PROF. DR.SEDAT ÖZKAN

advertisement
PROF. DR.SEDAT ÖZKAN
İstanbul Üniversitesi
İstanbul Tıp Fakültesi
Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi
Bilim Dalı Kurucusu ve Başkanı
Onkoloji Enstitüsü Psikoonkoloji Bilim
Dalı Başkanı
Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi
(KLP)
(psikiyatrik tıp)
(genel hastane psikiyatrisi)
klinik tıpta, genel hastane içinde psikiyatri
hizmetlerinin sunulmasıdır.
Tıbbi tedavi ve bakım ile psikiyatrik tedavi bakımı
bütünler.
Sağlık, fiziksel ve ruhsal yönleri ile bir bütündür.
 Bedendeki değişiklikler beyni ve ruhu etkiler.
 Ruhsal durumdaki çatışmalar ve sarsılmalar da
bedeni etkiler.
 Sağlık hizmeti vermek, sağlığa, hastalığa, tanı ve
tedaviye, bedensel, ruhsal, sosyal etkileşim ve
bütünlük içerisinde yaklaşmak demektir.

Ülkemizde temel sağlık hizmetleri ile ruh sağlığı
hizmetlerinin entegre olmamış olması,
 Genel tıpta psikiyatrik sorunların tanınmaması ve
 Hastanelerimizde tedavi gören on binlerce
insanımıza ruhsal tedavi ve bakımın verilmemesi
en önemli sağlık sorunlarımızdandır.


Psikiyatrik Tıp alanında eğitilmiş uzmanımız
yoktur. Hekimlerimiz Psikiyatrik Tıp alanında
eğitim almamaktadır.

Primer sağlık hizmetlerine başvuranların
%15’inde esas sorunun psikiyatrik olduğu
belirtilmektedir.

Birincil ruhsal bozukluğu olan insanlarımızın
(somatoform bozukluklar) büyük çoğunluğu
psikiyatri dışı kliniklere başvurmakta ve bu
hastaların erken tanı ve psikiyatriye sevklerinde
sorunlar yaşanmaktadır.

Bu hastalar sağlık sisteminde gereksiz ekonomik
maliyetlere neden olmaktadırlar.

Tıbbi servislerde çalışan uzmanlar (eğer varsa)
psikiyatri uzmanı ile işbirliğinin değerini
bilmemektedirler.

Psikiyatrik yardım ve tedaviye ihtiyacı olan
kişilerin büyük çoğunluğu genel tıptadır.

Psikiyatrik morbidite onkoloji, cerrahi, koroner
yoğun bakım,organ nakli gibi ünitelerde özellikle
çok yoğundur.

Hekimlik, teşhisleri tedavi etmenin çok ötesinde
ve öncesinde hastalığı olan kişiyi bütüncül olarak
anlamak ve yardımcı olmaktır.

Hekimlik uygulaması, tıp ile psikiyatriyi, davranış
bilimleri ile biyolojik bilimleri bütünleyen bir
anlayışı kavramayı ve klinik açıdan insan
varlığını, sağlığı ve hastalıkları (biyopsikososyal)
holistik bütünlüğü içinde ele almayı ve
çözümlemeyi gerekli kılar.
PSİKOLOJİK
Biyopsikososyal
Bütünlük
SOSYAL
BİYOLOJİK
Bütün > Biyolojik + Psikolojik + Sosyal
BİYOPSİKOSOSYAL SİSTEM
YAKLAŞIMI
Tıp ile psikiyatrinin çakıştığı ve bütünleştiği alanda,
insan varlığına, sağlığa ve hastalıklara
(biyopsikososyal model)
holistik bütünlüğü içinde yaklaşma felsefesi, ele
alma ve çözümleme çabası, klinik uygulaması
esastır.
Biyo-psiko-sosyal modelde insan varlığı (Engel)
Biyosfer
Toplum
Kültür
Alt kültür
Aile
İlk insan
İnsan deneyim-davranış
Sinir sistemi
Organlar
Dokular
Hücreler
Atomlar
Subatomik partiküller

Tıp ile psikiyatrinin kavramsal, klinik ve
araştırma alanında bütünleşmesinin bir
ürünü olarak konsültasyon liyezon
psikiyatrisi, 20. yüzyıl dünya
psikiyatrisindeki en önemli gelişmelerden
biridir.
Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi
1-Fiziksel hastalıkları ve yakınmaları olanlarda
psikiyatrik morbiditenin araştırılması, tanısı,
tedavisi, izlenmesi ve önlenmesi
2-Sağlık çalışanlarına, konsültasyon liyezon hizmeti
sunulması, psikiyatri dışı klinik elemanlarına
psikososyal tıp eğitimi verilmesi.
3-Tıbbi hastalarda ya da fiziksel yakınma ile dış
kliniklere başvuran hastalarda araştırmalar
yapılması.
Psikiyatri üst disiplini ve uzmanlık alanı
Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisinin
“temel işlevleri”

Psikiyatri dışı kliniklerdeki hastalara ruh sağlığı
hizmetlerinin sağlanması (klinik)

Psikiyatrik-psikososyal tıp alanında eğitim

Tıbbi hastalarda psikiyatrik-psikososyal araştırmalar
yapılması (araştırma)
(eğitim)
GENEL PSİKİYATRİDEN
FARKLARI
Hasta populasyonu farklı
 Ortam farklı
 Tedavi ve bakım yöntemleri farklı
 Profesyonel ilişki biçimi özgü
 Eğitim psikiyatri dışı elemanlara yöneliktir

TARİHSEL GELİŞİM





Antik çağlarda hastalıklar tanrıyla ya da şeytani
ruhla ilişkili
Hipokrat (MÖ 460-370) bedensel-ruhsal-çevresel
durum arasındaki dengesizliklerin hastalıklara yol
açar
16. yüzyıl bilimsel tıp başlamış
19. yüzyıl medikal model
20. yüzyıl biyopsikososyal model
TARİHSEL GELİŞİM







Psikoanalitik yaklaşımlar (tıbbi hastalıklaırn
kökeninde psikodinamik çatışmaların rolü)
1920’de Cannon ve Wolf, psikofizyoloji
araştırmaları, homeostazis kavramı
Genel hastanelerde psikiyatri servislerinin açılması
Psikosomatik tıbbın gelişimi
Dunbar, psikosomatik hastalıklarda kişilik profilleri
Alexander, özgül çatışmalar kuramı
Selye, genel adaptasyon sendromu kuramı
TARİHSEL GELİŞİM

1930, sistematik klinik çalışmalar
1935-1960 organizasyon dönemi
KLP hizmetlerinin formasyonu, işlevsel modellerin
geliştirilmesi, aktivitelerin değerlendirilmesi, eğitim
faaliyetleri.
Bu gelişmeler II. Dünya Savaşı sonrası hızlanmıştır.
Psikofarmakolojide ve psikoterapide ileri gelişmeler olmuştur.

Edward G. Billings, Denver’da Colorada
Hastanesinde Liyezon Psikiyatrisi Departmanı’nı
kurmuştur.
TARİHSEL GELİŞİM
1960-1975 kavramsal gelişim dönemi
KLP servislerinin sayısı hızla artmış, konsültasyon,
liyezon modelleri geliştirilmiş, kriz kuramı, tedavi
modellerinin tıbbi hastalıklara dönük adaptasyonu,
psikonefroloji gibi özelleşmiş alanlarda çalışmalar
artmıştır.

1970,
editör
DR Lipsitt,
dergi
“Psychiatry in Medicine”
TARİHSEL GELİŞİM
1975-1980 hızlı gelişme ve kuramsallaşma
KLP ekonomik destek görmüş, sağlık bakım hizmeti
I. Basamağa odaklanmış, buradaki hekimlerin
eğitiminde KLP hizmet etmiş.
1979, dergi General Hospital Psychiatry

1991, Amerikan Psikiyatri Birliği KLP ve
Psikosomatik Tıbbı ayrı bir uzmanlık olarak onayladı.
2003, Konsültayson Liyezon Psikiyatrisi Psikosomatik Tıp
resmi olarak üst uzmanlık kabul edildi.
TARİHSEL GELİŞİM
ÜLKEMİZDE
1970-1990, psikosomatik üniteler
1989, İÜ İTF Psikiyatri AD, KLP Birimi
İÜ Onkoloji Enstütüsü bünyesinde Psikoonkoloji BD
1994, İstanbul, Ankara, izmir, Trabzon, Adana
1997, İÜ İTF KLP Bilim Dalı
2000, Ankara Üniversitesi, Ege Üniversitesi,
Dokuzeylül Üniversitesi Tıp Fakülteleri







Bilim Dalımızın Hizmet ve
Uygulama Alanları
Klinik Hizmetler
Konsültasyon,Liyezon,Poliklinik,Ayaktan
tedavi Ünitesi
 Eğitim Hizmeti
Hasta ve hasta aileleri, tedavi ekibine
yönelik, asistan eğitimi, diğer hastane
çalışanlarına
 Araştırma

Konsültasyon

Genel hastanede yatarak tedavi gören hastaların
hastalığının tanısı, hastanın ruhsal uyumu,
davranış biçimi, tedavi ile ilgili yaşadığı
güçlüklerde hastanın değerlendirilmesi ve
hastaya yatağı başında psikiyatrik yardım
sunulmasıdır.
Konsültasyon Hizmetleri
İstek Nedenleri
• Anksiyete, sıkıntı, uykusuzluk
•Tedaviye uyumsuzluk, tedaviyi reddetme
•Ajitasyon, agresif tutumlar, öfke
•İntihar düşüncesi, girişimi
•Öyküde psikiyatrik hastalık olması
•Uygun tedaviye rağmen yakınmaların geçmemesi
•Depresyon, ümitsizlik
•Mediko-legal, etik sorunlar
Liyezon
Bir klinik ile sürekli ve düzenli işbirliğini içerir.
 Rutin konsültasyon ve görüş bildirmenin
ötesinde, somatopsişik, psikosomatik,
psikososyal boyutları ile fiziksel hastalığı olan
kişilerin tedavisinde, bakımında ortak hasta
izlenmesine olanak sağlayan liyezon işbirliğinin,
psikopatolojinin erken tanınmasında,
engellenmesinde potansiyel değeri vardır.
 Fiziksel tedavi ve bakım ile ruhsal tedavi ve
bakımın eş zamanlı, eş güdümlü sunumunu
sağlar.

İTF KLP BD
Liyezon Hizmetleri
•Onkoloji
•Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bel Okulu
•Algoloji
•Hemodiyaliz
•Meme Cerrahisi
•Kadın Doğum
•Allerji Bilim Dalı
•FTR Çene-Eklem Polikliniği
Eğitim Hizmetleri
•İki yılda bir kez KLP kongresi
•İki yılda bir kez mezuniyet sonrası eğitim
•Anabilim Dalı içinde eğitim toplantıları
•Hastane içi sempozyumlar, kurslar
•Tıp kongreleri içinde toplantılar
•Diğer sağlık kurumları içinde sempozyum ve
konferanslar
•Topluma ve hastalara yönelik eğitim
toplantıları
GENEL TIPTA HASTALARDA
PSİKOLOJİK TEPKİLER
PSİKİYATRİK BOZUKLUKLAR
HASTA BİREY
DAHİLİ-CERRAHİ-ONKOLOJİ
TIBBI HASTALIK/YAKINMA
PSİKİYATRİ
RUHSAL DURUM
HASTALIK
disease

illness
Her fiziksel hastalık bir krizdir
Tıbbi açıdan
fizyopatolojik-organik süreçleri içerir
 Hasta için
biyopsikososyal, psikoseksüel, bir yaşam, kimlik ve
varoluş krizidir.

