KADIN KURULUŞLARI İÇİNDE ÜNİVERSİTE KADIN SORUNLARI

advertisement
C.Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi 2004, 8 (2)
KADIN KURULUŞLARI İÇİNDE ÜNİVERSİTE KADIN SORUNLARI ARAŞTIRMA VE
UYGULAMA MERKEZLERİNİN YERİ VE ÖNEMİ *
Kafiye EROĞLU
ÖZET
**
ABSTRACT
Toplumsal cinsiyetin bir yansıması olan kadın erkek
The importance and place of university women
eşitsizliği konusu geçmişten günümüze halen devam eden
problems research and practices centers in women
hassas bir konudur. Çünkü bu eşitsizliğin varlığı genellikle
institutions
görmezden
gelinmekte
günümüzde
kadınlar
ve
yadsınmaktadır.
sorunlarına
sahip
Bu
çıkmakta,
nedenle
Male-female inequality which arised as a reflection of
eşitlik
gender is a sensitive subject continuing from past to today.
mücadelesi için farklı etkinlik ve çeşitlilikte örgütlenmektedir.
Bu
örgütlenmelerden
birisi
de,
akademik
Because, this equality is denied and overlooked usually. For
ortamlardaki
this reason, women own their problems, organized in different
kadınların bilimsel bir bakış açısıyla kadın sorunlarını görünür
setting for equality struggle. One of this organizations is
kılma ve çözüm önerileri geliştirmede aktif rol aldıkları
University Women Problems Research and Practices Centers
“Üniversite Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri”
bünyesinde
gerçekleştirilmektedir.
Bu
makalede
which female academics take active roles in making women
kadın
problems obvious and developing alternative solutions with a
sorunlarının çözümüne yönelik üniversiteler bünyesinde yapılan
scientific perspective. In this studies regarding solutions of
çalışmalar ele alınmaktadır.
women problems which take place in universities are
Anahtar Sözcükler: Kadın, kadın sağlığı sorunları,
discussed.
üniversite kadın sorunları araştırma ve uygulama merkezleri.
Key Words: Women, women’s health problems.
university women problems research - practices centers.
tadırlar. Kadınların yaşam kalitesindeki düşüklük, onların
toplumdaki statüleri ile doğrudan ilgilidir. Dünya Sağlık
Örgütü (DSÖ) Dünya Sağlık Raporu’nda insanın yaşam
dönemlerinin her biri için öncelikli müdahale alanları
belirlenmekle birlikte kadınların sağlık durumlarına özel
bir önem verilmiş ve insanlığın 21. yüzyıldaki sağlıkla
ilgili geleceğinin büyük ölçüde, kadınların sağlığının
ciddi olarak ele alınmasına bağlı olduğu vurgulanmıştır
(Dünya Sağlık Raporu 1998). Çünkü kadınların aile ve
toplum arasında bir köprü görevi üstlenerek, sosyal
sistemin ilerleyişine ve ailede sağlıklı bir iletişim
ortamının oluşmasına katkısı büyüktür (Özçakır www.
aku.edu.tr).
“Daha esenlikle, daha dürüst olarak
yürüteceğimiz yol vardır. Bu yol,Türk kadınını
çalışmamıza ortak yapmak, ilmî, ahlâkî, sosyal,
ekonomik yaşamda erkeğin ortağı, arkadaşı,
yardımcısı ve destekleyicisi yapmak yoludur.”
M. Kemal ATATÜRK
Bir toplumun uygarlık düzeyi o toplumun kadına
verdiği değerle ilişkilidir. Bu değerin yeterince
anlaşılamadığı ya da değerlendirilmediği dönemlerde
toplumlar gelişememiş ve ilerleyememişlerdir. Bununla
birlikte 21. yüzyılda herkesin daha sağlıklı ve uzun bir
Geçtiğimiz 10 yılda kadınlara yönelik çok önemli
ilerlemeler ortaya çıkmıştır. Bu ilerlemelerde, 1994
yılından bu yana gündemde olan küresel ekonomik
canlanmanın (Dünya Sağlık Raporu 1998) yanı sıra
kadın feminist hareketlerinin ( Çilingiroğlu 2001, Türker
yaşama kavuşmasının yanında yaşam kalitesinin de
yükselmesi beklenmektedir.
Bugün dünyada kadınlar erkeklere göre daha
uzun, ancak yaşam kalitesi düşük olarak yaşamak-
* 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla konferans olarak sunulmuştur (10 Mart 2004, Cumhuriyet Üniversitesi, Sivas)
** Doç.Dr. Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği AD,Ankara
23
Eroğlu
File:\\A:\ kadınlar Günü’nün Tarihi.htm) rolü büyüktür.
Bu canlanma ve kadın hareketlerinin uzun dönemli
yararları son zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Bu yararlar
en açık biçimde sanayileşmiş ülkelerde görülmekle
birlikte, birçok yoksul ülkede
yavaş ancak kararlı
biçimde yaygınlaşmaktadır (Dünya Sağlık Raporu 1998).
Örneğin, Afrika ve Güney Asya’daki bazı ülkelerde
kadınlar hala erkeklerin çok gerisinde kalmaya devam
etmekle birlikte, ilk ve orta öğretime devam edenler
arasında toplumsal cinsiyete dayalı fark giderek
kapanmaktadır. Bu olumlu gelişmede; sürdürülebilir bir
kalkınma ve dünyadaki sağlık düzeyini iyileştirme için
kadınlara eşit olanaklar sunmanın ve statülerini
geliştirmenin ön şart olduğunun fark edilmesinin rolü
büyüktür. Ancak bu gelişmeye rağmen; hala biyolojik
ve toplumsal cinsiyet rollerine dayalı ayrımcılık yaygın
olarak devam etmektedir ( Türmen 2003). Dünyanın
birçok bölgesinde kadınları hedef alan ayrımcılık, daha
kadın doğmadan önce başlamakta, ölene kadar da
devam etmektedir (Sağlık Raporu 1998).
kurulmuştur. Bu merkezlerin açılmasında bazı kadın
hareketleri, kadın kuruluşları ve uluslararası kararların
önemli etkisi olmuştur. Aşağıda bu faktörler
açıklanmaktadır.
