ÖRGÜT KURAMLARI VE ILETiŞiM ... Aykut POLATOCLU* GİRİŞ Çağımız toplumu bir örgütler toplumudur ve çağdaş örgütler giderek ar­ tan bir şekilde çeşitli araçlar aracılığıyla bireysel davranışları etkilemekte­ dir!. Toplumumuz insanı büyük bir olasılıkla gözlerini dünyaya bir örgüt -hastahane- içinde açmakta, eğitimini örgütlerde tamamlamakta ve büyük bir çoğunluğu yaşamının önemli bir bölümünü örgütlerde çalışarak geçir­ mektedir. İnsanların, çalışma yaşamı dışında boş zamanlarımn büyük bir kısmım gene örgütlerde geçirdikleri gözönüne alınacak olursa örgütlerin in­ san yaşamımn ayrılmaz bir parçası olduğu rahatlıkla ileri sürülebilir. Za­ manının çoğunu örgütlerde geçirmenin yamnda insanoğlu gerek örgüt içi gerek örgüt dışı yaşamım düzenleyen ve çeşitli örgütlerin üriiııü olan ku­ rallar ile karşı karşıyadır. Çalıştığı örgütte geçirdiği süre içinde davranış­ larım belirleyen, görevini nasıl, nerede, ne zaman ve hangi araçlarla yapaca­ ğını belirleyen örgütsel kurallara uymak zorundadır. Günlük çalışmasını ta­ mamlayıp örgüt dışına çıktığında bu kez başka birtakım örgütlerin koydu­ ğu kurallara uygun davranmak durumundadır: caddede yürürken ya da araba kullanırken trafik kurallarına uymak, çocuğu olduğunda nüfusa kay­ dettirmek, zamam geldiğinde vergisini ödemek vb. Bunlar toplumsal yaşa­ mın gereği olarak birtakım örgütlerin getirdiği düzenleyici kurallardır ve in­ sanoğlu bu kurallara uygun davranmak zorundadır. Yaşamını sürdürebilmek için gereksinim duyduğu yiyecek, içecek, giye­ cek gibi maddeler ve evinde kullandığı buzdolabı, çamaşır makinası, radyo gibi çeşitli aygıtlar birtakım örgütlerin üreterek bireylerin yararlanmasına sundukları üriiıılerdir. Örgütlerin insan yaşamındaki önemini gösteren bu tür örnekleri çoğaltmamız olanaklı ancak amacımız örgütleııin insan yaşamı için neler yapabildiklerinıi saymak değil, ör'gütlerin toplumsal yaşamdaki rolünıii vurgulamak. Çağdaş toplumu bir örgütler topluluğu olarak tammlayabiliriz. Giderek gelişen ve karmaşıklaşan teknoloji ile birlikte bir taraftan örgüt­ * Yard. Doç. Dr., ODTü İktisadi ve İdari Bilimler Faküıtesi Öl!retim üyesi. 1 Robert Presthus, The Organlzational Soclety, Alfred A. Knopf, New York, N. Y., 1962, s. 3. ÖRGüT KURAMLARI VE İLET!şİM 63 lerin sayısı artarken öte taraftan örgütlerin bireysel yaşamı etkilemekteki rolleri artmaktadır. Örgütler toplumsal düzenin ve bireysel yaşamın kaçım­ lamaz, ayrılmaz bir parçasını oluşturmaktadır2 • Çağdaş toplumda toplumsal ve kişisel gereksinimleri karşılayan çok sayıda ve türde örgüt yer almak­ tadır3 • Gerçekten çağdaş toplumda örgütlerin sayısı ve türleri öylesine art­ mıştır ki bunların örgütlenmesi ve denetlenmesi için belirli birtakım örgüt­ lerin kurulması gereksinimi duyulmuştur4. Çağdaş toplum için bu kadar önemli ve onun kaçımlmaz bir parçası olan örgüt nedir? Örgüt nedir sorusq sorulduğunda buna çeşitli yamtlar verilme­ si ,bir başka deyişle, çeşitli örgüt tammları yapılması olanaklı, Örneğin; «örgütler belirli amaçlara ulaşmak için bilinçli bir şekilde kurulmuş toplum­ sal birimler ya da insan kümeleridinıs, «örgüt bireylerin ve işlevlerin üretici bir ilişki içinde yapılaştırılmasıdır»6, «örgüt bir grup insanının işbölümü, iş­ levsel farklılaşma, yetki ve sorumluluk hiyerarşisi aracılığıyla ortak bir ama­ ca ulaşmalarını sağlamak için etkinliklerinin ussal bir biçimde eşgüdümlen­ mesidir»7. Bu tanımlar incelendiğinde ortak birtakım özellikler ortaya çıka­ rılabilir. Her şeyden önce örgütler çok sayıda insamn bir araya gelerek oluş­ turduğu toplumsal birimlerdir ve bu çok sayıda insan önceden belirlenmiş amaç ya da amaçlara ulaşmak için çaba göstermektedirler. Çok sayıda in­ samn çabalarım belirli bir amaca yöneltebilmek ise bu insanların birbirle­ riyle olan ilişkilerini düzenlemeyi (işbölümü, otorite ilişkisi, denetim, eşgü­ düm vb.) gerektirmektedir. Kısaca toplumsal yaşamın bir gereği olarak or­ taya çıkan ve gelişen teknoloji ile birlikte giderek ölçeği büyüyen ve kar­ maşıklaşan bu toplumsal birimler (örgütler) insan ilişkilerinden oluşmak­ tadır 8 • Çağdaş toplumun örgütler olmaksızın varlığını sürdürebilmesi ola­ naklı görülmemektedir. Toplumsal ve kişisel gereksinimlerin karşılanması giderek gelişen ve karmaşıklaşan teknolojiyi kullanarak geniş ölçekli mal ve hizmet üretimini gerektirmektedir. Bunun başarılması ise bireylerin örgüt­ lenmesi, belirli amaçlara ulaşabilmek için"amaçlar doğrultusunda örgütler kurulması ile olanaklıdır. Toplumsal yaşamın kaçımlmaz bir unsuru olan örgüt için iletişimin öne­ mi nedir? Her örgüt çevresinden insangücü, madde, bilgi ve teknoloji gibi birtakım girdiler alır ve bu girdileri örgüt içinde bir dönüşüm sürecinden geçirip çevresine hizmet ya da mal şeklinde birtakım çıktılar verir. Örgüt sürdürdüğü etkinliklerin niteliğine uygun olan girdileri çevreden alacaktır. 2 3 4 5 6 Alvin ToffIer, Future Shock, Random House, Ine., New York, N. Y., 1971, s. 125. Arnitai Etzioni, Modem Organizatlons, Prentice,Hall, Ine., Englewood Cliffs, N. J., 1964, s. 2. Amitai Etzioni, B.g.e., s. 2. ~itai Etzioni, B.g.e., s. 3. John M. Pfiffner ve Frank Sherwood, Administrative Organization, Prentice-Hall, Ine., Englewood Cliffs, N.J. 1960. 7 Edgar H. Sehein, Organlzational Psychology, Prentice-Haıı, Ine., Englewood Cliffs, N.J., 1972, s. 9. 8 Presthus örgütü _yapısal bireylerarası ilişkiler sistemi» olarak tanımlamakta ve bu sistem içinde bireylerin yetke, statü ve rol açısından birbirlerinden farklılaştırıldığını belirtmek­ tedir. Robert V. Presthus, «Toward a Theory of Organizational Behavior. AdıninJstrative Selence QuarterIY. June 1959, s. 50. 