Viral Menenjit - Kocaeli Üniversitesi

advertisement
VĐRAL MENENJĐT
Emin Sami AKSOY
Viral Menenjit
Emin Sami ARISOY*
* Prof.Dr., Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Enfeksiyon Hastalıkları BD, ĐZMĐT
Aseptik menenjit, birçok nedenle gelişebilen ve beyin
omurilik sıvısı (BOS) enflamasyonu ile seyreden bir
menenks hastalığıdır. Aseptik menenjitte, BOS’ta, genellikle, lenfositik nitelikte bir pleositoz ve protein artımı
vardır, ancak rutin inceleme, boyama ve kültürlerle bir
etken saptanamaz (1,2). ‘Aseptik menenjit’ terimi, iyi bir
klinik seyir yanı sıra beyin parankimi (ensefalit) ya da
omurilik enflamasyonu (miyelit) bulgularının yokluğunu
da niteler (3).
Bazı patojenler daha çok aseptik menenjit, bazıları daha çok ensefalite neden olurken, bazı etkenler de merkez
sinir sistemini (MSS) oluşturan yapıların tutulumlarının daha
az ayrımlanabildiği menengoensefalit ya da ensefalomiyelite
yol açar. Bu örtüşme nedeniyle, aseptik menenjit öntanısıyla
değerlendirilen bir hastada parankimal tutulum ve etkenlerinin de söz konusu olabileceği akılda tutulmalıdır.
Etyoloji ve Epidemiyoloji
Virüsler aseptik menenjitin önde gelen nedenidir. Ancak, rutin yöntemlerle belirlenemeyen bazı bakteriler,
mikoplazmalar, otoimmün veya kötü huylu hastalıklar ve
ilaç reaksiyonları da aseptik menenjite yol açar.
Ayrıntılı incelemelere dayalı araştırmalar, aseptik
menenjitli hastalarda %70’e ulaşan oranda viral bir etken
göstermektedir (2). Ayrıntılı inceleme yapılamadığında ise
aseptik menenjit vakalarının yalnızca %10’unda bir etken
belirlenebilir (1).
Aseptik menenjite yol açan birçok virüs vardır.
Enterovirüs (EV), aseptik menenjitin ilk sıradaki nedenidir
ve bir etkenin gösterilebildiği aseptik menenjitlerin %80%95’inden sorumludur (4,5). Enterovirüslerden tip 1-3
poliovirüsler; A1-14, 16-18, 21, 22, 24 ve B1-6 ‘coxsackie’
virüsler; tip 1-9, 11-27, 29, 33 ‘echo’ virüsler ve EV 71 ile
menenjit gelişebilir. Sağlıklı insanlarda farklı EV
serotipleriyle birkaç kez aseptik menenjit oluşabilir (1).
EV dünya genelinde dağılım gösterir. EV enfeksiyonu, ılıman iklim kuşağında yaz ve sonbahar döneminde,
tropik ve subtropik bölgelerde yıl boyu görülür. EV, atık
su, kanalizasyon ve karasineklerden izole edilmiştir. ĐnsanT Klin J Ped Sp Iss 2004, 2
ların özensiz davranışı, özellikle sıcak hava ve iklim koşullarında EV fekal-oral yayılımını artırır.
EV menenjiti açısından en duyarlı grup süt çocukları
ve küçük çocuklardır. Finlandiya’da geniş bir araştırmada,
viral menenjitin yıllık görülme sıklığı, yaşamın ilk yılında
100.000’de 219, 1-4 yaş arasında 100.000’de 19 olarak
belirlenmiş; sonraki yaş gruplarında giderek azalmıştır (6).
Bu çalışmada etken olarak büyük çoğunlukla EV saptanmıştır.
Kabakulak, aşısız bir toplumda, aseptik menenjitin
önde gelen nedenlerindendir (7). Virüsün tek bir antijenik
tipi vardır (3). Kabakulak parotitisli hastaların yarısından
çoğunda BOS pleositozu gelişir, ancak menenjit belirti ve
bulguları yalnızca %10-%30’unda görülür (7). Kabakulak
menenjitiyle en çok 5-9 yaşlarındaki çocuklarda karşılaşılır
(1). Toplum çapında aşı uygulanan ülkelerde kabakulak
menenjiti çok azalmıştır (8).
Arbovirüsler, artropod aracılarla aktarılır. Dünyamızda yüzlercesi belirlenen arbovirüslerin her biri, hayvan
kaynağı ve aracıya bağlı olarak farklı mevsimsel ve coğrafik dağılım özelliği gösterir. Arbovirüs enfeksiyonunda en
sık karşılaşılan nörolojik tutulum ensefalittir. Ancak, bazı
arbovirüsler menengoensefalit veya aseptik menenjite de
neden olabilir. Arbovirüsler, büyük epidemiler dışında,
oldukça az sayıda aseptik menenjit vakasının nedenidir (3).
Örneğin, arbovirüsler Kuzey Amerika’daki aseptik menenjit vakalarının en çok %5’inden sorumludur (1).
Sivrisineklerin aracı konak olduğu Kaliforniya, St.
Louis, doğu beygir (eastern equine), batı beygir (western
equine), Venezuella beygir ensefaliti virüsleri ve kenelerin
aracı konak olduğu Kolorado kene humması virüsüyle
aseptik menenjitler bildirilmiştir (2). Bir flavivirüs olan St.
Louis ensefaliti virüsü, menenjit etkeni olarak en sık belirlenen arbovirüstür (9). Virüsün enfeksiyonu sırasında
semptomlu vakaların %15’inde aseptik menenjit görülür.
Çocuklarda bu oran %35-%60’ı bulabilir (4).
Herpes virüs ailesinde yer alan herpes simpleks virüsü
(HSV) tip 1 ve tip 2, Epstein-Barr virüsü (EBV), varisella237
Emin Sami AKSOY
zoster virüsü (VZV), sitomegalovirüs (CMV) ve insan
(human) herpes virüsü 6 (HHV6) enfeksiyonlarının seyrinde çeşitli MSS tutulumları gelişebilir (3). Bu etkenler viral
menenjite yol açabilir, ancak yalnızca HSV menenjiti
diğerlerine göre sık görülür (10).
HSV, tüm aseptik menenjit vakalarının %0,5-%3’ünü
oluşturur (11). Birincil HSV tip 2 genital enfeksiyonunda
menenjit gelişebilir (1,12). Tekrarlayan HSV tip 2 genital
enfeksiyonu, HSV tip 1 genital enfeksiyonu ve HSV tip 1
veya tip 2 nedenli genital olmayan enfeksiyon seyrinde ise
menenjit gelişimi çok daha seyrektir (13).