Dünya Genelinde Kadın
Çözümüne Yönelik Aktiviteler
Sorunlarının
Tarihte kadınların erkeklerle eşit haklara sahip
olma yolunda verdikleri ilk ve en önemli mücadele
bugün “Dünya Kadınlar Günü” olarak kabul ettiğimiz 8
Mart 1857 yılına kadar uzanmaktadır. Bu tarihte
Amerika’nın New York
kentinde tekstil sektöründe
çalışan yüzlerce kadın düşük ücretlerini, uzun çalışma
saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto
etmek için grev yapmışlardır. Bu kadın hareketinden
52 yıl sonra Danimarka’nın Kopenhag şehrinde
düzenlenen Kadın Sosyalist Enternasyonal toplantısında
8 Mart’ın her yıl kadınlar günü olarak kutlanmasına
karar verilmiştir.
Bu kararda, dünya barışının
korunması, sosyal gelişim ve temel insan haklarının
kullanılmasında
kadınlara
eşitlik
ve
kendilerini
geliştirmelerine olanak tanınması gereksiniminin fark
edilmesi etkili olmuştur (Türker
File:\\A:\ kadınlar
Günü’nün
Tarihi.htm,
wwwdunyayacicek.com,
www.dunyaonline.com, www.urun dergisi.com). Dünya
Kadınlar Günü,
kadın haklarının kazanılmasında
nerelerden başlandığı ve bugünlere nasıl gelindiğinin
hatırlanması için özel bir gündür. Böylece kadın
haklarının kazanılması ve iyileştirilmesi konusu her yıl
dünya gündeminde yer almaktadır.
Dünyamızda kadın ve erkeğe yasal, sosyal ve
ekonomik haklar konusunda eşit davranan çok az sayıda
ülke vardır. Ayrıca kadınlar ve erkekler arasında,
kaynaklara ulaşma ve onları kontrol etme konusunda,
sahip oldukları ekonomik olanaklar, güç ve siyasi
arenada seslerini duyurabilme açısından büyük
uçurumlar devam etmektedir (Türmen 2003). Kadınlar
hala aynı iş ve meslekte çalışan erkeklerin
kazandığından üçte bir oranında daha az kazanmakta ve
tüm dünyada okur-yazar olmayanların üçte ikisini
kadınlar oluşturmaktadır.(Akın ve Demirel 2003; Türmen
2003).
Kadın haklarının kazanılmasına yönelik ulusal ve
uluslararası önemi olan bazı kadın hareketleri ve
konuları aşağıdadır (Akın 1998; Bilgili ve Akın 1998;
Kadın 2000; KSSGM 2001; www.dunya online.com,
www.urundergisi.com).
Kadın sorunlarının çözümüne yönelik yukarıda
belirtilen olumlu gelişmeler kuşkusuz
kadın
kuruluşlarının, hükümet dışı kuruluşların ve kadın hakları
ile çalışan birimlerin değişimle ilgili önerileri ve lobi
faaliyetlerinin sonucu ortaya çıkmıştır. Bu grup ve
kuruluşlar kadınların statüsünü yükseltmek için
sürdürülen mücadelelerde kadın haklarını savunmak,
daha iyi bir hayat için insan haklarının siyasal, sosyal,
hukuksal ve ekonomik boyutunda eşitlik arayışını dile
getirmek amacıyla geçmişten günümüze faaliyetlerini
artırarak devam ettirmektedir.
Yukarıda anılan faaliyetleri daha bilimsel ve etkin
kılmak için gelişmiş ve gelişmekte olan bazı ülkeler
üniversite kadın çalışmalarına ağırlık vermişlerdir. Bu
çalışmalar doğrultusunda birçok üniversitede “Kadın
Sorunları
Araştırma
ve
Uygulama
Merkezleri”
24
•
New York’ta 1908 yılında 15.000 kadın daha
kısa çalışma saati, daha iyi gelir ve oy hakkı için
yürümüş ve doğum izni istemişlerdir. Bu eylemde
kadınlar
"ekmek
ve
gül
"
sloganını
kullanmışlardır. Ekmek yaşama güvencesi ve
karın tokluğunu simgelerken; gül, daha kaliteli
bir yaşamı simgelemiştir.
•
Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konsey
çatısı altında 1946 yılında kadınların politik,
sosyal ve ekonomik haklarını korumak amacıyla
Kadının Statüsü Komisyonu kurulmuş ve
bunun sonucunda kadın haklarına yönelik tüm
mücadeleler farklı bir önem ve resmiyet
kazanmıştır. Daha sonra pek çok ülkedeki
C.Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi 2004, 8 (2)
faaliyetler
bu
başlangıcın
sonuçlarını
oluşturmuştur (Özvarış ve Akın 2003).
Türkiye ‘de Kadın Sorunlarının Çözümüne
Yönelik Faaliyetler
•
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi
yılında kabul edilmiştir.
•
İnsan Ticaretinin Önlenmesi Sözleşmesi 1949
yılında kabul edilmiştir.
•
Uluslararsı Çalışma Örgütü “Kadın ve Erkek
Tarafından Yapılan İşlerin Eşit Değerde sayılması
Sözleşmesini” 1951 yılında kabul etmiştir.
•
Birleşmiş Milletler ( BM) Genel Kurulu 1952’de oy
verme hakkı dahil olmak üzere, kadınların politik
haklarının yasalar önünde eşit sayılmasına ilişkin
ilk kapsamlı onayı veren “ Kadınların Politik
Hakları sözleşmesi”ni kabul etmiştir.
•
İş bulma ve meslek edinme konularına dair
ayrımcılığa karşı çıkan ILO sözleşmesi 1960
yılında kabul edilmiştir.
•
Birleşmiş Milletler tarafından 1975’te BM Mexico
City’de
yapılan
“Uluslararası
Kadın
Yılı”
toplantısında, ilk kez Dünya Hareket Planı kabul
edilerek, amacı kadınlar için “ Eşitlik, gelişim ve
barış” olan on yıllık bir dönemin çağrısı
yapılmıştır.
•
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1977 yılında
“Kadın Hakları ve Dünya Barışı Günü” olarak 8
Mart tarihini kabul etmiştir.
•
BM Genel Kurulu 1979 yılında “Kadınlara Karşı
Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesini”
kabul etmiştir.
