duygudurum bozuklukları

advertisement

Temel bozukluğun duygulanımda (afekt)
olduğu hastalık grubuna duygudurum
bozuklukları (mood bozuklukları) ya da
duygulanım bozuklukları (afektif
bozukluklar) adı verilmektedir.
Mani Dönemi: Hastanın aşırı neşe, hareketlilik ve
büyüklük hissi yaşadığı dönem.
Depresyon Dönemi: Hayattan zevk alamadığı,
çökkünlük hissettiği, durgun ve suskun olduğu
dönem.
Karma Dönem: Bu iki dönem belirtileri, karışık
olarak birlikte de ortaya çıktığı dönem.
***Bu dönemler genellikle bir kaç ay sürüp
düzelme, daha sonra yineleme eğilimindedir.
1- Bipolar Bozukluklar
2- Depresyon Bozuklukları





İkiuçlu (Bipolar) I Bozukluğu
İkiuçlu (Bipolar) II Bozukluğu
Siklotimi Bozukluğu
Maddenin/İlacın Yol Açtığı İkiuçlu ve İlişkili
Bozukluk
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı İkiuçlu ve
İlişkili Bozukluk


Tanı konabilmesi için bir mani dönemi
olmalıdır.
Mani döneminin öncesinde ya da sonrasında
hipomani ya da majör depresyon dönemi
bulunabilir.


En az bir hafta süreyle, kabarmış, taşkın ya da
çabuk kızan duygudurum
Amaca yönelik etkinlik ve içsel güçte,
olağandışı ve sürekli bir artışın olduğu bir
dönemin, neredeyse her gün, günün büyük bir
kısmında bulunması.








Buna eşlik eden grandiyözite,
Uyku gereksiniminde azalma,
Lögore, baskılı konuşma,
Düşünce uçuşması, düşünce hızlanması,
Dikkat dağınıklığı,
Distraktibilite,
Amaca yönelik etkinlikte artma,
Ajitasyon gibi belirtilerin bulunması.


***Tanı konabilmesi için, mani dönemi,
toplumsal ya da işle ilgili işlevsellikte belirgin
bir düşmeyle sonuçlanmalıdır.
Ya
da
başkalarına
bir
kötülüğünün
dokunmaması (parasal kayıplar, yasa dışı
etkinlikler, kendini yaralama) için hastaneye
yatırılması gerekmektedir.
İkiuçlu I Bozukluğunun 12 aylık görülme sıklığı,
%0.6’dır.
Erkeklerle kadınların yaşam boyu görülme sıklığı
1,1:1’dir.
Kadın ve erkeklerde benzer oranlarda ortaya
çıkar. Ancak hızlı döngülü (yılda 4 ya da daha
fazla dönem geçiren) grup, kadınlarda daha sık
görülmektedir.



Genetik,
Monamin varsayımı,
Sirkadyen Ritim Varsayımı
Yapılan
çalışmalarda,
duygudurum
bozukluklarına yatkınlığın genetik olarak
iletildiği (özellikle bipolar bozukluk) ancak,
genetik geçişin biçimi ve sorumlu genler henüz
bulunamamıştır.
Duygudurum bozukluklarının’, beyin
monoaminlerindeki artma ya da azalmaya bağlı
olabileceğini düşündürmektedir
Bu görüş; bipolar bozukluktaki genetik defektin
sirkadyen ritimleri düzenleyen mekanizmalarla
ilişkili olduğunu ileri sürmektedir. (Günlük uyku,
uyanıklık ritmi)
-
Hastalık
dönemlerinin
genellikle
bozukluklarıyla başlaması.
uyku
İkiuçlu (Bipolar) II Bozukluğu, bir ya da birden çok
major depresyon dönemlerini ve en az bir
hipomani dönemini içeren, yineleyici duygudurum
dönemlerinin klinik gidişi ile belirlidir.
Tanı ölçütlerini karşılayabilmesi için, major
depresyon dönemi en az iki hafta, hipomani
dönemi en az dört gün sürmelidir.
***Hastalığın gidişi sırasında bir mani döneminin
varlığı, İkiuçlu II Bozukluğu tanısı konmasını
engeller.


İkiuçlu II Bozukluğu olan kişiler, daha çok bir
major depresyon dönemi sırasında klinisyene
başvururlar
ve başlangıçta hipomaniden
yakınma eğilimi göstermezler.
Hipomani dönemi , kendi başına bir
işlevsellikte bozulma nedeni değildir.


İkiuçlu II Bozukluğunun yıllık görülme sıklığı
%0.3-0.8 arasında bulunmuştur.
Kadın ve erkeklerdeki oranı eşit bulunmuştur.
Siklotimi
Bozukluğunun
başlıca
özelliği,
birbirinden ayrı ve çok sayıda, hipomani
belirtilerinin olduğu zaman dilimlerini ve
depresyon belirtilerinin olduğu zaman dilimlerini
içeren, süreğen, dalgalanan bir duygudurum
bozukluğunun olmasıdır.
Tanı konabilmesi için, en az 2 yıldır sürüyor
olması ve bu sürede en fazla iki ay sürekli iyi
kalınabilmelidir.


