Bolu - Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü

advertisement
Bolu ’nun
Damarlı Bitki Biyoçeşitliliği
(Flora, Vejetasyon ve Ekolojik)
Dr. Fergan KARAER
OMÜ Samsun
İçerik
1Giriş
1.1.Biyolojik çeşitlik ve çeşitleri
1) Genetik Çeşitlilik ve Genetik çeşitliliğin meydana gelme nedenleri;
2) Tür Çeşitliliği
3) Ekosistem Çeşitliliği
4) Ekolojik İşlevlerin Çeşitliliği
1.2.Türkiye’nin Bitki Biyoçeşitliliği ve Zenginliği
1) Türkiye Florasının Çeşitliliği
2) Türkiye Florasının zengin ve ilginçliğinin başlıca sebepleri
1.3.Metot ve Materyal
3-Bolu‘nun FLORA ve VEJETASYONU
1. Bolu'nun Genel Ekolojik Özellikleri
2. Bolu'nun Vejetasyonu
3. Bolu Florası
4. Habitat Tipleri Tehdit Eden Faktörler
5. Bolu'nun izlenmesi Gerekli alanlar ve Türler
6. 2017 yılında beklentiler
4-KAYNAKLAR
GİRİŞ
 Bir ülkenin kalkınmasında özellikle YER ÜSTÜ doğal kaynakların
kullanımı ile ilgili çalışmaların yapılması,
 Biyolojik zenginliğin ve ekolojik geleceğin iyi bilinmesi ile mümkündür.
 Hayatın temelde bitkilere bağlı olduğu düşünülürse vazgeçilmez
saydığımız bitkilerin özelliklerinin doğaya ve diğer canlılara katkılarının
iyi bilinmesi gerekmektedir.
 Çünkü, adı konulmamış, yeri belirlenmemiş potansiyellerden fayda
sağlamak veya beklemek mümkün olmadığı gibi
 Varlığı bilinen böyle bir potansiyele işe yaramaz gözüyle bakan
düşüncelerin zararlı sonuçlarının da bitki biyoçeşitliliği açısından
dikkat edilmesi gerekmektedir.
 Bir alan ya da doğal çevre;
Canlı (biyolojik) ve Cansız (jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik, toprak, ekolojik, iklim yapısı)
varlıkları ile bir bütündür.
 Bitkiler, bu doğal hayatın da anahtarıdır.
 Doğal çevrenin korunması ve sürekliliğinin sağlanması;
 Doğal çevrenin tüm özelliklerinin birlikte değerlendirilmesi
mümkündür.
 Bu durumda, doğal çevrenin tüm özellikleri ve aralarındaki ilişkilerin
ortaya konulması gereklidir.
 Böylece, Doğal çevrenin korumakullanma dengesinin sağlanarak,
 Doğa tahribatlarının önlenmesi,
aynı zamanda yöre insanlarının
sorunlarına çözüm bulunmasını
kolaylaştıracaktır.
 Günümüzde pek çok ülkede,
sürdürülebilir kalkınmayı,
sürdürülebilir doğa yolu ile elde
etmeye yönelik ulusal programlar
uygulanmaktadır
 Bu çalışmalar önemli katkılar
sağlayacaktır.
Biyolojik çeşitlilik veya biyoçeşitlilik
Biyoçeşitlilik(GTEKO),
 Bir bölgedeki Genlerin, Türlerin, Ekosistemlerin ve Ekolojik Olayların
oluşturduğu bir bütündür.
 Biyoçeşitlilik ,
Gen’den- Türe,
Türden- Ekosisteme Bütün Yaşam Formlarındaki Farklılıkların
tamamının Oluşturduğu BİYOLOJİK BİR MİRASTIR.
Genetik çeşitlilik:
 Aynı türün bireyleri arasındaki genetik farklılık, benzerlik ve
çeşitliliğini ifade eder,
 1-Genetik çeşitliliğin meydana gelme nedenlerin başında heterojenlik
gelirken bu durum
a. Ekoton alanlar
b. Yaşam süresi
c. Göçler
d. Ekolojik özellikler ile ortaya çıkmaktadır.
Tür çeşitliliği:
Belli bir alanda bulunan
TÜRLERİN sayısını
Ekosistem çeşitliliği:
Canlı toplulukları (Bitki, hayvan,
mikrop, mantar, liken protista vb ) ve
bunların yaşamlarını
sürdürdüğü çevreleri ile
etkileşen dinamik yapılar
arasındaki farklılıklar ve
çeşitliliği
Ekosistemin İşlevler Çeşitliliği!!:
Ekosistem içinde İki ya da daha
fazla canlı arasındaki özel
ilişkileri ve çeşitliliğini ifade
etmektedir.
Türkiye Florasının zenginliği ve ilginçliği
Muhteşem bir coğrafya ’ya sahip Türkiye, diğer doğal
kaynaklarda olduğu gibi
bitkisel kaynaklar bakımından
Muhteşem ve ilginç bir ülkedir. Bunun Nedenleri;
 Dünya üzerindeki coğrafik konumu,
 Avrupa ve GB Asya floraları arasında köprü oluşu
 3 floristik (Avrupa-Sibirya, İran-Turan ve Akdeniz) bölgenin
kesişim yeri
 Çeşitli iklim tiplerine sahip oluşu
 Topoğrafik ve jeolojik yapısındaki farklılıklar
 Çok sayıda cinsin Gen merkezi ve endemizm oranının
yüksek olması
 Buzul çağından fazla etkilenmemesi
 Savaşlar, göçlerdir.(Davis, 1965)
Tablo 1. Türkiye’nin Damarlı bitki gruplarına ait Taksonların Genel durumu (Güner 2012)
Bitki Grupları
Takson
Endemik
%
Kibrit Otları
13
1
8
Eğreltiler
73
2
2.74
Açık-Tohumlular
37
6
16
1.765
420
Kapalı
Tohum
Tekçenekli
11343
Çift
çenekli
TOPLAM
Nadir
3.240
11343
3649
Tarım
Toplam
0
0
13
1
0
0
73
1
4
1
42
167
69
11579
171
70
11707
180
32.1
9.578
Yabancı
1.100
32
1.286
 Türkiye Florası Yazımından Sonraki
Çalışmalar
 Endemik Bitkiler ile ilgili ilk çalışma
TUBİTAK/DPT’nin ortaklaşa
desteklediği(TUBİTAK TBAG-DPT/Ç.SEK 4
‘nolu) Proje ile ortaya çıkmıştır( Arş. Gör):
 Bu çalışma aynı zamanda Floranın yeniden
yazım çalışmalarının başlangıcı olmuştur.
