ANLATIM BOZUKLUĞU -1 Bir duyguyu, düşünce, olay veya izlenimin sözlü veya yazılı olarak ifade edilmesine anlatım diyoruz. Cümlelerin ifade edeceği anlamı açık ve anlaşılır bir biçimde ortaya koyulması gerekir. Ayrıca herhangi bir sözcüğün gereksiz kullanımı cümlenin duruluk niteliğini bozar. İyi bir cümle; duru, açık, yalın ve akıcı olması gerekir. Sadece anlamla ilgili yanlışlıklar değil, dilbilgisi ile ilgili yanlışlıklar da sorulduğundan cümlenin öğeleri çok iyi bilinmelidir. Şimdi , Anlatım Bozukluklarını ve bunların nedenlerini inceleyelim. A) YAPISAL BOZUKLUKLAR: a 1. Tümleç eksikliği: 2. Tamlama Uyumsuzlukları 3. Özne Yüklem uyumsuzlukları 4. Fiillerle ilgili uyumsuzluklar 5. Eklerle ilgili uyumsuzluklar 6. Noktalama eksikliği B) ANLAMSAL BOZUKLUKLAR: 1. Gereksiz sözcük kullanımı 2. Yanlış karşılaştırma 3. Söz dizimi bozukluğu 4. Mantık hataları 5. Çelişen sözcükler 6. Karıştırılan sözcükler 7. Deyim ve atasözü yanlışlıkları A) YAPISAL BOZUKLUKLAR: 1. Tümleç Eksikliği: Sıralı-bağlı cümlelerde görülür. Bazı fiiller bir öğeyi nesne halinde alırken bazıları dolaylı tümleç halinde alır. Her fiilin gerektirdiği unsur yerinde kullanılmalıdır. Yani; Kelime +-e’hali ; kelime +-i’hali veya kelime +-den hali Kelime +-i’hali ; kelime +-e’hali uyumuna uyan bir cümle olmalıdır. Örnekler: Öğrenciyi yanına çağırdı; nasihat etti. Þ (öğrenciye) D.T. eksikliği Öğretmenliğe teşvik etmeli; desteklemeliyiz.Þ (öğretmenliği) Nesne eksikliği Babasını sevmiyor, her gün daha da nefret ediyordu.Þ (ondan) D.T. eksikliği Köye yaklaşıyor muyuz ; uzaklaşıyor muyuz?Þ (köyden) D.T eksikliği Herkesten önce onu çağırıp; görüş.Þ (onunla) edat tümleci eksikliği. Düşman şehri bombalamış;ama girememiş;ele geçiremeyince, çekip gitmişti. (Yanlış) Düşman(,) şehri bombalamış; ama (şehre)girememiş; (şehri) ele geçiremeyince, (oradan) çekip gitmişti. (Doğru ) Bu konuda sana inanıyor; güveniyorum doğrusu. Þ Her iki yüklem de “-e” hali eki alıp geçişsiz olduğu için herhangi bir öğe eksikliği yoktur. Biri geçişli biri geçişsiz olursa tümleç eksikliği ortaya çıkar. Bebeğe sevgiyle bakıyor, okşuyordu. (onu nesnesi getirilmelidir) Bana her zaman destek olmuş, kollamıştır. (beni) “Annesini çok seviyor, onu gözünün önünden ayırmak istemiyordu.” bu cümlede “onu” sözcüğü fazlalıktır. Çünkü her iki yüklem de ortak nesneyi kullanabiliyor. Bu yüzden “annesini” nesnesi kullanıldığı için “onu” nesnesi fazlalıktır. 2. Tamlama Yanlışları: İsim tamlamaları bazı eklerle kurulur. Sıfat tamlamaları ise eksizdir. Bu yüzden isim ve sıfat aynı tamlanana bağlanamaz. Tamlanan Eksikliği “Siyasi, askeri ve ekonomi alanlarında görüştüler.” cümlesinde “alanlarında” sözü hem “askeri” hem “ekonomi” sözcüklerinin tamlananı durumundadır. Ancak “ekonomi alanlarında” isim tamlamasıdır ve tamlanan iyelik eki almıştır. “askeri” sözcüğü ise sıfat olabilecek bir sözcüktür ve “askeri alanlarda” şeklinde sıfat tamlaması yapar; tamlanan da ek almaz. Dolayısıyla alanlarında sözcüğü ortak tamlanan olarak kullanılamaz. Cümle: “Siyasi, askeri alanlarda ve ekonomik alanlarında görüştüler.” şeklinde olmalıdır. “Bu konu ekonomik ve sağlık açısından önemlidir.” cümlesinde de aynı yanlışın yapıldığını görüyoruz. “ekonomik” sözü sıfat, “sağlık” sözü isimdir. İkisi de açısından sözüne bağlanmış. Halbuki “ekonomik açısından” denmez. “Ekonomik açıdan ve sağlık açısından” şeklinde söylenirse anlatım bozukluğu giderilir. “Ekonomik ve kültür bakımından geri kalmış bölgelerimize yatırımlar hızlandı.” Ekonomik kelimesi bir sıfat olduğu halde “kültür bakımı” isim tamlamasının tamlananı olan “bakımı” kelimesine bağlanınca anlam