UYKU İLE İLİŞKİLİ HİPOVENTİLASYON VE HİPOKSEMİK SENDROMLAR- NONOBSTRÜKTİF VE KONJENİTAL Dr. Oya İTİL DEÜTF Göğüs Hastalıkları AD-İZMİR Uyku ile ilişkili Hipoventilasyon ve Hipoksemik Sendromlar 1.Uyku ile ilişkili idyopatik non-obstrüktif hipoventilasyon 2.Konjenital Santral Alveoler Hipoventilasyon Sendromu 3.Tıbbi durumların neden olduğu uyku ile ilişkili hipoventilasyon / hipoksemi 4.Akciğer parankim ve vasküler patolojilerin neden olduğu uyku ile ilişkili hipoventilasyon / hipoksemi 5.Alt solunum yolları obstrüksiyonunun neden olduğu uyku ile ilişkili hipoventilasyon / hipoksemi 6.Nöromuskuler ve göğüs duvarı rahatsızlığının neden olduğu uyku ile ilişkili hipoventilasyon / hipoksemi PATOGENEZ  Uyku ile ilişkili hipoventilasyon, uyku sırasında PaCO2 ’nin > 45 mm Hg olması veya uyanıklıktaki düzeylere göre orantısız bir şekilde artması ile karakterlidir.  Uyku esnasında , uyanıkken supin pozisyonda bakılan PaCO2 değerine göre ≥ 10 mmHg artış varsa durum hipoventilasyon olarak skorlanır. AASM 2007 Skorlama Rehberi  Persistan oksijen desaturasyonu hipoventilasyon demek için yeterli değildir.  Uyandıktan hemen sonra saptanan PaCO2 yüksekliği uykuda hipoventilasyonu düşündürür.  End-tidal CO2  Transkutanöz CO2 ICSD-2  Uyku ile ilişkili hipoksemi  SaO2 < % 90 ( > 5 dk. )  SaO2 < % 90 ( total uyku süresinin > (% 30’u)  Nokturnal hipoventilasyon  Ventilatuvar güdüde azalma ( won’t breathe )  Solunum mekaniklerinde kötüleşme ( can’t breathe ) Ventilatuvar güdü  Uyku başladıktan sonra inspiratuvar kas enerjisi azalır.  Bu durum, ÜSY değişikliklerinden bağımsızdır.  Hipoksemi ve hiperkapniye ventilatuvar yanıt azalır. REM’de çok belirgin olan bu durum, özellikle kadınlarda NREM’de değişmeyebilir.  Uyanıklıktan uykuya geçişte ventilasyon stabilitesi bozulur.  REM döneminde daha belirgin olmak üzere hipoksemi ve hiperkapniye yanıtlar belirgin azalır.  REM ataksik soluma veya solunumsal disritmi  Yüzeyel soluma, soluk duraklamaları, tidal volüm ve solunum hızında düzensizlik  Alveoler ventilasyonda azalma Solunum Mekanikleri  Uykuda solunum mekanikleri değişebilir ve gaz alışverişi bozulur.  REM kas atonisi  Diyafram korunur.  Yardımcı solunum kasları ( skalenler, İK’ler, sternomastoidler, karın duvarı kasları ) etkilenir.  REM FRK   KOAH, OHS Fizyolojik ve Klinik Sonuçlar PRİMER OLAYLAR Azalmış alveoler ventilasyon   PaCO  pH   PaO2 Uykuda hipopneler ve apneler FİZYOLOJİK SONUÇLAR  HCO3  Cl Hb desaturasyonu  Eritropoez Pulmoner vazokonstriksiyon Sağ ventrikül disfonksiyonu Serebral vazodilatasyon Bozulmuş uyku kalitesi KLİNİK ÖZELLİKLER Siyanoz Polisitemi Pulmoner hipertansiyon Konjestif kalp yetmezliği Sabah baş ağrısı Parçalanmış uyku, gündüz yorgunluğu, uykululuğu, konfüzyon  Biyokimyasal testler  En sık bulgu : solunumsal asidoza bağlı HCO3 düzeyinde yükselme  Nadiren hiperkalsemi ve hiperkalemi  Tam kan sayımı  Hipoksemi  Sekonder polisitemi  Tiroid fonksiyon testleri  Hipotiroidi obezite nedenidir.Obezite, hipoventilasyon ve obstrüktif uyku apne nedenidir.  