Bolu ’nun Damarlı Bitki Biyoçeşitliliği (Flora, Vejetasyon ve Ekolojik) Dr. Fergan KARAER OMÜ Samsun İçerik 1Giriş 1.1.Biyolojik çeşitlik ve çeşitleri 1) Genetik Çeşitlilik ve Genetik çeşitliliğin meydana gelme nedenleri; 2) Tür Çeşitliliği 3) Ekosistem Çeşitliliği 4) Ekolojik İşlevlerin Çeşitliliği 1.2.Türkiye’nin Bitki Biyoçeşitliliği ve Zenginliği 1) Türkiye Florasının Çeşitliliği 2) Türkiye Florasının zengin ve ilginçliğinin başlıca sebepleri 1.3.Metot ve Materyal 3-Bolu‘nun FLORA ve VEJETASYONU 1. Bolu'nun Genel Ekolojik Özellikleri 2. Bolu'nun Vejetasyonu 3. Bolu Florası 4. Habitat Tipleri Tehdit Eden Faktörler 5. Bolu'nun izlenmesi Gerekli alanlar ve Türler 6. 2017 yılında beklentiler 4-KAYNAKLAR GİRİŞ Bir ülkenin kalkınmasında özellikle YER ÜSTÜ doğal kaynakların kullanımı ile ilgili çalışmaların yapılması, Biyolojik zenginliğin ve ekolojik geleceğin iyi bilinmesi ile mümkündür. Hayatın temelde bitkilere bağlı olduğu düşünülürse vazgeçilmez saydığımız bitkilerin özelliklerinin doğaya ve diğer canlılara katkılarının iyi bilinmesi gerekmektedir. Çünkü, adı konulmamış, yeri belirlenmemiş potansiyellerden fayda sağlamak veya beklemek mümkün olmadığı gibi Varlığı bilinen böyle bir potansiyele işe yaramaz gözüyle bakan düşüncelerin zararlı sonuçlarının da bitki biyoçeşitliliği açısından dikkat edilmesi gerekmektedir. Bir alan ya da doğal çevre; Canlı (biyolojik) ve Cansız (jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik, toprak, ekolojik, iklim yapısı) varlıkları ile bir bütündür. Bitkiler, bu doğal hayatın da anahtarıdır. Doğal çevrenin korunması ve sürekliliğinin sağlanması; Doğal çevrenin tüm özelliklerinin birlikte değerlendirilmesi mümkündür. Bu durumda, doğal çevrenin tüm özellikleri ve aralarındaki ilişkilerin ortaya konulması gereklidir. Böylece, Doğal çevrenin korumakullanma dengesinin sağlanarak, Doğa tahribatlarının önlenmesi, aynı zamanda yöre insanlarının sorunlarına çözüm bulunmasını kolaylaştıracaktır. Günümüzde pek çok ülkede, sürdürülebilir kalkınmayı, sürdürülebilir doğa yolu ile elde etmeye yönelik ulusal programlar uygulanmaktadır Bu çalışmalar önemli katkılar sağlayacaktır. Biyolojik çeşitlilik veya biyoçeşitlilik Biyoçeşitlilik(GTEKO), Bir bölgedeki Genlerin, Türlerin, Ekosistemlerin ve Ekolojik Olayların oluşturduğu bir bütündür. Biyoçeşitlilik , Gen’den- Türe, Türden- Ekosisteme Bütün Yaşam Formlarındaki Farklılıkların tamamının Oluşturduğu BİYOLOJİK BİR MİRASTIR. Genetik çeşitlilik: Aynı türün bireyleri arasındaki genetik farklılık, benzerlik ve çeşitliliğini ifade eder, 1-Genetik çeşitliliğin meydana gelme nedenlerin başında heterojenlik gelirken bu durum a. Ekoton alanlar b. Yaşam süresi c. Göçler d. Ekolojik özellikler ile ortaya çıkmaktadır. Tür çeşitliliği: Belli bir alanda bulunan TÜRLERİN sayısını Ekosistem çeşitliliği: Canlı toplulukları (Bitki, hayvan, mikrop, mantar, liken protista vb ) ve bunların yaşamlarını sürdürdüğü çevreleri ile etkileşen dinamik yapılar arasındaki farklılıklar ve çeşitliliği Ekosistemin İşlevler Çeşitliliği!!: Ekosistem içinde İki ya da daha fazla canlı arasındaki özel ilişkileri ve çeşitliliğini ifade etmektedir. Türkiye Florasının zenginliği ve ilginçliği Muhteşem bir coğrafya ’ya sahip Türkiye, diğer doğal kaynaklarda olduğu gibi bitkisel kaynaklar bakımından Muhteşem ve ilginç bir ülkedir. Bunun Nedenleri; Dünya üzerindeki coğrafik konumu, Avrupa ve GB Asya floraları arasında köprü oluşu 3 floristik (Avrupa-Sibirya, İran-Turan ve Akdeniz) bölgenin kesişim yeri Çeşitli iklim tiplerine sahip oluşu Topoğrafik ve jeolojik yapısındaki farklılıklar Çok sayıda cinsin Gen merkezi ve endemizm oranının yüksek olması Buzul çağından fazla etkilenmemesi Savaşlar, göçlerdir.(Davis, 1965) Tablo 1. Türkiye’nin Damarlı bitki gruplarına ait Taksonların Genel durumu (Güner 2012) Bitki Grupları Takson Endemik % Kibrit Otları 13 1 8 Eğreltiler 73 2 2.74 Açık-Tohumlular 37 6 16 1.765 420 Kapalı Tohum Tekçenekli 11343 Çift çenekli TOPLAM Nadir 3.240 11343 3649 Tarım Toplam 0 0 13 1 0 0 73 1 4 1 42 167 69 11579 171 70 11707 180 32.1 9.578 Yabancı 1.100 32 1.286 Türkiye Florası Yazımından Sonraki Çalışmalar Endemik Bitkiler ile ilgili ilk çalışma TUBİTAK/DPT’nin ortaklaşa desteklediği(TUBİTAK TBAG-DPT/Ç.SEK 4 ‘nolu) Proje ile ortaya çıkmıştır( Arş. Gör): Bu çalışma aynı zamanda Floranın yeniden yazım çalışmalarının başlangıcı olmuştur. Bu çalışma sonunda Türkiye’nin Endemik ve Nadir Bitkileri(Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı) yazıldı (Arş. Gör) Türkiye Florası 11. cildi yazıldı(Güner ve ark. 2000) Floranın Yeniden yazımı için Dönemin Cumhurbaşkanı olan Sayın Abdullah Gül'ün himayeleri ile 22 Mayıs 2009 Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Köşkünde yapıldı Bu toplantının önemli sonucu 2012 yılında Türkiye florasının özet listesi NGBB ve flora araştırma derneği ile ortaklaşa 101 araştırmacı desteği ile yazılmıştır( 6 cinsin yazımı Crasullaceae, Draba). 