 Bu çalışma sonunda Türkiye’nin Endemik
ve Nadir Bitkileri(Türkiye Bitkileri Kırmızı
Kitabı) yazıldı (Arş. Gör)
 Türkiye Florası 11. cildi yazıldı(Güner ve
ark. 2000)
 Floranın Yeniden yazımı için Dönemin
Cumhurbaşkanı olan Sayın Abdullah Gül'ün
himayeleri ile 22 Mayıs 2009 Ankara’da
Cumhurbaşkanlığı Köşkünde yapıldı
 Bu toplantının önemli sonucu
2012 yılında Türkiye florasının
özet listesi
 NGBB ve flora araştırma derneği
ile ortaklaşa
 101 araştırmacı desteği ile
yazılmıştır( 6 cinsin yazımı
Crasullaceae, Draba).
 2014 yılında da Floranın 1. cilt
çıktı
 2. Cildi son aşamasında
 Florası, Endemikleri ENKLAVLARI, VEJETASYONU
ve İLE FARKLI ve ilginç özellikleri olan Türkiye’nin
tür zenginliği her geçen gün artmaktadır.
 Ortalama 15 günde bir yeni bitki keşfedilmektedir.
 Onlardan bazıları
tarafımızdan keşfedildi.
 Draba cemileae F
Karaer 2012(Anne ismi)
Giresun’dan tespit edildi.
 Sempervivum ekimii F Karaer, 2009(Tuna Ekim
ismine izafeten)
Giresun, Trabzon, Rize bulundu
 Ayrıca İstanbul’da öğretmenlik yapan öğrencisi Efe
üçgülüne
 Trifolium fergan –karaerii M Keskin 2012 adı verildi
 Bunlarla birlikte envanter çalışmalarında Samsun
ve Gümüşhane 2 YENİ Salep türü
 1YENİ CİNS, 2 TÜR KAYDI BULUNMAKTADIR
 Çeşitli bitkileri ilk kez tespit etti(Amasya Lalesi)
 Toplamda 15 bulan yeni türlerin yayına hazırlığı
devam etmektedir
Tulipa praecox
158 yıl sonra
Dactylorhiza
Dactylorhiza yeni
Dactylorhiza
MATERYAL VE METOT
Çalışmanın materyalini,
 Karadeniz Bölgesinde
 Türkiye’nin endemik bitkileri projesi (Ekim ve ark 1998) kapsamında
 Flora ve Vejetasyon Çalışmaları sırasında 1996–2014 yılları arasında
aralıklı devam etti
 Bu arada Bolu’dan bitkilerde toplandı
 Bolu Envanter çalışması 2016 ‘da başladı
 Kaynaklar tarandı Davis 1965–1988, Güner ve ark 2000’dan
yararlanılmıştır.
 2016 -2017 döneminde farklı zamanlarda arazi gezileri
düzenlenmektedir
 Bu geziler Bolu'nun Ekolojik ve iklim özellikleri dikkate alınarak
yapılmıştır.
 Bitki örnekleri toplanırken çeşitli populasyonları temsil etmesine ve
tayin işlemleri için gerekli karakterleri taşımasına özen gösterilmiştir.
 Bitkilerin tayinleri ve ekolojik özellikleri için Türkiye Florası ve
eklerinden yararlanılmıştır.
• Yeryüzü şekilleri bakımından Bolu’yu Köroğlu ve Bolu
Dağları K ve G olarak 2 kısma ayırmaktadır.
• Arazi çalışmaları bu özelliğe dikkat edilerek ilçe sonra
kareleme ve köy yerleşimi sırası takip edilerek çalışmalar
gerçekleştirilmektedir
İlçe
Adı
Merkez
Yüz ölçümü Rakım
Uzaklık (km) km²
(m)
Enlem
Boylam
Merkez
Dörtdivan
38.1
384
1160
40.7183358
Gerede
49.9
1255
1330
40.8004812 32.1939199
Göynük
79.4
1436
750
40.3947054
30.7849378
Kıbrıscık
42.1
641
1135
40.4101587
31.8450418
Mengen
44.8
895
610
40.9346974
32.0735113
Mudurnu
45.3
1349
850
40.4650836
31.2072052
Seben
36.7
682
750
40.4069879
31.5622711
Yeniçağa
35.5
225
1000
40.7721816
32.0283770
32.0528391
İl/sınır
Etkili
Bölge
Beklenen
Takson Sayı
KUZEY
AZ
İlçeler
Köy Sayı Toplam
Merkez
129
Düzce
Dörtdivan
30
Karabük
AZ
Gerede
92
AZ
Mengen
56
Ankara
Karabük
Yeniçağa
16
Karabük
AZ
Göynük
66
Sakarya, Eskişehir
Kıbrıscık
22
Mudurnu
Seben
73
KUZEY 333 KÖY
GÜNEYDE 190 KÖY
29
323
KÖY
190
KÖY
AZ
GÜNEY
FAZLA
Ankara/Beypazarı
FAZLA
Ankara/Nallıhan
FAZLA
FAZLA
Ankara/Nallıhan
• Bolu ’nun bitkileri ve bitki örtüsünün ÇALIŞMALARı devam etmektedir.
• Yapılacak bu çalışmalar ile Bolu’nun bitki biyoçeşitliliği bitmeyecek ancak (%70-80)
arasında tespit edileceği umulmaktadır.
• Bu çalışmalarda asıl hedef Bolu ‘nun Biyolojik çeşitliliğinin envanterinin çıkarılması
ve anahtar (bayrak) türlerin izlenmesidir.
• Bu çalışmalar lokal ve uzun vadeli olarak üniversitelerle işbirliği içinde onların Y.
Lisans ve Dr. Çalışmaları destelenerek yapılması daha ANLAMLI olacaktır.
Bolu Tarihi
 Tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini günümüze kadar taşıyan
 Bolu yöresine ilk yerleşenler Hititlerdir.
 Eski Bolu, Paphlagonia ile Bithynia arasında sınır oluşturan Filyos
ırmağının kıyısında yer alır
 İskender’in ölümünü izleyen dönemde Bolu yöresinde, bağımsız
Bithynia Devleti kuruldu ve kentin ilk çağdaki adı Bithynion’du.
 MÖ. I. YY Bolu yöresi de Roma yönetimi altına girdi.