Yaşam boyu görülme sıklığı yaklaşık %0.41’dir.
Kadın ve erkekler arasındaki yaygınlığı
eşittir.
Maddenin ya da ilacın yol açtığı, klinik
görünüme egemen olan, kabarmış, taşkın ya da
çabuk kızan, olağan dışı ve sürekli bir
duygudurumun olduğu belirgin bir dönemin
olmasıdır.
****Bu durum antidepresan ya da diğer
tedavilerden sonra ortaya çıkmış, ilacın fizyolojik
etkileriyle ortaya çıkmışsa maddenin/ilacın yol
açtığı iki uçlu ya da ilişkili bozukluk denmez.

Başka bir sağlık durumuna bağlanabilen, klinik
görünüme egemen olan, kabarmış, taşkın ya da
çabuk kızan, olağan dışı ve sürekli bir
duygudurumun olduğu belirgin bir dönemin
olmasıdır.
Bunaltılı: O sıradaki ya da en son mani,
hipomani, depresyon dönemlerinin çoğu günü
boyunca, bunalma ya da gerginlik duyma, hiçbir
şekilde dinginlik sağlayamama, kötü bir şey
olacağından korkma ve özdenetimini yitirecekmiş
gibi
olma
belirtilerinden
en
az
ikisi
bulunmaktadır.
Karma özellikler gösteren: İkiuçlu I ya da II
bozukluğunda, o sıradaki mani, hipomani ya da
depresyon dönemine uygulanabilir.
Mani ya da hipomani dönemi, karma özellikler
gösteren: Mani dönemi ya da hipomani dönemi
için tanı ölçütleri tam olarak karşılanmıştır ve o
sıradaki ya da en son mani ya da hipomani
döneminin çoğu gününde belirgin disfori ya da
çökkün duygudurum, neredeyse tüm etkinliklere
karşı ilgide azalma ya da bunlardan zevk
almama, ruhsal- devinsel yavaşlama, değersizlik
ya da suçluluk duyguları, yineleyici ölüm
düşünceleri gibi belirtilerden en az üçü
bulunmaktadır.
Depresyon dönemi karma özellikler gösteren:
Major depresyon dönemi için tanı ölçütleri tam
olarak karşılanmıştır. O sıradaki ya da en son
depresyon döneminin çoğu gününde kabarmış,
taşkın duygudurum, benlik saygısında abartılı bir
artış, büyüklük düşünceleri, her zamankinden
daha konuşkan olma ya da konuşmaya tutma,
düşünce uçuşması, içsel güçte ya da amaca
yönelik
etkinlikte
artma,
kötü
sonuçlar
doğurabilecek etkinliklere daha çok katılma (aşırı
para harcama, düşüncesizce cinsel girişimlerde
bulunma).
Hızlı dönglü: Hızlı döngülü belirleyicisi ikiuçlu I
ya da II bozukluğuna uygulanabilir. Son 12 ay
içinde, mani, hipomani ya da majör depresyon
dönemi için tanı ölçütlerini karşılayan, en az dört
duygudurum döneminin varlığı ile tanımlanır.
Dönemler, en az iki ay süren, tam olmayan ya da
tam yatışmalarla ya da karşı uçta bir döneme
geçmeyle birbirinden ayrılır.
Melankoli özellikleri gösteren: O sıradaki
dönemin en ağır evresinde, bütün ya da
neredeyse bütün etkinliklerden zevk alamama ya
da genellikle zevk verebilecek uyaranlara karşı
tepkisiz kalma belirtilerinden en az biri vardır.
Bunun yanında derin bir bunalım, umutsuzluk,
değişik nitelikte bir depresyon duygudurumu,
yeme isteğinde belirgin azalma, kilo verme,
suçluluk duyguları gibi belirtilerden de en az üçü
bulunmalıdır.
Değişiktür (atipik) özellikleri gösteren: O
sıradaki ya da en son majör depresyon döneminin
çoğu gününde duygudurumda tepkiselliğin yanı
sıra belirgin bir yeme isteğinde artma, kilo alımı,
çok uyku uyuma, belirgin bir toplumsal ya da işle
ilgili
işlevsellikte
bozulmayla
sonuçlanan,
başkalarından
kabul
görmeme
duyarlılığı
belirtilerinden en az ikisi bulunmaktadır.
Psikoz özellikleri gösteren: Dönemin herhangi
bir zamanında sanrılar ve varsanılar vardır.
Psikoz özellikleri varsa bunun duygudurumla
uyumlu ya da uyumlu olmadığı belirtilir.
Örn. Mani döneminde kişide büyüklük sanrıları
olması
duygudurumla
uyumlu
olduğunu
göstermektedir.
Katatoni ile giden: Dönemin büyük bölümünde
katatoni özellikleri bulunuyorsa bu belirleyici
kullanılır.
Doğum
zamanı
(peripartum)
başlayan:
Duygudurum belirtileri gebelik sırasında ya da
doğumdan sonraki dört hafta içinde ortaya
çıkarsa, o sıradaki dönem için ya da duygudurum
dönemi için tanı ölçütleri o sırada tam olarak
karşılanmıyorsa, ikiuçlu I yada II bozukluğunun
en son mani, hipomani ya da majör depresyon
dönemi için bu belirleyici kullanılmaktadır.
Mevsimsel örüntü gösteren: Başlıca özelliği, en
az bir tür dönemin (mani, hipomani ya da
depresyon) düzenli olarak mevsimsel örüntü
göstermesidir.
Örn. Kişinin mevsimsel manileri olabilir. Hep
sonbahar döneminde manik ataklar geçirmesi.
Bipolar bozukluklar yüksek oranda yineleyici
olup, bir manik dönem geçirenlerin ikinci bir
duygudurum dönemi geçirme olasılığı %90’dan
fazladır.
10 yıllık bir hastalık süresi içinde geçirilen
ortalama dönem sayısı 4 olarak saptanmıştır.
İlk dönemin depresyon olması daha sık
görülmektedir.
Dönemlerin ne aralıklarla ortaya çıkacağı ve ne tip
olacağı bir kurala bağlanamaz.