2014 yılında da Floranın 1. cilt çıktı 2. Cildi son aşamasında Florası, Endemikleri ENKLAVLARI, VEJETASYONU ve İLE FARKLI ve ilginç özellikleri olan Türkiye’nin tür zenginliği her geçen gün artmaktadır. Ortalama 15 günde bir yeni bitki keşfedilmektedir. Onlardan bazıları tarafımızdan keşfedildi. Draba cemileae F Karaer 2012(Anne ismi) Giresun’dan tespit edildi. Sempervivum ekimii F Karaer, 2009(Tuna Ekim ismine izafeten) Giresun, Trabzon, Rize bulundu Ayrıca İstanbul’da öğretmenlik yapan öğrencisi Efe üçgülüne Trifolium fergan –karaerii M Keskin 2012 adı verildi Bunlarla birlikte envanter çalışmalarında Samsun ve Gümüşhane 2 YENİ Salep türü 1YENİ CİNS, 2 TÜR KAYDI BULUNMAKTADIR Çeşitli bitkileri ilk kez tespit etti(Amasya Lalesi) Toplamda 15 bulan yeni türlerin yayına hazırlığı devam etmektedir Tulipa praecox 158 yıl sonra Dactylorhiza Dactylorhiza yeni Dactylorhiza MATERYAL VE METOT Çalışmanın materyalini, Karadeniz Bölgesinde Türkiye’nin endemik bitkileri projesi (Ekim ve ark 1998) kapsamında Flora ve Vejetasyon Çalışmaları sırasında 1996–2014 yılları arasında aralıklı devam etti Bu arada Bolu’dan bitkilerde toplandı Bolu Envanter çalışması 2016 ‘da başladı Kaynaklar tarandı Davis 1965–1988, Güner ve ark 2000’dan yararlanılmıştır. 2016 -2017 döneminde farklı zamanlarda arazi gezileri düzenlenmektedir Bu geziler Bolu'nun Ekolojik ve iklim özellikleri dikkate alınarak yapılmıştır. Bitki örnekleri toplanırken çeşitli populasyonları temsil etmesine ve tayin işlemleri için gerekli karakterleri taşımasına özen gösterilmiştir. Bitkilerin tayinleri ve ekolojik özellikleri için Türkiye Florası ve eklerinden yararlanılmıştır. • Yeryüzü şekilleri bakımından Bolu’yu Köroğlu ve Bolu Dağları K ve G olarak 2 kısma ayırmaktadır. • Arazi çalışmaları bu özelliğe dikkat edilerek ilçe sonra kareleme ve köy yerleşimi sırası takip edilerek çalışmalar gerçekleştirilmektedir İlçe Adı Merkez Yüz ölçümü Rakım Uzaklık (km) km² (m) Enlem Boylam Merkez Dörtdivan 38.1 384 1160 40.7183358 Gerede 49.9 1255 1330 40.8004812 32.1939199 Göynük 79.4 1436 750 40.3947054 30.7849378 Kıbrıscık 42.1 641 1135 40.4101587 31.8450418 Mengen 44.8 895 610 40.9346974 32.0735113 Mudurnu 45.3 1349 850 40.4650836 31.2072052 Seben 36.7 682 750 40.4069879 31.5622711 Yeniçağa 35.5 225 1000 40.7721816 32.0283770 32.0528391 İl/sınır Etkili Bölge Beklenen Takson Sayı KUZEY AZ İlçeler Köy Sayı Toplam Merkez 129 Düzce Dörtdivan 30 Karabük AZ Gerede 92 AZ Mengen 56 Ankara Karabük Yeniçağa 16 Karabük AZ Göynük 66 Sakarya, Eskişehir Kıbrıscık 22 Mudurnu Seben 73 KUZEY 333 KÖY GÜNEYDE 190 KÖY 29 323 KÖY 190 KÖY AZ GÜNEY FAZLA Ankara/Beypazarı FAZLA Ankara/Nallıhan FAZLA FAZLA Ankara/Nallıhan • Bolu ’nun bitkileri ve bitki örtüsünün ÇALIŞMALARı devam etmektedir. • Yapılacak bu çalışmalar ile Bolu’nun bitki biyoçeşitliliği bitmeyecek ancak (%70-80) arasında tespit edileceği umulmaktadır. • Bu çalışmalarda asıl hedef Bolu ‘nun Biyolojik çeşitliliğinin envanterinin çıkarılması ve anahtar (bayrak) türlerin izlenmesidir. • Bu çalışmalar lokal ve uzun vadeli olarak üniversitelerle işbirliği içinde onların Y. Lisans ve Dr. Çalışmaları destelenerek yapılması daha ANLAMLI olacaktır. Bolu Tarihi Tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini günümüze kadar taşıyan Bolu yöresine ilk yerleşenler Hititlerdir. Eski Bolu, Paphlagonia ile Bithynia arasında sınır oluşturan Filyos ırmağının kıyısında yer alır İskender’in ölümünü izleyen dönemde Bolu yöresinde, bağımsız Bithynia Devleti kuruldu ve kentin ilk çağdaki adı Bithynion’du. MÖ. I. YY Bolu yöresi de Roma yönetimi altına girdi. 7. ve 9. YY. doğal konumunun elverişli olması ile korunan Bolu, 13. YY. Anadolu Selçuklularının daha sonra da İlhanlıların eline geçti. Osman Gazi döneminde (1299-1324) Konur Alp tarafından Osmanlı topraklarına katıldı ve sancak merkezi yapıldı. II. Meşrutiyetten (1908) Cumhuriyet dönemine kadar geçen sürede bağımsız sancak olarak yönetildi. 