Temel Bilgi Teknolojisi Kullanımı

advertisement
SAKARYA ÜNİVERSİTESİ
BİLGİSAYAR VE BİLİŞİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ
ORTAK BİLGİSAYAR DERSLERİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ
Temel Bilgi Teknolojisi
Kullanımı
2.HAFTA
İşletim Sistemleri
Arş.Gör. Tuğrul TAŞCI
Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Sakarya Üniversitesi’ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili
kuruluştan izin almadan ders içeriğinin tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt veya başka
şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.
Her hakkı saklıdır © 2013 Sakarya Üniversitesi
B ÖLÜM 3
İŞLETİM SİSTEM LERİ
Günümüzde kişisel masaüstü ve dizüstü bilgisayarlardan, tablet bilgisayar ve akıllı telefonlara
kadar hemen her kullanıcının en az bir tanesine sahip olabileceği cihazlar mevcuttur. Tüm bu
cihazların fonksiyonlarını yerine getirebilmesini sağlayan, bir bilgisayar sistemindeki yönetici
olarak düşünülebilecek işletim sistemleri bu bölümde ele alınmaktır. Bilgisayar kullanıcısı ile
bilgisayar donanımı arasındaki etkileşimi sağlayan işletim sistemleri, öncelikle temel tanım ve
özellikleriyle anlatılmakta, arkasından yapılarına ve kullanım amaçlarına göre açıklanmaktadır.
Son olarak ise günümüzde yaygın olarak kullanılan yerleşik ve mobil işletim sistemlerinin tarihi
gelişimleri ve temel özellikleri ile ilgili bilgiler verilmektedir. İşletim sistemi özellik ve
işlevlerinin öğrenilmesi bilgisayar kullanımının her aşamasında okuyucunun gerçekleştirdiği
işlemlerin ne anlama geldiği ve nasıl yürütüldüğüne dair bilgi sahibi olmasını sağlayarak
uygulamaları daha etkin şekilde kullanmasını temin edecektir.
1.Tanım ve Temel Kavramlar
1.1.Temel bilgisayar sistemi
Bir bilgisayar sistemi, bilgisayar genel olarak
yandaki şekilde görüldüğü gibi donanımı(hardware),
işletim sistemi (operating system), uygulama
yazılımları (software) ve kullanıcılardan oluşur.
Bilgisayar donanımı da kabaca; merkezi işlem birimi
(CPU), bellek (memory), klavye ve monitör gibi
giriş/çıkış birimleri (I/O Units) ile sabit disk gibi
depolama birimlerinden meydana gelir. Bu bileşenler bir bilgisayarın asli işlevi olan hesaplama
için gerekli olan kaynaklardır. Ofis programları (örn. Word, Excel), oyunlar, resim ve video
işleme programları (örn. Adobe Photoshop) ve özel amaca yönelik diğer programlar bu donanım
birimleri üzerinde bilgisayar kullanıcılarının isteklerini yerine getirmek için birer arayüz görevi
üstlenirler. İşletim sistemi ise bilgisayar sistemi için bir yönetici konumundadır. İşletim Sistemi,
bilgisayar kullanıcısı ile bilgisayar donanımı arasındaki etkileşimi sağlar. İşletim sisteminin
ayrıntılı tanımı ve işlevleri bu bölüm içerisindeki konu başlıkları altında verilecektir.
23
1.2.İşletim sistemi ve özellikleri
İşletim Sistemi, yandaki şekilde görüldüğü gibi bilgisayar
kullanıcısı ile bilgisayar donanımı arasındaki etkileşimi sağlayan
bir arabirim olarak tanımlanabilir. İşletim sisteminin bunun
dışında birçok teknik tanımı vardır. Ancak alan uzmanları
arasında bu tanımların hiç birisi üzerinde tam bir uzlaşma
sağlanamamıştır. Yaygın olarak kabul gören tanımlardan birisi
şudur: İşletim sistemi diğer bütün programlardan önce
bilgisayarda çalışmaya başlayan ve bilgisayar açık olduğu
müddetçe çalışmaya devam eden bir kontrol programıdır.
İşletim sisteminin amacı kullanıcının etkili bir şekilde bilgisayarı
kontrol etmesini ve uygulama programlarını kullanmasını sağlayacak bir ortam oluşturmaktır.
İşletim Sistemi, bilgisayar kullanıcılarının isteklerine uygun olarak işlerini en kolay şekilde
yapmalarını sağlamalıdır. Bunun yerine getirilmesi için farklı işletim sistemleri tarafından çeşitli
hizmetler(services) sağlanır. Bu hizmetlerin bir kısmı bilgisayar kullanıcıları tarafından direkt
olarak yönetilebilirken, bir kısmı da kullanıcılardan etkilenmeden arka-planda çalışmaya devam
eder. İşletim sistemlerinin sundukları hizmetler farklı olmakla birlikte, aygıt yönetimi, proses ve
kaynak yönetimi, bellek yönetimi ve dosya yönetimi tüm işletim sistemlerinin sahip oldukları
temel hizmetler olarak sıralanabilir.
Kullanışlı bir işletim sistemi, bilgisayar sisteminin kontrolünü sağlamak için bir dizi özelliklere
sahip olmalıdır. İşletim sistemi uygulama programlarını çalıştırabilmeli, giriş/çıkış işlemlerini
düzenleyebilmeli, başka sistemlerle iletişim kurabilmeli, hata kontrolü yapabilmeli ve kaynakları
paylaştırabilmelidir. Bu özellikler daha detaylı aşağıda tanımlanmıştır:
1.2.1.Program çalıştırma
İşletim sistemi herhangi bir programı belleğe yükleyip onu yürütebilmelidir. Bu durumda,
program kendi işleyişindeki bir koşulun (örn. süreye bağlı çalışma) yerine gelmesi ile
sonlanabileceği gibi kullanıcı tarafından ya da işletim sistemi tarafından da sonlandırılabilir.
1.2.2.Giriş/çıkış işlemleri
Çalışan birçok uygulama programı, giriş olarak birtakım veriler alarak çıkışa yine değerler
verme eğilimindedir. Bu giriş/çıkış işlemleri bir dosya(örneğin bir program dosyadan bir
müşteri kaydını okuyarak değiştirebilir) üzerinde olabileceği gibi bir aygıt (örneğin bir program
mikrofondan alarak değiştirdiği bir sesi hoparlörden verebilir) üzerinde de olabilir.
1.2.3.İletişim
Bellekte yürütülmekte olan prosesler arasında veri alışverişi sıklıkla gerçekleşen bir işlemdir.
Böyle bir bilgi değişimi iki yolla meydan gelir. Birisi aynı bilgisayarda yürütülen iki proses
arasında, ikincisi ise birbirine ağ ile bağlı iki bilgisayarda yürütülen prosesler arasında olabilir.
İşletim sistemi bu iletişimi sağlayabilmelidir.
24
1.2.4.Hata denetimi
İşletim sistemi meydana gelen hatalara karşı duyarlı olmalıdır. Bilgisayar sistemlerinde işlemci,
bellek veya çeşitli giriş/çıkış birimlerinde zaman zaman hatalar meydana gelebilir. Bu durumda,
işletim sistemi ortaya çıkan hatalara karşı en uygun tepkiyi (program sonlandırma, ekran
yenileme vb.) vererek sistemin düzgün olarak işlemeye devam etmesini sağlamalıdır.
1.2.5.Kaynak paylaşımı
Aynı anda birden fazla kullanıcının sistemde olması ve devam eden çok sayıda iş olması
meydana gelecek bir durumdur. Bu durumda işletim sistemi CPU, bellek, ve çeşitli I/O birimleri
gibi donanım kaynaklarını kullanıcılar ve programlar arasında uygun bir şekilde
paylaştırabilmeli ve bunun yönetimini etkin şekilde yapabilmelidir.
2.İşletim sistemi fonksiyonları
Önceki kısımda kısaca tarif edilen işletim sisteminin temel fonksiyonları bu konu başlığı altında
daha ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Bu fonksiyonlar proses yönetimi, bellek yönetimi, dosya
yönetimi, giriş/çıkış birimleri yönetimi, disk(depolama) yönetimi, ağ(network) yönetimi
sağlama ile sistem koruma ve komut yorumlama işlemleri olarak sıralanabilir.
2.1.Proses yönetimi
Komutları bir CPU tarafından işletilmeyen bir program hiçbir işlem yapamaz. Bir proses
yürütülmekte olan bir program olarak düşünülebilir. Proses herhangi bir bilgisayar sistemindeki
bir iş birimidir. İşletim sistemi, bir kısmı kendi işleyişi için gerekli olan işletim-sistemi
prosesleri, bir kısmı da kullanıcıların çalıştırdığı programlara ait prosesler olmak üzere çok
sayıda proses içerir. Bütün bu prosesler CPU tarafından belli zaman aralıklarında yürütülür.
İşletim sistemi, sistem veya kullanıcı prosesleri üzerinde yönetimi aşağıdaki aktivitelerle
gerçekleştirir:

