www.sorubak.com - Dersimiz Sosyal

advertisement
www.dersimizsosyal.com
I. Dünya Savaşı’nın Nedenleri
28 Haziran 1914 tarihinde bir Sırp milliyetçisinin Sa- raybosna’da Avusturya - Macaristan veliahtı
ile eşini öldürmesi Birinci Dünya Savaşı’nı başlatmıştır. Bu suikastın bir dünya savaşına yol
açmasının iki temel nedeni vardır:
Sömürgecilik Yarışı: Sanayileşen Avrupa devletleri, fazla ürünleri için pazar, sanayileri için ham
madde arayışına girdiler. Bu durum Avrupa devletleri arasındaki sömürgecilik yarışını hızlandırmış,
çıkar çatışmalarının artmasına neden olmuştur.
Milliyetçilik Akımı: Fransız İhtilâli’nin yaydığı milliyetçilik akımı Avrupa’da siyasi ve sosyal hayatta
büyük değişikliklere yol açtı. Her milletin kendi geleceğine kendisinin karar vermesi anlamına gelen
bu akım çok uluslu devletler için bir yıkım oldu.
Savaşın Başlaması
Avrupa devletleri arasındaki siyasi ve ekonomik rekabet gruplaşmalara neden oldu, ittifak ve itilaf
adı verilen bu bloklara zaman içerisinde farklı devletler de katıldı.
Avusturya - Macaristan, Ferdinand’ın öldürülmesi üzerine Sırbistan’a savaş açtı. Rusya,
Sırbistan’ın yanında yer aldı. Fransa ve İngiltere’de Rusya'yı destekledi. Almanya ise Avusturya Macaristan’ın yanında savaşa katıldı. Savaşın başlarında tarafsızlığını ilan eden İtalya, bir süre
sonra Almanya’dan ayrılıp itilaf Devletlerinin yanında savaşa girdi.
ittifak Devletleri
İtilaf Devletleri
Almanya
İngiltere
Avusturya - Macaristan
Fransa
Rusya
Savaşa Sonradan Katılanlar
Osmanlı Devleti
İtalya
Bulgaristan
ABD
Yunanistan
Romanya
İtilaf ve İttifak Devletlerinin Osmanlı Üzerindeki Planları
Amerika Birleşik Devletleri: Osmanlı ülkesinde okul, hastane ve matbaa gibi kurumlar kurarak
siyasi ve ekonomik nüfuz kazanmıştır.
Avusturya - Macaristan İmparatorluğu: Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki topraklarını ele
geçirerek Ege Denizi’ne ulaşmayı planlıyordu. Ancak Rusya’nın Panslavizm politikası toprak
bütünlüğünü tehdit edince I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti ile aynı grupta yer almıştır.
İngiltere: 19. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı toprak bütünlüğünü korumaktan
vazgeçmiştir. Almanya’nın Osmanlı Devleti ile yakınlaşmasından rahatsızlık duymuş, Orta Doğu
petrollerine egemen olabilmek için Arapları Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklandırmıştır.
İtalya: Osmanlı Devleti’nden toprak elde edebilmek için büyük devletlerle birlikte hareket
etmiştir.
Almanya: Orta Doğu’da etkinlik kurabilmek için Osmanlı Devleti ile dostane ilişkiler kurmaya
çalışmıştır. Osmanlı ülkesinde yatırımlar yaparak ekonomik yönden; askeri uzmanlar göndererek
de askeri yönden etkinliğini artırmaya çalışmıştır.
Fransa: İngiltere’den sonra en büyük sömürge imparatorluğunu kuran Fransa, Osmanlı ülkesinde
yaşayan gayrimüslimleri kışkırtarak siyasi baskılarını artırmış, bu yolla Osmanlı Devleti’nin bazı
bölgelerini ele geçirmeye çalışmıştır.
Rusya: İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını ele geçirerek sıcak denizlere inmeyi ve başkenti
İstanbul olan bir Slav imparatorluğu kurmayı planlamıştır. Bu amacına ulaşabilmek için de
Osmanlı ülkesinde yaşayan Ortodoksları isyana teşvik etmiştir.
Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesi
Birinci Dünya Savaşı’na katılan bütün devletlerin Osmanlı topraklarında gözü vardı. Osmanlı
Devleti topraklarını tek başına koruyacak güçte değildi. Osmanlı devlet adamları bu yüzden
Almanya veya İngiltere’nin yanında yer almak istiyorlardı.