64 A.1IdME İDARESİ DERGİSİ Ancak girdilerin her biri kendi içlerinde çeşitli nitelikler gösterirler ve za­ man içinde gelişirler ve değişirler. Örgüt gereksinimlerine en uygun girdileri alabilmek için çevreyle devamlı bir iletişim içinde olmak zorundadır. Çevre­ den girdıilere ilişkin biLgilerıi derleyip değerlendirmek ve girdi seçimini, öteki etmenlerin yanında, çevre ile gerçekleştirdiği bu iletişime dayandırmak du. rumundadır. Çıktılara ilişkin olarak da benzer bir iletişim sürecine gereksi­ nim duyulacaktır. Örgütün çıktılarının niteliğinin ve niceliğinin belirlenme­ sinde en önemli etmenlerden biri çevredir. Örgüt çevreye verdiği çıktıların çevrede yarattığı olumlu ve olumsuz etkileri öğrenmek durumundadır. Çık­ tıların çevrede kabul görmesi, benimsenmesi ve sonuç olarak çevrede bir is­ tem yaratması gereklidir ki örgüt çıktılar karşılığında elde edeceği olanak­ larla yeni girdiler alabilsin ve yaşamını sürdürebilsin. Bunu gerçekleşti re­ bilmek için örgüt çevresi ile çıktılarına ilişkin olarak iletişimde bulunmak, çıktıların çevrede yarattığı tepkiye ilişkin bilgi edinmek zorundadır. Ancak bu tür bir iletişim sonucu örgütler çıktıların çevre üzerindeki etkilerini, çık­ tılarına karşı isternin ne olduğunu sürekli olarak inceleyip, çıktılarını plan­ layabilecekler ve gerekli değişiklikleri yapacaklardır. Öte yandan örgütün varlığını sürdürdüğü çevresi dinamik bir çevredir ve sürekli değişim içindedir. Örgüt ile çevre arasında hayati önem taşıyan bir etkileşim olduğuna göre örgütün çevredeki değişikliklerden etkilenmesi doğaldır. Örgüt kendisini çevreye uyarlayarak yaşamını devam ettirebilmek için sürekli olarak çevreyi izlemek, çevredeki değişiklikleri değerlendirerek geleceğe yönelik planlar yapmak durumundadır. Çevreye, çevredeki _değişik­ liklere ilişkin bilgiyi ise ancak çevre ile iletişimde bulunarak alabilecektir. Görülceği gibi örgütün çevresine bağımlılığından kaynaklanan ve örgüt için hayati önem taşıyan çevre ile ilişkilerin düzenlenmesinin temel koşulların­ dan hiri, çevrenin niteliğine ilişkin bilgilerin örgüte ithal edilebilmesidir. Bu­ nun tek yolu da çevre ile yoğun bir iletişime girmektir. Örgüt:in çevre ile iLişkilern düzenlemesinde bu denli önemli olan ileti­ sürecinde (örgütün iç işleyişinde) rolü ne olacaktır? Örgütler bireylerin toplu olarak bir amaç ya da amaçlara ulaşmalarınısağlamak için yaratılmışlardır. Biçimsel örgütün en temel özelliği ussal bir kuruluşunun olmasıdır.9 Bu kuruluş Bilimsel Yönetim',in geliştirdiği işbölümü, komuta zinciri ve denetim alanı gibi ilkelere dayanır. Örgütlerin giderek büyümesi ve kullanılan teknolojinin karmaşıklaşması sonucu örgütsel işbölümünün de giderek arttığı bir gerçektir. İşbölümünün artması örgüt üyelerinin karşılıklı olarak birbirleriyle bağımlı olmaları sonucunu doğurmaktadır. Bir bireyin etkinliğinin bir başkasını etkilediği ve başkaları tarafından etkilendiği bir durumda bireylerarası bağımlılık söz konusudur. Bu bağımlılık bireysel etkinliklerin eşgüdümünü gerektirir. Örgütün amaçlarına ulaşabilmesi için bireysel etkinliklerin düzenli, birbirleriyle uyum içerisinde gerçekleştirHmesi gerekir. Bu eşgüdümün başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi 'ise kuşkusuz bireyler arasında yoğun bir iletişimi gerektirecektir. İletişim olmadan prgüt şimin dönüşüm 9 Chris Argyris, «The Individual and Organizations: Some Problem s of Mutual Adjustment. Adnıinistratlve Selenee Quarterly June 1957, s. 1-24. ÖRGüT KURAMLARI VE İLETİşİM 6S üyelerinin belirli bir amaç ya da amaçlara yönelik olarak uyumlu çalışma· beklenemez. Günümüz yöneticisi birlikte çalıştığı grubun verimliliğinin büyük ölçüde grup üyelerinin çabalarının etkin bir şekilde eşgüdümüne bağlı olduğunun farkında olmak zorundadır. Ancak eşgüdümün kendiliğinden ger· çekleşmeyeceği de açıktır. Yönetici, kendisıi ve astları arasında ortak bir an­ layışa ve işbirliğine ulaşmak istiyorsa doyurucu bir iletişim gereklidir. İle· tişim örgüt üyelerinin dikkatini başarılması gereken amaçlar ,üzerinde top­ lar, örgüt üyelerine kendilerine düşen görevleri yerine getirmek için gerekli bilgileri verir, işgörenleri güdüler ve onların örgüte katkıda bulunmalarını ve bu katkıların amaçlar doğrultusunda yararlı olmasını sağlar. ları Örgüt amaç ya da amaçlarına ulaşmak için ne tür etkinliklerde buluna· bu etkinlikler için ne tür girdiler alınacağına, ne tür teknoloji kulla· nılacağına, işgücünün niteliklerinin ne olacağına, çevredeki değişime nasıl ayak uyduracağına, gelecekte örgütün gelişmesinin hangi yönde olacağına vb. ilişkin kararlar verecektir. Bu açıdan bakıldığında örgüt sürekli olarak kararlar üreten bir birimdir. Karar alma sürecinde en önemli unsurlardan biri ise karar alınacak konuya ilişkin bilgilerin bir araya getirilmesidir. Ör· gütte kararları vermeye yetkili birimler kararlar için gerekli bilgileri örgüt içinden ve dışından iletişim yoluyla alacaklardır. Alınan kararlar örgüt içi iletişim mekanizmaları kullanılarak uygulanmaya konulmak üzere eylemci birimlere iletilecektir. Alınan kararların uygulanıp uygulanmadığının deneti· mi, uygulamada karşılaşılan sorunların neler olduğu gibi konular gene İleti· şim yoluyla bilgi alışverişi sonucu gerçekleştirilecektir. Bu amaçla bütün örgütlerde karar merkezlerini birbirlerine ve örgütün öteki birimlerine ileti· şim kanallarıyla bağlayan bir iletişim ağı kurulmuştur. Bu ağ içinde ge­ rekli bilgiler haber şeklinde karar merkezlerine gelir ve bu merkezlerde ha· ber ve bilgilere dayanılarak verilen kararlar uygulanmak üzere eylem mer· kezlerine iletilir. Kısaca örgütün kendisi çok incelikle işlenmiş bir iletişim sistemi ya da ağıdır. Örgütün etkililiği örgüt çevresinden ve içinden aldığı bilgilerin hacmine, niteliğine ve bu bilgilerin örgüt içinde karar merkezlerine iletilebilmesine Ve bu merkezlerde ussal bir şekilde değerlendirilebilmesine bağlıdır. Görüleceği gibi toplumsal yaşamın kaçınılmaz bir unsuru olan ör· gütler için iletişim hayati bir önem taşımaktadır. . cağına, Toplumsal yaşam için ne denli önemli olduğunu vurgulamaya çalıştığı. örgüt kuşkusuz bilim adamlarının üzerinde yoğun çalışmalar yaptık­ ları bir konu olmuştur. Örgüt incelemelerinin çıkış noktası örgütsel verim· lilik ve etkililiği artırmak olmuş ve bu yönde kuramlar geliştirilmiştir. Bi· lim adamları ve konu ile yakından ilgilenen pratisyenler örgütsel verimli· lik ve etkiliği artırma amacıyla örgütleri incelerken iletişim konularına da yer vermişler, iletişime ilişkin ilkeler geliştirmişlerdr. Bu yazıdan aın~cımız örgütsel işlerlik için hayati önem taşıdığı kanısında olduğumuz iletişim olgu· sunun örgüt kuramlarınca nasıl değerlendirildiğini incelemektir. Bunu ya· paıken örgüt kuramlarını Geleneksel Örgiit Kuramı, İnsan İlişkileri Okukı ve Çağdaş Örgüt Kuramları olmak üzere üç grup halinde ele alıp inceleye· mız ceğiz. 