TIBBİ HASTALIKLAR
ANATOMİK - FONKSİYONEL KAYIP - KRONİK HASTALIK
bedensel boyut
psikolojik boyut
sosyal boyut
mesleki boyut
beden imajı ve cinsel boyut
yaşam biçimi, günlük yaşam aktiviteleri
ailede ve toplumda roller-işlevler
kişilerarası ilişkiler
Tıbbi Hastalık ve Hospitalizasyon Stresi








Narsisistik bütünlüğe tehdit
Temel işlevlerini, otonomisini, yeterliliğini
Vücudu üzerindeki denetimini, işlevlerini,
bağımsızlığını kaybedeceği korkusu
Ağrı-acı çekme, ölüm korkusu
Sevgi, ilgi, onay, destek kaybetme korkusu
Ayrılık kaygısı, aileden uzak olma, sosyal kayıplar
Yabancı ortam ve kişiler korkusu
Eski çatışma ve çözümlenmemiş sorunlar
TIBBİ HASTALIKLAR
HASTANIN
Günlük yaşam aktivitelerinin engellenmesine
Kimlik algılayışının değişmesine
Öz saygısının azalmasına
Beden imajının bozulmasına
Bireyin bağımlılık düzeyinin ve endişelerinin artmasına
Sosyal ilişkilerinin aksamasına
 Bireysel baş etme kapasitesinin azalmasına
En çok önem verdiği hedeflerinden vazgeçmesine
İlerideki rollerini ve işini yerine getirememesine
Ailenin ve toplumun maddi kayıplar yaşamasına yol açar
TIBBİ HASTALIKLAR
AİLENİN




Kişinin ailesi de hasta kadar bir çok problem yaşar.
Aile üyelerinden birinin yaşadığı olumsuz durumlardan
bütün fertler etkilenir.
Aile üyeleri problemi yaşayan kişinin sahip olduğu
duygulara benzer duygular içerisindedir.
Eğer duygularını anlamak için çaba sarf edilmezse ve
önemsenmezlerse daha da sinirli ve endişeli olacaklardır.
Aşırı koruyucu ve aşırı kaygılı aile
Aşırı hoşgörülü ve teslimiyetçi aile
Mükemmelliyetçi ve denetleyici aile
İlgisiz ve reddedici aile
Fiziksel hastalığın gelişimi ile hastalar ve onların
aileleri bir çok psikolojik engellerle karşılaşırlar









Gelecek hakkında şüphe, belirsizlik
Hastalığını anlamlandırma (neden ben?)
Kontrol kaybı
Yetersizlik duygusu
Stigma
Hastalığı izleme
İzolasyon duygusu
Çevreye bağımlılık
Beden imajı endişeleri
TIBBİ HASTALIKLARA EŞLİK EDEN
PSİKİYATRİK SENDROMLAR

Psikososyal tepkiler
Uyum güçlükleri
 Organik beyin sendromları (deliryum/demans)
 Depresif bozukluklar
 Anksiyete bozukluğu
 Somatoform bozukluklar
 Kişilik bozuklukları
 Alkol ve madde kullanım bozukluğu
 Psikotik reaksiyonlar

Çeşitli kliniklere başvuran hastaların %20-50’sinde fiziksel
hastalık yanında, tedavi gerektirecek düzeyde psikiyatrik ve
psikososyal rahatsızlıklarlar saptanmıştır (Özkan 1993).

Genel hastanedeki hastaların %30-50’sinde her hangi bir
psikiyatrik bozukluk olduğu (Mayou1986),

Tüm ayaktan hastaların %50’sinde, yatan hastaların en az
%30’unda fiziksel durumlarıyla birlikte giden psikolojik
reaksiyonların önemli olduğu saptanmıştır (Luna-Rainez 1989).

Genel populasyonun %15’inde ruhsal bozukluk gösterilmişken,
genel hastanedeki hastaların %30-60’ının önemli psikolojik
fonksiyon bozukluğu olduğu ve bu bozuklukların tıbbi hastalığa
ikincil olarak geliştiği bilinmektedir (Srain 1982).
PSİKİYATRİK BOZUKLUKLAR
Genel hastane hastalarında psikiyatrik bozukluklar normal
popülasyona kıyasla çok yüksektir.

Topluma oranla genel hastanede;
 Depresif bozukluklar 2 kat,
 Majör depresyon 2-3 kat,
Madde kötüye kullanım bozukluğu 2-3 kat
 Somatizasyon bozukluğu 10 kat daha fazla görülmektedir
 Deliryumun görülme oranı %18 olarak bildirilmiştir
Gelişen psikososyal sorunlar ve psikiyatrik bozukluklar;
-Hasta, aile ve hekim için yeni güçlüklere yol açar,
-Hastanın genel iyilik halini,
-Uyumunu,
-Yaşam kalitesini bozar,
-Hastalığın seyrini,
-Tedaviye cevabını etkiler,
-Hastalığın komplikasyonlarını arttırır,
-Morbiditeyi olumsuz yönde etkiler,
-İş yükünü, tedavinin süresini ve masraflarını gereksiz
arttırır.
Fiziksel Durum İle Ruhsal Durum Arasındaki
Etkileşim Şekilleri

Fiziksel ve ruhsal bozuklukların rastlantısal birlikteliği olabilir.

Ortak bir sebebe bağlı fiziksel ve ruhsal bozukluğun gelişmesi.

Fiziksel hastalığın veya tedavinin psikiyatrik komplikasyonları.

Psikiyatrik hastalığın fiziksel komplikasyonları.

Fiziksel hastalığın psikolojik sebepleri (psikosomatik bozukluklar)

Primer psikiyatrik bir tablo olabilir (somatoform bozukluklar)
Fiziksel hastalığın kendisi beyin işlevlerini
bozarak, ciddi ruhsal bozukluklara yol açabilir.
 hastalığın algılanması ve hastanın yaşam
alanlarına etkisine bağlı olarak da ciddi ruhsal
bozukluklar (depresyon, anksiyete bozukluğu ...)
gelişebilir.
 Tedavide kullanılan ilaçlar,
 İleri tanı ve tedavi yöntemlerinin (açık kalp
ameliyatı, organ nakli, hemodiyaliz, katater
uygulamaları, yoğun bakım vb....) psikiyatrik yan
etkileri ve komplikasyonları söz konusudur.

PSİKİYATRİK YARDIM, TEDAVİ, DANIŞMANLIK
VE DESTEK GEREKTİREN BELİRTİLER







Sıkıntı
Çökkünlük
Zihinsel karışıklık
Uykusuzluk
Kabus görme
Gece sık uyanma
Riskli davranışların
devam etmesi






Umutsuzluk,
çaresizlik, suçluluk
duygu ve düşünceleri
Uyum güçlüğü
Sosyal geri çekilme
Panik halleri
İsteksizlik
Geleceğe dönük plan
yapamama
PSİKİYATRİK YARDIM, TEDAVİ DANIŞMANLIK
VE DESTEK GEREKTİREN BELİRTİLER





Hastalık ve tedavi
süreciyle baş etme
güçlükleri
Hevessizlik
Bellek bozukluğu
İlgi alanı daralması
Kişilik değişiklikleri





İnkar, tedaviyi red
Matem tepkileri
Yaşam ideallerinin yok
olması
Mesleki işlevlerden
uzaklaşma
Düşünce ve dikkat
boz.
HASTALIĞA PSİKOSOSYAL TEPKİLER

Hastalığa psikososyal tepkiler, hastanın psikolojik
bütünlüğünü korumak için açığa çıkan tüm bilişsel,
emosyonel ve davranışsal cevapları içerir.

Hastalık, basit (doğal) sıkıntıdan, kayıp-yas, narsistik
bütünlüğün tehdit edildiği duygulanımına dek tepkiler
uyandırır.
KAYIP tepkisi ile
GERÇEKÇİ KABULLENİŞ
arasında çeşitli evreler vardır.
EMOSYONEL TEPKİLER








Anksiyete
Öfke
Umutsuzluk
Suçluluk
Güçsüzlük
Yetersizlik
Başarısızlık
Çaresizlik








Korku
Depresyon
Yalnızlık
Üzüntü-keder
Utanç
Yas-matem
Rahatlama
Umut
DAVRANIŞSAL TEPKİLER




Tedaviyi reddetme
Sosyal geri çekilme
İzolasyon
Hostilite




Destek arama
Altruism
Yaşam öncelikleri belirleme
Hastalığında uzman olma
adaptif
maladaptif
Her fiziksel hastalıkta, hastalığa
tepkileri değerlendirirken şu üç
katman arasındaki etkileşim
dikkate alınır:
Fiziksel
Patoloji
İntrapsişik
Yaşantı
Psikososyal
Çevre
FİZİKSEL HASTALIĞA
PSİKOLOJİK YANIT
(Hastalığın ve
tedavi yöntemlerinin
özellikleri)
Psikososyal
çevrenin öz.
Hastaya özgü öz.
kognitif süreçler
(kişilik, yaş, cins,
savunmalar)
Hastalığın öznel anlamı
Başetme mekanizmaları
(Davranışsal, kişilerarası, intrapsişik)
Başarılı uyum
(Özgüven değer korunmuş)
Adaptasyon yapamama
(Depresyon, anksiyete, içe çekilme)
HASTALIK STRESİ
Yaşam
öyküsü/
deneyimleri
Huy/alışkanlıklar
Kişilik tipi
Baş etme biçimi
Hastalığın anlamı
Savunma mekanizmaları
Hastalığa psikolojik tepkiler
Davranışsal tepkiler
Affektif tepkiler
Psikiyatri konsültasyonu
Hastanın hastalık algısı, kişilik tipleri, savunma
mekanizmaları ve kişinin baş etme biçimi hastanın
stresöre cevabını etkileyen değişkenlerdir.










Mücadele olarak hastalık
Tehdit olarak hastalık
Düşman olarak hastalık
Ceza olarak hastalık
Zayıflık olarak hastalık
Kayıp olarak hastalık
Zarar olarak hastalık
Değer olarak hastalık
Rahatlama olarak hastalık
Strateji olarak hastalık







Bağımlı kişilik tipi
Obsesif kişilik tipi
Histrionik kişilik tipi
Mazohistik kişilik tipi
Paranoid kişilik tipi
Narsisistik kişilik tipi
Şizoid kişilik tipi
Hastanın hastalık algısı, kişilik tipleri, savunma
mekanizmaları ve kişinin baş etme biçimi hastanın
stresöre cevabını etkileyen değişkenlerdir.