•
1980 yılında Kopenhag’da II., 1985 yılında
Nairobi’de III. ve 1995 yılında Pekin’de IV.
Uluslarası Kadın Konferansları yapılmıştır. Bu
konferanslarda kadının güçlenmesi, ilerlemesi
için stratejiler, eylem planları ve taahhütler ele
alınmıştır.
•
Meksika’da
1984
yılında
Konferansı” yapılmıştır.
Diğer Dünya devletlerinde olduğu gibi Türkiye’de
kadınların sosyal, siyasal ekonomik haklarını korumak ve
geliştirmek üzere hem ulusal düzeyde faaliyette
bulunmuş hem de uluslararası sözleşmelerde yer
almıştır. Kadının eğitim, hukuk ve toplumsal alanda
ilerlemesi ve güçlenmesi konusu Cumhuriyet öncesi
ikinci
Meşrutiyet
dönemine
kadar
uzanmakta,
Cumhuriyet döneminden bu güne kadar da kadın
sorunlarının
çözümüne
yönelik
somut
adımlar
atılmaktadır (Esin 2003; Özçakır www.aku.edu.tr;
Özvarış ve Akın 2003).
Cumhuriyetin kuruluşunu
takiben 1925 yılında kabul edilen “Kıyafet Kanunu”,
1926 yılında kabul edilen “Medeni Kanun” ve 1934
yılında kabul edilen “kadınlara seçme ve seçilme hakkını
tanıyan kanun” ile birlikte ülkemiz kısa sürede kadın
hakları, kadın-erkek eşitliği açısından dünyanın en ileri
ülkeleri arasına girmiştir. Kadınların kamusal alana
girmelerinin önündeki engelleri kaldıran reform
niteliğindeki bu kazanımlardan sonra kadınlarımızın
ekonomik, sosyal ve siyasal yaşama aktif bir şekilde
katılımı giderek artmıştır (Özçakır www.aku.edu.tr).
Kamusal alana çıkarak, eğitim ve çalışma olanaklarından
yararlanma talepleriyle başlayan bu uzun yolculuk , yeni
bir yüzyılda hem kamusal hem de özel pek çok alanda
çoğalan sayıda kadının katılımıyla devam etmektedir.
Zaman içinde kendi hakları çevresinde örgütlenen
kadınların sayısının artması ve örgütlenme biçimlerinin
çeşitlenmesiyle birlikte kadınların eşit koşullarda yaşama
hakları da genişlemiştir. Kadınlar yüzyıl önce kamusal
alana çıkabilmek için yasal haklar isterken, bugün
sadece kamusal alana çıkmanın ve yasal haklara sahip
olmanın gerçekte eşitlik getirmediğinin bilincine varmış
ve hayatın çeşitli alanlarındaki eşitsizlikleri ve ayrımcılığı
görünür kılmak, bunları önlemek, karar mekanizmalarını
etkilemek ve kendi haklarına sahip çıkmak için mücadele
etmeye devam etmektedir (Esin 2003).
•
BM Genel Kurulu’nda 1993 yılında “Kadınlara
Karşı
Şiddetin
Ortadan
Kaldırılması
Deklerasyonu” kabul edilmiştir.
•
Kahire’de 1994 yılında Uluslararası Nüfus ve
Kalkınma Konferansı’nda ilk kez, kadınların
güçlendirilmesinin kalkınmanın temel bir parçası
olduğu vurgulanmış ve 20 yıllık eylem planı
yapılmıştır. Ayrıca Üreme Sağlığı ve Cinsel Sağlık
kavramları tanımlanmıştır.
“Dünya
1948
Nüfus
Ülkemizde özellikle 1980 sonrası kadın
gruplarının da başarılı çalışmaları sonucunda kadın
sorunlarına giderek artan bir duyarlılık görülmektedir
(Özvarş ve Akın 2003). Bu duyarlılığın gelişmesinde
kadın hareketlerinin ve kadın kuruluşlarının ortaya
çıkması ve etkililiği, kadın haklarının dönem dönem ülke
gündemine yerleşmesi, siyasi ve sosyal hareketlerin
kadın sorununa yaklaşımı
etkili olmuştur. Özellikle
1990’dan sonra sayıları ve çeşitleri hızla artan ve
genelde “Kadın Kuruluşları” olarak tanımlanan
örgütlenmelerin bu hızla yaygınlaşmasının en önemli
25
Eroğlu
nedenleri; 1980 yılından sonra
Türkiye’de kadın
sorunlarını siyasetin konusu yaparak görünür kılan
feminist hareketlerin meşruiyet kazanmasıdır. Böylece
kadınlara yönelik etkinlikler artmış, kadın hakları,
toplumsal cinsiyet ve kalkınma konularında uluslararası
platformda
görünür gelişmeler yaşanmıştır
(Esin
2003). Bu doğrultuda BM tarafından oluşturulan
“Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi
Sözleşmesi (CEDAW)” 1985 yılında bazı çekincelerle
imzalanarak 1986 yılında yürürlüğe girmiş, 1999 yılında
çekinceler kaldırılmıştır (Kadın 2000; KSSGM 2001).
Merkezleri” nin kurulmaya başlanmasıdır (Özvarış ve
Akın 2003).
Üniversitelerde kadınlara yönelik
çalışmaların neden ve nasıl başlandığına bakıldığında;
1970’lerde Batı’da canlanan feminist harekeleri takiben
üniversiteler bünyesinde çoğunlukla disiplinlerarası
olarak “Kadın Çalışmaları Bölümleri” açılmaya başlandığı
görülmektedir. Kadınlar bilimi sadece erkeklere özgü bir
alan olmaktan çıkarmak, kadınlara ait deneyimleri
görünür kılmak, bilgi konusunda hak iddia etmek ve
kendileri için kendi adlarına bilgi üretmek amacıyla
harekete geçmişlerdir. Dolayısıyla pek çok ülkede
üniversiteler de
bu amaca ulaşmada önemli bir
mücadele alanları olarak kabul görmüştür (Çilingiroğlu
2001; Atakul http:// bianet.org).