Alveoler hipoventilasyonu olan tüm olgularda tiroid fonksiyonları değerlendirilmelidir. Radyolojik Bulgular  Akciğer grafisi  Hipoventilasyon nedeni olabilecek akciğer hastalıklarının dışlanması için çekilmelidir.  Diyafram düzleşmesi, hemidiyaframlarda yükselme, ciddi hava yolu obstrüksiyonuna bağlı hiperinflasyon  Göğüs duvarı anormallikleri  Pulmoner hipertansiyonda hiler vasküler gölgeler belirgindir ve sağ kalp yetmezliğine bağlı kalp silüeti belirginleşir.  Toraks Bilgisayarlı Tomografisi (BT)  Amfizem, diyafram anormallikleri ve kemik yapısındaki anormalliklerin saptanmasında daha duyarlıdır.  Beyin Bilgisayarlı Tomografisi (BT)  Hipoventilasyonun santral nedenli olduğu düşünülüyorsa çekilmelidir.  Serebrovasküler olaylar, santral sinir sistemi travmaları tanınır.  Manyetik Rezonans Görüntüleme  Hipoventilasyonun santral nedenli olduğu düşünülüyorsa ve beyin BT normalse çekilmelidir.  Beyin sapına özellikle dikkat edilir.  Floroskopi  Diyafram paralizisinde kullanılır.  Ekokardiyografi  Sağ ventrikül genişlemesi olan hipoventilasyon sendromlu hastaların değerlendirilmesi için kullanılır.  Ciddi pulmoner hipertansiyonu olan olgularda sağ ventrikül dilatasyonu ve hipokinezisi görülür.  Doppler ekokardiyografi, pulmoner hipertansiyonu olan olgularda en güvenilir tanısal metodtur. Uyku ile ilişkili idyopatik nonobstrüktif hipoventilasyon  Nörolojik bir hastalık, solunum kas güçsüzlüğü veya mekanik ventilatuvar defektler olmadan kronik hiperkapni ve hipoksemi ile karakterli nedeni bilinmeyen bir bozukluktur. Patogenez  Primer alveoler hipoventilasyonun, metabolik solunum kontrol sistemini oluşturan medüller nöronal ağların veya kemoreseptörlerin yetersizliği sonucu geliştiği düşünülmektedir.  Solunum kontrolü ile ilgili bir hastalıktır.  Otopsi çalışmalarında çok az olguda nöropatolojik bulgu bildirilmekle birlikte medüller solunumsal nöronlarda hiç anormallik saptanmamış ya da yalnızca nonspesifik lezyonlar bildirilmiştir. Klinik Özellikler  20-50 yaş arası erkeklerde sık  Nadiren familyal olgular bildirilmiştir.  Olguların çoğunda semptomların başlangıcı sinsi  Tipik olarak hastalarda solunumsal semptomlar yoktur.  Dispne nadir Semptomlar  Letarji, yorgunluk, gündüz uykululuğu, parçalanmış uyku ve sabah baş ağrısı  Siyanoz ve sekonder polisitemi  Pulmoner hipertansiyon, sağ ventrikül hipertrofisi ve konjestif kalp yetmezliği  Juguler venöz basınç artışı, hepatomegali ve periferik ödem  Sık santral hipopne veya apne epizodları, takiben arousal veya uyanıklıkla birlikte ventilasyonda bozulma  Uyanıklıkta ritmik solunum yaparlar, ancak solunumsal nöronlardaki beyin sapı retiküler aktivasyonun uyarıcı etkisi nedeniyle ventilasyon düzeyi normalden düşüktür.  Uykuda solunum kritik olarak metabolik solunum kontrol sistemine bağlıdır. Yani, bu hastalar uykuda ritmik solunumu bırakmaya eğilimlidir.  Uyanıklıkta PaO2 normal olabilir.  Sıklıkla, konvansiyonel dozlarda anestezi veya sedasyon sonrası hastada ciddi solunum depresyonu geliştiğinde tanıdan kuşkulanılır. Tanı  Solunum kas güçsüzlüğü veya mekanik ventilatuvar defektlerin yokluğunda hiperkapni, hipoksemi ve kronik solunumsal asidoz  PCO2 düzeylerinin 50-70 mm Hg, PO2 düzeylerinin ise 40-50 mm Hg olmasına karşın semptomlar nispeten hafif  Hastalar tipik olarak istemli olarak hiperventile ederler ve PaCO2’nı normal, hatta hipokapnik düzeylere indirirler.  