Turkce 102_06 - Bilkent University

advertisement
Barış
Seveninin çok sevdiği, sevmeyeninde dönem boyunca bu dersin neden zorunlu
olduğunu anlamaya çalıştığı, Bilkent Üniversitesi’nin kanımca en eğlenceli dersidir
GE250-GE251. Bu ders sayesinde öğrenciler tiyatro, sergi ve konser gibi kültürel
aktivitelere katılmakla kalmazlar aynı zamanda farklı alanlarda düzenlenen seminerlere
katılarak üniversite hayatlarından sonra kariyerlerini nasıl şekillendirmeleri gerektiği
hakkında bilgi sahibi olurlar. Dersten başarılı olmak için öğrencilerin yapması gereken
tek şey etkinliklere katılarak istenilen puanı toplamaktır. Bu nedenle Bilkent
Üniversitesinde hiç umulmayacak öğrencilere bile klasik müzik konserinde veya okulun
kütüphanesinde düzenlenen bir sergiyi gezerken rastlanabilir. Benim de dönem içinde
okuldaki etkinliklerden haberdar olmamı sağlayan ve sanatsal aktivitelere katılımımı
arttıran bir dersti. Yine bu ders sayesinde katılma fırsatı bulduğum Kedinin Pençesi adlı
tiyatro oyunu, son zamanlarda izlediğim içerik bakımından en farklı oyundu.
Oyun, Amerika’daki bir çevresel örgütün eylemlerini terör örgütlerinden farksız
bir şekilde gerçekleştirmeleri sonucunda Amerikan toplumu tarafından aldıkları olumsuz
tepkileri konu alıyor. William Masterosimone tarafından yazılan bu oyunda aslında çevre
yararına çalışan bu örgütün yaptıkları yanlış seçimler sonucunda nasıl bir terör örgütüne
dönüştüğünü ve diğer çevre yanlısı insanlara verdikleri zararlar anlatılıyor. Oyun,
egolarının aleyhine özveride bulunamayan örgüt üyeleri arasındaki çatışmalar ve
kutuplaşmalar sonucunda bir örgütün nasıl kendini imha ettiğini aşama aşama gözler
önüne seriyor.
Tiyatro oyununu izledikten sonra, büyük suçlar işleyen terör örgütlerine katılan
kişilerin neden insanlara zarar veren bir topluluğa bağlı olmak istediklerini anlamaya
çalıştım. Bu tarz örgütler genelde eğitim durumları düşük bölgelerdeki insanları daha
küçük yaşlardan beyinlerini yıkayarak örgütlerinin bir parçası hâline gelmelerini
sağlıyorlar. Ailesi olmayan insanlar da bu örgütleri besleyen bir diğer unsur. Bu tip
insanlar, başta kendilerini bir topluluğun parçası hissettikçe yalnızlık duygularını
azaltabileceklerini düşünerek bu tür örgütlere katılıyorlar. Örgütün liderini babaları diğer
üyeleri de kardeşleri yerine koyuyorlar. Örgütün aldığı herhangi bir kararı eleştirmek
veya sorgulamayı akıllarından bile geçirmiyorlar.
Terör örgütlerinin sadece eğitimsiz insanlar tarafından oluştuğunu düşünmek çok
yanlış olacaktır. Çünkü; bu örgütlerin içinde aynı zamanda üniversite mezunu insanlar da
var. Bu bilgiden yola çıkarak sadece üniversite mezunu olmanın insanın gözünü
açamayabileceği savunulabilir. Eğitim ancak insanlara bilgi öğretmenin yanında onlara
sorgulama yapmayı da öğrettiği zaman işlevseldir. Hayata karşı eleştirel düşünemeyen ve
öz eleştiri yapmayan bir kişi isterse en iyi okulda eğitim almış olsun insanlara zarar veren
bir örgütün parçası olmayı seçerek en büyük eğitimsizlik örneğini gösterir.
Barışa hasret kaldığımız bu günlerde, ülkemizde ve dünyada sorgulayan insan
sayısı arttıkça bu tür örgütlerinde aynı zamanda azalacağını düşünüyorum. İster din ister
milliyetçilik amacı adı altında şiddetle atılan hiç bir adım ile bir yere ulaşılmadığının ve
dünyadaki barışı sağlamanın her ülkenin ilk hedefi olması gerektiğini yeni nesillerin
aldıkları eğitimle öğrenmeleri gerek. Bu bağlamda en büyük görev öğretmenlerindir.
Öğretmenler en önce öğrencilerine hayata eleştirel bakmayı öğretmelilerdir. Bilgiyi
doğrudan öğrencilerine iletmekten çok onlara sorgulayarak doğru bilgiye ulaşmayı
öğretmelilerdir. Bu sayede ülkelerine yararlı bireyler hâline gelirler.
Kedinin Pençesi adlı tiyatro oyunu terör örgütleri ve kuruluş amaçları üzerine
düşünme fırsatı yakaladığım ve aynı zamanda örgüt üyeleriyle empati yapmamı sağlayan
kaliteli bir kurguydu. Bilkent Üniversitesi üçüncü sınıf Tiyatro bölümü öğrencileri
tarafından profesyonel bir şekilde sergilenen bu oyun beni hem düşündürdüğü hem de
içeriği dolayısıyla çok tatmin ettiği için son zamanlarda izlediğim en iyi oyunlardan
biriydi.
Download