1923 yılında Cumhuriyetin ilanından sonra il olmuştur. Bolu'ninEKOLOJİK ÖZELLİKLERİ • • • • • • • • • • • Bolu, Karadeniz Bölges Batı bölümünde Bolu 40o00’’6’ ve 41o00’’1’ Kuzey enlemleriyle, 30o00’’32’ ve 32o02’36’ Doğu boylamları arasındadır. Kuzey Anadolu dağlarının(KAD) iç sıraları arasındaki vadi oluklarında yerleşim alanları bulunur. 8.276 km² alanı ile Türkiye ‘nin % 1.02’ sini kaplar Kuzey: Zonguldak Devrek, Düzce Yığılca ve Kaynaşlı, Karabük Eskipazar Doğuda: Çankırı Çerkeş Kuzeybatıda: Düzce Gölyaka Batıda: Sakarya Hendek, Akyazı ve Taraklı, Güney Batı: Eskişehir Sarıca kaya Mihalgazi; Bilecik, Yenipazar Güney, Güney Doğu: Ankara Nallıhan, Beypazarı, Güdül, Çamlıdere bulunmaktadır. Bolu'nun EKOLOJİK ÖZELLİKLERİ Bolu arazisinin % %56’sını dağlar, % 12’ini ovaların kaplar. % 32’ünu platolar ve diğer araziler bulunur Dağlar, Bolu ‘daki Dağlar 2.499 m’ye kadar çıkar ve engebeli bir arazi de yer alır . • KD-GB doğrultusunda sıralanan ve oluşumlarında KAF kuşağı hareketinin etkisi bulunan ovalarla bölünmüştür. • Dağlar K’de D-B doğru Göçeler dağı, Bolu dağları ve Elmacık dağı; • G’de ise Köroğlu ve Abant dağları yer almaktadır. • Yükseklikler K’den G ve B’dan D’ya gidildikçe artmaktadır. • Yaylalar • Bolu yaylaları sayı bakımından fazlalığın yanında, doğal güzellik ve uygun iklim bakımından da, Türkiye’nin önde gelen yaylaları arasındadır. 320 civarında yayla veya yaylak mevcuttur. • Sayının fazla olmasına karşın, genelde her bir yaylanın alan genişliği fazla değildir. • Yaz aylarının sadece serinlik içinde geçmesi değil, fazla yağışlı olmaması da, Bolu yaylalarının kullanışlılığını artırmaktadır. • Ayrıca çoğu yaylalar orman kenarı ve orman içi konuma sahiptir. • Bütün bu olumlu özellikler, Bolu’yu yayla turizmi açısından önemli bir potansiyel bölge yapmaktadır. • Yaylalar • Aladağ Yaylaları: • (Bolu’nun 25 km G’dedeki Köroğlu dağları üzerinde, orman alanları arasında yer alır. Bunların en önemlileri , Değirmenözü, Sarıalan, Gölcük, Ardıçtepe ve Üstyaka yaylalarıdır.) • At Yaylası: • (Bolu ovası KB’da, Bolu dağlarının ovaya bakan yamaçları üzerinde, merkez ilçeye yakın mesafedeki bir yayladır) • Gerede Yaylaları: • Gerede’nin G’de 1.200-1.500 m yüksekliklerde bulunur. Bunların en önemlileri Haşat, Zorpan ve Köroğlu dağlarının doğu kesimindeki Dörtdivan yaylalarıdır.) • Kıbrıscık Yaylaları: • (Köroğlu Dağları’nın G yamaçlarındaki düzlükler üzerinde bulunan yaylalardır. Bunların en önemlileri Belen, Karaköy, Kökez, Bölücekkaya, • Deveören ve Yazıca Yaylaları: • Karadoğan ve Köroğlu zirvesinin kuzeyinde 1.825 m ve zirvenin doğusundaki bulunmaktadır. • Mengen Yaylaları: • Mengen ilçesinin D’da yer alırlar. Bunların en önemlileri Sarıklı, Soğucak, Mile, Sepetçiler, Çelebioğlu ve Çiftçatak’dır.. • Mudurnu Yaylaları: • Mudurnu ilçesinin K’de ve Abant gölünün G’de yer alırlar. Başlıcaları Dedeler, Alpagut, Dodurga ve Dağyolu yaylalarıdır. • Göynük Yaylaları: • 1.000-1.500 m arasında, dar bir şeritte sıralanan yaylaların en önemlileri Karabey ve Kaşıkçı yaylalarıdır. • Seben Yaylaları. • Kiraz Dağı çevresinde toplanmış, ortalama 1400 m. yükseklikte olan bu yaylaların en önemlileri Gerenözü ve Kızık yaylalarıdır. • Kızık Yaylası: Aladağ Yaylalarının çok yakınındadır Ovalar • İl alanının % 12’lik kısmını kaplar. • Ovaların toplam alanları 102.000 ha, • En genişleri 46.000 ha ile Bolu ovasıdır. • Ovalar KD’dan GB’ya doğru, dağlık araziyi bölecek şekilde uzanırlar. • En D’da Gerede-Dörtdivan ovası, • batıya doğru Yeniçağa ve Bolu ovaları; • Bolu ovasının GB’da Mudurnu ovası, • onun da GB’da Himmetoğlu ovası yer almaktadır. Vadiler Nehir tipi akarsuların azlığı ve tektonik arazinin fazlığı nedeniyle derin vadilere daha az rastlanır. Çatak, Dokurcan Vadileri yer almakatadır Akarsu, Göl ve Şelaleler: Akarsular • Bolu ‘da akarsular küçük olup nehir debisine ulaşan bir akarsu bulunmamaktadır. • İlin akarsuları Filyos ve Sakarya havzası olmak üzere 2 havzaya aittir. • FİLYOS HAVZASIAKARSULARI • Büyüksu Çayı: Abant Gölünden çıkar, Bolu Ovasına girer. Çağa Deresi ve Mengen Çayı ile birleşir ve Devrek Çayı adını alır. • Mudurnu Suyu: Mudurnu 20 km kadar KD’daki dağlardan kaynaklanır; • Gerede Çayı (Ulusu) : Köroğlu Dağlarının K yamaçlarından doğar ve Yenice Irmağına karışır. Akarsular • Bolu ‘da akarsular küçük olup Nehir debisine ulaşan bir akarsu bulunmamaktadır. • İlin akarsuları Filyos ve Sakarya havzası olmak üzere 2 havzaya aittir. • FİLYOS HAVZASIAKARSULARI • Büyüksu Çayı: • Abant Gölünden çıkar, Bolu Ovasına girer. Çağa Deresi ve Mengen Çayı ile birleşir ve Devrek Çayı adını alır. • Mudurnu Suyu: • Mudurnu 20 km kadar KD’daki dağlardan kaynaklanır; • Gerede Çayı (Ulusu) : • Köroğlu Dağlarının K yamaçlarından doğar ve Yenice Irmağına karışır. • SAKARYA HAVZASI AKARSULARI • Mudurnu Çayı: • Abant Dağlarının G doğar, Dokurcun Vadisi içinde Sakarya ili topraklarına girer. • Aladağ Çayı: • Köroğlu Dağlarında Sarıalan Yaylasından doğar; Seben ilçesi içinden geçer, Sakarya Nehri üzerinde kurulu Sarıyar Barajına dökülür. • Göynük Çayı: • Çubuk Gölünden kaynaklanır, Sakarya Nehrine karışır. • Çatak Çayı: • Göynük G’de Taşlıdoruk Tepenin güney yamaçlarından doğar güneyde Sakarya nehriyle birleşir. - • GÖLLER/ Doğal Göller • Alanın tektonik yapısı Göllerin sayısını artırmıştır. 