Urantia`n*n Kitab*

advertisement
Urantia’nın Kitabı
128. Makale
İsa’nın Öncül Erişkinliği
(1407.1) 128:0.1
NASIRALI İSA erişkin yaşamının öncül yıllarına adım atarken, öncesinde,
dünya üzerinde olağan ve ortalama bir insan yaşamı yaşamış olup, bu yaşamı yaşamaya
devam etmiştir. İsa bu dünyaya, tıpkı diğer çocukların geldiği gibi gelmişti; o,
ebeveynlerini tercih etmeye herhangi bir biçimde müdahil olmamıştı. O kesin bir
biçimde tam da bu dünyayı, fani bedenin sureti içerisindeki vücutlaşımı olarak, üzerinde
yedinci ve son bahşedilişini gerçekleştirmek için gezegen olarak seçmişti; ancak, bunun
dışında o bu dünyaya, tıpkı diğer fanilerin bu ve benzer dünyalar üzerinde
gerçekleştirdiği gibi, âlemin bir çocuğu olarak büyüyen ve çevresinin getirdiği inişliçıkışlı koşullarla mücadele ederek, doğal bir biçimde bu dünyaya giriş yapmıştır.
(1407.2) 128:0.2
Her zaman, Urantia üzerinde Mikâil’in bahşedilişinin iki katmanlı amacını
göz önünde bulundurun:
(1407.3) 128:0.3
1. Nebadon’da ki sahip olduğu egemenliğin tamamlanışı olarak, fani beden
içinde bir insan yaratılmışının bütüncül hayatını yaşama deneyimi üzerinde üstünlük
kurmak.
(1407.4) 128:0.4
2. Kâinatın Yaratıcısı’nın zaman ve mekân dünyaları üzerindeki fani
sakinler için açığa çıkarılışı ve bahse konu bu fanileri Kâinatın Yaratıcısı’nın daha iyi bir
anlayışına daha etkin bir biçimde yönlendirme.
(1407.5) 128:0.5
Tüm diğer yaratılmış yararları ve evren faydaları, fani bahşedilişin bu ana
amaçları karşısında sonuçsal olarak ortaya çıkmış olup, ikinci derecede öneme sahiptir.
1. Yirmi Birinci Yaş (M.S. 15.yıl)
(1407.6) 128:1.1
Erişkin yaşlara erişmesiyle birlikte, İsa, tüm ciddiyetiyle ve bütüncül öz
bilinciyle; kendisinin ussal yaratılmışlarının en alt türünün sahip olduğu yaşama dair
bilgi üzerinde üstünlük kurma deneyiminin tamamlanma görevine, böylece nihai ve
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
1
bütüncül bir biçimde kendi yarattığı evrenin koşulsuz yöneticiliğinin hakkını kazanışına
başlamıştı. O, çifte doğasını bütünüyle yerine getirmenin bu muhteşem görevine adım
atmıştı. Ancak, o hâlihazırda, Nasıralı İsa olarak — bu iki doğayı etkin bir biçimde bir
bütün haline getirmiş haldeydi.
Yeşu bin Yusuf oldukça iyi bir biçimde; kadından doğmuş, fani bir insan
(1407.7) 128:1.2
olarak bir insanoğlu olduğunu bilmekteydi. Bu, İnsanın Evladı olarak seçmiş bulunduğu
ilk unvanda görülmektedir. O gerçekten de, beden ve kandan oluşmaktaydı; ve, mevcut
an içerisinde bile, bir evrenin nihai sonları üzerinde egemenlik yönetim makamında
otururken, o hala, çok fazlasıyla hak ederek kazanmış olduğu unvanların arasında
İnsanın Evladı’nınkini taşımaktadır. Kâinatın Yaratıcısı’nın — Yaratan Evlat olarak —
yaratıcı Sözü’nün, “bedene büründürüldüğü ve Urantia üzerinde âlemin bir insanı
olarak ikamet ettirildiği” kelimenin tam anlamıyla doğrudur. O emek verdi, yorgun
düştü, dinlendi ve uyudu. O, acıktı ve bu tür arzularını yiyecekle tatmin etti; o, susadı ve
susuzluğunu suyla giderdi. O, insan hislerini ve duygularını başından sonuna kadar
deneyimledi; o, “tıpkı sizlerin şu an yaşadığı gibi, her bakımdan sınandı;” ve, o, acı çekip,
ölümle yüzleşti.
(1407.8) 128:1.3
O; tıpkı âlemin diğer fanilerinin gerçekleştirdiği gibi, bilgiyi öğrendi,
deneyim kazandı ve bu ikisini bilgeliğe dönüştürdü. Vaftizine kadar, o, kendisinin
herhangi bir doğa-ötesi güçten yararlanmasına izin vermedi. O; Yusuf ve Meryem’in bir
evladı olarak kalıtımsal insan kazanımlarının bir parçası olmayan hiçbir aracı
kullanmadı.
(1408.1) 128:1.4
İnsan-öncesi mevcudiyetinin sahip oldukları nitelikler hususunda ise, o,
kendisini tamamen bunlardan mahrum kıldı. Kamu görevinin başlangıcından önce onun
insanlara ve olaylara dair bilgisi tamamiyle, kendi bireysel doğası ile sınırlıydı. O,
insanlar arasında gerçek bir insandı.
(1408.2) 128:1.5
Şu sonsuza kadar ve tüm ihtişamıyla gerçektir: “Bizler, zayıflıklarımıza dair
his ile duygulanabilecek yüksek bir yöneticiye sahibiz. Bizler, her yönden sınanmış ve
cezp edilmiş, ancak yine de günahsız çıkmış olan, bir Egemen’e sahibiz.” Ve, kendisi
bizzat, acı çekmiş, sınanmış ve zorlanmış olduğu için, kafası karışmış ve sıkıntıya
düşmüş olanları anlamaya ve onlara hizmet etmeye çok fazlasıyla yetkindir.
(1408.3) 128:1.6
Nasıralı marangoz bu aşamada, önünde uzanmakta olan görevi bütünüyle
anlamıştı; ancak, o, sahip olduğu insan hayatını doğal akışı içerisinde yaşamayı tercih
etmişti. Ve, bu hususların bazılarında o, tıpkı şu ifadelerin kayda geçirildiği gibi,
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
2
gerçekten de sahip olduğu fani yaratılmışlara örnek konumundadır: “Birbirleriniz ile
olan ilişkilerinizde tutumunuzu, Tanrı’nın doğasına ait olmuş olsa da, Tanrı’ya olan
eşliğini kendi yararına kullanmamış olan Mesih İsa gibi takının. Ancak, o kendisini çok
az öneme sahip kılıp, bir yaratılmışın bedenini kendisine biçerek, insanlığın suretinde
doğdu. Ve, bir insan olarak böyle ortaya çıkarak, o, alçak gönüllülüğünü sergileyip,
ölüme, hatta çarmıhtaki ölüme, tabi haline geldi.”
(1408.4) 128:1.7
O fani hayatını; “bedenin günlerinde, tüm kötülükten kurtarmaya yetkin
olan O’na, oldukça sıkça dualarını ve ricalarını, güçlü duygularla ve gözyaşlarıyla bile,
sunmuş, ve, duaları inanmış olduğu için etkili olmuş biri olarak,” insan ailesinin tüm
diğerlerinin yaşayabileceği gibi kendi fani hayatını yaşamıştı. Bu nedenle, kardeşleri
üzerinde bağışlayıcı ve anlayışlı bir egemen yönetici haline gelebilmesi için, her
bakımdan onlar gibi yapılması gerekmişti.