İnkar
Regresyon
Yansıtma
Patolojik bağımlılık
Pasif agresyon
Rasyonalizasyon
Represyon
Entellektüalizasyon
Affekt izolasyonu


Problem odaklı başa çıkma
Emosyon odaklı başa çıkma
HASTALIK DİNAMİKLERİ
Biyolojik
 Kalıtsal yapısal
etkenler
 Temel fizyolojik
süreçler
 Gerçek işlev kaybı
 Etkilenen organ
 Hastalık niteliği ve
şiddeti
 Hastanın yaşı,
cinsiyeti
ve yaşam evresi
Psişik
 Hastalığın algılanışı
Kişilik yapısı
Savunma
mekanizmaları
 Stresle baş etme
gücü ve biçimi
 Obje ilişkileri
 Yaşam dönemi,
yaşam idealleri
 Daha önceki
psikiyatrik ve
psikososyal uyum
Psikososyal
 Medeni durum
 Aile ilişkileri dinamiği
 Kişisel kültürel
durumlar
Değer yargıları
 Aile ve toplumdaki
statüsü
Ailenin ve toplumun
tutumu
 Mesleki uyum ve
işlevler
Şimdiki
Biyolojik
Yakınmalar
Fizik muayene
bulguları
Etkilenen organlar
İlaçlar
Hastalık
Ruhsal
Ana yakınmalar
Ruhsal durum
Hastalığa ve tedaviye
ilişkin algı ve
tutumlar
Çevre
Yakın fiziksel ve
insanlararası ortam
Çevre destekleri
Yakın Geçmiş
Biyolojik
Yaş
Yakın geçmişteki beden
işlev değişiklikleri
Travmalar, Operasyonlar,
Hastalıklar, İlaçlar
Ruhsal
Savunmalar
Duygu, düşünce,
davranışlar
Kişilik değişiklikleri
Yakın geçmişteki
yakınmalar
Çevre
Yakın geçmişteki fiziksel
ve insanlararası ortam
Yaşam değişimleri
Aile durumu, İş ortamı
S.sist. ilişkin deneyim
Öz-Soy Geçmiş
Biyolojik
Kalıtım
Erken deneyimler
Yapısal özellikler
Yatkınlıklar
Önceki hastalıklar
Ruhsal
Gelişimsel faktörler
Kişilik tipi
Hastalığa ilişkin geçmiş
deneyim ve tutumlar
Çevre
Erken döneme ilişkin
çevresel kültürel aile
ortamı
Erken dönemdeki tepkiler
Aile ve kültüre özgü
hastalık davranışı
özellikleri
DEPRESİF BOZUKLUKLAR
TIBBİ HASTALIĞI OLANLARDA
Ayaktan tedavi
görenlerde depresif
bozukluk %12-36
 Yatarak tedavi
görenlerde depresif
bozukluk %30-58
 Major depresyon
oranı %10-14

GENEL POPULASYONDA
Türkiye’de depresif
bozukluk yaygınlığı
%9-20
 Genel populasyonda
major depresyon
oranı %3.7-6.7

HASTALIK
Koroner arter hastalığı
Kanser
Kronik ağrı
İnme
Parkinson hastalığı
Multiple sklerosiz
Epilepsi
Huntington hastalığı
Demans
Hipertroidi
Diyabet
Cushing sendromu
AIDS
YAYGINLIK %
20-38
16-19
21-32
27
29-51
6-57
55
41
11
31
24
66
17-46
ANCAK YETERİNCE TANINMAMAKTADIR






Duygusal ya da bilişsel şikayetlerden çok
bedensel şikayetlerin ön plana alınması
Kişiyi psikiyatrik tanı ile stigmatize etmekten
kaçınma eğilimi
Hafif ya da belirsiz semptomatoloji
Antidepresanların yan etkilerinden kaçınma
Reaktif depresyonun patolojik olmadığını
düşünme
Doktorların psikiyatri konusunda yetersiz eğitim
almaları
TIBBİ HASTALIK
DEPRESYON
hastalığa, hastalığın niteliğine, şiddetine
 tedaviden kullanılan ilaçlara
 hastalığın ve etkilerinin hasta tarafından
algılanışına
 hastanın baş etme biçimine
 çevre destek sistemlerine bağlıdır.
 Yani, hastalığın komplikasyonu, sebebi
olabilir,etkileşimsel ya da rastlantısal
olabilir.

Depresif hastalık gelişimine yol açma riski yüksek
olan fiziksel hastalıklar
-Endokrin hastalıklar
-Akromegali
-Hipo/Hiperadrenalizm
-Hiperinsulinizm (insulonomaya bağlı)
-Hipo/Hipertiroidizm
-ADH salgı bozukluğu
-Metabolik hastalıklar (porfiria)
-Malign hastalıklar
-Karsinoid sendrom, pankreas karsinomu
Depresif hastalığa neden olma riski olan
(farmakojenik depresyon) ilaçlar
Grup
Antihipertansifler
Hormon Preparatları
Jenerik isim
-Rezerpin
-Metildopa
-Propranolol hidroklorid
-Guanetidin sulfad
-Klonidin hidroklorid
-Östrojen
-Progesteron
Depresif hastalığa neden olma riski olan
(farmakojenik depresyon) ilaçlar
Grup
Kortikosteroidler
Jenerik isim
-Kortizon asetat
Antituberkülozis ilaçlar
-Cycloserin
Antikanser ilaçlar
-Vincristin sülfat
-Vinblastin sülfat
Tıbbi hastalığı olanlarda ortaya çıkan depresyon,
genel psikiyatride görülen depresyondan
*klinik özellikleri
*semptomatolojisi
*gidiş özellikleri
açısından farklıdır. Şöyle ki;
-Tıbbi depresif hastalarda öz ve soy geçmişte
affektif hastalık öyküsü daha azdır.
-Cinsiyete ve sosyo ekonomik duruma göre
farklılık daha azdır.
-Antidepresanların seçim kriterleri, dozları ve ilaca
cevap, genel psikiyatrik hastalardan farklıdır.
-Tanı ve ayırıcı tanıda, somatik veya vejetatif
bulgulardan çok affektif ve kognitif belirti ve
bulgular yardımcıdır
-Somatik belirtiler beklenenden şiddetli, sürekli,
fiziksel hastalıkla orantılı değil, kognitif-affektif
durum ile ilişkili ise, depresyon lehine
değerlendirilebilir.
TIBBİ HASTALARDA DEPRESYON
belirti ve bulgular
-Depresif duygu durumu, üzüntü, karamsarlık
-Katastrofik yorum ve genelleştirme
-Öz-güven ve öz-beğenide sarsılma
-Çaresizlik, çözümsüzlük, ümitsizlik algısı
-İş ve sosyal etkinliklere ilgide azalma
-Sürekli kaygı
-Fonksiyonel bedensel yakınmalar
-Ölüm düşünceleri, intihar girişimleri
TIBBİ HASTALARDA DEPRESYON
belirti ve bulgular
-Zevk almada azalma
-Konuşma, düşünme ve hareketlerde yavaşlama
-Konsantre olmada güçlük, zihinsel karışıklık
-Cinsel ilgi, istek ve etkinlikte azalma
-Ajitasyon, huzursuzluk
-İştah değişikliği
-Uyku düzensizliği
-Enerji kaybı, bitkinlik, letarji
Cavanaugh tıbbi hastalarda depresyon tanısına
ilişkin çekirdek belirtileri şöyle sıralamıştır:
-Başarısızlık duyguları
-İlgi kaybı
-Cezalandırılma hissi
-İntihar düşünceleri
-Karar verme güçlüğü
-Ağlama hali
-Haz yetisinin kaybı (anhedonia)
İntihar riskini arttıran faktörler









Hastalığın ileri evrede olması
Hastalığın kötü seyretmesi
Kontrol edilemeyen ağrı
Umutsuzluk
Engellenmişlik hissi
Kontrol kaybı
Organik beyin sendromu
Daha önceden var olan psikolojik sorunlar
Ailede ve kişide intihar öyküsü
ORGANİK BEYİN SENDROMLARI
 Genel hastane psikiyatrisinde tıbbi hastalıklara
eşlik eden depresyondan sonra 2. psikiyatrik
morbidite delirium ve demans
 Genel Hastanede %18-25
 İTF Hastanesinde post-op deliryum %34.4
 Kardiyak cerrahi operasyonu sonrası %12-70
 Kanser hastalarında %15-80 deliryum
 Yaşlı hastalarda %40-45
DELİRYUM
Riskli grup
-Yaşlılar
-Önceden beyin hastalığı geçirmiş olanlar
-Alkol-madde bağımlılığı tanımlayanlar
-Çoğul tıbbi hastalığı olanlar
-Çoğul ilaç kullananlar
DELİRYUM
Belirti ve Bulgular
-Şaşkınlık ve taşkınlık
-Kaygı, huzursuzluk, uyku bozukluğu
-Hızlı değişim, fluktuasyonlar
-Yönelim bozukluğu
-Bellek kusuru
-Dikkat azalması ve dağınıklığı
DELİRYUM
Belirti ve Bulgular
-Diurnal ritmin bozulması
-Algı, yargı ve düşünce bozuklukları
-Psikomotor bozukluklar (hiperaktif, hipoaktif)
-Düşünce akışı ve konuşma bozuklukları
-EEG bozukluğu (yaygın yavaşlama)
ANKSİYETE BOZUKLUĞU
 Genel popülasyonda prevalans %4-7
 Tıbbi hastalığı olanlarda yaygınlık %10-20
 Konsültasyon istenen hastaların %5-18
ANKSİYETE BOZUKLUĞU
-Anksiyete bir belirti veya bozukluk olabilir
-Primer psikiyatrik bozukluk olabilir
(Panik boz., Yaygın anksiyete boz., Sosyal
fobi, Özgül fobi, TSSB, OKB ...)
-Fiziksel hastalığa, tıbbi ortama, tedavi
uygulamalarına ya da ilaçlara ikincil gelişebilir
ANKSİYETE BOZUKLUĞU
Belirti ve Bulguları
-Huzursuzluk
-Uyku bozukluğu
-Taşikardi
-Cinsel isteksizlik
-Palpitasyon
-Yorgunluk
-Senkop
ANKSİYETE BOZUKLUĞU
Belirti ve Bulguları
-Dispne
-Atipik kaşıntı ve ağrılar
-Ağız kuruluğu
-Bulantı, diyare, kabızlık
-Sık idrar hissi
-İştah bozukluğu
SOMATOFORM BOZUKLUKLAR
 A.B.D’ de sağlık sistemine gereksiz
maliyeti yılda 20 milyar dolardan fazla
 Fonksiyonel somatik sendromun çeşitli
tıbbi ortamlarda yaygınlığı %12-40

ONKOLOJİ
(PSİKOONKOLOJİ)

KARDİYOLOJİ
(PSİKOKARDİYOLOJİ)

ENDOKRİNOLOJİ
(PSİKOENDOKRİNOLOJİ)

CERRAHİ
(PSİKOCERRAHİ)

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM

AĞRI
KANSER HASTALARININ PSİKİYATRİSİ
PSİKONKOLOJİ
ONKOLOJİ
KONSÜLTASYON
LİYEZON
PSİKİYATRİSİ
Psiko-onkoloji/Psikiyatrik Onkoloji

1. Kanserin hasta, aile ve tedavi ekibi üzerindeki etkilerini
2. Psikolojik ve davranışsal faktörlerin kanser risk ve
seyrindeki etkilerini araştıran ve kanser hastalarına psikolojik
tıp hizmetlerini sunan bir disiplindir.
2004’te US
1.4 milyon yeni kanser vakası
500 binden fazla ölüm (Jemal et al. 2004)
2000-2050’de
1.3-2.6 milyon kişi kanser (Bach et al. JAMA, 2002)
PSİKİYATRİK VE PSİKOSOSYAL AÇIDAN
KANSER
Kanser ciddi ve kronik bir hastalık olmasının ötesinde,
 Belirsizlikler içeren
 Ağrı ve acı içinde ölümü çağrıştıran
 Suçluluk, terk edilme, kaos, panik ve kaygı uyandıran
bir hastalık olarak algılanır.
Yapılan bir araştırmada faktör analizi
sonuçlarından hareketle
“5d kuralı” ortaya çıkmıştır.





