Antiaritmik ilaçlar

advertisement
Antiaritmik ilaçlar
Doç.Dr.M.Kemal Yıldırım
• Antiaritmik ilaçların sınıflandırılması:
• Kullanılış yerlerine göre;
• 1.Taşiaritmilerin tedavisinde kullanılanlar
• 2.Bradiaritmilerin tedavisinde kullanılanlar
• 1.Taşiaritmilerin tedavisinde kullanılanlar:
• SINIF I ANTİARİTMİK İLAÇLAR:
• Sınıf I ilaçların ayırtedici özellikleri kalp
hücrelerinde faz 0 sırasında hücreye
sodyum girişini yavaşlatmaları ve böylece
faz 0’ın maksimum hızını ve doruk düzeyini
düşürüp aksiyon potansiyeli amplitüdünü
azaltmalarıdır.
• Terapötik dozdan daha yüksek dozda lokal
anestezik etki yaparlar ve ayrıca
myokardın kontraktil gücünü deprese
ederler.
• Bu grup ilaçların prototipi kinidin’dir.
• İkincil nitelikteki bazı etkilerine dayanarak
Ia, Ib ve Ic alt gruplarına ayrılır.
A. Ia ALT-GRUBU
• KİNİDİN:
• Antimalaryal bir ilaç olan kinin’in dekstro
izomeridir.
• Negatif kronotrop etki yapar.
• Faz 0’ın hızını belirgin şekilde düşürür ve
bu fazın sonunda membran potansiyalinin
eriştiği düzeyi alçaltır.
• Aksiyon potansiyeli süresini uzatır.
• Antifibrilatuar etkisi vardır.
• Diğer etkileri: Zayıf alfa adrenerjik
reseptör bloker etkisi vardır.
• Yüksek dozda bradikardi yapar.
• PR intervali, QRS kompleksi ve QT intervali
uzar.
Farmakokinetik özellikleri:
• İlk geçiş eliminasyonuna uğrar.
• Bireyler arası biyoyararlanım %45 ile
%100 arasındadır.
• Eliminasyonu esas olarak karaciğerde
metabolize edilmek suretiyledir.
• Digoksin almakta olan hastaya kinidin
verilirse digoksinin plazma düzeyi %50100 oranında yükselir.
• Bunun nedeni digoksinin dokulardaki
bağlanma yerinden salıverilmesi ve
• Böbrekten ve böbrek dışı yoldan
eliminasyonunun azaltılmasıdır.
Kullanılış:
• Atriyum flatteri, fibrilasyonu,
extrasistolleri, supraventriküler taşikardi
hallerinde kullanılır.
• Geniş spektrumlu bir antiaritmik olarak
kabul edilir.
Yan tesirleri:
• Yan tesirleri oldukça fazladır.
• Sıklıkla bulantı, kusma, diyare ve karın
krampı yapar
• Uzun süren kinidin tedavisi allerjik
trombositopenik purpuraya neden olur.
• Yüksek dozlarda alındığında Çinkonizm
yapar.
PROKAİNAMİD:
• Plazmadaki psödokolinesteraza
dayanıklıdır.
• Sadece karaciğerde yavaş olarak hidroliz
edilir.
• Karaciğerde uğradığı en önemli değişme
asetillenmedir.
• Kalpteki elektrofizyolojik etkileri aynı
kinidininkiler gibidir.
• Otomatik hücrelerin ve ektopik odakların
otomatisitesini suprese eder.
• Yüksek dozlarda A-V blok yapar.
• Kalbin eksitabilitesini azaltır.
• Kinidine göre daha zayıf antikolinerjik
etkisi var.
• Ventriküler aritmilerin tedavisinde ağız yolundan
•
•
uygulanır.
Myokard infarktüsünde ventriküler aritmi
gelişmesini önlemek için, proflaktik olarak
ağızdan kullanılabilir.