66 AMME İDARESİ DERGİS! GELENEKSEL ÖRGÜT KURA.Mı VE İLETişİM Geleneksel örgüt kuramının genellikle biçimsel örgütün anatomisi ile il· bir başka deyişle, biçimsel örgüt yapısına ilişkinilkeler geliştirdiği ileri sürülebilirlO. Yalnızca örgütün yapısıyla ilgilenen geleneksel örgüt ku· ramında başlıca iki gelişim çizgisi vardırlı. Frederick W. Taylor'un araştırma· ları ile başlayan birinci gelişim çizgisi üretim sırasında gerçekleştirilen te­ mel fiziki etkinlikler· üstünde odaklaşmıştır. İkinci gelişim çizgisinde ise örgütün birimlere bölünmesi, eşgüdüm, denetim vb. gibi büyük örgütsel sorunlar üzerinde durulmuştur. gilendiği, Geleneksel örgüt kuramının birinci gelişim çizgisini oluşturan Frederick W. Taylor'un önderliğini yaptığı düşünsel ve deneysel' etkinlikler «Bilimsel Yönetim» denilen yönetim anlayışının doğmasına neden oldu. Bilimsel yö· netim (ya da Taylorizm) örgütü oluşturan yapı ve süreçlerin tümü ile değil daha çok birey - iş ilişkisi üzerinde yoğunlaşmıştır. Taylor'un amacı, çok et· kin olmayan insan örgenliğini üretim süreci içinde en iyi biçimde kullana· bilmektL Bilimsel yönetim bu amaçla geliştirilen «zaman ve hareket» ince· lemelerini kullanarak her işi yapmanın en iyi tek yolunu bulmaya ve işçilerin verimliliğini bu yolla artırmaya çalışmıştır. En iyi tek yolu bulabilmek için her iş önce en küçük ve uzmanlaşmış parçalarına ayrılmakta, sonra «zaman ve hareket» incelemeleri kullanılarak gereksiz hareketler ayıklanmakta ve kalan parçaların birleştirilmeleriyle bir işi yapmanın en iyi tek yolu bulun­ maktadır. Taylor ve onu dzleyenlerinl2 temel uğraşları örgütün tüm etkinlik­ lerini örgütlemek için ortaya genel ilkeler koymak değil verimliliği artıracak yöntemlerin bulunması ve uygulanmasında kullanılacak işlemler olmuştur. March ve Simon'un deyişiyle «Taylor'un ve onu izleyenlerin çalışmaları bir bütün olarak ele alınırsa, bunun önerme terimi yerine yöntem terimiyle be­ timlenmesi daha kolaydır. Çünkü onlar soruna bir doğa bilimciden çok mü­ hendis açısından bakmakta ve günlük işlerin etkin bir biçimde örgütlenmesi ve yürütülmesi için yöntemler ortaya koymaktadırlar»13. Görüleceği gibi Bilimsel Yönetim anlayışı çerçevesinde örgütte iletişim konusu bir inceleme alanı oluşturmamaktadır. . Geleneksel örgüt kuramının ikinci gelişme çizgisini oluşturan Henri Fayol, Luther Gulick ve Lyndal Urwick, James Mooney ve Allan Reiley ve diğerle­ rinin çalışmalarıdır. Bu kuramcılar örgütün temel örgütlenme sorunları üze­ rine eğilmişler ve örgütlerde verimliliği artıracak evrensel ilkeler geliştirme çabası içinde olmuşlardır. Bu kuramcılara göre bir örgütün ulaşmak istediği genel amaç verilmiş kabul edilirse, bu amaca ulaşmak için gerekli iş birim­ 10 William G. Scott, .Organization Theory: An Overwiev and an Appraisal» Organizations: Stmeture and Behavior, New York, N.Y.: John Wiley and Sons., Ine., (Ed. by Joseph A. Litterer) 1966, s. 14. II James G. Mareh and Herbert A. Simon, Organizations, John Wiley and Sons, Ine., New York, N.Y.: 1964, s. ıı. u Henry L. Gant, Work, Wages and Profit, 1910; Frank B. Gilberth, BrlcklayIng System, 1909 ve Prtmer of Scientific Management, 1914; Lillian M. Gilberth, AppIied Motlon Study, 1917; Harrington Emerson, The Twe1ve Pr1nciples of Efflcieney, 1913. 13 March ve Simon, Organizations, s .. 19. ÖRGüT KURAMLARI VE İLETİşİM 67 leri belirlenebilir. Bu gerekli işler doğalolarak teİnel üretim etkinlikleri, , hizmet etkinlikleri, eşgüdüm etkinlikleri, gözetim etkinliklerini vb. kapsaya­ caktır. Bu durumda temel sorun bu iş birimlerini bir kişinin gerçekleştirebi­ leceği bireysel işler halinde kümelendirmek, bireysel işleri yönetsel birimler altında toplamak, yönetsel birimleri daha geniş birimler haline getirmek ve sonuç olarak en üst düzeyde bölümleri kurmaktır. Bütün bu birleştirmeler tüm etkinliklerin gerçekleştirilmesinde toplam maliyeti en az, düzeye indi­ recek biçimde yapılmaıldır. Bu düşünce çerçevesinde geleneksel kuramcılar örgüte ilişkin evrensel ilkeler geliştirmeye çalışmışlardır. İlkelerin sayısı bir kuramcıdan diğerine değişmekle beraber çoğunlukla planlama, örgütleme, eş­ güdümleme, ve denetime ilişkindir. Scott'a göre geleneksel örgüt kuramı 4 temel sutün üzerine kurulmuştur: (1) İşbölümü, (2) Yatay ve Dikey süreç­ ler, (3) Yapı, (4) Denetim alanı 14 • Görüleceği gibi geleneksel kurarncılar ör­ gütün verimliliğini artırabilmek için tüm çabalarını biçimsel yapının nasıl düzenlenmesi gerektiği üzerine yöneltJIlişlerdir. Geleneksel kurarncılar iletişim konusuna çok ender olarak değinmişler. Örneğin Gulick üst yöneticinin görevlerini POSDCORB çerçevesinde tar­ tışırken yöneticinin görevlerinden bir tanesinin rapor verme olduğunu belirt· mekte ve bu sınırlı çerçeve içinde iletişim konusuna eğilmektedir1S • Gelenek­ sel kurarncılar diğer konularda olduğu gibi örgütsel iletişim konusunda da mekanik bir görüş savunurlar. Bir başka deyişle, insan unsuru örgütsel iletişimin de dışında bırakılmıştır. Biçimsel iletişim kUralları üzerinde du­ rup daha çok örgütün üst kademelerinden alt kademelerine doğru (yuka­ rıdan aşağıya iletişim) olan ve yetke, eşgüdüm ve denetim amacına