9 tane • Yeniçağa Gölü: Yeniçağa İlçe merkezinin kuzey bitişiğindedir. Rakımı 989 m olan oldukça sığ bir göldür. Alanı 260 ha’dır. Çevresi sazlık ve bataklık • Abant Gölü (Tabiat Parkı) Abant Gölü, Bolu’nun 34 km GB’da Abant dağları üzerinde tektonik göldür. 125 ha genişliğinde, yeraltı suları ile beslenmektedir. • Yedigöller Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl’dür. • Sünnet Gölü (Tabait Parkı): Göynük’ün 27 km. D’da yer alır. Rakımı 820 m ve alanı 18 ha olan gölün en derin yeri 22 m’dir. • Sünnet Gölü (Tabait Parkı): Göynük’ün 27 km. D’da yer alır. Rakımı 820 m ve alanı 18 ha olan gölün en derin yeri 22 m’dir. • Sülüklü Göl (Tabiat Parkı): Göynük’ün 15 km kadar KD’da, heyelan gölüdür. • Çubuk Gölü: Göynük’ün 11 km. K’de, Çubuk köyü yakınında, ilin küçük heyelan göllerinden biridir. 15 ha genişliğindeki gölün en derin yeri 13 m.dir. • Karamurat Gölü: Mudurnu’nun 30 km KB’dada, Karamurat köyü yakınındadır. Etrafı yükseltilerle çevrili bir çanak içinde küçük bir göldür. • Karagöl (Tabiat Parkı): Kıbrıscık - Beypazarı yolu üzerinde, 1 ha genişliğinde, küçük derin bir heyelan gölüdür. • Gerede Gölü: Gerede batı çıkışında ve şehir merkezine 2.5 km mesafede tektonik göldür. Topoğrafya/Yeryüzü Şekillei Bolunun % 56’sını dağlık, % 12’sini ovalar oluşturmaktadır. Arazinin en yüksek noktası 2.499 m ile Köroğlu zirvesidir. Göynük güneyindeki Çatak çayı vadisinde 240 m’ye kadar düşmektedir Bolu’nun % 0,7 ‘si 240-500 m; % 8,8’i 500-750 m, % 21,4’ü 750-1.000 m, % 24,2’si 100-1.250 m, %14,7’si 1500-1750 m, % 0,7’si 1.750-2.000 m, % 0,1’i 2.250-2.397 m arasındadır. Jeolojik Yapı ve Stratigrafi Metamorfizma ve Mağmatizma Düzce, Hendek, Adapazarı arasının G’de bulunan Bolu Masifi bir ova gibi D-B istikametinde uzanır. Bolu Masifinin en tipik yeri Mudurnu'nun K’deki Elmacık ve Bolu'da Sünnice Dağı bölgesidir. Elmacık-Sünnice Dağından K-G istikametinde dağın G yamacının dik bir şekilde (Kesilmiş gibi) olduğu görülür. En altta ileri derecede metamorfik gnays amfibolit, diorit, granit serisi bulunur. Bunun üzerinde alttaki seriye göre daha ince temellerden meydana gelmiş bir seri içinde mikaşist, dolomit ve kalkerler bulunur. Mikaşistler içinde kalker mercekleri, kalkerlerle mikaşistler arasında tedrici bir geçiş vardır. Tabakaların genel istikameti K-G ve eğimi de KB’ya doğrudur. Metamorfizma ve Mağmatizma Volkanik Alanlar Bolu G’den Gerede, Kızılcahamam ve Kıbrıscık arasında geniş alanlar kaplar. Yer yer gözlenen tortullarla ara katkılar volkanizmanın eosende başlayıp, son zamanlara kadar devam ettiğini göstermektedir. Riyolit tüfleri ve aglomeraları bazı yerlerde volkanik kütlenin tabanında gelişmiştir. (Kurtboğazı, Pazar, Kızılcahamam dolaylarında andezit, trakit ve trakiandezit ile birlikte alanda en çok yüzeylenen kayaç olarak görülür.) Bazaltlar yer yer diğer volkanik üyeleri keser. Bazalt dışında bütün volkanik kayaçlar gölsel neojen arasında yanal geçişler ve ardalanmalar gösterir. Köroğlu ve Ardıç Dağı alan üstündeki yükseltiler iki büyük volkanın kalıntılarıdır. Kayaçların büyük bir kısmı yarık püskürmelerinden, bazaltlar ise özellikle merkezi püskürtmelerden oluşmuştur. 2.Tektonik ve Paleocoğrafya • Tektonik yapı ( kaya kütlelerinin katmanlı, katmansız, kırıklı-faylı, kıvrımlı vb. biçimsel ya da yapısal nitelikleri) ve Depremsellik (bir bölgede meydana gelen depremlerin sıklığını ve büyüklüğü) Bolu’nun içinden geçen ve KAF hattı, özellikle de halen deprem üretme potansiyeli taşıyan olan oldukça etkilidir. • Köroğlu dağları genelde tabakalı yapısı olmayan volkanik kayaçlardan oluşmaktadır. • Mudurnu ile Göynük çevrelerinde; • Bolu-Yeniçağa-Gerede-Mengen kuşağında tortul kayaçlar egemendir. • Göynük ve Mudurnu’nun, özellikle G kesimlerinde bu kayaçlarda kıvrımlı yapı sık görülür. 