Ölüm,
Bağımlılık, kendi işini kendi yapamama, bir
tür sakatlanma,
Vücut bozukluğu,
Yaşamına engeller konması,
Yaşamın sağaltıma odaklanmış olması.
PSİKİYATRİK VE PSİKOSOSYAL AÇIDAN
KANSER
Kanser tedavisi, cerrahi girişim,
kemoterapi, radyoterapi gibi çoğul tedavileri gündeme getirir
Tanı ve tedavide kullanılan tekniklerin başlı başına psikolojik yan
etkileri vardır
ve kullanılan ilaçların bir çoğunun ciddi nöropsikiyatrik yan etkileri
vardır.
KANSER TANISINA TEPKİ
Kanserde ortaya çıkan emosyonel/davranışsal
reaksiyonlar:
Bolund kanser tanısını takip eden süreci 4 aşamalı olarak tanımlar :
 Şok hali
 Tepki aşaması
 Direnme
 Uyum
Elisabeth Kübler Ross ‘un tanımında ise bu süreç 5
aşamadan oluşur;
 İnkar
 Öfke
 Pazarlık
 Depresyon
 Kabullenme
PSİKOSOSYAL BOYUTTA
BİLMEMİZ-AYIRDETMEMİZ GEREKEN
kanser hastalarında psikolojik
tepkiler
NEREYE
KADAR
ADAPTİF
Hastaların %53’ünde
hastalığa normal
tepki davranışı
MALADAPTİF
Hastaların %47’sinde
DSM-3 kriterlerine göre
psikiyatrik bozukluk
KANSER HASTALARINDA PSİKOLOJİK
TEPKİLER
Adaptif
Tanı öncesi
1. Kanser olasılığı ile ilgili kaygılı
bekleyiş
Maladaptif
1. Tanı konmadan belirti geliştirme
2. Hastalık olasılığının inkarı
ve tedavide gecikme
1. Şoke olma
Tanı Aşaması
2. inanamama
3. Kısmi inkar
4. Kaygı
5. Kızgınlık, isyan, suçlayıcı tavır
6. Depresif mizaç
1. Kesin inkar, tedaviyi reddetme
2. Ölümün kaçınılmaz olacağı
düşüncesiyle tedaviyi reddetme
KANSER HASTALARINDA PSİKOLOJİK
TEPKİLER
Adaptif
Tedavi
Cerrahi Tedavi:
Aşaması
1.Cerrahi girişimin geciktirilmesi
Maladaptif
Radyoterapi:
1.Işın tedavisinin yan etkilerinden
1. Ameliyat sonrası reaktif depresyon
korkma
2. Vücut imajı değişiklikleri ve
2.Terk edilme korkusu
uzamış elem reaksiyonu
Kemoterapi:
1. Yan etkilerden korkma
2. Vücut imajı değişiklikleri
3. Kaygı, izolasyon eğilimi,
hafif depresyon
KANSER HASTALARINDA PSİKOLOJİK
TEPKİLER
Adaptif
Maladaptif
1. Şoke olma
Tedavi
Sonrası
1. Normal başetme düzeneklerine
ve hastalık-tedavi sınırları içinde
yaşama dönüş
2. Nüks korkusu
2. inanamama
3. Kısmi inkar
4. Kaygı
5. Kızgınlık, isyan,
suçlayıcı tavır
6. Depresif mizaç
KANSER HASTALARINDA PSİKOLOJİK
TEPKİLER
Adaptif
1. Yeni bilgi araştırma ve çeşitli
Hastalığın seyir
tedavi olasılıklarına dönük
ve ilerlemesi
arayış ve konsültasyonlar
Maladaptif
1. (Major) Depresyon
1.Terk edilme korkusu, ağrı,
Terminal palyatif
bilinmezlik korkusu,
1. Depresyon
dönem
varoluşçu endişeler
2. Akut Delirium
2. Ölüm düşüncesine bağlı
kişisel elem
duygusu ve kabulleniş
KANSER HASTALARINDA RUHSAL
BOZUKLUKLAR İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ
TIBBİ, PSİKOLOJİK, SOSYAL
Tıbbi süreçler ve MSS’ye etkileri
 Kanser tanı ve tedavisinin kaygı, elem ve katastrofik etkileri
 Alınan ilaçlar (streoid, interferon, kemoterapi)
Hastalığın şiddeti
Semptomlarda rahatlama olmaması
 Fonksiyon kayıpları ve algılanması
Kötü prognoz
 Terminal dönem
KANSER HASTALARINDA RUHSAL
BOZUKLUKLAR İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ
TIBBİ, PSİKOLOJİK, SOSYAL
Yaş
Önceki kayıp deneyimleri
 Premorbid kişilik yapısı
Kişilik özellikleri
Başetme biçimi
Uyumun önceki düzeyi
Destek sistemleri
Beden imajında değişim
 Alkol ve madde kötüye kullanımı
 Sosyal izolasyon
KANSERDE PSİKİYATRİK BOZUKLUKLAR
DAĞILIMI
%0
%50
Kansere normal yanıtlar
Günlük krizler, stresler
%80
Depresif/Anksiyöz
belirtili uyum
bozuklukları
Depresyon
Deliryum
Anksiyete Bozuklukları
Kişilik Bozuklukları
Majör Mental Hastalıklar
%100
KANSER HASTALARINDA PSİKİYATRİK MORBİDİTE
Derogatis ve ark.nın 215 hastayı içeren
çalışmalarında, kanser hastalarının %47’sinde tanı
konacak düzeyde ruhsal bozukluk bildirmişlerdir.
%68 uyum bozukluğu,
%13 major affektif bozukluk (depresyon),
%8 organik ruhsal bozukluk,
%7 kişilik bozukluğu,
%4 anksiyete bozukluğu
KANSER HASTALARINDA DEPRESYON
Depresyon kanser hastalarında, diğer tıbbi hastalığı
olanlardan yüksek,
Genel populasyondan daha da yüksek (Massie 2004).
Major depresyon (%0-38)
Depresyon spektrum sendrom (%0-58)
Orofarangial Ca %22-57
Pankreatik Ca %33-50
Meme Ca %1.5-46
Akciğer Ca %11-44
Kolon Ca %13-25
Jinekolojik Ca %12-23
Lenfoma %8-19
İNTAHAR RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
değerlendirmede hasta çok sıkıntılı olduğunu ya da hayatının bir anlamı
kalmadığını belirtirse intihar konusunda soru sorulmalıdır.
1.Dolaysız soru sorun:
“Kendinizi yaralamayı ya da intihar etmeyi hiç düşündünüz mü?
Bu soru, hastanın söylediklerinden çıkacaktır.
2.Hiç intihar girişiminde bulunup bulunmadığını veya bunun eşiğine gelip
gelmediğini sorun.
3. Girişimin özelliği veya durmasının nedenini inceleyin.
 Eğer girişim veya girişime yakın bir davranış hiç olmadıysa:
“Hayatınızı sona erdirmeyi plânladığınız oldu mu hiç?
Eğer “evet” ise daha ayrıntıya girin:
“Ne gibi plânlar?”
Plânları geçekleştirmeye ne kadar yaklaşmıştınız?
İNTAHAR RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Başka risk faktörlerini gözden geçirin:
 Geleceğe yönelik sorular. Ümitsiz hissediyor mu?
 Hayatın anlamsız mı?
 Kendisini nasıl gördüğüne yönelik sorular. Yararsız hissediyor mu?
 Değersiz ya da bir yük olarak hissediyor?
 Başkalarını nasıl gördüğüne yönelik sorular. Bensiz daha iyi olacaklar mu?
 Yaptıklarından suçluluk duygusu var mu?
 Sağlığa yönelik sorular. Hayal görüyor mu ?
(Gerçek olmayan inançlar)
 Kanserin azacağı ya da yayılacağından korkuyor mu?
KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE
Kanser hastalarında tanı ve kriz dönemlerinde anksiyete atakları sıklıkla görülür.
Akut anksiyeteyi arttıran kriz dönemleri şu şekilde
özetlenebilir

 Tanı aşaması
 Tetkik sonuçlarını beklerken
 Yeni bir tedavi öncesi
 Tedavi değişimi
 Belirti-bulgu ortaya çıkması
 Relaps görülmesi
 Hastalığı çağrıştıran değişiklikler
KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE
Bu hastalarda kaygı şiddetini etkileyen faktörler ve kişilerarası farklılılar
1. Tıbbi Faktörler: Kanserin tipi, evresi, seyri, ağrı bulantı gibi yan etkileri
2. Psikolojik Faktörler: Daha önceki uyum ve başetme becerileri,
gelişimsel olgunluk düzeyi, narsistik amaçlar,
yaşla ilişkili ego idealleri, yaşam planı
3. Sosyal Faktörler: Aileden,çevreden, arkadaşlarında, tıbbi ekipten
duygusal ve psikososyal destek görme derecesi
KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE
Hastaların yarısı önemli düzeyde anksiyete yaşıyor
%18 anksiyete bozukluğu oranı
Tehditler
Acı çekme, Ölüm
Bağımlılık
Kendi kendine
Anksiyete
yetememe
Denetim kaybı
Beden görünümü boz.
Savunma mekanizmaları
Serbest anksiyete
Panik bozukluk
Baş etme yöntemleri:
Bilgilenme çabası
Paylaşım
Eyleme yönelme
İnkar
Bağımlılık
Geri çekilme
Yansıtma
Psikotik kaygı
Anksiyete belirtileri
Huzursuzluk
Endişeli bekleyiş
Fizyolojik yakınmalar
Uyku bozukluğu
KANSER HASTALIĞINDA DELİRYUM
 Kanser hastalığında deliryum insidansı %5-30
Terminal dönemdeki hastalarda bu oran %40-85
(Fleishman et al. 1993)
 Primer beyin tümörü
Direkt nedenler
Tümör
Beyin metastazı
 Lokal yayılım
 Hematojen veya lenfatik
yolla metastatik yayılım
İndirekt
nedenler
 Metabolik problemler
 Tedavi etkileri-ilaçlar
 İnfeksiyonlar
 Vasküler komplikasyonlar
Nutrisyonel defisitler
Yaşlılık
Cerrahi girişimler
KÖTÜ HABER VERME
“Mc Master Tekniği”
 Hastanın kendi durumu konusunda ne anladığını inceleyin.
“Ne olabileceğini düşünüyorsunuz?”
 Kanser olduğunu ya da olabileceğini düşünüyorsa
Nedenleri inceleyin ... ondan sonra doğrulayın. “Evet, kanserdir.”
 Hasta farkında değilse:
İşaret verin: “Korkarım düşündüğümüzden daha ciddi olabilir.”
Hastaya, söylenenleri algılaması için zaman verin.
 Eğer hasta daha fazla bilmek istemediğini belirtirse:
Siz bilirsiniz. Uzman sizsiniz.” Devam edin.
 Hasta, “ciddi” kelimesini algılarsa ve “ne söylemeğe çalışıyorsunuz?”
gibi şeyler derse, kullandığınız kelimeleri giderek “ciddileştirin.”
Her kelimede duraksayın. Hastanın tepkisini bekleyin.
Diyaloğa devam etmek isteyip istemediğini tespit etmeye çalışın.
KÖTÜ HABER VERME
Mc Master Tekniği
 Hastanın her şeyi anlayabilmesi için DURAKLAYIN.
 Tavsiyede bulunmak ya da güven vermekten kaçının.
 Hastanın duygularını sizinle paylaşmak isteyip istemediğini sorun.
 Hastayla beraber meydana gelen kaygıları tespit etmeye çalışın.
 Her kaygıyı tek tek ele alıp mümkün olduğu kadar harekete geçmek
ve umudu sürdürmek doğrultusunda olun.
 Eğer hasta ihtiyacı olduğunu ifade ettiyse ümit verici sözler kullanın.
 “Kötü haber” konusundaki duyguları inceleyin.
 Kaygılar tespit edin ... spesifik kaygılar.
 Açıklanması gereken bilgi/ tedavi ayrıntılarını verin.
 Başka kaygılar olup olmadığını kontrol edin.
KÖTÜ HABER VERME
“ Mc Master Tekniği”
Genel olarak yukarıdaki tekniklerle haber yavaşça, kademeli bir
şekilde açıklanır.
Bu yöntem kullanılarak, hastaya o andaki acısını ifade etme fırsatı
verilir.
Belirli kaygılara yavaşça geçilir.
Amaç

