Prof. Dr. Nurettin Bilici Çankaya Üniversitesi 2002-2015 DÖNEMİ KAMU BORÇLARININ VE DIŞ BORÇLARIN SEYRİ Giriş Kamu borçları ve dış borçlar; büyüme hızı, enflasyon, faiz oranları, döviz kurları, cari açık, bütçe açığı, işsizlik oranı gibi önemli makroekonomik göstergelerden biridir. Bir ülke parasının değeri o ülkenin kamu gelirleri, giderleri yanında kamu borçları ve dış borçları ile de doğrudan ilgilidir. Bir ülkenin, imkânlarının üzerinde harcamaya başlaması, kural olarak parasının değerinin düşmesi ile sonuçlanır. Tebliğ ile Adalet ve Kalkınma Partisi (2002-2015) dönemi kamu borçları ve dış borçlardaki gelişmelerin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Çalışma içinde Avrupa Birliği ve başka bazı dünya ülkelerinde aynı dönem itibarıyla borçlanmanın nasıl bir seyir izlediği de değerlendirilecektir. 1. Kamu Borcu Kavramı “Kamu” ifadesi, merkezi idarenin yanı sıra, yerel idareleri ve sosyal güvenlik kuruluşlarını da kapsamaktadır yani bizim kamu maliyesi literatürümüzdeki “Genel Yönetim” kavramına karşılık gelmektedir. AB tanımlı kamu borç stoku; Merkezi Yönetim (döner sermayeler, fonlar dâhil), sosyal güvenlik (İşsizlik Sigortası Fonu dâhil) ve yerel idarelerin iç ve dış borçları toplamından oluşmaktadır (ESA 95 Genel Yönetim Bütçe Açığı ve Borçları Klavuzu). AB tanımlı kamu borç stokundan merkez bankası net varlıklarının, kamu mevduatının ve işsizlik sigortası fonu varlıklarının düşülmesi durumunda ise AB tanımlı olmayan kamu net borç stokuna ulaşılır. Bir nevi devletin borçlarından varlıklarının ve alacaklarının düşülmesinden sonra bulunan rakam. Kamu borcu kavramı devletin iç ve dış borçlarının toplamını ifade eder. 2. Avrupa Birliği’nin Kamu Borçlanmasına İlişkin Ölçüleri AB’de kamu borçları ile ilgili temel çerçeve, Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Antlaşma’nın 126. maddesinde çizilmiştir. Ayrıntılı düzenleme ise Antlaşma ekinde yer alan “Uyum Kriterleri Protokol”ü ve “Aşırı Açık Durumunda Uygulanacak Prosedürle İlgili Protokol” içinde yapılmıştır. Üye ülkenin kamu borcu, GSYH’nin %60'ından fazla olmayacaktır. Bu sınırlama fiyat istikrarının sağlanması ve disiplinli kamu maliyesi gibi amaçları gerçekleştirmek üzere getirilmiştir. Ayrıca borçların finansmanında, ulusal merkez bankalarının doğrudan parasal desteği yolu kapatılmıştır. 3. Avrupa Birliği’nde Kamu Borçlanmasının Seyri Aşağıdaki tabloda Avrupa Birliği ülkelerinin bazılarında 2002-2015 döneminde kamu borçlarının GSYH’ye oranları görülmektedir. Tablo 1 Avrupa Birliği’nde Kamu Borçlarının Seyri (2002-2015, Kamu Borcu/GSYH) Ülkeler 2002 2015 AB 28 59,2 86,8 Almanya 59,3 74,9 İngiltere 35,8 88,2 İtalya 101,9 132,3 İspanya 51,3 99,3 Yunanistan 104,6 178,6 Polonya 41,8 50,4 Romanya 24,8 39,9 Bulgaristan 51,1 27 Kaynak:Eurostat%20%20Tables,%20Graphs%20and%20Maps%20 Interface%20(TGM)table%20download.webarchive (20.1.2016) AB’nin zengin ülkelerinde kamu borçları artmıştır. Bu artışların özellikle 2008 krizinden sonra hızlandığı bilinmektedir. Ekonomik gücü daha mütevazi olan Polonya, Romanya, Bulgaristan gibi ülkelerde borç artışları sınırlı kalmıştır. Hatta Bulgaristan’da ciddi büyüklükte bir düşüş yaşanmıştır. Kamu borcu artışından en büyük sıkıntıyı Yunanistan yaşamıştır ve hala yaşamaya da devam etmektedir. Bu ülke borç krizine girmiş ve kurtarma önlemlerine tabi tutulmuştur. Günümüzde Yunanistan’ın kamu borçları 400 milyar avronun üstüne çıkmış durumdadır. 