(1408.5) 128:1.8
Sahip olduğu insan doğasından, o hiçbir zaman kuşku duymadı; o, bariz
olup, bilincinde her daim mevcuttu. Ancak, sahip olduğu kutsal doğasına dair, orada her
zaman, en azından vaftizinin gerçekleştiği ana kadar gerçek olmak üzere, kuşku ve
varsayıma yer bulunmuştu. Kutsallığı benliği içinde fark edişi, yavaş, ve, insan bakış
açısından, doğal nitelikte görünen evrimsel bir açığa çıkarılıştı. Kutsallığın bu açığa
çıkarılışı ve benlik içindeki farkındalığı, Kudüs’de, henüz on üç yaşını doldurmamışken,
insan mevcudiyetinin ilk doğa-üstü olayı ile başlamıştı; ve, bu, sahip olduğu kutsal
doğanın benliği içinde farkına varışını yerine getirme deneyimi, hizmet ve öğretimden
oluşan kamu sürecinin başlangıcını simgeleyen olay olarak, Ürdün vadisinde Yahya
tarafından gerçekleştirilen vaftizi sırasında yaşanılmışlık olarak, beden içindeyken
ikinci doğa-üstü deneyiminin zamanında tamamlanmıştı.
(1408.6) 128:1.9
Biri on üçüncü yaşı ve diğeri vaftizi olmak üzere, bahse konu iki göksel
ziyaret arasında, bu vücutlaşmış Yaratan Evlat’ın yaşamında, doğa-üstü veya insan-üstü
hiçbir şey ortaya çıkmamıştı. Buna rağmen, Beytüllahim’in bebeği, Nasıra’nın ufaklığı,
delikanlısı ve erişkini, gerçekte, bir evreninin vücutlaşmış Yaratanı’idi; ancak, o hiçbir
zaman, bir kez dahi olsun, bu gücün zerresini dahi kullanmamıştır; ne de, o, koruyucu
yüksek meleğininki dışında, insan hayatını yaşamaya başlamasından Yahya tarafından
gerçekleştirilen
vaftizinin
gününe
kadar,
göksel
kişiliklerinin
yönlendirişine
başvurmuştur. Ve, buna böylece şahitlik etmiş olanlar olarak bizler, neden
bahsettiğimizi çok iyi bilmekteyiz.
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
3
Ama yine de, beden içindeki yaşamının tüm bu yılları boyunca, o gerçek
(1408.7) 128:1.10
anlamıyla kutsaldı. O gerçekte, Cennet Yaratıcısı’nın bir Yaratan Evladı’idi. Egemenlik
erişiminin bir parçası olan fani deneyimi bütünüyle kazanımının teknik olarak
tamamlanışından sonra, kendisini kamu sürecine bir kez verdiğinde, kendisinin
Tanrı’nın Evladı olduğunu herkese açık bir biçimde kabul etmekten çekinmemişti. O
şunu duyurmaktan çekinmemişti: “Ben Alfa ve Omega, başlangıç ve bitiş, ilk ve sonum.”
O, daha sonraki yıllarda; İhtişam’ın Koruyucusu, bir Evrenin Yöneticisi, tüm yaratımın
Koruyucu Tanrısı, İsrail’in Kutsal Kişisi, her şeyin Koruyucusu, bizimin Koruyucumuz ve
bizim Tanrımız, bizler ile beraber olan Tanrı, ismi her ismin üzerinde ve her dünyada
var olan, bir evrenin Her-Şeye-Gücü-Yeterliliği, bu yaratımın Evren Aklı, bilgelik ve
bilginin tüm zenginliklerinin bünyesinde barındığı Kişi, bütünlüğü her şeyi bütüncül
kılan O, ebedi Tanrı’nın ebedi Sözü, her şeyden önce var olmuş olan ve benliğinde her
şeyin varlığına sahip olduğu kişi, göklerin ve yeryüzünün Yaratanı, bir evrenin
Kollayıcısı, tüm yeryüzünün Hâkim’i, ebedi yaşamın Sağlayıcısı, Gerçek Önder,
dünyaların Kurtarıcısı, kurtuluşumuzun Rehberi isimleri ile çağrıldığında hiçbir itirazda
bulunmamıştı.
(1409.1) 128:1.11
O hiçbir zaman; tamamiyle insan olan yaşamından, bu dünya üzerindeki ve
tüm diğer dünyalar için, insanlık içinde, ve insanlık için, ve insanlığa olan kutsallık
hizmetinin öz bilincine varışının daha sonraki yıllarına olan gelişiminin sonrasında,
kendisine yakıştırılan bahse konu bu unvanların hiçbirine itirazda bulunmamıştı. Bir
seferinde Emanuel olarak çağrıldığında, o sadece şunu söyledi: “Ben o değilim, o benim
büyük ağabeyim.”
(1409.2) 128:1.12
Her zaman, dünya üzerinde daha büyük bir yaşama olan gelişiminden
sonra bile, İsa, gökteki Yaratıcı’nın iradesine itaatkâr bir biçimde tabiydi.
(1409.3) 128:1.13
Vaftizinden sonra, o, samimi inananlarının ve minnettar takipçilerinin
kendisine ibadet etmesine izin vermede sakınca görmedi. Fakirlikle boğuşurken ve
elleriyle ailesi için yaşam ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla emek verirken bile, bir Tanrı
Evladı oluşuna dair farkındalık büyümekteydi; o, göklerin, ve, üzerinde özünden farklı
bir biçimde o anda insan mevcudiyetini yaşamakta olduğu tam da bu dünyanın yaratanı
olduğunu bilmekteydi. Ve, büyük ve gözlerini çevirmiş seyreder halde olan evren
boyunca göksel varlıkların birlikleri benzer bir biçimde, Nasıra’nın bu insanının
kendilerinin çok derinden sevdikleri Egemeni ve Yaratan-babası olduğunu bilmekteydi.
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
4
Bu yıllar boyunca, Nebadon evreni soluğunu tutmuş beklemekteydi; tüm göksel gözler
devamlı bir biçimde, Filistin’de olmak üzere — Urantia’ya odaklanmıştı.
Bu yıl, İsa, Hamursuz’u kutlamak için Yusuf ile birlikte Kudüs’e çıkmıştı.
(1409.4) 128:1.14
Öncesinden kutsama için Yakup’u mabede götürmüş olarak, o, Yusuf’u götürmeyi görevi
olarak görmekteydi. İsa, ailesi ile olan ilişkilerinde herhangi bir düzeyde iltiması hiçbir
zaman sergilememişti. O Yusuf ile birlikte Kudüs’e, her zamanki Ürdün vadisi yolu
üzerinden gitmişti; ancak, o, Nasıra’ya, Amathus’un içinden geçen, doğu Ürdün yolundan
geri dönmüştü. Ürdün vadisinden aşağıya inerken, İsa, Yusuf’a Musevi tarihini
anlatmıştı; ve, geri dönüş yolunda ona, geleneksel olarak nehrin bu doğu bölgelerinde
ikamet etmiş olan saygın Ruben, Gad ve Gilead kabilelerinin deneyimlerinden
bahsetmişti.
(1409.5) 128:1.15
Yusuf İsa’ya, kendisinin yaşam görevine dair önde gelen birçok soru
sormuştu; ancak, bu sorunların çoğuna İsa söyle yanıt vermişti: “Vaktim henüz
gelmedi.” Buna rağmen, bu içten söyleşilerde, Yusuf’un, ileriki yılların heyecan verici
olayları boyunca hatırlamış olduğu birçok söz ağızdan çıkmıştı. Yusuf ile birlikte, İsa
Hamursuz’u, Kudüs’de bu şölen anma törenlerine katılırken âdeti haline gelmiş olarak,
Bethani’de üç arkadaşıyla birlikte geçirmişti.
2. Yirmi İkinci Yaş (M.S. 16.yıl)
(1409.6) 128:2.1
Bu yıl; İsa’nın erkek ve kız kardeşlerinin, ergenliğin sorunlarına ve ona
uyum sağlamaya özgün zorluklarla ve sıkıntılarla karşılaşmış olduğu birkaç seneden bir
tanesiydi. İsa bu aşamada, yaşları yediden başlayıp on sekize kadar uzanan erkek ve kız
kardeşlere sahipti; ve, İsa’nın vaktinin büyük bir kısmını, onların ussal ve duygusal
yaşamlarının yeni uyanışlarına kendilerini uyumlu hale getirmelerine yardımcı olmak
almaktaydı. O böylece, küçük erkek ve kız kardeşlerinin yaşamlarında açığa çıkar hale
gelirken, ergenliğin sorunlarıyla uğraşmak zorundaydı.