Bunaltıcı üzüntünün başa çıkılabilecek düzeyde kaygıya
dönüştürülmesidir.
KANSER VE AİLE
Kanser, bir aile hastalığı
Sevdikleri kişinin geçirdiği değişikliklerin çaresiz gözlemcileri olduklarını
hisseden hasta yakınları....
-ailede meydana gelen rol değişimi,
-hastanın işlevlerini üstlenme,
-gelirin azalması,
-giderlerin artması
Hasta için geçerli olan bir çok psikososyal yaklaşım bu kişilere de
uygulanmalı ve aileler hastaya daha faydalı olabilmeleri ve kendi
sağlıkları açısından desteklenmelidirler.
KALP HASTALIKLARININ
PSİKİYATRİSİ
PSİKOKARDİYOLOJİ
“Zihnin acı ve zevk veren, ümit veya korku veren
her duygulanımı kalbe uzanır”
KARDİYOLOJİ
KONSÜLTASYON
LİYEZON
PSİKİYATRİSİ
PSİKOKARDİYOLOJİ
Kardiyolojik
Durum
Psikiyatrik
Durum
Psikososyal
Stres Faktörleri
Kalpte zedelenme
egoda enfaktüs yaratır
Psikolojik ve davranışsal faktörler
sempatoadrenal sistem aracılığı ile doğrudan
kalbi etkiler
Kaygı
İnkar
Depresyon
KALP HASTALIĞI İÇİN PSİKOLOJİK
RİSK FAKTÖRLERİ
-Kişilik özellikleri
Özellikle A tipi kişilik
Hırslı, sabırsız, sürekli çalışan ve yükselme
tutkusu olan, otoriter, sorumluluğu
paylaşmayan, kızgınlığını, öfkesini içe atan
KALP HASTALIĞI İÇİN PSİKOLOJİK
RİSK FAKTÖRLERİ
-Düzensiz yaşam
-Stres
-Ani yaşam değişikleri
-Kayıp olayları
KALP HASTALIKLARINDA
PSİKOLOJİK YARDIM
GEREKTİREN EN SIK SORUN
ALANLARI
-Koroner hastalığın ortaya çıkışını, seyrini ve gidişini
etkileyen psişik sorunlar
-Kardiyak hastalarda kaygı boz., depresyon, panik
-İlaç yan etkileri
-Kalp hastalığı olmadığı halde sürekli göğüs
ağrısından yakınma
KALP HASTALIKLARINDA
PSİKOLOJİK YARDIM
GEREKTİREN EN SIK SORUN
ALANLARI
-Uygun tedaviye rağmen yakınmaların geçmemesi
-Yaşam biçiminin değiştirilmesi
-Fobik düzeyde aktiviteden sakınma
-Uykusuzluk, sıkıntı, uyum güçlüğü
KALP HASTALIKLARINDA EN SIK
KAYGI NEDENLERİ
-Ölüm korkusu
-Sağlığını ve yaşam amaçlarını tehdit altında hissetme
-Kayıp tepkisine ve yeterlilik-değerlilik duygusunun
zedelenmesine yol açar
-Yaşam amaçları, cinselliği tehdit altında hissederler
-Her şeyin kısıtlanacağını düşünürler
KALP HASTALIKLARINDA EN SIK
PSİKİYATRİK BOZUKLUKLAR
-
Kaygı bozukluğu
Depresyon
Nöropsikolojik bozukluklar
Somatizasyon bozukluğu
Psikoseksüel bozukluklar
Riskli davranışların sürdürülmesi
Hastalığa ve tedaviye uyum güçlükleri
ENDOKRİN HASTALIKLARIN
PSİKİYATRİSİ
PSİKOENDOKRİNOLOJİ
ENDOKRİNOLOJİ
KONSÜLTASYON
LİYEZON
PSİKİYATRİSİ
ruhsal durum-kan şekeri ilişkisi
-KŞ bz. beyin işlevlerini bozarak OBS
(somotopsişik)
-Psikososyal zorlanmalar ve ruhsal çatışmalar,
KŞ bz. (Psikofizyolojik)
-Diyabet, ruhsal bz. gelişimini agreve eder
-Ruhsal-davranışsal durum diyabetin seyrini,
gidişini ve tedaviye cevabını etkiler
-Diyabete, komplikasyonlarına, tedavi
yöntemlerine ruhsal bz. gelişebilir
stres-kan şekeri ilişkisi
1-Nöroendokrin ve hormonal yollarla
(psikofizyolojik mekanizmalar) kan şekeri
düzenlenmesi bozulur
2-Emosyonel gerginlik dolaylı olarak diyabetin
tedavi ve izlenmesini aksatır, uyumu bozar.
Stres, hem stres hormanlarını faaliyete geçirir ve
iç ortamı bz
Hem de hastanın uyumunu ve dış ortamı bz
(davranış)
CERRAHİ GİRİŞİMLERİN
PSİKOSOSYAL VE PSİKİYATRİK
BOYUTU
PSİKOCERRAHİ
CERRAHİ
KONSÜLTASYON
LİYEZON
PSİKİYATRİSİ
CERRAHİNİN ANLAMI
►Ağrı ve acının azaltılmasına
yönelik kararlı bir yaklaşım
►İnsan için bedene bilinçli bir
travma
►En mahrem ve bilinmeyen iç
organlara “yabancının”
müdahalesi
CERRAHİ GİRİŞİMLE İLGİLİ
STRESÖRLER
-Bedensel bütünlüğün zedelenmesi
-Bilinmezlik korkusu
-Beden üzerinde kontrol kaybı endişesi
-Ağrı ve ölüm korkusu
-Yaşantısını denetleyemeyeceği endişesi
-Vücut organ ve doku kaybı kaygısına
CERRAHİ GİRİŞİMLE İLGİLİ
STRESÖRLER
-Narkoz kaygısına, yabancılar korkusuna
-Anestezi altında sırlarını açıklayacağına
-Anesteziden uyanamayacağı korkusuna
-Cinsel yeterliliğin kaybı korkusuna
-Çalışabilirliğini kaybedeceği endişelerine
-Estetik kaygılara, ekonomik güçlüklere
PSİKİYATRİK KOMPLİKASYONLAR
AÇISINDAN ETKİLİ FAKTÖRLER
►Ameliyattan beklentiler, bilgi düzeyi
►Ameliyat öncesi kaygı düzeyi
►Ameliyat öncesi depresif duygu durumu
►Premorbid öyküde major psik. boz.
►Yaygın inkar davranışı
DİKKAT
- Ameliyat öncesi kaygı düzeyi yüksek olan
veya kaygısız, ilgisiz olan,
- Gerçek ötesi beklentileri olan,
- Durumlarını ve gerçeği inkar eden,
- Yeterli bilgisi olmayan,
- Depresif bozukluk, alkol-madde bağımlılığı
tanımlayan
RİSKLİ GRUBU OLUŞTURUR.
KLP YÖNÜNDEN TAKİBİ ÜÇ
DÖNEMDE ELE ALINIR
►Ameliyat Öncesi Dönem
►Ameliyat Dönemi (ameliyat ve
yoğun bakım dönemi)
►Ameliyat
Sonrası
(cerrahi girişimden
sonrası)
Dönem
72 saat
PSİKİYATRİK MÜDAHALE
GEREKTİREN DURUMLAR
►Ağrı ve ağrı kesici ihtiyacın 
►Sıkıntı yakınması, uyku boz.
►Tıbbi tedaviye uymama
►Organ kaybı ve beden imajına ilişkin sorunlar
►Kaygı ve panik halleri
PSİKİYATRİK MÜDAHALE
GEREKTİREN DURUMLAR
►Hasta,aile ve tedavi ekibi arasındaki çatışmalar
►Psikoseksüel sorunlar
►Depresif reaksiyon
►Nöropsikolojik boz.
►Öyküde psikiyatrik bir bozukluğun varlığı
YETERLİLİK KARARI





En önemli psikiyatrik konsültasyon nedenlerinden
biridir
Tedavi reddi durumunda önem kazanır
Yeterliliğin unsurları  Tercihini dile getirebilme
yeteneği, kendisine verilen tıbbi bilgileri anlama
yeteneği, mevcut durumu ve sonuçlarını anlama
yeteneği, rasyonel biçimde akıl yürütebilme yeteneği
Öncelikle hastanın bilişsel ya da psikotik bir
bozukluğunun olup olmadığına karar verilir
Hastanın muayeneye izin vermediği durumlarda tıbbi
durumun aciliyeti göz önüne alınır
PRE-OP DÖNEMİ
DEĞERLENDİRİRKEN
- Hastanın öyküsünde ve yakınında cerrahi
girişimin varlığı ve etkileri
- Uygulanacak operasyonla ilgili yeterli bilgi,
beklenti, tutum ve algıları
- Operasyonun amacı, etkisi ve post-op dönem
- Vücudunu nasıl algılıyor, özgür kararı mı,
cerrahi risk ve komplikasyonları biliyor mu,
talebin altındaki güdü ne
PRE-OP ANKSİYETENİN
KÖKENLERİ
-Hastalık ve ameliyatın niteliği
-Anksiyete bz., depresyon, psikoz, bilişsel bz.
-Hasta-cerrah ilişkisinin niteliği
-Organ ve sistemin sembolik anlamı
-Olumsuz deneyimler ve travma öyküsü
-Benzer işlem uygulanan bir başkasıyla özdeşim
(ve yıldönümü tepkileri)
-Anksiyeteye neden olan bilişsel şemalar
POST-OP DÖNEMİ
DEĞERLENDİRİRKEN
-Pre-op psikiyatrik durum
-Pre-op organik beyin hastalığı
-Fiziksel hastalığın şiddeti
-Kardiyak durum
-Cerrahi girişimin kompleksitesi
POSTOPERATİF
PSİKİYATRİK SORUNLAR
Deliryum  Görülme oranı: % 7-15
 Alkol ve diğer madde yoksunlukları sık
görülür
 Postoperatif anksiyete
 Akut stres bozukluğu
 Depresif uyum bozukluğu, mani
 Beden dismorfik bozukluk
 Kısa psikozlar görülebilir

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
PSİKİYATRİSİ
İnfertilite
Gebelik
Histerektomi
PMS
KADIN HASTALIKLARI
VE DOĞUM
Menapoz
KONSÜLTASYON LİYEZON
PSİKİYATRSİ
Menarj, gebelik, doğum ve menapoz
kadının yaşantısındaki en önemli
dönemlerdir
 Cinsel organlar üretim işlevinin yanında,
cinsel kimlikle de doğrudan ilgilidir
 Kadın hastalıkları ve doğum, hormon,
davranış, psikopatoloji ilişkilerinden,
toplumda cinselliğe ve üretkenliğe ilişkin
görüşlere dek, geniş bir yelpazede
psikiyatrik boyutu vardır

20.7.2017
133
Kadınlarda ve erkeklerde psikiyatrik
bozuklukların prevelansında belirgin cinsiyet
farklılıkları vardır
 Birçok bozukluk kadınlarda daha yüksek
orandadır. Ör: depresyon prevelansı
kadında 21.3, erkekte 12.7, distimi kadında
8.0, erkekte 4.8, anksiyete bozukluğu
kadında 6.6, erkekte 3.6 …
 Birçok hastalığın ifadesinde, süresinde ve
komorbidite açısından cinsiyetle ilgili
farklılıklar vardır
 Farklılıklar biyolojik, hormonal, psikososyal,
kültürel etkenlerle açıklanmaktadır

20.7.2017
134
Ruhsal-davranışsal-duygusal
değişiklikler
Endokrin hormonal değişiklikler,
 Vücut biçimi değişiklikleri ve algılanması,
 Gebelikle ilgili düşünce, duygu, tutum,
beklenti ve çatışmalar,
 Ebeveynliğe hazıroluşluk.