Birincil VZV enfeksiyonunda nörolojik tutulum, genellikle ensefalit, bazen aseptik menenjit tarzındadır. Herpes
(zona) zosterli hastalarda da menenjit gelişebilir (1,2). Ayrıca, deri lezyonu olmayan ve BOS’ta VZV DNA’nın saptandığı menenjitli hastalar da bildirilmiştir (14).
HHV6 enfeksiyonunda, roseola infantum seyrinde,
menenjit ve ensefalit görülebilir (1,2,15). CMV ve EBV,
özellikle immün yetersizliği olanlarda, genellikle bir
mononükleoz sendromu eşliğinde, aseptik menenjite yol
açabilir. Adenovirüs, kızamık ve kızamıkçık virüslerinin
MSS enfeksiyonu ise büyük çoğunlukla ensefalit veya
menengoensefalit tarzındadır (1). Seyrek olarak
parainfluenza tip 3 (16), influenza (17), parvovirüs B19
(18), rotavirüs (19), rinovirüs ve koronavirüs (1) enfeksiyonları seyrinde menenjit gelişebilir.
Đnsan
bağışıklık
eksikliği
virüsü
(human
immunodeficiency virus; HĐV) enfeksiyonunda menenjit
veya menengoensefalit görülebilir. HĐV, menenksleri enfeksiyonun erken döneminde enfekte edebilir ve MSS’de
kalıcı olabilir (20). HĐV menenjiti birincil enfeksiyonun bir
parçası olabildiği gibi, enfekte bireylerde sonradan da
gelişebilir. HĐV ile enfekte hastaların %5-10’unda, birincil
enfeksiyondan 3-6 hafta sonra enfeksiyöz mononükleoz
benzeri bir hastalık eşliğinde akut menengoensefalit oluşmaktadır (1,2,20).
Önceki yıllarda, önemli bir viral menenjit etkeni olan
lenfositik koriomenenjit virüsü (LCV) ile menenjit bugün
seyrek olarak bildirilmektedir. LCV insanlara hamster,
fare, sıçan gibi kemirgenler veya atıklarıyla temas sonucu
bulaşır (21). Bu nedenle, enfeksiyon riski, laboratuvar
çalışanları, kemirgen besleyenler ve uygunsuz koşullarda
yaşayanlarda en yüksektir. Olası bulaşımın hayvan idrarı
ile bulaşmış yiyecek veya açık yaralar aracılığıyla olduğu
düşünülür. Đnsandan insana bulaşım bildirilmemiştir (2).
Kuduz, polio, kızamık, suçiçeği ve kabakulak aşıları
ile çok seyrek olarak, aralarında bazen aseptik menenjitin
de olduğu nörolojik sorunlar gelişebilir (1,22).
Patogenez ve Patofizyoloji
Bütün mukozalar virüslerle kolonize olabilir. Ancak,
konak, virüs girişini önlemeyi amaçlayan birçok engele
238
VĐRAL MENENJĐT
sahiptir. Örneğin, solunum sisteminde, ince bir mukus
tabakası ve yabancı parçacıkları uzaklaştırmaya çalışan bir
mukosiliyer hareket vardır. Bu engeller aşıldığında ise
virüsler alveoler makrofajlarca fagosite edilir.
Midenin asit ortamı çoğu virüsü etkisiz kılar. Midebağırsak sistemi enzimleri ve safra, viral zarflar, kapsit
proteinleri ve lipoprotein zarları parçalar. Ancak, EV,
adenovirüs, reovirüs, parvovirüs gibi zarfsız, aside dirençli
virüsler mide-bağırsak sisteminde çoğalabilir (2).
Konağın virüsle önceden karşılaşması sonucu, midebağırsak ve solunum sistemleri mukozası salgısal-IgA ile
kaplanabilir. Salgısal IgA, virüsü nötralize ederek tutunmasını ve ertesinde hücreye girişini engeller.
Bu savunma sistemlerinden kurtulan virüsler çoğalıp
yayılabilir.
Virüslerin çoğu, başlangıçta sinir doku dışı bir giriş
yerinde çoğalır (23,24). Örneğin, EV, tipine bağlı olarak,
başlangıçta peritonsiller lenfatikler, Peyer plakları, bağırsak lamina propriası ile damarsal ve endotelyal hücrelerde
çoğalır.
Bu ilk noktadaki çoğalımdan sonra viremi oluşur ve
virüs karaciğer, dalak, kas gibi damarca zengin dokular
başta olmak üzere vücuda yayılır. Çoğalımın ulaşılan dokularda da sürmesi kandaki virüs miktarını artırır. Dolaşımdaki virüsler retiküloendotelyal sistem (RES) tarafından
ortadan kaldırılır. Temizlenme hızı virüs boyutuyla ilişkilidir. Büyük virüsler dolaşımdan daha çabuk yok edilir.
Virüsler, bazı hücreleri kullanarak konak savunmasını
bu aşamada etkisiz kılabilir. Örneğin, kızamık, herpes
ailesi ve kabakulak virüsleri lökositlerde çoğalır. Böylece
bu virüsler, özgül olmayan serum inhibitörleriyle etkisizleştirilme, dolaşımdaki antikorlarla nötralizasyon ve RES
fagositozundan korunur (2).
Virüsler, viremi sırasında kan-beyin engelini (KBE)
aşarak MSS’ye ulaşır. MSS’ye ulaşım, çoğu virüs için,
doğrudan, KBE’nin temelini oluşturan serebral kapiller
endotel hücreler üzerindendir. Bu virüsler, komşu glia ve
nöronların enfeksiyonu öncesinde, serebral mikrovasküler
endotel hücreleri enfekte eder. Bazı virüsler ise glial hücreleri, endotel hücre enfeksiyonu olmaksızın enfekte eder.
Yine bazı virüsler, enflamatuvar yanıtta yer alan hareketli
‘enfekte’ lökositlerin içinde, serebral kapiller endotel hücreler arasından KBE’nin ‘aralanması’ ile taşınır ve yayılır.
Bir diğer virüs giriş yeri koroid pleksus epitelidir.