Lityum
Valproat/valproik asit
Karbamazepin
Bilişsel Davranışçı Terapi
Mani ve Hipomani tedavisinde genellikle
duygudurum dengeleyicileri (lityum, valproat
(Depakin)
ve
karbamazepin
(tegretol)
ile
antipsikotik ilaçlar birlikte kullanılır.
Duygudurum
dengeleyicilerinin
dozu
kan
düzeyleri ile ayarlanır.
Lityumun 1.5mEq/l toksik belirtiler göstermektedir.
İlaçlara dirençli çok ağır ve ajitasyonu kontrol
edilemeyen
bazı
manik
durumlarda
EKT
uygulanabilir.
Karma Dönem Tedavisi:
Karma dönemler de mani gibi tedavi edilir ancak
lityum yerine valproat seçimi daha etkili
olmaktadır.
TANI
VERİLER
HEDEF
Öz bakım eskikliği
1.Aşırı hareketllilik
kişisel ihtiyaçları
hakkında doğru
kararlar vermede
yetersizlik.
1.Bireyin kişisel
ihtiyaçlarını tanıması.
2.Kişisel
ihityaçların farkına
varmada
yetersizlik.
GİRİŞİMLER
1.Öz bakım eksikliğine
neden olan faktörler
belirlenecek.
2.Kişisel ihtiyaçlarıyla 2.Benlik saygısı ve kendi
ilgili farkındalık
kendine karar vermesi
geliştirmesi.
geliştirilecek. 3.Hastanın
kendi bakımına en üst
3.Öz bakım
düzeyde katılımı sağlanacak.
aktivitelerini yerine
4.Bağımsız olma ve katılım
getirmesi.
konusunda
cesaretlendrilecek.
4.Öz bakım
5.Her bir öz bakım
aktivelerini
aktivisesini yerine getirme
sürdürmesi
durum değerlendirlecek.
6.Kendi başına
gerçekleştirdiği her bir
bakım aktivitesi için olumlu
geri bildirim verilecek.
7.Hastanın bağımsız olarak
gerçekleştirmediği
durumlarda hasta
desteklenecek.
TANI
VERİLER
Beden gereksinimi
altında besin alımı
1.Yiyeceklere Hastanın kötü
ilginin
beslenme
yitirilmesi
belirtileri
göstermemesi
2.Kilo kaybı
3.Kas
tonüsünün
azalması
4.Elektrolit
dengesizliği
5.Deri
turgorunun
azalması
HEDEF
GİRİŞİMLER
1.Diyetisyenle iş birliği yapılır,
hastanın boy ve kilosuna göre
gerçekçi kiloya gelmesi için
gereken kalori miktarı
belirlenir.
2.Konstipasyonu önlemek için
diyetin posalı yiyeceklerden
oluşması sağlanır. Hasta bol
sıvı almaya ,bağırsak
hareketlerini artırmak için
egzersiz yapmaya yöneltilir.
3.Aldığı çıkardığı ve kalori
miktarı kaydedilir.
4.Hasta her gün tartılır. İştah
azalmışsa sevdiği yiyecekler
sağlanır.
5.Az az sık sık beslenme
sağlanır.
6.Hekim istemine göre
vitamin, mineral verilebilir.
7.Hastaya uygun beslenme ve
sıvı alımının önemi öğretilir.
Sosyal etkileşimde
bozulma
Büyüklük
düşüceleri
nedeniyle etrafı
küçümseme,
manipülatif
davranışlar
1.Grupla
etkileşimi
engelleyen
faktörleri
tanımlaması,
uygun
etkişleşim
davranışlarının
benimsemesi
2.Grupla etkin
iletişim
sürdürmesi
3.Diğerlerini
olumsuz
etkileyen
manipülatif
davranışlarını
değiştirmesi
1.Bireysel destekleyici bir ilişki
kurulur.
2.Problem yaratan durumlar
hastayla birlikle rop play
yapılarak duygular tartışılır.
3.Birey olarak kendi
sorumluluklarının farkına
varması sağlanır.
4.Başkalarına nasıl
yaklaışımda buluncağı
hakkında bilgilendirilir.
5.Başkalarının kendisine
dikkat, önem saygı
göstermesini sağlayan
etkileşimleri tanıması sağlanır.
6.Grup içinde olumlu davranış
gösterdiğinde geri bildirim
verilir.
7.Sınırlamalar basitçe hastaya
açıklanır. Ve bunlara uyması
için hasta desteklenir.
TANI
VERİLER
AMAÇ
GİRŞİMLER
Düşünce
süreçlerinde
değişme
1.Düşünce
içeriğinde
sanrılar
Hastanın,
gerçeklerle
sanrısal düşünce
arasındaki ayrımı
yapabilir duruma
gelmesi
1.Hastanın sanrısı
desteklenmez, ancak
kişinin bu yanlış
inanışlara gereksinme
duyduğu kabul edilir.
2.Hastanın sanrıları
tartışılmaz ve
yadsınmaz.Bunun
yerine ‘buna inanmak
zor’ gibi tedavi edici
teknikler kullanılabilir
3.Hastanın kaygısının
artmasıyla sanrılarının
ortaya çıkması
arasındaki bağlantıyı
kurmasına yardımcı
olunur.
4.Gerçekler üzerine
yoğunlaşılır.
5.Kaygı, korku,
2.Tetikte (
alert) olma
3.Gerçeği
yanlış
yorumlama
4.Dikkatini
yoğunlaştıram
ama
5.Emirler
verme
obsesyonlar
karar verme,
sorun çözme,
TANI
VERİLER
HEDEF
GİRİŞİMLER
Kendine ya da
başkalarına
yönelik şiddet
olasılığı
1.Öfkeli yüz
ifadesi, çenenin
kasılması gibi
davranışlarla