GEBELİK






Kişiyi ve ailesini etkileyen gelişimsel kriz
Yeni yapılanmalar
Yetişkin ebeveyn rolüne uyum
Fizyolojik, psikofizyolojik, psikososyal süreç
I., II., III. Trimesterde psikolojik değişiklikler
Yüksek riskli gebelikler ayrıca ciddi zorlanmalara
neden olur

İTF Kadın Doğum AD tarafından KLP Bilim Dalı’ndan
istenen konsültasyonların %59.5’i yüksek riskli gebelik
servisinden

Yüksek riskli gebeler ile sağlıklı gebelerin ruhsal
durumlarını karşılaştırdığımız bir çalışmada; deney
grubundaki gebelerin %59.4’ü, kontrol grubundaki
gebelerin %30.6’sı psikiyatrik bir tanı aldı

Depresif uyum bozukluğu (%31.3) birinci sıradadır

Deney grubunda depresyon ve anksiyete skorları çalışan
kadınlarda ve eğitim düzeyi yüksek olan kadınlarda
anlamlı yüksekti

Literatürde, hastanede yatan gebelerin 1/3’ünde
anksiyete düzeyi yüksek bulunduğu bildirilmiştir
Gebelikte Psikiyatrik Durumun Neden Olabileceği Risk
Faktörleri
Yetersiz kendine bakım
 Yetersiz beslenme
 İntihar
 Tedbirsiz davranışlar
 Alkol-madde kullanımı
 Düşük doğum ağırlığı
 Erken doğum

POST-PARTUM DÖNEM

Post-partum blues (hüzün): Postpartum ilk 10
günde meyd. gelir. İnsidansı %50-%70.
İrritablite, emosyonel labilite, ağlamalar,
anksiyete, uyku boz., iştah azlığı gibi
semptomlar

Post-partum depresyon: Doğumdan sonra ilk ay
içinde başlar. İnsidans %4-%16 arasında

Post-partum psikoz: Başlangıcı; doğumdan
sonraki ilk 4 hafta içindedir. Post-partum her
1000 kadından 1-2’sinde görülmektedir.
POSTPARTUM BLUES
 Risk faktörleri;
Gebelik sırasında depresif semptomlar,
Depresyon öyküsü,
Premenstrual disforik bozukluk öyküsü
 2 hafta ya da birkaç gün içinde
kendiliğinden geçer.
 Emosyonel destek ve bilgilendirme
faydalıdır.
 İTF Kadın Doğum AD’da yaptığımız çalışmada;
 Olguların
%30’una psikiyatrik tanı konulmuş,
%32.5’inin depresyon puanı 8-14 arası, %37.5’inin
anksiyete puanı 11-16 arasında
 Doğum sonrası erken dönemde ruhsal durumu etkileyen
değişkenler arasında;
özgeçmişte psikiyatrik bozukluk,
tıbbi hastalık olması,
gelir düzeyinin düşük olması,
gebeliğin plansız olması,
sosyal desteğin yetersizliği
İNFERTİLİTE
Kronik stres ve kayıp
Anlamlı yaşam üzerinde tehdit
 Cinsel üretkenlik ve kimlik gelişimi
 Varoluşa ilişkin narsistik zedelenme
 Vücut imajına ilişkin endişeler
 Kendine güvende azalma
 Emosyonel tepkiler: Şaşkınık, şok, inkar,
öfke, suçluluk, yas, depresyon, kabul

İNFERTİLİTE
Anksiyete düzeyi ile prolaktin düzeyi arasında
anlamlı ilişki saptanmış
 Çiftlerin, özellikle erkeğin stres düzeyinin
yüksek olması gebe kalma başarısını azalttığı
bildirilmiş
 Çalışmamızda, infertil kadınlarda, olmayanlara
göre depresyon, kaygı, psikolojik belirtier daha
yüksek olduğu saptandı
 Ve infertilite süresi uzadıkça depresyon ve
diğer psikiyatrik boz. arttığı bulundu

IVF
İk aşamada pozitif etki, rahatlama
 Çok sayıda IVF döngüsü yaşayanlar, ilk
döngüdeki kadınlara göre depresyon
daha fazla
 Gebelik gerçekleşse de, anksiyete düzeyi
yüksek

HİSTEREKTOMİ

Kadınlar rahimlerini çocuk yapım organı, cinsel
organ, salgı organı, vücut işlev düzenleyicisi,
gençlik ve çekicilik organı şeklinde
görmektedirler.

Psikiyatrik öyküsü olanlarda, boşanmışlarda,
ciddi pelvik patolojisi olmayanlarda depresyon
risinin attığı bildirilmektedir.
Psikolojik tepkiler







şok, inanmama, çaresizlik, kızgınlık
narsistik yaralanma ve kayıp duygusu
kendini hasarlı, bozuk, yetersiz hisset.
suçluluk duyguları
depresyon
seksüel disfonks. ve libido azlması
regresyon
HİSTEREKTOMİ

Yaş, doğurganlık, ameliyatı algılama biçimi,
ameliyattan beklentiler, destek sistemleri, eşin
ve yakınların tutumu emosyonel tepkileri etkiler
TUTUMLAR
-Üretkenlik işlevlerin kaybı
-Menstruasyonun kaybı
-Cinsel işleve tehdit