(1410.1) 128:2.2
Bu yıl, Şimon, okuldan mezun olup, taş ustası Yakup olan, İsa’nın eski
çocukluk oyun arkadaşı ve her-daim koruyucusu ile çalışmaya başlamıştı. Birkaç aile
toplantısının sonucunda, erkeklerin hepsinin marangozluk işini seçmesinin bilgece
olmadığına karar verilmişti. Ticaret alanlarını çeşitlendirerek, bir binanın tamamını
yapmak için iş almaya hazır hale gelebilecekleri düşünülmüştü. Tekrar edilmesi
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
5
gerekirse, onların hepsi iş bakımından yoğun değillerdi, çünkü onların üçü tam zamanlı
bir biçimde marangoz olarak çalışmaktaydı.
(1410.2) 128:2.3
İsa bu yıl, ev dekorasyonu ve mobilya yapımında çalışmaya devam etti;
ancak, zamanının büyük bir kısmını, kervan tamir atölyesinde geçirdi. Yakup, atölyede
kendisiyle dönüşümlü bir biçimde çalışmaya başlamaktaydı. Bu yılın sonuna doğru,
marangozculuk işi Nasıra’da durgunlaştığında, İsa, Yakup’u tamir atölyesinin ve Yusuf’u
ev tezgâhının başına geçirip, bir demir ustasıyla birlikte çalışmak için Seforis’in yolunu
tuttu. O metallerle altı ay çalışıp, örs üzerinde dikkate değer bir beceriyi kazandı.
(1410.3) 128:2.4
Seforis’de yeni işini almasından önce, İsa; dönemsel aile toplantılarının bir
tanesini düzenleyip, tüm ciddiyetiyle, bu zaman zarfında daha yeni on sekizinci yaşına
girmiş olan, Yakup’u ailenin vekil başı konumuna getirdi. O; kardeşine içten desteğin ve
bütüncül işbirliğinin sözünü verip, ailenin her üyesinden Yakup’a olan bağlılığın resmi
yeminlerini talep etti. Bu günden itibaren, Yakup; İsa’nın haftalık ödemelerini kardeşine
gerçekleştirdiği biçimde, ailesi için tüm mali sorumluluğu üstlendi. İsa bir daha
Yakup’un ellerinden dinginleri almadı. Seforis’de çalışırken, gerektiğinde eve her gece
yürüyebilirdi; ancak, o bilinçli bir biçimde, hava ve diğer şeyleri gerekçe göstererek
evden uzak kaldı; ancak, onun gerçek güdüsü, aile sorumluluğunu üstlenmede Yakup ve
Yusuf’u hazırlamaktı. İsa, ailesinden ayrılışının yavaş sürecine başlamış haldeydi. Her
Şabat, İsa Nasıra’ya geri dönmekteydi; ve, zaman zaman hafta içleri boyunca
gerektiğinde bunu, yeni tasarımının işleyişini görmek, tavsiyede bulunmak ve yararlı
önerileri sunmak için gerçekleştirmekteydi.
(1410.4) 128:2.5
Altı ay boyunca vaktinin büyük bir kısmını Seforis’de geçirmek, Musevi-
olmayan hayat görüşü ile daha iyi tanışır hale gelmesinin yeni bir olanağını sundu. O;
Musevi-olmayanlar ile çalıştı, onlar ile birlikte yaşadı, ve her olası biçimde, Museviolmayanların yaşam alışkanlıklarının ve düşünce yapılarının yakın ve detaylı bir
irdeleyişinde bulundu.
1410.5) 128:2.6
Hirodes Antipa’nın evi olan bu şehirdeki ahlaki ölçütler, Nasıra kervan
şehrininkilerden bile o kadar alt bir düzeydeydi ki, Seforis’de altı aylık konukluğundan
sonra İsa, Nasıra’ya geri dönmek için bir gerekçe bulmayı yadırgamadı. Beraber çalıştığı
topluluk, hem Seforis’de hem de yeni şehir Tiberyas’da kamu işlerine girmek üzere olup,
İsa, Hirodes Antipa’nın yüksek denetimi altında herhangi bir işe alımla uzaktan
yakından ilgisinin bulunmasına isteksizdi. Ve, orada bunlara da ek olarak, Nasıra’ya geri
dönmeyi kendisi için, İsa’nın görüşüne göre, bilgece kılan başka nedenler de
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
6
bulunmaktaydı. Tamir atölyesine geri döndüğünde, aile olaylarının kişisel yönetimini
bir daha üstlenmedi. O; Yakup ile birliktelik halinde atölyede çalışmış olup, olabildiği
kadar Yakup’un evin yönetimine devam etmesine izin verdi. Yakup’un aile giderlerini
idaresi ve ev bütçesini yönetimi, sekteye uğramadan devam etmişti.
(1410.6) 128:2.7
Ailesinin olaylarına olan etkin katılımından nihai çekilişinin zemini, İsa, tam
da bu türden bilgece ve akılcı planlama ile gerçekleştirdi. Yakup ailesinin vekil başı
olarak, evlenişinden tam da iki yıl öncesinde gerçekleşmiş olarak — iki yıllık deneyime
sahip olduğunda, Yusuf hane kaynaklarının yönetimine getirilmiş olup, kendisine evin
genel idare görevi verilmişti.
3. Yirmi Üçüncü Yaş (M.S. 17.yıl)
(1411.1) 128:3.1
Bu yıl mali baskı, dördü de çalıştığı için az da olsa hafiflemişti. Miryam, süt
ve tereyağının satışından dikkate değer düzeyde gelir elde etmişti; Marta hâlihazırda,
uzman bir dokumacı haline gelmişti. Tamir atölyesinin satın alınan tutarının üçte
birinden fazlası ödenmişti. Koşulları öyle bir durumdaydı ki, İsa, Şimon’u Kudüs’e
Hamursuz için götürmek için üç haftalığına çalışmaya ara verebilmişti; ve, bu, babasının
ölümünden beri günlük çalışmadan uzaklaşmayı memnuniyetle deneyimlediği en uzun
süreçti.
(1411.2) 128:3.2
Onlar Kudüs’e Dekapolis üzerinden ve Pella, Gerasa, Philadelphia, Heşbon
ve Eriha içinden geçerek seyahat ettiler. Onlar Nasıra’ya; Lida, Yopa, Kaysera’dan teğet
geçerek böylece Karmel Dağı etrafından Ptolemais’e ve oradan da Nasıra’ya ulaşan bir
biçimde sahil yolundan geri döndüler. Bu seyahat, İsa’yı, Kudüs bölgesinin kuzey Filistin
bölümünün tamamına oldukça aşina kıldı.
(1411.3) 128:3.3
Philadelphia’da, İsa ve Şimon; Nasıra ikilisi için, Kudüs’deki ana merkezinde
durmalarında ısrarcı olacak kadar büyük bir beğeniyi zamanla beslemiş olan Şamlı bir
tüccar ile tanışmışlardı. Şimon tapınakta katılımını gerçekleştirirken, İsa vaktinin büyük
bir kısmını dünya olaylarına oldukça hâkim bu çok iyi eğitimli ve çok gezmiş olan
insanla konuşmakla harcamıştı. Bu tüccar, dört binden fazla kervan devesine sahipti; o,
tüm Roma dünyası üzerinde ticari ilişkilere sahip olmuş olup, bu aşamada Roma’ya yolu
üzerindeydi. O İsa’ya, Şam’a gelmesini ve onun sahip olduğu Doğu ithalat işine girmesini
teklif etti; ancak, İsa, bahse konu bu dönemde ailesinden bu kadar uzak bir yere gitmeyi
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
7
gerekçelendirememekteydi. Ancak, eve geri dönüş yolculuğunda, İsa; kervan yolcuları
ve kervancıbaşları tarafından bahsedilişini çok sıklıkla duyduğu ülkeler olarak, bu uzak
şehirler hakkında ve hatta Uzak Batı ve Uzak Doğu’nun daha da ücra ülkeleri üzerine
fazlasıyla düşünmüştü.