Kadın konusu ile ilgili Türkiye’de son 10 yıldaki
gelişmelerden birisi de 1990 yılında “Kadının Statüsü ve
Sorunları Genel Müdürlüğü’nün (KSSGM)” kurulmasıdır.
KSSGM, uluslararası yükümlülükleri ve ulusal düzeydeki
kadın aktivitelerini gerçekleştirmek üzere; kadın
haklarını korumak ve geliştirmek, kadınların sosyal,
ekonomik, kültürel ve siyasal yaşamdaki konumlarını
güçlendirmek ve kadınların hak, fırsat ve olanaklardan
eşit biçimde yararlanmalarını sağlamak amacıyla
kurulmuş
olup
Devlet
Bakanlıklarının
birisinin
sorumluluğu altında hizmetini yürütmektedir. Genel
müdürlük, toplumsal yaşamın her alanında (kamu, özel)
kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik politikaların
oluşturulması ve bunların hayata geçirilmesinin
sağlanması çerçevesinde çalışmalar yapmaktadır.
KSSGM faaliyetlerinin yurt çapında etkinliğini artırmak
için 13 ilde valilik bünyesinde “Kadının Statüsü
Birimleri”ni faaliyete geçirmiştir (www.kssgm. gov.tr).
Bu süreç Türkiye’de 1980’lerde ortaya çıkan
kadın
hareketleri
ile
birlikte
80’lerin
sonuna
rastlamaktadır. Kadın sorunları konusundaki bilgilerin
azlığı ve önem verilmemesi bilgi açığının ortaya
çıkarılması ihtiyacını duyan üniversite içinden ve
dışından kadınların uğraşlarıyla kadın konusu akademi
içine taşınmaya başlamıştır.
Üniversite
Bünyesindeki
Kadın
Sorunları
Araştırma ve Uygulama Merkezleri’nin ilki 1989 yılında
İstanbul Üniversitesi bünyesinde kurulmuştur. Bunu
takiben 1990’larda üniversitelerde kadın çalışmaları hızlı
bir çoğalma göstermiştir (Çilingiroğlu 2001; Esin 2003).
Özellikle Yükseköğretim Başkanlığı’nın 11. 12. 1995
tarih ve 25677 sayılı yazıları ile Başbakanlık KSSGM’nün
önerisine de işaret edilerek Üniversite Rektörlüklerine,
“Geleceğin Türk toplumu için kadının statüsü ve
sorunları konularına duyarlı, bilgili ve yetenekli
kadınların
yetiştirilmesi
amacıyla
yükseköğretim
kurumları bünyelerinde “Kadın Sorunları Araştırma ve
Uygulama Merkezleri”nin yaygınlaştırılmasında yarar
görüldüğü bildirilmiştir. Bu doğrultuda bu merkezlerin
sayıları günümüzde 13’e ulaşmıştır (Özvarış ve Akın
2003; www.kssgm.gov.tr).
KSSGM kayıtlarına göre, son yıllarda Türkiye’de
resmi olarak 350’den fazla kadın kuruluşu etkinliklerini
sürdürmektedir. Bu sayıya bazı büyük kuruluşların çeşitli
illerdeki şubeleri de dahil edilmiştir (Esin 2003).
Bunlardan birisi “Uçan Süpürge” kadın kuruluşudur. Bu
kuruluş 1996 yılında kadın hareketlerine duyarlı olan
bireyleri buluşturarak aralarında iletişim, işbirliği ve
dayanışmayı artırmak, onların deneyimlerini genç
kuşaklara aktarmak, ulusal ve uluslar arası bir iletişim
ağı oluşturmak amacıyla kurulmuştur. Uçan Süpürge
kuruluşunun hazırladığı “Türkiye’de Kadın Örgütleri
Rehberi 2003” adlı 41 ili kapsayan rehberde 316 kadın
kuruluşu
yer
almaktadır
(Veri
Tabanı
2003
http://supurge.dincsa.com). Rehberde, belirlenen kadın
kuruluşlarının adı ve iletişim adresleri bulunmaktadır.
Ülkemizde
halen
üniversitelerdeki
kadın
çalışmalarını yürüten merkezler iki tür yapılanma
göstermektedir. Bunlar “Kadın Sorunları Araştırma Ve
Uygulama Merkezi” ve “Kadın Çalışmaları Ana Bilim
Dalları”dır (Çilingiroğlu 2001, Atakul www.bianet.org,
www.kssgm.gov.tr). Aşağıda ülkemizdeki üniversite
kadın araştırma ve uygulama merkezleri ile ana bilim
dalları, amaçları ve işlevleri yer almaktadır (Atakul
www.bianet.org;
Çilingiroğlu
2001;
[email protected]; Özvarış ve Akın 2003;
www.kssgm. gov.tr).
Ülkemizde kadın konusu ile ilgili diğer bir gelişme
ise, 1995 yılında Pekin’de yapılan IV. Dünya Kadın
Konferansı’nda
alınan
kararlar
paralelinde
“Üniversitelerde Kadın Sorunlarına İlişkin Araştırma
26
C.Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi 2004, 8 (2)
Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama
Merkezleri
1.
İstanbul Üniversitesi Kadın
Eğitim Merkezi ( KAUM)
Araştırmaları
2.
Marmara Üniversitesi Kadın İşgücü İstihdamını
Araştırma Merkezi
3.
Ankara Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma
ve Uygulama Merkezi
4.
Çukurova Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma
ve Uygulama Merkezi ( KADAUM)
5.
Gazi Üniversitesi Kadın Sorunları
Uygulama Merkezi
Araştırma ve
6.
Ege Üniversitesi Kadın Sorunları
Uygulama Merkezi (EKAM)
Araştırma ve
7.
Gaziantep Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma
ve Uygulama Merkezi( GÜKAMER)
ve yaygınlaştırılması ve bu alanda yurt çapında eğitimi
sağlayacak olanakları araştırmak, toplumda cinsiyetler
arası eşitliğin sağlanması için eğitim, kültür, sağlık,
ekonomi ve siyaset alanlarında ülke genelinde
araştırmalar yapmak, konferanslar düzenlemek, kadın
araştırmaları ile ilgili yüksek lisans programları açmak,
toplumun
kurumlarından
ve
uygulamalarından
kaynaklanan cinsiyetçi ayrımcılığı ortadan kaldırmak,
toplumda kadınlar ve erkekler arasındaki olgusal
eşitliğin yerleşmesini hızlandırmaktır.
ve
İşlevleri: Yukarıda belirtilen amaçlara yönelik
faaliyette bulunan merkez ayrıca;
♦ Ülke kalkınmasında aktif rol alma olanaklarından
yararlanamayan kadın ve kız çocuklarına özel
eğitim programları ve seminerler düzenlemektedir.