 7. ve 9. YY. doğal konumunun elverişli olması ile korunan Bolu,
 13. YY. Anadolu Selçuklularının daha sonra da İlhanlıların eline geçti.
 Osman Gazi döneminde (1299-1324) Konur Alp tarafından Osmanlı
topraklarına katıldı ve sancak merkezi yapıldı.
 II. Meşrutiyetten (1908) Cumhuriyet dönemine kadar geçen sürede
bağımsız sancak olarak yönetildi.
 1923 yılında Cumhuriyetin ilanından sonra il olmuştur.
Bolu'ninEKOLOJİK ÖZELLİKLERİ
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Bolu, Karadeniz Bölges Batı bölümünde
Bolu 40o00’’6’ ve 41o00’’1’ Kuzey enlemleriyle,
30o00’’32’ ve 32o02’36’ Doğu boylamları arasındadır.
Kuzey Anadolu dağlarının(KAD) iç sıraları arasındaki vadi oluklarında
yerleşim alanları bulunur.
8.276 km² alanı ile Türkiye ‘nin % 1.02’ sini kaplar
Kuzey: Zonguldak Devrek, Düzce Yığılca ve Kaynaşlı, Karabük
Eskipazar
Doğuda: Çankırı Çerkeş
Kuzeybatıda: Düzce Gölyaka
Batıda: Sakarya Hendek, Akyazı ve Taraklı,
Güney Batı: Eskişehir Sarıca kaya Mihalgazi; Bilecik, Yenipazar
Güney, Güney Doğu: Ankara Nallıhan, Beypazarı, Güdül, Çamlıdere
bulunmaktadır.
Bolu'nun EKOLOJİK ÖZELLİKLERİ
Bolu arazisinin % %56’sını dağlar,
% 12’ini ovaların kaplar.
% 32’ünu platolar ve diğer araziler bulunur
Dağlar,
 Bolu ‘daki Dağlar 2.499 m’ye kadar çıkar ve engebeli bir
arazi de yer alır .
• KD-GB doğrultusunda sıralanan ve oluşumlarında KAF
kuşağı hareketinin etkisi bulunan ovalarla bölünmüştür.
• Dağlar K’de D-B doğru Göçeler dağı, Bolu dağları ve
Elmacık dağı;
• G’de ise Köroğlu ve Abant dağları yer almaktadır.
• Yükseklikler K’den G ve B’dan D’ya gidildikçe artmaktadır.
• Yaylalar
• Bolu yaylaları sayı bakımından fazlalığın yanında, doğal
güzellik ve uygun iklim bakımından da, Türkiye’nin önde
gelen yaylaları arasındadır. 320 civarında yayla veya
yaylak mevcuttur.
• Sayının fazla olmasına karşın, genelde her bir yaylanın
alan genişliği fazla değildir.
• Yaz aylarının sadece serinlik içinde geçmesi değil, fazla
yağışlı olmaması da, Bolu yaylalarının kullanışlılığını
artırmaktadır.
• Ayrıca çoğu yaylalar orman kenarı ve orman içi konuma
sahiptir.
• Bütün bu olumlu özellikler, Bolu’yu yayla turizmi
açısından önemli bir potansiyel bölge yapmaktadır.
• Yaylalar
• Aladağ Yaylaları:
• (Bolu’nun 25 km G’dedeki Köroğlu dağları üzerinde, orman alanları
arasında yer alır. Bunların en önemlileri , Değirmenözü, Sarıalan,
Gölcük, Ardıçtepe ve Üstyaka yaylalarıdır.)
• At Yaylası:
• (Bolu ovası KB’da, Bolu dağlarının ovaya bakan yamaçları üzerinde,
merkez ilçeye yakın mesafedeki bir yayladır)
• Gerede Yaylaları:
• Gerede’nin G’de 1.200-1.500 m yüksekliklerde bulunur. Bunların en
önemlileri Haşat, Zorpan ve Köroğlu dağlarının doğu kesimindeki
Dörtdivan yaylalarıdır.)
• Kıbrıscık Yaylaları:
• (Köroğlu Dağları’nın G yamaçlarındaki düzlükler üzerinde bulunan
yaylalardır. Bunların en önemlileri Belen, Karaköy, Kökez,
Bölücekkaya,
• Deveören ve Yazıca Yaylaları:
• Karadoğan ve Köroğlu zirvesinin kuzeyinde 1.825 m ve zirvenin
doğusundaki bulunmaktadır.
• Mengen Yaylaları:
• Mengen ilçesinin D’da yer alırlar. Bunların en önemlileri
Sarıklı, Soğucak, Mile, Sepetçiler, Çelebioğlu ve
Çiftçatak’dır..
• Mudurnu Yaylaları:
• Mudurnu ilçesinin K’de ve Abant gölünün G’de yer
alırlar. Başlıcaları Dedeler, Alpagut, Dodurga ve Dağyolu
yaylalarıdır.
• Göynük Yaylaları:
• 1.000-1.500 m arasında, dar bir şeritte sıralanan
yaylaların en önemlileri Karabey ve Kaşıkçı yaylalarıdır.
• Seben Yaylaları.
• Kiraz Dağı çevresinde toplanmış, ortalama 1400 m.
yükseklikte olan bu yaylaların en önemlileri Gerenözü
ve Kızık yaylalarıdır.
• Kızık Yaylası: Aladağ Yaylalarının çok yakınındadır
Ovalar
• İl alanının % 12’lik kısmını kaplar.
• Ovaların toplam alanları 102.000 ha,
• En genişleri 46.000 ha ile Bolu ovasıdır.
• Ovalar KD’dan GB’ya doğru, dağlık araziyi bölecek
şekilde uzanırlar.
• En D’da Gerede-Dörtdivan ovası,
• batıya doğru Yeniçağa ve Bolu ovaları;
• Bolu ovasının GB’da Mudurnu ovası,
• onun da GB’da Himmetoğlu ovası yer almaktadır.
Vadiler
Nehir tipi akarsuların azlığı ve tektonik arazinin fazlığı nedeniyle derin
vadilere daha az rastlanır.
Çatak, Dokurcan Vadileri yer almakatadır
Akarsu, Göl ve Şelaleler:
Akarsular
• Bolu ‘da akarsular küçük olup nehir debisine ulaşan bir akarsu
bulunmamaktadır.
• İlin akarsuları Filyos ve Sakarya havzası olmak üzere 2 havzaya aittir.
• FİLYOS HAVZASIAKARSULARI
• Büyüksu Çayı: Abant Gölünden çıkar, Bolu Ovasına girer. Çağa Deresi
ve Mengen Çayı ile birleşir ve Devrek Çayı adını alır.
