Editör İbrahim H. Diken ÜNİTE 12 DUYGU VE DAVRANIŞ BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİLER Doç. Dr. Selda Özdemir Hazırlayan: Gizem Yıldız Duygu ve davranış bozukluğunun tanımaya 2 tanımla başlayacağız. Ciddi Duygusal Bozukluğu Olan Çocuklar; (I) terim aşağıdaki özelliklerden bir ya da birkaçını uzun süre, eğitim performansını etkileyecek şekilde sergileyen çocukları ifade eder: Öğrenme yetersizliği Akranlarla ve öğretmenlerle tatmin edici ilişkiler kuramama Uygunsuz davranışlar Kalıcı mutsuzluk ve depresif ruh hali (II) terim şizofreniyi içerir. Bu tanımlara karşı çıkan yoğun tepkilerden sonra farkı bir tanım daha ortaya çıkmış: Yaş, kültür ve etnik normlardan farklılık gösteren, okul programlarında akademik, sosyal, mesleki ve kişisel becerileri kapsayan akademik performansı olumsuz etkileyen duygusal ve davranışsal tepkilerle karakterize edilen bir yetersizliktir. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. Bu iki tanımda 8 temel ortak nokta dikkati çeker: Okulda sergilenen duygusal ve davranışsal tepkiler Problemin normlardan farklılık göstermesi Problemin eğitim performansı üzerine olumsuz etkisi Problemin strese yönelik beklenen tepkiden fazla olması Probleminde okulunda dahil olduğu en az 2 ortamda süreklilik göstermesi Bozukluğun bireysel sağaltıma rağmen sürmesi Diğer yetersizliklerle beraber görülebilmesi Tüm duygu ve davranış bozukluklarını içermesi Biyolojik Faktörler Aileyle İlgili Faktörler Okulla İlgili Faktörler Doğuştan zor mizaçlı (kolay sinirlenen, zor sakinleşen gibi) bireylerde ileride duygu ve davranış bozukluğu görülme olasılığı vardır. Yaşanılan çevre koşulları da buna sebep olabilir. Depresyon, şizofreni, kaygı bozukluğu tanısı almış ebeveynlerin çocuklarında %60 oranla duygu ve davranış bozukluğu görülmektedir. Hamilelik döneminde yaşanan travmalar, alkol kullanımı gibi etkilerde bu bozukluğa sebebiyet verebilir. Ebeveynlerin kendi aralarında ya da çocukla olan ilişkilerinde olumsuz olmaları çocuğu etkiler. Disiplin eksikliği ya da fazlalığı, aile içi şiddet, istismar, ihmal, ilgisizlik, eşler arası çatışma, ailede işsizlik, alkol bağımlılığı, evlilik problemleri, çocuk yetiştirme usulünde sorunlar, çocuğun inatçı, talepkar ve yoğun tepkilerine karşı ailenin olumsuz etkileşimleri gibi bir çok nedenden ötürü çocuklarda duygu ve davranış problemi görülebilir. Ailenin çocuk üzerine etkisi Çocuğun aile üzerine etkisi Çocuğu başarısızlığa götüren etkisiz öğretim yöntemleri, açık ifade edilmeyen okul kuralları, cezalandırıcı disiplin teknikleri, Olumsuz öğretmen tutumları, akran dışlaması, sınıf yönetiminin yetersizliği, öğrencideki stres ve tükenmişlik duygusu, Topluma uyum çabaları gibi nedenlerden dolayı duygu ve davranış bozuklukları üzerinde okul etkili bir faktördür. Problem davranışın gün içerisinde hangi sıklıkta ve yoğunlukta gerçekleştiği kayıt edilir. Bunun için kabul görmüş bir yöntem olmamakla birlikte UDA’dan faydalanılabilir. Sınıf ortamında ve oyun ortamında öğretmen öğrencinin davranışlarını gözlemleyebilir. Problem davranışın ne olduğu, sıklığı, neden