gerginliği kontrol
etmeye çalışma.
2.Çevredekileri
tehdit edici
sözler;başkalarına
vermiş olduğu
zararla övünme
3.Çevredeki kişi ve
nesnelere açık
saldırgan
hareketler
4.Yerinde
duramama, çabuk
alınma
5.Öfke, sıklıkla
tartışma, kışkırtıcı
Hastanın
kendine
zarar
vermemesi
1.Hastanın çevresindeki
uyaranlar azaltılır.
2.Güvenli bir çevre
yaratılır.
3.Öfkesini boşaltabilecek
bir yol bulması sağlanır.
Fizik egzersiz yapılabilir.
4.Eğer hasta konuşmayla
ya da ilaçla
sakinleşemiyorsa ,
mekanik kısıtlama
gerekebilir.
5.Kısıtlama yapıldıysa
hasta yalnız bırakılmaz.
6.Hastanın güvenliği
yönünden ekstremiteler ve
pozisyon kontrol edilir.
TANI
VERİLER
HEDEF
GİRİŞİMLER
Yaralanma
potansiyeli
1.Öfkelendiğinde
başını veye elini
duvara vurma
Hastanın fizik
yaralanma
geçirmemesi
1.Çevredeki uyaranlar
azaltılır.
2.Grup etkinlikleri
sınırlanır. 3.Hastanın
bir yada iki kişiyle
yakın ilişki kurması
sağlanır.
4.Hasta teke tek
ilişkide kendini daha
güvenli hisseder.
5.Zararlı olabilecek
tüm nesneler
uzaklaştırılır.
6.Hastanın gün boyu
uyacağı, dinlenme
evrelerini de içeren
bir etkinlik programı
yapılır.
7.Amaçsız, hiperaktif
davranışların yerine
2.Bazı isteklerde
tutturma
3.Çevredeki
nesnelere zarar
verme
Genetik Faktörler:
Duygudurum bozukluğuna yatkınlığın temelde
genetik olarak aktarıldığı kabul edilir.
Monozigot
ikiz
çalışmaları
duygudurum
bozukluklarının ancak %50-%70 oranında genlerle
açıklanabileceğini belirtmektedir.
Monoamin Varsayımı:
Noradrenalin ve seratoninin depresyonla ilişkili
olduğu bulunmuştur ancak yapılan çalışmalarda
seratoninin sadece depresyonla değil, intihar,
anksiyete ve dürtü kontrolü ile de ilişkili olduğu
düşünülmüştür.
Nöroendokrinolojik Etkenler:
Yapılan çalışmalarda Kortikotropin Salınım
Hormonu (CRH) ve Tiroidin
(hipotiroidi)
derpresyonla ilişkili olabileceği bulunmuştur.
Yaşam olayları, çevresel faktörleri stres, kişilik
özelliklerinin majör depresif bozukluklarla ilişkili
olabileceği ile ilgili yapılmış çalışmalar
bulunmaktadır.
Obsesif kompülsif, histrionik ve borderline kişilik
bozukluklarının, major depresif bozukluk için
daha riskli olduğu söylenebilir.
Yakın zamanda yaşanmış stresli yaşam olayları
MDB için en önemli risk olup, stres faktörünün
şiddeti kişiler arasında farklı düzeylerde
yaşanabilir.
Oral dönemde anne baba ilişkisindeki sorunlar
depresyona yatkınlık yaratır. Gerçek ya da hayali
nesne kaybı, daha sonra kayıp nesnenin içe alımı
(introjeksiyon), o nesnenin kaybıyla doğan
sıkıntıyla başetmek için kullanılan bir savunma
mekanizmasıdır.
Bu yolla kayıp nesneye ilişkin sevgi ve nefret
duygularının karışımı, öfke hissi bireyin kendine
yönelir.
Aşırı
yüksek
idealleri
gerçekleştiremeyecek olduğunun farkına varması,
bireyin depresyona girmesinde etkili olur.
Depresyon cezalandırıcı anne baba karşısında
çaresiz bir çocuk olma durumu gibidir.
Depresyona
yatkınlık
kişilerdeki
bilşsel
çarpıtmalarla ilişkilidir. Bu çarpıtma şemaları, içsel
ve dışsal bilgilerin erken çocukluk deneyimleri ile
olumsuz şekillenmesi sonucu oluşur.
Beck’e göre depresyonun temel üç bilişsel öğesi
vardır. Olumsuz kendilik algısı, düşmanca ve
talepkar bir dış dünya şeklinde olumsuz çevre
algılaması, başarısızlık beklentisi ve ve çaresizlikle
belirlenen olumsuz gelecek algılaması.
Kişinin kendisi ve çevresel olayları sürekli olarak
bu çarpıtılmış şemayla algılaması, depresyona
yatkın kalmasına ve tetikleyici gelişmelerle
depresyona girmesine neden olmaktadır.
Bu kuram deneysel hayvan modellerinde
kanıtlanmıştır. Kaçamayacağı stres koşullarında
bırakılarak çaresiz olduğunu öğrenen hayvanın
mücadeleyi terk ettiği, ancak daha sonra kaçabilme
koşulları yaratıldığında
da bu tavrını
değiştirmeyerek,
stresörden
kaçmadığı
ve
mücadele etmediği gösterilmiştir.
***Bu kuram depresyonun bir yanlış öğrenme
olduğunu,
sorunların
çözümsüz
olduğuna
inanmanın depresyona yol açtığını ve çıkış
yollarını görmeyi engellediğini öne sürer.