8.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kadın Sorunları
Araştırma ve Uygulama Merkezi (YÜKAM)
♦ Cinsiyet
ayrımcılığına
karşı
yasalardaki
değişiklikler için çeşitli kampanyalar ve çalışmalar
yürütmektedir.
9.
Çankaya Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma
ve Uygulama Merkezi
♦ Amaçlar doğrultusunda
kitaplar yayınlamaktadır.
♦ Kadın Çalışmaları Kütüphanesi oluşturmuştur.
10. Mersin Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve
Uygulama Merkezi ( MERKAM)
♦ Kadın konusunda lobi çalışmaları yapmakta ve
kız çocuklarına burs sağlamaktadır.
11. Atılım Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve
Uygulama Merkezi
12.
♦ 1990-1991’de Sosyal Bilimler Enstitüsü içinde yer
alan Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı ile birlikte
“Kadın Çalışmaları Yüksek Lisans Programı” nı
yürütmektedir.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Kadın Sorunları
Araştırma ve Uygulama Merkezi
13. Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma
ve Uygulama Merkezi ( HÜKSAM)
Kadın
Programları
Çalışmaları
Yüksek
Marmara
Üniversitesi
İstihdamını Araştırma Merkezi
Lisans
1.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi ( ODTÜ) Kadın
Çalışmaları Yüksek Lisans Programı
2.
İstanbul Üniversitesi kadın Araştırmaları Yüksek
Lisans Programı
3.
Ankara Üniversitesi kadın çalışmaları Yüksek
Lisans Programı
4.
Ege Üniversitesi kadın Çalışmaları Yüksek Lisans
Programı
periyodik yayınlar ve
Kuruluş
Tarihi
ve
Kadın
Yeri:
İşgücü
1992
yılında
İstanbul’da kurulmuştur.
Amacı: Türkiye’deki kadın işgücü istihdamı ile
ilgili her türlü konuya eğilmek, bu konularda çeşitli
araştırma, inceleme, bilimsel toplantılar ve yayınlar
yaparak, konuyu bilimsel verilerle ortaya koymak,
sorunların çözümü için öneriler üretmek ve bu tür
uygulamalara katkıda bulunmaktır.
İşlevleri:
♦ Kadın işgücü istihdamı ile ilgili
araştırma ve uygulama yapmakta,
İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları
ve Eğitim Merkezi ( KAUM)
konularda
♦ Kadın işgücü istihdamı ile ilgili yayın yapmakta,
Kuruluş Tarihi ve Yeri : KAUM 1989 yılında
♦ Kadın nüfusu ve aileleri çağdaş Türk toplumunun
çağdaş bireyleri olma yolunda bilinçlendirici
eğitim çalışmaları yapmakta
İstanbul’da kurulmuştur.
Amacı: Atatürk’ün ilke ve devrimleri ile
kazanılmış olan kadın haklarının korunması, geliştirilmesi
27
Eroğlu
♦ Potansiyel kadın işgücünü ekonomiye kanalize
etme amacına yönelik sertifikalı eğitim programı
düzenlemektedir.
Ankara Üniversitesi
Kadın
Araştırma ve Uygulama Merkezi
♦ Siyasi partilerin kadın kollarına, sendikalara ve
gönüllü kadın kuruluşlarına yönelik kadınlık
bilincini geliştirmeyi ve sorunları hakkında
kamuoyu oluşturma yöntemleri konusunda
bilgileri içeren kısa dönemli eğitim programları
yürütmektedir.
Sorunları
Kuruluş Tarihi ve Yeri: 1993 yılında Ankara’da
Gazi Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma
ve Uygulama Merkezi
kurulmuştur.
Amacı: Kadın sorunlarına karşı duyarlılık
geliştirmeyi, akademik ve akademik olmayan çevrelerde
feminist araştırmalar yapmayı ve desteklemeyi, kadın
çalışmaları alanında bülten, kitap ve dergi yayınlamayı,
kadınlar için özel yetişkin eğitim ve güçlendirme
programları düzenlemeyi, kadın merkezleri,kurumları ve
grupları arasında işbirliği ve iletişimi sağlamayı
amaçlamaktadır.
Kuruluş
Yeri
:
1996
yılında
♦ Kadının özellikle eğitimi, hukuk ve barınma
sorunları konusunda çeşitli projeler yürütmekte,
bu konuda toplantı ve seminerler düzenlemektedir.
♦ Tutuklu ve hükümlü
eğitimini vermektedir.
♦ Eğitimin kadınlar için güçlendirici bir süreç
olduğu yaklaşımıyla; toplumsal cinsiyet, kadının
insan hakları konularında kısa dönemli sürekli
eğitim programları, eğitim atölyeleri yürütmekte,
kadınların
çocuklarının
♦ Yetişkinler için okuma-yazma eğitimi vermektedir.
♦ Aile hukuku alanında
hizmetleri vermektedir.
♦ Ulusal (KSSGM, KA-DER vb) ve uluslararası
(UNDP, British Council vb) kuruluşlarla işbirliği
halinde kadın sorunları ile ilgili çeşitli alanlarda
eğitim çalışmaları, konferanslar, seminerler
düzenlemekte, çeşitli yayınlar ve çeviriler
yapmakta,
gönüllü
danışmanlık
♦ Mesleki eğitim fakültesi öğrencilerinin barınma
sorunları konularında projeler yürütmüştür.
Ege Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma
ve Uygulama Merkezi ( EKAM )
Kuruluş Tarihi ve Yeri: 1996 yılında İzmir’de
♦ Üniversite dışındaki kadın grupları ile dayanışma
ve danışma toplantıları düzenlemekte,
kurulmuştur.