Yeni proses oluşturma ve yürütülen prosesleri sonlandırma

Prosesleri askıya alma(bekletme) ve askıdaki prosesleri tekrar yürütme

Proses senkronizasyonunu sağlamak için gerekli mekanizmaları oluşturma

Proses iletişimi kurmak için gerekli mekanizmaları oluşturma
2.2.Bellek yönetimi
Bellek, birçok bilgisayar kullanıcısının ismini RAM olarak duyduğu, modern bir bilgisayar
sisteminin merkezindeki birimdir. Bellek yüz binlerce ve hatta milyonlarca veri hücresinden
oluşan geçici bir depolama birimi olarak tanımlanabilir. Bellek bilgisayar sistemine bağlı olarak,
söz konusu veri hücrelerinin satır ve sütun düzeninde sıralanmasından oluşur. Belleğin her bir
satırındaki hücre sayısı, bir bellek-kelimesi (memory-word) olarak adlandırılır. Bellek
kelimesinin uzunluğu, o bilgisayar sisteminde parçalanmadan saklanabilecek veri boyutunun üst
sınırını belirler. Bellekteki satır sayısı ise belleğin kapasitesini belirler.
25
Bellek, CPU ve giriş-çıkış birimleri tarafından ortak kullanılabilen ve çok hızlı bir şekilde
erişilmesi gereken verilerin, sistem ve kullanıcı programlarının yürütülmesinde bilgisayar açık
olduğu müddetçe saklandığı bir depo olarak kullanılır.
İşletim sistemi bellek yönetimini aşağıdaki aktivitelerle gerçekleştirir:

Herhangi bir anda belleğin hangi kısımlarının hangi birimler tarafından kullanıldığına
ilişkin bilgileri saklama