Ventrikül fibrilasyonuna öncülük eden ventriküler
aritmileri düzeltebildiği halde ventrikül
fibrilasyonunun gelişmesini önleyemez ve onu
tedavi edemez.
Yan tesirleri:
• Prokainamid, prokain kadar değilse bile
SSS’ne girer.Buna bağlı olarak;
• Halisünasyon ve diğer psikoz belirtilerine,
parastezilere neden olabilir.
• Sık olarak allerjik belirtilere(ciltte
döküntü,ateş) neden olur.
• Uzun süre(6 ay veya daha fazla)
kullananlarda yaklaşık %8 oranında Lupus
eritamatozus oluşturabilir.
• Bu ilaç; ilaca bağlı lupus eritamatozus
olgularının en başta gelen sorumlusudur.
İlacın kesilmesi sonucu hastalık
kendiliğinden düzelir.
Dizopiramid:
• Farmakolojik etki profili yönünden kinidin
ve prokainamide benzer.
• Normal myokard hücrelerinde aksiyon
potansiyelinin fırlama hızını azaltır, aksiyon
potansiyelinin süresini ve refrakter
periyodu uzatır.
• Belirgin negatif inotropik etkisi
vardır.İntravenöz yoldan verildiğinde daha
belirgin olmak üzere myokard
kontraktilitesinin depresyonuna bağlı
olarak kalp debisini düşürür ve
hipotansiyon yapar.
• Konjestif kalp yetmezliği geçirmiş olan
hastaların yaklaşık %50’sinde dizopiramid
tedavisinin yetmezliğin nüksetmesine
neden olduğu görülmüştür.
• Ventriküler ektopik atışların ve ventrikül
taşikardisinin önlenmesi ve tedavisi için
kullanılır. Bu indikasyonda kinidin kadar
etkilidir.
• Kinidine göre üstünlüğü daha az yan tesire
neden olmasıdır.
• Supraventriküler taşikardiye karşı
kullanılabilir.
• Dizopiramid uygulamasının, daha fazla
denenmiş ilaçlar olan kinidin ve
prokainamid’e cevap vermeyen olgularda
yapılması tavsiye edilir.
Yan tesirleri:
• Dizopiramidin oldukça güçlü antikolinerjik
etkisi vardır. Atropin-benzeri yan tesirler
oluşturur.
• Hipotansiyon, kalp bloku ve taşiaritmilere
neden olabilir.
• Eğilimi olanlarda nisbeten sık konjestif kalp
yetmezliği oluşturur.
B.Ib ALT-GRUBU
• Özellikle ventriküler taşiaritmilerin
tedavisinde kullanılırlar.
• Prematür ventriküler atış ve süreksiz
ventriküler taşikardi olgularının %50’sini
düzeltebilirler.
Lidokain:
• Başlangıçta lokal anestezik olarak çıkarılmış ve
•
sonradan antiaritmik olarak da kullanılmaya
başlanılmıştır.
Kalp cerrahisi, kalp kateterizasyonu ve akut
myokard infartusu sırasında gelişen akut
ventriküler aritmilerin önlenmesinde ve ortadan
kaldırılmasında intravenöz yoldan verilmek
suretiyle başarı ile ve sık kullanılan bir ilaçtır.
• Atriyum kaynaklı aritmilere karşı etkisizdir.
• Dijital zehirlenmesine bağlı ventriküler
aritmilere karşı kinidin ve prokainamidden
fazla etkilidir.
• Kinidin ve prokainamid gibi spontan
diyastolik depolarizasyon hızını yavaşlatır.
• EKG’de Q-T mesafesini kısaltır.
• Normal yolaklarda impuls iletimini
azaltmaz.
• Otonom sinir sistemi ile ilgili dolaylı bir etki
göstermez.
• Karaciğerden ilk geçişte önemli ölçüde
inaktive edilir(%70).
• Ağızdan etkisizdir.
• Lokal anestezik olarak kullanılması gereken
ve adrenalin veya diğer bir vazokonstriktör
ilaç içeren lidokain müstahzarları
antiaritmik olarak kullanılmamalıdır.