Majör depresyon bozukluğu
Süregiden depresyon bozukluğu (distimi)
Aybaşı öncesi (premenstrüel) disfori
bozukluğu
Maddenin/ ilacın yol açtığı depresyon
bozukluğu
Başka bir sağlık durumuna bağlı depresyon
bozukluğu
Major depresyon bozukluğunun başlıca özelliği,
en az iki hafta süren, çökkün duygudurum,
neredeyse tüm etkinliklere karşı ilgisini yitirme
ya da bunlardan zevk alamamadır.
Tanı konabilmesi için , ayrıca yeme isteği- kilo,
uyku, ruhsal- devinsel etkinlik değişiklikleri, içsel
güçte azalma, değersizlik ya da suçluluk
duyguları, odaklanma ve karar vermede güçlük
çekme, yineleyen ölüm düşünceleri gibi
belirtilerden en az dört ek belirtiyi daha yaşıyor
olmalıdır.
Majör depresyon bozukluğunun yıllık görülme
sıklığı yaklaşık %7 olarak bulunmuştur.
Kadınlarda,
erken
ergenlik
döneminde
başlayarak, erkeklerde görüldüğünden 1,5 - 3 kat
daha yüksek oranlarda görülmektedir.
En az iki yıl süreyle, çoğu gün, günü büyük bir
bölümünde
ortaya
çıkan
çökkün
bir
duygudurumdur.
Özellikle erken başlangıçlı olanlarda, bu belirtiler,
kişinin günlük yaşantısının bir bölümü olmuş
oldukları
için,
bu
belirtilerden
kişi
yönlendirilmedikçe söz etmeyebilir. (örn. Ben her
zaman böyleydim)
Aybaşı döngülerinin, yineleyici bir biçimde, aybaşı
evresi öncesinde başlayan ve aybaşlarının başladığı
zaman dolaylarında ya da bundan kısa bir süre
yatışan, duygudurum değişkenliği, çabuk kızma,
disfori ve bunlatı belirtilerinin bir dışavurumudur.
Bu belirtilere davranışsal ve bedensel belirtiler eşlik
edebilir.
Bu belirtiler son bir yıl içindeki çoğu aybaşı
döngüsünde ortaya çıkmış ve bu belirtilerin iş ve
toplumsal işlevsellik üzerine olumsuz etkileri
olmuş olmalıdır.
12 aylık görülme sıklığı, aybaşı gören kadınlarda
%1,8- 5,8 arasında değişmektedir.
Maddenin/
ilacın
yl
açtığı
depresyon
bozukluğunun tanısal özellikleri arasında majör
depresyon bozukluğu gibi bir depresyon
bozukluğunun belirtileri vardır, ancak depresyon
belirtileri bir maddenin alınımından sonra ortaya
çıkmaktadır.
Depresyon belirtileri, fizyoloji ile ilgili etki
süresinin ve yoksunluk dönemlerinin dışına
çıkmaktadır.
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Depresyon
Bozukluğunun
başlıca
özelliği,
klinink
görünümüne egemen olan, belirgin ve sürekli
çökkün bir duygudurum döneminin, tüm
etkinliklere karşı ilgide belirgin azalma ya da
bunlardan zevk alamama durumunun olmasıdır
ve bu durumun doğrudan başka bir sağlık
durumunun fizyolojiyle ilgili bir etkisinin olduğu
düşünülmektedir.
Bunaltılı: Majör depresyon döneminin ya da
süregiden depresyon bozukluğunun (distimi) çoğu
günü boyunca, bunalma ya da gerginlik duyma,
hiçbir
biçimde
dinginlik
sağlayamama,
kaygılarından ötürü odaklanmakta güçlük çekme,
kötü bir şey olacağından korkma ve özdenetimini
yitirecekmiş gibi olma belirtilerinden en az ikisi
vardır.
Karma özellikler gösteren: Bu belirleyici ikiuçlu I
ya da II bozukluğunda, o sırada mani, hipomani ya
da depresyon döneminde uygulanabilir.
Depresyon dönemi, karma özellikler gösteren:
Majör depresyon dönemi için tanı ölçütleri tam
olarak karşılanmıştır ve o sıradaki ya da en son
depresyon döneminin çoğu gününde taşkın
duygudurum, benlik saygısında abartılı bir artış
ya da büyüklük düşünceleri, her zamankinden
daha konuşkan olma, düşünce uçuşması, içsel
güçte artma, kötü sonuçlar doğurabilecek
etkinliklere
daha
çok
katılma,
uyku
gereksiniminde azalma gibi mani/hipomani
belirtilerinden en az üçü vardır.
Melankoli özellikleri gösteren: O sıradaki
dönemin en ağır evresinde, neredeyse tüm
etkinliklerden zevk alamama ya da genellikle
zevk verebilecek uyaranlara karşı tepkisiz kalma.
Bunun yanında derin bir bunalım, umutsuzluk,
değişik nitelikte depresyon duygudurumu,
ruhsal- devinsel yavaşlama, yeme isteğinde
belirgin azalma.
Değişiktür (atipik) özellikleri gösteren: O
sıradaki ya da en son majör depresyon döneminin
çoğu gününde duygudurumda tepkiselliğin yanı
sıra belirgin yeme isteğinde artma ve kilo alımı,
hipersomni, belirgin işle ilgili ya da toplumsal
işlevsellikte
bozulmayla
sonuçlanan,
başkalarından
kabul
görmeme
duyarlılığı
belirtilerinden en az ikisi vardır.
Psikoz özellikleri gösteren: Dönemin herhangi
bir zamanında sanrılar ya da varsanılar vardır.
Bunların duygudurumla uyumlu ya da uyumlu
olmadığına bakılır.
Örn. Depresyon döneminde nihilistik sanrıların
olması
duygudurumla
uyumlu
sanrıların
olduğunu göstermektedir.
Katatoni ile giden: dönemin büyük bir kesiminde
katatoni özellikleri bulunuyorsa depresyon
dönemi için bu belirleyici kullanılır.
Doğum
zamanı
(peripartum)
başlayan:
duygudurum belirtileri gebelik sırasına ya da
doğumdan sonraki dört hafta içinde ortaya
çıkarsa bu belirleyici kullanılmaktadır.
Mevsimsel örüntü gösteren: Bu belirleyici, majör
depresyon dönemlerinin yılın belirli
zamanlarında başlıyor ve yatışıyor olmasıdır.
Çoğu olguda bu dönemin sonbahar ve kış
aylarında başladığı ve ilkbaharda yatıştığı ifade
edilmektedir.