Hister. sonrası gelişen psik. tepkiler,
kadının bu organ ve müdahaleyi nasıl
algıladığına bağlıdır:
-Rahatlama (kanser riskinin azalması,
menslerden kurtarıcı, istenmeyen gebeliklerin
engellenmesi....)
-Kayıp duygusu (feminitenin, üretkenliğin
kaybı)
HAREKET SİSTEMİ HASTALIKLARINDA
PSİKİYATRİK MORBİDİTE
FİZİKSEL TIP
VE
REHABİLİTASYON
KONSÜLTASYON
LİYEZON
PSİKİYATRİSİ
Farklı Tanı Gruplarında
Depresif Bozukluk Oranı
Tanı Grupları
Amputasyon
Kronik ağrı
MS
Romatoid artrit
Spinal kord yara.
İnme
Travmatik beyin yara.
Depresyon Oranları
%35-58
%28 distimi, %8-87MD
%6-27
%6-25
%19-50
%25-30
%25
Rehabilitasyon Alanlarında İntihar Oranı
Hem Genel Populasyona, Hem de Diğer
Tıbbi Hastalıklara Göre Daha Fazladır
Tanı Grupları
İntihar Prevalansı
Kanser
Serebrovasküler kaza
MS
Romatoid artrit
Spinal kord yaralanması
15-20 kez
2-6 kez
14 kez
2-3 kez
15 kez
REHABİLİTASYON ALANLARINDA
MANİ
-MSS olay veya yaralanma sonrası risk artar
-MS’li hastalarda %6-26 oranında
-MS’li hastalarda bipolar bozukluk genel
populasyona göre 2 kat daha fazladır
-Steroidler MS’li hastalarda maniyi başlatabilir
REHABİLİTASYON ALANLARINDA
ANKSİYETE BOZUKLUĞU
-Romatoid artritli hastalarda %21
-İnme sonrası m. depresyonlu hastalarda %50
-İnme sonrası özellikle agorafobi bildirilmiştir
-İnme sonrası 2 yıllık sürede yaygın anksiyete
bozukluğu %17-37
Rehabilitasyon Alanlarında Kognitif ve
Nörodavranışsal Problemler
%25-64 Oranında
-Deliryum
-Demans
-Sekonder kişilik bozukluğu görülür
-Akut servislerdekine göre (kafa travması
dışında) deliryum oranı düşüktür
REHABİLİTASYON ALANLARINDA
BAĞIMLILIK SORUNLARI
-Spinal kord yaralanması olan hastalarda alkol
kullanım öyküsü %30, ilaç %30-60
-Premorbid ilaç veya alkol kullanımı olan
rehabilitasyondaki hastaların %78’i taburculuk
sonrası ağrı ilaçlarını kötüye kullanır ve
bağımlılık ortaya çıkar
REHABİLİTASYON ALANLARINDA
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU
-Spinal kord yaralanması olan erkeklerin %25
55’inde ereksiyon problemleri, kadınlarda
orgazm güçlükleri,
-Romatoid artritli hastalarda cinsel aktivite
%46 
-MS’li erkeklerin %75’inde, kadınların
%50’sinde cinsel fonksiyon boz. ortaya çıkar
REHABİLİTASYON ALANLARINDA
BEDEN İMAJI SORUNLARI
1-Amputasyonlu hastaların %30-70’inde
fantom bacak sendromu
2-El ve parmak amputasyonunda ağrı,
anksiyete, obsesif ruminasyonlar, cinsel
işlev bozukluğu
3-Nörolojik kökenli beden imajı sorunları
REHABİLİTASYON ALANLARINDA
TEDAVİYE UYUMSUZLUK
-Romatoid artritte
ilaçlara uyumsuzluk
%22-67
fizik tedaviye uyumsuzluk %38-66
REHABİLİTASYON ALANLARINDA
DAVRANIŞ PROBLEMLERİ
● Aktif Agresyon
Sözel veya davranışsal olabilir
● Pasif Agresyon
Tedaviye katılmama
Negativist tutum
Bağımlı tutum
baş ağrıtan, uyumsuz, motive olmayan,
bağımlı, sürekli isteklerde bulunan
“ZOR”
hastalar
Dikkat Edilmesi Gereken
1-Bu etiketler sağlık ekibinin değerlerinden ve
algılarından kaynaklanabilir
2-Bu hastalar çok farklı davranış tipleri sergiler
3-Aynı davranış, sağlık ekibinin farklı üyeleri
tarafından farklı tanımlamalara ve tepkilere
yol açar
Bu Hastalarda
-Nöropsikiyatrik sendromları erken tanıyın
-Kapsamlı, dikkatli bir değerlendirme yapın
-Hastaya yardım edilebilir mi? Sorun
-Hastanın çıkardığı sorunları ve tedavi ekibi
üzerindeki etkisini değerlendirin
-Uygunsuz çıkarımlardan – aşırı yardım çabasıkaçının
-Koruyucu anlamda çalışın
Romatolojik Bozukluklar
Romatolojik bozukluğu olan hastalarda
psikiyatrik bozuklukların önemli etkisine,
yüksek prevalansına,
yaşam kalitesi üzerindeki etkisine rağmen
çoğunlukla tanınmamakta ve tedavi
edilmemektedir.
Neden?
Hastalığın fiziksel görünümüne odaklanılması
Sağlık sistemindeki kaynakların sınırlılığı
Depresyonun
doğal, anlaşılabilir tepki olarak yanlış algılanması
hastalığın belirtileri ile, depresyonun somatik belirtilerinin örtüşmesi…
Romatolojik Bozukluklar
sadece kronik hastalık değil, aynı zamanda
kayıplara da sebep olan bir hastalık.
Romatolojik Bozukluklar
hastaların sosyoekonomik işlevlerini
(iş, gelir, dinlenme, hobi, transport, sosyal) bozmakta
%89’unda en az biri bozulmakta
%58’inde en az üçü bozulmakta
ROMATOİD ARTRİT (RA) ve OSTEOARTRİT (OA)
Sakatlık riski taşıyan
Kronik bir hastalık olarak
Hastalığın getirdiği tıbbi, sosyal, maddi kısıtlamalarla ilişkili
PSİKOLOJİK VE SOSYAL SORUNLARA
PSİKİYATRİK BOZUKLUĞA
neden olur.
ROMATOLOJİK BOZUKLUĞU OLAN HASTALARIN
ZORLANMALARI VE TEPKİLERİ
-Devamlı ağrı ve yaşamsal aktivitelerindeki kısıtlanmalar nedeniyle
başa çıkma yetenekleri azalır, anksiyöz ve depresif hal gelişir.
-Hastalık öncesi yaptıkları aktiviteleri yapamamanın üzüntüsünü
yaşarlar ve hayatın kendilerinden erken alındığını hissederler.
-Buna tepkileri depresyon, kızgınlık, düşmanlık veya inkar şeklinde
olur.
-Bazı hastalar kendilerini umutsuzca başkalarına bağımlı hissederler
ve bazıları durumu kabullenir, bazıları şiddetle inkar eder ve sunulan
her türlü yardımı reddederler.
ROMATOLOJİK BOZUKLUĞU OLAN HASTALARIN
ZORLANMALARI VE TEPKİLERİ
-Sağlıklı olanlara karşı kızgınlık hissedebilirler.
-Ailesi-çevresi için yük haline gelme korkusu yaşayabilirler.
-Kişilerarası ilişkileri genellikle gergindir ve karşılaştıkları sorunlar
nedeniyle kendilerini çevreden soyutlayabilirler.
-Gelecek korkusu belirgindir. Hastalık tekrar alevlenecek mi?
Ağrılarım düzelecek mi yoksa daha da mı kötüleşecek? Hayat boyu
ilaç almam gerekecek mi? Sonunda tekerlekli sandalyeye mi mahkum
olacağım? Kendi işlerimi göremez hale mi geleceğim? …
-Narsistik bütünlüğe tehdit
ROMATOLOJİK BOZUKLUĞU OLAN HASTALARIN
ZORLANMALARI VE TEPKİLERİ
-Eski çözümlenmemiş sorunların, çatışmaların gündeme gelmesi
-Sosyal kayıplar
-Sevgi, ilgi, destek, onay kaybetme korkusu
-Temel işlevlerini, otonomisini, yeterliliğini, vücudun üzerindeki
denetimini, bağımsızlığını kaybetme korkusu
-Suçluluk ve cezalandırılma endişeleri
-Hastalık ve tedavisi hakkında belirsizlik
-Beden görünümüne ilişkin endişeler
RA’TE PSİKİYATRİK MORBİDİTE
Geniş kapsamlı klinik çalışmalarda,
RA’li hastalarda normal populasyona oranla
daha fazla anksiyete, depresyon, emosyonel rijidite, inhibisyon ve
yetersizlik duyguları olduğu saptanmıştır.
RA, diğer kronik hastalıklar ile de karşılaştırıldığında,
uyku bozukluğu ve depresif semptomların
son dönem böbrek yetmezliği ve multipl skleroz hastalıklarındakinden
çok daha sık olduğu saptanmış ve
tedavisinin
uyku bozukluğunun
yaşam kalitesini arttırdığı
bildirilmiştir.
Ülkemizde yapılan bir çalışmada,
sağlıklı kontrol grubu ile RA’li olgular arasında görülen psikiyatrik
semptomların sıklığı SCL-90-R ile ölçülmüş
RA’li olgularda somatizasyon, absesyon-kompulsiyon, depresyon,
anksiyete, fobik reaksiyon, paranoid düşünce, psikotizm, kişilerarası
duyarlılık, hostilite kontrol grubuna göre istatistik açıdan farklı
bulunmuştur.
RA’TE
DEPRESYON ve ANKSİYETE
Depresyon prevalansı; %22-80 oranında değişir.
Kendi kendini değerlendirme ölçekleri
Araştırmacı
Ölçüm
Hasta
Prevalans %
Zaphiopoulos ve
Barry
BDI
50
46
Gardiner
GHQ
129
54
Bishop ve ark.
BDI
39
19
Chandarana ve ark.
GHQ
HADS
86
86
32
28
RA’TE
DEPRESYON ve ANKSİYETE
Klinik görüşme ölçekleri
Araştırmacı
Ölçüm
Hasta
Prevalans %
Hudson ve ark.
DIS
14
0
Rimon ve Laakson
Klinik Görüşme
74
27
Frank ve ark.
DIS
137
Distimi 41
M. Depresyon 17
Murphy ve ark.
PAS
80
21
Katz ve ark.
GDS
-
15-17
BDI: Beck depresyon envanteri
GHQ: Genel sağlık anketi
HADS: Hastane anksiyete depresyon ölçeği
DIS: Tanısal görüşme şeması
PAS: Psikiyatrik değerlendirme şeması
GDS: Geriatrik depresyon ölçeği
ABD’nde 713 RA hasta üzerinde yapılan kontrollü klinik
çalışmada depresif semptomların
%20-34’ünden doğrudan klinik bulguların sorumlu olduğu
bildirilmiştir.
Başka bir klinik çalışmada,
artriti ağır olan ve sakatlık gelişenlerde depresyonun, artriti hafif
olanlardan daha sık görüldüğü saptanmıştır.
Chandra ve ark. çalışmada,
depresyon skoru ile ağrı, sabah tutukluğunun süresi ve fonksiyonel
kapasite arasında doğrudan ilişki saptanmıştır.
Diğer bazı çalışmalarda
Depresyonun ağrı şiddeti ile korelasyon gösterdiği ancak
sedimantasyon hızı, eklem skoru, yürüme zamanı, sıkma gücü ve
sabah tutukluğu süresi ile anlamlı korelasyon göstermediği
bildirilmiştir.
RA’li hastalarda psikososyal değişkenler, hastalıktan
kaynaklanan tıbbi sorunlar ve hastalık davranışı arasında
ilişki vardır.
OA’TE PSİKİYATRİK MORBİDİTE
OA hastalarında psikiyatrik morbidite konusunda çalışmalar azdır:
OA’li hastalarda normal populasyona oranla depresyonun
daha fazla olmadığı saptanmıştır
(Dexter et al. 1994).
Depresyonu olan OA’lı hastalarda ağrı daha fazladır.
OA,
diğer kas-iskelet hastalıkları ile karşılaştırıldığında,
OA hastalarında depresyon düzeyi nispeten düşük bulunmuş ve
romatoid artrit hastalarında depresyonun daha yaygın olduğu
belirtilmiştir.
OA’li hastalarda depresyon ile ilişkili olduğu gösterilen
faktörler;
Genç yaş
Düşük eğitim düzeyi
Ağrının fazla olması
Hastanın hastalığından oldukça/büyük ölçüde etkilendiğini bildirmesi
(Dexter et al. 1994, Van Baar et al. 1998, Zautra et al. 2001)
Anksiyete ve ümitsizlik gibi diğer psikolojik faktörler;
Fonksiyonel disability ile ilişkili bulunmuştur (Creamer et al. 2000)
OA’li hastalarda depresyon
-ağrı yakınmasının şiddeti
Hastalık algısı
Hastalığın yarattığı limitasyonlarla ilgili
Sosyal stresler/
Sosyal destek azlığı
İşsizlik, mali sorunlar
Yaş , eğitim 
Kişilik yapısı
Premorbid kişilik
DEPRESYON
Psikolojik bozukluk
Hastalık aktivitesi
Sakatlık
Hastalık
Ağrıda artma
Sıkma gücünde azalma
Sık klinik başvuru
Hastalık davranışı
Hastalık algısı
Maladaptif başetme
Ülkemizde yapılan bir çalışmada,
kronik ağrıya sebep olabilen farklı hastalık gruplarında depresyonun
derecesini ve şiddetini araştırmak ve bu suretle psikolojik
mekanizmaların ağrı şiddeti ve ağrı ile ilişkili sakatlık düzeyleri
üzerine etkilerini belirlemek (420 hasta)
Depresyon görülme oranları
Fibromiyalji grubundaki hastalarda %71
Lomber disk hernisi grubunda %42
Enflamatuar artrit grubunda %37
Mmiyofasiyal ağrı sendromu grubunda %31
OA grubunda ise %16
AĞRI VE PSİKİYATRİK
BOZUKLUKLAR
AĞRI
Hoş olmayan ve doku hasarı ile ilgili olarak
yorumlanan ya da fizyolojik bir bozukluk şeklinde
anlatılan bir duygu durumdur
Kişinin biyolojik, ruhsal ve psikososyal sağlık ve iyilik
durumları arasındaki karşılıklı etkileşime ilişkin bir
yakınmadır
Ağrı biopsikososyal denge ve uyumun
bozulduğunun bir işaretidir
AĞRININ BİYOPSİKOSOSYAL MODELİ
Psikolojik
Sosyal
Biomedikal
Ağrı
-Organik sebeplere bağlı olabilir (kanser)
-Fizyolojik bir ağrı vardır, depresyon
eklenince şiddeti artabilir
-Psikosomatik ağrılar
-Somatoform ağrı bozukluğu
RUHSAL DURUM AĞRI İLİŞKİSİ
1.Somatoform ağrı bozukluğu
2. Psikosomatik sendrom olarak ağrı bozukluğu
(Migren, temporamandibüler eklem ağrısı,
fibromiyalji)
3. Psikiyatrik ağrı + psikiyatrik komorbidite
-Psikiyatrik durumun ağrılı sendromun gidiş,seyir ve
tedaviye yanıtı etkilemesi
-Psikiyatrik durum ve ağrının ortak bir
etyopatogenez zeminde gelişmesi
-Ağrılı nosiseptif uyaranın psikolojik ve somatik
mekanizmalarda psikiyatrik duruma yol açması
Psikolojik faktörlerin, ağrı yakınma,
tepki ve davranışını etkilemesi 3 eksende
düşünülebilir;
1-Psikofizyolojik mekanizmalar
2-(Psiko)sosyal etkenler (kültürel, sosyal ve
kişiler arası) ve öğrenilmiş sosyodavranışsal
süreçler
3-Psikiyatrik komorbidite
AĞRI BOZUKLUĞU
A-Bir ya da daha fazla anatomik bölgede
görülen ağrı klinik görünümün önde gelen
özelliğidir ve klinik açıdan değerlendirmeyi
gerektirecek denli şiddetlidir.
B-Ağrı, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya
da toplumsal, mesleki alanlarda ya da
önemli diğer işlevsellik alanlarında
bozulmaya neden olur.
AĞRI BOZUKLUĞU
C-Ağrının başlangıcı, şiddeti, alevlenmesi ya da
sürmesinde psikolojik etkenlerin önemli bir
rolünün olduğu yargısına varılır.
D-Bu semptomlar belirli bir amaca yönelik
olarak ortaya çıkartılmamakta ya da bu tür
semptomları varmış gibi davranılmamaktadır.
E-Ağrı, bir duygudurum, anksiyete ya da psikotik
bozuklukla daha iyi açıklanamaz ve disparoni
için tanı ölçütlerini karşılamaz.
AĞRI BOZUKLUĞU
● Psikolojik etkenlerin eşlik ettiği ağrı
bozukluğu
Akut veya kronik
● Hem psikolojik etkenlerin, hem de genel
tıbbi durumun eşlik ettiği ağrı bozukluğu
Akut veya kronik
GELENEKSEL
Bir hastalıktır
 Hastalık
 Ağrıyı azaltmada
uzman
 Pasif
 Ağrıyı azaltmak

MODEL





BİYOPSİKOSOSYAL
Bir yaşantıdır
Biyopsikososyal fakt.
Eğitici, motive edici,
hekim-iyileştirici
Proaktif
İşlevleri arttırmak,
yaşam kalitesini ↑,
ilişkileri düzenlemek
GELENEKSEL


MODEL
Farmakolojik, teknik
Somatik şikayetler,
organik bir nedenin
olması, hastanın
ağrıyla ilgili inançlarına
kayıtsızlık, ağrının
nedenine odaklanma