Bellek uygun olduğunda hangi proseslerin işleme konulacağını belirleme

Gerektiğinde bellek ayırma ve ayrılan belleği geri alma
2.3.Dosya yönetimi
Dosya yönetiminin, işletim sisteminin en belirgin fonksiyonlarından birisi olduğu söylenebilir.
Bilgisayar sistemlerinde veriler fiziksel ortamlarda çeşitli şekillerde saklanır. Manyetik teyp,
manyetik disk (sabit disk) ve optik disk (CD/DVD-ROM) en çok kullanılan fiziksel depolama
ortamlarıdır. Bu fiziksel depolama ortamlarının her birinin kendine ait özellikleri ve fiziksel
organizasyonu vardır. Ve bu ortamların her birisi disk veya teyp sürücü gibi bir aygıt tarafından
kontrol edilir. Aygıtlar, ortamların hız, kapasite, veri transfer oranı ve erişim metodu(ardışık
veya rasgele – örneğin manyetik teybe ardışık olarak, manyetik diske ise rasgele erişilir.) gibi
özelliklerini kontrol ederler.
Bilgisayar sisteminin gerektiği gibi kullanılması için işletim sistemi depolanan verilerin
mantıksal bir görüntüsünü oluşturur. İşletim sistemi, “dosya(file)” olarak adlandırılan mantıksal
bir depolama birimi tanımlamak için, fiziksel özelliklere bağımlı değildir. İşletim sistemi,
dosyaları fiziksel depolama ortamına karşılık getirir ve bu dosyalara depolama birimleri
üzerinden erişir.
Dosya, oluşturucusu (bir uygulama veya işletim sistemi)
tarafından tanımlanan ve belli bir biçimde (dosya formatı;
örneğin Word 2010 dosyaları .docx uzantısıyla kaydeder)
sıralanan veri topluluğudur. Dosyalar sayısal (numeric) veya
alfabetik formdaki verilerden oluşabilir. Klasör, dosyaların düzenli biçimde tutulmasını sağlayan
mantıksal bir yapıdır. Dosyalara birden fazla kullanıcı erişmek isteyebilir, bu durumda, hangi
kullanıcının hangi dosyaya ne şekilde eriştiği bilgilerinin işletim sistemi tarafından tutulması
istenir.
İşletim sistemi dosya yönetimini aşağıdaki aktivitelerle gerçekleştirir:

Dosya oluşturma ve silme

Klasör oluşturma ve silme

Dosya ve klasör üzerinde değişiklik yapma

Dosyaları bir depolama birimine karşılık getirme

Sabit depolama ortamlarında saklanan dosyaların yedeğini alma
26
2.4.Giriş-çıkış birimleri yönetimi
İşletim sisteminin fonksiyonlarından birisi de donanım özelliklerini ve bunlar üzerindeki
düzenlemeleri kullanıcılardan saklamaktır. Örneğin, MS Word programını kullanarak metin
yazmak isteyen bir kullanıcı klavyede bir tuşa dokunduğunda arka-planda işletim sistemi
tarafında birçok iş yürütüldüğü halde bunları bilmez, sadece tuşa dokunduğunda onun
ekranında görünmesi ile ilgilenir. Oysa kullanıcının klavyedeki bir tuşa dokunmasıyla birlikte,
ilgili karakterin ne olduğu işletim sistemi tarafından belirlenerek MS Word programına iletilir.
Aynı şekilde karakterin ekranda gösterimi de yine işletim sisteminin monitöre ilgili bilgiyi
iletmesiyle gerçekleşir.
İşletim sistemi giriş-çıkış birimlerini aşağıdaki aktivitelerle yerine getirir:

Okuma(read) ve yazma(write) isteklerini düzenleme

Genel bir aygıt yöneticisi ara-birimi sağlama

Özel donanımlar için sürücüler sağlama
2.5.Disk yönetimi
İşletim sisteminin temel amaçlarından birisi uygulama programlarını çalıştırmak ya da başka bir
deyişle bunların çalıştırılabileceği ortamı hazırlamaktır. Eriştikleri verilerle birlikte,
programların çalışırken belleğe yüklenmesi gereklidir. Bellek bütün veri ve programları içine
alacak kadar büyük olmadığından, ayrıca güç kaynağı kesildiğinde bunlar kaybolacağından,
bilgisayar sisteminde bellekteki bilgilerin yedeğini almak için depolama birimleri olması gerekir.
Depolama birimi olarak manyetik teyp, manyetik disk, optik disk, disket, CD, ve DVD gibi
ortamlar kullanılabilir. Program verileri söz konusu depolama birimlerinden birinde veya
birkaçında tutulur ve ihtiyaç duyulduğunda (çalıştırılmaları gerektiğinde) belleğe yüklenirler.
İşletim sistemi, disk yönetimini aşağıdaki aktivitelerle gerçekleştirir:

Boş alan yönetimi

Depolama alanı ayırma

Disk programlama (disk birleştirme, tarama gibi)
2.6.İşletim sisteminin diğer fonksiyonları
İşletim sistemi yukarda bahsedilen fonksiyonların dışında, başka bilgisayar sistemleri ile iletişim
kurma(ağ yönetimi), kullanıcı programlarının ve proseslerinin bilgisayar sisteminin CPU, bellek
ve I/O gibi kaynaklarına istenmeyen müdahalelerini önleme ve komut yorumlayıcı(örneğin MSDOS işletim sisteminde bu belirgin olarak görülebilir. Sistem kullanıcıdan sürekli olarak bir
komut bekler ve istenen işlemi gerçekleştirir) olarak çalışma gibi fonksiyonları vardır.
3.İşletim Sistemi Türleri
Elektronik devreler ve bu devrelerden meydana gelen bilgisayar donanımlarının geçtiğimiz
yarım yüzyıl boyunca sürekli olarak daha küçük fiziksel boyutlara sahip olmaya devam ederken,
daha hızlı ve yüksek kapasiteli veri işleme desteği vermelerine paralel olarak, zaman içerisinde
fonksiyonlarının sayısı ve etkinliği sürekli artan işletim sistemleri de ortaya çıkmıştır. Son
yıllarda ise işletim sistemleri artık tablet PC, akıllı telefon ya da avuç-içi bilgisayar olarak
27
kullanıcılara sunulan mobil cihazlarda çalışabilecek hale gelmiştir. Öyle ki, bu mobil cihazlar
bundan on yıl önce piyasaya sunulan kişisel masaüstü bilgisayarlara göre çok daha yüksek
donanım özelliklerine sahip durumdadır. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin her alanda öncülüğü
yapan Google, Apple ve Microsoft gibi küresel düzeydeki bilişim firmaları günümüzde kendi
birimlerinde ürettikleri ya da donanım üreticisi uluslararası firmalarla yaptıkları ortaklıklarla
ürettirdikleri bilgisayarlar için her geçen gün yeni endüstriyel, ticari ve masaüstü ya da mobil
kişisel kullanıma uygun işletim sistemleri geliştirmektedirler.
Önceki kısımlarda standart bir işletim sisteminin genel tanımı, özellikleri ve fonksiyonları
üzerinde durulmuştu. Bu kısımda ise işletim sistemleri işleyiş prensipleri ve türlerine göre ele
alınmış, tarihsel gelişim süreci ile birlikte kısaca açıklanmıştır.
Batch sistemler
İlk bilgisayar sistemleri “mainframe” olarak adlandırılan çok büyük fiziksel boyutlara (bir oda
büyüklüğüne) sahip makinelerdi. Delikli bir kart üzerine istenen hesaplamaya ilişkin verilerin
uygun şekilde işaretlenerek bilgisayara verilip, elde edilen sonuçların yazıcıya aktarılması
yoluyla işletilen bu bilgisayarlar “Batch” adıyla sınıflandırılan işletim sistemlerine sahiplerdi. Bu
işletim sistemleri girişleri toplu olarak alıp hesaplama sonuçlarını da toplu olarak verirlerdi.
Günümüzde bu tip işletim sistemleri artık sadece tarih olmuştur.
Çoklu programlanmış(Multi-Programmed) sistemler
Batch türü işletim sistemlerinden sonra biraz daha gelişmiş bir işletim sistemi türü ortaya
çıkmıştır. Bu yeni işletim sistemi mimarisi, bellekte bulunan birden fazla iş içerisinden bir
sonraki adımda hangisinin seçileceğini belirleyen bir mekanizmaya sahip idi. Buna Çokluprogramlanmış işletim sistemi adı veriliyordu. Günümüzde bu tip işletim sistemleri de
kullanılmamaktadır.
Zaman-paylaşımlı(Time-Sharing) sistemler
Çoklu-programlanmış işletim sistemleri bilgisayar sistemi kaynaklarının Batch modeline göre
daha etkin kullanımını sağlıyordu. Böyle olmasına rağmen kullanıcı tarafında hala bir takım
zorluklar vardı. Örneğin bir proses yürütülürken kullanıcının herhangi bir müdahalesi söz
konusu değildi. Kullanıcı çok adımlı bir iş yaptıracağı zaman bütün işi önceden tanımlamak
zorundaydı. Çoklu-programlanmış sistemlerin mantıksal bir uzantısı olarak sayılabilecek zamanpaylaşımlı sistemlerin işleyişi, CPU’nun birden fazla sayıda proses arasında geçiş yaparak her
birisine bir zaman dilimi ayırması esasına dayanır. Bu da kullanıcını bir iş devam ederken ona
müdahale edebilmesi anlamına gelir. Günümüzde kullanılan işletim sistemleri zaman-paylaşımlı
bir altyapının gelişmiş hali olarak düşünülebilir.
Kişisel işletim sistemleri
Elektronik teknolojisindeki gelişmelerle birlikte bilgisayar sistemlerinin donanım maliyetleri
1970’lerden itibaren hızlı bir şekilde düşmeye başlamıştır. Bu durum kişisel bilgisayarların