• Lidokain dar spektrumlu bir antiaritmiktir.
• Atriyal ve nodal kaynaklı aritmilere karşı
etkisizdir.
Yan tesirleri:
• Dozu fazla gelirse uyuşukluk, paresteziler,
ataksi, dizartri, nistagmus,
dezoriyantasyon ve ajitasyon gibi SSS
belirtilerine neden olur.
• Lidokain uygulaması sırasında gelişebilecek
konvülsiyonlara karşı tiopental ve benzeri
ilaçlar hazır bulundurulmalıdır.
Meksiletin:
• Yapıca ve elektrofizyolojik etkileri
yönünden lidokaine benzer.
• Ondan farkı, ağız yolundan da etkilidir.
• Ventriküllerde otomatisiteyi deprese
eder,atriyum ve A-V düğüm üzerinde
belirgin depresyon yapmaz.
• Ventriküler taşiaritmilerin, özellikle akut
myokard infarktusu sırasında oluşanların
tedavisinde kullanılır.
• Ciddi durumlarda önce i.v. lidokain ile
tedavi yapılır, sonra oral meksiletine geçilir.
• Konjestif kalp yetmezliği, kardiyojenik şok
ve ağır bradiaritmilerde kontrindikedir.
Tokainid:
• Yapıca lidokain ve meksiletine benzer.
Sadece oral yoldan kullanılır.
• Ia alt-grubundaki ilaçlara cevap vermeyen
ventriküler taşiaritmilere karşı etkili olabilir.
Fenitoin:
• Ventriküler taşikardilerde ve prematür
atışlara karşı daha etkili yeni ilaçların
çıkması ile antiaritmik olarak önemini
büyük ölçüde kaybetmiştir.
C.Ic ALT-GRUBU
• Ventriküler prematür atışlara ve ventriküler
süreksiz taşikardilere karşı kullanılırlar.
Olguların yaklaşık %75’inde düzelme
sağlarlar.
• Purkinje liflerinin ve ventriküler myokard
hücrelerinin depolarizasyon hızını azaltırlar
ve iletimi yavaşlatırlar.
• Gerek A-V ve gerekse ventrikül içi iletimi
fazla yavaşlatırlar.
• Flekainid, enkainid ve lorkainid
supraventriküler ve ventriküler
taşiaritmileri suprese ederler.
• Myokard infarktusu geçirmiş olanlarda
gelişen ventriküler prematür atışlarda
kontrindikedir.
Enkainid:
• Mutad olarak kullanılan ilaçlara yeterli
cevap vermeyen ventriküler ve kavşaksal
aritmilerin tedavisinde kullanılır.
• Prematür ventriküler atışlara ve süreksiz
ventriküler taşikardilere karşı kinidinden
daha etkilidir.
• Enkainid ve flekainid myokard infarktusu
öyküsü olanlarda ve semptomsuz ya da
hafif semptom veren ventriküler
aritmilerde kontrindikedirler.
• Enkainidin en sık görülen yan tesirleri baş
dönmesi, baş ağrısı, bulanık ve anormal
görmedir.
Propafenon:
• Karma etkili bir antiaritmiktir.
• Propranolola yapıca benzerliği nedeniyle zayıf
•
•
beta-bloker etki,
Zayıf kalsiyum kanal antagonisti ve amiodaronbenzeri etkinlik gösterir.
Ventriküler taşikardilerin,supraventriküler
taşiaritmilerin ve Wolff-Parkinson-White
sendromuna eşlik eden aritmilerin ortadan
kaldırılmasında kullanılır.
• Oral verilişten sonra ileri derecede ilk-geçiş
eliminasyonuna uğrar.
• Diğer sınıf I antiaritmikler gibi
aritmojenik(proaritmik) potansiyeli
vardır.2. derece blok ve diğer iletim
bozuklukları yapabilir.