Amacı: Kadın ile ilgili alanlarda araştırmalar
yapmak, projeler hazırlamak, kadın-erkek eşitliği
bilincini yaymak, sivil toplum örgütleri ile uluslar arası
kuruluşlarla işbirliği yaparak lisansüstü öğrencilere ve
topluma kadın ve aile konularında ders açmak ve yayın
yapmayı amaçlamaktadır.
♦ 1995’ten
beri
Sosyal
Bilimler
Enstitüsü
bünyesinde “Kadın Çalışmaları Yüksek Lisans
Programı”nı yürütmektedir.
Çukurova Üniversitesi Kadın Sorunları
Araştırma ve Uygulama Merkezi ( KADAUM)
Kuruluş Tarihi ve Yeri : 1996 yılında Adana’da
İşlevleri :
kurulmuştur.
♦
Amacı : Kadının genel ve yöresel sorunlarına
yapılmasını
ve
Amaç ve İşlevleri:
İşlevleri :
ilişkin uygulamalı araştırmaların
geliştirilmesini amaçlamaktadır.
Tarihi
Ankara’da kurulmuştur.
ve
Kadınlara gelir getirici faaliyetlerin öğretildiği
kurslar düzenlemektedir.
♦ 2000 yılından bu yana “Kadın Çalışmaları Yüksek
Lisans Programı”nı yürütmektedir.
İşlevleri:
Gaziantep Üniversitesi Kadın sorunları
Araştırma ve Uygulama Merkezi ( GÜKAMER)
♦ Kırsal alanda yaşayan kadınların tarımsal
etkinliklere katılımını teşvik etmek amacıyla
uygulamalı seracılık eğitimi vermekte, ayrıca aile
planlaması, ana-çocuk sağlığı, çevrecilik ve
girişimcilik eğitimi vermektedir.
Kuruluş
Tarihi
ve
Yeri
:
1997
yılında
Gaziantep’te kurulmuştur.
Amacı : Kadın sorunlarıyla ilgili araştırma,
inceleme ve projeler yürütmek, ulusal ve uluslar arası
kurs, seminer, konferans ve sempozyumlar düzenlemek
♦ Göç ve kadın yöneticiler konularında araştırmalar
yapmaktadır.
28
C.Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi 2004, 8 (2)
ve kadın sorunlarıyla ilgili yayın
oluşturmak amacıyla kurulmuştur.
yapmak,
İşlevleri :
arşiv
•
Kadın ve göç konusunda gecekondu bölgelerinde
kadın sağlığı ve sorunlarını saptama konularında
proje yürütmüştür.
•
Kadın okur-yazarlığı ve kız çocuğunun eğitimi,
etkili ana-baba eğitimi, çağdaş kadın kimliği,
kadının statüsü ve yasal hakları, toplumsal
cinsiyet rolleri ve sağlık, kadın girişimciliği
konularında
çeşitli
panel,
konferans
ve
seminerler düzenlemiştir.
•
Kadın gruplarına çeşitli el becerileri kazandırarak
onlara gelir sağlama konularında beceri kursları
yürütmekte, arşiv ve yayın hizmetlerinde
bulunmaktadır.
İşlevleri:
♦ Kadın okur-yazarlığının artırılması için çalışmalar
yapmıştır.
♦ Sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik
çalışmalar yapmıştır.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kadın Sorunları
Araştırma Ve Uygulama Merkezi
Kuruluş Tarihi ve Yeri : 1998 yılında Van’da
kurulmuştur.
Amacı : Kadın konusunda bilimsel çalışmalar
yapmaktır.
İşlevleri:
•
Atılım
Üniversitesi
Kadın
Araştırma ve Uygulama Merkezi
Üniversitenin
Aile
Araştırma
ve
Eğitim
Merkezi’nde anne, çocuk ve babalar için
yürütülen
hizmetlerden,
annelere
yönelik
hizmetleri yürütmektedir.
Çankaya Üniversitesi Kadın
Araştırma ve Uygulama Merkezi
Kuruluş Yeri: Ankara’da kurulmuştur.
Amacı : Kadının toplumsal statüsü ve sorunları
ile ilgili her konuda bilgili, duyarlı ve yeterli kadroların
yetiştirilmesi için eğitim yapmak, bu konulardaki mevcut
bilgiyi
arttırıcı
araştırmalar
yapmak
amacıyla
kurulmuştur.
Sorunları
Kuruluş Tarihi ve Yeri: 1998 yılında Ankara’da
kurulmuştur.
İşlevleri :
Amacı : Kadının statüsü ve sorunları ile ilgili her
•
konuda
duyarlı,
bilgili
ve
yeterli
kadroların
yetiştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunmak, yurt
içinde ve dışında kadın sorunları ile ilgili alanlarda
araştırmalar yapmak ve etkinliklere katılmaktır.
•
Kadın konusunda çeşitli seminerler ve toplantılar
düzenlemiştir.
Anadolu Üniversitesi Kadın
Araştırma ve Uygulama Merkezi
Sorunları
Kuruluş Yeri: Eskişehir’de kurulmuştur.
İşlevleri :
•
Sorunları
Amacı ve Faaliyetleri :
Çağdaşlaşmada kadının rolü, Cumhuriyetin ilk
yıllarında kadınlar konulu paneller, kadın –erkek
eşitliği
konularında
öğrencilerle
söyleşiler
yapmıştır.
•
Kadın konusunda çeşitli seminerler ve toplantılar
düzenlemiştir.
Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları
Araştırma ve Uygulama Merkezi
8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri ve lisans
düzeyinde verilen “İnsan Hakları”derslerinin
koordinasyonunu gerçekleştirmiştir.
Kuruluş Tarihi ve Yeri: 2001 yılında Ankara’da
kurulmuştur.
Amacı : Üniversitenin ilgili bölüm ve birimlerinin
işbirliği ile yurt içinde ve dışında kadın sorunlarıyla ilgili
her alanda araştırma yapmak ve eğitime yönelik
faaliyetlerde bulunmaktır.
Mersin
Üniversitesi
Kadın
Sorunları
Araştırma ve Uygulama Merkezi ( MERKAM)
Kuruluş Tarihi ve Yeri : 1998 yılında İçel’de
kurulmuştur.