• Mudurnu Suyu: Mudurnu 20 km kadar KD’daki dağlardan
kaynaklanır;
• Gerede Çayı (Ulusu) : Köroğlu Dağlarının K yamaçlarından doğar ve
Yenice Irmağına karışır.
Akarsular
• Bolu ‘da akarsular küçük olup Nehir debisine ulaşan bir
akarsu bulunmamaktadır.
• İlin akarsuları Filyos ve Sakarya havzası olmak üzere 2
havzaya aittir.
• FİLYOS HAVZASIAKARSULARI
• Büyüksu Çayı:
• Abant Gölünden çıkar, Bolu Ovasına girer. Çağa Deresi ve
Mengen Çayı ile birleşir ve Devrek Çayı adını alır.
• Mudurnu Suyu:
• Mudurnu 20 km kadar KD’daki dağlardan kaynaklanır;
• Gerede Çayı (Ulusu) :
• Köroğlu Dağlarının K yamaçlarından doğar ve Yenice
Irmağına karışır.
• SAKARYA HAVZASI AKARSULARI
• Mudurnu Çayı:
• Abant Dağlarının G doğar, Dokurcun Vadisi içinde
Sakarya ili topraklarına girer.
• Aladağ Çayı:
• Köroğlu Dağlarında Sarıalan Yaylasından doğar; Seben
ilçesi içinden geçer, Sakarya Nehri üzerinde kurulu
Sarıyar Barajına dökülür.
• Göynük Çayı:
• Çubuk Gölünden kaynaklanır, Sakarya Nehrine karışır.
• Çatak Çayı:
• Göynük G’de Taşlıdoruk Tepenin güney yamaçlarından
doğar güneyde Sakarya nehriyle birleşir. -
• GÖLLER/ Doğal Göller
• Alanın tektonik yapısı Göllerin sayısını artırmıştır. 9 tane
• Yeniçağa Gölü:
Yeniçağa İlçe merkezinin kuzey bitişiğindedir. Rakımı 989 m olan
oldukça sığ bir göldür. Alanı 260 ha’dır. Çevresi sazlık ve bataklık
• Abant Gölü (Tabiat Parkı)
Abant Gölü, Bolu’nun 34 km GB’da Abant dağları üzerinde
tektonik göldür. 125 ha genişliğinde, yeraltı suları ile
beslenmektedir.
• Yedigöller
Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve
Sazlıgöl’dür.
• Sünnet Gölü (Tabait Parkı):
Göynük’ün 27 km. D’da yer alır. Rakımı 820 m ve alanı 18 ha olan
gölün en derin yeri 22 m’dir.
• Sünnet Gölü (Tabait Parkı):
Göynük’ün 27 km. D’da yer alır. Rakımı 820 m ve alanı 18 ha olan
gölün en derin yeri 22 m’dir.
• Sülüklü Göl (Tabiat Parkı):
Göynük’ün 15 km kadar KD’da, heyelan gölüdür.
• Çubuk Gölü:
Göynük’ün 11 km. K’de, Çubuk köyü yakınında, ilin küçük heyelan
göllerinden biridir. 15 ha genişliğindeki gölün en derin yeri 13 m.dir.
• Karamurat Gölü:
Mudurnu’nun 30 km KB’dada, Karamurat köyü yakınındadır. Etrafı
yükseltilerle çevrili bir çanak içinde küçük bir göldür.
• Karagöl (Tabiat Parkı):
Kıbrıscık - Beypazarı yolu üzerinde, 1 ha genişliğinde, küçük derin bir
heyelan gölüdür.
• Gerede Gölü:
Gerede batı çıkışında ve şehir merkezine 2.5 km mesafede tektonik
göldür.
Topoğrafya/Yeryüzü Şekillei
Bolunun % 56’sını dağlık, % 12’sini ovalar oluşturmaktadır.
Arazinin en yüksek noktası 2.499 m ile Köroğlu zirvesidir.
Göynük güneyindeki Çatak çayı vadisinde 240 m’ye kadar
düşmektedir
Bolu’nun
% 0,7 ‘si 240-500 m; % 8,8’i 500-750 m,
% 21,4’ü 750-1.000 m, % 24,2’si 100-1.250 m,
%14,7’si 1500-1750 m, % 0,7’si 1.750-2.000 m,
% 0,1’i 2.250-2.397 m arasındadır.
Jeolojik Yapı ve Stratigrafi
Metamorfizma ve Mağmatizma
 Düzce, Hendek, Adapazarı arasının G’de bulunan Bolu Masifi bir ova
gibi D-B istikametinde uzanır.
 Bolu Masifinin en tipik yeri Mudurnu'nun K’deki Elmacık ve Bolu'da
Sünnice Dağı bölgesidir.
 Elmacık-Sünnice Dağından K-G istikametinde dağın G yamacının dik
bir şekilde (Kesilmiş gibi) olduğu görülür.
 En altta ileri derecede metamorfik gnays amfibolit, diorit, granit
serisi bulunur.
 Bunun üzerinde alttaki seriye göre daha ince temellerden meydana
gelmiş bir seri içinde mikaşist, dolomit ve kalkerler bulunur.
 Mikaşistler içinde kalker mercekleri, kalkerlerle mikaşistler arasında
tedrici bir geçiş vardır.
 Tabakaların genel istikameti K-G ve eğimi de KB’ya doğrudur.
Metamorfizma ve Mağmatizma
 Volkanik Alanlar
 Bolu G’den Gerede, Kızılcahamam ve Kıbrıscık arasında geniş alanlar
kaplar.
 Yer yer gözlenen tortullarla ara katkılar volkanizmanın eosende
başlayıp, son zamanlara kadar devam ettiğini göstermektedir.
 Riyolit tüfleri ve aglomeraları bazı yerlerde volkanik kütlenin
tabanında gelişmiştir.
 (Kurtboğazı, Pazar, Kızılcahamam dolaylarında andezit, trakit ve
trakiandezit ile birlikte alanda en çok yüzeylenen kayaç olarak
görülür.)
 Bazaltlar yer yer diğer volkanik üyeleri keser.
 Bazalt dışında bütün volkanik kayaçlar gölsel neojen arasında yanal
geçişler ve ardalanmalar gösterir. Köroğlu ve Ardıç Dağı alan
üstündeki yükseltiler iki büyük volkanın kalıntılarıdır.
 Kayaçların büyük bir kısmı yarık püskürmelerinden, bazaltlar ise
özellikle merkezi püskürtmelerden oluşmuştur.