(1411.4) 128:3.4
Şimon, Kudüs’e olan ziyaretinden fazlasıyla keyif almıştı. O olması gerektiği
gibi, emrin yeni erkek evlatlarının Hamursuz kutsanışında İsrail ulusuna kabul
edilmişti. Şimon Hamursuz törenlerine katılırken, İsa ziyaretçilerin kalabalıklarına
karışıp, Museviliği sonradan tercih etmiş sayısız Musevi-olmayan inanan ile birçok ilgi
çekici kişisel görüş alışverişlerinde bulunmuştu.
(1411.5) 128:3.5
Galiba, tüm bu iletişimleri içinde en dikkate değeri, Stefan ismindeki bir
genç Helenist ile olandı. Bu genç adam Kudüs’e gerçekleştirmiş olduğu ilk ziyaretinde
bulunup, Hamursuz haftasının Perşembe öğleden sonrası İsa ile buluşma imkânına
sahip olmuştu. Her ikisi de Aşmonayim sarayına bakan bir biçimde etrafta
gezinirlerken, İsa; birbirlerine ilgi duymalarıyla sonuçlanan ve yaşamın işleyişine ek
olarak gerçek Tanrı ve ona ibadet hakkında dört saatlik bir söyleşiye yol açan gündelik
konuşmayı başlattı. Stefan, İsa’nın söyledikleri tarafından çok büyük bir biçimde
etkilenmişti; o, hiçbir zaman İsa’nın sözlerini unutmadı.
(1411.6) 128:3.6
Ve, bu kişi, daha sonra İsa’nın öğretilerinin bir inananı haline gelmiş, ve bu
öncül müjdeyi duyurmadaki cüretkârlığı kızgın Museviler tarafından ölene kadar
taşlanmasıyla sonuçlanmış aynı Stefan’idi. Stefan’ın, kendi bakışından yeni müjdeyi
duyuruşundaki olağanüstü cüretkârlığın bir kısmı, İsa ile öncül fikir alışverişinin
doğrudan sonucuydu. Ancak, Stefan, bir on beş sene önce konuşmuş olduğu Celileli’nin;
dünyanın Kurtarıcısı olarak daha sonra duyurmuş olduğu, kendisi için çok yakın
zamanda öleceği, böylece yeni evrimleşen Hıristiyan inancının ilk şehidi olacağı, aynı
kişi olduğunu ufacık dahi olsa hiçbir zaman aklının ucundan geçirmedi. Stefan, Musevi
mabedine saldırının bedeli olarak kendi yaşamından vazgeçtiğinde, orada, Tarsuslu bir
vatandaş olan Şaul isminde biri durmaktaydı. Ve, Şaul, bu Yunanlı’nın inancı için nasıl
ölebildiğini gördüğünde, kalbinde, Stefan’ın uğruna öldüğü amacı üstlenmesine nihai
olarak yol açan duygular doğmuştu; daha sonra, o, Hıristiyan dininin tek kurucusu
olarak görülmeyecek olsa bile en azından kesinlikle onun filozofu olan, kararlı ve
yenilmez Pavlus haline gelmişti.
(1412.1) 128:3.7
Hamursuz haftasından sonra Pazar günü, Şimon ve İsa, Nasıra’ya olan geri
dönüş yolculuklarına başladılar. Şimon, bu yolculukta İsa’nın ona öğretmiş olduğu şeyi
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
8
hiçbir zaman unutmadı. O her zaman İsa’yı sevmişti, ancak bu aşamada baba-kardeşini
tanımaya başladığını hissetmekteydi. Onlar; şehir dışına doğru hareket ederlerken ve
yol kenarında yiyeceklerini hazırlarken, çok samimice gerçekleşen konuşmalarda
bulunmuşlardı. Onlar eve Perşembe öğleni ulaştılar, ve Şimon aileyi, deneyimlerini
anlatarak gece geç saatlere kadar uyanık tuttu.
(1412.2) 128:3.8
Meryem; İsa’nın Kudüs’de vaktinin büyük bir kısmını “yabancıları, özellikle
uzak ülkelerden gelenleri, ziyaret ederek” geçirmiş oluşuna dair Şimon’un yaşananları
anlatımı karşısında fazlasıyla üzülmüştü. İsa’nın ailesi hiçbir zaman; onun insanlara
olan büyük ilgisini, onları ziyaret etmeye, yaşam biçimlerini öğrenmeye ve ne
düşündüklerini keşfetmeye dair sahip olduğu güçlü dürtüyü anlayamamıştı.
(1412.3) 128:3.9
Gittikçe artan bir biçimde, Nasıra ailesi, doğrudan ve insani sorunları ile
fazlasıyla meşgul hale gelmişti; İsa’nın gelecekteki görevi hakkında hiç de sıklıkla
bahsedilmemekte, ve onun kendisi, gelecek süreci hakkında oldukça nadiren
konuşmaktaydı. Annesi seyrek olarak, İsa’nın söz verilmiş bir çocuk olduğunu
düşünmekteydi. O yavaşça, İsa’nın dünya üzerinde herhangi bir kutsal görevi yerine
getirecek oluşu düşüncesini terk etmekteydi; yine de, bazen onun inancı, çocuk
doğmadan önce Cebrail’in ziyaretini durup hatırladığında yeniden canlanmaktaydı.
4. Şam Olayı
(1412.4) 128:4.1
Bu yılın son dört ayını İsa, Kudüs’e olan yolu üzerinde ilk olarak
Philadelphia’da tanışmış olduğu tüccarın misafiri konumunda Şam’da geçirmişti. Bu
tüccarın bir temsilcisi, Nasıra’dan geçerken İsa’yı aramış olup, ona Şam’a kadar eşlik
etmişti. Bu yarı-Musevi tüccar olağanüstü ölçekteki bir parayı, Şam’da dini felsefenin bir
okulunun kurulmasına adamayı teklif etmişti. O, İskenderiye’ninkini alt edecek bir
öğrenme merkezini oluşturmayı planlamıştı. Ve, o; İsa’nın derhal, bu yeni projenin başı
haline gelmesine hazırlık amacıyla, dünyanın eğitim merkezlerine uzun süreli bir gezide
bulunmaya başlamasını teklif etti. Bu İsa’nın, tamamiyle insan olan sürecinin gidişatında
en başından sonuna kadar karşılaşmış olduğu en büyük cezp edici tekliflerden bir
tanesiydi.
(1412.5) 128:4.2
Yakın bir zaman içinde bu tüccar, İsa’nın karşısına, bu yeni tasarlanmış
okulu desteklemeye razı olmuş on iki kişiden oluşan bir tüccar ve bankacı topluluğunu
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
9
getirdi. İsa öne sürülen okula karşı derin bir ilgiyi göstermiş olup, düzenlenişindeki
tasarlamada onlara yardım etti; ancak o her zaman, diğer ve teker teker dile
dökülmemiş fakat bu gelişimin öncesinden gelen sorumluluklarının bu türden çok
büyük bir girişimin yönetimini kabul etmesine engel olacağını korkarak belirtti. Kabul
etmesi durumunda onun bağışçısı olacağı kişi ısrarcıydı; ve, o evinde İsa’yı belirli bir
çeviri işi için cömert bir biçimde işe almışken, kendisi ve eşine ek olarak erkek ve kız
çocukları, sunulmuş olan bu onuru kabul etmesi için İsa’yı ikna etmeye çalışmışlardı.
Ancak, İsa, buna rıza göstermezdi. O dünya üzerindeki görevinin, öğrenim kurumları
tarafından desteklenecek bir şey olmadığını çok iyi bilmekteydi; o kendisini, her ne
kadar iyi niyetli olursa olsun, en küçük derecede bile “insanların heyetleri tarafından”
yönlendirilmeye bağlı kılmaması gerektiğini bilmekteydi.
