GÜNÜMÜZE KADAR GÖLKÖY Gölköy’ün bilinen eski adı, Habsamana’dır. Bu ismin bazı tarihçiler Sümer Tarihi’nden kaynaklandığını savunurlar. Kasaba 17. yy.da bugünkü yerini aldı. 25 Haziran 1936 da ilçe olan Gölköy’ün kuruluş ve adını alışında bazı efsaneler vardır İlçe bugünkü adını içinde bulunan göllerden almıştır. Bu ırmak Bolaman Deresi’nin yukarı kollarından birisidir. Bazı kaynaklara göre Gölköy’ün yerleşim tarihi oldukça eskiye dayanır. Ancak bölgedeki tarihi olaylardan bir bütün olarak bahsetmek doğru olacaktır. Ordu yöresini kapsayan bölge Roma İmparatorluğu döneminde Pontus Palemoniocus adıyla anılmaktaydı. Bizans egemenliği sırasında ise Armeniakon Theması içinde yer alıyordu. Yazılı Tarih Öncesinde Ordu ve Çevresi Ordu ilinin yerleşim tarihi ile ilgili ilk çalışmaları 1944-1945 yıllarında Kılıç Kökten Ünye ve Fatsa’da başlatmıştır. Doğal mağaralarda ve ırmaklarda yapılan aramalarda çakmaktaşından yapılmış araç gereçler bulunmuştur. Yazılı Tarih Döneminde Ordu ve Çevresi: M.Ö. II. yy. da Kızılırmak yayı içinde yaşayan Hititler ile çağdaş olan ve kuzeyden komşuları olan Kaşkarlar ile Ordu ili tarihi başlar. Kaşkarlar'ın yerleşim yerleri kesin olarak bilinmemekle birlikte Kastamonu ve Ordu yayı içerisindeki bölümde yaşadıkları bilinmektedir. Ege göç kavimlerinin hareketleri sonucu Hitit Devleti ortadan kalkmıştır. Aynı zamanda bu durum, bölgede yaşayan Kaşkarlar'ın sonu olmuştur(İ.Ö. 11901170). Kolonileşme Döneminde Ordu ve Çevresi: 1200’lerde Hitit İmparatorluğu, bu göç kavimleri adı verilen ve Trako-Frig oymaklarından oluşan topluluk göç hareketleriyle karşı karşıya kalınca, gerek Trakya’dan Orta Anadolu’ya uzanan bu bölge göç hareketi Grek Asur Devleti’nin baskıları Hitit Devleti’ni çökertti. Bu durum Kızılırmak Vadisi’nin kuzeyinde yaşayan Asya kökenli kimi topluluklara bağımsızlık kazandırdı. Bu topluluklar daha sonra Ege Denizi kıyılarına uzanacak olan Kavkon Ege Göç Kavimleri Karadeniz kıyılarının zenginliği anlaşılınca Ege kıyılarındaki koloni halkaları (özellikle Miktoslular) Karadeniz kıyılarında ticaret limanları kurmaya başladılar. Bu koloniler sırasıyla Sinop kolonisi, Korossuz (Giresun), Kotyora (Ordu) ve batıda Kitaiya kolonileridir Persler Döneminde Ordu ve Çevresi İ.Ö. 550’de güneybatıda güçlenen Pers kökenli Ahanenıs Persleri’nden II. Kiros Med Kralı’nın ordusunu yenip Medleri ortadan kaldırınca Kızılırmak kıyılarına dek uzanan topraklar Perslerin egemenliğine geçer. Pontus Döneminde Ordu ve Çevresi Makedonya Kralı İskender Batı Anadolu’ya geçip Perslere son verdi.(İ.Ö.331)İskender’in (Gemlik) Tiran’ın oğlu Mitridates Ktistes, Patlagonya halkıyla birlikte başkaldırıp Orta Karadeniz’e yerel prenslik kurdu(İ.