2.Tektonik ve Paleocoğrafya • İl’de en önemli tektonik öğe KAF’dır. • Gerede-Yeniçağa-Karacasu-Abant hattı ile il arazisinin ortasından geçerek, Dokurcun yakınında Sakarya iline girer. • Ana fay kuşağının kollarından biri Akyazı’nın 5 km kadar G’de ana faydan ayrılıp D’ya doğru • Karadere Gölyaka-Efteni gölü, Düzce-Beydibi beldesi ve Kaynaşlı’dan geçerek, Bolu’nun 10 km kadar B’da Elmalık köyü yakınlarında sona erer. • Ana fay gibi, bu kol da diri bir fay ve 12 Kasım 1999 tarihinde 7,2 büyüklüğündeki Düzce depremini üretmiştir. Bolunun tamamına yakını I. derece deprem kuşağındadır. Sadece Göynük, Seben ve Kıbrıscık G kesimlerinde çok dar bir alan II. dereceli deprem kuşağı içinde bulunmaktadır. Büyük Toprak Grupları Kahverengi, Kestane Rengi, Gri Kahverengi Aluvyal Podzolik, Kolüvyal Kireçsiz Kahverengi Orman Toprakları 7 Büyük Toprak Grubu bulunur (Anon, 1970; 1974; 1984;1992). Arazi Kullanım Kabiliyet Sınıfları Kullanma kabiliyetine göre sınıflandırmada en geniş kategoriyi oluşturan kabiliyet sınıflandırılmaları 1-8. Sınıf arasındadır. 1-4 arazi sınıfı, en geniş alanda iyi bir toprak idaresi altında, yöreye adapte olmuş tarla bitkileri ile orman, mera ve çayır bitkilerinin iyi bir şekilde yetiştirme yeteneğine sahiptir. 5-7. Sınıf bulundukları yöreye adapte olmuş yerli bitkilerin yetişmesine elverişlidir. 5-6. sınıflarda, toprak ve korunma önlemi alınması koşulu ile bazı özel bitkilerde yetiştirilebilir. 8. sınıf arazi çok etkin ve pahalı ıslah çalışmaları ile üretime alına bilinir. Ancak ürün ve yatırım harcamalarını karşılayamaz. Anon, 1970; 1974; 1984;1992). İKLİM Bolu Coğrafik olarak İç Anadolu ve Batı Karadeniz Bölümü ile Marmara bölgesi arasında, Bitki coğrafyası bakımından Avrupa-Sibirya ile İranTuran floristik bölgeleri arasında GEÇİŞ bölgesinde bulunmaktadır. Bu tip geçiş bölgeleri Karadeniz'in nemli, İç Anadolu'nun kurak ikliminin etkisi altında olduğundan her iki bölgeye ait bitkileri içermekte Bitki biyoçeşitliliği bakımdan zengin ve ilginç özellikler göstermektedir • İKLİM Karadeniz kıyılarında, yerel coğrafi şartlar iklim elemanlarının yöreler arasında değişmesine neden olmaktadır. Topoğrafyanın çok fazla engebeli ve yüksek olması Vadiler ile iç kesimler arasındaki zıtlığa neden olmuştur. • Çatak ve Dokurcan Vadisi Akdeniz etkisinde • Köroğlu Dağları Kuzey yamaçlar Karadeniz etkisinde • Göynük, Mudurnu Seben , Kıbrıscık Karasal iklim etkisindedir. K’deki dağlar, soğuk ve nemli K rüzgârlarını, G ‘deki dağlar İç Anadolu’nun soğuklarını engellemektedir. Bu durum hem karasal, hem de Karadeniz ikliminin genel özellikleri görülmesine neden olmaktadır. Yağışların kışın ve ilkbaharda daha fazladır. Bolu’da yükseklere çıkıldıkça ve G’ ve GD inildikçe karasal iklim belirgin olarak görülmektedir • İKLİM Bu durumda, yerel coğrafi şartlar iklim elemanlarının yöreler arasında değişmesine neden olmaktadır. Topoğrafyanın fazla engebeli olması Vadiler ile iç kesimler arasındaki zıtlığa neden olmuştur. • Çatak ve Dokurcan vb. vadileri Akdeniz etkisinde • Kuzey bölümü Karadeniz etkisinde • Güney Bölümü Karasal iklim etkisindedir Böylece, Bolu dağlarının K ile G arasındaki iklim ve yağış farkı, Dağlar arasında kalan K kesimlerde orman alanlarının G kesimlerinde step alanlarının, artışına neden olmuştur . Bolu'nun Vejetasyonu(Bitki örtüsü) • Bir ekosistem, sahip olduğu • iklim, toprak, topoğrafya ve biyotik özellikleri ile diğer ekosistemlerden az çok farklılıklar göstermektedir. • Ekosistem çeşitliliği (orman, mera, sazlık, bataklık, göl, akarsu, step vb), arttıkça, potansiyel olarak habitat ve tür çeşitliliği de artmaktadır. • Ekosistem çeşitliliği, tür çeşitliliğini tetikleyen ya da sınırlayan bir etkendir. • Farklı türlerin yaşayabilmesi için farklı habitat ve ekolojik fonksiyonların denge halinde karışımını sağlayan, farklı klimaks (denge) birliklerinin oluşmasını sağlamaktadır • Bolu coğrafi konumu, topografik, jeolojik ve jeomorfolojik yapısı ile çeşitli ve zengin bir bitki biyoçeşitliliğine sahiptir. • Kuşkusuz bu çeşitlilikte insan (antropojen) etkisinin de önemli rolü olup sürekli tahrip sonucu • Bolu ’de bazı yerlerde klimaks (Denge)vejetasyonu doğal yapısını kaybetmiş • Bozulan ekolojik dengeye bağlı olarak sekonder bitki toplulukları ortaya çıkmıştır. Büyük ekosistemler de bulunan Vejetasyon tipleri Karasal ekosistemde Orman, Bozuk Orman, Step (Alpinik ve Ova Step) Maki, , Çayır-mera, Bataklık ve Kaya Vejetasyonları, Sucul ekosistemde Irmak ve dere ve göl olmak üzere 11 vejetasyon tipi yer almaktadır Bolu‘ un BİTKİ ÖRTÜSÜ • 1-Orman Ekosistemi: • Dört