yönelik iletişime önem vermişlerdir l6 • Geleneksel kuramcılar örgüt ve yönetimin di­ ğer alanlarında yaptıkları gibi örgütsel iletişimi de belirli ilkelere bağlamak ve örgüt içi iletişim akımını öncede.n saptanmış bu ilkelere göre gerçekleş­ tirmek istemişlerdir. Kısaca, örgüt ve yönetime ilişkin olarak geliştirdikleri ilkeler iletişim açısından belirleyici olmuştur. Örneğin komuta zinciri (chain of command) ilkesi örgütte iletişimin yukarıdan aşağıya ve yalnızca yetke çizgisini izleyerek gerçekleşmesini gerektirmektedir. Öte yandan denetim alanı (span of control) ilkesi bir yöneticinin doğrudan iletişimde' buluna­ cağı ast sayısını sınırlamaktadır. Genel olarak geleneksel kuram da iletişim, örgütün amaçlarına ulaşmasında basit bir araç olarak görülmüş ve daha çok yukarıdan aşağıya iletişim, bir başka deyişle üst kademelerin verdikleri emir­ lerin diğer örgüt üyelerine ulaştmlması üzerinde durulmuştur. Aşağıdan yu. karıya doğru iletişim yalnızca denetim amacına hizmet etmesi beklenilen' bir iletişim türü olarak görülmüş ve astların yaptıkları işe ilişkin bilgileri raporlar şeklinde üst kademelere iletmeleri gerekliliği savunulmuştur. dir. 14 Scott, .Organization Theory: An Overview and an Appraisah, s. 14·15. 15 Luther Gulick, _Notes on the Theory of Organization» Papers on the Selence of Adıninist· ratlon, New York: Institute of Public Admınistration, (Eds. L. Gulick and L. Urwick) 19,17, s. 13. Lb Lyman W. Porter ve Kalene Roberts, _Communication in Organizations> Handbook of Industrlal and Organizatlonal Psychology, Ed. Marvin D. Dunette, Rand MeNaHy, College Publishing Company, Chkago: 1976, s. 1556. AMME İDARESİ DERG1S1 68 Geleneksel· kuramcıların iletişime gereken önemi vermemeleri ya da sözkonusu olduğunda yalnızca biçimsel iletişim kanalları ve örgütün üst kademelerinden ast kademelerine yönelik iletişim üzerinde durmaları, bu kurarncıların insana ilişkin varsayımlarından kaynaklanmaktadır. Gelenek­ sel kurarncılar insanın doğuştan tembelolduğu, çalışmayı sevmediği, elin­ den geldiği kadar işten kaçtığı, bu nedenle örgütsel amaçlara ulaşılabilme­ sinde yeterli çabayı göstermeleri için insanların yönetilmesi, denetlenmesi, zorlanması, ceza ile korkutulması gerektiğini varsayarlar 17 • Bu nedenle gele­ neksel kurarncıların gözünde insan,. örgütün amaçlarına ulaşmak için kul· lanilan diğer araçlardan farksızdır. Bu kurarnın «makina kuramı» ya da mo­ deli olarak adlandırılmasının temel nedeni de budurıs. İnsan bir mekanik öge olarak görüldüğünde yalnızca örgüt yapısının geliştirilmeye çalışılması doğaldır. Çünkü biçimsel yapı ussal ilkeler doğrultusunda düzenlendiğinde, planlandığında insan bir mekanik araç olarak bu yapıya eklemlenecektir. Na­ sıl bir makina programlandığı işleri yerine getirecekse, insan da ayni biçimde programlandığı şekilde çalışacaktır. Bu anlayış çerçevesinde kuşkusuz ileti­ şim ikinci plana itilecek ya da iletişim insanların programlanması düzeyin­ de (yapacağı işe ilişkin bilgilerin verilmesi) ele alınacaktır. Ancak hemen be­ lirtelim ki geleneksel kurarncıların görüşlerinin örgütlerde uygulandığı dö­ nemlerde çalışanların bireysel gereksinimlerine ilişkin olarak belirli bilgile­ rin iletildiğine uygulamada rastlanmaktadır. Yönetiieler iş görenlerin boş zamanlarını geçirebilecekleri sosyal etkinlikleri ,dedikodu niteliğinde top­ lumsal haberleri vb. örgüt içi dağıtımı olan yayınlar aracılığı ile duyurmaya çaba göstermişlerdir l9 • iletişim Geleneksel örgüt kuramı çerçevesinde iletişim ikincil bir etmen niteliğin­ dedir. Bu niteliğin büyük ölçüde geleneksel kurarncıların insan ögesine ge­ reken önemi vermemesinden kaynaklandığı söylenebilir. İletişim yalnızca bi­ çimsel yapı çerçevesinde ele alınmış ve daha çok yukarıdan aşağıya doğru iletişim üzerinde durulmuştur. Porter ve Roberts'in sözleriyle «Geleneksel ilkeleri örgütsel iletişime uygulamakta karşılaşılan sorun, bu ilkelerin örgüte yararlı olabilmeleri için çok geniş ve anlaşılması zor olmasıdır 2o • İNSAN İLİşKİLERİ OKULU VE İLETİşİM İnsan ilişkileri okulu, genellikle geleneksel örgüt kuramının geliştirdiği ilkeleri kabul eder. Ancak bu ilkelerin insanların gerek tek baş­ olarak gerek doğal örgüt (informalorganization) içindeki dav. ranışları sonucu değiştiğini ileri sürer21 • İnsan ilişkileri okulunun önemİi katkılarından biri davranış bilimlerini (psikoloji, sosyal psikoloji, sosyoloji) örgüte ilişkin larına bağımsız 17 Douglas McGregor, The Human Slde of Enterprise, McGraw-HiII Book Company, Inc., New York: 1960 s. 33-45. 18 March and Simon, Organizations. 19 C.J. Dover, «The Three Eras of Management Communication» Business and Industrlal Conununicatlon, Eds. W. Charles Reddin ve George A. Sanborn, Harper and Row, Publishers, New York: 1964, s. 61-62. 20 Porter and Roberts, .Communication in Organizations» s. 1556. 21 Scott, «Organizationa! Theory: An Overview and an Appraisab s. 15. ÖRGüT KURAMLARI. VE İLETİştM 69 örgüt kuramları içine sokmasıdır. Bu bilimler aracılığıyla insan ilişkileri oku­ lu kurarncıları geleneksel örgüt kuramı ilkelerinin insan etkinlikleri tara­ fından nasıl etkilendiğini göstermişlerdir. Bu okulun örgüt kuramlarına bil:' başka katkısı ise doğal örgüt kavramım sistemli bir şekilde inceleyerek, bi. çimsel yapı üzerindekietkilerini göstermesidir. İnsan ilişkileri okulunun çıkış noktası bilimsel yönetimin örgüte ve yö­ netime ilişkin ilkelerinin geçerliğini sınamak üzere EIton Mayo'nun önderli­ ğinde bir grup araştırıcının Western Electric Firmasının Hawthorne tesis· lerinde gerçekleştirdiği araştırmalar 0lmuştur22 • EIton Mayo'nun bulguları­ na göre iş görenlerin verimliliğinin artmasında coşkusal etmenler ussal et­ menlerden daha önemli ve belirleyici rol oynamaktaydılar23 • Hawthorne araş­ tırmaları işgörenlerin eylemlerini belirli kurallar çerçevesinde denetleyerek verimin herzaman artırılamayacağını, işgörenl~rin