(Personel Computer - PC) ortaya çıkmasını sağlamıştır. Kişisel bilgisayarların ortaya çıkmasıyla
birlikte de kişisel işletim sistemleri geliştirilmeye başlanmıştır. Kişisel bilgisayarlar 1970’lerde
görülmeye başlanmıştır. Bunlar, mainframe denilen önceki bilgisayarlardan hem boyut olarak
çok daha küçük, hem de ekonomik açıdan daha düşük bir maliyete sahiptiler. Gelişme sürecinin
ilk on yılında kişisel bilgisayarlar, işletim sistemini kullanıcı programlarından koruyacak bir
28
mekanizmaya sahip değildiler. Bundan dolayı, bu süreç içinde ortaya çıkan işletim sistemleri ne
çok kullanıcılı ne de çok işlemliydi. Ancak bu dönemde hızla gelişen teknolojiyle birlikte işletim
sistemlerinde de büyük gelişme görüldü. Bu dönemde Microsoft DOS, Apple Macintosh, IBM
OS/2 ve Microsoft Windows gibi kişisel bilgisayarlarda çalışan işletim sistemleri ortaya
çıkarılmıştır. Yeni gelişmelerle birlikte kişisel işletim sistemleri, çoklu-programlı ve zamanpaylaşımlı sistemlerin özelliklerini kapsayacak şekilde oluşturulmuştur. Günümüzde kişisel
işletim sistemlerinin güncel sürümleri kullanılmaya devam etmektedir.
Ağ işletim sistemleri
Ağ işletim sistemi, sunucu(server) özelliğine sahip bir bilgisayar üzerinde işleyen ve bu sunucu
bilgisayarın kendi üzerinde ya da istemci(client) bilgisayarlar üzerinde tanımlı veritabanı, dosya,
kullanıcı ve kullanıcı gruplarını yönetmesi, erişim güvenliğini tesis etmesi, ve ağ üzerindeki
çeşitli uygulamalar ile işlevlerin yürütülmesini sağlayan bir sistem yazılımıdır. Ağ işletim
sistemi, örnek olarak bir ağdaki (çoğunlukla kablolu ya da kablosuz yerel ağ) farklı
bilgisayarlardan, paylaşılan dosya ve yazıcılara erişmeyi mümkün hale getirir. Ağ işletim
sistemlerinin tarihi gelişimleri üç nesil olarak düşünülebilir. 1990’lı yılların ortalarında
geliştirilerek piyasaya sunulan ağ işletim sistemleri ikinci nesil olarak adlandırılmaktadır. Bu
sistemler, çoklu işleme(multi-tasking & multi-threading), ve bellek yönetimi gibi işlemleri ilk
nesil sistemlere göre çok daha etkin şekilde yerine getirerek hataları asgari seviyeye
düşürebilecek şekilde gelişmiş işlevlere sahip olarak piyasaya sunulmuştur. Üçüncü nesil ağ
işletim sistemleri ise günümüzde de kullanılmaya devam eden ve yüksek performans ve
güvenlik gereksinimi olan ağlar da dahil olmak üzere birçok ağ üzerinde ölçeklenebilir ve sürekli
erişilebilir hizmetler sunmaktadırlar. En yaygın olarak kullanılan istemci/sunucu tipi ağ işletim
sistemleri arasında Microsoft Windows Server (2003/2008/2012), BSD ve Mac OS gibi türevleri
ve Novell Netware sistemleri sayılabilir. Bunun yanında, yönlendirici (router), switch (anahtar)
ya da donanımsal bir güvenlik ateş-duvarı (firewall) üzerinde gömülü olarak çalışabilen JUNOS,
Cisco IOS ve ZyNOS gibi sistemlerde günümüzde mevcuttur.
Paralel sistemler
Birçok bilgisayar sistemi tek işlemciye(CPU) sahiptir. Ancak günümüzde çok işlemcili sistemlere
doğu bir eğilim ortaya çıkmıştır. Bu tip sistemlerde ortak bir veri yolu(bus), ortak bir
frekans(clock), ve bazen de ortak bir bellek ve ortak aygıtlar kullanılmaktadır.
Paralel sistemler kullanmanın birkaç nedeni vardır. Avantajlardan birisi çok işlemciyle bir takım
hesaplamaların daha kısa sürelerde yapılabilmesidir. Ayrıca bu sistemlerin güvenilirliği daha
yüksek bir seviyededir. Bir işlemcinin devreden çıkmasıyla birlikte yapılan işlerde bir duraklama
olmaz. Geriye kalan işlemciler ortadaki işi yürütmeye devam ederler. Paralel işletim sistemleri
sözü edilen bu yapıyı kontrol eden sistem programlardır.
Dağıtık(Distributed) sistemler
Dağıtık sistemler de paralel sistemler gibi birden fazla sayıda işlemciye sahiptir. Ancak dağıtık
sistemlerde işlemciler aynı belleği ve aynı frekansı kullanmazlar. Bunun yerine her bir
işlemcinin kendine ait belleği bulunur ve her işlemci diğeriyle yüksek-hızlı yollar vasıtasıyla
iletişim sağlar. Dağıtık bir sistemdeki işlemciler fonksiyon ve özellik bakımından farklı olabilir.
Bu sistemler kişisel bilgisayarlar veya iş istasyonlarından oluşabilir. Dağıtık sistemlerin
avantajları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
29