ana orman tipinin görüldüğü alanda, 1200-2000m arasında çoğunluğunu göknar (Abies nordmanniana) ve kayın (Fagus orientalis) ‘ın oluşturduğu karışık ormanlar yer alırken, • sarıçam(Pinus sylvestris) ormanları saf ve karışık olarak tüm alanda geniş bir yayılışa sahiptir. • Ancak daha alçak kesimlerde sarıçamların yerini meşe (Quercus sp.) ormanları alırken, huş ormanları alanın KD ve KB kesiminde dağınık parçalar halinde bulunmaktadır • Orman sınırının üstündeki yüksek kesimlerde ormangülleri (Rhododendron luteum) geniş alanlar oluştururken alanda arazi yapısıyla sınırlı miktarda tarım alanları ve meralar yer almaktadır. • Yerleşim yerleri çevresinde meyve bahçeleri yer almakta olup 1400 m üzerinde yaylacılık faaliyetleri yapılırken 1800 m ‘den itibaren alpin çayırlar görülmektedir. • Alçak kesimlerde orman bitki örtüsünde • adi kızılağaç (Alnus glutinosa), Akçaağaç (Acer) türleri, kestane (Castanea sativa), doğu kayını (Fagus orientalis) ve saçlı meşe (Quercus cerris) gibi yaprağını döken türler ve çok seyrek olarak da Batı Karadeniz köknarı (Abies nordmanniana ssp. equitrojani ) ağırlıktadır. • Orman kuşağının daha nemli bölümlerinde Batı Karadeniz köknarı (A.nordmanniana) ve doğu kayını (F. Orientalis)ile Sarıçam(P. Sylvestris) ağırlıklı orman toplulukları, • 1500 m’den başlayarak ağaç 2000 m kadar yükselir. • Bu toplulukların daha az nemli bölümlerinde (örneğin güneye bakan yamaçlarda) yer yer ancak bol miktarda sarıçam (Pinus sylvestris) görülür. • Seyrek orman altı florasında ise Galium rotundifolium, Oxalis acetosella ve Veronica officinalis baskındır. • Orman kenarlarında genellikle baskın olarak Rhododendron luteum ve Vaccinium myrtillus çalı topluluğu yer alır. • Ağaç sınırına yakın platolarda, yayla yerleşimleri nedeniyle ormanlık alanlar açılmıştır. • Orman topluluğu yerine çayırlık ve dağınık R.luteum çalı topluluklarının bir mozaiği gelişmiştir. • Yoğun otlama baskısı altında bulunan bu bitki örtüsünün nemli bölümleri Carex echinata-C.rostrata –Catabrosa aquatica asit karakterli topluluklarıyla kesilmiştir. BOZUK ORMAN Ekosistemi • Bolu Dağları’nın güney kesimlerinde bitki örtüsü çeşitliliğinde azalma görülür. • Alçak rakımlarda eski orman bitki örtüsü yerine katran ardıcı-tüylü meşe (Juniperus oxycedrus-Quercus pubescens) çalı topluluğu gelişmiştir. • Daha yüksek kesimlerde ve özellikle zirve bölümündeki açık yamaçlarda (daha çok güneye bakan sırtlar üzerinde) dağ step toplulukları yer alır. Yüksek Dağ Stepleri Ekosistemi • Bu ekosistemdeki bitkilerin durumunu karların erimesi ve Sonbahar aylarında düşmeye başlayan kar yağışı belirlemektedir. • Karasal iklim özellikleri, yüksek rakımı nedeniyle vejetasyon periyodunun oldukça kısa olduğu bu ekosistemde geven (Astragalus sp), kekik (Thymus sp.), yoğurt otu (Galium sp) ve kılçık otu (Poa sp.) Haziran ayında yaygın olarak bulunmaktadır. Dere Ekosistemi: • Bolu'da yaygın ancak nehir tipi olmayan çay, derelerin oluşturduğu akarsu ağında yer yer yayılış gösteren bu ekosistemde Söğüt sp. türleri yaygındır • Bu ekosistemin otsu türleri derelerin yıl içindeki düzensiz akışı ve zaman zaman yan derelerden gelen rusubat nedeniyle devamlı değildir. Bolu‘ nun Vejetasyon Tipleri • • • • • • Orman vejetasyonu Köknar, Sarıçam Kayın Ormanları baskın durumda iken toprak topoğrafya ve iklim durumuna göre Köknar- Kayın, Kayın -Sarıçam, Sarıçam –karaçam, Karaçam Meşe, saf meşe, Ardıç-meşe ve step alanları oluşturmaktadır. Bozuk orman vejetasyonu • kayın sarıçam, Göknar, ormanlarının tahribi sonucu gelişmiştir. • Bolu’da ormanların aşırı tahribi sonucunda yaklaşık 1500–1600 m’ler arasında yayılış gösteren çoğunlukla da meşe (Quercus infectoria, Q. Petreae Q. pubescens) gürgen(Carpinus orientalis) baskın olup bunlara zaman zaman karışan diğer yapraklı türler ile Ardıçlar katılmaktadır • • Yoğun antropojenik etkilere maruz kalan alanlarda J. communis’ ve J exelsa ‘nın yaygın olduğu alanlar ve kapalılığı oldukça bozuk çalı halindeki odunsu taksonlardan oluşan çalılık alanlar söz konusudur. Bu alanları oluşturan türlerin ağaç türleri olmasına rağmen optimum boyuna ulaşamadıkları, çalı formunda bir fizyonomi sergiledikleri görülmektedir. • Bozkır (Step) Vejetasyonu: • Kısa ve uzun boylu otsu bitkilerin yer aldığı step vejetasyonu özellikle otlatma ve yayla hayvancılığı bakımından önemli bir potansiyele sahiptir. • Kurak orman niteliğindeki ormanların tahribi sonucu kapalılığın tamamen bozulduğu alanlarda bozkır elemanlarının alanda yoğunlaştığı, ancak gerek tür