verimliliğinde sosyo-psiko­ lojik etmenlerin önemli roloynadığını ortaya koydu. Bunun sonucu olarak verimliliğin artırılması için işe değil işgörenlere, yalmzca biçimsel yapıya değil örgüt içinde oluşan doğal örgütlenmeye de önem verilmesi gerekliİiği pek çok bilim adamınca vurgulanmaya başlandı. Elton Mayo ile benzer gö· rüşleri paylaşan Mary Parker Follet, Chester Barnard, Fritz J. Roethlisberger ve diğerleri örgüt incelemelerinde biçimsel yapıyı da incelemekle beraber çalışmalarında insan ögesini ön plana çıkarmışlardır. İnsan ilişkileri okulu, örgütsel verimliliğin artırılmasına yönelik çalış­ malarda, insan ögesinin ve bireylerarası ilişkilerin incelenmesine büyük önem verdiğine göreöncelikle bu okulun insana ilişkin varsayımlarına değinmemiz yararlı olacaktır. İnsan ilişkileri okuluna göre sıradan bir 'insan çalışmaktan nefret etmez. İş sırasında fiziki ve ansal (zihni) bir çabamn harcanması insan için oyun ya da dinlenme kadar doğaldır. Dışardan denetim ve ceza ile kor­ kutma insan çabasım örgütsel amaçlara yöneItecek tek yol değildir. Bağlan­ mış olduğu, benimsediği amaçlara hizmet ederken insanlar kendi kendilerini yönetebilir ve denetleyebilirler. Uygun koşullar altında sıradan bir insan so­ rumluluktan kaçmaz, tam tersine daha çok sorumluluk yüklenmek ister. Örgütsel sorunların çözümünde gerekli olan imgelem, ustalık ve yaratıcılık kullanma yeteneği insanlar arasında geniş ölçüde yaygındır24 • Yukarıda açık­ landığı gibi insan ilişkileri okulunun insan ögesine verdiği önem ve insan hakkındaki varsayımları geleneksel kuramcılardan oldukça farklıdır. Bu farklılığın örgütlerin incelenmesine yansıması ise bu kuramcıların ilgi alanla­ rının hangi örgütsel ögeler olduğunda kendisini göstermektedir. Geleneksel kurarncılar biçimsel yapıyı incelerken, insan ilişkileri okulu biçimsel düzen­ lernelerin dışında yeralan ve örgüt içinde kendiliğinden oluşan «doğal örgüt» kavramı üzerine eğilmişlerdir. Geleneks'el kurarncılar önceden planlanmış, be­ lirli kurallar çerçevesinde gerçekleştirilen biçimsel iletişim üzerinde durur· 22 Claude S. George, Jr,. The History of Management Thouglıt, Englewood Cliffs, N.J. : Prentice­ Hall, Ine, 1968, s. 128-130, 23 Elton Mayo, The Human Probıem of Industrlaı Clvllizatlon, The Viking Press, New York, ı960; The Social Problems of Indnstrlal Clvlllzatlon, Harvard University, Graduate School of Business Administration, .Boston, 1945. 24 MeGregor, The Human Slde of Enterprlse. AMME IDARESI DERGlst 70 okulu biçimsel iletişm kanallarından geçmeyen, önceden ve hiçbir kurala bağlı olmaksızın örgüt üyeleri arasında ken­ diliğinden gerçekleşen «doğal iletişim»i ve bunun örgüt yönetimi için önemini vurgulamışlardır. Görüleceği gibi insaan ilişkin varsayımlarının niteliği ve insan ögesine verdikleri önem sonucu insan ilişkileri okulu iletişim konusunu biri «biçimseı» (planlanmış) diğeri «doğaı» (planlanmamış) olmak üzere iki ayrı başlık altında incelemektedir25 • Biçimsel iletişim geleneksel kurarnda olduğu gibi yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yukarıya olmak üzere iki alt baş­ lık altında incelenmiştir. Ancak iletişim geleneksel kurarncıların savunduğu gibi örgüt üyelerine yalnızca işe ilişkin bilgi ve emirler verme amacına hiz­ met etmez. Örgüt yönetimi başarılı bir iletişimle işgörenlerin daha çok do­ yum sağlamasını, morallerinin yükselmesini gerçekleştirebilir. Roethlisber­ ger'in deyişiyle «örgütün iç dengesini koruyabilmek iletişim kanallarının ser­ best ve .açık tutulmasına bağlıdır. Böylece emirler yukarıdan aşağıya ve alt kademelerdeki duruma ilişkin bilgiler aşağıdan yukarıya bir değişikliğe uğra­ madan iletilebilir. Bu alt kademelerin üst kademenin ekonomik amaçlarını anlaması ile ılişkili olduğu gibi aynı zamanda üst kademellin alt kademelerde çalışanların duygularını anlaması anlamına da gelir»26. Geleneksel kurarncı­ ların tersine insan ilişkileri okulu aşağıdan yukarıya iletişime, bir başka de­ yişle örgüt üyelerinin genelde örgüt yönetimine, özelde ise yaptıkları işe iliş­ kin görüşlerinin alınmasına önem vermektedirler. Yukarıya doğru iletişimin önemine ve örgüt için gerekliliğine değinen kuramcılardan biri de Likert'dir. Likert, aşağıdan yukarıya doğru' iletişimin örgütlerde yeterli bir şekilde ger­ çekleşmediği ve doğruluk derecesiinin daha az olduğunu ileri sürmektedir. Bunun nedeni ise astların üstlere iletilen haberleri süzgeçlemeleridir (ha­ berin belirli kesimlerinin ayıklanarak iletilmesi). Likert'e göre, örgütsel so­ runların saptanmasındaki önemli rolü ve karar verme sürecinde bilgi eksik­ liğinin etkileri gözönüne alındığında, yukarıya doğru iletişimdeki yetersiz­ lik aşağıya doğru iletişimdeki yetersizliklerden daha ciddi sorunlar yarata­ ken, insan ilişkileri planlanmamış caktır27 • Biçimsel iletişim çerçevesinde aşağıdan yukarıya doğru iletişimin öne­ mini vurgulayanlardan biri de Chester Barnard'dır. Barnard'ın örgütte yetke kavramını irdelemesinde iletişimin merkezi bir konumu vardır. Yetke bir iletişimin (emir) niteliğidir ve astlar tarafından kabul edIrnesi esastır. «Eğer yöneItici bir iletişim, alıcısı tarafından kabul edilirse iletişimin ve dolayısıyla göndericinin yetkesi tanınmış, gerçekleştirilmiş olur»28. Bu çerçevede yöne­ timin etkinliği örgütün üst kademelerindeki yöneticilerin yetkelerine değil, bu yetkenin örgüt üyeleri tarafından benimsenmiş olmasına bağlıdır. Bunun 25 Herbert A. Simon, Donald W. Smithburg and Victor A. Thompson, PubIlc Adnılı:ıistratlon, Alfred A. Knoph, New York: 1950, s. 222. 26 Fritz J. Roetlisberger, Management and Morale, Massachusetts: Harvard University Press, Cambridge, Massachusetts, 1959, s. 192-193. 27 Rensis Likert, New Patterns of Managemenf, McGraW-HilI BOOk Company, Ine., New York: 1961, s. 46. 