Psikofarmakoterapi
Trisiklik antidepresanlar (İmipramin, Klomipramin)
 Seçici Seratonin Gerialım İnhibitörleri (SSRI)
(Essitalopram, Sertralin, Sitalopram)
 Diğer antidepresan ilaçlar (Venlafaksin, Mirtazapin,
Bupropion)

 Bilişsel-
Davranışçı Terapi
TANI
VERİLER
HEDEF
GİRİŞİMLER
Beslenmed
e bozukluk;
beden
gereksinimi
n az
beslenme
(Depresif
duyguduru
muna bağlı
iştahta
azalma
olması)
1.Yiyeceklere
ilginin
yitirilmesi
2.Kilo kaybı
3.Kas
tonüsünün
azalması
4.Elektrolit
dengesizliği
Hastanın kötü
beslenme
belirtileri
göstermemesi
1.Diyetisyenle iş birliği yapılır,
hastanın boy ve kilosuna göre
gerçekçi kiloya gelmesi için
gereken kalori miktarı
belirlenir.
2.Konstipasyonu önlemek için
diyetin posalı yiyeceklerden
oluşması sağlanır.
3.Aldığı çıkardığı ve kalori
miktarı kaydedilir.
4.Hasta her gün tartılır.
5.Hekim istemine göre vitamin,
mineral verilebilir.
6.Hastaya uygun beslenme ve
sıvı alımının önemi öğretilir.
7.Az az sık sık beslenme
sağlanır.
TANI
VERİLER
HEDEF
GİRİŞİMLER
Beslenmede
bozukluk;
beden
gereksinim
fazla
beslenme(De
presif
duyguduru
muna bağlı
iştahta artış
olması)
1.Yiyeceklere
ilginin artması
2.Hızlı kilo alımı
3.Vücut
ağırlığının boya
göre ideal olan
kilo indeksinden
%20 fazla olması
4.Elektrolit
dengesizliği
Hastanın günlük
olarak metabolik
gereksinimleri ve
aktivite düzeyine
uyumlu
yeterlilikte
beslenmesi
1.Diyetisyenle iş birliği yapılır,
hastanın boy ve kilosuna göre
gerçekçi kiloya gelmesi için
gereken kalori miktarı
belirlenir.
2.Hasta düzenli olarak tartılır.
3.Hastaya uygun beslenme ve
sıvı alımının önemi öğretilir.
4.Az az sık sık beslenme
sağlanır.
5.Yüksek kalorili içeceklerden
kaçınması önerilir.
6.Hastaya tolere edebileceği
düzeyde egzersizler yapması
önerilir.
7.Hastaya taburculuk sonrası
evde sadece mutfak masası
gibi özel bir yerde yemek
yemesi; okuma, TV seyretme
davranışları sırasında besin
alınmaması söylenir.
8.Bireyin aile ve yakınlarının
TANI
VERİLER
AMAÇ
GİRİŞİMLER
Etkisiz
başetme
(Depresif
duyguduru
muna bağlı
)
1.Hastanın
başedemediği
ni sözel
olarak ifade
etmesi.
2.Kişinin
durumuyla,
yaşadıklarıyl
a ilgili bilgi
eksikliği
olması ve
olası uygun
başetme
yöntemleri
bilmemesi.
3.Kendisine
ilişkin
olumsuz
inançları
nedeniyle
yardım
1.Mevcut uygunsuz
başetme davranışlarını
tanımlaması.
2. Kendi kişisel
başetme şeklini ve
davranışlarının yol
açtığı sonuçları
tanıması .
3.Bu davranışlara
alternatif olumlu
stratejilerin
belirlenmesi.
4.Hastanın kendisiyle
ilgili olumsuz
inançlarını
değiştirmesi.
5.Hastanın güçlü
yönlerini tanınması.
1.Hastanın mevcut başetme
durumunu değerlendirmesi
sağlanır.
2. Kendine zarar verme riski,
gerçekle bağlantı kurma
düzeyi, kendisini ifade
ederken kullandığı beden
dili değerlendirilir.
3.Yaşadığı problemlerle ilgili
çözüm yolları tartışılır.
4.Kendi kişisel başetme
şeklinin ve davranışlarının
yol açtığı sonuçları
farketmesi sağlanır.(Aile ve
çocuklardan uzaklaşma vb.)
5.Problemin oluşturduğu
stresle baş edebilmesine
yönelik gevşeme egzersizleri
öğretilir.
6.Yavaş yürüyüş, yoga,
solunum egzersizleri vb.