İşlevleri :
Amacı:
Eğitim, kültür, hukuk ve sağlık
alanlarında kadınların sorunlarına ilişkin bilimsel
araştırma ve kültürel projeler geliştirmek ve
uygulamaktır.
29
•
Kadın sorunlarına karşı duyarlılık geliştirmek,
•
Kadınların çağdaş toplum bireyi olmasını temel
alarak, kadın sorunları konusunda ulusal ve
uluslar arası düzeyde kurslar, seminerler,
konferanslar, kongreler, sempozyumlar düzenle-
Eroğlu
mek (Bu amaçla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
etkinlikleri çerçevesinde Ankara Tabib Odası ile
birlikte 6-7 Mart 2004’te Küreselleşme ve Kadın
Kadın Sağlığı Sempozyumu’nu gerçekleştirmiştir),
•
Üniversite genelinde lisans, yüksek lisans ve
doktora düzeyinde kadın sorunlarıyla ilgili ders ve
seminerler verilmesini ve öğrencilerin bu
konulara
yönelmesini
özendirici
eğitsel
çalışmalarda bulunmak, bu alanda çalışanları
desteklemek,
•
Amaçları doğrultusunda yayın yapmak (Bu
amaçla Toplumsal Cinsiyet, Sağlık Ve Kadın
konulu bir kitap çıkarılmıştır),
•
Kadın sorunları konusunda gelişme ve yayınların
izlenebilmesi
amacıyla
kitaplık
ve
arşiv
oluşturmak
•
Kadın sorunları konusunda çalışma yürüten
ulusal ve uluslararası kuruluşlarla iletişim ağı
oluşturmak
•
Kadın sorunları ile ilgili bütün kurum ve
kuruluşların çalışmalarına destek olmak, katkıda
bulunmak ve danışmanlık hizmeti vermek
•
Kadın sorunları ile ilgili inceleme ve araştırmalar
yapmak, proje hazırlamak, yürütmek ve konu ile
ilgili veri sağlamak (Bu anaçla üniversitelerde
gençlere yönelik cinsel/üreme sağlığı hizmet
modeli oluşturma projesinde aktif olarak yer
almaktadır.)
bugün 9 devlet 4 vakıf olmak üzere 12 Hemşirelik
Yüksekokulu ve 1996 yılından itibaren 72 ( biri vakıf)
Sağlık Yüksekokulu (SYO) hemşirelik bölümünde
hemşirelik eğitimi sürdürülmektedir.(Ülker ve ark,
2001). Sağlık yüksekokullarının açılması hemşirelik
mesleğinde olumlu bir gelişmedir. Ülkemizde akademik
düzeyde hizmet veren hemşire liderler; hem mesleki
hem de toplum sağlığı sorunlarını daha görünür kılma
ve çözüm üretme yönünde çeşitli çalışmalar
gerçekleştirmektedirler. Akademisyen hemşireler ayrıca
toplum sağlığını geliştirmeye yönelik üniversite dışı
gönüllü kuruşlarda da
aktif olarak çalışmalarını
sürdürmektedirler.
Bilindiği gibi hemşireler genelde toplum, özelde
kadın sağlığını yükseltmede önemli rolleri olan sağlık
personelidir.
Hemşirelerin
toplum
sağlığının
yükseltilmesinde daha etkin rol alamamasının en önemli
nedeni uzun yıllar ortaöğretim düzeyindeki bir eğitim ile
topluma hizmet vermesidir. Yukarıda kısaca belirten
nedenler hemşirelerin üniversite bünyesinde yer alan
kadın merkezlerinde aktif rol almasını geciktirerek
engelleyici olmuştur. Ancak ağırlıkla kadınların temsil
ettiği bir meslek olarak 72 ilde üniversite bünyesinde
yer alan hemşirelik okulları üniversiteler bünyesinde
anılan kadın merkezlerin açılımına liderlik edebilirler.
Kadınlara yönelik sorunların çözümü beraberinde
hemşirelik mesleğinin statüsünün artmasında da etkili
olabilir.
Yukarıda görüldüğü gibi üniversiteler bünyesinde
kadınlara yönelik çalışmaların çoğu kadının sosyal
yönden güçlenmesine ağırlık verirken, bir grubu
ekonomik , bir grubu da sağlık yönünden güçlenmesini
hedeflemektedir. Yapılan tüm bu çalışmalar kadınların
bütüncül olarak güçlenmesine hizmet etmektedir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Türkiye’de ve dünyada feminist hareketlerin
gelişimi ile çeşitli kadın grupları ortaya çıkmıştır. Bu
gruplar kadının toplumdaki statüsünü yükseltmek üzere;
sosyal, ekonomik. siyasal ve yasal hakları erkeklerle eşit
olarak kullanmak için yıllarca mücadele etmişler ve hala
çabalarını sürdürmektedirler. Bu süreçte kadın hakları
için mücadele eden kadın gruplarının yapı ve çeşitliliği
de giderek artış göstermiştir. Bunlar arasında özellikle
üniversitelerde yürütülen kadın çalışmaları, kadın
sorunlarını bilimsel bir kadın bakış açısıyla
ortaya
koyma, çözüm önerme, ulusal ve uluslar arası panel,
konferans, seminer ve sempozyum düzenleme, eğitim
materyali oluşturma, kadın çalışmaları alanında bilginin
açığa çıkarılması ve yaygılaştırılması için yayınlar yapma
aktiviteleri ile kadın sorunlarının çözümünde etkili
olmaktadırlar. Üniversitelere bağlı kadın sorunları
araştırma merkezleri yukarıdaki aktivitelerin yanı sıra
birlikte bulundukları bölgedeki
kadın sorunları ve
Üniversite Kadın Sorunları Araştırma ve
Uygulama Merkezleri ve Hemşirelik
Genellikle kadın mesleği olarak kabul edilen
hemşireliğin gelişimi, toplumdaki kadının statüsü ile
doğrudan ilişkilidir. Ülkemizde de halen kadın mesleği
olarak kabul gören
hemşireliğin tarihsel gelişimi
incelendiğinde, kadının statüsündeki yükselmeye paralel
mesleğin gelişiminde de faklılaşma görülebilmektedir.