250 milyar avro milli geliri olan bu ülkede borç GSYH oranı %178’e ulaşmıştır. Almanya, Fransa, İngiltere, IMF, Avrupa Yatırım Bankası Yunanistan’ın yüksek tutarlı alacaklıları arasında yer almaktadır. Ülkede ortaya çıkan kötü tablo son 5 yılda Yunanistan’dan yurt dışına 100 milyar avro para çıkışına sebep olmuştur. Bu gelişmelerin ardından Yunanistan alacaklılarına bazı varlıklarını satma taahhüdünde bulunmuştur. Örneğin 14 bölgesel havaalanının satışına ilişkin Devlet Konseyi kararı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu Kararın ardından aralarında Korfu, Kos, Mikonos, Santorine, Kavala havaalanlarının da bulunduğu 14 havaalanının Alman Fraport şirketine 1,3 milyar avroya satışı gerçekleştirilmiştir.1 4. Türkiye İç-Dış Toplam Kamu Borçları Bundan sonraki başlıklar altında sırasıyla ülkemizin 2002’den 2015’e kamu borçlarının gelişimi; -Kamu iç-dış borçlar toplamı, -Kamu dış borçları, -Kamu-özel sektör dış borçları şeklinde tablolar üzerinde verilecek ve değerlendirilecektir. 1 Dünya gazetesi, 19 Ağustos 2015, s. 10. Tablo 2 Kamu İç-Dış Toplam Borçları (2002-2015) Yıl Miktar GSYH Borç/GSYH 2002 (Milyar Dolar) 150 (64’ü dış) 232,5 %64 2015 Ç3 (TL) 655 (260’ı dış) 1.900 %34,5 Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü (10.1.2016) Bu tablo Hazine Müsteşarlığı sayfasında yer alan “AB Tanımlı Kamu Borcu Tablosu”ndan yararlanılarak oluşturulmuştur. Tabloda Türkiye’nin Genel Yönetim anlamındaki borç toplamı 2015 Ç3 (Eylül sonu) itibarıyla 654,8 milyar TL olarak verilmiştir. Tablo üzerinde bu rakama şu şekilde ulaşıldığı görülmektedir: -İç borç: 454,3; -Dış borç: 260,5; -Toplam: 714,8; -Ayarlama: -60; -AB Tanımlı Borç Toplamı: 654,8. Ayarlama kalemiyle kamu borçlarının nasıl 60 milyar TL azaltıldığını anlayabilmiş değilim doğrusu. Eğer 2015 Eylül sonu itibarıyla Türkiye’nin kamu borcu toplamı 655 milyar TL ise, aynı tarih itibarıyla bu paranın dolara çevrilmesi durumunda (655 : 3.02602) 216 milyar dolar gibi bir karşılık bulunur. Yani 13 yıl içinde kamu borçları 150 miyar dolardan 216 milyar dolara çıkmıştır. 66 milyar dolarlık bir artış vardır. Ancak milli gelir artışı borç artışından daha hızlı olduğu için kamu borçlarının milli gelire oranı azalmıştır: %64’ten %34,5’a düşmüştür. 5. Kamu Dış Borçları Tablo 3 Kamunun Dış Borçları (Milyar Dolar) Yıl Miktar GSYH Borç/GSYH 2002 64* 232,5 %27,5 2015 Ç3 115** 628*** %18,3 Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü (10.1.2016) *Yaklaşık 1 milyar doları kısa vadeli, 63 milyar doları uzun vadeli. **Yaklaşık 15 milyar doları kısa vadeli, 100 milyar doları uzun vadeli. ***1900 : 3.0260 = 628 milyar dolar. Hazine Müsteşarlığının bu tablosunda 115 milyar dolar olarak yer alan kamu dış borçları TL cinsinden verilen önceki tabloda 260 milyar TL olarak verilmiştir. Bu hesaplamada dolar kurunun 2.260 şeklinde alındığı görülmektedir. 