bozulmuştur. Burada ekonomik sıfatı “ekonomi” şeklinde isim yapılabilir. Toplantıya özel ve kamu sektörlerini çağırdı. Þ özel sektörleri Hece ve serbest vezin şiirin değişmez kalıplarıdır. Þ vezni Tamlayan Eksikliği - Bu konuda müdüre danışalım, görüşlerinin neler olduğunu öğrenelim. Þ müdürün görüşlerinin... Zamirlerin karşıladığı kişinin belirsizliği ya da eksikliğidir. - Buraya geldiğini duydum. Þ ( kimin? : onunsenin) Sorunun cevabını bildiğine hayret etti. Fikrini beğenmişler. (senin- onun ) Beğendiğine memnun oldum. (senin-onun) Birçok insanlar bu karara karşı çıktı. (birçok insan) Üç işçiler gün boyu çalıştılar. (üç işçi) (çalıştı) Bu kadar soruları çözeceğimi sanmıyordum. (soruyu) İstisna: Beş Hececiler edebiyatımıza yeni bir anlayış getirdi. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır? A) Yetkililer, bu konuda uluslar arası işbirliği yapılmasına karar verdiler. B) Siyasi, askeri ve ekonomi alanlarında görüştüler. C) Üye olan ülkelere toplantı konusunda bilgi verilmesini gerekli gördüler. D) Toplantıda, herkesin tartışmalara katılması gerektiğini söylediler. E) Gelecek toplantıda ele alınacak konuyu belirlediler. “siyasi, askeri alanlarda, ekonomi alanlarında” şeklinde olmalıydı. Yani tamlama uyumsuzluğu yapıldığı için Tamlayan Eki Eksikliği Şirketimiz memuru ve tek elemanısın.Þ şirketimizin memuru Cevap: B Cümlede belirtili isim tamlamalarının ek uyumuna dikkat edilmelidir. - Toplantıda gündemin öğrencilerin başarılarının artırılmasıyla ilgili maddeye geçildi. Þ gündemin maddesine a) Özne Eksikliği: Öğretmenleri seven ve koruyan bir anlayışa ve haklarını gözeten kanunlara ihtiyaç vardır. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır? A) Gereksiz bağlaç kullanılmasından B) Özne – yüklem uyuşmazlığından C) Dolaylı tümleç eksikliğinden D) Tamlayan eksikliğinden E) Yüklemin ekeylem almasından Cevap: D • Sıfat tamlamalarında görülen uyumsuzluk Türkçe’de sayı sıfatlarından ve kimi nicelik bildiren belgisiz sıfatlardan sonra gelen adlar çoğul eki almaz. 3) Özne – Yüklem Uyumsuzlukları: ı................ı............ı................ı Ö Y ? Y Sıralı - bağlı cümlelerde görülür. İki ayrı yüklemin ayrı öznesi bulunması gerekirken ortak olmayan öznenin ortakmış gibi kullanılması, bir özne ile yetinilmesi anlatım bozukluğuna yol açar. - Sinirleri bir hayli bozulmuş; çok üzülmüştü. Þ (O) - Gün geçtikçe yayın evlerinin kapandığını görüyorum;herhalde zarar ediyor.Þ(Yayınevleri) - Edebiyat dersini severim ;çünkü beni romantik havalara götürür.Þ (Edebiyat dersi) - Eskişehir’de havalar açık; artık sisten, kirden arınmış durumda.Þ(Eskişehir) - Çocuğun stajı yakında bitecek ve mesleğine başlayacaktır. “Çocuğun stajı yakında başlayacak ve çocuk mesleğine başlayacaktır.” şeklinde olmalı “çocuk” öznesi getirilmeli. b) Olumlu- Olumsuz Bakımından Uyumsuzluk: Bağımsız sıralı cümlelerde özne olumlu ise, yüklem olumlu; özne olumsuz ise, yüklem olumsuz olmalı. Aynı zamanda özne eksikliği görülür. - Ablamla eniştem Kütahya’ya döndü. Þ döndüler - Onlar ve siz hiçbir konuda uzlaşamıyorlar. (uzlaşamıyorsunuz) Hiçbiri okula gelmedi, dışarıda oynadı. cümlesinde gelmeyen ve oynayan aynı kişiler, ancak “hiçbiri” olumsuz bir öznedir ve yüklemi daima olumsuz çekimlenir. Oysa “oynadı” olumlu bir çekimdir. Yani ikinci cümle özneyle uyum sağlamamıştır. Buna “herkes” şeklinde bir özne getirilmelidir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Sonunda biz de çalışmalarımızın karşılığını aldık. B) Açık pencereden, odanın duvarlarına asılmış resimler görüyorum. C) Karşıdaki küçük tahta kulübede kitap ve gazete satıyor. D) Bu zor günümde hem halam hem de sen yanımdaydın. E) Babası ve annesi, yıllarca onun sıkıntılarına ortak olmuşlar. Cevap: D - Herkes ondan nefret ediyor, yüzünü bile görmek istemiyordu .