Osmanlı Devleti ilk olarak İngiltere ve Fransa ile ittifak yapmak istedi. Ancak bu devletler Osmanlı
Devleti’ni diplomatik alanda yalnız bırakmak istiyorlardı. Bunun üzerine yönetimdeki ittihat ve
Terakki Partisi’nin ileri gelenleri Almanya ile gizli bir ittifak yaptılar, ittihat ve Terakki Partisi,
savaşı Almanya’nın kazanacağına ve bu sayede son dönemde kaybedilen toprakların geri
alınacağına kesin gözüyle bakıyordu.
Bu sırada Akdeniz’de bulunan ve İngiliz donanmasından kaçan Almanlara ait Goben ve Breslav
adlı savaş gemileri Çanakkale Boğazı’nı geçerek Osmanlı Devleti’ne sığındı. Yavuz ve Midili isimleri
verilen bu gemiler Enver Paşa’nın emriyle Karadeniz'e çıkarak Rus limanlarını bombaladılar. Bu
olay üzerine önce Rusya, daha sonra da itilaf Devletleri, Osmanlı Devleti’ne savaş açtılar. Böylece
Osmanlı Devleti, İttifak Devletlerinin yanında savaşa girmiş oldu (1914).
Osmanlı Devleti’nin Savaştığı Cepheler
Kafkas Cephesi
Enver Paşa; Kars, Ardahan ve Batum’u geri almak için taarruz düzenlemiş, ancak olumsuz kış
şartlarında dağlık bir arazide kış donanımından eksik birliklerle yapılan Sarıkamış Harekatı
başarısızlıkla sonuçlandı.
Çanakkale Cephesi
İngiltere ve Fransa, ekonomik ve askeri bakımdan zor durumda olan Rusya’ya yardım
gönderebilmek için Çanakkale Boğazı’na saldırdılar. Çanakkale’yi denizden geçemeyeceğini
anlayan itilaf Devletleri Gelibolu’ya asker çıkardılar. Kara savaşlarında da Türk ordusuna yenilen
itilaf Devletleri bölgeyi terk etmek zorunda kaldılar.
Sina - Filistin - Suriye Cephesi
Osmanlı Devleti’nin Süveyş Kanalı’nı ele geçirmek için iki defa düzenlediği Kanal Harekatı, lojistik
destek eksikliğinden başarısız oldu. İngilizler, Sina Ya- rımadasfnı ele geçirip Suriye’ye dayandılar.
İran - Irak Cephesi
Basra’yı ele geçirerek ilerleyen ingilizler, Selman- pak önlerinde durduruldu.
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’nda müttefiklerine yardım amacıyla sınırları dışında Galiçya,
Romanya ve Makedonya cephelerinde de savaşmıştır.
Zorunlu Göç, Neden?
itilaf Devletleri, Birinci Dünya Savaşı sırasında OsmanlI ülkesindeki Ermenileri kışkırttılar. Kafkas
Cephesi’nin açılması ile Ruslarla iş birliği yapan Er- meniler, birçok Türk şehrine ve kasabasına
saldırılar düzenleyerek binlerce Türk’ü katlettiler. Bu olaylar karşısında Osmanlı Hükümeti,
ordunun ve halkın güvenliğini sağlamak amacıyla 27 Mayıs 1915’de Sevk ve İskân Kanunu’nu
çıkararak Erme- nilerin, Osmanlı sınırları İçinde bulunan ve savaş olanı olmayan Suriye ve Irak’ın
kuzey vilayetlerine yerleştirilmesine karar verdi.
Ermeni göçleri sırasında alınan tüm tedbirlere rağmen, savaş ortamının getirdiği asayişsizlik,
tabiat şartlarının etkisi ve salgın hastalıklar nedeniyle Er- menilerin bir kısmı hayatlarını
kaybettiler. Göç sırasında ihmali görülen yetkililer ya da kafilelere saldıranlardan yakalananlar
mahkemelerde yargılandı.
Bazı Avrupa devletleri ve Ermeniler yaşanan olaylarla ilgili Türk ulusunu suçlamaktadırlar. Oysa
Doğu Anadolu’da ortaya çıkan toplu mezarlar, Ermeni iddialarının tam aksine Ermenilerin
yaptıkları zulmü belgelemektedir.
Download