2.Tektonik ve Paleocoğrafya
• Tektonik yapı ( kaya kütlelerinin katmanlı, katmansız, kırıklı-faylı, kıvrımlı vb. biçimsel
ya da yapısal nitelikleri) ve Depremsellik (bir bölgede meydana gelen depremlerin
sıklığını ve büyüklüğü) Bolu’nun içinden geçen ve KAF hattı,
özellikle de halen deprem üretme potansiyeli
taşıyan olan oldukça etkilidir.
• Köroğlu dağları genelde tabakalı yapısı olmayan
volkanik kayaçlardan oluşmaktadır.
• Mudurnu ile Göynük çevrelerinde;
• Bolu-Yeniçağa-Gerede-Mengen kuşağında tortul
kayaçlar egemendir.
• Göynük ve Mudurnu’nun, özellikle G kesimlerinde
bu kayaçlarda kıvrımlı yapı sık görülür.
2.Tektonik ve Paleocoğrafya
• İl’de en önemli tektonik öğe KAF’dır.
• Gerede-Yeniçağa-Karacasu-Abant hattı ile il
arazisinin ortasından geçerek, Dokurcun yakınında
Sakarya iline girer.
• Ana fay kuşağının kollarından biri Akyazı’nın 5 km
kadar G’de ana faydan ayrılıp D’ya doğru
• Karadere Gölyaka-Efteni gölü, Düzce-Beydibi beldesi
ve Kaynaşlı’dan geçerek, Bolu’nun 10 km kadar B’da
Elmalık köyü yakınlarında sona erer.
• Ana fay gibi, bu kol da diri bir fay ve 12 Kasım 1999
tarihinde 7,2 büyüklüğündeki Düzce depremini
üretmiştir.
Bolunun tamamına yakını I. derece deprem kuşağındadır.
Sadece Göynük, Seben ve Kıbrıscık G kesimlerinde çok dar
bir alan II. dereceli deprem kuşağı içinde bulunmaktadır.
Büyük Toprak Grupları
 Kahverengi,
 Kestane Rengi,
 Gri Kahverengi
 Aluvyal
 Podzolik,
 Kolüvyal
 Kireçsiz Kahverengi Orman
Toprakları
 7 Büyük Toprak Grubu bulunur
(Anon, 1970; 1974; 1984;1992).
Arazi Kullanım Kabiliyet Sınıfları
Kullanma kabiliyetine göre sınıflandırmada
en geniş kategoriyi oluşturan kabiliyet
sınıflandırılmaları 1-8. Sınıf arasındadır.
1-4 arazi sınıfı, en geniş alanda
iyi bir toprak idaresi altında, yöreye adapte
olmuş tarla bitkileri ile orman, mera ve çayır
bitkilerinin iyi bir şekilde yetiştirme
yeteneğine sahiptir.
5-7. Sınıf
bulundukları yöreye adapte olmuş yerli
bitkilerin yetişmesine elverişlidir.
5-6. sınıflarda, toprak ve korunma önlemi
alınması koşulu ile bazı özel bitkilerde
yetiştirilebilir.
8. sınıf arazi çok etkin ve pahalı ıslah
çalışmaları ile üretime alına bilinir.
Ancak ürün ve yatırım harcamalarını
karşılayamaz.
Anon, 1970; 1974; 1984;1992).
İKLİM
Bolu Coğrafik olarak İç Anadolu ve Batı Karadeniz
Bölümü ile Marmara bölgesi arasında,
Bitki coğrafyası bakımından Avrupa-Sibirya ile İranTuran floristik bölgeleri arasında GEÇİŞ bölgesinde
bulunmaktadır.
Bu tip geçiş bölgeleri
Karadeniz'in nemli,
İç Anadolu'nun kurak ikliminin etkisi altında
olduğundan her iki bölgeye ait bitkileri içermekte
Bitki biyoçeşitliliği bakımdan zengin ve ilginç özellikler
göstermektedir
• İKLİM
 Karadeniz kıyılarında, yerel coğrafi şartlar iklim elemanlarının yöreler
arasında değişmesine neden olmaktadır.
 Topoğrafyanın çok fazla engebeli ve yüksek olması Vadiler ile iç kesimler
arasındaki zıtlığa neden olmuştur.
• Çatak ve Dokurcan Vadisi Akdeniz etkisinde
• Köroğlu Dağları Kuzey yamaçlar Karadeniz etkisinde
• Göynük, Mudurnu Seben , Kıbrıscık Karasal iklim
etkisindedir.
K’deki dağlar, soğuk ve nemli K rüzgârlarını,
G ‘deki dağlar İç Anadolu’nun soğuklarını engellemektedir.
 Bu durum hem karasal, hem de Karadeniz ikliminin genel
özellikleri görülmesine neden olmaktadır.
Yağışların kışın ve ilkbaharda daha fazladır.
Bolu’da yükseklere çıkıldıkça ve G’ ve GD inildikçe karasal iklim
belirgin olarak görülmektedir
• İKLİM
 Bu durumda, yerel coğrafi şartlar iklim elemanlarının
yöreler arasında değişmesine neden olmaktadır.
 Topoğrafyanın fazla engebeli olması Vadiler ile iç kesimler
arasındaki zıtlığa neden olmuştur.
• Çatak ve Dokurcan vb. vadileri Akdeniz etkisinde
• Kuzey bölümü Karadeniz etkisinde
• Güney Bölümü Karasal iklim etkisindedir
Böylece, Bolu dağlarının K ile G arasındaki iklim ve yağış farkı,
Dağlar arasında kalan K kesimlerde orman alanlarının
G kesimlerinde step alanlarının, artışına neden olmuştur
.
Bolu'nun Vejetasyonu(Bitki örtüsü)
• Bir ekosistem, sahip olduğu
• iklim, toprak, topoğrafya ve biyotik özellikleri ile diğer ekosistemlerden az çok
farklılıklar göstermektedir.
• Ekosistem çeşitliliği (orman, mera, sazlık, bataklık, göl, akarsu, step vb), arttıkça,
potansiyel olarak habitat ve tür çeşitliliği de artmaktadır.
• Ekosistem çeşitliliği, tür çeşitliliğini tetikleyen ya da sınırlayan bir etkendir.
• Farklı türlerin yaşayabilmesi için farklı habitat ve ekolojik fonksiyonların denge
halinde karışımını sağlayan, farklı klimaks (denge) birliklerinin oluşmasını
sağlamaktadır
• Bolu coğrafi konumu, topografik, jeolojik ve jeomorfolojik yapısı ile
çeşitli ve zengin bir bitki biyoçeşitliliğine sahiptir.