Günümüzde hemşirelerin 1954 yılında çıkan yasa
doğrultusunda hizmet verdiği göz önüne alınırsa görev,
yetki ve sorumluluklar bakımından çağın oldukça
gerisinde kaldığı söylenebilir. Hemşirelikte ülkemizde
1955 yılında lisans düzeyinde eğitime başlanmıştır ve
30
C.Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi 2004, 8 (2)
KSSGM (2001), Pekin+5 Siyasi Deklerasyonu Sonuç Belgesi
Raporu. Kadın Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü Yayını
çözümüne yönelik aktivitelere öncelik verdiğinden, bu
birimlerin her üniversite bünyesinde açılması çok
önemlidir. Böylece bir yandan kadın sağlığının
korunması ve geliştirilmesine yönelik politikalar
oluşturulurken; bu politik kararlar hem bilimsel bir
tabana dayandırılabilecek hem de ülkedeki tüm kadınları
kapsayacak şekilde hazırlanabilecektir.
Ancak 1995
yılından beri Yüksek Öğretim Kurumu’nun Üniversiteleri
Kadın Sorunları Araştırma Merkezleri açması konusunda
teşvik etmesine karşın ülkemizdeki üniversitelerde halen
bu tür merkezler istenilen sayı ve etkinliğe
ulaşamamıştır. Ülkemizde yer alan 53 devlet ve 23 vakıf
üniversitesinden sadece 14’ünde kadınlara yönelik
çalışmalar bulunmaktadır (www.gov.tr/universiteler/uniweb.htm). Ayrıca halen açık olan kadın merkezlerinin de
kadro ve maddi kaynak yönünden sıkıntı yaşadıkları
bilinmektedir. Sonuç olarak kadın sorunlarına yönelik
her üniversite bünyesinde merkezlerin açılması,
etkinliklerinin artırılması ve bu merkezlerin üniversite
yönetimlerince yapı ve maddi olanaklar yönünden
desteklenmesi gereklidir.
Özçakır A. “ Kadının
Kuruluşların Rolü”
Gelişiminde
Devlet
ve
Gönüllü
Özvarış Ş, Akın A (2003) “ Üniversitelerin Kadın Sorunları
Araştırma ve Uygulama Merkezleri”, Toplumsal Cinsiyet, sağlık
ve kadın, Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve
Uygulama Merkezi, Hacettepe Üniversitesi Yayınları, Ankara.
Türker S. “Kadınlar Gününün Tarihi”. File://A:\Kadınlar
Günün’nün Tarihi.htm Erişim Tarihi : 03.03.2004.
Türmen T (2003) “ Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Sağlığı”
Toplumsal Cinsiyet, sağlık ve kadın, Hacettepe Üniversitesi
Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi, Hacettepe
Üniversitesi Yayınları, Ankara.
Ülker S, Buldukoğlu K, Aksayan S, Atalay M, Kocaman
G, Oktay S, Pektekin Ç ( 2001) “Türkiye’de Hemşirelik:
Temel Mesleki Eğitim İle İnsan Gücüne İlişkin Sorunlar ve
Çözüm
Önerileri”YÖK’e
Sunulan
Rapor.
http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/hemsirelik/hemsire-pdf
Erişim Tarihi : 16.08.2004.
“ Kadın 2000: 21. Yüzyıl İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği,
Kalkınma ve Barış”, Pekin+5 Birleşmiş Milletler Genel Kurul
Özel Oturumu Hazırlık Dönemi ve Sonuçları, New York, Haziran
2000.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, http://wwwdunyaya cicek.com\8mart.htm Erişim Tarihi:27.02.2004
KAYNAKLAR
Akın A, Demirel S (2003) Toplumsal Cinsiyet Kavramı Ve
Sağlığa Etkileri” Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi,
25(4): 66-73
8 Mart ve Kadınlar, http://wwwurundergisi.com/oku.php?
haberno=152&yazar=2 Erişim Tarihi: 24.02.2004.
8 Mart’ın Tarihçesi, http://wwwdunyaonline.com\48417.asp
Erişim Tarihi: 27.02.2004.
Akın A. (1998), “ Uluslararası Kararlar Parelelinde Üreme
Sağlığı konusunda Türkiye’deki Uygulamalar” Sağlık ve Toplum
Dergisi, Sayı : (3-4): 16-22Ankara.
T.C Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ( KSSGM)
,Genel
Müdürlük
Çalışmaları
http://www.kssgm.gov.tr/
calisma11.html Erişim Tarihi :27.02.2004.
Atakul S. Üniversitelerdeki Kadın Çalışmalarını tartışmaya
Açmak Gerek http://www.bianet.org/2003/04/09- k/14054.htm
Erişim Tarihi: 24.02.2004.
T.C. Yükseköğretim Kurulu, Üniversiteler, http://www.yok.
gov.tr/universiteler/uni-web.htm
Bilgili N., Akın A (1998) Uluslararası Kararlarda Kadın
Konusu”, Sağlık ve Toplum, Sayı (3-4): 11-15, Ankara.
Dünya Sağlık Raporu 1998, 21.yüzyılda yaşam, Herkes için bir
vizyon, Dünya Sağlık Örgütü, Ankara.
Çilingiroğlu N.(2001) “ Türkiye’de Akademik Düzeyde kadına
Yönelik Kurumsallaşma”, Hacettepe Toplum Hekimliği Bülteni,
22 (2)
http://
www,un.org.tr/who/nurseturk/hemsireegitim.HTM
Erişim Tarihi: 16.08.2004.
Kadın Kuruluşları Veri tabanı 2003, http://supurge. dincsa.com/
Erişim Tarihi : 24.02.2004.
Dünya Sağlık Raporu 1998, 21.yüzyılda yaşam, Herkes için bir
vizyon, Dünya Sağlık Örgütü, Ankara.
KASAUM Merkez ve Çalışmaları,
edu.tr. Erişim Tarihi: 24.02.2004.
Erdil F (2001) “ Cumhuriyet Döneminde Kadın ” Hacettepe
Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi Enstitü Yayını,
Ankara.
[email protected].
http://www.aku.edu.tr/ata/makaleler/kadini.htm Erişim Tarihi:
24.02.2004.
Esin Ç. (2003) “Türkiye’de Kadın Kuruluşları ve Etkinlik
Alanları” Hacettepe Toplum Hekimliği Bülteni,24(2)
31
Download