Ö.302) ve kısa süre sonra Irıs Havzası’na ve Ordu’nun yaylalarına kadar uzandı. Kurduğu Pontus Devleti’ni Ordu dağlarına kadar genişletti. Giderek güneye ve batıya doğru yayıldı. Roma ve Bizans Dönemi Pontus Krallığını yıkan Roma orduları, Çoruh Irmağı ve Aras Havzasında ilerledi. Bu sırada Ordu bölgesini de içine alan Tokat ve Tibarenia yöresi Tolistoboi Topluluğu’nun önderi Deotoros’a bağışlandı Ordu bölgesi bu dönemde ‘’Pontus Palemoniaces’’ diye anılıyordu. M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye ayrıldı. Ordu ve çevresi Doğu Roma(Bizans) İmparatorluğu sınırları içinde kaldı. Anadolu Selçukluları Döneminde Ordu ve Çevresi Bu yıllarda Anadolu’ya Türk akınlarından sonra Kutalmışoğlu Süleyman Şah ve Mansur Selçuklu Devletini kurdular. 1071 yılında sonra yapılan savaşlarda Ordu ili bir süre için Türklerin eline geçti. Ancak Türk Güçlerinin sürekli Bizans'ı izlemeleri ve savaşın merkezinin Marmara Kıyıları’na doğru kayması yüzünden Bizans Komutanı Teodar Gabras, Doğu Karadeniz’i geri aldı 1075 Böylece Ordu ve çevresi tekrar Bizans’ın eline geçti. Ancak 1079’da yöreye saldırı düzenleyen Türk güçleri yöreyi tekrar ele geçirdiler. Gölköy’den Damlalar(İsmail Acar- Aysun Acar) adlı eserden alınmıştır 1081 de Bizans’ın tahtına çıkan 1.Aleksios Kommenos kendine rakip olarak gördüğü Teodar Gabras’ı Doğu Karadeniz’e vali olarak atar. Bir süre Trabzon, Ordu yöresini vali olarak yöneten Gabras bağımsızlığını ilan eder. Teodar Gabras 1098 de Anadolu Selçukluları’nca öldürüldü. Yerine Gregorie Taronites atanır. Ancak Kostantin Gabras buraya bir dükalık kurar ve Türk güçleri yardımıyla Bizans’a karşı varlığını korur. 1.Andronikos’un ölümüyle (1185) İstanbul’dan kaçırılan torunları Aleksios Kompenas ile David Kommenas Gürcü kraliçesince korunurlar.. 1024’de Haclılar İstanbul’u ele geçirip Latin imparatorluğu kurmalarıyla ortaya çıkan kargaşadan yararlanarak bu iki torun, Trabzon’a egemen olarak Pontus Devletini Kurarlar. Beylikler Dönemi: Anadolu kargaşası devam ederken Karadeniz’de güçlenen Hacı Emir Pontuslular üzerine akın düzenler. 1343’te Ünye’yi alır. Hacıemir hastalanınca 1387’de tahtını oğlu Süleyman a bırakır. Bir süre sonra iyileşen Hacı Emir yönetimi almak ister. Süleyman Bey kabul etmez ve çatışma çıkar. Bu çatışmadan Niksar yöresi Emir Tacettin Bey, Hacı Emir Bey Beyliğine sefer düzenler. Süleyman Bey geri püskürtür. İkinci saldırıyı öğrenen Süleyman Bey, Eratna Beyliğini ele geçirmiş olan Kadı Burhanettin Bey’de yardım ister. Yardıma hazırlanırken Tacettin Bey saldırır. Fakat Süleyman Bey, Tacettin Bey’i öldürür. Danişmentliler Devri: Denişmendliler Anadolu Selçuklularına bağlı olarak 1095-1175 yıllarında yaşamıştır. Devletin kurucusu Emirgazi Danişmend Taylı Bey’dir. Danişmend Bey zamanında bölgeye hâkim olabilmek için sahile doğru beyliği yeniletmeye çalışmış, Niksar'dan itibaren Ünye, Fatsa ve doğuda Aybastı ve Mesudiye bölgelerini ele geçirmiştir. 