Þ Hiçbiri Hiçbiri anlatılanlara inanmadı; kendi fikrinde ısrar etti.Þ Hepsi cümlesinde “hiçbiri” olumsuz olduğundan “hiçbiri ısrar etti” şeklinde kullanılamaz; “hepsi ısrar etti” olmalıdır. Hepsi dersten önce kütüphanede toplansın; sakın dışarı çıkmasın. ÞHiç kimse Not: Hepsi ve herkes kelimeleri özne olursa yüklem olumlu olur; kimse, hiçbiri kelimeleri özne olursa yüklem olumsuz olur. Kimse içeri girmedi dışarıda oynadı. şayet ikinci cümleye “herkes” öznesini getirmezsek cümle “Kimse içeri girmedi kimse dışarıda oynadı.” şeklinde olur. “Kimse içeri girmedi, herkes dışarıda oynadı.” şeklinde olmalıdır. c) Tekillik-Çoğulluk Bakımından Uyumsuzluk: Cümlede öznenin ifade ettiği şahıslarla yüklemin bildirdiği şahıs arasında bir uyum olmalıdır. * Özne farklı şahıslardan oluşmuşsa yüklem çoğul şahıs eklerinden birini almalı. Ben + sen Ben + O Ben + siz Ben + onlar Sen + o Sen + siz Sen + onlar Sen + Biz Þ Þ Þ Þ Þ Þ Þ Þ biz biz biz biz siz siz siz siz - Sen ve o aynı yolun yolcususun. Þ yolcularısınız - Sen ve o yarın görüşürsün. Þ görüşürsünüz. İnsan dışındaki varlık ya da kavramların özneleri çoğul ise yüklemi tekil olur. * Anılar beni bu akşam ağlattılar.Þ ağlattı * Ağaçlar yapraklarını döktüler. (döktü) * Özne insansa her ikisi de olabilir. Ancak çoğul öznelerin fertleri toplu değil, tek tek düşündürülüyorsa yüklem tekil olur. - Çocuklar erken uyurlar. * Çokluk bildiren sözcükler özne olduğunda, yüklem ya da diğer öğelerde çokluk ekine gerek yoktur. - Birçok insan sabahları erken kalkarlar.Þ kalkar * Zaman kavramları tekil yüklem alır: - Mart ayları en soğuk aylardır. Þ aydır - Aylar, yıllar su gibi akıp geçtiler. Þ geçti Çoğul eki almayanlar: ne kadar, birkaç her çeşit, her türlü, birer. Bu kelimelerden sonra gelen isimler (ler) çoğul ekini alamaz. “Ne kadar memurlar geldi?” (yanlış) “Ne kadar memur geldi?” (doğru) “Türkçe’de bir cümlenin öznesi, birinci ve üçüncü tekil kişiden oluşuyorsa, yüklemi birici çoğul kişiden olur.” Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uymamaktan kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır? A) O akşam ben kendi odama, Fatma da kendi odasına çekilmişti. B) Teyzemlerin yeni evlerin taşınmasından sonra siz bu eve yerleştiniz. C) Havalar böyle giderse bir süre daha kahvaltımızı balkonda yapacağız. D) Ben de bir tabak alıp sofraya oturayım. E) Babasıyla annesi, bu evi üç yılda zar zor yaptırabildiler. olmalı. Doğru Cevap: A Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Onunla uzun yıllar aynı odada çalıştık. B) O bana kalem, ben ona kitap hediye ettim. C) Arkadaşlarımızla iyi ve kötü günlerimiz oldu. D) Geçen yıllarda da bizi birbirimizden koparamadılar. E) Ne zaman bir sıkıntımız olsa birbirimizi arardık. Cevap: B YÜKLEMLE İLGİLİ YANLIŞLIKLAR a) Yüklem Eksikliği: Sıralı ya da bileşik cümlelerde birden çok yargı için ortak kullanılan yüklemler anlatım bozukluğuna yol açar. Ayrı yüklem gerektiren özneler aynı yükleme bağlanamaz : Ö ? Ö Y ı...........ı.............ı..............