TÜRKİYE – ALMANYA TİCARİ VE EKONOMİK İLİŞKİLERİ

advertisement
TÜRKİYE – ALMANYA TİCARİ VE EKONOMİK İLİŞKİLERİ
Almanya, siyasi, ekonomik ve kültürel açılardan Türkiye’nin en önemli partnerlerinden
biridir. Yılda 12 Milyar Euro’luk ticaret hacmiyle Almanya bir numaralı ticaret ortağımız
olup, 4.2 milyar Euro’luk dış yatırımıyla ülkemizdeki yabancı sermaye sıralamasında üçüncü
sırada gelmektedir. Üç milyonu aşkın Alman turist ülkemizi ziyaret etmektedir. Mali ve
teknik işbirliği konularında da Almanya Türkiye’nin bir numaralı partneri konumundadır.
Yukarıdaki alanlardaki yoğun ilişkilerimizin yanı sıra, bu ülkede yasayan 5 milyon
dolayındaki Türk toplumu, Türk-Alman ikili münasebetlerini diğer ülkelerle ilişkilerimizde
esine rastlanmayacak ölçüde özel bir konuma sokmaktadır.
Ulusal ve uluslararası istatistiklerde ortaya koyuyor ki, Almanya – sınırları içinde yaşayan
5 milyona yakın Türk nüfusunun da etkisiyle – Türkiye’nin ihracat-ithalat ve yatırımlar
konusunda en önemli ekonomik partneri konumundadır. Türkiye’nin ihracatında 1.sırada,
ithalatında ise Rusya’dan sonra 2. sırada olması nedeniyle Almanya, Türkiye için en önemli
ticaret ortağı durumundadır. Bununla birlikte Türkiye Almanya’nın ithalatında halen 20.
sırada, ihracatında ise 17. sırada bulunmaktadır.
TÜRKİYE­ALMANYA DIŞ TİCARETİ (Milyar Dolar )
2010
2009
2008
2007
2006
2005
Kaynak:
İHRACAT
İTHALAT
10.321.698
15.361.127
9.783.225
14.096.963
12.951.755
18.687.197
11.993.232
17.539.955
9.686.235
14.768.220
9.455.050
13.633.888
Dış Ticaret Müsteşarlığı
DENGE
-5.039.429
-4.313.738
-5.735.443
-5.546.723
-5.081.985
-4.178.838
HACİM
25.682.824
23.880.188
31.638.952
29.533.187
24.454.455
23.088.938
Almanya’yla ticari ilişkilerimizde Türkiye’den 5000’in üzerinde firma ya da kuruluş
tarafından ihraç edilen ürünlerimizin, tekstil, konfeksiyon ve elektronikten gıda maddelerine
kadar çok geniş bir yelpaze içinde yer aldığı görülmektedir. Almanya’ya ihracat yıllar
itibariyle en az %80 oranında sanayi mamullerinden %20’ye yakın oranda ise tarım ve
madencilik ürünlerinden oluşmaktadır. Sanayi ürünleri ihracatı içinde makinalar ve ulaşım
araçları ile giyim sanayi ürünleri ana ihraç kalemlerini oluşturmaktadır. Tarım ürünleri
ihracatı içinde ise meyve-sebzeler ve tütün-tütün mamulleri ana ihraç kalemlerini
oluşturmaktadır.
İhracatımızda başlıca maddeleri; giyim eşyası ve aksesuarları, kara ulaşım araçları, tekstil
elyafı ve mamulleri, meyve ve sebzeler, haberleşme cihazları, enerji üreten makine ve
cihazlar, elektrikli makine ve cihazlar, metallerden nihai ürünler, kauçuk ve mamulleri
oluşturmaktadır. Türkiye’nin Almanya’ya ihracatında halen önemli bir paya sahip olan tekstil
ve konfeksiyon sektörünün, zamanla diğer ülkeler lehine kayacağı öngörülmekte olup,
Türkiye’nin katma değeri yüksek olan diğer ürünlere ağırlık vermesi beklenmektedir.