(1412.6)
128:4.3
Önderliğini sergilemiş oluşundan sonra bile, Kudüs dini önderleri
tarafından reddedilmiş olan, o, Şam’ın ticaret adamları ve bankacıları tarafından üstün
bir öğretmen olarak tanınmakta ve saygıyla karşılanmaktaydı; ve, tüm bunların hepsi,
Nasıra’nın belirsiz ve bilinmeyen marangozu olduğunda gerçekleşmekteydi.
(1412.7) 128:4.4
O hiçbir zaman, ailesine bu teklif hakkında bahsetmedi; ve, bu yılın sonu
kendisini Nasıra’da, sanki o Şam arkadaşlarının yüceltici sıfatları tarafından hiç cezp
edilmemiş gibi, gündelik sorumluluklarını yerine getiren bir konumda bulmuştu. Ne de
Şam’ın bu insanları bir kez dahi olsun; Musevi toplumunun tamamını alt üst etmiş olan
daha sonrasında Kapernaum’un vatandaşı haline gelmiş kişi ile, bir araya geldiğinde
servetlerinin alabilecek olduğu onuru reddetmeye cüret etmiş olan Nasıra’nın eski
marangozunu ilişkilendirmişlerdi.
(1413.1) 128:4.5
İsa, olabilecek en akıllı ve bilinçli bir biçimde; yaşamında gerçekleşen çeşitli
olayları, dünyanın gözlerinde, tek bir bireyin faaliyetleri ile ilişkilendirilecek hale
gelmemesi için kendisinden soyutlamaya çabalamıştı. Daha sonraki yıllarda birçok kez,
o, İskenderiye ile yarışacak bir okulu Şam’da kurma imkânının reddetmiş olan tuhaf
Celile’nin tam da bu hikâyesinin anlatımını dinlemişti.
(1413.2) 128:4.6
Dünyasal deneyiminin belirli yönlerini ayrıştırmaya amaçladığında, aklında
olan hedeflerinden biri; ilerideki nesillerin, yaşamış ve öğretmiş olduğu gerçekliğe tabi
olma yerine öğretmene derin saygı beslemesine neden olacak, bu türden çok yönlü ve
göz kamaştırıcı süreci inşa etmeyi önlemekti. İsa, öğretilerinden başka yöne ilgiyi
çekecek, böyle bir insan kazanım geçmişini inşa etmek istememekteydi. O çok öncül bir
biçimde; dünya duyurmayı amaçladığı krallığın müjdesine rakip hale gelebilecek,
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
10
takipçilerinin kendi kişiliği hakkında bir din oluşturma cazibesine kapılacağını
görmüştü. Bunun uyarınca o tutarlı bir biçimde, çok önemli olaylara sahne olmuş süreci
boyunca, öğretilerini duyurma yerine öğretmeni yüceltmenin bu doğal insan eğilimine
hizmet eder biçimde kullanılabileceğini düşündüğü her şeyi baskılamayı amaçlamıştı.
(1413.3) 128:4.7
Bu aynı güdü aynı zamanda, dünya üzerinde çeşitlenmiş yaşamına ait çeşitli
dönemler boyunca farklı unvanlarla tanınmasına neden izin verdiğini açıklamaktadır.
Tekrar edilmesi gerekirse, o; dürüst yargılarına tezat oluşturan bir biçimde kendisine
inanmalarıyla sonuçlanacak haksız hiçbir baskıcı etkiyi, ailesi ve diğerlerinin üzerine
getirmek istememişti. O her zaman, insan aklının yersiz veya diğer bir değişle adil
olmayan faydasından yararlanmaya karşı çıkmıştı. O; kalpleri, kendi öğretilerinde açığa
çıkarılmış ruhsal gerçekliklere karşılık göstermeden, insanların kendisine inanmalarını
istememekteydi.
(1413.4) 128:4.8
Bu yılın sonuna doğru Nasıra evinin idaresi, oldukça pürüzsüz bir biçimde
ilerlemekteydi. Çocuklar büyümekte olup, Meryem İsa’nın evden uzakta oluşuna alışkın
hale gelmekteydi. İsa, doğrudan kişisel harcamaları için yalnızca küçük bir miktarı
kendisinde tutarak, ailenin bakımı amacıyla kazandıklarını Yakup’a teslim etmeye
devam etmişti.
(1413.5) 128:4.9
Yıllar ilerledikçe, bu insanın dünya üzerindeki bir Tanrı Evladı olduğunun
farkına varmak daha zor hale geldi. O, insanlar arasında tıpkı başka bir insan olarak,
fazlasıyla âlemin bir olağan bireyi haline gelmiş görünüme sahipti. Ve, gökteki Yaratıcı
tarafından, bahşedilmenin tam da bu şekilde gerçekleşmesi emredilmişti.
5. Yirmi Dördüncü Yaş (M.S. 18.yıl)
(1413.6) 128:5.1
Bu, İsa’nın aile sorumluluğundan olan göreceli sorumluluğunun ilk yılıydı.
Yakup, İsa’nın danışma ve mali konulurdaki yardımıyla, evin idaresinde oldukça
başarılıydı.
(1413.7) 128:5.2
Bu yılın Hamursuzu’nu takip eden hafta, İskenderiye’den genç bir adam;
yılın daha sonrasındaki bir tarihte, İsa ve İskenderiye Musevileri’nin bir topluluğu
arasında Filistin sahil bölgesindeki bir yerde gerçekleşecek biçimde, bir buluşma
düzenlemek için Nasıra’ya geldi. Bu toplantı Haziran’ın ortası için belirlenmiş olup, İsa;
başlangıçsal bir teklif olarak ana sinagoglarının hazzanına yardımcı konumunda
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
11
çalışmasını öneren bir biçimde, bir dini öğretmen halinde şehirlerinde kendisini ortaya
sermesini güçlü bir şekilde talep etmiş olan İskenderiye’nin başta gelen beş Musevisi ile
buluşmak için Kaysera’ya gitti.
(1414.1) 128:5.3
Bu heyetin sözcüsü, İskenderiye’nin, dünyanın tümü için Musevi kültürünün
ana merkezi haline gelme nihai sonuna sahip olduğunu açıkladı; Musevi olaylarının
Helenistik kolunun, Babil düşünce okulunu neredeyse tamamiyle saf dışı bırakmış
olduğunu söyledi. Onlar İsa’ya, Kudüs’de ve Filistin’in tamamında isyanın her yerde
kendisini göstermekte olan serzeniş seslerinin varlığını hatırlattı; ve, Filistin
Musevileri’nin herhangi bir isyanının milli intihara denk düşeceğini, Roma’nın demir
yumruğunun isyanı üç ayda bastıracağını, buna ek olarak, Kudüs’ün yok olacağını ve
mabedin yıkılacağını, taşın taş üstünde kalmayacak oluşunu kesin bir dille ifade ederek
onu ikna etmeye çalıştı.
(1414.2) 128:5.4
İsa, onların söylemek istedikleri her şeyi dinleyip, duymuş oldukları güven
için onlara teşekkür etti; ve, İskenderiye’yi gitmeyi reddederek, özetle, “Vaktim henüz
gelmedi” dedi. Onlar, İsa’ya bahşetmeyi amaçlamış oldukları onura onun göstermiş
olduğu kayıtsızlık karşısında şaşkına dönmüşlerdi. İsa’dan ayrılmadan önce, onlar
kendisine; İskenderiye arkadaşlarının saygısının bir simgesi olarak ve Kaysera’ya onlar
ile birlikte görüşmek için gelişi nedeniyle harcadığı vakit ve yol giderlerini telafi etmek
amacıyla bir kese sunmuştu. Ancak, o benzer bir biçimde, şunu söyleyip parayı reddetti:
“Yusuf’un evi hiçbir zaman sadaka kabul etmedi; ben güçlü kollara sahip ve kardeşlerim
çalışabilir oldukça, bizler başka birinin ekmeğini yiyemeyiz.”