Kaynaklara ortak erişim
Hesaplama süresinin düşmesi
Güvenilirliğin yüksekliği
Sistem bileşenleri arasında iletişimin varlığı
Gerçek-zamanlı sistemler
Özel amaçlı işletim sistemlerinden birisi de gerçek-zamanlı sistemlerdir. Gerçek-zamanlı
sistemler çoğunlukla, zaman konusunda katı kısıtlamalar olduğunda kullanılır. Bu sistemler
genellikle gerçek zamanda meydana gelen bir veri akışıyla işler. Bir odadaki sıcaklığın belirli
zaman aralıklarında ısı algılayıcılarıyla ölçülerek, bu tür bir sisteme aktarılması ve sistemin bu
sıcaklık değerini hassas bir takım hesaplamalarda kullanması gerçek-zamanlı bir sistemin
çalışmasına örnek olarak gösterilebilir. Gerçek-zamanlı sistemlerin en önemli özelliği
hesaplamaları yaşanan zamanda yapmayı garanti etmesidir. Doğal olarak bu da özel donanımlar
gerektirir.
4.Yaygın Kullanılan İşletim Sistemleri
Günümüzde en küçük akıllı mobil cihazlardan, endüstriyel üretimde kullanılan makinelere özel
olmak üzere birçok işletim sistemi mevcuttur. Bununla birlikte son kullanıcılar yaygın olarak
Apple Macintosh, Microsoft Windows ve Unix/Linux tabanlı işletim sistemlerini kullanmaktadır.
Bu kısımda, yaygın kullanılan masaüstü kişisel işletim sistemlerinin tarihi gelişimi ve temel
özelliklerinden kısaca bahsedilecektir.
4.1.Unix/linux tabanlı işletim sistemleri
Unix işletim sistemi 1969 yılında ABD’de tasarlanıp uygulamaya konulmuş çok kullanıcılı
(multiuser), çok görevli yapıyı destekleyen (multitasking) bir bilgisayar işletim sistemidir.
Kullanıcı ile bilgisayar sistemimin etkileşimin komut yorumlayıcı yazılımlar (shell) aracılığı ile
sağlandığı işletim sisteminin 1973 yılında yeni bir sürümü geliştirilmiş ve daha sonraki yıllarda
hızlıca büyüyerek öğretim kurumları ve işletmeler tarafından kabul edilir bir işletim sistemi
haline gelmiştir.
UNIX işletim siteminin günümüzde de kullanılmaya devam eden çok sayıda türevi mevcuttur. Bu
işletim sistemi ve türevleri iş-geliştirme amaçlı çok işlemcili sunucu bilgisayarlardan kişisel
bilgisayarlara kadar pek çok cihaz üzerinde çalışabilme özelliğine sahiptir. Esnek ve kararlı
yapısı ile çok kullanıcılı-çok görevli olarak işleyebilmesi dolayısıyla özellikle sunucu bilgisayarlar
için neredeyse bir standart halini almış ve başta akademik camia olmak üzere iş istasyonları
üzerinde çok yaygın bir kullanım alanı bulmuştur.
Linux, ilk olarak Unix işletim sisteminden fikirsel ve teknik
anlamda esinlenilerek Linus Torvalds tarafından 1991
geliştirilmiş; açık kaynak kodlu ve ücretsiz bir işletim
sistemi çekirdeğidir. Çok geniş bir donanım desteğine sahip
olan Linux çekirdeği; dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar,
sunucu, iş istasyonu, akıllı telefon ve gömülü cihazlar gibi
hemen her platformda tam bir uyum içerisinde
çalışabilmektedir. Bu işletim sisteminin kaynak kodları belirli kullanım koşulları çerçevesinde
özgürce dağıtılabilir, değiştirilebilir ve kullanılabilir. Günümüzde birçok kurum ve kuruluş
30
serbestçe dağıtılan Linux çekirdeğini kendi bünyelerinde geliştirerek farklı Linux dağıtım
paketleri elde etmekte ve bunlardan bir kısmı başka kurumlara ya da kişilerin ücretli
kullanımına sunulabilmektedir. Söz konusu dağıtım paketlerinden en yaygın olarak kullanılanlar
arasında Red Hat, OpenSUSE, Fedora, Ubuntu ve TÜBİTAK tarafından desteklenen Pardus adlı
Linux türevleri sayılabilir.
4.2.Macintosh işletim sistemleri
Macintosh işletim sistemi, bilişim dünyasının önde gelen
firmalarından son kullanıcılar tarafından en çok bilinen
IPhone ürününün de sahibi olan Apple tarafından ilk olarak
1984 yılında piyasaya sürülmüştür. Macintosh işletim
sistemi de aslında Unix türevi açık kaynak kodlu bir işletim
sistemidir. Son yıllara kadar yasal olarak sadece Apple
marka bilgisayarlar ile uyumlu çalışan bu işletim sistemi
günümüzde artık Intel gibi işlemci üreticilerinin ürünleri ile
de uyumlu hale getirilerek diğer kişisel bilgisayarlarda da
çalışabilmeye başlamıştır. Grafik işleme açısından oldukça yetenekli olan Macintosh işletim
sistemleri çoğunlukla yayıncılık sektöründe kullanılmaktadır. Mac OS kısaltmasını kullanan, 7, 8,
ve 9. sürümleri ile “Leopard” ve “Snow Leopard” olarak adlandırılan dağıtım paketleri bulunan
Macintosh işletim sistemi günümüzde Apple ve Intel uyumlu bilgisayarlarda kullanılmaktadır.
4.3.Windows işletim sistemleri
Windows, 1975 yılında Bill Gates ve Paul Allen tarafından temelleri atılan Microsoft firması
bünyesinde geliştirdikleri işletim sistemlerine verdikleri ön addır. Microsoft firması her evde
masaüstünde bir bilgisayar olması hedefiyle başlattıkları çalışmaları ilerleyen yıllarda yeni
işletim sistemleriyle sürekli olarak desteklemişlerdir.
1981 yılında MS-DOS(Microsoft Disk Operating System) adı
