton 200-400 mg/gün verilmesi güvenilir bir testtir. Çünkü hastalığın belirtilerini ve hipertansiyonu 5-8 hafta içerisinde düzeltir. Bu düzelme aldosterona bağlı tansiyonu olmayan olgularda nadiren gözlenir. Plazma renin düzeyinin de ölçülmesi yararlı bir testtir. Sabah hasta yattığı yerde renin düzeyi için kan alınır, 80 mg furosemid verildikten sonra hasta 3 saat ayakta tutulur, tekrar kan alınır: normal kişilerde renin düzeyi belirgin şekilde artmasına karşın hiperaldosteronizmde bu gözlenmez. Esansiyel hipertansiyonu olan hastaların % 20 sinde hiperaldosteronizm saptanmasına karşın bu kişilerde renin düzeyleri düşüktür ve ayakta durma ile renin aktiviteleri artmaz. Aldosteron değerlerinin ölçülmesi de yararlı olabilir. Tedavi: Primer aldosteronizm tanısı konulduktan sonra her iki adrenal bez multipl adenomlar için incelenmelidir. Soliter adenomun tespit edilebildiği vakalarda prognoz iyidir. Aldestron salgılayan tümörün çıkarılması ile tüm hastalarda kan basıncında düşme, vakaların % 70 inde de remisyon gerçekleşir. Adrenal hiperplazi ve hiperaldosteronizm olgularının % 70 inde hipertansiyon devam eder. Bu hastalarda hiperaldosteronizm spirinolakton ile kontrol edilebilir. Hastaların yaklaşık yarısında başka bir antihipertansif eklenmesi gerekir. Sekonder hiperaldosteronizm Kalp yetersizliği Asitli siroz Nefrotik sendrom; gibi hastalıkların seyrinde muhtemelen renal vazokonstrik-siyondan kaynaklanan renin hipersekresyonunun etkisi ile gerçekleşir.