ı “Çayı az, sigarayı ise hiç sevmem.” Verilen cümle, sıralı cümledir. Birinci cümlenin yüklemi “içerim” olumlu, ikinci cümlenin yüklemi “sevmem” olumsuzdur. Öyle ise birinci cümlenin yüklemi düşürülüp ikinci cümlenin yüklemine bağlanmamalıydı. “Çayı az severim, sigarayı ise hiç sevmem.” şeklinde olmalıdır. b) Ekeylem Eksikliği: Yüklemi ekeylemle kurulmuş birden çok yargılı cümlelerde, yargıların birindeki ekeylemin söylenmemesi anlatım bozukluğuna neden olur. Çocuğun boyu kısa, bedeni de pek biçimli değildi. Bu cümle iki yargıdan oluşmuş. Birinci yargıda olumlu bir durum kastedilmiş. Ancak “kısa” sözcüğündeki ekeylem düşürüldüğü için ikinci yargıdaki değil sözcüğü, birinci yargıyı da olumsuz yapmış. Boyu kısaydı biçiminde düzeltme, cümledeki anlatım bozukluğunu giderir. Çoğunun boyu kısaydı, bedeni de biçimli değildi. “Fikirlerinde inatçıydı ama ısrarlı değildi.” Bu cümlede olumluluk-olumsuzluk yönünden uyumsuzluk vardır. Birinci cümlenin yüklemi olumlu ikincisininki olumsuz olarak düşünülmüştür. Ancak iki cümle “değildi” yüklemine bağlanınca. “Fikirlerinde ısrarlı değildi ama inatçı değildi.” anlamı ortaya çıkıyor. Bu cümlede 1. cümleye ek-fiil getirilmelidir. Yüklem eksikliği (Özne-yüklem uyuşmazlığı) Bu konuda bir sen, bir de ben varım. Þ varsın Þ severim. b) Yardımcı fiil ve fiilimsi eksiklikleri: - Yazı yazarken imlaya dikkat etmelerini söyledim.Þ gerektiğini - Partide meyve suları pastalar, kekler yendi. Þ içilerek - Bu sınavda kimin çalışkan, kimin çalışkan olmadığı ortaya çıkar. Þ olduğu - Her gün yemek, arkasından sigara içmek hiç iyi değil. Þ yemek (fiilimsi eksikliği) c) Etken –Edilgen Uyumsuzluğu: - Her sabah erken kalkmaya çalışılmalı. Þ çalışmalı 5) Eklerle İlgili Uyumsuzluklar: a- Meslek bildiren sözlükle ek birlikte bulunmaz: (cı). Dayım bakkalcılığa yeni başladı Þ bakkallığa b- Ek’in yazılması gereken yerde yazılmaması, yazılmaması gereken yerde yazılması. Yazılan konular geçen yılın hazırlanan ama; öğrenciye verilmeyen konulardır. Þ konularıdır. Sanki tüm kabahatleri bendeymiş gibi davrandı. ÞTüm kabahatler bendeymiş gibi davrandı. Þ Tüm kabahat bendeymiş gibi davrandı. Tutuklular salınılıverdi.Þ salıverildi c- Uygun olmayan eklerin bir arada kullanılması: Söylediklerimden hep aksini yaparsın zaten. (-in) d- İsim hal eklerine dikkat edilmeli, karıştırılmamalı: Sana çok iyi tanıdığımı söyleyebilirim. Þ seni Hepinizi iyi akşamlar dilerim. Þ hepinize e- Eklerin yer değiştirmesine dikkat: Bir türlü okuyabilemedim, anlıyorsun mu? Þ okuyamadım, anlıyor musun? 6- Noktalama Eksikliği: * Genellikle virgül eksikliğinden kaynaklanan bozukluktur. Avukat hanım kardeşini arıyor. - Satıcı kadına seslendi. Yaşlı doktara ilaçları nasıl içeceğim, diye sordu. B) ANLAMSAL BOZUKLUKLAR: 1. Gereksiz Sözcük Kullanımı: Cümlede gereksiz sözcük kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar. Bir cümlede gereksiz sözcük cümleden çıkarılır. Cümleden çıkarıldığında anlam bozulmuyorsa o sözcük gereksizdir. a- Eş anlamlı sözcükler bir arada kullanılmaz. kullanılıyorsa biri gereksizdir. - Böyle neşeli ve şen bir bakışla baktı. - Hatıralar daha henüz dün gibi. - Nemli, ıslak duvardan yosunlar çıkmaya başlamıştı. - Yaşadığı hayatında mutlu bir gün görmemişti. - Bu konuda ne yeni bir araştırma yaptı, ayrıca ne de kimseye danıştı. Not: Bir kelimenin anlamı, diğerinin içinde varsa o da gereksizdir: gizli sır, beyaz kar taneleri, ıslak su… . b- Cümlede bir sözcüğün anlamına gelen kullanım varsa o sözcük gereksizdir. - İhtiyar, yerinden kalkarken az kalsın düşeyazdı. (“düşeyazdı” eylemi zaten az kalsın anlamını vermektedir.) Kamu kuruluşlarına yeni taşıt araçları alınması için ödenek ayrılmadı. (“taşıt” zaten “taşıma aracı” anlamındadır” Üç yıl boyunca karşılıklı çetleştiler. “çetleştiler” eylemindeki “ –leş” çatı eki karşılıklı anlamını vermektedir.) Not: “tanışmak, doğmak, ölmek” fiilleri “ilk kez” ifadesiyle kullanılmaz. “İlk kez Ankara’da doğmuştum.” Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gereksiz sözcük kullanılmamıştır? A) Yurt için yirmi adet yatak satın alındı. B) Sınav yaklaştıkça heyecan gittikçe günden güne artıyordu. C) Çocukların nasıl beslenip büyütüleceklerini düşünmek gerekir. D) Onunla toplantıda ilk kez tanıştık. E) Bu yol yaya yürümekle bitmez. A’da “adet”, B’de “günden güne”, D’de “ilk kez”, E’de “yaya” sözcükleri gereksiz kullanılmıştır. Cevap: C c- Koşul ekiyle koşul sözcüğü bir arada bulunmaz: - Eğer kazanırsanız yerler bizden... d- Gereksiz yardımcı eylemin kullanılması: ÖSYM’ye başvuruda bulunduk. Þ başvurduk Televizyon çocuklara ve gençlere kötü etki ediyor. - gençleri kötü etkiliyor - umut etmek Þ umutlanmak - kuşku etmek Þ kuşkulanmak - istek aldı Þ istenildi - ilgi almak Þ ilgilenmek e- İyelik ekiyle, iyelik zamiri bir arada kullanılmaz. - Gördüğün çocuklarımın hepsi benimdi Þ çocukların - Senin anlattıkların her zaman doğru mu? - Bizim köyümüz oldukça güzel. Þ Bizim köy f) Şahıs ekleriyle eke ait şahıs zamiri birlikte bulunmaz: Baharın geleceğini söylemiştik biz. h) “-de ® yine de, de ® ne de, henüz ® hala, ancak ® sadece, daha ® fazla, ilk ® önce, daha ® yeni, sanki® gibi, daha ® henüz, nedeni®ise ” gibi sözcükler birlikte bir cümlede kullanılamaz. Seninle görüşmesem de yine de seni özlerim. Henüz hala gelmedi. i) Fiilimsilerin bulunduğu cümlelerde fiilimsi veya fiilimsiden önceki veya sonraki sözcük gereksizdir. İlk defa olarak bu okula geldim. Havalar soğuduğundan dolayı hastalıklar artmaya başladı. Açık kadro için başvuruda bulunan çok. Þ (Başvuran). Sözcük türleri ve vurgulanan sözcükler cümleden atılmaz. İlk ben merak ettim. “Bulduğu hazır formülleri, gizli bir sır gibi saklıyordu.” I II III IV V Yukarıdaki altı çizili sözcüklerden hangi ikisi cümleden atıldığında cümlenin anlamında bir daralma olmaz? A) I – IV B) I – V C) III – IV D) II – IV E) II – V 3) Mantık Hataları: a) Sözcüklerin yerinde kullanılmaması yüzünden ortaya çıkan hatalardır. - Dikkat etmezsen düşebilirsin;hatta ayağın bile kayabilir. Formül zaten hazır olan şeydir. Sır da zaten gizlidir. Cevap: D Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “daha” sözcüğü gereksiz değildir? A) Üniversiteye daha yeni kaydoldum. B) Bunları söylemen için daha fazla erken C) Daha başka öneriniz yok mu? D) Buraya daha henüz gelmediği doğru mu? E) Hala daha konuşup duruyorsun Cevap: C Festival süresince her gün düzenli olarak I II III çıkacak olan “İlk Çekim” adlı IV siyah- beyaz dergi sinemaseverlere ücretsiz dağıtılacak. V Bu cümledeki altı çizili sözlerden hangisi çıkarılırsa cümlenin anlamında daralma olmaz? A) I B) II C) III D) IV E) V Cevap: A 2. Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması: Verilmek istenen anlama bağlı kalınarak sıfat ya da zarfların kullanılması gereken yerden önce kullanılmasıdır. “Tamirci, beş dakikada gölün suyunu boşaltan dinamoyu tamir etti.” Cümlesinde “beş dakikada” sözünün yeri anlatımda bozukluğa yol açmıştır. Çünkü burada söylenmek istenen, dinamo gölün suyunu beş dakikada boşaltan değil, tamirin beş dakikada yapıldığıdır. Öyleyse cümle; “Tamirci, gölün suyunu boşaltan dinamoyu beş dakikada tamir etti.” şeklinde olmalıdır. - Yeni durağa gelmiş, seni bekliyordum. - Kervansaraylar her yolda kalan insanın sığınağı idi. - Cesetler çok denizde kaldıkları için çürümüş - Adım adım İstanbul’u gezdik. ® İstanbul’u adım adım gezdik. Bu çocuk okuldan atılır, hatta sınıfta kalır. “Bu çocuk sınıfta kalır hara sınıftan atılır.” şeklinde olmalıdır. b) Cümlede anlatılana uymayan eylemin kullanılması yüzünden ortaya çıkan hatalardır. - Uzun süre yatmak hastaya fayda değil; zarar sağlar. - Yağışların bol olması tahılda mahsulün bol olmasına neden oldu. (Sağladı) - Bu