(1414.3) 128:5.5
Mısır’dan gelen arkadaşları evin yolunu tuttu; ve, ilerleyen yıllarda,
Filistin’de öyle bir gürültü koparan Kapernaumlu gemi ustasına dair söylentileri
duyduklarında, çok azı onun, İskenderiye’de büyük bir öğretmen olma davetini bir kılı
dahi kıpırdamadan reddetmiş olan bu Beytüllahim bebeği ve tuhaf bir biçimde hareket
eden bu aynı Celile erişkini olduğunu çıkarmıştı.
(1414.4) 128:5.6
İsa, Nasıra’ya geri döndü. Bu yılın geride kalan kısmı, tüm sürecinin en
dikkate değer olaysız geçen altı ayı olmuştu. O, çözülmesi gereken sorunların ve
üzerinden gelinmesi gereken zorlukların olağan gidişatından olan bu geçici arayı
memnuniyetle deneyimlemişti. O; gökteki Yaratıcısı ile fazlasıyla birlikte olup, insan aklı
üzerindeki üstünlüğünde devasa bir ilerlemede bulundu.
(1414.5) 128:5.7
Ancak, zaman ve mekânın dünyalarında insan olayları, uzunca bir süre
boyunca pürüzsüz olarak gitmemekteydi. Aralık ayında, Yakup; Nasıralı genç bir kadın
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
12
olan, Esta’ya fazlasıyla âşık olduğunu, eğer düzenlenirse belli bir zaman zarfında onunla
evlenmek istediğini açıklayarak, İsa ile özel bir konuşmada bulundu. Yakup; Yusuf’un
yakın bir zaman içinde on sekiz yaşına geleceği, ve, ailenin vekil başı olarak hizmet
verme şansına sahip olmasının kardeşi için iyi bir deneyim olacağı gerçeğini vurguladı.
İsa, arada kalan zaman zarfında evin yönetimi için Yusuf’u yerinde bir biçimde eğitmesi
karşılığında, iki yıl sonra geçerli olacak şekilde Yakup’un evliliğine onay verdi.
(1414.6) 128:5.8
Ve, bu aşamada bir şeyler olmaya başlamıştı — havada evlilik vardı.
Yakup’un evliliği için İsa’nın onayını almadaki başarısı, Miryam’ın ağabey-babasına
planları hakkında yaklaşmasında kendisine cesaret verdi. Şimdi Yakup ve Yusuf’un iş
arkadaşı, bir zamanlar kendi kendisini İsa’nın koruyucusu olarak belirlemiş, genç taş
ustası Yakob, uzunca bir süredir Miryam’ın elini evlilikte tutmayı arzulamıştı. Miryam
planlarını İsa’nın önüne serdiğinde, İsa; Yakup’un Miryam için resmi bir talepte
bulunmak amacıyla gelmesini isteyip, Marta’nın en büyük kız kardeş olarak kendisinin
sorumluluklarını üstlenmeye yetkin hale geldiğini Miryam hisseder hissetmez, evlilik
için mutluluklarını dileyeceği sözünü verdi.
(1414.7) 128:5.9
İsa; evde olduğunda haftada üç kez akşam okulunda öğretimde bulunmaya,
sıklıkla Şabat günü sinagogda Yazıtları okumaya, annesiyle ziyaretlerde bulunmaya,
çocuklara bir şeyler öğretmeye, ve genel olarak kendisini, İsrail ulusu içinde Nasıra’nın
değerli ve saygılı bir vatandaşı olarak davranır kılmaya devam etti.
6. Yirmi Beşinci Yaş (M.S. 19.yıl)
(1415.1) 128:6.1
Bu yıl; Nasıra ailesinde her şey en iyi şekilde başlamış olup, Marta’nın Ruth
için yapmak zorunda olduğu belirli bir görev dışında, çocukların tümünün olağan okul
dönemini bitirmelerine şahit oldu.
(1415.2) 128:6.2
İsa; insanlığın, Âdem’in döneminden beri dünya üzerinde ortaya çıkmış en
gürbüz ve seçkin örneklerinden bir tanesiydi. Onun fiziksel gelişimi muhteşemdi. Onun
aklı etkin, keskin ve derindi — çağdaşlarının ortalama aklına kıyasla, devasa ölçeklerde
gelişmiş haldeydi — ve, onun ruhaniyeti gerçekten de insansı biçimde kutsaldı.
(1415.3) 128:6.3
Ailenin mali durumu, Yusuf’un mal varlığının yok oluşundan beri en iyi
düzeydeydi. Son ödemeler, kervan tamir atölyesi için yapılmış haldeydi; onların hiç
kimseye borcu bulunmamaktaydı, ve senelerdir ilk kez, belli bir miktar kaynak artmıştı.
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
13
Bu gerçekleşirken, ve öncesinde diğer kardeşlerini ilk Hamursuz törenleri için Kudüs’e
götürmüş olduğu için, İsa, (sinagog okulundan daha henüz mezun olmuş) Yude’ye
mabede olan ilk ziyaretinde eşlik etmeye karar verdi.
(1415.4)
128:6.4
Onlar Kudüs’e çıkıp, kardeşini Samarya’nın içinden geçirirse sorun
çıkabileceğinden çekinerek, Ürdün vadisi üzerinden aynı yoldan geri döndüler.
Hâlihazırda Nasıra’da Yude, güçlü vatansever eğilimleri ile birlikte sabırsız eğilimi
nedeniyle birkaç kez ufak çaplı olaya karışmıştı.
(1415.5) 128:6.5
Onlar Kudüs’e beklenen sürede varmış olup, mabede olan ilk hareketleri
üzerinde, Bethanili Lazarus ile buluşma imkânı yakaladıklarında, tam da mabedin
görünüşü
ruhunun
en
derinlerine
kadar
Yude’yi
fazlasıyla
etkileyip
onu
heyecanlandırdı. İsa Lazarus ile konuşurken ve Hamursuz’u ortak kutlamaları için
düzenlemelerde bulunmaya çalışırken, Yude hepsi için gerçek bir sorun çıkarmaya
başladı. Hemen yakında, geçmekte olan bir Musevi kızı hakkında belli bir uygunsuz
yorumda bulunmuş olan bir Roma muhafızı durmaktaydı. Yude aşırı sinirden kıpkırmızı
kesildi, ve, bu türden bir uygunsuzluğu onaylamayışını doğrudan bir biçimde askerin
duyabileceği şekilde ifade etmekte hiç de yavaş davranmadı. Bu dönemde Roma askeri
birlikleri, Musevilerin gösterebilecekleri saygısızlığa karşılık gelebilecek her şeyde
oldukça hassaslardı; böylece, muhafız hiç vakit kaybetmeden Yude’yi tutukladı. Bu, genç
vatanseverin kaldırabileceğinden çok daha fazlaydı; ve, İsa’nın uyarıcı bir bakış ile onu
ikaz edebilmesinden önce, hepsinin kötü bir durumu sadece daha da kötü yapan bir
biçimde, ifade edemeyeceği Roma-karşıtı hislerini hiç sakınmadan gerçekleştirdiği bir
haykırış dilinden çıkarmış oldu. Yude, yanında İsa ile birlikte, hemen doğrudan askeri
hapishaneye götürüldü.
(1415.6) 128:6.6
İsa, Yude için olabilecek en yakın duruşma zamanını elde etmeyi, bu olmaz
ise, o akşam Hamursuz kutlamasına onun salıverilmesini sağlamaya çabaladı; ancak, o,
bu girişimlerinde başarısız oldu. Bir sonraki gün Kudüs’de bir “büyük kutsal buluşma”
olduğu için, Romalılar bile, bir Musevi’ye karşı getirilecek olan suçlamaları görüşmeye
cüret edemezlerdi. Bunun uyarınca, Yude, tutuklanmasından sonraki, ikinci günün
sabahına kadar zindanda kalmaya devam etti; ve, İsa, hapishanede onunla birlikte kaldı.
Onlar mabette, kanunun evlatlarının İsrail’in bütüncül vatandaşlığına olan kabul
töreninde mevcut bulunmamışlardı. Yude; üyesi bulunduğu ve içinde çok faal olduğu
vatansever örgüt olan Zeolotlar’ın adına kendisine verilmiş propaganda görevi ile ilişkili
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
14
olarak bir Hamursuz dönemi Kudüs’de bir daha bulunacağı zaman kadar, birkaç yıl
boyunca bu resmi törenden geçmeyecekti.