Stres yönetme tekniklerine
öğrenmesi sağlanır.
6.Kişisel güçlerini tanıması
sağlanır.
TANI
VERİLER
AMAÇ
GİRİŞİMLER
Benlik
kavramında
bozulma
(benlik
saygısında
azalma)
1.Hastanın
kendisini olumsuz
değerlendirmesi.
2.Kendisiyle ilgili
işe yaramaz,
aciz,değersiz vb.
sözel ifadelerde
bulunması,
2.Özbakım
sorumluluğunu
yerine getirmemesi,
3.Kendine zarar
verici davranmasi,
4.Göz temasından
kaçınması,
5.Sosyal ilişkilerde
azalma,
6.Kendini ve
başkalarını
eleştirme, suçlama,
7.Gerçekçi olmayan
amaçları yüzünden
1.Hastanın geleceğe
yönelik pozitif bir
bakış açısı ifade
etmesi,
2.Kendindeki olumlu
yönleri tanıması
1.Duygularını tanıması ve
ifade etmesi için hasta
desteklenir.
2.Bireyin değişimi
sağlayabileceğiyle ilgili
farkındalık geliştirmesi
sağlanır.
3.Hastaya zaman ayrılır.
4.Hastanın dikkati güçlü ve
başarılı olduğu yönlerine
çekilir
5.Grup etkinliklerine
katılması desteklenir.
6.Hastanın gittikçe bağımsız
duruma geldiğinden,
davranışlarının
sorumluluğunu aldığından
emin olması sağlanır.
7.Başarıları görüldüğünde
bunu tanıması ve olumlu
geribildirim alması sağlanır.
8.Kendi bakımını
TANI
VERİLER
AMAÇ
GİRİŞİMLER
Güçsüzlük
1.Hastanın
durumlar ve
olaylar üzerinde
kontrolünün yada
etkisinin
olmadığından söz
etmesi,
2.Gerçek
duygularını ortaya
koymaktan
çekinme,
görevlileri
kızdırmaktan
korkma
3.Alınganlık,gücen
me,
öfke ve suçluluk
duygusuna yol
açabilecek
bağımlılık
4.Pasiflik
1.Hastanın
yaşamıyla ilgili
koşullar üzerinde
kontrol kurabilmesi
için güçsüzlük
duygusunu
azaltacak etkili sorun
çözme yollarını
kullanabilmesi
1.Bakımıyla ilgili
kararlarda hastanın
mümkün olduğu kadar
sorumluluk almasına izin
verilir.
2.Hastanın gerçekçi
amaçlar belirlemesine
yardım edilir. Gerçekçi
olmayan amaçlar hastanın
başarısız olmasına ve
güçsüzlük duygusunun
artmasına yol açar.
TANI
VERİLER
AMAÇ
GİRİŞİMLER
Anksiyete
1.Hastanın kötü
bir şey
olacağına
inanması,
2.Buna bağlı
uyku
örüntüsünün
bozulması
3.Son
zamanlarda
kendisini
tedirgin,
endişeli
hissettiğini
ifade etmesi
1.Bireyin
anksiyetesini
tanımlaması
2.Anksiyeteye
bağlı yaşanan
işlev
kayıplarını
tespit
etmesi(ailevi
vb.)
3.Ansiyeteyle
etkili başetme
yollarını
öğrenmesi
1.Bireyin anksiyete
düzeyi değerlendirilir
0
10
?
2.Anksiyeteyle ilgili
duygu ve düşüncelerini
söylemesine fırsat verilir.
3.Bireyle iletişimde kısa,
basit cümleler kurarak,
sakin ve yavaş
konuşulur.
4.Hastayla iletişimde
empatik yaklaşım
sergilenmeli ve terapötik
iletişim teknikleri
kullanılır(sessizliği
kullanma, dinleme vb.)
5.Ortamdan fazla
uyaranlar uzaklaştırılır.
6.Anksiyetesini arttıran
faktörler belirlenir.
TANI
VERİLER
AMAÇ
GİRİŞİMLER
Uyku
örüntüsün
de
bozulma
1.Hastanın
uykuya
dalmakta ve
uyumakta
güçlük
olduğunu
belirtmesi,
2.Hastanın
devamlı
uyumak
istediğini
belirtmesi,
3.Uyanırken
yada gün
boyunca
yorgun
olduğunu
1.Hastanın
uyku
örüntüsünün
düzene
girmesinin
sağlanması
1.Birey için günlük
aktivite ve dinlenme
saatlerine ilişkin plan
yapılmalı ve buna
uyması konusunda
desteklenmeli.
2.Aktivite planında
bireyinde görüşü
dikkate alınarak
gündüz yürüyüş ve