işte kaybetme şansı çok yüksek. (Şansolasılık) - Ödevini gelmeden önce mi sonra mı yaptın? (geldikten sonra mı) “Pırıl pırıl mehtaplı gecede, hafif hafif çiseleyen yağmur onları etkilemiyordu.” Bu cümlede mantık hatası vardır. Pırıl pırıl mahtaplı bir gecede yağmur da çiselemez. Aşağıdaki cümlenin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) O yıllarda hepimiz tiyatro tutkunuyduk ve çalışmaya susamıştık. B) Film bir ailenin sıradan olaylar karşısındaki şaşırtıcı tutumunu ustalıkla yansıtıyor. C) Festivalin bu bölümünde, müziğin farklı türlerinde adını duyurmuş sanatçılar sahneye çıkacak. D) Sanatçının bu karikatürleri, başta Berlin ve Paris olmak üzere Avrupa’nın çeşitli kentlerinde sergilenecek. E) Bu kameralar, rahatça kullanabildiği ve taşınmasının kolay olması nedeniyle tercih ediliyor. Cevap: E 5) Çelişen Sözcükler: (Anlamca çelişen sözcüklerin birlikte kullanılması): Anlamca çelişen sözcüklerin, aynı yargıya bağlı olarak birlikte kullanılması anlatımı bozar. Özellikle, olasılık ve kesinlik bildiren sözcüklerin bir cümlede ya da cümlecikte bir araya getirilmesi ile oluşan yanlışlıktır. Mutlu bir ömür sürmeyi kuşkusuz sen de istiyor olmalısın. Bu cümlenin yüklemi ihtimal anlamı taşımakta; halbuki kuşkusuz kelimesi kesinlik ifade etmektedir. - Mutlaka bu sene kazanacağım galiba. - Hava çok güzel ;ama açık. - Öğretmen masasından yavaşça doğruluverdi. - Kesinlikle sınavı kazanabilirim. - Kişisel olanı arayışı onun nesnel tutumunu gösterir. - Ne annesinden ne de babasından vazgeçemiyordu. - Kesinlikle bu işi sessiz yapmış olabilir. - bence hiç şüphe yok ki bu evi de onlar yapmıştır. - sepette şöyle böyle kırk yumurta vardır. KMS 2001 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır? A) Dağcılık ülkemizde de çok ilgi gören bir spor dalıdır. B) Yoğun trafikte, ani fren yapıldığında çocuklar mutlaka başlarını bir yere çarpabilirler. C) Bu fotoğraf sergisinde, sualtındaki gizemli dünyanın gözler önüne serilmesine çalışılmış. D) Sporcularımızın kazandığı kupa ve madalyalar bu bölümde bulunuyor. E) Sıcak yaz akşamlarında, deniz kenarında oturmanın zevki bir başkadır. B şıkkında “mutlaka” kesinlik ifade eden sözcük kullanılmış. Yine aynı cümlede ihtimal ifade eden “çarpabilir” sözcüğü kullanılmış. Diğer şıklarda herhangi bir yanlışlık yoktur. Cevap: B 6) Birbiriyle Karıştırılan Sözcükler: Ses yönüyle birbirine benzeyen sözcüklerin anlam farklılığını sezememekten kaynaklanır. Anlamı iyi bilinmeyen, eş anlamlarıyla, aynı kökten türemiş benzerleriyle karıştırılan sözcükler anlatım bozukluğuna yol açar. Son günlerde içine kapanmış çekimser bir kişiliği bürünmüştü. (çekingen). Karnıyarık Türk mutfağına özel bir yemektir. (“özel” sıfattır; burada “özgü”, “mahsus”, “ait” edatları kullanılmalı.) Senin sayende bu maçı da kaybettik. (yüzünden) Bütün olumsuzluklara karşılık başarılı oldu. (karşın) Sınıfta etken bir rolü vardı. (etken) Rüzgar, yangının kısa sürede yayılmasını sağladı. “Sağlamak” olumlu durumlar için kullanılır; “neden oldu” denmeliydi. Not: Olumlu ve olumsuz cümlelerde kullanılacak kelimeler farklıdır. “sağlamak, şans, etki, katkı” olumlu cümlelerde; yol açmak, tepki, asla olumsuz cümlelerde kullanılır. Attığı golle takımının galip gelmesine yol açtı. Yanlış Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün kullanılması uygun değildir? A) İnsanca şeyler bana hiç yabancı gelmiyor. B) Fikret’ in ölüm yıl dönümü kutlandı. C) Hürriyet ile özgürlük, millet ile ulus özdeş değil D) Uzunca bir yol, sayısız aşamalar var önümüzde. E) Hemen hiçbiri, bunalıma karşı bağışıklık kazandırmaz Cevap:B * Karıştırılan