Hapiste ikinci günlerinin ertesi sabahı, İsa, Yude adına askeri hâkimin
(1415.7) 128:6.7
karşısına çıktı. Kardeşinin küçüklüğü için özürde bulunarak ve onun tutuklanmasıyla
sonuçlanmış olayın kışkırtıcı doğasına dair ilave nitelikte açıklayıcı ancak adil bir ifade
ile İsa meseleyi öyle bir biçimde sundu ki, hâkim, genç Musevi’nin şiddetli taşkınlığı için
kabul edilebilir belli bir gerekçesi olabileceği yönünde görüşünü bildirdi. Kendisinin bu
tür sabırsızlık yüzünden tekrar suçlu duruma düşmemesi hususunda Yude’yi
uyarmasından sonra, o İsa’ya şunları söyleyerek davayı sonlandırdı: “Gözünü ufaklıktan
ayırmamakla iyi ederdin; onun, hepiniz için fazlasıyla sorun çıkarma potansiyeli var.”
Ve, Roma hâkimi, doğruyu söylemişti. Yude İsa için dikkate değer düzeyde sorun
yaratmıştı; ve, her zaman orada — düşüncesizliği ve bilgesizce gerçekleştirdiği
vatansever taşkınlıkları nedeniyle resmi makamlar ile yaşanılmış çatışmalar halinde —
bu nitelikte sorun var olmaya devam etmişti.
(1416.1) 128:6.8
İsa ve Yude gece için Bethani’ye yürüyerek hareket etmişler, onlara
Hamursuz yemeği için verdikleri buluşma sözüne neden uyamadıklarını açıklamışlar,
ertesi gün ise Nasıra için dönüş yoluna koyulmuşlardı. İsa ailesine, küçük kardeşinin
Kudüs’deki tutuklanmasından bahsetmedi; ancak, o Yude ile, geri dönüşlerinin yaklaşık
olarak üç hafta sonrasında bu olay hakkında uzunca bir konuşmada bulundu. İsa ile bu
konuşmadan sonra, Yude’nin kendisi olayı aileye söyledi. O hiçbir zaman, bu zorlu
deneyimin tamamı boyunca ağabey-babasının sergilemiş olduğu sabrı ve tahammülü
unutmadı.
(1416.2) 128:6.9
Bu, kendi ailesinin herhangi bir üyesi için katıldığı son Hamursuz’ idi. Artan
bir biçimde İnsan’ın Evladı, kendi beden ve kanı ile olan yakın ilişkileminden ayrılmaya
başlamaktaydı.
(1416.3) 128:6.10
Bu yıl, derin düşünce aralıkları sıklıkla, Ruth ve onun oyun arkadaşları
tarafından kesilmekteydi. Ve, her zaman İsa; dünya ve evren için olan gelecek görevi
üzerindeki düşünüşünü, Kudüs’e olan çeşitli ziyaretlerinde yaşamış oldukları şeyleri
anlatışından hiçbir zaman yorulmayan bu küçüklerin çocuksu neşesi ve taptaze
mutluluğunu paylaşabilmesi için ertelemeye hazırdı. Onlar aynı zamanda, İsa’nın
hayvanlar ve doğa hakkındaki hikâyelerinden büyük bir keyif duymaktaydı.
(1416.4) 128:6.11
Çocuklar her zaman tamir atölyesinde çok iyi karşılanmaktaydı. İsa,
atölyenin yanı başına kumlar, bloklar ve kayalar koymuştu; ve, küme küme çocuklar,
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
15
kendilerini eğlendirmek için buraya akın etmekteydi. Oyunlarından sıkıldıklarında,
daha kendine güvenir olanları atölyeyi gizli gizli kolaçan ederdi; ve, eğer atölye sahibi
meşgul değilse, cesaretlerini toplayan biçimde içeri gidip şunları söylerlerdi: “Yeşu
amca, dışarı gel ve bize uzun bir hikâye anlat.” Bunun ardından, onlar İsa’yı, karşısındaki
yerde yarı daire olmuş çocuklar ile birlikte atölyenin köşesindeki meşhur kaya üzerine
oturtana kadar ellerinden çekiştirerek dışarı çıkartırlardı. Ve, Yeşu Amcaları’ndan
küçük çocuklar böyle keyif almaktaydılar. Onlar gülmeyi, ve kalpten gülmeyi
öğrenmekteydiler. Çocukların en küçük olanlarının bir veya ikisinin, İsa hikâyelerini
anlatırken onun mimiklerine büyülenmiş bir şekilde bakan bir biçimde, dizlerinin
üzerine çıkıp, orada oturması adet olmuştu. Çocuklar İsa’yı derinden sevmişti, ve İsa
çocukları derinden sevmişti.
(1416.5) 128:6.12
Arkadaşları için; İsa’nın nasıl bu kadar ani ve bütüncül bir biçimde siyaset,
felsefe ve dine ait derin söyleşilerden, beş ila on yaşında değişen bu küçük çocukların
rahat ve neşeli oyunculuğuna geçebildiğine dair, onun ussal etkinliklerinin kapsamını
kavramaları zordu. Daha fazla boş zamana sahip olan bir biçimde erkek ve kız
kardeşleri büyüdükçe, ve torunlar gelmeden önce, bu küçüklere çok fazla bir ilgi
göstermişti.
7. Yirmi Altıncı Yaş (M.S. 20.yıl)
(1416.6) 128:7.1
Bu yıl başlarken, Nasıralı İsa artan bir biçimde, potansiyel gücün geniş bir
kapsamına sahip olduğunun bilincine vardı. Ancak, o benzer bir biçimde, bu gücün, en
azından vakti gelene kadar, İnsan Evladı olan kişiliği tarafından kullanmamasına
gerektiğine tamamen ikna olmuştu.
(1417.1) 128:7.2
Bu zaman zarfında, o, kendisinin gökteki Babası ile olan ilişkisi hakkında
çok az düşündü fakat ondan çok az bahsetti. Ve, şunu söylediğinde, tüm bu düşünmenin
sonucu tepebaşındaki duasında bir seferinde ifade edildiği gibi: “Kim olduğumdan ve
hangi gücü taşıyıp taşımadığımdan bağımsız olarak, Cennet Yaratıcım’ın iradesine her
zaman bağlı oldum, ve her zaman bağlı olacağım.” Ve yine de, bu insan Nasıra etrafında
işe gelir giderken, uçsuz bucaksız bir evren ile ilişkili olarak — “kendisinde bilgeliğin ve
bilginin tüm hazinelerinin saklı olduğu” kelimenin tam anlamıyla doğruydu.
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
16
(1417.2) 128:7.3
Tüm bu yıl, aile olayları Yude haricinde pürüzsüz bir biçimde ilerlerdi. Yıllar
boyunca Yakup; çalışan biçimde yerleşik yaşama adım atma eğiliminde bulunmayan, ne
de aile giderlerinin kendisine ait payı için hesaba katılabilen, en küçük kardeşi ile sorun
yaşamıştı. Her ne kadar evde yaşarsa da, ailenin idaresi için kendisine düşen kısmı
kazanmada vicdani bir biçimde hareket etmemekteydi.
(1417.3) 128:7.4
İsa, bir barış insanıydı; ve, zaman zaman onun yüzü, Yude’nin kavgacı
eylemleri ve vatansever nitelikli sayısız taşkınlıkları nedeniyle kızarmıştı. Yakup ve
Yusuf ondan ayrılma yanlısıydı, ancak İsa buna izin vermezdi. Sabırları çok ciddi bir
biçimde zorlandığı zaman, o yalnızca şunu tavsiye etti: “Sabırlı olun. Tavsiyenizde bilgeli
ve yaşamlarınızda doğru olun ki, küçük kardeşiniz ilk önce doğru yolu öğrenebilsin,
daha sonra bu yolda sizleri takip etme zorunluluğu hissetsin.” İsa’nın bilge ve sevgi dolu
tavsiyesi ailede gerçekleşebilecek bir kopmayı önledi; onlar beraber yaşamaya devam
ettiler. Ancak, Yude, evlenene kadar aklı başında haline hiçbir zaman getirilememişti.