Koroid pleksus üzerinden subaraknoid aralığa giriş ertesinde, virüs BOS içinde dağılarak menengeal ve epandimal
hücrelere ulaşır. Hamsterlerde kabakulak virüsünün koroid
pleksus yoluyla epandima ve parankimal hücrelere ulaşımı
gösterilmiştir. Kabakulak menenjitli hastalarda da koroid
pleksus ve epandima hücrelerinde viral nükleokapsitler
bulunmuştur (2).
T Klin Pediatri Özel 2004, 2
VĐRAL MENENJĐT
Virüsler MSS’ye olfaktör sinir boyunca da ulaşabilir
(2,23). Hamsterlerde HSV ve togavirüslerin burun içine
inokülasyonuyla olfaktör soğan enfeksiyonu oluştuğu,
olfaktör yolların kesilmesiyle de bu enfeksiyonun baskılandığı gösterilmiştir (2).
Virüslerin MSS’ye ulaşmasına periferik sinirler de aracılık
edebilir.
Ekstremite
kaslarına
poliovirüs
inokülasyonu yapılan farelerde, önce omuriliğin alt
segmenti, sonra üst segmenti ve beyinde virüs belirlenmesi,
polovirüsün MSS’ye yayılımının periferik sinirlerle olduğunu düşündürmektedir (25).
MSS hastalığının gelişimi için, MSS’ye ulaşan virüsün uygun hücre reseptörlerine tutunması, girmesi, glia
hücresi ve nöron enfeksiyonu biçiminde yayılımı gerekir.
Virüsler dendrit, akson ve glia gibi yapılar ile hücreler
arasındaki hücre dışı boşluklar boyunca yayılabilir ve glia
yoluyla, nöronların yoğun akson ve dendirit dallanmaları
ve ağı boyunca ilerleyebilir.
Deneysel kanıtlar, MSS’ye virüs giriş ve yayılımının
her tipini desteklemektedir. Bazı enfeksiyonlarda bu viral
ulaşım yollarının tümü değişik derecelerde kullanılabilir
(2).
MSS’de viral enfeksiyon geliştiğinde, genellikle bir
enflamatuvar hücre yanıtı ortaya çıkar. Ancak,
enflamatuvar hücrelerin enfeksiyon alanında toplanmasına
yol açan mekanizmalar ve MSS viral enfeksiyonlarındaki
rolü kısmen anlaşılabilmiştir (23,24). Olasılıkla, çeşitli
farklı viral antijenleri tanıma yeteneği olan çok sayıdaki
lenfosit alt kümesinden birinin üyeleri, diffüze olan ya da
endotelin luminal yüzeyine taşınmış özgül bir virüs proteinine yanıt verir ve enflamatuvar sitokinler salınır. Ancak,
bazı viral MSS enfeksiyonlarında enflamatuvar bir yanıt
gelişmeyebilir (2).
LCV etkenli bir deneysel fare menenjitinde
interlökin-6 (IL-6) ve interferon-γ (IFN- γ) BOS düzeylerinin yükseldiği gösterilmiştir (26). Bir çalışmada, EV menenjitli 16 hastanın %75’inde IFN- γ BOS’ta belirlenebilir
düzeylerde saptanmış ve koksakivirüs enfeksiyonlarında,
ekovirüse göre, daha yüksek titreler gösterilmiştir (27).
Ayrıca, akut aseptik menenjitli hastalara ait 15 BOS örneğinin 12’sinde de BOS IL-6 düzeyleri artmıştır (26).
Aseptik menenjitte BOS’ta diğer sitokinler de çalışılmıştır. On üçü EV nedenli 36 aseptik menenjitli hasta ve
kontrol grubunda BOS’ta tümör nekrozis faktör-α (TNF-α)
ve IL-1β düzeyleri ölçülmüş, hiçbirinde TNF-α aktivitesi
belirlenememiştir (28). Hastaların %86’sında ve 14 kontrolün 2’sinde BOS IL-1β düzeyi belirlenebilir düzeyde ve
düzey artımı BOS beyaz küre sayılarıyla ilişkili bulunmuştur.
BOS enflamatuvar yanıtının gelişiminden sonra
KBE’deki
değişiklikler,
serum
proteinleri
ve
immünglobülinlerin (ĐG) BOS’a geçişine izin verir. Ek
T Klin J Ped Sp Iss 2004, 2
Emin Sami AKSOY
olarak, B lenfositlerin BOS’a girişi ve plazma hücrelerine
farklılaşmasıyla yerel, MSS içi ĐG üretimi de gerçekleşir
(2). Enfeksiyon, haftalarca kalıcı olabilen özgül ĐG’lerin
BOS/serum oranıyla değerlendirilebilir.
Virüsün MSS’den temizlenmesinde bağışıklık yanıtı
önemlidir (23,24). Ancak, immünolojik tolerans, konağın
bağışıklık kusurları ya da virüsün immün taramadan kurtulabilme yeteneğinin sonucu olarak immün yanıt yetersiz
kalabilir. T lenfosit yanıtının, B lenfosit yanıtından daha
önemli olduğu düşünülmektedir. Hücresel bağışıklığı baskılanmış hastalarda VZV, CMV, kızamık virüsü ve
adenovirüs, humoral bağışıklık sorunu olan hastalarda ise
EV ile kronik enfeksiyon gelişebilir (2).
Klinik Bulgular
Viral menenjitte farklı klinik bulgular görülebilir. Bazen menengeal tutulum bulguları bazen de başka organ
tutulumlarına ait bulgular ön planda olabilir. En sık karşılaşılan aseptik menenjit olan EV menenjiti, viral menenjitin
genel klinik özelliklerini büyük ölçüde yansıtır. Ancak, EV
tipleri arasında bile, belirgin klinik farklılıklar olabildiği de
bilinmelidir (1).
EV menenjitinde klinik bulgular konağın yaşı ve bağışıklık durumuna bağlıdır (3,4). EV enfeksiyonunda,
yenidoğanlar ağır sistemik hastalık riski altındadır ve sıklıkla menenjit veya menengoensefalit görülür (3). Bir çalışmada, kanıtlanmış EV enfeksiyonu olan 2 haftadan
küçük yenidoğanların %75’inde menenjitin klinik ya da
laboratuvar bulguları belirlenmiştir (29).
Yenidoğan döneminin EV MSS enfeksiyonunda ateş
hemen her zaman vardır ve eşliğinde kusma, emmeme,
döküntü ve üst solunum yolu hastalığı bulguları olabilir.