28 Chester 1. Barnard, The Funetlons of the Executlve, Harvard University Press, Cambridge, Ma9Sachusetts, 1968, s. 163. ·ÖRGÜT KURAMLARI VE İLETIşIM 71 do~al rıya sonucu ise örgüt içinde yukarıdan aşağıya oldu~ gibi aşağıdan yuka­ da etkin bir iletişim sisteminin kurulması gerekliliğidir. İnsan ilişkileri okulunun doğal iletişim üzerinde önemle durdu~ ve bu­ nun yönetime etkilerinin incelendiği belirtilmişti. Doğal iletişim önceden be­ lirtilmiş kanallardan geçmeyen her türlü iletişimi içine alan ve örgüt üye­ lerinin toplumsal ilişkileri çerçevesinde oluşan bir iletişimdir. Bu nedenle doğal iletişim slstemiörgüt için zorunlu ve kaçınılmazdır29• Bu iletişim çoğu kez keı;tirmeden giderek, örgütün değişen koşullara biçimsel yöntemlerin izin verdiğinden daha kolay uymasına olanak sağlamakla beraber, biçimsel yetke ilişkilerinde çatlaklara neden olma ve eşgüdümü güçleştirme gibi sakınca­ ları da vardır. Öte yandan doğal iletişimin kırtasiyeciliği azalttığı savı da ileri sürülmektedir30• İnsan ilişkileri okulunun iletişim olgusuna verdiği önernin bir başka gös­ tergesi iletişimi engelleyen etmenler üzerinde durmalarıdır. Bu etmenler ge­ nellikle dil güçlükleri, algı dayanağı, statü, coğrafi uzaklık, savunucu tutum vb. olarak sıralanmaktadır3 !. Öte yandan aşağıdan yukarıya iletişimin öne­ mine. değinilmesine karşın, uygulamada örgütlerde etkili bir şekilde gerçek­ leşmemesi, kurarncıları özellikle bu tür iletişimi engelleyen etmenleri ortaya çıkarmaya yöneltmiştir. Yukarıya doğru iletişimi engelleyen etmenlerin fiziki uzaklık ya da ulaşamamak, haberin her kademede değişikliğe uğraması, üst­ lerin tutum ve davranışları, as tın aşağı statüsü ve gelenekler olduğu ileri sü­ rülmüştür32 • İnsan ilişkileri okulunun öteki düşünürleri McGregor, Argyris ve Likert örgütsel ile~işime ilişkin doğrudan çözümlernelere girmemiş, iletişimi diğer örgütsel değişkenler ile i1işkilendirmeye çalışmamışlardır. McGregor dem<?k­ ratik katılmalı yönetim modelini (Y kuramı) geliştirirken, iletişimin rolüne hemen hemen hiç değinmemektedir. Oysa Y kuramının örgütlerde uygulana­ bilmesi çok etkin bir iletişim sürecini gerektirmektedir. Chris Argyrisde gelişmiş (olgun) bireyin gereksemeleri ile biçimsel örgütün gereklilikleri ara· sındaki çatışmayı incelerken iletişim konusunu doğrudan tartışmamıştır33 • Bu üç düşünür arasında iletişimi en geniş tartışan Rensis Likert olmuştur34 • Likert genelolarak aşağıya ve yukarıya doğru iletişim üzerinde durmuş ve ast-üst arasındaki iletişimi tartışmıştır. Ast-üst iletişimine ilişkin olarak üst· lerin astlarıyla herzaman yeterli iletişim içinde olmadıklarını, onlardan na· sıl bir çalışma beklediklerini açık bir şekilde astlara iletmediklerini buna karşılık astların da iş sırasında karşılaştıkları sorunları üstlerine iletmedik· lerini ileri sürmektedir3s • Simon ve di1!erleri, Publle Adınlnlstration, s. 227. Simon ve diğerleri, a.g.e., s. 227. Simon ve diğerleri, a.g.e., s. 229-243. Felix A. Nigro, Mod"rn Publle Admlnlstratlon, Harper and Row Publishers, New York. 1965, .5. 190-197. 33 Chris Argyris, PersonaUty and OrganIzation, Harper and Brothers, New York: 1957, s. 66·75. 34 Ukert, New Patterns of Management, 5. 44-60. 35 Likert, a.g.e., s. 46-55. 29 30 31 32 AMME İDARESİ DERGİst 72 Insan ilişkileri okulu iletişim olgusuna geleneksel kuramcılara oranla daha çok önem vermektedir. İletişim üzerinde daha çok durulmasının temel nedeni insan ögesine ve örgüt içinde bireylerarası ilişkilere verilen önem· den kaynaklanmaktadır. Bu okulun önemli katkılarından biri biçimsel ile­ tişim yanında doğal iletişimi de incelemesi olmuştur. Biçimsel iletişimi in­ celerken de geleneksel kuramcıların yaptığı gibi yukarıdan aşağıya iletişime önem verip aşağıdan yukarıya iletişimi savsaklamamışlardır. ÇAGDAŞ ÖRGÜT KURAMLARI VE İLETİşİM Çağdaş kendilerinden önceki kuramcıların yaptığı gibi ya da insan ögesini incelemenin örgütü anlamada yeterli olmadığı görüşündedirler. Çağdaş kuramcılar örgütü anlamanın en an­ lamlı yolunun onu bir bütün, bir sistem olarak incelemek olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu anlamda çağdaş örgüt kuramı kendisinden önceki iki gö­ rüşün (geleneksel kuram ve insan ilişkileri okulu) bir sentezini yapmakta ve örgütü bir bütün olarak incelemektedir. Böyle bir sentezin yapılmasının ge­ rekliliği açıktır. Bir örgüt içip biçimsel yapı ne denli önemli ise aynı şekilde örgütü oluşturan bireylerin davranışlarıda örgütün işleyişini etkileyen etmen­ lerden biridir. Bu iki öge, biçimsel yapı ve bireysel davranışlar, karşılıklı bir etkileşim içindedir ve bu etkileşim şu ya da bu şekilde örgütün işleyişini etkilemektedir. Çağdaş kuramcılara göre örgütü incelemede yalnızca bu iki ögenin gözönüne alınması da yeterli değildir. Örgüt üyeleri örgütün hiyerar şik olarak düzenlenmiş biçimsel yapısında farklı orunlara sahiptirler ve her birey bulunduğu orunun gerekleri ile uygun olan örgütsel roller oynamak durumundadır. Bu farklılaştırılmış orun ve roller örgütün işleyişinde önemli bir etmendir. Bunların yanında örgütün fizikselortamı, örgütteki doğal grup­ ların yapısı ve aralarındaki ilişkiler, örgütün çevresi ve çevresiyle ilişkileri örgütsel işleyişi etkileyen etmenlerdir. Bu nedenle örgütü incelerken örgütü oluşturan ögelerin bir kısmı üzerine eğilmek yeterli değildir, örgütü bir bü­ tün olarak incelemek gereklidir. yalnızca örgüt biçimsel kuramcıları yapıyı Örgütü bir bütün olarak incelemek «sistem» yaklaşımının benimsenme­ gerektirmiştir. Çağdaş kuramcılara göre örgüt «birbirleriyle karşılıklı iç bağımlılıkları olan birden çok ögenin bir amaca yönelik olarak oluşturduğu bir bütündür>,36 yani bir sistemdir. Bu nedenle örgütü oluşturan ögelerin tek tek incelenmesi, ögeler arasında var olan karşılıklı bağımlılık nedeniyle, ör­ gütü anlayabilmek için yeterli değildir. Bu nedenle örgüt bir bütün, bir sis­ tem olarak incelenmelidir. Öte yandan örgüt bir açık sistemdir. Açık sistem­ lerin başat özelliği ise çevreleri ile madde, enerji ve bilgi alışverişinde bulun­ maları ve bu alışverişin sistemin yaşamını sürdürebilmesi için gerekli ol­ masıdır 37 • Örgütler çevrelerinden çeşitli girdiler alıp bunu örgüt içinde bir dönüşüm sürecinden geçirip çevrelerine hizmet ya da mal şeklinde çıktılar sini 36 A.D. Hall ve R.E. Hagen, «Definition of System» Organfzations: Systems Controı, and Adaptatlon, Ed. by Joseph A. Litterer, John Wiley and Sons, Ine., New York: 1969, s. 31-43. 