bileşimi gerekse örtüşü bakımından çoğu zaman dikkat çekici olan ve tahribata dayalı “Antropojen Bozkır” alanları yayılış gösterir. • Subalpin vejetasyon: Bu vejetasyon 2000 – 2200 metre yükseltiler arasında eğimli yamaçlarda bulunur ve İki tabakalı bir yapıya sahiptir. • Bu alanda yaygın olan Vaccinium myrtillusRhododendron luteum birliğininin karakterize türler; • Vaccinium myrtillus, • Rhododendron luetum • Deschamsia caespitosa, • Rubus caucasicus, • Veronica peduncularis, • Solidago virgaurea ve Oxalis acetosella ‘dır • Alpin vejetasyon: Bu vejetasyon, 1800–2400m arasında tek tabakalı dikey bir yapıya sahip olup bölgedeki yüksek dağ çayırlarından oluşmaktadır. • Alchemilla caucasica- Sibbaldia parviflora • Polygonum bistorta subsp. carneum-Stachys macrantha birlikleri yer almaktadır. • Bu birliklerin karakteristik türleri; Alchemilla caucasica, Sibbaldia parviflora, Polygonum bistorta subsp. carneum, Agrostis planifolia, Minuartia circassica, Thymus transcaucasicu, T. praecox Poa alpina, Coronilla orientalis, Minuartia circassica, Gentiana verna subsp. pontica, Stachys macrantha, • Kaya vejetasyonu • Bolu’da kaya vejetasyonu, yol kenarları, • kayalık yamaçlar, orman içi açıklıkları ile subalpin alpin bölgede rastlanır • Kaya vejetasyonunda baskın olan türler; Helicrysum arenarium Sedum album, Anthemis tinctoria var. tinctoria, S. supina subsp. pruinosa, Minuartia juniperina Stipa lessingiana, Bromus tectorum, Galium tricornutum, Genista albida, Bunium microcarpum vb.’dir. Sempervivum gillianaeSedum album (damkoruğu), Thymus sp (kekik), Hypericum orientale (binbirdelikotu) vb ‘dır. Sempervivum gillianae • Irmak ve Nemli Dere Vejetasyonu • Bolude Harşit ve Kelkit Çayı boyunca, dere yamacı ve göl kenarında yayılış gösteren bu vejetasyonda • Alnus glutinosa, Populus nigra, Salix türleri yayılış gösterir. • Ayrıca Tamarix smyrensis, Myricaria germanica, Sambucus ebulus türleri de görülür. • Derelerin yıl içindeki düzensiz akışı ve zaman zaman yan derelerden gelen rusubat nedeniyle otsu türler bakımından fakirdir. • • • • • Bu vejetasyonda yaygın olan otsu türler; Veronica armena, V. peduncularis, V. beccabunga, V. praecox, Mentha arvensis, Ranunculus caucasica, R. repens, R. tricophyllus, Thypha latifolia, Juncus conglomeratus, J. Arcticulatus’dur. EUONIS HABİTAT TİPLERİ Asıl adı Avrupa Birliği Habitat ve Natura 2000 Ağı Habitat Direktifi (92/43/EEC)dir. Orman ve Su Bakanlığı, AB giriş süreci için gerekli olan Habitat ve Natura 2000 Ağı ile ilgili çalışmaları AB projesi başlattı. 2017’ Mayıs ayında SON TOPLANTI BOLU’DA YAPILMASI PLANLANIYOR . Bu Habitat tiplerinin belirlenmesi, AB birliği içerisinde biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik önemli bir araçtır. Bu direktifin amacı, AB üye ülkelerinin arazileri kapsamındaki Doğal habitatların ve yabani flora ile faunanın korunması yoluyla Biyolojik çeşitliliğin garanti altına alınmasına katkıda bulunmaktır. Proje Karadeniz, İç Anadolu ve Akdeniz olarak 3’ e ayrıldı Karadeniz Sorumluğu Tarafımızdan Yürütülüyor(Kitap yazım aşamasında) Şimdiye kadar Karadeniz bölgesinden 92 habitat tipi belirlendi Bunlardan AB içinde olmayan 12 yeni habitat Karadeniz’den belirlendi. • Bu kapsamda çalışmalar devam etmektedir. • Sınıflandırılmamış Duruma Göre Bolu Floristik Yapısı • Bolu Türkiye Florasındaki kareleme sistemine göre A4 karesinde yer alır. • Bolu’den Türkiye florası kayıtlarına göre 750 • Dr ve yüksek lisans çalışması ile • Toplam 500 1250 TAKSON • Bu taksonlar 120 familyada toplanmıştır. • Bu taksonların Floristik Bölgelere dağılımı Avrupa-Sibirya, İran-Turan ağırlıktadır. • Akdeniz floristik Bölgelerine ait türler en azdır. • Geri kalanlar ise çok bölgeli veya fitocoğrafik bölgesi bilinmeyen kategorisinde yer almaktadır. • Alanda Avrupa-Sibirya floristik bölge elementlerinin fazla olması Karadeniz etkisinin fazla olduğunu • İran- Turan floristik bölgesine ait bitkilerin sayısının fazla olması alanın geçiş bölge özelliklerini göstermektedir. • Bu durum bölgenin iklim özellikleri ile uyumluluk göstermektedir. 18.06.2016 -14.09. 