2 30 Eylül 2015 tarihi itibarıyla TCMB dolar alış kuru 3.0260 TL’dir. Oysa 115 milyar dolar 30 Eylül 2015 tarihli dolar kuru (3.0260) üzerinden TL’ye çevrildiği vakit TL cinsinden borç miktarı 400 milyara çıkar. Aradaki fark olan 140 milyar 655 milyar TL’ye eklendiği vakit toplam borç miktarı 795 milyar TL’ye yükselir. Toplam borcun GSYH’ye oranı da (795 : 1.900) %41,8’e çıkar. Eylül 2015 itibarıyla kamu borçlarının dolar cinsinden miktarı da 216 yerine (795 : 3.0260) 263 milyar dolar olur. Bu hesaplama üzerinden gidilse de, yine 2002’den 2015’e kamu borçlarının, miktar olarak artmasına rağmen, GSYH’ye oran itibarıyla azaldığını söylememiz gerekir. Borç/GSYH oranı bu dönemde %64’ten %41,8’e düşmüştür. Bu yaklaşık üçte bir oranında bir azalış anlamına gelmektedir. 6. Siyasetçilerin Devrettikleri Borç Miktarları Bilici-Bilici 2015’ten aldığımız aşağıdaki tabloda ülkemiz kamu borçlarının daha uzun bir dönemdeki seyri izlenebilir: Tablo 4 1987-2015 Kamu Borç Stoku (İç ve Dış Borçlar Toplamı, Milyar $) 1987 1996 1997 2002 Ekim 2015 Turgut Özal 38 Mesut Yılmaz 60,7 Necmettin Erbakan 60,3 R. Tayyip Erdoğan 150 263 Kaynak: Bilici-Bilici 2015, Kamu Maliyesi, 6. baskı, Savaş Yayınevi, Ankara, s. 236. Not: Rakamlar küsuratlar yuvarlanarak verilmiştir. Tablo, aldığı borçları artırmadan hatta azaltarak devreden tek parti liderinin Necmettin Erbakan olduğunu göstermektedir. 7. Özel Sektörün Dış Borçları Bundan sonraki iki tabloda özel sektörün dış borçları ve kamu-özel dahil Türkiye’nin toplam dış borçları görülmektedir. Tablo 5 Özel Sektör Dış Borçları (2002-2015) Yıl 2002 Eylül 2015 Borç (Milyar $) 43* 290** GSYH’ye Oran (43/233) %18,5 (290/628) %46,2 Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü (10.1.2016) *14 milyar doları kısa, 29 milyar doları uzun vadeli. **105 milyar doları kısa, 185 milyar doları uzun vadeli. Özel sektörün dış borçları 2002 yılında sadece 43 milyar $ tutarında idi. Özel sektör dış borçları 13 yılda 247 milyar dolar tutarında artarak 290 milyar dolara yükselmiştir. GSYH’ye oran itibariyle de 28 puanlık artış olmuştur. 8. Kamu-Özel Dış Borçlar Toplamı Tablo 6 Türkiye’nin Toplam Dış Borçları (Milyar $) Yıl 2002 Eylül 2015 Kamu Sektörü 64 115 Özel Sektör 43* 290** Toplam 107 405 Dış borç/GSYH (107/233) %45,9 (405/628) %64,5 Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü (10.1.2016) *14 milyar doları kısa, 29 milyar doları uzun vadeli. **105 milyar doları kısa, 185 milyar doları uzun vadeli. Dış borçlarin, devam eden cari açıkların da etkisiyle önümüzdeki dönemde daha da artacağı tahmini yapılabilir. Ülkemizdeki hane halkı borçlanmasının da artış içinde olduğu görülmektedir. İnsanlar çeşitli kredi ve finansman imkanlarıyla borçlanmakta, krediyle ev, araba, uçak bileti almakta, bedelli askerlikten faydalanmaktadır. Bankalar bizleri her gün hoş vaatlerle daha fazla borçlanmaya çağırıyor. 