Normal akciğer volümleri ve hava akım hızları  Maksimum volanter ventilasyon ve maksimum inspiratuvar ve ekspiratuvar hava yolu basınçları normal Tanı kriterleri A. 10 saniyeden uzun süren yüzeyel solunum ile ilişkili arteriyel oksijen desaturasyonu ve uyku bölünmesi veya bradi-taşikardi nedeniyle sık sık arousal epizodlarının PSG ile monitorize edilmesi Bu tanı için semptomlar şart olmamasına rağmen, hastalar sıklıkla gündüz aşırı uyuklama, sık arousal ve uykudan uyanma veya uykusuzluktan şikayet ederler. B. Ventilasyonu etkileyen primer akciğer hastalığı, iskelet malformasyonu veya periferal nöromusküler bozukluk olmamalı C. Başka bir uyku bozukluğu, medikal veya nörolojik bozukluk, mental bozukluk, ilaç veya madde kullanımı ile açıklanamıyor olmalı Ayırıcı Tanı  Santral alveoler hipoventilasyon  Dikkatli bir nörolojik öykü ve diğer beyin sapı veya otonomik bozukluklar açısından inceleme  Solunumsal nöromuskuler sistemin kronik bozuklukları  Postpolio sendromu  Motor nöron hastalığı  Tek taraflı diyafram paralizisi  Muskuler distrofiler, polimyozit, ve asit maltaz eksikliği dahil olmak üzere frenik nöropati veya intrensek diyafragmatik hastalık Tedavi  Hastalar sedatif ilaçlardan kaçınmalıdır.  Nazal non-invaziv mekanik ventilasyon en etkili yöntemdir.  Hastaların solunumunun yalnızca uykuda desteklenmesi yakınmaların ortadan kalkması için yeterlidir. Konjenital Santral Alveoler Hipoventilasyon Sendromu ( Ondine’s curse )  Etiyolojisi bilinmeyen, konjenital, ağır bir santral hipoventilasyon sendromudur.  PHOX2B gen mutasyonları  Solunumun otomatik kontrolü bozulur.  Kesin prevalansı bilinmemekle beraber dünyada 160-180 çocuk olduğu bildirilmiştir.  Monozigot ikizlerde  Pek çok uykuda solunum bozukluğunun aksine, bu hastalıkta NREM 3 evresinde REM'e göre derin hipoventilasyon görülür.  Bu evrede solunum kontrolü otomatik veya homeostatik kontrol altındadır.  Ventilasyon REM evresinde daha az etkilenmiştir.  Bu evrede solunum için kısmi bir kortikal stimülasyon mevcuttur.  Hipoventilasyon solunum sayısından ziyade tidal volüm düşüklüğü ile ilişkilidir.  Bu hastalar hipoksi ve hiperkapniye normal solunumsal yanıt veremezler.  Hiperkapniye arousal yanıtı verebilirler.  Doğumdan birkaç saat sonra entübasyon gerekir, mekanik ventilasyon (MV) uygulanır ve MV'dan ayrılması imkansız hale gelir.  Bu arada PA akciğer grafisi normaldir.  Bazısında ise araştırılmadıkça hipoksemi ve hiperkapni fark edilemez. SEMPTOMLAR  Özellikle uykuda spontan solunumun kaybı yada zayıflığı  Anormal pupiller ( % 70 )  Işığa anormal yanıt, strabismus, göz kuruluğu  Asit reflüye veya azalmış barsak motilitesine bağlı beslenme güçlüğü  % 20’sinde Hirschsprung hastalığı TANI  Uykuda solunumun persistan kötüleşmesi  Yaşamın ilk yılında başlayan semptomlar  Solunum güçlüğünü açıklayacak başka bir solunumsal yada muskuler patolojinin olmaması  Kalp hastalığının olmaması  Tanıda önemli olan çocuğun ilk saatlerdeki yakın gözlemidir.  