2016 37 Gün 2016’da 11 Gün 2017 48 GÜN ARAZİ YAPILDI Bolu Flora Taslak sayım devam ediyor 450 örnek var TEŞHİS YAPILACAK SAYI ARTACAK Familya Takson Sayısı Familya Compositae Apiaceae Leguminosae Boraginaceae Gramineae Caryopyhllaceae Labiatae Plantaginaceae Cruciferae Scrophulariaceae Diğer Familya Cins Tür PTERIDOPHYTA 8 15 Tohumlular Açık Tohumlu Toplam Kapalı Çift Çenekli Tohumlu Tek çenekli 115 6 Toplam Takson Sayısı BEKLENTİ 1800-2100 ARASINDA 20 1220 6 10 1250 Bolu ’da saptanan toplam endemik 130 ve nadir (4) bitki taksonu Endemik ve ender taksonlardan IUCN’e göre Kritik Tehlikede (CR)= 4 10 Tehlikede (EN)=12 12 Zarar Görebilir (VU)=12 22 Tehlike altına girebilir =22 80 Koruma gerektirmez (LC) =80 kategorilerinde yer almaktadır. BERN Listesinde yer alan takson sayısı =4 CITES listesinde yer alan takson sayısı =7’ dir 5 .Bolu'nun izlenmesi Gerekli Türler ve alanlar ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR Cyclamen coum Domuz Turpu Bern listesinde yer alır Symphytum longipetiolatum Linum anatolicum 6 . Tıbbi ve Aromatik Bitkiler • Ülkemizin zengin bitki çeşitliliğinin içerisinde yer alan ve ekonomik anlamda bulundukları yöre insanına ekonomik getiri sağlayan • Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin (TAB) toplanması, kullanımı ile ticareti yapılmaktadır. • Bolu’da ki insanların büyük çoğunluğu birkaç önemli tür dışında TAB pek çoğunun taşıdığı ekonomik önem hakkında bilgi yeterli sahibi değildir. • BU KONUDA ÇALIŞMALAR DEVAM ETMEKTEDİR • Güller = Kuşburnu ve SALEP gelir GETİRİCİ • BAL ÜRETİMİ için çalışmalara dikkat edilecek SONUÇ Bu bulgu ve sonuçlara göre biyolojik zenginliğin önemli göstergesi olan endemik ve nadir türlerin ve alanlarının korunması gereklidir. Bu koruma sadece biyolojik bir olay olmayıp bunun değişik politik, ekonomik, sosyal ve etik yönleri vardır. Geçmişte bu zenginliğin korunması ile ilgili uygulamalar, çok az kişi ve kurumlarla yapılırken Günümüzde yerel yönetimler, politikacılar, biyologlar, ormancı, tarımcı ve mühendisleri, ekologlar, sosyologlar ve ekonomistler tarafından yapılmaktadır. Ancak biyolojik zenginliği koruma ve geliştirmek için, Bütün ilgili tarafların eş-güdüm ve işbirliği Bütünüyle sorumlu, yerinde ve etkin Bütün kurumların kurulması ve çalıştırılması gerekmektedir. Korumak için sevmek, sevmek için tanımak gerekir Hiçbir şey bilmeyen, hiçbir şeyi sevemez. Hiçbir şey yapamayan, hiçbir şey anlamaz Hiçbir şey anlamayan, değersizdir. Oysa anlayan kişi aynı zamanda sever, farkına varır ve görür. Paracelsus (1493-1541 Bir şeyin aslında ne kadar bilgi varsa o kadar sevgi vardır. Tüm yemişlerin böğürtlenlerle aynı zamanda olgunlaştığını düşleyenler, üzümlere ilişkin hiçbir şey bilmiyordur demektir. Biyoçesitliliğin korunması tüm insanlığın ortak sorunudur. Bu sorunun çözülmesi için her kişinin üzerine düşen görevi yapması gerekmektedir TEŞEKKÜRLER Doğa sevgisi, dolu bir bardak gibidir. Onu içerek boşaltmazsanız, Bir daha dolduramazsınız Siz da katılımcılara Çalıştayı Bu projeyi dinlediğiniz ve destekleyen için Düzenleyenlere teşekkür ederiz. Ormanözveri ve Su Bakanlığına ve ile işleri çalışanlara Çalışanlarına TEŞEKKÜRLER 79 KAYNAKLAR 1.Anonim (2011). Bolu İli 2011Yılı İl Çevre Durum Raporu. Bolu İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 163 s. 2.Anonim (2008). IUCN Species Survival Commission (2008). Guidelines For Using The Iucn Red List Categories And Criteria. Ver. 6.2. Prepared By The Standards And Petitions Working Group Of The Iucn Ssc Biodiversity Assessment Sub-Committee. 3.Anonim (2011). Bolu ili meteoroloji verileri. Trabzon Meteoroloji Bölge Müdürlüğü. 4.Baytop T. (1994). Türkçe Bitki Adları Sözlüğü. Türk Tarih Kurumu Basımevi. 508 . Ankara. 5.Braun-Blanquet J. (1964). Pflanzensoziologie, Grundzüge der Vegetationskunde Dritte Auflage. Springer Verlag, New York. 6.Davis PH et al. (1965–1988). Flora Of Turkey And The East Aegean Islands. Vol:1-10, Edinburgh Univ. Press, Edinburgh. 7.Davis PH. Harper PC. Hedge IC. (1971). Distibution Patterns in with Particular Reference to Endemism, Plantlife and South-West Asia. Published by the Botanical Society of Edinburgh, Great Britain. 8.Ekim T. Koyuncu M. Vural M. Duman H. Aytaç Z. ve Adigüzel N. (2000). Türkiye bitkileri kırmızı kitabı (Pteridophyta ve Spermatophyta), Türkiye Tabiatı Koruma Derneği ve 100. Yıl Üniversitesi yayınları, Ankara. 9.Güner A. Özhatay N. Ekim T. Başer KHC. (2000). Flora Of Turkey And The East Aegean Islands. Vol: 11. Edingburg Univ. Press, Edinburgh. 10.Komarov BL. et al. (1934-1964). Flora of the U.S.S.R. , Leningrad/ Moskova. Karaer, F. et al. 2010. Phytosociological and ecological structure of Mediterranean enclaves along the stream valleys in inner parts of Black Sea region. J Environ Biol. 31(1–2):33–50. Raven PH. (1971).The Relationship Between "Mediterranean" Floras, In Plant Life Of South-West Asia Ed. Davis PH. et al. Botanical Society Of Edinb. 43–52