EV menengoensefaliti yenidoğanda, özellikle, belirti ve
bulguların yaşamın ilk gününde ortaya çıktığı bebeklerde,
yüksek morbidite ve mortalite riski taşır. Bu bebeklerde,
plasenta yoluyla bulaşım olasılığı söz konusudur (3,29).
EV MSS hastalığında, HSV enfeksiyonunu andıracak
biçimde, ensefalitle uyumlu nöbetler ve fokal nörolojik
bulgular görülebilir ve nörolojik tutuluma, fontanel kabarıklığı gibi menengeal enflamasyon bulguları eşlik etmeyebilir. Yenidoğan döneminde sıklıkla diğer organ sistemlerinin de tutulumu sonucu, karaciğer nekrozu, miyokardit ve
nekrotizan enterokolit gelişebilir (4,29). EV enfeksiyonu
yenidoğan döneminde, yaygın damar içi pıhtılaşma ve
sepsisin diğer bulgularıyla, ağır bir bakteriyel enfeksiyondan ayırt edilemeyen klinik bir durum sergileyebilir.
Perinatal EV enfeksiyonuna bağlı morbidite ve
mortalite, sırasıyla %74 ve %10 kadar yüksek olabilir
(3,29) Ölüm daha çok karaciğer yetmezliği (ekovirüsler) ya
da miyokardit (koksakivirüsler) sonucudur (3)
Đlk iki haftadan, özellikle yenidoğan döneminden sonra oluşan EV menenjitinde ağır hastalık ve kötü sonlanım
239
Emin Sami AKSOY
seyrektir. Hastalığın başlangıcı genellikle anidir (1). Ateş
hemen bütün çocuk ve erişkin hastalarda vardır, 38˚-40,5˚C
arasında seyreder ve genellikle 5 gün sürer. Ateş bifazik
olabilir; başlangıçta özgül olmayan semptomlarla birliktedir, normale döner ve menengeal bulgular eşliğinde yeniden ortaya çıkar (1,3). Baş ağrısı, -yaşı ifade etmeye uygun- hemen her hastada vardır, sıklıkla şiddetlidir,
retroorbital ya da frontal yerleşimlidir. Fotofobi sıktır (4).
Kusma, huzursuzluk, letarji, iştahsızlık, döküntü, karın
ağrısı, ishal, öksürük, özellikle farenjit ve miyalji, enfeksiyonun diğer belirti ve bulgularıdır (3,30). Ateş dışındaki bu
semptomlar da bifazik olabilir, bu durum erişkinlerde
çocuklardan daha belirgindir (3).
Küçük çocuklarda fontanel kabarıklığı görülebilir.
Hastaların yarısından çoğunda, ense sertliği, Kernig ve
Brudzinski –menengeal tutulum- bulguları vardır (30).
Mental durum bozulabilir, ama fokal nörolojik bulgu
beklenmez. Çocuklarda febril konvülziyon görülebilir. Bir
araştırmada, EV menenjitli 102 hastanın 9’unda uygunsuz
ADH sendromu saptanmıştır (31).
Toplumda
ekzantem,
el-ayak-ağız
hastalığı,
herpanjina, plörodini, miyokardit, perikardit veya
konjonktivit ile seyreden epidemik bir hastalık varlığı EV
menenjiti açısından ipucu oluşturabilir. Ayrıca, bazı klinik
özellikler bazı EV serotipleri ile ilişkilidir. Örneğin,
ekovirüs 9 menenjitinde %30-%50 çocukta saçılmış biçimde makülopapüler döküntü görülür (1), el-ayak-ağız hastalığı sıklıkla EV 71 menenjiti eşliğindedir (32); ancak, her
iki durum başka serotiplerle de gelişebilir (33). Herpanjina,
orofarenks arka kesiminde ağrılı veziküllerle seyreder ve
koksaki A virüslerle görülür. Perikardit veya plörezi,
koksaki B virüs enfeksiyonunu düşündürmelidir (2).
EV menenjitinde hastalığın süresi, özellikle büyük
çocuklarda, bir haftadan uzundur (34). Erişkinde semptomlar 2 haftadan uzun sürebilir (3). Çoğu hastada lomber
ponksiyon ertesinde rahatlama görülmesi, olasılıkla kafa içi
basıncındaki azalmaya bağlıdır.
Hücresel bağışıklık sistemiyle karşı konulan çoğu virüsün aksine, EV konaktan antikor aracılı bir süreçte temizlenir. Bu nedenle, humoral bağışıklığı yetersiz çocuk ve
erişkinlerde, EV’nin vücuttan temizlenememesine bağlı
olarak, kronik bir viral menenjit veya menengoensefalit
gelişebilir, yıllarca sürebilir ve sıklıkla ölümle sonuçlanır
(35).
Kabakulak menenjitinde semptomlar, genellikle
parotitisi izleyen beş gün içinde ortaya çıkar. En sık karşılaşılan bulgular ateş, kusma ve baş ağrısı üçlüsüdür (7).
Ateş genellikle yüksektir ve 3-4 gün, bazen bir hafta sürer
(3). Ense sertliği, letarji ve karın ağrısı görülebilir.
Bradikardi ve anemi bildirilmiştir (3). Öte yandan, kabakulak menenjitli hastaların yaklaşık yarısında parotid büyümesi yoktur (2,3). Menengeal bulgular çoğu hastada vardır,
240
VĐRAL MENENJĐT
ancak kortikal işlev bozukluğu beklenmez (2). Kabakulak
menenjiti genellikle iyi seyirlidir ve hastalık 7-10 gün
içinde tam klinik düzelme ile sonlanır. Kabakulak seyrek
olarak ensefalit, poliradikülit, polinörit, kraniyal sinir felçleri, konvülsiyon, myelit, Guillain-Barré sendromu ve ölüm
nedeni olabilir (7).
Herpes virüs ailesi menenjitleri, klinik olarak diğer
aseptik menenjitlerden ayırt edilemez ve bu virüslerin çok
ağır seyredebilen ensefalit ve diğer nörolojik tutulumlarına
göre iyi seyirlidir (3). Yenidoğan dönemi sonrasında, HSV
nedenli ensefalit ile menenjiti ayırt etmek önemlidir. Çünkü, HSV -tip 1- ensefaliti, tedavisiz kaldığında genellikle
ölümle sonlanırken, HSV -tip 2- menenjiti kendiliğinden
iyileşen bir hastalık olarak seyreder (1,2).