Alman firmalarının son yıllarda üretim ve ithalatlarını Merkezi ve Doğu Avrupa
Ülkelerine kaydırmaları ve son iki yıl içinde bu ülkelere yönelik vergi ve kotaların
kaldırılması ihracat artışımızda bir yavaşlamaya neden olmuştur.
Almanya’dan ithalat yıllar itibariyle en az %90 oranında sanayi mamullerinden %10’a
yakın oranda ise tarım ve madencilik ürünlerinden oluşmaktadır. Sanayi ürünleri ithalatı
içinde kimyasallar ile makinalar ve ulaşım araçları ana ithal kalemlerini oluşturmaktadır.
Tarım ürünleri ithalatında ise, dokumaya elverişli lifler ile hububat ve mamulleri ana ithal
kalemlerini oluşturmaktadır.
İthalatımızda başlıca maddeleri ise; kara ulaşım araçları, sanayi kollarında kullanılan
makine ve cihazlar, elektrikli makine ve cihazlar, plastik ve plastikten mamul eşya, enerji
üreten makine ve cihazlar, demir çelik, eczacılık ürünleri ve organik kimyasal ürünler
oluşturmaktadır.
Alman ekonomisinin kalbini imalat
sanayi ve
ilgili hizmet
sektörleri
oluşturmaktadır. En önemli imalat sektörleri sanayi makineleri, otomotiv ve kimya
sanayi iken son yıllarda telekomünikasyon sektörü de önde gelen faaliyet alanlarından
biri haline gelmiştir. Diğer sanayileşmiş ülkelerde olduğu gibi Almanya’da da
hizmetler sektörünün önemi giderek artmıştır.
Türkiye’de
faaliyette bulunan Alman
menşeli firmaların sektörel dağılımına
bakıldığında, hizmetler ve imalat sanayiinin yatırımda en fazla tercih edilen sektörler
olduğu görülmektedir. İmalat sanayinde gıda, hazır giyim, kimyasal ürünler,
elektrik­elektronik, makine imalat, taşıt araçları imalat ve taşıt araçları yan sanayii ön
plana çıkmaktadır. Hizmetler sektöründe ise Alman yatırımcıların ticaret, turizm,
haberleşme, bankacılık ve yatırım finansmanı gibi alt sektörlerde yoğunlaştıkları
görülmektedir.
Diğer taraftan 1960’lı yıllarda Almanya’ya “misafir işçi” olarak giden Türk
vatandaşları, özellikle 1980’li yıllardan itibaren girişimciliğe yönelerek kendi iş
yerlerini kurmuş ve işveren konumuna gelmişlerdir.
Almanya, pazar gözetimi ve denetimi konularında AB ülkelerine rehberlik
eden, ciddi denetim ve yaptırım mekanizmaları olan bir pazar görünümündedir.
Ülkeye yapılacak ihracatta Alman kurumlarınca belirlenen prosedürler eksiksiz takip
edilmelidir. Almanya'nın bir kurallar ve standartlar ülkesi olduğu ve belirlenen yasal
çerçevenin dışında iş yapmanın mümkün olmadığı unutulmamalıdır.
2010 yılında Türkiye ile Almanya arasındaki ticari ve ekonomik işbirliği hızlı bir şekilde
artmıştır. Türkiye’de yabancı sermayeli şirketler arasında Almanlar yaklaşık 4500’le ilk
sıraya yerleşmiştir. Türkiye'nin en büyük ticari ortağı olan Almanya ile dış ticaret hacmi,
yaklaşık 30 milyar dolara yükselmiştir. Türkiye'nin, Almanya ile ekonomik ilişkilerinin
2010’daki hızıyla artmaya devam etmesi halinde, 2015’de Almanya’nın en büyük 10 ticari
ortaklarından birinin Türkiye olması beklenmektedir.