• Kuşkusuz bu çeşitlilikte insan (antropojen) etkisinin de önemli rolü
olup sürekli tahrip sonucu
• Bolu ’de bazı yerlerde klimaks (Denge)vejetasyonu doğal yapısını
kaybetmiş
• Bozulan ekolojik dengeye bağlı olarak sekonder bitki toplulukları
ortaya çıkmıştır. Büyük ekosistemler de bulunan Vejetasyon tipleri
Karasal ekosistemde
Orman, Bozuk Orman,
Step (Alpinik ve Ova Step) Maki, ,
Çayır-mera,
Bataklık ve Kaya Vejetasyonları,
Sucul ekosistemde
Irmak ve dere ve göl olmak üzere 11 vejetasyon tipi yer
almaktadır
Bolu‘ un BİTKİ ÖRTÜSÜ
• 1-Orman Ekosistemi:
• Dört ana orman tipinin görüldüğü alanda, 1200-2000m arasında
çoğunluğunu göknar (Abies nordmanniana) ve kayın (Fagus
orientalis) ‘ın oluşturduğu karışık ormanlar yer alırken,
• sarıçam(Pinus sylvestris) ormanları saf ve karışık olarak tüm alanda
geniş bir yayılışa sahiptir.
• Ancak daha alçak kesimlerde sarıçamların yerini meşe (Quercus sp.)
ormanları alırken, huş ormanları alanın KD ve KB kesiminde dağınık
parçalar halinde bulunmaktadır
• Orman sınırının üstündeki yüksek kesimlerde ormangülleri
(Rhododendron luteum) geniş alanlar oluştururken alanda arazi
yapısıyla sınırlı miktarda tarım alanları ve meralar yer almaktadır.
• Yerleşim yerleri çevresinde meyve bahçeleri yer almakta olup 1400 m
üzerinde yaylacılık faaliyetleri yapılırken 1800 m ‘den itibaren alpin
çayırlar görülmektedir.
• Alçak kesimlerde orman bitki örtüsünde
• adi kızılağaç (Alnus glutinosa), Akçaağaç (Acer) türleri,
kestane (Castanea sativa), doğu kayını (Fagus orientalis) ve
saçlı meşe (Quercus cerris) gibi yaprağını döken türler ve
çok seyrek olarak da Batı Karadeniz köknarı (Abies
nordmanniana ssp. equitrojani ) ağırlıktadır.
• Orman kuşağının daha nemli bölümlerinde Batı Karadeniz
köknarı (A.nordmanniana) ve doğu kayını (F. Orientalis)ile
Sarıçam(P. Sylvestris) ağırlıklı orman toplulukları,
• 1500 m’den başlayarak ağaç 2000 m kadar yükselir.
• Bu toplulukların daha az nemli bölümlerinde (örneğin
güneye bakan yamaçlarda) yer yer ancak bol miktarda
sarıçam (Pinus sylvestris) görülür.
• Seyrek orman altı florasında ise Galium rotundifolium,
Oxalis acetosella ve Veronica officinalis baskındır.
• Orman kenarlarında genellikle baskın olarak Rhododendron
luteum ve Vaccinium myrtillus çalı topluluğu yer alır.
• Ağaç sınırına yakın platolarda, yayla yerleşimleri nedeniyle
ormanlık alanlar açılmıştır.
• Orman topluluğu yerine çayırlık ve dağınık R.luteum çalı
topluluklarının bir mozaiği gelişmiştir.
• Yoğun otlama baskısı altında bulunan bu bitki örtüsünün
nemli bölümleri Carex echinata-C.rostrata –Catabrosa
aquatica asit karakterli topluluklarıyla kesilmiştir.
BOZUK ORMAN Ekosistemi
• Bolu Dağları’nın güney kesimlerinde bitki örtüsü çeşitliliğinde azalma
görülür.
• Alçak rakımlarda eski orman bitki örtüsü yerine katran ardıcı-tüylü
meşe (Juniperus oxycedrus-Quercus pubescens) çalı topluluğu
gelişmiştir.
• Daha yüksek kesimlerde ve özellikle zirve bölümündeki açık
yamaçlarda (daha çok güneye bakan sırtlar üzerinde) dağ step
toplulukları yer alır.
Yüksek Dağ Stepleri Ekosistemi
• Bu ekosistemdeki bitkilerin durumunu karların erimesi ve Sonbahar
aylarında düşmeye başlayan kar yağışı belirlemektedir.
• Karasal iklim özellikleri, yüksek rakımı nedeniyle vejetasyon
periyodunun oldukça kısa olduğu bu ekosistemde geven (Astragalus
sp), kekik (Thymus sp.), yoğurt otu (Galium sp) ve kılçık otu (Poa sp.)
Haziran ayında yaygın olarak bulunmaktadır.
Dere Ekosistemi:
• Bolu'da yaygın ancak nehir tipi olmayan çay, derelerin
oluşturduğu akarsu ağında yer yer yayılış gösteren bu
ekosistemde Söğüt sp. türleri yaygındır
• Bu ekosistemin otsu türleri derelerin yıl içindeki düzensiz
akışı ve zaman zaman yan derelerden gelen rusubat
nedeniyle devamlı değildir.
Bolu‘ nun Vejetasyon Tipleri
•
•
•
•
•
•
Orman vejetasyonu
Köknar, Sarıçam Kayın Ormanları baskın durumda iken
toprak topoğrafya ve iklim durumuna göre
Köknar- Kayın, Kayın -Sarıçam, Sarıçam –karaçam,
Karaçam Meşe, saf meşe,
Ardıç-meşe ve step alanları oluşturmaktadır.
Bozuk orman vejetasyonu
• kayın sarıçam, Göknar, ormanlarının tahribi sonucu
gelişmiştir.
• Bolu’da ormanların aşırı tahribi sonucunda yaklaşık
1500–1600 m’ler arasında yayılış gösteren çoğunlukla
da meşe (Quercus infectoria, Q. Petreae Q. pubescens)
gürgen(Carpinus orientalis) baskın olup bunlara zaman
zaman karışan diğer yapraklı türler ile Ardıçlar
katılmaktadır
•
•
Yoğun antropojenik etkilere maruz kalan alanlarda J. communis’ ve J exelsa ‘nın yaygın
olduğu alanlar ve kapalılığı oldukça bozuk çalı halindeki odunsu taksonlardan oluşan
çalılık alanlar söz konusudur.