1142-1171 yılları arasında Mesudiye ve Aybastı bölgeleri Beyliğin eline geçti. Büyük göç dalgaları halinde Anadolu’ya gelen Oğuz boyları Anadolu yerli halkıyla anlaşıp kaynaşmışlardır. Aynı Oğuz boylarının belirli sahada yerleşmesine müsaade edilmemiş, aynı Boy’un Oymak ve Obaları büyük mesafelere ayrılmış ve oralardaki bazı Oğuz boylarını yerleştirmişler. Bu şekilde yerleşmiş değişik Boy, Oymak ve Obaların bulunuşu bu yüzdendir. Anadolu’nun Kuzey ve Güney bölgeleri arasındaki ticaret 13. Yüzyılın başından itibaren Güneyden Sivas’a, oradan Karadeniz’in Sinop ve Samsun Limanları vasıtasıyla Kırım sahillerine ulaşıyordu.13. YY’ın başlarında Trabzon Rum Devleti bu Liman şehirlerini ele geçirmiş, bu limanları kervanlara kapatınca, Sivas’ta büyük bir kervan topluluğu birikmiştir. Selçuklu Sultanı Rüknettin Süleyman Şah ve Gıyaseddin Keyhüsrev bu durumu ortadan kaldırmak için, Trabzon üzerine sefere açar, bu çarpışmalar sırasında Ordu sahilleri ikinci derece liman vazifesini almıştı. Sivas’tan hareket eden kervanlar Koyulhisar ve Mesudiye üzerinden Gölköy’e gelmiş, Gölköy’den Ulubey yolu ile sahile inmişlerdir. Veya Çambaşı Kabadüz yolunu takip etmişlerdir. Hacı Emir Oğulları Beyliği: Bu beylik, Mesudiye ilçesi topraklarında oturan Türkmenlerden Çepni Boyuna mensup Bayram Bey tarafından kurulmuştur. Halk daha önceden Müslüman olduğu için beylik kısa zamanda gelişmiştir. Bu beylik, Anadolu’ya hakim olan İlhanlı Devleti’nin çökmesiyle kurulan devletlerdendir. Gölköy’den Damlalar(İsmail Acar- Aysun Acar) adlı eserden alınmıştır Fatih’in Otlukbeli Savaşı’ndan(1473) sonra Uzun Hasan yenilince yanında bulunan Emir Bey, Dulkadiroğluları’na sığınmıştır. Sonra Urfa ve civarına yerleşmiş, burada siyasi bir varlık gösterememiştir. İlhanlı ve Beyliklerin hüküm sürdüğü uzun süre, iç çalkantılarla belirli bir devlet hakimiyetinin kurulmadığı Ordu ve çevresinde; Fatih Sultan Mehmet çevredeki beylikleri ve Pontus Devleti’nin son kalıntılarına son vermesiyle, çevre kesin olarak Osmanlı sınırlarına katılmış oldu. Ordu yöresi umumiyetle Cepniler tarafından Türkleştirildiği yazılmakta ise de daha Fatih Devri Tahrir Defterleri’nde yukarıdaki (Ala-yundlu, Eymir vb.) adlara rastlanabilmesi bölgeyi Türklere açma hareketi içinde Cepnilerden başka daha birçok Oğuz Boyu’nun rol oynamış olduğuna delalet idi Osmanlı Dönemi: Fatih Sultan Mehmet, Trabzon Rum Devleti’ni ortadan kaldırınca Ordu ili Osmanlı idaresine girmiştir. Bugün ilçe merkezinin bulunduğu yerde 25 kişi vergi mükellefiydi. Bunların üçü Müslüman 22’si Hıristiyan’dır. Habsamana'nın hiçbir yerinde Hıristiyan’a rastlanmaz. Gölköy köyünde 1455' te hane sayısı 23 Hıristıyan haneden 1485’te bu sayının 9 haneye düştüğü, bunun 1520’de 17’ye,1547 de 22’ye çıktığı fakat 1613 tarihinde Hırıstıyan kayıtlarına