Şiddetli olguları siyanozu ile tanımak olanaklı iken daha hafif olguları saptamak zordur.  Kan gazlarında artan PaCO2 tanı koydurucudur.  Fizyolojik bozukluklar zaman içinde düzelmez.  Tedavi edilmezse, kor pulmonale ya da hipoventilasyon ve apnelere bağlı olarak ölümle sonuçlanır.  PSG : uykuda düşük saturasyon, artan PaCO2 veya end tidal CO2 düzeyleri tanı koydurucudur. Tanı kriterleri (ICSD2) A.Hasta da perinatal başlangıçlı uykuda yüzeyel solunum, siyanoz ve apne görülebilir. Şiddetli etkilenen hastalarda hipoksi sonucu pulmoner hipertansiyon ve kor pulmonale bulunabilir. B. Hipoventilasyon uykuda uyanıklığa göre daha da belirgindir. C. Hipoksi ve hiperkapniye ventilatuar yanıt azalmış veya kaybolmuştur. D. Uykuda PSG izlemi ağırlıklı olarak apne olmadan şiddetli hiperkapni (PaCO2>60 mmHg) ve hipoksi gösterir. E. Başka bir uyku bozukluğu, medikal veya nörolojik bozukluk, mental bozukluk, ilaç veya madde kullanımı ile açıklanamıyor olmalıdır. Tedavi  En etkin tedavi noninvaziv mekanik ventilasyon ve özellikle nazal maske ile pozitif basınçlı ventilasyondur.  Bazı hastaların 24 saat mekanik ventilasyon desteği ihtiyacı olabilir.  Diafragmatik pacing, kas kontraktilitesini artırarak hipoventilasyonu düzeltir ama santral apne ve hipopneler için etkisizdir. Geç Santral Alveoler Hipoventilasyon Sendromu LO-CHS Literatürde 11 olgu Familyal değil 2-6 yaş Ganglionöroma, ganglionöroblastoma Fötal dönemde nöral krest hücrelerinin anormal gelişimi veya migrasyonu  SSS, histolojik olarak normal        Hipotalamik disfonksiyon  Hiperfaji, hipersomnolans, termal disregülasyon, emosyonel bozukluk, endokrinopatiler  Erişkin hipoventilasyon sendromu  Hirschsprung hastalığı  Nöral krest tm  Hipotalamik bozukluk Tıbbi durumların neden olduğu UB Hipoventilasyon / Hipoksemi  Beyin sapı tamamlayıcı ve ritm üreten ağlar ve beyin sapı motor nöronlarla ilişkili bozukluklar  Bulbar poliomyelit, ansefalit  Enfarkt  Neoplazmlar  Sarkoidoz  Demyelinizan bozukluklar Akciğer parankim ve vasküler patolojilerin neden olduğu UB Hipoventilasyon / Hipoksemi      Kistik fibrozis İnterstisiyel pnömoniler Hipersensitivite pnömonitisi Pulmoner HT ( primer veya sekonder) Hemoglobinopatiler ( Orak hücreli anemi gibi )  Kistik Fibrozis  Nokturnal hipoksemi kor pulmonale ve progresif fonksiyon kaybı  Ağır pulmoner fonksiyon bozukluğu olan olgularda uyku bozuklukları  PSG uyku etkinliğinde azalma, sık uyanmalar, daha düşük ort. arteriyel oksiHb saturasyonları  Gündüz aşırı uyku hali  Nörodavranışsal fonksiyon bozukluğu  İnfeksiyon dönemlerinde uyku parçalanması  Kötü uyku kalitesi  Öksürük nöbetleri  İnfeksiyonlara veya nazal poliplere bağlı ÜSY obstrüksiyonu  Gİ semptomlar  İlaç yan etkileri  Uykuya geçişte ventilasyondaki ve gaz alışverişindeki küçük değişiklikler bile V/Q dengesini bozar.  Bu değişiklikler supin pozisyonda ve REM döneminde artar.  REM hipoksemiyle ilişkili hipopne episodları Orak hücreli anemi Restriktif solunum fonksiyon bozukluğu Nokturnal oksiHb desaturasyonu Yaşamın ilk 5 yılında progresif fonksiyonel aspleni adenotonsiller hipertrofi  OUAS nokturnal hipoksemi ağrılı krizler     TEŞEKKÜRLER