HSV ile ilişkili aseptik menenjit, en sık birincil HSV
tip 2 genital enfeksiyonu sırasında veya hemen sonrasında
görülür (3). HSV tip 2 menenjitinde genellikle ense sertliği, baş ağrısı ve ateş vardır. Bir çalışmada, HSV tip 2 menenjitli 27 hastanın %37’sinde nörolojik sorun belirlenmiş,
beş hastada tekrarlayan menenjit bildirilmiştir (12). Ancak,
HSV tip 2 menenjitli hastalarda, genellikle iyileşme tamdır
ve nörolojik sekel beklenmez. Genital HSV enfeksiyonunun yüksek oranda semptomsuz olması nedeniyle HSV
menenjiti sırasında genital lezyon olmayabilir (3).
Seyrek olmakla birlikte, adenovirüs MSS enfeksiyonu, EV enfeksiyonuna göre daha ağır seyreder.
HHV6, beyinde nöronlar ve glial hücreleri kalıcı olarak enfekte edebilir ve sessiz bir dönem ertesinde reaktive
olabilir (15). Semptomsuz veya tekrarlayan febril
konvülsiyonlu çocuklarda BOS’ta HHV6 veya HHV6
DNA gösterilmiştir (2,15).
Menenjitli hastalarda farenjit, lenfadenopati ve
splenomegali varlığı EBV, yaygın papüloveziküler döküntü VZV enfeksiyonunu düşündürmelidir (2).
HĐV ile enfekte hastalarda aseptik menenjit, genellikle, HĐV’in yol açtığı enfeksiyöz mononükleoza benzeyen
akut bir enfeksiyon tablosu eşliğinde görülür (20). Öte
yandan, bazı hastalarda da atipik bir aseptik menenjit gelişebilir. Bu hastalarda sıklıkla tekrarlayıcı, kronik, genellikle V, VII ve VIII.- kraniyal sinir tutulumlarının yer
aldığı bir menenjit ortaya çıkar (2). Baş ağrısı, ateş ve
menengeal bulgular sıktır. Hastalık ilerleyici olmaktan çok,
tekrarlayıcı ve kendiliğinden düzelen bir seyir gösterir.
LCV enfeksiyonu genellikle hafif ateş, baş ağrısı, bulantı ve miyalji ile seyreder. Ağır vakalarda menenjit ve
menengoensefalit gelişebilir (36).
Ayırıcı Tanı
Aseptik menenjit terimi, belirlenebilir bir bakteriyel
nedenin yokluğunu niteler. Rutin incelemelerde belirlenemeyen bazı bakteri enfeksiyonlarının klinik özellikleri ve
BOS bulguları viral menenjiti andırabilir. Bu etkenlerin
T Klin Pediatri Özel 2004, 2
VĐRAL MENENJĐT
başlıcaları spiroketler (leptospiroz, Lyme hastalığı, sifiliz,
borreliyoz), mikobakteriler ve bruselladır (1,3).
Menenjitin beklenen bakteriyel etkenleriyle oluşan,
ancak gereğince tedavi edilmemiş olan ‘kısmen tedavi
edilmiş bakteriyel menenjit’ ve paramenengeal enfeksiyonlar da viral menenjiti andırabilir. Bu durumlar, antibiyotik
tedavisi gerektirmesi açısından, ayırıcı tanıda mutlaka
düşünülmelidir (3).
Mantar menenjiti, immün sorunlu hastalarda giderek
artan sıklıkta saptanmaktadır. Mantarlar normal bireylerde
de MSS enfeksiyonuna neden olabilir. Bu nedenle, herhangi bir atipik, yavaş seyirli aseptik menenjitte mantar menenjiti olasılığı da akılda tutulmalıdır (3).
Mycoplasma pneumoniae enfeksiyonu ile ilişkili olarak, en sık aseptik menenjit ve ensefalit olmak üzere, çeşitli
nörolojik tutulumlar bildirilmiştir. Mycoplasma hominis de,
özellikle erkendoğan bebeklerde, yenidoğan menenjiti ile
ilişkilidir (3).
Đmmün sistemle ilişkili hastalığı olan veya ilaç kullanılan hastalarda, genellikle tekrarlarla giden aseptik menenjit gelişebilir. Aseptik menenjitin, sistemik lupus
eritematozusun (SLE) ilk belirtisi olduğu birçok hasta
bildirilmiştir. Ancak menenjit ile SLE’nin sonraki sürecinde daha çok karşılaşılır.
Antienflamatuvar ilaç, özellikle steroid olmayan
antienflamatuvar ilaç kullanımı, SLE, Sjögren sendromu ve
romatoid artiritli hastalarda, bağ doku hastalığının yalnızca
serolojik kanıtlarının olduğu hastalarda ve seyrek olarak da
normal bireylerde aseptik menenjite neden olabilir.
Başta sitozin arabinozid, immün globülin ve
monoklonal antikor OKT3 olmak üzere, immünolojik
düzenleyici bazı ilaçlar aseptik menenjitle ilişkili bulunmuştur. Antibiyotikler, özellikle sülfonamid içeren ilaçlar,
bağ doku hastalığı olan hastalar yanı sıra normal bireylerde
de aseptik menenjit oluşturabilir. Karbamazepin de aseptik
menenjite neden olur. Kawasaki hastalığında, %70’e varan
oranda aseptik menenjit gelişir (3).
Mollaret menenjiti, tekrarlayıcı ve iyi seyirli aseptik
menenjit ve semptomsuz ara dönemlerle seyreden nadir bir
hastalıktır. Klinik olarak her tekrar viral menenjit ile uyumludur. Bazı hastalarda, BOS’ta lenfosit ağırlıklı pleositoza
ek olarak endotelyal hücreleri andıran hücreler görülür.
Mollaret hücreleri olarak adlandırılan bu hücreler frajildir
ve geçici olarak saptanır. Bu hücrelerin monosit oldukları
sanılır ve önemleri bilinmez. Genital bir enfeksiyonu olmayan tipik Mollaret menenjitli bazı hastalarda PCR kullanılarak nedenin HSV tip 2 olduğu gösterilmiş, HSV tip 1
ve EBV ile ilişkili vakalar da bildirilmiştir (3).