oluştuğuna dair veri toplar. Değerlendirme farklı uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından yapılır. Duygu ve davranış bozukluklarının belirlenmesinde kullanılan geçerli ve güvenilir standardize edilmiş testler vardır. Bu testlerin sonucuna bağlı olarak ekolojik değerlendirme ile davranış değiştirme programı hazırlanabilir. Bu süreçte aile katılımı da çok önemlidir. Duygu ve davranış bozukluklarının toplum içerisindeki yaygınlığı %3%7 arasında değişmektedir. Duygu ve Davranış Bozukluğu Duygu ve davranış bozukluğu olan bireyler toplum Duygu ve davranış bozuklukları olan çocuklar 2 önemli gruba ayrılmaktadır. Dışa Yönelim Bozuklukları İçe Yönelim Bozuklukları Dışa yönelim bozukluğu olan çocuklar, saldırgan, başkalarını rahatsız edici, karşı gelme davranışlarını sıklıkla sergileyen çocuklardır. En önemli özellikleri anti sosyal davranışlarıdır. Anti sosyal davranış; başkalarına düşmanca davranma, saldırganlık, kural tanımayan gruplara katılma, yetişkin otoritesine karşı gelme, sosyal normları ihlal etme gibi özellikler içerir. Bu çocuklar sınıflarda sıkça yerinden kalkma, sınıfta dolaşma, arkadaşlarını rahatsız etme, vurma, kavga etme, eşyalara zarar verme, kurallara uymama gibi davranışlar sergilerler. İçe yönelim bozuklukları sergileyen çocuklar içe kapanma, depresyon, kaygı ve takıntılı düşünce ya da davranışlar gibi problemleri olan çocuklardır. Akran reddi yaşayan, sert aile disiplini gören ya da benzer durumlar yaşayan çocuklarda görülebilir. Sık sık hayallere dalma, sürekli depresyon hali, nedensiz korkular, kaygı ve depresif duygular gibi sorunlar yaşarlar. Duygu ve davranış bozukluğu olan öğrencilerin yaklaşık %50’si öğrenme güçlüğü yaşamaktadır. Değişen oranlarda akademik problemler sergilerler. Akranlarına göre daha uyumsuzdurlar. Özellikle okuma ve matematik bu grubun en başarısız olduğu alanlardır. Okuldan atılma oranları diğer akranlarına göre yüksektir. Duygu ve davranış bozukluklarını azaltıp olumlu davranışları desteklemede uygulanabilecek bazı temel uygulamalar: Öğrencilerin beklentilerini öğrenmek ve dikkate alın Uygun davranışlar için açık kurallar koyun Uygun davranışlara model olun Öğrencilerden, sergilenen davranışlardan hangileri olumlu, hangileri olumsuz bulmalarını isteyin Fırsat varsa öğrettiğiniz her olumlu davranışı kameraya çekin, öğrencilere seyrettirin Olumlu davranışları akıcılık kazanılana kadar pekiştirin. Sınıfa 10 maddelik olumlu davranış listesi yapın ve görünen bir yere asın. Kuralların koyuluş amacını tartışın. Dersi ilginç hale getirin, ilgilerini sürekli aktif tutun. Dersle ilgilenen öğrencileri sıklıkla pekiştirin. Ders dışı etkinliklerle ilgilenenlere yaptıkları hangi davranışın yanlış olduğunu ilan ederek değil, yapılması gereken davranışı söyleyerek uyarın. Genel değil, davranışı betimleyici pekiştireçler kullanın. “Beni gürültü yapmadan sessizce beklediğiniz için teşekkür ederim” Çocuğun akademik başarısını, çabasını takdir edin. “Ali okuma çok ilerledi. Metinleri artık hatasız okuyorsun, kendinle gurur duymalısın.” Doğru cevabı verdiklerinde