9. “Yükselen Pazar” Ülkelerine Para Akını (2003-2013) 2001 krizi sonrasında küresel likiditenin aşırı derecede bollaştığı bilinmektedir. Varlıklı ülkelerde faiz oranları sıfıra yakın olduğu için bu paralar iyi para kazanacağı Türkiye, Brezilya, Arjantin, Hindistan, Rusya, Meksika, G. Afrika gibi ülkelere akmıştır: Kredi şeklinde, sıcak para şeklinde... Muazzam kaynak bolluğu ortamında bu ülkeler de adı geçen kaynakları kullanmışlardır. Bu şekilde söz konusu ülkelerin; -Milli gelir düzeyleri yükselmiş, -Dünya milli geliri içindeki payları artmıştır. Ama bir sıkıntı ortaya çıktı. Hızlı büyüme, cari açıkla (borçlanmayla) gerçekleştirildiği için kamunun ve özellikle özel sektörün borçları arttı. Tablo 7 Yükselen Pazar Ülkelerinde Kamu Toplam Borcu/GSYH (2013 Yılı) Rusya %10 Çin %20 Endonezya %22 Türkiye %37 G. Afrika %43 Meksika %43 Arjantin %43 Brezilya %61 Kaynak: http://www.fibhaber.com/m/?id=1359 (1.2.2016) Tablo 8 Yükselen Pazar Ülkelerinde Toplam Dış Borçlar/GSYH (… Yılı) ……. 2013 Nisan ayından itibaren ABD’nin piyasaya verdiği parayı aşamalı olarak azaltma kararı almasıyla durum değişmeye başladı. Şimdi bir de faiz oranlarının yükseltilmesi gündeme gelince Türkiye gibi ülkelerdeki dolarların geriye doğru gidiş hareketi başladı. Döviz çıkışı (dövizin azalması), doların değer kazanmasına (dolayısıyla bu ülke paralarının değer kaybetmesine) yol açtı. Bu da dolar cinsinden GSYH’nin düşmesine yol açıyor. Dolar cinsinden GSYH düşünce dış borçların GSYH’ye oranı yükseliyor. Sonuç ve Değerlendirme Buraya kadar yapılan açıklamalar; borç sorununa, kamu borçlanması şeklinde bakılması durumunda ülkemiz kamu borçlanmasının kontrollü götürüldüğünü göstermektedir.3 Konuya, Türkiye’nin dış borçları şeklinde bakılması durumunda ise özel sektör borçlarının ciddi ölçüde arttığı ve bu şekilde özel sektörün dış şoklara karşı kırılganlığının arttığı değerlendirmesini yapmamız gerekir.4 Mevcut dış borçlar tablosunun bir krize yol açma riskinin olup olmadığı değerlendirmesini yapmadan önce bugüne kadar Cumhuriyet Tarihi boyunca ülkemizin yaşadığı 3 borç krizini hatırlamamız gerekir. Ülkemiz; 1929’dan itibaren Osmanlı’dan payına düşen borçları ödemeye başlar. Osmanlı borçları bitirilir. Yeniden borç alınmaya başlanır. 1958 yılına gelindiğinde dış borçların tutarı 256 milyon doları bulmuştu. Borçların iadesinde sıkıntı yaşanır… 4 Ağustos 1958 tarihinde TL %221 oranında devalüe edilir. (Menderes Hükümeti Borç Krizi) Türkiye’nin 1970 yılında 1.8 milyar dolar olan borcu, 1977 yılında 10 milyar dolara çıktı. 1978 yılında kısa vadeli borçların toplam borç içindeki payı yüzde 52'ye ulaştı. 1978'de kriz patladı. (Demirel Hükümeti Dış Borç Krizi) 21 Eylül 1977-24 Ocak 1980 arası dönemde (Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit hükümetleri tarafından) TL, toplamda %166.2 oranında devalüe edildi. 1980 yılında, dış borç stoku 17.4 milyar dolara yükseldi. 3 Bu tablolarda görünmeyen; -Devletin kamu özel sektör ortaklıklarına verdiği garantiler... Balıkesir havaalanı... İstanbul Havaalanı... özel sektöre garanti... Şartlı Borç: Kütahya Havaalanını alan kişiye şu kadar yolcu olmazsa olmayan yolcu başına şu kadar para vereceğim. -Özel sektör borcuna Hazine kefaleti: İstanbul Havalimanında… ihaleyle işi alan şirketlerin bankadan aldığı kredilere Hazine kefalet veriyor. gibi kamu yükümlülüklerinin de bir gün borca dönüşebileceği unutulmamalıdır. 4 Borç artışının servet dağılımına etkisi: 2002 yılında toplam servetin paylaşılması şöyleydi: %1: %39,4; %99: %60,6. 