37 F.E. Emery ve E.L. Trİst "Socid-technica! Systems. Systems Thinking, Ed. by. F.E. Emery, Perıguın Books, New York: 1978, s. 281·296. ÖRGÜT KURAMLARI VE İLErtŞİM 73 verirler. çevreye verilen çıktı ile sistemin (örgütün) etkinliği sona ermez, çıktı karşılığında yeni girdiler sağlayarak sistem etkinliğini sürdürür. Bu an­ layış çerçevesinde çağdaş kuramcılar örgütü ögeleri, ögeler. arasındaki ba­ ğımlılıkları ve çevreyle ilişkileriyle bir bütün olarak incelemektedirler. Görüleceği örgütü karşılıklı olarak birbirlerine . bir sistem olarak değerlendirmektedirler38 • He­ men belirtelim ki çağdaş örgüt kuramı hiçbir anlamda birleştirilmiş bir dü­ şünceler bütünü değildir, bir örgüt sistemi düşünürken her yazar ve araştı­ rıcının kendine özgü bir bakış açısı vardır39 • Bunlar arasında Daniel Katz ve Robert Kahn'ın «açık sistem kuramı»40, William G. Scott'ın «davranışsal örgüt kuramı»41, Rensis Likert'in «içiçe geçmiş gruplar modeli»42, E. Wight Bakke'nin «toplumsal örgüt kavramı»43, Chris Argyris'in «bütünleşme mo­ deli»44 sayılabilir. Yukarıda sayılan çağdaş kuramlarda ortak niteliklerin ne olduğu sorulduğunda ilk verilecek yanıt hepsinin örgüte bir bütün, bir sistem olarak bakmakta olduklarıdır. Bir başka ortak nitelik ise çağdaş kuramların çözümlemelerini görgü! araştırma bulgularına dayandırmalarıdır. Öte yandan çağdaş örgüt ve yönetim anlayışında insan psikolojik olarak karmaşık bir varlık kabul edilmekte ve örgütün amaç ve gereksinimleri ile insanların amaç ve gereksinimleri arasında bir çelişki bulunduğu gerçeği genellikle ka­ bul edilmektedir. gibi çağdaş kuramcılar bağımlı değişkenlerden oluşan Çağdaş örgüt kuramları geleneksel kuramda ve insan ilişkileri okulunda üzerinde durulmamış birbirine bağlı bir dizi soru sorar: 45 (1) Sistemin stra­ tejik ögeleri nelerdir (2) Bu ögelerin karşılıklı bağımhlıklarının niteliği ne­ dir? (3) Sistem içinde ögeleri bağlayan ve birbirlerine uymalarını sağlayan temel süreçler nelerdir? (4) Sistemin ulaşmaya yöneldiği amaçlar nelerdir? Sistemin stratejik ögeleri nelerdir sorusuna verilen yanıtlar çağdaş kuram­ cılar arasındaki farklı bakış açılarını yansıtmaktadır. Bakke'ye göre toplum. sal örgüt sisteminin 5 ögesi vardır: Beşeri, düşünsel, özdeksel, doğal ve ana­ mal kaynaklar46. Katz ve Kalın'a göre toplumsal sistemlerin temel ögeleri üyelerinin rol davranışları, bu davranışları öneren, onaylayan ilkeler ve bu ilkelerin dayandığı değerlerden oluşur47 • Bu ögeler çerçevesinde oluşan örgüt­ lenmiş yapıların ana alt sistemleri ise üretim veya teknik alt-sistemler, varlık koruma aIt-sistemleri, destekleyici alt-sistemler, uyumlayıcı alt sistemler ve 38 Scott, .Organizations Theory: An Overview and an Appraisa1» s. 19. 39 Scott, a.g.e., s. 19. 40 Daniel Katz ve Robert Kahn, The Social Psychology of Organizations, John Wiley and Sons, Ine., New York: 1966. 41 William G. Scott, Organ1zation Theory: A Behavioral Analysis for Management, Richard D. Irwin, Ine., Homewood, Illinols: 1967. 42 Likert, New Patterns of Managemeııt, 1961. 43 E. Wight Bakke, .Concept of the SocialOrganization» Modern Organization Theory, Ed. by Mason Haire, John Wiley and Sons, Ine., New York: 1967, s. 16·75. 44 Chris Argyris, Integrating the Individual and Organization, John Wiley and Sona, Ine., New Yurk: 1966. 45 Scott, .Organization TheorY: An Overview and an Appraisal» s. 19. 46 Bakke, .Coneept of the SocialOrganization», s. 40-41. 47 Katz ve Kalın, The Social Psychology of Organizations, 3. Bölüm. AMME İDARESİ DERGİst 74 yönetsel alt-sistemlerdir. Öte yandan Scott'a göre sistemin ögeleri bireyler, biçimsel örgüt, doğal örgüt, rol ve statü düzenleri ve işin yapıldığı fiziksel ortamdır4 8 • Görüleceği gibi çağdaş kurarncıların tümünün örgütü bir sistem olarak değerlendirmelerine karşın herbirinin kendine özgü bir bakış açısı var­ dır. Diğer soruların yanıtlarını verirken de kurarncılar arasında farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Örneğin, sistem içinde ögeleri bağlayan ve birbirlerine uymalarını sağlayan temel süreçlerin ne olduğu sorusuna Bakke «birleştirme süreci» (fusion process) ve «önderlik» diye yanıt verirken, Scott «iletişim», «karar verme» ve «denge» yanıtını vermektedir. Çağdaş kurarncılar iletişim kavramına geleneksel kuramcılara ve insan okuluna oranla daha çok önem vermektedirler. William G. Scott'a göre iletişim örgüt sisteminin ögelerini bağlayan ve birbirlerine uymalarını sağlayan süreçlerden birisidir. Bu çerçevede iletişim karar merkezlerini bir­ birine bağlayan bir denetim ve eşgüdüm mekanizması görevini de yerine getirmektedir49 • Katz ve Kahn'a göre iletişim bir toplumsal sistemin veya örgütün özüdürSO. Bakke'ye göre iletişim etkinlikleri, sistemi bütünleştiren ve tüm farklılaştırılmış etkinlikleri örgütsel işler doğrultusunda eşgüdüle­ yen denetim etkinliklerinin bir kısmını oluşturursı. Çağdaş kurarncıların ile­ tişime daha çok önem vermesi örgütlerin bir sistem olarak ele alınıp in­ celenmesinden kaynaklanmaktadır. ilişkileri Çağdaş örgüt kuramlarında örgütün bir açık sistem olarak değerlendi­ açık sistemlerin en önemli niteliklerinden birisinin çevre ile sis­ tem arasında gerçekleşel). ve sistem açısından hayati önem taşıyan etkileşim süreci olduğunu daha önce belirtmiştik. Örgütün çevre ile ilişkilerini düzen­ lemekte, ya da çevre ile etkileşirnin örgüt yararına gerçekleştirilmesini sağ­ lamakta geri bildirim (feedback) mekanizması gereklidir. Geri bildirim en yalın anlamıyla örgütün enerji halinde çevreye verdiği çıktılarının bir kıs­ mının yeniden örgüte alınmasıdıf. Örgütler de diğer açık sistemler gibi çev­ relerinden bir takım girdiler alır onları işler ve çevrelerine çıktılar (mal ya da hizmet) verirler. Örgüt çevreye verdiği çıktılar karşılığında elde edeceği olanaklarla yeni girdiler alacak ve yaşamını sürdürebilecektir. Bu nedenle örgütlerin başarısı büyük ölçüde çevrelerinin gereksinimlerini, ürettikleri mal ve hizmetlere çevrenin gösterdiği tepkileri, çevrelerindeki değişiklikleri za­ manında ve doğru olarak saptayabilmelerine ve edinilen bilgileri süratle de­ ğerlendirip girdilerinde, yapılarında ve çıktılarında çevrenin istemleri ve çev­ redeki değişmeler doğrultusunda gerekli değişiklikleri yapabilmelerine bağ­ lıdır. Geri bildirim mekanizması işte bu görevi yerine getirmektedir. Bu nedenle çağdaş kurarnda iletişimin önemli bir yerinin olması kısmen geri bildirim mekanizmasının gerekliliğinden kaynaklanmaktadır. rildiğini ve Çağdaş kurameıların iletişim üzerinde önemle durmalarının bir başka nedeni ise insan ögesine verilen önem ve insanın niteliğine ilişkin görüşler­ 48 Scott, .Organization Theory: An Overview an dan Appraisaı>, s. 19·20. 49 Scott, a.g.e., s. 21. SO Katz ve Kahn, The Social Psychology of Organizations, s. 223. SI Bakke, Concept of the SocialOrganization., s. 55. ÖRGüT KURAMI.ARI VE. İLETİşİM 75 dir. Çağdaş kuramcılar insanı çok karmaşık gereksinimleri olan bir varlık olarak görmektedirler. Birey örgüte katı1dığında beraberinde amaçlarını, değerlerini ve kişiliğini de getirmektedir. Örgütün gerekleri ile olgun insan kişiliğinin gelişme eğilimleri arasında bir çatışma olduğu gibisı, örgütlerin amaç ve gereksemeleri ile örgüt üyelerinin amaç ve gereksemeleri arasında farklılıklar vardır. Örgütün amaçları ile örgüt üyelerinin amaç ve gerekse­ meleri arasında uyuşmazlık olduğu sürece üyelerin örgüte olumlu katkılarını beklemek gerçekçi olmayacaktır. Bu nedenle örgüt ve· işgörenlerin amaç ve gereksemeleri arasında bir uyum sağlanması ya da başka bir deyişle, örgütün amaçları ile örgüt üyelerinin amaçlarının aynı zamanda gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Örgütsel amaçları herbir üyenin bireysel amaçları doğrultu­ sunda değiştirmek olanaklı ve ussal olmayacağına göre yapılacak iş örgüt üyelerinin örgütün amaçlarını benımsemelerinin sağlanmasıdır. Böylece üye­ lerin örgütün amaçlarını benimsemeleriyle örgütün amaçları aynı zamanda üyelerin amaçları olacaktır ve örgütün amaçları gerçekleştikçe bu, örgüt üyelerinin amaçlarının gerçekleştiği anlamına gelecektir. Çağdaş kurarncı· ların öngördüğü bu amaçlararası uyum sağlama ya da örgüt amaçlannm be­ nimsetilmesi ancak iletişim yoluyla gerçekleşecektir. Öte yandan, dönüşüm sürecinde önemli bir roloynayan, çağdaş bireyin daha iyi eğitildiği gereksi· nimlerinin, yeteneklerinin, kim olduğunun ve ne yapmak istediğinin daha çok bilincinde olduğu varsayılmaktadır. Sistemin önemli bir ögesi olan bireyin karmaşık gereksinimlerinin doyurulması ona yaptığı işe, yaptığı işin tüm örgüt etkinlikleri içindeki yerine, çabasının örgüte olan katkısına vb. ilişkin bilgi iletilmesini ve bireylerinde örgütsel uygulamalar, örgüt politikası ve kendi yaptıkları işe ilişkin düşüncelerinin örgütün üst kademelerine iletebil­ melerine olanak tanınmasını gerektirmektedir. Tüm bunların gerçekleşe­ bilmesi için etken bir iletişim sisteminin kurulması kaçınılmazdır. Görülece­ ği gibi çağdaş kuramcıların sistem yaklaşımını benimsemeleri iletişimin öne­ mini artırmış ve iletişim örgütün temel süreçlerinden biri olarak değerlen­ dirilmeye başlamıştır. SONUÇ iletişimeverdikleri önem açısından örgüt kuramlarının bir değerlendiril­ geleneksel kurarncılarm ve insan ilişkileri okulunun iletişim yeterince işlemediği ileri sürülebilir. Örgütün biçimsel yapısı üs­ tünde odaklaşan geleneksel örgüt· kuramında iletişim· doğrudan incelenme­ yen, bununla beraber örgütsel verimlilik ile ilişkisi olan bir olgu olarak alınmaktadır. Ancak bu ilişkinin niteliğini açıklama girişimine rastlanma­ maktadır. iletişim yalnızca biçimsel örgüt çerçevesinde ele alınmakta ve da­ ha çok yukarıdan aşağıya doğru bilgi akımının önemine değinilmektedir. İnsan ilişkileri okulu ise örgütsel sistem içinde bireyin rolü ve küme dav­ ranışının örgütün verimliliği ile doğrudan ilişkili olduğu savlIiı ileri sürmek­ tedir. Bu anlayış çerçevesinde biçimsel- iletişim (özellikle aşağıdan yukarıya iletişimin önemi vurgulanmakta) yanında doğal iletişime de önem verilinek­ mesi yapıldığında kavramını 52 Argyris, PenıoııaUty and OrganIzation, s. 66-74. AMME 76 yönetim ve örgüt açısından önemine değinilmektedir. okulunun örgütsel verimliliğin artırılması için önerdiği bazı önlemler yoğun bir iletişimi gerektirdiği halde kuramcıların iletişim olgu­ sunu yeterince incelemediği ileri sürülebilir.•Örgütü bir açık sistem olarak değerlendiren çağdaş. kuramcılar örgüt içi iletişimI e olduğu kadar örgüt ve çevresi arasındaki iletişimle de ilgilenmişlerdir. Bu anlayış çerçevesinde çağ­ daş kuramcılar dikkatleri örgüt içi iletişimi etkileyen dış güçlere (çevredeki güçler) ve bilgi işlem mekanizmaları olarak örgüt1ere yöneltmişlerdir. Öte yandan çağdaş kuramcılar insanı mekanik bir araç değil, çok karmaşık ge­ reksinimleri olan bir varlık olarak değerlendirmektedirler. Karmaşık gerek­ sinmeleri olan bu varlık örgütün bir alt sistemidir ve diğer alt sistemlerle karşılıklı bir etkileşim içindedir. Sistemin (örgütün) işleyişini etkileyen bu etkileşim çerçevesinde birey-sistem uyumunu sağlayarak karmaşık gerek­ sinimleri olan bu varlığı sistem içinde tutma gerekliliği çağdaş kuramcıla­ rın iletişim olgusuna daha çok önem vermelerinin temel nedeni olmuştur. te ve doğal iletişimin İDARESt DERGİst İnsan ilişkileri