kendi kendilerini pekiştirmelerini sağlayın. “Eğer sizde doğru cevabı bulduysanız kendinize kocaman bir aferin verin.” Pekiştireci asla eleştirmek için kullanmayın. “Materyalleri çok güzel topladın ama bu bir dahaki seferi ben söylemeden yap.” Tüm sınıfı pekiştirin. “Sınıftaki herkesin teneffüse hazır olduğunu görüyorum, hepiniz harikasınız.” Herhangi bir nedene bağlı olmayan pekiştireçler kullanın. “Bu sınıfta olmaktan çok mutluyum.” Yeni bir şey öğrenirken çabayı teşvik edin. “Bu konuyu öğrenmenin zor olduğunu biliyorum ama hepiniz tüm dikkatinizi konuya verdiniz. Sizinle gurur duyuyorum.” Özel hedefler için ödüller koyun. Ulaşılacak hedefi açıkça ifade edin. Hedefe ulaşmaları için küçük basamaklar oluşturun ve her adımda zorlaştırın. Ödül kazanmak gittikçe zorlaşsın. Pahalı olmayan doyurucu ödüller seçin. Çocuklara kendi ödüllerini seçme hakkı tanıyın. Özellikle küçük yaştaki çocuklara ödülü hedef davranıştan hemen sonra verin. Çocuk uygunsuz davranışı sonlandırınca hemen ilgilinizi ona verin ve o anda yaptığı olumlu davranışı pekiştirin. Sistematik olarak görmezden geldiğiniz davranışlar sınırlı sayıda olsun. İçe kapanma gibi duygusal davranışları asla görmezden gelmeyin. Yönlendirme için kırmızı-yeşil kart kullanımı gibi görsel ipuçları kullanın. Uygun davranışa gülen yüz olan yeşil kart, olumsuz davranışa üzgün yüz olan kırmızı kart gösterin. Vurma, acı verecek biçimde itme, eşyaları yere atma gibi ağır agresif davranışlar problem davranışlardır. Çocuğun ilk seferde agresif davranışın asla tolere edilmeyeceği mesajını açık bir biçimde alması çok önemlidir. Ceza uygulanırsa hemen davranışın ardından olmalı ve neden olduğu açıklanmalıdır. Cezadan sonra yapıcı bir tutum ile çocukla konuşmak gerekir. Davranış değiştirme programları bu konuda kullanılabilir. Sosyal beceri eğitimi gruplarında sadece problem davranış gösteren çocuklar değil, normal akranları da olmalıdır. Sosyal beceriler öğrencilere anlatılmalı, öğrenciyi cesaretlendirmeli ve performansını pekiştirmelidir. Öğretmen grupta akran desteğini sağlamalıdır. Çocuğun ailesi de düzenli olarak sosyal beceriler hakkında bilgilendirilmeli ve çocuğun evde de pekiştirilmesi sağlanmalıdır. Farklı ortamlarda, farklı kişiler tarafından pekiştirilirse genellemeye destek verilmiş olur. Davranışı ölçülebilir ve gözlenebilir terimlerle tanımlayın. Öğrenci hakkında bilgi toplayın. Davranış hakkında bilgi toplayın. Bu bilgilerle davranış öncesi ve sonrasında neler olduğuna bakın. Problem davranışın çocuğun hayatındaki işlevi hakkında hipotezler kurun. Problemle davranışla aynı işlevi gören olumlu bir davranış bulun. Bu davranışı çocuğa öğretin. Öğrettiğiniz davranışın etkililiğini değerlendirin. Ailelerle düzenli görüşmeler ve toplantılar ayarlayın, çocuklarının durumunu konuşun. Onları yargılamayın, fikirlerine değer verin, dinleyin. Problemi açık bir dille aileyle paylaşın. Problemle başa çıkmak için evde neler yaptıklarını sorun. Çocuğun günlük performansı hakkında aileye bilgi verin ve yapabileceklerini anlatın. Aileyle aranızda samimi ve güvenilir bir ilişki kurun.