Bu alanları oluşturan türlerin ağaç türleri olmasına rağmen optimum boyuna
ulaşamadıkları, çalı formunda bir fizyonomi sergiledikleri görülmektedir.
• Bozkır (Step) Vejetasyonu:
• Kısa ve uzun boylu otsu bitkilerin yer aldığı step
vejetasyonu özellikle otlatma ve yayla hayvancılığı
bakımından önemli bir potansiyele sahiptir.
• Kurak orman niteliğindeki ormanların tahribi sonucu
kapalılığın tamamen bozulduğu alanlarda bozkır
elemanlarının alanda yoğunlaştığı, ancak gerek tür bileşimi
gerekse örtüşü bakımından çoğu zaman dikkat çekici olan
ve tahribata dayalı “Antropojen Bozkır” alanları yayılış
gösterir.
• Subalpin vejetasyon: Bu vejetasyon 2000 – 2200 metre
yükseltiler arasında eğimli yamaçlarda bulunur ve İki
tabakalı bir yapıya sahiptir.
• Bu alanda yaygın olan Vaccinium myrtillusRhododendron luteum birliğininin karakterize türler;
• Vaccinium myrtillus,
• Rhododendron luetum
• Deschamsia caespitosa,
• Rubus caucasicus,
• Veronica peduncularis,
• Solidago virgaurea ve Oxalis acetosella ‘dır
• Alpin vejetasyon: Bu vejetasyon, 1800–2400m arasında tek
tabakalı dikey bir yapıya sahip olup bölgedeki yüksek dağ
çayırlarından oluşmaktadır.
• Alchemilla caucasica- Sibbaldia parviflora
• Polygonum bistorta subsp. carneum-Stachys macrantha
birlikleri yer almaktadır.
• Bu birliklerin karakteristik türleri; Alchemilla caucasica,
Sibbaldia parviflora, Polygonum bistorta subsp. carneum,
Agrostis planifolia, Minuartia circassica, Thymus
transcaucasicu, T. praecox Poa alpina, Coronilla orientalis,
Minuartia circassica, Gentiana verna subsp. pontica,
Stachys macrantha,
• Kaya vejetasyonu
• Bolu’da kaya vejetasyonu, yol
kenarları,
• kayalık yamaçlar, orman içi
açıklıkları ile subalpin alpin
bölgede rastlanır
• Kaya vejetasyonunda baskın
olan türler; Helicrysum
arenarium Sedum album,
Anthemis tinctoria var.
tinctoria, S. supina subsp.
pruinosa, Minuartia juniperina
Stipa lessingiana, Bromus
tectorum, Galium tricornutum,
Genista albida, Bunium
microcarpum vb.’dir.
Sempervivum gillianaeSedum
album (damkoruğu), Thymus sp
(kekik), Hypericum orientale
(binbirdelikotu) vb ‘dır.
Sempervivum gillianae
• Irmak ve Nemli Dere Vejetasyonu
• Bolude Harşit ve Kelkit Çayı boyunca, dere yamacı ve göl
kenarında yayılış gösteren bu vejetasyonda
• Alnus glutinosa, Populus nigra, Salix türleri yayılış gösterir.
• Ayrıca Tamarix smyrensis, Myricaria germanica, Sambucus
ebulus türleri de görülür.
• Derelerin yıl içindeki düzensiz akışı ve zaman zaman yan
derelerden gelen rusubat nedeniyle otsu türler bakımından
fakirdir.
•
•
•
•
•
Bu vejetasyonda yaygın olan otsu türler;
Veronica armena, V. peduncularis,
V. beccabunga, V. praecox,
Mentha arvensis, Ranunculus caucasica,
R. repens, R. tricophyllus, Thypha latifolia, Juncus
conglomeratus, J. Arcticulatus’dur.
EUONIS HABİTAT TİPLERİ
 Asıl adı Avrupa Birliği Habitat ve Natura 2000 Ağı Habitat Direktifi
(92/43/EEC)dir.
 Orman ve Su Bakanlığı, AB giriş süreci için gerekli olan Habitat ve
Natura 2000 Ağı ile ilgili çalışmaları AB projesi başlattı.
 2017’ Mayıs ayında SON TOPLANTI BOLU’DA YAPILMASI
PLANLANIYOR .
 Bu Habitat tiplerinin belirlenmesi, AB birliği içerisinde biyolojik
çeşitliliğin korunmasına yönelik önemli bir araçtır.
Bu direktifin amacı,
 AB üye ülkelerinin arazileri kapsamındaki
 Doğal habitatların ve yabani flora ile faunanın korunması yoluyla
Biyolojik çeşitliliğin garanti altına alınmasına katkıda bulunmaktır.
Proje Karadeniz, İç Anadolu ve Akdeniz olarak 3’ e ayrıldı
Karadeniz Sorumluğu Tarafımızdan Yürütülüyor(Kitap yazım aşamasında)
Şimdiye kadar Karadeniz bölgesinden 92 habitat tipi belirlendi
Bunlardan AB içinde olmayan 12 yeni habitat Karadeniz’den
belirlendi.
• Bu kapsamda çalışmalar devam etmektedir.
• Sınıflandırılmamış Duruma Göre
Bolu Floristik Yapısı
• Bolu Türkiye Florasındaki kareleme sistemine göre A4 karesinde yer alır.
• Bolu’den Türkiye florası kayıtlarına göre 750
• Dr ve yüksek lisans çalışması ile
• Toplam
500
1250 TAKSON
• Bu taksonlar
120 familyada toplanmıştır.
• Bu taksonların Floristik Bölgelere dağılımı Avrupa-Sibirya, İran-Turan
ağırlıktadır.
• Akdeniz floristik Bölgelerine ait türler en azdır.
• Geri kalanlar ise çok bölgeli veya fitocoğrafik bölgesi bilinmeyen
kategorisinde yer almaktadır.
• Alanda Avrupa-Sibirya floristik bölge elementlerinin fazla olması Karadeniz
etkisinin fazla olduğunu
• İran- Turan floristik bölgesine ait bitkilerin sayısının fazla olması alanın geçiş
bölge özelliklerini göstermektedir.
• Bu durum bölgenin iklim özellikleri ile uyumluluk göstermektedir.