Laboratuvar Bulguları ve Tanı
Menenjitle uyumlu klinik bulguları olan, BOS’ta beyaz küre bulunmayan ama EV izole edilen hastalar bildiT Klin J Ped Sp Iss 2004, 2
Emin Sami AKSOY
rilmekle birlikte, EV menenjitinde hemen daima
mononükleer pleositoz olması beklenir (2-5). BOS’taki
hücre sayısı milimetreküpte birkaç ile birkaç 1.000 arasında olup genellikle 100-1.000/mm3’tür. Enfeksiyonun erken
döneminde, BOS’ta sıklıkla nötrofiller hakimdir. Đzleyen 648 saat içinde hızla lenfosit hakimiyeti gelişir. BOS proteininde yükselme, BOS glikoz düzeyinde azalma genellikle
hafiftir. Ancak, her ikisi için de oldukça uç değerler bildirilmiştir. BOS beyaz küre sayısı yükseldikçe, BOS’tan EV
izolasyonu olasılığı artar (2).
EV menenjitinin özgül tanısı, BOS’tan EV izolasyonuna bağlıdır. Yöntemin duyarlığı, birçok koksaki A virüs
serotipinin hücre kültüründe çoğalma yetersizliği ve yavru
fare inokülasyonu gerektirmesi nedeniyle, EV serotipleri
için yalnızca %65-%75’tir (4). BOS’tan izolasyondaki
güçlük, BOS’taki düşük EV titreleriyle de ilişkilidir (2).
BOS’tan EV üreme süresi ortalama 4-8 gündür.
Aseptik menenjitli bir hastada, orofarenks ya da dışkıdan EV izolasyonu tanı için değerlidir. Enfeksiyondan
sonra EV boğazda bir hafta, dışkıda haftalar boyu bulunabilir. Ancak, epidemiler sırasında sağlıklı bireylerde de EV
varlığı gösterilmiştir (37). Bu nedenle, BOS ve kan dışındaki bir kaynaktan EV izolasyonu geçmiş bir enfeksiyonu
yansıtıyor olabilir. Ayrıca, BOS dışı EV kültürlerini, EV
MSS enfeksiyonunu belirlemede yararsız bulan çalışmalar
da vardır (38). Bu nedenle tanı, izole edilen virüs için, akut
ve nekahat dönem serolojik testleriyle doğrulanabilir (37).
Çeşitli serotipler arasında ortak bir antijenin olmayışı
ve virüsün vücut sıvılarındaki düşük yoğunluğu, EV enfeksiyonunun immün-esey yöntemlerle hızlı tanısını zorlaştırır
(2). Tipe özgül IgM antikorların belirlenmesine yönelik
testlerin özgüllüğü de bugün için düşüktür. PCR, viral
kültüre seçenek olarak, tanıda en çok umut veren yöntemdir. EV serotipleri için tamamlayıcı DNA nükleik asit
‘probe’ları geliştirilmiştir. Ancak, menenjitli hastalardaki
BOS EV titreleri düşük olduğundan, duyarlıkları %33’ü
aşmamaktadır (4). Ancak, EV ‘reverse transcription-PCR’
birçok klinik çalışmada kullanılmış, kültürden daha duyarlı
ve EV menenjiti tanısında %94-%100 özgül bulunmuştur
(4,39).
Kabakulak menenjitli hastalarda hemen daima BOS
pleositozu vardır. Hücre sayısı genellikle 500/mm3’ten
azdır ve hücrelerin %80’den çoğu lenfosittir (2). Pleositoz
haftalarca sürebilir. BOS protein düzeyi, hastaların yarıdan
çoğunda normal olarak bildirilmiştir (7). BOS glikoz düzeyi çoğu hastada normaldir, hastaların %25’inde azalmış
bulunabilir (2). Menenjit ve menengoensefalitli hastalarda,
serumda kabakulak-özgül IgM ve IgG ile karşılaştırmalı
BOS ve serum antikor ölçümleri tanıda yardımcıdır (3).
Tekrarlanan serum örneklerinde, dört katlık antikor düzeyi
artışı tanısal değer taşır. Kabakulak virüsü, BOS kültürlerinde menenjit başlangıcından itibaren en az bir hafta süreyle, ancak, %30-%50 oranda üretilebilir (7). PCR gibi
241
Emin Sami AKSOY
VĐRAL MENENJĐT
moleküler yöntemlerin, kabakulak tanısını gelecekte daha
hızlı ve güvenilir kılacağı düşünülmektedir.
HSV tip 2 menenjitli hastalarda hücre sayısının
500/mm3’ün altında olduğu lenfositik bir pleositoz ve
normal bir BOS glikoz düzeyi görülür (37).
HĐV ile enfekte hastalarda, akut retroviral hastalık sırasında gelişen menenjitte, BOS hücre sayısının genellikle
200/mm3’ün altında olduğu hafif bir lenfositik pleositoz
görülür. Protein düzeyi hafifçe yükselmiş, glikoz düzeyi
normal ya da hafif azalmıştır. HĐV, nörolojik bulguları olan
ve olmayan HĐV ile enfekte hastalarda BOS’tan izole edilmiştir (2).
Arboviral menenjitli hastalarda, BOS bulguları EV
enfeksiyonundaki gibidir. Virüs kan ve BOS’tan üretilebilir, ama tanı genellikle akut ve nekahat dönem serumlarının
kıyaslanmasıyla konur (4,37).
Tedavi
Diğer viral etkenlerde olduğu gibi, EV çoğalım döngüsünün çeşitli basamakları antiviral tedavinin hedefini
oluşturur. Virüsün tutunması, soyunması, RNA çoğalımı ve
protein sentezi, anti-EV ilaçların hedefi olarak çalışılmıştır.
Günümüzde EV enfeksiyonu için klinik kullanım ve araştırmalarda yer alan başlıca tedavi seçenekleri, ĐG ve bir
anti-picornaviral ilaç olan plekonarildir.
Plekonaril, EV protein kapsitine bağlanarak virüsün
hücreye tutunma ve soyunmasını engeller (5,40).
Plekonaril geniş ve güçlü bir anti-EV ve anti-rinovirüs
etkinliğine sahiptir ve ağızdan kullanımda biyoyararlığı
yüksektir (3).
Klinik çalışmalar EV menenjitli çocuk ve erişkin hastalarda plekonarilin yararlı olduğu yönündedir (5,30). EV
menenjitli 221 çocuk hastanın yer aldığı plasebo kontrollü
bir çalışmada, hastalık semptomlarını değerlendirme puanlarında, bütün hastalarda belirgin düşüş saptanmıştır (3).
Baş ağrısı süresi, sekiz yaşından büyük çocuklarda plekonaril tedavisi ile belirgin olarak azalmıştır. Tedavinin
başlamasını izleyen ilk 24 saatte bile yanıt alınabilmiştir.