verilen işletim sistemini Microsoft IBM uyumlu kişisel
bilgisayarlarda çalışır hale getirmişlerdir. Bir komut
yorumlayıcı yazılımıyla kullanıcı etkileşiminin sağlandığı MSDOS işletim sistemi 2000 yılına kadar Microsoft tarafından
geliştirilmeye devam edilmiştir. 2000 yılında geliştirilmesi
bırakılan MS-DOS işletim sistemi günümüzde Windows işletim
sistemleri içerisinden erişilip kullanılabilen bir araç haline gelmiştir. 1985 yılında Microsoft
Windows 1.0 işletim sistemini piyasaya sunmuştur. Windows işletim sistemi açılır-kapanır
menüler, kaydırma çubukları, program ikonları ve diyalog kutuları gibi kullanıcılara o güne
kadar sunulmayan görsel öğelere sahip olan grafik desteğiyle gelmiştir. Söz konusu işletim
sistemi kullanımının kolaylığı dolayısıyla son kullanıcılar tarafından büyük rağbet görmüş ve
sonraki yıllarda Microsoft tarafından piyasa sunulan Windows 3.1, Windows 95, Windows 98 ve
Windows ME/2000 gibi işletim sistemlerinin popülerliği kişisel bilgisayarların fiyatlarının
düşmesiyle de bağlantılı olarak oldukça artmıştır.
Microsoft 2001 yılında Windows XP olarak adlandırdığı işletim sistemini
piyasaya sunmuştur. Windows XP işletim sistemi kullanım kolaylığı,
donanım sürücüleri (tak kullan) desteği ve hatalara karşı kararlı yapısı başta
31
olmak üzere daha birçok özelliği ile kısa sürede dünya çapında satışa sunulan kişisel
bilgisayarların büyük kısmında kullanılır hale gelmiştir. Öyle ki Windows Vista ve Windows 7
gibi daha yeni işletim sistemi sürümleri piyasada bulunmasına rağmen birçok kurum/kuruluş ve
kişi halen Windows XP işletim sistemini kullanmaya devam etmektedir. Hatta Microsoft firması
artık “Neden Windows 7’ye geçmelisiniz?” başlığında makaleler yayınlayarak kullanıcıları
Windows 7 almaya teşvik etmektedir.
Günümüzde artık üretilen kişisel bilgisayarların birçoğunda
Windows 7 işletim sistemi bulunmaktadır. Windows 7
donanım sürücülerine verdiği çok büyük destek ile
kullanıcıları donanım uyumsuzluklarından hemen hemen
tamamen kurtarmıştır. Ayrıca İnternet’in de neredeyse her
eve girdiği bugün son yıllarda piyasa sürülen birçok işletim
sistemi gibi Windows 7’de kullanıcıya problem üretmeden
İnternet’e bağlanarak arka-planda işletim sistemine ve donanım sürücülerine ait güncellemeleri
kolaylıkla yapabilmektedir. Bunun yanında, Windows 7 işletim sisteminin sunduğu kullanımı
kolaylaştıran ve esnek hale getiren çok sayıda özelliği mevcuttur. Bölüm 4’de Windows 7 işletim
sistemi detaylı olarak ele alınacaktır. Microsoft firmasının 1980-2012 yılları arasında geliştirdiği
kişisel işletim sistemleri aşağıdaki grafikte verilmiştir.
5.Mobil İşletim Sistemleri
Son yıllarda elektronik dünyasında ve buna paralel olarak bilgisayarlarda çok önemli gelişmeler
ve çok hızlı değişimler meydana gelmiştir. Günümüz dünyasında artık hemen hemen her kişinin
en az bir mobil cihazı bulunmaktadır. Bu cihaz çoğunlukla cep telefonu olarak kendini
göstermektedir ancak hızla artan bir eğilim ile birlikte artık akıllı telefonlar ve tabletler de
kullanılan mobil cihazlar arasına katılmıştır. Bunda GSM şirketlerinin sağladığı 3G/4G
teknolojisinin kullanıldığı mobil internet hizmetleri ile diğer kablosuz internet erişim
noktalarının hem daha düşük ücretlerle kullanıma sunulmasının hem de yaygınlaşmasının
büyük önemi vardır. Günümüzde piyasaya sürülen hemen her yeni mobil cihazın kablosuz
internet bağlantısı bulunmakta, Internet kullanımının da birçok kişi için gereksinim haline
gelmesi mobil cihazlara olan ilgiyi sürekli olarak artırmaktadır. Bu konu başlığı altında mobil
32
cihazlar üzerinde çalışan işletim sistemleri kısaca ele alınarak yaygın olarak kullanılan Android,
IOS ve Windows Phone işletim sistemleriyle ilgili temel düzeyde bilgi verilecektir.
5.1.Android işletim sistemi
Android, Google ve özgür bir yazılım topluluğu tarafından geliştirilen, Linux
tabanlı, mobil cihaz ve cep telefonları için geliştirilen, açık kaynak kodlu mobil
bir işletim sistemidir. Android ilk olarak 2007 yılında duyurulmuş ve 2008 yılı
ile birlikte açık kaynak kod lisansıyla yazılımcıların geliştirmesine uygun hale
getirilmiştir. Günümüzde dünya çapında çok sayıda yazılım geliştirici Android
çekirdeği üzerinde değişiklikler yapmakta ve Android üzerinde çalışan uygulamalar
geliştirmektedir. Geliştirilen uygulamalar Android Market (yeni adıyla Google Play) adındaki
merkezi uygulama kütüphanesine online olarak yüklenmekte ve çok küçük meblağlarla Andorid
işletim sistemi kullanan mobil cihaz kullanıcılarına pazarlanmaktadır. Böylelikle hem yazılım
geliştiriciler milyonlarca kullanıcıya bir anda ulaşarak büyük bir pazarda ürünlerini
satabilmekte hem de Android uygulama kütüphanesi çok hızlı bir şekilde büyümektedir.
5.2.IPhone OS (IOS) işletim sistemi