Sorunlar:
Türk Alman ekonomik ilişkilerinin vize sorunundan kurtulması gerekmektedir.
 Vize ile ilgili yaşanan sorunlar şu şekilde sıralanabilir:
 Bir ay sonrasına varan randevu süreleri,
 Vize başvuru formuna eklenmesi gereken 15 belge ve ek belge taleplerinin yarattığı
aşırı bürokratik işlem
 60 avro vize işlemi ile aracı kurumların talep ettikleri ek ücretler nedeniyle artan
maliyet yükü
 Diğer Schengen devletlerine kıyasla reddedilen vize başvuruları oranının yüksek
sayısı
 Vize başvurusunun reddine ilişkin gerekçelerde şeffaflık olmaması ve red
durumunda vize ücretlerinin iade edilmemesi.
 Orta ve uzun süreli vizelerde kısıtlayıcı uygulamalar yapılması, bir yıldan uzun
süreli vizelerin nadiren tahsis edilmesi ve başka ülkeler tarafından uygulanan bir
yıllık vize alanlara diğer başvurularında uzun süreli vize tahsis edilmemesi.
Birçok yatırım girişimi, vize başvurularının reddedilmesi veya çok kısa süreli vize
verilmiş olması nedeniyle gecikmekte veya sonuçsuz kalmaktadır. Almanya'nın mevcut vize
uygulaması, sadece Türk iş adamları tarafından ciddi bir ticari engel olarak algılanmakla
kalmamakta, onların Alman iş ortakları da mevcut uygulamanın ikili ticari ilişkiler açısından
giderek daha ciddi bir engel oluşturmaya başladığını ve Almanya'nın Türkiye pazarındaki
payının gerilemekte olmasının nedenlerinden birini oluşturduğunu düşünmektedir.
Bu çerçevede vize konusunda bazı acil düzenlemeler yapılmalıdır. Bu düzenlemeler
arasında bekleme sürelerinin kısaltılması, ibraz edilecek evrakların azaltılması, örtülü
giderlerin düşürülmesi, daha uzun süreli vizelerin düzenlenmesi, yetkili kabul mercilerinin
artması, yüksek olan reddedilme oranlarının düşürülmesi, reddetme nedenlerinde şeffaflık
olması, daha iyi bir bilgi akışının sağlanması ve resmi temsilciliklere doğrudan ulaşılabilmesi
vb. sayılabilir.
Konya-Almanya İlişkileri
Almanya aynı zamanda Konya’nın en önemli ticaret ortaklarından birisidir. Türkiye
İhracatçılar Meclisi verilerine göre 2010 yılında Konya’dan Almanya’ya yaklaşık 50 milyon
dolar ihracat gerçekleştirilmiştir.
KONYA-ALMANYA İHRACATI (2005-2010) ($)
2010
2009
2008
2007
2006
2005
49.593.904
39.312.137
50.969.541
40.373.477
23.561.211
30.235.500
Başlıca ihracat kalemlerinde ise kazan, makine, mekanik cihaz ve aksamı, demir ve
çelikten eşyalar, otomotiv yedek parça, hububat, un ve muhtelif gıda ürünleri ilk sıraları
almaktadır.
Türkiye’de 2 bin 700 Alman yatırımcı olmasına rağmen ne yazık ki bu yatırımlardan
Konya’nın da üzerine düşen payı alamamıştır. Bunu temel nedeni Konya’nın imaj sorunudur.
Konya dışarıda farklı tanınmaktadır. Bunun önüne geçilmesi ve yatırımların çekilmesi için bir
an önce tanıtım atağı başlatılması gerekmektedir. Anadolu’nun Avrupa ile tanıtım vasıtasıyla
yeni hatlar kurması Avrupalının Türkiye’ye karşı önyargısının önüne geçecektir. Konya’nın
dışa açılması, Konya’nın yabancı yatırımcılar için önemli bir cazibe merkezi haline gelmesini
sağlayacaktır.
Download