Yine tedavi grubunda, plasebo grubuna göre, boğazdan EV
saçılımı da azalmıştır.
Plekonaril EV menenjitli erişkinlerde de çalışılmıştır.
Çift kör, plasebo kontrollü bir çalışmada 14-65 yaşlarındaki 180 hastaya günde üç kez 200 mg plekonaril veya
plasebo verilmiştir. Tedavi grubunda baş ağrısı, menenjit
semptomları, okul ya da iş günü kaybı sürelerinde iki günlük azalmalar gösterilmiştir (3).
Bazı kronik EV menenjit ya da menengoensefalitli
agamaglobülinemik hastalarda, kas içine veya intratekal ĐG
uygulanmış ve hastalığın durakladığı veya düzeldiği gösterilmiştir (2,40).
Ağır EV sepsis veya menenjitli yenidoğanlarda
intravenöz ĐG (ĐVĐG), maternal serum veya plazma uygu242
lamalarıyla da seyrek olarak başarı sağlandığı bildirilmiştir
(2). Yaşamın ilk iki haftasında, EV enfeksiyonlu
yenidoğanlarda, ĐVĐG kullanımının yararını araştıran tek
kontrollü çalışmada ĐVĐG verilen bebeklerde viral titre
azalımı görülmüş, ancak klinik yarar gösterilememiştir
(41).
Kabakulak virüsu için özgül bir ilaç yoktur. Kabakulakta özgül hiper IG kullanımı orşit sıklığında azalma
sağlamış, ancak nörolojik bulgular açısından yararlı olmamıştır (4).
Arbovirüsler ve LCV için özgül antiviral tedavi yoktur (2,21,36).
Birincil genital HSV enfeksiyonu sırasında kullanımı
önerilen asiklovir (11), enfeksiyona menenjitin eşlik etmesi
durumunda intravenöz yoldan uygulanmalıdır (2). Ancak,
antiviral tedavinin menenjit seyrine etkisi açık değildir.
Ensefalitin bulunmadığı HSV menenjitli hastalarda, antiHSV özellikteki ilaçlardan herhangi biriyle yapılmış bir
çalışma yoktur (3).
HSV ile ilişkisi kanıtlanmış Mollaret menenjitli hastalarda anti-HSV ilaç kullanımı profilaktik ve tedavi edici
olarak yararlı olabilir (3).
Viral ya da aseptik menenjitli hastalarda ağrı tedavisi
önem taşır ve narkotik kullanımı gerekebilir (42). Beyin
ödemi ve uygunsuz ADH sendromunun önlenmesi veya
düzeltilmesi için sıvı dengesi dikkatle izlenmelidir. Serum
elektrolitleri ve bazen idrar ve serum ozmolalite izlemi
gerekebilir. Beyin ödemi EV menenjitinde seyrek karşılaşılan bir sorundur ve mannitol kullanımı uygun bir tedavi
yaklaşımıdır.
Konvülsiyon, yalnızca ateş nedeniyle ya da beyin
parankiminin doğrudan viral (ensefalit) veya dolaylı
enflamatuvar hasarına bağlı olabilir. Fenitoin veya
fenobarbital konvülsiyon tedavisi için uygun seçeneklerdir.
Hızla ilerleyici, kötüye giden, giderek daha yoğun
destek gerektiren bir seyir hemen her zaman enteroviral bir
nedenin aleyhinedir ve acilen diğer tedavi edilebilir nedenler düşünülmelidir (3).
Önleme
Kabakulaktan korunmada temel yaklaşım canlı
attenüe kabakulak aşısı ile aktif bağışıklamadır. Yaşamın
ilk yılından sonra kabakulak aşısı uygulamasıyla en az
%97 oranda koruyucu serum antikor düzeyleri gelişir (7).
Kabakulak aşısının yaygın olarak uygulandığı ülkelerde
kabakulak ve menengoensefaliti oldukça azalmıştır (2).
Kabakulak, örneğin ABD’de 1960 ortalarında viral
ensefalitin önde gelen etkeniyken, 1980 ortalarında yedinci
sıraya düşmüştür (7).
Viral menenjitin önde gelen diğer etkenleri poliovirüs
dışı EV, arbovirüsler ya da HSV için aşı ya da özgül bir
koruyucu önlem yoktur.
T Klin Pediatri Özel 2004, 2
VĐRAL MENENJĐT
Emin Sami AKSOY
KAYNAKLAR
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
Cherry JD. Aseptic meningitis and viral meningitis. Feigin RD,
Cherry JD, ed. Textbook of Pediatric Infectious Diseases. 4. ed.
Philadelphia: Saunders, 1998:450-7.
Tunkel AR, Scheld WM. Acute meningitis. In: Mandell GL,
Bennett JE, Dolin R, eds. Mandell, Douglas, and Bennett’s
Principles and Practice of Infectious Diseases. 5. ed. Philadelphia:
Churchill Livingstone, 2000:959-97.
Rotbart HA. Aseptic and viral meningitis. In: Long SS, Pickering
LK, Prober CG, eds. Principles and Practice of Pediatric
Infectious Diseases. 2. ed. New York: Churchill Livingstone,
2003:284-91.
Rotbart HA. Viral meningitis and the aseptic meningitis
syndrome. In: Scheld WM, Whitley RJ, Durack DT, eds.
Infections of the Central Nervous System. 2. ed. Philadelphia:
Lippincott-Raven, 1997:23-46.
Sawyer MH. Enterovirüs infections: diagnosis and treatment.
Pediatr Infect Dis J 1999;18:1033-9.
Rantakallio P, Leskinen M, von Wendt L. Incidence and
prognosis of central nervous system infections in a birth cohort of
12,000 children. Scand J Infect Dis 1986;18:287-94.
Gnann JW Jr. Meningitis and encephalitis caused by mumps
virus. Scheld WM, Whitley RJ, Durack DT, ed. Infections of the
Central Nervous System. 2. ed. Philadelphia: Lippincott-Raven,
1997:169-80.
Centers for Disease Control. ACIP. Mumps prevention. MMWR
1989;38:388-400.
Calisher CH. Medically important arboviruses of the United
States and Canada. Clin Microbiol Rev 1994;7:89-116.
Schlesinger Y, Tebas P, Gaudreault-Keener M, et al. Herpes
simplex virus type 2 meningitis in the absence of genital lesions:
Improved recognition with use of the polymerase chain reaction.