IPhone OS, Apple firmasının geliştirdiği ve 2007 yılında piyasaya sunduğu mobil
işletim sistemidir. IOS da Android gibi Linux çekirdeğini kullanan bir işletim
sistemidir. IOS günümüzde kullanıcıların en büyük ilgiyi gösterdikleri IPhone ve
IPad cihazlarına ait işletim sistemidir. Apple firması da Google gibi IPhone ve IPad
cihazları üzerinde çalışan uygulamaların tüm dünyadaki yazılım geliştiriciler
tarafından desteklenen uygulama marketine(App Store) sahiptir. Son rakamlar Apple uygulama
marketinde 600 binin üzerinde, Google uygulama marketinde ise 500 bine yakın uygulama
olduğunu göstermektedir. Resim, müzik, video gibi eğlenceye yönelik uygulamalardan kişisel
bilgi güvenliği ve navigasyon uygulamalarına kadar çok çeşitli alanlarda uygulama barındıran bu
sanal marketler kullanıcıların büyük ilgisini çekmektedir.
5.3.Windows mobile/phone işletim sistemi
Microsoft mobil cihazlara yönelik olarak 2002 yılında geliştirdiği Windows Mobile işletim
sistemini, ilerleyen yıllarda bu işletim sisteminin Microsoft’un rakipleri olan Google ve Apple
firmalarının ürünlerine göre nispeten geride kalması dolayısıyla 2009 yılından itibaren
Windows Phone adını verdiği yeni platformla güncellemiştir.
Windows Phone günümüzde hala mobil cihazlar pazarında rakiplerinin
gerisindedir ancak Microsoft’un lider olduğu kişisel bilgisayar pazarındaki
güçlü yönleriyle mobil cihaz platformlarını desteklemesi pazarda hızla yol
alabilmesini sağlamıştır. Microsoft’un yazılım geliştirme platformu olan Visual
Studio kolay bir şekilde Windows Phone uygulamaları geliştirmede de
kullanılabilmektedir. Bugün Windows Phone uygulama marketinde 100 binin
üzerinde uygulama mevcut iken Microsoft ürünlerini kullanan yazılım
geliştiricilerin sayısının rakiplerine göre oldukça fazla olması önümüzdeki
yıllarda uygulamaların da çok hızlı şekilde artarak Apple ve Google uygulama
marketlerindeki sayılara erişmesi mümkün görünmektedir.
33
6.İşletim Sistemlerinin Geleceği
Günümüzde işletim sistemleri iki yönde gelişmektedir. Bunlardan ilki yeni nesil mobil işletim
sistemleridir. Bunlar gün geçtikçe, birkaç yıl öncesinin masaüstü bilgisayarları kadar hatta daha
yüksek teknik özelliklere sahip mobil cihazlar (akıllı telefon, tablet) için hayatı oldukça
kolaylaştıran bankacılık, GPS ve navigasyon ve etkileşimli eğlence uygulamalarını destekleyen
servisler sağlamaktadırlar. Ayrıca çok yüksek veri transfer hızları sağlayan 4G/LTE teknolojisi,
giderek kablosuz mobil internet standardı olmaya başlamıştır. Bu sayede kullanıcılar artık sabit
bir bilgisayara ihtiyaç duymaksızın hemen hemen tüm işlerini mobil cihazları kullanarak
halledebilmektedirler.
Gelişmenin olduğu diğer yöndeki yerleşik işletim sistemleri ise artık bulut(cloud) adı verilen
yüksek performanslı sanallaştırılmış sunucu bilgisayarlar üzerinde çevrim-içi olarak
kullanılabilme noktasına gelmiştir. Artık son kullanıcılar bilgisayarları üzerinde kurulmuş olan
temel bir uygulama(tipik olarak bir web tarayıcı yazılımı) üzerinden çevrim-içi olarak sunulan
birçok fonksiyonu kullanabilmektedir. Örneğin, Google Dökümanlar ya da Microsoft Office 365
adlı uygulamalar sayesinde kullanıcılar kelime işlemci, çalışma kitabı, sunum, veritabanı ya da
anket gibi uygulamaları çevrim-içi çalıştırıp bulut üzerinde dosyalarını oluşturabilmekte ve
kendi bilgisayarlarıyla bulut üzerindeki klasörlerini (Google Drive, Sky Drive) senkronize
edebilmektedirler. Böylelikle 7/24 şekilde erişilebilir ve yedekli olarak yönetilen bulut
üzerindeki sunucularda verilerini güvenle saklayabilmektedirler. Aynı zamanda, birçok kullanıcı
için erişilebilirliği nerdeyse yüzde yüz seviyelerine ulaşan kablolu ya da kablosuz internet
bağlantılarıyla kullanıcılar sosyal ağlar(facebook, twitter vb.) üzerinde ya da noktadan noktaya
(peer to peer) sürekli olarak veri ve uygulama paylaşımı yapabilmekte, farklı mekânlarda olsalar
bile ortak projeler üzerinde çalışabilmektedirler.
Bu kitapta temel alınarak özellik ve işlevleri Bölüm 4’te detaylı olarak anlatılan Windows 7,
dünyanın bilişim alanındaki önde gelen firmalarından Microsoft’un 40 yılı aşkın deneyimini
işlevlerine yansıttığı gelişmiş bir işletim sistemi durumundadır ve bugün 500 milyonun üzerinde
kişisel bilgisayar kullanıcısı bu işletim sistemini tercih etmektedir. Henüz deneme aşamasında
olan Microsoft’un bir sonraki sürüm işletim sistemi Windows 8, temel olarak Windows 7’nin
sahip olduğu işlevlerin büyük kısmını aynen korurken özellikle kullanıcı ara-yüzünde bazı
değişikliklerle piyasaya sunulacaktır. Bununla birlikte, Windows 7’ye ilişkin olarak kitapta yer
verilen bilgilerin okuyucu tarafından kavranması, gelecekte kullanımda olacak sonraki sürüm
işletim sistemleri için çok iyi bir temel oluşturacaktır.
34
Download