(1417.4) 128:7.5
Meryem nadiren, İsa’nın gelecek görevi hakkında konuşmaktaydı. Bu konu
ne zaman kendisine açıldığında, İsa yalnızca “Vaktim henüz gelmedi” şeklinde yanıt
vermekteydi. İsa ailesini, kişiliğinin dolaylı mevcudiyetine olan bağlılığından ayırmanın
zorlu görevini neredeyse tamamlamış haldeydi. O hızlı bir biçimde; insanlara olan
gerçek hizmetinin daha etkin girişine başlamak amacıyla bu Nasıra evinden düzen
içinde ayrılacağı gün için hazırlanmaktaydı.
(1417.5) 128:7.6
Yedinci bahşedilişinde İsa’nın ana görevinin, Nebadon egemenliğini elde
etme olarak, yaratılmış deneyiminin kazanılması olduğu gerçeğini hiçbir zaman gözden
kaçırmayın. Ve, tam da bu deneyimin elde edilişinde, o, Cennetin Yaratıcısı’nın en
yüksek derecedeki açığa çıkarılışını Urantia’ya ve onun içinde bulunduğu bütün yerel
evrene gerçekleştirmişti. Bu amaçların sonucu olarak gerçekleşmiş bir biçimde, o aynı
zamanda, bu dönemde Lucifer isyanı ile ilişkili konumda bulunan bu gezegenin
karmaşık hale gelmiş olaylarını çözme sorumluluğunu üstlenmiştir.
(1417.6) 128:7.7
Bu yıl, İsa, olağandan fazla boş zamanı keyifle deneyimlemiş olup, tamir
atölyesinin idaresinde Yakup’u ve ev olaylarının yönetiminde Yusuf’u hazırlamaya daha
fazla zaman ayırmıştı. Meryem, İsa’nın onlardan ayrılmak için hazırlanmakta olduğunu
hissetti. Kendilerini bırakıp nereye gidecekti? Ne yapmak için bu gerçekleştirecekti? O
neredeyse, İsa’nın Mesih olduğuna dair düşüncesini bırakmış haldeydi. Meryem, İsa’yı
anlamamaktaydı; o yalın bir ifade ile, en büyük oğlunu kavrayamamaktaydı.
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
17
(1417.7) 128:7.8
İsa bu yıl zamanının büyük bir kısmını, ailesinin bireysel üyeleri ile geçirdi.
İsa onları, uzun ve sıklıkla gerçekleşen tepebaşı ve şehir dışı gezintilerine
çıkarmaktaydı. Hasattan önce, o Yude’yi, Nasıra’nın güneyinde bulunan çiftçi amcasının
yanına götürdü; ancak, Yude, hasattan sonra uzunca bir süre boyunca orada kalmaya
devam etmedi. Yude buradan kaçmıştı, ve Şimon daha sonra onu göldeki balıkçılarla
bulmuştu. Şimon onu eve getirdiğinde, İsa kaçak ufaklıkla yaşananlar hakkında konuştu;
Yude bir balıkçı olmak istediği için, İsa kendisiyle Mecdel’e kadar gidip, onu, balıkçı olan
bir akrabasının gözetimine verdi; ve, Yude, oldukça iyi bir biçimde ve bu zaman
zarfından evliliğine kadar düzenli bir biçimde çalışmıştı; ve, o, evliliğinden sonra da bir
balıkçı olmaya devam etmişti.
(1418.1) 128:7.9
En sonunda, İsa’nın tüm erkek kardeşlerinin yaşam mesleklerini seçtiği ve
onun içinde kendilerini ispatladıkları gün gelmişti. Bu aşama, İsa’nın evden olan ayrılışı
için hazırlanmaktaydı.
(1418.2) 128:7.10
Kasım ayında, çifte düğün gerçekleşti. Yakup ve Esta, ve, Meryem ve Yakob
evlendi. Bu gerçekten de sevinç dolu bir olaydı. Meryem bile, arada sırada İsa’nın
ayrılmaya hazırlık yaptığını fark edişi dışında, daha da mutluydu. O, büyük bir
belirsizliğin altında ızdırap çekmekteydi: bir çocuk iken yapmış olduğu gibi onunla bir
otursa ve her şeyi özgürce konuşsa ne de güzel olurdu, ancak İsa, tutarlı bir biçimde,
konuşmamasını sürdürmekteydi; geleceği hakkında o çok derin bir biçimde sessizdi.
(1418.3) 128:7.11
Yakup ve gelin eşi Esta, Esta’nın babasının hediyesi olan, kasabanın batı
yakasında güzel küçük bir eve taşınmıştı. Yakup annesinin evine yardım etmeyi
sürdürdüğünde, payına düşen miktar evliliği nedeniyle iye bölünmüştü; ve, Yusuf resmi
olarak, İsa tarafından ailenin başına getirilmişti. Yude bu aşamada, her ay kendi payına
düşen kaynağı aslına oldukça uygun bir biçimde eve göndermekteydi. Yakup ve
Miryam’ın evlilikleri, Yude üzerinde oldukça iyi bir etkiye sahip oldu; ve, o, çifte
evlilikten sonraki gün, balık sahaları için evden ayrıldığında, “üzerime düşen görevi
tamamiyle yerine getireceğim, ve gerekirse daha da fazlasını yapacağım” hususunda
kendisine güvenebileceğine dair Yusuf’a güvence verdi.
(1418.4) 128:7.12
Miryam, baba Yakob’un kendi babalarıyla birlikte toprağa verilişiyle, oğul
Yakob’un evinde, Meryem’in evinin yanında yaşadı. Marta evde Miryam’ın yerini aldı;
ve, yeni düzen, yıl sona ermeden pürüzsüz bir biçimde işlemekteydi.
(1418.5) 128:7.13
Çifte düğünün ertesi günü, İsa, Yakup ile önemli bir görüşmede bulundu. O
Yakup’a, özel bir biçimde, evden ayrılmaya hazırlanmakta olduğunu söyledi. İsa tamir
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
18
atölyesinin tüm iyeliğini Yakup’a sunmuş olup, Yusuf’un evinin reisliğini resmi bir
biçimde ve tüm ciddiyetiyle kendisinden ayırıp, oldukça dokunaklı bir biçimde kardeşi
Yakup’u “babamın evinin reisi ve koruyucu olarak” atadı. İsa; tamir atölyesi hediyesi
karşılığında, Yakup’un bundan böyle ailenin tüm mali sorumluluğunu üstleneceğini,
böylece gelecekte gerçekleşecek bu hususlardaki tüm sorumluluktan kendisinin azat
olduğunu, belirten gizli bir anlaşmayı kaleme alıp, her ikisi de imzaladı. Anlaşma
imzalandıktan sonra, bütçe, ailenin mevcut giderleri İsa’nın gelecekteki herhangi bir
katkısı olmadan karşılanabilecek şekilde düzenlendikten sonra, İsa Yakup’a şunu
söyledi: “Ama, benim oğlum, vaktimin geleceği ana kadar sana her ay bir şeyler
göndermeye devam edeceğim, ancak sana gönderdiklerim senin tarafından şartlar
gerektiğinde kullanılacak. Benim gönderdiğim kaynakları, uygun düştüğünü gördükçe
aile ihtiyaçları veya zevkleri için kullan. Onlardan hastalık durumunda faydalan veya
ailenin herhangi bir bireysel üyesinin başına gelebilecek beklenmeyen acil durum
koşullarını karşılamak için kullan.”
(1418.6) 128:7.14
Ve, böylece İsa, Yaratıcısı’nın görevini yerine getirmek üzere kamuya
çıkışından önce, erişkin yaşamının ikinci ve evden-ayrı fazına giriş yapmak için
hazırlanmıştı.
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
19
Download