Clin Infect Dis 1995;20:842–8.
Corey L, Spear PG. Infections with herpes simplex viruses. N
Eng J Med 1986;314:749-57.
Bergström T, Vahlne A, Alestig K, et al. Primary and recurrent
herpes simplex virus type 2-induced meningitis. J Infect Dis
1990;162:322-30.
Corey L, Adams HG, Brown ZA, et al. Genital herpes simplex
virus infection: Clinical manifestations, course and complications.
Ann Intern Med 1983;98:958-72.
Echevarria JM, Casas I, Tenorio A, et al. Detection of varicellazoster virus-specific DNA sequences in cerebrospinal fluid from
patients with acute aseptic meningitis and no cutaneous lesions. J
Med Virol 1994;43:331-5.
Kimberlin DW. Human herpesviruses 6 and 7: identification of
newly recognized viral pathogens and their association with
human disease. Pediatr Infect Dis J 1998;17:59-68.
Arısoy ES, Demmier GJ, Thakar S, Doerr C. Meningitis due to
parainfluenza virus type 3: Report of two cases and review. Clin
Infect Dis 1993;17:995–7.
Paisley JW, Bruhn FW, Lauer BA, McIntosh K. Type A2
influenza viral infections in children. Am J Dis Child
1978;132:34–6.
Okumura A, Ichikawa T. Aseptic meningitis caused by human
parvovirus B19. Arch Dis Child 1993;68:784–5.
Wong CJ, Price Z, Bruckner DA. Aseptic meningitis in an infant
with rotavirus gastroenteritis. Pediatr Infect Dis 1984;3:244–6.
Berger JR, Simpson DM. Neurological complications of AIDS.
Scheld WM, Whitley RJ, Durack DT, ed. Infections of the Central
Nervous System. 2. ed. Philadelphia: Lippincott-Raven,
1997:255-71.
Barton LL, Mets MB. Lymphocytic choriomeningitis virus:
pediatric pathogen and fetal teratogen. Pediatr Infect Dis J
1999;18:540-1.
Miller E, Goldacre M, Pugh S, et al. Risk of aseptic meningitis
after measles, mumps, and rubella vaccine in UK children. Lancet
1993;341:979-82.
T Klin J Ped Sp Iss 2004, 2
23. Tunkel AR, Wispelwey B, Scheld WM. Pathogenesis and
pathophysiology of meningitis. Infect Dis Clin North Am
1990;4:555-81.
24. Cassady KA, Whitley RJ. Pathogenesis and pathophysiology of
viral infections of the central nervous system. In: Scheld WM,
Whitley RJ, Durack DT, eds. Infections of the Central Nervous
System. 2. ed. Philadelphia: Lippincott-Raven, 1997:7-22.
25. Ren R, Racaniello VR. Poliovirus spreads from muscle to the
central nervous system by neural pathways. J Infect Dis
1992;166:747-52.
26. Frei K, Leist TP, Meager A, et al. Production of B cell
stimulatory factor-2 and interferon γ in the central nervous system
during viral meningitis and encephalitis: Evaluation in a murine
model infection and in patients. J Exp Med 1988;168:449-53.
27. Chonmaitree T, Baron S. Bacteria and viruses induce production
of interferon in the cerebrospinal fluid of children with acute
meningitis: A study of 57 cases and review. Rev Infect Dis.
1991;13:1061-5.
28. Ramilo O, Mustafa MM, Porter J, et al. Detection of interleukin 1β
but not tumor necrosis factor-α in cerebrospinal fluid of children
with aseptic meningitis. Am J Dis Child 1990;144:349-52.
29. Abzug MJ, Levin MJ, Rotbart HA. Profile of enterovirus disease
in the first two weeks of life. Pediatr Infect Dis J 1993;12:820–4.
30. Wilfert CM, Lehrman SN. Enteroviruses and meningitis. Pediatr
Infect Dis 1983;2:333-41.
31. Chemtob S, Reece ER, Mills EL. Syndrome of inappropriate
secretion of antidiuretic hormone in enteroviral meningitis. Am J
Dis Child 1985;139:292–4.
32. Ho M, Chen E-R, Hsu K-H, et al. An epidemic of enterovirus 71
infection in Taiwan. N Engl J Med 1999;341:929–35.
33. Cherry JD. Enteroviruses: Coxsackieviruses, echoviruses,
polioviruses and enteroviruses. Feigin RD, Cherry JD, ed.
Textbook of Pediatric Infectious Diseases, 4 ed. Philadelphia:
Saunders, 1998:1787–838.
34. Rotbart HA, McCracken GH, Whitley RJ, et al. Clinical
significance of enteroviruses in serious summer febrile illnesses
of children. Pediatr Inf Dis J 1999;18:869–74.
35. McKinney RE Jr, Katz SL, Wilfert CM. Chronic enteroviral
meningoencephalitis in agammaglobulinemic patients. Rev Infect
Dis 1987;9:334-56.
36. Enders G, Varho-Göbel M, Löhler J, Terletskaia-Ladwig E,
Eggers M. Congenital lymphocytic choriomeningitis virus
infection: an underdiagnosed disease. Pediatr Infect Dis J
1999;18:652-5.
37. Connoly KJ, Hammer SM. The acute aseptic meningitis
syndrome. Infect Dis Clin North Am 1990;4:599-622.
38. Johnson GM, McAbee GA, Seaton ED, et al. Suspect value of nonCSF viral cultures in the diagnosis of enteroviral CNS infections in
young infants. Dev Med Child Neurol 1992;34:876-84.
39. Sawyer MH, Holland D, Aintablian M. Diagnosis of enteroviral
central nervous system infection by polymerase chain reaction
during a large community outbreak. Pediatr Infect Dis J
1994;13:177-82.
40. Rotbart HA. Antiviral therapy for enteroviral infections. Pediatr
Infect Dis J 1999;18:632-3.
41. Abzug MJ, Keyserling HL, Lee ML, et al. Neonatal enterovirus
infection: Virology, serology, and effects of intravenous immune
globulin. Clin Infect Dis 1995;20:1201-6.
42. Rotbart HA, Brennan PJ, Fife KH, et al. Enterovirus meningitis in
adults. Clin Infect Dis 1998;27:896–8.
Yazışma Adresi: Dr.Emin Sami ARISOY
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi
Pediatrik Enfeksiyon Hastalıkları BD, ĐZMĐT
243
Download