18.06.2016 -14.09. 2016
37 Gün 2016’da
11 Gün 2017
48 GÜN ARAZİ YAPILDI
Bolu
Flora
Taslak
sayım devam ediyor
450 örnek var
TEŞHİS YAPILACAK
SAYI ARTACAK
Familya
Takson
Sayısı
Familya
Compositae
Apiaceae
Leguminosae
Boraginaceae
Gramineae
Caryopyhllaceae
Labiatae
Plantaginaceae
Cruciferae
Scrophulariaceae
Diğer
Familya
Cins Tür
PTERIDOPHYTA
8
15
Tohumlular
Açık Tohumlu
Toplam
Kapalı
Çift Çenekli
Tohumlu
Tek çenekli
115
6
Toplam
Takson
Sayısı
BEKLENTİ
1800-2100
ARASINDA
20
1220
6
10
1250
Bolu ’da saptanan toplam endemik 130 ve nadir (4) bitki
taksonu
Endemik ve ender taksonlardan IUCN’e göre
Kritik Tehlikede (CR)= 4
10 Tehlikede (EN)=12
12 Zarar Görebilir (VU)=12
22 Tehlike altına girebilir =22
80 Koruma gerektirmez (LC) =80 kategorilerinde yer
almaktadır.
BERN Listesinde yer alan takson sayısı =4
CITES listesinde yer alan takson sayısı =7’ dir
5 .Bolu'nun izlenmesi Gerekli Türler ve alanlar
ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR
Cyclamen coum
Domuz Turpu
Bern listesinde yer alır
Symphytum longipetiolatum
Linum anatolicum
6 . Tıbbi ve Aromatik Bitkiler
• Ülkemizin zengin bitki çeşitliliğinin içerisinde yer
alan ve ekonomik anlamda bulundukları yöre
insanına ekonomik getiri sağlayan
• Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin (TAB) toplanması,
kullanımı ile ticareti yapılmaktadır.
• Bolu’da ki insanların büyük çoğunluğu birkaç önemli
tür dışında TAB pek çoğunun taşıdığı ekonomik
önem hakkında bilgi yeterli sahibi değildir.
• BU KONUDA ÇALIŞMALAR DEVAM ETMEKTEDİR
• Güller = Kuşburnu ve SALEP gelir GETİRİCİ
• BAL ÜRETİMİ için çalışmalara dikkat edilecek
 SONUÇ
 Bu bulgu ve sonuçlara göre biyolojik zenginliğin önemli
göstergesi olan endemik ve nadir türlerin ve alanlarının
korunması gereklidir.
 Bu koruma sadece biyolojik bir olay olmayıp bunun değişik
politik, ekonomik, sosyal ve etik yönleri vardır.
 Geçmişte bu zenginliğin korunması ile ilgili uygulamalar,
çok az kişi ve kurumlarla yapılırken
 Günümüzde yerel yönetimler, politikacılar,
biyologlar, ormancı, tarımcı ve mühendisleri,
ekologlar, sosyologlar ve ekonomistler tarafından
yapılmaktadır.
 Ancak biyolojik zenginliği koruma ve geliştirmek için,
Bütün ilgili tarafların eş-güdüm ve işbirliği
Bütünüyle sorumlu, yerinde ve etkin
Bütün kurumların kurulması ve çalıştırılması
gerekmektedir.
Korumak için sevmek, sevmek için tanımak gerekir
Hiçbir şey bilmeyen, hiçbir şeyi sevemez.
Hiçbir şey yapamayan, hiçbir şey anlamaz
Hiçbir şey anlamayan, değersizdir.
Oysa anlayan kişi aynı zamanda sever, farkına varır ve görür.
Paracelsus
(1493-1541
Bir şeyin aslında ne kadar bilgi varsa o
kadar sevgi vardır.
Tüm yemişlerin böğürtlenlerle aynı zamanda olgunlaştığını
düşleyenler, üzümlere ilişkin hiçbir şey bilmiyordur demektir.
Biyoçesitliliğin korunması tüm insanlığın ortak sorunudur.
Bu sorunun çözülmesi için her kişinin üzerine düşen görevi
yapması gerekmektedir
TEŞEKKÜRLER
Doğa sevgisi, dolu bir bardak
gibidir.
Onu içerek boşaltmazsanız,
Bir daha
dolduramazsınız
Siz da
katılımcılara
Çalıştayı
Bu projeyi
dinlediğiniz
ve
destekleyen
için Düzenleyenlere
teşekkür
ederiz.
Ormanözveri
ve Su
Bakanlığına ve
ile işleri
çalışanlara
Çalışanlarına
TEŞEKKÜRLER
79
KAYNAKLAR
1.Anonim (2011). Bolu İli 2011Yılı İl Çevre Durum Raporu. Bolu İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 163 s.
2.Anonim (2008). IUCN Species Survival Commission (2008). Guidelines For Using The Iucn Red List
Categories And Criteria. Ver. 6.2. Prepared By The Standards And Petitions Working Group Of The Iucn Ssc
Biodiversity Assessment Sub-Committee.
3.Anonim (2011). Bolu ili meteoroloji verileri. Trabzon Meteoroloji Bölge Müdürlüğü.
4.Baytop T. (1994). Türkçe Bitki Adları Sözlüğü. Türk Tarih Kurumu Basımevi. 508 . Ankara.
5.Braun-Blanquet J. (1964). Pflanzensoziologie, Grundzüge der Vegetationskunde Dritte Auflage. Springer Verlag, New York.
6.Davis PH et al. (1965–1988). Flora Of Turkey And The East Aegean Islands. Vol:1-10, Edinburgh Univ. Press,
Edinburgh.
7.Davis PH. Harper PC. Hedge IC. (1971). Distibution Patterns in with Particular Reference to Endemism,
Plantlife and South-West Asia. Published by the Botanical Society of Edinburgh, Great Britain.
8.Ekim T. Koyuncu M. Vural M. Duman H. Aytaç Z. ve Adigüzel N. (2000). Türkiye bitkileri kırmızı kitabı
(Pteridophyta ve Spermatophyta), Türkiye Tabiatı Koruma Derneği ve 100. Yıl Üniversitesi yayınları, Ankara.
9.Güner A. Özhatay N. Ekim T. Başer KHC. (2000). Flora Of Turkey And The East Aegean Islands. Vol: 11.
Edingburg Univ. Press, Edinburgh.
10.Komarov BL. et al. (1934-1964). Flora of the U.S.S.R. , Leningrad/ Moskova.
Karaer, F. et al. 2010. Phytosociological and ecological structure of Mediterranean enclaves along the stream
valleys in inner parts of Black Sea region. J Environ Biol. 31(1–2):33–50.
Raven PH. (1971).The Relationship Between "Mediterranean" Floras, In Plant Life Of South-West Asia Ed.
Davis PH. et al. Botanical Society Of Edinb. 43–52
Download