rastlanmamaktadır. (İlçenin bugün mahallesi olan Sarıca Mahallesinin hane sayısı bakımından küçük tarım ürünleri yetiştirilmesinde zengin bir köy olduğu görülür.) Bugünkü Karagöz Mahallesi yine aynı adla geçmekte olup; tekke olduğu, zaviye şeyhi Ali 'dir. bu köyün tımarı Abdullah Halife'dir. Celali olayları sebebiyle 1615'li yıllarda nüfus artmıştır. Kuşluvan mahallesinin adı Kuştoğan’dır. Köyde o zamanlarda doğan kuşunun yetiştirilmiş olmasından aldığı tabir edilmektedir. Yöre, Habsamana toprakları dahil bütün Ordu toprakları, Türkmen Boyları, aşiretler tarafından fethedilerek, yerleşmeye açıldığı tarihlerden 60-70 yıl sonraları tanzim edilen Tahrir Defterleri’nde belirtilenlere göre, bugünkü yer adlarının çoğunun bölgeyi fethedenlerin adlarını taşımaktadır. Habsamana adına ilk defa 1555 tarihli tahrir defterlerinde Bugünkü Gölköy ilçesi’nin topraklarını içine alan nahiye olarak rastlanmıştır. Niyabet-i Habsamana olarak Bayramlı ( Ordu) kazasına bağlı olarak karşımıza çıkmaktadır. Ordu ili ve çevresi, Milli Mücadele yıllarında oldukça sakindi. O yıllarda bölgede bir işgal hareketi ve ayaklanma olmamıştır. Rumlar tarafından yapılan eylemler de etkisiz hale getirilmiştir. Erzurum Kongresi’nde Trabzon ve Ordu Kazası’nı Avukat Hasan Efendi temsil etmiştir. Ordu 30 Ekim Mondros Mütarekesi yıllarında Trabzon Vilayeti merkez sancağına bağlı bir kazadır. Gölköy çevresinde Milli Mücadele dönemlerinde Ermeni ve Rus hareketleri olmuştur. Fakat yöre halkı bunlara göz açtırmamıştır. Milli Mücadele yıllarında en tedirginlik verici olaylar Pontus Rum eylemleridir. I. Dünya Savaşı sonrası Karedeniz Bölgesi’nde devlet kurmak isteyen Pontus cemiyeti etkinliklerine sahne olmuştur. 1 Cumhuriyetten sonra azınlıkların gidişi, I. Dünya Savaşı yıllarında Doğu Karadeniz’den göç edenlerin bir bölümünün geldikleri yerlere dönmesi, Ordu nüfusunun azalmasına sebep olmuştur. 6217 Gölköy’den Damlalar(İsmail Acar- Aysun Acar) adlı eserden alınmıştır Gölköy 1928’de Ordu Vilayeti’ne Aybastı ile birlikte şimdiki adıyla bağlanmıştır. 1924 ( 1907 de Aybastı Gölköy’e bağlıdır) yılında Ordu il genel Meclisi’nde verilen bir takrirle “Habsamana’nın kaza yapılması talep edilmiştir. Ancak bu talep içişleri Bakanlığınca kaza olma şartının 30.000 nüfus olması gerektiğine dair kararına aykırı olması ile uygun bulunmamıştır. Bu suretle Habsamana'nın kaza olması 12 yıl sonraya kalmıştır. Yüzyıllardan beri Hapsamana adını taşıyan bucak (nahiye) merkezi 25 Haziran 1936 tarih ve 3012 sayılı kanunla adı;”Gölköy”suretiyle “ilçe” haline getirilmiş, ve aynı yıl belediye kurulmuştur. 1 Nisan 1960’da Gölköy’e bağlı bucak olan Aybastı ayrılarak ilçe oldu. Gölköy’e bağlı bucak olan Gürgentepe de 1987’de ilçeden ayrılmış ilçe teşkilatı kurulmuştur Gölköy’den Damlalar (İsmail Acar- Aysun Acar) adlı eserden alınmıştır.