• Negatif inotropik etkisi nedeniyle konjestif
kalp yetmezliğini artırabilir.
SINIF II ANTİARİTMİK İLAÇLAR
• Beta-adrenerjik reseptör blokörleri:
• Propranolol, bu grup blokör ilaçlar içinde,
antiaritmik olarak en fazla kullanılanıdır.
• Antiaritmik etkisi esas olarak betareseptörleri bloke etmesine bağlıdır.
• Kalbin çeşitli kısımları üzerinde
sempatoadrenal sistemin etkinliğini azaltır.
• Diğer bir deyişle bu ilaçlar, adrenerjik sinir
ucundan salıverilen noradrenalin ile
adrenal medulladan salgılanan adrenalinin
kalp üzerindeki etkisini antagonize ederek
antiaritmik etki yaparlar.
• Atriyoventriküler iletim hızını azaltır.
• Sinus düğümünü yavaşlatır.
• Propranolol’un oral ve parenteral dozu
arasında büyük fark bulunmasının nedeni
karaciğerden ilk geçişi sırasında önemli
ölçüde inaktive edilmesidir.
• Propranololun en önemli kullanılış yeri
supraventriküler taşikardilerdir.
• Diğer bir kullanılış yeri uzun-QT
sendromudur.
• Propranolol heyecan, stres, ekzersiz ve
•
hipertiroidizm gibi sempatoadrenal aktivitenin
arttığı durumlarda çıkan aritmilere karşı da
etkilidir.
Kalp glikozidleri ile zehirlenmelerde ortaya çıkan
ventriküler aritmilere karşı oldukça etkili, fakat
atriyum kaynaklı olanlarına karşı az
etkilidir.Ancak, propranolol kalp glikozidlerinin AV düğüm üzerindeki bloke edici etkisini arttırıp
asistoli tehlikesi yaratabilir.
• Akut myokard infarktusunda negatif
inotropik etkisi nedeniyle konjestif kalp
yetmezliğine götürme tehlikesi vardır.
• Özellikle i.v. verildiğinde eğilimi olanlarda
kolayca konjestif kalp yetmezliği ortaya
çıkabilir.
Asebutolol:
• Hem kardiyoselektif olması hem de
intrinsik sempatomimetik etkisi olması
nedeniyle prematür ventriküler
kompleksleri bulunan hastaların
tedavisinde diğer beta-blokörlere tercih
edilir.
• Propranolola göre daha hafif bradikardi
yapar.
Esmolol:
• Etki süresi en kısa olan ve kardiyoselektif
etkinlik gösteren bir beta-blokördür.
• İntrinsik sempatomimetik etkisi veya
membran stabilize edici özelliği yoktur.
SINIF III ANTİARİTMİK İLAÇLAR
• Bu sınıfta amiodaron, sotalol ve bretilyum
•
bulunur.
Sınıf III ilaçların ortak özellikleri, optimal
terapötik dozlarda faz 0’ın hızına ve amplitüdüne
ve istirahat membran potansiyeline dokunmadan
hızlı hücrelerde (Purkinje hücreleri ve ventrikül
myokard hücreleri gibi), aksiyon potansiyelinin
devam süresini ve efektif refrakter periyodu
uzatmalarıdır.
• Bu sınıf ilaçlar,diğer antiaritmik ilaçlara
yeterli cevap vermeyen ventriküler
taşikardi ve ventrikül fibrilasyonunun
tedavisi için birinci sıra ilaç olarak
kullanılırlar.
Amiodaron:
• Yapıca tiroksine benzer.
• Geniş spektrumlu bir antiaritmik ilaçtır.
• Pek çok taşiaritmi tipinin tedavisi ve
önlenmesinde kullanılabilir.
• Bazı sakıncaları nedeniyle; ancak, diğer
antiaritmik ilaçlara cevap vermeyen ve
yaşamı tehdit eden ventriküler
taşiaritmilerin tedavisi için tercih edilir.