BİYOPSİKOSOSYAL
Eğitim, motivasyon,
kişilerarası, psikolojik,
farmakolojik, teknik
Somatik şikayetler,
duygular, psikolojik süreçler
ve kişilerarası fonksiyonlar
arasında ortak ilişki,
hastanın inançlarını dikkate
alma, yaşamı üzerinde
ağrının geniş etkisine
odaklanma
SEATLE AĞRI MODELİ
Nosisepsiyon
Ağrı
Acı çekme
Ağrı davranışı
Ağrı yakınması ile başvuran bir hastada;
•
•
Klinik muayene ve gözlem
• Fiziksel, tıbbi, psikiyatrik öykü
• Ruhsal durum muayenesi
• Hastanın kişilik yapısı
• Uyum ve baş edebilme düzenekleri
• Hastalığın hasta üzerindeki etkisi
Hastalığa ilişkin tutumların tanınması gerekir
Psikiyatrik sendrom
Ağrı
Yatkınlık
• Müphem ve sürekli ağrılar
• Hipokondriyak eğilimler
• Ağrının tedavisinde cerrahi girişimlere
yönelik ısrarcı tutum
Kişilik yapısı ve bilişsel süreçler
Yatkınlık
Somatik yakınmalar
• Müphem ve sürekli ağrılar
• Hipokondriyak eğilimler
• Ağrının tedavisinde cerrahi girişimlere
yönelik ısrarcı tutum
Kişilik yapısı ve bilişsel süreçler
Benlik imajı
Çatışmaların inkarı
Benlik ve aile ilişkilerinin idealize edilmesi
Ergomani
Depresyon
Enerji azlığı
İnsiyatif eksikliği
Yorgunluk
İlgi kaybı
Öykü
Ailede depresyon ve alkolizm öyküsü
Eş tarafından kötü muamele
Yakın çevrede kronik ağrılı birinin olması
Ağrıda Psikiyatrik Komorbidite
-Depresyon
-Anksiyete reaksiyonu
-Konversiyon bozukluğu
-Somatoform bozukluklar
-Kişilik bozuklukları
-Somatoform ağrı bozukluğu
Ağrı depresif sendromlarla sıklıkla kaydedilen bir
durumdur ve “maskeli depresyon” diye
tanımlanan, somatik yakınmalarla kendini
ortaya koyan depresif
alt tiplerin öncül bulgusudur
Kronik ağrılı hastalarda majör
depresyon görülme oranı %25
Ağrılı sendromlarda depresif hastalıklar
3 alt grupta tanımlanabilir;
1. Ağrıya ikincil olarak gelişen depresif
Duygu durum ile giden uyum güçlüğü
2. Fiziksel durumu etkileyen psikolojik faktörler.
Hastadaki mevcut ruhsal kaygı ve depresyonun
Fiziksel durumu agreve etmesi anlaşılır
3. Majör depresyon
Fiziksel hastalığı olan hastaların ve ailelerinin;
fiziksel hastalığa bağlı olarak yaşadıkları güçlüklerle baş
etmelerinde,
hastalığa uyumu kolaylaştırmada,
psikososyal ve psikiyatrik sorunların tedavi ve
bakımında,
yaşam kalitesini arttırmada ve
yardıma ihtiyaç duydukları konularda hizmet verilmelidir.
OA’da ağrıyı azaltmada, işlevselliği arttırmada da
yararlıdır.
“Fiziksel ve psikolojik tedavi ve bakım,
eşgüdümlü ve eşzamanlı sunulmalıdır”
KRONİK AĞRININ TEDAVİSİ
VE BAŞ EDİLMESİ
Multidisipliner tedavi ekibince izlenmeli
Narkotik ilaç kullanımından sakınılmalı
Eşlik eden (sıklıkla depresyon veya somatizasyon)
psikiyatrik morbiditenin tedavisine çalışılmalı
Ağrı ya da acıyı ve ağrı davranışını arttıran
psikososyal streslerle baş etmeye yardımcı olunmalı
Hastanın genel işlevselliğini arttırması sağlanmalıdır
AİLE
Kişinin ailesi de hasta kadar bir çok problem yaşar.
 Aile üyelerinden birinin yaşadığı olumsuz
durumlardan bütün fertler
etkilenir.
 Aile üyeleri problemi yaşayan kişinin sahip olduğu
duygulara benzer duygular içerisindedir.
 Eğer duygularını anlamak için çaba sarf edilmezse
ve önemsenmezlerse daha da sinirli ve endişeli
olacaklardır.

Bu durumlarda ailenin etkili baş etme yöntemlerini
etkileyen faktörler,
Kültür, ekonomik durum, dini inançlar,
 Ailenin hastalığı nasıl algıladığı, bunun aile
ilişkilerine nasıl yansıdığı,
 Destek sistemleri, önceki baş etme yöntemleri,
 Hastalığın aile yaşamı üzerindeki tüm olası
etkileri olarak sayılabilir.
 Ailenin etkisiz yöntemleri kullanması hastanın
uyumunu engellemektedir.

Hastanın Uyumunu Zorlaştıran
Aile Tipleri
*Aşırı koruyucu ve aşırı kaygılı aile
*Aşırı hoşgörülü ve teslimiyetçi aile
*Mükemmelliyetçi ve denetleyici aile
*İlgisiz ve reddedici aile
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
I. BİYOLOJİK TEDAVİLER
İlaçlar (tıbbi ve psikotropik)
Diğer tıbbi ve cerrahi yöntemler
II. PSİKOTERAPİ
Bilişsel terapi
Kısa psikoterapi
Grup terapisi
Biyofeedback
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Aile terapisi
Operant koşullanma (davranış problemi ve kronik ağrıda)
Psikolojik eğitim
Gevşeme yöntemleri
Zihinsel baş etme yöntemleri
Sosyal beceri kazandırma eğitimleri
Destekleyici terapi ...
PSİKOTROP İLAÇ KULLANIMINA
KARAR VERMEDEN ÖNCE
 Hastanın
fiziksel hastalığı
 Laboratuvar bulguları
 Tüm klinik verileri
 Kullandığı ilaçlar
 Tedavi planı hakkında bilgi sahibi
olunmalıdır.
PSİKOFARMAKOLOJİK
TEDAVİ İLKELERİ (I)
Fiziksel durum ile ruhsal durum arasındaki
etkileşim şekli bilinmeli.
 Fiziksel hastalığın özellikleri ele alınmalı.
 Hastanın bireysel özellikleri dikkate alınmalı.
 Psikotrop ilaçların genel etki ve yan etkileri,
ilaç etkileşimleri bilinmeli.

PSİKOFARMAKOLOJİK
TEDAVİ İLKELERİ (II)
Psikotrop ilaçların bozuk organa ya da
organ bozukluğuna etkisi bilinmeli.
 Minimum dozla başlanmalı.
 Doz arttırımı yavaş yapılmalı.
 Aynı gruptan tek ilaç kullanılmalı.

PSİKOFARMAKOLOJİK
TEDAVİ İLKELERİ (III)
Çoğul ilaçtan kaçınılmalı.
 Aynı anda sadece bir ilaçta değişiklik yapılmalı.
 Geçmişte hangi psikotrop ilaca yanıt verdiyse ona
öncelik verilmeli.
 Fiziksel hastalığa ilişkin metabolik değişikliklerin
ilacın farmakokinetiğini değiştireceği bilinmeli.

PSİKOFARMAKOLOJİK
TEDAVİ İLKELERİ (IV)
Tıbbi ilaçlarla potansiyel negatif etkileşimler
değerlendirilmeli.
 Psikotrop ilaçların genel tıpta kullanımının
risklerinin de, terapötik potansiyelinin de
daha yüksek olduğu bilinmeli.

PSİKOLOJİK TEDAVİNİN
AMAÇLARI (I)
*Psişik morbiditeyi düzeltmek ve azaltmak
*Psikolojik acıyı azaltmak
*Psikolojik ve sosyal uyumu sağlayarak
yaşam kalitesini arttırmak
*Kaygı, depresyon, katastrofik tepkiler ve
diğer psikiyatrik semptomları düzeltmek
PSİKOLOJİK TEDAVİNİN
AMAÇLARI (II)
*Hastalıkta ve yaşamlarında kendi
denetimlerinin olduğu duygusunu geliştirip,
arttırmak
*Hastalıkla ilişkili fiziksel ve psikolojik
sorunlarla baş edebilmek, etkin yöntemleri
ve tutumları geliştirmek
*Hasta, aile ve sosyal etkileşim alanları
arasındaki iletişimi güçlendirmek
PSİKOLOJİK TEDAVİNİN
AMAÇLARI (III)
*Mücadele ve yaşama güç ve dürtüsünü arttırıcı
ruhsal-davranışsal uyumu güçlendirmek
*Öfke, kızgınlık, suçluluk vs... gibi duygu ve
tepkilerin serbestçe ifade edilmesini ve
hastalıkla ilgili düşüncelerin anlatılmasını
cesaretlendirmek
*Gelecekte ve varoluşla ilgili bilinmezlikte baş
etme yollarını incelemek
MEDİKAL PSİKOTERAPÖTİK TEDAVİLER
 Bilgilendirme/ eğitim
 Destekleyici yaklaşım
 Kriz müdahale ve kısa psikoterapiler
 Davranışsal teknikler
 İçgörü kazandırıcı psikoterapi
 Kısa dinamik psikoterapi
 Grup psikoterapisi
 Psikososyal bakım ve terapötik ortama
ilişkin düzenlemeler
PSİKOLOJİK TEDAVİNİN AMAÇLARI (I)
*Psişik morbiditeyi düzeltmek ve azaltmak
*Psikolojik acıyı azaltmak
*Psikolojik ve sosyal uyumu sağlayarak yaşam
kalitesini arttırmak
*Kaygı, depresyon, katastrofik tepkiler ve diğer
psikiyatrik semptomları düzeltmek
PSİKOLOJİK TEDAVİNİN AMAÇLARI (II)
*Hastalıkta ve yaşamlarında kendi
denetimlerinin olduğu duygusunu geliştirip,
arttırmak
*Hastalıkla ilişkili fiziksel ve psikolojik sorunlarla
baş edebilmek, etkin yöntemleri ve tutumları
geliştirmek
*Hasta, aile ve sosyal etkileşim alanları
arasındaki iletişimi güçlendirmek
MEDİKAL PSİKOTERAPÖTİK
YAKLAŞIM İLKELERİ (I)
*Empatik tutum gösterilmeli
*Terapist kendi tepkilerini, yargı ve önyargılarını tanımalı
*Sempatik, kavrayıcı, destekleyici ve tıbbi etik ilkelere
uygun insan-insana iletişim kurulmalı
*Aşırı sembiyotik ya da sakınma davranışından kaçınılmalı
*Temel güven duygusu verilmeli, esnek olunmalı
*Hastanın kişisel tasarruf ve gizliliğine saygı gösterilmeli
MEDİKAL PSİKOTERAPÖTİK
YAKLAŞIM İLKELERİ (II)
*Bilgilendirilmeli
*Açık iletişim, hastalığı ve endişeleri ile ilgili konu, yanlış
bilgi ve tutumları düzeltilmeli
*Kızgınlık, öfke, suçluluk vb.. gibi (örtülü) duygu ve
tepkilerin serbestçe ifade edilmesi ve hastalıkla ilgili
düşünce ve duygularını anlatması cesaretlendirilmeli
*Hasta ile aile ve sosyal etkileşim alanları arasındaki
iletişimin güçlendirilmesi
MEDİKAL PSİKOTERAPÖTİK YAKLAŞIM
İLKELERİ (III)
*Tedavide erken katılım ve işbirliğinin sağlanması
*Hastalık ve yaşamlarında kendi denetimi olduğu
duygusunun geliştirilmesi
*Umudu koruyarak, gerçekçi kabullenişin sağlanması
*Kaygı, depresyon, katastrofik tepki gibi davranışsal
semptomların düzeltilmesi
*Psikolojik ve sosyal uyumu sağlayarak yaşam kalitesinin
arttırılması
MEDİKAL PSİKOTERAPÖTİK YAKLAŞIM
İLKELERİ (IV)
*Mücadele ve yaşama güç ve dürtüsününün
arttırılması
*Uyum için zaman tanınması
*Önce olumlu tepkilerin desteklenmesi, hastadaki
yedek güçlerin harekete geçirilmesi
*Nelerin mümkün olmayacağından önce
yapabileceklerinin ortaya koyulması
*Bilgi ve soruları cevaplandırmak, terapötik ortamın
oluşturulması
MEDİKAL PSİKOTERAPÖTİK YAKLAŞIM
İLKELERİ (V)
*Psikososyal destek sistemlerinin harekete
geçirilmesi
*Bağımlılık gereksinimini arttırmayacak,
bireyselliği ve gizliliği zedelemeyecek şekilde
destek verilmesi
*Aşırı tutarsız, bozuk giden, tedaviyi bozan
tutumlar ortaya çıkınca tüm tedavi ekibi ortakkararlı-tutarlı bir tutumu benimsemeli
*Transferans ve counter-transferansının farkında
olunması
MEDİKAL PSİKOTERAPÖTİK YAKLAŞIM
İLKELERİ (VI)
*Davranış bozuklukları ve psikiyatrik sendromlar, tıp
bilimi disiplini ve etiği içinde ele alınmalı
*Sorunlar karmaşıklaşıp yangın çıkmadan ilgili
birimle ilişkiye geçilmeli ve işbirliği istenmeli
*Hekim açıklayıcı, yardım edici, güven verici, yol
gösterici olmalı
*Hastanın özgüvenini ve kendine saygısını
destekleyici, mevcut gücünü kullanmayı
cesaretlendirici bir tutum benimsenmeli
Download