egzersiz yapılması
sağlanır.
3.Gündüz uykuları
sınırlandırılır.
4.Uyuma sıkıntısı
çeken hastalara
öğleden sonra
TANI
VERİLER
AMAÇ
GİRİŞİMLER
İşlev
bozukluğuna
yol açan yas
duygusu
1.Kaybın fazla
yüceltilmesi
2Aşırı ve durumla
orantılı olmayan
suçluluk
duygusunun
sürekli
vurgulanması
yoğunlaşmada
güçlük
Hastanın yas
sürecinin normal
evrelerindeki
davranışları
öğrenmesi,
durumunu
çözümledikçe
matem sürecindeki
konumunu
anlayabilmesi
1.Saplanmanın görüldüğü
keder evresi belirlenir. Bu
evrede görülen davranışlar
tanınır.
2.Hastayla güven verici bir
ilişki kurulur
3.Kabullenici bir tavırla
yaklaşılır.
4.Öfkesini anlatması sağlanır
6.Hasta kayıp kavramıyla
olan ilişkisini gözden
geçirmesi için
cesaretlendirilir.
7.Ağlayan hastaya iletişimde
dokunma, çoğu kez uygun ve
yararlıdır.
8.Yaşadığı kayıp konusunda
daha sağlıklı baş etme yolları
bulması için hastaya yardım
edilir.
9.Hastanın dini desteğe
gereksinimi varsa bu
TANI
VERİLER
AMAÇ
GİRİŞİMLER
Sosyal
etkileşimde
bozulma
1.Hastanın
sağlıklı ilişkiler
kuramadığını ve
sürdüremediğini
belirtmesi,
2.Çevresindeki
insanlardan
kaçınma
davranışı
göstermesi
3. Büyüklük
düşüceleri
nedeniyle etrafı
küçümseme,
manipülatif
davranışlar
1.Hastanın
çevresindeki
insanlarla sağlıklı
iletişim kurması
2.Diğerlerini
olumsuz etkileyen
manipülatif
davranışlarını
değiştirmesi
1.Bireyle destekleyici bir
iletişim sağlanır.
2.Bireyi anlamaları ve
desteklemeleri konusunda aile
üyelerine destek olunur.
3.Birey olarak kendi
sorumluluklarının farkına
varması sağlanır.
4.Başkalarına nasıl yaklaşımda
bulunacağı hakkında
bilgilendirilir.
5.Grup içinde olumlu
davranış gösterdiğinde geri
bildirim verilir.
6.Sınırlamalar basitçe hastaya
açıklanır ve bunlara uyması
için hasta desteklenir.
TANI
VERİLER
AMAÇ
GİRİŞİMLE
R
Öz bakım
eksikliği
1.Kişisel
ihitiyaçların
farkına
varmada
yetersizlik.
2.Hastanın öz
bakımının
yetersiz
olduğunun
gözlemlenmesi
1.Bireyin kişisel
ihtiyaçlarını
tanıması.
2.Kişisel
ihtiyaçlarıyla
ilgili
farkındalık
geliştirmesi.
3.Öz bakım
aktivitelerini
yerine
getirmesi.
4.Öz bakım
aktivelerini
sürdürmesi
1.Öz bakım
eksikliğine neden
olan faktörler
belirlenir.
2.Hastanın kendi
bakımına en üst
düzeyde katılımı
sağlanacak.
3.Bağımsız olma ve
katılım konusunda
cesaretlendirilecek.
5.Her bir öz bakım
aktivitesini yerine
getirme durumu
değerlendirilir.
6.Kendi başına
gerçekleştirdiği her
bir bakım aktivitesi
için olumlu geri
bildirim verilir.
7.Hastanın öz
TANI
VERİLER
AMAÇ
GİRİŞİMLER
Kendine
zarar
verme/
intihar riski
1.Kendini
öldürme
isteğinin
doğrudan ya
da dolaylı
anlatımı
2.Daha önce
intihar
girişimi
olması
3.Benlik
saygısının
çabuk
zedelenmesi
1.Bireyin
intihar fikrini
ortadan
kaldırmasına
yardımcı
olmak
2.Bireyin
özkıyım
yapmasını
engellemek
1.Bireyin davranışları
gözlenir, sıkı gözlem
altında tutulur,odada
cam eşya, çivi, makas,
ayna, iğne, plastik
torba, jilet, kemer,
çakmak vb
bulundurulmaz.
2.Yasaklanan objeler
hakkında ziyaretçiler
bilgilendirilir,
3.Bireyin ilaçlarını
düzenli alması
sağlanır ve oral
ilaçları yutup
yutmadığı kontrol
Download