belli başlı sözcükler: - Giydiği kravat ona çok yakışmış. (Giydiği – taktığı) - Saçı sakalı büyümüş, tanınmaz olmuştu. (Uzamış) - boyut-ölçüt, çoğunluk-çokluk, etkin-etken, gelişim-ilerleme, yaklaşık-yakın, yaşam-yaşayış, yanlış-yanılmış, öğretim-öğrenim... KPSS 2005 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Sorunlara çözüm bulmak için bir toplantı düzenleyebiliriz. B) Ellerine geçen fırsatları iyi değerlendirdiler. C) Gezilecek yerleri önceden saptamalıyız. D) Davranışlarıyla çocuklara örnek olmaya çalıştılar. E) Yaptığı suçları bir bir sıraladı. “saptamak” bir şeyin durumu, niteliği, niceliği üzerine kesin bilgi vermek, anlamında kullanılır. B seçeneğinde saptamak sözcüğü yerine “görmeliyiz” sözcüğü kullanılmalıydı. Cevap: C Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcüğün yanlış kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu yoktur? A) Üşütmüşüm vücudumda kırgınlık var. B) Yeni kayıt olan çekimser bir şekilde girdi. C) İki takım arasında ayrıcalıklar var. D) Konuk severlik Türkiye’ye özel bir davranıştır . E) Televizyonumuz yeni yayınına başlamıştır. A’da kırgınlık Þ kırıklık, B’de çekimser Þ çekingen, C’de ayrıcalık Þ ayrılık, D’de Türliye’ye özel Þ Türkler’e özgü şeklinde olmalı. -yayım: Baskı ve dağıtım işi; -yayın: Haber, program veya gazete ,dergi gibi organların genel adıdır. Cevap: E 7) Deyim ve Atasözü Yanlışlıkları : * Deyim ve atasözündeki kelimeler değiştirilmez * Farklı deyimler anlatılmak istenenin yerine kullanılmaz. - Aç ne yemez ,tok ne yemez.Þiçmez - El öpmekle ağız aşınmaz.Þ dudak - Ona yardım et elinden geleni ardına koyma.Þ elinden geleni yap - Öğrenciler böyle yaparsa öğretmen ne yapsın,balık baştan kokar.Þ Öğretmen böyle yaparsa öğrenciler ne yapsın... “Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?” Yukarıdaki soru tipinde olduğu gibi Anlatım bozukluklarının sebepleri ÖSYM’nin cevap şıklarıyla aşağıda anlatılmıştır. Anlatım Bozukluklarının Sebepleri : 1) Öğe Eksiklikleri: a) Nesne eksikliği: Üniversiteyi kazanmaya teşvik etmeli; desteklemeliyiz. b) D.T. eksikliği: Hükümet tabibine muayene edilerek, sağlık raporu alacaksın. c) E.T. eksikliği: Bu konuda ona git ve görüş. d) Özne eksikliği: Denizli’de havalar açık;artık yağmurdan sisten arınmış durumda. e) Yüklem eksikliği: Çayı az , sigarayı ise hiç sevmem.(Özne-yüklem uyumsuzluğu) Edebiyat sorularını Özcan Bey’le ben; dilbilgisi sorularını ise, diğer öğretmenler hazırladı. 2) Tamlama Uyumsuzluğu: a) Öznenin tamlayan eki almasından: - Ucu yırtık paraların merkez bankası dahil hiçbir yerde işlem görmüyor. (t.yan eki fazlalığı) b) Tamlayan eksikliğinden: - Öğrenciyi düşünmeye ve yaratıcı olmaya yönelten ve herhangi bir konu üzerinde eleştiri yapmasını sağlayan bir anlayış, henüz eğitim sistemimize yerleşmedi. (öğrencinin) c) Tamlamanın yanlış yapılması: - Bu konu ekonomik ve sağlık açısından önemlidir.(Tamlanan eksikliğinden) - Toplantıda gündemin öğrencilerin başarılarının artırılmasıyla ilgili maddeye geçildi. (İyelik eki eksikliğinden)-maddesine - Bu kitaplar kütüphanenin yer almadığı için yerleştirilmeyen kitaplardır. 3) Özne – Yüklem Arasındaki Uyumsuzluklar: * Çoğul şahıs ekinin kullanılmaması - Dürüst biri olduğundan dün de bugün de kuşkuya düşmüyorum. - Bu dünyada bir sen bir de ben varım. * Tekillik çoğulluk bakımından uyumsuzluk - Kuzular kırda koşuşturuyorlar. - Aylar, yıllar su gibi akıp geçtiler. * Olumluluk-olumsuzluk bakımından uyumsuzluk - Hiçbiri okula gelmedi; dışarıda oynadı - Herkes ondan nefret ediyor; yüzünü bile görmek istemiyordu. 