2014 yılına kadar %1’lik kesimin payı aşama aşama arttı ve 2014’te %54,5’a ulaştı. %99’luk kesimin toplam servetten aldığı pay ise %45,5’a düştü. (Saygılıoğlu 2015: Verilere kaynak olarak New York Merkezli Türkiye Araştırmaları Enstitüsü (Researc İnstitute on Turkey) gösterilmiştir. 1999 yılında dış borç stoku 103 milyar dolara, iç borç stokunun GSMH'ya oranı yüzde 32'ye çıktı. Faizi yüksek, vadesi kısa borç birikimi 1999 sonunda Hazine'yi iç borçları artık döndüremediği noktaya getirdi. Aralık 1999'da hükümet IMF ile stand-by anlaşması imzaladı. Stand-by anlaşmasının ardından ile cari işlemler açığı giderek büyüdü ve 2000 sonunda 9.8 milyar dolara çıkarak tarihi bir rekor kırdı. Toplam kısa vadeli borçlar 28.9 milyar dolara, toplam dış borç stoku 114.3 milyar dolara çıktı. Yabancı bankalar vadesi gelmemiş kredilerini geri çekmeye başlayınca gecelik faizler tırmandı. Cari açık… sıcak para çıkışı, faiz artışı… devalüasyon. (Bülent Ecevit Hükümeti Borç Krizi)5 Borçlanmayla kalkınmanın sağlıklı bir çözüm olmadığı; -Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan 3 ciddi krizde görüldüğü gibi, -İncelediğimiz 2002-2015 döneminde de görülmektedir. 2002-2015 döneminde özellikle dış ticaret açıkları ile, dış borçlar yıldan yıla artarak 405 milyar $ gibi bir seviyeye ulaşmıştır. Halen 2 trilyon TL civarında seyreden GSYH’mize (2 trilyon : 3 = 700 milyar $...) oranladığımız vakit %60’a yaklaşan bir oran. Borç yoluyla gelen ve ilave olarak, sıcak paranın bol olduğu yıllarda ekonomik büyüme arzu edilen düzeylerde olmuştur. Ancak borçlanmada riskli seviyelere ulaşılması ile ekonomide sıkıntılar yaşanmaya başlanmıştır. Sıcak para çıkışları ile (piyasadaki doların azalması ile) TL dolara karşı son 1,5 yılda %50 civarında değer kaybetmiştir. Yani 2 liradan 3 liraya çıkmıştır. Enflasyon ve faiz oranları yükselmiştir. Dış ticaret rakamları küçülmeye başlamıştır. GSYH ulaştığı 850 milyar $ seviyesinden 700 milyar $ civarına gerilemiştir. Bu değerlendirmeler borçlanarak işleri iyiye götürmenin etkilerinin bir dönem için… ancak uzun dönemde.. Sağlıklı kalkınma yolunun öz kaynaklarda yapılacak tasarruflarla olabileceğini göstermektedir. Ülkemizin durumunu şu anekdot çok güzel anlatmaktadır: Fransız şöyle şer: Bizim insanımız ayda 2.000 Avro kazanır. Bunu şuna şuna harcar. Alman şöyle der: Bizim insanımız ayda 3.000 Avro kazanır. Şöyle şöyle harcar. Bir Türk ise şöyle der: Bizim Türkler ayda 2.000 TL kazanır, ama 3.000 TL harcarlar. Bunu nasıl becerirler, ben de bilmiyorum. Kaynakça www.hazine.gov.tr www.ekonomi.gov.tr www.tuik.gov.tr www.worldbank.org www.imf.org Dünya Ekonomik Görünümü AKDİŞ Muhammet, Türkiye’nin Borç Gelişimi Sorunlar-Öneriler, http://makdis.pau.edu.tr/debt.htm (1.2.2016) AKTAN Hasan Basri, Türkiye'de Kamu Borç Yönetimi Sorunları, Vergi Dünyası dergisi, Haziran 2003, Sayı 262 http://www.vergidunyasi.com.tr/dergiler.php?id=4106 (20.1.2016). BİLİCİ-BİLİCİ 2015, Kamu Maliyesi, 6. baskı, Savaş Yayınevi, Ankara. SABAH gazetesi, Türkiye’de Ekonomik Krizler, http://www.sabah.com.tr/fotohaber/ekonomi/turkiyede-ekonomik-krizler?tc=34&page=20 (1.2.2016) 5 http://www.sabah.com.tr/fotohaber/ekonomi/turkiyede-ekonomik-krizler?tc=34&page=20 (1.2.2016) SAYGILIOĞLU Nevzat, Türkiye’de Zenginlerin Serveti, Fakirlerin Geliri Artmış, Dünya gazetesi, 19 Ağustos 2015, s. 13..