• İlginç farmakokinetik özellikleri özellikleri
vardır.
• Oral biyoyararlanımı büyük değişkenlik
gösterir(%20-80).
• Vücutta dokulara büyük ölçüde
bağlanır(yağ dokusu, akciğerler, çizgili
kaslar, karaciğer ve dalak).
• Sanal dağılım hacmi 5000 litredir.
• Etkisi yavaş gelişir.
• Eliminasyon yarılanma ömrü çok uzundur(40-63
•
•
•
gün).
Enterohepatik döngüye girer.
Ağızdan kolestiramin verilerek, zehirlenme ve
aşırı-doz durumlarında itrahı hızlandırabilir.
Tiroid fonksiyon bozukluğu yaptığı için hipotiroid
ve hipertiroid hastalara verilmemelidir.
Sotalol:
• Selektif-olmayan, intrinsik (sempatomimetik)
•
etkinliği ve membran stabilize edici özelliği
bulunmayan bir beta-blokördür.
Beta-blokör etkisiyle sinoatriyal düğümü ve A-V
düğümdeki iletimi yavaşlatırken, sınıf III etkisi ile
atriyum, A-V düğüm, ventrikül myokard, Purkinje
hücrelerinde repolarizasyonu yavaşlatır ve
refrakter periyodu uzatır.
• Özellikle koroner kalp hastalığına bağlı
veya koroner baypas ameliyatından sonra
gelişen ventriküler taşiaritmilerin
(fibrilasyon gibi) tedavisi ve nükslerinin
önlenmesinde kullanılır.
Bretilyum
• Lidokain ve prokainamid gibi rutin olarak
kullanılan ilaçlara cevap vermeyen
ventrikül fibrilasyonunun tedavisinde
kullanılır.
SINIF IV ANTİARİTMİK İLAÇLAR
•
•
•
•
•
•
Kalsiyum antagonistleri:
Bu sınıf, kalsiyum kanal blokörlerini kapsar.
Prototipi verapamil’dir.
Sınıf IV ilaçlar esas olarak sinoatrial düğüm ve
atriyoventriküler düğüm hücreleri gibi yavaş
cevap veren kalp hücrelerini deprese ederler.
Yavaş depolarizasyondan sorumlu Ca++ girişini
bloke ederler.
Klinikte esas olarak paroksismal supraventriküler
taşikardilerin tedavisi için kullanılır.
Verapamil:
• A-V düğüm ve çevresindeki iletimi yavaşlatır.
• A-V düğümde fonksiyonel ve efektif refrakter
•
•
periyodu uzatır.
Sinoatriyal düğümde spontan deşarj hızını ve
iletimi yavaşlatır.
Antiaritmik olarak başlıca kullanılış yeri akut
supraventriküler taşikardinin tedavisidir.
ADENOZİN:
• Adenozin, A1 reseptörleri aktive ederek kalpte A•
•
•
•
V iletimi inhibe eder.
Yüksek dozda myokardın kontraktilitesini
azaltabilir.
Eliminasyon yarılanma ömrü 10 saniye kadardır.
Eritrositlere ve damar endotel hücrelerine
kandan uptake yapılarak hemen yıkılır.
Paroksismal supraventriküler taşikardiyi sinus
ritmine çabuk dönüştürmek için kullanılır.
•
•
•
•
•
II.Bradiaritmilerin tedavisinde kullanılanlar:
Atropin:
Parasempatolitik bir ilaçtır.
Sinoatriyal düğüm ve A-V düğüm üzerinden
vagal tonusu kaldırır.
Sinus ritminin hızlanmasına ve normal
atriyoventriküler iletim hızının artmasına neden
olur.
• Sinus bradikardisi, sinoatriyal durma,
sinoatriyal blokun ve ikinci derecede A-V
blokların 1. tipinin tedavisinde kullanılır.
• Diğer kullanılış yeri dijital zehirlenmesinde
ortaya çıkan ağır bradikardilerdir.
Download