4) Fiillerle İlgili Uyumsuzluklar: * Yardımcı eylemin fazlalığı - ÖYS’ye başvuruda bulunduk. (başvurduk) * Ek- eylem kullanılmaması veya yanlış kullanılması - Sözleri dokunaklı; konuşması açık değildi. * Etken- edilgen uyumsuzluğu - Her sabah erken uyanılmaya çalışmalı. * Fiil veya fiilimsi eksikliği - Bu sınavda kimin çalışkan ,kimin çalışkan olmadığı ortaya çıkacak. 5) Eklerle İlgili Uyumsuzluk: Anlattığım olayları garip ve yanlış görülebilir. * İlgi ekinin gereksiz kullanılması,eksik kullanılması - Muğla yöresindeki yangınlardan geriye çıplak tepeler kaldı. * İlgi ekinin eksik kullanılması - Bu soru ben ve benim gibi sınava girmiş olan birçok kişinin kafasını karıştırdı * Çoğul ekinin gereksiz kullanılması - Birçok insanlar sabahları erken uyanır. * Uygun olmayan ekin kullanılması - Söylediklerimden hep aksini yaparsın zaten - Hepinizi başarılar dilerim. - Hava kirliliğinin nedenlerinden biri yeşil alanların azlığındandır. 6) Noktalama Eksikliği: - Küçük çam ağacını dikti. - İhtiyar arkadaşıyla gitti. 7) Gereksiz Sözcük Kullanılması: - Soruları cevaplandırsa da yüzü yine de gülmez. (Aynı anlama gelen sözcüklerin birlikte kullanılması.) 8) Çelişen Sözcüklerin Birlikte Kullanılması: - Elbette onunla gitmiş olabilirler. - Aşağı yukarı tam altı yıl geçmişti. 9) Bir Sözcüğün Anlam Bakımından Yanlış Kullanılması: - Onların yaşayışına eskiden alakası vardı. (Karıştırılan Sözcükler) Yaşamına - Bu konuda gençleri azımsamak doğru değil. (Karıştırılan Sözcükler) küçümsemek 10) Mantık Hataları (Sözcüklerin anlamına ve işlevine uygun kullanılmaması): - Artık hastamızın sağlık durumu tamamen iyileşti. - Beyin zarı iltihabı ölüme hatta çocuk felcine yol açıyor. - Küçüklerin adım atışları, dönüşleri, el vuruşları büyüklerinki gibiydi; üstelik küçüklüklerinin verdiği sevimlilikte cabası. 11) Sıfat veya Zarfın Yanlış Yerde Kullanılması: - Karış karış çevreyi taradık; onu bulamadık. (Söz dizimi bozukluğu) - Kervansaraylar her yolda kalan insanın sığınağıdır. (Söz dizimi bozukluğu) Aşağıda verilen cümlelerdeki anlatım bozukluklarının nedenlerini belirtip cümleleri düzelterek yeniden yazınız? 1. Sizinle aynı ortak zevkleri paylaşıyoruz. 2. Bize, hoşgörülü olmayı, merhametli olmayı, acımayı o öğretmişti. 3. Her gün gelip gitmek yorucu elbet 4. Onların Faruk adında bir çocukları doğdu. 5. Üç saat süreyle görüştükten sonra basına bir açıklama yaptılar. 6. Çocuğuna kol kanat geriyor, bir an olsun gözünün önünden ayırmıyordu. 7. Saçlarını boyamış yeni bir sitil vermişti. 8. Yeni evleri biter birmez taşınacaklarmış. 9. Herkese başarılarını anlatır, kendisine hayran olmasını isterdi. 10. Türkçemizde sayı ve belgisiz sıfatlardan sonra gelen adlar çoğul eki almaz. 11. Müdür Bey’in sinirleri bir hayli bozulmuş ve ziyadesiyle üzülmüştü. 12. Biz okula , onlar eve gidecekler. 13. Kardeşini koruyor, her zaman şefkat gösteriyordu. 14. Benim ve senin bileceğin sürekli gerçek şudur. 15. Görevliler halka hizmet etmeli ve hor görmemeliler. 16. Fen ve askeri liselere hazırlık kurslarımız başlamış. 17. Arkadaşlarını kutladı ve tebrik etti. 18. Türkler onlara iyi olanaklar sağlamış ve saraylarda yaşatmıştır. 19. Paragrafı üç kez okuyor, yine paragrafı anlamıyordu. 20. Şiire daha duygusal yaklaşmalı, ona ilgi göstermelisin. 21. Kısaca öğrendiklerimi beni dinleyenlere anlatacağım.hayat ne kadar kısadır! Onu asıl kısaltan, ne kendi ölümümüze, ne de etrafımızdakilerin ölümüne hazır olmayışımızdandır. 22. Sınavdaki sorulardan birini yanlış, hepsini doğru cevapladım. 23. Hem eski hem batı kültüründen faydalanılmalı. 24. Yorgun adımlarla kahveye girer, dalgın dalgın baktı. 25. Senden başka hiçbiri düşmanlık yapmamış, işbirliği yapmıştır.